 |
03/05/2025 Eski forum arşivi bölümü
Hukuksal Tartışmalar
Geçerli ihtarname |
mustagu |
Ev sahibi evi satıyor bu nedenle evden cıkmamı istiyor bende taşınmak istiyorum ama ileride başkasına kiraya verirse diye elimde ihtarname olsun istiyorum.Telgrafla cekilen tahliye ihtarnamesi gecerli midir onu öğrenmek istiyorum.Ayrıca bu ihtarnamenin eşime tebellüğ edilmesi sonucu değiştirir mi? |
Av.Mine Uzun |
HD 04, E: 2002/011390, K: 2003/003230, Tarih: 20.03.2003
[*]TAZMİNAT [*]TAHLİYENİN İCRA MARİFETİYLE YAPILMASI [*]6570 SAYILI YASA KAPSAMINDA BULUNAN TAŞINMAZ
Davacının kiracı olarak oturduğu taşınmaz 6570 Sayılı yasa kapsamındadır. 6570 sayılı Yasanının 7/d maddesinde, taşınmazın Medeni Kanun hükümlerine göre mülkiyeti kazanan kişinin kendisi, eşi ve çocuklarının kullanması için satın alma tarihinden itibaren 1 ay içinde boşaltılması amacıyla ihtarnamede bulunacağını, kiracının da 6 ay içinde boşaltacağını düzenlemiştir. Somut olayda davalı tarafından davacıya gönderilen ihtarnamede davacının kiracı olarak bulunduğu yerin kendisi tarafından kullanılacağı, bu nedenle boş olarak teslim edilmesini istediği görülmektedir. Davalının bu ihtarı, açıklanan yasa hükmüne dayanmaktadır. Bu nedenle davacının bu ihtarnameye değer vermesi ve gereğini yerine getirmesinde hukuka uygunluk bulunmaktadır. Bunun için ayrıca bir dava açılması gerekmez. Aksi halde, yasa hükmüne uymayı gerekli gören kişinin, uymayıp dava yolunu seçenlere karşın korunması gerektiği düşünülebilir. Kaldı ki 6570 Sayılı Yasanın 15. maddesinde yukarıda açıklanan maddede belirtilen nedenle boşalttığı taşınmazın mücbir bir neden olmaksızın başka birine kiralayamayacağı öngörülmüştür. Somut olayda davalının taşınmazı kendi ihtiyacı için kullanmayıp, üçüncü kişiye kiraya verdiği anlaşılmaktadır. Mahkemenin bu yönü gözetmeden bu nitelikteki davalarda sorumluluk için icra yolunun varlığının öngörülmesi usul ve yasaya aykırıdır.
(6570 s. GMKHK. m. 7, 15)
Davacı Bayram Y. vekili Avukat Fatih Marangoz tarafından, davalı Asiye G. aleyhine 13.12.2001 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 30.4.2002 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, davacının kiracı olarak oturduğu daireyi satınalan davalının çektiği ihtarname ile beyanda bulunarak ihtiyaç nedeni ile tahliye ettirdikten sonra, daireyi başka birine kiraya vermesi nedeni ile uğradığı maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacının 6570 Sayılı Yasasının 15. maddesine göre tazminat isteyebilmesi için tahliyenin icra marifetiyle yapılması gerektiğinden dava reddedilmiştir. Karar, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalının satınaldığı yerden 6570 Sayılı yasa hükmünde öngörüldüğü üzere kendisine gönderilen tahliye ihtarı üzerine yeri boşalttığını, ne var ki davalının bu yeri kullanmayıp 3. kişiye kiraya verdiğini bu yüzden uğradığı zararın ödetilmesini istemiştir.
Davacının kiracı olarak oturduğu taşınmazın 6570 Sayılı yasa kapsamında bulunduğu anlaşılmaktadır. Anılan yasanının 7/d maddesinde, taşınmazın Medeni Kanun hükümlerine göre mülkiyeti kazanan kişinin kendisi, eşi ve çocuklarının kullanması için satınalma tarihinden itibaren 1 ay içinde boşaltılması amacıyla ihtarnamede bulunacağını, kiracının da 6 ay içinde boşaltacağını düzenlemiştir. Somut olayda davalı tarafından davacıya gönderilen ihtarnamede davacının kiracı olarak bulunduğu yerin kendisi tarafından kullanılacağı, bu nedenle boş olarak teslim edilmesini istediği görülmektedir. Davalının bu ihtarı, yukarıda açıklanan yasa hükmüne dayanmaktadır. Bu nedenle davacının bu ihtarnameye değer vermesi ve gereğini yerine getirmesinde hukuka uygunluk bulunmaktadır. Bunun için ayrıca bir dava açılması gerekmez. Aksi halde, yasa hükmüne uymayı gerekli gören kişinin, uymayıp dava yolunu seçenlere karşın korunması gerektiği düşünülebilir. Kaldı ki 6570 Sayılı Yasanın 15. maddesinde yukarıda açıklanan maddede belirtilen nedenle boşalttığı taşınmazın mücbir bir neden olmaksızın başka birine kiralayamayacağı öngörülmüştür. Somut olayda davalının taşınmazı kendi ihtiyacı için kullanmayıp, üçüncü kişiye kiraya verdiği anlaşılmaktadır. Mahkemenin bu yönü gözetmeden bu nitelikteki davalarda sorumluluk için icra yolunun varlığının öngörülmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 20.3.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak=Corpus |
Av.Mine Uzun |
HD 06 Esas : 1995/007332 Karar: 1995/007753 Tarih: 11.09.1995
* TAHLİYE DAVASI
* İKİ HAKLI İHTAR
* TELGRAFLA İHTAR
Davacı tarafından davalıya yapılan ihtarlar telgraf şeklinde keşide edildiğinden; bunların tebliği, Tebligat Kanunu hükümlerine tabi değildir. Bu bakımdan, bizzat davalıya verilmeyen ihtar telgrafların, geçerli ihtar olarak kabul edilmesi doğru değildir.
(6570 s. GMKHK. m. 7)
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla; dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp, düşünüldü:
Dava, iki haklı ihtar nedeniyle kiralananın tahliye istemine ilişkindir. Mahkeme, istem gibi karar vermiş; hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Davacı, 1.1.1994-1.1.1995 kira yılı içinde davalının iki haklı ihtara neden olduğunu iddia ile bu davayı açmıştır. Davalı; telgraf ihtarlarının kendisine tebliğ edilmediğini, bir başka kişiye verilmesinin usulsüz olduğunu, bu yüzden 6.6.1994 ve 7.6.1994 keşide tarihli telgrafların haklı ihtar olarak kabul edilemeyeceğini savunmuştur. Gerçekten sözü edilen ihtarlar telgraf şeklinde keşide edildiğinden, bunların tebliği Tebligat Kanunu hükümlerine tabi değildir. O bakımdan, bizzat davalıya verilmeyen ihtar telgrafların geçerli ihtar olarak kabul edilmesi doğru değildir. 9.12.1994 keşide tarihli telgraf, 10.12.1994 tarihinde bizzat davalıya tebliğ edilmişse de, sadece bu haklı ihtarla iki haklı ihtar olgusunun gerçekleştiği kabul edilemez. Bu yüzden, davanın reddine karar verilmesi gerekirken tebliğler üzerinde durulmadan yazılı şekilde tahliye kararı verilmesi hatalı olmuştur. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
S o n u ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428. maddesi uyarınca hükmün (BOZULMASINA), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 11.9.1995 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak=YKD. Ocak-1996 s: 25
(C) 2000, Corpus, CD-Medya |
Bugünün tarihi: 03/05/2025 06:37:19 |