magnolia |
Merhabalar,
Bugün sonuçlanan bir davada ilginç bir karar çıkmış durumdadır. Davayı açan koca, davalı olan kadının evlilik birliğinin başlangıcı itibariyle evinde bulunmadığını, 3 yıllık evlilik süresince ailesinin yanında ikamet ettiğini, eve geldiği geçici süreler içerisinde de ailesiyle beraber geldiğini, bir evlilik birliğinin kurulmadığını iddia etmiştir. Davalı kadın ise cevaben, babasının hasta olması nedeniyle ona baktığını, eşinin onu zaten hiç çalıştırmadığını (üniversite mezunu olan kadın, mezun olduktan 7 sene sonra evlenmiştir ve bu süre içerisinde hiçbir yerde çalışmamıştır), eve gelmesini istemediğini, kendisinin yolladığını belirtmiştir. Her iki tarafta ısrarla boşanmak istediklerini tüm celselerde vurgulamış, fakat birbirlerinden tazminat talebinde bulunduklarını beyan etmişlerdir. Davacı olan koca, eşinin kendisinin çalışmak istemediğini, ona iş aradığını şahitlerle, evde bulunmadığını da şahitlerle, kocanın ailesine hakaret ettiğini yine şahitlerle ispatlamıştır. Bunun dışında maddi olarak büyük sıkıntı içinde olduğunu, nafaka ve tazminat ödeyemeyeceğini de yine belgelerle ispatlamıştır. Arada çocuk yoktur, kadın zaten maddi durumu iyi olan ailesiyle beraber yaşamaktadır.
Şimdi, her iki tarafta boşanmak isterken, şahitlerde dinlenmişken, 3.celsenin sonunda hakim hiçbir gerekçe göstermeden davayı reddetmiştir. Temyiz yolu açıktır. Ancak iki tarafında boşanmak istemesi davanın red ile sonuçlanmasını anlamsız kılmaz mıdır? Bunun dışında davacı olan kocanın kararı temyize götürmesi ona ne gibi fayda sağlar veya ne gibi dezavantajları olabilir (tazminat ve nafaka açısından)? Kararı temyize davalı olan kadın götürürse sonuç ne olabilir? Yargıtayın kararı davayı yeniden görülmek üzere geri göndermek mi olabilir yoksa farklı bir karar mı çıkar (yargıtayda temyiz aşamasında neler olduğunu bilmediğimiz için soruyorum)? Davayı yeniden görülmek üzere geri gönderirse hakim yine aynı hakim mi olur yoksa değişir mi?
Yardımlarınız için teşekkür ederim, bu konu hayati derecede önemli bizim için... |