Alışveriş ve 155 polis imdat

Bir işyerinde bir mal gördüm, beğendim ve almak istedim. Ödemeyi yapmamı istediler. Kredi kartım ile ödemeyi yaptım. Ancak sıra malı vermeye gelince "bu mal bitmiş pardon" dediler.
O zaman paramı kartıma iade edin dedim; edemeyiz, sistem izin vermiyor dediler.
O halde nakit ödeyin dedim; ödeyemeyiz dediler.
Sinirlendim. Ya satın aldığım malı verin; veremiyorsanız paramı ödeyin dedim; ne parayı veririz ne malı veririz anlamına gelecek şeyler söylediler. Birkaç gün sonra parayı alabilirmişim; Halbuki benim oraya gitme maliyetim sözkonusu meblağdan fazladır.
155 polis imdatı aradım. Bir dükkandayım, mal vermek vaadiyle paramı aldılar; ancak ne malı ne parayı vermiyorlar dedim; "tüketici hakem heyetine gidin" dediler. Israrıma, izaha çalışmalarıma rağmen sonuç alamadım.
Malı teslim alamadığım konusunu delillendirebilmek için bu telefon görüşmesini delil olarak kullanabileceğim düşüncesi ile Emniyet Müdürlüğünden bilgi edinme ile söz konusu telefon kayıtların tutulup tutulmadığını sordum; verilen cevapta bu sorum ile ilgili hiçbir bilgi ("kaydediliyor", "kaydedilmiyor", "kaydedilip edilmediği gizli bir bilgidir veremeyiz" gibi) yoktu.
Derdimi kime anlatacağım?
Üstüne bir bardak soğuk su mu içeceğim?
Orada nasıl davranmam gerekirdi?

Yapılan kesinlikle hoş bir şey değil. Ürün bedeli kredi kartından ödenebildiğine göre karta iadesi de mümkündür diye düşünüyorum. Hadi mağaza sahibi müdürü, yekilisi o sırada orada değildi diyelim. Bir tutanak hazırlayarak bunun taraflarca imzalanması mümkündü.

Yapılanı iyi niyetle bağdaştırmak mümkün değil. Ben de olsam bu işin içinde bir art niyet olduğunu, parayı geri ödemeyecekleri kuşkusuna kapılırdım.

Kredi kartı ile yapılan ödemeler banka aracılığıyla geri karta ödenir.Bunu yapmadıkları anda Tüketici Hakem Heyetine başvurun.

Karta ödenmesinin mümkünlüğü bir yana, bu mümkün değilse bile meblaqğ çok küçük olduğundan nakit ödeme de sözkonusu olabilirdi.
Tutanak ise, ancak benim parayı ALMAMAM için yapılacak bir şey olabilir; Çünkü ben parayı almadan çıktığımda sırf o parayı almak için bir daha oraya gidemem. Zira alacağım paradan daha fazla yol masrafı yapmam gerek.
Benim burada sorgulamak istediğim mağazanın kötü niyeti değil zaten; 155 Polis İmdat'ın "bu bizim işimiz değil" demesi.
Yoksa bir dükkan açar, gelenlerden paralarını alıp alıp sonra ellerine birer tutanak vererek müşterilerin paralarını bedava kredi olarak kullanmak mümkün. Bu yol yasal ise, hemen başlayalım :)

Alıntı:

---

Veysel Demir rumuzlu üyeden alıntı

Kredi kartı ile yapılan ödemeler banka aracılığıyla geri karta ödenir.Bunu yapmadıkları anda Tüketici Hakem Heyetine başvurun.

---

İyi de bunu ıspatlama şansım yok ki.
Malı aldığımı söyleyecekleri muhakkakdır.
Polisin bu yüzden tunanak tutarak paramın ödenmeyip malın da verilmediğini tutanak altına almak istemiştim. Bnu dellil olarak kullanmam mümkün olabilirdi. Ancak 155'deki memurun bu bizi ilgilendirmez demesi benim tamamen delilsiz kamama sebep oldu. Burada 155 dışında yapabileceğim bir şey vardı ama ben bilmiyordum sanırım. Ne yapabilirdim o sırada orada?
İkincisi uygulanan bir yıldırma politikasıdır. Malın fiyatına değmeyeceği için (Mal 50 lira) bunu kimse yapmayacak. Bir büyükşehirde Tüketici Hakem Heyetine başvurmak için harcanacak efor ve yapılacak masraflar zaten 50 liraı aşar.

Alıntı:

---

senoleker rumuzlu üyeden alıntı

Karta ödenmesinin mümkünlüğü bir yana, bu mümkün değilse bile meblaqğ çok küçük olduğundan nakit ödeme de sözkonusu olabilirdi.
Tutanak ise, ancak benim parayı ALMAMAM için yapılacak bir şey olabilir; Çünkü ben parayı almadan çıktığımda sırf o parayı almak için bir daha oraya gidemem. Zira alacağım paradan daha fazla yol masrafı yapmam gerek.
Benim burada sorgulamak istediğim mağazanın kötü niyeti değil zaten; 155 Polis İmdat'ın "bu bizim işimiz değil" demesi.
Yoksa bir dükkan açar, gelenlerden paralarını alıp alıp sonra ellerine birer tutanak vererek müşterilerin paralarını bedava kredi olarak kullanmak mümkün. Bu yol yasal ise, hemen başlayalım :)

---

Burada Polisin Tutum ve davranışının yanlış olduğunu düşüne biliriz.Olayı incelemeden direk Tüketici HAKEM HEYETİNE YÖNLENDİRMESİ GÖREVİNİ İHMAL VE SAVSAKLAMAYA SOKAR,Olayda dolandırıcılık ola bilir,Güveni Kötüye Kullanma Ola bilir, bunu tahlil etmeden incelemeden,olduğu yerde git şuraya git buraya demesi,bilincsizliği ve resmen ihmali gösterir.Gelip olayı inceleyip ondan sonra Tüketici Hakem Heyetini ilgilendiriyorsa yönlendirmesi gerekir olayın oluş şeklini incelemeden telefonun ucunda nasıl karar veriyorki.

Alıntı:

---

esmerman rumuzlu üyeden alıntı

Burada Polisin Tutum ve davranışının yanlış olduğunu düşüne biliriz.Olayı incelemeden direk Tüketici HAKEM HEYETİNE YÖNLENDİRMESİ GÖREVİNİ İHMAL VE SAVSAKLAMAYA SOKAR,Olayda dolandırıcılık ola bilir,Güveni Kötüye Kullanma Ola bilir, bunu tahlil etmeden incelemeden,olduğu yerde git şuraya git buraya demesi,bilincsizliği ve resmen ihmali gösterir.Gelip olayı inceleyip ondan sonra Tüketici Hakem Heyetini ilgilendiriyorsa yönlendirmesi gerekir olayın oluş şeklini incelemeden telefonun ucunda nasıl karar veriyorki.

---

Doğru söylüyorsunuz sayın esmarman. Burada kişi iddiasını ispatlayabilmesi için bir zapta gerek vardır. Bunun da polis tarafından tutulması gerekir. Bizim insanımızda pek fazla tüketici bilinci olmadığından aldığı mal ayıplı çıkan tüketici polise müracaat eder. Halbuki burada durum farklıdır.

Burada üyemizi doğru dürüst dinlemeyen 155 çalışanı, kendisini tüketici hakem heyetine yönlendirmiş gibi görünüyor.

Alıntı:

---

Hakkarili Arzuhalci rumuzlu üyeden alıntı

Burada üyemizi doğru dürüst dinlemeyen 155 çalışanı, kendisini tüketici hakem heyetine yönlendirmiş gibi görünüyor.

---

Peki? Şu an itibarı ile ne yapmam gerek?

Sırf bu yüzden; Kendi haklarımı korumak için hukuk tahsil etmek istiyorum :(

Alıntı:

---

Hakkarili Arzuhalci rumuzlu üyeden alıntı

Doğru söylüyorsunuz sayın esmarman. Burada kişi iddiasını ispatlayabilmesi için bir zapta gerek vardır. Bunun da polis tarafından tutulması gerekir. Bizim insanımızda pek fazla tüketici bilinci olmadığından aldığı mal ayıplı çıkan tüketici polise müracaat eder. Halbuki burada durum farklıdır.

Burada üyemizi doğru dürüst dinlemeyen 155 çalışanı, kendisini tüketici hakem heyetine yönlendirmiş gibi görünüyor.

---

Tabiki satıcı Deposunda bir malın olup olmadığını bilmediği bir halde,karşı kişiden malın parasını alarak AAAAA depota yokmuş sonra gel al hadi git demesi mantığa sığarmı,ya şahıs başka ilde bulunuyorsa,bu mal yoksa satıcı derhal haksız bir şekilde aldığı parayı iade etmek zorundadır bunun tüketici ile ilgisi yoktur,Tüketici malı almamışki ayıplı diye getirmemişki veya beyenmedim iade ediyorum demiyorki adamın parasını alıyorlar mal yok sonra gel sonrada gitse,eeee malın parasını ver diyecekler.Adam başka ilde oturuyorsa mecburmu bu malı gelipalmaya, satıcı edimini yerine getiremedimi anında para iadesini yapması gerekir.Ben burada Güveni Kötüye Kullanma Sucunun varlığı Kanatindeyim.

Satıcı almış olduğu para üzerinde Haksız Tasarrufta bulunuyor.


Biri bana böyle yapsa ne yaparım.? Sonuclarına katlanır orasını filistine ceviririm gibime geliyor.

Alış veriş taraflar arası yapılan bir sözleşmedir ve bu sözleşmede taraflar sözle veya yazıyla vaad ettiklerini karşılamak zorundadır . Sizin sözleşmeniz antlaşmanız bozulmuştur ve bu tür durumlarda TÜKETİCİ HAKEM HEYETİ ilgili ilçe kaymakamlığında bulunur genelde. bu durum 680 liraya kadar tüketici hakem heetlerine bundan fazla miktarlarda tüketici mahkemelerine
Esnaf size daha sonra parayı verebileceğini veya malı tedarik edeceğini söylemiş
-Parayı anında geri verebilir çünkü ben 30 dk sonra karttan çektirdiğim parayı geri almıştım.
-Malı vermediği halde verdim demesi zor çünkü o ortamda bulunan herkesi şahit gösterebilirsiniz veya kamera kayıtlarını ve kart silpini tabiki

155 e yapılan tüm telefonlar kayıt altına alınır ve istendiğinde geriye dönük kayıtlar alınabilinir
polisin ticari sözleşmelere müdahele etmesi söz konusu değildir olay adli bir konu değil çünkü

Alıntı:

---

apemia rumuzlu üyeden alıntı

Alış veriş taraflar arası yapılan bir sözleşmedir ve bu sözleşmede taraflar sözle veya yazıyla vaad ettiklerini karşılamak zorundadır . Sizin sözleşmeniz antlaşmanız bozulmuştur ve bu tür durumlarda TÜKETİCİ HAKEM HEYETİ ilgili ilçe kaymakamlığında bulunur genelde. bu durum 680 liraya kadar tüketici hakem heetlerine bundan fazla miktarlarda tüketici mahkemelerine
Esnaf size daha sonra parayı verebileceğini veya malı tedarik edeceğini söylemiş
-Parayı anında geri verebilir çünkü ben 30 dk sonra karttan çektirdiğim parayı geri almıştım.
-Malı vermediği halde verdim demesi zor çünkü o ortamda bulunan herkesi şahit gösterebilirsiniz veya kamera kayıtlarını ve kart silpini tabiki

155 e yapılan tüm telefonlar kayıt altına alınır ve istendiğinde geriye dönük kayıtlar alınabilinir
polisin ticari sözleşmelere müdahele etmesi söz konusu değildir olay adli bir konu değil çünkü

---

Ancak buradaki durum çok farklı. Sayın esmerman'ın dediği gibi 4077 sayılı Tüketicinin Koruması Hakkındaki Yasa'nın maddeleri burada işletilemez diye düşünüyorum.

Çünkü bu bir kapıdan ya da mesafeli satış değil. Alıcı ve satıcı arasında paranın peşin ödenip malın sonradan teslim edileceğine dair yazılı ya da sözlü olarak da bir sözleşme yok.

Taraflar arasındaki sözlü zımni sözleşmeye göre para ödenecek ve mal anında teslim edilecek. Satıcının parayı alıp (karttan çekip) sonra da bu mal benim depomda yokmuş deyip parayı da iade etmemesi tüketci yasasındaki maddelerden önce bence adli bir vakadır.

Alıntı:

---

Hakkarili Arzuhalci rumuzlu üyeden alıntı

tüketci yasasındaki maddelerden önce bence adli bir vakadır.

---

İlginiz için teşekkürler.
Şimdi benim burada hakkımı arayabilmem için savcılığa gidip dava açmak dışında şansım kaldı mı? (50 lira için ne davası açılacaksa...)

Benim açımdan bakıldığında ve telefon konuşmalarından anladığım kadarı ile bir taraf "büyük bir mağaza" diğer taraf sıradan bir müşteri olduğu için ben haksız; mağaza da haklı önyargısı ile olaya yaklaşan 155'deki memurun bildirilmiş adli vakaya müdahale etmemesi (ki adli vaka 155 dışında nereye bildirilebilir?) sonucunda mağdur oldum.

Konuyu Bilgi Edinme kanalı ile sordum:
Açıklama:

01/06/2009 günü akşam 18:00-20:00 arasında İzmit'te bir işyerine alışveriş yapmak üzere girdim.
Burada istediğim malı beğendim; parasını ödemem istendi.
Kredi kartım ile ödemesini yaptım ve malı almak için tezgaha gittiğimde mal stoklarında mevcut olmadığı için verilemeyeceğini söylediler.
Malı veremeyeceklerine göre aldıkları ödemeyi iade etmelerini istedim; bunu da yapamayacaklarını söylediler.
Bütün ısrarlarıma rağmen ne satın aldığım malı, ne de ödediğim parayı vermediler.
Konuşma ile çözüm sağlayamayacağımı anladım ve yardım istemek üzere 155 Polis İmdat telefonunu arayarak mal vermek bahanesi ile paramın alındığını ancak ne malımın ne de paramın verilmediğini bildirdim.
Ancak telefona çıkan görevli anlayamadığım bir şekilde tüketici haklarına (Tüketici hakları ile hakem komisyonunu kastettiğini zannediyorum) gitmem gerektiğini söyledi.
Böyle bir durumda elimde tahsilata dair belge olsa da, malın verilmediğine dair bir kanıtım olmadığından Tüketici hakları il hakem komisyonuna gitmemin mümkün olmadığını, olayın basit bir dolandırıcılık olayı olduğunu ve paramın alınıp malın verilmediği hususunun kayıt altına alınabilmesi için polisin tutanak tutması gerektiğini düşündüğümü söyledim.
Görevli de peki o zaman bir görevli gönderiyorum dedi.
Uzun süre beklememe rağmen gelen giden olmadı. Sonra da dükkan sahibi elime eksik içerikli (aksesuarları eksik), Kutusu ve iç ambalajı parçalanmış, uzun süre teşhirde durduğu için yıpranmış ve eskimiş bir ürün vererek dükkanlarını kapattılar ve gittiler.


Sorularım:
1-155 Polis İmdat'taki görevlinin ilgilenmemesi sebebi ile elimde bir kanıt olmadığından meydana gelen kaybımın telafisi için dükkan sahibini suçlamam mümkün
olmadığına göre muhatabım kim olmalıdır?
2-En azından 155 ile yapılan görüşme kayıtlarımın kanıt olarak kullanılabileceğini düşünüyorum; 155'e yapılan aramaların ayaran numara kayıtları ve ses
kayıtları tutulmakta mıdır?

Saygılarımla;
Şenol EKER


Ama aldığım cevap ise bana göre tüyler ürpertici idi:

sayın Şenol EKER
Başkanlığımıza intikal eden ve Başkanlığımız görev alanına giren suçlarla ilgili ihbarlar değerlendirilerek gerekli çalışmalar yapılmakta olup.
Şahısların birebir mağduriyetinde Cumhuriyet Başsavcılığına bizzat müreacaat etmesi genekmektedir.
Bilgilerinize.
KOM DAİRE BAŞKANLIĞI

İyi de ben hangi delile dayanarak Cumhuriyet Savcılığına gideceğim şimdi?
Elimde sadece bir adet kart slibi ile fatura var.
"Biz malı da verdilk" der iseler vermediklerini ıspat şansım kalmadı ki.

Cumhuriyet Başsavcılığına bizzat müreacaat(!) etmemin istendiği bu cevabı okuyanlar "yorgunu yokuşa sürmek", "mağduru yıldırarak davasından vazgeçirmek" amacını güttüğünü söyleseler de, "güçlü isen haklısın, güçsüz isen haksızsın" lafına inanmadığım için bunu söyleyenlere inanmadım.

İnanmayayım değil mi?

Alıntı:

---

Sonra da dükkan sahibi elime eksik içerikli (aksesuarları eksik), Kutusu ve iç ambalajı parçalanmış, uzun süre teşhirde durduğu için yıpranmış ve eskimiş bir ürün vererek dükkanlarını kapattılar ve gittiler.

---

Bu ürünü aldınız, elinizde mi?

Evet, "KISMEN" Aldım ve elimde.
Ancak polis bu işle ilgilenmediği için MECBUREN almak zorunda kaldım.
Çünkü bunu da almasam zararım daha da çok olacaktı.
Şu anda sadece o malın yenisi ile eskisi arasındaki fark kadar bir zararım söz konusu.
Teşhir ürünleri ambalajında ürünlerden daha değersizdirler. Zaten bunun bilincinde olduklarından teşhirdeki ürünü vermeyi baştan teklif etmediler. Ben "cazgırlık" yapınca son çare olarak bunu yaptılar. Her şeye rağmen teslim edilen ürünün eksik aksesuarları var. Yani tam olarak aldım da sayılmaz.

en başından beri bahsettiğiniz gibi ürün ALMAMIŞ değilsiniz.
Teşhir ürünü de olsa, size verilen bir ürün var,eksik bilgi veriyorsunuz.
Yapabileceğiniz, bahsedildiği gibi hakem heyetine başvurarak hakkınızı aramanızdır.

Erdoğan Bey;
"ŞU ANDA" haklısınız.
Benim derdim de bu zaten.
"ŞU ANDA" yapabileceğim neredeyse hiçbir şey yok.
Ancak ben 155'i malı aldıktan sonra aramış değilim.
Malı Almadan Önce aradım.
Bütün bu olaylar Malı Almadan Önce vuku buldu.
Polis ilgilenmeyince de en az zarara uğrayacağım yolu seçerek sorunlu malı alma yolunu tercih ettim.
Sorunum şu ki, haklı iken malı almak zorunda kalarak zarara uğradım ve bunun sorumlusunun adli bir vakaya müdahale etmeyen polis imdat olduğunu düşünüyorum.

Peki şu anda, hakem heyetine başvurmuş durumdamısınız?
155 ile yaptığınız görüşmede sizinle ilgilenilmemesi ayrı bir şikayet konusu olabilir.Tarih ve saat bilgileri ile şikayette bulunabilirsiniz.
Ancak malı almadan, ödemeyi yapmış olmanız, hiç olmazsa bunu alayım yaklaşımıyla eksik aksesuarlı malı almış olmanız,ben bu duruma polisin ilgisizliği nedeniyle düştüm zarara uğradım, kusurlu 155 te muhatap olduğum kişidir tezinizi haklı çıkarmaz düşüncesindeyim.

Peki şu anda, hakem heyetine başvurmuş durumdamısınız?
Hayır. Zira elde edeceğim şey malın değiştirilmesi olabilir en fazla. Sırf bunun için uğraşmak istemediğim gibi derdim de şu aşamadan sonra malın değiştirilmesi değil zaten.

155 ile yaptığınız görüşmede sizinle ilgilenilmemesi ayrı bir şikayet konusu olabilir.Tarih ve saat bilgileri ile şikayette bulunabilirsiniz.
Her ne kadar iyi ifade edememiş olsam da, asıl derdim bu. "Polis ile hasım olmak" istemediğimden dolayı bunu da yapmayacağım sanırım.

Ancak malı almadan, ödemeyi yapmış olmanız,
Mağaza adı vermek istemiyorum. Ancak sizin de duyduğunuza emin olduğum bir mağaza burası ve iş akışları ödeme yapmadan malı almanıza imkan tanımıyor. Oradan alışveriş yapan herkes önce ödemesini yapıyor, malını sonra alıyor.

hiç olmazsa bunu alayım yaklaşımıyla eksik aksesuarlı malı almış olmanız
Hiç almasaydım "malı verdik biz" diyeceklerdi kanaatimce. Hiç değilse bunu "kurtardım" diye düşünüyorum. Malı almadığımı nasıl kanıtlayabilirdim ki? Ancak EĞER O SIRADA POLİS GELİP TUTANAK TUTSA İDİ bunu kanıtlayabilirdim diye düşündüm. Belki başka yollar da vardır ama aklıma gelmiyor. Eğer başka bir yol aklına gelen varsa zaman ayırıp paylaşması beni mutlu eder.

ben bu duruma polisin ilgisizliği nedeniyle düştüm zarara uğradım, kusurlu 155 te muhatap olduğum kişidir tezinizi haklı çıkarmaz düşüncesindeyim.
Evet, Tezim bu. Haklı olup olmadığım konusunda görüşleri duymak istedim. Zaman ayırarak bunu paylaştığınız için çok teşekkür ederim.

Bu sabah yolda aklıma geldi :)
Benim burada ifade etmeye çalıştığım durum "evlenme vaadiyle tecavüz" e benziyor :o

"Tüketici hakem heyetine gideceksin" diyenler de, bu şekilde tecavüze uğrayan bir kadına "Aile mahkemesine gideceksin, Çünkü kurduğun cümlede ilk kelime olarak evlenme kelimesini kullandın" der gibiler :p

Sorunum sanırım ifade yeteneğimdeki sorunla ilgili. Ben 30 yıllık bilgisayarcıyım. Bir şeyi anlatmakta ve başkalarının anladıklarını anlamakta sorunlarım bu yüzden oluyor sanırım.

Ben evlenme vaadiyle kandırıldım, tecavüze uğradım diyorum; "ama bak; eve erzak getirmiş, o zaman iyi bir koca"; "Hem bak başka kadınla birlikte değilmiş. Üstelik sadık" gibi yorumlar geliyor. Sonra da evlendirme memuru ile anlaşıp başıma silah dayayıp "ya imzala ya vururuz" ile imzalattıkları evlenme evrakına binaen "ama siz evlisiniz, Boşanma davası açın" demek doğru mu? Derdim boşanmak değil, Kafama silah dayanması.

Bu olayda ben bir mal almadım ki tüketici hakem heyeti muhatabım olsun. Mal verilmek vaadiyle param alındı.

Not: "Olay" dan kastım polisin tamam; ekip gönderiyoruz deyip göndermemesi ile bitiyor zaten. Sonra dükkan sahibi de "ya bunu al ya da bir bardak soğuk su iç, ne para ne mal" deyince hiç değilse birazını kurtarmak için hasarlı malı almamla bitiyor.

Yani ortak kanı şu ki: bozuk malı tehditle kakalayan dükkan sahibi ile bunlara seyirci kalan; üstelik ekip gönderiyorum deyip göndermeyerek zaman kaybetmeme ve hasarlı malı almak zorunda kalmama sebep olan polis haklı.
Anlıyorum, Evet.

Yanlış anlıyorsunuz. :)

Alıntı:

---

Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı

Yanlış anlıyorsunuz. :)

---

Muhtemelen evet. Değilse bile derdimi yanlış ifade ettiğim gerçek :)

Alıntı:

---

senoleker rumuzlu üyeden alıntı

Evet, "KISMEN" Aldım ve elimde.
Ancak polis bu işle ilgilenmediği için MECBUREN almak zorunda kaldım.
Çünkü bunu da almasam zararım daha da çok olacaktı.
Şu anda sadece o malın yenisi ile eskisi arasındaki fark kadar bir zararım söz konusu.
Teşhir ürünleri ambalajında ürünlerden daha değersizdirler. Zaten bunun bilincinde olduklarından teşhirdeki ürünü vermeyi baştan teklif etmediler. Ben "cazgırlık" yapınca son çare olarak bunu yaptılar. Her şeye rağmen teslim edilen ürünün eksik aksesuarları var. Yani tam olarak aldım da sayılmaz.

---

bir fatura kesildi mi senin adına? cevap hayır ise, savcılığa suç duyurusunda bulunabilirsin. ödemeyi aldılar malı vermediler, ücreti iade etmediler diyebilirsin.

Alıntı:

---

Freelander2 rumuzlu üyeden alıntı

bir fatura kesildi mi senin adına? cevap hayır ise, savcılığa suç duyurusunda bulunabilirsin. ödemeyi aldılar malı vermediler, ücreti iade etmediler diyebilirsin.

---

Fatura ödeme yapılmadan kesiliyor.
Sıralama şu:
1-Malı görüyorsunuz
2-Fatura kesiliyor
3-Ödeme yapıyorsunuz
4-Malı teslim alıyorsunuz (Hatta çok zaman eve kendileri getiriyorlar)

Zaten burada sorun mal verilmediğinde "malı vermiyorlar" diye polisi aradım; polis ise "tüketici haklarına git" dedi. Elim kolum bağlandı. Yapabilecek hiç bir şey kalmadı. Mecburen kendime göre en kazançlı durum olan "eksik ve yıpranmış malı almak" seçeneğini kullandım. Aksi halde hiç bir şey alamayacaktım. Çünkü dükkan sahibi "biz malı verdik" dese hiçbir dayanağım olmayacaktı.
Kapanmak üzere olan bir dükkan; "geleceğiz" deyip gelmeyen polis, dükkandaki insan "keklemeye" şartlanmış bir tabur eleman ve karşısında sadece BEN.

Merhabalar,

Bankanızla bir görüşün ve durumu anlatın. Bankacılar yardımda buklunabilir.
Eğer olmuyorsa onlar sizin malı aldığınızı iddia edecekler ya sizde iade ettiğinizi söyleyeceksiniz. Bu arada kredi kartınıza ödemeye ilişkin itiraz etmeyi sakın unutmayın.

Alıntı:

---

fberber rumuzlu üyeden alıntı

Merhabalar,

Bankanızla bir görüşün ve durumu anlatın. Bankacılar yardımda buklunabilir.
Eğer olmuyorsa onlar sizin malı aldığınızı iddia edecekler ya sizde iade ettiğinizi söyleyeceksiniz. Bu arada kredi kartınıza ödemeye ilişkin itiraz etmeyi sakın unutmayın.

---

Faturası kesilmiş ve kırık dökük de olsa teslim aldığım bir mal için "malı almadım" demeyi dürüst bulmuyorum.

Ancak olay sırasında POLİSTEN ÖNCE bankayı aradım ve işyerinin ödemeyi kredi kartıma iade edemediğini söylediğini bildirdim, Bir şeyler söyledi görevli. özetle şunu dedi: "Banane". Yani bankaların "iyi gün dostu" olduğu gerçeğini teyid etti. Banka ile görüşmelerim de, polis ile görüşmelerim de kayıt altında aslında. Ancak burada birkaç kişi dışında derdimi anlayan olmadığına göre hakim de savcı da anlamayacaktır diye düşündüğümden ilerisini düşünmedim.
Malın da sıfırı zaten 50 lira. Bunun için yoğunluktan kafayı yemek üzere olan yargı erbabınına "lüzumsuz" bir angarya yüklemek gibi geliyor.

Yaptığım tek şey şu:
Her ortamda "Aman, Peşin de olsa taksitle de olsa sakın ola EVKUR'dan mal almayın" demekten ibaret.
Hatta yürürken önünden değil, karşı kaldırımdan geçin. Zira içeri girerken oranın EVKUR olduğunu farketmemiştim, sonradan farkettim. Yoksa girer miyim?

evkur olduğunu baştan sölesen, sana doğrudan git müdürleriyle, müşteri hizmetleriyle görüş derdim.

koskoca firma, illaki bir muatap bulursun bence.
http://www.evkur.com.tr/

burdan başla bence