Sayın Katılımcılar;
Sosyal devlet ilkesi ile insan hakları çerçevesinde ömür boyu yoksulluk nafakası ödemek ne derece doğrudur?
Bu Konuna ne yapılmalıdır?yapılması gereken nedir.?
Printable View
Sayın Katılımcılar;
Sosyal devlet ilkesi ile insan hakları çerçevesinde ömür boyu yoksulluk nafakası ödemek ne derece doğrudur?
Bu Konuna ne yapılmalıdır?yapılması gereken nedir.?
Sayın "rpanatli" nafaka konusunda bunca iletinize bu kadar tepkisiz yorumsuz kalınmasına rağmen hala mücadele etmenizi takdir ediyorum.
Saygılarımla.
Evliliğin ne kadar ciddi bir kurum olduğunu bir kez daha hatırlatıyor yoksulluk nafakası.Hukuktaki mantık şu; Sen bir insanla evlendin ve ömür boyu maddi ve manevi her şeyi paylaşacağını, iyi günde kötü günde beraber olacağını ifade ettin.Sonuçta birlikte yaşarken her türlü imkanını paylaşıp aynı standartta yaşayacaktın, ayrılınca bir tarafın mağdur olmaması için o kişi evlenene yada maddi durumunu düzeltene kadar yoksulluk nafakası ödüyorsun.Yani bencilce tek taraflı düşünülürse her durumda olduğu gibi bu durumda da kişiler kendilerini haklı ve mağdur görebilir.Ancak olaya karşı tarafın pencereseinden bakıldığı zaman gayet insan hakları çercevesinde bir durum.Bu konuda yapılması gereken ise fikrimce şudur, gaza gelip olmayacak evlilikler yapılmamalı ve yok yapılan evlilikler gerçekten büyük bir aşk ve birlikteliğin sonucuysa, birliktelikler bittiği zaman birbirine karşı hala sorumlu olmaktan gocunulmamalıdır.Yapacak bir şey yok.Yasalar ne derse o.Yasalrda şu an bencede doğru olan bu durama işaret ediyor.İyi forumlar.
Olayın mantığını anlamak benim için çok güç. Neticede, hür, reşit, fiziksel ve zihnen sağlıklı birinin geçimini, ölene kadar başka bir insanın sırtına yüklüyorsunuz. Hangi ahlak anlayışına göre?
Ayrıca, birde yoksuluk nafakasının, gayet bariz cinsiyet ayrımcılığı yapılarak erkekler aleyhine hükmedilmesi var ki, o da başka bir felaket (bizzat hakimlerin anayasayı bu kadar fütürsuz bir şekilde ihlal ediyor olmaları)
Selamlar,
Not: Halen devam etmekte olan davamda, benden daha fazla kazanan (SGK kayıtları ile ispatlı) eşime tedbir nafakası ödüyorum.
tamam ozaman o belgeleri hakime göster ve ödeme.
Yorumları okuduğum kadarı ile hala olayın ne derece boyutlarda olduğu ve yürürlükte olan normların insanlar tarafından bencilce kullanıldığının Nafaka yükümlüsünün yanında yaşayanın kadın diğerlerinin ise çocukları olduğunu onlarında yaşamını idame ettirebilmek için nafaka yükümlüsünden medet umduklarını göz ardı etmenize şaşırdım.İşte bu denli vurdumduymazlık içerisinde denirse yaşamımızı idame ettirmeye çalışıyoruz.
Yürürlükte bulunan normlar açıklarla dolu iken bunun açık ve aleni nafaka alacaklısı lehine yorumlanmasıda ne yazıkki günümüzde sosyal bir gerçektir.Kişinin ömür boyu nafaka ödemeye mahkum edilmesi sosyal devlet ilkesi ile asla bağdaşmayan bir durumdur.
Belirtmek gerekir ki, nafakaya ilişkin hükümler ise araştırdığım kadarıyla İsviçre Medeni Kanun un’dan ve Nafakaya Dair uluslararası nitelikte sözleşmelerden iktibas edilmiştir. Sonuç olarak şunu belirtmek isterim ki, yasa yapım sürecinde yasa koyucuları toplumsal nitelikte normlardan soyutlamak gerçekliğe aykırıdır, etkileşim mutlak nitelikte olmasa da uygulanabilir norm tesisinde etkin bir unsurdur. Ancak soyut açıdan yasa koyucunun bu kültürel normlarla çelişecek yasal tasarrufunda bulunması mümkündür. Nitekim münferit bazı vakalarda bize yasa koyucunun bu anlamda mutlak bağlı olmadığını gösteriyor..Olması gereken olgu,resepsiyon değil,kodifikasyon edilen yasal nitelikte kurumların ülkenin sosyal ve kültürel yaşam biçimine uyarlanmasıdır.
Bu husustaki yanlış algı toplumsal anlamda meşruiyet kazanmış görünmektedir. Yürürlükteki normları göz önüne aldığımızda, toplumsal ve kültürel normlardan ve uygulanabilir olmaktan uzak yasal hükümler azımsanacak boyutta olmadığını görmek gerektiği düşüncesindeyim.
Sayın Adelet82,
Benim davada, biz 4 defa tedbirin kaldırılmasını taleb ettik, hakim her seferinde de hiç bir gerekçe göstermeden talebimizi red etti. Maalesef ülkemizde çok keyfi bir hukuk sistemi var.
Cemil1
Eline Diline Beynine Sağlık arkadaşım, gelmiş geçmiş bu platformda senin gibi yorum yapan birini görmedim okadar güzel cümleler kurmuşunki kendi adıma teşekkür ederim...
TEKRAR BİR OKU İSTERSEN CEMİL
Evliliğin ne kadar ciddi bir kurum olduğunu bir kez daha hatırlatıyor yoksulluk nafakası.Hukuktaki mantık şu; Sen bir insanla evlendin ve ömür boyu maddi ve manevi her şeyi paylaşacağını, iyi günde kötü günde beraber olacağını ifade ettin.Sonuçta birlikte yaşarken her türlü imkanını paylaşıp aynı standartta yaşayacaktın, ayrılınca bir tarafın mağdur olmaması için o kişi evlenene yada maddi durumunu düzeltene kadar yoksulluk nafakası ödüyorsun.Yani bencilce tek taraflı düşünülürse her durumda olduğu gibi bu durumda da kişiler kendilerini haklı ve mağdur görebilir.Ancak olaya karşı tarafın pencereseinden bakıldığı zaman gayet insan hakları çercevesinde bir durum.Bu konuda yapılması gereken ise fikrimce şudur, gaza gelip olmayacak evlilikler yapılmamalı ve yok yapılan evlilikler gerçekten büyük bir aşk ve birlikteliğin sonucuysa, birliktelikler bittiği zaman birbirine karşı hala sorumlu olmaktan gocunulmamalıdır
Dediklerinize katılmakla birlikte,
yoksulluğa düşmeye boşanma sebep olamaz. Olsa olsa bir süre ekonomik zorluklar yaşanmasında etkisi olacaktır boşanmanın. Bu durumda da , boşanmış ve artık yanlız yaşamaya başlayan bir bireyin tüm hayatı boyunca yoksul kalmasına sebep boşanmış olması olamaz öyle değil mi sn. sevcanakay?
Boşanma sonrası yoksulluk nafakası evet, mağduriyet yaşayacak tarafın ilk etapta o dönemin zorluklarını atlatmasında katkıda bulunmak için gerekli, ama o kişinin 15 yıl boyunca yoksul kalmasının sorumluluğu sürekli olarak erkeğe yükleyip , yıllarca yoksulluk nafakası ödetmek pek hak görünmüyor nedense.
İşin bu tarafından bakıldığında yoksulluk nafakası daha çok, tembelliğe alıştırma, oh olsun boşanırmısın, gör gününü nafakasına dönüşmekte. Yanlış olan asıl konu bu.
Sayın Sevencan,
Boşanmaya kategorik olarak karşı olabilirisiniz. Tabii ki bu da bir bakış açısı. Eminim dünyada sizin gibi düşünen milyonlarca hatta belki yüz milyonlarca kişi vardır. Fakat boşanmayı medeni bir hak olarak kanununlarınız içine koymuşsanız, boşanma sonrası eşlerin birbirlerine karşı yükümlülükleri karşısında da belli bir adalet ve hakkaniyet çerçevesi içinde yaklaşmanız gerekir. Kaldı ki bizım mevcut medeni kanunumuz boşanmayla birlikte bazı hususlarda eşleri keskin bir şekilde birbirinden ayırmada fazla bir beis görmüyor. Mesela velayet konusunda velayeti alamayan taraf pratik olarak çocuğun hayatından dışlanıyor.
Saygılar,
cemil
Öncelikle samimi iletin için ben teşekkür ederim sevcanakay
Ben öncelikle bayanların bu durumu bazen kötüye kullandığını gören ve bilen bir bey olarak bunları yazıyorum.
Hukuk insanların ihtiyaçlarından doğan bir gereksinim.Ve hukuk var olduğundan beri sosyolojiyle ve insanların icinde bulundurğu durumlarla şekillenerek bu duruma gelmiş bulunmakta.Özellikle bizim toplumumuzda bayan için evlenip boşanmak çok sıkıntılıdır, hepiniz tahmin edersiniz.Hatta bir bayanın şunu dediğini hiç unutmuyorum ''Türkiyede bir bayan için boşanmak rüyalarında bile mahhalle baskısı göremektir'' demişti.Erkek için ise bizim toplumumuzda ki algı ve yaradılıştan gelen bazı malüm durumların gereği çoğunlukla daha sıkıntısız atlatılmakta.Tahmin ediyorum kanun koyucularda bunun farkında ki bayanın lehine yasalarla bu durumu dengelemeye çalıştı.Erkek ödediği yoksulluk nafakasıyla sadece kadının evlilikten kaynaklı maddi kaybını gidermiş olmuyor ki.O ayrı bir tazminatın konusu da olabilir.Nikah memuru ve şahitler önünde(yani kanunlar önünde) iyi günde kötü günde herşeyini paylaşacağını ve bundan sonra edindiklari tüm malların kimin kazancıyla alınmış olursa olsun ortak olacağının ve büyük bir ortak yaşamın sözünü veriyor.Yani çiftler birbirine çok ciddi taahüdlerde bulunmuş oluyor.Ayrıldığı zaman işte bunun bedelini ödemektedir Ülkemizde erkekler.Eğer böyle olmasaydı emin olun ülkemizde erkeklerde şu düşünce yaygınlaşacaktı '' dur bi evleniyim, nasıl olsa kafama göre boşanabiliyorum olmadı 2 sene boşanır başkasıyla evlerim''.Yani evlilik kurumunun tüm ciddiyeti kaybolacaktı ve kadınlar için güven veren bir birliktelik olmaktan çıkacaktı.Yani hakukta ki bu yaklaşımın ben haksız olmadığını düşünmekle beraber bazı durumları da kesinlikle tasvip etmediğimi(kadının çok kazanmasına rağmen nafaka bağlanması, erkeğin durumunun dinlenmeden karar verilmesi vs.) belirtmek isterim.Ancak kadını korurken erkeği fazla ezersekte 10 sene sonra o imzayı atacak erkeği zor bulacak kadınlar.Bu da bizim toplumumuz için başka bir sorun kaynağı olacaktır.
Saygılarımla..
Sayın sevcanakay;
O dediğinize elbette katılırım ancak;
Kişiler art niyetli ise ve yaşamını idame ettirmenin dışında sırf sözde intikam almak için nafaka peşine düşenlere ne demeli ?
Diğer bir deyişle nafakayla hayatını idame ettirmeyi meslek haline getirmiş art niyetli insanlar olamazmı?
Günümüz şartlarında bu benzerlikte çok olaylara şahit oluyoruz.
Sırf anlaşamadığı için yollarını ayırmış bir insanı ömür boyu nafakaya hükmetmek sosyal devlet ilkesi içerisinde ne kadar doğrudur?
Peki; Ülkemizde kadının durumu malum da 20-30 yaşında gayet sağlıklı ve çalışabilecek durumdaki insanların her yıl nafaka artırım talebiyle müracaat etmesi normal midir? Nafaka yükümlüsü tekrar evlenmişse ve hatta çocukları olmuşsa nafaka yükümlüsü boşandığınamı baksın yoksa birlikte yaşadığınamı ? Oysa yargıda cinsiyet eşitliği ilkesi mevcutken?
Lütfen eleştiri yaparken aynı duruma düşebileceğiniz varsayımını göz ardı etmeyin.Geleceğin ne getrebileceğini kestiremezsiniz.
Sayın Bill187 ;
Siz Hiç Tekrar boşanacağım diye evlenen birine şahit oldunuzmu?Sizin dediklerinize harfiyyen katılırım ancak boşadığınız kişi çalışamayacak yaşta olabilir hasta olabilir amenna o zaman yerden göğe kadar haklısınız.Zaten çarpıklık burada asıl ihtiyacı olan alamıyor Nafaka yükümlüsü bordro harici çalışan ise üzerinde de herhangi bir mal varlığı yoksa neyini alacaksınız? Yılda 10 gün hapis yatım çıkıyor.Çabamız budur hiç kimse mağdur olmasın bordro karşılığı çalışan veriyorsa diğeride versin.
Eğer yürülükteki normlara dikkatlice bakacak olursanız uygulamadaki yanlışlıklar azımsanmayacak boyutta olduğunu göreceksiniz.
Sayın Erdoğan Kırcalı ;
Yazdıklarınız günümüz şartlarında olması gereken en makul en mantıklı olanıdır.Hukuki nitelikleri açısından birbirinden farklı olan resepsiyon ve kodifikasyon kurumları arasındaki anlamsal farklılığın göz ardı edildiğini maalesef ortaya koyuyor.
Olması gereken hukuk, yasa yapım sürecinde resepsiyon değil, kodifikasyon olgusunun hakim olmasını gerektiriyor. Yasaların büyük ölçüde ülkenin gelenek ve göreneklerinin hukuk çerçevesi altında yaptırıma bağlanan kurallar bütünü olarak tanımlanması mümkündür. Her ne kadar gelenek ve görenek ile yasal süreç arasındaki ilişki, mutlak olmasa da yasa koyucunun toplumsal normları süreçten dışlayarak yasa yapması sosyal gerçekliğe aykırı bir ifade olur.Diye Düşünüyorum...
Bir akrabam tahminim 15 senedir nafaka ödüyor.2 tane çocuğu vardı.Tekrar evlendi 3 tanede bundan çocuğu oldu.Nafaka bağlanıyorsa bayan mağdur olmasın diye bunu erkeğin tekrar hayat kurmasına pranga vuracak şekilde olmaması gerekir her halde.Ben öyle düşünüyorum.
Akrabam ilk eşi ile Samsunda yaşıyordu.Boşandıktan sonra eski eş İstanbula gitti.Nafaka öderken eş İstanbul da sigortasız çalıştığını tesbit edip nafaka düştü ama kız çocuğa devam etti.
Yani erkek araştırma yapmasa kendini uyanık sanan eş sigortasız çalışıp ne koparsam kar saydı.Araştırılmasa hayat boyu devam yani.İnsanda onur ve vicdan olmadıktan sonra her şey beklenir.Benim fikrim boşanan eşlerin yani bayanların bu şekilde hareket edenlerin sayısı azımsanmayacak kadar değildir.
Daha öncede nafaka konusunda yazmıştım yanılmıyorsam.Bizim akrabanın maaşının yarısı nafakaya gidiyor.Bir yandan geçiniyor bir yandan evinin üstüne 3 daire daha yaptı.Duyumlarımıza göre muska yazıyormuş,şimdi yazar mı bilmem.AHHH bayanlar ahh şu nafaka için hocaya muskacılık yaptırır işte.
Sayın rpanatli;
Lütfen yazdıklarımı dikkatli okuyup ona göre cevap yazınız.Benim orada yazdığım eğer evlilik kurumu bu denli insanı bağlayan ciddi bir kurum olmasa ve insanlar hiç bir yükümlülükleri olmadan 5 dkda kafalarına göre boşanabilseler bazı erkeklerin ihtimal düşünebilecekleriydi.Şu anki durum zaten erkekler için ağır bedeller ödettiği için kanunları bilen ve çok az aklı olan biri bile heralde böyle düşünmez.Zaten yazımda şu an olan bir durum mevzu bahis değildir.Sanırım orayı dikkatli okuyamadınız.Bunun haricinde de yazan bir çok arkadaşın olaya subjektif baktığını düşünmekteyim.Hiç kimse memnun değil.Hukuk insanları adına gerçekten üzülmekteyim çünkü kimseyi memnun edemiyorlar.Allahtan işleri insanları memnun etmek üzerine değil.Sadece ADELETİ sağlamak üzerine.İyi forumlar.
Sayın Bill187 ;
Yazış Tarihi ve saatine göre sizin 2. yorumunuzu okuma fırsatım olmadı 2.Sıradaki yazımda da belirttiğim gibi olması gereken olgu bu fakat bu denli ağır yükümlülüğün erkeğe yükletilmesi inanın kaldırılacak bir yük değil ki siz bunu zaten takdir ediyorsunuz..
Sayın Erdoğan KIRCALI'nın dediği gibi Boşanmak kişiyi yoksulluğa düşürmez bu mümkün değil ancak; Bu husustaki yanlış algı toplumsal anlamda meşruiyet kazanmış görünmektedir. Yürürlükteki normları göz önüne aldığımızda, toplumsal ve kültürel normlardan ve uygulanabilir olmaktan uzak yasal hükümler azımsanacak boyutta olmadığını görmek gerektiği düşüncesindeyim.
Diğer taraftan takdir edersiniz ki hukuk normları adaleti tesis etmek açısından işlevsel uygulanmayınca bu soyut adalet fikri somutlaşmayınca hiçbir anlam ifade etmiyor. Ayrıca sistemin aktif süjelerinden biri olarak şunu göz ardı etmemek gerekir ki nihai adaleti tesis etmekle görevli hâkimlerimizin hukuk yargılamalarında normları kadın lehine yorumlama şeklinde tezahür eden yaklaşımı bir gerçektir. Hatta Kanada hâkimleri de mütemadi olarak bu tavrı gösterince yargılamalarda bu durumu pariental alienation adında bir psikolojik bunalımla yani literatüre geçmeye değer bir olgu olarak görülmüş ve hâkimlere yargılama cinsiyet eşitliğini bozmamaları telakki edilmişti. Bürokratik mekanizmaların ruhuna da işleyen bu durumun salt ülkemiz adalet mekanizmasına tahsis edilmemesini, karşılaştırmalı hukukta da oldukça geçerlilik ifade eden olumsuz bir durum olduğu gerçeğini göz ardı etmemek gerekir diye düşünüyorum...
Kişi boşandıktan sonra şayet boşadığı eşi çalışamayacak durumda yaşlı ve ya çalışmasını engelleyici byük bir rahatsızlığı var ise ölene kadar nafakayı ödesin buna hiç kimsenin itirazaı olmaz.
Ancak 1-2 yıl sürmüş evliliğin arkasından 25-30 yaşındaki insanların nafaka talebi ile mahkemeye baş vurması ne derece gerçekçilik ile bağdaşır?Bu durum nafaka alacaklısını tembelliğe itmektedir.Yapılan sgk araştırmasında nafaka alacaklısı asla iş bulmak için müraacaat etmemiş olması iş bulmak adına herhangi bir girişimde bulunmaması yerel mahkeme tarafında anlam ifade etmiyor.
Saygılarımla...
Çok teşekkürler kaliteli ve üzerinde düşünülmesi gereken bir konu
sağlık sıkıntısı olmayıp daha 20 li yaşlarında hatta üniversite tahsiline kadar tamamlamış olup evlenmediği yada kayıtlı bir işe girmediği için yıllar boyu nafaka ödenmesinin mantığı nedir ya???
herşeyi eşitliycem derken kadınlara " çalışma ödesin , evlenme ödesin" dercesine bir sistem bence. ödenmesin demiyorum ama bunun mantıklı bir sebebi olsun. çocuk durumunu bu konudan çok ayrı tutuyorum. ama çocukta yokken yıllarca birine bakmak....
bellirli bir süre ödenebilir. bu süre zarfında bu insana iş bulma hakkı tanınmış olunur. 2 yıl evli kalan birinin 10 sene nafaka ödemesini hangi mantığa sığdırabiliyorlar şaşırıyorum. bu hem kadını vasıfsızlaştırmak değilmidir.
ben bu konunun büyük ölçüde kötüye kullanıldığını düşünenlerdenim. işsiz ve hiç bir geliri olmayan biri için bile 150 tl den başlayan bir çizelge var... ödemezsede hapis...
valla yapacak bir şey yok herkes kendine yontuyor diycem ama oda olmuyor boşanan hakimler bile başka hakimin bu kararını irdeliyor ama değişen yok
sayın arkadaşım ve diğer tüm yorumcular öncelikle vermiş oldugum yanıta epey bir ilgi gösterip yorum yaptıgınız için çok mutluyum :) şimdik gelelim meseleye
(((Kişiler art niyetli ise ve yaşamını idame ettirmenin dışında sırf sözde intikam almak için nafaka peşine düşenlere ne demeli ?
Diğer bir deyişle nafakayla hayatını idame ettirmeyi meslek haline getirmiş art niyetli insanlar olamazmı?))) demiş arkadaş, hiç bir insan nafaka alıcak diye ömür boyu bekar kalmaz, nafaka ya çocugu varsa alınır yada yoksulluğa düşerse bunu artık herkes biliyor, boşanan her eş, sırf üç kuruş nafaka alıcak diye ömür boyu BEKAR kalan bir insan gördünüzmü, haaa belki inat uğruna 3 bilemedin 5 sene alır ama sonunda bir şekilde evlenir eninde sonunda kesilir o nafaka, o bakımdan nafaka yı erkekler ancak çocukları varsa mecburen öderler haa ödemeyenlerde var o ayrı birde erkekler nedense boşandıkları eşleri nafaka talebinde bulununca erkek
1: İşsizim :) boşanma aşaması stresden işsiz kaldım çalışamıyorum :)
2: Yada çalışıyor ssk göstermezler
3: Hemen evi arabayı neyi var neyi yok satarlar yada başkasının üstüne yaparlar :) hele boşansın hemen yeni eş cabası :)
4: Maaşı 1,200 tl ise asgari ücret alıyorum anca kendime yetiyor :)
5: Arkadaşımın yanına sıgındım ( halbuki ana babasının evindedir ) :) yemezler
Ayyy daha çok varda şimdi mesai saati bitiyor servise geç kalmıyım
Yoksulluk nafakası ortalama ne kadar süreyle ödeniyor, elinizde her hangi bir istatistik var mı? Benim nacizane tahminim yarısı ölene kadar sürüyor gibi...
Kanun Metni Gayet Açık ve Net;
“MADDE 175 - Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.
Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.”
Nasıl bir istatistik istediğinizi bilmiyorum ancak Bulunduğum ilin icra dairesi kayıtlarından 32 yıl süre ile nafaka ödeyenin olduğunu biliyorum.
Artık nasıl bir eşitlik ilkesi,nasıl bir insan hakları,nasıl bir hakkaniyete bağlanabiliyorsa maalesef yurdum ülkesinde böyle işine gelirse?
Bir erken bir kadınla evlendiyse ve sonra boşandıysa, o kadın tekrar evlenene kadar erkek de evlenmeyecek.
Erkeğin evlenebilmesi için kadının evlenmesi gerek.
Ben böyle anladım :)
Belki sizin kadar profesyonel yorumlar yapamayacağım,neden haklı olduğumu tam olarak ifade edemeyeceğim..ama şunu söylüyorum özellikle (sevcanakay)benim evladımın rızkı evimin nafakası ,giymeye kıymadığım ayakkabımın, elbisemin,paltomun belki de lüks denecek yiyeceklerin pahalı meyve ve sebzelerim MUHAMMED imin geleceği ,eşimin alınteri,benim gözyaşlarımın parası ...çalışabilecek ayda eline durumda eli ayağı düzgün,akla sahip birine helal mi?sorarım yetkililere ADALET DAĞITICILAR,BAKAN,HAKİMLER hiçmi araştırmaz bunun vebali büyük ..elbet ben hakkımı alacağım ama helal etmiyorum,bu şekilde bizi kaz gibi yolan ,soyan sözde yasaları değiştirmeyenler ALLAH ın GAZABINA uğrasın...en azından benim evimin nafakasını(2500 tl maaş--1760 nafaka)açtığımız davayı reddederek başkasına hibe eden feminist kadın HAKİM den mahşerde şikayetçiyim EMİNE ARZU KISA ÖZDEMİR...ALLAH ım sen bu hakime dünya ve ahiret hayatında rahat yüzü verme.. ondan hesap soracağız oğlum ve eşim ile birlikte..
2500 tl maaşa 1760 tl nafaka çok büyük haksızlık bu yargıtaydan döner siz kararı temyize gönderseniz bile tekrar dava açın
aynı mahkemeye düşecek değilya
Sayin SeaDemir,
Eski esin baska biriyle evlenmedigi surece sen bu nafakayi ikinizden biri olene kadar odemek zorundasin. Senin maddi durumunun kotulesmesi nafakanin kaldirilmasi icin bir gerekce teskil etmiyor. Issiz bile olsan nafaka odemek zorundasin. indirim davasi acma hakkin var, ama hakimler fazla sicak bakmiyorlar. Yuzde 10 falan nafaka indirimi veriyorlar. Maalesef sene 2012 ve Avrupa Birligine girmeye calisan Turkiye de adalet anlayisi bu....
Hangi Avrupa ulkesinde boyle bir nafaka sistemi var... Birak Avrupayi, Afrika Asya dunyanin hic bir yerinde boyle bir nafaka anlayisi yok.. Bir de utanmadan medeni hukuk isvecreden alinma falan diyorlar... Tamamen yalan...
evet haklısınız nafaka olmalı,
eşimin (kadın) internet maceraları yüzünden boşanmaya karar verdim,anlaşmalı boşanarak altınları,ev eşyalarının çoğunu,bir de üstüne nafaka ödemeyi kabul ettim,sırf bir an önce kurtulmak ve çekişmeli dava olması halinde üzerime atacağı asılsız iftiralarla uğraşmamak adına...şu an da paşa paşa nafakasını ödüyorum, ailemin resmen karını ödüllendirmişsin diye benle alay etmesini sineye çekiyorum şu an ama en güzeli de bu oldu aslında,1 ayda kendisinden kurtulmuş oldum,evet nafaka olmalı
(kendisi sağlıklı ve genç biri,iyi geliri olan bir iş bulmuş,bunun üzerine ben de nafaka iptali için dava açaçağım deyince cevabı da devlet memuru olmadığı sürece nafakayı ödermişim,ayrıca ev alacağı için nafakama ihtiyacı varmış,sanki benim evim varmış gibi,ben de kiracıyım,Allahım sen aklıma mukayet ol:)
hep erkekler suçlanmış ta kadınların hiç mi suçu yok,evlilik için attığı imzanın kıymetini,anlamını,önemini bilmeyen o kadar çok kaddın var ki.
Nafakayı baştan kabul etmekle hatalı davranmışsınız. Yoksulluk nafakası sizin ömrünüzün sonuna kadar kazancınızın ipotek altına alınması demek. Hatta kazancınızın ötesinde sınırları belli olmayan maddi bir sorumluluk bu. Yarın öbürgün eski eşiniz nafaka artırım davası açabilir ve hakimde sizin ödeyebileceğiniz limitin üzerinde bir miktara hükmedebilir. O zaman hapse girmemek için belki annenizin babanızın yada kardeşinizden para istemek mecburiyetinde kalacaksınız.
Neticede bizim medeni hukukumuz tam bir mafya hukuku. Bir farkla. Mafya babalarının adalet ve hakkaniyet duygusu mahkemede karşısına çıktığınız hakime göre çok daha gelişmiş ve dengeli.
gözlerim yaşardı :)
Gülmekten mi,ağlamaktan mı yaşardı.?
Geçen gün sizin açtığınız konuya yanıt verilme vesilesi ile açtığınız yalancı şahit konunuzu okudum. Bu siteye üye olurken konulara hakim,bilgisi olan,değişik konular ile alakalı tecrübe sahibi kişilerin yaşadıkları,bildiklerinden faydalanmak için üye olunur diye düşünüyorum.Ben öyle yapmıştım.Sizin adınıza konuşmim ama sizde büyük ihtimal bu şekilde üye olmuşsunuzdur diye düşünüyorum.
Siz bir süreç yaşamışsınız,bayan olarak sizin yaşadıklarınıza benzer,daha az,daha çok sıkıntılı evlilikler yaşanıp bitmiştir.
Bu sitede bu davalar ile alakalı aşırı konular var.Belki toplumda yaşanılanların kaç binde biridir.
Bu siteye üye olup konu açanların ben eminim ki binde dokuz yüz doksan dokuzu haklı,mağdur,haksız kararlar sebebi ile konular açıyor,dertlerini anlatıyorlar.
Deme o ki yorum yaparken yok erkek tazminat,ömür boyu nafaka ödesin,oh olmuş,gibi yorumlardan ziyade,her yaşanılanı kendi içinde yorumlamak,bir şey bilmesek veya ona yardımcı olacak bir cevabımız olmasa bile manen kim haksızlığa uğramışsa o kişiye yazacağımız iki satırlık gönül alıcı yazılar ile gönülde yer edilir düşüncesindeyim.
Neyse bunu okuyup ta fırça atmayın.
Ülkemizdeki hukuk sisteminin içinde bulunduğu sefil durum için ne kadar üzülseniz azdır.
Bakınız Türkiye AIHM de adil yargılanma hakkını ihlalden dolayı 800 küsür defa mahkum oldu. Bu kadar fazla mahkum olan ikinci bir ülke yok. Belki siz farkında değilsiniz ama, adil yargılanma en temel insan haklarından biridir. Hem Birleşmiş Milletlerin insan hakları beyannamesinde hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde, açık bir şekilde ıfade bulmuştur. Eminim kimsenin takmadığı bizim Anayasamızın bir tarafınada laf olsun torba dolsun babından, bu mealde bir şeyler karalanmıştır.
Bugün Türkiye evrensel hukuk sistemi içinde korsan ülke olup mollaların İranı veya Saddam Hüseyinin Irakı ile aynı kategori içinde görülmektedir. Türkiyenin talep ettigi sıradan bir enterpol kararı bile 'adil yargılama' olmadığı gerekçesi ile geri çevrilmektedir.
- - - Updated - - -
Ülkemizdeki hukuk sisteminin içinde bulunduğu sefil durum için ne kadar üzülseniz azdır.
Bakınız Türkiye AIHM de adil yargılanma hakkını ihlalden dolayı 800 küsür defa mahkum oldu. Bu kadar fazla mahkum olan ikinci bir ülke yok. Belki siz farkında değilsiniz ama, adil yargılanma en temel insan haklarından biridir. Hem Birleşmiş Milletlerin insan hakları beyannamesinde hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde, açık bir şekilde ıfade bulmuştur. Eminim kimsenin takmadığı bizim Anayasamızın bir tarafınada laf olsun torba dolsun babından, bu mealde bir şeyler karalanmıştır.
Bugün Türkiye evrensel hukuk sistemi içinde korsan ülke olup mollaların İranı veya Saddam Hüseyinin Irakı ile aynı kategori içinde görülmektedir. Türkiyenin talep ettigi sıradan bir enterpol kararı bile 'adil yargılama' olmadığı gerekçesi ile geri çevrilmektedir.
olaya iki yönlü bakmak lazım hep mazlum olarak kadınlar görünüyor ama ben cehennem azabı gibi geçen 3 yıllık evliliğimden anlaşmalı boşanma ile kurtuldum o zaman 2 yaşında olan oğlum Allah ıma bin şükür eski eşim istemediği için bende kaldı.oğlum bugün 5 yaşında ben hala bekarım oğluma üvey anne getirmek istemediğim için evlenmedim,oğlum bu yıl kreşe başladı ben asgari ücretle çalışan bi insanım ailemin yardımıyla geçinmeye çalışıyorum eski eşimde ailesinin yanında ve ev geçindirme gibi bi derdi yok ona rağmen 3 yıldır nafaka ödüyorum ve gerçekten çok zorlanıyorum en kötüsü daha kaç sene ödeyeceğimde belli değil.soruyorum size bu adalet mi? eski eşim eş görevlerinide,annelik görevlerinide yerine getirmediği halde bana bu ceza kesiliyor.bizim hukukumuz her kadını melek eş ve melek anne gibi algılayıp erkeği cezalandırıyor ama her kadın melek değil ve her kadın anne değil maalesef... artık bu konudada avrupa standartlarına geçmeliyiz diye düşünüyorum.eski eşim 23 yaşında sağlıklı bi kadın ben nasıl çalışmak zorundaysam oda çalışabilir artık eskisi gibi değil hiçbirşey erkek çalışan kadar kadın çalışanda var ama eskiden kalma bu kanunlar yüzünden ben ve benim gibi binlerce kişi borç ve kredi batağından çıkamıyoruz.Burdan devlet büyüklerime sesleniyorum lütfen bu nafaka konusuda avrupa normlarına getirilsin
hehehhe :) arkadaşım beni erkek düşmanıymış gibi görme yada görenler varsa :) bakınız aboneliklerime ne gibi yorumlar tavsiyelerde bulunmuşum, ben konuyu açan kişinini yazdıklarını kelimesi kelimesine okuyup cevaplar yada yorum yapanların yorumlarına istinaden yorumlarımı yapıyorum haksız olan her davanın her konunun her yazının altına imzamı atarım atıcamda bu benim vatandaşlık görevimden ziyade burda insani olarak yazıyor ve görev biliyorum, insan erkek kadın tabiki ayırt edilmeksizin yorum eleştiri yapılır ama konuya ve yaşanmışlıkların içinde haksız olan taraf kimse ona göre yorumlarımı yazıyor ve eleştiriyorum sivri dilliyim :) kabul ediyorum açık sözlü ve dobralıgımdan ötürüde pek sevilmedim galiba bu platforma ama çokda önemli değil eleştirilerimle ve haklı yorumlarımla yine burdayım burda olacağım siz sevenlerimle :)
Not: Yaaa çokmu şey konuştum hani nasıl desem neyse bulamadım ne dicemi şimdi :)
Ben o şahısdan mahkemem boyunca 3 yıl nafaka almadım ödemedi çünkü kazandıgım halde bu arada çocugum yok :) neyse gelelim saadetee boşanmadan önce yaşadıklarım bana yaşattıklarının karşılığı para ile ölçülürmü sizce değerli arkadaşım ve arkadaşlarım, evliyken oh ne alak boşanma davası açınca biz kadınlardan kötüsü yok erkek içinde geçerli bu :) para sadece bir cezadır, para ile kırılan kalp, bozulan pisikoloji, hayal edilen mutluluk, kadınlık gururu, vs vs geri gelmiyor eee herşeyin bir karşılığı bedeli vardır artık şunu herkes bilsin duysun ögrensin NAFAKA Bir BEDEL ve en güzel de bir BEDELDİR :) EVET Diyenler 99999999999999
HAYIR Diyenler 1 (BİR) :)
saygılarrrrr...
Ben o şahısdan mahkemem boyunca 3 yıl nafaka almadım ödemedi çünkü kazandıgım halde
Derdin anlaşıldı çok derin ızdıraplar içindesin..ama bak para seni mutlu edememiş ...öfkeni kontrol edemiyorsun..eminim aldığın para seanslara naca yetiyordur...çok geçmiş olsun..ha bu arada neden para peşinde koşmak yerine mutlu olmayı denemiyorsun??? bu şekilde cehennem hayatı yaşıyorsun dünyada..Öbür dünyada da nafaka helal olmadığı için bu dünyadada ki cehennem ateşini yanında götürüyorsun ..hatta bunun için savaşıyorsun senin için çok üzüldüm çok!!!! ALLAH hidayet nasip etsin...
Hehehe :) çok komiksin be arkadaşım derin ızdıraplar içinde olsam burda böyle millete faydam olmaz boşanalı 5 yıl oldu ben bu platformda sadece enginnnnnn bilgilerimi paylaşmak adına ve öz eleştiri yapmak ve fayda sağlamak için burdayım, ayrıca para mevzusuna gelince kendim için geçerli değil bu, genel manada herşeyin bir bedeli var bu tarz olaylarda da TÜRKİYEDE sonuçlar böyle gelişiyor demek istedim ama tabiki SİZİN VE sizin gibi arkaşdaşların BUNU ANLAMAYACAK KAPASİTEDE olamayacağınızı hiç düşünmeden yazmıştım, gelelim diğer meseleye mutlu olmak için zaten boşandım , paraya gelince aldıgım parayı erkek müsvettesi olan o şahışın üstüme bıraktıgı ne biliyim kredi kartı borcuydu, aldığımız kredi borcuydu oydu buydu onları ödedim üstünede kredi çekip kalan borcu kapadım :) verdiğinin 3 katı fazla ödeme yaptım haa bunun içinde bir kuruş benim borcum yok onun bıraktığı borçlar, malesef eşinie güvenip kredi çekiyorsun beraber ödemek adına ama ayrılığa dönünce iş üstüne kalıyor nerde kaldı erkeklik, hayat hani müşterekdi evlenince ayrılınca neden müşterek ödemiyorsunuz siz erkekler, ayrıca ALLAHA merek etme senden belkide daha çok iman eden bir insanımdır belkide hak hukuk helal haram kavramalarını belkide benden daha iyi ayrıt edemeyecek kadar da bilgi sahibi olmayada bilirsin umarım ne demek istediğimi anladın,cenabı allah haklının yanında olandır, zulüm yapanın cezasını elbet herşekilde gösterir bu belki para ile belki sağlık ile alır o insandan, bunların hiçbiri bende olmadı aksine karşı tarafda oldu hem parasından hem sağlıgından bu nedir cenabı ALLAHIN bir hikmeti bana göstermiş olduğu belkide nimettir bak kulum bu insan bunları yaptı sonu boşanma ile noktalandı cezasınıda bu şekilde çekiyor, o bakımdan senin içni rahat olsun arkadaşım savaşmaya gelince sanırım kuyruk acın varki hazmedemiyorsun yazmış olduğum gerçekleri belkide benzeri başında geldi başkasına empoze etmekle uğraşıyorsun, bu kadar hırslı olma arkadaşım benden sana tavsiye, zararlı çıkarsın bu arada tanımadığın ve yaşanmışlıkları bilmeden kime ne şekilde cezayı nasıl vereceğinin hükmünün kararını yada eleştirisini yapıcak vasıfa değilsin, cehennem ateşi bence senin yanında şuan biliyormusun çünkü ALLAHIN vermiş olduğu ceza için ben veya biz insanlar ne yapabiliriz, ALLAH nasip etmeseydi o parayı istediğin kadar uğraş vermezdi, verdiyse bir hikmeti vardır, ayrıca kul sıkışmayınca hızır yetişmezmiş derler bilmem bu atasözü size birşey hatırlatırmı, ALLAH kime neyi nasıl vereceğini bilendir o bakımdan sen ÜZÜLME kendi derdine yan pardon kendi derdinin ÇARESİNE bak :)
saygılar
Sizi banlamak için bir sebep aradım aradım malesef bulamadım nispet yapar gibi bir tavır içindeymişsiniz gibi geldi ama değilsiniz gıcık birine benziyor gibisiniz ama değilsiniz e yazdıklarınızda da öyle yanlış bir şey yok gibi, ya siz yine de milletin tansiyonunu yükseltmeyin olur mu?