| İş bıraktırma |
| cansen |
5 yıldır bir tekstil firmasında imalat müdürü olarak çalışıyordum.Mesai çıkış saatlerim düzenli değildi. Normalde mesai 18:00 de biterken zaman zaman bu süreler saat 9- 10- 11- 12 yi bulduğu halde fazla mesai ücreti almak şöyle dursun hiç takdir edilmedim.
O akşam (31 mart) saat 20:30 da patrona çıkmak istediğimi bildirdiğimde nereye gidiyorsun gibi bir tavırla karşılaştım. Bu tavrı genelde takınır ertesi güne yansıtırdı, kapris yapardı.
Patronun çıkış saatini hep kollamam gerekirdi.
Fabrika bekçilerinin tuttuğu kayıtlardan her gün ortalama 10-12 saat fabrikada kaldığım tespit edilebilir.
Cumartesi yarım gün olmasına rağmen tam gün çalışıyordum patron çıkmadan yine çıkmamaya gayret etmişimdir.
Son gün yine böyle bir tavırla karşılaştığımda iyi akşamlar diyerek çıktım. Dur dedi ama durmadım. Ertesi sabah işe gittiğimde (benim çıkışımdan sonra muhasebe ve fabrika müdürü evlerinden çağrılarak bildirilmiş )
işime son verildiğini bütün haklarımı alacağımı bildirerek işletmeye girmem ve bilgisayarımı açmam engellendi.
Özel eşyalarımı toplayıp çıktım. Bana bir hafta geçmesine rağmen hiçbir bilgi verilmedi.
Muhasebe müdürünü aradım bilgi istedim ,net cevap veremedi.
Bugün15. gün 1 nisanda işime son verilmiş iken iş bırakma bildirim süresi dolduğu için 4 nisanı çıkış tarihi göstermişler. Çıkış sebebi olarakta iş kanunun 25/II-h maddesi belirtilmiş. Bu maddenin tazminat alımına engel olduğunu öğrendim. İhbar ve tazminatın resmi bordro üzerinden hesaplanıp verileceği söylendi.
- Fabrikada 140 kişi çalışmaktadır.
- Sendika yoktur
- Gerçek maaş ile bordro arasında fark vardır. (elden zarfla her ay düzenli fazla para almaktaydım) halen diğer arkadaşlarında aldıklarını biliyorum. Ama ispat etmek zor.
Diğerlerinin konuşacağını sanmıyorum.
17 nisan pazartesi günü işten ayrılma belgesini imzalamak üzere çağrıldım. Art niyet seziyorum. İşten ayrılmam için gösterilen gerekçenin haksız olduğunu düşünüyorum. işyeri ile yazılı bir sözleşme hiç yapılmadı.
ne yapmamı önerirsiniz.
Bilgilendirirseniz sevinirim.. |
| Av.Abbas Bilgili |
Ertesi sabah işe gittiğinizi ve işe başlatılmadığınızı bazı arkadaşlarınızı tanık göstererek ileri sürebilirsiniz. İşveren büyük ihtimalle size yazılı olarak fesih bildiriminde bulunacaktır. Bu fesih yazısında 25/II-h maddesi gerekçe gösterilmiş ise; bunu da sizin açacağınız davada kanıtlaması gerekir. Bu madde; "göreviniz size hatırlatıldığı halde yapmamakta ısrar etmeniz"dir. Ancak, sizin anlatımınıza göre işverenin bu maddede şansı zayıftır. Çünkü, bu konuda size yazılı olarak görevinizi yapmıyorsunuz diye bir kaç defa uyarlmış olmanız gerekir. Böyle bir uayrı olduğunu zannetmiyorum. Sizin öncelikle işe iade davası açmanızı öneririm. Bu davadan sonra da (davayı kazanır da işe başlatılmazsanız) ihbar ve kıdem tazminatları için alacak davası açmanız gerekir. Bu işleri iş hukukundan anlayan bir avukatla yürütürseniz daha iyi olur. Selamlar. |
| cansen |
Merhaba Sayın Bilgili. Açıklamanız için teşekkür ederim.
Ancak benim o işyerine geri dönme gibi bir niyetim yok. ama haklarımı kazanabilmek adına gerekli ise bilmiyorum.
bugün patronla telde görüştük. 5 yıllık emeğimin karşılığı olarak böyle bir davranışı haketmediğimi
bu madde ile işten uzaklaştırlıyorsam eğer, işsizlik sigortası ve tazminat alamayacağımı dolayısıyla imzalamayacağımı belirttim. Bizi ne kadar zarara uğrattığını biliyor musun diye yanıt aldım.
sen bilirsin dedi.. tazminat vermeye niyetli değil gibi..
işe ben gitmemezlik yapmadım sonuçta içeri almayan onlar ,
ben işimi hiç savsaklamadığımı biliyorum en azından.
bırakın yazılı, sözlü hiç eleştiride getirilmedi bu güne kadar.
ustabaşları ve tüm işçiler arkamdan ağlamışlar.
* onların kaprisi dışında ben kendi işimmiş gibi sarılmışımdır hep.
ne yapmamı önerirsiniz.
Çorlu da önereceğiniz avukat var mı? |
| Av.Abbas Bilgili |
Avukat ismi öneremem. Zaten Çorlu'da tanıdığım da yok. Ancak, işe iade veya alacak (kıdem ve ihbar tazminatı için) davası açmanızı öneririm. Kazanma şansınız yüksek. selamlar. |
