Aile konutu şerhinin ipotekten sonra koyulması
Üzerinde ipotek tesis edilmiş tapu kaydına sonradan aile konutu şerhi düşülmesi, önceden tesis edilen ipotek üzerinde herhangi bir etki yaratır mı? Alacaklı, ipoteğe dayanarak icra takibi başlatmak niyetindeyse karşı taraf, sonradan koyulan aile konutu şerhinden yararlanarak icra sürecini olumsuz etkileyebilir mi?
Cevap: Aile konutu şerhinin ipotekten sonra koyulması
Öncelikle aile konutu eşlerden birine aitse bu konut üzerinde aile konutu şerhi verilebilir.Ancak aile konutu şerhi verilmiş olması bahsi geçen konut hakkı üzerinde asla icra tasarrufunun gerçekleşemeyceği anlamına gelmez.Şerh konulmuş konut üzerinde icra işlemi başlatılabilir ancak eşler buna haklı sebeplerin varlığı halinde itiraz edebilirler.Yani eğer eşler bu konutdan bşka ailenin ikameti için bir konuta sahip olmadığını yani meskeniyet iddiası sözkonusuysa anılan icra işlemi durdurulur.Ancak şunu unutmamak gerekir ki şerh konulmuş bir aile konutu üzerinde icra işlemi yapılabilir ancak TMK.md.194 ve anayasanın ilgili maddesinde belirtilen ailenin korunması ilkeleri gözönünde bulundurulursa eşlerin bu konuttan başka meskeni olmadıklarını ortaya koyarlarsa bu icra işlemine itiraz ederler.Ayrıca sorunuza şunu da eklemek isterim ki bildiğiniz gibi şerh mekanizmasının temel mantığı gereğince şerhin amacı şerhten sonra iktisap veya hak elde edenlere karşı ileri sürmek olarak belirtilir.Dolayısıyla şerhin konusu ne olursa olsun şerh işleminin bu fonksiyonunu gözönünde bulundurmak gerekir.Ancak aile konutu için şerhin öncelik/sonralık ilişkisi önemli değldir.Eğer gerekli şartlar varsa aile mahkemesince üzerine cebri icra işlemi tesis edilen aile konutu üzerindeki icra işlemi kaldırılır.
Cevap: Aile konutu şerhinin ipotekten sonra koyulması
TMK 194/1 ..eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça,aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini fesih edemez,devredemez,aile konutu üzerinde hakları sınırlıyamaz,..bu haklara ipotekte girer(bk Kılıçoğlu M.A.,diger eşin rızasına bağlı hukuksal işlemler ANKARA 2002 sh 19),ancak ipotekten evvel aile konutu şerhi yoksa(TMK1009/2) iyiniyetli, kişiler güven ilkesi geregince korunur(TMK1023mad)onun için genel mahkemede açılacak(12 hd 2007/3506-5821 www hukuk türk) ipotegin kaldırılması(fekki) davası redolunur,19hd 2004/5675-2005/2289 17.03.2005 tarihli kararıda bu yönde(bkwww.legalbank net)İİK 82/12 maddesi borçlunun haline münasib evi haciz edilemez, ipotek vermeklede meskeniyet iddiasından vazgeçmiş sayılmakta(bk geniş bilgi için,DÖNMEZ M.R meskeniyet iddasi İZMİR 2009 sh 93 ved)ancak zorunlu ipoteklerde sürülebilir.selam
Cevap: Aile konutu şerhinin ipotekten sonra koyulması
Alıntı:
kaosteorisi rumuzlu üyeden alıntı
Ancak aile konutu için şerhin öncelik/sonralık ilişkisi önemli değldir.
Bu ifadenizden, borçlunun borcu ödemekten kaçmak için bir hakkını kötü niyetli kullanabileceği anlaşılıyor. Yanılıyor muyum? Ben bu ifadenize katılmıyorum. Zira sayın üye abdulalim'in de dediği gibi "ipotekten evvel aile konutu şerhi yoksa(TMK1009/2) iyiniyetli kişiler güven ilkesi geregince korunur" görüşüne katılıyorum.
Cevap: Aile konutu şerhinin ipotekten sonra koyulması
Öncelikle bu ifademle aile konutu şerhinin ister önceden yapılsın ister sonradan yapılsın uygulama anlamında eğer eşler meskeniyet iddiasını ileri sürmemişse ve aile birliğini ikame ettirecek başka konutları varsa şerh konulmasına rağmen icra edilebilir demek istedim.Eğer belirttiğim şartlar yoksa zaten ailenin korunması şeklindeki anaysal ifadenin ve bunun yasal düzlemdeki yansımaları gereği şerh konulmuş aile konutu üzerindeki icra aile mahkemesince kaldırılır.
Cevap: Aile konutu şerhinin ipotekten sonra koyulması
Ancak tabii ki ipotek işleminden önce şerh konulmamışsa 3.kişilerin iyiniyet iddiası tabii ki sözkonusudur.Aksini iddia etmek kanunkoyucunun genel tavrı ile örtüşmez.Ancak uygulamada nüans farklılıkları doğmaktadır.
Cevap: Aile konutu şerhinin ipotekten sonra koyulması
Alıntı:
kaosteorisi rumuzlu üyeden alıntı
aile birliğini ikame ettirecek başka konutları varsa şerh konulmasına rağmen icra edilebilir demek istedim.
Olayımız şöyle gelişiyor: Borçlu, iki sene önceki bir borç ilişkisine dayanarak borçluya ait bir taşınmaz üzerinde alacaklı lehine ipotek tesis ediyor. İki sene boyunca borcu ödemeyen borçlu, borcunu ödemekten kaçınmak için türlü yollar deniyor ve alacaklının iyiniyetini daima suistimal ediyor. Son yol olarak da eşinin, söz konusu taşınmaz kaydı üzerine aile konutu şerhi düşürmesini sağlayarak taşınmaz üzerinde kendi yaptığı tasarrufları geçersiz kılmaya çalışıyor. Bununla söz konusu ipoteği de geçersi kılma amacını gerçekleştirmek istiyor. Alacaklı bunu öğrendikten sonra borçlunun artık kötüniyetli tavrının belirginleştiğini iyice anlayarak icra takibine geçmek istiyor. Bu noktada can sıkan ise bunca iyi niyetle iki sene borçluyu bekleyen alacaklının tüm bu çabası basit bir şerhle, sırf ailenin başka konutu yok diye boşa çıkmasıdır. MK. 2 de " Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz." denerek bu tür hak kullanımlarının önüne geçilmeye çalışılmıştır. Her vicdanlı hakim de burada aile birliğinin korunması gibi bir durumdan değil hakkın kötüye kullanılması durumundan yola çıkarak olayı çözmeye çalışır kannatimce.
Cevap: Aile konutu şerhinin ipotekten sonra koyulması
Somut olayın verilerine göre şahısın yaptırdığı aile konutu şerhinin amacı kanunkoyucu tarafından hükmedilen aile birlik bütünlüğünün korunması değil,hukukun ardından dolanarak önceden tesis ettiği ipotek işleminin dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde hükümsüz kılınması için yapıldığı için anılan taşınmaz üzerinde icra işlemi yani şahsın kaçındığı yaptırım uygulanmalıdır.Aksi bir yorum şahsın hukukça tanınan bir hakkını kötüye kullanarak subjektif menfaat elde etmesini tabii karşılamak anlamına gelir.Dolayısıyla somut olayın verileri açısından şahsın başvurduğu şerh mekanizması sayesinde kaçınmak istediği yaptırıma yani icra işlemine hükmetmek hukuka uygun bir yaklaşım olur.Bu anlamda görüşlerinize katılıyorum.
Cevap: Aile konutu şerhinin ipotekten sonra koyulması
Genelde forumlara cevaplar hukuk fakültelerindeki pratik çalışmaları gibi olduğundan çok genel cevaplar veriliyor. O yüzden biraz daha açmanızı istedim. Teşekkürler katkılarınız için.
Cevap: Aile konutu şerhinin ipotekten sonra koyulması
Önemli Değil Bir An Okuldaki Pratik Çalışmalar Aklıma Geldi.Ey Gidi Günler..Umut Bey acaba İstanbul da hangi hukuk fakültesinde okuyorsunuz?
Cevap: Aile konutu şerhinin ipotekten sonra koyulması
İstanbul hukuktayım. Zevklidir pratik çalışmalar. Bi de hoca bi şey sorunca katılımın pek az olması yaygın bir durum olsa gerek. :DD
Cevap: Aile konutu şerhinin ipotekten sonra koyulması
Aile konutu olgusuna dayanan eşin kötü niyetli olduğu nasıl ispatlanır ?
Cevap: Aile konutu şerhinin ipotekten sonra koyulması
Tayfun bey konuyu dünden beridir araştırıyorum. Kafam çok karıştı. Yargıtay kararları doğrultusunda biraz daha araştırma yaptıktan sonra detaylı bir irdeleme yazısı yazacağım. Saygılar.
Cevap: Aile konutu şerhinin ipotekten sonra koyulması
Biraz geç de olsa ve çok detaylı olmasa da bir irdeleme yazısı yazıyorum. Öncelikle Tayfun Bey'in sorusuna yanıt vermekle başlayacağım. Aile konutu şerhinin bildirici nitelikte olması nedeniyle malik olmayan eşin, aile konutu şerhi tesis etmek gibi bir hakkı kullanması kötü niyetli olsa bile bu kötü niyetin hukuki sonucu yoktur. Şöyle ki somut olayda olduğu gibi malik eşin, sözkonusu taşınmaz üzerinde tasarruf yapmasından sonra bu şerhin konulması, şerhin bildirici nitelikte olması sebebiyle, önceden yapılan işlem açısından anlam ifade etmeyecektir. Bu yüzden şerhin ne sebeple konulduğu meselesi de önemini yitirecektir. Dolayısıyla malik olmayan eşin kötü niyetinin ispatı gereksizdir. Somut olayda ispat yükü şerhten bağımsızdır(somut olay için bkz. 1.sayfa); zira olaydaki taşınmazın tapu kaydına tescilli ipotek, henüz taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi verilmeden önce malik eş tarafından alacaklı lehine tesis edilmiştir ve şerh ise bildirici niteliği gereği kendinden sonraki işlemleri etkiler. Bu noktada ispat yükü artık malik eşe geçmiştir. İspat edilmesi gereken alacaklı lehine sözkonusu taşınmaz kaydı üzerinde ipotek tesis edilirken alacaklının, bu taşınmazın aile konutu olduğunu biliyor olduğudur. Alacaklı ise MK. 1023'te belirtilen iyiniyet karinesine dayanır ve ispat yükü yoktur. Gerçekten Yargıtay da MK. 194'ün getirdiği aile konutu şerhinin bu yönde yorumlanması gerektiğini bir kararında belirtmiştir (YARGITAY Hukuk Genel Kurulu ESAS NO : 2006/2-591 KARAR NO : 2006/624 "4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 194 maddesi III. Fıkrası hükmü ile rıza alınmadan yapılacak işlemleri önleyebilmek amacıyla tapu kütüğüne şerh verilmesi olanağı getirilmiştir. Ancak hemen belirmek gerekir ki anılan madde ile, tapuya güven ilkesine bir istisna getirilmiş değildir. (KILIÇOĞLU, s. 20)
Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş tarafından tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesi istenilmemiş olsa bile işlem tarafı iyiniyetli üçüncü kişinin ayni hak kazanımı 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 1023. maddesi hükmü ile korunmuştur.
Şerhin etkisi ise eşin rızası alınmadan gerçekleştirilen kazandırıcı işlemlerin üçüncü kişinin iyi niyetine rağmen geçersiz sayılacağına yöneliktir. Bu sebeple yerel mahkemenin tasarruf yetkisi sınırlamasının şerh ile doğacağı; eş söyleyişle, şerhin bir "kurucu şerh" olduğuna ve işlem tarafı üçüncü kişinin iyiniyetli olmasının aranmasına gerek kalmaksızın kazanımının korunması gerekeceğine ilişkin belirlemesi yerinde değildir.
Bilindiği üzere 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 1023. maddesi, tapuya güven ilkesini öngörmektedir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun 194. maddesi III. Fıkrası ise, tapuya güven ilkesinin aynen sürdürülmekte olduğunun bir ifadesidir.(KILIÇOĞLU, s. 20)" http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=9282 ).