-
4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun Uygulanmasındaki Sorunlar
-
Cevap: 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun Uygulanmasındaki Sorunlar
Çok güzel bir etkinlik. Keşke katılabilme şansım olsaydı. Değerli hukukçuları dinlemek isterdim.
-
Cevap: 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun Uygulanmasındaki Sorunlar
Deniz hanım, Ankara'daysanız Mayıs ayında da biz Ankara Barosu Kadın Hakları Kurulu olarak benzer bir panel düzenleyeceğiz. Misafirim olarak her zaman beklerim.
-
Cevap: 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun Uygulanmasındaki Sorunlar
Değerli Meslektaşlarım ve bu kanunun uygula(nama)masından yararlanan üyelerimiz.
Bu başlık altında Ailenin Korunmasına Dair Yasamızın uygulanmasıyla ilgili karşılaştığınız sorunları, değişik kararları, müşteki olduğunuz hususları yazarsanız inanın pekçok kişi için çok faydalı olacak.
(Ben de içimi dökme fırsatı bulurum bu sayede.)
-
Cevap: 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun Uygulanmasındaki Sorunlar
Alıntı:
Av.İlknur Sezgin Temel rumuzlu üyeden alıntı
Deniz hanım, Ankara'daysanız Mayıs ayında da biz Ankara Barosu Kadın Hakları Kurulu olarak benzer bir panel düzenleyeceğiz. Misafirim olarak her zaman beklerim.
Çok teşekkür ediyorum nazik davetiniz için. Maalesef Ankara'da ikamet etmiyorum. Hemde baya uzağım. Yakın olsaydım günü birlik gidip gelirdim hem yarın ki hemde mayıs ayındaki panele. Ama mayıs ayındaki panelin tarihi belli ise bizlerle paylaşırsanız belki ben ya da katılmak isteyen Ankara'lı forum üyelerimiz olabilir.
Ama ben asıl yarınki etkinliğe katılmayı isterdim. Çünkü konuşmacılar hakim olduğu için onların neler söyleyeceğini çok çok merak ediyorum. Sonuçta kanunu uygulayan onlar oldukları için onları dinlemek isterdim. Keşke Her yıl kanundaki eksiklikleri gidermek amaçlı milletvekillerimiz, hakimlerden yani yargı mensuplarından ve avukatlardan öneriler alıp, her yıl ek önlem amaçlı kanun ekleyebilseler. Yani her yıl kanundaki uygulamadaki eksiklikleri yeniden vatandaşlar için düzenlenebilse.
-
Cevap: 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun Uygulanmasındaki Sorunlar
Yarınki panelin hedef kitlesinin hukuk öğrencileri olduğunu sanıyorum.
Bizim hedef kitlemiz farklı. Uygula(ma)yıcılara yönelik. Çalışmalarımıza alt kurul olarak bugün başladık.
Bana kalsa 4320 sayılı yasa çerçevesinde koruma kararlarından en çok şikayetçi olduğumuz hakimleri çıkarırdım panelist olarak. Bir ihtimal çalışıp gelirlerdi de kararlarını biraz daha ciddiye alarak verirler, mağduriyetlerin nispeten önüne geçilirdi.
Uygulamada hakimlerden olduğu kadar kolluk kuvvetlerinin izleme görevlerini yerine getirmemelerinden şikayetçiyiz.
Hakim kararı verdikten sonra bu kararı asıl uygulayanlar önce savcılık sonra kolluk (polis veya jandarma).
Ne yazık ki 30.000 polisin eğitimi bu kanun çerçevesinde sağlandığı halde öylesine duyarsızlar ve kanunun kendilerine yükledikleri görevlerden öylesine bihaberler ki avukat olarak çıldırdığım zamanlar oluyor.
Özellikle başkalarının ihmalleri, görevlerini savsamaları, koruma talepli dilekçede ne istendiğini okuma zahmetine katlanmadan uygulanamaz karar vermeleri sebebiyle mamüvekkile karşı mahçup olmak oldukça sinir bozucu ve üzücü.
-
Cevap: 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun Uygulanmasındaki Sorunlar
Yarınki panelin hedef kitlesinin hukuk öğrencilerinin olduğunu bende tahmin ediyordum sayın Av. İlknur hanım. Zaten benimkisi bir temenni idi. Orada olmayı,dinlemeyi istediğimden. :-)
Kolluk kuvvetlerinden dert yanmanıza hiç şaşırmıyorum. Bu konuda onların eksikliklerinin olduğuna şahsen tanık olmuştum.
Ama hakimlerden şikayetçi olduğunuzu okumak beni şaşırttı açıkçası. Neden derseniz, ben bu foruma üye olduğumdan beri hukukçuların birbirlerini korudukları idi. Muhakkak haklı sebepleriniz vardır. Ama şunu da düşünmüyor değilim. Hakim olmak hakikaten zor olmalı. Adalet dağıtmak, adaletli olmak, haklıyı-haksızı ayırt etmek hakikaten çok olsa gerek.
-
Cevap: 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun Uygulanmasındaki Sorunlar
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 1998/7229
K. 1998/8655
T. 9.7.1998
• AİLENİN KORUNMASINA DAİR KANUN GEREĞİ VERİLEN KARARLAR ( Temyiz Edilemeyecekleri )
• TEMYİZ EDİLEMEYECEK KARARLAR ( Ailenin Korunmasına Dair Kanun Gereği Verilen Tedbir Kararları )
• GEÇİCİ TEDBİR NİTELİĞİNDEKİ KARARLAR ( Ailenin Korunmasına Dair Kanun Gereği Verilen Kararlar )
1086/m.105, 106, 107, 108, 109
ÖZET : 4320 sayılı kanun ile aileyi koruyucu tedbirlerin Sulh Hukuk Hakimi tarafından re'sen alınması hükme bağlanmıştır. Bu kanunun amacı aile içi şiddeti durdurma, özellikle kadını ve çocukları koruma amacı ile çıkarılmıştır. Bu kanuna dayanak alınan tedbirler kısa süreli tedbirler olup, kararların nihai nitelikte olmadığını, sürekli sonuç doğurmayacağını, hakimin tayin ettiği süre ile geçerli ve geçici tedbir niteliğindeki kararlar temyiz incelenmesine tabi değildir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR : "Mahkemelerden verilen nihai kararlara karşı temyiz yoluna başvurulabilir" ( HUMK. md. 427 ). Şu halde incelenen kararın niteliği ortaya konularak öncelikle kararın temyizinin kabil olup olmadığının çözümlenmesi gerekmektedir.
Davacı 4320 sayılı Kanun uyarınca tedbir alınmasını istemiş, mahkemece taraflar arasında mürafaa icrası ile üç ay süreli olarak bazı tedbirlerin alınmasına karar verilmiştir.
4320 sayılı Kanun ile aileyi koruyucu tedbirlerin Sulh Hukuk Hakimi tarafından re'sen alınması hükme bağlanmıştır. Bu kanunun amacı aile içi şiddeti durdurma, özellikle kadını ve çocukları koruma olduğu sevk gerekçesinde açıklanmıştır. Hatta "Sulh Hukuk Mahkemesi mağdurların tekrar şiddete uğrama ihtimalini gözönüne alarak başvurusunun hemen ardından tanık ya da karşı tarafın dinlenmesine gerek olmadan bu kararı verebilecektir. Şiddete uğrayanların mahkemede şiddete uğrama ihtimallerini kanıtlama yükümlülüğü de bulunmamaktadır. Mahkeme kararında 6 ayı geçmemek üzere tedbirin uygulama süresi belirtilecek ve tedbire aykırı davranışta bulunulması halinde tutuklanacağı ve hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum edileceği kusurlu eşe ihtar olacaktır" açıklamaları yapılmıştır.
Görüldüğü üzere bu karar kusurlu eşin saldırılarına son verilmesinin kendisine ihtarından ibaret kısa süreli bir tedbir niteliğindedir. Bu açıklamalar kararın nihai nitelikte olmadığını sürekli sonuç doğurmayacağını göstermektedir.
Öte yandan kanunun Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonunda müzakeresi sırasında 1/2. maddeye "Bu karara karşı tefhim veya tebliğinden itibaren üç gün içinde aynı yer Asliye Hukuk Mahkemesine itiraz edebilir. Asliye Hukuk Mahkemesi itirazı üç gün içinde sonuçlandırır. Bu karar kesindir. İtirazlar verilen tedbir kararının uygulanmasını tehir etmez" biçimindeki eklemeye genel kurul müzakerelerinde karşı çıkılmış ve bu ekleme kanun metninden çıkarılmıştır. Bu kanunun müzakereleri sırasında konuşmacılar kanunun ön gördüğü kararın tedbir niteliğinde olduğunu hemen uygulanarak aile içi şiddetin bıçakla keser gibi kesilmesi ve ortadan kaldırılması gereğine işaretle "onun için Sulh Hukuk Mahkemesi kararı kesin olmalıdır" demişlerdir. Bu görüşlere cevap veren ilgili Bakan Adalet Komisyonunda yapılan değişiklik ve ilavelerin taslaktan çıkarılmasını talep ediyoruz; çünkü bunlar taslakta yer aldığı müddetçe, kanunun ruhuna aykırı olacaktır..... Kusurlu eşin genel hüküme göre itiraz hakkı vardır; yani Sulh Hukuk Mahkemesine itiraz edilebilir. Asliye Hukuk Mahkemesine itiraz hakkı sağlamak, kusurlu eşe ek bir itiraz hakkı sağlamak anlamını taşımakta, zaten şiddet mağduru olan kadın ve çocukların bu süre zarfında daha çok mağdur olmalarına sebep olmaktadır" demiştir. Bu açıklamalardan sonra tasarıya Adalet Komisyonunda yapılan itiraza ilişkin eklemeler çıkarılmış; kanun bu hali ile kesinleşmiştir.
Şu halde 4320 sayılı Kanun uyarınca oluşturulan kararları, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 105,106,107 ve 108. maddelerinde belirlenen prosedür uyarınca ittihaz olunan ve bu kanunun 109.maddesi uyarınca 10 gün içinde dava açılması şartıyla değil hakimin tayin ettiği süre ile geçerli ve temyiz incelenmesine tabi bulunmayan geçici tedbir niteliğinde kabul etmek, kanunun tedvin amacına uygun düşecektir. Temyiz isteğinin bu sebeplerle reddi gerekmiştir.
SONUÇ : Açıklanan sebeplerle temyizi kabil olmayan karara karşı vaki temyiz isteğinin ( REDDİNE ), temyiz peşin harcın yatırana geri verilmesine 9.7.1998 gününde oy çokluğuyla karar verildi. MUHALEFET ŞERHİ
4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun amacı, aile içersindeki bireylerin birbirlerine yönelik fiziki, sözel ve duygusal kötü davranışları önlemektir. Yasanın hükümet gerekçesinde; Sulh Hukuk Hakiminin, mağdurun tekrar şiddete uğrama ihtimalini göz önüne alarak başvurunun hemen ardından, tanık yada karşı tarafın dinlenmesine gerek olmadan kararını verebileceğini, şiddete uğrayanın mahkemede şiddete uğrama ihtimalini kanıtlama yükümlülüğü altında da bulunmadığını belirtmiştir.. Nitekim, bu düşünce altında karara karşı itiraza ilişkin Adalet Komisyonunda yapılan değişiklik meclis genel kurulunda kabul görmemiş ve metinden çıkartılmıştır. Hakimin bu şekilde derhal ( herhangi bir gecikmeye meydan vermeden ) tedbir alması sağlanmıştır.
Çoğunluk gerekçesinde, Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 105. maddesinin uygulanabileceğine işaret olunmuştur. Sözü edilen madde duruşma açılması ile ilgilidir. Duruşma açılması demek, davanın taraflarına mürafaa gününün bildirilmesi demektir. Mürafaa günü taraflara çıkartılacak davetiye ile bildirilir. Masraflarının da dava açandan alınması zorunludur. Masrafların yatırılmaması talepten sarfınazar anlamına gelir. ( T.K. md.5, tebligat Tüzüğünün 6. maddesi ).
Yasanın birinci maddesinde, başvurudan herhangi bir harç alınmayacağını vurgulamıştır. Amacı başvuruda bulunan aile bireyine kolaylık sağlamaktır. Onu bir yük altına sokmamaktadır. Mürafaa açmak için gider istenilmesi caydırıcı unsur teşkil edecektir. Yasanın espirisi ile bağdaşmayacaktır.
Yine Tebligat Yasasının 9. ve Tüzüğün 8. ve 12. maddesi, tebligat evrakını gönderen meranın gönderilen yerin uzaklığını, mevsim şartlarını nakil vasıtalarının durumunu nazara alacağını, mürafaa gününün tebligatın belediye hudutları içersinde yapılacaksa üç günden köyde veya, vilayetin diğer bir kazasında yapılacaksa onbeş günden, diğer bir vilayet içinde yapılacaksa bir aydan az olamıyacağını vurgulamıştır. Tebligatın yurt dışında yapılması durumunda sürenin daha da uzayacağı tartışmasızdır. Bu şekilde, aradan çok uzun zaman geçtikten sonra alınan tedbirin, tedbir olma özelliği de ortadan kalkacaktır.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 107. maddesi ise itirazla ilgilidir. İtiraz üzerine duruşma açılması zorunludur. Yukarıda mürafaa ile ilgili yapılan açıklamalar burada da tekrarlanacaktır. Kanun koyucunun kapattığı bir yol, dolaylı olarak gündeme gelecektir.
Tedbir kararı verilebilmesi için Sulh Hakiminin tam bir kanaate sahip olmasına da gerek yoktur. Şiddete uğrama ihtimalini sezinlemesi yeterlidir.
Bu açıklamalar karşısında hakimi evrak üzerinde, duruşma açmadan birinci maddede gösterilen tedbirlerden birini, bir kaçını yahut duruma uygun benzer önlemi almakla mükelleftir. Verilecek karar yasanın amacına, ailenin durumuna, somut olayın özelliğine uygun, objektif ve herkesçe kabul edilebilir olmalıdır. Kesindir. Açıklanan sebeple de değerli çoğunluğun gerekçesine iştirak edilmemiştir.
Üye Hakkı Dinç MUHALEFET ŞERHİ
4320 sayılı yasa gereğince verilecek tedbir kararlarında Hakim duruşma yapma zorunluluğunda değildir. Yasa zaten bu hususu Hakimin takdirine bırakmıştır. Bu sebeple Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 105/1. maddesinin bu yasaya tabi işlerde uygulama olanağı yoktur. Bu sebeple sayın çoğunluğun kararının gerekçesine iştirak etmiyorum.
Üye Ferman Kıbrıscıklı
Not: Aile Mahkemelerinin Kurulması ile birlikte Sulh Hukuk Mahkemesi Hakimi Yerine Aile Mahkemesi Hakimi anlaşılmalıdır
-
Cevap: 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun Uygulanmasındaki Sorunlar
lKonuya ilişkin bir haber:
İsmen kurulan ancak henüz göreve başlamayan Aile Mahkemeleri`nde hakime arabulucu rolü veriliyor. Mahkemelerde psikolog, pedagog ve sosyal hizmet uzmanları görev yapacak.
Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ülker Gürkan, aile mahkemelerinin `ismen` kurulduğunu belirterek, `İnşallah çocuk mahkemelerinin akıbeti ile karşılaşmaz` dedi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı`na bağlı Aile Araştırmaları Kurumu`nca düzenlenen `Aile Mahkemeleri` paneli, bakanlığın Reşat Moralı toplantı salonunda yapıldı.
Panelde, Medeni Kanun`da yapılan değişiklik doğrultusunda hazırlanan ve 18 Ocak 2003 tarihinde yürürlüğe giren Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Yasa`nın uygulamasına yönelik bilgi verildi. Panelin açışında konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Serhat Ayrım, Anayasa`ya göre ailenin Türk toplumunun temeli olduğunu belirterek, aile ve bireyin korunması amacıyla aile mahkemelerinin kurulduğunu söyledi. `Henüz göreve başlanamadı` Adalet Bakanlığı Hakimi Sami Sezai Ural, aile mahkemelerinin kurulmasını öngören yasanın, çağdaş ve demokratik bir bakış açısı ile hazırlandığını, ancak mahkemelerin henüz göreve başlayamadığını belirtti.
Hakimlerin davanın esasına girmeden önce tarafları barıştırmaya çalışacağını, bu konuda başarı sağlanamazsa davanın esasına girileceğini ifade eden Ural, aile mahkemelerinin, her ilde ve merkez nüfusu 100 binin üzerindeki her ilçede tek hakimli ve asliye mahkemesi derecesinde kurulacağını, kurulmayan yerlerde de ilgili dava ve işlere, asliye hukuk mahkemelerinin bakacağını anlattı.
Mahkemelerde aile hayatı yaşayan hakimlerin görev yapacağını, hakimlerde evli, çocuk sahibi ve 30 yaşını doldurma şartı aranacağını belirten Ural, mahkemelerde ayrıca birer psikolog, pedagog ve sosyal hizmet uzmanının da görev yapacağını kaydetti. `Hakim, arabulucu oldu` Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Süha Tamer, `Aile hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklar, doğrudan doğruya kamu düzeni uyuşmazlıklarıdır. Bu nedenle hakimin uzlaştırması söz konusu olamaz. Uzlaştırma hükümlerinin genel norm şeklinde yenilik olarak konulması sağlıklı ve doğru değildir` dedi.
http://www.tumgazeteler.com/?a=145684
-
Cevap: 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun Uygulanmasındaki Sorunlar
Sevgili Mehtap hanım,
affınıza sığınarak bir şey söylemek istiyorum.
Son alıntıladığınız yazı sanırım oldukça eski. Şu an için geçerliliği olduğunu düşünmüyorum.
Ondan önce alıntıladığınız Yargıtay Kararı da epeyce eskilerden. 4320 S.Y.'nın yürürlük tarihine en yakın karar belki de. Her ne kadar halen bu kanun çerçevesinde talep edilen koruma kararları için temyiz edilemezlik varsa da Yargıtay son zamanlarda bazı hususlar için kararları denetleyebileceğini söylüyor.
-
Cevap: 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun Uygulanmasındaki Sorunlar
Alıntı:
denizblk rumuzlu üyeden alıntı
Kolluk kuvvetlerinden dert yanmanıza hiç şaşırmıyorum. Bu konuda onların eksikliklerinin olduğuna şahsen tanık olmuştum.
Ama hakimlerden şikayetçi olduğunuzu okumak beni şaşırttı açıkçası. Neden derseniz, ben bu foruma üye olduğumdan beri hukukçuların birbirlerini korudukları idi. Muhakkak haklı sebepleriniz vardır.
Deniz hanım, aslında şikayetlerimi sistematik bir şekilde yazmayı planlamıştım. Kanun yahut yönetmelikte mevcut hüküm, bu hükme rağmen yapılan uygulama. Umarım bunu da yapabilirim, uzun bir yazı da olmayacaktır muhtemelen. Zaten kaç maddelik bir kanun ki..
Şikayet ediyorum evet... Bazı hakimlerimiz kararlarıyla yüzleşmek zorunda. Aile içi şiddeti engellemek için ellerinde ilahi yetkiler varken yetkisinin farkında olmayan, şu kısacık kanunun ince işlerini henüz öğrenememiş hakimlerden şikayet etmek hakkım diye düşünüyorum.
Bakın, aile içi şiddet vakıası kolluğa geldiğinde ifadeler alınır, kolluk Savcılığa gönderir fezlekesini. 4320 sayılı yasa der ki Cumhuriyet Savcısı da kendisine intikal eden aile içi şiddet vakıasını Aile Mahkemesi Hakimine bildirerek koruma kararı verilmesini sağlar.
Ben daha bir tek Savcının Aile Mahkemesi hakimine 4320 için başvurduğunu görmedim, soruyorum, soruşturuyorum, gören de olmamış...
Başta da demiştim ya, ben de içimi dökerim bu vesileyle diye,
biz bu kanunu ne hayallerle çıkarttık, ciddi mücadelelerle çıkarttık, pespembe bir tablo hayal etmiyorduk elbette, ama kanun çıkalı 12 yıl olmuş, 12 yılda da hiç mi birşey değişmez, öğrenilmez yahu...
(sözüm meclislerden dışarı...)
-
Cevap: 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun Uygulanmasındaki Sorunlar
Alıntı:
Av.İlknur Sezgin Temel rumuzlu üyeden alıntı
Deniz hanım, aslında şikayetlerimi sistematik bir şekilde yazmayı planlamıştım. Kanun yahut yönetmelikte mevcut hüküm, bu hükme rağmen yapılan uygulama. Umarım bunu da yapabilirim, uzun bir yazı da olmayacaktır muhtemelen. Zaten kaç maddelik bir kanun ki..
Şikayet ediyorum evet... Bazı hakimlerimiz kararlarıyla yüzleşmek zorunda. Aile içi şiddeti engellemek için ellerinde ilahi yetkiler varken yetkisinin farkında olmayan, şu kısacık kanunun ince işlerini henüz öğrenememiş hakimlerden şikayet etmek hakkım diye düşünüyorum.
Bakın, aile içi şiddet vakıası kolluğa geldiğinde ifadeler alınır, kolluk Savcılığa gönderir fezlekesini. 4320 sayılı yasa der ki Cumhuriyet Savcısı da kendisine intikal eden aile içi şiddet vakıasını Aile Mahkemesi Hakimine bildirerek koruma kararı verilmesini sağlar.
Ben daha bir tek Savcının Aile Mahkemesi hakimine 4320 için başvurduğunu görmedim, soruyorum, soruşturuyorum, gören de olmamış...
Başta da demiştim ya, ben de içimi dökerim bu vesileyle diye,
biz bu kanunu ne hayallerle çıkarttık, ciddi mücadelelerle çıkarttık, pespembe bir tablo hayal etmiyorduk elbette, ama kanun çıkalı 12 yıl olmuş, 12 yılda da hiç mi birşey değişmez, öğrenilmez yahu...
(sözüm meclislerden dışarı...)
Saygıdeğer İlknur hanımefendi; ben ne yazık ki 2005 senesinde hem duydum hem yaşadım...eşimin 2 küçük körpe çocuğu da yanına alıp ;savcıya şikayette bulunmasıyla ,aile mahkemesinin aldığı jet kararla 1 ay " evden uzaklaştırma" cezası aldım....sizi temin ederim ki ortada ne darp ne hakaret hiç birşey yoktu....sırf basından ve etraftan duyduklarıyla....her türlü itirazım reddedildi....hatta denemek için kira kontratını tebligattan önceye gelecek şekilde başkasına aktardık ev sahibiyle....o itirazım da red edildi....anladım ki herkes kafasına eseni yapıyordu....ben de şikayetciyim hakimlerden...." buyur burdan yak " derlerdi eskiden....
-
Cevap: 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun Uygulanmasındaki Sorunlar
Kendi kendime bir monologtur tutturmuş gidiyor olabilirim.
Ama üstteki şikayetlerimin de genel olduğu, bu kanunu uygulamakla görevli herkese yönelik olduğu düşünülsün istemem.
Özellikle yarınki panel için seçilmiş hakimlerin gerçekten duyarlı ve kanunun amacına uygun kararlar veren hakimler olduğunu düşünüyorum. Onlar gibi pekçok duyarlı hakimimiz de var.
Tebliğ ve izleme görevi olan her karakolu da aynı kefeye koyamam.
Geçen 4320 gereği koruma kararı aldığım bir müvekkilim karakoldan kendisinin ikametgahına da tebligat yapıldığını polisin kendisine telefon numarası bıraktığını, hangi hallerde araması gerektiğini izah ettiğini, kendilerinin sık sık kontrol edeceklerini, endişelenmemesi gerektiğini söylediğini anlattı. Bu kadar duyarlı ve aldığı eğitimin hakkını veren polislerimiz de var.
-
Cevap: 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun Uygulanmasındaki Sorunlar
Alıntı:
Av.İlknur Sezgin Temel rumuzlu üyeden alıntı
Deniz hanım, aslında şikayetlerimi sistematik bir şekilde yazmayı planlamıştım. Kanun yahut yönetmelikte mevcut hüküm, bu hükme rağmen yapılan uygulama. Umarım bunu da yapabilirim, uzun bir yazı da olmayacaktır muhtemelen. Zaten kaç maddelik bir kanun ki..
Şikayet ediyorum evet... Bazı hakimlerimiz kararlarıyla yüzleşmek zorunda. Aile içi şiddeti engellemek için ellerinde ilahi yetkiler varken yetkisinin farkında olmayan, şu kısacık kanunun ince işlerini henüz öğrenememiş hakimlerden şikayet etmek hakkım diye düşünüyorum.
Bakın, aile içi şiddet vakıası kolluğa geldiğinde ifadeler alınır, kolluk Savcılığa gönderir fezlekesini. 4320 sayılı yasa der ki Cumhuriyet Savcısı da kendisine intikal eden aile içi şiddet vakıasını Aile Mahkemesi Hakimine bildirerek koruma kararı verilmesini sağlar.
Ben daha bir tek Savcının Aile Mahkemesi hakimine 4320 için başvurduğunu görmedim, soruyorum, soruşturuyorum, gören de olmamış...
Başta da demiştim ya, ben de içimi dökerim bu vesileyle diye,
biz bu kanunu ne hayallerle çıkarttık, ciddi mücadelelerle çıkarttık, pespembe bir tablo hayal etmiyorduk elbette, ama kanun çıkalı 12 yıl olmuş, 12 yılda da hiç mi birşey değişmez, öğrenilmez yahu...
(sözüm meclislerden dışarı...)
Sayın Av. İlknur hanım, bir hukukçu olmanız ve bunca yıllık tecrübeleriniz ve hukuki araştırmalarınızdan bu sonucu çıkartmış olmanız gerçekten vahim. Benim de şu yönde bir tespitim vardı bu forumu okuduğum kadarı ile. Boşanma davalarındaki yalan şahitlik konusu. Siz bir avukat olarak bunu bizlerden çok daha iyi bilirsiniz. Bu yalan şahitlik sebebi ile de haliyle mahkemede çıkan kararlar bazen mağdur tarafın aleyhine sonuçlanabilmekte. Yalan şahitlik konusunda ispatlar olmasına karşın hakim delilleri serbestçe tayin etmesi sebebi ile kararlar farklı çıkabilmekte. Yalan şahitlik konusunda savcılığa şikayette bulunulup da 1 tane bile dava açılan ya da ceza alan duymadım.
Sizin bu söyleminizden sonra bunun gerçekliğine daha da inandım.
Yani savcıların 4320 sayılı Aileyi koruma yasasını mağdur olan kişi için kullananı görmemiş olmanız sebebi ile, savcıların kamu adına gerekeni yapmamalarına üzüldüm. Açıkçası bu konuda ne yapmak gerektiğini de bilemiyorum. Siz bir hukukçu olarak neler yazacaksınız merak ediyorum. Tüm değindiğiniz konuları dikkatle okumaya devam edeceğim.
Saygılarımla Av. İlknur hanım.
-
Cevap: 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun Uygulanmasındaki Sorunlar
Uzaklaştırma tebligatını polisten alınca ; eşim ve emmioğlum babası ,polis nezaretinde kapı kilidini değiştirip baba evine gitmişlerdi...ben de yukarda bahsettiğim kontrat meselesini ev sahibiyle hallettikten sonra aynı çilingire kapı kilidini bir daha kırdırdım....eşim 15-20 gün sonra tekrar döndü....tabi eve giremedi...kontratı gösterdim...bu sefer yolu tutturmak kendisine düşmüştü....üzgünüm ama haksızlığa haksızlıkla cevap vermek zorunda kalmıştım...yasaysa yasa ,mevzuatsa mevzuat...herkes işine geldiği gibi kullanıyor....hakimler ne yapsın...
-
Cevap: 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun Uygulanmasındaki Sorunlar
Alıntı:
Av.İlknur Sezgin Temel rumuzlu üyeden alıntı
Deniz hanım, aslında şikayetlerimi sistematik bir şekilde yazmayı planlamıştım. Kanun yahut yönetmelikte mevcut hüküm, bu hükme rağmen yapılan uygulama. Umarım bunu da yapabilirim, uzun bir yazı da olmayacaktır muhtemelen. Zaten kaç maddelik bir kanun ki..
Şikayet ediyorum evet... Bazı hakimlerimiz kararlarıyla yüzleşmek zorunda. Aile içi şiddeti engellemek için ellerinde ilahi yetkiler varken yetkisinin farkında olmayan, şu kısacık kanunun ince işlerini henüz öğrenememiş hakimlerden şikayet etmek hakkım diye düşünüyorum.
Bakın, aile içi şiddet vakıası kolluğa geldiğinde ifadeler alınır, kolluk Savcılığa gönderir fezlekesini. 4320 sayılı yasa der ki Cumhuriyet Savcısı da kendisine intikal eden aile içi şiddet vakıasını Aile Mahkemesi Hakimine bildirerek koruma kararı verilmesini sağlar.
Ben daha bir tek Savcının Aile Mahkemesi hakimine 4320 için başvurduğunu görmedim, soruyorum, soruşturuyorum, gören de olmamış...
Başta da demiştim ya, ben de içimi dökerim bu vesileyle diye,
biz bu kanunu ne hayallerle çıkarttık, ciddi mücadelelerle çıkarttık, pespembe bir tablo hayal etmiyorduk elbette, ama kanun çıkalı 12 yıl olmuş, 12 yılda da hiç mi birşey değişmez, öğrenilmez yahu...
(sözüm meclislerden dışarı...)
Sayin İlknur hn,
Bahsettiginiz konu ile alakali olarak bende yasadigim bi olayi paylasmak istedim. Esimden darp gordugum icin karakola sikayette bulundum, yaklasik 1 ay sonra ayni durumdan dolayi tekrar karakola sikayette bulundum.Savcinin talimatiyla karakolda ifadelerimiz alindi ve adli tipa sevkedildik.Akabinde hemen tedbir talepli bosanma davasi actim.2 gun sonra aile mahkemesi tarafindan 6 ay tedbir kararim cikartildi.Ayrica karakoldan giden dosyami inceleyen Savci da re'sen adima tedbir karari istemis.Bu sefer de farkli bi aile mahkemesi tarafindan tekrar 6 ay tedbir karari cikmis.Su anda 2 tane 6 aylik tedbir kararim bulunmakta..Ayrica Bosanma davam disinda da Sulh Ceza Mahkemesinde bir davamiz gorulecek karakol sikayetimden dolayi..Sanirim benim sikayetlerime cok duyarli davranmis Sayin Savci..
-
Cevap: 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun Uygulanmasındaki Sorunlar
Sn. fedakarkız,
paylaşımınız için teşekkür ederim.
Aile Mahkemesine başvuran bir savcı olduğunu öğrenmekle ne kadar mutlu olduğumu da ilave edeyim.
4320 S.Y. gereği alınabilecek koruma tedbirlerinin içinde tedbir nafakası da bulunmakta.
Sizin böyle bir talebiniz olmuş muydu? Olduysa tedbir nafakasına hükmedilmiş miydi?
-
Cevap: 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun Uygulanmasındaki Sorunlar
Alıntı:
Av.İlknur Sezgin Temel rumuzlu üyeden alıntı
Sn. fedakarkız,
paylaşımınız için teşekkür ederim.
Aile Mahkemesine başvuran bir savcı olduğunu öğrenmekle ne kadar mutlu olduğumu da ilave edeyim.
4320 S.Y. gereği alınabilecek koruma tedbirlerinin içinde tedbir nafakası da bulunmakta.
Sizin böyle bir talebiniz olmuş muydu? Olduysa tedbir nafakasına hükmedilmiş miydi?
Hayir tedbir nafakasi talep etmedim.Ben calisiyorum fakat esim calismadigi icin avukatim gerek gormedi sanirim...Ama duyduguma gore esim su anda ise girmis gerekirse bunu belgeleyebilirim.İlk durusmada sozlu olarak tedbir nafakasi talep etmemiz mumkun mudur?
-
Cevap: 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun Uygulanmasındaki Sorunlar
"Nafaka istemiyorum" tabirini kullanmadığınız sürece her zaman talep edebilirsiniz, hakim de bunu zaten re'sen gözetmek zorunda.
Sizin nafaka talebiniz boşanma kapsamındaki nafaka.
Benim demek istediğim şey, boşanma davası olmaksızın 4320 sayılı yasa gereği verilebilecek koruma kararlarının içinde nafakanın da mevcut olduğu.
-
Cevap: 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun Uygulanmasındaki Sorunlar
Alıntı:
Av.İlknur Sezgin Temel rumuzlu üyeden alıntı
"Nafaka istemiyorum" tabirini kullanmadığınız sürece her zaman talep edebilirsiniz, hakim de bunu zaten re'sen gözetmek zorunda.
Sizin nafaka talebiniz boşanma kapsamındaki nafaka.
Benim demek istediğim şey, boşanma davası olmaksızın 4320 sayılı yasa gereği verilebilecek koruma kararlarının içinde nafakanın da mevcut olduğu.
Ben tedbir talebimi bosanma davami acarken istedim..Karakola yaptigim sikayette tedbir karari istememistim o Savcinin talebiyle cikti.Savcinin istedigi tedbir karari da 10.Aile mahkemesi tarafindan kabul edilmis.Ama henuz bana bu konu ile ilgili tebligat yapilmadi o yuzden tedbirin icerigini bilmiorum.Tedbir nafakasi istemek icin nasi bi yol izlemem gerekiyor?
-
Cevap: 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun Uygulanmasındaki Sorunlar
Alıntı:
Tedbir nafakasi istemek icin nasi bi yol izlemem gerekiyor?
İstiyorum demeniz yeterli, bunu avukatınız halledecektir.
Yalnız bu başlık altında yazan arkadaşlardan bir ricam olacak. Mümkünse sadece 4320 sayılı yasanın uygulamasına ilişkin tecrübelerimizi paylaşalım. Diğer konuları diğer başlıklarımızın altında sürdürebiliyoruz nasıl olsa... :)
-
Cevap: 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun Uygulanmasındaki Sorunlar
Alıntı:
Av.İlknur Sezgin Temel rumuzlu üyeden alıntı
Kendi kendime bir monologtur tutturmuş gidiyor olabilirim.
Ama üstteki şikayetlerimin de genel olduğu, bu kanunu uygulamakla görevli herkese yönelik olduğu düşünülsün istemem.
Özellikle yarınki panel için seçilmiş hakimlerin gerçekten duyarlı ve kanunun amacına uygun kararlar veren hakimler olduğunu düşünüyorum. Onlar gibi pekçok duyarlı hakimimiz de var.
Tebliğ ve izleme görevi olan her karakolu da aynı kefeye koyamam.
Geçen 4320 gereği koruma kararı aldığım bir müvekkilim karakoldan kendisinin ikametgahına da tebligat yapıldığını polisin kendisine telefon numarası bıraktığını, hangi hallerde araması gerektiğini izah ettiğini, kendilerinin sık sık kontrol edeceklerini, endişelenmemesi gerektiğini söylediğini anlattı. Bu kadar duyarlı ve aldığı eğitimin hakkını veren polislerimiz de var.
Ne yazikki bana tedbir kararini teblig eden karakoldaki polisler ayni duyarliligi gostermedi. Eve birakilan bir not ile karakola gitmem isteniyordu ben de gittim karari imza karsiliginda teslim aldim.Karsi tarafa ne zaman teblig edeceklerini sordugumda, evde bulursak bugun ederiz gibi bastan savma bi cvp aldim.Ayrica ne yapmam gerektigi hakkinda bilgi verilmeden karakoldan ayrildim.Ne yapmam gerektigi hakkinda bilgiyi sansliyimki bir avukatim var, ondan aldim.
-
Cevap: 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun Uygulanmasındaki Sorunlar
4320 S.Y. çerçevesinde verilmiş tedbirleri kim uygular, nasıl uygular?
Aile Mahkemesi kararını İnfaz Savcılığına gönderir. (Karar tarihi 24.06.2010)
İnfaz Savcılığı karardaki tedbirleri uygulayacak olan yerlere üst yazı yazar. Emniyet Genel Müdürlüğü, İl Sağlık Müdürlüğü gibi. (üst yazı tarihi 28.06.2010)
Bu üst yazılar, eklerinde kararlar olmak üzere ilgili birimlere gönderilir. (Gönderme tarihi 29.06.2010)
Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğünde tedbirin uygulanacağı adrese göre hangi karakola gönderileceği belirlenir, bir üst yazı daha, bir daha postaya verme (bazen elden gönderme) ve nihayetinde yetkili Kolluğa koruma kararı gönderilmiş olur.
Kararın içinde aynı zamanda çocuğun geçici velayeti, nafaka gibi durumlar da düzenlenmiş olabilir. (somut olayımızda var)
Peki çocuğu annesine kim teslim edecek?
İnfaz savcılığı çocuğun İcra Müdürlüğü kanalıyla teslim edilmesi gerektiği görüşünde. Daha önce kendilerine yapılmış başvuruları yetkileri bulunmadığı gerekçesiyle reddettiklerini bildirdiler.
Ancak İcra Müdürlüğünden çocuk teslimi talep edebilmek için mahkeme kararının İLAM hükmünde olması gerekiyor. Esas numarası, karar numarası, kesinleşme tarihi aranıyor.
Bunlar yoksa, ortada bir mahkeme kararı bile olsa ilam hükmünde olmadığından doldurulabilecek bir icra formu dahi mevcut değil.
Çocuk teslimi sadece İlamların İcrasında kullanılan formlar arasında mevcut ama elimizdeki karar sadece TEDBİR KARARI.
O halde;
Savcılık çocuğu şiddet gördüğü yerden almaya yetkili değil,
İcra Müdürlüğüne yapılabilecek bir başvuru yok, yok zira doldurulabilecek bir Örnek-x mevcut değil.
Aile Mahkemesinin Koruma Kararındaki çocuk teslimini kim uygulayacak?
Kolluk kuvveti hukuk bilmez. Tedbir kararını götürürsünüz, bu karar henüz karşı tarafa tebliğ edilmedi, çocuğu alamam der.
Kararın bir tedbir kararı olduğunu, aslında infazı için tebliğ edilmesi gerekmediğini anlatmaya çalışırsınız.
"ama" der, "bakın hakim ne yazmış, bu karara 10 gün içinde itiraz edilebiliyor. Ya adam itiraz ederse...?"
İtirazın ne infazı durdurduğunu anlatmanız mümkün (zira apoletinde 3 yıldız var, o sizden iyi bilir) ne de tebligat olmaksızın infazın mümkün olduğunu anlatmanız mümkün...
Öfff....
4320'yi kim nasıl uygulayacak? Hangi tarihten itibaren kusurlu eş için tedbirler başlayacak?
Ne yazık ki bunu İnfaz Savcılığı dahi bilmiyormuş. Çünkü Karakol kusurlu eşe yaptığı tebligatı ancak koruma tedbiri süresi dolduğunda Savcılığa iade ediyormuş. Yani o arada kusurlu eş koruma tedbirlerine aykırı davranmış olsa, savcılığın re'sen dava açma yükümlülüğü olduğu halde savcılık tebligat tarihini bilmediğinden, davayı da açamayacaktır.
Ya biz avukatlar tebligat tarihlerini ne Aile Mahkemesi dosyasından, ne İnfaz Savcılığından öğrenemeyeceksek, koruma kararının başlayıp başlamadığını, ne zaman sona ereceğini, ihlal edilip edilmediğini nereden bilebileceğiz?
-
Cevap: 4320 Sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanunun Uygulanmasındaki Sorunlar
Ankara Aile Mahkemelerinden bir karar ve sonuçları;
- Boşanma dava dilekçesiyle birlikte tedbir talep edildi -evin müvekkile ve müşterek çocuğa tahsisi ile tedbiren velayet- tedbiren nafakaya hükmedildi, diğer koruma tedbirleri yok.
Yeniden dilekçe yazıldı, aynı koruma tedbirleri istendi. İletişim vasıtalarıyla rahatsız etmemesine yönelik koruma tedbiri verildi.
Yeniden ama bu kez Değişik iş dosyasıyla 4320 S.Y. çerçevesinde dilekçe yazıldı, aynı koruma tedbirleri istendi. Sadece dosyaların birleştirilmesi kararı verildi. (Tüm bunlar 2 hafta içinde oldu)
Müvekkilim taciz edildi, tehdit edildi.
Sonuç: Karşı taraf müvekkilimi iletişim vasıtalarıyla rahatsız edemeyecek, telefon edemeyecek ama evin içine girip istediğini yapabilecek. Nitekim yaptı.
-Oturduğu evden başka aynı ilde gidebilecek yeri olmayan müvekkil yanındaki çocuğunu da alarak can güvenliğinin sağlanabileceği ailesinin oturduğu şehre gitmek zorunda bırakıldı.
- Tedbiren velayet müvekkilime bir türlü verilemediğinden MEB ve muhtarlıklar nezdinde çıkacak sorunlar sebebiyle çocuğu yeni şehirde okula kaydettiremeyecek. Çocuk eğitimine ara vermek zorunda kalacak.
- Çalışan müvekkilim işinden istifa etmek zorunda kaldı. Ekonomik şiddet.
Böylece, Aile Mahkemesi hakimi, kadınları her türlü şiddetten korumak amacıyla çıkarılan ve kanunen hiçbir delilin gerekmediği bir tedbiri vermemekte ısrar ederek sadece fiziksel şiddetten endişe eden mağduru, bu kez hem ekonomik şiddete, hem psikolojik şiddete uğrattı. Mağdurla birlikte çocuğa da aynı mağduriyeti yaşattı.