Toplam 1 dosya bulunuyor
Ergenekon iddianamesinin 1035. sayfasının 2. paragrafı
http://i.milliyet.com.tr/Ergenekon/E...0_Page_235.jpg
Bence G.Kömürcü ile T.Çömez arasındaki konuşmanın üzerinde dikkatle durulması gerekiyor. Henüz kendileri hakkında bir gözaltı işlemi uygulanmadan yapılan bu konuşma iddianamenin sayfaları arasında dikkatimi çekti ve bana inandırıcı geldi..
Bu konuda siz değerli üyelerimizin görüşlerini merak ediyorum..
Re: Ergenekon iddianamesinin 1035. sayfasının 2. paragrafı
Vallahi ben bir şey anlayamadım, biraz daha açar mısın konuyu?
Re: Ergenekon iddianamesinin 1035. sayfasının 2. paragrafı
Yanlış mı anladım acaba? Yani kovuşturmaya dahil olacaklarını önceden biliyorlar mıydı demek istiyorsunuz?
Re: Ergenekon iddianamesinin 1035. sayfasının 2. paragrafı
Evlerinin izlendiklerini biliyorlardı ama burada belirtmek istediğim bu bilgiyi kendilerine 3 tane polisin vermiş olması ve siz evde yokken evinize suç unsuru bir şeyler konulacak şeklinde ayrıca şüpheliyi uyarmaları..
Özetle : Çıkan krokiler de bu şekilde konmuş olabilir mi?
Re: Ergenekon iddianamesinin 1035. sayfasının 2. paragrafı
Alıntı:
Ulaş Değirmenci rumuzlu üyeden alıntı
Evlerinin izlendiklerini biliyorlardı ama burada belirtmek istediğim bu bilgiyi kendilerine 3 tane polisin vermiş olması ve siz evde yokken evinize suç unsuru bir şeyler konulacak şeklinde ayrıca şüpheliyi uyarmaları..
Özetle : Çıkan krokiler de bu şekilde konmuş olabilir mi?
İzlendiklerini fark etmiş veya gizli işler yaptıkları için, içinde bulundukları psikoloji nedeniyle bunu hissetmiş olabilirler.
Ancak "polislerin böyle bir bilgi verdiği ve uyardığı" iddiası ispata muhtaç.
Belki de polis kılığında başkaları geldi.
Önceki sayfalarla sonraki sayfalar da okunmalı.
Ayrıca dinleme iddiaları sonrasında durumu kontrol etmesi için yine konuşmalara göre Veli Küçük'ten yardım isteniyor.
Yine söylenene göre Veli Küçük'ün adamları (önerdiği güvenlik şirketi elemanları) evde bir şey bulamıyor. Ayrıca madem bu kadar şüpheciyiz, eve bir şey konduysa bunun "Veli Küçük'ün adamları" tarafından konmadığını nereden biliyoruz?
Re: Ergenekon iddianamesinin 1035. sayfasının 2. paragrafı
Jit. Jandarma istibarat birimi 2800 sayılı kanunla yasal dayanakla kurulmuş bir birimdir. Bu birimler olanüstü hal Valisi bilgisi dahilinde operasyonlar yapmıştır.
Şimdi yapılan PKK nın dogrultusunda Güney Doğuda görev yapan tüm güvenlik güçlerinden öç alma operasyonudur.
Güney doğuda çalışanlardan intikam alınıyor.
PKK nın yaptığı katliamlar şimdi güvenlik güçlerinin üstüne atılmaktadır.
Rahmetli ABDULKERİM KIRCI'ya iftira atan zavat apo köpeginin amca oğludur. bu adamın geçmişi çok mu temiz..
o kuyulara bu pkk lı itlerin öldürdügü vatandaşlarımızı attıkları kondukları neden aklınızdan geçmez. başka şeyler geçerde neden neden
24/01/2009 tarihli AVRASYA TV de SAYGI ÖZTÜRKÜN sundugu yayını izlemenizi tavsiye ederim.
Re: Ergenekon iddianamesinin 1035. sayfasının 2. paragrafı
JİTEM denince sanki yeraltı örgütü imiş gibi kamuoyuna sunulmasını ben de anlayamıyorum.
Açılımı şudur : Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele.
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı'ndan hukuki altyapı anlamında farklı değildir.
Her iki birim de Kanunla kurulmuş yasal birimlerdir.
Acaba JİTEM tu kaka ve illegal bir oluşum olarak sunulurken, Emniyet'teki diğer oluşumun başında bulunan, Hrant Dink cinayeti zanlılarını muhbir olarak istihdam eden zamanın Trabzon Emniyet Müdürü, bugünün Emniyet İstihbarat Daire Başkanı'na mı kıyak geçilmeye çalışılmaktadır?
Hayırlı Ramazanlar...
Re: Ergenekon iddianamesinin 1035. sayfasının 2. paragrafı
Sayın Gür;
Siz jitem'in kanunla kurulmuş olduğunu iddia ediyorsunuz, ama hangi kanunla kurulduğunu belirtmemişsiniz.
Oysa Genel Kurmay, susurluk davasına verdiği cevapta "jitem yoktur" diye cevap vermişti.
Veli Küçük de "yok" diyor.
Kime inanalım? Var mı yok mu?
Re: Ergenekon iddianamesinin 1035. sayfasının 2. paragrafı
JANDARMA TEŞKİLATI GÖREV VE YETKİLERİ Kanunu 'na dayanarak yapılan;
Jandarma teşkilatı görev ve yetkileri yönetmeliğinde
Jandarma'nın görevleri arasında istihbarat da yer alıyor. Ben mi yanılıyorum?
Ayrıca 2803 sayılı Jandarma Teşkilat, görev ve yetkileri kanununa eklenen maddede dahi açıkça istihbarat başkanlığından bahsediyor;
Ek Madde 5 - (Ek madde: 03/07/2005-5397 S.K./2.mad)
Jandarma, bu Kanunun 7 nci maddesinin (a) bendine ilişkin görevleri yerine getirirken önleyici ve koruyucu tedbirleri almak üzere, sadece kendi sorumluluk alanında 4.12.2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun, casusluk suçları hariç, 250 nci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (c) bentlerinde yazılı suçların işlenmesinin önlenmesi amacıyla, hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Jandarma Genel Komutanı veya istihbarat başkanının yazılı emriyle, telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimi tespit edebilir, dinleyebilir, sinyal bilgilerini değerlendirebilir, kayda alabilir. Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde verilen yazılı emir, yirmidört saat içinde yetkili ve görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını en geç yirmidört saat içinde verir. Sürenin dolması veya hâkim tarafından aksine karar verilmesi halinde tedbir derhal kaldırılır. Bu halde dinlemenin içeriğine ilişkin kayıtlar en geç on gün içinde yok edilir; durum bir tutanakla tespit olunur ve bu tutanak denetimde ibraz edilmek üzere muhafaza edilir. Bu işlemler, 4.7.1934 tarihli ve 2559 sayılı Polis Vazife ve Selahiyet Kanununun ek 7 nci maddesinin onuncu fıkrası hükmüne göre kurulan merkez tarafından yürütülür. 5271 sayılı Kanunun 135 inci maddesi kapsamında yapılacak dinlemeler de bu merkez üzerinden yapılır.
Yetkili ve görevli hâkim, talepte bulunan kolluk biriminin bulunduğu yer itibariyle yetkili olan ve 5271 sayılı Kanunun 250 nci maddesinin birinci fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemesinin üyesidir.
Kararda ve yazılı emirde, hakkında tedbir uygulanacak kişinin kimliği, iletişim aracının türü, kullandığı telefon numaraları veya iletişim bağlantısını tespite imkân veren kodundan belirlenebilenler ile tedbirin türü, kapsamı ve süresi ile tedbire başvurulmasını gerektiren nedenler belirtilir. Kararlar, en fazla üç ay için verilebilir; bu süre aynı usûlle üçer ayı geçmeyecek şekilde en fazla üç defa uzatılabilir. Ancak, terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde devam eden tehlikelere ilişkin olarak gerekli görülmesi halinde, hâkim üç aydan fazla olmamak üzere sürenin müteaddit defalar uzatılmasına karar verebilir.
Uygulanan tedbirin sona ermesi halinde, dinlemenin içeriğine ilişkin kayıtlar en geç on gün içinde yok edilir; durum bir tutanakla tespit olunur ve bu tutanak denetimde ibraz edilmek üzere muhafaza edilir.
Bu maddede belirtilen suçların önlenmesi amacıyla ve hâkim kararı alınmak koşuluyla, teknik araçlarla izleme yapılabilir. Ayrıca, kamu kurum ve kuruluşları ile kamu hizmeti veren kuruluşların ihtiyaç duyulan bilgi ve belgelerinden yararlanabilmek için gerekçesini de göstermek suretiyle yazılı talepte bulunulabilir. Bu kurum ve kuruluşların kanuni sebeplerle veya ticari sır gerekçesiyle bu bilgi ve belgeleri vermemeleri halinde ancak hâkim kararı ile bu bilgi ve belgelerden yararlanılabilir.
Bu madde hükümlerine göre yürütülen faaliyetler çerçevesinde elde edilen kayıtlar, birinci fıkrada belirtilen amaçlar dışında kullanılamaz. Elde edilen bilgi ve kayıtların saklanmasında ve korunmasında gizlilik ilkesi geçerlidir. Bu fıkra hükümlerine aykırı hareket edenler hakkında, görev sırasında veya görevden dolayı işlenmiş olsa bile Cumhuriyet savcılarınca doğrudan soruşturma yapılır.
Hâkim kararları ve yazılı emirler, Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı görevlilerince yerine getirilir. İşlemin başladığı ve bitirildiği tarih ve saat ile işlemi yapanın kimliği bir tutanakla saptanır.
Bu maddede yer alan faaliyetlerin denetimi, sıralı kurum amirleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve ilgili bakanlığın teftiş elemanları ve Başbakanın özel olarak yetkilendireceği kişi veya komisyon tarafından yapılır.
Bu maddede belirlenen usûl ve esaslara aykırı dinlemeler hukuken geçerli sayılmaz ve bu şekilde dinleme yapanlar hakkında 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre işlem yapılır.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin esas ve usûller, Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanlıklarının görüşü alınarak Başbakanlık tarafından üç ay içinde çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.
Re: Ergenekon iddianamesinin 1035. sayfasının 2. paragrafı
Sayın Pazarbaşı;
Jandarmanın istihbarat faaliyeti ve buna ilişkin elemanları vardır. Bu faaliyetin elbette yasal temeli de vardır. Ama "jitem" denilen örgütün varlığını bugüne kadar kabul etmediler. Mahkemelere yazdıkları yazılarda "jitem yok" dediler. Ama bir itirafçının ücret bordrosunda "jitem" ismi geçiyordu. Yani "yok" dedikleri örgüt aslında "var". Yok demelerinin sebebi sanıyorum, bu örgütün yasa dışı uygulamalrını üslenmiş olmamak içindir.
Selamlar.
Re: Ergenekon iddianamesinin 1035. sayfasının 2. paragrafı
Abbas Üstad,
Jandarma istihbarat her zaman oldu, şimdi de var. Kısa ismi JİTEM olunca sanırım bazıları için ürkütücü oluyor. Bu örgütün yasadışı uygulamaları sizce ne olabilir?
Mesela , daha önce Mc Donald's ı bombalamış muhbir bulundurmak (Hrant Dink cinayeti ağabeyi Yasin Hayal vb.) veya PKK itirafçısı gibi mi?
Sonra bunlar açık açık cinayet planlarken kulağının üstüne yatmak falan gibi mi, yoksa itirafçıların (bazılarına göre bunların PKK ile ilişkileri halen sürmektedir) itirafçılığını bir başka boyuta taşımak gibi mi?
Bu kadar hata yapmış ve sicilinde bir cemaatle ilişkisi belirtilen Emniyet Müdürünü, Emniyet İstihbarat'ın başına getirmek gibi mi, yoksa diğer yasal organda görev yapmışları vatan haini ilan edip, bunu medyada tefrika haline getirip intiharlarına neden olmak gibi mi?
Şehirde polis hangi yetkilere haizse, Jandarma da kırsalda aynı yetkilere haizdi.(r)
Son düzenlemelerle MİT ve Polis dinleme yapabilirken, bu yetki Jandarmadan alındı.
Kırsal sizce nereye tekabül eder?
Selamlar,
Re: Ergenekon iddianamesinin 1035. sayfasının 2. paragrafı
Bu başlığın konusu JİTEM veya Abdülkerim Kırcı değil ki...
Konumuz Ergenekon iddianamesinin 1035. sayfası, Güler Kömürcü, Turan Çömez ve Veli Küçük'ün adının geçtiği yerler.
Alıntı:
sdt23 rumuzlu üyeden alıntı
İzlendiklerini fark etmiş veya gizli işler yaptıkları için, içinde bulundukları psikoloji nedeniyle bunu hissetmiş olabilirler.
Ancak "polislerin böyle bir bilgi verdiği ve uyardığı" iddiası ispata muhtaç.
Belki de polis kılığında başkaları geldi.
Önceki sayfalarla sonraki sayfalar da okunmalı.
Ayrıca dinleme iddiaları sonrasında durumu kontrol etmesi için yine konuşmalara göre Veli Küçük'ten yardım isteniyor.
Yine söylenene göre Veli Küçük'ün adamları (önerdiği güvenlik şirketi elemanları) evde bir şey bulamıyor. Ayrıca madem bu kadar şüpheciyiz, eve bir şey konduysa bunun "Veli Küçük'ün adamları" tarafından konmadığını nereden biliyoruz?
Re: Ergenekon iddianamesinin 1035. sayfasının 2. paragrafı
Yalçın Küçük "tutuklanmasaydım Cumhuriyeti savunmuyor duygusuna kapılacaktım"dedi.Ve o tahliye edildi. Perinçek içeride. Birçok bilim adamı, siyasetçi,gazeteci, sendikacı vb.
O 1035. sayfada trip arayan, birilerinin koltuğuna girmiş gerçekleri göremez körler hala bu forumda ahkam kesiyor.
Sakın şimdi gülmeyin ağlanacak hallerine.
Tarih kendi yarattıkları pisliklerde boğulmuş bir çok kanıt sunmaktadır.
İlgilenenlere,
Son gülen iyi güler!
Cevap: Ergenekon iddianamesinin 1035. sayfasının 2. paragrafı
Cihaner'in JİTEM fezlekesi 11 yıldır bekliyor
Erzurum'da Ergenokon soruşturması kapsamında tutuklanan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in Şırnak'ın İdil ilçesinde görev yaptığı 1999 yılında, varlığı resmi makamlarca kabul edilmeyen jandarma istihbaratı JİTEM ile ilgili hazırladığı fezlekeye 11 yıldır bakacak mahkeme bulunamadı.
Ferit Aslan / DHA / Diyarbakır Dava dosyasındaki yazışmalara göre, Cihaner'in soruşturmayı derinleştirmek istediği, ancak dönemin Adalet Bakanlığı tarafından bazı engellemelerle karşılaştığı belirlendi.
Savcı Cihaner'in 8 Ocak 1999'da görevsizlik kararı vererek o dönemdeki Diyarbakır DGM'ye gönderdiği fezlekeden açılan ve ilk JİTEM davası olarak bilinen dava, 11 yıldır DGM, Diyarbakır Ağır Ceza Mahkemesi, Askeri Mahkeme, Uyuşmazlık Mahkemesi arasında gidip geldi.
Son olarak 31 Aralık 2009'da Diyarbakır 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilerek Diyarbakır Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi.
Fezlekede sanık olarak Ahmet Cem Ersever, Arif Doğan, Yüzbaşı Sinan Yaşar, Astsubay Şaban Bayram, itirafçı İbrahim Babat ve köy korucusu Faysal Şanlı'nın adı geçerken, diğer sanıklar da açık kimlik ve sayıları tespit edilimeyen itirafçı, korucu ve kamu görevlileri olarak gösterildi.
Hasan Caner, Hasan Utanç ve Tahsin Sevim'in öldürülmesi olayını gerçekleştiren sanıkların 'Suç işlemek için silahlı çete oluşturmak, birden fazla kimseyi tahamüden öldürmek' suçunu işledikleri belirtilen 3 sayfalık fezlekede çarpıcı tespitler yer aldı:
"Bu çete önceleri terörle/teröristle mücadele amacı ile kurulduğu, teröre destek veren şahısların yasal yöntemler kullanılmadan cezalandırılmasını yöntem yöntem olarak benimsedikleri, daha sonraları başka saiklerle adam öldürme, kaçırma, çek senet tahsilatı, bombalama, tehdit v.s gibi suçları işledikleri iddialarının olduğu, soruşturma konusu 3 kişinin öldürülmesi eyleminin ise çete mensuplarının Faysal Şanlı'yı yönlendirmesi ile kişisel husumet ve deşifre edilmemek saikiyle Silopi grubunda bulunan şahıslarla gerçekleştirildiği görülmüştür."
Fezlekenin sonuç bölümünde ise, "Sonuç olarak açık kimlikleri yukarıda yazılı olan şahısların suç işlemek amacıyla çete oluşturdukları, sanık Arif Doğan'ın daha sonra farklı bölgelerde bir çok suçlar işleyen çetenin Diyarbakır grubunun başında olduğu, bu şahsa bağlı Silopi grubunun başında ise Ahmet Cem Ersever'in olduğu, tespit edilebilen diğer mensupların İbrahim Babat (Hacı Hasan), Sinan Yaşar, Şaban Bayram, Faysal Şanlı'nın olduğu, bunlardan Ahmet Cem Ersever, İbrahim Babat, Şaban Bayram ve Faysal Şanlı'nın maktülleri önce sorgulayıp sonra Cizre-Nusaybin karayolunda öldürdükleri tüm evrak kapsamında anlaşılmıştır" denildi.
Cihaner'e engellemeler
Dava dosyasındaki belgelere göre, savcı İlhan Cihaner ilk JİTEM soruşturmasındaki fezlekesini hazırlamadan önce geniş kapsamlı bir soruşturma yapmak istedi, ancak engellemelerle karşılaştı.
Cevabı peşinde olduğu sorular
Savcı Cihaner, sanık olarak adı geçen ve o dönemde Kırklareli Cezaevi'nde bulunan İbrahim Babat'ın ayrıntılı ifadesinin alınması, yer gösterme işlemleri ve bazı kişilerle yüzleştirilmesi için Midyat Cezaevi'ne nakledilmesini istedi. Ancak, bu talebi Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünce reddedildi.
Bunun üzerine Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'ne 12 Kasım 1998 tarihinde 'Çok acele-önemli' başlıklı bir yazı göndererek, Kırklareli Cezaevi'nde başka bir suçtan tutuklu bulunan İbrahim Babat'ın ifadesini gidip almak istediği görüldü.
Bu talebi de kabul edilmeyen Cihaner'in son olarak Kırklareli Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazı yazarak gönderdiği 60 sorunun Babat'a sorulmasını ve ifadesinin bu şekilde talimatla alınmasını istediği ortaya çıktı.
Savcı İlhan Cihaner'in ilk JİTEM soruşturmasını derinleştirmek için Babat'a sorulmasını istediği bazı sorular şöyle:
- İbrahim Babat kimliğinin nasıl düzenlendiği ve kim tarafından alındığının ayrıntılı sorulması
- Yasal operasyonların, silahlı operasyonların neler olduğunu, kullanılan silahların nereden temin edildiği
- Yapmış olduğu faaliyetleri resmi ya da gayri resmi olarak güvenlik güçlerine bildirip bildirmediği
- Silopi grubunda kendisi, Ersever, İsmail Öztoprak, Yaşar, Bayram dışında bulunduğunu söylediği 30-40 korucu,sivil, askerden tanıdığı ve isimlerini bildiği kimler olduğu
- Silopi grubunda kullandıkları araçların ayrıntılı nitelikleri, plakaları
- Öldürme kararlarının ne şekilde ve kimler tarafından verildiği ve kendilerine ne şekilde ulaştırıldığı
- Öldürülen şahısların üzerindeki kimlik, para ve eşyaların ne yapıldığı, kimin tarafından alındığı
- Kendisi yada Silopi grubundakiler özellikle Ahmet Cem Ersever adına banka hesapları olup olmadığı
- Yaklaşık olay saatleri ve bölgenin o anki şartları gözönüne alınarak kontrol noktalarını nasıl geçtikleri
- Yetkileri ve kullandıkları yöntemleri kendilerine nasıl ve kimler tarafından bildirildiği
- 3 kişinin öldürülmesinde kendisi, Ersever, Yaşar ve Bayram'ın kullandıkları silahların neler olduğu
- Bir dergiye verdiği demeçte geçen Asayiş Komutanı ve Kurmay başkanı Kuru'nun kimler olduğu
- Ersever öldürüldükten sonra kendisine öldürüleceği bilgisinin nereden geldiği
- Yakalanıp serbest bırakılan ve kanun dışı işlerde kullanılan itirafçıların kod adları ve gerçek adlarını, eylemleri ve şu anda nerede bulundukları
- Silopi, Batman, Diyarbakır ve İstanbul'da katıldığı olaylarda kullandığı silahları nereden temin ettiği
- İfadesinde belirttiği uzaktan kumandalı bombayı, ya da bombaları, patlayıcıları ne şekilde temin ettikleri
- Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın katıldığı olayların neler olduğunu
- Aynı yıllarda bölgede bir çok faili meçhul olayda kullanılan beyaz Renault araç ile ilgili olarak bilgisinin olup olmadığı..
http://www.cnnturk.com/2010/turkiye/...4.0/index.html
Cevap: Ergenekon iddianamesinin 1035. sayfasının 2. paragrafı
Yakında bu iddiannamenin sayfa sayısı; binleri aşacak ve yakın tarihimizde görülen davalar gibi çuvallara sığmayacak; "15 küsur çuval içerisindeki kaybedilen belgelere rağmen hüküm bile tesis edilebilen bir hukuk faciasının başka bir örneği olacak galiba bu dava; hadi hayırlısı... Zaman aşımı işlese de suçlu olarak yargılananlar beraat etse de kaybedilen zaman ve kişilik haklarının telafisi hiç bir zaman mümkün olmayacak..