 |
03/05/2025 Eski forum arşivi bölümü
Hukuksal Tartışmalar
AİLE KONUTU ........ |
makamşoförü |
Merhabalar,,
Sayın Avukatlar, Öncelikle bu siteye üye olduğum için çok mutluyum. Bazı konularda benim ve avukatımında endişeleri var.Yardımınızı saygıyla rica ediyorum...
Sizlerinde bildiği gibi Aile Mahkemeleri henüz yeni kuruldu. Bazı konular varki henüz çok yeni olduğu için gerek avukatlar gerekse biz müvekkiller belli çelişkiler yaşıyoruz. Tahminler yürütmekte güçlük çekilen konular var. Endişeler hat safhada....
Benim soru şöyle...
Ben eşime boşanma davası açtım. Evlendikten sonra bir konut aldık. Bu konut biz evlenirken kiraladığımız evin en üst katında(çatı katında) bulunan dubleks dairedir.
Benim olan bu daireyi ben Aralık 2003 te eşime devrettim.
İlk alınış tarihi 2001 .....
Bu dairenin eşim tarafından satılmasını engellemek amacıyla tedbir alınmasını istedim. Mahkemenin değerli hakimi dava görülünce tedbir koyarız dedi. Avukatımın isteği üzerine eşimin bu evi devredeceği endişesi taşıdığımız belirtilince Aile konutu şerhi kondu ve tapuya işlendi.
Fakat eşim bu olaya itiraz etti. Burası aile konutu değildir. Bu şerhin ortadan kaldırılmasını istiyorum diye sürekli baskı uyguluyorlar.
Oysaki biz hem alt kattaki kiraladığımız bu daireyi kullanıyoruz hemde üst kattaki dubleks daireyi bir zaman kullandık. Fakat bir takım tadilatlar uygulayarak 1 adet dubleks daireyi genişleterek 2 ayrı daire daha elde ettik. Şu anda toplam 3 daire var. Bunları yavaş yavaş tadilat ve genişletme yaptık. Örneğin bir daireyi ikiye böldük birini kiraya verdik. sonra diğer dairenin genişletilmesi için uğraştık 1 yıl sonra onuda kiraya verdik. En sonda kalan daireyi de kendimiz oturmak için hazırlamaya başladık. Şu anda bu daire tamamlanmamış durumdadır.
Alt kattaki daireyle birlikte bu daireleri kiraya vermezden öncede kullanıyorduk. Bir takım fazla eşyalarımızı koyuyorduk. En üst katta olması amacı ile terasından faydalanıyorduk. Uzun lafın kısası bu daireyle diğer daireleri kullandık. Ve içindede yaşadık. Fakat ne benim nede eşimin bu sonradan yapılan dairelerde muhtar kayıdımız yoktur. Eşim yani alt katta kirayla oturduğumuz daireden ikametgah senedi alarak mahkemeye delil olarak sundu Fakat benim ne alt kattaki dairede nede üst kattaki sahibi olduğumuz bu dairelerde muhtar kaydım yoktur. ve Hakim bunun önemli olmadığını bunu herkesin temin edebileceğini söyleyerek eşimin getirdiği ikamet senedi delil olarak reddetti. Eşimin avukatı üst kattaki daireler aile konutu değildir alt kattaki kiralık daire aile konutudur. Bu yüzden bu aile konutu şerhinin kaldırılmasını istiyoruz. dediler. Benve Avukatımda hayır biz orayı da kullandık deyince hakim delilleri istedi. Benim avukatım keşif yapılsın 1 tanesi bitmemiş ama diğerleri tamamlanmış dairelerdir içinde kiracı oturuyor ve oturulur durumda olduğunu biz biliyoruz ama keşif yapılarak kanıtlansın dedi. Maalesef benim kafam oldukça karıştı. Sayın AVUKATLAR AİLE KONUTU NEDİR.......Gerçi kanun açık ve sarih şekilde anlatıyor...
Nedense benim eşimin gerçek amacı evi satıp parasını kaçırmak olduğu için bunun özellikle gündem konusu yapıyor....
Benim avukatım mahkemeye özel bir dilekçeyle eğer bu aile konutu şerhi kaldırılırsa benim oldukça mağduriyete uğrayacağımı bu zararın sonra tazmin edilemeyecek boyutlara ulaşacağını uygun bir dille ifade etti.
Katkı payı davası açmayı düşünüyorum ama maalesef benim evin gerçek değeri üzerinden gösterip mahkemenin isteyeceği yüksek harcı yatıracak durumum yok....
Daha önce bu siteye müracaat ettiğimde sitenin sn. Avukatı bana evi 2003 yılında devrettiğiniz için yarısını alma hakkına sahipsiniz yeni çıkan kanuna göre diye cevap yazmıştı....Bu kararı zaten AİLE MAHKEMESİ VERECEKTİR dedi ama olaylar geliştikçe çıkmaza giriyor..
Benim sorum ....Aile konutu şerhi kaldırılırsa mahkemeden tedbir kararı çıkarmı..
Yoksa bu bizim işimiz değil gidin başka mahkemelerdemi hesaplaşın derler..
Yoksa gerçekten ben evimi kandırılarak devr ettiğim için iptal davasımı açayımmı ..
Yada hakim bizi boşayıp (Ki boşayacağı 3 aşağı 5 yukarı belli. )Çocuğumuz yok. Psikolog raporunda bu evliliğin yürümeyeceği kanaati var. Gördüğüm hakaretler var. İtibarım onurum zedelendi. Zaten davayı açma nedenim bu... Burası boşanma mahkemesi ev ve mal durumlarınızı Gidin kozlarınızı başka mahkemedemi çözün der. Başka mahkemeye pas edermi. Aile konutu şerhi hangi nedenlerle konulabilir. İllaki muhtar kayıdı ve şartımı aranır. Yada bu üst kattaki konutlar oturulur durumda olduğu anlaşıpı diğer henüz tadilatı devam eden konutta oturulur hale gelip bizim kendimiz tarafından kullanılacağı anlaşılır buda aile konutu kapsamına girermi hakim yada kanun bunu kabul ediyormu. ....Biraz göreceli bir durum önerilerinizi tecrübelerinizden edindiğiniz bilgiler ışığında bana yardım etmenizi rica ediyorum.....
Not....
Görülen duruşmada. Hakim Yargıtay içtihatlarına göre ikametgah ilmuhaberleri her zaman temini mümkün belgelerdir bu nedenlerle fiili değil hukuki bir kavram olan aile konutu kavramını hukuki yollardan kanıtlamak gerekir.davacının iddiasından vazgeçtiği yada davalının iddiasının kabul ettiği yönünde açık bir beyan yada belge dosyada yoktur.Davacı çünkü bu durmadada iddiasını sürdürmekte ve keşif yapılmasını istemektedir. bu nedenle öncelikle her iki tarafın aile konutu ile ilgili tanık dahil bütün dellilerini 10 günlük kesin süre içerisinde ibraz etmelerine diye bir karar geçildi......
Şimdiden vereceğiniz cevaba sonsuz teşekkürler...Biraz detaylı ve aydınlatıcı olursa sevinirim...
|
Av.Duygu Tekay |
Aile konutu nedir? Eşlerin süreklilik gösterecek şekilde çocukları ile birlikte oturdukları ve yeni Türk Medeni Kanununa göre, eşlerin birlikte seçtikleri, yaşamlarını sürdürdükleri herkesçe bilinen ve belirlenebilen konuttur.
Yani aile konutu, aralarında resmi evlilik bağı kurulan eşlerin ergin olmayan, öz veya üvey evlatları ile birlikte oturdukları, barındıkları, iş hayatları, okul hayatları dışında günlük ortak yaşamlarını sürdürdükleri konuttur.
Eşlerin devamlılık arz etmeyen geçici evleri, yazlık veya yayla evi gibi belirli sürelerde kullandıkları evler, otel odaları, tekneler aile konutu olarak kabul edilemez.
Bir yorum:
Aile konutu başlığı taşıyan 194 madde, aynı şekilde bir eşin eylem ve işlemlerine karşı diğer eşin korunması amacıyla getirildi. 194. madde 1. fıkrasına göre; #8221;Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz .#8221;
Örneğin, erkeğin bir dairesi var ve ailenin orada oturması özgülendi, birlikte oturuyorlar. Daha sonra aralarında sürtüşme çıktı ve adam #8220;ben seni gecekonduda bir göz evde süründüreyim#8221; diyerek evini sattı. Bu durumda kadın ve çocuklar büyük zarara uğrayacak. İşte 194. madde ile bunun önüne geçilmek istendi.
Eş, diğerinin izninin almadan aileye tahsisi ettiği konutunu devredemez veya kira yoluyla kullanılıyorsa diğer eşe danışmadan kira sözleşmesini feshedemez, ya da ev üzerinde bir takım sınırlı ayni haklar kuramaz. Sükna ya da intifa hakkı gibi haklar da diğer eşe zarar verici işlemler olduğundan, aile konut üzerinde bu durumu sarsıcı haklar kuramaz. Konutun sahibi olan veya konutu kiralayan eş bu işlemler için diğer eşin açık rızasını almak zorunda.
İkinci fıkraya göre; #8220;rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hâkimin müdahalesini isteyebilir.#8221; Zaten hakimin evlilik birliğine müdahalesi istemeye yönelik hükümler var yasada. Bu konuda özel bir yetki verilmiş.
Üçüncü fıkraya göre; #8220;Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir. #8221; Bu şerh #8220;aile konutu olduğu#8221; şerhidir. Bir üçüncü kişi bu konutu almaya niyetlendiğinde, bunun aile konutu olduğunu bilecek ve diğer eşin izni olmadan yaptığı devralma işleminin diğer eşin izin vereceği belli oluncaya kadar askıda ve izin vermezse tamamen geçersiz olacağını düşünerek bu işlemi yapmaktan vazgeçebilecek.
Dördüncü fıkrada, bununla bağlantılı bir düzenleme var. Bu, büyük ölçüde koruma sağlayan yeni bir düzenleme. #8220;Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, -yani konut eşlerden birine ait değil- sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralanana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı haline gelir ve bildirimde bulunan eş, diğeri ile müteselsilen sorumlu olur .#8221; Burada çok önemli ve Borçlar Hukuku genel ilkelerine aykırı bir düzenleme getirildiğine tanık oluyoruz. Evlilik birliğinin ve diğer eşin korunması pahasına yasa koyucu bu istisnayı öngörmüştür. Sözleşmede imzası bulunmayan taraf, tek yanlı bir bildirimle taraf haline geliyor. Herhangi bir davaya v.s. gerek yok. Bu bildirimin kiralayana ulaşmasıyla hukuki sonuçlar o andan itibaren doğuyor. Bunun sonucu olarak, gerek tahliye davası açılması, gerek tahliye taahhüdü verilmesi ve gerekse kiralananla ilgili diğer işlemlerde iki eş birlikte hareket edecekler. Eşlerden birinin rızası hilafına diğer eşin yaptığı işlem geçerli olmayacak.
Böyle tek başına bildirimde bulunmakla sözleşmenin tarafı olma durumu, sözleşme özgürlüğü, irade özerkliği ilkelerine uymayan ve yasayla getirilen bir taraf olma hakkı. Sadece taraf olup bir takım yetkiler kazanmış olmakla kalınmıyor, aynı zamanda kira ilişkisinden doğan borçlardan da müteselsilen sorumlu sayılıyor--------------MEDENİ YASA DEĞİŞİKLİKLERİ TOPLANTILARI
Tarih : 1 Şubat 2002,Konuşmacı konuk: Prof. Dr. Şeref Ertaş (DEÜ Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi)
Bir diğer yorum:
Aile konutu ile ilgili düzenleme; Tapu Sicili#8217;ne itimat prensibini bertaraf etmez. MK 1023. maddesine göre #8220;Tapu Kütüğü#8217;ndeki Sicile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur#8221;. Örneğin taşınmazın maliki eş şerh bulunmayan bir aile konutu üzerinde bir banka lehine ipotek tesis ederse, bankanın iyi niyeti korunur ve ipoteği geçerli olur. Bankanın iyi niyeti MK 3. maddesine göre belirlenir. Bu maddeye göre #8220;Kanunun iyi niyete hukuki bir sonuç bağladığı durumlarda asıl olan iyi niyetin#8221; varlığıdır. Ancak durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyi niyet iddiasında bulunamaz.
Banka, bir gerçek kişinin konut olarak maliki olduğu taşınmazını bankaya devretmesi veya üzerinde ipotek tesis etmesi halinde; bu kişinin evli olup olmadığını veya evli olduğunu bilse dahi konutun aile konutu olup olmadığını araştırmak zorunda değildir. Ancak kişinin evli olduğunu bilmesi halinde; #8220;iyi niyet#8221; tartışmalarından kaçınmak için diğer eşin yazılı iznini istemesi uygun olur. Keza diğer eşin bankaya başvurup konutun aile konutu olduğunu, taşınmazın satılmasına veya üzerinde ipotek tesisine rızası olmadığını bildirmesi halinde artık bankanın iyi niyetinden söz edilemez.
Diğer eşin açık rızası -ispat açısından yazılı rızası- yoksa; diğer eşin rızasını haklı bir sebep olmaksızın vermemesi halinde, eş hakimin müdahalesini isteyebilir. Örneğin aile konutunun maliki eş; çocuğunun tedavisi için bankadan ipotek karşılığı kredi almak zorunda ise hakime başvurabilir. Hakimin müdahalesi ipotek tesisine izin şeklinde olacaktır.
Bir kişinin diğer eşin rızasını almadan aile konutunu bilerek devralması veya lehine ipotek tesisi ve diğer eşin karşı çıkması halinde devir veya kısıtlayıcı ayni hak hüküm ifade etmez ise de burada bu devir veya ipoteğin mutlak butlanla geçersiz olduğu ileri sürülemez. Diğer eş daha sonra icazet vermek suretiyle işlemi başından beri geçerli kılabilir.
Aile konutunun maliki olmayan eş, Tapu Kütüğü#8217;ne konutla ilgili şerhin verilmesini isteyebilir. Başvuru halinde Tapu Memuru malik olmayan eşten, malik olan eşle halen resmen evli olduklarını kanıtlayan nüfus kayıt örneğini, bu konutta birlikte yaşantılarını sürdürdüklerini apartman yöneticisinden ve muhtardan belgelemesini isteyecektir.
Bir taşınmazın aile konutu olarak Tapu#8217;ya şerhi halinde artık üçüncü kişilerin iyi niyetinden söz edilemez. Diğer şerhlerden farklı olarak #8211;örneğin kira şerhi gibi- aile konutu şerhinden sonra gelmek üzere dahi olsa; taşınmazın devri veya üzerinde ipotek tesisi gibi işlemler yapılamaz.
Buna karşılık; aile konutu şerhinden sonra, malikinin borcundan ötürü taşınmaza haciz konulabileceği gibi, taşınmaz icra yoluyla da satılabilir. ------------YENİ MEDENİ KANUN#8217;UN BANKALARI İLGİLENDİRENBAŞLICA FARKLI DÜZENLEMELERİ(*)
Prof.Dr. SEZA REİSOĞLU |
Av.Ragıp Atay |
Sayın makamşoförü
uzun uzun anlatmışsınız ama en can alıcı nokta yanıtsız kalmış. Anladığım kadarıyla, siz bir takım tadilat ve kaçak yapı ile tek daireyi bir den fazla daire haline getirmişsiniz. Bu daireler, tapu kaydında görünüyor mu? Yoksa hala tek daire tapunuz mu var |
makamşoförü |
Evet çok haklısınız.Doğru söylüyorsunuz. Kaçak yapılan bu dairelerin tapuda kayıtları yok. Tapuda sadece 1 dubleks daire olarak görülüyor. Bu dairelerin bildiğim kadarıyla kat mülkiyeti yok.
Benim öğrenmek istediğim konu aynı binada yani apartmanın diyelim ikinci katını kiraladım. yıllarca oturdum.daha sonra en üst katta dubleks daireyi satın aldım ama her iki daireyide ev olarak kullandım. sonra bölünmelerle çoğaltınca çatı dubleksi bir kısmını kiraya verdim kalan bir daireyi tadilata devam ederek oturmak üzere hazırlamaya başladım. şimdi bu daireler aile konutumu.Hem aşağıdaki kiralık olan daireyi kullandık hemde en üst kattaki daireleri peyder pey kullanarak kiraya verdik diğerine geçtik. Anlamak istediğim budur. Şahitlerimde hem aşağıda hem yukarıda oturduğumuzu beyan edecekler. Çünkü onları hem aşağıda hem yukarıda ağırlamıştık. |
Av.Ragıp Atay |
tapusu olan daireye şerh konur zaten. Diğer dairelerin sicil kaydı olmadığı için şerh konması mümkün değil. Kaldı ki, edğim sebepten satışı da mümkün değildir |
makamşoförü |
Evet çok haklısınız öyle oldu zaten. Tapusu olan daireye aile konutu şerhi kondu. Benim sıkıntım avukatımın delil olarak sunabileceği tapu ve nufus kayıtları şahit ifadeleridir. Başka bir delilimiz yok. Acaba hakim iki dairenin kiraya verildiğini yapılan keşifte zaten görecek. diğer kalan daireninde henüz oturulur durumda olmadığınıda görecek. Şahit ifadelerine kanaat getirip aynı binada var olan bu dairelerin aile konutu olduğunu kabul edermi. Yazılan cevaplara baktığımda başka yerde gözüken bir mülk olmadığı için benim haklı olduğumu kabul edermi. Yada henüz bitmemiş olan vede oturmak için düzenlenen bu daireleri aile konutu olarak kabul edermi. Çünkü alt katta bir tanede kirayla oturduğumuz daire mevcut orası dayalı döşeli. Çok büyük çıkmazdayım acabalardayım Bu aile konutu şerhi aile konutu olmadığına kanaat gelirse vede tapuda bu şerhi kaldırırsa hakim ben evimi nasıl koruyacağım. Neticede yeni çıkan kanuna göre bu evi 2003 yılında eşime devrettiğim için %50 yani yarı yarıya paylaşmamız gerekir diye düşünüyorum. Her türlü durumda tedbir koyarmı. Çünkü eşimin ısrarı bir an önce konulan aile konutu şerhini kaldırıp evi elden çıkartmak ve beni süründürmek amaçlıdır. Maalesef çıkan kanunlar sürekli kadını korumaktan yana erkeği nedense biraz yanlı bakıyor. Üstelik eşim bu iki daireden ayda 800 dolar kira alıyor ben ise emekli maaşımla geçinmek zorundayım başka bir yerden gelirim yok. burada mağdur olan ve perişan olan benim. Cevaplayan Saygı değer avukatlara sonsuz teşekkürler. Bir erkek olarak yıllarca çalış didin. Şimdide ortada kal bunları beni inanılmaz sıkıntıya sokuyor. Ne diyelim işimiz sizin anlıyacağınız allaha kaldı gibi bir durum olarak gözüküyor..... |
Bugünün tarihi: 03/05/2025 11:34:17 |