 |
03/05/2025 Eski forum arşivi bölümü
Hukuksal Tartışmalar
İşe iade davalarında seri yargılama usulü |
Av.Onur Tunga |
4857 sayılı İK.nun 20'nci maddesinin ikinci fıkrasına göre, feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü (davalı) işverene aittir ve üçüncü fıkrasına göre de, işe iade davaları seri muhakeme usulüne tabidir.
HUMK.nun seri muhakeme usulü ile ilgili 505'inci maddesine göre ise, cevap müddeti yedi günü tecavüz edemez.
Bu yasal düzenleme karşısında, seri yargılama usulüne tabi işe iade davasında, yedi günlük cevap süresi içerisinde davaya cevap vermeyen davalı işverenin, usul hukuku yönünden feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat edememiş sayılması gerekmez mi? |
Av.Fırat Bayındır |
Sayın HRMGR nin yazdıkları doğrudur. Usul kuralları artık zaten hukuk uygulamasında pek dikkat edilmez ve itibar edilmez oldu. Bu düşünceyi biz de davalarımızda ısrarla belirttiğimiz ve temyiz dilekçemizde de yer aldığı halde dikkate alınmamıştır. Ancak yine de 7 gün içinde cevap verilmemiş olması,işverenin fesih işlemini ispat edemediği şeklinde yorumlanamaz. |
HRMGR |
Onur Bey,
Sorunuza yanıt göremeyince, meslektaş olmamakla birlikte, bu hususta kişisel düşüncelerimi belirtmek isterim.
Bildiğiniz gibi İş Mahkemeleri basit usulü muhakeme esasına göre davalara bakarlar. Her ne kadar 4857/20 maddesinde işe iade davalarının seri muhakeme usulüne göre yapılacağı belirtilmekte ise de aslolan davanın 2 ay içerisinde sonuçlandırılmasıdır. (bu süre bile eğer bir bilirkişi incelemesi de gerekiyorsa davanın sonuçlandırılması için mümkün görünmeyen kısa bir süredir ve ne yazık ki İş Mahkemeleri'nde 2 ay içerisinde sonuçlanmış işe iade davası çok az sayıdadır.)
HUMK. 505 maddesinde belirtilen süre şartları (7 ve 5 gün), aynı Kanun'un 501. maddesinde belirtilen tarz davalar için bile uygulanmamakta/ uygulanamamaktadır.
Kaldı ki, hukukta bir iddiaya yanıt verilmemesi hiçbir şekilde "zımni kabul" olarak nitelenemez, aksine iddiaya yanıt vermemek iddiayı reddetmek demektir.
Ayrıca tüm hukuk yargılamaları için geçerli olduğu söylenebilecek HMUK 180. maddesi "Dava dilekçesinde sözü edilen ve davacının elinde bulunan belgelerin asıllarıyla birlikte harç ve vergiye tabi olmaksızın davalı sayısından bir fazla düzenlenmiş örneklerinin veya sadece örneklerin dilekçeye eklenerek mahkemeye verilmesi ve başka yerlerden getirilecek belge ve dosyalar için de bunların bulunabilmesini sağlayıcı açıklamanın dilekçede yapılması ve gerekli posta giderinin pul olarak verilmesi zorunludur.
Birinci fıkra hükmünün yerine getirilmemesi veya eksik getirilmesi halinde, hakim ilk oturumda istenen hususların on günlük kesin süre içinde yerine getirilmesini veya eksikliğin tamamlanmasını davacı tarafa bildirir." demektedir. 2. fıkrada belirtilen 10 günlük kesin süre de uygulamada hakimin takdiri ile değişebilmekle birlikte genelde dikkat edilen bir süredir.
Belirttiğim nedenlerle, 7 günlük cevap süresinde davaya cevap vermeyen işveren, hiçbir şekilde bu durumda ispat yükümlülüğünü yerine getirmemiş sayılamaz.
Saygılarımla,
|
Av.Onur Tunga |
Sayın Bayındır,
İşe iade davasının 7 günlük cevap süresi içerisinde davaya cevap vermeyerek, usule göre davacının dava dilekçesinde dayandığı maddi vakıaları inkar etmiş sayılan davalı işverenin, süre geçtikten sonra verdiği dilekçesi ile feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispata çalışması savunmanın genişletilmesi anlamına gelmez mi?
Zira, böyle bir durumda, davayı inkar etmiş sayılan davalının, sonradan feshin geçerli bir nedene dayandığına ilişkin maddi bir vakıa ileri sürmesi söz konusu değil midir? |
Av.Dilek Kuzulu Yüksel |
Sayın Bayındır ve Sayın HRMGR'nin dile getirdiği üzere usule göre süresi içerisinde davaya cevap verilmemesi durumunda, dava dilekçesinde belirtilen hususların inkar edildiği, kabul edilmediği sonucu ortaya çıkar. Davalı, bundan sonra davacının muvafakatı olmaksızın başkaca savunmada bulunamaz ve sizin de bahsettiğiniz gibi savunmanın genişletilmesi yasağı söz konusu olur.
Örnekle izah etmek gerekirse; davacının, dava dilekçesinde işverenin sözleşmeyi işçinin ahlaka aykırı davranışları nedenine dayanarak, hırsızlık yaptığı gerekçesi ile feshettiğini oysa işçinin hırsızlık yapmadığını, işverenin fesihte haksız olduğunu iddia ettiğini farz edelim. Davalı süresinde cevap vermezse bu hususu inkar etmiş, kabul etmemiş olacaktır. Bu durumda işçinin hırsızlık yaptığını ispat edebilmek için her türlü delili, maddi vakıayı ileri sürebilecektir.
Ancak, davalı bundan başka savunma yapamayacak, mesela işçinin kendisinin şeref ve haysiyetine yönelik ihbar ve isnatta bulunduğunu ileri süremeyecektir. (Ki zaten fesih sebebi ile bağlılık söz konusudur ama konuyu genel hükümlere göre açıklayabilmek için böyle örnekledim.)
Saygılarımla. |
Bugünün tarihi: 03/05/2025 06:30:29 |