Printable View
Konuyu doğru yere mi açtım bilmiyorum, hata ettiysem özür dilerim. 15 yaşında bir kız bana zorla sahip oldu diye şikayetçi oluyor ve adli tıptan alınan rapor anatomik bakire diyor.Kızlık zarında da hiç bir yırtılma yok diyor.darp yok diyor. Şimdi bunun başka türlü ispatı nedir ? olayın oluş şekli yada çelişkili ifade bunu yaptığım anlamına mı gelir? davacının iddası yeterli midir? Ben ifademde böyle birşey olmadığını söyledim..yaşım 22. Şimdiden teşekkür ederim
13 kişi bakmış ama cevap veren yok :(
1-TCK nın “Çocukların Cinsel İstismarı” başlıklı 103/1.maddesinde, “Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar deyiminden;
a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış” hükmü yer almaktadır.
2-TCK nın 103/2.maddesinde “Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.” Hükme yer almaktadır.
3-Anatomik olarak bakire olması, kızlık zarının yırtılmamış olması halini ifade eder. Zarın elastiki olması halinde, cinsel birleşme tam anlamı ile bile gerçekleşmiş olsa bile zarın yırtılmamış olma ihtimalinin olduğunu gösterir.
4-Ayrıca zarın yırtılmasına gerek olmayan, vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi mümkün oral seks gibi türlerinin de, TCK nın 103/2.maddesi kapsamında kaldığı ve vücuda organ sokulması anlamına geldiği gözetilirse, zarın yırtılmamış olması sizin suçsuz olduğunuz anlamına gelmiyor.
5-Cinsel birleşme sırasında taraflar birlerinin vücutlarını görürler, örneğin falanca yerinde filanca iz var veya cinsel uzvunun cisminat boyutları şöyle şeklinde bir takım ifadeler de delil olabilir. Ceza hukukunda hukuka uygun elde edilen ve olayı aydınlatıcı her türlü bilgi, oldu ve belge delil olabilir.
SONUÇ;
15 yıl hapis cezası ile yargılanan biri olarak oldukça rahat olduğunuz anlaşılıyor. Bence biraz endişelenip avukat falan tutup işi ciddiye alsanız yi olur. Çocuklara karşı işlenen suçların cezasının ağır olması yanında, cezaevleri dahil toplumun tüm katmalarında hoş görülmez ve tepki verilir.
Çelişkili ifade derken neyi kastettiniz,kızmı çelişkiliifadeler kullandı? Kızlık zarı elastiki olup,duhule müsayit diye bir ibare yok değilmi raporda.Alıntı:
batarju rumuzlu üyeden alıntı
ozaman,reşit olmıyanın ırzına gecmeden bağsedilemez.Yanlız burada Hürriyetinden yoksun burakma fiili devreye girer.TCK.m-109 Eyer hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakmışiseniz. 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası der.
Zaten mağdure,ifadesinde anladığım kadarı ile bana zorla sahip oldu diyormuş,doktor raporlarıda,herhangi bir cebir ,darp izinin olmadığını ve kızlık zarının sağlam olduğunu belirtiyor.insan birinin ırzına gecerken,ırzına gecilenkişi muhakkak fiziki bir tepki verir,ve bu arada yaralanması kacınılmazdır.Velakin kişiye kendini savunamıycak durumda,eter koklatmak veya kendinden gecmesini sağlıyacak bir ilaclı icecek verildiyse ozaman ,tabiki tepki göstermez ama buda kan tahlilinde ortaya cıkar.
Tabi biz konunun tam muhteviyatını bilmediğim icin bende sadece varsayımla hareket ediyorum,yani benimde burada vazla size diyeceğim bir şey yok.ifadeler ne derce celişkili.
T.C.
YARGITAY
Beşinci Ceza Dairesi
Esas No : 2004/8765
Karar No : 2005/22305
Tarih : 22.11.2005
REŞİT OLMAYAN MAĞDUREYİ RIZASI İLE KAÇIRIP ALIKOYMAK ( Rıza Fiili Hukuka Uygun Hale Getirdiğinden Alıkoyma Suçundan Ceza Verilemeyeceği )
RIZANIN FİİLİ HUKUKA UYGUN HALE GETİRMESİ ( Sanığa Ceza Verilemeyeceği - Reşit Olmayan Mağdureyi Rızası İle Kaçırıp Alıkoymak )
ALIKOYMAK ( Reşit Olmayan Mağdureyi Rızası İle Kaçırarak - Sanığa Ceza Verilemeyeceği/Rızanın Fiili Hukuka Uygun Hale Getirdiği )
FİİLİN HUKUKA UYGUN HALE GELMESİ ( Kaçırılıp Alıkonulan Reşit Olmayan Mağdurenin Rızası - Sanığa Alıkoyma Suçundan Ceza Verilemeyeceği )
ÖZET :
Sanığın reşit olmayan mağdureyi rızası ile kaçırıp alıkoymak suretiyle 765 Sayılı TCK.nun 430/2. maddesine uyan suçu işlediği sabit ise de; sonradan yürürlüğe giren 5237 Sayılı TCK.nın 26/2. maddesinin "kişinin üzerine mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakkına ilişin olmak üzere, açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen fiilden dolayı kimseye ceza verilmez" hükmü karşısında 16 yaşındaki mağdureyi rızası ile alıkoyan sanığın aynı yasanın 109. maddesi anlamında hukuka aykırı bir davranışından söz edilemeyeceğinden rızanın fiili hukuka uygun hale getirdiği kabul edilmelidir.
DAVA :
Reşit olmayan Mağdureyi rızasıyla alıkoyup cinsi ilişkide bulunmaktan sanık Yıldırım ERDOĞAN'ın yapılan yargılanması sonunda; beraetine dair ( BANAZ ) Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 28.5.2003 gün ve 2002/240 Esas, 2003/154 Karar sayılı hükmün süresi içinde Yargıtay'ca incelenmesi müdahil tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C.Başsavcılığından tebliğname ile daireye gönderilmekle incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR :
Sanığın reşit olmayan mağdureyi rızası ile kaçırıp alıkoymak suretiyle 765 Sayılı TCK.nun 430/2. maddesine uyan suçu işlediği sabit ise de; sonradan yürürlüğe giren 5237 Sayılı TCK.nın 26/2. maddesinin "kişinin üzerine mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakkına ilişin olmak üzere, açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen fiilden dolayı kimseye ceza verilmez" hükmü karşısında 16 yaşındaki mağdureyi rızası ile alıkoyan sanığın aynı yasanın 109. maddesi anlamında hukuka aykırı bir davranışından söz edilemeyeceğinden rızanın fiili hukuka uygun hale getirdiğinden, alıkoyma suçundan verilen ve sonucu itibariyle doğru olan beraet kararının ( ONANMASINA ),
Sanık hakkında reşit olmayanla cinsi münasebette bulunma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde ise;
Mağdurenin aşamalarda anlatımı, tanık beyanları, doktor raporu ve tüm dosya içeriğine göre, sanığın suçu sübut bulduğu halde yazılı gerekçe ile beraetine karar verilmesi,
SONUÇ :
Bozmayı gerektirmiş, müdahilin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek CMUK.nun 321.maddesi uyarınca ( BOZULMASINA ), 22.11.2005 tarihinde oybilirliği ile karar verildi.
.
arkadaşlar alınan raporda anatomik bakire olduğunun(duhule müsait) ve kızlık zarında yırtılma olmadığının raporudur diye yazıyor. çelişkili ifadeden kastım,mağdur olduunu söyleyen bayan ifadesine çok şidetli kanamam oldu demiş. ama bu rapora göre bu imkansız değil mi?ayrıca kesinlikle aramızda böyle birşey olmadı.ve aramızda 5 aylık arkadaşlık ve flörtümüzün olduğu da belli. buna şahitte var eskiye dönük internet yazışmaları da.ve bunlar hala duruyor. ona kalırsa onu bi ewe götürdüğümü zorla yaptığımı filan söylemiş. alınan kemik raporu da 16 yaşında çıktı.. Herşeyi bi kenara bırakalım ben mağdurun yaşını 17 olarak biliyorum.neden derseniz tanıştığım internet sitesinde 17 yazıyor. ve bunu delil olarak kullanmayı düşünüyorum. ilk mahkemede hakimin takdiri "olmuş olsa bile kızın rızasıyla olduğu ifadesinden belli,ama yapmadığını söylüyor" demesiydi.ve yaşını kaç biliyordun diye sordu, 17 dedim, nerden bu kanıya vardın dedi, tanıştığımız internet sitesinde yazıyordu dedim.
Ayrıca birşeyi belirtmek isterim ki, eğer istedikleri bariz belli olan bir yara izi veya görülebilen bir leke ise o bende mevcut, ve mağdurun görmüş olması imkansız :)
Hala bir avukatınız yok mu?
avukatımla konuştum dosyayı alıp bakıcağını söyledi.benim avukatıma anlattığım kadarıyla birşey çıkmaz dese de yinede korkuyorum.. :(
Alıntı:
batarju rumuzlu üyeden alıntı
Peki mahkemede,bu mağdurla 5 aydan beri gezdiğin hususta tanık dinlettinmi,inernette bu kızla MSN'mi tabir ediyorlar,u yapmış olduğunuz tanışma ve konuşmaların cıktıları varmı,cam acarak bir birinizi gördünüzmü,bu esnadakopyaladığın cıktı varmı resim gibi? bunlar varsa delil olarak sun tabi,gerekirse bunun araştırma kararını hakim verir.Yanlız diğer konular tabi cok hassastır,yukardada beyanlarımda belirtiğim gibi bu dosyanı yakınen takip etmek gerekir,Ceza Davası bir Kazan gibidir,icinde aradığını bulmak icin yıllarca döner durursun en ufak bir ayrıntıyı,gözden kacırmak seni kurtarırda batırırda.şahsım olarak, böyle bir kız evladının başına birşey gelmesini düşmanımda olsa istemem.hepimizin anası bacısı var.ben yaptın demiyorum,insanlar iftiralarada mağruz kala bilirler,bu düşünceyle söylüyorum,mahkeme aşamalarını cok cok iyi takip etmek gerekir,burada leğinde görünen en ufak bir detay aleğine döne bilir. onun icin bir AVUKAT VAASTASI İLE TAKİP ETMEN VE ETTİRMEN'in daha faydalı olacağı kanısındayım.
Tabi biz olayı bilmiyoruz,mahkemedeki evrakın durumu nedir,sadece burda bizde atıp tutuyoruz,
ama şahsi görüşüme göre.Şu basıt kaba taslak anlatımların neticesinde,pek birşey olacağını sanmıyorum.
sayın esmerman, mağdur olduğunu söyleyen bayana hiç bir kötülüğüm olmadı. ne saygısızlık etmişimdir nede kendisini cinsel bir obje olarak görmüşümdür.tabiki dosyayı görmeden karar vermek zor. tanık olarak ortak bir arkadaşımıza 3 ay önce çektiği mesajlar halen mevcut ve silinmemiş olarak telefonda duruyor. şimdi ben mağduru ilk önce 19 yaşında olarak tanıyorum, buluşuyoruz ve bakıyorum ki hiç 19 yaşında gibi değil. soruyorum bana 17 yaşında olduğunu söylüyor. bende 18 yaş sınırının olmadığı bir sitede 17 yaşında olduğunu görüyorum ve inanıyorum. nufüs cuzdanına bakmak gibi bir yükümlülüğüm var mı onuda bilmiyorum :( ayrıca mağdur internette bir forum sitesine "...çok güzel öpüşüyor,aşık oldum" diye yazmış.bunu yazdığı sitede bile yaşı 17 görünüyor.bu yazılarda halen mevcut ve duruyor. ve en son olarakta işin en ilginç yanını sizlere söyleyim, bu bayan daha önce bana 30 km uzaklıkta oturuyordu, şikayet etmeden 1 ay öncede 2 sokak arkama taşındı ve beni eve kendisi çağırdı,ifaesinde bunu söylemiş. ama aramızda birşey olmadı sadece inanması için çağırdım demiş. ben bunun komplo olduğunu düşünüyorum. ifademde belirttim,yaşında hata yapmış olmam neyi değiştirir? bunu da merak ediyorum :(
Avukatınıza güvenin,iletişimi kopartmayın.
Yaş konusunda sizin bildiğiniz yaş değil,karşı tarafın kimliğinde yazan yaş dikkate alınacaktır.Yaşında hata yapmış olmam neyi değiştirir sorunuzun cevabı ise :Herşeyi değiştirir.
Sizin 2 sokak arkasına taşınması konusunda;
Bahsettiğiniz bayan sanıyorum yanlız yaşayan biri değil.Yani taşınma kararını tek başına verip,uygulayabilecek durumda değil diye tahmin ediyorum.
Bu durumda bir komplo teorisinin biraz fantastik kaldığını düşünüyorum.
İşte bunu demek istiyorum dosyanın yakınen incelenmesilazım.Bakınız kızın beni eve zorla götürdü diye ifade verdiğini bahsetmiştiniz,şimdi kız ifadesinde beni eve cağırdı diye ifadede verdiğinden bahsediyorsunuz buralarda hep celişki var.tabiki kız buşekil kacamak celişkiliifade vermesi onun bu iddiasında samimi olmadığınıda gösterir,bunları hep hakim değerlendirmektedir.Yaş tabiki önemli,Reşit olmak var,Reşit olmamak var,Ayrıca kücük olmak var,yasa bunları acıkca belirtmiş.yaş bunun icin önemli.Alıntı:
batarju rumuzlu üyeden alıntı
Yargıtay 5. Ceza Dairesi, oyuncu ve sunucu Gamze Özçelik`e tecavüz ettiği iddiasıyla Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 5 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırılan Gökhan Demirkol`un davasını oybirliğiyle bozdu.
Yargıtay, cinsel saldırı görüntülerinin medyada yer almasının ardından Özçelik’in beden ve ruh sağılığının bozulup bozulmadığına ilişkin Adli Tıp Kurumu’ndan yeni bir rapor alındıktan sonra yeni bir hüküm kurulmasını istedi. Özçelik’in "beden ve ruh sağılığının bozulduğu" yönünde bir rapor çıkarsa Demirkol 10 yıldan az olmamak üzere hapis cezasına çarptırılacak.
Eski basketbolcu Gökhan Demirkol, 1 Temmuz 2004`te eski sevgilisi Gamze Özçelik`in “ırzına geçtiği” iddiasıyla Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı. Yaklaşık 9 ay tutuklu yargılanan Demirkol, eski TCK`nın 416/1 ve 59/2 maddeleri gereğince 5 yıl 10 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Dosyanın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 5. Ceza Dairesi, emsal sayılacak bir karara imza attı. Daire, Özçelik’in beden ve ruh sağılığına ilişkin yeni bir rapor alındıktan sonra karar verilmesi gerektiğine dikkat çekti.
-İŞTE TARİHİ KARAR
Yargıtay 5. Ceza Dairesi, kişinin onayı olmaksızın, tecavüze kalkışanların ve görüntüleri internet ortamında dağıtılanların on yıldan az olmamak üzere yargılanmaları gerektiğini belirttiği kararında şu görüşleri dile getirdi:
“Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulu’nun raporunda mağdurede, travma sonrası stres bozukluğu denilen ‘ağır nöroz bozukluğu’ tespit edildiği ve mağduresi bulunduğu olayda durumunun 5237 sayılı TCK`nun 102/5. maddesine mümas bulunduğu bildirilmekle birlikte aynı rapora dosya kapsamına göre mağdurenin cinsel ilişki sırasında bilincinin yerinde olmadığı, bir maddenin etkisi altında olduğu, ilişkiye katkısının bulunmadığı gibi duyarlılık göstermediği, farkında olmadığı ve iradesi dışında tezahür ettiği, meydana geldiği kabul edilen ırza geçmeye ait bilgi ve görüntülere 2005 yılı ağustos ayında basında ve internet ortamında yer verilmesi üzerine mağdure tarafından uzun süre sonra fiilin öğrenildiği ve belirlenen ruhsal bozulmaya ait bulguların Adli Tıp Kurumu tarafından olaydan çok sonra tespit edildiği dikkate alınarak suç ile bulgular arasında illiyet bağı olup olmadığı gözetilmemiş...”
-OLAYIN BASINA YANSIMASININ MAĞDURE ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ DE ARAŞTIRILMALI-
Yargıtay 5. Ceza Dairesi, ruhsal bozulmaya olayın basın ve yayın yoluyla duyurulmasının etki edip etmediğinin de araştırılması gerektiğini vurgulayarak şu görüşleri dile getirdi:
“Ruhsal bozulmaya olayın basın ve yayın yoluyla duyurulmasının, mağdureye ait başka özel nedenlerin ya da sanığın fiili dışında sair etkenlerin katkı sağlayıp sağlamadığının, ruhsal araz belirlenmesi durumunda bunun sürekli ve kalıcı olup olmadığının açığa kavuşturulması gerektiği halde bunlara yer verilmediği nazara alınarak Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu’ndan bu hususlar ile doğrudan olaya bağlı 5237 sayılı TCK nun 102/5. maddesine uygun ruhsal bozulma var ise 765 sayılı TCK nun 418/2. maddesinin uygulanma olasılığı nedeniyle bunun mağdurenin sıhhatine büyük bir nakisa irası niteliğinde olup olmadığını gösteren mütalaa alındıktan sonra uygulama yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, suçun işlenmesinde kullanılan CD’lerin dosyada saklanması yerine müsaderesine karar verilmesi kanuna aykırıdır.”
bunu göndermemdeki sebeb ceza davasının,nekadar hassan ve detay istediğini göstermemdir.
arkadaşlar ilginize ne kadar teşekkür etsem az. sayın esmerman, bayanın diğer çelişkisi ise; aynı evde ilkini zorla yapmışım,d.günüm var demişim ama sadece o ve ben varmışım,bişeyler yemişiz sonra bayılmış ben zorla yapmışım. daha sonra aynı olay aynı evde 3-4 defa olmuş(o istememesine rağmen).bir insanı yada 15 yaşında birini 30 km uzaklığa ve en üst kata nasıl zorla çıkartırım ki ben ya:( komplo olduğunu neden düşünüyorum hemen belirteyim, beni eve çağırdığı gün gittiğimde binanın girişinde bir bayan duruyordu, ben yukarı çıktım ve 2 dakika sonra indim, aynı bayan hala kapıdaydı. meğer annesiymiş. zaten o beni gördüğü için olay patlak vermiş.mağdur bayan ifadesinde de bunları söylemiş,"taşındığıma inandırmak için eve çağırdım,evden çıkarken annem gördü ve şikayetçi oldum" demiş. asıl amaç annesi beni evde görecekti, ama başaramadılar diye düşünüyorum.birde bahsi geçen eve gittiğimiz doğrudur inkar etmiyorum, ama gitmemizin bi sebebi var ve buna inanmamak elde değil. olayın ayrıntısını bilseniz bu kadarı tesadüf olamaz dersiniz. yani mağdur bayanın ifadesinin samimi gelmeyeceği ve benim ifademde anlattıklarımın dellillerle ispatlanabilir olması sizce benim lehime ne kadar önemli? ceza mahkemeleri mutlak ceza vermek için midir :( yaşı konusunda beni aldatmış olmasının hiç mi geçerliliği yok, ayrıca sadece ben değil herkesin yaşında hata yapması kaçınılmaz, tabi internetteki profiline bakarak..
arkadaşlar birşeyi düzeltmek istiyorum.. müştekinin doğum tarihi kasım 1992. bu durumda sanırım 16 yaşında, durum biraz daha farklı olmalı:(
sana kimse ınanmaz ya
yırtarsa rapordan yırtar avukatının zaten bir şey çıkmaz demesinin sebebi de bu...yoksa bu iş tanık beyanlarıyla çok zor.....kız kızsa sorun bitmiştir...ehlivukufun raporu her ne kadar taktiri delil olsa da yargıtay hakimlerin bilirkişi raporuna bağlı olarak karar vermelerinden yana....hakimlerin raporla bağlı olmamalarını ise ek rapor alabilirler anlamında yargıtay yorumluyor...Alıntı:
hasmetyildirim rumuzlu üyeden alıntı
sayın şahbudak, ilk mahkemede hakimin söylediği kız anatomik bakire(duhule müsait) yani.Esnek zar dedikleri. olmuşta olabilir,olmamışta olabilir bilemeyiz dedi. ve şikayet edenin ifadesine göre de olay 3 ay önce olmuş..
mahkemeden gelen iddianamede yazanları size aynen yazıyorum
ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE
.......
.......
.......
SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı
DELİLLER : İddia,İfade tutanakları,doktor raporu
soruşturma evrakı incelendi:
yukarıda açık kimliği yazılı bulunan şüphelinin müşteki mağdureyle 2008 yılının şubat ayında internet aracılığı ile tanıştığı ve arkadaş oldukları, **mart 2008 tarihinde, şüphelinin müşteki müşteki- mağdureyi telefonla arayarak doğum gününe davet ettiği, müşteki mağdureninde bu teklifi kabul ettiği,bunun üzerine şüphelinin müşteki mağdureyi evinden alarak teyzesinin ****mahallesindeki evine götürdüğünü,evde kimsenin olmadığı ve birlikte film izledikten sonra şüphelinin müştek mağdureyi yatak odasına götürerek,giysilerini çıkartmaya çalıştığı müşteki mağdurenin şüpheliyi itekleyerek karşı koyduğu ancak şüphelinin müşteki mağdurenin direncini kırarak zorla giysilerini çıkartıp cinsel organını mağdurenin cinsel organına sokarak müşteki ile ilişkiye girdiği, bu sırada müşteki mağdurenin kendinden geçtiği, kendine geldiğinde cinsel organının kanadığını farkettiği,şüphelinin müşteki mağdureyi "liseyi bitirince seninle evleniriz" diyerek müşteki mağdureyi evine bıraktığı,Şüphelinin müşteki mağdureyi tehdit ederek daha sonrada bir kaç kez cinsel ilişkiye girdiği, Şüphelinin Kendisiyle görüşmek istemeyen müşteki ve mağdureyi mesajlar çekerek tehdit ettiği,müşteki mağdure ve müştekinin şüpheliden şikayetçi oldukları,
alınan doktor raporunda müşteki madğurenin anatomik oalrak bakire olduğunun tespit edildiği,ancak şüphelinin müşteki mağdureye çektiği mesajlardan ve mesaj tespit tutanağından anlaşılacağı üzere şüphelinin zorla müşteki mağdureyle cinsel ilişkiye girdiği ancak kızlık zarının yırtılmadığı anlaşılmış olup,
Şüpheli alınan savunmasında ;
müşteki mağdurenin 18 yaşından büyük olduğunu zannettiğini,kendisiyle bir kaç kez buluşarak gezdiklerini ve hiç cinsel ilişkiye girmediklerini bu nedenle atılı suçlamaları kabul etmedğini beyan ettiği, her ne kadar beyan etmiş ise de,verilen kesin doktor raporu,mesaj tespit tutanağı ve tüm dosya kapsamından şüphelinin atılı suçları işlediği anlaşılmakla;
Yüklenen suçtan şüphelinin yargılamasının mahkemenizde yapılarak eylemine uyan 5237 sayılı TCK'nun 103/1-2-4-6,106/1 maddelerine göre cezalandırılmasına,aynı yasanın 53/1-2 maddesindeki güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına karar verilmesi kamu adına talep ve iddia olunur.
sn avukat arkadaşlar, benim elimde sadece tanıştığımız internet sitesindeki profilinin çıktıları mevcut. orda da yaşı 19 yazıyordu. cinsel ilişkinin anlaşıldığı mesajlar ise şikayet etmeden 2 gün önce kendisiyle mesajlarımızda bu olacakları konuşuyoruz. o bana "ben bakire değilim,annem senden şikayetçi olursa bu senin üstüne kalacak" diyor, bende kendisine "benim yaptığımın anlaşılacağını sanmıyorum,ispatı lazım,var mı elinde bir delil","beni yapmadığım birşeyden dolayı suçlayamazsınız,birşey ispat edemezseniz bende size yasal haklarımı kullanıp karşı taraf dava açarım" diyorum.oda bana "ben seni savunacağım, annem beni adli tıp doktruna götürürse intihar edeceğimi söylerim sağlam raporu alırım" diyor. bende buna istinaden,"o kadarını ben bilemem,ayrıca adli tıp doktorunun sana inancağı ne malum? bu işler öyle kolay değil,bence annenle konuşalım" diyorum. hepsi bu..
aramızda geçenler ise sadece yüzeysel cinselliktir. anlatıldığı gibi zorla cinsel ilişki kesinlikle olmadı. ben şimdi nasıl bir savnma yapmalıyım, henüz avukat tutmuşta değilim..