Karadeniz Usulü

Karadeniz usulü trafik lambası - Hurriyet/ 7 Aralık 2008

Trabzon’un Of İlçesi’nin Uzungöl sapağındaki kavşakta bulunan trafik lambaları, sekiz aydır araçlara sürekli "yeşil," yayalar için ise "kırmızı" yanıyor.

İlçenin Kalyon mevkisinde yer alan trafik ışıklarında yaşanan bu durum yüzünden sürücüler sürekli kendilerine yeşil yandığı için hız kesmezken, yayalar tehlikeyle karşı karşıya kalıyor.

İrfanlı Mahallesi muhtarı Ömer Reisoğlu, şunları söyledi: "Bu yolda araçlar, sürekli yeşil ışık yandığından hiç hız kesmiyor. Yayalar da sürekli kırmızı yandığı için kontrolsüz bir şekilde yoldan karşıya geçmeye çalışıyorlar. Yayalar, trafik lambaları bozuk olduğu için sürekli kaza riski ile karşı karşıya bulunuyor.

Kesinlikle bir laz açıklaması vardır bu işin ve doğrudur:o

Kurban Bayramı

Temel, parasızlıktan o kurban bayramında kurban alamamış. Bayram namazından, kara kara düşünerek eve dönerken, otlayan koyunları görmüş ve gözüne kestidiği birini alıp eve götürmüş.
Güzelce kesmiş, etlerini kemiklerini ayırmış. Hanımına:

-Hanım al şu eti güzelce kavur bakalım da, yiyelim birlikte, daha sonrada gelen misafirlere ikram ederiz demiş.

Temelin hanımı bu işe baştan razı değilmiş zaten.
Sormuş Temele:
-Temel kıyamet günü bu koyun için sorguya çekilince ne yanıt vereceğiz? demiş.
Temel :
-İnkar ederiz, demiş.
-İnkar edemeyiz, kıyamet günü koyun dirilip tanıklık edecek.
-Tamam işte, demiş Temel. Kıyamet günü koyun dirilip gelse hemen yakalayıp sahibine geri verip bu dertten kurtuluruz.

Temel coğrafya öğretmenine sorar:

- İstanbul'dan Ankara'ya uzaklık kaç kilometre?..

- 450...

diye yanıtlar öğretmeni. Temel bunun üzerine:

- Peki Ankara'dan İstanbul'a uzaklık kaç kilometre?.. diye sorduğunda

öğretmen hiç düşünmeden:

- Aynı uzaklık, 450...

diye cevapladığında Temel biraz duraklar ve itiraz eder:

- Öyle olmayabilir, mesela Ramazan Bayramı'ndan Kurban Bayramı'na iki, Kurban Bayramı'ndan Ramazan Bayramı'na ise on ay var...

Karadeniz usulü kurban kesimi

(A.A)
09 Aralık 2008

Karadeniz'de kurban kesimi renkli görüntülere sahne oldu. Terasta büyütülen inek için küçük bir sorun vardı...

Artvinli emekli öğretmen Burhan Kırdar'ın oturduğu 11 katlı binanın terasında yaptığı ahırda beslediği ineği alan 4 kişi, aşağı indiremedikleri hayvanı terasta kesmek zorunda kaldı. Hayvanın etlerini de kurdukları teleferikle indirdiler..

Borçka ilçesinde yaşayan emekli ilkokul öğretmeni Burhan Kırdar (60), AA muhabirine, sağlık sorunları nedeniyle Erzurum'da gittiği bir hastanedeki doktorun tavsiyesi üzerine dana etiyle beslenmeye başladığını söyledi.

Sağlık sorunun düzelmesi üzerine, et ihtiyacını karşılamak için dana beslemeye karar verdiğini belirten Kırdar, ''Oturduğum bina sarp bir arazi üzerindeydi. Onun için burada ahır yapmaya alan yoktu. Ben de binanın terasına bir ahır yaptım'' dedi.

Yaklaşık 3 yıl önce buzağı aldığını ve terasındaki ahırda beslemeye başladığını bildiren Kırdar, ''Buzağıları kucağımda 11. kata çıkardım. Burada besledim büyüttüm. Birini Kurban Bayramı için sattım. Kurban kesmek isteyenler de inek aşağıya inemediği için mecburen hayvanı terasta kesti'' diye konuştu.

Kırdar'ın ineğini satın alan İbrahim Özer, Sabri Demiral, İlker Keskindal ve Naci Topuz ise ineği nasıl keseceklerini düşünmeye başladıklarını ifade ederek, ''İneği 11. kattan indiremediğimiz için burada kesmeye karar verdik. Bizim için farklı bir Kurban Bayramı oldu'' dediler.

Bu arada hayvanların yiyecek ve sularını taşımak için binanın üzerine teleferik sistemi kuran Kırdar, yaklaşık 100 kilo gelen kurbanın etlerini, 500 metre aşağıdaki ana yola teleferikle indirdi.

Burhan Kırdar, 11. kattaki ahırında, 4 koyun ve bir dana daha beslediğini, bu hayvanları da gelecek Kurban Bayramı'nda satmak istediğini bildirdi.

Karadeniz usulü av cezası

09.12.2008

RİZE (AA)

Rize'nin Çamlıhemşin ilçesi sınırlarında bulunan ve Kaçkar Dağları Milli Parkı sınırını belirleyen Palovit Deresi'nde balık avı yasağını ihlal edenler, oltayı attığı yakaya göre farklı para cezasına çarptırılıyor. Derenin sağ tarafı milli park olduğu için, bu yakadan balık avlayanlara bin 200 YTL, av yasağının olduğu dönemde derenin sol tarafından olta atanlara ise 633 YTL para cezası uygulanıyor. Sol yakadan balık tutanlara uygulanan ceza, avlanan balık miktarına göre artabiliyor. Rize Çevre ve Orman Müdürü Sabit Kandemir, milli park sınırının 1994 yılında çizildiğini uygulamadaki farklılığın bundan kaynaklandığını söyledi. 2008'de kaçak balık avladıkları gerekçesiyle 70 kişiye para cezası uygulandı. Bunlardan 30'una bin 200 YTL, 40'ına ise 633 YTL para cezası kesildi. Vatandaşların farklı para cezası uygulamasını anlamakta güçlük çekiyor.

Cankurtaran tüneli için dansözlü eylem

09 Ocak 2009

Hakan AYDIN/HOPA (Artvin), (DHA)

KARADENİZ sahilindeki Hopa İlçesini Artvin’e bağlayan Cankurtaran geçidi ilginç bir eyleme ev sahipliği yaptı. Kışın kar yağışı ve buzlanma nedeniyle şoförlerin korkulu rüyası olan ve sık sık trafiğe kapanan yol için yıllardır tünel yapılmasını isteyen Artvinliler, seslerini duyurmak için ilginç bir eylem yaptı. Kış günü, Cankurtaran dağında zirvesinde dansöz oynattılar.

KAMYON ŞOFÖRLERİNDEN DANSÖZLÜ PROTESTO

Her kış mevsiminde Cankurtaran dağı korkusu yaşadıklarını anlatan şoförler, “Herşeyi yaptık duymadılar. Belki farklı bir şey yaparsak duyarlar dedik. Bir arkadaşımızdan bu ilginç fikir gelince de uygulamaya koyduk” dediler. Tuğrul Akoğlu, Turan Altınkaya, Celal Çakır, Uğur Türker ve Ferhat Karabacak adlı sürücüler, “Şikayetler yıllarca sürdü. Siyasiler de söz verip durdular. Ama yıllardır hiçbir şey değişmedi. Umarız dikatleri çekmişizdir” diyerek, Cankurtaran geçidi tehlikesinin bir tünel yapılarak aşılması için yetkilileri göreve çağırdılar.

Hopa’da bir gazinoda çalışan ve Cankurtaran dağında ilginç eyleme katılan Azeri dansöz de çıplak ayakla dans ederek ilginç bir görüntü oluşturdu. Aygün adındaki dansöz, “Bana gelip eylem için destek istediler. Ben de destek verdim. Umarım birileri Artvinlilerin sesini duyar artık” dedi.

Kahvede incir ağacı

KTÜ Fizik bölümünde okuyan Fatih Aydemir, ilginç bir geleneği devam ettiriyor.

Rize Haber/06.02.2009

Maçka’ya bağlı Hamsiköy’de dedesinden kalma lokantayı kahvehaneye dönüştürüp işleten Fatih Aydemir, 1940 yılından beri işletmenin içinde yer alan incir ağacını kesmeyerek görenleri şaşırtıyor.
İLGİ ÇEKİYOR
İşletme sahibi Aydemir, "Burası 1940 yılında lokantaydı. Büyüklerimiz o yıllarda bu incir ağacını dikmişler. 2002’de burayı açtığım zaman ağacı kesmedim. Bu ağaca bakıyorum. Onu her gün buduyorum.
Ağaç ilgi odağı oldu. Yazın Hamsiköy’e çok turist geliyor. Kahvehanemize gelen turistler incir ağacına dikkat çekiyorlar. Sobamız kamyon jantından yapılmış. O da ilgi çekiyor. Zaten burada doğa harika" diye konuştu.

Büyükbaş hayvanlar için Kemençe Müziği!!!

Ahıra kurduğu sistemle, daha az yem tüketmeleri ve daha çok kilo almaları için büyükbaş hayvanlara kemençe müziği dinletiyor.

AA/16.02.2009

Giresun'da besicilik yapan Gültekin Uyanık, ahıra kurduğu sistemle, daha az yem tüketmeleri ve daha çok kilo almaları için kurbanlıklarına kemençe müziği dinletiyor.

Gültekin Uyanık, AA muhabirine yaptığı açıklamada, merkeze bağlı Akıncı köyündeki mandırasında ailesiyle birlikte 8 yıldır büyükbaş hayvan besiciliği yaptığını söyledi.

Mandırasında 50 dolayında büyükbaş hayvan bulunduğunu ve bunun büyük kısmını Kurban Bayramı'nda satmayı planladığını anlatan Uyanık, ''Yöremizde hayvancılık gelişmiş değil.
Dolayısıyla bu konuda yeterli bilgim yoktu.
Bunun üzerine sürekli internette hayvancılık üzerine yazılar ve haberler okunmaya başladım.
Bir haberde müziğin hayvanları olumlu etkilediğini ve sakinleştirdiğini okudum. Bunun üzerine mandırada müzik yayını yapan bir düzenek oluşturdum''dedi.

Yaklaşık 5 yıldır mandırada hayvanlarına, kemençe ağırlıklı olmak üzere yöresel müzik dinlettiğini anlatan Uyanık, şunları söyledi:

''Mandıranın orta yerinin tavan kısmında VCD ve kolonlardan oluşan müzik sistemim bulunuyor.
Sabah ve akşam olmak üzere günde 4 saat hayvanlara müzik dinletiyorum. Bunun sonucu hayvanların yem tüketimi azaldı.
Stresten uzaklaştıkları ve az hareket etmeye başladıkları için hızlı kilo aldılar. Et verimim de arttı.
Bunu duyan bazı vatandaşlarımız buraya gelerek benden bilgiler alıyor.
Bu durum bazılarının hoşuna gidiyor, bazıları örnek alıyor.
Ben kurduğum bu sistemden oldukça memnunum.''

Uyanık, yörede bu sistemi sadece kendisinin uyguladığını, diğer hayvan yetiştiricilerine de bu sistemi tavsiye ettiğini sözlerine ekledi.

Karga Öğrenci Oldu...

Rizehaber/19.02.2009

Çayeli Büyükköy de halkın maskotu olan Karga belde halkı ile iç içe yaşıyor.

—Çayeli Büyükköy ilköğretim okul müdürü Bülent Aksoy 1 yıldır karganın okulda olduğunu söyleyerek” Büyüklerle değil öğrencilerle iç içe, ders saatlerinde bazen sınıf kapısına vurarak derse giriyor. Teneffüs saatlerinde ise öğrencilerimizle oynuyor” dedi.

Çayeli Büyükköy ü kendine mekân seçin Karga sabah erken saatlerde çeşitli isimler bağırarak vatandaşları uyandırırken ilköğretim okulunu ise kendine mekân seçti.

Bir yıldır Çayeli ilçesi Büyükköy beldesinde halkla iç içe yaşayan ve halkın maskotu durumuna gelen Bozlu İsimli Karga Büyükköy ilköğretim okulundan ayrılmıyor. Öğrencilerin teneffüs saatini bekleyen Bozlu bazen ise okula girerek öğrencilerle oynamak istiyor. Okul müdürü Bülent Aksoy Karganın çocuklara zarar vermediğini onlarla eğlendiğini söyleyerek” Genelde ders saatlerinde çatılarda bekliyor. Öğrenciler çıktığı an okul bahçesine inerek onlarla oynuyor. Bazen soğuk havalarda ise sınıflara giriyor. Birkaç gün önce sınıfa giremeyince gagasıyla kapıyı 4–5 kez çaldı. Öğretmenimiz gel diye seslenmesine rağmen içeri giren olmayınca kapıyı açan öğretmenimiz karga ile karşılaştı. Derse giren karga öğrencilerle oynamaya başladı” dedi.

Esnaf İsmail Okur ise “ 1 yıldır karga burada, okul tatil döneminde mahallelere çıkıyor çocuklarla oynamak için, büyüklerle ilgilenmiyor. Büyükler yanına gittiğinde onlara saldırıyor. Çocuklara zarar vermiyor. Sabah erken saatlerde ise onun konuşması ile uyanıyoruz. Pencere kenarına gelerek” Hasan,, Ayşegül, Ronaldino gibi sesler çıkartıyor bazen ise ağlıyor, bazen şarkı söylüyor. Çok kez bize seslenen birileri var zannederek dışarı çıkıyoruz. Karga ile karşılaşıyoruz” dediler.

Çağrı Pehlivan isimli öğrenciye daha yakın olan Karga Bozlu onunla birlikte eve kadar giderken öğrenci ise” Bana zarar vermiyor. Daha çok benim yanıma geliyor, onu besliyorum, onunla oynuyorum. Bazen büyüklerim ona verdikleri bir eşyayı alıp gidiyor, yapraklarla üstünü örtüyor” dedi.

Bu da Karadeniz usulü ceza

Of İlçesi’ne bağlı Uluağaç Köyü’nde köy ihtiyar heyetinin koyduğu kurala göre, kadınların yük taşıması yasak. Yaklaşık 11 yıldır yürürlükte olan kurala karşı gelenlere, temsili olarak 1 lira para cezası kesiliyor.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/11029743.asp?gid=233

Vatandaş kendi düzenini kendisi kurmuş, daha ne olsun!

Tebrik ettim o "İhtiyar Heyetin"i , kim ne derse desin tecrübenin hali başka.

Bu yol tam fıkralık!

Ev ve arazi için yol bumalayan Rizeli mütahit öyle bir ev yaptı ki hem yol hem ev!

http://img100.imageshack.us/img100/5653/84282.jpg

Rize'de bölgenin coğrafi yapısı nedeniyle yapacakları bina ve halı saha için yeterli arazi bulamayan vatandaşlar, çareyi binayı yolün üzerine, halı sahayı da çay alım yerinin üstüne yapmakta buldu.

http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=180710

Hopalı ‘hop oturup hop kalkıyor’ ...

Vatan/03.03.2009

Sınır kapısının kapatılma kararı alınması vatandaşları öfkelendirdi

Geçen yıl 3.6 milyar dolarlık ticaret yapılan Sarp sınır Kapısı’nda, yaya geçişleri yarın durduruluyor. Hopa Ticaret Odası Başkanı, “Kapıda yatarız, bu kararı uygulatmayız” dedi.

Türkiye ve Gürcistan vatandaşlarının “sınırda ticaret” yaptığı Sarp Sınır Kapısı’nda, yaya geçişleri, valilik talimatı ile 1 Mart’ta (yarın) durduruluyor.

Resmi yetkililer, bir dönem “bavul ticaretinin” merkezi haline gelen İstanbul-Laleli benzeri bir pazara dönüşen Sarp’ta “yaya ticaretinin” boyutlarının 1 milyar doların üzerinde olduğunu belirtirken, Hopa Ticaret Odası Başkanı Engin Koyuncu, son bir yılda bu kapıdan 3.6 milyar dolarlık ticaret yapıldığını öne sürerek, “Kapıda yatarız da bu kararın uygulanmasına izin vermeyiz” dedi.

Sınır kapılarından yaya geçişi mevzuat uyarınca yasak. Ancak, Sarp Sınır Kapısı’nda vatandaşların Türkiye’den ticarete yoğun ilgi göstermesi nedeniyle, geçen yıldan beri günü birlik yaya geçişine izin veriliyor. Kapıdan, günde ortalama 6 bin kişinin Kemalpaşa tarafına geçerek alışveriş yaptığı, yerel pazarın kurulduğu Salı ve Perşembe günleri bu sayının 12 bine ulaştığı belirtiliyor. Yayaların taşıtların arasından geçmesi trafik açısından güvenlik sorunu yaratırken, bu kadar çok kişinin giriş çıkış işlemi de gümrüğün işlerini olumsuz etkiliyor.

Hırçın'dır Karedeniz insanı.....
Hele de kadını.....Tuttuğunu koparır....Karadeniz o kadar güzel ki yaşamda mutlaka gitmenizi öneririm. Bir yanda dağ, orman ve deniz...

Bir taraftan-anne tarafından- Karadeniz-trabzon- taraflı olmama rağmen hiç karadeniz"e gitmemiştim.Çünkü annem de karadeniz'de ama Silistre'de doğmuş.:)))

İş gereği İstanbul üzerinden Trabzon hariç bir çok karadeniz şehrini gördüm. :(((
En çok da Sinop"a hayran oldum.O kadar bakir bir yer ki o zorlu iş günlerimde gitmeme rağmen hala unutamıyorum... Bir yandan orman ve hemen yanında deniz... Bir de adliyesi küçükçene ama sevimli adliyesi... Unutmak mümkün mü?

Ben karadeniz'e gitmeyi çok istiyorum ama bir türlü gitmek kısmet olamadı. Hatta bir arkadasın ailesi trabzonda öğretmenlik yapıyor, bilet almıştık gitmek için o sırada annem hastalanmıştı gidememiştim kısmet değilmiş ama ilk fırsatta gideceğim.

Dededen yadigar 44 yıllık minare...

Rize haber/ 07/03/2009

Fındıklı’daki tarihi caminin 1965'te yıkılması üzerine, vatandaşlar, az ilerisinde yeni bir cami yaptılar. Vatandaşların ''dede yadigarı'' diye dokunmadıkları eski caminin minaresi ise 44 yıldır tek başına kaldı

Rize'nin Fındıklı ilçesindeki tarihi caminin 1965'te yıkılması üzerine, vatandaşlar, az ilerisinde yeni bir cami yaptılar. Vatandaşların ''dede yadigarı'' diye dokunmadıkları eski caminin minaresi ise 44 yıldır tek başına kaldı.
Mahalle halkının dedelerinden bir hatıra olarak gördükleri için yıkmayı düşünmedikleri minare, ''camisiz minare'' olarak tanınıyor.
Aksu Mahallesi Muhtarı Musa Kazım Özçiçek, gazetecilere yaptığı açıklamada, 1965 yılında mahallelerinde bulunan yaklaşık 200 yıllık tarihi caminin büyük bölümünün yıkıldığını söyledi.
Bunun üzerine mahalle halkının caminin yerine yeni bir cami yapmaya karar verdiklerini ifade eden Özçiçek, ''Eski camiyi tamamen yıktılar ve az ileride yeni bir cami yaptılar. Eski caminin bazı malzemeleri de yeni camide kullanıldı'' dedi.
Eski caminin, 1945 yıllında inşa edilen minaresinin ise yıkılmadığını belirten Özçiçek, ''Eski caminin yeri mezarlık olarak kullanılmaya başlandı. Ancak minare sağlam olduğu için dedelerimiz yıkmak istemedi. Böylece o minare de 44 yıldır camisiz bir minare olarak ayakta kaldı'' diye konuştu.
SİMGE OLDU
Kendilerinin de minareyi dedelerinden bir hatıra olarak gördüklerini, bu nedenle yıkmayı düşünmediklerini dile getiren Muhtar Özçiçek, ''Minare, camisi olmasa da bizim açımızdan tarihi bir değer taşıyor. Bu nedenle biz de minareyi yıkmıyoruz ve koruyoruz. Minareyi artık mahallemizin bir simgesi olarak görüyoruz'' dedi.

http://i.milliyet.com.tr/HaberAnaRes..._mf220054.Jpeg

Binalar arası köprü komşuluk ilişkilerini geliştirdi

Milliyet/14.04.2009

Rize’nin Ardeşen ilçesinde yan yana bina yapan iki kardeş, birbirlerine daha rahat gidip gelebilmek için binalarının üzerine köprü yaptırdı.

Ardeşen ilçesinde, Emin ve Rıfkı Konakçı kardeşler, 2000 yılında arasından yol geçen 9’ar katlı iki bina inşa ettirdi. Binalarında asansör
olmayan Konakçı kardeşlerin her ikisi de kendi binasının en üst katında oturmayı tercih etti.

Birbirine gidip gelebilmek için 9 kat inip, 9 kat çıkmak zorunda kalan Konakçı kardeşler, bunun üzerine birbirine gidip gelebilmek için binalarının arasına köprü yaptırmaya karar verdi. Daha sonra iki bina arasına demirden köprü yaptıran Konakçı kardeşler, böylece birbirlerini kolaylıkla ziyaret edebiliyor.

Emin Konakçı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yan yana yaptırdıkları binalarında asansör olmadığını belirterek, "Her ikimiz de binalarımızın en üst katında oturmaya başladık. Daha sonra birbirimize gidip gelmek için 9 kat inip çıkmak zor geldi. Bunun üzerine iki bina arasına bir köprü yaptırdık. Böylece birbirimizi ziyaret etmek, çok kolay hale geldi" dedi.

Rıfkı Konakçı ise birbirlerine karşıdan karşıya bakacağına akıllarına böyle bir köprü yapma fikrinin geldiğini ifade ederek, "Karşı tarafa rahat
geçebilmek için böyle bir köprü yaptırdık. 9 kat inip çıkmaktan kurtulduk.

Birbirimize çay içmeye, yemek yemeğe rahatlıkla gidiyoruz. Köprümüz, görenlerin de ilgisini çekiyor" diye konuştu.

-YANGIN AMAÇLI YAPILDI, MİSAFİRLİĞE GİTMEK İÇİN KULLANILIYOR-
Diğer yandan, il merkezi İslampaşa Mahallesi’ndeki bir sitede 3 bina çatı katlarında yapılan birer köprü ile birbirine bağlandı.

Site yöneticisi Rahim Beşli, 1996 yılında yapılan sitede 13’er katlı 3 bina bulunduğunu belirterek, "Sitemizi yaptığımız zaman, yangın merdiveni yerine 3 binanın çatısından çatısına, binaları birbirine bağlayan 2 köprü yaptırdık.

Köprülerin yapım nedeni yangın merdiveni olmasına rağmen, daha sonra komşu ziyaretleri için de kullanılmaya başlandı" dedi.

Beşli, binalarda özellikle üst kattaki ailelerin birbirine misafirliğe giderken birçok katı inip çıkmak yerine köprüleri kullandıklarını kaydetti.

Minibüsüyle üst geçitten geçti

RİZE'de 36 yaşındaki İsmail Güngör, kullandığı minibüsle yaya üst geçidinden yolun karşısına geçti. MOBESE kameralarına yakalanan ve 189 lira ceza kesilen İsmail Güngör'ün aracında da sürtünmeler nedeniyle de 2 bin liralık hasar oluştu. Güngör, "Çok istiyordum, onu da gerçekleştirdim" dedi.

Fıkra gibi olay dün saat 23.00 sıralarında yaşandı. İsmail Güngör, bir arkadaşıyla birlikte 53 AN 660 plakalı 2009 model minibüsüyle sahilde gezintiye çıktı. Güngör, kullandığı araçla bir ayağı sahilde, diğeri ayağı ise Menderes Bulvarı MOBESE merkezi önünde bulunan ve yayaların kolay kullanımını sağlamak için basamak yerine düz rampa şeklinde yapılan üst geçidin önüne geldi. Minibüsle önce kaldırıma çıkan Güngör, ardından da yaya üst geçidine tırmanıp karşı taraftaki kaldırıma indi ve karayoluna geçerek yoluna devam etti. Çevredeki vatandaşların şaşkın bakışları altında gerçekleşen olay MOBESE kameraları tarafından görüntülendi.

Trafik ekipleri, bir süre kovaladıktan sonra durdurdukları sürücü İsmail Güngör'e trafiği tehlikeye düşürmek ve trafik görevlilerinin 'dur' ikazına uymamaktan toplam 189 lira trafik cezası kesti. Güngör'ün aracında üst geçitten geçerken sürtünmeden dolayı yaklaşık 2 bin liralık da hasar oluştuğu belirtildi.

'BİR DE ARABAYLA GEÇEYİM DEDİM'

İsmail Güngör, yaya olarak geçtiği üst geçitten bir de arabayla da geçmek istediğini belirterek şunları söyledi:

"Belediye Başkanımız Halil Bakırcı yayalara bir üst geçit yaptı. Biraz geniş olmuş. Bir gün buradan yaya geçtim. Sonra 'bir de arabayla geçeyim' dedim. Arkadaşımla birlikte dün akşam geçtik. Cahillikten mi yoksa arkadaşların fikirlerinden mi kaynaklandı bilemiyorum. Bir kere yaptık. Ne yapalım? Çok istiyordum, onu da gerçekleştirdim."

Üst geçitten geçerken aracın dönüşte zorlandığını anlatan Güngör, "Biraz zor oldu. Uğraştık ama arabanın da sağını solunu çizdik. Bu hasarlar önemli değil. Bizim kaporta üzerine işyerimiz var. Trafik ekipleri 189 lira ceza kesti. Arabada da 2 bin lira zarar var" dedi.

BENZER OLAY 2006'DA YAŞANDI

Rize'de benzer bir olay 25 Kasım 2006 tarihinde yaşandı. Fener Mahallesi'nde polis lojmanları önündeki üst geçidin güney tarafı mahalle yolu ile aynı seviyede bulunduğu için, 53 EC 984 plakalı otomobil üst geçide buradan girerek ön tarafa kadar ilerlemiş, bir süre geçitte kalan otomobil, sahil yolu inşaatında çalışanların uyarısının ardından geri manevra yaparak üst geçitten çıkmıştı. 25 yaşlarında olduğu belirtilen otomobil sürücüsünün, yanındaki kız arkadaşıyla birlikte üst geçit üzerinden güneşin batışını izlemek istediği anlaşılmıştı. Trafik ekipleri o tarihte sürücüye, 'trafik işaret levhaları, cihazları ve yer işaretlemeleri ile belirtilen veya gösterilen hususlara uymamaktan' 49 YTL para cezası kesmişti.

(Milliyet/26.05.2009)

http://www.milliyet.com.tr/Yasam/Son....2009&b=Rizede fikra gibi olay&KategoriID=15&ver=57

Haberi tam veremeyeceğim ama,
sevgilisi ve arabası ile yaya geçidine çıkan hemşehrim de olmuş, ulusal görsel basında da çıkmıştı.

"Bir başkadır benim memleketim" :p

Temel de 8 aydır kendisine yeşil ışığın yanmasını beklemekteyse hiç şaşırmam doğrusu :o :) :p

Çekmeyen cebe Karadenizli çözümü

Rize'nin Kavron yaylasında pansiyon işleten Şahin, çekmeyen cep telefonu için ilginç bir yöntem buldu. Telefonun antenini çıkarıp yerine uzunca bir bakır tel takan, bir de kayanın üzerine çıkan Şahin, iletişim sorununu çözüme kavuşturdu.

Devamı...

Karadeniz'de heyelan sorunu böyle çözüldü!

Zigana geçidi çıkışındaki başka bir kayaya bağlanan tonlarca ağırlığıktaki kayayı tutan ipin kopması an meselesi

TRABZON - Yola düşmesinden endişe edilen kaya parçası için Karadeniz usulü bir çözüm bulundu. Tonlarca ağırlıktaki kaya iple bağlandı.
Trabzon-Gümüşhane karayolu, Zigana geçidi çıkışı üzerinde bir yamacın tepesinde duran kaya kütlesi yoldan geçenlere korkulu dakikalar yaşatıyor. Ancak buna ilginç bir çözüm bulundu.
Tonlarca ağırlıktaki kaya kütlesi, iple daha büyük bir kayaya bağlandı. Ancak ipi kimin bağladığı, kayanın yuvarlanması durumunda onu tutup tutmayacağı ise bilinmiyor.(dha)

(Radikal/17.07.2009)

http://www.radikal.com.tr/Radikal.as...&CategoryID=77

Alıntı:

---

Erhan Yurdayuksel rumuzlu üyeden alıntı

Karadeniz'de heyelan sorunu böyle çözüldü

---

http://img195.imageshack.us/img195/7...to20haberi.jpg

Trabzon'da fıkra gibi 'ayrıştırma'

Trabzon'daki temizlik ekipleri ayrıştırılmış çöpleri aynı çöp arabasına döküyor!

Trabzon'da şehrin değişik yerlerinde bulunan ayrıştırılmış çöp bidonlarındaki çöpü toplayan Trabzon Belediyesi ekipleri ayrıştırılmış çöpleri aynı çöp arabasına döküyor.
Temel fıkraları ile ünlü Trabzon'da 'Temel Fıkrası' gibi çöp toplama işlemi gerçekleşiyor. Vatandaş çöpleri ayrıştırma kutusuna atıyor ancak belediyeye ait çöp toplama ekipleri ayrıştırma kutularına özenle atılmış çöplerin bulundukları bidonları aynı çöp arabasına dökerek tekrar birleştiriyor.

Ayrıştırılmalı çöp bidonları kağıt, pet şişe, cam gibi geri dönüşümü sağlanan ürünlerin tekrar geri kazanılmasını sağlamayı amaçlarken, bu ayrıştırma anlayışı Trabzon'da sadece çöp bidonlarında hayata geçiriliyor. Vatandaş çöpleri ayrıştırma kutularındaki işaretli yerlere atarak ayrıştırırken, belediye işçileri ise bu çöpleri ayrı ayrı kamyonlara yükleyip depolara götürmesi gerekirken ayrıştırılmış çöpleri birbirine katarak topluyor.

Trabzon Belediye Başkan Yardımcısı Ergin Aydın, temizlik işlerini özelleştirmeleri nedeniyle çöpleri özelleştirme ile ihaleyi alan firmanın ekiplerinin topladığını belirterek, "Bu ekipler normalde farklı çöp arabaları ile bu ayrıştırılmış ürünleri almaları gerekiyor. Ancak çöp arabaları yeterli olmadığı için böyle bir yola gitmişler. Önümüzdeki aydan itibaren bu eksikliklerini gidereceklerini söylediler. Bu demek değildir ki ayrıştırılan çöpler birlikte depolanıyor. Çöp arabaları ile Deliklitaş mevkiindeki tesise götürülen çöpler burada ayrıştırma işleminden geçirilmektedir. Geri dönüştürülecek çöpler burada diğer çöplerden ayrılmakta ve işlemden geçirilmektedir" dedi.

(Habertürk/17.10.2009)

8 katlı apartmana 8 katlı merdiven

RİZE’de 8 katlı apartman inşa eden müteahhit Yakup Güngör, binanın girişine ulaşmak için arazi sahipleri ile anlaşmazlığa düşünce, benzeri pek görülmeyen bir uygulamaya imza attı.
devamı......http://www.hurriyet.com.tr/gundem/13887024.asp?gid=229

Çok güzel fıkralar. :)))

Alıntı:

---

Erhan Yurdayuksel rumuzlu üyeden alıntı

8 katlı apartmana 8 katlı merdiven

RİZE'de 8 katlı apartman inşa eden müteahhit Yakup Güngör, binanın girişine ulaşmak için arazi sahipleri ile anlaşmazlığa düşünce, benzeri pek görülmeyen bir uygulamaya imza attı.
devamı......http://www.hurriyet.com.tr/gundem/13887024.asp?gid=229

---

Bir sitede görmüştüm; sanırım bulup aktaramayacağım.. Yine Karadeniz de çok yakın mesafede iki apartman; Son katta oturan iki kardeş..Binada -8 kat üzere i:DDdi sanırım- İlginç bir şekilde sorunlarını halletmişler; Tüp geçit yapmışlar ve ulaşım sorunlarını halletmişler... Trabzonlu hemşerilerimin yaratıcı aklı...Görsel görüntüleri görmemezlikten mi gelsek?

Alıntı:

---

AV.FERDA AYDIN
Tüp geçit yapmışlar ve ulaşım sorunlarını halletmişler... Trabzonlu hemşerilerimin yaratıcı aklı...Görsel görüntüleri görmemezlikten mi gelsek?

---

http://video.cnnturk.com/2009/haber/...up-gecit-yapti

Tam Penguen'nin Ohanes Burger haberleri.

Alıntı:

---

matata rumuzlu üyeden alıntı

Tam Penguen'nin Ohanes Burger haberleri.

---

Biraz paylaşsak!; ;)

İtfaiye aracı yandı, vatandaş söndürdü

Rize'de hareket halindeyken motoru alev alan itfaiye aracındaki yangın, vatandaşların getirdiği yangın tüpü ve su dolu kovalarla söndürüldü.

Yangın tüpü bulunmayan aracın, servise gittiği için su deposunun da boş olduğu belirtildi.
Edinilen bilgiye göre, Rize Kalkandere Belediyesi'ne ait İdris Çolak yönetimindeki 53 AK 511 plakalı itfaiye aracının motorundan, servise gittiği sırada, Karadeniz Sahil Yolu İslampaşa Mahallesi Mevkii'nde duman çıkmaya başladı. Sürücü Çolak, deposunda su bulunmayan itfaiye aracını yol kenarına çekti.

Olayı gören vatandaşlar önce işyerlerinden getirdikleri yangın tüpleri ile müdahale etti, ardından da taşıdıkları kovalarla su dökerek motor bölümündeki yangını söndürdü.
Bu arada, Rize Belediyesi'ne ait iki itfaiye aracı da olay yerine geldi. Vatandaşların ve itfaiye ekiplerinin çalışmasıyla araçtaki yangın tamamen söndürüldü.
Daha sonra çekiciyle servise götürülen itfaiye aracında, servise gittiği için su bulunmadığı öğrenildi.
(Habertürk/09.06.2010)

Rize'de "Formulaz" olarak adlandırılan "2. Tahta Araba Şenliği" yapıldı.

Güncel Haber

Beldenin Selamet Tepesi mevkisinde bu yıl ikincisi yapılan şenlikte, katılımcılar, oturağından tekerleklerine kadar tamamı tahtadan yapılan arabalarla yarıştı.

Katılımcıların yaşının 18’in üzerinde olması gereken yarışa 53 kişi katıldı.

Yarış öncesi tahta arabalar, araç muayenesi ve bakım onarım istasyonlarından geçirildi. Tunca grup yolundaki bin 700 metrelik etapta, katılımcılar altışarlı gruplar halinde yarıştı.

:ok

Bugün Samsun da araba koymak için park yeri arıyordum Park yerinin biri BİR DAKİKA-HEMEN ÇIKACAM :DD 3 TL yazmış.

http://img158.imageshack.us/img158/6...zlkcamibh8.jpg

http://img68.imageshack.us/img68/6189/yazlkcami2ux2.jpg

Karedenizde yazlık cami.:ok

Karadeniz'den parmak ısırtacak bir mühendislik haberi

Çamlıhemşin ilçesine bağlı Topluca köyünde yaşayan Ahmet Kesti, evini hem gözden biraz ırak tutmak, hem de manzara ve güneşten daha fazla yararlanmak uğruna sarp bir tepenin üzerine inşa etti.
Yoldan 42 metre yukarıda inşa ettiği tek katlı yapının çatısını rüzgardan zarar görmemesi için çelik halatlarla eve, evi de arka taraftaki duvara monte eden kesti, karayolu ile bina arasındaki ulaşım sorununu da kurduğu ilkel bir "teleferik"le çözdü.
haberin devamı..http://www.milliyet.com.tr/karadeniz...06/default.htm

Karadenizli işini bilir!

Rize'de bakkal işleten bir kişi, kendi işine zaman ayıramaz hale geldi. Sonunda çözümü buldu...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın oturduğu Subayevleri semtinde bakkal işleten Rizeli bir kişi, satış yapmaktan çok müşterilerin derdini dinlemek zorunda kalınca çareyi, işyeri camına "Ücretle dert dinlenur, akil verilur" yazmakta buldu.
Subayevleri’nde 1996 yılından bu yana bakkal işleten Hızır Duman, satıştan çok müşteri derdini dinlemek zorunda kalınca "Karadenizli zekasına" has bir yöntem geliştirdiğini belirterek, bakkal camına "Ücretle dert dinlenur, akil verilur" yazmakta bulduğunu söyledi.
Son bir yıl içinde dertli insan sayısının artığını ifade eden Duman, "Zaten dinlediğim insanları boşuna dinlemeyeyim’ dedim, sabah akşam dert anlatıyorlar bana, ben de iş yokken oradan gelir getirmeyi düşündüm" dedi.
Müşterilerinin genellikle ekonomik sıkıntıdan yakındığını anlatan Duman, "Alacağım vardı alamadım, maaşım yetmiyor diyorlar, kredi kartlarından söz ettikten sonra müşterinin gerçek niyeti anlaşılıyor. Derdini anlattıktan sonra hemen ’bunu veresiye yazabilir misin’ diyorlar" şeklinde konuştu.
TARİFE: "GÖNÜLDEN NE KOPARSA"
Erkeklerin daha çok eşlerinin "dırdırından yakındığını kadınların ise istediklerinin kocaları tarafından alınmamasından şikayet ettiğini dile getiren Duman, mahalledeki Ankaragücü taraftarlarının kulübün yönetiminden duyduğu rahatsızlığı bile kendisine anlattıklarını söyledi.
Ücret tarifesini "Gönülden ne koparsa" şeklinde açıklayan bakkal Duman, bakkalın camına "Ücretle dert dinlenur, akil verilur" yazdıktan sonra dert anlatanların sayısında düşüş olduğunu bildirdi.
Duman, "Yazıyı görenler önce gülüyorlar ciddi olduğumu anladıkları zaman da dertlerini anlatmadan gidiyorlar. Henüz kimseden para alamadım ama dert anlatmaya çalışanların sayısında çok düşüş oldu. Böylece para kazanamasam da boşuna dert dinlememiş oluyorum" dedi.
Duman’ın sahibi olduğu Tuğra Gıda’nın müşterilerinden Nedim Yalçınız da, bu tür girişimin "ancak Karadenizlilerin yapacağı bir uygulama" olduğunu belirterek "Biz bedavayı çok severiz. Bakkal bir gelir elde demez, bize her şey bedava olmalı. Zaten dert küpü olan bakkallar derdini kime anlatacak" diye konuştu.
Girişimci bakkal Hızır Duman’a "ne tür tedaviler veriyorsun" diye soran Fazilet Çağlar ise "Bu zamanda herkeste sorun olduğu için insanlar sorunlu kişilerden kaçıyor. Burada bakkal dinliyormuş ne güzel işte. Güzel bir şey ama paralı olmasa daha iyi olur" dedi.
GAZETEVATAN

Teşekkürler paylaşım için. :ok

Rize'deki sıra dışı yapıların bir benzeri bu kez Türkiye sınırındaki Gürcistan'ın Batum kentinde ortaya çıktı. Sahibinden çalışanına herkesin Laz olduğu 2 katlı restoran, ters olarak inşa edildi.

Görenleri şaşırtan binanı çatısı zeminde yer alırken, restoranın tavanına ters olarak monte edilen masa, sandalye, saksı, lavabo ve merdivenler büyük ilgi çekiyor.

Türkiye'nin Sarp Sınır Kapısı'na 5 kilometre mesafedeki Gürcistan'ın Acara Özerk Cumhuriyeti'nin Başkenti Batum'da yer alan "Beyaz Restoranö, binasıın yapısıyla görenleri şaşkına çeviriyor.

Laz kökenli olan Gürcistan vatandaşı Temur Tsurtsumıa tarafından 3 ay önce hizmete açılan restoran binası ters olarak inşa edildi. İki katlı ve 2 bin 300 metrekare alana sahip restoranın çatısı zeminde yer alırken, masa, sandalye, saksılar, halılar, lavabo, klozetler, merdivenler ve balkonlar da tavana ters olarak monte edildi.

Laz yemekleri yapan lokantada çalışanlar da işletme sahibi gibi Laz kökenli Gürcistan ve Türk vatandaşlarından oluşuyor. İlgi odağı olan ters lokanta Türkiye'nin sınıra yakın Artvin ve Rize illerinden ziyaretçi akınına uğruyor.

Vatandaşlar hem burada Laz yemeklerini yiyor hem de ters lokantayı geziyor. Ters binayı görüp sebebini soranlara ise, "Sahibi Laz" yanıtı veriliyor.

"ABD'deki ters kütüphaneden esinlendik"

Lokantanın işletme müdürü Merab Tamoev, restoranı ters olarak inşa ettiklerini belirterek, "ABD' de ters olarak inşa edilmiş bir kütüphane vardı. Oradan esinlenerek biz de bu restoranı yaptık. Daha çok müşteri çekiyoruz. 24 saat boyunca hizmet veriyoruz" dedi.
Tamoev, restoranın sahibinin Laz olduğunu belirterek, "Burada Laz yemekleri ağırlıklı mönümüz var. Laz yemeklerini yaparak Laz kültürünü günümüzde canlandırmak istiyoruz" diye konuştu.

Tamoev, ters restoranın üzerine iki kat daha eklemek istediklerini de söyledi. LYokantayı gezen Türk vatandaşları da, yapıyı çok lginç bulduklarını belirterek, "Burada her şey tersten bakıyor. Güzel bir ortam. Çok dikkat çekiyor" dediler.

Kaynak: http://www.cnnturk.com/2012/yasam/di...0.0/index.html

Alıntı:

---

mehmet emin sezen rumuzlu üyeden alıntı

http://img158.imageshack.us/img158/6...zlkcamibh8.jpg

http://img68.imageshack.us/img68/6189/yazlkcami2ux2.jpg

Karedenizde yazlık cami.:ok

---

Gerçek mi bu yaa :D bu ne böyle :)