| ToplamaKampından |
Merhaba ,
2002 yılında bir devlet hastanesinin doktorunu rüşvetten suç üstü yaptırdım. Operosyonu Cumhuriyet Başsavcısının sözlü emri ile Asayiş ekiplerinden dört sivil polisle yaptırdım. Elbette doktor bey benden daha zeki idi , yapacağımı hissetmiş önlemini almaya çalışmıştı. Belkide organize bir şekilde çalıştığından bu önlemler her durumda aldığı önlemlerde olabilir. Sonuçta beni bir köşeye kıstırıp rüşveti kayınpederine ( suç ortağı ) iletiyor , kayın pederide parayı bir yerlerde değiştiriyordu.
Bu olayda ise onlar aldıkları tüm önlemlere rağmen küçük bir hata yaptılar.
Benden parayı iki gün arayla almışlardı. iki taksitte yani. ikinci taksiti verdiğim zaman ameliyatı yaparım demişti çünkü. neyse ilk aramalarda para bulunamadı. çünkü uçurmuşlardı. gözümüzün önünde parayı kaçırmışlardı.
bu yüzden ilk aramada karakolda zaptı tutulan aldıkları para çıkmadı...ancak baştan Sayın Cumhuriyet başsavcısına gösterdiğim ve başkomisere vermiş olduğum fotokopilerdeki paraların bir kısmı kayın pederinin cebinden çıktı.
ilk duruşmada zaten başkomiser durumu izah etmiş paraların suç üstü olarak şahsın üzerinden çıktığını belirtmişti. yanısıra diğer polis memurlarıda aynı ifadeyi vermişlerdi. Olayın gelişimi de rüşveti aldığını gösteriyordu. dosyada suç üstü delili paralar ve polis ifadeleri olduğundan ilk mahkemenin verdiği karar : Rüşveti aldığı kesinlik kazanmıştır . 1 yıl 1 ay 10 gün hapis ve Memuriyetten ömür boyu men cezası oldu.
Temyize gittiler yeni yasalardan faydalandılar. Hangi maddelerse. Yargıtay davanın yeniden görülmesini ve çıkacak karardan hangisi sanık lehine ise onun uygulanmasını istiyordu.
Yapılan ikinci mahkemede davamda ısrar ettiğimi , ifadelerimi tekrarladığımı söyledim. Savunma avukatı hakimi kararına etki yaparak suçlu bulunması halinde tecil isterim dedi. Ceza tecil edildi. Karar aynı şekilde ancak cezanın tecili olarak çıktı. Benim için önemli olan suçlu bulunmasıydı zaten . alacağı cezanın ne olduğu beni ilgilendirmiyor. Toplumun vicdanını , dürüst çalışan memurların vicdanını rahatlatması ve hukukun üstünlüğüne , adaletin yanılmazlığına olan inancımı tazelemesi benim için yeterli olur diye düşünüyordum. Bu nedenle cezanın teciline itiraz etmedim.
Ancak Savunma avukatı kendi aldırdığı bu tecil kararına da itiraz etti. Tekrar temyize başvurdu. Olabilecek en eften püften bir sebep bulmuş. komik geldi bana.
Zaten onlarca şahit çıkardı geldi ilk mahkemede. Kimisi bu doktoru daha önce görmediğini söyledi , kimisi neden geldiğini bile bilmiyordu. Bu nasıl bir şey. Mahkeme salonunu ne sanır bu türden avukatlar.
Yargıtay ikinci kez temyizi kabul edip yeniden mahkeme edilmesini isteyebilirmi?
Eğer yeniden görülürse :
Ben müdahil ve davacı olarak ilk mahkemenin kararının tekrar alınmasını isteyebilirmiyim? ( tecilsiz , 1 yıl 1 ay 10 gün hapis ve memuriyetten ömür boyu men )
Sanırım zaman aşımını yakalamaya çalışıyorlar. bununla ilgili bilgi de alabilirmiyim.
Yüksek saygılarımla |
