-
Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
“Kaşıma!” dediler
KONYA’daki Kulu Lisesi’nde yaşanan inanılmaz skandalın ardından harekete geçen CHP İlçe Başkanı Vahdettin Yücel, “Şikayet dilekçesi verdim, sonuç çıkmadı. Konu çok hassas. Suç duyurusu yapacağım. ‘Olayı kaşıma!’ dediler ama vazgeçmeyeceğim” dedi.
Faili meçhul gibi!
CHP’nin MYK üyesi Hüseyin Karakoç da skandalın unutturulmasına izin vermeyeceklerini açıkladı: Konuyu kaymakamlığa, valiliğe ve Milli Eğitim’in ilçe müdürlüğüne taşıdık. Resmi makamlardan hiçbir açıklama gelmedi. Ancak olayın peşini bırakmayacağız.
Sonunda bu da oldu!
Konya’da Kulu Lisesi’nin ön cephe duvarında yer alan dev boyuttaki Atatürk resmi ile “Ne mutlu Türküm diyene” sözlerinin üzeri boya ile kapatılarak küçültüldü. Bu durum CHP ve MHP’nin büyük tepkisine yol açtı
Haber: Fatih ERBOZ
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün isminin ve “Ne mutlu Türküm diyene” sözlerinin silinmesine yönelik çalışmalara bir yenisi daha eklendi. Yapımı 3 yıl önce tamamlanan ve eğitim-öğretime açılan Konya’daki Kulu Lisesi ön cephe duvarlarına yaptırılan “Atatürk resmi” ve Mustafa Kemal’in ünlü sözünün üzeri beyaz boya ile kapatılarak, sağ cephe duvarına daha önce bulunan resim ve yazıdan çok küçüğü yeniden yaptırıldı.Yapımının üzerinden kısa bir zaman geçmesine rağmen boyama ihtiyacı bulunmayan Kulu Lisesi’ne ödenek çıkarttırılarak, Atatürk’ün resminin ve sözünün küçültülmesi büyük tepki çekti. CHP ve MHP ilçe teşkilatları olayın soruşturulması için ilgili makamlara şikayet dilekçeleri verdiler. Ancak bugüne kadar bundan bir sonuç çıkmadı. CHP Kulu İlçe Başkanı Vahdettin Yüksel, olayın geçiştirilecek bir durum olmadığını söyledi. Yücel, “ Bu konu ile ilgili olarak elimden geleni de, gereğini de yaptım. Olay doğrudur. Önümüzdeki hafta içerisinde savcılığa suç duyurusunda bulunacağım. Olayı kaşıma demelerine rağmen ben elimden geleni yaparım” dedi.
“BDP’li seçmenler için” iddiası
Kulu ilçesinde bazı seçmenler için bunun yapıldığını savunan Yücel, “Burada BDP’li bazı seçmenler de bulunuyor. Buna yönelik olarak yapıldığı iddiaları var. Ben Atatürk gibi sembol olmuş bir ismin okul duvarından kazınmasını açıkçası hazmedemedim. Bunun için gereğini yaptım. Konuyla ilgili olarak ifade de verdim. Atatürk bu ülkenin simgesidir. İşgal altındaki bir vatana özgürlük vermiştir. Kıbrıs gazisi olduğum için vatanının nasıl kurtarıldığını tahmin edebiliyorum. Böyle bir ismin resmini okul duvarından silmek kabul edilebilir mi?” diye konuştu. Kendisinin yaptığı şikayetin ardından MHP’nin de bu olay üzerine gittiğini belirten Yücel, şunları kaydetti: “Her şey belgeli. Kaymakamlık, Milli Eğitim Müdürlüğü, Valiliğe kadar konuyu intikal ettirdik. Ben bunu Konya mitingi sırasında Genel Başkanımıza da belgeleriyle ilettim.”
Açıklama yapılmadı
Konuyla ilgili olarak daha önce basın toplantısı da düzenleyen CHP MYK üyesi Hüseyin Karakoç, okuldaki Atatürk portresinin silinmesine ilişkin olarak bugüne kadar resmi makamların bir açıklama yapmadığına dikkat çekti. Karakoç şunları kaydetti: “ İlçe başkanımız olayı gündeme getirdikten sonra biz de olayla ilgili olarak inceleme yaptık. Ardından bunu Vali, Kaymakam ve İlçe Milli Eğitim müdürlüğü’ne taşıdık. Bugüne kadar bu okuldan Atatürk portresinin neden silinmiş olduğuna dair resmi bir makamdan açıklama gelmedi. Bu konuda ısrarlı olmamıza rağmen şu ana kadar açıklama yok. Konuyu ilçedeki arkadaşlarımız da takip ediyor. Basın toplantımızın ardından söz konusu yere Valilik tarafından müfettiş hatta Terörle Mücadele yetkilileri de gitti. Ancak şu ana kadar bir açıklama yapılmadı”
Ödenek çıkartılarak boyama yapıldı
Yapımının üzerinden kısa bir zaman geçmesine rağmen boyama ihtiyacı bulunmayan Kulu Lisesi’ne ödenek çıkarttırıldı. Bu ödenekle okulun ön cephesinde yer alan dev boyuttaki Atatürk resmi ile “Ne mutlu Türküm diyene” sözlerinin üzeri boyandı. Atatürk resmine ve ünlü sözüne binanın sağ cephesinde oldukça küçültelerek yer verildi.
http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr...hp?haber=39947
-
Cevap: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr...1284233592.jpg
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/re...1254944761.jpg
İŞTE AKP İKTİDARININ 7 YILDA TÜRKİYE’Yİ GETİRDİĞİ SON NOKTA
İstanbul’un kurtuluşu nedeniyle asılan mahyalardaki “Türk” sözcüğüne alerji duyanlar, apar topar ışıkları söndürdü: HABERİN TAMAMI
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/ha....php?hit=24238
İNÖNÜ ÜNÜVERSİTESİ SİMGESİ OLAN BU YAZI DEĞİŞTİRLDİ
http://sphotos.ak.fbcdn.net/hphotos-..._3826919_n.jpg
http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr...1279481027.jpg
KONUYLA İLĞİLİ HABER:http://www.haber50.com/285231_Anayas...-Kaldirin.html
Emperyalizm her zamanki kanlı politikasını güdüyor..
Böl,Parçala,Yönet!
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
-
Cevap: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
Atatürk'e ait bir sözün ve resminin büyüğünün kaldırılarak yerine küçüğünün konmasının nasıl bir suç oluşturduğunu anlayamadım. Hangi yasada böyle bir suç var? Savcılığa suç duyurusunda bulunulmuş, ama savcı ne yapacak doğrusu merat ediyorum. Atatürk'ün büyük resmini kaldırıp küçüğünü koymak suçtur diyerek okul yöntecilerini mahkemeye sevkedecek mi acaba?
Bu büyüklük merakı gelişmemiş toplumların bir hastalığı gibi geliyor bana.. Bayrağın büyüğünü asmakla daha fazla milliyetçi olunmaz. Bayrak direğinin uzunluğu da insanı daha fazla milliyetçi yapmaz.
Atatürk resminin büyüklüğü de insanı daha fazla Atatürkçü yapmaz.
Bizde tuhaf bir büyüklük merakı var. Örneğin, İstanbul'da en büyük adliye sararyı yapmakla övünen bir demeç okumuştum. Adliye binalarının büyüklüğü o ülkenin adil olduğu anlmına gelmez. İçinde adalet olmayan binanın büyüklüğünü vatandaş ne yapsın?
Atatürk'ün resminin büyüklüğü değil, Atatürk'ü doğru anlamak ve onu çağa uygun şekilde yorumlayabilmektir önemli olan.
-
Cevap: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
İyi de neden?...Neden rahatsız olmuşlar?.
-
Cevap: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
Alıntı:
yas2010 rumuzlu üyeden alıntı
İyi de neden?...Neden rahatsız olmuşlar?.
Okullarımız henüz o boyutta zengin olamadıklarındandır..
Her yıl kar-kış-buz derken kocaman resme bakım gerekir öyle değil mi?
Harap olarak görünmesindense, küçük ama bakımlı olmasını tercih etmişlerdir.
-
Cevap: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
Bir an, Türkiye, Atatürk’ün hayal ettiği Türkiye olsaydı eğer, halkının gözünün içine baka baka doğruları çarpıtan bu Başbakan o makama gelebilir; AKP anlayışı, bırakın iktidar olmayı, Meclis’in yanından geçebilir miydi acaba diye düşündüm…
-
Cevap: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
EYLEMLE İLĞİLİ VİDOYU İZLEYİN
http://www.vindir.org/bi-bu-kalmisti...hq-154965.html
KONUYU KAŞIYAN KAPIYI ARALAYAN KİM!..
Nimet Çubukçu; Andımızı Ben De Yazabilirim
07.02.2010 16:49
Andımız Kutsal Bir Metin Değil, Değişebilir. Yenisini Ben De Yazabilirim beni çocukken en fazla rahatsız eden laf Varlığım Türk varlığına armağan olsundu.
ANDIMIZ KUTSAL BİR METİN DEĞİL, DEĞİŞEBİLİR. YENİ ANDIMIZI BEN DE YAZABİLİRİM
Peki, bunun ötesine geçemezsiniz, anlıyorum sizi. Ama başka bir konuda belki daha açık açık konuşabiliriz. Öğrencilerin her Pazartesi sabahı söylediği andımız hoşunuza gidiyor mu?
Aslında bu 1934 yılında yanlış hatırlamıyorsam dönemin milli eğitim bakanı tarafından kaleme alınmış bir şey. Bu dönemin milli eğitim bakanı da farklı bir şey koyabilir belki. (gülerek) Ben de bir şey yazayım.
Andımızı siz yazsanız içeriği nasıl olurdu? Ayrımcılık yapmayacağıma and içerim diye mi başlardınız?
Ben yazsaydım daha başka bir şey yazardım. Bunu hiç düşünmedim, siz sorduğunuz için aklıma geldi. Bunun bir İstiklal Marşı gibi nitelendirilmesinden ve buna önemli bir kutsiyet atfedilmesinden yana değilim. Dediğim gibi, dönemin milli eğitim bakanı bunu yazmış. Ama bu dönem başka bir dönem. Başka bir şey söyletebiliriz. Aynı şeylerin her gün bir şekilde tekrar edilerek çocukların da bir şekle sokulması hayali varsa bu çok gerçekleşebilecek bir şey gibi gelmiyor bana.
Mesela beni çocukken en fazla rahatsız eden laf Varlığım Türk varlığına armağan olsundu.
Bir çocuğun varlığı niye armağan olsun?
Aynen sorum bu. Niye olsun sayın bakanım? Olmasın diyor musunuz?
Bilmiyorum çok içerik olarak benim hoşuma gitmiyor.
Türk olmayanlara Türküm dedirtmek ne kadar ayıp bir şey.
Orada dile getirilen Türküm, bir üstünlük olarak vurgulanıyor.
Bu aldatmacaya kim inanıyor? Siz Ermeni olsaydınız Türküm demek ister miydiniz? Türk vatandaşıyım demiyor ki, Türküm diyor.
Böyle şekillendiren şeyleri, bir milli eğitim bakanının kaleme aldığı bir fikrin veya metnin yıllardır hiç tartışılmamasını hoş karşılamıyorum zaten. Ben 19 Mayıs´ta bir televizyon programına çıkmıştım gençlerle. Gençlerden bir tanesi söyledi bunu. Ertesi gün inanılmaz bir tepki başladı bana. Daha on günlük bir bakandım.
Halbuki orada tartışılabilir demiştiniz sadece.
Tartışılabilir diyorum, her şey tartışılabilir. Hala aynı şeyi söylüyorum. Ve bir gencin bunun değişmesini milli eğitim bakanından talep ettiği bir Türkiye benim hayalimdeki Türkiye.
Süper başlık.
Bütün bunları koşulsuz kabul eden, hiçbir şeyi sorgulamayan bir gençlik, yetişmiş bir gençlik değildir. Tartışsınlar, tartışılabilir bulsunlar. Ben böyle buluyorum.
NURİYE AKMAN
Röportaj
ZAMAN
® Röportajın tam metni www.zaman.com.tr ´de
Milli Eğitim Bakanı Çubukçu´ya Cevap www.sonkale.org dan geldi
KAYNAK HABERİN TAMAMI:http://www.kamudan.com/Haber/nimet-c...lirim-/157232/
-----------------------------------------------------------------------------------
BUNLARDA DURUMDAN VAZİFE ÇIKARANLAR...
20.09.2010
'Andımız kaldırılsın' eylemi!
Bir grup, ‘Andımız'ın kaldırılması için Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem düzenledi
Ramazan YAVUZ / DHA
DİYARBAKIR'da kendilerine ‘Kürt Dili Eğitim Hareketi' (TZP-Kürdi) adını veren grup tarafından başlatılan okulları boykot eylemi kent merkezinde istenilen düzeyde tutmazken, İslami gruplar Özgür-Der ile Mazlum-Der ise, okullarda okutulan ‘Andımız'ın kaldırılması için Milli Eğitim Müdürlüğü önünde eylem düzenledi.
http://haber.gazetevatan.com/andimiz...29911/1/Gundem
-
Cevap: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
Tartışılan rektör
“Atatürk Türkiye’dir” yazısını kaldıran İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çelik, bu kez de üniversitelerdeki İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersinin öğrencilere külfet getirdiğini öne sürdü.
Güncelleme:27 Eylül 2010 08:34
Üniversitedeki “Atatürk Türkiye’dir” yazısını “Hitler Almanyası gibi ” diyerek kaldıran Malatya İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemil Çelik, bu kez de üniversitelerdeki İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersinin öğrencilere külfet getirdiğini öne sürdü. Rektör Çelik, bu dersin zorunlu dersler arasından çıkarılmasını istedi. CHP, rektörün sözlerine soru önergesi ile TBMM gündemine taşıyacak.
Çelik, 1982 Anayasası ile birlikte gelen, Türk dili, İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük gibi derslerin üniversite öğrencilerine külfet getirdiğini ve bu derslerin zorunlu olmaktan çıkarılmasını istedi. Medeni ve çağdaş ülkelerde, bu tip derslerin bulunmadığını iddia eden Çelik, “Umarım yapılacak bir yüksek öğretim reformu ile bu dersler müfredattan kaldırılır. Bunun yerine teknolojinin bilimin getirdiği dersler konur” dedi.
İLK DEĞİL
Ergenekon davası sanıkları arasında yer alan önceki rektör Fatih Hilmioğlu ile aralarındaki gerilimle tanınan rektör Çelik, Ağustos ayında da üniversite kütüphanesinde bulunan “Atatürk Türkiye’dir, Türkiye Atatürk” yazısını kaldırarak, yerine Atatürk’ün “Manevi Mirasım Bilim ve Akıldır” ifadesini astırdı. Abdi İpekçi ve Papa suikastlerinin kilit ismi Oral Çelik’in amcasının oğlu olan Çelik, YÖK Başkanı Özcan ile de TÜBİTAK’ta mesai arkadaşlığı yapmıştı.
(Gazeteport)
-
Cevap: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
Gündüz, “Ben rejime karşıyım, Kemalist rejimin sonu gelmiştir. Ben o rejimi yıkmak istiyorum... Rejim bizi yere vurdu. Ama biz de rejimi yıktık” .
http://www.beyazgazete.com/haber/201...deo-tikla.html
-
Cevap: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
Milli Eğitim'de olay yaratacak değişiklikler!
Andımız ve İstiklal Marşı zorunlu olmaktan çıkarılıyor.
Milli Eğitim Şûrası’nın 4’üncü gününde, tartışılacak kararlar alındı. 8 yıllık kesintisiz eğitim 13 yıla uzatılırken, öğrencilerin sabahları okuduğu “Andımız” ve “İstiklal Marşı” zorunlu olmaktan çıkarıldı. 8. sınıfta yapılan SBS’nin de uzun vadede kaldırılması için çalışma başlatıldı.
Milli Eğitim Şûrası’ndan, 8 yıllık kesintisiz eğitimi delecek bir karar çıktı. Zorunlu eğitim; 1 yıl okul öncesi eğitim, 4 yıl temel eğitim, 4 yıl yönlendirme ve ortaöğretime hazırlık eğitimi, 4 yıl ortaöğretim olmak üzere 13 yıl olacak şekilde belirlendi. Bu süreçle, kapatılan imam hatip liselerinin ortaokul kısımlarının yeniden açılması sağlandı.
11 YAŞA İMAM HATİP YOLU
Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu’nun eğitim sürelerine ilişkin “1 yıl okul öncesi eğitim, 4 yıl temel eğitim, 4 yıl yönlendirme ve ortaöğretime hazırlık eğitimi, 4 yıl ortaöğretim olmak üzere zorunlu eğitim 13 yıl olsun” önerisi alkışlar ile genel kuruldan geçti. Kabul gören öneriye göre aileler, ilköğretim 5. sınıftan mezun olan öğrenciyi ister meslek lisesine, ister genel liseye, ister imam hatip lisesine gönderebilecek.
DİN DERSİ 1. SINIFA İNDİ
Din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin çoğulcu bir anlayışla tüm öğretim kurumlarında daha etkin olarak okutulması önerisi de kurul gündemine getirildi. Alevilerin din dersinden muaf olma isteği, bu önerinin kabulü ile rafa kalkmış oldu. Eğitim Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu’nun “din dersinin ilk ve ortaöğretimin tüm sınıflarında daha etkin olarak okutulması” önerisi kabul gördü. Böylece ilköğretim 4. sınıfta okutulmaya başlanan din dersinin birinci sınıfa kadar indirilmesi gündemde. “Din dersi seçmeli olsun” önerisi de kabul edildi. Şûrada öğretmenler, törenlerin rutin ve zoraki katılımdan çıkarılmasını önerdi.
‘İSTİKLAL MARŞI KALKSIN’
Kabul gören maddenin oylanarak şûranın raporunda yer alması durumunda, öğrencilerin sabahları okuduğu Andımız ve İstiklal Marşı da zorunlu olmaktan çıkacak. Madde şöyle: “Törenler ve toplantılar; paylaşma, bütünleşme, denetim ve kontrol mekanizmaları olup okul yönetimi tarafından kültürü etkileme, değiştirme ve yeni değerlerin paylaşılması amacıyla rutin ve zoraki katılıma dayalı etkinlikler olmaktan çıkarılıp yoğun olarak ortak duygu ve değerlerin paylaşımını sağlayacak şekilde düzenlenmelidir.”
SBS KALKACAK
Öğretmenler, ortaöğretime geçişte sınav sistemi yerine okul başarısının geçerli olması gerektiği görüşünde birleşti. Öneri genel kurul tarafından benimsendiği için 8. sınıf sonunda yapılan “Seviye Belirleme Sınavı”nın uzun vadede kaldırılması için çalışma başlatılacak.
DİNE BRANŞ ÖĞRETMENİ
Din kültürü ve ahlak bilgisi dersi ile milli güvenlik derslerine branş öğretmenlerinin girilmesi önerisi kabul edildi. Bazı okullarda imamlar din derslerine giriyordu.
http://haber.mynet.com/detay/guncel/...ler/540410?utm
Biri bana açıklayabilir mi (!)..... Nereye gidiyoruz... Yapılmak istenen nedir?... Özellikle AKP'li arkadaşların konu ilgili yorumlarını çok merak ettim..
-
Cevap: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
TAKSİM'DE 10 KASIM GERGİNLİĞİ
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ölümünün 72. yıl dönümü nedeniyle Taksim Meydanı'nda düzenlenen törenin sonunda gerginlik yaşandı. Protokolün de hazır bulunduğu tören sonrası bir genç, "Kahrolsun PKK diye" bağırdı. Uyarılara rağmen slogan atmayı sürdüren genç, polis tarafından gözaltına alındı. Bu sırada bir başka vatandaş da, "Sizleri Mesih'e emanet ediyorum." diye bağırdı. Gençle birlikte bu vatandaş da gözaltına alındı.
http://www.habervitrini.com/haber.asp?id=495595
"Ne Mutlu Türküm Diyene" deseydi.... Vuracaklar mıydı?... Merak ettim!
-
Cevap: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
Şunu belirtmek zorundayım ki Atatürk'ün adı Ata değil. Kendisi bile bu hitaptan rahatsız olurdu. Onun üzerinden edebiyat yaparken önce onun adını doğru şekilde telaffuz edilmesi gerekiyor bence.
-
Cevap: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
Andımız tartışılabilir
Sakık’ın “Varlığım neden Türk varlığına armağan olsun. Ben Türk değilim ki” sözüyle ilgili görüşü sorulan Çubukçu bunun dünyada çok örneği olmadığını belirterek “Demokratik ülkede hepsi tartışılabilir” dedi
MEHMET KAYHAN YILDIZ, TOLGA YANIK Konya DHA
Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu ziyaret ve incelemelerde bulunmak üzere geldiği Konya’da, BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık’ın “Andımız”la ilgili sözlerini değerlendirdi. Öğrencilerde okuma alışkanlığını geliştirmek için okullarda “e-kitap okuma“ devrinin başlayacağını söyleyen Bakan Çubukçu, 2 yıl boyunca devam etmesi planlanan projenin pilot uygulamasının Adana, Afyonkarahisar, Ankara, Bursa, Erzurum, Samsun ve Şanlıurfa’da başlatılacağını, daha sonra ülke geneline yayılacağını belirtti.
Çubukçu önce Valilik ve Selçuk Üniversitesi Rektörlüğü’nün “Konya’daki İlköğretim Okullarının Kütüphanelerini Destekleme Projesi” kapsamında 60 bin kitabın dağıtım töreni ile “Konya İlköğretim-ortaöğretim Öğrencilerinin Kitap Okuma Alışkanlıkları Raporlarının Sunumu”nun yapıldığı programa katıldı.
‘Kaldırılma kararı alınmadı’
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi’ndeki kitap dağıtım töreninin ardından bir restoranda verilen öğle yemeği yiyen Çubukçu, daha sonra AK Parti İl Başkanlığını ziyaret etti ve gazetecilerin sorularını da cevapladı.
Milli Eğitim Şurası’nda, andımız ile ilgili alınan karara değinen BDP Muş Milletvekili Sırrı Sakık’ın “Benim varlığım neden Türk varlığına armağan olsun. Ben Türk değilim ki“ dediği hatırlatılması üzerine Bakan Çubukçu şunları söyledi:
“Şûrada alınmış bir karar yok. Verilmiş bir önerge söz konusu. Önergeyi genel kurul üyelerinden bir öğretmen verdi. Genel kurul tarafından da oylamaya sunuldu. Verilen bu teklif kabul edilmedi. Bu yönde bir tavsiye kararı çıkmadı. Üzerinde çok tartışma olduğu için, ben öğretmenler günü dolayısıyla katıldığım bir programda da bunu söyledim. Bunun üzerinde bu kadar gürültü ve fırtına koparılması çok anlamlı değil.
Andımız, 1937’de dönemin milli eğitim bakanı tarafından kaleme alınmış, 12 Eylül’de ekleme yapılmıştır. Özellikle ilköğretim olmak üzere, bir ant ile okula başlama gibi çok örneği yok dünyada. Bunların hepsi demokratik bir ülkede tartışılabilir. Bunlar öneri olarak sunulabilir. Öneriler kabul edilir veya edilmez.”
ANDIMIZ
Türküm, doğruyum, çalışkanım,
İlkem; küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir.
Ülküm; yükselmek, ileri gitmektir.
Ey büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım, Türk varlığına armağan olsun.
“Ne mutlu Türküm diyene!”
-
Cevap: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
Bir an için Yunanistan'ın Batı Trakya'sında yaşayan bir Türk olduğumuzu varsayalım.
Yunanlılar her sabah okulda, Türk çocuklarına "Yunan'ım, doğruyum, çalışkanım.. Varlığım Yunan varlığına armağan olsun" şeklinde ayin yaptırdıklarını varsayalım.
Ya da Irak'ta yaşayan Kerkük Türklerine Kürt yönetiminin "Kürdüm, doğruyum, çalışkanım.. Varlığım Kürt varlığına armağan olsun" diye bağırttıklarını varsayalım..
Yunanlıların ve Kürtlerin bu yaptıklarını normal karşılıyorsak, bizim okullarda her sabah yatırdığımız bu sabah ayinini de normal karşılamak gerek.
Yunanlıların ve Kürtlerin yaptığını normal karşılamıoysak, bizim yaptığımızda da bir anormallik var demektir.
Bu tür ayinler üçüncü dünya ülkelerine özgü totaliter ayinlerdir.
Çağdaşlaştıkça, demokratikleştikçe ve normalleştikçe bunların gereksiz olduğu anlaşılacak..
-
Cevap: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
Alıntı:
Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı
Bu tür ayinler üçüncü dünya ülkelerine özgü totaliter ayinlerdir.
Çağdaşlaştıkça, demokratikleştikçe ve normalleştikçe bunların gereksiz olduğu anlaşılacak..
Sayın Av. Abbas Bilgili Sizi hayret ve şaşkınlıkla okurken ne demek "totaliter" "ayin"
Bu ülke Musolinin veya Hitlerin miras bıraktığı bir ülke değil.
Böyle giderse sizler sayesinde normalleştikce gereksiz olduğu bunların konuşulamadığı VATAN KALMAYACAK. Bunlara karşı gelen Vatan Hainleri ne de o zaman sözde toplatılarına o bez parcalarıyla gelirler Neden hep aynı Sözde marşlarını çalarlar Neden..!
***********************
MUSTAFA MUTLU
Biz bu tehlikeli gidişi her hatırlattığımızda, satılmış liboş kalemler üzerimize yürüdü!
Ama artık öyle bir döneme girdik ki; ağızlarındaki baklayı daha fazla saklamaya gerek duymuyorlar...
Önce “federe” devlet istediklerini söylediler...
Baktılar ki ne isterlerse onu alacaklar; önceki gün sözde “Dersim Özerk Cumhuriyeti”ni resmen ilan ettiler!
Kendi bayraklarını...
Kendi marşlarını...
Kendi parlamentolarını legalleştirmeye soyundular!
Kapalı kapılar ardında hazırlanan haritaları artık miting meydanlarında sallar hale geldiler!
Kendi devletlerini kurduklarından o kadar eminler ki; bu devletin ikinci dili olarak “Zazaca”yı ilan ettiler...
Düne kadar bize, “Adamların devlet kurmak gibi bir amaçları yok, uyduruyorsunuz” diyen o liboş kalemler yine devrede...
Şimdi de, “Ne var yani; kan döküleceğine bırakalım kendi devletlerini kursunlar” diyorlar...
***
Tamam; bu ihaneti anlıyorum.
Misak-ı Milli’yi parçalamak için başka devletlerin himayesinde yapılan alçak planların adım adım gerçeğe dönüştürülmesini ibretle ve hayretle izliyorum...
Çünkü ben, “sıradan” bir vatandaşım; yapabileceğim tek şey bir gazeteci olarak, “Kral çıplak, ülke elden gidiyor” diye bağırmaktan ibaret... Onu da zaten yapıyorum...
Ya bu “çok demokratik” ülkenin cumhuriyet savcıları?
Onlar neredeler?
Neden bu “hain ittifak” karşısında dut yemiş bülbülü oynuyorlar?
Aralarından biri bile çıkıp, neden bu tezgâhın üzerine gitmiyor?
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Meclis çatısı altında olup, başka bir “devlet”i resmen ilan eden sözde milletvekillerine karşı neden harekete geçmiyor?
Hayali darbe girişimlerine ve hayali çetelere karşı verilen sözde “hukuk mücadelesi” bu aleni kalkışma karşısında neden bir türlü başlatılmıyor?
Temel görevi, ülkenin bağımsızlığını ve bölünmez bütünlüğünü korumak olan Meclis ve hükümet, neden kendi ordusuna karşı aldığı tavrın onda birini, bu alçak kalkışmada bulunanlara karşı almıyor?
***
Avazım çıktığı kadar bağırmak istiyorum:
“Nerede bu devleeeeeeeeeeeeetttttttt!”
http://haber.gazetevatan.com/Haber/326953/1/Gundem
-
Cevap: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
Sayın Sezen,
Bu ülkenin okullarında okuyan bir Rum, Ermeni, Kürt vs. çocuğuna her sabah "Türküm, doğruyum, çalışkanım, varlığım Tür varlığına armağan olsun" dedirtmek size mantıklı geliyor mu?
Başka bir ülkede aynı şeyin size yaptırılmasını ister misiniz?
İstemediğiniz veya annenizin babanızın istemediği bir şeyi size her sabah yatırdıklarında bunu "demokratik" mi yoksa "antidemokratik mi" bulursunuz?
Bunlar totaliterlik değilse nedir?
"Mussolini ve Hitler"den bahsetmedim, ama Kemalizmin en önemli ideologu Mahmut Esat Bozkurt zaten "Atatürk İhtilali" isimli eserinde zaten kendi dönemlerini Mussolini ve Hitler uygulamasına biraz benzetiyor.
Bu benzetmeden "totaliter" mi yoksa değil mi siz karar verin.
-
Cevap: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
Sayın Abbas Bilgili'ye Katılmamız Mümkün değildir.
Türk Kelimesi Türk MİLLETİ anlamında kullanıldığını çok iyi bilmeniz lazım.
Kürtler de bu milletin esas unsurudur.
Sizin bu dediklerinizi kabul edersek ,Türkiyede lazı,çerkesi ,boşnağı da Türk Milletinden ayırmamız gerekir.
Gerçekler ve Tarih Bu söylemi kabul etmez.
-
Cevap: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
Üniversite öğretim üyelerinden Prof. Dr. Cemil Koçak’ın, gerek Mustafa Kemal Atatürk, gerekse Çanakkale Zaferi ile ilgili akıl almaz ifadeler kullandığı öğrenildi.
Gazete 5’e ulaşan bilgilere göre, bazı ailelerin Prof.Dr. Cemil Koçak’ın bu sözleri üzerine Sabancı Üniversitesi Rektörlüğü’ne başvurduğu ve gerekenin yapılmasını istedi.
İşte o konferansın ayrıntıları ve Koçak’ın hakaret içeren sözleri:
Toplantının tarihi: 23 Ekim 2010
Yer: Sabancı Üniversitesi
Konferansın Konusu: Çanakkale Savaşları
Konferansı veren hoca: Prof. Dr. Cemil Koçak
Öğrencilerin aileleri salondaki yerlerini almış, Koçak’ı dinlemeye başlamışlardır. Koçak Çanakkale Savaşı’nı anlatmaya başlar. Bir süre sonra aileler Koçak’ın sözlerindeki ifadelere dikkat etmeye başlamıştır.
“5-10 KİŞİYİ BİLE YÖNETEMEZDİ”
Koçak Yarbay Mustafa Kemal’den “Yarbay Mustafa” diye söz etmektedir.
“Yarbay Mustafa”dan öyle sözler ile bahsetmektedir ki, aileler olayı anlamaya çalışır.
Bu Yarbay Mustafa, tarih sahnesine tamamen tesadüf eseri çıkmış, aslında onu Alman komutan Gelibolu içlerinde bir yere gözden uzak olsun diye attıklarını hayatında 5-10 kişiyi bile yönetmediğini, zaten şansı yaver gitmeseydi kahve köşelerinde emekliliğini yaşayıp gideceğini alaycı bir dille söylemektedir.
Kimdir bu tarih sahnesine tesadüfen çıkan, şansı yaver giden, hayatında 5-10 kişiyi bile yönetemeyen Yarbay Mustafa…
“YARBAY MUSTAFA YETENEKSİZDİ”
En sonunda bir öğrenci ailesi dayanamaz “Yarbay Mustafa diye bahsettiğiniz Mustafa Kemal mi?” diye sorar. Koçak “Evet” der. Aileler şaşkındır.
Öğrenci ailesi devam eder: “Neden hiç Mustafa Kemal demediniz?”
Koçak “Tarih o gün ki oldukları görevle yazılır” der ve öyle bir ifadeyle devam eder ki salona bir şok daha yaşatır:
“Zaten Yarbay Mustafa itaatsizlikten görevden alındı.”
Koçak, “Yarbay Mustafa”nın görevden alınmasının “nedenini” ise bakın hangi ifadeyle anlattı:
Yeteneksizdi.
SIRA ÇANAKKALE ZAFERİ'NE SALDIRIDA
Koçak, Atatürk’e saldırısını bitirdikten sonra, Çanakkale Zaferi’ne dil uzatmaya başladı.
Koçak’a göre, aslında Çanakkale Savaşı’nın galibi Türk Milleti değil, Almanlardı. Türk Milleti zaferi, Almanlar kutlamaya başladıktan sonra kutlamaya başlamıştı.
Prof. Dr. Cemil Koçak’ın sözleri bunlarla bitmedi.
Devam etti:
Kime sorsan dedesinin Çanakkale’de şehit olduğunu, bir tek savaş Çanakkale de mi olmuş, niye diğerleri anılmıyormuş…
Konferans, Koçak’ın bu "değerlendirmeleri"yle sona erdi.
http://www.gazete5.com/haber/prof.-d...-201-67183.htm
-
Cevap: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
Ne mutlu sürüyüm diyene
Türk’üm...
Aaaa, ne ayıp oğlum Türk’üm demek.
Hiç utanma arlanma yok mu sende? Sanki Türk’üm demek bir marifet. Niye Türk oluyorsun ki? Olma canım, illa olacaksan başka bir şey ol...
Doğruyum... Yapma kızım, yalan varken, dolan varken, doğruluk da neymiş? Bak büyüklerine, hiç onlar doğruyu söylüyor mu?
Çalışkanım...
Evladım, bunca işsiz varken çalışmak da ne kelime. Anarşist misin sen? Al sadakanı otur aşağıya.
Yasam...
Yasan, görevini kötüye kullanmaktır yavrum. Meclis’ten daha geçen hafta çıktı, dumanı üstünde tütüyor. Kullan kötüye görevini, cezanı düşürsünler.
Yurdumu özümden çok sevmek...
Yurt sevilmez çocuğum, pazarlanır. Dekar dekar, karış karış satılır.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun...
Varlığın niye kalsın el âleme, üstelik de Türklere. Ver oğluna, kızına. Çil çil altın al, gemicik al, havuzlu villa al...
Ve son: Ne mutlu sürüyüm diyene...* Işık Kansu / Cumhuriyet
M.E.Sezen: Evet daha ileri Demokrasi için alerjisi olanlar hep bir ağızdan...:DD
-
Cevap: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
Sayın sezen;
Işık Kansu'nun yazısı ne yazık ki benim eleştirimi karşılamaktan çok uzak bir demagoji örneği.
Biz "Türk" kelimesinden hiç bir şekilde rahatsızlık duymayız.
"Andımız"daki sözler beni rahatsız etmez.
Ben Türk olduğum için bu sözlerden rahatsızlık duymuyorum.
Bu memlekette Türk olmayanlara bu etnik söylevi söyletmek onları rahatsız eder ve ediyor da.
Bunu onlara dayatmak, o insanları ülkeden ve bizlerden soğutuyor.
Bu da bölünmeye (ya da bölücülüğe) hizmet ediyor.
Biraz empati yapalım, kendimizi onların yerine koyalım.
Bize böyle bir dayatma yapılırsa rahatsız olmaz mıyız.
Işık Kansu bir de bu açıdan baksaydı keşke..
-
Cevap: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
Resmi internet sitesi değiştirildi
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Atatürk, Çankaya’nın resmi internet sitesinde en dip köşeye yerleştirildi. “cankaya.gov.tr” olan sitenin adresi “tccb.gov.tr” olarak değiştirilirken eski sitede ana sayfanın en başında ve geniş şekilde yer alan Atatürk Özel Köşesi ise aşağılara indirildi.
Ulu Önder’in özel köşesi en altta
Sitenin yeni halinde Cumhurbaşkanı’nın son konuşması ve mesajı ana sayfada yer alırken, Abdullah Gül ve Hayrünnisa Gül’ün faaliyetleri de ana sayfanın üstüne kuşak olarak yerleştirildi. Ulu Önder’in özel köşesi ise sitenin en alt sayfasında çok ufak bir alanda yer bulabildi. ‰ 9’da
(Kaynak: yenicaggazetesi.com.tr)
Ulu Önder’e Çankaya darbesi!
Atatürk’ün özel köşesi daha önce sitenin üst taraftaydı şimdi ise en alta yerleştirildi.
Cumhurbaşkanlığı’nın resmi internet sitesi yenilenirken “cankaya.gov.tr” olan adres “tccb.gov.tr” olarak değişti. Yenilenen sitede “Atatürk Özel Köşesi” de sol üst köşeden alt köşeye indirildi. Cumhuriyet’te yer alan habere göre, Gül’ün görüş ve önerileriyle yeniden tasarlanan sitenin ana sayfasının manşetinde Cumhurbaşkanı’nın güncelliğini koruyan bir konuşması, mesajı ya da ziyareti yer alacak. Sitenin önceki tasarımında ise “sayfa manşeti”, Gül’ün programının akışına göre sık sık değişiyordu. Yenilenen tasarımda, Gül’ün günlük programı ya da kabullerine ilişkin içerik ana sayfa manşetinin alt kısmında yer alacak, “Köşk Gündeminden” bölümünde yer verilecek. Atatürk Köşesi, daha önceki sitede en tepede yer alıyordu.
“Ne mutlu Türküm diyene” rahatsızlığı
ABDULLAH Gül, 1992 yılındaki bir konuşmasında, Nutuk’un, son cümlesi olan Atatürk’ün özdeyişini her yere yazmayı ‘ilkellik’ olarak nitelendirmişti.
Gül: ‘Ne mutlu Türküm diyene’ sözü ilkelleştirdi
Abdullah Gül, 1992 yılında Refah Partisi milletvekiliyken Cumhuriyete ve laikliğe karşı olduğunu şu sözlerle ifade etmişti: “Ne mutlu Türk’üm diyene lafını, tutup her yere yaza yaza ve bunu özellikle hiç olmayacak yerlere yaza yaza, Türkiye aslında ilkel bir hale dönmüştür. Bugün Türkiye’de bir sistem bunalımı var. Türkiye’nin bütünlüğünü tehdit eden, en ziyade tahribatı vermiş olan, sistemin ilkelerinin birisi de laiklik ilkesidir.”
http://habergundem.blogspot.com/2011...a-darbesi.html
-
Cevap: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
Avrupa,Amerika diyenler: Dünyadaki her kötülüğün arkasından çıkan sözde dostumuz iki yüzlü hain Amerika'nın okullarında Bakın Ne Okunuyormuş
ABD'de de okul öğrencilerine sabahları ders öncesinde,sınıflarında ayağa
kalkarak hazır olda şu yemin ediyorlar: (Lise sona kadar söylüyorlar bu yemini)
" I pledge allegiance to the flag of the United
States of America, and to the Republic for which it stands:
one Nation under God, indivisible, with Liberty and Justice for all."
Yani diyorlar ki:
"Amerika Birleşik Devletleri'nin BAYRAĞINA
Ve o bayrağın simgelediği CUMHURİYETE
Bağlılık için and içiyorum.
Herkes için özgürlük ve adaletle, ALLAH'ın
gözetiminde, BÖLÜNMEZ, TEK VATAN için. . .
-
Cevap: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
Yalova Valisi Dursun Ali Şahin 19 Mayıs törenlerinde yapılan gösterilerin kaldırılmasını önerdi.
İçişleri Bakanlığı'nın düzenlediği ve 81 ilin valisinin katıldığı değerlendirme toplantısında konuşan Yalova Valisi Dursun Ali Şahin, 19 Mayıs törenlerinde öğrencilerin karton kullanarak yaptıkları gösteriler ile kentlerin yerel kurtuluş günü törenlerinin kaldırılmasını teklif etti. Milliyet'in haberine göre Vali Şahin, "Bu dönemler artık geçti. Çocuklar robot gibi kullanılıyor. Doğu blokundan ithal edilen şeylerdir" dedi.
(Kaynak: ekolay)
-
Cevap: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
'Türk' kelimesine alerjisi olanları anlama kılavuzu
Türklerin ülkesi olan Türkiye’de son zamanlarda ‘Türk’ kelimesini kullanmak neredeyse ‘riskli’ bir durum haline geldi.‘Mağdur edebiyatı’ üzerinden devleti ele geçiren ‘sinsi’ ve ‘kinci’ taşeronlar, bir taraftan ‘Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini ötekileştirmeye çalışırken,diğer taraftan ‘ulus devlet’ yapısını ortadan kaldırmaya çalışıyorlar.
Olup bitenler, ‘bindiği dalı kesen’ yahut ‘ayağına kurşun sıkan’ cahil insanların yaptığı iş olarak geçiştirilemez; zira bu kişiler ne ‘cahil’dirler ne de ‘saf’tırlar.
‘Türk kimliğine’ mensup olmayan, ‘etnik özürlülerin’ karın ağrılarını bir anlamda anlayışla karşılamak mümkündür.
Zira, ‘katranı’ ne kadar kaynatırsanız kaynatın, bir türlü olmuyor ‘şeker’.
Peki ya, yedi sülâlesi ‘Türk’ olarak bilinip de, ısrarla ‘Türk’ kelimesini kullanmaktan imtina edenlere ne demeli?
Akdeniz Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ramazan Demir, “Türk kelimesine kimler karşı?” başlıklı yazısında, bu kişileri iki başlık altında incelemeye tâbi tutuyor:
***
1-) Siyasal ümmetçiler:
İslam dinini kendi kafalarına göre yorumlayan bir kesime göre, ‘millilik’ yani ‘ulusalcılık’ demek ‘kavmiyetçilik’ demektir.
Bu kesim, ‘din’, ‘mezhep’, ‘tarikat’ temelinde örgütlenmenin önünde ‘millet’ (ulus) ve ‘millilik’ (ulusçuluk) kavramlarını riskli bulurlar.
Bu nedenle, ‘millet’ esasına dayalı ‘millî devlet’ yerine, ‘ümmet’ esasına dayalı ‘ümmetçi devlet’ yapısını savunurlar.
‘Türk’ kelimesini mecbur kalmadıkça kullanmazlar.Türklüğe karşı ‘ekonomik kullanım ambargosu’ uygularlar.
Çok zorunlu durumlarda da ‘Türk’ kelimesinin yanına bir de ‘İslam’ kavramını eklerler ve böylece ‘ırkçılıktan’ kurtulduklarını zannederler.
Ama bu zihniyetin sahiplerinin kafasındaki ‘Türk-İslam’ kavramının içinde ‘Türk’ yoktur; sadece ‘İslam’ vardır, o da ta Osmanlı’dan beri gelen devlet siyaseti olan ‘Sünni İslam’ anlayışıdır.
***
2-) Radikal solcular:
Kendilerini ‘sosyalist’ ya da ‘komünist’ olarak tanımlayanlar da, ‘ırkçı’ çağrışım yaptığı gerekçesiyle ‘Türk’ kelimesini kullanmaktan itina ile kaçınırlar.
Rusya dahil bütün batılı ülkelerde ortaya çıkan sol hareketlerin, ‘millî kimliklere’ vurgu yapması bir türlü onları ilgilendirmez.
Bunun en temel sebebi, Türkiye’de radikal sol ideolojinin, ya doğrudan ‘etnik’ özürlülerin kontrolü altında olması, ya da dolaylı olarak ‘etnik ırkçı’ hareketlerin ‘esiri’ haline gelmesidir.
Günümüzde sol üzerinde etkin olan en belirgin ‘etnik ırkçı’ akım, ‘Kürtçülük’tür.
Âdeta ‘post-modern feodalizm’ şeklinde tezahür eden bu akımın hegemonyası altındaki radikal solcular ‘Kürt’ kelimesini çok rahatlıkla kullanırlar, ama ‘Türk’ kavramını kullanırken oldukça zorlanırlar.
Ki, savundukları ideolojinin temel öğesi ‘Türk’ işçileri, ‘Türk’ köylüleri, ‘Türk’ emekçileri olsa bile.
***
‘Millî’ olan ve ‘Türk’ kelimesini kullanan herkesi anında ‘ırkçı’, ‘şovenist’, ‘kafatasçı’ diye damgalayanlar, ‘terörün’ etkili olmadığı yerde ‘öylem kandırmacasına’ başvurarak, aslında kendi bilinçaltlarına yer etmiş olan ‘etnik ırkçılıklarını’ gizlemeye çalışıyorlar.
‘Truva atı’ gibi kullanılan ‘siyasal’ ümmetçiler ve ‘radikal’ solcular vasıtası ile ‘ideolojik’ baskı altına alınan Türk milleti ‘kendi kimliğine’ düşman hâle getiriliyor.
Çare mi?
‘Millî devlet’ anlayışına dönüştür.
İsrafil K.KUMBASAR
-
Cevap: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
TBMM'de Türk bayrağı skandalı
Meclis’e Türk bayrağıyla girilemiyor. Ziyarete giden yurttaşlar, görevlilerin “Türk bayrağı alınmıyor” uyarısıyla karşılaşıyor.
http://www.haberinyeri.net/tbmmde-tu...ali-94049h.htm
***
Hangi bayrağı elimize almamız gerekiyor??
-
Cevap: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
Alıntı:
yas2010 rumuzlu üyeden alıntı
Bu konuda sayın Av.Abbas Bilgili'nin görüşlerini merak ediyorum?
O bayrak Türk Milletini temsil etmiyormu...
Sahi hangi bayrakla gireceğiz Türk Milletinin Temsil edildiği Meclise
Nedir bu Türk kelimesi Türk bayrağı ve Atatürk'eolan sevgisizliğin altında yatan gerçekler...
Bu ülkede o Bayrağın dalgalanması için canını veren verecek çok insan var.
http://www.resimland.net/data/media/...113BF9CFAD.jpg
-
Cevap: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
Ne mutlu Türküm diyene
Bdp'liler'in "ANDIMIZ"'la ne alıp vermediği var? Şu yaşananlara bakarmısınız?
Bdp Genel başkanı Selahtin Demirtaş önceki gün Diyarbakır Milli Eğitim Müdürlüğü'ne dilelce vererek, ilk öğretim birinci sınıf öğrencisi kızı Delal Demirtaş'ın 'andımızın' okutulmasından muaf tutulmasını istemiş.
Dün ise Bdp'lierin daha önce açtığı "Öğrenci Andı"nın iptali ile ilğili davası görülmüş ve Danıştay 8. Dairesi, iptal istemini reddetmiş.
Danıştay doğru olanı yapmış!
Sözüm Demirtaş'a...
Kolayı var, kızını da kendini de herşeyden muaf tut, git Kuzey Irak'ta yaşa.
Yok "Ben Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım" diyorsan o zaman "Milli Marş'tan ve "ğrenci Andı"ndan da gocunma.
"Nemutlu Türküm" demek bu kadar mı zor gelir insana?
Bu törenlerin, öğrencilerimizin üzerindeki öneminin, BİRİLERİNİ Neden rahatsız ettiğni sorgulamak lazım!
Hem hertürlü nimetlerinden faydalan milletvekilliği maşını al, sonrada bu vatana nankörlük et!
Bu ülkede birçok etnik guruptan insanımız var.
Ançak bizi bir bütün yapan, Millet yapan Türk kimliğimizdir.
Bu taleplerin sonu nereye varacak merak ediyorum doğrusu.
Siz asıl kıyak emekliliği, makam aracı saltanatını, dokunulmazlıktan faydalanmaya bir şey demiyorsunuz!
Andımız size ne yaptı?
Beyenmeyenler, istediğiniz ülkeye gitmekde serbestsiniz.
"Öğrenci Andı" ile ilğili tartışmalar, değişik zemin ve zamanlarda süre geldi.
Ancak AKP ikdidar olduğundan itibaren daha yüksek perdeden ve resmi ağızlardan dillendirilen bu rahatsızlıklar, bazen cüret sınırlarını dahi zorluyor.
Bu yolun ucunu açarsan arkasını toplayamazsın.
Buğün "Andımız kaldırılsın" diyenlere cesaret verirsen, yarın "BU BAYRAKTAN RAHATSIZ OLUYORUZ" derler onu da kaldırılmasını isterler.
Buğün "ANDIMIZ"!
Yarın "İSTİKLAL MARŞIMIZ"!
Daha sonra "BAYRAĞIMIZ"!
Sonra da VATAN toprağımız mı ?
Yazıklar olsun AKP
Eserinle öğün!
Andımız hiç bir sebeple kaldırılmaz.
Kimin haddine kaldırmak ?
TÜRK OLMAK ŞEREFDİR.
TÜRK OLMAK ŞANDIR.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE!
Başka söze de ferek yok!
Mehmet Şehirli 2 Nisan 2011 Sözcü G.Z.T.si
-
Cevap: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
Atatürk'e yılan dedi RTÜK onayladı
RTÜK, geçtiğimiz günlerde "tarihçi" Kadir Mısıroğlu'nun TV NET'te yayınlanan konuşmaları ile ilgili "yaptırıma gerek görülmemiştir" kararı aldı.
****
Kadir Mısıroğlu hızını alamayıp konuşmasının ileriki bölümlerinde Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal’i ülkenin o zaman ki şartlarında ülkesinin felahı için yaptığı faaliyetleri ve bizzat şahsını hedef haline getiriyor. Kadir Mısıroğlu “Çok iş yapmakla bir adam büyük olmaz. Mustafa Kemal de çok iş yaptı. Doğru iş yapmakla takdir edilir adam. Bana göre yaptığı iş hatalı. Devamla, “Mustafa Kemal deseydi ki, ben bu harbi kazanayım, sizin halifenizi kovacağım, yazısını değiştireceğim, padişahınızı hain ilan edeceğim, devletinizi yıkacağım, şeriatı yasak edeceğim, mecelleyi çöpe atıp is pis yakan işin arkasından gider miydi? Demek ki Milli Mücadele esnasındaki atmosfere kimse karşı olmaz. Taraftar olmak bir suç değildir. Çünkü karşıda Yunan var. Denize düşen yılana sarılır.” Burada yılana sarılır teşbihiyle Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarını kastediyor.
http://www.muhalifgazete.com/12166-A...-RTuK-onayladi
-
Cevap: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
mehmet emin sezen boş konuşuyorsunuz.
Abbas hocam size katılıyorum. Nasıl ki yurtdışında yaşayan Türkler her sabah böyle Almanım,Fransızım,İngilizim doğruyum çalışkanım kara murat benim demiyorsa :) bence Türkiyede yaşayan diğer yabancı kökenli insanlarda söylemeye mecbur değil.
-
Cevap: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
Mehmet Emin Sezen: Vatanın milletin önderi her tarafı kuşatılmış topraklardan Türkiye Cumhuriyet'i Devlet'ini kuran ATATÜRK'ÜN sözleri siyasi simge Ulusal bayramlarımıza kısıtlama (YASAK) Yazıklar olsun nereye gidiyoruz kendimi hiç iyi hissetmiyorum çok az kaldı bitmek üzereyiz...
************************************************** *************************************************
"MİLLİ EĞİTİM Bakanı ATATÜRK'ÜN ANILMASINDAN NEDEN RAHATSIZ OLUYOR"
DANIŞTAY'IN VERDİĞİ 19 MAYIS KARARINA TEPKİ GÖSTERDİ
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, "Alınan karar hukuki bir garabettir. Yeni bir genelgeyle kutlamaların şeklini değiştireceğiz." dedi.
http://www.odatv.com/n.php?n=danista...rdi-2804121200
SİZ NE İŞE YARARSINIZ..!! (BURÇAK YAZICI)
GECE AĞLAYARAK YAZDIĞIM YAZI...EY MUHALEFET SİZ NE YAPARSINIZ?
Bir veli kalkıyor dava açıyor ve davası haklı bulunup Ankara dışında statlarda kutlanması yasaklanan 19 MAYIS SPOR VE GENÇLİK BAYRAMI’nın kutlanmasını serbest bıraktırıyor…
Ve…
Bizler buna seviniyoruz…
Sevindiğimiz şeye bakın milli bir bayramımızın kısıtlanan kutlanmasını mahkeme kararınla serbest bıraktırdık ve bunu bir vatandaş bireysel çabası ile yaptı…
Şimdi herkes bunu kutlayacak şak şaklayacaklar…
Bende soruyorum;
Ey muhalefet siz ne yaparsınız? Ne işe yarıyorsunuz?
Hiç düşündünüz mü, dünya üzerinde bizden başka bir memlekette milli bayramını kutlamak için mahkeme kararı çıkarılmış mı?
Bırakın ülkeleri Afrika kabilelerinde bile böyle bir rezillik olmamıştır…
İşte bugün buna seviniyoruz…
Ve…
Bunun adı demokratik bir ülke olmak…
Bir TÜRK genci olarak sinirden ağlıyorum…
Bizi böyle aşağılattığınız için ağlıyorum…
Şimdi 19 Mayıs’ta hangi yüzle gideceksiniz Anıtkabir’e…
Utanmayacak mısınız?
Ne diyeceksiniz?
Paşam bak biz senin gençliğe hediye ettiğiniz bayramı mahkeme kararı ile kutlattırıyoruz mu diyeceksiniz?
Yazık çok yazık…
Bence burada mecliste muhalefet olan siyasilerimiz oturup düşünmelidirler…
Bir vatandaş kadar olamadık arkadaş deyip şapkalarını önlerine koysunlar…
İktidar’a bir şey demiyorum adam yapmak için geldiğini yapıyor peki siz onu engellemek için mi oradasınız yoksa mecliste sadece konu mankeni olarak mı bulunuyorsunuz?
Biz TÜRK gençlerini bu kadar aşağılatmaya hakkınız yok…
Keşke yasak olarak kalsaydı…
Keşke sokaklarda izinsiz bayram kutlanırken coplansaydık…
Yüzümüz gözümüz kan içinde kalsaydı…
Ama…
Böyle aşağılanmasaydık…
Başımız dik onurumuzla çıksaydık Atamızın karşısına…
Yasakladılar ama bizleri durduramadılar biz kutladık bize armağan ettiğin bayramı paşam deseydik…
Asil kanımız bayrama karışıp aksaydı ama başımız dik onurla, gururla kutlasaydık…
Ağlıyorum…
Sizlerin bu sevinç çığlığı attığınız mahkeme kararına…
Çünkü…
TÜRK GENCİ’nin onurunu, gururunu kırmaya hakkınız yoktu…
Ey muhalefet siz bu karar alınırken neredeydiniz?
Bizlerin onuru gururu çiğnenirken siz neredeydiniz? Yarın bizlerin karşısına hangi yüzle geleceksiniz?
19 Mayıs günü Mustafa Kemal ATATÜRK’ün huzuruna çıktığınızda hiç yüzünüz kızarmayacak mı? utanmayacak mısınız?
Evde çocuğunuzun yüzüne bakarken ne diyeceksiniz?
Evladım bak mahkeme kararı çıktı git bayramını kutla güzelce…
Biz bir ilki gerçekleştirdik çocuğum ülkemizde mahkeme kararı ile milli bayramımızın kutlanmasını sağladık…
Çünkü burası TÜRKİYE CUMHURİYETİ değil Petogonya kabilesi mi diyeceksiniz?
Ağlıyorum…
Hıçkıra hıçkıra ağlıyorum…
Damarlarımdaki kan isyan ediyor…
Ben utanıyorum…
Ve …
Sizler hala utanmadan o koltuklarda nasıl oturuyorsunuz anlamıyorum…
Burçak YAZICI
28.04.2012
03.30https://www.facebook.com/UtkuErisik1
Fularında Atatürk resmi baskısı ve Ulu Önder’in “Milletin istiklalini, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” sözleri yazısı bulunan vatandaş ‘siyasi sembol’ gerekçesiyle Meclis’e alınmadı.
http://www.internetajans.com/haber/a...eri-7522h.html
Mustafa Mutlu -
Nereden mi çıktı bu Atatürk fotoğrafı, heykeli ve siyasi simge meselesi?
Meclis’ten!
O Meclis ki; sanki onu Atatürk kurmamış...
O Meclis ki; sanki koridorlarında, kurul salonlarında, başköşelerinde, vekil odalarında binlerce Atatürk fotoğrafı yokmuş, onun en güzel sözleri çerçeveletilip duvarlara asılmamış...
O Meclis ki; sanki Humeyni’nin İran Meclisi!
24 Nisan Salı günü saat 13:00’te bir yurttaşımız Dikmen kapısından Meclis’e girmek ve ziyaret etmek istemiş...
Ama kapıdaki polisler, “Yassak hemşerim” demişler...
Neden demişler biliyor musunuz?
Çünkü o yurttaşımızın boynunda, üzerinde Atatürk’ün fotoğrafı olan ve “Milletin istiklalini, yine milletin azim kararı kurtaracaktır” sözleri bulunan bir fular varmış...
Polise göre, bu fotoğraf ve sözler ‘siyasi simge’ymiş ve Meclis’e sokulması yasakmış!
O yüzden içeri almamışlar vatandaşımızı...
Tamam; bu devletin kurucularına yapılan saygısızlıkların hesabının olmadığı bir dönemden geçiyoruz...
Ama gelinen son nokta; işin suyunun çıktığını gösteriyor...
Yazıyı okuyup bitirdiğiniz şu anda, kendinizi nasıl hissediyorsunuz?
Yazının tamamı:http://haber.gazetevatan.com/Haber/446873/1/Gundem
-
Cevap: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
Zor iştir Türk olmak.
Türk olmak Anadolu'da her düşen yağmur damlasına hamdetmek, her çıkan başak için şükretmektir. Türk olmak, medeniyetler mezarlığı Anadolu'da dik durabilmektir.
http://www.dailymotion.com/video/kjq...LY9TP?start=13http://www.dailymotion.com/video/kjq...LY9TP?start=13
-
Cevap: Ata ve Türk alerjisinde son nokta!
Alıntı:
Konusarock rumuzlu üyeden alıntı
mehmet emin sezen boş konuşuyorsunuz.
Abbas hocam size katılıyorum. Nasıl ki yurtdışında yaşayan Türkler her sabah böyle Almanım,Fransızım,İngilizim doğruyum çalışkanım kara murat benim demiyorsa :) bence Türkiyede yaşayan diğer yabancı kökenli insanlarda söylemeye mecbur değil.
Asıl siz boş konuşuyorsunuz. Halkı kin ve nefrete sürükleyen asıl sizlersiniz. Ben de size cevap vereyim Türküm doğruyum çalışkanım demek isteyen insanlara ne olacak ? Biz Tanrı denince Allah'ı, Türk deyince Türkiye Cumhuriyeti halklarının oluşturduğu mozaiki anlıyoruz. Ya siz? Kafatasçı mısınız?