Av.Esin Kılıç Erdoğan |
Sayın Komando79, bize verdiğiniz bilgiler yetersiz. Senet derken tam olarak kastettiğiniz nedir? Taksitli ödeme talimatı nedir?
Ancak yine de şunu söylemek isterim ki, sözleşme ile kararlaştırılmış olsa dahi, fahiş faize itiraz edebilirsiniz. Ama bundan sonuç almanız kesin değildir. (Bu arada itirazınızı süresinde yapmak zorundasınız) Sie bu konu ile ilgili Yargıtay Kararı yazacağım.
Ayrıca, size taksitli ödeme planı sunulmuş ise, yapılan takibe itiraz edebilirsiniz.
T.C. YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ
E. 1997/920 K. 1997/3286 T. 6.5.1997
818/m.19,20
ÖZET : Borçlar Kanunu, sözleşme serbestliği ilkesini benimsemiş bulunmaktadır. Ancak, kamu düzenine, ahlaka veya kişilik haklarına aykırı sözleşme veya koşullar geçersizdir. Bu ilke çerçevesinde, kişisel ve ekonomik hürriyetin aşırı derecede kısıtlanması da ahlaka aykırıdır. Faiz oranını tesbit etmek yasalarımıza göre serbest ise de, aşırı derecede yüksek ve kişilerin ekonomik varlığını tehlikeye düşürecek nitelikteki faiz oranları geçersizdir.
DAVA : Taraflar arasındaki davadan dolayı Balıkesir 1.Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 9.12.1996 tarih ve 123-1174 sayılı hükmün temyizen tetkiki vekili davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 6.5.1997 gününde taraf avukatları tebligata rağmen gelmediğinden tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili, taraflar arasında yapılan sözleşme gereği davalının birim fiyatı ( 135.000 ) TL'dan ( 2220 ) m2 kilitli taşı 30.5.1995 tarihine kadar müvekkiline teslim etmeyi taahhüt ettiği halde sadece ( 810 ) m2 malı teslim ettiğini, teslim edilen mal bedelinin avans olarak ödenen ( 150.000.000 ) TL'dan mahsubu sonucu kalan ( 40.500.000 ) TL'nın iadesi gerektiğini ileri sürerek, anılan meblağın 1.7.1995 tarihinden itibaren sözleşmeyle kararlaştırılan günlük %5 faiziyle birlikte davalıdan istirdadını talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, mübrez belgelere göre, davalının, taahhüt ettiği edimini eksik yerine getirdiği, avans olarak ödenen meblağdan teslim edilen mal bedelinin mahsubu ile kalan miktarın sözleşmenin 9.maddesi ile kararlaştırılan günlük %5 faiziyle istenebileceği sonucuna varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı şirket temyiz etmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davacı taraf, 12.4.1995 günlü sözleşmeye dayanarak, alacağı için günlük %5 temerrüt faizine karar verilmesini istemiş ve mahkemece de, bu istem aynen kabul edilmiştir. Davalı taraf, bu faiz oranını temyiz ederek, fahiş olduğunu ileri sürmüş bulunmaktadır.
Borçlar Kanunu, sözleşme serbestliği ilkesini benimsemiş bulunmaktadır. Ancak, kamu düzenine, ahlaka veya kişilik haklarına aykırı sözleşme veya koşullar geçersizdir ( BK.19,20 ). Bu ilke çerçevesinde, kişisel ve ekonomik hürriyetin aşırı derecede kısıtlanması da, ahlaka aykırıdır ( Esat Arsebük, Borçlar Hukuku, Ankara 1950, s.352 vd; Andreas B.Schwarz, Borçlar Hukuku Dersleri, Cilt I, İstanbul 1948, s.355; Hıfzı Vecdet Velidedeoğlu, Türk Medeni Hukuku, Cilt 1, Şahsın Hukuku, 6.bası İstanbul 1963, s.114 )
Az önce değinildiği üzere, davacı, 12.4.1995 günlü sözleşmeye dayanarak günlük %5 faize karar verilmesini istemiştir. Bu faiz oranına göre aylık faizin %150 ve yıllık faizin ise, %1800 olduğu gözlenmiştir. Belirtilen bu faiz oranının, borçlu yönünden ekonomik hürriyetini kısıtlayacak nitelikte olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar faiz oranını tesbit etmek, yasalarımıza göre, serbest ise de, aşırı derecede yüksek ve kişilerin ekonomik varlığını tehlikeye düşürecek nitelikteki faiz oranları geçersizdir. Bu durumda, geçersiz faiz oranı benimsenerek borçlu aleyhine karar tesisi doğru değildir. Taraflar arasındaki sözleşmenin ticari iş niteliğide gözönüne alınarak, davacı yararına reeskont oranında temerrüt faizine karar vermek gerekirken, yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olduğundan, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1 inci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nci bentte yazılı nedenle hükmün BOZULMASINA, taraf vekilleri gelmediğinden duruşma vekillik ücreti tayinine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 6.5.1997 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|