 |
03/05/2025 Eski forum arşivi bölümü
Hukuksal Tartışmalar
Tazminat davası |
Elfina |
Merhaba,
Öncelikle sitenizde göstermiş olduğunuz özen için teşekkür ediyorum.
Benim konumun bu forumda geçip geçmediğini bilmiyorum ama forumun başlığında kişilik hakları yazıyordu oyüzden buraya yazmayı uygun gördüm.
Sorum ise şöyle, insan vucudunda bulunan bir kusur ile dalga geçilmesi , alay edilmesi ve lakap takılması takdir edersiniz ki hiçte hoş bir durum değildir. Benim de sorunum bu yönde gözle görülebilecek fiziksel bir kusurumla dalga geçen ve lakap takan bir kişiyi mahkemeye vermek istiyorum çünkü bu beni gerçekten üzüyor, bunun için alay konusu olan kusurun tıpta ispatı yüzde kaç kusur olduğu ...vs kanıtlanması gerekli midir?neler yapmalıyım. ?
Teşekkür ederim ..İyi çalışmalar |
karakolal |
kişilik haklarınızı rencide edici bu tip tavırlar sözle veya yazıyla veya fiille olabilir.
size lakap takması ve çevrede bunu sesli bir şekilde söylemesi ,yada sadece size söylemesi haksız bir fiil oluşturur.bu da tazminat gerektirir.manevi tazminat davası açacaksınız.parasal miktara göre ,bu davayı sulh veya asliye hukuk mahkemesinde açacaksınız.tanıklarınız dinlenecek.
insanları yaradılışlarıyla ,yargılamak kadar küçülen zavallıların bilmediği ilahi adaletin insanlara verdiği ve vermediğinin hesabını bir yerlerde sorduğudur. |
Av.Mine Uzun |
HD 04 Esas : 2002/011431 Karar: 2003/001847 Tarih: 26.02.2003
* KİŞİLİK HAKKINA SALDIRI
* MANEVİ TAZMİNAT
Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nısfetle hüküm vereceği Medeni Kanun''''un 4. maddesinde belirtilmiştir.
(4721 s. MK. m. 4, 24, 25) (818 s. BK. m. 49)
Davacılar Hatice İ. ve Ali İ. vekili Avukat Oktay Kanbay tarafından, davalılar İsmail A. ve Mustafa T. aleyhine 28/08/2000 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 06/03/2002 günlü kararın Yargıtay''''ca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacıların temyiz itirazlarına gelince; dava, kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ; hüküm, taraflarca temyiz olunmuştur.
Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nısfetle hüküm vereceği Medeni Kanun''''un 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Davaya konu olan olayın oluş biçimine,davalıların ceza yargılaması sonucunda mahkum olmalarına, hayatın olağan akışı karşısında, davacıların kişilik değerlerinde yaşadıkları eksilme nedeniyle gördükleri zararın ağırlığına göre, takdir olunan manevi tazminat miktarı azdır. Yukarıda açıklanan ilkeler ve somut olay özellikleri gözetilerek, davacılar yararına daha yüksek bir düzeyde tazminat takdiri için kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın, yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle davacılar yararına BOZULMASINA ; davalıların temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle reddine ve temyiz eden davacılardan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 26.2.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kaynak=Corpus
(C) 2000, Corpus, CD-Medya |
Oğuz Özgüldür |
Sn. Elfina;
Ben birinci sınıf öğrencisiyim, verdiğim cevaplar sn. Karakolal kadar doyurucu olmayabilir ama boşlukta kalan sorularınıza bilgim yettiğince cevap vermeye çalışacağım.
İnsan vücudunda bulunan bir kusurla dalga geçilmesi kişilik hakkının bedensel yönüne haksız bir saldırı oluşturur. İlgili kanun maddeleri olan Medeni Kanun'un 24. ve 25. maddelerinde bunun dışında herhangi bir düzenleme yer almamaktadır. Yani bunun tıpta ispatına gerek yoktur. Ancak bu iddianızı da ispatlamanız gerekir, zira karşı taraf alay ettiğini reddedebilir. Bu nedenle tanıklara veya hakimi ikna etmeye ihtiyacınız olacaktır.
Genel olarak Medeni Kanunumuz'un yeterince detaylı düzenlemediği durumlarda yine aynı kanunun 4. maddesindeki hakimin takdir yetkisi devreye girer. Manevi Tazminat davaları da bu durum dahilindedir. Verilen zararın para yönünden net bir kıstası olamayacağı için, para cezası başta olmak üzere bu kusurla alay edilmesinin gerçekliğine de hakim karar verecektir. Keza bahsettiğiniz gibi gözle görülen bir kusursa bunu bir daha hakime çeşitli belgelerle ispat etmenize de gerek yoktur.
Saygılar... |
karakolal |
sayın oguz özgüldür
senin bilgilerin daha taze benden daha iyi açıklama yapabilirsin.eksiklerimizi düzeltirsen sevinirim. |
Elfina |
Cevaplar için öncelikle herkese Teşekkür ederim.
Konuyula bağlantılı bir sorum daha olacak; dava açacağım kişi boşanma sürecinde(henüz mahkemesi bile yapılmadı sadece dilekçe verdik mahk. gününü bekliyoruz) olduğum eşimin annesidir. ayrı bir dava açmam bu dava ile bağlantı yaratır mı. yani boşanma sürecinde olduğum için bu davayı kasten açtığım düşünülebilirmi! Gerçeği ise bir kasıt yok sadece artık sıkıldım bu alaya maruz kalmaktan ve daha fazla yıpranmamak için ...
Teşekkürler , İYİ ÇALIŞMALAR!
|
karakolal |
ayrı ayrı açacaksınız. |
Bugünün tarihi: 03/05/2025 06:27:07 |