Başak Şahin |
Özellikle biz öğrenciler bazı kanunları okuduğumuzda cinnet geçiririz.Günümüzden 70-80 yıl öncesinde kullanılan,şu an ki hayatımızda hiç duymadığımız,karşılaşmadığımız,geçerliliğini yitirmiş kelimelerden oluşmuş bir kanun maddesini okuyup anlayamadığımızda(özellikle ilk senelerde) asla bunları öğrenemeyeceğimizi düşündüğümüz çok olmuştur.Neden bunlar anlayabileceğimiz dilde yazılmamış diye isyan ederiz;kanunları normal(hukukçu olmayan,hukukla alakası olmayan) insanların anlayabilmesi,öğrenebilmesi,dolayısıyla hakkını arayabilmesi için anlaşılır bir dilde olmasını savunuruz.
Evet,sonunda kanunlarımız teker teker elden geçiriliyor,birkaç ufak yeni düzenleme yapılıyor ve daha çok Türkçeleştiriliyor.Fakat ben kanunların,normal sokak dilinden farklı olarak,daha özgün,daha ahenkli,daha farklı bir tarzda yazılmasından yanayım,özellikle Türk hukukunun bazı terimleri var ki,değiştirilen kanunlarımızda karşılıkları olarak kullanılan kelimelerin kanunlarımıza yakışmadığı kanaatindeyim.Mütemmim cüz,beyyine külfeti,nesep,meşru müdafaa,şufa,iştira vb daha binlerce kelimeye,terime hukukçular çok alıştı,hatta tahmin ediyorum ki kanunlardan çıksa bile hukukçuların lügatından çıkmayacaktır bunlar...
Kanunlar Türkçeleştirilsin,insanların anlayabileceği bir hale getirilsin,bazıları gerçekten dilimizden tamamen silinmiş,yok olmuş kelimelerden oluşmakta;ancak bu sadeleştirme yapılırken basitleştirilmesin,alelade bir metin,makale,hikaye gibi olmasın düşüncesindeyim.
Siz hukukçular ne dersiniz? |