Emekli olmadan kıdem tazminatı ile ilgili olarak
www.aksam.com.tr
03 Eylül 2002
Kerim Subengi / İzmit SSK'da okumasını bilen yok mu?
Daha önce defalarca yazdım ama hala kanun maddesini okumadan sadece kulaktan duyma bilgilerle iş yapmasını seven SSK Sigorta Müdürlükleri hata üstüne hata ediyor ve çalışanları mağdur ediyorlar.
Konumuz yine Emekli Olmadan Kıdem Tazminatı almak. Şimdi aşağıya ilgili kanun maddelerini vereceğim bırakın hukuki bilgiyi sadece okumasını bilen herkesin anlayacağı kadar da açık.
08.09.1999 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan 4447 Sayılı Yasa ile eklenen 1475 Sayılı Kanunun 14. maddesinin 5. numaralı bendi aşağıdaki gibidir.
'5. 506 Sayılı Kanunun 60'ıncı maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları VEYA aynı Kanunun Geçici 81'inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle,'
(Kanun okumasını bilmeyenler için VEYA'yı büyüttüm.)
Şimdi de bu madde içinde geçen 506'nın 60/A maddesini veriyorum,
A) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra ilk defa sigortalı olarak çalışmaya başlayanların yaşlılık aylığından yararlanabilmesi için;
a) Kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş olması ve en az 7000 gün veya
b) Kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmuş olması, 25 yıldan beri sigortalı bulunması ve en az 4 500 gün,
Ayrıca 506/81. maddesi (4759 ile değişik B ve C) bentlerinde de bilindiği üzere (B) bendinde 23.05.2002 itibariyle kadın ise 20 ve erkek ise yıllık sigortalılık süresi ile belirli gün sayısını, (C) bendi de 15 yıllık sigortalılık süresi ve en az 3600 gün sayısını tamamlayanların emekli olacakları yaş'lar veriliyor.
SONUÇ OLARAK
Yukarıdaki madde metinlerini okuyabilen herkes şu sonuca varacaktır.
506/60'a göre,
1-Kadın ya da erkek olsun başkaca bir şart aranmaksınız 7000 gün sayınız varsa,
2-Kadın ya da erkek 25 yıllık sigortalılık süresi ve en az 4500 gününüz varsa,
506 Geçici 81'e göre,
1-Kadın ise 20 ve erkek ise 25 tam yıl sigortalılık süresi ile aynı maddede belirtilen gün sayılarına (5000 ile 7000 arasında değişir.) ulaşmış olanlar,
2-İster kadın olsun ister erkek en az 15 yıldan beri sigortalı olması ve en az 3600 gün sayısını tamamlayanlar,
Diledikleri zaman SSK'ya başvurup Kıdem Tazminatı yazısı alabilirler.
Tıpkı İzmit Sigorta İl Müdürlüğü'nün Serdar Vural'a verdiği yanlış cevap gibi olursa (bu okuyucumuz (25 yıllık sigortalılık süresi yok) 7000 günden fazla günü olduğu için Kıdem Tazminatı yazısı istiyor ama Müdürlük sizin 25 yıllık sigortalılık süreniz yok (bu sadece 506/Geçici 81/B için geçerlidir.) diye diğer şıkları okumadan talebiniz reddediliyor.) İş Mahkemesi'nde dava açın. İzmit Sigorta İl Müdürü sayın Kamuran Öner'e sesleniyorum siz yenilikleri takip eden ve okumasını bilen birisiniz ama alt kademelerinizdekilerin de okumalarını sağlayın ki çalışanlar mağdur olup 20 yıllık emeklerinin karşılığını alsınlar. Sadece empati (kendinizi karşıdakinin yerine koyun) yapın ya aynı durum sizin başınıza gelseydi, İSO'nun bir anlamı da bu değil mi?
Re: emekli olmadan kıdem taz. konu ile ilgili olarak
Bu hak halen geçerlimidir?Bilen varsa yardımcı olabilir mi? Teşekkürler
Re: Emekli olmadan kıdem tazminatı ile ilgili olarak
Re: Emekli olmadan kıdem tazminatı ile ilgili olarak
Teşekkürler bu gün sigortaya (Pendik)gittim böyle bir haktan yararlanmak için özel bazışartlar olduğunu söylediler vergi indirimi vb...Konuyla ilgili yeterli bilgileri ve yargı kararlarından haberdar olduklarını sanmıyorum.
Sanırım 15 yılı ve 3600 günü dolduran herkes" Kıdem tazminatı alalbilir "yazısını ilgili sigortadan alabilir.Ancak zorluk çıkarıldığında ne yapmalıyız.Yardımcı olursanız sevinirim.(Benim yaşım 41, pirim günüm 5937 ve 21 yıldır sigortalıyım)
Selamlar.
Re: Emekli olmadan kıdem tazminatı ile ilgili olarak
İş Mahkemesi'nde dava açmanız gerekir.
Selamlar,
Re: Emekli olmadan kıdem tazminatı ile ilgili olarak
Re: Emekli olmadan kıdem tazminatı ile ilgili olarak
Sn. bduran,
Sorunuzun kıdem tazminatı almak ile ilgili olduğunu düşündüğümden yanıt verdim. Bu hususta sıkça ve çoğu zaman eksik veya yanlış sorulara bağlı olarak verilen yanıtlar birbiri ile çelişkili görülüyor, aslında yanıtlayanların kabahati yok.
Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan emekli olmak (yaşlılık aylığı bağlanması) ile çalışılan işyerinden kıdem tazminatına hak kazanmak arasında dağlar kadar fark var.
İlki Sosyal Sigortalar Mevzuatı ile ilgili... Belirtilen şartlar sağlansa bile Kanun'da belirtilen yaşı doldurmadan (Kanun tarihi itibarıyla) Sosyal Sigortalar Kurumu'ndan emekli olmak (yaşlılık aylığı almak) mümkün değildir.
Diğeri ise SSK mevzuatındaki değişikliğe bağlı olarak İş Kanunu ile ilgili... (Halen yürürlükte olan 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14. maddesinde SSK mevzuatına atıfta bulunulduğundan)... Ben sorunuzu direkt kıdem tazminatı almaya yönelik olarak yorumladım ve yanıt verdim, olası bir yanlış anlama varsa düzeltmek isterim.
Selamlar,
Re: Emekli olmadan kıdem tazminatı ile ilgili olarak
1475 sayılı kanunun 14. maddesinin 5. bendi:
5- (Ek: 25.8.1999 -4447/45 md.) 506 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun Geçici 81 inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle,
Şeklindedir.
506 sayılı kanunun 60/(a) ve (b) bentlerinde yaş dışında kalan şartlarda ise, 3600 gün prim ödeme bulunmamaktadır.
3600 gün prim ödemesi, 506/60-(c) bendinde düzenlenmiştir.
O nedenle, 41 yaşında, 15 yıldan fazla sigortalı ve 3600 günden fazla prim ödemesi olan kişilerin, 1475/5. bendine göre kıdem tazminatı almaya hakkı olmadığıını düşünüyorum.
Eğer, 1475/5 'den, 506/60-(a) ve (b) yazılı olan yaş şartı dışında, emeklilikle ilgili tüm şartlar geçerli olacak olsaydı, o zaman 3600 günü beklemeye de gerek bulunmayıp, 5 yıl sigortalı olup, 900 gün prim ödeyenler de, malul veya ölünm aylığına hak kazanibileceklerinden, kıdem tazminatı da alabilirler.Bu olmayacağına göre, anılan kanunundan farklı anlamlar çıkarılmaması gerekir diye düşünüyorum.
Eğer bu konuda yerleşmiş yargı kararları varsa, öğrenmek isterim. Selamlar...
Re: Emekli olmadan kıdem tazminatı ile ilgili olarak
Sn. yyln,
Öncelikle, Sosyal Güvenlik Hukuku konusundaki iletilerinizi bilgilenerek ve bundan keyif duyarak takip ettiğimi tekrarlamak isterim.
Ülkemizde yasaları yazanlar sanırım yasanın anlaşılmamasına özen gösteriyorlar, öyle ucube bir teknikle yasa yapılıyor ki; bir yasadan diğerine atıf, ilgili yasayı incelediğinizde oradan bir başkasına atıf,yasalarda açık olmayan lastikli kelimeler, önemli kısmı 60-70 sene öncesinin Türkçe'si ile, yazıldığı tarihte kalmış, anlamak için Osmanlıca bilmenin şart olduğu metinler velhasıl, yasayı eline alıp okuyanın, eğer işin uzmanı veya uygulamanın içerisinde değilse anlaması, doğru yorumlaması mümkün olmuyor. Oysa yasalar uygulanmak içindir, emredicidir. vatandaş kendisinden yasa ile ne istendiğini rahatlıkla anlamalı, ona göre davranışını düzenlemelidir. Yoksa "yasayı bilmemek mazeret değildir" klişesi havada kalır, zira sorun bilmemek değil anlayamamaktır.
Sosyal Sigortalar mevzuatı da yukarıda tekniğinden yakındığım yasalara bir örnektir. Popülist siyasetçilerin hukuk tanımaz anlayışları ile yeni maddeler eklenmiş, yasa yamalı bohçaya dönmüştür. Bir de Yüksek Mahkemelerin iptal kararları, ardından iptal edilen maddelerin başka Kanunlarla yeniden düzenlenmeye çalışılması işi iyice çığırından çıkarmıştır. Şimdi konumuza dönersek;
Yorumunuzda haklısınız, şu kadar ki; belirttiğiniz gibi ortaya abuk durumlar çıkıyor, ancak Sosyal Sigortalar Kanunu'nun bunca yamalı bohça durumuna rağmen, 1475 sayılı eski İş Kanunu'nun halen yürürlükte bulunan 14. maddesi 5. fıkrası da yoruma gerek kalmayacak şekilde açık...
.................veya aynı Kanunun Geçici 81 inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle,
506 sayılı Kanunun geçici 81 inci maddesinin birinci fıkrasının Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilen (B) bendi ile (C) bendi 23.05.2002 tarihli 4759 sayılı Kanun ile yeniden düzenleniyor. (C) bendi:
"23.5.2002 tarihinde 15 yıllık sigortalılık süresini kadın ise 50, erkek ise 55 yaşını doldurmuş ve 3600 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş bulunanlara istekleri halinde yaşlılık aylığı bağlanır."
Sosyal Sigortalar Kanunu'ndaki düzenleme sizin de bildiğiniz gibi böyle, bunca karışıklıkta sigortalıya yaşlılık aylığının bile doğru bağlanabilmesi mucize... Yeniden kıdem tazminatını düzenleyen 1475 İş Kanunu 14. maddeye dönersek, 5. fıkrada "yaş, sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısı" denseydi bu karışıklık çıkmayacaktı. Ama yazan öyle bir ifade kullanmış ki, muhtemelen bu birbirine atıflar nedeni ile işin nereye gideceğinin de farkına varamamış ve aslında belki de kastetmek istemediği bir sonucu sehven sağlamış. Maddenin uygulanmasının abukluğu ortada, ama maddenin yazılışından da başka bir anlam çıkartmak, zorlama yorum olacaktır.
Kıdem tazminatı alabilmek için iş akdinin yasada belirtilen nedenlerle feshi gerekir. Hiçbir işçi, şu işsizlikte sonucu belli olmayan bir yargı kararına güvenerek iş akdini bu gerekçe ile feshetmeyi göze alamaz. Olsa olsa emsal oluşturması açısından işveren ile danışıklı bir çıkış ve dava düşünülebilir ki, o da işi gücü olmayanların kendisine iş yaratması diye telakki edilir.
Saygılar, selamlar,
Re: Emekli olmadan kıdem tazminatı ile ilgili olarak
Sn: Harun Gür,
"anılan kanunundan farklı anlamlar çıkarılmaması gerekir diye düşünüyorum."
Ama, yorumlarınıza da katılmamak mümkün değil.
Selam ve saygılar....
Re: Emekli olmadan kıdem tazminatı ile ilgili olarak
Re: Emekli olmadan kıdem tazminatı ile ilgili olarak
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 04.04.2006 tarih ve 2006/2716 Esas, 2006/8549 sayılı kararından;
"Davacı işçi açmış olduğu bu davada, 1475 sayılı yasaya 4447 sayılı yasa ile eklenen 5. bent hükmü uyarınca kıdem tazminatı ödenmesi gerektiğinden söz ederek bu yönde istekte bulunmuştur. Davalı işveren, davacının başka bir işyerinde çalışmak için istifa etmek suretiyle işyerinden ayrıldığını savunmuştur. Mahkemece istek doğrultusunda karar verilmiştir.
1475 sayılı yasaya 4447 sayılı yasa ile eklenen 5. bentte, '506 Sayılı Kanunun 60 inci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (a) ve (b) alt bentlerinde öngörülen yaşlar dışında kalan diğer şartları veya aynı Kanunun geçici 81'inci maddesine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayarak kendi istekleri ile işten ayrılmaları nedeniyle' işçilerin kıdem tazminatına hak kazanabileceği hükme bağlanmıştır.
Düzenlemenin amacı, prim ödeme ve sigortalılık süresi yönünden emeklilik hakkını kazanmış olsa da, diğer bir ölçüt olan emeklilik yaşını beklemek zorunda olan işçilerin, bundan böyle çalışma olmaksızın işyerinden ayrılmaları halinde kıdem tazminatı alabilmelerini sağlamaktır. Şüphesiz işçinin bu ayrılmasından sonra yeniden çalışması gündeme gelebilir ve Anayasal temeli olan çalışma hakkının ortadan kaldırılması beklenmemelidir. Bu itibarla işçinin ilk ayrıldığı anda iradesinin tespiti önem kazanmaktadır. İşçinin başka bir işyerinde çalışmak için işyerinden ayrıldığı anlaşıldığı takdirde 1475 sayılı yasaya 4447 sayılı yasa ile eklenen 5. bent hükmü uyarınca kıdem tazminatına hak kazanılması söz konusu olmaz.
Davacı işçi, 24.01.2003 tarihinde işverene vermiş olduğu yazılı dilekçesinde özel nedenlerle aynı tarihte işyerinden ayrılmak istediğini bildirmiştir. Davalı işveren yetkilisi dilekçe altına, davacının 21.02.2003 tarihinde ayrılabileceğine dair bir açıklama eklemiş ve tarafların bu yönde anlaşmaları üzerine davacı işçi bir süre daha çalışmıştır. Davacı 23.02.2003 tarihine kadar çalışmasını sürdürmüş, bu tarihte işyerinden ayrılmış ve bir gün sonra başka bir işverene ait işyerinde çalışmak üzere işe başlamıştır.
Somut olayda davacı işçi iş sözleşmesini 1475 sayılı yasaya 4447 sayılı yasa ile eklenen 5. bent hükmü uyarınca feshetmiş değildir. Başka bir işyerinde çalışmaya başladıktan çok sonra Sosyal Sigortalar Kurumuna bu yönde bir yazı almak için başvuruda bulunmuştur. Bu durumda yasa ile korunan hukuki menfaatin teminine yönelik bir davranış içine girilmemiş ve davacı işçi olayların gelişimine göre başka bir işyerinde çalışmak için işyerinden ayrılmıştır. Davacı tanıkları da davacının 1475 sayılı yasaya 4447 sayılı yasa ile eklenen 5. bent hükmü uyarınca iş sözleşmesini feshettiğinden söz etmemişlerdir.
Daha sonra davacı işçi, işverence kıdem tazminatı ödemesine esas olmak üzere Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından yazı verilmediğinden bahisle bir dava açmış ve bu davada davacının prim ödeme süresi ile sigorta primi yönünden emeklilik hakkını kazandığını tespit olunmuştur. Aynı kararda davacı işçiye 1475 sayılı yasaya 4447 sayılı yasa ile eklenen 5. bent hükmü uyarınca kıdem tazminatı yazısı verilmesi gerektiğinin tespitine dair hüküm kurulmuştur. Belirtmek gerekir ki, bu dava, işçiye Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından yazı verilmesi ile ilgilidir. Davacı işçinin kıdem tazminatına hak kazandığı noktasında bir sonucu içermemektedir.
Yapılan bu açıklamalara göre davacı işçi, 1475 sayılı yasaya 4447 sayılı yasa ile eklenen 5. bent hükmü uyarınca iş sözleşmesini feshettiğini kanıtlayamadığından kıdem tazminatı isteğinin kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece anılan isteğin reddine karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
Re: Emekli olmadan kıdem tazminatı ile ilgili olarak
Bu yönde bir yargı kararına ben de ulaştım.
"Yargıtay 10'uncu Hukuk Dairesi'nce 2004/2111 esas ve 2004/4700 karar sayılı 25.5.2004 günü aynen onanan, Manisa İş Mahkemesi'nin 2003/143 esas ve 2004/15 sayılı 9.2.2004 tarihli kararı.
"Davacı vekili; 20.10.1986 tarihinde SSK'lı olan ve en son işyerinden kendi isteği ile işten ayrılıp, 4447 sayılı kanun ile 1475 sayılı yasa maddesine eklenen 5. bendi gereğince, kıdem tazminatı almak "Kıdem tazminatı alabilir yazısı" için SSK'ya talepte bulunduğunda 20 yıllık sigortalılık süresi olmadığı nedeniyle kabul edilmediğinden, sosyal güvenlik haklarının engellendiğini ileri sürerek SSK işleminin iptaline verilmesini talep ve dava etmiştir.
SSK vekili, yazılı cevap verip 4447 sayılı yasayla 1475 sayılı yasanın 14. maddesine eklenen 5. bendine göre yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısını tamamlamış olanlara kendi istekleriyle işten ayrılmaları halinde kıdem tazminatı ödenebileceğinin hüküm altına aldığı, 20 yıllık sigortalılık süresinin de tamamlanması gerektiğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
Davacının SSK sicil ve işyeri dosyaları getirtilip incelenmiştir. Davacının, 20.10.1986 tarihinde SSK'ya tescil edildiği, işten kendi isteği ile çıktığı 21.2.2003 tarihine kadar 5748 gün prim ödediği anlaşılmıştır. Bilirkişi, ... davacının 506 sayılı yasanın geçici 81'inci maddesinin 4759 sayılı yasa ile değişik (C) bendinde öngörülen yaş şartı dışında en az 15 yıllık sigortalılık ve 3600 gün prim ödeme şartını yerine getirdiğinden, 1475 sayılı yasanın 14. maddesinin 5. bendi gereğince, SSK tarafından kıdem tazminatı yazısı verilmesi gerektiğini tespit etmiştir.
HÜKÜM: Davacının kendi isteğiyle işten ayrıldığı 21.2.2003 tarihi itibariyle, 506 sayılı yasanın 81. maddesinin 4759 sayılı yasa ile değişik (C) bendinden öngörülen yaş şartı dışındaki en az 15 yıllık sigortalılık süresi ve 3600 gün prim ödeme şartına haiz olduğundan, 1475 sayılı yasanın 14. maddesine 4447 sayılı yasanın 45. maddesiyle eklenen 5. bendi hükmü uyarınca, kıdem tazminatı yazısının verilmesi gerektiğine karar verildi."
Re: Emekli olmadan kıdem tazminatı ile ilgili olarak
Değerli arkadaşlar,
Her iki yargı kararı da göstermektedir ki, 15 yıl sigortalılık süresi ve 3600 gün prim ödemesi olan kişinin işten ayrıldığında kıdem tazminatına hak kazandığını söylemek o kadar kolay değil.
Bu da, Harun GÜR'ün yorumlarında ne kadar haklı olduğunu göstermektedir.
Böyle olunca da, 15 yıl sigortalılık süresini ve 3600 gün prim ödeme şartını yerine getiren, ancak emeklilik için gerekli yaş şartını tamamlamayan işçinin, işten ayrıldıktan sonra, kıdem tazminatını alıncaya kadar başka bir işte çalışmamasının uygun olabileceği anlaşılmaktadır.
Cevap: Emekli olmadan kıdem tazminatı ile ilgili olarak
merhabalar,
Forumda bu konudaki çok sayıda başlığı okudum.
Benim için net olanlar:
1992 SGK girişliyim ve 3.600 gün üzerinde primim var. Bu durumda SGK'dan bir yazı alarak iş yerime götürdüğümde kıdem tazminatı alarak işten ayrılabiliyorum. İhbar süresi de yok, yani bir gün sonra işe gelmeme hakkım var. Ama beyanımın "emekli olmak için" şeklinde olması gerekiyor. Ve kendi isteğimle ayrıldığım için işsizlik parası alamıyorum. İhbar tazminatı da alamıyorum.
Benim için henüz net olmayan:
* Çalışan aleyhine bir yargıtay kararı var. Bu karara neden olan hangisi olabilir:
a) Çalışanın beyanında "emekli olmak için" değil, "özel nedenlerle" yazmış olması.
b) Ayrıldıktan hemen sonra başka iş yerinde başlamış olması.
* Örnek-1:
Başka bir iş yeri ile görüştüm, anlaştım. Ama 1 ay süre aldım. SGK'dan yazıyı alıp mevcut iş yerime götürdüm ve "emekli olmak için" ayrılmak istediğimi belirttim. Beni hemen bırakmak istemediler ve 1 ay süre istediler. Ben 1 ay daha çalıştım ve sonra diğer iş yerinde başladım. Burada beyan tarihinde emekli olmayı amaçlamış, ama geçen 1 aylık süre zarfında fikrimi değiştirmiş gibi olmaz mıyım? Ve bu bana kıdem tazminatı hakkımı kazandırmaz mı?
* Örnek-2:
Herhangi bir iş ayarlamadan direkt SGK'dan yazıyı alıp iş yerime götürdüm ve kıdemimi alıp ayrıldım. Sonra iş aramaya başladım ve buldum.
* Örnek-3:
Herhangi bir iş ayarlamadan direkt SGK'dan yazıyı alıp iş yerime götürdüm ve kıdemimi alıp ayrılmak istediğimi belirttim. 2 ay süre istediler, kabul ettim ve çalışmaya devam ettim. Ama bu iki ay içinde iş aramaya başladım ve buldum.
Hangi durum nasıl sonuçlanır acaba?
Yardımcı olursanız sevinirim.
Not: Evet, amacım emekli olmak değil, kıdemimi alıp sonra başka iş yerinde çalışmaya devam etmek. Kanunun amacının bu olmadığını da biliyorum. Böyle bakınca ilk anda haksızlık peşindeyim gibi görünebilir. Ama diğer taraftan, o kıdem benim her durumda hakkım. Benim olanı bana vermeyerek işyerinde tutmaya çalışan sisteme karşı benim de kullanabilecek bir kozum varsa, ne güzel. :)
Cevap: Emekli olmadan kıdem tazminatı ile ilgili olarak
Konunun uzmanı özel bir kuruma (isim vermem forum kuralları açısından yasak olabilir diye vermiyorum) aynı soruyu gönderdim. Gelen cevap:
"Bahsettiğiniz düzenleme emekli olmak amacına ilişkin değildir, işçilerin kıdem tazminatı bakımından desteklenmesi amacıyla yapılmış bir düzenlemedir. Emekli olmak gibi bir durum söz konusu değildir."
Bu yanıt Yargıtay'ın ilgili kararına pek uymuyor. Sizce?
Cevap: Emekli olmadan kıdem tazminatı ile ilgili olarak
Araştırmaya devam :)
Mesleği dolayısı ile (hukuk değil) konunun uzmanı olan bir arkadaşımda şu şekilde sordum:
Örnek-1:
Başka bir iş yeri ile görüştüm, anlaştım. Ama 1 ay süre aldım. SGK'dan yazıyı alıp mevcut iş yerime götürdüm ve "emekli olmak için" ayrılmak istediğimi belirttim. Beni hemen bırakmak istemediler ve 1 ay süre istediler. Ben 1 ay daha çalıştım ve sonra diğer iş yerinde başladım. Burada beyan tarihinde emekli olmayı amaçlamış, ama geçen 1 aylık süre zarfında fikrimi değiştirmiş gibi olmaz mıyım? Ve bu bana kıdem tazminatı hakkımı kazandırmaz mı?
Örnek-2:
Herhangi bir iş ayarlamadan SGK'dan yazıyı alıp iş yerime götürdüm ve kıdemimi alıp ayrıldım. Sonra iş aramaya başladım ve buldum.
Örnek-3:
Herhangi bir iş ayarlamadan SGK'dan yazıyı alıp iş yerime götürdüm ve kıdemimi alıp ayrılmak istediğimi belirttim. 2 ay süre istediler, kabul ettim ve çalışmaya devam ettim. Ama bu iki ay içinde iş aramaya başladım ve buldum.
Örnek-4:
Herhangi bir iş ayarlamadan SGK’dan yazıyı alıp iş yerime götürdüm ve kıdemimi alıp ayrılmak istediğimi belirttim. Süre istediler, “belirsiz süre sizindir” dedim. 2 hafta sonra iş buldum, ayrılıp diğer yere geçtim.
Örnek-5:
Herhangi bir iş ayarlamadan SGK’dan yazıyı alıp iş yerime götürdüm ve kıdemimi alıp ayrılmak istediğimi belirttim. Süre istediler, “belirsiz süre sizindir” dedim. İş bulamadım, “vazgeçtim, kalıyorum” dedim. Kabul ettiler. 2 ay sonra tekrar dellendim ve aynı yazıyı kullanıp ayrılmak istedim. Yani bu yazıyı bir kez alınca istediğin zaman ileri-geri kullanabiliyor musun? Sürekli “her an kullanılabilecek” bir hak sağlar mı?
************************************************** ********************
Gelen cevap:
Örnek 1-2-3-4'te hiçbir engel yoktur. Burada yazıyı diğer iş yerinde başlamadan önce alıp eski işverenden tazminat talep etmek esastır.
5. örnekte herhangi bir emsal uygulamayla karşılaşılmamıştır. Burada geçerli olacak olan, süresiz resmi evrakların belirlenmiş tarih mevcut değilse TTK'da geçerlilik süresi cari hayatda 6 aydır. 6 aydan sonra yenilenmesi gerekiyor. O yazıyı alındığı tarihten itibaren 6 ay süre içerisinde kullanabilirsiniz.
Cevap: Emekli olmadan kıdem tazminatı ile ilgili olarak
Aynı arkadaşım, bahse konu yargıtay kararı için şu yorumu yaptı:
"Başka bir işyerinde çalışmaya başladıktan çok sonra Sosyal Sigortalar Kurumuna bu yönde bir yazı almak için başvuruda bulunmuştur. Bu durumda yasa ile korunan hukuki menfaatin teminine yönelik bir davranış içine girilmemiş ve davacı işçi olayların gelişimine göre başka bir işyerinde çalışmak için işyerinden ayrılmıştır. Davacı tanıkları da davacının 1475 sayılı yasaya 4447 sayılı yasa ile eklenen 5. bent hükmü uyarınca iş sözleşmesini feshettiğinden söz etmemişlerdir"
Yargıtay'ın bu kararındaki esas nokta, alıntı yaptığım paragrafın başındaki cümlede yatıyor. İşçi başka bir iş yerinde işe başladıktan sonra tazminat yazısını talep ediyor. Bu yazıyı daha önce istemesi gerekirdi. Bundan dolayı bu davayı kaybetmiştir.
*********
Yani şunu anlıyorum: İş bulduktan sonra da SGK'dan yazı alınıp bu hak kullanılabilir. Ama eski işte çalışırken yazı alınmalı ve uygun şekilde iletilmeli. Sonra kıdem alınarak yeni işe geçilebilir.
Ne dersiniz?
Cevap: Emekli olmadan kıdem tazminatı ile ilgili olarak
SGK'ya yaptığım bilgi edinme başvurusuna yanıt:
"15 yıl 3600 şartlarını doldurmanız halinde müracaatınız üzere bir defaya mahsus bu şartları yerine getirdiğiniz ve hangi tarihte emekli olabileceğiniz ile ilgili Müdürlüğümüzce yazı verilmekte olup,bu yazıyı istediğiniz sürede işyerinize verebilirsiniz. Daha detaylı bilgi almak isterseniz en yakın Müdürlüğümüze müracaat etmeniz gerekmektedir."
Yazı bir kez mi veriliyor? Yoksa bir kez mi kullanılabiliyor anlamında söylenmiş, anlamadım...
Bir kez veriliyor ise, o yazıyı bir kullanma süresi olmalı sanırım. Bir nedenle süresinde kullanamaz isek, ne yapacağız?