-
Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup da son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu
Diyelim ki,ilk defa Emekli Sandığı'na tabi memur olarak işe başladınız..10 yıldan fazla memuriyet yaptınız ve çeşitli nedenlerle memuriyetten ayrıldınız..ve SSk ya da Bağkur'lu olarak 25 yılınızı tamamlayıp SSK veya Bağkur'dan emekli oldunuz..
Bu durumda olanlara 2829 sayılı yasanın 12 maddesi gereğince ''son defa Emekli Sandığı'na tabi olarak'' emekli olmadıkları için Emekli Sandığı'nca emekli ikramiyesi ödenmiyordu..
Ancak Anayasa mahkemesi bu konuda aşağıdaki kararı vererek ikramiye alma yolunu açtı:
5 Haziran 2009 CUMA Resmî Gazete Sayı : 27249
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI
Anayasa Mahkemesi Başkanlığından:
Esas Sayısı : 2005/40
Karar Sayısı : 2009/17
Karar Günü : 5.2.2009
İTİRAZ YOLUNA BAŞVURANLAR:
1- Danıştay 11. Dairesi (E.2005/40)
2- Ankara Bölge İdare Mahkemesi (E.2002/33)
İTİRAZLARIN KONUSU:
24.5.1983 günlü, 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun’un 12. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve…” ibaresinin Anayasa’nın 2., 10. ve 60. maddelerine aykırılığı savıyla iptali istemidir.
I- OLAY
Farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmetlerin birleştirilmesi sonucunda yaşlılık aylığı bağlandığı halde 5434 sayılı Yasa’ya göre emekli ikramiyesi ödenmemesi işlemine karşı açılan davalarda itiraz konusu ibarenin Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına varan Mahkemeler iptali için başvurmuşlardır.
II- İTİRAZLARIN GEREKÇELERİ
İtiraz başvurularının gerekçelerinde özetle,
2829 sayılı Yasa’nın 12. maddesinin birinci fıkrasındaki “Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve…” ibaresi nedeniyle, uzun müddet Emekli Sandığına tabi görevlerde çalıştıktan sonra, örneğin son bir ay başka bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olarak çalışıp yaşlılık aylığına hak kazananlara, Emekli Sandığınca emekli ikramiyesi ödenmesinin mümkün olamadığı, adalet ve hakkaniyet ölçütleri gereğince bu durumda olanlara Emekli Sandığına tabi olarak çalıştıkları sürelerdeki prim veya keseneklere göre emekli ikramiyesi ödenmesi gerektiği, diğer yandan uzun bir süre başka sosyal güvenlik kurumlarına bağlı olarak çalıştıktan sonra, son bir yılında Emekli Sandığına tabi bir görevde çalışanlara 5434 sayılı Yasa’nın 89. maddesi de gözetildiğinde Emekli Sandığına tabi olarak çalıştıkları süre üzerinden emekli ikramiyesi ödeneceği, farklı sosyal güvenlik kuruluşlarına tabi olarak geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesi sonucunda 2829 sayılı Yasa’nın 8. maddesi uyarınca son yedi yıllık hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olana Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından aylık bağlanması halinde, aynı veya değişik kamu kuruluşlarında, Emekli Sandığına ve Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi geçen hizmet sürelerinin toplamı üzerinden, son kamu kuruluşu işverenince ilgiliye kıdem tazminatı ödendiği, keza son yedi yıllık hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olana Emekli Sandığınca aylık bağlanması halinde, son defa Emekli Sandığına tabi bir görevden ayrılan ilgiliye sadece Sandığa tabi olarak geçen hizmetleri üzerinden emekli ikramiyesi ödendiği, ancak somut olayda olduğu gibi, son defa Sandığa tabi bir görevden emekliye ayrılmayanlara ise ikramiye veya kıdem tazminatı ödenmediği, farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesinin amacının ilgililerin sosyal güvenliklerinin sağlanması olduğu, ilgiliye Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından aylık bağlanması halinde kamu kuruluşlarında geçen bütün hizmetleri için son kamu işverenince kıdem tazminatı ve son defa Emekli Sandığına tabi bir görevden emekliye ayrılana da Sandığa tabi hizmeti ne kadar olursa olsun ikramiye ödendiği, örneğin 24 yıl Sandığa tabi hizmeti olan birisine son defa Sandığa tabi bir görevden emekliye ayrılmamış olması nedeniyle ikramiye ödenmediği, bunun kişinin sosyal güvenlik hakları kapsamında yer alan toplu ödemeden (ikramiyeden) yararlanma hakkını ortadan kaldırdığı, böylece farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi hizmet süreleri birleştirilerek sosyal güvenliklerine kavuşturulması amaçlanan ve bu haliyle aynı hukuksal konumda bulunan ilgililerden, son defa Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılmayanlara ikramiye ödenmesini engelleyen itiraz konusu ibarenin Anayasa’nın 2., 10. ve 60. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
III- YASA METİNLERİ
A- İtiraz Konusu Yasa Kuralı
2829 sayılı Yasa’nın itiraz konusu ibareyi de içeren 12. maddesi şöyledir:
“Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve kendilerine bu Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara, T.C. Emekli Sandığına tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin toplamı üzerinden, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenir.
Ancak, ilgililere, her ne suretle olursa olsun evvelce kıdem tazminatı veya emekli ikramiyesi ödenmiş süreler, emekli ikramiyesinin hesabında dikkate alınmaz.
Ayrıca, 8 inci maddenin birinci fıkrası gereğince aylık bağlananlara, emekli oldukları son görevlerinden dolayı ilgili bulundukları sosyal güvenlik kurumu kanununun emekli ikramiyesine veya iş kanununun kıdem tazminatına ilişkin hükümleri uygulanır.”
B- İlgili Yasa Kuralı
2829 sayılı Yasa’nın 8. maddesi şöyledir:
“Birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden, ilgililere; son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanır ve ödenir.
Ancak, malullük, ölüm, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa göre yaş haddinden re’sen emekli olma süresi kanunla belirlenen vazifelere atanma veya seçilme ve bağlı oldukları kurumun kanunla değiştirilmesi hallerinde ilgililere hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanır.”
C- Dayanılan Anayasa Kuralları
Başvuru kararlarında, Anayasa’nın 2., 10. ve 60. maddelerine dayanılmıştır.
IV- İLK İNCELEME
A- 2002/33 esas sayılı davada, Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 8. maddesi uyarınca, Mustafa BUMİN, Haşim KILIÇ, Samia AKBULUT, Yalçın ACARGÜN, Sacit ADALI, Fulya KANTARCIOĞLU, Rüştü SÖNMEZ, Ertuğrul ERSOY, Tülay TUĞCU, Ahmet AKYALÇIN ve Enis TUNGA’nın katılımlarıyla 28.2.2002 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine, Fulya KANTARCIOĞLU, Rüştü SÖNMEZ ve Ertuğrul ERSOY’un karşıoyları ve oyçokluğuyla,
B- 2005/40 esas sayılı davada, 12.5.2005 gününde yapılan ilk inceleme toplantısında dosyada eksiklik bulunmadığından işin esasının incelenmesine oybirliğiyle,
karar verilmiştir.
V- BİRLEŞTİRME KARARI
24.5.1983 günlü, 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun’un 12. maddesinin birinci fıkrasındaki “Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan …” bölümünün iptali istemiyle yapılan itiraz başvurusuna ilişkin 2002/33 esas sayılı davanın, aralarındaki hukuki irtibat nedeniyle 2005/40 esas sayılı dava ile birleştirilmesine, esasının kapatılmasına, esas incelemenin 2005/40 esas sayılı dosya üzerinden yürütülmesine, 12.5.2005 gününde oybirliğiyle karar verilmiştir.
VI- ESASIN İNCELENMESİ
Başvuru kararları ve ekleri, işin esasına ilişkin rapor, itiraz konusu ve ilgili Yasa kuralları, dayanılan Anayasa kuralları ve bunların gerekçeleri ile diğer yasama belgeleri okunup incelendikten ve 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 30. maddesinin birinci fıkrası gereğince Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanı Fatih Acar, SGK Sosyal Sigortalar Genel Müdürü İbrahim Ulaş, SGK Kamu Görevlileri Emeklilik İşleri Dairesi Başkanı İsmail Ertüzün, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Müfettişi Erol Güner ve SGK Kamu Görevlileri Emeklilik İşleri Dairesi Başkanlığı Şube Müdürü Necmettin Taşan’ın 4.2.2009 günlü sözlü açıklamaları dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Başvuru kararlarında, başka sosyal güvenlik kurumlarına bağlı olarak çalıştıktan sonra, son bir yılda Emekli Sandığına tabi bir görevde bulunanlara bu süre üzerinden emekli ikramiyesi ödendiği halde uzun süre Emekli Sandığına tabi görevlerde çalışıp başka bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olarak yaşlılık aylığına hak kazananlara Emekli Sandığınca emekli ikramiyesi ödenmediği, bunun kişinin sosyal güvenlik hakları kapsamında yer alan toplu ödemeden (ikramiyeden) yararlanma hakkını ortadan kaldırdığı, adalet ve hakkaniyet ölçülerine göre bu durumda olanlara, Emekli Sandığına tabi olarak çalıştıkları sürelerdeki prim veya keseneklere göre emekli ikramiyesi ödenmesi gerektiği, bu nedenlerle itiraz konusu ibarenin Anayasa’nın 2., 10. ve 60. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.2829 sayılı Yasa’nın 12. maddesinin birinci fıkrasına göre emekli ikramiyesi ödenebilmesi için, son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılma ve kendilerine 2829 sayılı Yasa’nın 8. maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlanma koşullarını taşımak gerekmektedir. Bu koşulları taşıyanlara, T.C. Emekli Sandığına tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerin toplamı üzerinden 5434 sayılı Yasa hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenecektir. Bu koşullarla birlikte 5434 sayılı Yasa’nın 89. maddesinin birinci fıkrasındaki “…her tam fiili hizmet yılı için, … hesaplanacak tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir.” hükmü gereğince emekli ikramiyesi alabilmek için, T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerde en az bir yıl çalışmış olmak da gerekmektedir.
2829 sayılı Yasa’nın 8. maddesinin birinci fıkrasına göre, birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden ilgililere, son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanacaktır.
1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesinin dördüncü fıkrasında “T.C. Emekli Sandığı Kanunu ve Sosyal Sigortalar Kanununa veya yalnız Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olarak sadece aynı ya da değişik kamu kuruluşlarında geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesi suretiyle Sosyal Sigortalar Kanununa göre yaşlılık veya malullük aylığına ya da toptan ödemeye hak kazanan işçiye, bu kamu kuruluşlarında geçirdiği hizmet sürelerinin toplamı üzerinden son kamu kuruluşu işverenince kıdem tazminatı ödenir.” hükmüne yer verilmiştir. Yukarıdaki düzenlemelere göre, farklı sosyal güvenlik kurumlarındaki hizmet sürelerinin birleştirilmesiyle 2829 sayılı Yasa’nın 8. maddesi gereğince son yedi yıllık hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olması nedeniyle Sosyal Sigortalar Kurumunca aylık bağlanması halinde, aynı veya farklı kamu kuruluşlarında, gerek Emekli Sandığına, gerekse Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi olarak geçmiş olsun, anılan kamu kuruluşlarında geçen toplam hizmet süreleri üzerinden son kamu kuruluşu işveren tarafından ilgiliye kıdem tazminatı ödendiği; son yedi yıllık hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan Emekli Sandığınca aylık bağlanması halinde ise son defa Emekli Sandığına tabi bir görevden emekliye ayrılmayan ilgiliye, emekli ikramiyesi ödenmediği, yalnızca kamuda işçi olarak geçen süreye karşılık kıdem tazminatı ödendiği anlaşılmaktadır. Diğer taraftan, bir yıldan fazla 5434 sayılı Yasa kapsamında görev yaptıktan sonra kamu dışında bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olarak çalışmalarını tamamlayıp 2829 sayılı Yasa’nın 8. maddesi uyarınca yaşlılık aylığı bağlananlara da, son defa Emekli Sandığına tabi bir görevden emekliye ayrılma koşulunu taşımadıklarından Emekli Sandığına tabi olarak yaptıkları çalışma süreleri için emekli ikramiyesi ödenmemektedir.
Anayasa’nın 2. maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir hukuk devleti olduğu belirtilmiştir. Hukuk devleti, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, her alanda adil bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukukun üstün kurallarıyla kendini bağlı sayan ve yargı denetimine açık olan devlettir.
Anayasa’nın 10. maddesindeki “kanun önünde eşitlik ilkesi” hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil, hukuksal eşitlik öngörülmüştür. Eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin yasalar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayırım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak yasa karşısında eşitliğin çiğnenmesi yasaklanmıştır. 2829 sayılı Yasa’da benimsenen sistemle, farklı sosyal güvenlik kuruluşlarındaki hizmet süreleri birleştirilerek emekli olanlara yaşlılık aylığı bağlandığı halde, itiraz konusu ibareyle son defa bağlı olunan sosyal güvenlik kurumuna göre ayırım yapılarak Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılmayanlara, 5434 sayılı Yasa’ya tabi çalışma süreleri için emekli ikramiyesi ödenmemesi, Anayasa’nın 10. maddesindeki eşitlik ilkesine aykırı olduğu gibi, adil sonuçlar doğurmadığından 2. maddesindeki hukuk devleti ilkesine de aykırıdır. Bu nedenle itiraz konusu ibare, Anayasa’nın 2. ve 10. maddelerine aykırıdır. İptali gerekir.
İptal edilen ibarenin, ayrıca Anayasa’nın 60. maddesi yönünden incelenmesine gerek görülmemiştir.
VII- İPTAL KARARININ YÜRÜRLÜĞE GİRECEĞİ GÜN SORUNU
Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasında “Kanun, kanun hükmünde kararname ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmî Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar. Gereken hallerde Anayasa Mahkemesi İptal hükmünün yürürlüğe gireceği tarihi ayrıca kararlaştırabilir. Bu tarih, kararın Resmî Gazetede yayımlandığı günden başlayarak bir yılı geçemez” denilmekte, Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulü Hakkında Kanun’un 53. maddesinin dördüncü fıkrasında da bu kural tekrarlanmaktadır. Maddenin beşinci fıkrasında ise Anayasa Mahkemesi’nin, iptal halinde meydana gelecek hukuksal boşluğu kamu düzenini tehdit veya kamu yararını ihlâl edici mahiyette görmesi halinde yukarıdaki fıkra hükmünü uygulayacağı belirtilmektedir. İtiraz konusu ibarenin iptal edilmesi nedeniyle doğacak hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edici nitelikte görüldüğünden, Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 2949 sayılı Yasa’nın 53. maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları gereğince iptal hükmünün, kararın Resmî Gazete’de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesi uygun görülmüştür.
VIII- SONUÇ
A- 24.5.1983 günlü, 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun’un 12. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve ...” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE,
B- İptal edilen ibarenin doğuracağı hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edici nitelikte görüldüğünden, Anayasa’nın 153. maddesinin üçüncü fıkrasıyla 2949 sayılı Yasa’nın 53. maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları gereğince İPTAL HÜKMÜNÜN, KARARIN RESMÎ GAZETE’DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK BİR YIL SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE,
5.2.2009 gününde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Başkan
Haşim KILIÇBaşkanvekili
Osman Alifeyyaz PAKSÜT Üye
Sacit ADALI
Üye
Fulya KANTARCIOĞLUÜye
Ahmet AKYALÇINÜye
Mehmet ERTEN
Üye
Mustafa YILDIRIMÜye
A. Necmi ÖZLERÜye
Serdar ÖZGÜLDÜR
Üye
Şevket APALAKÜye
Zehra Ayla PERKTAŞ
KARŞIOY GEREKÇESİ
1982 Anayasası’nın Geçici 15. maddesinin, 12 Eylül 1980 tarihinden, ilk genel seçimler sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin Başkanlık Divanı’nı oluşturuncaya (6.12.1983) kadar geçecek süre içinde, çıkarılan kanunların, kanun hükmünde kararnameler ile 2324 sayılı Anayasa Düzeni Hakkında Kanun uyarınca alınan karar ve tasarrufların Anayasa’ya aykırılığının iddia edilemeyeceğine ilişkin son fıkrası 3.10.2001 günlü, 4709 sayılı Yasa ile madde metninden çıkarılmış, ancak aynı kurala koşut düzenleme getiren 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Yasa’nın 25. maddesi değiştirilmemiştir. Bu durumda Anayasa değişikliğine karşın belirtilen dönemde çıkan yasaların Anayasa’ya uygunluğunun denetlenmesini engelleyen 2949 sayılı Yasa’nın 25. maddesinin ihmalinin mi iptalinin mi gerektiğinin tartışılması gerekmiştir.
Anayasa’nın 152. maddesinde “Bir davaya bakmakta olan mahkeme, uygulanacak bir kanun veya kanun hükmünde kararnamenin hükümlerini Anayasaya aykırı görürse veya taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddî olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar davayı geri bırakır” denilmektedir. Maddede “davaya bakmakta olan mahkeme” yönünden bir sınırlandırma getirilmediğinden iptal ve itiraz başvuruları nedeniyle incelediği davalarda Anayasa Mahkemesi’nin davaya bakmakta olan Mahkeme olduğunda duraksanamaz.
2949 sayılı Yasa’nın 18. maddesinin 2. bendinde “Mahkemelerce kendisine Anayasa’nın 152 nci maddesine göre intikal ettirilen işleri ve Yüce Divan sıfatıyla çalışırken veya siyasî partilerin kapatılmasına ilişkin davalarda aynı madde gereğince ön mesele olarak bakması gereken işleri karara bağlamak” Anayasa Mahkemesi’nin görev ve yetkileri arasında sayılmıştır. Burada yalnız Yüce Divan sıfatıyla çalışırken veya siyasî partilerin kapatılmasına ilişkin davalardan söz edilmesi ise ön mesele olarak kabul edilen işlerin bunlarla sınırlı olduğu anlamına gelmemekte, Anayasa Mahkemesi’nin asıl işlevi olan Anayasa’ya uygunluk denetiminin yanı sıra görevlendirildiği bu iki konuda doğabilecek duraksamaları önleme amacına yönelik bulunmaktadır.
Öte yandan, Anayasa’nın 152. maddesinin “Anayasaya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi” biçimindeki başlığından yola çıkarak Anayasa Mahkemesi’nin “diğer mahkemeler” kapsamına girmemesi nedeniyle iptal ve itiraz başvuruları nedeniyle baktığı davalarda uyguladığı bir kuralın Anayasa’ya aykırılığını incelemeyeceği sonucuna varılamaz. Gerçekten böyle düşünüldüğünde, Anayasa Mahkemesi’nin Yüce Divan ve siyasî parti kapatma davalarında da Anayasa’ya aykırılık sorununu ön mesele olarak inceleyememesi gerekir. Çünkü bu davaların diğer mahkemelerde görülebilecek türden klâsik davalar olması sonuçta bu davalara bakan Mahkeme’nin Anayasa Mahkemesi olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. Ayrıca Anayasa maddelerinin başlıkları Anayasa’nın 176. maddesine göre Anayasa metninden sayılmaz.
Öte yandan, Anayasa yargısının kabul edildiği bir hukuk sisteminde, Anayasa’nın üstünlüğünün ve bağlayıcılığının sağlanabilmesi için bir zorunluluk olmadıkça ihmâl yoluna gidilmesi olağan ve kabul gören bir yöntem değildir. Bu bağlamda Anayasa’nın 138. maddesindeki hâkimlerin Anayasa’ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm vereceklerine ilişkin kuralla hakimlerin doğrudan Anayasa’yı uygulayabilmeleri değil bakmakta oldukları bir davada uygulayacakları kuralları Anayasa’ya aykırı bulmaları halinde bunların iptalleri için itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne başvurmaları sağlanarak aykırılığın giderilmesi amaçlanmıştır. Mahkemelerin Anayasa’ya aykırı olduğu kanısına vardıkları kuralları ihmâl ederek doğrudan Anayasa’yı uygulayabileceklerinin kabulü, Anayasa’ya uygunluk denetiminin Anayasa Mahkemesi’ne verildiği bir hukuk sistemine ve onu yansıtan Anayasa’ya aykırılık oluşturur.
Anayasa’nın Geçici 15. maddesinin son fıkrasının 4709 sayılı Yasa ile kaldırılmasından önceki dönemde, bu fıkra kapsamına giren kimi yasalardaki kuralların Anayasa’da yapılan değişiklikler sonucu Anayasa’ya aykırı duruma gelmelerine karşın mahkemelerde görülmekte olan davalarda bunların Anayasa’ya aykırılıklarının ileri sürülememesi nedeniyle aradaki aykırılık iptalin imkânsızlığı karşısında zorunlu olarak ihmâl yoluyla giderilmeye çalışılmıştır. Bir hukuk karmaşasının yaşandığı tartışmasız olan bu dönem, 4709 sayılı Yasa’nın getirdiği değişiklikle sona ermiştir. Artık Türk hukuk sisteminde “ihmâl” yönetimini haklı kılacak bir neden kalmamıştır. Ayrıca bu yöntem, ihmâl edilmekle dolaylı olarak Anayasa’ya aykırı oldukları saptanan kimi kuralların varlıklarını sürdürmelerine neden olmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2949 sayılı Yasa’nın 25. maddesi iptal edilmeden, bu maddenin ihmâli yoluyla esasın incelenmesine geçilemeyeceği gerekçesiyle çoğunluk görüşüne katılmıyorum.
Üye
Fulya KANTARCIOĞLU
http://www.memurhaberleri.net/haber_...p?haberID=2311
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
Yine aynı konuda DANIŞTAY 11.Dairesinin 2002/328 esas 2003/4018 sayılı kararında da şu hüküm bulunmaktadır:
Temyiz İsteminde Bulunan (Davacı) : …
Vekili : Av. …
Karşı Taraf (Davalı): T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü
Vekili : Av. …
İsteğin Özeti : T.C. Emekli Sandığına tabi olarak geçen 22 yıl 3 ay hizmetinden sonra 2 yıl 11 ay Sosyal Sigortalar Kurumuna tabi olarak çalışan ve 1.8.1997 tarihinde emekliye ayrılarak Emekli Sandığından aylık almakta olan davacının, Emekli Sandığına tabi olarak geçen 22 yıl 3 aylık hizmetine karşılık emekli ikramiyesi ödenmesi yolundaki başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali ile emekli ikramiyesinin hakediş tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılan davada; 2829 sayılı Yasa hükümleri uyarınca ilgilinin son defa sigortalı bir görevde iken emekliye ayrılması nedeniyle, Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünde geçen hizmetleri için emekli ikramiyesi ödenmemesi yolundaki işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddeden Ankara 10. İdare Mahkemesinin 4.10.2001 gün ve E:2001/534, K:2001/1275 sayılı kararının, Sandığa tabi hizmetlerinin toplamının emekli aylığı ve ikramiyesi almaya yeterli olduğu, dolayısıyla uyuşmazlıkta 2829 sayılı Yasanın değil 5434 sayılı Yasanın Ek 20. maddesi hükümlerinin gözönüne alınması gerektiği, ortada konuya ilişkin emsal yargı kararları varken davanın reddinin hukuka aykırı olduğu öne sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İsteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Danıştay Tetkik Hakimi: R.Serdar Uyar
Düşüncesi : Emekli Sandığında geçen hizmet süreleri toplamı, Sandıktan emekli ikramiyesi almaya yeterli olan ve 5434 sayılı Yasanın emekli ikramiyesi ödenmesine ilişkin genel hükümleri ile aynı Yasanın Ek 20. maddesi hükümleri uyarınca Emekli Sandığına tabi hizmetlerinin toplamı üzerinden emekli ikramiyesi ödenmesi gereken davacıya Hizmetlerin Birleştirilmesine İlişkin 2829 sayılı Yasa hükümlerinden bahisle emekli ikramiyesi ödenmemesinde hukuka uyarlık bulunmadığından, davanın reddi yönündeki kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı: Zehra Birden
Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp İdare Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin reddiyle İdare Mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Uyuşmazlık, Emekli Sandığına tabi hizmet süresi Emekli Sandığından aylık bağlanması için yeterli olan davacıya, son defa Emekli Sandığına tabi bir kurumda çalışmaması nedeniyle emekli ikramiyesi ödenip ödenmeyeceğine ilişkindir.
5434 sayılı Emekli Sandığı Yasasıyla getirilen sosyal güvenlik sistemi içinde, iştirakçilere tanınan ve ilk kesenek ve kurum karşılıklarının igili olduğu ay başından ödenmesiyle başlayan haklar arasında, emekli ikramiyesi de yer almaktadır. Öte yandan anılan Yasanın Ek 20. maddesi uyarınca; emekli, adi malüllük, vazife malüllüğü aylığı bağlanması veya toptan ödeme yapılması için aranılan koşulları taşıyan iştirakçilere hak kazandıkları emekli ikramiyesinin ödenmesi anılan madde gereği zorunlu bulunmaktadır.
2829 sayılı Yasa ise, birden çok sosyal güvenlik kurumuna tabi olarak çalışıp her bir sosyal güvenlik kurumuna tabi olarak çalıştığı süre emekli aylığı bağlanması için yeterli olmayanların farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesiyle emekli aylığının bağlanmasını sağlamayı amaçlamaktadır. Diğer bir ifadeyle, anılan yasa, bir sosyal güvenlik kurumuna tabi hizmet süresi emekli aylığı bağlanması için yeterli olmayan ancak başka bir sosyal güvenlik kurumuna tabi olarak da çalışmış olan kişilerin, farklı sosyal güvenlik kurumlarında geçen hizmet sürelerinin birleştirilmesiyle emekli aylığı bağlanması olanağı getirmiştir.
Bu şekilde emekliliğe hak kazananlara birleştirilmiş hizmet süreleri üzerinden hangi sosyal güvenlik kurumunca aylık bağlanacağı, anılan Yasanın 8. maddesinde belirlenmiş, 12. maddesinde ise; Emekli Sandığına tabi hizmetlerinin süresi emekli aylığı almaya yeterli olmadığı için diğer sosyal güvenlik kurumlarına tabi hizmetlerin birleştirilmesi suretiyle Emekli Sandığınca emekli aylığı bağlananlara emekli ikramiyesi ödenmesinin esaslarını saptamıştır.
Dava konusu olayda ise; Emekli Sandığına tabi hizmetlerinin toplamı Emekli Sandığından emekli aylığı ve ikramiyesi almaya yeterli olan davacıya, 5434 sayılı Yasanın emekli ikramiyesi ödenmesine ilişkin genel hükümleri ve aynı Yasanın Ek 20. maddesinde belirtilen hükümler gözönünde bulundurularak, Emekli Sandığına tabi hizmetlerinin toplamı üzerinden emekli ikramiyesi ödenmesi gerekirken, davacının durumuyla ilgisi olmayan 2829 sayılı Yasa hükümlerinden bahisle davacının başvurusunun reddedilmesinde ve bu işlemin iptali istemiyle açılan davayı reddeden İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; davacının temyiz isteminin kabulüne, Ankara 10. İdare Mahkemesinin 4.10.2001 gün ve E:2001/534, K:2001/1275 sayılı kararının bozulmasına, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, 13.10.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.
http://www.danistay.gov.tr/kararlar3.htm
Bu linkin sonlarına doğru bakınız.
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
Ayrıca Anayasa Mahkemesi kararı çıktıktan sonra Danıştay 11. Dairenin aşağıdaki kararı da çok önemlidir:
Danıştay 11. Dairesi
Tarih : 03.06.2009
Esas No : 2007/11075
Karar No : 2009/5494
SON DEFA EMEKLİ SANDIĞI’NA TABİ GÖREVDEN EMEKLİYE AYRILMADIĞI İÇİN EMEKLİ İKRAMİYESİ ÖDENMEYENLER
Anayasa Mahkemesi’nce verilen karar ile son defa Emekli Sandığı’na tabi bir görevden emekliye ayrılmamış olanlara emekli ikramiyesi ödenmesine engel olan “Son defa T.C. Emekli Sandığı’na tabi görevlerden emekliye ayrılan ve...” ibaresi iptal edildiğinden, kendilerine birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara, maddesinin iptal kararından sonraki şekline göre, T.C. Emekli Sandığı’na tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin toplamı üzerinden, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenmesi gerekir.
İstemin Özeti: Farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi hizmet süreleri birleştirilmek suretiyle emekliye ayrılan davacı tarafından, Emekli Sandığı’na tabi olarak geçen hizmet süresi için emekli ikramiyesi ödenmemesine ilişkin işlemin iptali ile yoksun kalınan emekli ikramiyesinin yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davada, İdare Mahkemesinin kararıyla, 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun’un, son defa Emekli Sandığı’na tabi görevlerden emekliye ayrılanlara emekli ikramiyesi ödeneceği yolundaki 12. maddesi hükmü karşısında, son defa Sandığa tabi bir görevden emekliye ayrılmayan davacıya ikramiye ödenmemesinde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine hükmedilmiştir. Davacı vekili tarafından, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Karar: Dava konusu işlem tarihi itibariyle yürürlükte olan 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun’un “Aylığı Bağlayacak Kurum” başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasında, “Birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden, ilgililere; son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanır ve ödenir.” hükmü yer almış; “Emekli İkramiyesi” başlıklı 12. maddesinin 1. fıkrasında ise “Son defa T.C. Emekli Sandığı’na tabi görevlerden emekliye ayrılan ve kendilerine bu Kanun’un 8. maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara T.C. Emekli Sandığı’na tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin toplamı üzerinden, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenir.” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının, Emekli Sandığı’na tabi olarak görev yaptıktan sonra bir süre de Sosyal Sigortalar Kurumu’na tabi olarak çalıştığı, bu Kuruma tabi olarak çalışmakta iken emekliye ayrılmak istemesi üzerine, kendisine, son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurum olan Emekli Sandığı’nca tüm hizmetleri birleştirilmek suretiyle emekli aylığı bağlandığı ancak 2829 sayılı Kanun’un yukarıda yer verilen 12. maddesinde öngörüldüğü üzere “Son defa T.C. Emekli Sandığı’na tabi görevlerden emekliye ayrılan”lar kapsamında olmaması nedeniyle emekli ikramiyesi ödenmediği, emekli ikramiyesi ödenmemesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada ise İdare Mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararını onayan Dairemiz kararına yönelik karar düzeltme istemi henüz karara bağlanmadan, Anayasa Mahkemesi’nce verilen 05.02.2009 günlü ve E. 2005/40, K. 2009/17 sayılı kararla, 2829 sayılı Kanun’un 12. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ve emekli ikramiyesi ödenmemesi yolundaki dava konusu işlem ile davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına dayanak oluşturan “Son defa T.C. Emekli Sandığı’na tabi görevlerden emekliye ayrılan ve ...” ibaresinin iptaline karar verilmiş, böylece dava konusu edilen işlemin yasal dayanağı kalmamıştır.
Anılan Anayasa Mahkemesi kararı ile, iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak 1 yıl sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiş ise de, Anayasa Mahkemesi’nce bir kanunun tümünün ya da belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğu bilindiği halde eldeki davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanmış olan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülemez. Bir başka anlatımla, Anayasa Mahkemesi’nin, iptal kararının yürürlüğe gireceği tarihi ileriye dönük olarak ertelemiş bulunması öncelikle yasama organına aynı konuda, iptal kararının gerekçesine uygun olarak, yeni bir düzenleme için olanak tanımak ve ortada hukuki bir boşluk yaratmamak amacına yönelik olup yargı mercilerinin bakmakta oldukları uyuşmazlıklarda hukuka ve Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş kuralları uygulaması ve uyuşmazlıkları bu kurallara göre çözümlemesi sonucunu doğurmaz.
Diğer yandan, Anayasa’nın 153. maddesine göre yasama, yürütme ve yargı organları için bağlayıcı olan Anayasa Mahkemesi’nin söz konusu kararının, bu karardan önce açılmış bulunan ve henüz sonuçlanmamış olan tüm davalara uygulanması gerekmektedir.
Buna göre, Anayasa Mahkemesi’nce verilen karar ile farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi hizmet süreleri birleştirilmek suretiyle, son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurum olan Emekli Sandığı’nca emekli aylığı bağlananlardan, son defa Emekli Sandığı’na tabi bir görevden emekliye ayrılmamış olanlara emekli ikramiyesi ödenmesine engel olan “Son defa T.C. Emekli Sandığı’na tabi görevlerden emekliye ayrılan ve...” ibaresi iptal edildiğinden, 2829 sayılı Kanun’un 12. maddesinin 1. fıkrasının iptal kararından sonraki şekline göre, “kendilerine bu Kanun’un 8. maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara, T.C. Emekli Sandığı’na tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin toplamı üzerinden, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyesi” ödenmesi gerekmektedir.
Bu durumda, birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlanan davacıya, T.C. Emekli Sandığı’na tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin toplamı üzerinden emekli ikramiyesi ödenmesi gerekmekte olup yasal dayanağı kalmayan aksi yöndeki dava konusu işlemin de iptali gerektiğinden, yasama, yürütme ve yargı organları için bağlayıcı olan Anayasa Mahkemesi kararı uyarınca oluşan hukuki duruma göre yeniden bir karar verilmek üzere davanın reddi yolundaki Mahkeme kararının bozulması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesinin kararının yukarıda yer alan hususlar gözönünde bulundurulmak suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere bozulmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, oybirliği ile karar verildi.
http://webcache.googleusercontent.co...&ct=clnk&gl=tr
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
Yine aşağıdaki Danıştay kararı da Anayasa Mah. kararından sonra çıkmıştır:
Danıştay 11. Dairesi
Tarih : 10.07.2009
Esas No : 2007/8909
Karar No : 2009/7386
SON DEFA EMEKLİ SANDIĞI’NA TABİ GÖREVDEN EMEKLİYE AYRILMAMIŞ OLANLARIN ÖDENMEYEN EMEKLİ İKRAMİYESİ
Anayasa Mahkemesi’nce verilen karar ile son defa Emekli Sandığı’na tabi bir görevden emekliye ayrılmamış olanlara emekli ikramiyesi ödenmesine engel olan “Son defa T.C. Emekli Sandığı’na tabi görevlerden emekliye ayrılan ve...” ibaresi iptal edildiğinden, kendilerine birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara, maddenin iptal kararından sonraki şekline göre, T.C. Emekli Sandığı’na tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin toplamı üzerinden, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenmesi gerekir.
İstemin Özeti: Farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi hizmet süreleri birleştirilmek suretiyle emekliye ayrılan davacı tarafından, Emekli Sandığı’na tabi olarak geçen hizmet süresi için emekli ikramiyesi ödenmemesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davayı son defa Sandığa tabi bir görevden emekliye ayrılmadığı anlaşılan davacıya ikramiye ödenmemesinde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle reddeden İdare Mahkemesi kararını onayan Danıştay Onbirinci Dairesinin kararının; hukuka aykırı olduğu öne sürülerek düzeltilmesi istenilmektedir.
Karar: Kararın düzeltilmesi dilekçesinde ileri sürülen sebepler 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi hükmüne uygun bulunduğundan düzeltme isteğinin kabulü ile Danıştay Onbirinci Dairesinin kararı kaldırılarak işin gereği görüşüldü.
Dava konusu işlem tarihi itibariyle yürürlükte olan 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun’un “Aylığı Bağlayacak Kurum” başlıklı 8. maddesinin 1. fıkrasında, “Birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden, ilgililere; son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanır ve ödenir.” hükmü yer almış; “Emekli İkramiyesi” başlıklı 12. maddesinin 1. fıkrasında ise “Son defa T.C. Emekli Sandığı’na tabi görevlerden emekliye ayrılan ve kendilerine bu Kanun’un 8. maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara T.C. Emekli Sandığı’na tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin toplamı üzerinden, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenir.” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının, Emekli Sandığı’na tabi olarak görev yaptıktan sonra bir süre de Sosyal Sigortalar Kurumu’na tabi olarak çalıştığı, bu Kuruma tabi olarak çalışmakta iken emekliye ayrılmak istemesi üzerine, kendisine, son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurum olan Emekli Sandığı’nca tüm hizmetleri birleştirilmek suretiyle emekli aylığı bağlandığı ancak 2829 sayılı Kanun’un yukarıda yer verilen 12. maddesinde öngörüldüğü üzere “Son defa T.C. Emekli Sandığı’na tabi görevlerden emekliye ayrılan”lar kapsamında olmaması nedeniyle emekli ikramiyesi ödenmediği, emekli ikramiyesi ödenmemesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada ise İdare Mahkemesince yukarıda yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararını onayan Dairemiz kararına yönelik karar düzeltme istemi henüz karara bağlanmadan, Anayasa Mahkemesi’nce verilen 05.02.2009 günlü ve E. 2005/40, K. 2009/17 sayılı kararla, 2829 sayılı Kanun’un 12. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ve emekli ikramiyesi ödenmemesi yolundaki dava konusu işlem ile davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına dayanak oluşturan “Son defa T.C. Emekli Sandığı’na tabi görevlerden emekliye ayrılan ve ...” ibaresinin iptaline karar verilmiş, böylece dava konusu edilen işlemin yasal dayanağı kalmamıştır.
Anılan Anayasa Mahkemesi kararı ile, iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak 1 yıl sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiş ise de, Anayasa Mahkemesi’nce bir kanunun tümünün ya da belirli hükümlerinin Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş olduğu bilindiği halde eldeki davaların Anayasa’ya aykırılığı saptanmış olan kurallara göre görüşülüp çözümlenmesi, Anayasa’nın üstünlüğü prensibine ve hukuk devleti ilkesine aykırı düşeceği için uygun görülemez. Bir başka anlatımla, Anayasa Mahkemesi’nin, iptal kararının yürürlüğe gireceği tarihi ileriye dönük olarak ertelemiş bulunması öncelikle yasama organına aynı konuda, iptal kararının gerekçesine uygun olarak, yeni bir düzenleme için olanak tanımak ve ortada hukuki bir boşluk yaratmamak amacına yönelik olup yargı mercilerinin bakmakta oldukları uyuşmazlıklarda hukuka ve Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiş kuralları uygulaması ve uyuşmazlıkları bu kurallara göre çözümlemesi sonucunu doğurmaz.
Diğer yandan, Anayasa’nın 153. maddesine göre yasama, yürütme ve yargı organları için bağlayıcı olan Anayasa Mahkemesi’nin söz konusu kararının, bu karardan önce açılmış bulunan ve henüz sonuçlanmamış olan tüm davalara uygulanması gerekmektedir.
Buna göre, Anayasa Mahkemesi’nce verilen karar ile farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi hizmet süreleri birleştirilmek suretiyle, son yedi yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurum olan Emekli Sandığı’nca emekli aylığı bağlananlardan, son defa Emekli Sandığı’na tabi bir görevden emekliye ayrılmamış olanlara emekli ikramiyesi ödenmesine engel olan “Son defa T.C. Emekli Sandığı’na tabi görevlerden emekliye ayrılan ve...” ibaresi iptal edildiğinden, 2829 sayılı Kanun’un 12. maddesinin 1. fıkrasının iptal kararından sonraki şekline göre, “kendilerine bu Kanun’un 8. maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara, T.C. Emekli Sandığı’na tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin toplamı üzerinden, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyesi” ödenmesi gerekmektedir.
Bu durumda, birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlanan davacıya, T.C. Emekli Sandığı’na tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin toplamı üzerinden emekli ikramiyesi ödenmesi gerekmekte olup yasal dayanağı kalmayan aksi yöndeki dava konusu işlemin de iptali gerektiğinden, yasama, yürütme ve yargı organları için bağlayıcı olan Anayasa Mahkemesi kararı uyarınca oluşan hukuki duruma göre yeniden bir karar verilmek üzere davanın reddi yolundaki Mahkeme kararının bozulması gerekmektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının yukarıda yer alan hususlar göz önünde bulundurulmak suretiyle yeniden bir karar verilmek üzere bozulmasına, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, oybirliği ile karar verildi.
http://www.yaklasim.com/mevzuat/derg...0100216202.htm
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
DAVA AÇMAMIŞ OLANLAR
Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararının yürürlüğe gireceği 5 Haziran 2010 tarihine kadar, son defa Emekli Sandığı'na tabi bir görevden emekliye ayrılmamış oldukları için emekli ikramiyesi ödenmeyenlere bu ikramiyelerinin ödenmesi için bir düzenleme yapılırsa, Emekli Sandığı herhangi bir işleme gerek kalmadan emekli ikramiyelerini öder. Ancak, yasal bir düzenleme yapılmazsa, Anayasa Mahkemesi kararına istinaden kendiliğinden bir ödeme yapılmaz. Bireysel olarak dava açılması gerekir. Dava açmak için de yeni bir düzenleme yapılmasını veya 5 Haziran 2010 tarihini beklemek gerekmez.
Ancak burada bir hususun altını çizmekte yarar var.
Danıştay'ın, emekli ikramiyesi ödenmeyenlerin lehine verdiği kararlarda; Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararının, bu karardan önce açılmış bulunan ve henüz sonuçlanmamış olan tüm davalara uygulanması gerektiği vurgulanıyor. Yani Danıştay, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararını, bu karardan önce açılmış bulunan ve henüz sonuçlanmamış olan tüm davalarda dikkate alıyor ve emekli ikramiyesinin ödenmesine karar veriyor.
Ancak emekliliğinin üzerinden 5-10 yıl geçmiş olup, emekli ikramiyesi ödenmediği için dava açmamış olanlar için de benzer gerekçe ile karar verileceği konusunda bir netlik yok. Yargının geçmişe dönük olarak bu haktan yararlanılıp yararlanılamayacağı konusundaki görüşünün ne olacağına dair kesin bir şey söylememiz mümkün değil. Ancak bize göre dava açmaya değer. Kişisel görüşümüz, bu durumda olanlarında dava açmaları halinde yargının lehlerine karar vereceği şeklinde.
http://www.sonsayfa.com/Haberler/eko...ar-dikkat.html
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
Benim de 1972-1984 yılları arasında 10 yıl 7 ay Emekli Sandığı'na tabi memuriyet hizmetim var..
O yıllarda Emekli Sandığı'ndan keseneklerimin toptan iadesini istemiştim,ancak ''hizmet sürem 10 yılı geçtiği ve 65 yaşında emeklilik hakkım doğduğu için bu talebim reddedilmişti..
Daha sonra Bağ-Kur'a tabi olarak 14 yıl 5 ay çalıştıktan sonra 2000 yılında BAĞKUR'dan 25 yıl üzerinden emekli oldum.
Ancak Emekli Sandığı'ndaki 10 yıl 7 aylık sürem için emekli ikramiyesi isteneceğine dair hiçbir hukuki durum yoktu..
Bu nedenle Emekli Sandığına ne başvuruda bulundum nede Emekli Sandığı'na dava açtım.
Ama dava açanlar daha şanslı gibi duruyorlar..
Aynı konumda olan ama dava açmamış olanların şansı nedir acaba?
Davaları kazananların kararlarını emsal göstererek İdare Mahkemelerine dava açtığımız takdirde kazanma şansımız çok yüksek olur mu?
Bu durumda olup ta dava açan üyeler varmı acaba bu forumda?
Anayasa Mahkemesi bu hukuki boşluğu doldurmak için yürütmeye ve TBMM'ye bir yıllık süre vermiş..Bu bir yıl içinde gerekli yasal değişiklik yapılıp dava açmaya gerek duyulmadan hakkımız olan ikramiyeyi alma hakkına kavuşmazsak ve ''Anayasa Mahkemesi kararları geriye doğru işlemez'' prensibine göre bizler mağdur mu olacağız dava açmadık diye?
Yani Anayasa Mahkemesi bu iptal kararını vermeden Emekli Sandığına dava açanlar ikramiyelerini alacak fakat biz dava açmadığımız için mağdur mu olacağız?
Bu konularda bilgileri olanların vereceği yanıtlar için şimdiden teşekkür ederim.
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
SGK'dan ve Sos.Güv. ve Çalışma bakanlığından bu konuda e-bilgi istedim..SGK'ya sorduğum sorular ve yanıt:
Soru : ...... sicil no ile 1.10.1972-mayıs 1984 tarihleri arasında Emekli Sandığına tabi 10 yıl 7 aylık hizmetim vardır. O yıllarda Emekli Sandığından emekli keseneklerimin toptan geri ödenmesi için dilekçe vermiş ve ''hizmet sürem 10 yılı geçtiği için ve emeklilik hakkım doğduğu için’’ bu talebim reddedilmişti. Daha sonrasında ise ..... sicil no ile BAĞKUR’a tabi 14 yıl 5 ay 21 günlük sigortalılığım olup,her iki kurumdaki hizmetlerim birleştirilerek 25 yıl üzerinden 2000 yılında BAĞKUR’dan emekli oldum. Fakat 2829 sayılı ''hizmetlerin birleştirilmesi hakkındaki kanunun'' 12. maddesi 1. fıkrasında ''Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve kendilerine bu Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara, T.C. Emekli Sandığına tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin toplamı üzerinden, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenir.'' denildiği için Emekli Sandığında geçen 10 yıl 7 aylık sürem için emekli ikramiyesi talep edemedim. Fakat bu bağlamda son olarak Anayasa mahkemesinin 5.6.2009 gün ve 27249 sayılı Resmi Gazetede yayınlanmış 5.2.2009 tarih 2009/17 sayılı kararıyla 2829 sayılı yasanın 12. maddesi İPTAL edilmiştir. Ayrıca Anayasa Mahkemesinin bu kararından sonra Danıştay 11.dairesi de 3.6.2009 gün ve 2009/5494 sayılı kararıyla bu konumda olan kişilere Emekli Sandığınca ikramiyelerinin ödenmesini karara bağlamıştır. Yine bu konuda Danıştay 11.dairesinin 2002/328 esas ve 2003/4018 sayılı kararı da bulunmaktadır. Sonuç olarak: 1-Anayasa Mahkemesi ve bu doğrultuda verilmiş Danıştay kararları doğrultusunda,benim konumumda olanların hukuki yollara başvurmadan ikramiyelerini alabilmeleri için TBMM’ye sunulmuş veya yasalaşmış bir kanun teklifi varmıdır veya bu mahkeme kararları doğrultusunda genelge,yönetmelik yayınlanmışmıdır? Emekli Sandığı’nın bu mahkeme kararları doğrultusunda son uygulamaları nedir?Önceki uygulamalardan dolayı mağdur olan hak sahiplerine son mahkeme kararları mucibince ikramiye ödemesi yapılmışmıdır? Bilgi verilmesini saygılarımla arz ederim. 13.mayıs 2010
Cevap : Kurumumuza Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında yapmış olduğunuz başvuruya ilgili birim tarafından verilen e-posta cevabı aşağıda sunulmuştur.
Konuyla ilgili, Sosyal Güvenlik Kuruluşlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkındaki 2829 Sayılı Kanunun “Emekli İkramiyesi” başlıklı 12.Maddesi: “SON DEFA T.C.EMEKLİ SANDIĞINA TABİ GÖREVLERDEN EMEKLİYE AYRILAN ve kendilerine bu kanunun 8.Maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara, T.C.Emekli Sandığına tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin toplamı üzerinden, 5434 Sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenir…” hükmünü amirdir. Sözkonusu madde ile ilgili olarak 05.06.2009 tarih ve 27249 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 05.02.2009 tarih ve Esas-2005/40, Karar-2009/17 sayılı iptal kararının sonuç bölümünde; “A) 24.05.1983 günlü 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 12.Maddesinin birinci fıkrasında yer alan “Son defa T.C.Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve....” ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve İPTALİNE, B) İptal edilen ibarenin doğuracağı hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edici nitelikte görüldüğünden, Anayasa'nın 153.Maddesinin üçüncü fıkrasıyla 2949 Sayılı Kanunun 53.Maddesinin dördüncü ve beşinci fıkraları gereğince İPTAL HÜKMÜNÜN, KARARIN RESMİ GAZETE'DE YAYIMLANMASINDAN BAŞLAYARAK BİR YIL SONRA YÜRÜRLÜĞE GİRMESİNE,” şeklinde karar verilmiştir. Buna gore, Sandığımıza tabi olarak çalıştıktan sonra görevinden ayrılarak, son defa Sigortalı ya da Bağ-Kur’lu olarak çalışan, yani SON DEFA SANDIĞIMIZA TABİ GÖREVDE DEĞİL İKEN emekliye ayrılanlara, Sandığımıza tabi olarak geçen hizmet süreleri için ikramiye ödenmesine halen imkan bulunmamaktadır. Esasen, Anayasa Mahkemesi Kararları geriye doğru da yürütülemediğinden, yeni bir kanuni düzenleme yapılmadığı sürece geçmişe dönük uygulanmasına da imkan bulunmamaktadır. Ancak bir yıl içerisinde herhangi bir kanuni değişikliğin yapılması halinde durumunuz başvurunuz üzerine yeniden incelenebilecektir. Bu nedenle, talebinizi sözkonusu İptal Kararının Resmi Gazetede yayımlandığı tarihten itibaren 1 yıllık süre dolduktan sonra YAZILI BİR DİLEKÇE ile “Kamu Görevlileri Emeklilik İşlemleri Daire Başkanlığı (Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü) Milli Müdafaa Cd. No.24 Kızılay-ANKARA” adresine iletmeniz gerekmektedir.
Bilgilerinizi rica ederiz.
Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği
Bilgi Edinme Birimi
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
SGK ''Esasen, Anayasa Mahkemesi Kararları geriye doğru da yürütülemediğinden, yeni bir kanuni düzenleme yapılmadığı sürece geçmişe dönük uygulanmasına da imkan bulunmamaktadır.'' demekte..
Yani kibarca TBMM'den bu konuyu düzenleyen bir yasa değişikliği olmadıkça,ikramiye alamazsınız gibi bir anlam çıkardım ben bu cevaptan..
Ama bildiğim kadarıyla eskiden dava açmış ve davayı kazanmış olanlardan ikramiyelerini alanların olduğunu okudum ben internette.
Bende Danıştay veya Bölge İdare Mahkemelerinin lehteki kararlarını emsal olarak göstersem bu durumu değiştiremezmiyim..
Yani illaki Anayasa Mahkemesi kararından önce dava açmış olmak şart mı?
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
Konu aynı:
https://www.hukuki.net/portal_Externa...ama_motoru.asp
Yukarıdaki topiğe bir yanıt verilmiş..
Ama benim merak ettiğim şu;Emekli Sandığı'na açılacak bir davada ''Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye doğru işlemiyeceği'' prensibi nedeniyle davayı kazanma şansımız azalır mı?
Yasa koyucunun 5 hazirana kadar herhangibir yasal düzenleme yapmaması bizlerin lehine midir?
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
Söz konusu konu başlığı ile ilgili 27 Mayıs tarihinde TBMM ne düzenleme yapılması için kanun teklifi verilmiştir. İlgili link:
http://www.memurlar.net/haber/168180/
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
Verdiğiniz güzel haber için teşekkür ederim sayın cagjackal...
Ben de memurlar.net'teki kanun teklifi metnini okuduktan sonra TBMM'nin gündemini taradım..
Bizlerle ilgili teklif şu an komisyon incelemesi safhasında..
Teklif metnini 11.maddede okuyabilirsiniz:
http://www2.tbmm.gov.tr/d23/2/2-0702.pdf
Teklifin son durumuyla ilgili link:..(bu sayfadaki ''kanun teklifinin metni'' ibaresi üzerine tıklanınca metnin tamamını okuyabilirsiniz)
http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/t..._sira_no=83699
İnşallah birkaç gün içinde yasalaşır ve hukuki yollara tek tek gitmekten kurtuluruz.
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
Başta Bütçe Plan Komisyonu Başkanı ve yardımcısı ile 10 kadar değişik partilerden komisyon üyesi milletvekiline bu yasa teklifinin 5 haziran 2010 tarihine kadar yasalaşması içim gayretlerini temenni eden e-posta gönderdim.
Şu an yapılacak başka birşey yok.
TBMM gündemini takip edeceğiz.
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
Alıntı:
pria rumuzlu üyeden alıntı
Başta Bütçe Plan Komisyonu Başkanı ve yardımcısı ile 10 kadar değişik partilerden komisyon üyesi milletvekiline bu yasa teklifinin 5 haziran 2010 tarihine kadar yasalaşması içim gayretlerini temenni eden e-posta gönderdim.
Şu an yapılacak başka birşey yok.
TBMM gündemini takip edeceğiz.
İnşallah o tarihe kadar belli bir düzenleme yapılır fakat şansımıza gündem çok karışık :)
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
Dün Ali TEZEL'e de durumu bildirmiştim ama bana gönderdiği mailde dünkü yazısını okumamı istemiş:
http://www.alitezel.com.tr/tezel/ind...d=yazi&id=3776
Yapılacak yasa değişikliği ile sorun tam çözülmüyor,geçici madde şart diyor yazısında..
İnşallah TBMM'de bizim gibi geçmişten kaynaklanan ikramiye hakkı olanlar için de bir geçici madde eklenir.
Yoksa Ali Tezel'in yazısına göre işimiz çok çok zor..
Hele orada bir olay anlatmış ki..tam rezalet..
Adam açtığı davayı kazanmış ama Emekli Sandığı adama 67 kuruş ödemiş.
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
Bu konu ile ilgili olan forum üyeleri lütfen TBMM Bütçe Plan Komisyonu üyelerine e-mail göndersinler..
http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/k...ste?p1=17&p2=7
Her üyenin adını tıkladığınızda e-posta adresi karşınıza çıkacak..
Lütfen yazalım..Bizler gibi geçmiş yıllarda Emekli Sandığına tabi hizmeti olanların bugünkü göstergeler üzerinden ikramiye alabilmemiz için yasa teklifine Ali Tezel'in dediği gibi bir geçici madde eklenmesini isteyelim.
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
Bir tanıdığım var bu durumda. Ona haber vermeliyim sanırım...
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
Bugün Ali TEZEL'in yazısı doğrultusunda 15 kadar Plan Bütçe Komisyon üyesine aşağıdaki e-postayı gönderdim:
Sayın EYÜP AYAR,
Kahramanmaraş milletvekili Veysi Kaynak ve 2 milletvekili tarafından 27 mayıs 2010 tarihinde TBMM'ye sunulan ve şu an Bütçe-Plan Komisyonu'nda olan ''Bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifiinin'' 11.maddesinde getirilen değişiklik ile eskiden Emekli Sandığı'na tabi hizmetlerde çalışıp,daha sonra 2829 sayılı yasa doğrultusunda hizmet birleştirerek SSK veya BAĞKUR'dan emekli olanların Emekli Sandığı'nda geçen hizmetleri için İKRAMİYE almaları imkanı sağlanmaktadır.
Kanun teklifi:
http://www2.tbmm.gov.tr/d23/2/2-0702.pdf
Fakat bu değişikliğin benim gibi çok daha önce hizmet birleştirmesi yaparak emekli olmuş kişilerin Emekli Sandığı'nda geçen süreler için ikramiye alabilmesine engel olduğu Ali TEZEL gibi popüler Sosyal Güvenlik Danışman ve uzmanlarınca ifade edilmektedir.Ali Tezel bu durumu ve mevcut Emekli Sandığı uygulamalarını 1.haziran tarihli yazısında şöyle açıklamaktadır:
Memuriyetten ayrılıp, 3.5 yıldan çok prim ödeyip SSK, Bağ-Kur veya özel banka sandıklarından emekli olanlar ile 3.5 yıldan az prim ödeyip Emekli Sandığı'ndan emekli olanlar için 5 Haziran'a kadar yeni bir düzenleme yapması gerekiyordu ve gerekli kanun teklifi TBMM'ye verildi
HABERTÜRK'ün ilk çıktığı Mart 2009 manşetlerinden birisi ikramiye müjdesi idi ve daha Resmi Gazete'de yayımlanmadan önce Anayasa Mahkemesi kararını yayımlamıştık. Ardından 10'dan fazla aynı konuyu dile getirmiş ve 5 Haziran 2010'a kadar sorunun çözülmesinin takipçisi olmuştuk.
Şimdi çözüm noktasında bir aşama daha kaydedildi ve 27 Mayıs 2010'da TBMM'ye verilen kanun teklifi ile ikramiye sorunu artık kanunlaşma yoluna girdi.Teklif metninin gerekçesine göre; "Kamu görevlilerine ödenecek emekli ikramiyelerini düzenleyen 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kuruluşlarına Tabi Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun'un 12'nci maddesinde geçen 'Son defa T.C. Emekli Sandığı'na tabi görevlerden ayrılan ve ibaresi Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş, iptal kararının Resmi Gazete'de yayımlanmasından itibaren bir yıl sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir. İptal kararı 5/6/2009 tarihli ve 27249 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. Buna göre iptal kararı 5/6/2010 tarihinde yürürlüğe girecektir. Bu iptal kararı üzerine meydana gelen boşluğu doldurmak üzere düzenleme yapılmaktadır."
Yapılan düzenleme ise soruna tam çözüm getirmemektedir, daha doğrusu geçmiş için bir şey yapmamaktadır.
MADDE 11- 08/06/1949 tarihli ve 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu'nun 89'uncu maddesinin birinci fıkrası "Hizmet sürelerinin tamamı bu kanun ve/veya 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve GSS Kanunu'nun geçici 4'üncü maddesi kapsamında geçenlerden emekli, adi malullük veya vazife malullüğü aylığı bağlanan ya da toptan ödeme yapılan asker ve sivil tüm iştirakçilere, her tam fiili hizmet yılı için aylık bağlamaya esas tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir. Son defa bu kanun veya 5510 sayılı Kanun'un geçici 4'üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve kendilerine mülga 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun'un 8'inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara ise, bu kanuna tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle hizmet sürelerinin toplamı üzerinden bu madde hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenir. Mülga 2829 sayılı Kanun'un 12'nci maddesinin birinci fıkrasının birinci
cümlesi ile üçüncü fıkrasının son cümlesinin bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz." şeklinde değiştirildi.
GEÇİCİ MADDE ÇÖZÜMÜ GEREKİYOR
Yapılan yeni 2829'un 12'nci maddesi bundan sonra memuriyetten istifa eden, atılan veya ayrılanların SSK, Bağ-Kur veya yine Emekli Sandığı'ndan emekli olmaları halinde ikramiye ödenmesine yardımcı olacaktır ama geçmişte bu şekilde ayrılmış olanlara çözüm getirmemektedir. Zira, şu an da bile dava açıp ikramiyelerini mahkeme ile kazananlara eziyet edilmektedir. Mesela, okurlarımızdan Doğan Çağlayan 1983 yılında 24 yıllık memuriyetten sonra istifa edip bir müddet SSK'lı çalıştıktan sonra emekli olmuştur. Emekli Sandığı'na müracaatı üzerine ikramiye talebi reddedilince de tavsiyemiz üzerine idare mahkemelerinde dava açmış ve 2009 yılında da kazanmıştır.
ESKİ MEMURLAR MAHKEME YOLUYLA HAK ARAYACAK
Dava sonrası Emekli Sandığı (SGK) kendisine 1983 yılı rakamları üzerinden eski parayla 6 milyon 700 bin, yeni parayla 0.67 lira yani sadece 67 kuruş para ödemiştir. Yani, Emekli Sandığı hesaplamaları 1983 yılı rakamları ile yapmıştır. Bu sebeple, geçmişte bir şekilde ayrılanlar için geçici bir madde ile alınacak ikramiyelerin ödeme tarihindeki gösterge, katsayı ve özlük hakları rakamları dikkate alınarak ödenmesini temin edecek geçici bir maddeye mutlaka ihtiyaç var. Yoksa eski memurlar yine mahkemeler yoluyla haklarını temin etmek için devleti dava edecekler ve milyarlarca avukatlık ve dava masrafı ödenecektir.''
http://www.haberturk.com/yazarlar/51...emi-kapsamiyor
Sayın Vekilim,
Yapılması planlanan bu değişiklik bizler gibi bu yasal değişiklik öncesi yıllarda emekli olmuş kişilere geçmişteki Emekli Sandığı'ndaki hizmetlerinden İKRAMİYE alma yolunu açmamaktadır ve Emekli Sandığı dava kazanmış kişilere bile geçmiş yıllardaki kesenek rakamları üzerinden komik sayılabilecek ikramiye ödemesine sebep olmaktadır.
Önereceğiniz bir geçici madde ile bizlerin hukuki yollara başvurmamıza gerek kalmaksızın,bugünün göstergeleri üzerinden Emekli Sandığı'ndan ikramiye almamızı sağlamanızı temenni eder,saygılar sunarım.
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
Şükrü KIZILOT skizilot@yaklasim.com
İstifa eden memur dava açıp ikramiyesini alıyor
ÇEŞİTLİ nedenlerle devlet memuriyetinden istifa edip ayrılanlar, yıllar sonra başka bir kurumdan örneğin SSK veya Bağ-Kur’dan emekli olduklarında, memuriyette geçen süreleriyle ilgili emekli ikramiyesini de alabiliyorlar.
Ancak bunun için dava açılması gerekiyor.
Dava açıldığında yargı, istifa eden memurlara ikramiye ödenmesi yönünde karar veriyor.
ANAYASA MAHKEMESİ İPTALİ
Öteden beri süregelen uygulamaya göre; devlet memuriyeti görevini yarıda bırakıp özel sektörde ücretli olarak çalışanlara veya kendi işini kuranlara, yıllar sonra emekli olduklarında, memuriyette geçen süreleri ile ilgili olarak ikramiye ödenmiyordu.
Anayasa Mahkemesi, 5 Haziran 2009 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan kararıyla;
- TC Emekli Sandığı’na tabi olarak çalışanların, görevlerinden ayrıldıktan sonra, kamu dışında bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olarak çalışmalarını tamamlayıp, emekli olanlara,
- Son defa Emekli Sandığı’na tabi bir görevden emekliye ayrılmadıklarından,
- Kamudaki hizmetleri için emekli ikramiyesi ödenmeyeceğine dair yasa hükmünü iptal etti.
- Bu konuda yeni bir düzenleme yapılması için hükümete bir yıl süre tanıdı.
- Bir yıllık süre 5 Haziran 2010’da doldu. Bu konuda herhangi bir düzenleme yapılmadı.
- Yeni düzenlemeyi bekleyip ikramiye almayı umut edenlerin, süre dolduğu halde yasa çıkmadığı için kafaları karıştı.
YENİ YASA GEREKMİYOR
Burada gözden kaçan “ince bir nokta” var.
Anayasa Mahkemesi, emekli ikramiyesi ödenmesini engelleyen 2829 sayılı yasanın 12. maddesinin birinci fıkrasındaki “Son defa T.C. Emekli Sandığı’na tabi görevlerden emekliye ayrılan ve..” ibaresini iptal edince, olayın yani emekli ikramiyesi ödenmemesinin yasal dayanağı ortadan kalktı.
Bu durumda olan çok kişi;
- Önce Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’na başvurup, ikramiyelerinin ödenmesini talep ettiler.
- Başvurularının reddi üzerine, en geç 60 gün içinde idare mahkemesinde dava açıp, devlet memuriyetinde geçen süreleri için emekli ikramiyelerini almaya hak kazandılar.
- Danıştay 11. Dairesi de aynı yönde kararlar verdi.
Hemen ardından da ikramiyeler ödendi.
DİLEKÇE VE DAVA
Bu durumda olanların ya da varislerinin;
- Bir dilekçe ile Sosyal Güvenlik Kurumu’na başvurup, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararından da söz etmek suretiyle, memuriyette geçen
süreler için emekli ikramiyesi ödenmesini talep etmeleri,
- Kurumun bu başvuruyu 60 gün içinde açık olarak reddi veya zımni reddi (60 gün içinde dilekçeye yanıt vermemesi) halinde, 60 gün içinde İdare Mahkemesi’nde dava açmaları, gerekiyor.
Hukukçuların, iş mahkemesi ya da idare mahkemesinden hangisinde dava açılacağı konusunda kafaları karışık. Bize göre en güvenli yol İdare Mahkemesi’nde dava açmak. Nedenine gelince, İş Mahkemesi’ne dava açmada süre sınırlaması yok. İdare Mahkemesine dava açmada ise “süreden red” söz konusu olabilir.
İşin doğrusu, çok sayıdaki emsal yargı kararlarına da bakılmak suretiyle, olayın dava açma aşamasına sürüklenmeyip, ilgili kurumca gereken işlemlerin yapılması yani emekli ikramiyesinin ödenmesi, en anlamlı uygulama olarak gözüküyor...
9 Haziran 2010
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
Ali Tezel'in Bloomberg tv'deki programında anladığım kadarıyla kanun teklifi komisyondan geçmiş..TBMM'nin bugünkü gündemine alınmış:
7. (S. Sayısı: 508) Kahramanmaraş Milletvekili Veysi Kaynak ve 3 Milletvekilinin Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi
http://www.tbmm.gov.tr/gundem/gundem.htm
İnşallah,gerek komisyonda gerekse TBMM'de görüşülürken bizler gibi geçmişte Emekli Sandığı ödentisi olup emekli olmuş kişilerin de hukuki yollara başvurmaya gerek kalmadan ve güncel gösterge rakamları üzerinden ikramiyelerimizi almamız sağlanır.
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
Ali Tezel geçenlerde bir programda, mahkeme yolunu kullanmak isteyen bir izleyiciye 1 hafta daha beklemesini önermişti. Ben de beklicem 1 hafta, ondan sonra üstte gönderdiğim köşe yazısında da belirttiği gibi ekli Anayasa Mahkemesi kararı ve Danıştayın konuyla ilgili emsal kararları, emekliliğe ait belgeler ve durumu anlatır bir dilekçeyi SGK Genel Müdürlüğü'ne posta ile göndericem, 60 gün içinde de cevap gelmezse yada olumsuz gelirse İdare Mahkemesine başvurucam, başka çare yok gibime geliyor.
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
11 haziranda TBMM'de teklifin tümü üzerinde görüşmeler tamamlandı..Yarın yani salı günü bizimle ilgili olan 11. madde geçer sanıyorum..
Bakalım bizlerin durumunu da kapsayacak şekilde bir düzenleme yapılacak mı?
http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/T...GE1=1&PAGE2=26
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
Kanun teklifiyle ilgili olarak Bütçe plan Komisyonunda bir iki cılız muhalefet şerhine rağmen teklifte hiçbir değişiklik yapılmadı:
http://www.tbmm.gov.tr/sirasayi/donem23/yil01/ss508.pdf
Bu konu ile ilgili yasa 16 haziranda 5997 sayı ile yasalaştı..Kanun teklifinde hiçbir değişiklik yapılmadan geçti:
http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k5997.html
......................
Bu durumda,bizlerin konumunda olanların Emekli olmadan önce Emekli Sandığında geçen süreler için İKRAMİYE almaları sanırım yargı yoluna kalıyor..
Yalnız,dün gece Bloomberg tv'de program yapan Ali TEZEL takribi şöyle ifadeler kullandı:
''Bu yasadan sonra artık geçmişte Emekli Sandığında süreleri olan ve Bağkur/SSK'dan emekli olacakl kişiler İKRAMİYE alacaklar.Ancak bu yasa çıkmadan önce emekli olanların durumu belirsiz.
Biz yarın Habertürk'te Emekli Sandığı'na ikramiye talep dilekçesi yayınlayacağız..
Bu dilekçelere SGK'nın nasıl yanıt vereceğini ve yeni yasayı nasıl yorumlayacağını bilmiyoruz.
Eğer SGK ikramiye ödenmesini reddederse veya ödemeyi güncel göstergeler üzerinden değil de emekli olunan yılın göstergeleri üzerinden yapmaya kalkarsa yeni bir DAVA DİLEKÇESİ örneği hazırlayıp yayınlayacağız.''
Gelişmeleri izlemekten veya Kamu Görevlileri Emeklilik İşlemleri Daire Başkanlığı (Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü) Milli Müdafaa Cd. No.24 Kızılay-ANKARA” adresine hitaben bir dilekçe ile başvurup İKRAMİYE talep etmekten başka çare yok..
Not:
Ali Tezel bugün Emekli Sandığı'na hitaben ikramiye talebiyle ilgi dilekçe yayınlayacağız dedi ama ben bugün Ali Tezel'in yazısına baktım.Dilekçe örneği göremedim.
Belki gazetede vardır.
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
İstifa eden memura piyango vurdu
16 Haziran 2010 Çarşamba 16:51
Devlet memuru iken istifa edip daha sonra başka kurumdan emekli olanlara Anayasa Mahkemesi kararı ile ikramiye alma hakkı doğdu.
Üstelik bu karar sadece memurları değil, şu anda hayatta olmayanların varislerini de kapsıyor. Yani yüzbinlerce hak sahibi devlette kalan haklarını yakın zamanda alabilecek.
Hürriyet yazarı Prof. Şükrü Kızılot, bu durumda olan yüzbinlerce memurun ne yapması gerektiğini ayrıntıları ile anlattı.
Devlette çalışıp daha sonra istifa eden memurlara ikramiye ödenmesi gerekirken şu anda keyfi olarak bunun yapılmadığının altını çizen Kızılot, memurların yargıya gitmeye zorlandığını söyledi.
Kızılot'un verdiği bilgiye göre İdare Mahkemesi'ne bir dilekçe verip dava açan memurlar, emekli parasını almaya hak kazandılar. Hatta Anayasa Mahkemesi'nin yürürlüğe girdiği 5 Haziran'ı beklemeyip daha önce dava açanlar paralarını aldı bile. Bütün dava ve avukat masraflarını da SGK ödedi.
Ancak Kızılot, aşağıda bir örneğini sunduğumuz dilekçede faiz talebinin unutulmaması gerektiğinin altını çiziyor. Çünkü aksi takdirde SGK ödemeyi faizsiz yapıyor ve memurların bir kere daha mahkemeye gitmesi gerekiyor. Bu arada memurlar, ilk basamak olan SGK'ya başvururken de örnek dilekçenin bazı bölümlerini çıkarıp benzer bir dilekçe ile başvurabilir.
İşte adım adım yapılması gerekenler...
1) Memuriyetten istifa edip ayrılanlar, yıllar sonra SSK ya da Bağ-Kur’dan emekli olmuşlarsa, memuriyette geçen süreleri ile ilgili emekli ikramiyesini alabilecekler.
2) Bunun için önce, Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) başvurup, emekli ikramiyelerinin ödenmesini talep edecekler.
3) Kurum maalesef bu talebi kabul etmeyip reddediyor. Vatandaşı, yargıya gitmeye zorluyor.
4) Talebin, reddedildiği tarihten itibaren (ya da iade ile ilgili dilekçeye yanıt verilmemişse, 60 günlük sürenin dolduğu tarihten itibaren) 60 gün içinde idare mahkemesine dava açılması gerekiyor.
5) SGK, mahkeme kararına istinaden iadeyi yapıyor.
6) İptal davası açılırken, ikramiyenin yasal faizi ile birlikte ödenmesini talep etmek gerekiyor. İdare mahkemeleri de SGK’ya başvuru tarihi itibariyle faiz ödenmesine karar verebiliyor.
7) İkramiyenin, güncellenmiş tutar üzerinden ödenmediği durumlarda ayrıca “tam yargı davası” açmak gerekiyor.
İŞTE DİLEKÇE ÖRNEĞİ...
İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI’NA
ANKARA
DAVACI : ………………………………………
ADRES : ………………………………………
………………………………………
DAVALI : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı / ANKARA
(T.C. Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü)
TEBLİĞ TARİHİ : ................2010
DAVA KONUSU : Anayasa Mahkemesi iptal kararına göre emekli ikramiyesi ödenmesi için tarafımca yapılan başvurunun reddine ilişkin davalı idarenin ……....… tarihli ve …………… sayılı işleminin iptal edilmesi ve ikramiye tutarının hak ediş tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ödenmesi talebinden ibarettir
İSTEĞİN ÖZETİ :……………… tarihleri arasında, T.C. Emekli Sandığı’na bağlı ……………… kurumunda çalıştım. ……………… tarihinden itibaren istifa edip SSK sigortalısı olarak (veya Bağ-Kur’lu olarak) çalıştım. ……………… tarihinde emekli oldum.
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’na, ……………… tarihinde başvurarak, Emekli Sandığı’na tabi ……………… yıl ……………… aylık süre için emekli ikramiyemin ödenmesini talep ettim. Bu talebimin reddedildiğine dair …. tarihli ve … sayılı yazı, ……………… tarihinde tarafıma tebliğ edildi.
Anayasa Mahkemesi’nce verilen karar ile, farklı sosyal güvenlik kurumlarına tabi hizmet süreleri birleştirilmek suretiyle emekli aylığı bağlananlardan, son defa Emekli Sandığı’na tabi bir görevden emekliye ayrılmamış olanlara Emekli Sandığı’nca emekli ikramiyesi ödenmesine engel olan “Son defa T.C. Emekli Sandığı’na tabi görevlerden emekliye ayrılan ve …” ibaresi iptal edildiğinden, 2829 sayılı Kanun’un 12. maddesinin birinci fıkrasının iptal kararından sonraki şekline göre, “kendilerine bu Kanunun 8. maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara, T.C. Emekli Sandığı’na tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerin toplamı üzerinden, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyesi” ödenmesi gerekmektedir.
Anayasa Mahkemesi’nin sözü edilen 05.02.2009 tarih ve E.2005/40, K.2009/17 sayılı kararı karşısında ilgili idarenin emekli ikramiyesi ödemeleri konusunda bir değerlendirme yaparak hak edilen ikramiyeleri ilgililerine ödemesi, Anayasa’nın 125 ve 153. maddeleri ile hukukun üstünlüğü ilkesinin bir gereği ve sonucudur.
Bu durumda, yasal dayanağı ve hukuka uygunluğu bulunmayan aksi yöndeki idari işlemin iptali ve TC Emekli Sandığı’na tabi geçen hizmet sürelerimin toplamı üzerinden hesaplanacak emekli ikramiyesinin yasal faiziyle birlikte tarafıma ödenmesi gerekmektedir.
NETİCE VE TALEP :Yukarıda arz ve izah olunmaya çalışılan nedenlerle, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı doğrultusunda, davalı idarenin … tarihli ve … sayılı işleminin iptal edilmesine, TC Emekli Sandığı’na tabi olarak çalıştığım süreye ilişkin emekli ikramiyemin yasal faizi ile birlikte ödenmesine ve dava giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep ederim.
Saygılarımla.
(Adı-Soyadı
İmza)
----
Kaynak: internethaber.com
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
Eğer Kamu Görevlileri Emeklilik İşlemleri Daire Başkanlığı (Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü) Milli Müdafaa Cd. No.24 Kızılay-ANKARA adresine ikramiye talebinde bulunup ta RED veya emekli olunan yılın göstergeleri üzerinden ikramiye ödemesi yapılacağı yolunda bir cevap alırsanız,tebligat tarihinden sonra iki ay içinde Bölge İdare Mahkemesi'ne dava açmak zorunda olduğunuzu unutmayınız.
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
Alıntı:
pria rumuzlu üyeden alıntı
Eğer Kamu Görevlileri Emeklilik İşlemleri Daire Başkanlığı (Emekli Sandığı Genel Müdürlüğü) Milli Müdafaa Cd. No.24 Kızılay-ANKARA adresine ikramiye talebinde bulunup ta RED veya emekli olunan yılın göstergeleri üzerinden ikramiye ödemesi yapılacağı yolunda bir cevap alırsanız,tebligat tarihinden sonra iki ay içinde Bölge İdare Mahkemesi'ne dava açmak zorunda olduğunuzu unutmayınız.
Bu adresin Başbakanlığa satıldığını duymuştum, yanlış adrese dilekçe yollamamak için emin olmak lazım bence.
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı
Adres: Ziyabey Cad. No:6 Balgat / ANKARA
Telefon: 0 (312) 207 80 00
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
Alıntı:
swan rumuzlu üyeden alıntı
Bu adresin Başbakanlığa satıldığını duymuştum, yanlış adrese dilekçe yollamamak için emin olmak lazım bence.
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı
Adres: Ziyabey Cad. No:6 Balgat / ANKARA
Telefon: 0 (312) 207 80 00
Bana 20 mayısta SGK'dan verilen e-bilgide bu adres var:
https://www.hukuki.net/showthread.php...955#post358955
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
Alıntı:
pria rumuzlu üyeden alıntı
merhabalar..emekli ikramiyesi konusunda bir ilerleme kaydedebildiniz mi? sgk ya dilekçe falan yada mahkeme yolu? bu hafta içerisinde ben de annem için dilekçe yazıp göndermeyi düşünüyorumda..
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup da son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu
Konunun mağdurları SGK ve mahkeme başvuruları için dilekçeleri bu adresten temin edebilirler..
http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/...arid=82&gid=61
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
Selamlar değerli meslektaşlarım,
Bilindiği üzere ana yasa mahkemesi 2829 sayılı kanunun 12'inci maddesini anayasaya aykırı bularak iptal etmişti.Bunun üzerine yasama organı 5997 sayılı kanunun 14 ve 19 maddeleriyle yeni bir düzenleme yaparak eski kanunu ilga etti.Eski kanunu ilga ettiysede anayasa mahkemesinin hakkaniyete aykırı bularak iptal ettiği eski düzenlemeye paralel bir düzenleme getirilmiş oldu.Bizde idare mahlemesinde sosyal güvenlik bakanlığının emekli ikramiyesi istemimizle ilgili red işlemine karşı dava açtık fakat idare mahkemesi görevsizlik kararı vererek davanın iş mahkemesinin görevine girdiğini idddia etti.Biz iş mahkemesinde bu yeni düzenlemelerin anayasaya aykırı olduğunu iddia ederek müvekkilime emekli ikramiyesi ödenmesini talep ettiysekte idare mahkemesinin kararını temyiz tmekte hukuki yararımız olurmu veya temyizin iş mahkemesinde açılmış bulunulan davaya etkisi ne olur?İş Mahkemesine nasıl bie savunma yapılırsa, muvaffakkiyet kazanılır.
Saygılar
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
SGK ikramiye ödemeyi reddediyor,dava açmaktan başka yolumuz yok:
http://www.alitezel.com/tezel/index....d=yazi&id=3906
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
10 gün önce SGK ya konu ile ilgili dilekçe gönderdim, büyük ihtimal red cevabı gelecek ve mahkeme yoluna gideceğim, fakat uzmanlar gidilecek mahkemenin idare mahkemesi olduğunu söylerken bir kaç hukukçu arkadaşım (biri hakim) iş mahkemesinde dava açmamız gerektiğini söylüyor..Bu konuda yardımcı olabilecek bir hukukçu arkadaşımız var mı acaba?
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
Vallaha ben önce idare mahkemesine dava açtım, idare mahkemesi görevsizlik kararı vererek iş mahkemesinin förevli olduğunu söyledi.Ben hem idare mahkemesinin davasını temiz ettim hem iş mahkemesinde dava açtım.Sonuçta şu var sen haklı olduktan sonra hangi mahkemede dava açtığının önemi yok.Geçmişte danıştayın sorunlu yasa hükmü yürürlükteyken dahi bu durumdaki emekliler lehine emekli ikramiyesine hükmediyorsa yeni düzenleme zamanında mahkemeler haydi haydi bu yönde karar vermelidirler diye düşünüyorum.Ama kişisel kanaatim usül hukuku yönünden idare mahkemesinde dava açıp onun sonucunu beklemek daha doğru bir yol, çünki daha az masraflı.Bu mahkeme davanı reddederse sonra iş mahkemesine başvurmak daha uygun.Bunun dışında haklı çıkmak ve adaletin tecellisi açısından hangi yargı yolunu tercih ettiğinin pek bir önemi yok, sonuçta haklı çıkarsın.
saygılar
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
güncel
insanlara verilen hakkı almak için bu kadar çile çektirilmemeli
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
Merheba Arkadaşlar;
17 sene emekli sandığına tabi olarak çalışıpi istifa ederek sskdan emeki olmuş bir müvekkilim hakkında Sgk'ya yazdığımız dilekçeye gelen red cevabının ardından İdare Mahkemesi'ne iptal ve tamyargı davası açtık. Gelen cevapta müvekkilin 5997 sayılı Kanunun 14. maddesiyle değişik 5434 sayılı Emekli Sandığının 89/1 kapsamına girmediğinden bahsedilmiş. Yaptığım incelemelerde Anayasa Mahkemsi'nin iptal kararının yürürlüğe girmesinden yaklaşık bir hafta önce yürürlüğe giren bu maddenin bu durumda olanların tüm yollarını tıkadığını farkettim ve kafam oldukça karıştı. Şu an bu maddenin de Anayasaya Aykırılığını iddia etmekten başka şansım kalmıyor sanırım.
Bu konuda incelemesi veya görüşleri olan arkadaşların yardımlarını bekliyorum.
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup da son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu
Emeklilik İkramiyesinde Gelinen Son Nokta
5434 sayılı kanunun 89 uncu maddesi gereği, Emekli Sandığı’ndan kendilerine emekli, adi malullük veya vazife malullüğü aylığı bağlananlara veyahut toptan ödeme yapılan asker sivil tüm iştirakçilere aylık bağlamaya esas tutarın bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilmektedir.
Ancak, 2829 sayılı kanunun 12 nci maddesi gereği emekli ikramiyesi alabilmek için, son defa memur olarak çalışmak gerekmektedir. Buna göre, emekli olmazdan önce son defa memur olarak çalışmayan veya memurluk görevlerinden ayrıldıktan sonra, bir gün bile olsa Bağ-Kur’lu veya SSK’lı olarak çalışanlara, 2829 sayılı kanunun 12 nci maddesine muhalefet ettiklerinden dolayı, emekli ikramiyesi verilmemekteydi.
Bu konuda yaşanan mağduriyetler Anayasa Mahkemesi’ne taşınınca, yüksek mahkeme 05.06.2009 tarih ve 27249 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 05.02.2009 tarih ve E.No:2005-40, K.No:2009-17 sayılı kararı ile, 2829 sayılı Kanunun 12. maddesinin birinci cümlesinde yer alan, “Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve ...” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline kararı vermiş, kararın yürürlük tarihi olarak Resmi Gazetede yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonraki tarihi Anayasa gereği belirlemiştir. Dolaysıyla Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı, 05.06.2010 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararıyla oluşan hukuksal boşluğu gidermek amacıyla yapılan çalışmalar, 19.06.2010 tarihli ve 27616 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5997 sayılı Kanun ile giderilmiştir.
5997 sayılı kanunun 14 üncü maddesinde; “5434 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin birinci fıkrası “Hizmet sürelerinin tamamı bu Kanun ve/veya 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 4 üncü maddesi kapsamında geçenlerden emekli, adi malûllük veya vazife malûllüğü aylığı bağlanan veyahut toptan ödeme yapılan asker ve sivil tüm iştirakçilere, her tam fiili hizmet yılı için aylık bağlamaya esas tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir. Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve kendilerine mülga 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara ise, bu Kanuna tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen hizmet sürelerinin toplamı üzerinden bu madde hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenir. Mülga 2829 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ile üçüncü fıkrasının son cümlesinin bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz.” hükümleri bulunmaktadır. 5997 sayılı kanunun 19 uncu maddesinde ise; “…14 üncü madde 01.06.2010 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde, diğer maddeleri ise yayımı tarihinde yürürlüğe girer.” hükümleri bulunmaktadır.
Emekli ikramiyesi konusunda 5997 sayılı kanunla yapılan değişikliğin anlamını aşağıda maddeler halinde açıklayalım.
1.) Emekli İkramiyesiyle İlgili Yapılan Yasal Düzenlemede Dağ Fare Doğurdu:
5997 sayılı kanunla yapılan yeni düzenlemede emekli ikramiyesi ödenebilmesi için, son defa memurluktan emekliye ayrılma şartı korunmuştur. Bu durumda, Anayasa Mahkemesi’nin iptal gerekçelerinden olan; son defa tabi olunan sosyal güvenlik kurumuna göre ayrım yapılarak Emekli Sandığı'na tabi görevlerden emekliye ayrılmayanlara ikramiye ödenmemesi uygulaması bir anlamda devam ettirilmiştir. Dolaysıyla, Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararının ruhuna ve amacına uygun bir düzenleme yapılmadığı için, yeni uygulama yeniden Anayasa Mahkemesi’ne götürülebilir.
2.) Emekli İkramiyesi İle İlgili Düzenleme Farklı ve Yanlış Kanunda Yapıldı:
Emekli ikramiyesiyle ilgili Anayasa Mahkemesi’nin iptal ettiği kanun hükmü, 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 12 nci maddesinde yer almaktaydı. 5997 sayılı kanunla yapılan yeni düzenleme ise, 2829 sayılı kanunda değil, 5434 sayılı kanunun 89 uncu maddesinde yapılmıştır.
3.) Geçmişte Emekli Olup ta İkramiye Alamayanlara Çözüm Üretmiyor:
Emekli ikramiyesine ilişkin düzenlemeler içeren 5997 sayılı kanun, 01.06.2010 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir. Yani anılan kanun yürürlük tarihinden (01.06.2010) sonraki uygulamalar için geçerli olacak ve 1 Haziran 2010 tarihinden sonra emekli olacaklardan memuriyette geçen süreler için ikramiye talebinde bulunabileceklerdir. Bu haliyle, 5997 sayılı kanunla yapılan düzenleme, 01.06.2010’dan önce emekli olup ta ikramiye alamayanları kapsamadığı için, 01.06.2010’dan önce emekli olan ve ikramiye alamayan mağdur vatandaşlar yine haklarını mahkeme yolunda arayacaklardır. 5997 sayılı kanunla birlikte, emekli ikramiyesi alacaklara SGK tarafından yine ve yeniden son olarak memurluktan emekli olma şartı aranacağından, vatandaşlarımıza emekli ikramiyelerini SGK’dan talep etmelerini, SGK’dan gelen olumsuz cevapla birlikte, emekli ikramiyesi konusunda eski hükmün Anayasa’ya aykırı olduğu için iptal edildiğini, 5997 sayılı kanunla gelen yeni hükmün de aynı şekilde Anayasa’ya aykırı olduğu iddiasıyla dava açmalarını tavsiye ediyoruz.
http://www.habervaktim.com/yazar/252...son_nokta.html
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup da son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu
DEVLET MEMURLARININ HİZMETLERİNE KARŞILIK ALMALARI GEREKEN EMEKLİLİK İKRAMİYELERİ
Emeklilik ikramiyesi nedir ?
Emeklilik ikramiyesi devlet memurlarının çalışma hayatları sonunda, çalışırken kendilerinden ve devlet katkısı olarak alınan ve Sosyal Güvenlik Kurumuna gönderilen kesenek ve karşılıkların, hesaplama yapılarak bir anlamda çalışmalarının karşılığı ödüllendirme olarak verilmesi şeklinde değerlendirmemiz doğru olacaktır.
Emeklilik ikramiyesinin uygulama şekli 5434 sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanununun 89 uncu maddesinde bulunmaktadır.
Emekli ikramiyesi hesaplanması ve tutarının özünü 5434 sayılı Kanunun 89 uncu maddesi ilk ve ikinci fıkrası açıklamaktadır. Fıkralar; “Emekli, adi malûllük veya vazife malûllüğü aylığı bağlanan veyahut toptan ödeme yapılan; asker, sivil tüm iştirakçilere, her tam fiili hizmet yılı için, aylık bağlamaya esas tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir.
Verilecek emekli ikramiyesinin hesabında, 30 fiili hizmet yılından fazla süreler nazara alınmaz.” ibaresini içermektedir.
Fıkralar hükümlerine göre;
- Emeklilik ikramiyesi, 5434 sayılı Kanuna göre aylık bağlanan veya toptan ödeme yapılan devlet memurlarına, aylık bağlamaya esas tutarlarının (bu tutarlar emekli kesenek ve karşılıkları esas alınmak suretiyle bulunan tutarları ifade etmektedir) tam fiili hizmet yıllarına karşılık ödenmekte, azami 30 tam yıl ile sınırlı tutulmaktadır.
Ancak, farklı statülerde (Devlet memuru, işçi, kendi nam hesabına çalışanlar gibi) görev yapanlardan, devlet memurluğunda geçen hizmetlerine karşılık emeklilik ikramiyesi ödenmesi şartı ayrı bir kanun olan 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 12 nci maddesinde düzenlenmiştir.
Madde hükmü;
“Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve kendilerine bu Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara, T.C. Emekli Sandığına tabi daire,kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen sürelerinin toplamı üzerinden, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenir. (Ek cümle: 24/7/2008-5793/6 md.) 4857 sayılı İş Kanununa tabi olarak geçen hizmet sürelerine karşılık emekli ikramiyesi ödenebilmesi için, iş sözleşmesinin İş Kanunu hükümlerine göre kıdem tazminatı ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermiş olması; sözleşmeli personel olarak geçen sürelere karşılık olarak emekli ikramiyesi ödenebilmesi için de, hizmet sözleşmesinin ilgili mevzuatına göre iş sonu tazminatına veya aynı mahiyette olmakla birlikte başka bir adla ödenen tazminata hak kazanılmasına uygun olarak sona ermiş olması şarttır.
(Değişik ikinci fıkra: 24/7/2008-5793/6 md.) Ancak, ilgililere, her ne suretle olursa olsun evvelce iş sonu tazminatı veya bu mahiyette olmakla birlikte başka bir adla tazminat ödenen süreler ile kıdem tazminatı ya da emekli ikramiyesi ödenmiş olan süreler, emekli ikramiyesinin hesabında dikkate alınmaz.
Ayrıca, 8 inci maddenin birinci fıkrası gereğince aylık bağlananlara, emekli oldukları son görevlerinden dolayı ilgili bulundukları sosyal güvenlik kurumu kanununun emekli ikramiyesine veya iş kanununun kıdem tazminatına ilişkin hükümleri uygulanır. (Ek cümle: 24/7/2008-5793/6 md.) Bu fıkraya göre emekli ikramiyesi ödenmesinde, birinci fıkra hükümleri de dikkate alınır.” ifadelerini içermektedir.
Bu hükmün ifadelerine bakıldığında;
Devlet memurlarına emekli ikramiyesi ödenebilmesi için son görev statüsünün devlet memurluğu olması koşulu dikkat çekmektedir.
Bu şart dikkate alındığında, farklı statülerde görev yapan, son defa devlet memurluğu statüsünde iken emeklilik veya yaşlılık aylığı talebinde bulunan bir kişiye devlet memurluğu hizmetlerinin tam yıllarına karşılık 5434 sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanunu 89. madde hükmü uygulanmak suretiyle emekli ikramiyesi ödenebilmekte,
Ancak, son defa görev yaptığı statü devlet memurluğu olmayan kişilerin ise devlet memurluğu hizmetlerine karşılık emeklilik ikramiyesi almaları engellenmiş bulunmaktadır.
Hal böyle iken; Anayasa Mahkemesi 05.06.2009 tarih ve 27249 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 05.02.2009 tarih ve E.No:2005-40, K.No:2009-17 sayılı kararı ile, 2829 sayılı Kanunun 12. maddesinin birinci cümlesinde yer alan, “Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve ...” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline kararı vermiş, kararın yürürlük tarihi olarak Resmi Gazetede yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonraki tarihi Anayasa gereği belirlemiştir.
Gelinen nokta; Anayasa Mahkemesinin iptal kararı 05.6.2010 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Ancak, 19.06.2010 tarihli ve 27616 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 5997 sayılı Kanun 14 üncü maddesi ile farklı statülerde görev yapan devlet memurlarının emeklilik ikramiyeleri açısından Yasama organının bir düzenleme yapmış bulunduğunu, 5434 sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanununun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasında yapılarak, yürürlük tarihini de 1.06.2010 tarihine çekildiğini görmekteyiz. Düzenleme metni;
5997 sayılı Kanunun 14, maddesi;
“5434 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin birinci fıkrası “Hizmet sürelerinin tamamı bu Kanun ve/veya 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 4 üncü maddesi kapsamında geçenlerden emekli, adi malûllük veya vazife malûllüğü aylığı bağlanan veyahut toptan ödeme yapılan asker ve sivil tüm iştirakçilere, her tam fiili hizmet yılı için aylık bağlamaya esas tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir. Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve kendilerine mülga 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara ise, bu Kanuna tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen hizmet sürelerinin toplamı üzerinden bu madde hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenir. Mülga 2829 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ile üçüncü fıkrasının son cümlesinin bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz.” şeklinde değiştirilmiştir.”
5997 sayılı Kanunun 19 uncu maddesi;
“8 inci, 10 uncu ve 11 inci maddeler 1/10/2008 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde, 12 nci madde ile 5510 sayılı Kanuna eklenen geçici 27 nci madde 1/4/2002 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde, 14 üncü madde 1/6/2010 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde, diğer maddeleri ise yayımı tarihinde yürürlüğe girer.”
Bu değişiklinin anlamı nedir, nasıl bir uygulama yapılacaktır, farklı statüde görev yapan devlet memurları emeklilik ikramiye tutarlarını alabilecekler midir, bu konularda değerlendirmelerimizi şu şekilde yapmak mümkün olacaktır.
Yeni düzenleme, farklı statülerde görev yapan devlet memurlarının birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlandığında, son statüsünün yine devlet memuru olması şartı gerekmektedir. Eski uygulama dışında bir farklılık olmadığı, aynı şekilde devam etmesi yönünde bir düzenleme yapıldığı görülmektedir. Sonuç olarak, son defa görev statüsünün devlet memurluğu olmadığı müddetçe devlet memurluğunda geçen hizmetlerine karşılık emeklilik ikramiyesi ödenmeyecektir.
Yeni düzenleme de mülga 2829 sayılı Kanunun 12. maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ile üçüncü fıkrasının son cümlesinin bu maddeye aykırı hükümlerinin uygulanmayacağı yönünde bir ibareye yer verilmiştir. Bu da, Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği ibare sonucunda yeni haliyle mülga 2829 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin birinci cümlesinin uygulanamaz hale getirildiği anlamını taşıdığını değerlendirmekteyiz.
Anayasa Mahkemesi iptal kararı sonucunda mülga 2829 sayılı Kanunun 12, maddesinin yeni hali 5.6.2010 tarihinde yürürlüğünü kazanmıştır. Yasama organı bu tarihten sonra yeni düzenleme yapmıştır. Düzenlemenin yürürlük tarihini de 1.,6.2010 tarihine taşımıştır. Bu durumda ne olacaktır;
Anayasa Mahkemesinin iptal kararının yürürlüğe girmesinden önce Yasama Organınca yeni bir yasal düzenleme yapılmıştır.
Yeni düzenleme tüm kapsama dahil kişileri kapsamaktadır.
Yeni düzenlemenin resmi gazete de yayımlanmasından önce kendilerine emeklilik ikramiyesi ödenmesi talebinde bulunan kişiler de dahil olmak üzere yeni düzenlemeye dahil olacakları ortaya çıkmaktadır.
Sonuç değerlendirmemiz: Devlet memurluğunda geçen hizmet sürelerine karşılık emeklilik ikramiyesi alamayan kişilerin Sosyal Güvenlik Kurumuna müracaat etmeleri, red cevabının alınması durumunda yargı yoluna başvurmaları, yargının vereceği kararı beklemelerinde fayda gördüğümüzü belirtebiliriz.
Not: Yanlış anlaşılmaması açısından bir hatırlatma yapmak gerekecektir. Bu düzenleme sigortalı, bağ-kur lu hizmetleri olmayan devlet memurlarının veya bu hizmetleri olmakla birlikte son devlet memurluğu görevinde bulunmakta iken emekliye ayrılan kişilere emeklilik ikramiyesi ödenmeyeceği sonucunu getirmemektedir. Bu durumdaki kişiler, yukarıda açıklanan konu kapsamına dahil olmayıp, 5434 sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanununun 89 uncu maddesinin birinci cümlesine göre emeklilik ikramiyelerini alabileceklerini söylememiz doğru olacaktır.
http://www.memurlar.net/haber/169980/
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup da son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu
ŞADİYE DÖNÜMCÜ'DEN KILAVUZİstifa Eden Memur ya da Varisleri İkramiyesini Alabiliyor
Devlet memuruyken “istifa” edip ayrılanlar, memuriyetine son verilenler, askerliğini “yedek subay” olarak yapanlar, bu durumda olup vefat edenlerin mirasçılarının önce SGK'ye başvurmaları, reddi halinde 60 gün içinde İdare Mahkemelerine dava açmaları gerekiyor.
Şadiye DÖNÜMCÜ dosadoster@gmail.com Ankara - BİA Haber Merkezi19 Ağustos 2010, Perşembe 9 Haziran 2010 tarihinde Şükrü Kızılot yazdı:
"Çeşitli nedenlerle devlet memuriyetinden istifa edip ayrılanlar, yıllar sonra başka bir kurumdan örneğin SSK veya Bağ-Kur'dan emekli olduklarında, memuriyette geçen süreleriyle ilgili emekli ikramiyesini de alabiliyor. Ancak bunun için dava açılması gerekiyor. Dava açıldığında yargı, istifa eden memurlara ikramiye ödenmesi yönünde karar veriyor."
Mevcut uygulamaya göre bu durumdaki kişilere ikramiye ödenmediğini ancak;
* 5 Haziran 2009 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesinin "TC Emekli Sandığı'na tabi olarak çalışanların, görevlerinden ayrıldıktan sonra, kamu dışında bir sosyal güvenlik kuruluşuna bağlı olarak çalışmalarını tamamlayıp emekli olanlar son defa Emekli Sandığı'na tabi bir görevden emekliye ayrılmadıklarından, kamudaki hizmetleri için emekli ikramiyesi ödenmeyeceğine dair yasa hükmünü iptal ettiğini ve bu konuda yeni bir düzenleme yapılması için hükümete bir yıl süre tanıdığını,
* Bir yıllık sürenin 5 Haziran 2010'da dolmasına karşın yeni düzenleme yapılmadığını,
* İkramiye almayı umut edenlerin, süre dolduğu halde yasa çıkmadığı için kafalarının karıştığını,
* 2829 sayılı yasanın 12. maddesinin birinci fıkrasındaki "Son defa T.C. Emekli Sandığı'na tabi görevlerden emekliye ayrılan ve..." ibaresi iptal edilince, emekli ikramiyesi ödenmemesinin yasal dayanağının ortadan kalktığını,
* Benzer durumdaki emeklilerden önce Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'na başvurup, ikramiyelerinin ödenmesini talep edip, başvurusu reddedilip de en geç 60 gün içinde idare mahkemesine dava açanların memuriyetteki süreleri için emekli ikramiyelerini almaya hak kazandığından ikramiyelerinin ödendiğini,
* Danıştay 11. Dairesinin de bu yönde kararlar verdiğini
belirten Kızılot; bu durumda olanların ya da varislerinin;
* Bir dilekçe ile Sosyal Güvenlik Kurumu'na başvurup, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararından da söz etmek suretiyle, memuriyette geçen süreleri için emekli ikramiyesi ödenmesini talep etmesi gerektiğini,
* Kurumun bu başvuruyu 60 gün içinde açık olarak reddi veya zımni reddi (o süre içinde dilekçeye yanıt vermemesi) halinde, 60 gün içinde İdare Mahkemesine dava açmaları gerektiğini,
* Hukukçuların iş mahkemesi ya da idare mahkemesinden hangisine dava açılacağı konusunda kafalarının karışık olduğunu,
* İş Mahkemesi'ne dava açmada süre sınırlaması olmadığı, İdare Mahkemesine dava açmada ise "süreden red"din söz konusu olabileceği gerekçesiyle kendi kanısınca en güvenli yolun İdare Mahkemesi'ne dava açılması gerektiğini
söyleyen Kızılot; işin doğrusunun çok sayıdaki emsal yargı kararlarına da bakılmak suretiyle, olayın dava açma aşamasına sürüklenmeyip, ilgili kurumca gereğinin yapılarak ikramiyelerin ödenmesinin anlamlı bir uygulama olacağını da eklemiş.
19 Haziran 2010 tarihinde Ali Tezel yazdı: "İkramiye Kanunu kadük de olsa çıktı, umarım uygulanır. Yaklaşık 1 milyon eski memurun bir yıldan fazla süredir beklediği ikramiye düzenlemesi TBMM'den çıktı ama Sosyal Güvenlik Kurumu, geçmiş emekli ikramiyelerini ödeme tarihindeki gösterge ve katsayılar üzerinden ödemezse, yaklaşık 1 milyon kişi ile davalık olur. Açılacak davaların hepsini de kaybeder." diye.
Konuyu değerlendirirken;
* 16 Haziran 2010 günü TBMM'de kabul edilen "5997 Sayılı Bazı Kanunlarda Ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"da, Anayasa Mahkemesinin iptal kararına uygun düzenlemenin tam olarak yapılmadığını,
* Anılan Kanun'un 14. maddesinin
"5434 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin birinci fıkrası "Hizmet sürelerinin tamamı bu Kanun ve/veya 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 4 üncü maddesi kapsamında geçenlerden emekli, adi malûllük veya vazife malûllüğü aylığı bağlanan veyahut toptan ödeme yapılan asker ve sivil tüm iştirakçilere, her tam fiili hizmet yılı için aylık bağlamaya esas tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir. Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve kendilerine mülga 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara ise, bu Kanuna tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen hizmet sürelerinin toplamı üzerinden bu madde hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenir. Mülga 2829 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ile üçüncü fıkrasının son cümlesinin bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz."
şeklinde düzenlendiğini,
* Maddenin yürürlük tarihinin 1 Haziran 2010 olarak saptandığını,
* Ancak Anayasa Mahkemesi kararına uyarınca geçmiş yıllarda memur olan, yedeksubaylık yapan ve sonrasında (1 Haziran 2010 gününden önce) SSK, Bağ-Kur veya Emekli Sandığı'ndan emekli olmuş olanlara ikramiye ödenmesi konusunda geçici bir madde ile düzenleme yapılmadığını,
* Geçmiş yıllarda emekli olmuş olanlara ikramiye ödenmesi hususunda SGK'nın tavrının belirleyici olacağını,
* Şayet SGK; 1 Haziran 2010 gününden önce emekli olanlara geçmiş memuriyet ve yedek subaylık devresi için 'ikramiye ödemem' derse yaklaşık 1 milyon eski memur ve yedek subay dönemi ikramiyesini alabilmek için dava açmaya başlayacağını,
* Şayet, SGK; 1 Haziran 2010 gününden önce emekli olanlara 'ikramiye ödeyeceğim ama emekli oldukları tarihlerdeki gösterge ve memur maaş katsayılarını dikkate alırım' derse yine 1 milyona yakın dava ile karşı karşıya kalacağını,
* Şayet, SGK'da akl-ı selim galip gelmezse hem bu kadar dava ile uğraşacağını, hem Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararları çerçevesinde açılacak tüm davaları kaybedeceğini, hem ikramiyeleri ödeyeceğini, hem de avukatlık ve dava masrafı ile karşılaşacağını
hususlarını belirten Ali Tezel;
* Yedek subaylık süresinde Emekli Sandığı'na emeklilik primi ödenen, sonrasında SSK/Bağ-Kur/Emekli Sandığı'ndan emekli olanlardan yedek subaylık dönemi için ikramiye almayanlar için
Sosyal Güvenlik Kurumu
Sigorta İşleri Genel Müdürlüğü
Kamu Görevlileri Emeklilik İşlemleri Daire Başkanlığı'na
Kurumunuzda .................. emekli sicil numarasıyla .../.../...... ile .../.../..... tarihleri arasında memur/yedeksubay olarak görev yaptım. Sonrasında da ........ Kurumundan ......................... Emeklilik/tahsis numarası ile emekli oldum.
16 Haziran 2010 günü TBMM'de kabul edilen "5997 Sayılı Bazı Kanunlarda Ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun"un 14 üncü maddesi ile yapılan düzenlemeye göre, yukarıda geçmiş olan .... Yıl,.... Aylık kamu hizmet sürelerim için ödeme tarihindeki gösterge, ek gösterge, kıdem aylığı ve özel hizmet tazminat rakamları ile taban aylık rakamları baz alınıp, ödeme tarihindeki memur maaş katsayıları üzerinden tarafıma emekli ikramiyesi ödenmesini talep ediyorum..../.../2010
Adres: Adı-Soyadı-TC kimlik-İmza "
düzenlediği örnekteki bir dilekçeyi SGK'ya göndermelerini gerektiğini söylüyor.
2 Ağustos 2010 tarihinde Şükrü Kızılot "İkramiyezedeler" başlığıyla yazdığı yazıda:
* Anayasa Mahkemesi kararına ilişkin olarak Emekli Sandığı'ndan emekliye ayrılmayanlara ikramiye ödenemeyeceği yönünde (16 Haziran 2010 günü TBMM'de kabul edilen "5997" sayılı Kanun) düzenleme yapıldığını,
İ* kramiyezedelerin SGK'na başvurup, memuriyette geçen süreler için emekli ikramiyesinin ödenmesini talep etmelerini,
* SGK'nın başvuruyu 60 gün içinde reddi ya da yanıt vermemesi durumunda 60. günün dolduğu tarihten itibaren, 60 gün içinde idare mahkemesine aşağıdaki örneğe uygun bir dilekçeyle dava açmaları gerektiğini,
* Bu aşamada, Anayasa Mahkemesi'nin yeni düzenlemeyi de iptal etmesi durumunda dava açanların bu yolla başvurmakla, ikramiyeyi alabilme yönünden avantaj sağlayacağını
söylüyor.
........... NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI'NA
Gönderilmek Üzere
NÖBETÇİ İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞI'NA
DAVACI : Adı-Soyadı ve Adresi
DAVALI : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı / ANKARA
(Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü, Kamu Görevlileri Emeklilik İşlemleri
Daire Başkanlığı)(**)
DAVA KONUSU İDARİ İŞLEMİN
TEBLİĞ TARİHİ : ...../....../2010
DAVA KONUSU : Anayasa Mahkemesi iptal kararına göre emekli ikramiyesi ödenmesi için tarafımca yapılan başvurunun reddine ilişkin davalı idarenin ............tarihli ve ...............sayılı işleminin iptal edilmesi ve ikramiye tutarının ödeme tarihindeki memur maaş katsayısı üzerinden hesaplanarak ödenmesi talebinden ibarettir.
AÇIKLAMALAR : (...............- .............) tarihleri arasında, T.C. Emekli Sandığı'na bağlı ................ kurumunda çalıştım. ............tarihinden itibaren istifa edip SSK sigortalısı (**)olarak çalıştım. .................... tarihinde emekli oldum.(***)
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'na, ............ tarihinde başvurarak, Emekli Sandığı'na tabi .... yıl .... ay ..... günlük süre için emekli ikramiyemin ödenmesini talep ettim. Bu talebimin reddedildiğine dair yazı, ............... tarihinde tarafıma tebliğ edildi.
Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı'na açıkladığım durumum doğrultusunda 24.5.1983 günlü, 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun'un 12. maddesinin birinci fıkrasında yer alan "Son defa T.C. Emekli Sandığına tabi görevlerden emekliye ayrılan ve..." ibaresinin Anayasa'nın 2., 10. ve 60. maddelerine aykırılığı savıyla Danıştay ve Ankara Bölge idare Mahkemesi'nin, Anayasa Mahkemesi'nde soyut norm denetimi yoluna gitmesiyle beraber, Anayasamızın 2. ve 10. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'nin Esas Sayısı : 2005/40 , Karar Sayısı : 2009/17, 5.2.2009 tarihli kararıyla iptal edilmiş ve 05 Haziran 2009 tarih ve 27249 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanmıştır.
Fakat Anayasa Mahkemesi'nce, İptal edilen ibarenin doğuracağı hukuksal boşluk kamu yararını ihlal edici nitelikte gördüğündeniptal hükmünün, kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesine karar vermiştir.
Ancak 5 Haziran 2010 günü 1 yıllık iptal kararının yürürlüğe girme süresi dolduğundan hukuksal boşluk oluşmuş ve ardından TBMM tarafından 16.06.2010 günü kabul edilen 5997 sayılı "5997 SAYILI BAZI KANUNLARDA VE 190 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMEDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN"da, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararında belirtilen Anayasa'nın 2. maddesindeki hukuk devleti ve 10. maddesindeki eşitlik ilkesine uygun düzenleme yapılması gerekirken tam olarak yapılmamıştır.
Sözü edilen Kanun'un 14 üncü maddesi ile 5434 sayılı Kanun'da yapılan yeni düzenlemede;
"MADDE 14- 5434 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin birinci fıkrası Hizmet sürelerinin tamamı bu Kanun ve/veya 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 4 üncü maddesi kapsamında geçenlerden emekli, adi malûllük veya vazife malûllüğü aylığı bağlanan veyahut toptan ödeme yapılan asker ve sivil tüm iştirakçilere, her tam fiili hizmet yılı için aylık bağlamaya esas tutarların bir aylığı emekli ikramiyesi olarak verilir. Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4 üncü maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve kendilerine mülga 2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun 8 inci maddesi uyarınca birleştirilen hizmet süreleri üzerinden aylık bağlananlara ise, bu Kanuna tabi daire, kuruluş ve ortaklıklarda prim veya kesenek ödemek suretiyle geçen hizmet sürelerinin toplamı üzerinden bu madde hükümlerine göre emekli ikramiyesi ödenir. Mülga 2829 sayılı Kanunun 12 nci maddesinin birinci fıkrasının birinci cümlesi ile üçüncü fıkrasının son cümlesinin bu maddeye aykırı hükümleri uygulanmaz."
şeklinde değiştirilmiştir. Bu değişiklik de 19 Haziran 2010 günü Resmi Gazetede yayımlanmıştır ancak yeni düzenlemede Anayasa Mahkemesi'nin kararına uyulmamıştır. Ayrıca bu maddenin yürürlük tarihi de 1 Haziran 2010 olarak belirtilmiştir.
Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı sonucunda TBMM'de kabul edilen 5997 Sayılı Yasa gereğince oluşturulan yeni düzenlemeye göre memuriyette geçirdiğim sürelerin ikramiyesinin ödenmesi için Sosyal Güvenlik Kurumuna yaptığım ....... tarihli başvurum da Kurumca ............. tarihinde ekli yazı ile reddedilmiştir.
Yeni yasal düzenlemede Anayasa Mahkemesi'nin, ilgili kanun madde hükmünün iptal kararı gerekçelerini karşılamadığından, Anayasa'nın 2. ve 10. maddelerindeki hukuk devleti ile eşitlik ilkelerine uygun adil çözümün bulunması için Sayın mahkemenize başvurmak kaçınılmaz olmuştur. Devlet Memuru olarak geçirdiğim ..................--.............. tarihleri arasındaki dönemde ödenen prim ve kesenekler doğrultusunda hak kazandığım emekli ikramiyesinin sadece son defa Emekli Sandığı'na çalışmadığım ve SSK'dan/Bağ-Kur'dan emekli olduğum gerekçesiyle reddedilmesi tarafımca hakkaniyete ve adalete aykırı olması sebebiyle kabul edilemez. Mahkemenizden Anayasa Mahkemesi'nin iptal gerekçesine uygun olmayan yeni düzenlemenin (5997 Sayılı Kanunun 14. Maddesi) Anayasa Mahkemesine gönderilmesi yoluyla iş bu davamın ve benim gibi mağdur tüm vatandaşlara ilişkin sorunun adaletli çözümü talebim mevcuttur.
DELİLLER : Emekli sandığı Sicil Dosyası, SSK/Bağ-Kur sicil dosyası, vs. her tür delil.
HUKUKİ NEDENLER : 2829 Sayılı Yasa, 5997 Sayılı Yasa, 5434 sayılı Yasa.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda arz ve izah edilen nedenlerle Danıştay ve Anayasa Mahkemesi'nin kararları da gözönüne alınarak, davamın kabulü ile .................. tarihleri arasında geçen memuriyet sürelerim ile fiili zammı toplamım olan ......yıl, ...ay süre için, ödeme tarihindeki memur maaş katsayıları üzerinden tarafıma emekli ikramiyesi ödenmesi talebime karşılık Kurumca gönderilen .............. tarihli red kararının iptaline, yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini saygıyla arz ve talep ederim.
Ad-Soyad-İmza-Tarih
EKLER:
1-SGK'ya başvuru dilekçesi
2-SGK'nın ........... tarihli red kararı
3-Hizmet süremi gösterir belge
4-Anayasa Mahkemesinin 2009/17 karar, : 2005/40 esas ve 5.02.2009 tarihli kararı
** Bağ-Kur sigortalısı olanlar SSK'lı yerine Bağ-Kur yazacaklar.
*** Memuriyetine son verilenler ya da yedek subay askerlik yapanlar, "istifa ettim" demek yerine, kendi durumlarını belirtecekler.
Yapılması gereken başvurmak, reddi halinde dava açmak
Şükrü Kızılot ve Ali Tezel'in gündeme taşıdığı bu konu medyada "İstifa Eden Memurlara Müjde","SGK ikramiye vermemek için direniyor" gibi başlıklarla yer alırken bu durumdaki kişilere her hizmet yılı için bir maaş tutarında emekli ikramiyesi ödenirken ikramiye miktarının memurun istifa ettiği dönemdeki maaşı karşılığında mı yoksa aynı derecedeki memurun bugün aldığı maaş tutarında mı ödeneceğine de SGK'nın karar vereceği de yer almaktadır.
14 Ağustos'ta Şükrü Kızılot konuya ilişkin kamuoyunu yanlış bildiren haberler yayınlandığını, yapılması gerekenin sadece SGK'ya başvurmak, reddi halinde 60 gün içinde İdare Mahkemelerine dava açmak olduğunu belirtiyor.
Konu karmaşık ve çelişkili olduğu için bu durumdan yararlanabileceklerin tam bilgilenmesi için uzattığım ve detaylandırdığım bu yazıya alınacak ikramiye miktarını kabaca belirten bir örnek eklemek de yarar var.
* Bir sosyal hizmet uzmanının 10 yıl kamuda görev yaptıktan sonra 4. dereceden maaş almakta iken istifa ettiğini, daha sonra SSK'ya bağlı olarak çalışıp emekli olduğunu,
* SGK'nın ikramiyelerin memurun istifa ettiği dönemdeki maaşı karşılığında değil, aynı derecedeki memurun bugün aldığı maaş tutarında mı ödenmesine karar verdiğini,
* Sağlık ve Yardımcı Hizmetler Sınıfından maaş alan 4. derece bir sosyal hizmet uzmanının Agustos'2010 itibarıyla (taban aylık + yan ödeme + ek gösterge + özel hizmet tazminatı dahil) 1.218 tl. aylık aldığını,
* Bu durumda 1.218 x10: 12.180 TL. tutarında ikramiye alabilecektir.
Yazıyı bitirirken son olarak;
* Konunun çok sayıda kişiyi kapsadığı,
* Devlet memuru iken "istifa" edip ayrılanlar, memuriyetine son verilenler ile askerliğini "yedek subay" olarak yapanlar ile bu durumda olup da vefat edenlerin mirasçılarının önce SGK'ya başvurmaları, reddi halinde 60 gün içinde İdare Mahkemelerine dava açmaları gerektiği,
* Konuyu gündeme taşıyan ve ısrarla takip eden Ali Tezel ve Şükrü Kızılot'a teşekkür etmelerinin yanı sıra onları konuya ilişkin gelişmelerden bilgilendirecek olası yazılarını izlemekte yarar olduğunu
belirtmem gerekiyor. (ŞD/TK)
*Şadiye Dönümcü. sosyal hizmet uzmanı.
http://bianet.org/bianet/bianet/1242...ini-alabiliyor
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup da son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu
Ali TEZEL bu gece BLOOMBERG TV'de saat 10'da bu konuyu işleyecek..
Habertürk'teki yazısında,Anayasa Mahkemesinin 5 ayda bu konuda bir yeni karar alması gerektiğini,dolayısıyla bu süreci hızlandırmak için Anayasa Mahkemesine dilekçe yağdırmamızı istiyor:
http://ekonomi.haberturk.com/makro-e...ramiye-uyarisi
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup ta son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu..
Gözünüz aydın..az önce NTV'de altyazı haberlerinde okudum..
Haber şöyle:
İstifa eden memura ikramiye müjdesi
Anayasa Mahkemesi, kamuda bir süre çalışıp, istifa ederek ayrılanların çalıştıkları süreye ilişkin emekli ikramiyesi almalarını engelleyen yasa hükmünü iptal etti.
AA
Güncelleme: 15:22 TSİ 14 Mayıs. 2011 Cumartesi
ANKARA - CHP, 5997 sayılı Bazı Kanunlarda ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 14. maddesiyle, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun 89. maddesinin değiştirilen birinci fıkrasının ikinci cümlesindeki ''Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4. maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve...'' bölümünün iptali ve yürürlüğünün durdurulmasını istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurmuştu.
Başvuruyu esastan görüşen Mahkeme, 5997 sayılı Bazı Kanunlarda ve 190 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 14. maddesiyle, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun 89. maddesinin değiştirilen birinci fıkrasının ikinci cümlesinin ''Son defa bu Kanun veya 5510 sayılı Kanunun geçici 4. maddesi hükümlerinin uygulanmasını gerektiren görevlerde çalışmakta iken emekliye ayrılan ve...'' bölümünü Anayasa'ya aykırı bularak iptal etti.
Buna göre, kamuda bir süre çalışıp, emekliye ayrılmadan istifa eden çalışanlar da kamuda çalıştıkları süreye ilişkin ikramiye haklarını kazandı.
http://www.ntvmsnbc.com/id/25213093/
Bu durumda sadece dilekçe ile müracaat etmek yeterli olur herhalde..
Acaba bu karar ne zaman yürürlüğe girer?
-
Cevap: Emekli Sandığı'na tabi hizmeti olup da son olarak SSK ve Bağkur'dan emekli olanların ikramiye alma imkanı doğdu
12 mayıs günü alınan kararlar:
http://www.anayasa.gov.tr/index.php?l=gundem&id=325
En altta 5.maddedeki karar bizlerle ilgili.