Hukuki.NET


03/05/2025  Eski forum arşivi bölümü

Hukuksal Tartışmalar




 


Forum:
Aldatilmayi Affedermisiniz?
mavrick Sevqilinizi cok seviyorsunuz,o da sizi cok seviyor fakat bi esekliK etti ve sizi aldatti.. Sonra cok pisman oldu Af diledi.. Affeder misiniz?
Nilgül Saraç 1 kere aldatan hep aldatır. Ama marifetliyse bir daha aynı hataya düşmez ve karda yürüyüp izini belli etmez . [}:)]
Aslı Yurtlu Bir kere affetmek ona "hadi beni yine aldat demektir." Karda yürümese bile, elbet bir yerde bir iz bırakacaktır. O kadar akıllı olsaydı, sevdiğini aptal yerine koymazdı.[:p]
Av.Ömer Faruk Daş Önce kendimi sorgularım beni aldatmasında benim bir payım varmı diye.Ben nerde hata yaptım benim eksikliğim nedir.Hangi ihtiyacını krşılayamadım.Eğer değerlendirmem benimde bu işte hatamın olduğu gösterirse affederim.Yoksa affetmem.
Nilgül Saraç Sevgili hemşerin önerdiğin bu yolla bence sen madura biraz düşün ve eşini/sevgilini sen zeytin yağı gibi üste çıkar diyorsun. Olacak iş mi bu[?]
Av.Esin Kılıç Erdoğan Bu tip soruların, siyah-beyaz, evet-hayır gibi yanıtları yoktur. Yanıt, bizzat yaşayarak verilir.
Av.Dilek Kuzulu Yüksel Bir gün Napolyon düşman askerlerinden kaçarken, bir bakkal dükkânına girmiş. Bakkala hemen kendisini saklamasını emretmiş. Bakkal da Napolyonu müsait bir yere saklayıp, biraz sonra gelen düşmanları da "Az evvel biri koşarak şu tarafa kaçtı." diye savuştur­muş. Nihayet biraz sonra Napolyon'un muhafızları yetişmişler. Bakkal ömründe bir daha karşılaşamayacağı Napolyon'a sormuş: "Efendim, af buyurun ama merak ettim, ölümle bu denli burun buruna gelmek nasıl bir duygu?" Napolyon birden öfkelenmiş. "Sen kim oluyorsun da benimle böyle dalga geçercesine konuşabiliyorsun?" diye bağırmış. Hemen askerlerine, adamcağızı kurşuna dizmelerini emretmiş. Askerler bakkalın gözünü bağlayıp karşısına dizilmişler. Mermiler namlulara sürülmüş, artık "ateş" emri verilecek... Adamcağız içinden "Ah, ne yaptın sen? Şimdi ölüp gideceksin" diye düşünürken,arkadan bir çift el uzanmış, gözündeki bağı açmış.Karşısında Napolyon varmış. Tek cümleyle cevaplamış Napolyon: "İşte böyle bir duygu!" "Yaşayarak öğrenmek, bedeli en yüksek öğrenme biçimidir" Hiç kimsenin böyle bir deneyimi yaşayarak edinmemesi dileğiyle...
alisinkay Sevginin ölçütü nedir. Sevgi karşılıklı mıdır. Karşındaki insanın seni sevip sevmemesi sevgiyi değiştirir mi, yada azaltır mı? Sevmekten hiçbir zaman pişman olmadım Çünkü sana sahip olmayı hiç düşünmedim İnsanı pişmanlık duygusuna sürükleyen Hep o sahiplenme duygusudur Ben seni çıkarsız Senin beni sevip sevmediğini hiç düşünmeden Herşey ALLAH'a aittir diyerek Sevmeyi servet bilerek sevdim sevdim sevdim Unutmayın AŞkın Gözü Kördür Uzun zaman önce, dünya yaratılmadan, insanlar dünyaya ayak basmadan önce, iyi huylar ve kötü huylar ne yapacaklarını bilemez vaziyette dolanıyorlarmış. Bir gün, toplanmışlar ve her zamankinden daha sıkkın oturuyorlarken, Saflık, ortaya bir fikir atmış: "Neden saklambaç oynamıyoruz?" Ve hepsi bu fikri beğenmiş.Çılgınlık, bağırmış: "Ben ebe olmak ve saymak istiyorum, ben ebe olmak istiyorum!" ve başka hiç kimse Çılgınlık'ı arayacak kadar, çıldırmadığı için, Çılgınlık bir ağaca yaslanmış ve saymaya başlamış, 1, 2, 3 ....Ve Çılgınlık saydıkça, iyi huylarla kötü huylar saklanacak yer aramışlar. Şefkat, Ay'ın boynuzuna asılmış; İhanet, çöp yığınının içine girmiş; Sevgi, bulutlarin arasına kıvrılmış; Yalan, bir taşın altına saklanacağını söylemiş ama yalan söylemiş çünkü gölün dibine saklanmış; Tutku, dünyanın merkezine gitmis; Para Hırsı, bir çuvalın içine girerken çuvalı yırtmış. BVe Çılgınlık saymaya devam etmiş, 79, 80, 81, 82....Aşk'ın dışında, bütün iyi huylar ve kotu huylar o ana kadar zaten saklanmış, Aşk, kararsız olduğu gibi, nereye saklanacagını da bilmiyormuş.. Bu bizi şasırtmamalı çünkü hepimiz Aşk'ı saklamanın ne kadar zor olduğunu biliriz. Ve Çılgınlık 95, 96, 97... ya gelmiş ve 100'e vardığı anda, Aşk, sıçrayıp güllerin arasına girmiş ve saklanmış. Ve Çılgınlık bağırmış "Sağım solum sobedir, geliyorum!", ve arkasını döndüğünde, ilk önce Tembellik'i görmüş, O ayaktaymış çünkü saklanacak kadar enerjisi yokmuş. sonra Şefkat'i ayın boynuzunda görmüş, ve İhanet'i çöplerin arasında, Sevgi'yi bulutların arasında, Yalan'ı gölün dibinde, ve Tutku'yu dünyanın merkezinde, hepsini birer birer bulmuş, sadece biri hariç. Ve Çılgınlık umutsuzluğa kapılmış, en son saklı kişiyi bulamamış, derken Haset, bulunamadığı için haset duyarak, Çılgınlık'ın kulağına fısıldamış: "Aşk'ı bulamıyorsun, O güllerin arasında saklanıyor." Ve Çılgınlık, çatal şeklinde tahta bir sopa almış, ve güllerin arasına çılgınca saplamış, saplamış, saplamış, ta ki yürek burkan bir haykırma onu durdurana kadar. Ve haykırıştan sonra, Aşk, elleriyle yüzünü kapayarak ortaya çıkmış ve parmaklarının arasından iki sicim gibi kan akıyormuş, gözlerinden. Çılgınlık, Aşk'ı bulmak için heyecandan Aşk'ın gözlerini çatal sopa ile kör etmiş. "Ne yaptım ben? Ne yaptım ben? Diye bağırmış. "Seni kör ettim. Nasıl onarabilirim?" Ve Aşk, cevap vermiş, "Gözlerimi geri veremezsin. Ama benim için bir şey yapmak istersen, benim kılavuzum olabilirsin." Ve o günden beri, "Aşkın gözü kördür ve her zaman Çılgınlık yanındadır..."
commodore1tr İyi benim gibi düşünen iki kişi daha varmış... Ben onların kim olduğunu tahmin ediyorum . Zaman zaman düşünürüm boşanma davalarını bir biriyle oyun oynar gibi günübirlik aşk yaşayanları ( Aşkın da en adi tanımı bu olsa gerek aşk yaşıyorlar aslında ne yaşadıklarını herkes bilir .. ama gariptir hala kullanılıyor ) ve aslında görürümkü gerçekte aralarında ne aşk ne sevgi ne saygı vardır. Garip bir birlikteliğin artık dayanılmazlığa gelmesidir. Düşünürüm deli gibi aşık olup evlendiğim birinden ayrılırmıyım diye ( bekara karı boşamak hiçte kolay değilmiş... ) ve aklıma tek olay gelir ALDATMAK Aldatmanın dönüşü yoktur. Bir anlık zevk bir tutku uğruna aşkınızın devgiyle sarmalandığı anladığınız birisini o an yok saymanız demektir ki bunun dönüşü olmaz olamaz... Sayın Av.Ömer Faruk Daş' a tüm zorlamama rağmen katılamadım . Bende olan bir hatadan dolayı beni aldatacak kişi baştan bendeki hatayı benle konuşmalıdır. Eğer ben hatalıysam o an kabul ederim ve düzeltmeye çalışırım ' Aldattım çünkü sende şöyle bir hata var' demek hatayı daha büyük bir hatayla örtüştürmek demektir. Kaldı ki bu mantık düz mantık olarak bakıldığında suç ve cezayıda ortadan kaldırır. Hatam varsa dayak yemem normal çok hata yaptım beni öldürmesi normale kadar gider bu mantık... Eğer tabii benim kusurum dışarda başka kadınlarla fink atmak nerede akşam orada sabah eğlenmekse ya ar damarı olmayan bir ilişkidir bir iki üç hiç farketmez devam eder gideriz yada orada zaten biter... Aslında aldatma tek taraflı bir eğlemdir ve sanıldığı gibi karşı tarafı değil kendini aldatmaktan öteye geçmeyen bir eylem.. Karda yürüyüp izini belli etse ne olur etmese ne olur ? Aslında iz kendi içerisindedir. Kaldıki kişilerin aldatması için birbirlerini inanınki evli olmalarıda gerekmez birbirlerine karşı yükümlülüğünü yerine tam getirmeyen 'seni ilgilendirmez' 'karışma' demeye başlayan tarafta aldatmanın yanı başındaki kapının eşiğindedir. Çok duygusal olarakta olaya baksak ki ben öyle birisi olduğum yönünde hep acımasızca eleştirilirim.. Aldatma olgusu araya girince akl bir şekilde kalbi bastırır acıtır ama bastırır gözünde yaşarır ruhunda kararır ama bitmiştir... Aldatma hırsızlık gibidir bir lirada bir bin lirada birdir. Hüzünün uzun sürmesinin nedeni ise çok yakın gibi görülsede dünyanın en uzak iki mesafesi beyin ile kalp arasıdır. O yüzden hata çok yapılır... Sevgli alisinkay kardeşimin dediği sevgi ise apayrıdır. Sevgi ile aldatma eş konumda gündeme gelmez. SEvginin ölçütü yoktur. türleri vardır ama konumuz o değildir ama normalde sevgi şartsız bir sevgidir. Karşındakinin seni sevip sevmemesi sevgiyi etkilemez ama aşkı etkiler sevgi tek başına yaşanabilir ama aşk daima iki kişiliktir. Karşı tarafın bu aşktan haberi yoksa ona aşk değil karasevda denir. ( bir psikolog sosyolog gibi sallıyorum ama karışmayın bana başladım bir kere ) Karasevdalı kişi kendisini aşık olarak tanımlasada aşkın ruhuna terstir bu durum ononki tek taraflı anormal bir sevgidir. En garibi ve olamayacak durum ise bir arkadaş bir aşık olma olayıdır ki o çok ilginç bir durumdur. tersinin doğru olmasına karşın arkadaşlıktan aşka dönüş öbürü biraz anomalidir. Zaten sorudada aldatma ' bir eşeklik ' olarak betimlenmiş bu açıdanda bakarsak bir eşeğe aşık olmak onu çok sevmek normal değildir buda hastalıktır. Unutulmamalıdır ki eşek yükünü tuttukça yol alır... Dolayısı ile burada aldatılan aldatanın yükünü tutarak yol almasını sağlamak durumundadır. Eşekle eşek olmak akıllı bir iş değildir. Ha işin birde Gönül ferman Dinlemiyor' kısmı vardır ki aldatma husule geldiğinde asıl doğru olan karşı tarafın gönlünde başka fermanların olduğu olgusudur. YOKKK sarhoşluk bir anlık etkilenmeden yada şarkıdaki gibi istemedne aldatma olmuşsa bir daha olmayacağının garantidi zaten olmadığı içinde bellidir ki bu durumda da yüreğine taş basmak pahasına ayrılmak en iyisidir... Aşkın gözü gerçekten kördür insana yapacağı akıllı işleri unutturur yapmaması gerekn herşeyi yaptırır bunuda kılavuzu çılgınlık sebep olur ama unutulmamalıdır ki kılavuzu karga olanın burnuda bazı yerlerden çıkmaz onun için burnumu oradan çıkarmam aşkımada devam ederim diyenlere lafımız yok ama temel esas aşkın iki kişilik olduğu ve kılavuz olan çılgınlığında bu iki kişi arasında yaşanmasıdır. Bana aşıksın başkasıyla yatarak çılgınlık yapıyorsan ortada bir garip aaşk üçgeni vardır denebilirki bu durumda okeyde olduğu gibi bir dördüncü bulup aşka o dördüncüyle devam etmek evladır... Sayın Av.Esin Kılıç Erdoğan ın dediği ise mutlaka yukarıda bir yerde yanıtını bulacaktır. Umarım ve ümit ederim ki yaşayacağınız aşk gerçek aşk olsun ve aldatmasız mutlu olsun ama bir arkadaş tavsiyesi abi kardeş te sayabilirsiniz eğer aldatma varsa yol yakınken dönmek en akıllı olan olay ama unutmayın genelde akıllı olan olaylar icrası zor olaylardır burada da ciddi yürek acısı beyin savaşı vardır. Aynı zararlı olan her şeyin lezzetli olması gibi.. Aldatılmadan mutlu günler dileğiyle..
emrahseral Bence de durumdan duruma değişir.... Yalnız bu arada minik bi tespitte bulundum sanki...sanki kadınlar eskisi gibi değil bu "aldatmayı mazur görmek" olayında...ya da bana mı öyle geliyor nedir...birisi "marifetliyse takılır, çaktırmaz" diğeri "yok olmaz" öbürüyse olayın durumdan duruma değişeceğini söylüyor...ama en azından "beyimdir yapar" tribi yok o iyi... Hoş, hukuki.net'teki "kadın" örnekleme grubu bu tespit için realistik değil gibi ama yine de "belirli bir sosyoekonomik seviyedeki Türk kadınlarının olaya bakışı" hakkında bir fikir vermesi açısından işe yarar. Neyse.
Av.Esin Kılıç Erdoğan Sevgili Beyler (Sn.Seral ve Sn.Commodore1tr), Yorumum, "duruma göre değişir"den ötedir. Kanımca, ister iki ucunda iki kişinin var olduğu bir paralel çizgi, ister bir üçgen, ister kare olsun, aşk söz konusu olduğunda, yaşamadıkça ve yaşatmadıkça, edilen tüm laflar, hariçten okunan gazelden ibarettir. Bunu ancak, yaşayan veya yaşatan yanıtlayabilir ki, bu yanıt da, siyah-beyaz gibi, herkesin üzerinde hem fikir olabileceği bir yanıt değildir.
Av.Dilek Kuzulu Yüksel Ben de duruma göre değişir diyenlerden değilim beylerrrr... [:)] Her ne kadar yaşamadan öğrenilmez konulu bir örnek vermiş isem de, bu aldatılmanın nasıl bir şey olduğunu yaşamadan bilemeyeceğimizi belirtmek içindi. Aldatılmayı affetmem, aldatıldım diye hatayı kendimde de aramam, hata varsa oturursun konuşursun, halledemedin mi, içinden çıkamadın mı, o zaman ayrılırsın, sonra da kim kimle beraber olacaksa olsun. En sinir olduğum da nedir biliyor musunuz? Misilleme, sen yaparsan ben de yaparım, böyle bir birliktelik/evlilikten ne beklersiniz yahu, ne yani karşılıklı aldatınca durum eşitlendi mi, bir dahaki aldatmaya kadar sorun yok mu... Neyse, ben de bugün biraz stres atmak istedim, mazur görünüz...[;)]
corpus iuris civilis aldatmanın çeşitli boyutları vardır sonucta bu aldatma cinsellikten ibaretse,tek gecelik bir cinsel tatminse çok saglam arada saf sevgi ve niteliğin bulundugu ilişkiyi yıkmamalı...yalnız bu aldatma duygusal paylasımların olduğu bir ilişki hatta aşk niteliğindeyse arada cinsellik olmasa bile affedilmemeli bence,asıl aldatma budur çünkü...
Aslı Yurtlu Asıl çok sağlam bir bağ, sevgi varsa arada, tek gecelikte olsa cinsel bir beraberlik affedilemez. Benim aklım almıyor bunu.."Çok seviyorum ama bir gece olur canım".Bumudur yani.. kimsenin bu kadarını kaldırabileceğini düşünmüyorum, hata kendisinde olsa dahi..
romantic Biraz da Nostalji, Geçmiş dönemde sayın commodore1tr zina adı altında bir forum açmıştı, o dönemde orada yayınladığım iletilerimi buldum ve şimdi biraz değiştirerek buraya tekrar ekliyorum, hani yaşayana sormak lazım denilmişti ya, İşte yaşayanın ağzından aldatılmanın acısı... *********************************************************** Madalyonun 2 yüzü var. Of of of herkes birşeyler yazmış, güzelde olmuş, aldatmakta sakınca görende var, görmeyende (başlarına gelmediği için olsa gerek !!!), Aldatılmayı yada aldatmayı savunanların, düşüncelerine saygı duyuyorum ama katılmıyorum neden derseniz çünkü aldatılanlar değil, aldatılmamış olanlar! varsayımlarla yazmış, (Sözüm aldatmayı ve aldatılmayı az buçukta olsa savunanlara,) Kadınlar evliliklerini kurtarmak amacı ile değil, sömürmek amacı ile boşanmıyor diyenler, İki kişi birbirini sevmiş aldatılan kaderine razı olsun diyenler, Sevenleri ayırmamak gerekir diyenler, Aldatılan suçu kendinde arasın diyenler, Aldatılıyorsa mutlaka geçerli bir sebep vardır diyenler, Yada seçimi baştan yanlış yapmış diyenler, (kavun ya bu koklayıp alacaksınız.) Eşim yapsaydı boşardım diyenler, (Ergen oğlana avrat boşaması kolay olur misali.) Özgür iradeden bahsedenler, Değil arkadaşlar hiçbiri değil, herşey beyinde, insanın vicdanında ve eğitimde başlayıp bitiyor, başına gelmeyen bilmez, inşallah hiçbirinizin başına gelmez, Evet tahmin edeceğiniz gibi ben aldatılanım, Sabah öpücüklerle, kucaklaşmalarla işe gönderdiğiniz ve dünyanın onun varlığı ile daha da güzel olduğunu düşündüğünüz, sevgi sözcükleri dudaklarından düşmeyen, günde en az 10 defa arayan vs. sevgili eşiniz, işim var deyip evden çıksa, gene sevgiyle uğurlasanız, dönmesini beklerken sizi bir şey dürtse ve ayaklarınız sizi tanıdık bir eve götürse, bu evde 3. bir şahısla yatakta yakalasanız, yukarıda yazdıklarınızın, savunduklarınızın arkasında olurmuydunuz acaba? O an ikisinide öldürmek istersiniz, insanoğlunun yapısında ne yazıkki vardır bu, ama iradeniz güçlüyse ki, o anda ne kadar kontrol altına alabilirsiniz bilemem? Zamanla atlatırsınız yada atlattığınızı sanırsınız, ağlama krizlerine girersiniz, güven denilen kavramın bir hiç olduğunu düşünmeye başlarsınız, 60 milyonun içinde kendinizi yapayalnız hissedersiniz, başınızı alıp uzaklara, kimsenin olmadığı yerlere gitmek isterseniz, yada o an ölmek. (En azından ben öyle düşünmüştüm) Etrafınızdaki arkadaşlarınızın, eşi aldatmış, tabiri caizse af buyurun, boynuzlamış demesi gururunuzu incitir? Ki mutlaka bir yada birkaç kişi bunu söyler, söylemesede hissettirir. İşyerinizde yapmanız gereken onca iş varken, sizi neden aldatmış olabileceği ile ilgili senaryolar kurup, kendinizi suçlarsınız, düşünmekten dosyalar birikir önünüzde yıllarca çalışıp, edindiğiniz kariyeriniz boş gelir size arkanıza bile bakmadan istifa edersiniz, çünkü boğulacak gibi olursunuz. Eviniz (home sweet home ) artık yuva değil, cehennemdir? Yüreğinizin taa en dibinde bir acı hissedersiniz, (hissettinizmi hiç?) Aşka saygım sonsuz, ama aşık olmak ayrıdır, gece gündüz herşeyi paylaştığınız eşinizin, bir başkası ile bedenini, duygularını paylaşması apayrı. Kişi eğer bir başkasına aşık olduysa, önce kendisine, sonrada aynı hayatı paylaştığı insana olan saygısını göstermeli, bir zamanlar onunla paylaştığı güzel anların hatırına boşanmak istediğini, hayatında bir başkası olduğunu söylemeli, Kendi adıma şunu söyleyebilirim, aldatılmaktan ve aldatılarak yaşamaktansa bavulumu alıp evimi terketmeyi tercih ettim, Maddiyat her zaman kazanılıyor, önemli olan doğrularından, onurundan şaşmamak, allah kimseyi şaşırtmasın, Sizin bir anlık zevkiniz ve mutluluğunuz!!!, bir başkasının mutsuzluğu olmasın. Seveni, sevgiyi kaybetmek bir anlık zevke değmez, bir anlık zevklerinin sonu ömür boyu pişmanlığa dönüşenlerden bu satırları okuyan olursa, umarım onlarda cevap yazar. Saygılarımla, romantic ********************************************************** Acılarımı hep yalnız başıma çektim, İkisini de öldürsem ya da eşimi hapse attırsam hayatımda hiçbir şeyin değişmeyeceğini biliyordum, Hatanın bende olmadığını çok iyi biliyorum, kendi içimde de bunun istişaresini yaptım, zaten kendiside söyledi, kariyerimi yeniden kazandım, vicdanımla da problemim yok. Ancak yara zamanla geçer izi kalır, acı zamanla geçer sızı kalır. Fiilen devam eden evlilikte aldatma olmaz, karşısındakini kandırmak, duygularıyla oynamak, kimseye bir şey kazandırmaz. Suçu işleyene değil de işletene bak misali, aldatılan eşe çamur atılması bana ahlaksızlığın prim yapmasının gündemde olduğunu anlatır. Fiilen bitmiş evliliği devam ettirmenin, karşısındaki insanı kandırmanın, kimseye bir faydası olmaz, eşinin kendisini aldattığını anlayan insan onurundan vazgeçmemeli, kendi ayakları üzerinde durmaya çalışarak böyle bir pisliği kabul etmemeli. Eğer benimle ise beni seviyordur, bir başkasına gidiyor ise demek ki bana ne sevgisi, nede saygısı kalmamış, bana saygı ve sevgisi kalmamış bir insanla neden bir ömür geçirmeye devam edeyim ki? Eşimin eğer beni aldattığını bile bile aynı evde kalıyorsam, günlük hayatı paylaşıyorsam, bu kendime yaptığım bir saygısızlıktır, yüreğimde ve beynimde asla böyle bir şeyin kabullenilebilecek bir yanı yoktur. Saygılarımla, romantic *********************************************************** Arkadaşlar bakınız Can Baba ne kadar güzel anlatmış, (istisnalar alınmasın lütfen) 40 yaş demiş ama lütfen diğer yaş gruplarıda üstlerine alınsın. Teşekkürler CAN BABA :) 40 yaş erkeği Kendimi ayırt etmeden söyleyeceğim: Bazen erkek soyu midemi bulandırıyor. "Kadın kokusu", taze ete susamış bir sırtlana dönüştürüyor bizi... Gözümüzü kör ediyor; başımızı döndürüyor. Amerikan başkanından hocasına, kör cahilinden okumuşuna, kılıbığından "Taşfırın"ına kadar böyle bu... Hele 40'ımızı geçmişsek... Hele cüzdanımızı şişirmişsek... Ve hele 40 yılı "boşa" geçirmişsek... * * * Sokağın çağrısını 40'larında işiten erkeğin "kaybolan yıllar" ağıtına, "televole" özentisi bir aşermenin ağız şapırtısı eşlik ediyor. Evet, "alem gezip eğleniyor". Sokakta onun karizmasına teslim olmaya hazır "çıtırlar" fink atıyor. O ise pijaması içinde "evi bekliyor". Oysa -40'lıkların yaman teşhisiyle- "Hayat hızla geçiyor" ve "Böyle mi öleceğiz?" sorusu beyni deşiyor. Bu panik, yaşanmamış yılların hıncıyla sokağa döküyor 40 yaş erkeğini... Altta kırmızı arabalar, belde zar zor giyilmiş kotlar, dilde demode iltifatlar, cepte karaborsa Viagra'larla... Hâlâ beğeniliyor olmanın vehmi, hala yapabiliyor olmanın hazzına karışıyor. Tatmin edilen ego şiştikçe şişiyor. Nefis uyanınca göz, ne iş ne ev görüyor. Bitap evliliklerin tozunu, sevgisiz ilişkiler alıyor. Her dişlenen "taze et", yenileri davet ediyor. Ev zulaları, günahların çetelesini tutuyor. İhanet kol geziyor. * * * Kim bilir kaç erkek, gömlekteki bir ruj izi, cepte unutulmuş bir mektup ya da ansızın gelen bir telefon mesajı yüzünden kan ter içinde hesap verdi, çocukça boyun eğdi, beceriksizce yalan söyledi, öfkeyle terk etti, terk edildi bugünlerde... Kaçı, pişman gözler, yalvaran sözlerle geri döndü eşine, döndürdü eşini... Kaçı, ertesi gün unuttu, "ebediyen" verdiği sözleri... Kaçı, haber verenleri suçladı, yakalandığında... Kaçı, yakalanana "enayi" dedi, haberi duyduğunda... Ve kaç "kutsal kadın", aile denilen kumdan kalenin sınır boylarını bekledi, kızarak, ağlayarak, utanarak, yine de diş bilediği kale reisini savunarak; ...ve göz yumarak... bazen sevgiden, çoğu kez çaresizlikten... ...aynı saatlerde erkek, bir kahvede, becerdiklerini anlatırken... * * * Yanlış anlaşılmasın: Garipsediğim, 40 yaş erkeğinin kadını sevmesi değil; sevmemesi... Ve şaşırtıcı olan, ihanet etmesi değil; ihanet ettiği hayatı aynen sürdürmesi... Yaşadığının bedelini ödemeye cesaret edememesi... Harcına yalan kattığı kaleyi terk edememesi... "Ben de karımın kaçamağını, ondan beklediğim tevekkülle karşılayabilirim" diyememesi... Hep kendine yontarak diktiği ikiyüzlü bir ahlak totemine her daim secde etmesi... Ne ihanet ettiği, ne ihaneti paylaştığı kadına karşı dürüst olabilmesi... 40'ında hala para karşılığı çiftleşmeyi, geceden kalma pudra izini banyoda gizlice çitilemeyi, cep telefonunu her an patlayabilecek bir el bombası gibi gizlemeyi kendine yedirebilmesi... * * * Kabul edelim: Evlilik bitti! Çağ yorgunu aile, ancak başka kadınların (ya da erkeklerin) kolunda yürüyebiliyor. Yalan, bir mecburiyetler rejimi sayılan evliliğin temellerini oyuyor. Ve herkes her şeyi bilerek, gönülsüzce boyun eğerek bu oyunu oynuyor. Çare, eşlerin birbirinin hayatını yaşamaktan vazgeçip her hayatı, sahibinin nefsine, iradesine, vicdanına, insafına terk etmesidir. Sevgi varsa, aile ilelebet sürecektir. Yoksa, böyle sürdürmek rezilliktir. Yalansız yaşamayı özlemediniz mi? ************************************************************ Bizim meramımız bundan daha güzel nasıl anlatılırdı acaba? ************************************************************ Ve sonuç, 2003 yılında eşimin beni aldatması üzerine açmış olduğum boşanma davam 01.03.2006 da, maddi ve manevi 30.000 YTL tazminat, ayda 300 YTL nafaka kararı ile boşanmalarına denilerek sona erdi. Peki yaşadığım acılar ve üzüntüler, zedelenen onurum, yüreğimde açılan yaralar tazminatla yada nafaka ile sarıldımı? Hayır asla sarılamaz. İç dünyamdaki fırtınaları bir ben bilirim,[V] birde allah... Sorusu Olan? romantic Haklı Olduğun Davadan Korkma, Bilesinki Atın İyisine Doru, Yiğidin İyisine Deli Derler [:p]
alisinkay Sayın Aslı Yurtlu'ya katılıyorum. Tek gecelik ilişkide karşı taraf hiç düşünülmeden salt kendi cinsel tatmininizi düşünürsünüz.Ve sadece bir gecelik cinsel tatmin ile eşinizin saygı duyduğu tüm temelleri yıkarsınız. Bu bencilce bir harekettir. Bencillik başladığında ise arada aşk kalmaz. Diğer durumda ise eşiniz beyninde başka birisini bulur.Sıkılır bunalır ve hataya düşebilir. Ardından bu hatayı anlar ve pişman olur. Bir anlık bir öfke yada boşlukla yapılan bir hatadır ve bu hatada sizin de payınız az çok vardır. Cinsel ilişki de ise aldatan sizin hatalı olup olmadığınızı umursamadan bencilce bir tutumla kendi zevklerini tatmin etmeye çalışacaktır. Bunu makul karşılayabilecek bir sebep olduğunu düşünmüyorum.
commodore1tr Sayın Aslı Yurtlu' ya aynen katılıyorum (son iletisine ) Sayın corpus iuris civilis e asla katılamıyorum çünkü bir gecelik cinselliğin ne anlama geldiğini kendime açıklayamadığım için. Kadın olsun erkek olsun çok sevdiğiniz sizin için yanıp tutuşan vede sizin onun için yanıp tutuştuğunuz doğru ise tek gecelik ilişki nasıl olur ki?sevgi istek tutku arzu olmadan cinsellik olur mu? İnsan ırkının erkeği ile Horozun kedinin köpeğin cinselliği gibi aylara bölerek o anda çevresindeki tüm dişilere saldırabileceği gibi değerlendirmek abeslikle iştigaldir gibi geliyor bana ... onlarda bile bir mantık bir seçicilik varken nasıl bir ruh hali olur ki çok sevdiğiniz dururken gecelik birisiyle ilişki ne işiniz varki o garip ilişkinin içinde... İlk iletimdede dediğim gibi affedemeyeceğim tek şey aldatmak aldatılmaktır daha da ileriye gideyim ben evli isem hata kimde bakmadan eğer aldadat ben olmuşsam bile çok şeyin bittiğini kabul ederek boşanırım cinselliği başka kollarda arayan erkek kadın için gerçek eşiyle sevdiğiyle sevgilisiyle işi zaten bitmiş demektir... Bakireliği savunmam ama bekareti savunurum .. Yani evleneceği kızda bakirelik arayan soğanla evlensin demiştim bol bol zar var diye.. ama bekaret dediğin beyinde olurki evlendikten sonra ortaya çıkan sadakat evlilikten öncekide düzgün yaşamdır. Ardaki büyük nüansı anlayamayanlar için yapabileciğim bir şey yok kusura bakmasınlar... Adatılma affedilemez.. romantic hanım daha önceki formunda yazdığı gibi yaşadığı büyük acıyı ve tecrübeyi bizimle paylaştı tekrar ve ortaya çıkan gene AŞK HERŞEYİ AFFETMEZ HELE ALDATMAYI HİÇ...
avukatsanem aldatmak ilk önce kişinin kendisini aldatmasıdır.aldatan kişiyi affetmek ise hem kendini aldatmak hem de aldatan kişiyi aldatmaktır. madden affedilsede manen bunu kimse affetmez.
serpilserpil060606 hayat zaten bıçak sırtı degilmidir her zaman riskler yokmudur aldatılmak onur kırıcı olsada affedilemiyecek kadarda imkansız degildir diye düşünüyorum tabi aldatılmayı affetmeyenlere nasıl acımasız veya çok gururlu denemiyecegi gibi affedenlerede kendine güveni yok zavallı onursuz türü bir yaklaşımda olunamaz toplumumuz maalesef bu 2 seçenekte gidip geliyor affeden kadın veya erkek onursuz özgüvensiz affetmeyen kadın veyahut erkek ise şerefli ve onurlu oluyor öncelikle beyinlerde bu konuyu çözüp toplumsal bakışı bir nebzede olsa insaflı boyutlara taşımalıyız sevgiler
commodore1tr Sayın serpilserpil060606 umarım birdahaki nikiniz daha uzun olur yazınca sayfa biter ; Aldatılmayı affetmenin imkansız olduğunu yazan birisini görmedim. Kendim dahil bunun olabileceğini biliyorum. Ancak imkansız olmasada affedilmemesi gereken bir durumdur. Masumuyeti yoktur aldatmanın. Biten birşeyler koparıp yüreğinin derinliklerinden bazı duyguları götüren bir olaydır. Neden aldatır ki birisi birisini? Birşeyler bitmiştir aralarında ama bunu söyleyememektedir taraflardan birisi. Aldatmada bunun somut dışa vurumudur. Bazı arkadaşlarımız hata kimde diye bakarım hata bendeyse affedebilirim demiş ki buda mantıksızdır. Bir hataya çok büyük bir hatayla yanıt alınamaz iki eksiden bir artı çıkmayacağı gibi... Hata neyse söylenir ki konumuz aldatma olduğuna göre cinsel uyumda sorun var demektir bu zaten hissedilebilir bir durumdur. Dolayısı ile mutluluğu başka kollarda arayan kişilerle işim olmaz demek istedim ben. Herkes kendi yoluna gider belki bu arada aldatılanda bir mutluluk yakalar. Affettiğin sürece aldatılmaya hazırsın demektir ki bu normal değldir. Ha çok moderniz acayip postmodern takılırız kim kimle yatar kalkar bizim ailede sorun olmaz deniyorsa ortada aldatma yoktur sadece eskilerin deyimiyle 'ar damarı ile ilgili sorun var demektir' Affedene hiç bir zaman şerefsiz ve özgüvensiz olamaz. Eskiden ekonomik koşulları iyi olmayan kadınlar için sadece belki ÖZGÜVENSİZ denebilirdi ama şerefsiz asla. Bahse konu olayda şerefsizliği yapan açıkça ortada olup arife tarif gerekmeyecek kadar bellidir. Aşırı duygusallığına ve bağlılığına verebiliriz belki belki arada çocuklar vardır. büyük olasılıklada aileler araya girip baskı uygulamış ' bir defalık şeytana uymuş bir daha olmayacak yuvanı yıkma' demişlerdir. Ama ben kendi adıma aldatmayı asla affetmeyeceğimi söyleyeyim bir daha. Birde unutmadan aldatmaya giden yollardan biride taraflardan birinin sık sık yalan söylemeye başlamasıdır..
mavrick sımdıye kadar herkes bırseyler soylemıs gordugum kadarıyla konu hakkında.... kısıden kısıye degısen ama hayyatın da bır gercegı olan aldatılmak yasanmadıgında guzel... yasamak hayata dair güzellikleri hayat adair paylasılabılecek bırısıyle paylasmaksa o zaman kardesım dogru kısı dogru yer ve dogru zamanda haytını bırlestır kı aldatma; aldattıgın zaman da ben aldattım acaba partnerımde benı mı aldattı dıye dusunup ısın ıcınden cıkamayacagın bır durum olmasın...evet sadece evt yada hayır denecek bır soru degıl ama gel gorkı yasanıldıgı zaman kı hayttta karsılasılanlar ınsanları cıkmaza herzaman sokabılıyor ve bu aldatılmakta cıkmazların basında...cıkmaz yola gıreceksende dıkkatlı olunması dılegıyle.....:)
deryası amiyane bi tabirle söyleyeyim o kadar geniş bi midem olmadığı için affetmem.
deriz En güzel yanıt insanın kendi hatalarını bir türlü göremeyişinden dolayı verilen yanlış kararlar olacakki; olagandışı işler gelişsin. Eğer aldatılan da aldatanda oturup düşünüp tartışıp hatalarını görebilirlers, böyle bir durumu tekrar yaşamazlar insanız sonuçta insanlar hata yapabilirler yeterki telafi etmesini bilsinler değilmi? Evliliklerin hemen bitirilmesi taraftarı değilim herşey daha iyi olmayabiliyor nitekim...
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük + Arşiv +
    Bugünün tarihi: 03/05/2025 09:05:26