 |
03/05/2025 Eski forum arşivi bölümü
Hukuksal Tartışmalar
HUKUK BİLMEK - HUKUKÇU OLMAK |
şirine |
Öncelikle, bir hukukçu olarak böyle bir sitenin varlığından duyduğum memnuniyeti dile getirerek, siteye emeği geçen herkese teşekkürlerimi ve saygılarımı sunuyorum.
Siteyi her ziyaret edişimde, hukuki sorulara hukukçu olmayanlarca verilen cevapların maalesef çoğunluğunun yanlış olduğunu ve üyelerin kafalarının karışmasına neden olabilecek nitelikte olduklarını tespit ettim. Bu cevaplar hukukçu üyelerce düzeltilmeye çalışılmış olsa da, gözden kaçırılan ya da düzeltilinceye kadar edinilen her yanlış bilginin telafisi mümkün olmayan hak kayıplarına neden olabileceği hususu nazara alınarak, hukuki meselelerde hukukçu olmayanlarca verilen cevapların doğru ya da yanlış hukuki bilgi içermemesi ve kişisel görüşten öteye gitmemesi gerektiği kanaatindeyim.
Tecrübelerini ya da etraflarından duydukları hukuki bilgileri paylaşan herkesin iyi niyetine inanıyorum, gerçekten yardımcı olmaya çalıştıklarından da eminim. Ancak bir hukukçu olarak, doktor yerine geçip bilgi vermem, teşhis koymam, tedavi uygulamam ne kadar yanlış ise, hukukçu olmayan birinin hukuki bir meseleye çözüm üretmeye çalışması da o kadar yanlıştır diye düşünüyorum.
Bu konudaki görüşlerimi hoşgörülerinize sığınarak paylaşmak ve bir anket ile sizlerin de değerli yorumlarınızı almak istedim.
Hukuki sorulara;
|
Av.Esin Kılıç Erdoğan |
Sayın Şirine, bu ülkenin değişmeyen bir gerçeği var -maalesef-
Bu ülkenin insanlarının çoğu biraz doktor, biraz avukat, biraz futbol yorumcusu, biraz da siyasetçidir.
Yol sorduğunuzda "bilmiyorum" yanıtını duymazsınız. Bilmese de yorum yapar. Hastaysanız size daha önce kullandığı bir antibiyotik tavsiye eder! Ama asla "bir doktora görün", "bir avukata danış" cümlelerini duyamazsınız. Yorumlarınızda haklısınız. İnsanların kendi aralarında siyasetten söz etmelerinin bir zararı yoktur ama söz konusu tıp veya hukuksa, yapılan yönlendirmeler geri dönüşü imkansız sonuçlara yol açabilir.
Ama ben anketinize 3.bir seçenek daha eklenmesini daha olumlu buluyorum (ki pek çok katılımcı da bunu uyguluyor); yorumun başına "hukukçu değilim ama", "henüz hukuk öğrencisiyim ama" gibi bir ibare eklenmesi halinde, yorumların yönlendiriciliği biraz daha azalacaktır. Çünkü forumda sorulara yanıt aramak kadar, sorunu paylaşmak da söz konusu ve hukukçu olmayanların da bu paylaşıma katkılarının olduğu kesin.
|
emrahseral |
O zaman evli olmayan birinin evlilik danışmanlığı yapmasına ne diyorsunuz?
|
alisinkay |
Yanlış Yazıyorsam lütfen yöneticilerimiz düzeltsin.
Bu site bir hukuki danışmanlık sitesi değil ama hukuki paylaşım sitesidir.
Bu site sorunlara kesin cevaplar vermek yerine farklı düşünceler bakış açıları ile hukukçularımızı geliştirmek ve katılımcılara hukuk bilinci aşılamak için vardır.
Bu site sadece avukatlara, hakimlere ve savcılara açık bir site değil ama tüm vatandaşlarımıza açık bağımsız bir sitedir.(sadece hukukçulara açık siteler de bildiğiniz üzere var)
Yukarıda yazabildiğim kadarıyla sitenin amaçlarını yazdım.Bunun üzerine düşünelim.
Salt hukukçulara açık olmayan bir sitede sadece hukukçuların cevap vermesi gerektiğini düşünmek doğru mu? Kaldı ki hukuk bilenle hukukçuyu bile ayırt etmişsiniz ki, hukuk eğitimi alanları bu şekilde ayırt edebilecek bir makam tanımıyorum.
İkincisi Avukatlık kanununa göre ücretsiz danışmanlık hizmeti verilemeyeceği de gözönüne alınırsa bu durumda insanların bu sitedeki cevaplara bakarak hak kaybına uğraması sitede verilen cevaplarla mı ilgili.İnsanların sorumsuzluğu ile mi ilgili?
Mesleki gelişimi de göz önüne alırsak bir hukuk öğrencisinin hukukcu olmadığı mantığıyla sorulara cevap vermemesi gerektiğini söylemişsiniz.Bu durumda ilerde hukukçu olması büyük bir olasılık olan bir arkadaşımızın hukuksal gelişimin çok zor olduğu bir ülkede yanlış da olsa doğruyu öğrenmesi adına sorulara yorum getirmesi neden sakıncalı olsun.
Kendimden örnek vereyim.Her soruya doğru yanıt vermediğim kesin.Ancak yanlış yanıt verdiğim her sorunun doğrusunu da bu siteden öğrendim.Kendimi hukukçu olarak görüyorum ve kendimi geliştirdiğime inanıyorum.
Beni tanıyanlar bilir asla avukat, hakim yada savcı olmak istemiyorum.Ancak buna sürekli zorlanıyorum.Şimdi beni hukukçu kategorisine sokmuyor musunuz?
|
şirine |
Sanırım yanlış anlaşıldım.
Hukuk eğitimi almakta olan, ileride meslektaşlarımız olacak üyeleri kast etmemiştim bu anketi düzenlerken. Zaten dikkat ederseniz, Hukuk Fakültesinde öğrenci olan arkadaşlarımız, henüz öğrenciyim diye başlamaktadırlar sözlerine, bu da onların hukukçuluk sorumluluğunu fazlasıyla taşıdıklarını göstermektedir. İletilerine başlarken "Hukukçu değilim ama..." ibaresini kullanan üyeleri de muhatap almadım, herkesin iyi niyetine sadece yardım etmeye çalıştığına da inancım sonsuz. Vurgulamak istediğim, hukuk ile uzaktan yakından alakası olmayanların, gerek kendi tecrübelerinden gerekse yakınlarından duyduklarından yola çıkarak birtakım net ve somut cevaplar vermesinin yanlış olduğu ve bu yanlış bilginin hak kayıplarına neden olabileciğidir. Ülkemizde işler içinden çıkılmaz hale gelmeden genellikle kimsenin avukata gitmediğini göz önünde bulundurursanız, böylesine özel bir siteden edindiği bilgilerle yetinecek olanların da çoğunlukta olacağı bir gerçektir.
Bu sitede danışmanlık hizmeti verilmediğinin, paylaşım sitesi olduğunun da farkındayım, burda verilen cevaplardan ötürü uğranacak olası bir zararda elbette ki sorumlu, site ve site üyeleri değil ihmal ya da sorumsuzluğu nedeniyle hak kaybına uğrayacak kişinin bizzat kendisi olacaktır. Ama ben nasılsa sorumlu değilim diyerek sadece "Ben böyle yaptım, siz de böyle yapın" gibi ifadelerle verilen cevapların, hiçbir karşılık beklemeden, halkımızı hukuk gibi geniş bir alanda aydınlatmaya, haklarını izah ederek bilinçlendirmeye çalışan hukukçu üyelerin emeklerine saygısızlık olduğunu düşünüyorum.
Anketi de bu doğrultuda hazırlamış bulunmaktayım. Sadece avukat, hakim ya da savcılar katılsın diye bir önerim de yoktur. Bu sitede herkes kurallara aykırı olmamak kaydıyla dilediği her şeyi elbette paylaşabilecektir. Ancak, hukuki sorulara hukukçu olmayanların, "Ben böyle yaptım, sen de böyle yap" demesi ne kadar doğrudur, yardım isteyen üyelere olumlu yönde katkısı olur mu olmaz mı bunu tartışmaktı amacım. |
commodore1tr |
Haddim değil ama hukukçu değilim hukukuda bilmem ama Türkçeyi çok güzel kullanırım. Burada da çok temel bir hata var Ankete iki şık koymak insanları A veya 1 ne derseniz diyin ona zorluyor. Mantıklı seçenekler olmayan anket olamaz . Ayrım göstermeyen ayrım ayrım değildir unutmamak gerekir.
Hukukçulardan çok ama çok özel bir ricam var tıp tüm mesleklerden farklıdır benim gözümde onun için tıp bilimini diğer konulara örnek göstermek temelde yargı hatasına neden olmaktadır. Bu hatadan kaçınmak gerekir.
hukuku bilmek kanımca hukukçu olmaktan daha iyidir :)) Çünkü hukuku bilen hukukun yaşayan toplumsal bir olay olduğunu ve gelişime açık olması gerektiğini bilir . Hukukçu ise salt kitaba ve somut olay hakkındaki karar örneklerine göre hareket eder. >Her olayın oluşunu genelde gözden kaçırır. Bu yüzden kanun koyucu kuvvetler ayrılığında bile yargıya değil yasamanın görevidir. yani TBMM si tabiiki hukukçu ağırlıklı olan komisyonlar olayı hitama erdirir ama karar hukuk bilenlerindir.
Yazılarımın çoğuna bir avukata danışmanızda yarar var diye başlarım ama her ne şekilde olursa olsun isterse anayasa mahkemesi başkanı burada yazı yazsın bu yazı kesinlikle bağlayıcı değildir. Buradaki amaç bir fikir oluşsun bir yol belli olsundur. yoksa hukuki ahkam kesmek olamaz. Kaldıki hiç hukuki bilmeyen kişinin bile yorumuna saygı duymak ve toplumn normalde hukuka ne gözle baktığını anlayabileceğimiz harika bir platformdur burası.
Kaldıki hukukçuları salt doğru kabul edersek taraf avukatlarından birisinin yalancı olduğunu ( ikiside farklı birşeyi savunur hukuk ise tek doğru kabul eder ?) bozulan bir mahkeme kararı karşısında ise o hakim ve savcının hukukçu olmadığını beraat çıkarsa savcının hukuktan aslında haberi olmadığını savunmamız gerekir ki bu hayatın akışına terstir.
Bakınız adalet nasıl çalışıyor ve toplumdaki yansıması okuyunuz :
''Geçtiğimiz haftalarda Sabah'ta bir haber yayınlandı. Genç bir kız, kapkaça maruz kalmış, çantasını kapanlarla boğuşurken yoldan geçen bir otomobil genç kıza ve kapkaççıya çarpmış, kız bitkisel hayata girmişti.
Genç kızın beyin ölümü gerçekleşmiş, bu arada böbreklerinin de böbrek hastası babaya uyduğu anlaşılmıştı. Ancak baba, kızının böbreklerini almayı reddediyordu. Bu haberden birkaç gün sonra kapkaç mağduru genç kız hayatını kaybetti.
Bu arada olay sırasında aynı otomobil kapkaççıya da çarpmıştı ve kapkaççı da hastanede yatmaktaydı.
Kapkaççının tedavisi geçen hafta tamamlandı ve hastaneden taburcu edilip, yargıç karşısına çıkarıldı.
Ve ne oldu biliyor musunuz?
Serbest bırakıldı.
Şaka yapmıyorum. Serbest bırakıldı.
Kapkaç yapıyor, bu eylemi nedeniyle bir genç kızın ölümüne neden oluyor ve serbest kalıyor.
O gün bugündür ben bu meseleyi çevremdeki hukukçularla konuşuyorum.
Karar yasalara "uygunmuş."
Çünkü kapkaççı kapkaçı yaptıktan sonra çantayı bir arkadaşına atmış.
O fiil orada tamamlanmış.
Daha sonra genç kızın ölümüyle sonuçlanan boğuşma bunun sonucunda ortaya çıkan kaza ise başka bir fiilmiş.
Bunların hepsi ayrı ayrı değerlendirildiği için tutuklu yargılanmayı gerektirecek bir hukuki durum ortaya çıkmamış.
Ben böyle bir "hukuk" ne gördüm, ne duydum.
Eğer bunun adı hukuk ve bu hukukla sağlananın adı "adalet" ise ben almayayım.
Çünkü böyle bir "adalet" insanı ya deli eder ya katil. ''
BU haberi bende uzun süredir takip ediyorum. Hali hazırdaki hukukçuların hukuku bunun normal yargı olduğunu söylüyor ama hukuk bilenlerin hukuku ve toplumsal tepkime bunun yanlış olduğunu . Unutmayın hukukun temeli 'kişinin öç duygusunu engellemektir' yani devlet ben ceza veririm kişiler değil demektedir. Dşündünüz mü hiç son günlerde hatta yıllarda suç oranı neden arttı ? Belkide hukukçuların hukuku yanlış yorumlamasındandır ne dersiniz kamu vicdanına ters düşüyor. Gasp yapıp genç kızı yaralayan kişi CMUK bahane edilerek tutuksuz yargılanırken ağır ceza hakiminin arabasına tekme atan nasıl oluyorsa altı ay hapis cezasına çarptırılıyor ve tutuklanıyor... Kamu vicdanı buna tepki koyuyor hukukçu olan bir değerlendirme yapıp Ağcayı serbest bırakıyor hukuku bilen ve kamu vicdanı yükselince pardon deniyor... Bence işin doğrusu HUKUKU BİLEN HUKUKÇU OLMAKTIR kanunlarla oynayan nalıncı keseri gibi kendine yontan hukukçu olmak değil...
Tabii sayın şirine hanım şimdi bu adam neden böyle celallendide bukadar şey yazdı diye sitem edecektir. Haklıda olabilir tabiiki ama ne olur bırakalım da insanlarda düşüncelerini bari sanal alemde yazsın fikir versin kanuna uygun olmayanları ise ezici çoğunlukla burada bulunan hukukçu olanlar düzeltsin Zaten mahkemelere avukat olmayanı almıyorlar ki savunma yapmak için :))) Kalbinizi ferah tutun aydınlık ülkemin değerli avukatları ... burada konuşulan yanlışlardan hatalardan korkmayın toplumun aynasına bakıyorsunuz kolay bir şey mi ? Konuları okuyun bakın neler neler var hukuk filan hak getire insanın ağzı açık kalıyor .... |
commodore1tr |
Bakın sayın şirin şirine size azıcık sansürlü gerçek bir olay anlatayım sansürlü yerleri Fırat abi başta olmak üzere beni tanıyanlar dolduracaktır bazı çekincelerden dolayı oraları yazamıyorum...
Saçmasapan bir olaydan dolayı ..... savcısı ifademi alıyor. karşıkarşıyayız aramızda sadece katip var . Yazıda daktilo ile yazılıyor şu ufak portatif daktilolarla... Nasıl oldu nereden olduysa hiç ilgisi yokken ( ama sinirler zaten çok gergin karşılıklı abuk sabuk laflar ediliyor savcı ifade almaktan çok karşı tarafın temsilcisi sanki.. ) savcı durduk yere ' biz burada görev yapıyoruz Atatürk'ün de dediği gibi adalet mülkün temelidir.' dedi. ( Dikkat ediniz bu hukukçu.. ) Ben zaten fitili ateşlenmiş dinamit gibi dolanıyorum senmisin böyle diyen ' Seni hukuk fakültesinde okutanıda mezun edenide diplomana imza atanıda savcı yapanıda....' diye başlayan oldukça gereksiz ve anlamsız tümceler dizisi kurdum. Savcı dersin diyemezsin diye konuşurken o sinirle bir tekme salladım olmayacak olay oldu tekmem muhteşem bir şekilde portatif daktiloya yapıştı. Daktilo havalandı gidiyor ' aaa bu nasıl oldu ki yaa ' diye düşünürken yerçekimi nedeniyle daktilo serbest düşüşe başladı indiği yerdede savcının kafası var.. Ben ' aha şaçma sapan olayla uğraşırken savcıyı öldürmekten yaralamaktan başımız belaya girecek ' diye bir düşünceile daktiloya doğru hamle yaptım ( Tabii bunların hepsi bir anlık süede oluyor düşüncenin geçişi benim hareketim filan ) savcı elini kaldırsa daktiloyu tutacak ama nedense bende hareket edince savcı sindi katip put sanırdın ki daktilosu önünde yazmaya devam ediyor. ben kafam havada daktiloyu yakalamaya giderken savcı '.... ..... yetişin ' diye feryat figan kapı açılıyor kıdemli hakim başka bir hakim ve başka bir savcı odaya dalıyor. tan bir komik ama abuk bir durum.. gelde anlat Tam burada bir fıkra anlatayım abukluk tam anlaşılsın
Albay, Binbaşı'ya...
Yarin güneş tutulacak. Bu her zaman görülen
bir olay değildir. Erleri talim elbiseleri ile
Alay'in talim meydanına getirin de olayı görsünler.
Ben de orada bulunup, kendilerine gereken bilgiyi
vereceğim. Şayet yağmur yağarsa, tabii bir şey
göremeyiz. O zaman erleri, üstü kapalı olan
talimgaha götürün.
Binbaşı, Yüzbaşı'ya...
Albay'ın emri ile yarin sabah saat 09:00'da
güneş tutulacak. Bu her zaman görülen bir olay
değildir. Şayet hava kapalı olursa bir şey
görülmeyecektir. Bu halde tutulma, kapalı talimgahta
talim elbisesiyle yapılacaktır.
Yüzbaşı, Teğmen'e...
Albay'ın emri ile yarin sabah saat 09:00'da
talim elbisesi ile güneş tutulmasının açılış
merasimi yapılacaktır. Şayet yağmur yağarsa -ki bu
durum pek görülen bir olay değildir- Albay kapalı
talimgahta gereken bilgiyi verecektir.
Teğmen, Başçavuş'a...
Yarin sabah hava güzel olursa, talim kıyafeti
ile Albay tutulacak. kapalı talimgahta yağmur
yağarsa, Alay'ın meydanında manevra yapılacak. Çünkü
her zaman görülen bir olay değildir.
Başçavuş, Askere...
Yarin sabah saat 09:00'da kapalı talimgahta
Albay'ı tutacağız. Sabahleyin hepiniz talim
teçhizatıyla hazır olun.
Askerler kendi aralarında...
Yarin sabah saat 09:00'da bizim Başçavuş,
Albay'ı tutuklayacakmış.
Bizimkide tam bu olaya döndü. Savcı şikayetçi oldu katip ve içeriye girenlerin şahitliği ile bana saldırdı vurmak istedi diye... Ortalık karıştı orasımı bakar burasımı derken dosya Ankara ya gitti Beni ne yapacaklarını düşünürken ben aradan kaçarak Ankaraya gittim. Neyse buraları önemli değil Ankarada ilgili yerde kıdemli Savcı ifadeleri alıyor herkes orada belirli bir süre sonra beni çağırdılar girdim . İçerde 50 yaşlarında oturduğu koltuğu dolduran aslında canayakın bir tip oturuyor ne katip var ne başka birisi... Bana baktı 'ne istiyorsun ?' dedi. ' bende beni çağırtmışsınız dedim kıdemli savcıda ' yok ben şunu çağırdım ' dedi onun ben olduğumu söyleyince 'alla allah ...' diye söylendi.. Ben ne diyecek ne soracak diye beklerken 'boyun kaç senin 'dedi 172 dedim biraz zayıfsın 60 kilo varmısın sen dedi o ara 59 dum onu dedim 60 sayılır dedi... Ben ne alaka ki diye düşünürken ' Şu şikayetçi savcıyı çağırsana bir' dedi bende çağırdım ve ilk defa yanyana ayakta orada geldik Kıdemli savcı şöyle bir ikimize baktı onun boyunu sordu 1,94 yanıtını aldı kilosu ise 97 çıkınca Maşallah koç gibisin bu delikanlıdan ikitane çıkar senden farkındamısın dedi ve dışarı çıkarttı. Beni oturttu ' yahu ben seni en az iki metre boyunda dev gibi bir şey bekliyordum ortalığı darma dağın ettiğine bakılırsa ama çıtı pıtı birşeysin sen bu işte bir terslik var anlat bakayım şu olayı başından sonuna' dedi. Bnede yukardaki olayı başından sonuna anlattım . Olay budur dedim Başladı gülmeye 'uyduruk bir konudan daha uyduruk bir konu yüzünden neler olmuş yaaa ama oğlum başın cidden belada ifadeler tamamen aleyhine ne yapacaksın ?' dedi. Bende ' Aslında ifadelerin elaeyhime olamayacağını 3 kişi içeri girdiğinde benim havaya bakarak hareket ettiğimi gördüklerini kaldıki ilk ikisinin daktiloyuda havada görmüş olması gerektiğini ve birisinin kafasına birşey vurmak isteyenin havaya değil vuracağı kişiye bakacağını ' belirttim ve kıdemli hakimden bunların şahitlere sorulup sorulmadığını sordum.. İfadelere baktı baktı bekle burada dedi gitti... ( Hukukçu olmayan ama birazıcık hukuk bilenin savunması ..)bir saat sonra geldi ve savcıyı tekrar çağırttı..
Savcıya ifadelerin ve olayın bir bütün olarak değerlendirildiğinde saldırı olmadığının anlaşıldığını açıkça anlattı ama bir suç olduğunuda belirtti. Savcı şikayet dilekçesini değiştirmek istedi (Hukukçu yapıyor bunun ) Kıdemli hakim izin vermedi ama dedi sadece tüm şikayeti geri alırsan yanlış anlaşılma diyerek olayı kapatırım çünkü bundan ......'ya para cezası çıkar ama senin sicilin altüst olur çünkü tartışma temel bir deyimin anlamıyla birlikte kimin dediğini bilmemenden kaynaklanan vede sonra üst mahkemeleri yanıltmaktan kaynaklı olacak iyi düşün dedi vede dava başlamadan bitti...
Şimdi başkaca bir yorum yapmayacağım acaba bu savcının vereceği bilgi iyi midir ?
|
Av.Fırat Bayındır |
Hukuku bilmek: herkes hukuku bilir, hukuk herkes içindir sarımsak gibi herevelazımdır.Hukuku bilmiyorum diyen yalan söyler, amma herkesin hukuku kendine. BU komodor da gün gelir benim hukuk alanıma girerse onu aynen hukuk yaparım.Öyle günlerce aylarca siteden ayrı kalıp da gelip güpedenek hukuk yazmak da neymiş. Hem sonra ben senin hukukunu tanımam sen benimkini, sen de iyi bilirsin ki maddenin 3 hali vardır - rakırokabalık- peki hukuk bunun neresinde? Mesela bir akvaryum düşün -ki bu hukuk olsun- söyle bana bunun içinde maddenin 3 hali yer alabilir mi? Alsa da lezzeti olur mu? Kulüp rakısındaki resimde kimler temsil edilmiştir bilirsin.Hukukçular tabii. Peki sen en çok kimi seversin. Hukuçuları. Demek ki hukukçu olmak için komodor tarafından sevilmek lazım. Ama itiraf et seni en çok kimler sinir eder.Hukukçular. Demek ki hukukçu olmak için komodoru taciz etmek lazım.Hukuku bilmek, hukukçu olmak dünyanın en kolay işidir. Ama hukukçuyu sevmek ise en zor işi. Bu karşılıksız bir aşktır. Bunun gibi..
Eyle sevah ki gara sevda olah
Araplara benziyeh gapgara olah
Gara eşk neyse onu yaşiyah
Hukukçuyu sevmek yazları güneşlenmeyi de gerektirmez. Tasarruflu iştir yani.
Hem zaten hukukçular bu dünyaya da ait değillerdir. Onlar zuzayın 3. boyutundan tesadüfen yeryüzüne inen "Les Fleurs du Mal" dır. Zamanla mutasyona uğrayarak ben-i adem kılığına bürünmüşler ise de bu tesmiye zahiridir, aldatıcıdır.Hukukçu, bir somnanbul gibi çevreye ve topluma dalmış olarak yaşayamaz, lenguviçleri bile farklıdır ne dediğini anlamaz çoğu kimse. Bunların mantıkları da ters işler, akıl erdiremezsiniz.Ama çok ikna edicidirler,öyle hinoğlu hindirler ki, bir hukukçunun sizi aldattığı hissine kapılıp da bir başka hukuçuya gittiğinizde ilk işi önceki hukukçuyu eleştirmek olur.Siz de rahatlamış olarak kendinizi onun kollarına teslim edersiniz. Aslında değişen bir şey olmamıştır yine onlardan birisine mahkum olmuşunuzdur farkında olmadan. Her taşın altından onlar çıkarlar, iyi ve güzel yaptıkları hiç birşey yoktur. Onlarla yaptığınız sohbetlerde size ufak tüyolar verirler ama barbut ustası gibi arkası dönük nasıl düşeş atılacağınıasla söylemezler.Siz de aldığınız bilgilerle yola çıkınca testinin sapı hep elinizde kalır.KIzarsınız köpürürsünüz ama heyhaaat, düzeltmek yine bir başka hukukçuya kalır. HUkukçular kimseyi memnun edememişlerdir. Hukukçular da kimseden memnun değildir. Bu tam iki taraflı karma bir akittir ki akdin ademi ifasından neşet eden şart-ı cezayı kimin tediye eyleyeceği hususunda henüz doktrinde mutabakatla serdedilmiş vazıh bir içtihada hükmolunmamıştır.
Velhasıl Adem hazretlerine yedirilen elma ile birlikte başlayan kural ihlalleri bizi bugünlere getirmiştir.Son günlerde elma yerine ayva pek tercih edilmekle birlikte, ben-i ademin adem elmasının tıkanması ihtimali de pek yüksektir. Malum, ayva kepek yapar.
Sevgili komodor.. bir elma verseler yermisin? |
commodore1tr |
Sevgili Fırat abi ...
Maddenin üç halinin en güzel bulunduğu yer malumun İzmir dir. Ne iskenderunda nede İstanbulda maddenin ikinci hali olan roka güzel değildir. Dolayısıyla tez izmirde buluşup konuyu detaylı olarak tartışmamız gerekmektedir. İzmirin rokası kordona karşı nedense çok tatlı ve lezizdir hele yanında dostlarda varsa yemede yanında yat. Mevsim izmirda lagos genelde kalkan zamanı rakı ve roka daim eksik olan bunları yiyecek dostların bir araya gelmesi ciddi sorun olmaktadır...
Asla huku alanına girmem senden uzak dururum :) Ama şimdi de baktım ki sayın şirin şirine sadece 2 ileti yazmış ikiside burada yani hiç bir konuda allahın kelamını etmemiş ama edene giydirmiş... Yani her eve lazım olan sarımsağı dışarda tutmuş... Ben buna sinir oluyorum yahu hatalı yeri bul yaz arkadaş hukukçu değil sanırım kanuna göre böyledir aman dikkat edin ondan sonra kalk bilip bilmeden konuşmayın arkadaşlar de saygı duyar kabul ederim. Ama hiç uğrama iki kelam et ikisindede yazanlara laf et olmaz yahu rakının içine su buz bazen şalgam konur şarap dökülür nü yahu ... Bir şarap rakıyı bozar iki ölüm tehlikesi getirir üç içilmez olur... Yapmayın yapmayın...
Siteden uzak kalışımızın nedeni admindir. Siteden attı bizi gelme kardeşim dedi Hatta bir kere şişliye çağırdı rakı içmeye gittik bizi ekti olur iş değil yahu ( İftiranın gücünü seveyim salla bir şey sen otur seyret ) biliyorsun hastalı sonra elimin kırılması herşey ne hikmetse üstüste geldi hayatımın 7 ayıyaşanmamış gibi bir saçmalık girdabında gitti açığı bir şekilde telafi ederiz dert ettiğin bu olsun :)
Ben aslında elmada ayvada yemek istemiyorum son 18 ayda yeteri kadar ikisindende yediğimi sanıyorum bıktım aslında yaşamaktan bile...
Neyse yaşamak için yemek lazım zorunlu ara veriyorum bu konuya döneceğim... az sonra.. |
mkdep |
Hukuki Net'in baştan yapması, değinimesi, gereken bir konuya yıllar sonra da olsa bir arkadaşımız açıklık getirmeye çalışıyor bu çok güzel bişey. "Hukukçu Olmak ve Hukuku bilmek". Konu aslında çok yönlü boyutlandırılabilir. Burada benim anladığım kadarıyla şu anlatılmaya çalışılıyor; Hukuk Fakültesi mezunu olan herkes hukukçudur.(Üniveriste ayrımı yapmaksızın, Türk ya da Yabancı hukuk fakülteleri)Birincisi hukuk fakültesi mezunu olan herkes hukukçudur. hukuk mezunu olmayanlar ise hukuku bilebilirler ancak hukukçu değildirler bu nedenle de hukuk mezunlarının ulaştığı bilgi beceri ve hukuk mantığını yakalayamadıklarından onların hukuksal yorum yapmaları ya da hukuki problemlere cevap verip çözüm aramaları çok yanlıştır.
Forumun ana konusu bu olmakla beraber benim burada değinmek istediğim belki yeni bir anket konusu olabilecek konu daha var bende burada ona değinmek istiyorum. Biz Hukuk Mezunları o hale gelmişiz ki hukuk mezunu olanları benimseriz onların görüşlerini sindirir, kabullenir ya da farklı bir görüştür olabilir, bu da bir yorumdur der, saygı duyarız, hukuk mezunu olmayanların görüşlerini ise mantıklı bulsak dahi onun görüşünü ondan daha ileri gidemeyeceği düşüncesiyle hiçbir şekilde kaynak olarak kullanmayız ille de bir hukukçu görüşü arar onu kaynak olarak kullanırız.
Peki, durum böyle olmaklar beraber Hukuk Mezunu olan herkes gerçekten hukukçu mudur? |
omercelikkol |
Sayın şirinin eleştirdiği şeyin yani "kulaktan duyulan şeylerin yazılmasının" ne kadar gerekli ve önemli olduğunu hiç düşünmüşmüdür. Bilakis ben kulaktan duyulan şeylerin hukukçu olmayanlar tarafından burada yazılmasının hayati öneme sahip olduğunu düşünüyorum.
Çünkü burada yazılan iletilerle ilgili olarak a) kimi hukukçu olmayanlar ve sorunu olanlar genellikle çevresinden duyduklarını yazıyorlar b) iletiye cevap veripte hukukçu olmayanlar (bazıları) kulaktan duyduklarını yazıyor. c) Hukukçularda kulaktan duyulupta doğru olanları onaylarken, kulaktan duyulupta yanlış olanları düzeltiyorlar. d)bazı konularda hukukçular farklı görüşler belirtiyorlar. kimisi a derken kimisi b diyor. (hukukun doğası gereğidir. Zaten bütün hukukçuların aynı şeyi düşünmesi mümkün değil aksi takdirde her avukat her davayı kazanırdı. )
Burada çok ironik bir durum söz konusu. Aslında burada hukukçu olmayanların yazdığı kulaktan duymalarında düzeltilmiş olması (ki burada genelde ya ayn gün veya diğer gün mutlaka düzeltiliyor.) sayın şirinin "gözden kaçırılan ya da düzeltilinceye kadar edinilen her yanlış bilginin telafisi mümkün olmayan hak kayıplarına neden olabileceği hususu nazara alınarak.." tezini çürütüyor. Zaten buraya sorunlarını yazanlar çoğunlukla avukat tutmuş veya avukat tutmak üzere olanlar. Avukat tutmuş olanlar avukatının söylediklerini, avukat tutmak üzere olanlar ise avukatının söyleyeceklerini test etmek amacıyla buraya ileti yazıyorlar. İnsanlar iki ihtimalden dolayı aynı olayı farklı hukukçulara sorarlar. 1- Hukukda yorum farkı önemli olduğu için acaba avukatım yanılıyor mu? düşüncesi (bu avukat işe yarıyor mu düşüncesi) 2- bazende avukatının istediği şeyi söylemediği için duymak istediği şeyleri duyma isteğidir.
Burada hukukçu olmayanların dulaktan duydukları şeyleri yazması ve bunların hukukçular tarafından düzeltilmesi bu şekilde yanlış düşünenleri de düzeltmiş oluyor ki bence bu forumu asıl önemli yapan bu noktadır.
Saygılar sunarım
%30 hukukçu
Ömer ÇELİKKOL |
commodore1tr |
Gördüğüm ve anladığım kadarıyla konu biraz rayından çıktı gidiyor ama güzel olan düzey bozulmuyor k i bu bence çok önemli..
Tanıdığım tüm hukukçularda sevdiğim sevmediğim hakimi savcısı avukatında ben temel bir enteresanlık görüyorum...
Kanun koyucu doğru olarak değerlemdirerek bir kanun çıkarıyor ve kanun yasalaştıktan sonra yürürlüğe giriyor buraya kadar normal hukuku bilenlerle hukukçu olanlar arasındaki kavga bundan sonra başlıyor. Hukukçular kanunu sanki allahın bir kelamı gibi görüp yorum yapmaktan veya ' bu hatalı bir kanun demekten ' kaçınarak o kanuna işte böyle diyip kestirip atma yönündeler. Bence sorun burada başlıyor. Kanunun öyle olduğunu bizde biliyoruz ama doğru mudur ? Uygulama böylemi olmalıdır ? sorusunun yanıtı hukuku bilenlerde ' kanun böyle diyor böyle uygulanır doğrudur' dan öteye gidemiyor. Yada düşündüklerini söylemekten imtina ediyorlar.. orası hakkında tam emin değilim
Örneğin bir genç kıza tecavüz davası olsun burada kanun koyucu ' kızları koruyoruz maskesi altında tamamen kızları aşağılayan ve erkekleri koruyan bir madde eklemiş ' demişki eğer kız ( kanuni yaşlar tutuyor ise ) tecavüzcüsü ile evlenirse ve ... yıl boşanmazlarsa tecavüzcü ceza almaz... Tartışma konusu bu ise tüm hukukçular bu kanunu söyleyip evet doğrudur diyip başkada bir fikir asla kabul etmiyorlar. Ama benim gibi hukukçu olmayan tipler ise bu kanunu sakat bulabiliyor ( yukarıda ' ' içinde yazdım) bende diyorum ki bu kanun sakattır çünkü kadınları aşağılıyor canı sıklılan zengin veya kendince güzel bir kızı gözüne kestirir tecavüz eder sonrada evlenmek ister böyle kanun olur mu? Türkiyenin sosyal yapısı zaten kızları baskı altına alıyor tecavüze edilen kız nedense kötü yola düşmüştür tecavüz edenin suçu yoktur gibi garip bir mantık var bu kanunda bunu kullanarak tecavüzcüyle evlen dayatmasından başka bir şey değil kanun kız evlenmek istese bile ... yıldan aşağı olmayacak şekilde hapis olmalıydı bence de bunu hukukçularla kavga çıksın .....
Belki hukukçular içten içe haklı olunduğunu kabul etselerde kanunu savunmaktan da geri kalmazlar doğru yanlış kanunumuzu koruyalım derdine düşüyorlar gibi geliyor bana ... sorunda budur aslında aynı geminin içerisindeyiz gemi batsa hep birlikte batacağız umarım herkes bir gün bunu görür...
|
Av.Esin Kılıç Erdoğan |
Sanıyorum önce temel bir bakış açısını ortaya koymakta fayda var: Mükemmel diye birşey yoktur.
Elbette kanunlar da mükemmel değildir. Olmayacaktır. Ne var ki, hukuk, toplumsal yapıdaki gelişime, değişime ayak uydurmak durumundadır. Salt hukukçuların değil, toplumun tüm kesimlerinin, hukukun topluma ayak uyduramadığı, geride kaldığı durumlarda, itici ve hatta zorlayıcı güç olarak üzerine düşeni yapması gerekir.
Hukukçular kanuna sarılır mı? Evet, haklısınız, sarılır. Hatalar içerse de mevcut bir kanun, kanunsuzluğa yeğdir. Doğru tutum ise, hukukçunun, bir yandan kanuna sarılırken, öte yandan sözünü ettiğim itici gücünü kullanmasıdır.
|
Bugünün tarihi: 03/05/2025 07:09:48 |