Hukuki.NET


03/05/2025  Eski forum arşivi bölümü

Hukuksal Tartışmalar




 


Forum:
Sınır ötesi harekat
Av.Abdülkerim Güven Türkiye mevcut koşullar altında sınır ötesi harekat gerçekleştirmeli midir ?
alisinkay Her ülke terörü bahane ederek terör yaparken Türkiye'nin terörün olduğu bir yerde eli kolu bağlı oturması hem imajına hem de gücüne zarar verir. Bence teröristler tek tek nerede olursa olsun bulunup imha edilmeli.
dahiliyeci "Masumlar ölüyor" ajitasyonuyla sınır ötesi harekat şu konjonktürde realist bir hareket olmayacaktır. Sınır ötesi harekat, Türkiye'yi temizlenemeyen bir Irak bataklığına sokmaya çalışmaktır. Bu kararı desteklediğim AKP hükümeti de alsa tasvip etmiyorum.
dahiliyeci 21 TEMMUZ tarihli Cengiz Çandar'ın kaleme aldığı bir eleştiri yazısı: Olmayacak işler... Bu hükümet "sınır ötesi operasyon" kararı alabilir mi? Veya, başka bir soru soralım, "Türkiye şu zaman diliminde Kuzey Irak'a asker sokabilir mi?" Her ikisine de "hayır" cevabı vereceğiz. Belki, "zevahiri kurtarmak" bakımından Kandil dağına yönelik bir "hava operasyonu" yapılabilir ama kara birlikleriyle Kuzey Irak'a girilme ihtimali imkânsıza yakın. Niçin? Çeşitli nedenleri var; önem sırası olmaksızın sıralayalım: 1. Şu dönemde "sivil otorite"nin "askeri yetkililer" üzerinde mutlak bir kontrolü ve "kağıt üzerindeki"nin dışında bir askeri operasyon kararı verme "yetkisi" yok. 2. Askerlerin -ki, Türkiye'nin her şeye rağmen "stratejik düşünebilme" ve Amerika'yı, hatta AB'yi hesaba alma konusunda en ciddi kurumuna mensuplar ve dolayısıyla- bu tür bir adımı düşünmeleri mümkün değil. 3. Hükümet, lider şahsiyetlerinin sık sık sözünü ettiği "kollektif akıl"ı tümüyle ('tümüyle'nin altını çizelim) yitirmiş bir halde gözükmüyor. 4. El altından hükümet çevreleriyle sürdürülen "diplomatik" ve sair temaslar, hükümeti böyle bir adım atmaya kalkışmamaya ikna edecek kadar "etkili" olur. Ayrıca, siz hiç iş çevrelerinden, başta TÜSİAD, bu yönde "teşvik edici" açıklamalar duydunuz mu? "Ekonomi"nin talep etmediği bir "dramatik adım" atılabilir mi? Öyleyse, son günlerin çıkışları neyin nesidir? İşin asıl vahim tarafı burada. Hükümet, Mesut Yılmaz'ın da söylediği gibi "günü kurtarma" kaygısı ile hareket ediyor. Kendi tabanı esas olmak üzere, Türk kamuoyuna hakim olan halet-i ruhiyeyi kaale alarak, buna cevap vermek istiyor. Kestirmeden söyleyelim; "popülizm" yapıyor. "Popülizm"in kaldırmayacağı bir alan varsa, dış politika ve güvenlik alanıdır. Buralarda "popülizm" yapılmaz. "Popülizm"den kaynaklanan birtakım açıklamaların fena halde "bumerang" etkisi vardır ve tehlikelidir. Bunu yapmak iktidar partisinin "selameti"ne değildir. Sıralarsak: 1. Yapmayacağınız, yapamayacağınız bir şeyi "yapacakmış gibi" ilan ediyor ve buna uygun görüntüler vermeye başlarsanız ve sonuçta da yapmazsanız, siyasetinizi "yalama" edersiniz: Daha kötüsü, ülkenizin "caydırıcı gücü"nü düşürürsünüz. Kendiniz hakkında ise "inandırıcılık zaafı" yaratırsınız. "Bumerang etkisi"nden kasıt budur. 2. Kimi zaman, dış politika ve güvenlik alanında başvurduğunuz "popülizm", manevra alanınızı kısıtlar, sizi söyleminizden farklı bir yolda hareket edememeye mecbur bırakır ve yani "yapacağınızı" söylediğiniz şeyi "yapmaya" mecbur da kalabilirsiniz. Yukarıdaki "1.madde"nin tam tersi bir durumla yüz yüze kalırsınız. Söylediğinizi "yapmaya" kalkıştığınız anda ise, ülkeyi sonu gelmez bir macera içine sokma sorumsuzluğunu gerçekleştirmiş olursunuz. "Popülizm", dış politika ve güvenlik de, bu yüzden çok "tehlikeli"dir. Kendisini, yaptıkları hiç de "popüler olmayan" ve izlediği politika yüzünden "başı bu bölgede asla beladan kurtulmayacak" olan İsrail'in "Amerikan yeşil ışığı" ile elde ettiği "serbest hareket alanı"nı kendiniz için meşru görürseniz, PKK'yı Türkiye yerine Kuzey Irak'ta halletmeye kalkarsanız, "bölge çapında bir Türkiye ile Kürtler çatışması"nın içine ülkeyi, ABD ve AB'deki tüm olumsuz sonuçlarıyla birlikte itmiş olursunuz. Yakında "Kerkük sorunu" ısınmaya başlayacak. Bu durumda ne yapacaksınız? "Ordu Kerkük'e" konumuna mı gireceksiniz? PKK'ya yönelik olarak "hedef daraltmak" yerine, son günlerde hükümet liderlerinin "popülizm" nitelikli açıklamaları "hedef genişletmek"ten başka nedir? Uluslararası Kriz Grubu adlı, finansörleri arasında bizim Dışişleri Bakanlığı'nın da bulunduğu nüfuzlu düşünce kuruluşu, üç gün önce "Iraq and the Kurds: The Brewing Battle Over Kirkuk" (Irak ve Kürtler: Kerkük üzerinde kaynamakta olan savaş" başlıklı, çalışması iki yıl süren 32 sayfalık bir rapor yayınladı. Kerkük'te işin bir "askeri çatışma"ya sürüklenmeden çözülebilmesi için Irak Hükümeti'ne, Irak Parlamentosu'na, Kerkük cemaatlerinin temsilcilerine ve Kürdistan Bölge Yönetimi'ne ve ABD Yönetimi'ne ve Türk Hükümeti'ne öneriler sunuyor. Hepsine, tabii ki, farklı farklı. Türkiye hükümetine sunulan öneriler şu üç madde: - Kerkük sorununun barışçıl çözümü yükümlülüğünü üstlenin girin ve bu konudaki söyleminizin tonunu düşürün. - Türkiye ile kuzey Irak arasında, özellikle akaryakıt ürünlerinde, ticareti kolaylaştırın. Bunun için örneğin Habur'dakine ek olarak bir sınır kapısı daha açın ve Irak Kürdistan bölgesine yatırımları teşvik edin. - Irak'a askeri güç göndermeme ve Habur sınır kapısını kapatmak ya da Beyci-Ceyhan boru hattını kesmek gibi baskıcı diplomasi önlemleri almama konusunda yükümlülük altına girin. Son günlerde Ankara'da benimsenen "söylem"in tam zıddı. "Gazetelerdeki köşelerinden mangalda kül bırakmayan"ların saçmalama lüksü olabilir. Bunların zaten, Türkiye'nin önünü görebilme sorunları vardır. Gelecek tasavvurları yoktur. Türkiye'nin AB hedefi umurlarında da değildir. Hükümet etmek, farklı sorumluluklar ve ciddiyet gerektiriyor...
Av.Fırat Bayındır Diğer seçenekler : c) gerçekletirebilir d) gerçekleştiremez, izin vermezler e) gerçekleştirmek istiyorlar ama engeller var f) konuyu komisyona havale ettiler
deltaG Ya olduğun gibi görün Ya göründüğün gibi ol Hz. Mevlana
Av.Abdülkerim Güven ABD Başkanı George Bush, İsrail ile Hizbullah arasındaki çatışmada mahsur kalan insanların kurtarılmasında yardım için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı telefonla aradı ve ayrıca PKK konusunda Türkiye ile birlikte çalışma sözü verdi.
meghan Önce kendi sınırlarıız içerisindeki terörü bitirmemiz lazım, dışarı çıkmak Türkiye' yi çok tehlikeli bir uçuruma sürükleyebilir.
Av.Abdülkerim Güven Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, PKK ile mücadele konusunda ciddi olduklarını belirterek PKK#8217;nın Bağdat#8217;taki bürosunun #8220;hemen#8221; kapatılacağını söyledi. Zebari, #8220;Her şeyden önce Iraklı değiller. İkincisi, burası onların faaliyet göstereceği veya lobicilik yapacağı yer değil. Üçüncüsü, Barzani ve Talabani tarafından onlara verilen ve PKK#8217;dan çatışmayı durdurmasını isteyen bir mesaj iletildi#8221; dedi. Buna karşın Zebari, Türkiye#8217;nin bir müdahalesinin Irak hükümeti veya Washington için kabul edilemez olduğunu da vurguladı. Mesut Barzani#8217;nin liderliğindeki KDP#8217;nin önde gelen isimlerinden Hoşyar Zebari, Washington Times gazetesinin köşe yazarı Tulin Daloğlu ile yaptığı söyleşide PKK ile mücadele etme kararlılığını dile getirirken, PKK#8217;nın Iraklı olmadığını, Irak#8217;ta faaliyet gösteremeyeceğini söyledi. Türkiye#8217;ye son ziyareti sırasında Ankara tarafından #8220;çok sıcak, dostane, saygılı ve samimi#8221; bir biçimde karşılandığını anlatan Zebari, #8220;Hükümet ile tüm bu konuları (PKK) çok ayrıntılı bir biçimde görüştük. Türkiye, ABD ve Irak ile ve Kürt bölgesel hükümetinin bir üyesi de ile üçlü komiteyi canlandırmayı önerdim#8221; dedi.
Av.Abbas Bilgili Terörü yok etmek ve terörizmle mücadele etmek tabi ki gereklidir, ancak sınırötesi hareketın bu amaçlara ne kadar hizmet edeceği ve terörü yok etme konusunda ne kadar işe yarayacağı kanımca oldukça tartışmalı bir konudur. Daha önce de aynı bölgede aynı amaçlarla harekatlar yapıldı ve bugün aynı bölgede terör devam ediyor. Daha önceki harekatların bu sorunu çözmede çok da işe yaramadığı anlaşılıyor. Zaten bütün dünyaya ilan ederek sağır sultanın dahi duyduğu bir harekattan medet ummanın da sanıyorum bir yararı yoktur. Kaldı ki, daha önceki harekatlarda karşımızda ABD yoktu. Büyük ölçüde ABD'ye bağımlı olan bu ülkenin bu harekatı yapabileceğinden de kuşkuluyum. Acı ama gerçek budur. Kürt sorununun sadece askeri önlemlerle çözümlenebileceğini de düşünmüyorum. Çözüm konusunda kesin bir formül söylemek de zordur. Bu oldukça karmaşık ve çok yönlü bir problemdir. Bu konuda piyasaya son zamanlarda çıkan Mustafa Akyol'un "Kürt Sorununu Yeniden Düşünmek" isimli araştırmasını (Doğan Kitapçılık) öneriyorum. Kesin önyargılardan arınmış, her iki tarafın katı görüşlerini eleştiren ve kendince çözüm öçnerileri sunan bir eser diyebilirim. Sonuç olarak; bu harekat bu sorunu çözecekse yapılsın, çözmeyecekse neden insanlar ölsün, neden dağlara boşuna bombalar atılsın?
rojhat anket konusu ile ilgili forum üyelerinin cevaplarını okudum ancak malesef ülkesini seven objektif yaklaşımın gösteren arkadaşların %bazada geri olduklarını görünce üzüldüm nereye gireceğiz kimin peşine düşeceğiz ne oluyor millet olarak iş işten geçtikten sonra mı hep aklımız başımıza gelir sorun dışarda değil ki arkadaşlar gerçekçi olalım yıllardır kürt sorunu var ve bu sorun şidetle çözümlenmedi denenmişi bir kenara bırakıp yeni atılımlar yapılmalı ineyi kendimize sonra da çuvaldızı başkasına batıralım IRAK geçeğini görmüyormuyuz abd bile girdiğine bin pişman çıkamıyor ülke evladımızı seviyorsak olylara biraz da başka bir pencereden bakmalıyız terorist dediğimiz de bizim evladımız asker de bizim evladımız ölmekle öldürmekle kimler nemalanır bu kimlerin işine yarar bu geminin içinde hepimiz bulunuyoruz ülkemizin güzelliklerinin paylaşımı kardeşçe yaşam dururken biraz da kendimizi başkasının yerine koyup düşünürsek inanın ülke kazanır kürtlerin ve türklerin birlikteliğinden mutlu türkiye halkları kazanır çözümü demokratik yollarda arıyalım hergün cenaze kendisine insanım diyen kimin yüreğini dağlamaz DEĞİŞİM lazım inancındayım sınır ötesi mi sınır içi mi şitdet nerden gelirse gelsin karşı durup BARIŞ eli uzatılmalı saygılarımla batrsa
Av.Fırat Bayındır ABD dışişleri Bakanı bayanın "ortadoğu haritasının yeniden çizilmesi zamanı geldi" sözünün arkasından bazıları mutlu olsalar da, bu yeni haritada hiç kimsenin rahat bırakılmayacağı çok açık. Bu dam çöktüğünde hepimizin altında kalacağından kuşkum yok. Kısa vadeli çıkarları ve provokasyonları bir kenara bırakıp herkesin takkesini önüne koyup durum değerlendirmesi yapma zamanı geldi de geçiyor bile.
merwan öncelikle şu görülmüyor; körfez savaşından sonra taki son ırak müdahalesine kadar zaten kuzey ırak türkiyenin arka bahçesi konumundaydı ve her isteği zaman sınır ötesi harekat yapıyor ve operasyonlar düzenliyordu. hatta peşmerge güçleriyle ortak operasyonlar düzenlemiştir. bu kadar kolay kolay hareket ettiği bir süreçte sorunu çözmedi, abd ye rağmen yapacağı bir sınır ötesi harekat ne kadar sonuç verebilir. bence türkiye böyle bir şeye kalkışırsa avcunu yalayıp tekrar çıkar. tabii faturasıda gariban halka çıkar[:tps]
alisinkay
quote:
anket konusu ile ilgili forum üyelerinin cevaplarını okudum ancak malesef ülkesini seven objektif yaklaşımın gösteren arkadaşların %bazada geri olduklarını görünce üzüldüm nereye gireceğiz kimin peşine düşeceğiz ne oluyor millet olarak iş işten geçtikten sonra mı hep aklımız başımıza gelir sorun dışarda değil ki arkadaşlar gerçekçi olalım yıllardır kürt sorunu var ve bu sorun şidetle çözümlenmedi denenmişi bir kenara bırakıp yeni atılımlar yapılmalı ineyi kendimize sonra da çuvaldızı başkasına batıralım IRAK geçeğini görmüyormuyuz abd bile girdiğine bin pişman çıkamıyor ülke evladımızı seviyorsak olylara biraz da başka bir pencereden bakmalıyız terorist dediğimiz de bizim evladımız asker de bizim evladımız ölmekle öldürmekle kimler nemalanır bu kimlerin işine yarar bu geminin içinde hepimiz bulunuyoruz ülkemizin güzelliklerinin paylaşımı kardeşçe yaşam dururken biraz da kendimizi başkasının yerine koyup düşünürsek inanın ülke kazanır kürtlerin ve türklerin birlikteliğinden mutlu türkiye halkları kazanır çözümü demokratik yollarda arıyalım hergün cenaze kendisine insanım diyen kimin yüreğini dağlamaz DEĞİŞİM lazım inancındayım sınır ötesi mi sınır içi mi şitdet nerden gelirse gelsin karşı durup BARIŞ eli uzatılmalı saygılarımla batrsa
Ekleyen: rojhat - 01/08/2006 :  22:10:08
Sayın Rojhat, Çözüm önerinizi gerçekten merak ediyorum. TERÖR Her tarafta kan, kan, kan her taraf çehit yassı Ya bir ana ya bir dul ya da yetim ağlaması İşte bu Türkiye'nin bugünkü manzarası Yetmez mi akan kanlar, yetmez mi sönen ocak? Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Devletin kaderini elinde tutan beyler; Şehitlerin ardından bol nutuk atan beyler; Artık lafı bırakın yanıyor vatan beyler, Bu yangını vahşeti kim sona erdirecek? Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Boş lafı bırakın beyler; soyunuz söndü mü hiç? Hiç evlat verdinizmi bağrınız yandı mı hiç? Askerdeki oğlunuz taputla döndü mü hiç? Hiç acı çektiniz mi yürekler yardıracak? Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Buna terör demeyin diyene şaşıyoruz, Terör dersem taa baştan hataya düşüyoruz. Ne terörü efendim bir savaş yaşıyoruz. Savaş evet savaş bu PKK bir oyuncak, Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Bu savaşı görmeyen gözleri suçluyorum. Eşkiya, terör gibi sözleri suçluyorum. Devleti değil amma sizleri suçluyorum. Sizsiniz toplayıp, derleyip, derdirecek. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Asker, polis, özeltim görevini biliyor. Görevini bilmeyen geriye kim kaliyor? Siyasiler aksaklık bütün siden geliyor. Millet sizi takipte takibi sürdürecek. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Özeltim den bahsettim, gitmeyelim uzağa, Meselâ özeltimi kimler aldı kızağa? Kim düşürdü devleti böyle ağdi tuzağa? Şimdi çıkıp kim bunu hayıra yorduracak? Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Bu iş için yetişmiş özeltimim duruyor, Durduranlar maaşla korucu arıyor, Devlet silah veriyor PKK ya yarıyor. O kan durur mu? Kan ona maaş verdirecek. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Saysam şimdi bitmez ki yaptığınız gafları, PKK'ya çok özel çıkartılan afları. Kiminizin ağzında federasyon lafları. Bu laflar başınıza çok çorap ördürecek. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. İşte böyle hepiniz ayrı telden çalarsa, Polisin tuttuğunu mahkemeler salarsa, Mahkum ceza evini tünel açıp delerse, Bu yarayı başka kim saracak, sardıracak. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Demokratik çözümmüş, CMUK'muş, falan, filan Demokratik yollarla savaş mı olur ulan? Artık lafı bırakın plan yapılmış plan. El alem yurdumuza başka yurt kurduracak. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. İki yol var efendim iki yol tartılmalı. Ya verip kurtulmalı, ya vurup kurtulmalı. Hiç vatan verilir mi?bu vatan Türk'ün malı. O zaman tek yol kaldı hasmı olan vuracak. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Ne zaman ki kararlı kesin bir yol izlenir, Tespit sağlam yapılır, yapılanda gizlenir, Çok sürmez, bu çakallar bir ayda temizlenir. Ah ulan ah sideki fırsat bizde olacak! Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Ne yapıyor bu itler? sınırı geçiyorlar, Askerin yeri belli vuruyor, kaçıyorlar, Girdikleri bir in var göge mi uçuyorlar? Bulunmalı bunlara açılan kahpe kucak. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Kapatın o bölgeyi Allah kulu görmesin. Ne yerli ne yabancı basın görmesin. Dizi gibi her akşam televizyon vermesin. Gayet sessiz, sedasız, kazısın köşe bucak. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Aynı dilden konuşun PKK kalleşine, Dağların kafasında tankın, topun işi ne? Özel tim ve komondo takılsın bak peşine, Ondan sonra görelim kim kimi kırdıracak. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Ama batı bozarmış ağzımızın tadını, Bozmuş zaten bırakın batının adını, Yahu vatan gidiyor batının avradını, Batı özellikle un serecek, serdirecek. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Amerika, Avrupa körüklüyor bak işte, İran, Irak, Suriye hepsi aynı b.k işte, Müslüman Türk'ün dostu yok gardaşım yok işte, Düşmanın vazifesi karacak, kardıracak, Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Haydi bunlar dışardan, birde bunun içi var. Sayın bakın mecliste PKK'nın kaçı var. Biri kancık, bildiğim en az yirmi p.çi var. Çıldıracak gibiyim vallahi çıldıracak. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Hele bir vekil var ki; devlet maaş veriyor, Gardaşıda dağlarda Türk askeri vuruyor. Vekilimiz olan da zevkten bıyık buruyor. Bu kafada gidersek daha çok vurduracak. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Dikkat edin milletin ayranı kabarmasın, Temennimiz netice şu noktaya varmasın; Kehanete luzum yok eğer bu kan durmasın, Bu defteri bu millet kendisi dürdürecek. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Türk Milleti bu işe el korsa arkadaşlar, Ne Tendürek Dağı'ndan ne de Cudi'den başlar, Millet önce meclisi, önce sizleri haşlar. Tutumunuz bu işi kötüye vardıracak. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Kürdü. lazı, çerkezi, bir ağacın dalları, Bu ağacın adı Türk, daha çoktur kolları. Ağaca balta vuran ermeninin dölleri. Kürt ARİF'in gardaşı, bu gardaşlık sürecek. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak.
rojhat
quote:
[quote]anket konusu ile ilgili forum üyelerinin cevaplarını okudum ancak malesef ülkesini seven objektif yaklaşımın gösteren arkadaşların %bazada geri olduklarını görünce üzüldüm nereye gireceğiz kimin peşine düşeceğiz ne oluyor millet olarak iş işten geçtikten sonra mı hep aklımız başımıza gelir sorun dışarda değil ki arkadaşlar gerçekçi olalım yıllardır kürt sorunu var ve bu sorun şidetle çözümlenmedi denenmişi bir kenara bırakıp yeni atılımlar yapılmalı ineyi kendimize sonra da çuvaldızı başkasına batıralım IRAK geçeğini görmüyormuyuz abd bile girdiğine bin pişman çıkamıyor ülke evladımızı seviyorsak olylara biraz da başka bir pencereden bakmalıyız terorist dediğimiz de bizim evladımız asker de bizim evladımız ölmekle öldürmekle kimler nemalanır bu kimlerin işine yarar bu geminin içinde hepimiz bulunuyoruz ülkemizin güzelliklerinin paylaşımı kardeşçe yaşam dururken biraz da kendimizi başkasının yerine koyup düşünürsek inanın ülke kazanır kürtlerin ve türklerin birlikteliğinden mutlu türkiye halkları kazanır çözümü demokratik yollarda arıyalım hergün cenaze kendisine insanım diyen kimin yüreğini dağlamaz DEĞİŞİM lazım inancındayım sınır ötesi mi sınır içi mi şitdet nerden gelirse gelsin karşı durup BARIŞ eli uzatılmalı saygılarımla batrsa
Ekleyen: rojhat - 01/08/2006 :  22:10:08
Sayın Rojhat, Çözüm önerinizi gerçekten merak ediyorum. TERÖR Her tarafta kan, kan, kan her taraf çehit yassı Ya bir ana ya bir dul ya da yetim ağlaması İşte bu Türkiye'nin bugünkü manzarası Yetmez mi akan kanlar, yetmez mi sönen ocak? Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Devletin kaderini elinde tutan beyler; Şehitlerin ardından bol nutuk atan beyler; Artık lafı bırakın yanıyor vatan beyler, Bu yangını vahşeti kim sona erdirecek? Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Boş lafı bırakın beyler; soyunuz söndü mü hiç? Hiç evlat verdinizmi bağrınız yandı mı hiç? Askerdeki oğlunuz taputla döndü mü hiç? Hiç acı çektiniz mi yürekler yardıracak? Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Buna terör demeyin diyene şaşıyoruz, Terör dersem taa baştan hataya düşüyoruz. Ne terörü efendim bir savaş yaşıyoruz. Savaş evet savaş bu PKK bir oyuncak, Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Bu savaşı görmeyen gözleri suçluyorum. Eşkiya, terör gibi sözleri suçluyorum. Devleti değil amma sizleri suçluyorum. Sizsiniz toplayıp, derleyip, derdirecek. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Asker, polis, özeltim görevini biliyor. Görevini bilmeyen geriye kim kaliyor? Siyasiler aksaklık bütün siden geliyor. Millet sizi takipte takibi sürdürecek. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Özeltim den bahsettim, gitmeyelim uzağa, Meselâ özeltimi kimler aldı kızağa? Kim düşürdü devleti böyle ağdi tuzağa? Şimdi çıkıp kim bunu hayıra yorduracak? Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Bu iş için yetişmiş özeltimim duruyor, Durduranlar maaşla korucu arıyor, Devlet silah veriyor PKK ya yarıyor. O kan durur mu? Kan ona maaş verdirecek. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Saysam şimdi bitmez ki yaptığınız gafları, PKK'ya çok özel çıkartılan afları. Kiminizin ağzında federasyon lafları. Bu laflar başınıza çok çorap ördürecek. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. İşte böyle hepiniz ayrı telden çalarsa, Polisin tuttuğunu mahkemeler salarsa, Mahkum ceza evini tünel açıp delerse, Bu yarayı başka kim saracak, sardıracak. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Demokratik çözümmüş, CMUK'muş, falan, filan Demokratik yollarla savaş mı olur ulan? Artık lafı bırakın plan yapılmış plan. El alem yurdumuza başka yurt kurduracak. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. İki yol var efendim iki yol tartılmalı. Ya verip kurtulmalı, ya vurup kurtulmalı. Hiç vatan verilir mi?bu vatan Türk'ün malı. O zaman tek yol kaldı hasmı olan vuracak. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Ne zaman ki kararlı kesin bir yol izlenir, Tespit sağlam yapılır, yapılanda gizlenir, Çok sürmez, bu çakallar bir ayda temizlenir. Ah ulan ah sideki fırsat bizde olacak! Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Ne yapıyor bu itler? sınırı geçiyorlar, Askerin yeri belli vuruyor, kaçıyorlar, Girdikleri bir in var göge mi uçuyorlar? Bulunmalı bunlara açılan kahpe kucak. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Kapatın o bölgeyi Allah kulu görmesin. Ne yerli ne yabancı basın görmesin. Dizi gibi her akşam televizyon vermesin. Gayet sessiz, sedasız, kazısın köşe bucak. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Aynı dilden konuşun PKK kalleşine, Dağların kafasında tankın, topun işi ne? Özel tim ve komondo takılsın bak peşine, Ondan sonra görelim kim kimi kırdıracak. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Ama batı bozarmış ağzımızın tadını, Bozmuş zaten bırakın batının adını, Yahu vatan gidiyor batının avradını, Batı özellikle un serecek, serdirecek. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Amerika, Avrupa körüklüyor bak işte, İran, Irak, Suriye hepsi aynı b.k işte, Müslüman Türk'ün dostu yok gardaşım yok işte, Düşmanın vazifesi karacak, kardıracak, Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Haydi bunlar dışardan, birde bunun içi var. Sayın bakın mecliste PKK'nın kaçı var. Biri kancık, bildiğim en az yirmi p.çi var. Çıldıracak gibiyim vallahi çıldıracak. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Hele bir vekil var ki; devlet maaş veriyor, Gardaşıda dağlarda Türk askeri vuruyor. Vekilimiz olan da zevkten bıyık buruyor. Bu kafada gidersek daha çok vurduracak. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Dikkat edin milletin ayranı kabarmasın, Temennimiz netice şu noktaya varmasın; Kehanete luzum yok eğer bu kan durmasın, Bu defteri bu millet kendisi dürdürecek. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Türk Milleti bu işe el korsa arkadaşlar, Ne Tendürek Dağı'ndan ne de Cudi'den başlar, Millet önce meclisi, önce sizleri haşlar. Tutumunuz bu işi kötüye vardıracak. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Kürdü. lazı, çerkezi, bir ağacın dalları, Bu ağacın adı Türk, daha çoktur kolları. Ağaca balta vuran ermeninin dölleri. Kürt ARİF'in gardaşı, bu gardaşlık sürecek. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak.
Ekleyen: alisinkay - 02/08/2006 :  11:44:20
benim çözümle ilgili önerimi merak etmişsin yazılan şiiri okudum.sanırım siz çözümden öte yazdığım nota tepkinizi gösteriyorsunuz allahtan halklarımız sizin gibi düşünmiyor istesenizde istemesenizde türkiye halkları birbirini sevecek arkadaşıma önerim lütfen gözlüklerinizi çıkarın ve objektif bakın geçmişte 30-40 bin insanın ölümünden konuşuldu 20-30 defa sınır ötesi harekat yapıldı hemde peşmergelerle korucularla pkk itirafçıları ile ve her imkan sunularak yapılan her türlü kanunsuz işe de eyvallah denilerek ama sonuç ne oldu kocaman 0(sıfır) kısaca kan revan .analar ağladı bebeler öksüz kaldı bunlar bizim insanlarımız alisinkay arkadaş benim çözüm önerim 30-40 bin insanın bir daha ölmemesi şiir dilinizi sevdim demiyeceğim halkın oyları ile gelen(sevsek de sevmesekde )milletin vekillerine yüce meclise bile saldırganca düşmanca hakaretlerde bulunan kişi ye diyeceğim fazla bir şey yok her şeyden önce uslubunuzu düzeltirseniz sizinle yazışabilirim "saygılarımla "
Av.Ragıp Atay sayın rojhat, sitemizde elimizden geldiğince, herkesin derdini söylemesi için olanak sağlamaya çalışıyoruz. Hatta farkındaysanız, siz de türkiye halkları olarak bahsediyorsunuz. Türk halkı mı, türkiye halkları mı olarak adlandırma bırakın devlet ve rsmi ideoloji ile sol söylemler arasındaki farkı, Solcular arasında dahi tartışmaya konu olmuş bir konu. kaldı ki, milliyetçi ve devletçi görüşlerce kesinlikle kabul edilmeyecek bir kavram. Buna peki, kişisel görüşünüzdür, itiraz etmeyelim dedik. Ama, kimse sizinle tartışmak için kimsenin uslubunu düzeltmesine gerek yok. Sizn de gerek yok. Eğer site kurallarını okuduysanız, bu ilkeler çerçevesinde, herkes, her şeyi söyleyebilir. Ama kurallarımızdan taviz veremeyiz.
rojhat
quote:
sayın rojhat, sitemizde elimizden geldiğince, herkesin derdini söylemesi için olanak sağlamaya çalışıyoruz. Hatta farkındaysanız, siz de türkiye halkları olarak bahsediyorsunuz. Türk halkı mı, türkiye halkları mı olarak adlandırma bırakın devlet ve rsmi ideoloji ile sol söylemler arasındaki farkı, Solcular arasında dahi tartışmaya konu olmuş bir konu. kaldı ki, milliyetçi ve devletçi görüşlerce kesinlikle kabul edilmeyecek bir kavram. Buna peki, kişisel görüşünüzdür, itiraz etmeyelim dedik. Ama, kimse sizinle tartışmak için kimsenin uslubunu düzeltmesine gerek yok. Sizn de gerek yok. Eğer site kurallarını okuduysanız, bu ilkeler çerçevesinde, herkes, her şeyi söyleyebilir. Ama kurallarımızdan taviz veremeyiz. [i]
Ekleyen: Av.Ragıp Atay - 03/08/2006 :  00:42:20
[/i Ragıp bey objektif bakışınız için teşekkürler benim görüşüm hukuki anlamda bizlere yardımcı olan bir sitede hakaret vari tartışmaların yarardan çok zarar getireceği inancıdır ancak site yöneticisi sizlersiniz ben şikayette siteyi korumak adı altında bilgi verdim takdir sizlerin saygılarımla
Av.Abbas Bilgili Ülke gündemindeki en önmeli sorunlardan birisidir kürt sorunu... Ama bu ülkenin insanları henüz sorunun adı konusunda dahi anlaşabilmiş değil.. Bazılarımız "kürt sorunu" sözünden dahi hoşlanmıyoruz ve bu sorunu sadece terör sorunu olarak algılayarak vururp kırmakla sorunu çözeceğimizi zannediyoruz. Bu sorun basit ve kolay çözülecek bir sorun değildir. Bu sorun, ne sayın alisinkay'ın Ozan Arif'ten alıntıladığı şiirdeki kafa yapısıyla ne de PPK'nın ve kürt milliyetçilerinin ortamı geren söz ve uygulamaları ile çözülemez. Türk milliyetçileri ve onlarla birlikte hareket eden ulusal solcularımz ipin bir ucundan çekerken, diğer uçtaki kürt milliyetçileri ve PPK da öbür tarafa çekerek ipin kopmasına hizmet etmektedirler. Her iki taraf da bölünmeye hizmet etmektedir. Oysa politikamız "ortamı gererek ayrıştırmak" değil, "entegre etmek" olmalıdır. Şimdi sayın alisinkay'ın Ozan Arif'e ait olan (ve sanıyorum kendisinin de görüşlerine katıldığı) ve bizlere çözüm sunma iddiasındaki şiire bir göz atalım. Şiirde geçen ifade aynen şöyle; "Demokratik çözümmüş, CMUK'muş, falan, filan" Bu bir şiirdir deyip geçmeyelim. Bu bir zihniyetin göstergesidir. Ben de geçmişte uzun yıllar ülkücü hareketin içinde bulunduğum için bu zihniyeti çok iyi tanıdığımı zannediyorum. Ülkücülerin en büyük eksiği; insan hakları, demokrasi, eşitlik, adalet gibi kavramların o cenahta çok cılız kalmasıdır. Bu kavramları daha çok sol mahalle sakinleri dillendirmiştir ve iyi de etmişlerdir. "Demokratik çözüm"ü çözüm olarak görmeyen CMUK'u ve bu bağlamda da hukuku küçümseyen ifadelerle biz çağdaş standartlara değil, ancak bu kavramların hiç olmadığı kabile devletlerine benzeriz. Sayın alisinkay; CMUK'u küçümsemeyin ya da küçümseyenlere katılmayın. 12 Eylül zindanlarında kıçına cop sokulan ülkücü abilerine ve sol görüşlülere sorarsan CMUK'un ne işe yaradığını anlatırlar. Cezaevinde yatan abilerinin o günlere ait anıları kitap olarak yayınlandır. O anılarda utanma duygusundan dolayı çok azı yazılmıştır. gerçek çok daha acıdır. Oralarda CMUK olmadığı için ya da uygulanmadığı için bu insanların cinsel organlarına elektrik akımı verildi, filistin askısında sallandırıldılar. CMUK olsaydı bunlar yapılabilir miydi. Cezaevine düşmüş kişi de insandır. Bu indan, ülkücü de olabilir PKK'lı da olabilir. İnsana insan gibi davranılır. Karakolda ve cezaevinde bu insanlara nasıl davranılacağını da sizin küçümsediğiniz CMUK belirler. Allah göstermesin, bir gün oaralara yolunuz düşütüğünde CMUK'un kıymetini anlarsınız. Gelelim şiirdeki bir başka ifadeye; "Kapatın o bölgeyi Allah kulu görmesin. Ne yerli ne yabancı basın görmesin. Dizi gibi her akşam televizyon vermesin. Gayet sessiz, sedasız, kazısın köşe bucak." Bir bölgeyi Allah'ın kulu görmeyecek şekilde kapatarak, yerli ve yabancı basından gizleyerek yapılacak iş zannederim iyi bir iş olmayacaktır. Çünkü iyi işler açıkta yapılır, kötü işler de gizli yapılır. İtalya'da bir kilise çevresindeki ağaçlık alanda sürekli fuhuş yapılırken, zabıta bunu önleyemiyordu. Ferri, buranın aydınlatılmasını önerdi ve bölge ışıklandırılınca fuhuşun önü alındı. Çünkü ışıklı alanda kimse fuhuş yapmıyordu.. Şayet bölgeyi iç ve dış basına kapatarak terörün önüne geçileceği sanılıyorsa; bilin ki o kapalı ortamda masum insanlara hayvan dışkısı da yedirilecektir (ki bu yapıldı zaten), masum insanlar ölecektir, masum canlar yanacaktır. Ve bundan da dünyanın haberi olmayacaktır. Ülkücülerin bize önerdiği çözüm bu mudur? Ya da bunun adı çözümse bu nasıl çözümdür? Kapalı yönetimde her türlü kötülük yapılır ve bundan da kimsenin haberi olmaz. Onun için kötülüklerin, yolsuzlukların, hırsızlıkları en büyük düşmanı açık ve şeffaf polkitikadır. Ben bu ülkede tam demokrasinin olduğuna inanmıyorum. Güneydoğu'daki vatandaşlarımız kendi temsilcilerini meclise gönderebiliyor mu? Bir vilayette en çok oyu aldığı halde meclise vekil gönderemeyen uygulamanın adına demokrasi denir mi? Buna ancak "eksik demokrasi" denilebilir. Sayın alisinkay'ın çok sevdiğini zannettiğim bu şiirde bir Güneydoğulu bayan milletvekili için "kancık" sözü kullanılırken, diğerleri için de "piç" sözcüğü uygun bulunmuş. Üslup konusunu gündeme getiren Sayın Ragıp Atay'a bu üslubun çok uygun bir uslup olup olmadığını sormak istiyorum. Bu insanlar halkın oyuyla meclise seçilmiş kişiler. Bunlar halkın temsilcisi.. Tabi ki bunların da hatası, yanlışı oldu... Ben hiç bir zaman bunlar çok doğru yaptılar demedim, demiyorum da. Ama o bölge halkının demokratik yollarla meclise gitmesinin önünü keserseniz, gidenleride yaka paça arabalara doldurup cezaevine gönderirseniz, o insanlara dağın yolunu göstermiş olursunuz. İnsanlar dağa çıkmasın.. Gelsin ne söyleyecekse söylesin. Sorunlar demokratik platformda konuşarak çözülür. Evet, iki taraf da ipi geriyor ve bu gerginlik bölünmeye zemin hazırlıyor. Bugüne kadar bu ip kopmadı ise bunun nedeni ipin sağlam olmasıdır. Çünkü, Kürtlerle Türkler asırlar boyu aynı coğrafyada yaşamışlar, aynı dine inanmışlar, göçler, evlilikler, ticaret bu iki toplumu kaynaştırmış. Ayrışması oldukça zor. Bu nedenle ip bugüne kadar kopmadı. Ama ne kadar sağlam olursa olsun her ipin bir kopma noktası vardır. O noktaya gelinmesin. İp kopmasın. İpin kopmaması için uç noktadakilerin bu sivriliklerinden vaz geçmesi gerekir. Makul ve mantıklı olmak gerek.. Bu ülkenin bölünmesini istemediğim için bu düşüncelerimi yazmak gereğini duydum. Kimseyi kırmak, eleştirmek gibi bir amacım yok. Saygılar.
Av.Bahattin Yıldız Sayın Alisinkaya'ya; Eklediğiniz şiir (se) ve size mi ait bilmiyorum. Sözünü ettiğiniz illegal örgüt dışında kalan konularda benimde size bir çift lafım olacak.. Bazen milliyetçilik yaptım sanarken, milliyetçiliğe darbe vuranları yakın tarih, an ve (Allah göstermesin) gelecek gösterecek... 1980 öncesi, S.S.C.B, komünizm denirken aslında tüm taşların altından çıkan çapanoğlunun A.B.D olduğu yine ileri gelen şimdiki milliyetçiler tarafından bile ifade ediyor... Ve o sözünü ettiğimiz Çapanoğlu A.B.D ile bir çok anlamda en yakın temas kuranların (iyi niyetlerinden şüphe etmemekle bilikte; cehenneme giden yolun iyiniyetlerle örülü olduğu, özdeyişini sunarak) milliyetçi çevrenin en çok teşkil ettiğini de herkes gibi bende biliyorum. Şimdi ise A.B.D'ye en fazla karşı çıkanların en önemli kitlesinin milliyetçilerden oluştuğunu görmekle ve takdir etmekle birlikte şu uyarıyı da yapmak gerektiğini düşünüyorum; bir kısmı Bilmeden, A.B.D.'ye karşıyız demekle birlikte A.B.D.nin ve yandaşlarının ekmeğine yağ sürülüyor... Türkiye'nin dahilinde en yumuşak deyimle birçok ses ve renklerin var olduğunun artık inkar edenler tarafından bile şu veya bu şekilde ifade edilirken, eskide kalmış söylemler içeren tarzınız tahrik edici... Teessüflerimi bildiriyorum... Gerçeği inkar ederek değil gerçekleri kabullenerek, değişik ses ve renklerin mevcudiyetinden hareket ederek bütünlüğümüzü sağlayalım. Aksi halde bazı değişik ses ve renkleri, kabul edenlerin kucağına itmiş olunacaktır... Demokrasiye, Hukuka, Meclise ve insan haklarına dair olumsuz anlamlar içeren yayınladığınız şiire gelince; Birey ve toplumların yönetenlere karşı en büyük emniyet subapı olan ve insanlığın bugüne kadar getirdiği ve korumaya çalıştığı en büyük değerlere karşı saldırınız karşısında İşte burada şu örneği vermek gerekiyor; İnsan ve insanlık, hangi sesten hangi renkten gelirse gelsin, zulme, baskıya, insan dışı işlemlere karşıdır... BU değerleri hiçe saymanın bir anlamı ise şudur; Dışardan bize tecavüz edilmesin, içerden yapılabilecek tecavüzlere ve zemine okey... Zulmün, zalimin rengi ve sesi olmaz... Ve zulme zalime karşı insanın ve insanlığın güvencesi o beğenmediğin değerlerdir. BU değerlere aykırı davrananların olması nedeniyle tüm toplum ve bireyler için değerlerin askıya alınması istemi tipik Faşistsel duyu ve istemdir. Yasadışı örgüt ve yapılarla yasalar çerçevesinde etkin mücadele edilmesi gerekirken, yasanın genel deyimle hukuk'un askıya alınması istemi; illegal yapıların katığına peynir olmak isteğiyle eşdeğerdir. Komşu ülkelerden söz etmişsiniz; Kondi'nin Haritasından haberiniz yok galiba... O beğenmediğiniz komşu ülkeler düşürüldüğü takdirde sıra Türkiye'mize gelecek... Hümanist benden Milliyetçilik dersi almak nasıl bir duygu merak ediyorum?... Ve şimdilik son sözüm: İnsanın ve insanlığın; ırk, dil, din, renk, kültür fark etmeksizin gerçek insan ve insanlık dostudur. Gerisi boştur... Bu nedenle bir kez daha okunması için, Alisinkaya'nın eklediği Şiir (se?)indenden özellikli bazı dizeleri (Otoriter rejim sistemi istemi kokan dizeleri) aşağıya yapıştırıyorum, : [pink]Demokratik çözümmüş, CMUK'muş, falan, filan Demokratik yollarla savaş mı olur ulan? Artık lafı bırakın plan yapılmış plan. Kapatın o bölgeyi Allah kulu görmesin. Ne yerli ne yabancı basın görmesin. Dizi gibi her akşam televizyon vermesin. Gayet sessiz, sedasız, kazısın köşe bucak. Amerika, Avrupa körüklüyor bak işte, İran, Irak, Suriye hepsi aynı b.k işte, Haydi bunlar dışardan, birde bunun içi var. Sayın bakın mecliste PKK'nın kaçı var. Biri kancık, bildiğim en az yirmi p.çi var. Millet önce meclisi, önce sizleri haşlar. Tutumunuz bu işi kötüye vardıracak. [/pink]
alisinkay Yorumsuz Haberlerden ALıntılar. 'zafer işareti' yapan DTP'li bir kadın kendisini görüntülemek isteyen gazetecilere tepki gösterdi. 29 kişinin terör propagandası yaptıkları gerekçesiyle Cumhuriyet savcılığında sorgulamalarına başlandı. ***************************************************** bir grup, aydın adı altında ortaya çıkıp Kürtçenin resmi dil olmasını, köylere Kürt isimlerinin yeniden verilmesini istedi. ******************************************************* Radikal gazetesinin genel yayın yönetmeni İsmet Berkan dünkü köşesinde şu satırlara yer verdi"........güneydoğu sınırımızın hemen ötesisinde bir Kürt Federe Devletiolduğu gerçeği kabul edilmezse ........" ********************************************************* AKPMnin raporu Bir sonraki nüfus sayımında Kürtlerin sayısının tam olarak belirlenmesi, ********************************************************** GENELKURMAY AÇIKLAMASI Bölücü Terör Örgütüne silah bıraktırılmasına yönelik olarak devletin üst düzeyinde görüşülmüş ve üstünde anlaşmaya varılmış bir planın mevcut olduğu ve uygulamaya konulduğu şeklinde dün(önceki gün) bir günlük gazetede yayınlanan haberin bugün(dün) diğer bazı basın yayın organlarında da yer aldığı görülmüştür. Böyle bir planın mevcut olduğu ve buna Türk Silahlı Kuvvetlerinin de onay verdiği şeklinde algılanabilecek bu haberler doğru olmayıp gerçeği yansıtmamaktadır. *********************************************************** BU KONUYU UZATABİLİRİM ANCAK BİNLERCE HABER VAR HEMEN MECLİS HABERLERİNE GEÇİYORUM Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Gülerin özel sektör temsilcilerine, Elektrik Üretim A.Şdeki (EÜAŞ) barajları ÖİBye devredeceğiz, siz de bu barajları alın, böylece kaynak çeşitliliği yaratın dedi. ********************************************************** 'Fethullan Gülen'in okulu olan her ülkeye tarifeli uçuş kondu ********************************************************** Perinçekin sağ kolu: İşçi Partisi içinde hâlâ PKK yanlısı bir yapı var ********************************************************* Kandil Yayınında Atatürk Ve şehitlere dua yok ********************************************************** ŞOK RAPOR: Yabancıların Türkiyede sahip olduğu taşınmazların durumu tam olarak bilinemiyor. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, büyük bir tehlikeye dikkat çekti *********************************************************** Türkiye`nin Irak`a tek taraflı müdehalesine sıcak bakmayan ABD`nin, yeni bir planı daha ortaya çıktı. Müttefik ABD, televizyonlarında Irak Kürdistan`ın reklamını yapıyor. ********************************************************** GELELİM IRAK İRAN SURİYEYE İran-Irak ve Suriye sınırında bölük, tabur ve alay komutanı olarak fiilen 10 yıl görev yapan Jandarma Albay Erdal Sarızeybekten, Silahlı gücünü artıran teröristler, İranın da desteğiyle hem bu ülkede, hem Irakta 30a yakın kaçak patikası üzerinde sözde gümrük kapısı oluşturdu Türk milletinin bir evladı olarak, Devletimin İrana bir tavır aldığını görmezsem inanın bana gözüm açık giderim. Bunu içtenlikle söylüyorum. İran, her zaman teröre destek verdi, halen de vermeye devam ediyor. İranın amacı Ortadoğuda kendisinden güçlü bir devlet olmaması. İran, güçlü ve laik bir Türkiye istemiyor. İRANIN PKK KAMPLARINA DÖNÜK OPERASYONU İran, PKK teröristlerini bizden çok daha iyi tanıyor. Hem yerleriyle, hem imkan kabiliyetleriyle, hem de sayılarıyla. İran, yürüttüğü son operasyonla PKKya gözdağı veriyor. Vermek istediği mesaj şudur: Benimle uğraşma, uğraşırsan işini bitiririm. Geçmişte olduğu gibi senin elinde bir Türkiye var, onunla oynayabildiğin kadar oyna, ben sana destek veririm. Kısa bir süre sonra İranın PKK ile sorunu kalmayacak ve PKK, Türkiyedeki siyasi ve terör faaliyetlerine biz kararlı bir politika izlemediğimiz sürece devam edecek. Avrupa Birliği;ne (AB) uyum kapsamında Ceza Muhakemesi Kanununun bir benzeri AB ülkelerinde yok. Yurtdışında görev yapmış, değişik ülkelerin yasalarını incelemiş birisi olarak bunları söylüyorum. Aksine, kendi jandarma teşkilatımızın kaynağı olan Fransa jandarmasında adli kolluk astsubayının bile yakalama,gözaltına alma, arama, el koyma yetkisi var. Mevcut yasalar güvenlik güçlerinin elini-kolunu bağladı, suçların artmasına yol açtı. şu andaki Ceza Muhakemesi Kanununda belirtilen adli kolluk personeli içerisine, kaçakçılığın en yoğun olduğu Başkale-Özalp-Çaldıran bölgesinde sınır koruma görevi yapan Kara Kuvvetleri Hudut Birlikleri sayılmadı. Dolayısıyla, bu birlikler 0-100 metrelik birinci askeri yasak bölge içerisinde kaçağa müdahale etmek durumunda. Bunun gerisinde gördüğü bir kaçakçı, kaçak malla birlikte eve girse bile arama yapma yetkisi bulunmuyor. Yabancı Basın Le Temps 98'deki Haber Geçmiş Unutuluyor mu? TURKIYE-SURIYE... UC HAFTA SUREN KRIZIN ARDINDAN SAM BOYUN EGDI. SALI AKSAMI, AYRILIKCI TURKIYE KURTLERININ TOPRAKLARINA GIRMESINE ARTIK IZIN VERMEYECEGINE DAIR SOZ VERDIGI BIR ANLASMA IMZALADI ********************************************************* TURKIYE BU HAFTA, SURIYE PKK'YA YAPTIGI DESTEGI CEKMEDIGI TAKDIRDE ASKERI EYLEMDE.... ********************************************************* Düne kadar Apo, Suriyeden yönetiyordu PKKyı, İranda PKK militanları eğitim görüyordu. Stratejik derinlik, dün kiminle, bugün kiminle ve yarın kiminle olacağının farkında olmaktır. ***************************************************** ÖCALAN DAVASI GEREKÇELİ KARAR Suriye, yalnız PKK'ya değil, bütün terör örgütlerine kucak açmış ve bu örgütleri kendi emelleri için Yunanistan ve Kuzey Kıbrıs Rum ... Aynı davada iddianame Suriye: PKK ile Suriye yönetimi arasındaki ilişki rasgele ve yüzeysel bir ilişki değildir. Bu ilişki son derece planlı, kalıcı somut hedeflere yönelik bir ilişkidir. PKKnın yurtdışına çıkışta Suriye ve Suriyenin kontrolü altında bulunun Lübnan topraklarını tercih etmesi önemle değerlendirilmesi gereken bir husustur. Kuzey Irak: K. Irak, örgüt faaliyetleri açısından yurtdışı veya cephe gerisi olarak değerlendirilmiştir. Başlangıçta yurtiçine girişte sıçrama tahtası rolü oynayan K. Irak, giderek örgütün hakimiyet ve iktidarlaşma sahası olarak rol oynamaya başlamıştır. Irak, Iran ve K.Iraka yerleştirilen PKK militanlarının iaşeleri ilk etapta IKDP tarafından karşılanmıştır. Bölgeye yerleşen PKK mensuplarının evvela aldıkları talimat gereği araziyi tanıma ve keşif çalışmaları, daha sonra Türkiye sınırından sızarak Hakkari ve Şırnakın sınıra yakın köylerinde ilişki kurma çalışması yaptıkları tespit edilmiştir İran: PKK, K.Irakta IKDP vasıtasıyla 1982 yılında yerleşmiştir. Ancak, zamanla IKDPden bağımsız olarak İran Devrim Muhafızları ile irtibat kurarak IKDPyi bertaraf etmeye çalışmıştır. İran-PKK ilişkileri 1987 yılından itibaren hızla gelişmiş, 1993 yılında bir durgunluk dönemi geçirmiş, 1995 yılından itibaren yeniden gelişmiştir. Halen İranda PKKnın pek çok kamp ve barınak yeri ile Urumiyede hastanesi bulunmaktadır. Örgüt Iran topraklarını aynı zamanda Ermenistan ve Azerbaycan gibi ülkelere geçiş için kullanmaktadır. İran: PKK, K.Irakta IKDP vasıtasıyla 1982 yılında yerleşmiştir. Ancak, zamanla IKDPden bağımsız olarak İran Devrim Muhafızları ile irtibat kurarak IKDPyi bertaraf etmeye çalışmıştır. İran-PKK ilişkileri 1987 yılından itibaren hızla gelişmiş, 1993 yılında bir durgunluk dönemi geçirmiş, 1995 yılından itibaren yeniden gelişmiştir. Halen İranda PKKnın pek çok kamp ve barınak yeri ile Urumiyede hastanesi bulunmaktadır. Örgüt Iran topraklarını aynı zamanda Ermenistan ve Azerbaycan gibi ülkelere geçiş için kullanmaktadır. Libya: Libya-PKK ilişkileri 1982 yılından itibaren gelişmiştir.
alisinkay Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın Fazilet Partisi'nin Kapatılması İstemiyle Anayasa Mahkemesi'ne açtığı davaya ilişkin ''Esas Hakkındaki Görüşü'' nden alıntılar akşam Zübeyir AYDAR'ın önceden haber vererek Sedat Edip BUCAK'ı evinde ziyaret ettiği, ziyaret sırasında Zübeyir AYDAR'ın: "Ben PKK adına Bucak ailesinden özür diliyorum. Siverek ve Hilvan'da PKK'nın faaliyet göstermesine karşı gelmeyin. Biz Bucak Ailesine ve mensuplarına hiç bir zarar vermeyeceğiz. Siverek ve Hilvan'da kamu kurum ve kuruluşları, askeri ve polis tesisleri ve insanları bizim hedefimiz olacak. Size zarar vermeyeceğiz. PKK'ya müsade edin" dediği, Sedat Edip BUCAK'ın ''Biz PKK'ya müsade edemeyiz. PKK. Siverek ve Hilvan'a girmesin" demesi üzerine, Zübeyir AYDAR'ın: "PKK, Kürdistan'da her karış toprağa girmek zorundadır. Hilvan ve Siverek de Kürdistan'dır. Buralara da girmek zorundadır" dedikten sonra evden ayrıldığı, 1992 yılı sonbaharında Leyla ZANA, Zübeyir AYDAR ve Ali YİĞİT'in, Sedat Edip BUCAK'ı Oran'daki Milletvekili Lojmanlarının içerisinde bulunan Meclis Lokantasına akşam yemeğine davet ettikleri, akşam yemeğinde Zübeyir AYDAR, Ali YİĞİT ve Sanık Leyla ZANA'da başka o tarihlerde HEP Genel Sekreteri olan Ahmet KARATAŞ'ında bulunduğu, Ahmet KARATAŞ'ın Sedat Edip BUCAK'a ; ''PKK'nın Hilvan ve Siverek'de devlet aleyhtarı faaliyet yürütmesine ses çıkarmamasını, karşı çıkmamasını, örgütün Bucak ailesine zarar vermeyeceğini söylediği, Sedat Edip BUCAK'ın Hilvan ve Siverek Bölgesinde Bucak ailesinin bulunduğunu, örgütün fikir ve görüşlerini benimsemediklerini, örgüte karşı çıkacaklarını söylemesi üzerine sanık Leyla ZANA'nın; "Bir hemşehrinle görüş, daha iyi olur", diyerek söze karıştığı, Leyla ZANA'nın ısrarla bir hemşerinle görüş demesi üzerine Sedat Edip BUCAK'ın; "Benim hemşerim kim? " diye sorduğu, sanık Leyla ZANA'nın da; "Benim Genel Sekreterim sayın Abdullah ÖCALAN, senin hemşehrin. Telefon numarasını verelim. Abdullah ÖCALAN'la görüş. PKK'nın Hilvan ve Siverek'e girip girmemesi konusunda daha rahat anlaşırsınız" cevabını verdiği, Sedat Edip BUCAK'ın Abdullah ÖCALAN'la görüşmeyi kabul etmediği, 8 Nisan 1993 günü sanık Leyla ZANA'nın yanında Abdülcebbar GEZİCİ olduğu halde Sedat Edip BUCAK'ı evinde ziyaret ettiği, Abdülcebbar GEZİCİ'yi, Sedat Edip BUCAK'a Abdülcebbar YILDIZ adıyla tanıttığı, Abdülcebbar GEZİCİ'nin Kürtlerle Kürdistan üzerine bir giriş konuşması yaptıktan sonra Sedat Edip BUCAK'a; "PKK'nın Siverek'e gireceğini, Bucak ailesine zarar vermeyeceğini, buna karşılık Bucak ailesinin devlete yardım etmesi halinde cezalandırılacağını, Bucak ailesinin PKK'ya karşı tavır almaması gerektiğini, Bucak ailesinin gerillaya örgüte yani PKK'ya zarar vermesi halinde Bucak ailesi mensuplarının da cezalandırılacağını" söylediği, Sedat Edip BUCAK'ın; "Seni buraya gönderen kim?" sorusunu Abdülcebbar GEZİCİ'nin; "Ben Kürdistan Halkının isteği doğrultusunda geldim" dediği, Sedat Edip BUCAK'ın; "Bu cevap yeterli değil" demesi üzerine, Abdülcebbar GEZİCİ'nin; "Sayın Genel Sekreter Abdullah ÖCALAN beni buraya gönderdi. Leyla hanımla da yanına geldik" cevabını verdiği, Sedat Edip BUCAK'ın ; "Siverek ve Hilvan'a girmeyin " demesine karşılık Abdülcebbar GEZİCİ'nin; "Biz Siverek ve Hilvan'da size zarar vermeyeceğiz. Askere, Polise, Kamu Kurumlarına yönelik Devletle mücadelemiz var. Devlete eylem yapacağız" dediği, Sedat Edip BUCAK'ın ; "Hilvan ve Siverek'de havaya sıkılacak bir kurşunu dahi bize Bucak ailesine sıkılmış addederiz. Halka sıkılmış addederiz. Müsaade edemeyiz." diye karşı çıkması üzerine Abdülcebbar GEZİCİ'nin Sedat Edip BUCAK'a; "Senin bu teklifin çok anlamsız. Biz Kürdistan'da her karış topraga girmek zorundayız. Gireceğiz." dediği, bu sözler üzerine Sedat Edip BUCAK'ın sinirlendiği, ayağa kalktığı ve Abdülcebbar GEZİCİ'ye hitaben; "Siverek de, Hilvan da orada, gidin girin" diye bağırdığı, bunun üzerine sanık Leyla ZANA'nın araya girerek; "Sedat çok çabuk sinirleniyorsun, bunu konuşarak çözeriz, anlaşalım. Eğer sen Abdullah ÖCALAN'la görüşürsen daha iyi olur. Ama sen ben aramam dersen, senin vereceğin telefona ve saate göre Abdullah ÖCALAN seni arar" dediği, Sedat Edip Bucak'ın; Abdullah ÖCALAN'ın da kendisini aramasını kabul etmediği anlaşılmaktadır). Yukarıda içeriği yazılı suç konusu konuşmalar, ''gizli dinleme'' ile, başka bir ifade ile ''hukuka aykırı şekilde'' elde edilmiştir.
alisinkay
quote:
Sayın Alisinkaya'ya; Eklediğiniz şiir (se) ve size mi ait bilmiyorum. Sözünü ettiğiniz illegal örgüt dışında kalan konularda benimde size bir çift lafım olacak..
Ekleyen: Av.Bahattin Yıldız - 04/08/2006 :  01:34:17
Şiir Bana Ait Değildir
quote:
Ve o sözünü ettiğimiz Çapanoğlu A.B.D ile bir çok anlamda en yakın temas kuranların (iyi niyetlerinden şüphe etmemekle bilikte; cehenneme giden yolun iyiniyetlerle örülü olduğu, özdeyişini sunarak) milliyetçi çevrenin en çok teşkil ettiğini de herkes gibi bende biliyorum.
Bu şiir yıllar önce yazılmıştır ve Milliyetçi çevreler her zaman ABD'nin gerçek yüzünü görmüştür
quote:
Gerçeği inkar ederek değil gerçekleri kabullenerek, değişik ses ve renklerin mevcudiyetinden hareket ederek bütünlüğümüzü sağlayalım. Aksi halde bazı değişik ses ve renkleri, kabul edenlerin kucağına itmiş olunacaktır... .
Kürt Arif'in gardaşı Bu gardaşlık duracak
quote:
Komşu ülkelerden söz etmişsiniz; Kondi'nin Haritasından haberiniz yok galiba
O haritayı hukuki.net forumlarına ben ekledim.Ayrıca kendi siteme de ekledim. BKNZ. [url]https://www.basmakci.com/Forum.php?forum=oku&msgid=48[/url] Sayın Abbas Bilgili'ye
quote:
Sayın alisinkay; CMUK'u küçümsemeyin ya da küçümseyenlere katılmayın. 12 Eylül zindanlarında kıçına cop sokulan ülkücü abilerine ve sol görüşlülere sorarsan CMUK'un ne işe yaradığını anlatırlar.
İnsan Haklarına saygılı bir cmuka evet her zaman destek veririm. AMA polisimizin elini koluna bağlayan cmuka asla katılmıyorum. Hukukta yalan başlıklı forumu okuyun. Bu cmuk mantıklı bir bakış açısına cevap bile verdirmiyor.
quote:
Bir bölgeyi Allah'ın kulu görmeyecek şekilde kapatarak, yerli ve yabancı basından gizleyerek yapılacak iş zannederim iyi bir iş olmayacaktır. Çünkü iyi işler açıkta yapılır, kötü işler de gizli yapılır.
Her ülke gizli operasyonlar yaparlar. ASALA'ya dikkat edin. Olayı tek taraflı yaramaz birkaç insanın yaptığı terör olayı olarak nitelendirirseniz size hak veririm. Ama böyle olmadığı ve geniş çaplı bir savaşın hazırlıkları olduğu görülüyor. Sayın Bahattin Yıldız'da sıranın Türkiye'ye geleceğinden bahsetti. Hukukta feda edilebilir haklar vardır. Şimdi belli bir süre bazı hakları feda edip Sıra Türkiyeye geldiğinde güçlü mü çıkmak isterdiniz. Yoksa hala asla sonu gelmez hakları vermeye devam etmek mi. Osmanlı neden parçalandı. Nolur yorumlarken tarihi unutmayalım. Bu arada bu yazıyı hukuki net dışında herhangi bir yerde yazsaydım beni topa tutarlardı. Ama burada ifadelerimi rahatlıkla kullanabileceğimi ve savunabileceğimi biliyorum. Değerli büyüklerim ben bu yazılarda görüş açıklarken ve eleştiri alırken kimseye kırılmam. Umarım siz de bana kırılmamışsınızdır. Ancak bu şiirin pek çok bölümüne katılıyorum. Gerekçelerim uzun oldu ama delillerimin hepsini buraya ekleseydim sanırım sayfalar alırdı
Av.Bahattin Yıldız Sayın Alisinkaya'ya; *Bir yanlışın karşısına bir başka yanlış çıkararak, kendi yanlışınızı doğrulama çabanız ikinci bir yanlıştır. *Türkiye'nin demokratik ve laik rejimine komşu tehditlerinden söz ederken, önceki onayladığınız şiir iletisi tamamen bunu savunmaktadır. *S.S.C.B nin, Komünizmin karşısında A.B.D'nin yanında yer alınırken, bu kez neredeyse A.B.D'nin halihazır hasımlarını hasım bilmekle bir anlamda aynı hataya düşülmektedir. *İllegal örgütleri kendi yararlarına kullanmış olan komşu ülkelerden yüzlerce kat daha fazla A.B.D ve Avrupa ülkeleri kullanmış, kullanmakta ve desteklemektedir. İran için illegal olan bir örgütü de (şu an ismini anımsamadım) Türkiye barındırmıştı. *İllegal Örgütü Suriye'den yöneten lider, şimdi talimatlarını Türkiye'den; İmralı adasından vermektedir. (Çuvaldızı kendimize, iğneyi başkasına batıralım örneğidir.) *Birlik ve bütünlük inkarla değil, renk ve sesleri kabullenmekten geçer... *Bende şu veya bu ülkenin iyi ya da kötü olmasından ziyade birey ve toplumları, dolayısıyla ülkeyi düşünenlerdenim. BOP projesinde yapıları değiştirilebicek ülkelerle ortak menfaatlerimiz var... Bir Türk Dünya'ya bedeldir, sözüne hiç mi hiç inanmayanlardanım. Hatta tüm ülke olarak A.B.D.'yle soğuk ve sıcak çatışma da tek başımıza iyi bir performans gösterebileceğimiz konusunda endişelerim var. Bu nedenle İran'la, Suriye ile ve diğer ülkelerle bu büyük belaya karşı en azından savuşturuncaya kadar birlikteliğimiz şart... Bu kırk katır mı kırk satır mı seçeneği değildir. Büyük İnsan katilleri, En büyük teröristleri sınırımızdan kovarak gerçek demokratik, laik ülkeyi ortadoğuya örnek ülke olarak gösterme mücadelesine girelim. Ama önce uygulamalı demokrasimizi gözler önüne serelim... Yoksa milliyetçi söylemlerle itilmişler, dışlanmışlar, inkar edilmişler karşı safta yer alabilir... Bu da bir milliyetçinin milletine yapabileceği en büyük kötülüktür... Nasıl ki; başörtüsü yasağı vb. ile bazı kesimlerde oluşan kırgınlık Ilımlı İslam adı altında Amerikanca bir söyleme dönüştürülüyorsa... Daha söylenecek çok söz var...
alisinkay Sayın Bahattin Yıldız, Mesut yılmaz siyasete dönüyorum deyince orada mı takılı kaldım hayret hep yanlış olmuş. Kusura bakmayın. ABD'ye karşı kimlerle işbirliği yapacağız. Arap ülkeleri bile bu işe burunlarını sokmuyorlar. Cmuk konusundaki eleştirilerim yanlış mı? Sanmıyorum. Ancak zamanında ülkemde, topraklarımda gözü olan suriye, iran, ırak gibi ülkelerin bu davranışlarını unutmamak bir yanlışsa bunu asla unutmam. Hatta terörü bir kenara bırakın ve birinci dünya savaşına bakın. Bunların üzerinden bir insan için belki çok ama bir ülke için çok az zaman geçti. Neden yanlışlar hep Türkiye'ye yapılıyor ve neden Türkiye her defasında yanlışa güzellikle cevap veriyor ve gene yanlış yanıt alıyor. Şimdi şiire gelelim. Sayın Abbas Bilgili'nin de belirttiği gibi CMUK'un eksikliğini benimle aynı düşüncede olanlar da çok çekti. Fakat Türkiye gibi yıllardır terör belasından kurtulamamış bir ülkede mevcut cmk ne kadar etkili olacaktır. PKK'lı olduğunu açıkca ifade edenlerin bu söylemleri delil olarak değerlendirilemez ise arama kararı olmadan ele geçirilen uyuşturucu delil olarak kullanılamaz ise bu ülkede birşeyler yanlış gidiyor demektir. Eklediğim yazılar ve şiirin eleştirel bütünlüğünü bir arad düşündüğünüzde göreceksiniz ki bu şiir bazı gerçekleri söylüyor. Şiirden sonra eklenen yazılar ise tamamen alıntıdır. Kaynaklarını gösterebilirim. Ynalış olduğunuzu iddia ettiğiniz düşüncelerim. 1- İran, Irak ve Suriye'nin geçmişte de şimdi de dostumuz olamayacağı yolunda( şu an dost olma çabaları kendilerini kurtarma telaşından başka birşey değil) 2- Pkk'nın bu şiir yazıldığında meclise girdiğini de kanuna aykırı elde edilen delillerle gördük. 3- CMUK için ise her zaman eleştirilerim var. Mevcut haliyle otoriter bir rejimin en büyük düşmanlarından biri de (özellikle delillerle ilgili bölüm) odur. 4-SSCB Komunizmi aslında beni ilgilendirmiyor. ABD ise her zaman bizi kullandı. Amerika düşman tamam ama Rus'dan dost olur mu* 5- Meclisle ilgili konu ise Sayın fırat Bayındır'ın Atatürk'un Bursa Nutkunu yazdığı forumu okuyun lütfen. İstiklal ve cumhuriyetimizi müdafaa mecburiyetine düşeceğimiz günler sanki yakın gibi....
Av.Bahattin Yıldız Şu ülke benim dostum şu ülke benim düşmanım... Bunlar belirli zaman ve mekanlarda sürekli isim değiştirirerek doldurulacak kavramlar... Ama genellik vaz eden insani gerçeklik ise bana göre şunlardır: * Ben iyi miyim? Kötü müyüm?... Ben kendimle dostmuyum?... *Eğer kendimle dost isem, kendim iyi isem iyi dostum var, kötü isem kötü dostum var. Kötü olanın kötü dostu da, iyi dostu da kendisi için iyi dost diye algılanır... *İnsanlığa ve insanlık'a uygun hareket eden birey(ler), toplum(lar), ülke (ler) o yönleriyle benim dostumdur... *Bir alanda, zamanda tepkisi insani olan, o alan ve zaman için benim dostumdur... *İşte bu dostlukta rengi, sesi, ten rengi farklıymış, benden miş, ondan mış hiç önemli değil. *Bir (veya çok) eylemi, düşüncesi Kötüyse; benden miş, kardeşim miş buda önemli değildir. Kötü kötüdür... *Son söz; insanların, insanlığın refahı, eşitliği, mutluluğu... vs. için şimdilik daha üstü olmayan Demokrasi, Laiklik ve Evrensel Hukuk İlkeleri baştacımız olmalı, bu ilkeleri yok etmeye çalışanlar için bile rafa kaldırılmadan gerekli etkin önlemler alınmalı...
alisinkay Sayın Bahattin Yıldız'a, :) Sanırım demokratlık, Laiklik ve hukukun üstünlüğü ilkelerine inanan biri size göre, Demokratik Çözüm savunucularının karşısında durmamalı. Bana göre demokratik çözümden bahsedenler takiyyecilerin ta kendileri ve amaç demokrasi falan değil. Böyle bir düşünceleri olmadığını da kendi konuşmaları içinde satır aralarında saklı. Hukukçu kimliğinizin yanında yazar kimliğiniz olduğunu da düşünerek bir ozanın hicvinde "demokratik çözümmüş" kelimesi ile demokratları değil takiyyecileri kastettiğini ve bölücü amaçlarında demokrasiyi son ana kadar kullandıklarını da düşünmenizi isterdim. Demokrasinin geleneğinde ise kendilerine karşı olanları bile çoğunluğun karşısında koruması düşüncesi yatar. Bu demokrasinin zaafıdır ve demokratik rejimler bu sınırsız hoşgörüsü nedeni ile yok olmuşlardır. Elbette demokrasi ama .... Yukarıdaki cevabınızı bu şiir ve açıklamalar için yazmadığınız ve genel bir görüş olduğunu düşünerek tamamının altına imza atarım.
Av.Bahattin Yıldız Sayın Alisinkaya; Yemek tariflerini, isimlerini unutmazken, soyadıma gelince YILDIZ; YILMAZ'mı oluyor?... Bulutsuz havalarda gökyüzünde parıldayan şeye denen şeyden: YILDIZ [:D]
alisinkay Özür dilerim farkında değilim :) Ama körler onları görmese de Yıldız'lar vardır. Geçici körlüğüme verin. Ben de galiba yaşlanmaya başladım.
Av.Abbas Bilgili Hafta sonu için birkaç gün işyerinden uzak olduğumdan siteye ve foruma bakma imkanım olmadı. Sayın alisinkay'ın bazı alıntılar ile verdiği cevapların benim eleştirilerimi karşılamadığını düşlünüyorum. Şu an vaktim olmadığı için detaylı cevap verecek durumda değilim. Cevap hakkımı saklı tutuyorum. Ancak, şu hususu belirtmeden geçemeyeceğim. Sayın alisinkay, eleştirdiğim Ozan Arif'in şiiri için; "...bu şiirin pek çok bölümüne katılıyorum" demiş. Bu cümlenin mefhum-u muhalifinden (zıt anlamından) şu sonuç çıkmaktadır. Sayın alisinkay bu şiirin pek çok bölümüne katıldığına göre, şiirde az da olsa katılmadığı bölümler var demektir. Sayın alisinkay bu şiiri foruma ilk yazdığında da katılmadığı bölümler var mıydı, yoksa eleştirilerden sonra katılmadığı bölümler olduğunu mu fark etti? Ve katılmadığı bölümler hangi bölümler doğrusu merak ettim. Selamlar.
alisinkay Sayın Abbas Bilgili, Şiiri ilk yazdığımda da katılmadığım noktalar vardı. Hatta bazı dizeler öylesine zorlayıcıydı ki buraya eklemedim bile. Bu şirir sanırım biliyorsunuz ve eklemediğim bölümleri de biliyor olmalısınız. Gelelim katılmadığım bölümlere.... Kapatın o bölgeyi Allah kulu görmesin. Ne yerli ne yabancı basın görmesin. Dizi gibi her akşam televizyon vermesin. Gayet sessiz, sedasız, kazısın köşe bucak. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Eğer teröristlerle uğraşılacaksa bu açıktan yapılmalı.Sizin de söylediğiniz gibi gizli kalması sakıncalı. Ancak burada Ozan'ın ifade ettiği bence (bunun şiir olduğunu unutmadan cevaplayayım) polisin yada askerin en ufak bir operasyonunda içerideki ve dışarıdkai güçlerin yaygarayı kopardığını ve haksız bir şekilde askeri suçladığını buna engel olma yolunun da bu oldugunu söylüyor. Ben ise polisin ve askerin sağlam bir istihbarat çalışması ile ama açıkca bunu yapması taraftarıyım. Kimin ne dediği önemli olmamalı ve bundan da çekinilmemeli. Türk Milleti bu işe el korsa arkadaşlar, Ne Tendürek Dağı'ndan ne de Cudi'den başlar, Millet önce meclisi, önce sizleri haşlar. Tutumunuz bu işi kötüye vardıracak. Ya bu kanı durdurun, ya millet durduracak. Katılmadığım noktalardan birisi de yukarıdaki bölüm. Meclisi seçen sonuçta millet. Gençliğe Hitabe hala aklımızda ama bu yol en istenmeyen yol olmalı. Zaten şairde bunu istemediğini söylemiş. Cmuk Meselesine gelince Cmuk yada Demokrasiyi küçümser yaklaşıma katılmamakla beraber demokrasi yaygaracıları ve cmuk'un pek çok maddesinişn güvenlik güçlerinin elini kolunu bağladığı gerçeğini de görmezden gelemem. Buraya yazılanlar size İki büyüğüme de çok saygı duymama rağmen düşüncelerimde fazla bir değişikliğe yol açmadı. Ama sadece cmuk ve demokrasi konusunda biraz daha düşünmeme neden oldu. Gelelim sınırdışı harekata yani Forumun ana konusuna Sınır ötesi hareket elbette yapılmalı ama bu şairin dediği gibi tankla topla olmaz. Çok sayıda ve nokta operasyonları yapılmalı diye düşünüyorum.
Av.Abdülkerim Güven KDP lideri Mesud Barzani nin Danışmanı Fuad Hüseyin, "Elimizde bazı bilgiler ve sınırda da hereketlilik var. Türk askerlerinin Zaho yakınında bulunan köylerden girdikleri belirtiliyor" dedi. Türkiye' nin geniş operasyon hazırlığında olduğu da öne sürüldü. Hüseyin, "Son iki üç haftadır, Türk ordusu sınıra çok sayıda asker yığdı. Bu çok açık" dedi. Bağdat Hükümetinin, bir Türk harekatı karşısında neler yapılacağını ele aldığı da ileri sürüldü. ABD' nin bir Türk harekatına destek vermeyeceğini söyleyen Fuad Hüseyin, Washington ile Kürt Yönetimi arasında yakın ilişkiler bulunduğunu belirtti ve "Bölgeyi ve ABD ile Kürtler arasındaki ilişkiyi bilenler gerçekçi olmalı" ifadesini kullandı. Kürt İşleri Bakanı Muhammed İhsan da, "PKK nın merkezi Türk sınırlarının içinde. Türk Hükümeti sorunu kendi sınırları içinde çözmeli ve bizim sınırlarımızı ihlal etmemeli" diye konuştu. Kasım CİNDEMİR / HÜRRİYET
Av.Abdülkerim Güven Mesud Barzani Amerika'nın Sesi radyosunun Kürtçe bölümüne yaptığı bir açıklamada da, Kürtlerin bağımsızlığı hakettiğini söyledi. Barzani, "Kürtler bağımsızlıktan söz ederken, çoğu komşu ülkeler bunu günah veya suç olarak görmemelidir. Kürtler de, Türk, Arap, Fars ve diğer halklar gibi bağımsızlıktan söz etme hakkına sahiptir. Çünkü, Kürtlerin gasp edilen bu hakkının verilmesi gerekiyor. Burada asıl mesele bu hakkın nasıl ve ne zaman verileceği meselesidir" dedi. Barzani, günümüz koşullarında lrak'ta daha güçlü bir merkezi hükümet kurulamayacağını da öne sürdü. Barzani, Türk askerlerinin Kuzey Irak'taki bir bölgeyi bombaladığını da iddia ederek bunu kınadığını açıkladı. Mesud Barzani, Kürdistan Yurtsever Birliği'nin Selaheddin' deki bürosunda temaslarda bulunduktan sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Barzani, Türk ordusunun Kuzey Irak'a yönelik topçu ateşi açtığı yönündeki iddiaların sorulması üzerine, "şimdiye kadar tehlikeli ve ciddi bir şey olmadı. Fakat, her türlü sınır ihlali ve müdahaleyi elbette ki kınıyoruz" dedi
Av.Abdülkerim Güven Türkiye-İran-Irak sınırlarının kesiştiği Irak topraklarındaki Hakurk Kampında üslenen PKK lı teröristlere karşı Türk ve İranlı askerlerin topçu ateşi açtığı öne sürüldü. Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabaninin lideri olduğu Irak Kürdistan Yurtsever Birliğinin resmi internet sitesinde yer alan bir haberde, Türk ve İran topçu birliklerinin PKK kamplarının bulunduğu bölgeyi dünden bu yana ateşe tuttuğu öne sürüldü. Topçu birliklerinin Türkiye-İran-Irak sınır üçgeninde bulunan Hakurk, Kebri Zahir, Curcan, Lolan ve Nazdari Dağlık bölgelerine sürekli ateş açtıkları iddia edildi. İran ordusunun top atışlarına eş zamanlı olarak Türk ordu birliklerinin de yoğun bombardımanı sürdürdüğü belirtilirken, iki ülke askerlerinin sınırı aşabilecekleri öne sürüldü. Irak Kürdistan Demokrat Partisi ve "Kürdistan Bölge Başkanı" Mesut Barzani, Perşembe günü yaptığı açıklamada Türk topçusunun 1 ay içerisinde 4 üncü kez sınırlarına topçu ateşi açtığını, bunu kınadıklarını söylemişti. Öte yandan Irak Parlamentosundaki PKK yanlısı açıklamalarıyla tanınan Kürt milletvekili Mahmut Osman, Iraktaki PKK bürolarının kapatılması ile ilgili kararı eleştirirken, konunun Kürtlerle doğrudan ilişkili olmasından dolayı bu kararların mutlaka Kürdistan Bölge Hükümeti ve Irak Parlamentosu tarafından onaylanması gerektiğini öne sürdü. Osman, sınır güvenliği konusunda Türk hükümetinin sadece Irak hükümetini muhatap almasını eleştirirken, "Irak ın Türkiye ile olan bütün sınırları Federal Kürdistan bölgesinde; dolayısıyla sınır güvenliğiyle ilgili yapılacak görüşmelerin doğrudan Kürdistan hükümetiyle yapılması gerekir. Ben sorunun savaşla çözülemeyeceğine inanıyorum. Kürt tarafların Irak hükümetinin PKK konusunda aldığı karara destekte bulunmamaları çağrısında bulunuyorum" dedi. Hürriyet
CeNqİzHaNn
quote:
Ülke gündemindeki en önmeli sorunlardan birisidir kürt sorunu... Ama bu ülkenin insanları henüz sorunun adı konusunda dahi anlaşabilmiş değil.. Bazılarımız "kürt sorunu" sözünden dahi hoşlanmıyoruz ve bu sorunu sadece terör sorunu olarak algılayarak vururp kırmakla sorunu çözeceğimizi zannediyoruz. Bu sorun basit ve kolay çözülecek bir sorun değildir. Bu sorun, ne sayın alisinkay'ın Ozan Arif'ten alıntıladığı şiirdeki kafa yapısıyla ne de PPK'nın ve kürt milliyetçilerinin ortamı geren söz ve uygulamaları ile çözülemez. Türk milliyetçileri ve onlarla birlikte hareket eden ulusal solcularımz ipin bir ucundan çekerken, diğer uçtaki kürt milliyetçileri ve PPK da öbür tarafa çekerek ipin kopmasına hizmet etmektedirler. Her iki taraf da bölünmeye hizmet etmektedir. Oysa politikamız "ortamı gererek ayrıştırmak" değil, "entegre etmek" olmalıdır. Şimdi sayın alisinkay'ın Ozan Arif'e ait olan (ve sanıyorum kendisinin de görüşlerine katıldığı) ve bizlere çözüm sunma iddiasındaki şiire bir göz atalım. Şiirde geçen ifade aynen şöyle; "Demokratik çözümmüş, CMUK'muş, falan, filan" Bu bir şiirdir deyip geçmeyelim. Bu bir zihniyetin göstergesidir. Ben de geçmişte uzun yıllar ülkücü hareketin içinde bulunduğum için bu zihniyeti çok iyi tanıdığımı zannediyorum. Ülkücülerin en büyük eksiği; insan hakları, demokrasi, eşitlik, adalet gibi kavramların o cenahta çok cılız kalmasıdır. Bu kavramları daha çok sol mahalle sakinleri dillendirmiştir ve iyi de etmişlerdir. "Demokratik çözüm"ü çözüm olarak görmeyen CMUK'u ve bu bağlamda da hukuku küçümseyen ifadelerle biz çağdaş standartlara değil, ancak bu kavramların hiç olmadığı kabile devletlerine benzeriz. Sayın alisinkay; CMUK'u küçümsemeyin ya da küçümseyenlere katılmayın. 12 Eylül zindanlarında kıçına cop sokulan ülkücü abilerine ve sol görüşlülere sorarsan CMUK'un ne işe yaradığını anlatırlar. Cezaevinde yatan abilerinin o günlere ait anıları kitap olarak yayınlandır. O anılarda utanma duygusundan dolayı çok azı yazılmıştır. gerçek çok daha acıdır. Oralarda CMUK olmadığı için ya da uygulanmadığı için bu insanların cinsel organlarına elektrik akımı verildi, filistin askısında sallandırıldılar. CMUK olsaydı bunlar yapılabilir miydi. Cezaevine düşmüş kişi de insandır. Bu indan, ülkücü de olabilir PKK'lı da olabilir. İnsana insan gibi davranılır. Karakolda ve cezaevinde bu insanlara nasıl davranılacağını da sizin küçümsediğiniz CMUK belirler. Allah göstermesin, bir gün oaralara yolunuz düşütüğünde CMUK'un kıymetini anlarsınız. Gelelim şiirdeki bir başka ifadeye; "Kapatın o bölgeyi Allah kulu görmesin. Ne yerli ne yabancı basın görmesin. Dizi gibi her akşam televizyon vermesin. Gayet sessiz, sedasız, kazısın köşe bucak." Bir bölgeyi Allah'ın kulu görmeyecek şekilde kapatarak, yerli ve yabancı basından gizleyerek yapılacak iş zannederim iyi bir iş olmayacaktır. Çünkü iyi işler açıkta yapılır, kötü işler de gizli yapılır. İtalya'da bir kilise çevresindeki ağaçlık alanda sürekli fuhuş yapılırken, zabıta bunu önleyemiyordu. Ferri, buranın aydınlatılmasını önerdi ve bölge ışıklandırılınca fuhuşun önü alındı. Çünkü ışıklı alanda kimse fuhuş yapmıyordu.. Şayet bölgeyi iç ve dış basına kapatarak terörün önüne geçileceği sanılıyorsa; bilin ki o kapalı ortamda masum insanlara hayvan dışkısı da yedirilecektir (ki bu yapıldı zaten), masum insanlar ölecektir, masum canlar yanacaktır. Ve bundan da dünyanın haberi olmayacaktır. Ülkücülerin bize önerdiği çözüm bu mudur? Ya da bunun adı çözümse bu nasıl çözümdür? Kapalı yönetimde her türlü kötülük yapılır ve bundan da kimsenin haberi olmaz. Onun için kötülüklerin, yolsuzlukların, hırsızlıkları en büyük düşmanı açık ve şeffaf polkitikadır. Ben bu ülkede tam demokrasinin olduğuna inanmıyorum. Güneydoğu'daki vatandaşlarımız kendi temsilcilerini meclise gönderebiliyor mu? Bir vilayette en çok oyu aldığı halde meclise vekil gönderemeyen uygulamanın adına demokrasi denir mi? Buna ancak "eksik demokrasi" denilebilir. Sayın alisinkay'ın çok sevdiğini zannettiğim bu şiirde bir Güneydoğulu bayan milletvekili için "kancık" sözü kullanılırken, diğerleri için de "piç" sözcüğü uygun bulunmuş. Üslup konusunu gündeme getiren Sayın Ragıp Atay'a bu üslubun çok uygun bir uslup olup olmadığını sormak istiyorum. Bu insanlar halkın oyuyla meclise seçilmiş kişiler. Bunlar halkın temsilcisi.. Tabi ki bunların da hatası, yanlışı oldu... Ben hiç bir zaman bunlar çok doğru yaptılar demedim, demiyorum da. Ama o bölge halkının demokratik yollarla meclise gitmesinin önünü keserseniz, gidenleride yaka paça arabalara doldurup cezaevine gönderirseniz, o insanlara dağın yolunu göstermiş olursunuz. İnsanlar dağa çıkmasın.. Gelsin ne söyleyecekse söylesin. Sorunlar demokratik platformda konuşarak çözülür. Evet, iki taraf da ipi geriyor ve bu gerginlik bölünmeye zemin hazırlıyor. Bugüne kadar bu ip kopmadı ise bunun nedeni ipin sağlam olmasıdır. Çünkü, Kürtlerle Türkler asırlar boyu aynı coğrafyada yaşamışlar, aynı dine inanmışlar, göçler, evlilikler, ticaret bu iki toplumu kaynaştırmış. Ayrışması oldukça zor. Bu nedenle ip bugüne kadar kopmadı. Ama ne kadar sağlam olursa olsun her ipin bir kopma noktası vardır. O noktaya gelinmesin. İp kopmasın. İpin kopmaması için uç noktadakilerin bu sivriliklerinden vaz geçmesi gerekir. Makul ve mantıklı olmak gerek.. Bu ülkenin bölünmesini istemediğim için bu düşüncelerimi yazmak gereğini duydum. Kimseyi kırmak, eleştirmek gibi bir amacım yok. Saygılar.
Ekleyen: Av.Abbas Bilgili - 03/08/2006 :  23:25:22
Allah Allah Ülkücülerin Kıçına Cop Sokuluyormuş C-5'te.. Bak sen soLcuLara Ne oLuyormuş GüzeL Abim.. Tecrit hücrelerinde yatıyoruz. Bir gün sol görüşe sahip birini hücrenin içerisinde yatırdılar. Ayağını kapının demir parmaklığı arasından dışarı çıkarttılar. Ayaklarının altına vuruyorlar. Önce hiç sesi çıkmadı. Ondan sonra ufak ufak sesler çıkmaya başladı, sonra bağırmaya başladı. Onun üzerine ben bağırdım hücremden. #8220;Yetti be, yeter artık!#8221; dedim. Geldiler, kapımı açtılar. #8220;Sen ne diyorsun?#8221; dediler. Dedim ki: #8220;Yeter artık, insanız biz.#8221; Kaptılar beni götürdüler. Komutanların karşısına çıkardılar. Bir tanesi dedi ki: #8220;Allah Allah sen Muhsin Yazıcıoğlu#8217;sun öyle mi? Sen niye askere karşı geldin?#8221; Olayı anlattım. #8220;Sana ne?#8221; dedi. Dedim ki: #8220;Ben insanım, biz insanız.#8221; O da diyor ki: #8220;Bu, senin dışarıda dövüştüğün adam.#8221; Ondan sonra da hücre cezasına çarptırıldım. Kapatın o böLgeyi ALLAH kulu görmesin! Dizi gibi Her akşam basın yayın vermesin! Buna nasıl katılmıyorsunuz anLamıyorum.. sınırdan gelemeseler tamam işte dağlardakilerinide öldürürüz tamam ondan sonra kürt kardeşlerimizin akıllarını çelemezler.. Bi Operasyon düzenleyecez tamam bütün kanallarda 2 gün önceden haberlerde Türkiye Irak'a sınır ötesi operasyon düzenliyecek. Şu tarihte Şu Kadar Asker Göndericez. Bare isimlerini de söyle Göndereceğin askerlerin.. Abi iyi işler açıkta yapılır demişsin sen çocuğunu açıkta mı yaptın ? Hé bide yazmazsam içimde kalacak ülkücü abilerimizin kıçına cop sokulmuş ya sende uzun yıllar hani ülkücü hareketin içinde kalmışsın ya 80 ihtilaline denk gelmiyo dimi senin bu uzun yıllar 12 eylül'e faLan fiLan?
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük + Arşiv +
    Bugünün tarihi: 03/05/2025 09:07:36