-
4230 sayılı kanun ya ortadan kaldırılmalı ya da düzgün değişikliler yapılarak revize edilmelidir..
neden mi..?
- bu kanun ile kadınlara inanılmaz haklar verilmekte ve anayasanın 10. maddesine aykırı düşmekte ilgili madde ile çelişmektedir.. en küçük tartışmalarda bile soluğu savcılıkta alanların sayısı ne kadarı bulmuştur acaba..?
- şiddet mağduru olarak kadınlar gösterilmekte, zaten gergin olan eşlerin arası bu kanun maddesine dayanarak çıkarılacak - evden uzaklaştırma cezası gibi- bir ceza ile, işler iyice işin içinden çıkılmaz hale getirilmektedir.. evden uzaklaştırılan birey nereye gidecektir..? berduş mu olacaktır ya da teselliyi başka kadınların kolunda mı bulacaktır..? aile koruması evden uzaklaştırma ile ne kadar mümkündür..? herhangi bir eylemi yapmaya kararlı olan birisi için mekan-zaman sınırlaması var mıdır..?
- kanunlar aileyi korumaya yönelik olmalıdır, araya mesafeler ve de zaman girince aile kavramı , birbirini düşman gibi gören bireyler olarak vücut bulmakta, bu gibi keklik davaları gözü kapalı olarak bekleyen sevgili avukatlara yeni bir iş kapısı açılmaktadır.. diğer sorguladığım bir olay ise boşanma davası takip eden insanların , o davaları açmadan kapısına gelen vatandaşa hangi yönde telkinde bulunduğudur.. ona ayrıca değineğim başka bir başlık altında..
- daha ekleme yapılacak çok şey var, bu foruma yeni üye olduğum için böyle bir konunun tartışılabilirliği ve konunun açılma yeri burası mıdır değil midir bilemem lakin bu kanunun bir an önce değişmesi lazım, tek bildiğim o..
- bu olay ile beraber akabinde boşanma davası hayat bulmakta, mevcut aile korunacağına , aileler parçalanmaya doğru yön aldırılmaktadır.. çok çok büyük olaylar haricinde ve de meydana gelen olayın belli bir rutin aralığı yoksa tabi..
- kişiye 3 ay evden uzaklaştırma verdik, 3 ayda iletişim yolları ile eşine ulaşamaz verdik diyelim.. bu adam eşi ile nasıl barışacaktır..? kızıldereli hesabı duman ile mi mesaj gönderecek, rüyalarında mı konuşacaktır eşi ile.. aklım almıyor benim ya..
-
Cevap: 4230 sayılı kanun ya ortadan kaldırılmalı ya da düzgün değişikliler yapılarak revize edilmelidir..
"en küçük bir tartışmada" derken,
-patates alalım
-hayır domates alalım
-iyi o zaman savcılığa gidiyorum
şeklinde anladım ben.
Bir tartışma için savcılık ne yapar ki?
Adı üstünde, "şiddet" gerek.
Şiddet içermeyen bir tartışmadan dolayı kadın savcılığa giderse erkeğe bahsettiğiniz yaptırımlar uygulanıyor mu?
-Ben domates alalım dedim, kocam almadı derse kocasına eve yaklaşmama cezası mı veriliyor?
-
Cevap: 4230 sayılı kanun ya ortadan kaldırılmalı ya da düzgün değişikliler yapılarak revize edilmelidir..
Alıntı:
senoleker rumuzlu üyeden alıntı
"en küçük bir tartışmada" derken,
-patates alalım
-hayır domates alalım
-iyi o zaman savcılığa gidiyorum
şeklinde anladım ben.
Bir tartışma için savcılık ne yapar ki?
Adı üstünde, "şiddet" gerek.
Şiddet içermeyen bir tartışmadan dolayı kadın savcılığa giderse erkeğe bahsettiğiniz yaptırımlar uygulanıyor mu?
-Ben domates alalım dedim, kocam almadı derse kocasına eve yaklaşmama cezası mı veriliyor?
şiddetin, şiddetine dikkat etmek lazım diyorum ben.. verilen cezalar konusunda nasıl bir sonuç alınmış şimdiye kadar mesela.. aileyi korumaya yönelik bu kanundan sonra, kaç çift ayrılmış, kaçı tekrar bir araya gelmiş.. aileden sorumlu devlet bakanı kelepçe falan takcam diye beyanat veriyordu geçenlerde, bir sonuç alabilmiş mi, bizimkisi merak.. eylem ile sonuç arasında ilişki kurmak ve mevcut kanunun sorgulamasını yapmak için.. kanun koyucuyu ben gönderiyorum oraya, kanunlar benim ve toplumun aleyhine işliyorsa orada aksayan bir durum vardır.. bi işe yaramıyor diyorum uygulanan yaptırımlar.. dediğim olay bu, savcılık görevini yapmasın demiyorum.. domates örneği ile, olaya farklı bir boyut katan sevgili üye,bilmem anlatabildim mi?..
-
Cevap: 4230 sayılı kanun ya ortadan kaldırılmalı ya da düzgün değişikliler yapılarak revize edilmelidir..
Soyut sözlerle konuşmamak gerek. Somut tanımlar gerek.
Şiddetin şiddetinden bahseden sevgili üye, mesela kadının ağzını burnunu kırmak "en küçük bir tartışma" mıdır?
Ya da dört yerinden bıçaklamak mı?
Bahsettiğiniz kanun SADECE SÖZ İLE YAPILAN, FİZİKSEL ŞİDDET İÇERMEYEN konularda da bahsettiğiniz cezayı vermekte midir?
Domates örneğinde ısrarlıyım. Benim "tartışma" denildiğinde anladığım budur.
Verdiğim örnekte örneğin bir tartışma vardır; hakim böyle bir tartışma sonucu erkeğe bahsettiğiniz cezayı verir mi?
-
Cevap: 4230 sayılı kanun ya ortadan kaldırılmalı ya da düzgün değişikliler yapılarak revize edilmelidir..
Tam destek...
Eşim ufak tefek şeylere kızıp evi terk etti,telefonlarıma cevap vermedi, terkettikten 2.5 ay sonra boşanma davası açtı. Benim kirada oturan bir memur olduğumu bilmesine rağmen ''daha sonra arttırılmak üzere'' 800 tl nafaka istedi, hakim 500 tl de karar kıldı..
Tekrar tekrar söylüyorum mevcut kanun kesinlikle ''boşanmaları teşvik edici ve dolayısyla aile kurumunu ortadan kaldırmaya yöneliktir''..Böyle muhafazakar bir hükümet döneminde bunun olması ise ayrıca ironiktir..
İyi valla Türkiye'de kadın olmak varmış.Evlen, tonla altın taktır,2 ay sonra önemsiz bir şey uğruna evi terk et, üstüne boşanma davası aç, üstüne 500 tl nafakaya hak kazan..Ömür boyu emekli maaşı alır gibi yaşa..
Oldu, başka?
-
Cevap: 4230 sayılı kanun ya ortadan kaldırılmalı ya da düzgün değişikliler yapılarak revize edilmelidir..
Bu es geçilen "ufak tefek şeyler" i merak etmekteyim.
Mesela adam karısını 4 yerinden bıçaklamış, sonra da "karı koca arasında böyle ufak tefek şeyler olur" demişti.
-
Cevap: 4230 sayılı kanun ya ortadan kaldırılmalı ya da düzgün değişikliler yapılarak revize edilmelidir..
karı-koca arasında her olay olur.. kavgada olur, dövüşte olur, itişmede olur, hakarette olur.. güzel, mutlu, harika günlerde neden mutlu oldunuz diye sormaz ama kimse.. ne kadar güzel günleriniz olmuş, mutluluk, güzellik ve huzur paylaşılmışta acı ve keder neden paylaşılmaz.. paylaşma sadece güzel günler için midir..? insanın eşref saati ve eşek saati vardır, eşref saatinde el üstünde tutulan eş, ters bir zamanına geldiği zaman neden tu kaka muhabbeti yapılmaktadır..? evlilik zor bir kurumdur ve süreci yönetmek insanları yorar.. kavga evliliğin dinamiklerindendir, kavgasız evlilikte mutlaka sorun vardır.. ısrarla aynı örneği veriyorum.. anne çocuğuna kızar -hala, kenar mahallelerde görülmektedir- döve döve eve sokar, neden geç kaldın diye, baba oğlumu ya da kızımı dövdü diye polise gitse polisten 'olur böyle şeyler, annesidir' der seni geri sepetler tabiri caizse.. lakin bir baba aynı şekilde çocuğu dövse ve kadın karakola şikayete gitse 'AYNI MUAMELE YAPILMAZ..' neden..? anne kutsallık ve şefkat ile ilintilenmiştir toplumda, baba sert ve otoriter karakterle.. anlatabildim mi sayın üye.. kocası, karısına sinirlenmiştir, o güm çok yorgundur, işte kavga etmiştir eve yansıtmıştır v.s v.s , eşine kırk yılda bir olsada bağırmış çağırmış , şiddet uygulamıştır.. evlilikler kolay kurulmuyor güzel kardeşim..yuva yıkmak kolay, kadın bulmakta kolay.. lakin ortada kalan çocuk ya da çocuklar hem analı hem babalı öksüz oluyor.. evliliğe bu boyutta bakmak lazım.. eskiden bir kadın evlendi mi, ölene kadar aynı adamla evli kalırdı.. annelerimiz-babalarımız , dedelerimiz-nenelerimiz.. neden, boşanmak ayıplanan bir kavramdı.. kız evden çıkarken babasının söylediği cümle: bu giydiğin beyaz gelinlik değil,senin kefenin diye uğurlardı evden.. onun için evlilik boşanmadan yüzbin kat daha önemlidir, aldatma olayı olmadıktan sonra evliliklerin sürdürülmesi ve sabredilmesi gerekir.. devlet aileyi koruyacağım diye aileleri dağıtıyor.. darp raporunu alan adliyede alıyor soluğu.. sonra gelsin davalar gitsin davalar.. kocası bıçaklasın demiyoruz, o zaten ölüme kasttır.. öldrümeye yönelik davranışlar ister eş olsun ister başka biri , kabullenemez.. yaşama hakkı en doğal haktır, ama iki tokat yedim ahada bu darp raporum muhabbeti ile aile korunmaz.. bilmem analatabildim mi..?
-
Cevap: 4230 sayılı kanun ya ortadan kaldırılmalı ya da düzgün değişikliler yapılarak revize edilmelidir..
20 yıllık evliyim. Biri reşit olmak üzere olan, diğeri de ergen iki çocuğum var. Eşime ve çocuklarıma bu süre içinde kızdığım, sinirlendiğim oldu. Bazan onların hatalarından bazan benim aşırı stresimden. Ancak HİÇ BİR ZAMAN ŞİDDET OLMADI. Ben eşime ve çocuklarıma bağırıp çağırmışımdır ama değil tokat atmak; değil vurmak; sinirle elimi değdirmedim bile.
Bu yüzden eşine ya da çocuklarına şiddet uygulayıp bunu meşru göstermeye çalışanları samimi bulmuyorum.
-
Cevap: 4230 sayılı kanun ya ortadan kaldırılmalı ya da düzgün değişikliler yapılarak revize edilmelidir..
@enteresan işler'e sonuna dek katılıyorum.Aynı beni yazmış..
Erkek eşek gibi çalışacak, yıllarca düğün yapmak için çoğu isteğinden fedakarlık yapıp para biriktirecek,Sonra evlşenecek,düğün yapacak ,birsürü altın,para vs. ev eşyası alacak.Ortada değil aldatma, şiddet; hatta hakaret bile yokken kadın aile mahkemesine gidip ''şiddetli geçimsizlik' davası açacak, hakim 500 tl nafaka bağlayacak ve ömür boyu kadın bu parayı çalışmadan alacak..
Peki erkeğin hem maddi hem de manevi olarak çöküntüsü neden mahkemelerin umrunda değil?
Kadın gık dese mahkemeler direkt nafakalara boğuyor kadını, ama erkeği düşünen yok..
Mevcut kanun değil aileyi korumak, aksine yıkmak üzere şekillenmiştir.Böylesine muhafazakar ve 3 çocuk tavsiyeli bir iktidarın bunu görmemesi ise gelmiş geçmiş en büyük ironidir.
-
Cevap: 4230 sayılı kanun ya ortadan kaldırılmalı ya da düzgün değişikliler yapılarak revize edilmelidir..
Alıntı:
barent rumuzlu üyeden alıntı
hakim 500 tl nafaka bağlayacak ve ömür boyu kadın bu parayı çalışmadan alacak..
Bunun için kadının evlenmemesi gerek.
Hazır evli iken sırf 500 lira almak için -ki boşanmazsa maaşın tamamı kadınındır aslında- ömrünün sonuna kadar bekar kalmayı kabul etmesi benim aklıma uygun gelmiyor.
-
Cevap: 4230 sayılı kanun ya ortadan kaldırılmalı ya da düzgün değişikliler yapılarak revize edilmelidir..
AİLENİN KORUNMASINA DAİR KANUN
Kanun Numarası: 4320
Kabul Tarihi: 14/01/1998
Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi: 17/01/1998
Yayımlandığı Resmi Gazete Sayısı: 23233
Madde 1 - (Değişik madde: 26/04/2007-5636 S.K./1.mad)
Türk Medenî Kanununda öngörülen tedbirlerden ayrı olarak, eşlerden birinin veya çocukların veya aynı çatı altında yaşayan diğer aile bireylerinden birinin veya mahkemece ayrılık kararı verilen veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı olan veya evli olmalarına rağmen fiilen ayrı yaşayan aile bireylerinden birinin aile içi şiddete maruz kaldığını kendilerinin veya Cumhuriyet Başsavcılığının bildirmesi üzerine Aile Mahkemesi Hâkimi meselenin mahiyetini göz önünde bulundurarak re'sen aşağıda sayılan tedbirlerden bir ya da birkaçına birlikte veya uygun göreceği benzeri başka tedbirlere de hükmedebilir:
Kusurlu eşin veya diğer aile bireyinin;
a) Aile bireylerine karşı şiddete veya korkuya yönelik söz ve davranışlarda bulunmaması,
b) Müşterek evden uzaklaştırılarak bu evin diğer aile bireylerine tahsisi ile bu bireylerin birlikte ya da ayrı oturmakta olduğu eve veya işyerlerine yaklaşmaması,
c) Aile bireylerinin eşyalarına zarar vermemesi,
ç) Aile bireylerini iletişim araçları ile rahatsız etmemesi,
d) Varsa silah veya benzeri araçlarını genel kolluk kuvvetlerine teslim etmesi,
e) Alkollü veya uyuşturucu herhangi bir madde kullanılmış olarak şiddet mağdurunun yaşamakta olduğu konuta veya işyerine gelmemesi veya bu yerlerde bu maddeleri kullanmaması,
f) Bir sağlık kuruluşuna muayene veya tedavi için başvurması.
Yukarıdaki hükümlerin uygulanması amacıyla öngörülen süre altı ayı geçemez ve kararda hükmolunan tedbirlere aykırı davranılması halinde tutuklanacağı ve hakkında hapis cezasına hükmedileceği hususu şiddet uygulayan eş veya diğer aile bireyine ihtar olunur.
Eğer şiddeti uygulayan eş veya diğer aile bireyi aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan yahut katkıda bulunan kişi ise hâkim bu konuda mağdurların yaşam düzeylerini göz önünde bulundurarak daha önce Türk Medenî Kanunu hükümlerine göre nafakaya hükmedilmemiş olması kaydıyla talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmedebilir.
Bu Kanun kapsamındaki başvurular ve verilen kararın infazı için yapılan icraî işlemler harca tâbi değildir.
Madde 2 - (Değişik madde: 26/04/2007-5636 S.K./2.mad)
Koruma kararının bir örneği mahkemece Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi olunur. Cumhuriyet Başsavcılığı kararın uygulanmasını genel kolluk kuvvetleri marifeti ile izler.
Koruma kararına uyulmaması halinde genel kolluk kuvvetleri, mağdurların şikâyet dilekçesi vermesine gerek kalmadan re'sen soruşturma yaparak evrakı en kısa zamanda Cumhuriyet Başsavcılığına intikal ettirir.
Cumhuriyet Başsavcılığı koruma kararına uymayan eş veya diğer aile bireyleri hakkında Sulh Ceza Mahkemesinde kamu davası açar.
Fiili başka bir suç oluştursa bile, koruma kararına aykırı davranan eş veya diğer aile bireyleri hakkında ayrıca üç aydan altı aya kadar hapis cezasına hükmolunur.
Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin hususlar yönetmelikle düzenlenir.
Madde 3 - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Madde 4 - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Slm
Kanun ve yasalar hakkında yorum yapılırken düşünce beyan ederken öncelikle yasa koyucunun amacı düşünmek bunu hukuk süzgecinden geçirmek ve umumi menfaati de göz önünde bulundurmak gerekir diye düşünüyorum siz bu yasayı aileyi korumak için kullanırsanız güzel bir yasa ancak münferit olayları boşanma sebebi kılmak aileyi ticaret haneye çevirmek eşlerden birinin iradesini işlemez hale getirmeye yönelik yorumlarsanız felaket......
-
Cevap: 4230 sayılı kanun ya ortadan kaldırılmalı ya da düzgün değişikliler yapılarak revize edilmelidir..
Merhaba,
peki hicbir yerde yazmazken kadinin magdur ve sevkat kaynağı, erkeğin ise korkunç ve şevkatten yoksun olduğuna hakimler hangi bilimsel veri yada kanun maddesine dayanarak karar veriyorlar? ve erkekler bu kararlara mahkeme yoluyla itiraz ettiklerinde de bir sonuç alamıyorlar mı?
-
Cevap: 4230 sayılı kanun ya ortadan kaldırılmalı ya da düzgün değişikliler yapılarak revize edilmelidir..
Alıntı:
senoleker rumuzlu üyeden alıntı
Bunun için kadının evlenmemesi gerek.
Hazır evli iken sırf 500 lira almak için -ki boşanmazsa maaşın tamamı kadınındır aslında- ömrünün sonuna kadar bekar kalmayı kabul etmesi benim aklıma uygun gelmiyor.
Dediğinizi anlayamadım, açıklar mısınız?
-
Cevap: 4230 sayılı kanun ya ortadan kaldırılmalı ya da düzgün değişikliler yapılarak revize edilmelidir..
Alıntı:
barent rumuzlu üyeden alıntı
Dediğinizi anlayamadım, açıklar mısınız?
Erkek 2,000 lira maaş alıyor olsun. Bununla karısı, kendisi ve çocuklarından oluşan bir aile geçiniyor.
Yani kadının oturduğu eve 2,000 lira giriyor.
Peki kocası bu evde olmasa, sadece kadın ve çocuklar olsa aynı refahı tutturmak için ne kadar para gerek?
Bu 2,000 liranın ne kadarı adam için harcanıyor?
Adam yok diye kira düşmez. Elektrik su nerdeyse düşmez. Yemek masrafları birazcık azalır.
Yani adamı evden çıkartıp kadına 1,000 lira bile verseniz refahı düşer.
Kadın salak mı ki 2,000 lira varken 500'e razı olsun?
Burası bir.
İkincisi sanki bu para ilanihaye ödenecek gibi anlatılıyor ama değil.
Kadın çalışmaya başlarsa; ya da evlenirse bu para ödenemeyecek.
Ama eğer siz "iştirak nafakası"ndan bahsediyorsanız, o para kadına değil, müşterek çocuğa. Konumuzla ilgisi yok.
-
Cevap: 4230 sayılı kanun ya ortadan kaldırılmalı ya da düzgün değişikliler yapılarak revize edilmelidir..
Alıntı:
senoleker rumuzlu üyeden alıntı
Erkek 2,000 lira maaş alıyor olsun. Bununla karısı, kendisi ve çocuklarından oluşan bir aile geçiniyor.
Yani kadının oturduğu eve 2,000 lira giriyor.
Peki kocası bu evde olmasa, sadece kadın ve çocuklar olsa aynı refahı tutturmak için ne kadar para gerek?
Bu 2,000 liranın ne kadarı adam için harcanıyor?
Adam yok diye kira düşmez. Elektrik su nerdeyse düşmez. Yemek masrafları birazcık azalır.
Yani adamı evden çıkartıp kadına 1,000 lira bile verseniz refahı düşer.
Kadın salak mı ki 2,000 lira varken 500'e razı olsun?
Burası bir.
İkincisi sanki bu para ilanihaye ödenecek gibi anlatılıyor ama değil.
Kadın çalışmaya başlarsa; ya da evlenirse bu para ödenemeyecek.
Ama eğer siz "iştirak nafakası"ndan bahsediyorsanız, o para kadına değil, müşterek çocuğa. Konumuzla ilgisi yok.
Sitede okuduğum kadarıyla kadın çalışmaya başlasa da bu nafaka devam edecek deniyor.Fakat siz farklı söylüyorsunuz.Benim bildiğim sırf kadın evlenince veya nafakacı-nafaka alan taraftan biri ölürse nafaka ortadan kalkar.
-
Cevap: 4230 sayılı kanun ya ortadan kaldırılmalı ya da düzgün değişikliler yapılarak revize edilmelidir..
Kadın çalışmaya başlarsa nafaka miktarının belirlenmesi ya da tamamen kaldırılması için yeniden dava açılmıyor mu?
Kadın da çalış(a)mayıp bu 500 lira ile geçinmeye çalışıyorsa zaten yeterince işkence çekiyordur. 500 lira nafakaya talim etmeyi imrenilecek bir şey gibi göremiyorum ben.
Bütün işlerinizi vekille halledebilirsiniz. Ya da elektronik imza ile yapabilirsiniz. Bu ikisiyle yapılamayacak tek bir sözleşme var benim bildiğim: EVLENMEK.
Çünkü çok ciddi, çok önemli bir olaydır. Hayatın bundan sonrasını değiştiren, ipotek altına alan bir olaydır. Zannedersem insanlar bunları düşünmeden evlenmeye karar veriyor.
Sonra evlendikten sonra karşısındakinden çok şey bekliyor. Kadın ise kocasının multimilyarderler kadar para kazanmasını, erkek ise karısının evde kölelik etmesini. Kendisini her türlü haltı yemeye müstehak görüyor ama karısının burnunu dışarı çıkarmamasını istiyor.
Beklentiyi yükseltmek çok zaman da karşı tarafın kabahati oluyor. Kendisini olduğundan daha yüksek gösteriyor. Birbirine kendini beğendirmek için insanlar yalan söylüyorlar. Bir de "görememe" var. İnsanlar karşısındakinin kusurlarını kabahatlerini göremiyor. Bu ikisi üst üste konunca evlendikten sonra vehbinin kerrakesi anlaşılıyor ve hoşnutsuzluk, kavga, mutsuzluk, boşanma...
Şayet insanlar beklentilerini düşürüp karşılarındakinin de bir insan olduğunu idrak etse, karşısındakini değiştirmeye çalışmak yerine onu kavramayı, anlamayı, kabullenmeyi seçse; boşanmaya gerek kalmaz ki...
Lütfen burada kabahatli tarafı eşiniz, haklı tarafı kendiniz gibi görmeyin. Tek taraflı olmuyor bunlar. %99,9 ihtimalle iki tarafta da kusur vardır. Ama erkek (feministler bundan sonrasını okumasın!) çekip çevirici olduğundan; daha kusurludur. Karısı her ne yapıyorsa yapsın (namussuzluk müstesna) bunda erkeğin kabahati vardır. Bakın, kadından yana tavır alıyorum ama ben de 20 senelik evli bir adamım. Eğer karım beğenmediğim bir şey yapıyorsa, onu yapmamasını sağlamak da benim görevimdir çünkü. Bunu sağlamak için dövmek, bağırıp çağırmak, azarlamak gibi onur kırıcı şeyler yapmak ise ancak acizlik göstergesidir. Aklını kullanıp engelleyemediği bu durumu kas gücünü kullanarak çözmeye kalkmakdır. Ama unutulmasın ki insanın hayvanlardan üstünlüğü asla kas gücü değildir.
Kimsenin boşanmadığı, tüm eşlerin mutulukla birbirini ölesiye sevdiği bir dünya temennisiyle.
-
Cevap: 4230 sayılı kanun ya ortadan kaldırılmalı ya da düzgün değişikliler yapılarak revize edilmelidir..
Alıntı:
barent rumuzlu üyeden alıntı
Sitede okuduğum kadarıyla kadın çalışmaya başlasa da bu nafaka devam edecek deniyor.Fakat siz farklı söylüyorsunuz.Benim bildiğim sırf kadın evlenince veya nafakacı-nafaka alan taraftan biri ölürse nafaka ortadan kalkar.
çocuğunuza nafaka ödersiniz eş çalışmaya başlarsa..eşe ödemessiniz.. senoleker nickli sevgili üye, polyannanın hukuki.net sorumlusu musunuz..? :) yazdıklarınıza birebir katılmaktayım lakin hayat bu kadar kolay değil..
-
Cevap: 4230 sayılı kanun ya ortadan kaldırılmalı ya da düzgün değişikliler yapılarak revize edilmelidir..
Alıntı:
enteresan işler rumuzlu üyeden alıntı
çocuğunuza nafaka ödersiniz eş çalışmaya başlarsa..eşe ödemessiniz.. senoleker nickli sevgili üye, polyannanın hukuki.net sorumlusu musunuz..? :) yazdıklarınıza birebir katılmaktayım lakin hayat bu kadar kolay değil..
Çocuk yok ortada..Bu durumda eş çalışmaya başlarsa -mesela memurluğu kazanırsa- nafaka otomatikman kalkıyor mu?
şenoleker; kader eski başkanı.
-
Cevap: 4230 sayılı kanun ya ortadan kaldırılmalı ya da düzgün değişikliler yapılarak revize edilmelidir..
Alıntı:
barent rumuzlu üyeden alıntı
Dediğinizi anlayamadım, açıklar mısınız?
Slm
Kadın avrupadan farklı olarak boşanınca ana babanın yanına yerleşir eski olağan hayatına döner hafif yollu sigortasız çalışır emeğini baba ocağıana sarfeder asgari ücreti düşünürek 500 tl fena değil ayrıca cinsellik içinde nikah cüzdanı gerekmiyor dulsanız ve dedikodu istemiyorsanız kandırırsınız evli bir aile babasını kimsecikler duymaz hem ayrıca neyse .......................
-
Cevap: 4230 sayılı kanun ya ortadan kaldırılmalı ya da düzgün değişikliler yapılarak revize edilmelidir..
Alıntı:
enteresan işler rumuzlu üyeden alıntı
çocuğunuza nafaka ödersiniz eş çalışmaya başlarsa..eşe ödemessiniz.. senoleker nickli sevgili üye, polyannanın hukuki.net sorumlusu musunuz..? :) yazdıklarınıza birebir katılmaktayım lakin hayat bu kadar kolay değil..
Nasıl yani?
Kendi çocuğunuzun masraflarını tabii ki siz (ebeveyn) karşılayacaksınız. Güçleri nispetinde birazını anası birazını babası. Yetiştirme yurduna mı verilecek çocuk?
Burada sanki erkek mağdur olmuş da kadın köşeyi dönmüş gibi anlatılması ban ters geldi. Kadın, erkekten daha kötü durumda. Bunu görmemek için kör olmak lazım.
-
Cevap: 4230 sayılı kanun ya ortadan kaldırılmalı ya da düzgün değişikliler yapılarak revize edilmelidir..
Alıntı:
barent rumuzlu üyeden alıntı
Çocuk yok ortada..Bu durumda eş çalışmaya başlarsa -mesela memurluğu kazanırsa- nafaka otomatikman kalkıyor mu?
Otomatikman değil sanırım. Artık bir geliri olduğundan nafakaya ihtiyacı kalmadığı iddiasıyla dava açarak diye biliyorum (emin değilim).
Hatta verirler mi bilmem ama, kadının maaşı çok yüksekse erkek nafaka isteyebilir :)
Not: Espri ise gülümsedim; değilse Kader nedir bilmiyorum; (kadın derneği gibi birşey herhalde) ancak bir isim benzerliği varsa benle ilgisi olmadığını da söyleyeyim.