Printable View
Vatan Sağolsun ( https://www.hukuki.net/forum/showthread.php?t=6592 ) forumunda bir üyemizin tepkisi üzerine bu konuyu sorgulamak gerektiğini düşünüyorum.
Terörle Mücadele K. kapsamında Terör suçları işleyenler hakkında idam cezası verilmesi için kanun değişikliği yapılmalı mıdır?
Kesinlikle evet.
Sinirden, kusmaya çalıştığımız öfkeden dolayı rahatlıkla evet cevabı verebilirdim.
Fakat şu anda hayır diyorum.
Öldürmekle bitmeyen bir dönemeçte olduğumuz, hayatımızla terörün paralel ilerlediği bir dünyada yaşadığımız gerçeklerini göz önüne aldığımızda ve bu kişilerin haber kaynakları olduğunu düşündüğümüzde, hayır diyorum.
Ben yargısız infazdan yanayım.:o
Şaka bir yana adam öldüren teröriste karşılık Devletin yargı yoluyla aynı müeyyideyi uygulaması, bir diğer deyişle "kısasa kısas" , Devletin büyüklüğü ile bağdaşmaz. (ABD örneği vermeyin lütfen)
Kızdığım zamanlarda ilk insani içgüdüsel tepki olarak aklıma getirdiğimi itiraf etsem de, Devletin hem de hukuki yolla adam öldürmesi olarak adlandırılabilecek "idam cezası" na kesinlikle karşıyım.
Bırakınız terör suçlusunu,oldum olası kişinin canına,malına ve ırzına yönelik her suçlunun hayatının söndürülmesinden yanayım ve hâlâ da öyleyim.İçeri at,sonra çıkar; suça devam...Bunun binlerce örneği var.Sonrasında mağdur olanın günahı ne?
Hani bir tecavüz mağduru,tecavüzcüsünü sokakta görünce:"Bu bana mı,yoksa devlete mi şey etti de,devlet benim yerime karar verip salıvermiş"
Ben yaparsam bana,başkası yaparsa ona da; "Kökten kesici" ceza verilsin.
Pek sayın hukukçular:"Cezada caydırıcılık" nedir?
Ben bir Türk vatandaşı olarak bebekleri, çocukları kadınları, o bölgede hizmet yapan kamu görevlilerini Askerimizi, kısacası ben Türk'üm diyen insanımızı Vatanı bölmek için öldüren bu hayvanlara Teröre bulaşmış eli kanlı caniler ölenlerin ailesini ve yakınlarının yüregini hiç düşünmüşmüdür bu katiller Vatan Hainliği yapan bu PPK'lı lara bin defa idam bin defa evet
Yanlız idam cezasını genel anlamda deyilde sadece terör suçları için evet
Demokrasi insan hakları kavramını kullanarak ceşitli sebeplerle af etmedimi
bunları devlet yapmadımı yazık günah deyilmi ölen bu Vatan evlatlarına Ekmeklerine yağ sürmeyelim artık
Japon'ya geçen günlerde 3 kişiyi idam etmedimi.
BU kadar yazmak da benim hakkım olsun
EVLAT ACISI BİR BULUT GİBİ GÜNEŞİ ÖRTÜYOR
İnsanlığın binlerce yıllık bilgişidir:
Hiç bir acı evlat acısına benzemez, hiçbir acı evladını kaybetmek kadar yakıcı değildir.
Bu acıyı yaşamış annelerin psikolojisi üzerine arştırmalar yapan
uzmanlar ise söyle anlatılır: "Ölümün kederiyle evladını kaybetmiş olmanın acısı çok farklıdır.
İkincisi yıkımdır. Hayatın doğal düzeni yıkılır ve gelecek fikri kaybolur.
Zaman durur. Hayat donar. Anılar kalır.
Artık teselli yoktur ve sadece bu acıyı tatmış başkalarıyla dayanışarak yaşanabilir."
Farkındasınız değil mi?
Gündelik hayatın onca harala gürelesi;syasetin onca patırtısı arasında "evlat acısı'"nın korunç ağırlığı bu ülkenin üzerine bir bulut gibi sarıyor.
Farkındasınız değil mi?
Güneş görünmeyecek bu gidişle!...
Farkındasınız değil mi?
Kapıda bitmiş üç askerden birinin anneyi karşısında görünce oğlunun şehit olduğu haberinin yazılı olduğu kağıdı avcunda buruşturup sıkarak "amca evde yok mu?" diye sorduğu anda, bir annenin daha oracığa çöküp kaldığı anda duracak zaman!..
Gelecekten söz etmenin anlamı kalmayacak!..
Hayır! Hiçbiri şehit annelerinin yüreğine su serpmez!
(kısaltılmış) Haşmet Babaoğlu. 6/ Haziran /2008
Ben o uçağın Kenyadan gelirken neden düşmediğini hala anlayamıyorum.
ben o bölgelerde uzun süre görev yaptım ateş düştüğü yeri yakıyor orada olanları kelle koltukta yaşayanlar bilir oturduğunuz yerden ahkam kesmesi kolay örneğin size haydi güneydoğuya gidelim okullarda gönüllü öğretmenlik yapalım o çocukları küçük yaşta vatanperver yetiştirelim dersem eminim 10 kişiden 1 veya 2 kişi evet diyebilir, orada açlığı susuzluğu yolsuzluğu elektriksizliği anne baba eş hasreti bir taraf yarını görebilirmiyim endişesi beraber yemek yediğin aynı havayı teneffüs ettiğin arkadaşının ölüp ölmeyeceğini bilerek yaşamak ne demek bilirmisiniz , vs gibi ......... sonuç oalrak suç işleyen kim olursa olsun ,konu ne olursa olsun eninde sonunda suç işleyen herkes suçun nevine göre mutlaka cezasını çekmeli , asacaksan asacak keseceksen keseceksin daha demokratik olsun diyorsanız zehirli iğne ile yavaş yavaş öldürelim şerefsizleri bu yazıyı yazarken 5 polisimizin şehit oluşunun haberini veriyordu ......daha dün 17 askerimizi şehit vermiştik ....
Sadece terör suçlularına değil belli bazı durumlarda diğer suçlarda da idam cezası tekrar getirilmelidir.
Düşünün öyle insanlar var ki, sanki dünyaya adam öldürmek, suç işlemek için gelmiş. Afla çıkıyor sonra birini daha öldürüp yine giriyor. Tekrar çıkıyor birini daha götürüyor. Giriyor çıkıyor adam öldürüyor ya da ağır suç işliyor.
Böyle bir adamın yaşamamasında önemli ölçüde bir kamu yararı varsa neden yasaşın ki?
TCCMY çağrı adlı C-650 tipi bu ucağın içinde o gün Teröristin dışında üç kişilik bir özel tim ile hortumcu Cavit'in pilotları Sadık ve Ferruh da vardı.Alıntı:
Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
İdam cezası terörü bitirecek mi? Terör yoktu da idam cezası kalkınca mı çıktı? ABD de idam var. Ancak en fazla suçta orda. Bu yolla hiç birşey çözülmez.
Bu arada bu terör ne menem bir şey ben hiç anlamadım. Askeri öldüren de terörden içerde onunla savaşan asker de. Bu gün idam cezası tekrar gelse Öcalan mı asılır önce Eruygur mu?
İmzamı bu yüzden seçtim. Denizlere ne olmuştu, neden olmuştu unutmayın..
Global bir randımanla Hukuk son yüzyılda; halihazırda tasarruf edilen hayatı koruyup kollamak için epey efor sarfetti..., hatta pekçok ülkede tecrube de etti!! Amma velakin bugün güncel bambaşka bir boyutu sorguluyor,,, suç genetiği/suç psikolojisi/suçlulukla programlanmış beyinler gibi.. Terorizm bambaşka bir suç biçimi,,, öfkelenir/öfkenizi kontrol edemez çeker vurur bir hal değil yani... Terorizm de birey muhatabını öldürmez,,, AMACA HİZMET EDER!! Terorist kendince ideolojisi için savaşır!!! Bu yüzden asker şehit oldukça o dans eder, tören düzenler...
Şimdi bu beyinlerin/kişiliklerin geri kazanımı mümkün mü?? Teroristi tutukladınız diyelim,,, üç/beş/onbeş sene hapis de yattı,,, hapishaneden tahliye günü bir vatansever mi uğurlanacak??? MÜMKÜN DEĞİL...
Ülkemizin doğusuna doktor, öğretmen, mühendis, avukat gitmiyor; iş gücü, tarım arazisi, sanayi arazisi, enerji kaynakları bakımlarından en avantajlı yerler olsa da sanayici, yatırımcı gitmiyor, 20 senedir devlet tarafından teşvik çalışmaları yapılıyor, yine gitmiyor. Neden, terör var. Terörün ortadan kaldırılabilmesi için bölge özellikle ekonomik yönden kalkındırılmalıdır diyoruz, hemfikiriz, ama terör ortadan kalkmadan kalkınma da sağlanamıyor. Sanki daha seneler boyu bu kısır döngü sürüp gidecek gibi. Keşke ekonomik, kültürel, sosyal kalkınmayı başarabilsek de bu ankete ihtiyaç duymasak.
Ben idam cezasının en çok caydırıcılık bakımından önemli bir işleve sahip olacağını düşünüyorum. İnsanların cezaevlerinde 3-5 sene yaşayıp çıktıklarında ya bir vatandaş olarak ya da tekrar terör örgütlerine katılarak hayatlarına devam edeceğini düşünerek, gözünü karartarak bu faaliyetlere katılmasına engel olabileceğini umut ediyorum. Pişmanlık yasaları, af kanunları bu caydırıcılık mekanizması için yeterli olamadı.
İdam cezası belki hiçbir yönden çağa uygun değildir, belki devletin acizliği konusunda fikir uyandırır, hak ve hukuk bakımından asla gözardı edilemeyecek en kutsal hak olan yaşama hakkının varlığına darbe vurabilir, bizdeki terörün yüzde birini yaşamamış Avrupa ülkeleri ahkam kesebilir, AB üyeliği ile ilgili tehdit edebilir. Ama olsun, cana karşı can almak, intikam almak, yüreklere su serpmek, kısasa kısas yapmak saikiyle değil, terör suçları bakımından cezanın caydırıcılığı unsurunun varlığı için terör suçları için idam cezası getirilmelidir.
İdam cezasına karşıyım. Çünkü;
1) Şu anda teröristler için idam cezası istemek duygusal ve tepkisel bir harekettir. Oysa yasalar, duygusallıkla değil akılcılıkla yapılır. Tepkinin yoğunlaştığı dönemlerde yapılan yasalar bir zaman gelir ki yanlışılığı anlaşılır. Örneğin bizde yapılan anayasalar genellikle tepkiseldir ve daha sonra yanlışlığı anlaşılmakta ve değiştirilmesi için uğraşılmaktadır. Bu konuya duygusal ve tepkisel bakmamak gerekir, daha gerçekçi ve daha soğukkanlı olmak gerekir.
2) Sadece terör suçlarına idam cezasının getirilmesi de kanımca yanlıştır. Öncelikle terörün tanımında mutabakat sağlamak zordur ve Terörle Mücadele Yasası'nda bu tanım konusu çok tartışılmıştır. Böyle bir ceza yanlış uygulamalara yol açabilir.
3) İdam cezasının terörü önleyeceği varsayımı yanlıştır. Canlı bomba olmayı göze alan kişi idamı da göze alabilir.
4) Yakın tarihimizde yapılan idamların bugün yanlışlığı büyük ölçüde kabul edilmiştir. Bu durum dahi bazı konjoktürel idamların yanlışılığını göstermeye yeterlidir.
5) İdam cezası telafisi mümkün olmayan bir cezadır. Terörist diye idam edilen bir kişinin infazdan sonra masum olduğu anlaşılırsa bu nasıl telafi edilecektir. Yakınlarına tazminat vereilerek mi?
6) Ünlü ceza hukukçumuz Faruk Erem hoca'nın "suçluyu kazıyın, altından insan çıkar" sözünü unutmamak gerekir ve yine hocanın "Bir Ceza Avukatının Anıları" isimli küçük boyutlu, ancak idamın da sorgulandığı içeriği büyük kitabını sadece hukukçulara değil, diğer okuyuculara da önermek istiyorum.
Saygılarımla.
Asmayalım da besleyelim mi? (Kenan Evren)
Sallandıracaksın üç beşini Taksim Meydanı'nda bak bir daha yapıyorlar mı? (Anonim)
Sevgili arkadaşlar,
Özellikle son dönem yaşadığımız acı olaylar karşısında tepkilerinizi anlıyorum, aynı acıları ve tepkileri paylaşıyorum. Ancak tepki göstermek başka şey aklın yolu daha başka bir şey...
Siyasi görüşü ne olursa olsun, bu ülkede insanlar büyük acılar çektiler. Siyaseten kendilerine yakın buldukları insanlara yapılanları gördüler.
Sağ görüşlülerin Menderes, Polatkan, Zorlu'ya yapılanları hazmetmesi nasıl beklenemezse, sol görüşlülerin de Deniz, Yusuf, Hüseyin'e yapılanları sineye çekmesi beklenemez. 17 yaşında asılan Erdal Eren hafızalarımızda hala canlılığını koruyor.
Elbette bugünkü bölücü eşkiyayı o insanlarla karşılaştırmak mümkün değil... Ancak adalet kısasa kısas demek değildir. Adalet böyle sağlanamaz. Siz yasalarınızı toplumun şartlarına göre çıkarırsınız, terörist, sapık ömrü boyunca hapisten çıkamaz. Burada karıştırılan son dönem AB uyum yasaları çerçevesinde başta Türk Ceza Kanunu'nun, Terörle Mücadele Kanunu'nun toplumumuzun içerisinde bulunduğu şartları dikkate almayan bir bakış açısı ve dayatma ile çıkarılmış olmasıdır. Bugün bir haber okudum 14 yaşında kıza tecavüz edenler tutuksuz yargılanmak üzere salıverildi deniyordu. Böyle bir uygulama olur mu? Bu durumda insanların adalete , hukuka güveni, inancı kalır mı?
Mahkemelerimizin başta yoğun işyükü nedeniyle her zaman doğru kararlar alabildiğine kani miyiz? Adaletin geç gelmesi bir yana, terazisinin hiç şaşmadığını iddia edebilir miyiz?
Evet geç gelen adalet adalet değil ama, bir de düşünün masum birini astıysanız ki bunlar yaşanmıştır, masumiyetin farkına vardıktan sonra adaletin geç gelmesinin asılmışa bir faydası olur mu?
İdam ne demektir? Hukuki kılıfa sokulmuş "Devlet eliyle cinayet" demektir. Devlet cinayet işler mi? Kendinizi asılacak olan bir suçlunun avukatı, iddia makamı savcısı, karar veren hakim yerine koyun bir an. Evet sonuçta herkes görevini yapacak ancak boynunda yafta asılı suçlunun iskemlesinin iteklendiği anda bu insanların ruh hallerini de bir tahayyül edin.
Ne olursa olsun hakim kalem kırmasın, Devlet suçlunun boynunu kırmasın. Konu "kır kalemi, kes cezamı yaşamayı neyleyim" den daha derin ve daha gayri insani emin olun.
Selamlar,
Ben yazarken Abbas Bey erken davranmış.:) Abbas kardeş, bak ortak noktamız varmış.:o
Aynen...Alıntı:
Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı
Tam da "la estrella de mar" arkadaşımızın caydırlıcılık üzerine yazdıklarına yanıt vermeyi düşünüyordum ki, Sayın Bilgili 'nin fazlasıyla, dile getiremeyeceklerimi bile yanıtlamış olduğunu gördüm.
Onlar zaten bile bile ölüme gitmekteler ki...
Önemli olan ne için , kim için , nasıl gittikleri, kimler tarafından kandırıldıkları üzerinde düşünüp çözüm bulmak, üretmek ve bu beladan kurtulmaya çalışmaktır. İdam çare değil... Çare değil öldürmek, öldürülmek ve ölmek...
Saygılarımla,
Olmaz olur mu hiç?Alıntı:
Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı
Hatta beni de sayarsanız üç olduk diyebilirim. ;)
Terör dahil bazı suçlarında idam cezası ile cezalandırılmasının uygun olacağını düşünüyorum. Dehşet suç işleyen insaların beslenmesinin, hayat hakkı tanınmasının bir anlamı veya gereği yok kanımca. Neden onları düşünmemiz gereksin ki? Varlıklarının bize bir getirisi yok. Sıkıntı ve üzüntüden başka birşey getirdikleri yok. Topluma faydaları yok.
İdam cezasına kesinlikle karşı olmakla birlikte, cezaların ve özellikle otel gibi kullanılan infaz kurumlarının caydırıcılık hususunda yeterli olmadığı kanısındayım.
Alıntı:
Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı
Evet Sn. Abbas Bilgili nin gösterdiği gerekçeler gerçekten doğru.Diğer arkadaşlarımız da ortak noktalar bulabileceğimizi zaten vurgulamış:) Beni de sayın o zaman. Elbette üzülüyor hatta öfke duyuyoruz. O anki psikoloji ile teröristlerin de aynı sonu yaşamalarını, masum insanların yaşam hakkını elinden alanların yaşam hakkı olamayacağını düşünüyoruz.Kısas ister gibiyiz o zaman. Fakat söylenildiği gibi böylesine duygusal bir yaklaşımla yasa yapılmaz. Terörizmin kapsamı çok farklıdır. Beyni yıkanmış olanların "ölme" konusunda zaten çekinceleri olduğunu düşünmüyorum . Zaten savunduğu şeyi "kendine göre" ölmeye değer gibi algıladığı için bu kadar vahşice eylemlere girişiliyor diye düşünüyorum.
Fakat çözüm üretmek durumundayız. Her seferinde her şehitler verdiğimizde sesimizi yükseltip sonrasında tonunu düşürüyoruz toplum olarak. Buna bir çözüm üretilmeli. Bazı köşe yazarları olaylara değişik isimler veriyor.. bu bir savaş diyenlere de hayır diyorum bu bir savaş değil.Bu bir terör. Terör ise kökü kazınması gereken ve asla hoş görülmemesi gereken bir insanlık suçudur. Yalnız "suçluyu kazırsanız altından insan çıkar" sözünü alıntılamış sayın Bilgili. Bu kadar insancıl da bakamadığımı itiraf etmeliyim. Başka yeni kurbanlar vermeyelim.. ne tür tedbirler alınacaksa alınsın.. en son özel timin tekrar bölgeye gönderileceğini izledim yine haberlerde. Galiba aynı hataya yeniden düşüyor ve sorunu baskıyla çözebileceğimizi düşünüyor ve adımlarımızı yine böyle atmaya başlıyoruz.. Bunun sonuç vermediğini geçen 30 küsur yılda görmüş olmamız gerekiyor..
Bataklığı kurutmadan sivrisineklerlke savaşmaya devam mı ediyoruz yine yoksa? Düşünüyorum..
Bu forum açıldığından beri giriyorum çıkıyorum okuyorum bir türlü net bir karar veremiyorum. Okuduğum herkesede hak veriyorum. Herkese hak verincede bir ikirciklik doğuyor çünkü bir kısım idam olsun bir kısım olmasın demiş ve ben ikiside haklı sonucuna varmışım !!! Bu sonuç beni düşünmeye zorladı ciddi ciddi bir birine zıt iki görüş ikisi birden haklı olabilir mi??? Net olmasada sonunda bir çıkarım yaptım Aslında idam çok fonksiyonlu denklem gibi değerleri yerli yerine koyduğunuzda iki sonuçta doğru çıkıyor. Nasıl mı?
Temel nokta ''CEZA HUKUKUNUN'' yorumlanmasında Aslında ceza hukukunun amacı işlenen şuça verilecek cezadan önce CAYDIRICI KORKUTUCU olması gerekliliğidir. Yani kişi ne olursa olsun sonuçta inanılmaz bir yaptırımla karşı karşıya kalacağını bildiğinden YAPMADAN ÖNCE DÜŞÜNÜR. Bunun en basit örneği TRAFİK CEZALARI dır. Adamlar Almanya Fransa dan Kapıkule İpsala yada her hangi bir sınır kapısına 3500 km kazasız gelip 278 km lik Edirne istanbul yolunda telef oluyorlarsa burada ki sorun arabada yolda şöförde değil TRAFİK CEZA HÜKÜMLERİNDEDİR. Çünkü Kapıkule ye kadar ki cezai yaptırım ''YİYİYORSA YAP '' MANTIĞI İLE CAYDIRICI OLURKEN KAPIKULE'DEN SONRA '' KARŞILANABİLECEK CEZA'' MANTIĞINA DÖNMEKTEDİR. Gene bir çok UYGAR ülkede SORUNLU YERİN ÖNÜNDE TRAFİK POLİSİ CAYDIRICI OLURKEN bizim ülkemizde SORUNLU YERİN ARDINDA CEZA İÇİN DURMAKTADIRLAR. Bunun idam cezası hakkındaki tezatlıktan bir farkı yoktur. TRAFİK POLİSLERİNİN SUÇ İŞLESELERDE CEZA YAZSAK DİYE BEKLERKEN ÖLÜMLÜ TRAFİK KAZALARINA ŞAHİT OLAN TEK ÜLKEYİZ. Yani özetle İDAM CEZASININ TEMEL GÖREVİ CAYDIRICI OLMAK OLMASI GEREKİRKEN BUNUN ÜLKEMDE NASIL UYGULANACAĞININ BİLİNMEZLİĞİ BENİ ÜRKÜTÜYOR HELE HELE GEÇMİŞ UYGULAMALARI BİLİNCE....
İkinci temel nokta idam cezasının sonucudur. İdam cezası kişinin biyolojik fonksiyonlarının sona erdirilmesidir . Yani dönüşü olmayan bir yoldur. Bu bağlamda düşünüldüğünde bu cezanın verilebilmesi için çok temel koşulların oluşması gerekmekte ve hatasız yargılama olması zorunluluğu ortaya çıkmaktadır. GÜZEL ÜLKEMDE BIRAKIN HATASIZ YARGIYI BAĞIMSIZ YARGI YOKTUR. Kişinin suçlu olup olmaması o anki siyasi konjüktüre göre dalgalanan yargı sistemine bağlı olması aslında UTANÇ VERİCİ olmasının yanında hakkaniyetide zedelemektedir. 27 sene sonra 12 Eylül döneminin idamlarından birisinin hala tartışılıyor olması , gencecik üç fidanın ''üç sizden üç bizden'' mantığı ile idam edilmesi , suçları ne olursa olsun siyasi gerekçelerle idam edilen üç siyasetçinin tarihimizde yer alması bizim geçmiş utançlarımız yanında nasıl bir mantık eline düşebileceğimizin göstergesidir. Yaşları müsait olanlar ''Kültür Sarayı'' yangını davasını bilir . Kişileri idamdan son dakikada hakimin tesadüfen sorduğu soru olması bizi bin kere daha düşünmeye zorlamaktadır. Özetle bir idamı kabul edebilmek için bağımsız doğru ve adil yargılama gerekmektedir. Benim en büyük şüphem buradadır.
Sadece terör değil başka suçlardan da idam cezasının olması gerektiğini savunuyor aslında mantığım. Üç dört- beş yaşındaki çocuğa tecavüz edip sonrada boğazlarını keserek öldüren , kıza taciz edip kaza yaptıran sonra yaralı kızı alıp boş alana götürerek defalarca tecavüz edip kızı çırılçıplak orada yaralı bir şekilde ölüme terk eden, üç kuruşluk çıkar için kişileri hayasızca öldüren kişilerin bu toplumda yaşam hakkının olmadığını benim vergilerimlede bir yerlerde yaşatılmaması gerektiğini düşünüyorum. Hapishane arsızı bir çok kişi bulunmaktadır maalesef içeride çok rahat eden.... EE kişiyi ömür boyu tek başına hücreye koymkta insan hakları suçu.. Hatalı üretimin geri iade edilme hakkı gibidir idam aslında amma kesin saptanırsa...
Nihai değerlendirmemi son konuya girdikten sonra yapacağım izninizle kafam yazarken gene karıştı....
Kesinlikle evet can almanın başka bi cezası olmaz ve verilen cezalarda gencecık yaşta toprağa verilen askerlerimizin acısını dindiremez bir parça bile şehit annelerini rahatlatacaksa idamdan başka bir cezanın düşünülmesi bile yanlış
Diyeceklerimi Av. Abbas Bilgili yazmış, Av. Dilek Kuzulu Yüksel tamamlamış.
Kanımca sorun infaz sisteminde ve sık sık çıkarılan aflarda.
Bunların nedeni olan esas mesele ise, görevini salt kendi güvenliği ve bekaası olarak gören sistemin zihniyetidir.
Benim görüşlerimi de sayın commodore1tr çok güzel ifade etmiş.
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
TBMM Başkanı Toptan, Terör Sorununun Demokrasiyle Çözüleceğini Söyledi, "Demokrasi Geliştikçe Terör Güç Kaybediyor. İnsan Haklarında Yapılan Düzenlemelerle Demokrasimizi Geliştireceğiz." Dedi.
Meclis Başkanı Köksal Toptan, İstanbul Arel Üniversitesi 2008-2009 akademik yılı açılışına katıldı. Konuşmasının büyük kısmını son günlerde yaşanan terör saldırılarına ayıran Köksal Toptan, terörle mücadelenin eğitim safhası olduğuna dikkat çekti.
Üniversitelere bu konuda büyük görev düştüğünü ifade eden Toptan, "Ülkemizde demokrasi geliştikçe terör güç kaybediyor. İnsan haklarında yapılan düzenlemelerle demokrasimizi geliştireceğiz. Bu sayede de Türkiye'de terör sorununu çözmede büyük mesafeler kat edeceğiz." şeklinde konuştu.
http://www.haberler.com/turkiye-tero...ozecek-haberi/
Dışişleri Bakanı Ali Babacan: "Hiçbir ülke, tek başına terörle mücadelede başarılı olamaz"
Dışişleri Bakanı Ali Babacan, hiçbir ülkenin tek başına terörle mücadelede başarılı olamayacağını belirterek, "Mutlaka burada uluslararası dayanışma, işbirliği ve ülkelerin hep beraber ortaya koymaları gereken ortak bir siyasi irade ancak bu sorunun kesin olarak çözümünü beraberinde getirebilir" dedi.
Türk-Arap İşbirliği Forumu 1. Dışişleri Bakanları Toplantısı sonunda, Dışişleri Bakanı Babacan ile Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa arasında, Arap Birliği'nin Türkiye'de misyon açmasına ilişkin anlaşma imzalandı.
Arap ülkeleri ile Türkiye arasındaki ilişkilerin artık kurumsal bir çerçeveye oturduğunu kaydeden Bakan Babacan, tüm katılımcıları ilgilendiren bölgesel ve uluslararası konuların ele alındığı bildiride, Filistin ve Irak'taki gelişmeler başta olmak üzere Orta Doğu'daki konuların görüşüldüğünü belirtti.
Babacan, "PKK terör örgütünün ülkemize yönelik son saldırısı, bilindiği gibi Arap ülkeleri tarafından kınanmıştı. Arap Birliği ve üye ülkelerin, hain terör saldırılarına karşı tavrı da ortak bildiride vurgulanmış oldu. Bölgemizde barış ve istikrar kuşağı tesis edilmesi, dış politikamızın merkezinde yer almaktadır. Bu bağlamda çok boyutlu, proaktif, yapıcı ve geleceğe dönük dış politikamızla hem yakın bölgemizde hem de daha geniş ölçekte güvenlik, istikrar ve refahın gelişimine katkı sağlamayı hedeflemekteyiz'' diye konuştu.
http://haber.mynet.com/detay/guncel/...m2008/A1210002
Peki terör nedir? Tartışmaya ne dersiniz?
Terör CMUK da görülen suçlardan ibaret midir?
Peki başka yaptırımlar nedeniyle başka terör olaylarına muhatap olmuyor muyuz?
Terör kelimesi Latin kökenlidir. Geçmişte bunun yerine Arapça kökenli tedhiş kelimesi kullanılırdı.
Tedhiş ise dehşete düşürme, korku saçma demektir.
Terörün amacı belli kişileri öldürmek, belli hedefleri ortadan kaldırmak vs. değildir. Terörün amacı toplumu dehşete düşürmek, topluma korku salmak, ümitsizliği yaymaktır. Devlete, hükümete, adalete, güvenlik güçlerine olan güveni sarsmaktır.
Bu hedeflere ulaşmak sadece silah ve bombayla olmaz. Terörün en önemli silahlarından biri de psikolojik harekattır. Yayılan kara propaganda ve asılsız dedikodular etkili oluyorsa teröristin ekmeğine yağ sürülür.
Korkudan kepenkler kapanıyor, insanlar sokağa çıkamıyor, otobüse metroya binemiyorsa terör hedefine ulaşmıştır.
Tam yerine denk geldi iğrenç olay ;
''Adana'nın Karataş ilçesi Sirkenli köyünde haziran ayında saman balyalarının bağlandığı iple boğularak tecavüz edildikten sonra öldürülen 5 yaşındaki Berivan'ın katil zanlıları önceki gün yakalandı. Saman balyalarının yanmasından küçük kızın ailesini sorumlu tutan Fatma K. (55) ve Türkan K.'nin (39), intikam için küçük Berivan'ı elleriyle boğarak öldürüp, daha sonra yeğenlerine tecavüz ettirdiği ortaya çıktı.
Küçük kızın Adana Adli Tıp Kurumu’nda yapılan otopsisinde, tecavüze uğradığı ve sağ el tırnaklarında deri parçaları ile avucunda 3 tel saç bulundu. Yapılan inceleme sonunda 13 yaşındaki S.K’den alınan kan örneği, öldürülen Berivan’ın pijamasında tespit edilen sperm lekesi ile uyuştu.
'KORKUMDAN YAPTIM'
Gözaltına alınan S.K. yapılan sorgusunda Berivan’ı kendisinin öldürmediğini iddia ederek "Ben gördüğümde Berivan ölmüştü. Ceset ahırdaydı. Başında Fatma ve Türkan Köylü ile R.M.K. vardı. Cinayeti benim üzerime yıkmak icin cesede zorla tecavüz ettirdiler. Korkumdan yaptım" dedi.
Jandarma, küçük zanlının ifadesi üzerine 55 yaşındaki Fatma ve Türkan Köylü ile 13 yaşındaki R.M.K’yı da yakalayıp gözaltına aldı. Bu kişiler de suçu S.K’nın üzerine attı. Adliyeye sevkedilen 4 kişi savcıya verdikleri ifadenin ardından çıkarıldıkları Karataş Sulh Ceza Mahkemesi’nde "cinsel istismar" ve "cinayet" suçlamasıyla tutuklandı.''
Öldürülen beş yaşında bir kız çocuğu iple boğuluyor öldürülmeden önce tecavüz ediliyor öldürüldükten sonrada zorla iki ufak çocuğa daha cesede tecavüz ettiriliyor....
Terörden vazgeçtim. Bu kanıtlanırsa ne yapacağız bu iki kişiyi ? Siz bunu sindirin ben on bölümü yazacağım....
Bunun sindirilebilecek tarafı varmı sn.commodore1tr?
5 yaşındaki kız çocuğu 15 olsa idi,,, tecavüz sonucu öldürülmezdi!!! Tecavüzcünün cezası, bu kız çocuğuna nikah kıymak olurdu!!!!!!
İdamın da bin türlü tecellisi var?? Türkiye de hala idam cezası var, idam sehpasında bazen kız çocuklarının 'kadınlığı' sessiz sedasız sallandırılır...
Karavelioğlu'na aynen katılıyorumAlıntı:
karavelioglu rumuzlu üyeden alıntı
Başta terör olmak üzere insan hayatına bilerek kasta yönelik suçlar, tecavüz, uyuşturucu satışı, alkollü araç kullanıp ölüme sebep olmak suçlarının tamamına idam cezası getirilmeli. Devlet kendine karşı işlenen suçları af kapsamına almaz iken; vatandaşlara karşı işlenen suçların bir çoğu yani nerede ise tamamına yakınını af kapsamına sokuyor. Bunda mevcut iktidarların siyasi rant kaygıları ön plana çıkıyor. Amaç gerçek suçlunun affına yönelik bir icraat ise hemfikirim af edilsin. Cinayet,dolandırıcılık,tecavüz ,hırsızlık bunlar affedilmelimi sizce?Bu ülkede dolandırıcılık ve devlet soymanın milyon dolarlarla olan maliyetli vurgunları affedildi. Açlıktan hırsızlık yapanlar hala cezaevinde.Ben devleti soyanları (maliye bakanı naylon fatura düzenlemekten suçu sabit görülen bir adil düzen uzantısı hükümet ) soydukları rakamın yasal faizi ile beraber ödendiği ana kadar cezaevinde tutulması taraftarıyım bilmem sizler ne düşünürsünüz. Böyle bir yasal düzenleme yapılamaz mı?
Bazılarının safında görülme pahasına idam cezasına karşıyım.
teröristi idam ederseniz ne olacak bunlar insan sonuçta o anda bunalır aklına gelmez itiraf edecekleri kendilerini savunmazlar sonra idam ettikten sonra edilmeselerde daha fazla bilgi alabilirdik diye piyasa konusucularla dolu olur, bunu geçtim ilkönce bu ülkeyi soyanlara idam getirin getiriyosanız gelen gideni aratmıyor maşşallah.