 |
03/05/2025 Eski forum arşivi bölümü
Hukuksal Tartışmalar
Maaşını alan çalışan almadım diye ihtar çekiyor |
ozalp |
merhabalar,
bizim bir aile şirketimiz var, 2000 senesinden beri yanımızda çalışan terzi bayan bir sabah işe gelmedi ve tel edip "bundan sonra işe gelmeyeceğini" bildirdi. gerçek sebebi bir akşam önce izin(1 gün) istemiş olması ve izin alamayışı. sonra da notere gidip "ocak ayından bu yana maaşının hesaplanıp kendisine ödenmediğini..... ödemenin yapılmasını, kıdem, ihbar tazminatları ile fazla mesai ve yıllık izin ücretlerinin hesaplanıp 10 gün içinde kendisine ödenmesini aksi halde dava açacağını..... iş akdini hakle nedenlerle tek taraflı fes ettiğini" bildiren ihtarı bize gönderdi. bütün maaşları gününde ve dakikasında kendisine ödenmiştir, 1 kuruş alacağı da yoktur. üstüne bizim mağazadan aldığı giyim ürünlerinden de borcu var. ilişki bugüne kadar hep iyi niyet üzerine kurulu olduğu için, maaş ödenirken hiç imza alınmadı. maaşı hep ödendi, vergi iadeleri hep ödendi (hatta zamanından önce ödendi), yıllık izinleri hep kullandırıldı. vergi iadeleri ödemelerinin hepsinde imzası var, bu seneki vergi iadesini 4-5 taksitte alması gerekirken paraya ihtiyacı olması nedeniyle hepsi birden tek seferde topluca ödendi. süre 30 nisanda bitiyor. ne yapmak gerekiyor? hukuken gözüken nedir? daha evvel böyle bir dava açılmış mıdır? bu tür davalar nasıl kararlarla bitmiş? siz benim yerimde olsaydınız ne yapardınız? |
Berrin Gamze Özdener |
Merhaba,
Ödememeniz durumunda dava açılacağı kesin gibi gözüküyor. Bu durumda, yani dava açıldığında işçinin kaç yıldır çalıştığı ve bugüne kadar böyle bir durum yaşanmadığı ve bu iyi niyet ilişkisinden kaynaklı olarakta maaş ödemelerinin ardından imza alınmadığı belirtilmeli,ayrıca ödenen maaş 400 milyonun altındaysa tanıkla bu durumun ispat edilebileceği kanaatindeyim. Ödenen hatta peşin ödenen vergi iadesi ödemelerine ait belgeler sunularak buradaki iyiniyet kanıtlanabilir. Bu arada çalışan işçlerinizin hiç birinden mi imza almıyorsunuz yoksa sadece bu şahsa özgü bir uygulama mı?Eğer hiç bir çalışandan imza alınmıyorsa maaşların imza alınmadan ödendiğini tanıkla ispat edebilirsiniz diye düşünüyorum.
İmza alınmaması, bordroların imzalatılmaması büyük bir eksiklik,kötüniyetli çalışanlar karşısında sizi zor duruma sokabilir bu durum. Sizden aldığı giyimlerden borcu olduğuna dair herhangi bir belge varmı? İşçinin kötüniyetli olduğunu size olan borçlarını dahi ödemediğini,sizin iyinyetinizi suistimal ettiğini,izin verilmemesinden dolayı bu tür bir yola başvurduğunu tanıkla,ispat edebilirsiniz diye düşünüyorum.Selamlar.. |
Av.Abbas Bilgili |
Sayın ozalp; probleminizi konularına göre cevaplamaya çalışacağım;
1) Biz bazan işçiler bazan da işverenler adına dava takip eden avukatlar olarak bu durumla çok sık karşılaşıyoruz. Ne yazık ki bir çok işveren gibi siz de yanlış bir iş yapmışsınız. Şunu kesinlikle unutmayın; para ödemeleri ancak alacaklının aldığına dair imzasını taşıyan bir belge ile kanıtlanabilir. İş hukukunda işçi alacaklarının kanıtlanması da bu şekildedir. Son zamanlarda yerleşen ve iş hukukunda da kabul edilen bir başka ispat şekli ise işçinin banka hesabına yaıtırıldığının kanıtlanmasıdır. Anladığım kadarı ile siz bu konuda işçiye imza attırmadan ödeme yapmışsınız. Banka hesabına da ödeme yapılmamış. Bu durumda; dururmun aleyhinize olduğunu üzülerek söyleyebilirim. Siz işçinin imzasını taşıyan bir belge sunmadığınız sürece işiniz zor. Bu hususun tanıkla ispatlanacak bir konu olmadığını da hemen hatırlatırım.
2) Yine iş hukukundaki yasal düzenleme ve yerleşik Yargıtay kararlarına göre; senelik izinlerin kullanıldığını ancak işçinin imzasının taşıyan izin defteri veya izin kullandığına dair eşdeğer bir belge ile kanıtlamanız gerekir. Şayet izin yerine ücreti ödendi ise bu durumda da işçinin imzasını taşıyan ödeme belgesi sunbmanız gerekir. Bu husus da tanıkla kanıtlanamaz.
3)Vergi iadesi ile ilgili ödemelerde imza var diyorsunuz ki; imza varsa bu konuda bir hak iddia edemez.
Bu açıklamalar büyük ölçüde sizin aleyhinizedir. Ancak belki ileride işinize yarar ümidi ile lehinize olabilecek iki hususu belirteyim:
a) Yargıtay'ın bazı kararlarında işçinin uzun süre maaş almadan çalışmış olması iddiası, hayatın olağan akışına uygun bulunmamaktadır. Şayet işçi dava açarsa bu kararlardan yararlanmanız gerekir diye düşünüyorum.
b) İş hukukunda "yemin" delili uygulaması az olmakla birlikte son çare olarak denenebilir. Bu yemin konusu tamamen karşı tarafın vijdanına kalmış bir konudur. Siz karşı tarafa (işçiye) yemin etklif ederseniz, işçi de bu ödemeleri almadığına dair yemin ederse davayı kaybedersiniz. Bazı kişiler yemin etmekten korktukları için; yemin etmekten kaçınırsa bu ödemeleri almış sayılır ve siz kazanırsınız. Tabi bugünkü ortamda doğru yemin edecek adam bulmak da zor.
Selamlar. |
ozalp |
quote:
... Bu arada çalışan işçlerinizin hiç birinden mi imza almıyorsunuz yoksa sadece bu şahsa özgü bir uygulama mı?..
|
hiçbir çalışandan maaş ödemesi sırasında imza alınmıyor, zaten biz küçük bir şirketiz, bugüne kadar aynı anda en fazla 4 çalışanımız oldu.
quote:
... Sizden aldığı giyimlerden borcu olduğuna dair herhangi bir belge varmı?
|
hayır yok, zaten şu andaki borcu çok abartılı bir rakam değil, 60ytl. daha 15 gün önce 280 ytl'lik kabanı indirimle 125ytl'ye aldı, yarısını verdi yarısı kaldı. alışveriş tarihi çok yakın, inkar etmez herhalde. |
ozalp |
şu anda bir çalışanımız daha var, mağazada şatış görevlisi olarak çalışıyor. tam bir senedir bizimle çalışıyor, terzimize yaptığımız ödemeleri biliyor, yıllık iznini kullandığını hem gördü hem biliyor, aldığı ürünleri de biliyor. onu şahit olarak kullanmak istesem de ssklı bir çalışan değil, bu kızımız da bizimle çalışıyor, o şahittir dersem bu sefer başım ssk ile derde girer gibi geliyor, yada bizim uyanık terzi bu sefer de sskya şikayet eder, ne de olsa amacı can yakmak. |
ozalp |
19 nisan 2006 sabahı tel açıp "işe gelmeyeceğini" söylemişti, bugün 6. işgünü, bugün "ihbarsız 3 gün üstüste işe gelmemesiyle" ilgili olarak harekete geçmek gerekiyor sanırım. harekete geçmezsek karşı tarafın 3 gün üstüste sebepsiz işe gelmemesinden doğan haklarımız elden gidiyor diye duydum. doğru mudur? |
Av.Abbas Bilgili |
Sayın ozalp;
Daha önceki cevabımda ayrıntılı izah ettiğim üzere; ücret ödemeleri ve senelik izin konusunun tanıkla ispatı mümkün değildir. Ama siz yazdığım bu cevabı sanki okumamışsınız gibi; hala tanıktan medet umuyorsunuz. Üstelik tanık olarak göstermek istediğiniz kişi ise sizin yanınızda çalışan bir işçi ve bu işçinin de sigortada kaydı yok. Yılların tecrübesi ile verilmiş bu cevabın sizin için bir önemi yoksa size "kolay gelsin" demekten başka bir şey diyemiyorum. Selamlar. |
ozalp |
quote:Sayın ozalp;
Daha önceki cevabımda ayrıntılı izah ettiğim üzere; ücret ödemeleri ve senelik izin konusunun tanıkla ispatı mümkün değildir. Ama siz yazdığım bu cevabı sanki okumamışsınız gibi; hala tanıktan medet umuyorsunuz. Üstelik tanık olarak göstermek istediğiniz kişi ise sizin yanınızda çalışan bir işçi ve bu işçinin de sigortada kaydı yok. Yılların tecrübesi ile verilmiş bu cevabın sizin için bir önemi yoksa size "kolay gelsin" demekten başka bir şey diyemiyorum. Selamlar. |
Sayın Abbas Bey,
yazdıklarınızı büyük dikkatle okuduğumdan emin olabilirsiniz. ama düşünün bir kere, ben karşı tarafa iyi niyet göstermişim, o karşılığında ne yapıyor, üstelik haklıyken tamamen %100 haksız duruma düşürülüyorum, üstelik bu haksızlığı devlet ve yasalar eliyle bana uygulayacak. böyle anlarda insan herşeyden medet ummak istiyor. çok moral bozucu bir konu. bir haftadır uyku uyumadığımı ve bu olayı içime sindiremediğimi söylememe sanırım gerek yok. baktığınızda kesinlikle mağdur benim, yasalar ve uygulayıcıları tamamen karşı taraftan ve onun kötü niyetinden yana.
sizler burada sorulara yanıt veren bilgi dolu insanlarsınız, ben de sizlerin bilgilerinden faydalanmak için buradayım, sorunumla ilgilenen ve cevap veren herkese teşekkür ederim. sizlerin bilgi ve tecrübeleri, benim için elbette ki kıymetli, cevaplarınız için tekrar teşekkürler.
ama hukukta sevmediğim bir durum var ; bu örnekte olduğu gibi hukuk zaman zaman bütün gücü ile kötü niyetin arkasında yer alıyor ve insanlara zulmedilmesinin yolunu açıyor. sizin başınıza mesleğinizden dolayı böyle şeyler gelmemiş olabilir ama biz sıradan insanların başına gelmekte. benim saflıktan dolayı yapmadıklarımı saymak benim moralimi azaltır, tutunabileceğim konuları açmak , bu konularda detaya girmek hem moralimi hem de umudumu artırır.
umudumu artıracak fikirlerin bu foruma yazılması dileğiyle.
selamlar
özcan özalp
|
Av.Abbas Bilgili |
Sayın Özalp;
Sıkıntınızı ve sorununuzu gayet iyi anlıyorum. Gerçekten de insanın hem haklı olup, hemde haksız çıkması tabi ki insanı üzer ve adalete güven kalmaz. Para alacaklarında ispat; ancak alacaklının imzasını taşıyan bir belge ile olur. İşçi alacaklarında da bu böyledir. Ama bizim ülkemizde çok yaygın bir uygulama olarak kayıt dışı işlemler vardır. Kayıt dışı işçi çalıştıtmak da bunun bir başka boyutudur. Ben kayıt dışı işçi çalıştıranları da kınamak istemiyorum. Çünkü sistem insanları kayıt dışılığa yönlendiriyor. İşçi çalıştırmanın vergi ve sigorta ile ilgili ağır yükünü bildiğimden bu insanları da mazur görüyorum. Sistem, şayet kaldırılıabilir makul bir yük getirse bir çok kişi kayıt dışı işçisini kayıt altına alacaktır eminim. Ama bizdeki bir çok küçük işyerlerinde kayıtlı (sigortalı) işçisine dahi imzasız ödeme yapan işverenler var. İmzasıız ödeme yapmak borcu urtadan kaldırmaz. ücretini alan kötü niyetli işçi ileride bunları tekrar alabilir. Bu duruma düşmemek için mümkün olduğunca kayıtlı iş yapmak gerekir.
Para alacaklarının tanıkla ispatı mümkün olsaydı durum daha kötü olurdu. Çünkü, piyasada bol miktarda bulunan yalancı tanıklarla bir çok insan borç altına sokulabilirdi. Bu nedenle para ödemelerinde tanığın geçersiz olması isabetli ve evrensel bir düzenlemedir. Saygı ve selamlarımla. |
ozalp |
bugün karşılıklı biraraya geldik, oturduk konuştuk ve aramızda anlaştık, karşılıklı alacak ve borcumuz olmadığı konusunda birbirimizi ibra ettik, bitti çok şükür bitti.
abbas bey ve berrin hanım, sizlere yardımlarınızdan dolayı teşekkür ediyorum.
hiçkimsenin de haklı iken haksız duruma düşmemesini/düşürülmemesini diliyorum. anlaşılan hukuksal durumlara karşı daha hassas ve dikkatli olmak ve tedbiri elden bırakmamak gerekli.
sorunsuz günler dileğiyle
|
AKOZ |
sn abbas bey aynı sorunun bir başkası da bizim başımızda
yalnız roller değişik
eşim bir şirkette 17 yıldır görev yapıyor 1996 yılında girdi çıktı yapılmış
bu arada da ufak bir şirket o da ne bordro ne de izinlerine ilişkin bir belge imzalamış.
bu arada da maaşları hala asgari ücret görünüyor.
bir nedenden dolayı dava açmak istedik yanlız görüştüğümüz meslektaşınız özellikle gerçek maaşı için bir tanığın olması yolunda
üstüne basarak durdular.
şimdi yazılarınızı okuyorum da ücretler konusunda tanığın değil de belgelerin geçerli olduğunu beyan ediyorsunuz.
şimdi ben şunu öğrenmek istiyorum. Bu sektöründe bağlı bulunduğu esnaf odası bulunmakta . aynı iş yerinde 17 yıllık bir kişinin ücretini bu odalardan belirlenemiyor mu
sonuçta 17 yıl asgari ücretle çalışılmaz diye düşünüyorum.
ve de ben görüştüğümüz avukata da bunu beyan ettiğim halde tanık konusunda ısrarlı.
sizce ben ne yapmalıyım. tanık dediğiniz kişiye ne kadar güvenebilirsiniz. sonuçta para kimde ise tanık o olur diye düşünüyorum geçmiş tecrübelerimden
bu konuda bana yardımcı olabilirmisiniz sizce ben ne yapmalıyım hangi yönde hareket etmeliyim.
şimdiden teşekkürler kolay gelsin
|
Av.Abbas Bilgili |
Sayın AKOZ tekrar merhaba;
Öncelikle şunu belirteyim ki Sayın ozalp'ın sorunu ile sizinki farklı. Onun sorunu; ücretin ödenip ödenmediği konusunda idi. Sizinki ise ücretin miktarı konusunda.
1) Ücretin ödenip ödenmediğ konusu tanıkla ispat edilemez. Bu konudaki tanık beyanlarına mahkemeler itibar edemez. Ücretin ödenip ödenmediğ konusu ancak alacaklı işçinin imzasını taşıyan ücret bordrosu (veya yine işçinin imzasını taşıyan başka bir belge) ile kanıtlanması gerelkir: Ya da işçinin banka hesabına yatırıldığının kanıtlanması gerekir. Ayrıca bu husustaki kanıtlama yükü de işverene iattir. İşçi ücret almadığını iddia eder; işveren de bunun ödendiğini az önce belirttiğmiz ispat vasıtaları ile ispatlamak yükü altındadır.
2) Sizin konunuz ise ücretin miktarı ile ilgili olduğundan, bu konudaki ispat vasıtaları farklıdır. Ücretin miktarı konusunda davacı ile davalı (yani işçi ile işveren) arasında anlaşmazlık varsa ücretin miktarının ne olduğu konusunda tanık dinlenebilir ve bu konudaki tanık beyanları inandırıcı gelirse bu beyanlara itibar edilebilir. Ancak; uygulamada işçinin tanıkları işçinin lehine, işverenin tanıkları da işverenin lehine konuştukları için bu tanıkların beyanlarına göre konuyu çözmek zordur. Tanıkların taraflara yakınlığı, akrabalık durumu, işverenini yanında çalışmaya devam ediyor olmaları, işverene karşı kendilerinin de davalarının olması gibi durumlar yargıç tarafından dikkate alınmalıdır. Fakat esasen; ücret konusunda taraflar arasında anlaşmazlık durumunda; Yargıtay'ın benimsediği görüşe göre, sektöre göre ilgili meslek odasına sorularak işçinin kıdem durumu, kalifiye olup olmama durumu, usta vs durumları da belirttilerek bu durumdaki bir işçinin ücretinin ne olması gerektiğinin sorulmasını istemektedir. Bu konuda Yargıtay'ın çok sayıda kararı vardır. Örneğin, kalifiye bir işçinin ücretinin asgari ücret olamayacağından bunun meslek odasından sorulmasını istemiştir. Yine bir başka kararda; 9 yıllık bir işçinin asgari ücretle çalışması olağan bir durum olmadığından ilgili meslek odasından sorulsun demiştir.
Benim de şu anda önümda olan iki davada benzer sorun var. Benim müvekkilim bir tekstil fabrikasında bölüm müdürü ve maaşı 1450 YTL olmasına rağmen; işveren asgari ücretli göstermiş, biz de sanayi odasından veya tekstille ilgili meslek kuruluşlarından bir bölüm müdürünün ne olması gerektiğinin sorulmasını istedik. Yine bir televizyonda genel yayın yönetmeni olan müvekkilimizin maaşının ne olması gerektiğini de gazteciler cemiyetinden sorulmasını istedik. Davalar devam ediyor. Yargıtay'ın görüşü bu yöndedir. Siz de ücretin miktarının ne olduğu konusunda hem tanık gösterebilir ve hem de ilgili meslek odasından sorulmasını isteyebilirsiniz. Zaten bu konuda tecrübeli olan bir hakim siz istemeseniz de bunu meslek odasından sorar. Selamlar. |
murat21021 |
Sn. ÖZALP,
Olayınız ilgimi çektiği için bir hukuksever olarak müdahil olmak istedim. Konu baştan itibaren "kayıt dışılık" ve bu kayıt dışılık çerçevesinde sizin mağduriyetiniz olarak gelişiyor. Peki, bu kayıt dışılığın acaba #8220;sizin#8221; lehinize sonuçları olup/olmayacağını acaba hiç değerlendirdiniz mi? Şöyle ki, anlaşmazlık içerisinde olduğunuz işçi ile aranızda karşılıklı imza edilmiş yazılı bir iş akdi (sözleşme), hatta ücret belirten nitelikte bir belge var mı? Diğer bir anlatımla, söz konusu şahsın sizin emrinizde çalışan bir işçiniz olduğuna dair bir belge var mı? Durumu bilmiyorum, ama kanımca, bu denli bir kayıt dışılık içerisinde böyle bir belgeninde ortalıkta (özellikle işçinizin elinde) olmadığını düşünüyorum. Gerçi, işçinizin telefonla arayıp #8220;iş akdini haklı nedenlerle#8221; feshettiğini belirtiyorsunuz. Adı geçen bu akit şifaen mi yapıldı, yoksa bir belgesi var mı?
İşçiniz ile olan hukuki ilişkilerinizden doğan tüm belgeleri sorgulamanız gerekiyor. Bu yönden bakıldığında akla gelen, bahsetmiş olduğunuz işçinize yapmış olduğunuz vergi iadesi ödemeleridir. Bu ödemeleri nasıl yaptınız? Elden mi? Bir belgesi var mı? İşçinizden aldığnız fiş ve faturaları ne yaptınız? Bunları işçiniz adına devletin mali birimlerine teslim edememiş olmanız gerekir diye düşünüyorum.
Tüm bu gözden geçirmeleri yaptıktan sonra eğer işçiniz ile aranızda hukuki bir rabıtanın kurulamayacağı esası ortaya çıkarsa; işçiniz, namevcut bir akde dayanarak ödenmemiş eski maaşlarına dair sizi borçlandıramamalıdır.
Bir kişiye vergi iadesi niyetiyle para ödemiş olmak da, o kişinin ne derece sizin #8220;ücretli çalışanınız#8221; olduğunu ispatlar nitelikte olduğu da ayrı bir hukuki tartışma konusudur.
İşçinizin size açtığı davanın maddi boyutunu da göz önüne alarak #8220;mücadeleci#8221; bir avukatla sonucun lehinize çıkması şansı var.
Unutulmamalıdır ki, hakim kararları kanunlar çerçevesinde şekil bulur. Ancak, iyi bir avukatın kanuni boşlukları iyi kullanan politik tezleri ile başta görünenden farklı sonuçlara ulaşılabilir. Sizin anlatımınızla kötü niyetli olduğu görülen işçiniz için sizin de iyi niyetli olmanız beklenemez.
Selamlar.
|
ozalp |
Sayın Murat21021,
geç cevapladığım için kusuruma bakmayın. ilgilenmiş ve detaylı bir mesaj yazmışsınız, teşekkür ederim.
benim atladığım bir konu yanlış anlaşılmış, herkes tarafından. sözkonusu çalışanımız kayıtlı bir çalışandı, ssksı ve vergileri sürekli ödeniyordu. kayıtdışı olan ise tanık göstermek istediğimiz diğer çalışanımızdı. yani arada resmi bir bağ mevcuttu.
şu anda sorun çözülmüş durumda; zaten önceki mesajımda da bildirmiştim.
quote:bugün karşılıklı biraraya geldik, oturduk konuştuk ve aramızda anlaştık, karşılıklı alacak ve borcumuz olmadığı konusunda birbirimizi ibra ettik, bitti çok şükür bitti.
abbas bey ve berrin hanım, sizlere yardımlarınızdan dolayı teşekkür ediyorum.
hiçkimsenin de haklı iken haksız duruma düşmemesini/düşürülmemesini diliyorum. anlaşılan hukuksal durumlara karşı daha hassas ve dikkatli olmak ve tedbiri elden bırakmamak gerekli.
sorunsuz günler dileğiyle
Ekleyen: ozalp - 28/04/2006 : 20:48:24
|
teşekkürler
|
Bugünün tarihi: 03/05/2025 09:07:34 |