 |
03/05/2025 Eski forum arşivi bölümü
Hukuksal Tartışmalar
Yeni askerlik ve değerli hukukçuların yorumları |
yormakendini |
Arkadaşlar merhaba,
Ben bir bilgisayar programcısıyım.Bizim de sizinkine benzer, bir çok konuda fikir birliği yaptığımız (genelde de bedelli askerlik) bir sitemiz var , bilmiyorum göreniniz olmuşmuydu (https://bedelli.org/forum)
Burda Bedelli Askerlik nasıl çıkar, neler yapmak lazım vs. adına bir çok konuşma geçiyor.
Ancak sıkıntı yaşadığımız bir kaç konu var. Bununla ilgili hukuk uzmanı kişiler olarak bizleri aydınlatmanızı diliyorum.
Özetle sorularımız şöyle;
Son çıkan Askerlik yasasındaki değişikliğe göre,
1.Artık yoklama, bakaya gibi kaçaklar yakalandığı zaman, Askeri Mahkeme yerine Sivil Mahkemelerde yargılanacaklar diye geçen de Sezer'in de onayladığı bir yasa çıktı. Bu yasadan sonra birçoğumuzun kafası karıştı.
a. Diyelim tecil bitti, polis yakaladı, bu durumda ne olabilir ? Bizi tekrardan askerlik şubesinemi teslim ederler , yoksa avukat çağırabilirmiyiz ? Çağırabilirsek durum ne olur ? Gözetim altındamı tutarlar ? Gözetim süresi 24 saati geçemiyor bildiğim kadarıyla. Özetle, eskisinden ne farkı olur, süreç nasıl işler ? Kişi nelere itiraz edebilir nelere edemez ?
2.Yıllardır Bedelli Askerlik çıkarmak için bir çok aktivite yapıyoruz (mail, fax, sms, belli vesilelerle milletvekilleri ile görüşme, telefon vs.) , hükümet verdiği sözü tutmadığı için bu konuda bir yol alamıyoruz. Asker de bu konuda genelde olumsuz tavır sergiliyor.
Fakat biz bunlar yerine şu teklifi de vekillere sunduk. Dedikki , "Madem Bedelli Askerlik çıkarmıyorsunuz, EŞİTSİZLİK diyorsunuz, o zaman yıllardır yurtdışında yaşayanlara uygulanan Dövizli Askerlik var, bunu da kaldırın, iptal edin. Asıl bu eşitsizlik." Buna onay verenler oldu, ilgilenecez dediler bir şey yapmadılar. Bu durumda bizim AIHM gibi bir kuruma başvurma hakkımız varmıdır ? Başvurmak istesek nasıl başvurabiliriz ? Yada özetle başvurmak doğrumudur ? Süreç nasıl işler ?
3. ve son sorum,
Askere gidenlerin bir çoğunun işyeri kapanıp, iş imkanı verdiği binlerce evli barklı çoluk çocuk sahibi insan açıkta kalıyor. Askerden sonra aynı imkanlara tekrardan sahip olabilme hakkını Asker ne yazıkki tanımıyor.
Ülkede milyonlarca işssiz insan varken, bunların üstüne yenileri ekleniyor. Bildiğiniz gibi ülkemiz Vicdani Red konusunda AIHM'den uyarı aldı. Oysa bedelli.org'daki insanlar Vicdani Red'de karşı olan, sadece askerliklerini bedeli karşılığı yapmak isteyen, ZENGİN olmayan, dişiyle tırnağıyla bir takım yerlere gelmeyi başarmış insanlar. Bir çoğumuz ailesine bakıyor, bir çoğunun yeni doğan bebekleri var. Belki sizlerin içinde de askerlik sorunuyla zamanında mücadele etmiş insanlarımız vardır.
Şimdi bu konularda AIHM'e (hep AIHM diyorum kusura bakmayın, ama hükümet ve(ya) askere karşı bu kayıplarımız konusunda Türkiyede dava açma şansımız yok sanırım) nasıl başvurabiliriz ? Asker öncesindeki tüm haklarımız, asker dönüşünde elimizden gidiyor.
Bugüne kadar 10 kere çıkarılmış olan bedelli askerlik, şimdi eşitsizlik diye çıkarılmıyor. -99 bedellisinden sonra da Eşitsizlik diye askerin mahkemeye iptal istemini, Mahkeme, EŞİTSİZLİK DEĞİLDİR diyerekten reddetmiştir - , bu durumda tüm bu argümanlarımızı AIHM gibi bir kuruma nasıl anlatabiliriz ? AIHM dışında memleketimiz içinde bir yolu yordamı varmıdır ?
Sizleri sıktığım için özür dilerim, kendi konu ve dertlerinizin dışında bir de ilgisi alakası olmayan bir konuda vakitlerinizi meşgul ettim.
Ancak 100binlerce insanın muzdarip olduğu bir konuda ufak ama yolgösterici yorumlarınızla bizlere ışık tutarsanız çok memnun ve minnettar kalırız.
Sevgi ve Saygılarımızla
TarzanX (bedelli.org) |
commodore1tr |
Sayın yorma kendini ;
Bahsettiğiniz kanun değişikliğinin olup olmadığını bilmiyorum son bildiğim 'Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı (1/1210) (Avrupa Birliği Uyum; Millî Savunma ve Adalet Komisyonlarına) (Başkanlığa geliş tarihi: 17.5.2006) ' gönderildiğidir. Eğer bahsettiğiniz kanun bu ise bu kanun ile değişiklik istenmesi şöyledir. :
'
353 sayılı Kanunun 21 inci maddesinin ikinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
Asker olmayan kişilerin asker kişilerle müştereken işledikleri suçlarda yetkili askerî mahkeme, asker kişiler yönünden yetkili olan askerî mahkemedir. Asker olmayan kişilerin askerî mahkemelerde yargılanmalarını gerektiren diğer suçlarda ise, suçun işlendiği yere en yakın askerî mahkeme yetkilidir. Suçun işlendiği yer belli değil ise, yetkili askerî mahkeme 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda gösterilen usullere göre belirlenir.
Savaş hâlinde saklı, yoklama kaçağı, bakaya ve geç iltihak suretiyle bakaya suçlarından sanık erbaş ve erler ile sevk edildiği eğitim merkezine zamanında katılmamak suretiyle bakaya suçu işleyen yedek subay adayları, eğitimlerini takiben verildikleri birlik veya kurumların tabi oldukları askerî mahkemede yargılanırlar.
Savaş hâlinde saklı, yoklama kaçağı ve bakaya suçlarından sanık yedek subay aday adayları, kayıtlı bulundukları askerlik şubelerinin tabi olduğu askerî mahkemede yargılanırlar.
Yani yeni düzenleme ile sadece savaş zamanı askeri mahkeme yetkili barış zamanı ilgili sivil mahkeme yetkili olacaktır.Ancak bu kanunun onaylanıp onaylanmadığını bilemiyorum ...
Öncelikle avukat olmadığımı belirteyim yorumlarım kendimce olan değerlendirme ötesinde değer taşımamaktadır...
Bu kanun değişikliği ile sadece barış zamanı yukarıda bahse konu 'askeri suçları' işleyen kişilerin sivil mahkemece yargılanmasını öngörmektedir. Uygulama ise bu şuçları işleyen kişilere verilecek 'cezaların' aynı olacağı cezaların değişmeyeceği yönündedir. Zaten halihazırda da askeri mahkemelr evrak üzerinden yargılamayı yapıp para cezasını vermekte iken şimdi bunu sivil mahkeme yapacaktır. Bu uygulamanın iyi yanı bu suçları işleyen kişiler yakalandıklarında belirli zorluklardan geçerek askerlik şubeleri aracılığı ile birliklerine sevk edilerek mahkemeye sevk edilmelerinin ortadan kalkmasıdır. İşlemler çok hızlı olacaktır. Butip işlemlerde isterseniz avukat tutabilirsiniz her türlü hukuki sorunda avukat tutmak kişilerin en doğal hakkı olduğundan bu hakkınız hiç bir şekilde engellenemez. Ancak bu suçta avukatın etkisi konusunda fazla iyimser bir görüşüm bulunmamaktadır. Çünkü yürürlükteki kanunlar ve uygulamaları yapılmakta ve suçta suçun sona ermeside kağıt üzerinde belgelenmekte olan kesin delilli işlemlerdir. ( Tecilin unutulması v.s gibi istisnalar hariç ) |
commodore1tr |
Birinci sorunuzun bir diğer ayağı uygulamada sizi askerlik şubesine sevk ederler tek fark suçtan dolayı yargılanma yerinizin değişmesi ile sınırlıdır. Yakalandığınız an elinizde gerekli belgeler yoksa askerlik şubesince askere alınırsınız ve askerliğiniz başlar. ' devre kaybı' denen ara devk ile birliğinize sevk adilirsiniz. Askerlik şubenize sevkiniz ile 'gözetim altında tutulmak ' çok farklı olduğundan yirmi dört saat diye bir süreden bahsedilemez , ancak polis marifeti ile yakalanmanız dan sonra askerlik şubesine gidişiniz arası 'gözaltı süresi ' olarak değerlendirilebilir kanaatindeyim ki bu arada yapılacak ' usulsüzlük' dava açma hakkınızı doğurur.
Asker zırt pırt bedelli askerlik kısa dönem gibi aktivitelerden hoşlanmaz. Çünkü sevk ve idare belli standartlara göre yapılandırılmaktadır. hali hazır konumdan 'oy ; para ' gibi nedenlerle yapılacak sapmalar doğal olarak planları bozmaktadır. Birlik mevcutları ve bu mevcuda ihtiyaç duyulan erlerin yetiştirilmesi esasları askerlik süresine göre hesaplanan çok büyük ve kapsamlı bir süreçtir. Bir milyona yaklaşan 'er ' sayısı ile aktivitesini sürdüren TSK celp dönemindeki 'belirsiz sapmalardan ' çok etkilenmektedir. Bu etkilenme özellikle savaş durumuna göre hazırlıklıları planlayan 'harekat planlarını' alt üst etmektedir. Bundan dolayı asker neyin ne olduğunun kesin bilinmesini ister. Kendiside bilmek ister. Çünkü 3 ay görev yapacak kişiye ayrı uzuna ayrı eğitim planlanır. Ama bu planlar çeşitli bahaneler ile ikide bir sekteye uğratılırsa gayriciddiyetsizlik sirayetleri başlarki bu askerliğin temeline aykırıdır.
Hükümetler oy peşinde bol keseden attığından dolayı maalesef bir çok genç bu konuda mağdur olmaktadır. Bunun çözümü hükümetin 'sallamadan' önce gerekli koordineyi kurup çalışma yapıp sonucuna göre hareket etmesidir. Bizim hükümetlerimiz önce salladığı için bu sorun yaşanmaktadır. TSK üst komuta heyetide televizyon ve medya da askerliğin kısalacağı bedelli olacağını duyuyorki, bu ne teamüllere nede ciddi devlet yapısıyla bağdaşamaz...
AİHM sine başvurmanın yolu açıktır. İç hukuk yollarının tamamen tükenerek bitmesi ve bunun üzerinden altı ay geçmemiş olması ... Ancakk.. Salt askeri suçlarda 'çekince 'nedeni ile AİHM yetkisizdir. Bundan dolayıdırki öncelikle YAŞ kararları olmak üzere salt askeri suçlara ait kararlar AİHM ne götürülemez. ( Vicdanı redci bir iistisnai karardır değineceğim ) Askerlik kanunu ve Anaysamız açıktır. Öncelikle bunların düzenlenmesi gereklidir. Askere alma koşulları son derece açık olarak tarif edildiğinden AİHM nin de bu konuda lehinizde bir hüküm verme olasılığının olmadığı kanaatindeyim. Gerek kurul gerekse büyük kurul iç hukukun doğru işletilip işletilmediğğine bakacaktır ki bu yönde bir hata olmadığı sürece kazanma şansınız olmayacaktır.
Dikkat edilirse vicdani red olayı ise 'halkı askerlikten soğutma' kanun maddesiyle açılan bir davadır. Yani TCK da bulunan ve salt askeri şuç olmayan bir durumdur. Bundan dolayıdır ki bu olay daha değişik boyutlarda gelişmiştir ki bunun tartışma yeri ve zemini burası değildir. Osman Murat Ülke'nin eylemi salt bir askeri suç olarak görülmemiştir. Bende görmüyorum. her nekadar kendisi Mamak ceza evinnde kalsada sonra emre itaatsizlikten ceza alsada iki olayı birbirinden farklıdır. Emra itaatsizlikte ısrar suçunu AHİM kabul dahi etmemiştir. Burası olayın BAM TELİDİR. Size verebileceğim en büyük 'ipucu' budur.
Bu arada bedelli askerlik ve askerlik aknunu yeniden düzenlenemez mi? Düzenlenir ama çok zahmetli ve zor bir yoldur. Yer zaman kişiler ve duruş çok önemlidir .Bu cümleden demek istediğimi anladığınızı umuyorum...
İşsizlik ve askerlikle ilgili yorumunuza veya yorum sorunuza bir yanıt vermek en azından bu zeminde istemiyorum. Ama doğru yönleri olduğu kadar yanlış yönlerininde olduğu aşikar...
Son olarak çözün daima en kolay yerdedir zor lara bakarak vakit kaybetmeyin derim ben ...Açık ve net...
|
yormakendini |
Sayın commodore1tr,
Yorumlarınız için öncelikle teşekkür ederim.
Sanırım memlekette bazı kafalar değişmedikçe pek bir şey düzelmeyecek gibi görünüyor.
2006 yılındayız ; Nasa her geçen gün uzayda yeni denemeler yaparken, dünya devi yazılım firmalarında yüzlerce, binlerce Türk çalışmak için ülkemizden göç ederken, savunma sanayinde finansal kaynak olmadığı için bir çok şey eski yerinde dururken, koskoca 1.5 milyarlık Çin'in bile 3milyon hazır askeri , dünya devleri İngiliz ve Almanların bile 250-300 bin PROFESYONEL askeri varken, bizim memleketin sanki her Allah'ın günü bir savaş oluyormuşcasına 1milyona yakın asker sürekli hazırda bulundurmak istemesi ve bunu da bir DİSİPLİN olarak ifade etmesi takdir edersiniz MANTIKLI görünmemektedir ki, bugün ülkemizde yüzbinlerce kaçak ya da sürekli tecil için nerdeyse doktora yapan insan bulunmaktadır.Halkın gücünden beslenen bir ordunun , yine HALKIN görüşlerine SAYGI duyması ve de itibar etmesi gerekmektedir. Kimse halkından kaçamaz, kaçmamalıdır.
Bugün ülkede marketler, bilgisayar firmaları, tekstil firmaları kurmuş onlarca insan, ASKERİN kendi kaynakları için çok büyük kesiminden faydalandığı EKONOMİMİZE büyük katkı sağlamak,büyük vergiler verebilmek için işyerleri açmakta,binlerce çalışana iş imkanı sağlamakta ancak askerlik sorunu yüzünden tüm bu yatırımlarını, bütün emeklerini ve çalışanlarını bir çırpıda silmeye zorlanmaktadırlar.Memleketin bu zihniyet paralelinde bulunduğu nokta da ortadadır.
Dövizli eşitsizlik olduğu halde yürürlükte olup, bir çok zengin insan zaten bu yöntemlerle, yurtdışındaki imkanlarla 3 sene sonra buna hak kazanmaktadırlar.Bizlerse alınterimizle, dişimizle tırnağımızla geldiğimiz yerleri, işyerlerini bırakmaya zorlanıyoruz.
Bizim sorunumuz, sırf bu eşitsizlik, askerlik öncesindeki imkanlarımızın , askerden sonra ortadan kaybolması ve bundan ötürü yıllarca yaptığımız birikimimizin, iş gücümüzün ve aile ekonomik gücümüzün yitip gitmesidir.Bununla ilgili bir sigortamız olmadığı aşikardır.
Bunlarla ilgili AIHM'e başvurmak bize bir geri dönüş sağlarmı onu merak ediyorum aslında. Amacımız askerlik kanununu değiştirmek değil elbette.
Hem mevcut durumumuzun , haklarımızın ve imkanlarımızın kaybolması, hem de yurtdışındakiilere tanınan dövizliden ötürü bizim EŞİTSİZLİĞE uğramamız.
Bunun hesabını biz AIHM'de soramazsak da Yüce Allah elbette soracaktır.
Yorumlarınız için çok teşekkür ederim,
Saygılarımla
TarzanX(bedelli.org)
|
Bugünün tarihi: 03/05/2025 09:19:41 |