 |
03/05/2025 Eski forum arşivi bölümü
Hukuksal Tartışmalar
Babalar Günü |
fulya1212 |
Yarın babalar günü...
Babalar günü nedeniyle henüz bir şey planlamayanlara bir kaç öneride bulunmak istiyorum.
2. Babanıza bir hediye almazsanız, annenizin yaptığı gibi tepkisini ortaya koymayacaktır. Yıllardır özel günler nedeniyle çektiği sıkıntı ve annenizin eline bir koz vermemek adına aldırmamış görünecektir. Sakın bu görüntüye kanmayın. Duyacağınız ilk "sen zaten anneni hep benden çok sevdin" cümlesi babalar günüyle ilgili olacaktır.
3. Babanıza hediye almak annenize hediye almaktan daha zordur. Üzerinde daha fazla düşünmeniz gerekir. Hediyeniz işe yararlık, zevkine uygunluk ölçütlerinin yanısıra ödediğiniz bedellede ilgili olarakta değerlendirilecektir. Hediyeniz asla onu önemsemediğiniz hissi verecek kadar ucuz, ancak "ne olacak bu kızın/oğlanın hali bu müsriflikle " dedirtecek kadar pahalı olmamalıdr.
4. Gömlek mi tişört mü açmazına düşmeden önce babanızın özel ilgileri üzerinde düşünün. Şifreli kanal üyeliği spordan hoşlanan babalar için iyi bir hediye olabilir (Anneniz ne düşünür bilemem). Eğer ilgi duyuyorsa alet çantası yada çeşitli gereçler düşünülebilir. Arabası varsa arabaya alacağınız bir aksesuar vb. onu mutlu edebilir.
5. Babanıza hediye almak annenize hediye almaktan daha zordur. Neyseki bu sefer iyi bir danışmanınız var. Anneniz...Anneniz büyük olasılıkla babanızın nelerden hoşlanıp nelerden hoşlanmayacağını ondan bile iyi biliyordur. Özellikle giysi alışverişi yapacaksanız sakın annenize danışmadan bir şey almayın.
6. Teknolojik bir ürün alacaksanız fazla karmaşık bir şey almayın. Ona kendisini yaşlı hissettirmenin gereği yok.
7.Bütün oğullar için en pratik ve hoşlanacağı hediye başabaşa gidilecek (annenizi atlatmak sorun olabilir) bir akşam yemeğidir.
8. Evliyseniz kadınlar kayınpederinine hediye almalıdır. Ancak bu damatlar için geçerli değildir. Anneler gününde kayınvalideye mutlaka ayrıca hediye almak gerekirken babalar gününde bunun tam tersi geçerlidir. Bu hassas günde en iyisi fazla ortada gözükmemeniz, biricik prensesini elinden aldığınızı hatırlatacak her türlü eylemden kaçınmanızdır.
9. Babanızın babalar gününde yapacağınız herehangi bir jest yada alacağınız hediyeyi anneniz gibi büyük bir sevinçle karşılamaması canınızı sıkmasın. Bunun hediyenizi beğenmemesi ile ilgisi yoktur. Fazla duygusal gözükmemek için konuyu en kısa sürede kapatacak, hediyenizi bir köşeye koyacaktır. Sevinmek, duygusallaşmak ve hediyesini incelemek için yanlız kalacağı zamanı bekleyecektir.
10. İster yüzyüze kutlayın ister telefonla asla ama asla ona onu sevdiğinizi söylemeyi ihmal etmeyin.
Tüm babaların babalar gününü kutlu olsun.
|
Aslı Yurtlu |
BABA
Sana olan sevgim satırlara sığmaz ki
Hiç bir cümle bu minnetimi anlatamaz ki
Bilsen seni öylesine seviyorum ki
İster anla ister anlama baba.
Bir isteğimi hiç de iki etmezsin
Sevgime hep karşılık gösterirsin
Bazen de beni öyle çok üzersin
İster duy ister duyma baba.
Beni okutmak için verdiğin emeği
Son kuruşunu bile bana verdiğini
Biliyorum her zaman senin kıymetini
İster inan ister inanma baba.
Keşke çok param olsa da sana versem
Aslında hakkını asla ödeyemem
Söz olsun sana layık olacağım ben
İster gül ister ağla baba.
(Suskun Satırlar)
Nazende İnce
Tüm babalarımızın babalar gününü kutluyorum[:)] |
Av.Fırat Bayındır |
OĞLUM
Birileri diyecek ki sana iyi,
Diğerleri kötü belli ki,
Hiçbiri değil baban bil ki .
Oğlum,
Canımın yarısı,
Aslanım,kuzum.
Gözünün bebeğinde,
Dudağının kenarında,
Tanrıyı bulduğum
Doğru,
Bir garip öykü bu yaşamak,
Bir sevdayı ömür boyu taşımak,
Ömür dediğin o anı,
Sonsuzmuş sanmak
Hal böyleyken,
Ne bıraksam sana dört dize,
Ne sığdırsam üç, beş eski kelimeye,
Oğlum,
Canımın yarısı,
Aslanım ,kuzum,
Yaşam şimdi sana kucak açıyor,
Dünya avucunda bir kor.
Ancak bil ki,
Sabretmek,
Kazanmak,
Hoşgörmek,
Sevmek ,
Ölmek,
Ne zor ...
Nefes almak ne zor,
Adım atmak ne zor,
Kadın olmak ne zor,
Erkek kalmak ne zor...
Oysa ne kolay;
Vazgeçmek,
Pes etmek,
Harcamak,
Hak yemek,
Öfkeden kızarıp, bozarmak,
Birinin nefretini kazanmak ,
İçinde nefretle yaşlanmak ...
Keşke verebilseydim ömrümün bilgisini ...
Düştüğüm çukurlar,
Çarptığım duvarlar ,
Güvenipte kandığım insanlar,
İşte diyebilseydim!
Keşke acısını çektiğim,
Yada başkalarının acısından öğrendiğim,
Herşeyi bir çırpıda anlatabilseydim.
Ama biliyorum olmayacak...
Benim ışığım solarken,
Sen rüzgarla dolarken,
Yeni çukurlara düşeceksin eskiden kalma,
Sende çarpacaksın yıkılıp yeniden yapılma,
Taştan duvarlara ...
Oğlum,
Ne olur,
Çok yaralanma!
Bak sonra,
Sana da yalanlar söylecekler inanacağın.
Kanacağın,
Yanacağın,
Sevdalar olacak,
Ömür vefa ederde,
Belki bana anlatacağın.
O zaman belki bulacağız birbirimizi yeniden,
O zaman anlayacaksın belki neden,
Ne iyidir ,
Nede kötü baban.
O zaman ,
Anlayacaksın ki,
Baban da ,
Sadece insan...
Ve oğlum,
Unutma asla,
İster can de,ister canan,
İstersen vatan,
Aşktır,
Sevmektir,
İnanmaktır
Çalışmaktır,
Çok yorulsanda yine de,
Direnmektir,
Bir umuta gönül vermektir,
İnsanı, insan yapan.
Oğlum,
Canımın yarısı ,
Aslanım,kuzum...
Ben seninle sonsuzum...
----------------
Eser kime ait bilmiyorum, bir gün mail adresime sessiz sedasız düşüvermişti. Babalar günümüz kutlu olsun.Sevgiyle kalın. |
Emrah Yavuzcan |
Tüm babaların BABALAR GÜNÜ kutlu olsuuuun!!! Tabi baba olacakların da... |
Berrin Gamze Özdener |
Babaları Anlamak...
Evladıma baktım babayım dedim,
Babamı düşündüm sağlık diledim
Beni bu günlere taşıyan oydu
Babamın hakkını nasıl öderim..
Ağlarken babalar gözyaşı dökmez
Babalar üzülür, hiç belli etmez
Onlar yaşlarını içe dökerler
Babalar dert çeker kimseler bilmez..
Dünü değil, yarınları görürler
Kaygı çeker, evlat için ölürler
Baba yüreği atılmaz yabana
Çok severler de sevmez görünürler..
Baba olmak zordur, çile işidir
Evlat ne söylese baba işitir
Bütün çalışması, derdi, emeği
Bir babanın evlatları içindir..
Babaya saygıda yarışabilsek
Sevgiler içinde yaklaşabilsek
Gülüşünde gizlediği acıyı
Ah.. Bir duyabilsek, anlayabilsek..
Evladıma baktım, babayım dedim
Babamı düşündüm, ömür diledim
Hayat sebebimsin, sen sevenimsin
Ey babam, aşkı ben senden öğrendim...
İbrahim Ethem Bingül
Tüm babaların babalar günü kutlu olsun..
|
Av.Fırat Bayındır |
GİDEN HAKLAR Şükrü Kızılot Bu günkü Hürriyet' ten)
Yasalara bakıyoruz, babalara sağlanan fazla bir "özel hak" yok. Her geçen yıl, annelere bazı haklar sağlanırken, babalara sağlanan haklar azaltılmış ya da ortadan kaldırılmış.
17 Şubat 1926 tarihinde kabul edilen Türk Medeni Kanunu ile erkeklerin, birden fazla kadınla evlenmeleri ve tek taraflı boşanmaları ile ilgili hakları kaldırıldı.
29 Kasım 1990 tarihinde, Medeni Kanun#8217;da yer alan "Kadının çalışmasını kocanın iznine bağlayan" hüküm iptal edildi.
22 Mayıs 1997 tarihinde ise, kadının evlendikten sonra, kocasının soyadının yanı sıra, kendi soyadını da kullanabilmesine olanak sağlandı.
1998 yılına kadar, eşinin vergiye tabi geliri, "Aile reisi beyanı" adı altında, kocası tarafından beyan ediliyordu. 29 Temmuz 1998 tarihinden itibaren, bu uygulamaya son verildi.
O gün bu gün, kadınlar vergiye tabi gelirlerini, eşlerinin bilgisi dışında, kendi adlarına beyan edebiliyorlar. Böyle olunca, kocası da geliri ve serveti hakkında bilgi sahibi olmuyor.
YENİ MEDENİ KANUN
22 Kasım 2001 tarihinde kabul edilen yeni Medeni Kanun ile babaların bazı özel hakları daha ellerinden alındı ve eşlerine, bazı yeni haklar sağlandı. Bunlardan biri olan "Boşanma halinde mal paylaşımında", taraflar arasında önceden yapılmış, aksine bir sözleşme yoksa, boşanma durumunda, evlilik sırasında edinilen mallar, yarı yarıya paylaşılacak. Evlilik devam ettiği sürece, anne ve baba çocukla ilgili velayeti birlikte kullanabilecekler.
Ayrıca, eşin açık rızası bulunmadıkça, oturulan evin kira sözleşmesi feshedilemeyeceği gibi, devir de edilemeyecek.
KÜÇÜK BİR YARDIM
Genel Sağlık Sigortası Yasası ile 2007 yılından itibaren, sigortalı olmayan eşi doğum yapan erkeğe, altı ay süre ile asgari ücretin üçte biri oranında "emzirme yardımı" yapılacak.
Daha sonra kaldırılmazsa, son yıllarda babaların elde ettiği tek hak, emzirme yardımı!..
|
Av.Fırat Bayındır |
Babalar, oğullar ve dünya
Haşmet Babaoğlu
Freud'un keskin inceliklerle bezenmiş saptamalarından biridir şu: "Babasının haklı olabileceğini düşünmeye başlayan bir adama bakın, göreceksiniz ki, büyük ihtimalle oğlunun yanlış yaptığını düşünen bir babadır."
***
Baba-oğul ilişkisi iklimi sert bir coğrafyadır...
Baharlan kısa sürer. Ya güzel ama çok sıcak yazları vardır ya da hiç bitmeyecekmiş sanılan soğuk kışları...
Bazen o kadar güçlü rüzgarlar eser ki, babayı bir yana oğlu bir yana savunur.
Ama o sert rüzgarlar sayesinde serpilip büyür oğullar; hayatla baş edecek güce öyle kavuşurlar.
Ve babalar da ancak o sayede anlar "dünyanın hakimi" olmadıklarını; zamanın bir halı gibi ayaklarının altından çekildiğini ve oğullarının kendilerine değil, hayata ait oldukları gerçeğini...
***
Ne garip ve manidar bir süreçtir!
Oğullar, kişiliklerini babalarıyla çatışarak şekillendirirler. Üstü örtülü ya da açık açık...
Sonra, epey sonra gün gelir ve oğullar birden fark ederler ki, onca çatışmaya, onca kan, ter ve gözyaşına karşın sonunda sanki babalarının hık demiş burnundan düşmüş adamlar olup çıkmışlar!
Olgunlaşma dedikleri budur.
Babadan çok uzaklara savrularak çıkılan yolu babaya kavuşarak (yani onu ve onun hayatla kavgasını anlayarak) tamamlamak...
***
Bir zamanlar, bir Babalar Günü'nün ardından şöyle bir okur mektubu almıştım. Sakladım.
"Geçen pazar evdeki çalışma odama girip çekmeceden babamın fotoğrafını çıkardım. Uzun uzun bakıp, itiraf edeyim ağladım. Annem halimi görse, inanmazdı.
Gençlik yıllarım babamla kavgalı geçti. Neredeyse her şey aramızdaki çatışmayı alevlendiriyordu. Hiç anlamadık birbirimizi. Sonra evlendim. Babamla çatışmamın durduğu dönem geldi. Hani denizde fırtınadan sonra müthiş bir durgunluk olur, öyle. Yani o süt liman hal de garipti.
Çatışmıyorduk ama doğru düzgün konuşmuyorduk, bir şeyleri paylaşmıyorduk da!
Epey sonra, babamın kendisiyle, benimle ve hayatla kavgasını anlamaya başladım. Meğer olay benimle onun arasındaki bir karakter çatışması değilmiş! İyi bir "baba" olmaya çalışmanın zorluklarından kaynaklanıyormuş her şey!
Şimdi yaptığım her şeyin, söylediğim her sözün babama benzediğini görüyorum ve buna bazen çok şaşırıyor bazen de bundan huylanıyorum.
Ağlayışım, babama artık bu duygularımı aktarma imkânımın olmayışından. O yok artik."
Bu mektubu şimdi yeniden okurken New Yorker'ın tanınmış editörlerinden Howard Moss'un bir sözünü hatırladım: "Babam... Bir tek gece hariç ömrüm boyunca her gece rüyalarımda öldürdüğüm adam. O tek geceye gelince, babamın ölümüyle beni öldürdüğü geceydi."
***
Babayla çocuk ilişkisi, insanın ilk sosyal ilişkisidir.
Çocuğun anneyle ilişkisine benzemez.
Kapalı bir sevgi çemberi değildir yani, bir yolun iki ucunda olmak gibidir babayla çocuk ilişkisi.
Biraz çocuklar babalarına doğru gider.
Biraz da babalar çocuklara doğru gelir.
Fakat doğrudur, çocuklar kadar babalar da bu yolda yürümeyi pek bilmezler, accmisidirler, yavaş yavaş öğrenirler...
Kimi baba tökezleyerek, kimisi ikide bir duraklayarak, kimisi ilgisi dağılıp vazgeçerek, kimisi ise yuvarlanırcasına koşarak kat eder o yolu...
İşte tam bu yüzden çocuğun babayla kurduğu ilişkiyle anneyle kurduğu ilişki çok farklı kapılara açılır.
Ben anneyle kurulmuş "iyi" bir ilişkinin insanın iç dünyasını belirlediğini; "iyileştirdiği"ni düşünürüm.
Babayla kurulan ilişkinin en kritik yanı ise onun çocukları DÜNYA'yla; şu bildiğimiz dünya ile buluşturup tanıştırmasıdır.
Madem Sigmund Freud'la başladım yazıya, yine onun bir sözüyle bitireyim: "Bir çocuğun babasının korumasına duyduğu ihtiyaç kadar güçlü bir başka ihtiyacın var olduğunu sanmıyorum." |
alisinkay |
Ellerinden değil ayaklarından öpüyorum
Sebebim ustam koca babam
Sana yazıyorum ey gidi ihtiyar
Ellerinden değil ayaklarından öpüyorum
Köylüydün belki ama onurlu mağrur
Bilirdin bir çok şeyi bir çok bilenden
Sıcaklar altında orak sallayan
Güneşten kavrulan teni bilirdin
Kendini bilirdin kendini
Köylüydün belki ama
Onaltı yaşındaydım
Birgün Türkiye tanıyacak diyordum beni
Rençberiydim vahşi ve çılgın saflıkların
Gülerdim benden ileri ve geri olanlara
Dengesiydim her ikisinin
Çocuksu saf masum gülerdim
Birazda erkekçe
Onaltı yaşındaydım
Kırıldım belki defalarca bil ki eğilmedim.
Utanmadım ruhuma çizilen resminin yırtılışından
Bir gül dalıydım koparılan çelik bir kol
Her fırsatta kasırgalaşan yellerin de
Yerlerinde yeller eser diyebilecek kadar büyümüştüm
Kırıldım belki defalarca bil ki eğilmedim
Bu ezan hani selâya çıkar baba
Nefesim acıyor
Sözlerim gözde kaldı artık kaşlarım sual
Duymasın güzellerin gülü can birazdan gideceğimi
Birikmesin gözlerinde intihar yüklü bulutlar
Bende yolculuk telaşı var
Bu ezan hangi selâya çıkar baba
Vurgun yedim baba vurgun
Oltu taşı tesbihim tütün tabakam ve siyah çakmağım şahit
Bir de yüreğime çizdiğim resmin vardı yanımda
Üç damla kan düştü geceye üç damla baldıran zehri
Vurgun yedim baba vurgun
Ben böyle düşünmüyordum ölmeyi baba
Altından azgın suların geçtiği demir köprüde olacaktık
Rakip de olacaktı
İkimizin elinde iki ondörtlü ve gece
Birbirimize sıkarak koşacaktık birbirimize
Yıldızlar yağacaktı üzerime beni sabaha götüren
Ben böyle düşünmüyordum ölmeyi baba
Bir gece düşüme giren ihtiyar adam
Murad olsun söyleyim oğul dedi
Zafer nerde gizlidir dedim
Ömrüne ömür can güzelin yüreğinde;
Peki güneş nerde saklanır dedim
Yavuzun atının ak yelesindesindeki sırdır oğul dedi
Bir gece düşüme giren ihtiyar adam
Burda insanların yalnız ağzı var
Siyah beyaz bir fotoğrafın içindeyim muzdarip
Düşüncelerim kurşuna dizildi sabaha karşı
Esselatu hayrun minen nevm; derken ezanlar
Açıldı sonsuza giden yol
Burda insanların yalnız ağzı var
Ne açtı yüreğini güzellerin gülü can
Ne de beyaz atın yelesindeki sırra erdim
Ve buyur eyledi ötelerden o ihtiyar adam
Hoşgeldin oğlum Osman hoşgeldin
Ne açtı yüreğini güzellerin gülü can
Ne de beyaz atın yelesindeki sırra erdim
Osman Öztunç
|
commodore1tr |
Her normal erkek kendisine uygun bir eş bulduğunda evlenir. Evliliğin normal sonuçlarından birisi olarak belirli bir süre sonra 'baba' olur. İşte o an erkeğin dünyası değişir. Hayatta ki yaşam amacı o çocuk olur kız erkek farketmez. yeterki yararlı bir insan olsun...
Babalar günü ödemeli telefonların en çok açıldığı gündür. Babalar baba parasıyla hatırlanır annelerin tersine... Sayın Fulya 1212 nin yazdığı gibi babalar hediye beklemez sevgi va anlayış bekler, nede olsa erkek olduklarından ağlamaz fazla gülmezler ama kadınların aksine gerçek anlamda duygusaldırlar. Bir baba için başka çocuklar da 'çocuktur' anneler için ise pek değil 'çocuğu ona yaklaşmasın' yeter....
Ben bir erkeğim henüz baba olamadım Fırat abi gibi, Ragıp abi gibi nede Feyz gibi ama çocuk sevgisi tanıdığım kadınlardan çok daha fazla var içimde hemde bazıları anne olmasına rağmen ... Anne çocuğunu sever baba çocukları işte doğanın bir sırrı daha sizlere....
Bakınız neyin ne olduğunu anlamak için baba nasihatini iyi okuyunuz babama babasından ona da babasından kalan baba nasihati.....
Son nasihat , babamdan kalan gibi... babam....
Ey dedemin oğlu, oğlumun dedesi herkesin bir babası vardır. Herkesin dedesinin oğlu oğlunun dedesi sizden önce geldiği dünyadan muhtemelen sizden önce giden... Siz kıyısında durursunuz o nehrin o gider , bir gün nehir kuruyunca farkedersiniz akıp giden suyun altındaki inişleri, çıkışları, sevinçleri,kederleri , nehir kuruyunca.. saat durunca....
Ben nehrin suları çekilince gördüm babamı , kurumuş nehir yatağındaki özlemlerini , kederlerini ve acılarını ömrün saati durunca gördüm . Hayatın orta yerinde devraldıklarını bırakma kavgasındayken nelerden vazgeçtiğini, neleri terkettiğini , nelere veda ettiğini...
Baba sevgisi hep vadesi uzun borçlara bırakılır ama vadenin son ödeme tarihini bilen varmı ki? Bir gün nehrin suları ansızın çekiliverir, ömrün saatinde yorulur akreple yelkovan... Kenedinizi birden uzun bir selvinin önünde bulursunuz...
Onun için hayatın orta yerinde size metanet , cesaret ve fazilet emanetlerini taşıyan emanetçiye teşekkür edin vadesi geçmeden , ben kestirememiştim vadeyi ondandır ödenmemiş bir borcun yükünü taşıyarak geçiyor ömrüm....
Bu vesile ile babacığımın ve tüm babaların babalar gününü kutlar saygı ve sevgilerimi sunarım Yüca rabbim kimseyi Anasız babasız bırakmasın...
t.a |
fulya1212 |
Keşke Sayın commodore haklı olsaydınız Baba bütün çocukları sever derken..
Erkek egemen bu dünyada bunca savaş, bunca acı olmazdı o zaman.
|
Av.Abbas Bilgili |
Babalar günü ile ilgili bir köşe yazısını aşağıdaki linkte sunuyorum. Selamlar.
https://www.milliyet.com/2006/06/19/yazar/akyol.html |
Bugünün tarihi: 03/05/2025 06:35:08 |