Hukuki.NET


03/05/2025  Eski forum arşivi bölümü

Hukuksal Tartışmalar




 


Forum:
İddet müddeti
guernica1972 bosandıktan sonra aynı esle evlılık ıcınde 300 gun bekleme suresı gecerlı mı?
HRMGR Sorunuz İş Hukuku/Sosyal Sigortalar Hukuku ile ilgili değil, daha net yanıtı, sorunuzu Medeni Hukuk forumunda sorarak alabilirsiniz. Ancak bilebildiğim kadarıyla sorunuza yanıt vermeye çalışayım. Boşanmış kadının 300 gün bekleme süresi (iddet müddeti) nesebin karışmamasını sağlamaya yöneliktir. Yeni Türk Medeni Kanunu 132. maddesine göre, kadının doğum yapması ya da önceki eşle evlenme durumunda mahkeme bu süreyi kaldırır. Yararlı olması dileğiyle, saygılarımla,
AV.Erdem ÖZTÜRK Kadının 300 günlük bekleme süresi nesebin karışmaması için getirilmiş olan bir tedbirdir.Dolayısıyla kadının aynı eşle evlenmesi durumunda hakim bu süreyi kaldırır ve 300 günlük evlenme yasağı geçersiz kalır.saygılarımla...
commodore1tr hayır gerekmez. Zaten bence bu kanun komple saçma...
tözer tabi canım neden gereksinki? hamile bi bayan al çocuk için yorulma[:D]
fulya1212 Eğer karşınızdaki kadının hamile olduğundan şüpheleniyorsanız basit bir test bu durumu ortaya koyar sayın tözer. Zaten gebelik durumunun oluşmadığı ispatlanınca bu süre ortadan kalkıyor mahkeme kanalıyla. neden kadın evlenmek için birde gebe olmadığını ispatlamak zorunda olsun ki? Anlaşmalı boşanmalar dışında bir boşanma davasının nekadar sürdüğünüde düşünürseniz sadece zaman kaybı ve mahkemelere ek yük. Eğer 300 gün dolmadan yeni eş adayından gebe kalındıysa bir sürü karışıklık ayrıca. o zaman nesep karışmış olmaz mı?
Kaan V. Bu 300 günlük süreye dayanılarak kanunumuz belli karineler koymuştur. Bu sebeple bu 300 günlük süre önemlidir asıl sorun gebe olup olmamaktan ziyade kadın gebe ise nesebe ilişkindir. Evet gerçekten de pratik değildir ancak böyle bir düzenleme hala ülkemizde gerekmektedir. Dna testi, gebelik testi gibi testlere başvuranları incelediğimizde daha tüm sosyal kesimlere yayılmadığını görmekteyiz. Bu sebeple de bir müddet daha bu tip bu düzenlemelere ihtiyaç olduğu kanısındayım.
HRMGR Değerli Üyeler, İş Hukuku/Sosyal Sigortalar Hukuku ile ilgili foruma zaman zaman katkı sağlamaya çalışan bir üye olarak, Aile Hukuku alanında bir sorunun sehven forumumuzda sorulması sebebiyle bilebildiğim kadarıyla soruyu yanıtlamaya çalışmıştım. Yanıt öncesi TMK. Madde 132'yi okuyunca modern tıbbın ilerlemesi karşısında, bu tür bir sınırlamanın neden hala varolduğunu, bu hukuk alanına da yabancı biri olarak anlamaya çalışırken, tesadüfen önümdeki gazetede yeni bir töre/namus cinayetinin tüyler ürperten detaylarını görünce, hukukun tıp vb. pozitif bilimlerin önünde olmak gibi bir iddiasının olmaması gerektiği, varolduğu toplumun ortalama ihtiyaçlarına yanıt verebilmesinin yeterli olduğu gibi, eleştirilebilecek bir kanıya sahip oldum. Kanunları yazanlar da daha iyisini bilmelerine rağmen özellikle eğitim konusunda homojen bir toplum olmamamız ve bölgesel farklılıkları gözönüne almak zorunda kalıyorlar veya bu durum biraz da işlerine geliyor. Sonuç olarak hukuku ileri götürebilmek için önce toplumu ileri götürmemiz gerekiyor herhalde... Selam ve saygılarımla,
zinciray 4721 sayili Türk Medeni Kanunun 132. maddesine göre iddet müddeti ; 4721 - Türk Medeni Kanunu Madde 132.- Evlilik sona ermişse, kadın, evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün geçmedikçe evlenemez. Doğurmakla süre biter. Kadının önceki evliliğinden gebe olmadığının anlaşılması veya evliliği sona eren eşlerin yeniden birbiriyle evlenmek istemeleri hâllerinde mahkeme bu süreyi kaldırır. ... Saygilar.
Av.Esin Kılıç Erdoğan Sayın V. da Sayın HRMGR de, aynı ve bence son derece önemli bir noktaya parmak basmışlar. Hukuk toplumun sadece bir kesimi için değil, toplumun bütünü için vardır. Kanunkoyucudan beklenen, toplumun tüm kesimlerini kapsayacak düzenlemeler getirmesidir. Sayın HRMGR ile farklı düşündüğüm tek nokta, bu durumun "kanunkoyucunun işine geldiği" yorumudur. Bilakis, bu yaklaşımın, kanunkoyucucun "işini çok zorlaştırdığı" kanısındayım. Toplumumuzun bugünkü durumunu düşünecek olursak, iddet müddetinin zorunluluktan doğduğu ve maalesef bir süre(?) daha var olması gerektiği tartışmasızdır.
Av.Duygu Tekay Sayın Commodore; bence burada hukuk kaidesinde daha önemli olan şey "toplumsal kabüllerdir" Bu kabuller nedeniyle de bu müddet konmuş. Hiç bir şekilde pratik bulamadığım bir düzenleme bu. Düşünüyorum boşanmadan sonra ki 300 günlük sürenin herhangi bir yerinde eski eşinden hamile kalan kadın haliyle ki doğumu 300 günden sonraki bir zamanda gerçekleşir. Ve bunun için bir sürü başka yasal işlemler dizisi başlar. Forum sakinleri sizce bu durumda ne olur?
HRMGR Esin Hanım, Aynı fikirde olduğumuza sevindim. Fikir ayrılığına düştüğümüz tek konuda da vurgulamak istediğim, yeni (bence eleştirsek de birçok hükmü ile gerçekten medeni) Medeni Kanun bir yanda, mecliste bu yasayı yapan ve geçiren ÇOK EŞLİ, sayıca azımsanmayacak kadar fazla milletin vekili bir yanda... Tabi böyle tezatlar sadece Medeni Kanun'la da sınırlı değil...(Dokunulmazlıklar vb.) Selam ve saygılarımla,
commodore1tr Ben iddet müddetinin günümüz koşullarında saçma olduğuna inanıyorum. Hem saçma hem eşitlik ilkesine aykırı Kadın erkek eşitliğinin temelindeki üç dört bombadan biri geçekçi bakışla... Sadece 'doğurganlık ' vasfı allah tarafından kadına verilmiş bir olgu diye onun omuzlarına yüklenen bir suç gibi.. Kadın bekleyecek kadın hamile olmadığını ispatlayacak kadın hamile ise eski kocasından olduğunu ispatlayacak nesip davası açacak gerekiyorsa nafaka davası açacak vay vay vay sonra buna biz hukuk diyeceğiz. Bu arada boşanmış eş ne yapacak 'HİÇ bir şey' hatta isterse 10 gün sonra dilediğiyle evlenecek... Eşitliğin güzelliğine bakın Zaten kadını tecavüzcüsüyle evliliğe zorlayan da aynı zihniyetteki eşitlikçi kanun.... Eğer kadının adı MERYEM doğacak çocuğun adıda İSA değilse eşitçi bir kanunda eski kocada beklemeli 300 gün yeniden başkasıyla evlenmek için yada kadına getirilen yükümlülükler aynen onada getirilmeli ' git eski karından izin al hamile olmadığını doktor raporu ile belgele ' gibi, Gerçi günümüzde 1,5 aylık hamilelikte her şey öğreniliyor ona görede kanunun revize edilmesi gerekir ki o da ayrı... Boşanma sürecinde zaten hamile mi değil mi belli olacağı gibi kadının yeniden evlenmeye kalkması durumunda muhtemelen evleneceği kişi geçmişini bilecek ve belirli bir süre tanışma süresi geçecektir. Dolayısıyla Sayın Tözer in dediği gibi evleneceği erkeği kandırma durumu olmayacaktır. Hamile veya değil erkek hür iradesi ile o kadınla evlenecektir. Dolayısı ile bu açıdan bakıldığında Boşanan kadının başka bir erkekle evlenirken çok dürüst ve yalansız olduğu aşikardır. Kabul edelimki kadın hamiledir . Burada evleneceği adam çocuğu kabul etmişki evleniyor aldatmaca yok SADECE eski kocası ile ilgili NESEB sorunu olacaktır. Bunun da çözüm yolları son derece açıktır... Bu bağlamda düşünülürse kadın açısından 300 gün bekleme gibi uygulama tamamen saçmadır... Boşanmış erkek hiç bir sorumluluk duymadan yeni bir kadınla evleniyor kadına doğal olarak 'evlenip boşandığını çocuğunun olmadığını ' belirtiyordolayısi ile kadın evlenip boşanmış dul çocuksuz bir erkekle evlendiğini sanıyor. Ancak adamın eski karısı kendisinden hamile ne oluyor ? Yeni eş otomatikman 'üvey anne ' oluyor çocuksuz adam baba oluyor yeni eş kandırıldığını iddia ederek boşanma hakkını elde ediyor ... İki olayı kıyaslayınca kimin beklemesi gerekiyor aslında 300 gün açıkça ortaya çıkıyor. Ama eşitlikçi kanunun bir çalımla erkeği tamamen özgür bırakıyor. vah vah vah.. Her iki durumda da kadın mağdur olup uğraşıyor.... Hiç bir gelişmiş ülkede böylesine bir utanç kanunu tek taraflı yoktur kadın anne adayı ise erkekte baba adayıdır. Bu kanun mantıklı ve eşitçi biçimde düzenlenmelidir. Unutulmamalıdır ki Allah'ın kadına verdiği 'doğurganlık' dıfatı bir lütüf tur cezalandırılma aracı değil. Ama kanın bu vasfını 'erkek'siz kullanamamaktadır.( Tıbbi müdahaleler konu dışı normal ilişkilerden bahsediyorum) dolayısıyla yükümlülükte ikisinin olmalıdır.
Av.Bahattin Yıldız Sayın HRMRG: İki iletinizde de İş hukuku forumunda aile hukuku sorusu sorulduğundan söz etmişsiniz. Zaten bu froum Aile Hukuku Forumu... Yoksa gözlerim beni yanıltıyor mu?
fulya1212 İddet müddeti kanımca dini düzenlemelerin medeni kanuna bir yansımasıdır. Din hükümlerinde yer alan daha insaflı süre biraz daha bilimsel bir temele oturtulmuştur. Sayın commodore'un belirttiği gibi eşitliğe kesinlikle aykırıdır. Eğer Boşanma sonrası bir bekleme süresi gerekli ise bu erkeğede uygulanmalıdır. Neseb karışmasını engellerken "Toplumun tüm kesimini kapsamak" amacıyla bu maddeyi gerçekçi bulmuyorum. Arkadaşlar 2006 da yaşıyoruz. Bundan 15 yıl önce ülkemizin en doğusunda telefonun ve suyun olmadığı, elektiriğin yılın yarısında verilemediği bir köyde öğretmen olarak çalışmıştım. Ailelerin ortalama çocuk sayısı 10 du. ve o günlerde en güç kabul edilen doğum kontrol yöntemlerinden birini (Rahim içi araç) köyün kadınları doğum sıklılığını ayarlamak için kullanıyordu. Yani doğum kontrolü amacıyla kendilerine sunulan olanağı, doğum sayısını azaltmak yerine kardeşler arası yaş farkını 2-3 düzeyinde tutma amacıyla kabul ediyorlardı. Aradan 15 yıl geçti. İnanın bu ülkede gebelik testlerinden habersiz kimse kalmadı.
commodore1tr Sayın Tekay ; İletinizden anladığım aslında kanunu onaylamıyorsunuz. Ama bence yaklaşım hatalı... Ne demek toplumsal kabuller önemlidir. Tabiiki teamüller karine teşkil eder ama kanun olamaz. Toplumsal kabule göre doğuda aşiretler vardır aşiret reisinin sözü kanundur ; töre cinayeti toplumsal kabulün doruğunda dolaşır. O zaman ne demeye kanun koyucu ceza verelim diye cebelleşir. Kanun koyucu ve kanun ciddi olursa toplumsal kabulü siz idrak edersiniz. Dikkat ediniz bayramlarda Almanya'dan gelenler Türk sınır kapısına kadar neredeyse hatasız vede kazasız gelirler, Mümtaz Yurduma girdikten sonra koyunun mu insanın mı kurban olduğunu karıştırırlar Sınır kapısına kadar 110 ile gelen mümtaz şahsiyet bu tarafta gaz pedalının sonunu beğenmez kaporta delmeye kalkar... Neden Toplumsal kabul mü uyduruk kanun mu ? Las ve Gas çölün ortasın da giderken arabanın küllüğünü dök bak ne oluyor ? Burada istersen camdan çöp kovasını at , Diğer denizlerde su berrak çöp yokken bizim buradan haftalık manav ve sebze ihtiyacını karşıla hele salı pazarı gibi bir pazar varsa alet edevat top kumaş ne ararsan Neden acaba ? Kanunlar insanlar içindir ve uygarlığın tescilidir. Uymamaya meğil eden iki kere düşünür... Bizde ne istersen yap yanına kar kalır mantığı var toplumsal kabul dediğiniz buysa kabulümdür...
Av.Esin Kılıç Erdoğan Sayın Fulya1212, "Toplumun tüm kesimini kapsamak" amacıyla bu maddeyi gerçekçi bulmuyorum. Arkadaşlar 2006 da yaşıyoruz." sözlerinizi, açıkçası hayretle karşılıyorum. 2006'da yaşayan Türkiye'den manzaralara hep birlikte göz atmayı öneriyorum. Saygılar, "05/07/2006 Namus adına işlenen cinayetlere Gaziantep'te bir yenisi daha eklendi. Gaziantep Şahinbey İlçesi Ocaklar Mahallesi'ndeki evde meydana gelen olayda, Selahattin Sezgin (22), evlilik dışı ilişki sonucu hamile kalan 16 yaşındaki kız kardeşi M.S'yi, "töreye aykırı hareket ettiği" gerekçesiyle, sabaha karşı 05:00 sularında pompalı tüfeğiyle öldürdü." "Dilber Kına, İstanbul. 2001. Erkeklerle gezdiği için babası tarafından baltayla öldürüldü. Evrim Sarıçiçekler, İstanbul. 2005. Ailesinin karşı çıktığı birisiyle evlendiği için ailenin görevlendirdiği birisi tarafından öldürüldü." "Küçükçekmece'de başka erkeklerle birlikte olduğu şeklinde çıkan dedikodular üzerine dedesi Reşit Kaya (78) tarafından boğularak öldürüldüğü iddia edilen Çiğdem Kaya'nın (17) bakire olduğu ortaya çıktı." #8220;Bakire#8221; çıktı ama ölüme direnemedi... Yaşam mücadelesine 3 gün dayanabilen töre mağduru Yasemin otopside #8220;bakire#8221; çıktı ! 11 Haziran 2006" "Evinde öldürülen 18 yaşındaki Ayşegül Çolak, otopside bakire çıktı. Çolak'ın ağabeyi, eniştesinin iktidarsız olduğunu, cinayeti bu nedenle işlediğini iddia etti."
fulya1212 Sayın Erdoğan, Verdiğiniz örneklerle iddet süresi arasında bir bağ kuramadım. Bir konuda bilgisi olmak başka şey, o bilgiyi kullanmak başka şey.Bakın benim örneğimde doğum kontrolünü biliyorlar ama amacına uygun kullanmıyorlar. Bakire olmadığı varsayımıyla öldürülen genç kızların bakire olup olmadığının saptanabileceğini o katiller bilmiyormuydu sizce? önemli olan kızların bakire olmasımıydı onlara göre yoksa haklarında dedikodu çıkması mı? İster ilk eş ister ikinci eş kısa süre bir sonra bir evlilik yapılacaksa gebelik testi isteyebilir. Benim iddam sadece gebeliğin basit bir testle ispatlanabildiğini bu toplumdaki herkesin bildiğidir. Neden kadın kısa bir süre sonra evlenecekse gebe olmadığını ispatlamak zorunda olsun. Herhalde ilgililer böyle bir gebeliğe neden olabilecek bir münasebetin olup olmadığından ve tarihinden haberdardır. Şüpheye düşen ispat etsin. Kısa bir süre sonra evlenmek isteyen kadın gebe olmadığını ispatlamak durumunda kalınca neler hisseder hiç düşündünüz mü? Ülkemizdeki kamu görevlilerinin ne kadar profesyonellikten uzak olduğunu farkında değil misiniz? Üç yıl ayrı yaşamış ve boşandıktan kısa bir süre sonra iddet süresini kaldırma çabasına girmiş bir kadın olsanız manalı bir şekilde "acelen ne abla" diyen kamu görevlisi karşısında ne hissedersiniz?
Av.Esin Kılıç Erdoğan Sayın1212, Elbette iddet müddeti özelinde, kadına getirilen çağ dışı uygulamalar konusunda sizden farklı düşünmem mümkün değil. Sizinle ayrı düştüğüm nokta, Türkiye'nin 2006 manzarasıdır. İddet müddeti ile alıntıladığım birkaç haber arasında birebir bağlantı kurmanız gerekmez. Bunlar Türkiyenin gerçekleridir. Türkiye'de bir kadın, evlilik dışı hamile kaldığı için, bakire olmadığı için, ailesinin istemediği biriyle evlendiği için ve hatta yabancı bir erkekle konuşurken görüldüğü için ölümle cezalandırılabilmektedir. Bu anlayışa (?) sahip insanların, doğum kontrol yöntemlerini, bekaret veya gebelik testini bilmeleri, bugünün gerçeklerini maalesef değiştirmiyor. En olumlu bakış açısı ile şunu söyleyebiliriz: Bugün bilmeleri, uzun vadede uygulayacaklarını gösterir. O zamana kadar, yine maalesef, toplumun küçük bir kısmı için -haklı olarak- çağdışı nitelendirilen yasalar, toplumun geneli düşünülerek düzenlenmeye devam edecektir. Yasalar toplumun bir adım önünde gitmelidir ancak aradaki mesafenin fazla açılması, yasaları, toplumun ihtiyaçlarına yanıt veremez hale getirecektir.
Av.Esin Kılıç Erdoğan Sayın Bahattin Bey, Gözleriniz sizi yanıltmıyor. Muhtemelen guernica1972'nin iletisi, doğru forum altına daha sonradan taşınmıştır.
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Velayet hakkı] Wmic Windows Activation Key and windows 7 ultimate activation tool 
  • 03.05.2025 09:36
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük + Arşiv +
    Bugünün tarihi: 03/05/2025 11:27:44