Hukuki.NET


03/05/2025  Eski forum arşivi bölümü

Hukuksal Tartışmalar




 


Forum:
Kürtaj iyidir diyenlere
commodore1tr Genç kadın, bebeğin güzelliği karşısında büyülenmiş gibiydi. Kıvırcık sarı saçları, iri mavi gözleri, kalkık bir burun ve küçük kırmızı dudaklarıyla bir kartpostalı andıran bebek, kadının şimdiye kadar gördüğü en cana yakın kız çocuğuydu. Onun ipek yanaklarını doya doya öpmek ve cennet kokusunu içine çekmek için eğildiğinde : "Dokunma bana ..." diye bir ses duydu. "Beni okşamaya hakkın yok senin..." Kadın korkuyla irkilip etrafına bakındı. Bebekle kendisinden başka içerde kimse yoktu. Aynı sesi tekrar duyduğunda bebeğe döndü. Aman Allahım!.. Yeni doğmuş gibi görünmesine rağmen konuşan oydu. "Bana yaklaşmanı istemiyorum" diye devam etti. "Hemen uzaklaş benden..." Kadın, biraz olsun kendini toplayarak : "Çocuklarımız hep erkek oluyor" dedi. "Onlar da güzel ama kız çocukları başka. Bu yüzden seni öpmek istedim." "Beni öpemezsin" diye ağlamaya başladı bebek. "Benim de seni öpemeyeceğim gibi..." "Neden ?" diye sordu kadın."Neden öpemezsin ki ?" Bebek, hıçkırıklara boğulurken : "Bunun sebebini bilmen gerekir" dedi. "Düşünürsen mutlaka bulacaksın..." Kadın, neler olup bittiğini hatırlamak üzereyken kendine geldi. Özel bir hastanenin en lüks odasında yatıyor ve narkozun tesirinden midesi bulanıyordu. Aile dostları olan tanınmış doktor, odayı dolduran çiçeklerden bir tanesini vazodan çıkartıp kadına uzatırken : "Geçmiş olsun hanımefendi" dedi. "Başarılı bir kürtajdı doğrusu. Ha..! Sahi, "kız"mış aldırdığınız bebek."
commodore1tr Bir bebegin yarim kalmis gunlugunden.. 5 Ekim: Bugün var edildim. Buradayım. Varım. Müthiş bir duygu bu. Var olduğumu henüz annem ve babam bilmiyor. Bir elma çekirdeğinden bile küçüğüm. Ama ne de olsa, ben benim. Varım ya! Bu bana yetiyor. Henüz bedenim belli belirsiz, yüzüm yok ama, varlığımı ve benliğimi hissedebiliyorum. Bir kız olacağım ve baharda çiçekleri seveceğim. 19 Ekim: Biraz büyüdüm. Kımıldamam mümkün değil. Annem henüz farkında değil ama onun kanıyla besleniyorum. Kalbini dolaşıp gelen sımsıcak kan bana geliyor. Beni sevecek bir kalbin kıpırtılarını şimdiden hissediyorum. Annem beni çok sevecek. Annem için güzel bir sürpriz olacağım. 23 Ekim: Hiç göremediğim bir el ağzımı biçimlendirmeye başladı. Dudaklarımda onun dokunuşunu hissediyorum. Bu "el"in dokunduğu yerler dudağım damağım oluyor. Düşünün bir yıl sonra bu elin dokunduğu yerde tebessümler açacak, güleceğim. Dudağımdan ve dilimden sözler dökülecek. Herhalde önce "Anne!" diyeceğim. Anne duyuyor musun beni? Seninle konuşacağım. Sana güleceğim. Kimilerine göre hâlâ daha var değilmişim Nasıl olur? Varım ve gülücükler sunacak dudaklarım da olmak üzere ya Hem sonra bir ekmek kırıntısı ne kadar küçük olursa olsun yine ekmektir. Öyle değil mi anneciğim? Ah bir konuşabilsem! 27 Ekim: Bugün pek mutluyum. İçimde tatlı bir kıpırtı başladı. Artık bir kalbim var. Kalbim atmaya başladı. Hayatım boyunca böyle atıp duracak. Sevgilerle dolduracağım kalbimi. Tıpkı anneminki gibi... Annem bedeninde iki kalbin birden atmaya başladığını bilseydi ne kadar sevinirdi! Duyuyor musun anne? 2 Kasım: Her gün biraz daha büyüyorum. Kollarım ve bacaklarım da biçimlenmeye başladı. Hele bir büyüsün kollarım bak nasıl kucaklayacağım seni anneciğim. Şu ayaklarım da tamamlansın da, beraber çiçekli bahçemizde yürürüz. Belki birlikte okula gideriz. 12 Kasım: Ah evet Bunlar, bunlar ne kadar sevimli ve küçük şeyler. Aman Allah'ım parmaklarım da çıkmaya başladı. Bunlarla çiçek toplayacağım, annemin elini tutacağım, kalem tutacağım. Belki de güzel bir şiir yazacağım. Anneciğim, orada mısın? Ellerimi ellerinin arasına koymak için sabırsızlanıyorum. 20 Kasım: Oh, nihayet.. Annem doktora gitti. Burada olduğumu öğrendi.. Yaşasın! Doktor teyze özel bir cihazla gördü beni. Ultrason diyorlarmış. Resmimi bile çekti. Sevinmiyor musun anneciğim? Seneye kalmaz kollarının arasında olacağım 25 Kasım: Artık babam da burada olduğumu biliyor. Fakat henüz kız olduğumun farkında değiller. Onlara sürpriz yapacağım.. 10 Aralık: Bugün yüzüm tamamlandı. Artık iki güzel gözüm, bir küçük burnum, dudaklarım ve yanağım var Anneme benziyorum galiba 13 Aralık: Artık çevreme bakabiliyorum. Etrafım çok karanlık ama olsun. Yine de mutluyum. Yaşıyorum ve varım. Kısa bir süre sonra gün ışığını görebileceğim, renkleri ve çiçekleri tanıyacağım. Rüyamda gördüm. Dünyada gökkuşağı diye bir şey varmış.. Onu çok merak ediyorum.. Anneciğim, babacığım sizin yüzünüzü de göreceğim. Tanışacağız. Mutlu olacağız. Gülüşeceğiz.. 24 Aralık: Kulaklarım daha iyi duyuyor artık. Anneciğim, senin kalbinin seslerini duyuyorum. Benim kalbimin atışlarını da sen duyabiliyor musun? Hatta sesini bile tanıyabiliyorum. Sesin ne kadar tatlı Hiç duymadığım bir şey bu Güzel ve sağlıklı bir kız olacağım. Kollarında uyuyacağım, yüzüne bakacağım, o tatlı sesini dinleyeceğim. Benim için ninni de söyleyecek misin anneciğim? Sen de beni özlüyorsundur mutlaka Beni koklayacaksın.. Çok seveceksin, değil mi? 28 Aralık: Anne burada bir şeyler oluyor. Doktor abla neden mutsuz bakıyor böyle... Sen acı çekiyor gibisin. Kalp seslerin değişti... Sustun. Benimle niye konuşmuyorsun anne? Anne Anne Anneciğim Yüzümde soğuk bir şey hissediyorum. Anne, yüzümü parçalıyorlar... Anne bir şeyler yap Anne Kolumu çekiyorlar anne Canım yanıyor anne... Anne Ayaklarımı parçalıyor bu şey anne... Beni sana bağlayan damarı kopardılar anne Anne kalbimi parçalıyorlar Anneciğim Anne Anne An... Ah! Kürtajınız tamamlandı hanımefendi. Geçmiş olsun !..
commodore1tr Şimdi bu iki ufacık öykücükten alınacak dersler yok mu? Sözde biz yetişkinlerin. Azıcık gözünüz yaşardıysa bazı şeyler için geç demek değildir sanırım. Öyleyse ders alalım ne dersimi ? Bilmem isteyen yazsın alacağı dersi...
Av.Esin Kılıç Erdoğan Sayın commodore1tr, Yazınızı okurken ağlamamak elde değil. Ne var ki, kürtajı, "bir bebeği hunharca katletmek" olarak nitelendirmek hem sığ hem de anne babaya acımasız bir yaklaşım olur. Kürtaj bir bebeğin yakarışları şeklinde yazılan duygusal bir yazı ile tanımlanamayacak kadar geniş, derin ve tartışmalı bir konudur.
Av.Feyz Pazarbaşı O zaman küretajın hukuki ve sosyal yönlerini tartışmaya başlamanın tam zamanıdır. Bir yandan hastalıkların belirlenmesi için taramalar teknikleri ilerlemişken, diğer yandan doğacak çocuk ile onu takip edecek nesiller için ağır maluliyete neden olacağı bilinen hastalıklarda gebeliğin sona erdirilmesi için tıbbi olanakların kullanımı ailelerden esirgenmemelidir. Tabi bu husus zorunlu küretajdır. Daha doğrusu belki de etik değil tıbbi gerekliliktir. Anne karnında saptanan özürlülük kapsamında hayat boyu devam edecek ve takip edecek kuşaklara taşınabilecek çok ciddi hastalıklar kastedilmektedir. Bunlar aileleri damgalayan, onları kaldırılması çok zor yükler altına sokan, zaman zaman toplumdan soyutlayan ve hatta ailelerin parçalanmasına neden olabilen; kısacası maddi ve manevi sıkıntılar yaşatan hastalıklardır. Bu nedenle, sadece tanı koyup, bu tarz hastalıklarla aileleri baş başa bırakmak hekimlik meslek ilkeleri, insancıl yaklaşım ve hukuki açıdan kabul edilemez. Devletimizin şu anki olanakları özürlülere en azından eğitim, tedavi ve rehabilitasyon fırsatı ve hakkı tanımak adına oldukça yetersizdir. Aileler bu açıdan da çok ciddi sorunlarla karşı karşıyadır. Uygun hizmet verilemediği için arka arkaya iki - üç tane özürlü çocuk sahibi olan aileler de bulunmakta ve onlar bu sorunu belki de olabilecek en ağır biçimiyle yaşamaktadırlar. Diğer taraftan işin etik boyutuna indiğimizde, küretaj; Bir canlının varlığına son vermektir. Her ne kadar yaşayıp yaşamayacağı belirsizse de canlıdır. Sayın comodorenin belirttiği gibi canlıdır... Çocuk sahibi olup olmamaya karar verme hakkı yalnızca eşlere aittir. Dolayısıyla hekimler tarafından bilimsel kanıtlarla saptanmış bir özürlülük durumu, ana babaya yeterince bilgi verilerek ve onlara seçenekler sunularak aktarıldıktan sonra, bebeğin geleceğine ilişkin karar verme hakkı da, yine onlara ait kalmalıdır. Peki özürlülük durumu yoksa bu etik midir? Ahlaki midir? Bunu da bu forumda tartışalım.
commodore1tr Sayın Esin Sayın Feyz ; Olayın en azından bir boytunu yakalamanız çok hoş , burada yakalanmak istenilen Sayın Fulya83 'ün şu mesajıdır. ( Bu arada kişisel yanıt veremememin sebebi sitedir. İletileri sildiğim halde yanıt olanağı vermemesi enteresandır. ) Sayın Fulya83 diyor ki : 'sayın commodore1tr, rahatsız ettiğim için kusura bakmayın ama kürtajla ilgili forumda özellikle ikinci iletiyi silmenizi öneririm. benim bile tüylerimi diken diken etti. olayı yaşamış okuyan birini derin bir bunalıma itecek bir yazı bu. yine de siz bilirsiniz. saygılarımla.' Çok güzel bir mesaj ancak yanıtını veremedim çünkü mail kotam dolmuş sildiğim halde. Bu arada şunuda söyleyeyim ki bu siteyi asla eleştirmem çünkü seviyorum , sadece mail yazamamamın nedenini öğrenmek istiyorum. Yanıtı buradan vereyim çünkü gizlim saklım yok ... Sayın Fulya83 forumun asıl amacı bu değil mi? Tüyleri dikendiken ederek bir şeye damga vurmak, Ali olan ismimi Veli olarak değiştirmek içim ne yapayım ? Forumuna hepimiz yazarız önemli olan buna yazmak... İki dakikalık zevk için nelere mal olduğumuzu daha güzel ne anlatır ? Silerim iletiyi silmesine hiç önemli değil ama o zaman gerçek hukukla birleşir mi? Hukuki yorumum bilahare gelecek avukatları dinleyelim hele bir ...
commodore1tr Buyurun forum a anket açalım konu kürtaj ileti bu ..... kim ne diyor görelim gerçi benim avukatlardan ümidim yok ama öylesine dedim...
alisinkay Buraya tekrar eklemeyi gereksiz gördüğüm Sevgili İpek Derya'nın çok önce açtığı konuyu okumanızı tavsiye ederim [url]https://www.hukuki.net/showthread.php?3000[/url]
Av.Duygu Tekay İstenmeyen gebelikleri önleme yolu kuşkusuz ki kürtaj değil. Bunun nedeni bence baştansavma hayat yaşamanın dayanılmaz hafifliği. Kürtajı etik bulmamakla birlikte zorunluluk halleri ki bunlar; tecavüz, kocanın hıc bır şekilde doğacak çocuğu istememesi, özürlülük gibi nedenlerde yapılabileceğini düşünüyorum. Negatif etkileri cok fazla olan kürtaj işlemi iki sonuc doğuruyor; a-katil olmak hissi b-Özellikle hiç doğum yapmamış kadınlarda bir kürtaj işlemi kadınının cocuk yapma kabiliyetini önemli oranda düşürüyor. İkinci bir kürtajın tekrarı ile bu oran dahada düşmekte. Zor bir durum.
alisinkay Sayın Duygu Tekay, Katil olma hissinin olması çok doğal. Çünkü bence belli bir aydan sonra yapılan kürtajlarda eğer kadının hayatı tehlikeye girmeyecekse (burada nefsi müdafaa olabilir) Kürtaj yapanlar ve yaptıranlar katildir.
Av.Esin Kılıç Erdoğan Bu gibi konularda yorum yapabilmek için, bu olayı yaşamış, olayın bir şekilde tarafı olmuş olmak gerektiği inancındayım. Gerisi hariçten okunan gazele benzer. Yine de, 1-Anne adayı liseli bir genç kız. Baba adayı da. Sizce henüz hayatlarının başındaki, henüz kendi ayakları üzerinde durmayı bilmeyen bu genç çiftin çocuk sahibi olmaları, çocuk, genç çift, aileler açısından doğru, sağlıklı bir karar mıdır? 2-Anne adayı tecavüz kurbanı. Baba adayının kimliği dahi belirsiz. Sizce bu kadının, bu korkunç olayın bir parçası olduğunu düşündüğü bebeği dünyaya getirmesi, çcouk, anne ve çevresi için doğru ve sağlıklı bir karar mıdır? 3-Anne adayı yasak bir ilişkinin tarafı. Baba adayı başkası ile evli. Anne adayı ile evlenmeye niyeti olmadığı gibi, sürdürmeyi düşündüğü evliliğinden çocukları da var. Sizce bu bebeğin dünyaya gelmesi anne, baba, diğer kadın ve çocuklar için doğru ve sağlıklı bir karar mıdır? 4-Anne adayı, eşinin kardeşinden (tecavüz veya ihanet) hamile. Sizce bu bebeğin dünyaya gelmesi, doğru ve sağlıklı bir karar mıdır? 5-Anne ve baba adayı evli. Çocuğun sakat, sağlıksız olacağı anne karnındayken anlaşıldı. Sizce böyle bir çocuğun yaşadığımız bu dünyada, ne denli korkunç şeylerle karşı karşıya kalabileceğini bile bile, bu bebeği dünyaya getirmeye karar vermek sağlıklı ve doğru bir karar mıdır? Bu liste uzar gider. Her canlının yaşamaya hakkı vardır. Ama anne ve babanın asıl sorumluluğu, neden oldukları bir bebeği dünyaya getirmek değildir. Asıl sorumluluk, sosyal, psikolojik, maddi ve manevi olarak donanımlı, mutlu, pozitif ve özgüvenli yetiştirebilecekleri bebeği dünyaya getirmeleridir.
alisinkay Sizce yukarıdaki nedenlerin tamamı bir insanın hayatını sona erdirmek için yeterli midir? Önem sıralamamızda farklılık var galiba. Yasak bir ilişkiden duyulacak utanç bence bir insan hayatından daha değerli değil. Bu listeyi aşağıdaki nedenler kadar sonsuz sayıda uzatabilirim. Bu canınız istemediği için çöpe attığınız oyuncak bir bebek değil. Hataları insan kendisi taşıalı. Hiçbirşeyden haberi olmayan minik bir beden hatanın kurbanı olamaz. Bu adelet anlayışına da ters. Başkalarının günahını minik bir bebek çekemez. Hele bunu hayatıyla ödetmek ise korkunç bir infazdan başka birşey değildir.
Av.Esin Kılıç Erdoğan Kürtaj "bir insanın hayatını sona erdirmek" değil, bir canlıya yaşama şansını hiç vermemektir. Örneklerimi tamamen tek taraflı ve üstelik yanlış değerlendirmişsiniz. "Yasak bir ilişkiden duyulacak utanç bence bir insan hayatından daha değerli değil." demişsiniz. Benim örnekle anlatmaya çalıştığım tek şey, sizin cımbızla çekip aldığınız ve yorumladığınız şey değildi. Ben yasak bir ilişkinin tarafı olan anne-babanın utancından ziyade çocuğun içinde doğacağı, yetişeceği koşulları vurgulamak istedim. "Hataları insan kendisi taşıalı. Hiçbirşeyden haberi olmayan minik bir beden hatanın kurbanı olamaz." demişsiniz. Ben anne-baba adayının hatalarını taşıyıp taşıyamayacağından ziyade, çocuğun bu hatanın kurbanı olmasını vurgulamak istedim. Bir çocuğu, içinde kesinlikle mutsuz olacağı bir dünyaya getirmek, kendi hatanızı çocuğun sırtına -hem de sonuçları bir ömür devam edecek olan- yüklemek, çocuğa yapabileceğiniz en büyük kötülüktür. Hiçbir annenin, salt kendisini katil gibi hissedip vicdan azabı duymamak adına bir bebeği mutsuzluğun içinde dünyaya getirmeye hakkı yoktur.
alisinkay Acaba hayat anne karnından doğduğunuzda mı başlıyor? Sağ doğmak koşulu ile.... bu tamamen bir hukuki durum anne karnındaki bebek canlı değil mi? O halde anne karnında öldü terimi var. Kürtaj bir canlının hayatını almıyor mu? Üzerine basarak tekrar söylüyorum. Anne karnındaki yumurtadan, spermden yada bunların bir araya gelip oluşturduğu ama henüz canlılık vasfı kazanmayan en azından kalbi atmayan organizmadan değil anne karnında yaşayan, kalbi olan ve rüya gören canlıdan bahsediyorum, Sayın Esin Kılıç Erdoğan o canlıyı öldürmek yaşama hakkının ihlalidir. Çocuk kötü şartlarda yaşayacak diye onu öldürmeli miyiz. Hepimiz kötü şartlarda yaşıyoruz. O halde toplu bir katliam gerekiyor.
soran Sayın Av. Esin Kılıç Erdoğan, 1. Öncelikle, insanların birbirlerine tecrübelerini aktararak, kitaplar okuyarak, filmler seyrederek, medya araçlarından yararlanarak ve daha buraya sığdaramayacağım birçok yollarla bilgi sahibi olacağı, aldığı bu bilgiler üzerinden yorumlar yaparak sonuçlar çıkaracağı, hatta çıkardığı bu sonuçlara göre tekrar dönüp insanlara tavsiyelerde bulunup onları yönlendirme görevini üstleneceği gerçeği hiçbirzaman inkar edilemeyecek gerçeklerdendir. Yani, "Bu gibi konularda yorum yapabilmek için, bu olayı yaşamış, olayın bir şekilde tarafı olmuş olmak gerektiği inancındayım. Gerisi hariçten okunan gazele benzer." beyanınız asıl sizin tabirinizle hariçten gazel okumanın kendisidir. İnsanların bir konu hakkında yorum yapabilmesi için illa benzer olayları kendisi yaşamış veya taraf olmuş olması gerekmez. Siz, kendinizde yorum yapma hakkını gördüğünüze göre forum konusu olayları acaba bizzat nasıl yaşadınız ? Veya nasıl, yaşayanların hissettiklerini aynı şiddette hissedecek kadar taraf oldunuz ??? 2. Verdiğiniz örnekler hernekadar güncel ve ciddi görünseler de ana rahminde yaşayan, hergün biraz daha gelişen, kalbi atan ve etrafına büyük bir hırs ve iddia ile uyum sağlama savaşı veren, ümit besleyen, sesini duyduğu dış dünya ile kucaklaşacağı günü heyecanla bekleyen, mümkün olduğu kadar bizlerden biri olmaya çalışan canlının hakları yok mu ? Hakları daha oluşmadı mı? Acaba kendisine sorabilseniz, anne ve babanın kendisi hakkında verdiği kararlara itirazı yok mu? Rızası dışı muhatap olduğu muamelelerden acaba çok mu memnun ? Gücü yetse, kendisini rahatsız eden elleri acaba iter mi? Güçsüzlere bu dünyada zulmedenleri acaba niçin kınıyoruz, onları engellemek için önlemler almaya çalışıyoruz, ayrıca onları cezalandırıyoruz ve bunun için hukukun araçlarından yararlanıyoruz. 3. Saydığınız "....doğru ve sağlıklı bir karar mıdır?" durumlarında peki, ana rahmindeki canlının suçu nedir? annesini, babasını kendisi mi seçmiştir? Onlar hata yaptılar ise, bu hatayı düzeltmenin yolu suçsuz ve hatanın yapılışı ile hiçbir ilgisi olmayan canlının katledilmesi midir? Anne, babanın asıl sorumluluğunu tarif etmişsiniz. Müsaadenizle düzelteyim. Asıl sorumluluk, özgüvenli yetiştirebilecekleri bebeği dünyaya getirmekten evvel o bebeğin ana rahmine düşmesinden evvel alacakları tedbirlerdeki sorumluluktur. Çocuk yapmayacaklarsa, en baştan tedbirini alacaklar, belki de hiç biraraya gelmeyecekler. Yoksa, çocuğun suçu ne? 4. "Kürtaj, bir insanın hayatını sona erdirmek değil, bir canlıya yaşama şansını hiç vermemektir" demişsiniz. Haberiniz yok mu? Yaşama şansı verildi zaten. Siz yaşama şansı verilen ve memnun yaşayan bir canlının yaşamına devam etmesini engelliyorsunuz. Farkında değil misiniz??? 5. "....... ziyade çocuğun içinde doğacağı, yetişeceği koşulları vurgulamak istedim." diyorsunuz. Niçin önyargılısınız? Niçin çocuk için bu yargısız infaz ? Bırakın çocuk hangi ortamda büyürse büyüsün. Nice, sizce kötü ortamda büyümüş çocuklar arasından gıpta ettiğimiz alimler, mucitler ve sanatçılar yetişmiştir. Siz yalnız ilkel kararlarla şanslarını ellerinden almayın, onlara fırsat verin. Evet, daha neler söylenebilir neler......! LÜTFEN, ZATEN YAŞAYAN CANLILARA YAŞAMALARINA DEVAM ETME ŞANSI VERİN. BU ŞANSI ONLARA ÇOK GÖRENLERİN KARŞISINDA DURUN. İNSANLARA, İŞİN BAŞINDA TEDBİR ALMALARI GEREKTİĞİNİ Ö Ğ R E T İ N.
commodore1tr Esin hanımın 5 maddelik 'kürtaj' gerekçesinin 5. maddesinin çok tartışmayla belki kabul edilebileceğini düşünüyorum. Çünkü gelişen tıp ana rahminde çocuğa müdahale edebiliyor. Yakın gelecektede neler yapılabileceğini bilmemekle birlikte tahmin edebiliyoruz. Genlere müdahale başladıktan sonra bir çok hastalık ve sakatlığın özellikle ana rahminde tedavi edilebileceğini düşünüyorum. Kaldıki 'o an ' için olumsuz görülen bir olgu örneğin 'ellerinin oluşumunun zamanında tamamlanamaması' asla tamamlanamayacağı anlamına gelmemelidir. Birde uğraşı yerine maddi koşullar göz önüne alınarak 'gereksiz' denemeyeceğine inanmıyorum. Şunu biliyorum ki eğer Bülent Ecevit yerine bir başkası olsaydı sıradan bir vatandaş ailesi kırkına hazırlanıyor olacaktı, yedisi çoktan kutlanmıştı. Buradan hareketle tıp biliminin gerçekten maddi sorun yüzünden mi yoksa gerçekten sağlık nedeniylemi kürtaj yapmak istediğinden emin olmak gerekir diye düşünüyorum. 'sağ ve tam doğum' hukuki bir terim olmaktan öteye gidemez. Onunda gerekçesi doğacak çocuğun özlük hakları içindir. ( miras v.s) Bu terimle canlının dünyada yaşamaya başladığı ve hukuki haklarının artık kabulu anlamına gelmektedir, yoksa o an canlı olur anlamına değil. Ana rahmine düştüğü an 'can' başlamıştır. Yani çocuk doğduğunda 9 aylıktır biz hukuk olarak 0 deriz. Buradaki temel etik sorun 'kürtaj'ın çok yaygınlaşmasıdır. Buda aslında Esin hanımın hiç yazmadığı bir madde... 6. Ne anne adayı evli ne baba adayı ikiside bekar ama yozlaşan toplum değerlerinden nasiplerini alarak temel 'etik' kavramlara bakmaksızın günlük yaşıyorlar magazinsel değimle 'aşk yaşıyorlar' sadece aşk yaşadıkları eğitimden bi haber oldukları için 'korunma ' yöntemlerinden bi haberler. Sonra kız belirli bir süre sonra malum gelişmeler üzerine 'hamile ' olduğunu anlıyor ve karar veriliyor 'kürtaj' ... Esin hanım belirtmemiş ama kürtajın çoğu bu nedenle oluyor. yani sorumsuz dikkatsiz umarsız etik dışı ilişkilerin alıp başını gitmesinden. Fatura doğmamış çocuğa çıkıyor sözde ana baba adayı yaşamlarına devam ediyor. Bazı doktorlarda 3 aydan sonra olur olmaza bakmadan tamamen parasal olarak kürtaj yapıyorlarki bu cinayetin dik alasıdır bana göre... Kürtaj olacaksa olunması gerekli ise bunun temel değerlere bağlanması gerektiğine inanıyorum. Yoksa herkes kendi payına düşen ceremeyi yaşamalıdır. Çocuğu öldürmek sorunu gidermez. Esin hanım demiş ki 'Anne adayı liseli bir genç kız. Baba adayı da. Sizce henüz hayatlarının başındaki, henüz kendi ayakları üzerinde durmayı bilmeyen bu genç çiftin çocuk sahibi olmaları, çocuk, genç çift, aileler açısından doğru, sağlıklı bir karar mıdır?' el cevap değildir. Ama ilk önce bunların evlenmesi doğru mudur ? El cevap asıl hata budur. Peki şöyle desek bu gençler yüzlerce korunma yönteminden de bi haber olduğunu varsayıyoruz. Anne adayını aday olamayacak duruma getirsek kısırlaştırsak yada baba adayını hadım etsek nasıl olur ? Olmaz değil mi? İsyan edersiniz hukuk kuralları yaşam hakkı say say bitmez peki bu ikisinin hatasını neden ana rahmindeki çocuk çekecek birde onu diyin bana sayın Esin de anlayayım ? Bu gerekçe ile kürtaj teamüden cinayet gibi bir şey hukuk belki ı ıh der ama tertemiz vicdanlarınız ne diyor ? Tecavüz sonrası hamileliklerde kararsızım gerçekten kararsızım aynen kızın tecavüzcüsüyle evlendirilmesi durumunda af edilmesinde düştüğüm kararsızlıktır bu.... Yani kararsızlığım yaşadığım ülke koşullarındandır. Hem Allah Kur' an aracılığıyla tebliğ etmemiş mi 'Verdiğim canı ben alırım ...'diye , ....
Av.Esin Kılıç Erdoğan Sayın Soran, Neden bizzat konuya ilişkin fikirlerinizi beyan etmek yerine, benim yorumlarımı cevaplandırmayı tercih ettiğinizi anlayabilmiş değilim. Üstelik, yorumlarımı yorumlamaktan da bir adım öteye gitmiş ve , "Siz, kendinizde yorum yapma hakkını gördüğünüze göre forum konusu olayları acaba bizzat nasıl yaşadınız ? Veya nasıl, yaşayanların hissettiklerini aynı şiddette hissedecek kadar taraf oldunuz ???" gibi son derece özel soruları şahsıma yöneltme gibi, hoş karşılanamayacak bir tutum sergilemişsiniz. Benim yorumlarımda, -demek ki ben doğru ifade edememişim- asıl vurgulamak istediğim nokta, çocukların, anne-baba adayının hatalarının acısını bir ömür boyu çekmelerinin doğru olmadığıdır. Anne-baba adaylarının, buna hakları olmadığı inancındayım. Ayrıca kısaca belirtmek isterim ki, her ne kadar bilgi çağında yaşıyor olsak da, öyle şeyler vardır ki, yaşanmadan doğru yorumlanması imkansızdır. Forum konusu kürtaj ve kürtaja neden olan olaylar zinciri, şahıstan şahısa, toplumdan topluma, olaydan olaya değişir. Ve bu konudaki en sağlıklı yorumlar ancak ve ancak yaşayanlar tarafından yapılabilir.
Av.Esin Kılıç Erdoğan Sayın commodere1tr, Açmış olduğunuz ankette de belirttiğim üzere, elbette "çocuk istemeyen anne-baba adayının, gebelik konusunda önlem almaları"nın bir zorunluluk olduğunu düşünüyorum. Elbette, "önleme gerek yok nasılsa kürtaj gibi bir seçeneğimiz var" gibi bir yaklaşımın, kafası çalışan ve vicdan sahibi olan hiç kimse tarafından gösterilmeyeceğine inanıyorum. Bu nedenledir ki, anketinizde, "kürtaj iyidir" biçimindeki forum başlığını doğru bulmadığımı belirtmiştim. Kürtaj bırakın iyi, hoş, keyifli olarak nitelendirilebilecek, aldırış etmeksizin karar verilebilecek ve gerçekleştirilebilecek bir operasyon değildir, olmamalıdır. Kürtaj sadece zorunluluk hallerinde izlenebilecek bir yoldur. Bu nedenledir ki, "Esin Hanım'ın yazmadığı madde" gibi belirttiğiniz noktaları, yazmaya gerek dahi duymadım. Sayın Soran'ın, "Bırakın çocuk hangi ortamda büyürse büyüsün." şeklindeki yorumu, benim sürekli yinelediğim noktayı işaret ediyor. Benim ısrarla vurgulamaya çalıştığım, tam olarak bu: Sorumluluğunu taşıyamayacağınız bir bebeğin, hatanızın veya talihsizliğinizin, vs. kurbanı olmasına neden olmak, benim açımdan kabul edilebilir değildir.
commodore1tr Sayın Soran ; 1. maddenizin 1. paragrafı dışındaki düşüncelerinize katılmak mümkün değil. Muhtemel aynı anda yazıyor olmamızdan dolayı iletinizi göremedim, ondan dolayı yanıtım gecikti... Lütfen kişileri eleştirerek bir yere varacağınıza kendi doğrularınızı yazınız. Fikir fikirle çürütülür kişisel sataşma ile değil. Sayın Esin fikrini yazmış katılırsınız katılmazsınız ama kişisel sataşamazsınız ne site bu forum o değil ... Heleki hesap sorar tarz hiç hoş değil. Dikkatli okursanın sayın esin de aynı şeyi diyor bizlerle ama stil farklı belki biraz hukuki dil biraz kadınsal içgüdü fazlaca da iyiniyetli yaklaşım iyi niyetli diye eleştiremezsiniz insanları sayın soran ; sakın ha iyi niyet korunmalı hemde pamuk içinde tıpkı esin hanımın korunması gerektiği gibi pamuk içinde korunmalı , iyi niyet cezalandırılmaz kötülere karşı bir olalım... Saygılarımla
paramount Kürtajın ciddi bir denetimi olmalıdır. Yoksa bu kişiler için tercih edilen bir yol olacağı gibi bazı çıkarcılar içinde kazanç kapısı olacaktır. Vicdani olarak kürtaja karşıyım normalde yapılmaması lazım ancak yaptıranlarıda kınamıyorum.
tözer
quote:
Onlar hata yaptılar ise, bu hatayı düzeltmenin yolu suçsuz ve hatanın yapılışı ile hiçbir ilgisi olmayan canlının katledilmesi midir?
Hata nedir? Kime göre hatadır? Mesela tecavüze uğrayanın hamile kalmasında hata kadında mıdır erkekde mi? Erkekte olmadığı kesin çünkü hatadan değil kasıttan söz edilir bu durumda. Geriye kadının "tecavüz kaçınılmazsa zevk almasını bileceksin" alternatifi [:I] kalır ki bu da hata değildir, mağduriyettir. Erkekler ne zamandan beri doğum yapıyor ki
quote:
forum konusu olayları acaba bizzat nasıl yaşadınız ? Veya nasıl, yaşayanların hissettiklerini aynı şiddette hissedecek kadar taraf oldunuz ???
sorusunu sorma hakkını kendinde görüyor acaba? Anatomik bozukluğu olduğu kesinleşen ceninin doğmasının kendisi dahil kime ne faydası olabilir, kime mutluluk verebilir? Zevk hata mıdır? Sizin zevkiniz yüzünden partneriniz kürtaj olmuş mudur? Annenin hayatı tıbben tehlikeye giriyorsa hamilelik devam ettirilmeli midir? Alınan tedbire rağmen tedbir biberon olmuşsa,spiral görevini yapmamışsa nereden bileceksiniz? Öyleyse bu da bir hata mıdır? Yoksa ille de erkeklere vazektomi mi uygulanmalıdır? Yoksa bir hataya kurban gitmemek için en tehlikesiz erkek kısır erkektir deyip böylesi erkekleri mi aramalıyız?
quote:
Hem Allah Kur' an aracılığıyla tebliğ etmemiş mi 'Verdiğim canı ben alırım ...'diye , ....
Hiç azraille karşılaştınız mı acaba? Kürtaja karar veren iradenin ceninin ana babası olduğunu nereden çıkarttınız? O halde trafik kazaları, savaşlar, cinayetler neden var? Bu eylemlerin failleri Allah' ın iradesine karşı mı çıkıyorlar? Son söz: kürtaj iyidir-kötüdür, gereklidir-gereksizdir vb tartışma kıyaslama ve yorumlar yapılamaz, her kürtaj olayı kendine özeldir, insana mahsusutur. Geçmişte belki kürtaj yoktu ama kadınlar istenmeyen gebeliklere, soğan, şiş, ağır yük taşımak gibi nice yollara baş vurarak sonlandırmaya çalışırlardı.Eleştiri dünyanın en kolay işidir gördüğünüz üzere sayın SORAN ( üye bilgilerine göre erkek)
soran Sayın forumcular, Sayın yorumcular, "TARTIŞMA" nedir? Tartışma yalnız ortaya konuşmak mıdır? Eğer ortaya konuşmaksa, bazıları neden benim rumuzumu kullanarak bana cevap verir gibi beyanlarda bulunuyorlar da, ortaya konuşmuyorlar. Demek ki fikirler fikirlere karşı beyan edilince asıl doğru tartışmalar ortaya çıkıyor. Eğer bu forumlarda karşılıklı tartışmayacaksak, birbirimize cevap veremeyeceksek, ki sizler de dayanamayarak hemen benim rumuzumu kullanarak cevap verdiniz, o zaman herkes buraya birer kitap yazsın, ne güzel fikirlerimizi beyan etmiş oluruz. Herkesin, bu forumun ana konusu yukarıdaki "bir BEBEĞİN yarım kalmış günlüğünden ...." yazısını yeniden okumalarını tavsiye ediyorum. Dikkatinize sığınarak ortada bir bebeğin olduğunu hatırlatırım. Üstelik canlı, düşünebilen, hayal edebilen, etrafında olanı biteni takip edebilen ve gelişen bir canlı. Kendiliğinden ölürse, ne yapalım kısmeti bu kadarmış deriz ve kalıntıları temizler, rahatlarız. Ama CANLI BİR BEBEĞİ ÖLDÜRMEDEN İNSANLAR, BİR KERRE DAHA DÜŞÜNMELİDİR." İnşallah bu sefer anlatabildim.
Av.Fırat Bayındır Sayın soran, derdinizi ilk yazınızda da anlattınız ve herkes anladı merak etmeyin ama siz onların anladığını anlamamışsınız demek ki. Üstelik de sözüm ona fikir beyan ediyorum diyerek bir bayana daha ilk yazınız ile
quote:
Siz, kendinizde yorum yapma hakkını gördüğünüze göre forum konusu olayları acaba bizzat nasıl yaşadınız ? Veya nasıl, yaşayanların hissettiklerini aynı şiddette hissedecek kadar taraf oldunuz ???
böylesi bir beyan yöneltirseniz elbette tepki toplarsınız ve bunu adı tartışma platformu olmaktan çıkar, size laf yetiştirme yarışına döner. O zaman da birileri size "doğuran siz misiniz, kadının duygularını düşüncelerini nereden bileceksiniz" diye sorar elbette. Burası ne yazık ki bir yöneticisinin olduğu ve sayısı belirli katılımcıların düşüncelerini açıkladıkları bir TV programı değil, onun için tartışmanın nereye kayacağını kimin ne söyleceğini kimse bilemez dolayısıyla da tartışmayı ille de sizin arzu ve istekleriniz doğrultusunda sürdürülmesi çok da olası değildir. Bu nedenlerle, eğer tartışmayı devam ettirmek istiyorsanız, düşüncelere saygı göstererek, kimseye sataşmadan, kimseyi rencide etmeden uygun üslup içinde fikirleriniz açıklayabilirsiniz.
Admin Konu hakkındaki anket ve devamındaki yorumlar sehven silinmiştir. Aksaklık için özür dileriz.
commodore1tr Sayın Soran ; Tartışma elbet ortaya konuşma değildir kaldıki biz tartışmadan ziyade fikir teatisi yapıyoruz. Ancak tartışmada karşı tarafa denecek söz ' size katılmıyorum bence...' diye kurulan bir cümle olmalı. Siz katılmamazlık yapmamışsınız ki eleştirmiş ve hesap sormuşsunuz. Her şeyi yaşayarak tadarak görerek öğrenemeyiz ki... İdam hakkında fikir beyan etmek için idama mahkum olmaya veya cellat olmaya gerekyok. Onun gibidir tartışmalarda fikir fikiri doğurur çok sert bile olsanız kürtaj konusunda öyle durumlar çıkıyor ki bazen 'ne diyeceğinizi' şaşırıyorsunuz. Bunun nedeni toplum olarak belirli eğitim ve uygarlık düzeyinde olamamamız. Hala yaygın tecavüz , yaygın bir ensest ve eğitimsiz bir sürü ilişki var Örneğin ben kürtajı asla tasvip etmiyorum. Ancak doğum sonrası çocuğun ne olacağını bilmek te istiyorum. Diyelim ki siz Jinekologsunuz bir kız geldi 2,5 aylık hamile yani yeni bir yaşam başlamış. Ama öğreniyorsunuz ki kız bir ensest ilişki sonucu babasından hamile kalmış ne olacak dersiniz ne yapardınız ?
fulya1212 Yada mutlu bir beraberliğiniz var. Ama kesinlikle planlamadığınız bir şeytana uyma (ne demek se!!!) sonucunda bir başka kadın sizden hamile kalmış.. Doğru dürüst tanımadığınız bu kadın bebeği doğurursa boşanmak yada sevgilinizden ayrılmak durumunda kalacaksınız. Oysa eşinizi canınızdan çok seviyorsunuz aslında...
commodore1tr Fulya hanım o eşini canından çok sevmiyormuş. Bırakın canını o hamile bıraktığı kişi kadar bile sadece alışkanlık sanırım o... Canından çok sevdiğin eşin varken kadın erkek farketmez başkasıyla olunması benim mantık ve etiğimi çok ama çok zorluyor... O kadar modernleşemedim daha ee zaten bir forumda da dinazor yapmışlardı..
fulya1212 Açıkçası bende anlamıyorum o durumu. Ama anlamak başka olasılık başka. En azında ensest ilişkiden daha anlaşılır geliyor bana
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük + Arşiv +
    Bugünün tarihi: 03/05/2025 07:22:49