Oğuz Özgüldür |
Genç kütüphanede oturuyordu, birinin yaklaştığını hissetti ama dikkat etmedi. Daha sonra o kişinin başında dikildiğini anlayınca kafasını kaldırdı. Bir anda içini o çok güzel duygular sardı, gülümsemekten kendini alamadı:
- Gelmeyeceğim diyordun?[:)]
--- Sınıfa çıkıcaktım, bizim kızlar gelme gelme dediler ben de girmedim derse.
- İyi etmişsin boşver, zaten kitaptan aynen okuyor.
--- Ne çalışıyorsun?
- Roma...
--- Ayyy, tamam peki.
Düşündü kendi kendine, lanet etti! Niye "Gel beraber çalışalım." demedi ki? Aklına geldi dün geceki konuşma, hiçbir şeyin olmayacağına dair olan... "Neden?" diye düşünmekten alamadı kendini. "Neden izin vermiyor?" Her konuşmada bir kaçış, bir isteksizlik. Evet hiçbir şey zorla olmaz; ama genç kız da zaten her şeyin rastgele olmadığını söylemişti. Hep güzel birşeylerin umuduyla vakit geçirmek istedi, hep reddedildi. Sebepse aynıydı: Sonuca gitmeyecek bu yakınlaşma yanlış bir eylem olurdu... Peki neden? Neden tek bir kez olsun aşk için, sevgi için geçmişte iki tarafın da başka kişilerden aldığı yaralar sarılmaya uğraşılamazdı? Neden kaçış? Nereye?
Oysa her şey itiraf edilirken ne kadar güzeldi... Tek bir cümleyle değil, kelimelerin kalabalığıyla dans edilirken ne kadar güzeldi her şey. Sonra olayın kopartılma çabalarına rağmen çok uğraştı. Reddedileceğini bilse bile defalarca vakit geçirmek istedi. Hep uğraştı, hep çabaladı birşeylerin olması için. 1 aydır her türlü tersliğe rağmen yılmadı...
Yıprandığı son ilişkisinde hayatında o zamana kadar en çok sevdiği kız aldatmıştı onu. Bitkindi, yıpranmıştı. Artık hayata tamamen politik bir oyun olarak bakıyordu. Kızlarsa bu oynun en Makyavelist politikacılarıydı. Derken çok ilintisiz bir konumdan o geldi... Herkese karşı olan mesafe onda aranmadı. Politika yoktu, oyun oynadığına inanmadı. Dürüstlüğüne, karakterine saygı duydu. Dünya yavaş yavaş değişiyordu, kızların hepsinin kötü olduğu inancı yavaş yavaş siliniyordu. Evet, artık genç anlıyordu... Bu, aşktı.
Genç bunları anladığında bir şeyi daha anladı: Kız gerçekten istemedikçe, ona cesaret vermekten tutun da geri kalan hiçbir şeyi yapamazdı. Önce kız istemeli, izin vermeliydi...
Dünyayı kadınlar yönetiyordu... |