Değişen dmk 48 ci maddesinin yeni halin de yüz kızartıcı ibaresinin bulunmayışının olumlu yada olumsz etkisi varmıdır?Aynı maddedeki süreler geçmiş olsa dahi ibaresinin karşılığı ve yaptırımı nedir?
Printable View
Değişen dmk 48 ci maddesinin yeni halin de yüz kızartıcı ibaresinin bulunmayışının olumlu yada olumsz etkisi varmıdır?Aynı maddedeki süreler geçmiş olsa dahi ibaresinin karşılığı ve yaptırımı nedir?
slm polis memuru iken askerlik hizmetim için ücretsiz izne ayrılarak askere gittim askerlik hizmetim sırasında sırf askeri firar suçundan 10 ay hüküm aldım askerlik hizmetim bitiminde tekrar goreve başladım 6 ay sonra askeri yargıtayca hüküm onaylandıkdan sonra kurum beni 657 dmk 48-5 98b maddeleri geregi memurlugumu sona erdirmiştir 2005 yılı kasım ayında açtıgım davada bolge idare mahkemesi kararı iptal etmiş olup karşı tarafın temiz etmesi sonucu danıştay 12 dairesi once bu iptal kararının yürütmesini durdurup daha sonra bozmuştur idare mahkemeside bu bozma kararına uymuştur şu anda dava dosyam danıştay 12 dairesinde karar düzeltme istemli olarak bulunmakdadır bu durumda 5728 sayılı kanunun 317 maddesi ile 657 dmk nun 48 maddesindeki degişiklikle 6 aylık hüküm 1 yıla çıkmıştır bu yasa geriye dönük olarak benim bu dava dosyama etkisi olurmu bu konuda bana yardımcı bilgiler gönderirseniz çok memnun olcam veya ne yapmalıyım yada yeniden davamı açmam gerekli
657 s.dmk nunun değişen hükmüne göre ceza süresi 1 yıla çıktığı bahsi ile kurumunuza tekrar başvurun.Gelen cevaba göre idare mahkemesine bu başvurunuz dan dolayı tekrar müracaat edebilirsiniz.Muhtemelen bu husus sizin lehinize olur.Avukatınız ile bu hususu görüşün.Saygılar.
teşekkurler anladıgım kadarıyla kurumun cevabına gore idare mahkemesine yeniden iptal davası açmam gerekecek yada kurum daha once bu tur bir yasa degişikliginde danıştay içtihatlarına gore verilmiş karara göre haraket ederek işlem yapacak bu konuyu ilgilendirdigini sandıgım daha once verilmiş danıstay kararı örnek olabilir düşüncesiyle buraya koymayı uygun gördüm sizinde bu konudaki ğörüşlerinizi bildirmenizi arz ederim
Dairesi Karar Yılı Karar No Esas Yılı Esas No Karar Tarihi
BİRİNCİ DAİRE 1982 251 1982 253 10/12/1982
KARAR METNİ
657 SAYILI YASANIN 48.MADDESİNİN 2670 SAYILI YASA İLE DEĞİŞTİRİLMESİN-
DEN SONRA TAKSİRLİ SUÇTAN HÜKÜM GİYEN MEMURLARA YAPILACAK İŞLEMLER HK.
(*)<
İdare yazısında 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48.maddesinde
2670 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle taksirli suçlardan hüküm gi-
yenlerin Devlet memuru olabilmelerine olanak sağlandığından bahisle;
a- Taksirli bir suçtan dolayı altı aydan daha uzun süreyle hapis ceza-
sına hüküm giymesi nedeniyle görevine son verilen, ancak, yeniden gö-
rev isteyen,
b- Taksirli bir suçtan dolayı 2670 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesin-
den önce altı aydan daha uzun süreyle hapis cezasına mahkum edilmiş,
ancak, görevine son verilmemiş,
c- Taksirli bir suçtan dolayı yargılanan, ancak, 2670 sayılı Yasanın
yürürlüğe girmesinden sonra altı aydan daha uzun süreyle hapis cezası-
na mahkum edilen ve görevine son verilmeyen
Kimseler hakkında ne yolda işlem yapılacağı sorulmaktadır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun Devlet memuru olabilmenin genel
ve özel koşullarını gösteren 1327 sayılı Yasayla değişik 48.maddesinin
5. bendinde altı aydan fazla hapis cezasıyla hükümlü bulunmak Devlet
memuru olmaya engel hallerden biri olarak öngörülmüş bulunmakta idi.
Ancak, bu hüküm, 2670 sayılı Yasayla değiştirilmiş, taksirli suçlardan
hükümlü bulunmak, Devlet memuru olmaya engel sayılmamıştır.
Öte yandan, 657 sayılı Yasanın memurluğun sona ermesi hallerini düzen-
leyen 98.maddesinin b bendinde, memurlukları sırasında memurluğa alın-
ma koşullarından herhangi birinin yitirilmesinde memurluğun sona erece
ği hükme bağlanmıştır. Bu durumda, 2670 sayılı Yasanın yürürlüğe girme
sinden sonra taksirli bir suçtan dolayı altı aydan daha uzun bir süre
ile bile olsa hapis cezasına mahkum olmak ne Devlet memurluğuna girme-
ye engel sayılmakta ne de devlet memurluğundan çıkarılmayı gerektirmek
tedir. Böyle bir hükümlülük hali, artık, Devlet memuru olabilmenin ko-
şullarından birinin yitirilmesi sonucunu doğurmamakta ve Devlet memuru
olmaya engel sayılmamakta olduğuna göre;
a- Taksirli bir suçtan dolayı altı aydan daha uzun süreyle hapse hüküm
giymesi nedeniyle görevine son verilen, ancak, yeniden görev isteyen
kimsenin görevine iadesi gerekeceği,
b- Taksirli bir suçtan dolayı 2670 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesin-
den önce altı aydan daha uzun süreyle hapis cezasına mahkum edilmiş,
ancak, görevine son verilmemiş memurun görevine son verilemiyeceği,
c- Taksirli bir suçtan dolayı yargılanan, ancak, 2670 sayılı Yasanın
yürürlüğe girmesinden sonra altı aydan daha uzun süreyle hapis cezası-
na mahkum edilen memurun görevine, aynı biçimde son verilemiyeceği
Mütalaa kılındı.
Asker lik görevini yapar iken işlenen firar suçu taksirli suç kapsamın da değildir.Kasten işlenen suçtur.İderi yargılama usulü kanunu 11 ci maddesine istinaden hakkınızda tesis edilen işlemin kaldırılması,iptali ni isteyebilirsiniz.Ancak yazımlarınızdan anladığım kadarı ile başvuru süresini geçirmişsiniz.Ayrıca cezanızın ertelenip ertelenmediği de net değil ertelenmiş ise başka prosüdür ertelenmemiş ise başka prosüdür işler.İaderi hukuk alanında yoğunlaşmış bir avukattan hukuki yardım almanızı öneririm.Saygılarımla.
sanırım yanlıs anlattım evet dogrudur işlenen suş sırf askeri firar suçu ve taksirli bir suç degildir sırf askeri bir cürüm oldugundan da tecil edilemez ve zatende tecil de edilmemiştir aldıgım hüküm 10 aydır ancak 5728 sk nun 317 m gore 657 48 5 a maddesi 6 aylık hükmü 1 yıla çıkartmıştır ancak bana idari işlemin yapıldıgı tarih 2005 3 kasımdır 5728 sy 8 şubat 2008 tarihinde yasalaşmıştır bu yasanın geriye dogru işleyip işlemediği konusunda henüz usul yönünden uygulaması yok sanırım fakat geçmiş de yani 1982 yılında yine bu şekil 657 dmk 48 5 a maddesinde bir degişiklik yapılmış o tarihde danıştay 2 ci dairesi bu yasayla ilgili ne yönde işlem yapılması gerektigini gerektiren bir karar vermiş tir ben sadece yukarıda o kararı emsal olabilir diyerekden eklemiştim kısacası bu karar benim şu anki durumuma emsal bir karar degilmidir kurumuma başvururken bu kararıda eklesem örnek olarak
Sayın YALVAÇ78;
Sizin arz ettiğiniz ve ceza aldığınız su.Anayasa nın 76 cı maddesin de ki yazılı suçlara girmemektedir. ve 657 sayılı dmk kanunun da süre 1 yıla çıkmış olup hükümlünün lehine yarar olduğu zaman geriye doğru sonradan çıkan karar yürür.Bu da 6 aylık ceza oranının 1yıla çıkmış olması size lehe olan hükümdür.Kurmunuza 5277 sayılı idarei yargılama kanunu 11 ci maddesine atıf ile evvelce verilen kararın iptali ve düzeltilmesini içeren veyukarıdaki durumu izah eden bir dilek çe ile başvurun derim.Saygılarımla.
CEVAP;
1- 01/06/2005 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 5352 sayılı Adlî Sicil Kanununun “Alî sicile kaydedilmeyecek bilgiler” başlıklı 5.maddesinde “
(1) Türk mahkemeleri tarafından verilmiş olsa bile;
a) Disiplin suçlarına ve sırf askerî suçlara ilişkin mahkûmiyet hükümleri,
b) Disiplin veya tazyik hapsine ilişkin kararlar,
c) İdarî para cezasına ilişkin kararlar, Adlî sicile kaydedilmez.” Hükmü yer almaktadır.
2-TCK nın 58.maddesinde de “Kasıtlı suçlarla taksirli suçlar ve sırf askerî suçlarla diğer suçlar arasında tekerrür hükümleri uygulanmaz” hükmü yer almaktadır.
3- Ancak, askerî mahkeme tarafından TCK’da tanımı yapılmamış olan “sırf askerî suç”tan dolayı verilmiş olan mahkûmiyet hükümleri, daha sonra işlenen suçtan dolayı verilen cezanın ertelenmesine engel olmaz. (Dr. Halûk ÇOLAK - Uğurtan ALTUN – TCK da CEZALARIN ERTELENMESİ-makale http://209.85.129.132/search?q=cache...nk&cd=25&gl=tr
3- Anayasa mahkemesinin 21.01.2004 tarihli kararı ile 1632 sayılı Askeri ceza kanunun 67/a.maddesi iptal edilmiştir.” Yasanın 67/A.maddesinde “A) (İptal bent: Anayasa Mah. 21/01/2004 tarih ve E. 2002/166, K. 2004/3)” şeklinde düzenlemeden bu mahkeme kararının 21.01.2004 tarih ve 2002/166 esas, 2004/3 sayılı kararı olduğu anlaşılmaktadır.
Kararda “askeri suç niteliğinde olan firar, izin tecavüzü, yabancı memlekete firar ve sözleşerek firar suçları, askeri sadakat vazifesine karşı yapılan ve hizmeti ağır surette ihlal eden fiiller olduğundan bu tür suçlardan verilen cezalar Askeri Ceza Kanunu’nun 47. maddesi uyarınca ertelenemez, 647 sayılı Yasanın 4. maddesinin son fıkrasına göre de para cezasına ve tedbire çevrilemez. Ayrıca Askeri Ceza Kanunu’nun 30. maddesinin (A) bendi gereğince yukarıda sayılan suçlardan bir seneden fazla hapis cezasıyla hükümlü olan subay, astsubay, uzman jandarmalar ve özel kanunlarında bu cezanın uygulanacağı belirtilen askeri şahıslar hakkında Türk Silahlı Kuvvetleri’nden çıkarma cezası da uygulanır….. As. CK. nun 67 nci maddesinin öngördüğü cezanın seyahat hürriyetinin kullanımına getirdiği tahdit ve tehdidin boyutu daha iyi anlaşılmaktadır.) Getirilen ceza nedeniyle temel haklardan olan seyahat hürriyeti kullanılamaz duruma getirilmektedir. Sivil vatandaşlarla aynı şartları yerine getiren, ancak sırf yetkili komutanlıktan izin almayan asker kişinin eylemi kastına bakılmaksızın “yabancı memlekete firar” olarak vasıflandırılmakta, bu durumda asker vatandaşlar ile sivil vatandaşlar arasında, asker vatandaşların ağır derecede aleyhine bir eşitsizlik yaratılmaktadır. Temel hak ve hürriyetlerin kullanımı açısından bir kişinin sırf asker kişi olması nedeniyle bu derece farklı bir sınırlamaya tabi tutulması hukuka ve hakkaniyete aykırıdır. Bu husus, açıkça Anayasanın 10 uncu maddesinde düzenlenen “kanun önünde eşitlik” ilkesine aykırıdır. Gerekçesi ile anılan kanun hükmü iptal edilmiştir.
http://www.yalovabarosu.org.tr/yk/yk...E88520FF162%7D)
SONUÇ:
Sırf askeri suçlar sadece askerler tarafından işlenebilen suçlar olduğu için, sivil yaşamı etkilemeyecek şekilde soyutlanmış, kişinin korunması esas alınmıştır.
Sırf askeri suçlar diğer suçlardan ayrı tutulmuş, disiplin ve idari cezalar ile aynı katagoride değerlendirilmiş, diğer suçlarda tekerrüre neden olmayacak, ertelemeyi engellemeyecek şekilde ve adli sicile işlenmeyecek şekilde düzenlenmiştir.
Sırf askeri suç nedeni ile asker kişinin daha olumsuz duruma düşmesi seyahat gibi haklarının fazlaca kısıtlanması da Anayasa Mahkemesince hoş görülmemiştir.
Bu suçlardan alınan cezanın memur olma hakkının da tamamen ortadan kaldırması mümkün değildir.
Önder ÖZLEM
çok çok tşekkürler hocam yalnız danıştay bunu sizin yazdıgınız gibi hiçmi hiç düşünmüyo 657 dmk 48 md. de askeri suçla normal suç ayrımı yapılmadıgından bahisle kararı olumsuz yonde vermiştir
hocam bundan sonra ne yapabilirim özellikle 5728 sk nun 317 maddesi benim işime yani lehime karar verilmesini gerektirmezmi bu yönde nasıl bir hukuki süreç başlatmalıyım bu yonde bilgilerinizi benimle paylaşırsanız çok çok tsekkurederim
Danıştay kararı hangi tarihte lehinize verilen kararı bozdu?
Siz bu karar karşı Karar düzeltme yoluna başvurdunuz mu?
Danıştayın bozma kararı sonrasında idare mahkemesi ne karar verdi? Yoksa daha karar vermedi mi?
Bu soruların cevabını yazarsanız yorum yapmak mümkün olur.
erzurum bolge idare mahkemesi 21 mayıs 2005 tarihinde iptal kararı verdi kurum bu kararı temiz etti ve danıstay 12 dairesi 14.10.2005 tarihinde once bu kararın yürütmesini durdurdu ve sonra kararı 05.07.2006 tarihinde bozdu idare mahkemesi bu bozma kararına uydu ben 20.12.2006 tarihinde tekrar temiz e gonderdim danıştay 12 dairesi temiz istemimi ret etti bu ret kararına karşılık ben tekrar 26 aralık 2007 tarihinde karar düzeltme isteminde bulundum danıstay 12 dairesine bu istemimde ret olundu
21.10 2008 tarihli kararıyla
21.10.2008 tarihinde Danıştayın karar düzeltim talebinizi red ettiğini belirtmişsiniz.
Oysa 08.02.2008 tarihinde 26781 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5728 sayılı yasa pek çok kanunda değişiklik yaptığı gibi, 58 kanunun da pek çok maddesini yürürlükten kaldırmıştır.
Yani 657 sayılı yasanın 48.maddesinde değişiklik yapıldığı tarihten 8 ay sonra hakkınızda olumsuz karar verilmesi esasen mümkün değildir. zira lehe kanun geçmişe yürüyeceği gibi, sırf askeri suç niteliğinin dikkate alınmaması da ilginç olmuş.
5728 sayılı bir bütün olarak incelendiğinde af niteliğinde değerlendirilebilecek hükümlerinde benzer kanunlarda olduğu gibi istisnalar getirilmediği, ilgililere hak sağlayamayacağı şeklinde kısıtlama yoluna gidilmediği görülmektedir.
Örneğin Memurların disiplin cezalarının affına ilişkin 5525 sayılı yasanın 1.maddesinin son fıkrasında “Disiplin cezalarının affı ilgililere geçmiş süreler için özlük hakları ve parasal yönden herhangi bir talep hakkı vermez.” Hükmü yer almaktadır. Ancak 5728 sayılı yasada benzer kısıtlayıcı bir hüküm bulunmamaktadır.
Bu açıdan yapılan değişiklerden en önemlisinin 657 sayılı yasanın 48 inci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinin (5) numaralı alt bendi olduğunu belirtmek gerekir. Zira bu madde memuriyetin yitirilmesi koşullarını düzenleyen hüküm yer almaktadır.
2577 sayılı yasanın 53.maddesinde yargılamanın yenilenmesi yolu düzenlenmiştir. Ancak burada sayılan hususların sizin için çok açık ve net olarak gerçekleştiğini belirtmek mümkün olmamakla beraber, 60 gün içinde bu yola başvurma süreniz henüz dolmamıştır. Bir avukat ile konuyu tüm dosya ve kararlar ışığında tartışmanız ve değerlendirmeniz iyi olur. Bu yola başvurmak şu an için süre yönünden mümkün ise de yasada sayılan koşullar bakımından çok mümkün gözükmüyor. Ancak kaybedilecek sarece biraz daha zaman olacaktır.
Yasanın 53.md.sinin sadece (ı) yer alan "Hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlali suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması" hali ile aynı maddenin 3.fıkrasında yer alan "Yargılamanın yenilenmesi süresi, (1) numaralı fıkranın (h) bendinde yazılı sebep için on yıl, (1) numaralı fıkranın (ı) bendinde yazılı sebep için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl ve diğer sebepler için altmış gündür. Bu süreler, dayanılan sebebin istemde bulunan yönünden gerçekleştiği tarihi izleyen günden başlatılarak hesaplanır." hükmü yer almaktadır. Yani İnsan hakları mahkemisine gidip tazminat kazanmak ve yargılanmanın yenilenmesine ilişkin bir neden elde etmek mümkündür. tabi bu durum uzun bir zaman dilimini işgal edecektir. Dostane çözüm örenisi gelmez tabii...
Sanırım siz davanızı kendiniz takip ettiniz ve karar düzeltim aşamasında, 657 sayılı yasanın 48.maddesinde yapılan deşiklik üzerinde hiç durmadınız ve lehe kanunun geçmişe yürüceyeğine ilişkin kural da dile getirmediniz.
Bence durumunuzu bundan sonra ciddiye alın ve sıkı takip edin...
Önder
Efendim peki ben bu aşamadan sonra nasıl bir yol izlemeliyim gerçi karar düzeltme aşamasında ek savunmayla 5728 sayılı yasa nın 317 maddesini gonderdim ve lehe olan hükümlerin tck 7 maddesi uygulanmasını istedim yinede danıştay 12 dairesi ret kararı vermiş gerçi henüz gerekceli karar da henüz gormedim tebliğ edilmedi bugun yarın elime geçer sanırım bu aşamadan sonra kuruma açıkdan atamamın 5728 sy 317 maddesine binayen yapılması için başvursam bu gelen cevaba gore tekrar idare mahkemesine dava açamazmıyım yada ne yapmalıyım bir hukukcu gözüyle bana tavsiyeniz ne olur bu gune kadar davamı hep kendim takip ettim bir hukukcu yardımı almadım sanırım bu zamandan sonra idare hukukunu iyi bilen bir avukat dan yardım almam gerekecek
yoksa 13 yıllık meslegim biştmiş olacak
Sanırım ya yazdıkları okumuyor yada anlamak istemiyorsunuz.
Siz kendi kendinizi çıkmaza sokmuş ve halen bu çıkmazda kendi bildiğiniz şekilde çırpınmaya, ilgili ilgisiz kişilere fikir sorup yarı doğu, iyi niyetle verilmiş olsa bile hatalı cevaplar alıp, bu hususlar üzerinde yorum yapıp soru soruyorsunuz.
1-Öncelikle açıktan atama ile ilgili yapacağınız başvurudan olumlu cevap almanız farklı ve sizi daha sıkıntıya sokacak bir yoldur.
2-Ayrıca açıktan atamada idarenin elinde olan geniş takdir yetkisi çerçevesinde sizi nüfus müdürlüğüne gih memur veya başka kadrolara hiç ummadığınız görevlere ataması mümkündür. Yani polistiniz, tekrar polis olacaksınız diye bir kurul da yok.
Kaldı ki, Emniyette açıktan atama yolu ile geri dönen personel konusuna ben pek rastlamadım.
3-Sizin durumunuz açıktan atama kuralından ziyade ve önce lehe kanunun geçmişe yürümesi sureti ile hak arama yolunun bir avukat kontrolünde ve uygun görmesine bağlı olarak hayata geçirmek daha mantıklıdır.
4-Ancak 657 sayılı yasanın değiştirelen 48 .maddesinde sürenin 1 yıla çıkarıldığı, diğer yasaların aksine bu yasada geçmiş haklara ulaşmayı ve talep etmeyi yasaklayan bir hüküm olmadığı ileri sürülebilir ama bu siz kendiz değil avukatınız karar versin.
Ancak daha öncede yazdığım gibi bu hususta artık internet sitelerinde iki cümlelik verdiğiniz bilgi üzerine yapılan yorumlarla değil, bir avukata dosyanızı teslim ederek ve yüz yüze görüşerek hakkınızı arama başlayın.
Kendinize yeterince kötülük yapıp, uzman olmadığınz konuda bireysel hareket ile sadece kendinize yeterince zarar vermişsiniz ve hatalı tutumunuza halen devam ediyorsunuz. Öncelikle hukuku okuyup en baştan anlamaya çalışmak yerine, profesyonel destek alın....
Yarın çok geç olabilir....
sayın hocam polis memuru iken askerlik hizmeti için kurumumdan ücretsiz izne ayrılarak askere giittim askerlik hizmetim sırasında askeri firar suçu işlediğimen bahisle 10 ay hüküm aldım bu hüküm teris tarihimden sonra askeri yargıtayca onandı 2003 yılında bu ilama göre kurumum beni 657 dmk 48-A/5 98/b maddesine göre memurlugumu sona erdirdi yani 12 yıllık çalışmışlıgım bitti
idare mahkemesine dava açtım kazandım danıştay yürütmesini durdurdu kararı bozdu idare mahkemesi ısrar etmedi ben tekrar temiz ettim ret kararı verdi danıştay şu anda dosyamın son safhası karar düzeltme istemli olarak danıştay 12 dairesinde tekamülde ANCAK benim sormak istediğim 1 ay önce bana cezayı veren askeri mahkemeye bir dilekceyle başvurarak bu verdiği 10 ay lık hükmün açıklanmasının geri bırakılması istemine bulundum mahkemede bu istemimi haklı ve geçerli bularak daha önce verdiği bu 10 aylık hükmün açıklanmasını geri bırakma kararı vermiş 2 gün önce tebliğ edildi karar bana
şimdi bu hükmün açıklanmasının geri brakılması kararı gerek kurumum gerek danıştayda bulunan dava dosyam gereksede hukuki yönden ne gibi sonuçlar dogururmu doğurursa hanki hukuki yolu izlemeliyim bu konuda ardımlarınızı
arz ve talep ederim saygılarımla