Tecil edilen ceza ile göreve geri dönebilirmiyim? |
kaan1971 |
sizden şu sorularım konusunda beni aydınlatmanızı istiyorum.Benim hakkımda irtikap iddası ile 2002 idari soruşturma başlatıldı ve dosya kamu davası açılması için savcılığa gönderildi ama savcı tam 13 ay sonra davayı açtı ve bu arada ben meslekten çıkarıldım.idare mahkemesine açtığım dava reddedildikten bir ay sonra adli yargıda beraat ettim.dosya temyiz için Yargıtaya gönderildi bende idare mahkemesinin kararını temyiz için Danıştaya başvurdum ve hala bekliyorum bu arada beraat kararı Yargıtayca görevi kötüye kullanma olarak değerlendirilmesi istemi ile bozuldu ve adli yargıda yeniden yargılanacağım.Şimdi sormak istediğim
1-Benim bu durumda yeniden yargılanabilmem için 4483 sayılı kanuna göre valilikten soruşturma izni alınması gerekiyormu?
2-Benim meslekten çıkarılma nedenim irtikap iddası idi ama bu görevi kötüye kullanma olarak vasıf değiştirdi hangi şartlarda göreve dönebilirim?
3-Benim hakkımda eski tck mı yeni tck hükümlerimi uygulanacak?hangisi daha lehime olur
4-yeni yargılanmamda ceza alır ve tecil edilirse göreve dönebilirmiyim |
kaan1971 |
Lütfen bilgi sahibi olanlar bana bu konuda bilgi verir mi? |
omercelikkol |
1-Benim bu durumda yeniden yargılanabilmem için 4483 sayılı kanuna göre valilikten soruşturma izni alınması gerekiyormu?
evet alınması gerekiyor. çünkü suçun hukuki niteliği değişmiştir ve yeni durum yani görevi kötüye kullanma izne tabidir.
2-Benim meslekten çıkarılma nedenim irtikap iddası idi ama bu görevi kötüye kullanma olarak vasıf değiştirdi hangi şartlarda göreve dönebilirim?
görevinize son verme işlemi hukuken yanlış olduğu için görevinize dönmeniz lazım. ancak idarenin sizin görevinize son verme işlemi ile ilgili kararı olmadan tam açıklamada bulunmak mümkün değil.
3-Benim hakkımda eski tck mı yeni tck hükümlerimi uygulanacak?hangisi daha lehime olur.
mahkeme kararını görmeden birşey demek mümkün değil yani suç ne delille ne dosyaya bakmadan karar verilemez.
4-yeni yargılanmamda ceza alır ve tecil edilirse göreve dönebilirmiyim
şu ankai 657 sayılı yasanın 48-A.5 fıkrasından dolayı mümkün değil ancak yargıtaydan alacağınız ceza (beraatda edebilirsiniz.) 1 0cak 2006 tarihinden sonra kesinleşirşe göreve dönebilirsiniz. tabi bu arada kanunlarda değişiklik yapılmazsa. eğer 1 ocak 2006 tarihinden önce kesinleşirse 657 sayılı yasanın 48-A.5 fıkrasında geçen "tecil edilmiş bile olsa" ibare anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu için idare mahkemesinde bu ibarenin iptali için anayasa mahkemesine defi yoluyla başvurmanız lazım. |
kaan1971 |
Sayın çelikkol
şu ana kadar bana vermiş olduğunuz bilgiler için size teşekkür ederim.Size email göndermiştim ve mesleğimi yazmıştım.hakkımda yapılan idari soruşturma sonucu disiplin kurulunun meslekten çıkarılmama gerekçemi'İrtikap ve yetkisini ve nüfusunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak.'olarak belirtmişti.
ancak idari soruşturma isimsiz ve imzasız kimin yazdığı belli bile olmayan bir ihbar mektubu ile başlatılmış ama idari soruşturmada aleyhime ifade veren müştekilerin tamamı adli yargılamada hakkımdaki iddialarını reddetmişlerdir.Daha öncede söylediğim gibi idare mahkemesi adli yargı sonucunu beklemeden hemen davamı reddetti ve ben ise bir ay sonra beraat ettim.Yargıtayca bozulan bu beraat kararı henüz mahkemeye daha ulaşmadı.bu aşamadan sonra bana ne gibi tavsiyeleriniz olabilir? |
omercelikkol |
1- Size email göndermiştim ve mesleğimi yazmıştım.
e-mailli hatırlamıyorum
2-hakkımda yapılan idari soruşturma sonucu disiplin kurulunun meslekten çıkarılmama gerekçemi'İrtikap ve yetkisini ve nüfusunu kendisine veya başkalarına çıkar sağlamak amacıyla veya kin veya dostluk nedeniyle kötüye kullanmak.'olarak belirtmişti.
ancak idari soruşturma isimsiz ve imzasız kimin yazdığı belli bile olmayan bir ihbar mektubu ile başlatılmış ama idari soruşturmada aleyhime ifade veren müştekilerin tamamı adli yargılamada hakkımdaki iddialarını reddetmişlerdir.Daha öncede söylediğim gibi idare mahkemesi adli yargı sonucunu beklemeden hemen davamı reddetti ve ben ise bir ay sonra beraat ettim.Yargıtayca bozulan bu beraat kararı henüz mahkemeye daha ulaşmadı.bu aşamadan sonra bana ne gibi tavsiyeleriniz olabilir?
özellikle aleyhnize ifade verenlerin yargıtaydaki ifadelerini delil olarak sunabilirsiniz. adli yargıda beraat etmeniz idari anlamda disiplin cezası almayacağınız anlamına gelmez. ama burada adli yargıda beraat ettiğiniz bir konuda idare size ceza veremez. idare ancak ceza kanununda olmayan uyarı kınama gibi cezaları verebilir. yoksa idarenin adli yargıda irtikaptan beraat ettin ama ben idari disiplin yönünden irtikaptan görevine son veriyorum deme hakkı yoktur. dosyayı görmedim ama anlattığınız durum için idarenin yaptığı işlem hukuka aykırıdır. |
kaan1971 |
Sayın çelikkol şu konuda beni tekrar aydınlatırmısınız lütfen
yeni yargılanmamda ceza alır ve tecil edilirse göreve dönebilirmiyim ? diye sormuştum siz de şu anki 657 sayılı yasanın 48-A.5 fıkrasından dolayı mümkün değil demişsiniz.daha önce de açıkladığım üzere ben irtikaptan zaten yargılanıp beraat ettim.savcı aleyhime temyize gidince yargıtayca bu beraat kararı ' görevi kötüye kullanma'olarak bozuldu.
1- Ben görevi kötüye kullanmadan tekrar yargılanacağım,eğer bu tekrar yargılanma sonucu yani görevi kötüye kullanmadan ceza alırsam ve tecil edilirse 657 nin 48-A.5 göre işime dönemiyorum gibi bir anlam çıkıyor.doğrumu anladım acaba?
2-Ayrıca sormak istediğim idari soruşturmada hakkımda iki ayrı müşteki vardı, ve bunlar aleyhime ifade vermişlerdi
ancak adli yargılamada yani ağır ceza mahkemesinde bu şahıslardan biri iddiaları tamamen redederken,diğeri çalıştığım kurumun bazı ihtiyaçlarını karşıladıklarını,kuruma bağışta bulunduklarını söylemişti. sonuçta ikisindende beraat ettim.
Geçen yıl elime ulaşan yargıtay savcısının tebliğnamesinde aleyhime temyize giden savcının talebinin reddine ve bahsettiğim ikinci şahısla ilgili olarakta beraat kararımın bozulması ve görevi kötüye kullanmadan (yani kuruma birtakım alınan eşyaların parasının iş sahiplerine ödetilmesi) istemi ile bozulması istenmişti.Yargıtayın bozma kararı henüz elime geçmedi ama yargıtayın hangisini bozduğu konusunda tereddütlerim oluştu.bana burada bir fikir verirseniz sevinirim.
3-Benim bu durumda yeniden yargılanabilmem için 4483 sayılı kanuna göre valilikten soruşturma izni alınması gerekiyormu?demiştim
siz evet dediniz ama bazıları gerek yok diyor.Yargıtay daireler kurulunun yeni bir kararı varmış bundan bilginiz var mı acaba ?
Saygılarımla
|
omercelikkol |
KAAN bey sizin durumunuz hayli ilginç. tabi bu ilğinçlik sizden değil yeni tck'dan ve DMK'dan kaynaklanıyor. daha doğrusu 5252 sayılı tck'nın yürürlük yasasına eklenen geçici ikinci maddeden kaynaklanıyor.
1-Öncelikle aşağıdaki memuriyete son verme ile ilgili linkte verdiğim konuyu okuyun
https://www.hukuki.net/showthread.php?10262
2-ardından aşağıda verdiiğim 4483 sayılı yasayla ilgili emsal kararlara bakın. Sizin için valilikten izin alınmak zorunda hatta izin yazısı size tebliğ edilecek. süresi içinde iznin iptali için idari yargıda dava bile açabilirsiniz.bu aşamalar bitirilmeden adli yargıda yargılanamazsınız.)
3- şu an vaktim olmadığı için yazamadım bu ilginçliği daha sonra detaylı yazacağım
emsal kararlar:
T.C.
YARGITAY
9.CEZA DAİRESİ
YARGITAY İLAMI
Esas No : 2005/1526
Karar No : 2005/7741
Sanığın belediyede fen işleri müdiresi olduğu ve taksirle yaralama suçunu görevi nedeniyle işlediği ileri sürüldüğüne göre hakkında 4483 sayılı Kanunun 3.maddesi uyarınca soruşturma izini alınmak üzere durma kararı verilmesi gerekirken, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA 19.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.YARGITAY BOZMA
4.Ceza Dairesi
Y A R G I T A Y İ L A M I
Esas no :2003/11021
Karar no :2004/10448
Tebliğname no: :4/2002/182831
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Ancak; dosya içerisinde 4483 sayılı Yasa gereğince soruşturma izni verilen kararın sanığa tebliğ edildiğine ilişkin bir belge bulunmaması karşısında, bu husus araştırılarak, tebliğ yapılmışsa denetime olanak verecek biçimde belgenin dosya içerisine konulması, tebliğ yapılmadığının saptanması durumunda CYY.nın 253. maddesi uyarınca yargılamanın durdurulmasına karar verilip 4483 sayılı Yasanın 9. maddesi uyarınca gereğinin yapılması için dosyanın ilgili idari makama gönderilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı ve sanık Hasan müdafiinin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce kısmen yerinde görüldüğünden sair yönleri incelenmeksizin HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 26.10.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY BOZMA
4.Ceza Dairesi
Y A R G I T A Y İ L A M I
Esas no :2002/26070
Karar no :2003/10411
Tebliğname no: :4/2002-51447
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-4483 sayılı Yasanın 9.maddesi uyarınca soruşturma izni verilmesine ilişkin kararın, itiraz hakkını kullanabilmesi için sanığa tebliğ edilip edilmediği ve buna göre de kararın kesinleşip kesinleşmediği araştırılmadan eksik soruşturma ile karar verilmesi,
2-Kabule göre de; 647 sayılı Yasanın 6.maddesine göre yargıca ölçüt olması gereken sanığın "geçmişteki durumu ve suç işleme hususundaki eğilimleri" değerlendirilmeden yasal olmayan gerekçelerle anılan Yasa maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Yasaya aykırı ve sanık Sabria'nin temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 31.10.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|
kaan1971 |
size email gönderdim |
kaan1971 |
Ömer bey;
yeni tckda irtikap ve görevi kötüye kullanma suçunu tanımlarken ki bunu elimdeki kaynakta(seçkin kitabevinin 5237 tck)kanunun hazırlanması aşamasında hükümet tasarısındaki metinler ve gerekçeleri bölümünde 257.maddenin 3.fıkrasına atıfta bulunarak şöyle denmekte
1-bir suçun irtikap(cebri irtikap )olabilmesi için
memurun görevin gereklerine uygun davranması için kendisine veya başkasına çıkar sağlaması gerekir denmekte.
2-rüşvet olması için
memurun görevin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yayarın sözkonusu olması lazım
3-görevi kötüye kullanma ise genel, tali ve tamamlayıcı bir suç tipidir denmekte
Ancak somut olayda kişinin menfaat sağlama yönünde icbar edildiğine dair somut dayanak noktaları yoksa fiilin görevi kötüye kullanma olarak değerlendirilip cezalandırılması gerekir.denmiş
daha önce de size belirttiğim gibi benim konumla ilgili olarak henüz yargıtayın bozma kararı elime ulaşmadı.İdari soruşturmada müştekilerin birisi benim kendisinde bu parayı aldığımı aleyhime tanık göstererek ifade vermiş( sözde bu parayı çocuğum için istemişim )ancak mahkemede tamamen redetmişti.
diğer müştekide bana para verdiğini iddia etmiş ancak oda mahkemede çalıştığım kuruma alınan bir gereç için bu parayı topladıklarını beyan etmiş ve buda ,hibe dilekçeleri ve demirbaş kayıtları ve tanık beyanları ile ki mahkeme bu gerecin(bilgisayarın)alındığı yer yetkilisinin ifadelerine başvurmuş ve sipariş fişleri ,faturalarla bu kanıtlanmıştı.
dolayısı ile beraat ettim.Savcı ise tüm bu olanları benim delilleri değiştirmek ve olayı saptırmak gayreti içinde olduğum iddiası ile beraat kararının bozulması için temyizini istedi.oysa bu ben mahkeme safhasında meslekten çıkarılmış ve hiç kimseye etki edebilecek bir pozisyonum yoktu.daha önce de dedim ya savcı tam 13 ay dava açmak için bekledi yani bahsi geçen olaylardan tam 1,5 yıl sonra dava açıldı neredeyse
Sizce yargıtay yukarıda anlattığı olaylardan hangisine ait beraat kararını bozmuş olabilir?benim kanım kuruma alınan gereç ile ilgilidir diye düşünüyorum amaAncak somut olayda kişinin menfaat sağlama yönünde icbar edildiğine dair somut dayanak noktaları yoksa fiilin görevi kötüye kullanma olarak değerlendirilip cezalandırılması gerekir,ibaresi biraz kafamı karıştırdı.
Sizce?
ilginize teşekkür ederim. |
kaan1971 |
Sayın Çelikkol
ayrıca şunu sormak istiyorum diyelimki yeni yargılamada 6 aydan daha az bir hapis cezası aldım ve buda tecil edildi.ama danıştayda temyiz istemimi redetti ve işime geri dönemedim.peki bu durumda benim başka bir kamu kurumuna atanmayı talep etme gibi bir hakkım varmıdır?varsa yolları nelerdir?bu konuyuda açıklarmısınız? |
omercelikkol |
1-Yargıtayın kararını görmeden tahminde bulunmak yanlış olur.
2- Alacağınız ceza ile ilgili farklı durumlar ortaya çıkmakta. Şöyle ki eğer askeri personel iseniz aldığınız ceza kadar açığa alınırsınız. Cezanız bittiğinde herhangi bir işleme gerek kalmadan görevinize geri dönersiniz. (5329 sayılı yasanın 1. maddesinin 4 inci fıkrasından dolayı)
Ancak düz memur iseniz ve görevi kötüye kullanmaktan 6 aydan daha az ceza alırsanız. Önceki TCK lehe hükümler taşıdığı için sizin hakkınızda önceki TCK uygulanır. Eğer görevi kötüye kullanmaktan ceza aldıysanız tahminim 6 aydan az ceza alırsınız oda ertelenir. Bu durumda göreve dönmeniz gerekir.
3- Eğer memurluk görevinden mi çıkarıldınız meslekten mi çıkarıldınız. Eğer memurluktan çıkarıldıysanız 31.12.2006 tarihine kadar hiçbir kuruma başvuramazsınız. Ancak meslekten çıkarıldıysanız başka bir kuruma atanma ilk atamayla başvurabilirsiniz. Yani şuan yasal olarak güvenlik tedbirleri açısından üç farklı durum ortaya çıkmaktadır. 1-Askeri Ceza Kanunu 01.06.2005 tarihi itibariyle 5349 sayılı yasayla yeni TCK#8217;ya uyarlandığı için askeri personel yeni TCK#8217;nın güvenlik tedbirlerinden yararlanabilmektedir 2- Henüz memur olmayan ama memurluğa aday sivil vatandaş TCK#8217;nun genel hükümleri yürürlükte olduğu için yararlanmaktadır. 3- 657 sayılı DMK#8217;unda henüz bir değişiklik yapılmadığı için askeri personel haricindeki memurlar güvenlik tedbirleri açısından 31.12.2006 tarihine kadar yeni TCK#8217;dan yararlanamamaktadır. Yani aynı durumda bulunan kişiler yasalar karşısında farklı işleme bağlı tutulmaktadır. Bu da anayasanın eşitlik ilkesinin açık ihlalidir. Halbuki 5349 sayılı yasaya geçici ikinci madde eklenmemiş olsaydı. Herkes 5237 sayılı TCK#8217;nun güvenlik tedbirlerinden yararlanabilecekti ve eşitlik açısından da sorun olmayacaktı
Aşağıdaki linkten bu konuda yazdığım yazıya ulaşabilirsiniz. Bu konuda mağdur olan birilerinin 657 sayılı yasanın 48-A.5 fıkrasının ve 5349 sayılı yasanın geçici ikinci maddesinin anayasaya aykırılı talebiyle idare mahkemesine başvurması gerekir.
https://www.hukuki.net/showthread.php?10262
|
kaan1971 |
sayın çelikkol askeri personel değilim ve meslekten çıkarıldım.ayrıca 10 yıllık hizmetim var.sivil memurda değilim.burada mesleğimi açık yazmak istemiyorum ama samimiyetinize güvenerek eğer e mail kabul ederseniz e mail gönderebilirim
|
omercelikkol |
E-MAİL: omercelikkol@hotmail.com |
kaan1971 |
Sayın ÇELİKKOL size yeni bir email gönderdim bakıp cevaplarsanız sevinirim |