Printable View
Sosyal güvenlik konusunda düzenlemeler getiren SOSYAL SIGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SIGORTASI KANUNU TASARISI TBMM'ne sunuldu haberleri medyada yer aldı. Tasarı metnine http://www.turkiye.gov.tr/docs/basba...alguvenlik.doc
Söz konusu tasarı hakkında ne düşünüyorsunuz?
Genel olarak çok olumlu karşıladığım bir kanun tasarısı,
Sigortalıların tescil ve diğer işlemlerinde sigorta sicil numarası olarak T.C. Kimlik Numarası kullanılır.
Bu madde bana son derece olumlu geldi ancak mevcut bilgisayar altyapısında bütün programlarda tc kimlik numarası girilmiyor.Bu biraz sorun çıkaracak gibi.Ancak ufak tefek 506 ayılı kanuna benzer yerlerini bir kenara bırakırsak en önemli kısmı sigortalıların genişlemesi altyapının yetersiz olduğunu biliyorum.Bildirim süreleri 15 gün mesela bir esnaf işyeri açtı ve süresi içinde (15) gün kuruma haber vermedi.İdari para cezası kesilmeli ama bunun tespiti nasıl yapılacak, şu anda sigortalıların tespiti yapılamazken.ALTYAPI SIFIR VE SSK çalışanları hiçbir bilgi almadan ve hiçbir hazırlık yapmadan balıklama bir şekilde hastahanelerin birleşme şokunu yaşadı hala da yaşıyor.Kanun tasarısı var ama hangi kadro hangi eleman ve nasıl yetiçecek.Bunlar beni çok düşündürüyor.
Madde 4- Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından;
a) Hizmet akdi ile bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılanlar,
b) Köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan;
1) Esnaf ve sanatkârlar,
2) Ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle veya basit usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar,
3) Gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr sicili ile birlikte kanunla kurulan meslek kuruluşlarına usûlüne uygun olarak kayıtlı olanlar,
4) Anonim şirketlerin kurucu ortakları ve yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortakları,
5) Tarımsal faaliyette bulunanlar,
c) Kamu idarelerinde;
1) Kadrolu olarak çalışanlar,
2) (a) ve (b) bentlerine göre sigortalı olmayı gerektirmeyecek şekilde sözleşmeli olarak çalışanlar ile, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 86 ncı maddesi uyarınca açıktan vekil atananlar,
sigortalı sayılırlar.
Birinci fıkranın (a) bendi kapsamına giren sigortalılara ilişkin hükümler, işçi sendikalarının yönetim kurullarına seçilenler; bir veya birden fazla işveren tarafından çalıştırılan film, tiyatro, sahne, gösteri, ses ve saz sanatçıları ile müzik, resim, heykel, dekoratif ve benzeri diğer uğraşları içine alan bütün güzel sanat kollarında çalışanlar; düşünür ve yazarlar; 2/7/1941 tarihli ve 4081 sayılı Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanuna göre çalıştırılan koruma bekçileri ile 24/4/1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununda belirtilen umumi kadınlar hakkında da uygulanır.
Birinci fıkranın (c) bendi kapsamına giren sigortalılara ilişkin hükümler, kuruluş veya personel kanunları gereğince seçimle veya atama yoluyla göreve gelenler; Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, belediye başkanları, harp okulları ile fakülte ve yüksek okullarda Türk Silahlı Kuvvetleri hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken askerî öğrenci olanlar ile astsubay meslek yüksek okulları ve astsubay nasp edilmek üzere temel askerlik eğitimine tabi tutulan adaylar ile fakülte veya meslek yüksek okullarında kendi hesabına okuduktan sonra veya askerlik hizmetini müteakip muvazzaf subaylığa, astsubaylığa, uzman jandarmalığa veya uzman erbaşlığa geçirilenler hakkında da uygulanır.
Sn: alisinkay,
Yasalaşırsa, toplum hayatını etileyen önemli yasalardan biri olacak olan söz konusu yasa tasarısıyla, sigortalı tanımı yeniden yapılmaktadır.
Bu foruma yazan kişilerin ilgisini çekeceğini düşünürek, şunu belirtebilirim ki,
506/86 da yer alan avukat/noter topluluk sigortası yürürlükten kalkacak.
Yerine, alıntı yapmış olduğunuz tasarının 4/b-2 maddesinde yer alan sigortalılık kavramı gelecek.
Bu maddeye göre, zorunlu sigortalı olması gereken avukat/noterlerden yasanın yürürlüğe girdiği tarihte topluluk sigortasına tabi olanlardan isteyenler, bir yıl içinde verecekleri dilekçe ile topluluk sigortasından ayrılarak isteğe bağlı sigortaya devam edebileceklerdir (Geçici-19) Ancak, (Madde 73) göre Genel Sağlık Sigortası priminin üst üste 2 ay ödenmemesi durumunda isteğe bağlı sigorta sona erdğinde, isteğe bağlı sigortaya devam edilip edilemeyeceği açık değildir.
Halen gelir ve aylıkların arttırımı, (Madde-21,78, Geçici-1) sadee tüfe'ye bağlanıp, gayri safi milli hasıladaki artışların dikkate alınması göz ardı edilmiştir.
Yasanın yürürlüğe girdiği tarihte 506-1479-2925-2926 ve 5434 sayılı yasaya tabi olanlara bağlanacak aylık, (Geçici-2 maddede) açıklanmıştır. Ancak, bu açıklamaya göre, nasıl aylık bağlanacağını kaç kişi anlayabilir? Ayrıca, bu açıklamaya göre, yasanın yürürlüğe girdiği tarihte tabi olunan yasa kavramı yer aldığından, 2829 sayılı yasaya göre kazanılmış olan hakların kaybedilmesi sözkonusu olabilecektir.
Görüldüğü üzere, tasarının yasalaşmasıyla daha çok hak kayıpları veya (isteyen her kesin isteğe bağlı sigortalı olabilmesi gibi) bazı hak kazanımları olabilecektir.
Toplum hayatını bu denli önemli etkileyebilecek olan yasa tasarısının, yasalaşması döneminde TCK'da olduğu gibi, kısır zina tartışmalarına kurban gitmemesi bakımından, şimdiden tasarının çok iyi değerlendirilmesi ve yasanın en iyi şekilde çıkabilmesi bakımından tüm toplum kesimlerinin çaba göstermesi gerekir diye düşünüyorum.
IMF: Reform yapmazsanız emekliye maaş ödenemez
Türkiye'nin sosyal güvenlik reformu yapmaması durumunda bir süre sonra emeklilere maaş ödenemeyeceğini belirten Krueger'den, çalışana kötü mesaj var: Tazminatın indirilmesi şart
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=151833
Tasarı bu hafta TBMM Komisyonlarında görüşülecek.
Medyada yer alan haberlere dikkat edilirse, "Genel Sağlık Sigortası Geliyor" " Erkeklere Emzirme Yardımı Geliyor" şeklindeki başlıklar atılıyor.
Yasayla gidecek olanlara hiç değinen yok.
İMF Performans kriterleri arasında yer alan sosyal güvenlik yasasında sonra doğru yaklaşılıyor.
Medya genellikle yeni yasa tasarısının getireceklerinden bahsediyor. Yeni Yasa tasarısına eleştiri ile bakan görüş ise, yorumsuz olarak aşağıya kopyalanmıştır.
Alıntı:
08.06.2005 Spot Haber
SOSYAL GÜVENLİK TASARINA 13 ELEŞTİRİ
SAYGI ÖZTÜRK
Sosyal güvenlik sisteminde köklü değişiklikler öngören düzenlemeler kapsamında hamilelik döneminden itibaren maddi durumu iyi olmayan alilere yardım yapılması, evlilik, ölüm, emzirme ödeneklerinin artırılması, genel sağlık sigortasına geçildiğinde maddi durumu iyi olmayanların sağlık primlerinin devlet tarafından karşılanmasını öngören Sosyal Güvenlik Yasası Perşembe gününden itibaren TBMM Sağlık ve sosyal Alt Komisyonu nda görüşülmeye başlanacak. Sistemde köklü değişiklikler öngören düzenlemelerin, tartışması da konunun anlaşılmaya başlanmasıyla birlikte artacak gibi gözüküyor.
Emeklilik Sigortası, Sağlık Sigortası, Primsiz Sigortacılık, Sosyal Güvenlik Kuruluş Yasa tasarılarının getirdiği bazı olumlu yönlerinin yanı sıra, kazanılmış bir çok hakkı da ortadan kaldırdığı ya da zorlaştırdığı öne sürüldü. SSK Genel Müdürlüğü görevinde bulunuş, sosyal güvenlik konularında uzman olarak bilinen İstanbul CHP Milletvekili Kemal Kılıçdaroğlu, tasarıların beraberinde önemli sorunlara ve hak kayıplarına yol açacak maddeler içerdiğine dikkat çekti.
Kemal Kılıçdaroğlu, tasarıda yer alan hükümler konusundaki eleştirilerini GÖZCÜ ye şöyle sıraladı:
1.Bu tasarı yasalaştığında, Yasayı uygulayacak kurum, tasarının 3. maddesinde, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı olarak belirlenmiştir. Ancak halen Türkiye de böyle bir kurum yok. Çünkü bu kurumla ilgili yasa tasarısı henüz parlamentoya sevkedilmiş değil.
2.Bugün için yürürlükte olan yasalarla sigortalılara sağlanan pek çok hak, tasarı ile zorlaştırılmakta ya da ek yükümlülükler getirilmektedir. Örneğin, Tasarı ile emekli aylığı bağlama oranı 2016 yılına kadar yüzde 50 ye kadar düşürülecek. Bugün için aylık bağlama oranı, SSK lılar için yüzde 70, Bağ-Kur lular için yüzde 65, Emekli Sandığı iştirakçileri için de yüzde 75 tir. Yani insanlar, Tasarı yasalaştığında, sisteme daha uzun süre para aktaracak, ancak buna karşın daha düşük oranlarda emekli aylığı alacaklardır. Zaten Tasarının ana felsefesi de budur. Uzun dönemde, finansman dengesinin bu yöntemle sağlanacağı düşünülüyor.
3.Kısa dönemde ise sistemi memurlar finanse edecek. Çünkü memurlar aldıkları tüm ücretler için (ek ödeme, yan ödeme, tazminatlar vb) prim öderlerken, SSK ve Bağ-Kur lular belli sınırlar içinde ödeyecekler. Böylece, memurlar bugün ödediklerinden daha fazla bir parayı sosyal güvenlikleri için ödeyecekler.
4.Normal koşullarda bugün bir SSK lı kadın 58, erkek ise 60 yaşını doldurmak ve en az 7000 gün prim ödemek koşuluyla emekli olabilmektedir. Tasarıyla uzun dönemde emeklilik yaşı yükseltilmekle birlikte, prim ödeme gün sayısı 9000 güne çıkarılmaktadır. Kayıtdışı ekonominin çok yaygın olduğu ülkemizde 9000 günlük koşulu doldurmak, kamu ve sendikalı işyerleri dışında) hemen hemen olanaksızdır.
5.Yürürlükteki yasalara göre, en az 5 yıl sigortalı olan ve ortalama her yıl için 180 gün (5x180=900 gün) prim ödeyen sigortalının ölümü halinde geride kalan eş ve çocuklarına ölüm aylığı bağlanıyor. Tasarı ile ölüm aylığı bağlama koşulları da ağırlaştırılıyor. Tasarıya göre ölüm aylığı bağlanması için, prim ödeme gün sayısı 900 den 1800 e çıkarılıyor.
6.Yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Yasasında, iş kazasına uğrayıp, meslekte kazanma gücünü yüzde 25 ve daha aşağı oranda kaybedenlere gelirlerinin peşin sermaye değerinin toptan ödenmesi öngörülmüşken, Tasarı ile bu hak yürürlükten kaldırılıyor.
.
7.Yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Yasasında, iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün yüzde 60 ını kaybeden sigortalı malul sayılıyor. Tasarı ile bu oran sigortalının aleyhine olarak yüzde 66 ya yükseltiliyor.
8.Yer altı maden işlerinde çalışan sigortalıların, çalışma koşulları dikkate alınarak, bunlar için özel emeklilik koşulları uygulanıyor. Tasarı ile bu düzenlemeye de son verilmektedir.
9.Emekli aylıkları hesaplanırken, yıllık kalkınma hızının (refah artışı) dikkate alınmaması ilkesi aynen korunuyor. Oysa yıllarca çalışıp emekli olan bir kişinin, emekli aylığında artış yapılırken, refah payının da en azından bir kısmının- dikkate alınması sosyal devlet ilkesine daha uygun düşerdi. Emekliyi, emekli olduğu yılın aylığına mahkum edip, refah artışından yararlandırmamak, emeklinin bu ülkenin kalkınması için gösterdiği çabayı görmezden gelmek demektir.
10.Tasarı ile, ölen sigortalının hesaplanan aylığının hisse payı düşürülüyor. Benzer hak kayıpları, iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünü kaybedenler için de söz konusu...
11.Tasarıya göre, ...Kurumca sağlanacak sağlık hizmetlerinin cinsleri, belirlenecek zaman aralığında kullanım miktarları ve kullanım süreleri Kurumca Sağlık Bakanlığının görüşü alınarak... belirlenecektir. Bu düzenleme idareye, sağlık hizmetlerinde sınırlama getirme yetkisi veriyor. Kurum bu yetkisini maliyet-fayda, maliyet-etkililik ve benzeri ölçütleri dikkate... alarak kullanacaktır. Oysa bugün için gerek SSK lılar ve gerekse emekli sandığı emeklileri için herhangi bir sınırlama yok. İdarelerin böyle bir yetkileri de bulunmuyor.
12.Türkiye de tedavisi mümkün olmayan durumlarda, SSK ve Emekli Sandığı sigortalısını yurt dışında tedavi ettiriyor, tüm sağlık harcamalarını karşılıyor. Tasarıya göre ise yurt dışı tedavilerde ödenecek bedel, #8220;yurt içinde sözleşmeli sağlık hizmet sunucularına ödenen tutarı geçemez deniliyor. Bu demektir ki, yurt dışı tedavilerde, sağlık harcamalarının önemli bir bölümünü sigortalının kendisi ödeyecek.
13.Bugün için prim borcu olan Bağ-Kur lular, sağlık hizmetlerinden yararlanamıyor. Aynı ilke tasarıda korunuyor. Bu yaklaşım, devletin zaaflığını göstermektedir. Prim ödemesi zorunlu olan bir sistemde, borcu olandan primi alınır. Siz devlet olarak prim toplamak için hiç çaba harcamayacaksınız, sonra da kişi hastalandığında, borcunu ödemedin kusura bakma ben sana bakamam, çünkü sen ölümü hakkettin diyeceksiniz. Sosyal devlette bu yaklaşımın mantıklı bir yönü var mı?
Yasa 2006 yılında yürürlüğe girecek deniliyor.Ancak şu ana kadar düzenleyici vr hazıarlayıcı gelişmeler olmadı.SSK Hastahanelerinin kuruma devri bir hazırlıktı ama hala çok fazla sıkıntıyı da bu karar giderebilmiş değil.Acaba yasaya yürürlüğe girdiğinde sosyal hayata nasıl etkisi olacak adaptasyon sorunu yaşanabilir mi.Yoksa TCK gibi yürürlüğe bile girmeden değişiklikler mi yapılacak.Bunları çok merak ediyorum.
Toplum hayatını etkileyecek önemli yasalardan biri olduğu halde, bu konun açılmasının üzerinden geçen 5 ayda, görüş veya ankete katılım azlığı, aslında bir çok şeyi açıklıyor. Bu yasa tasarısı da diğerleri gibi yasalaştıktan sonra fark edilecek.
Tasarıyı son okuduğumda, anlaşılmayan bazı yönleri olduğu gibi, anlaşılan yönleri de, bir çok değişiklikler getiriyordu. Tasarı üzerinde çalışmalar devam ediyordu. Umarım son hali daha iyi olur....
Detaylı inceleme sahibi olmasamda söyle bir üstünden geçdim. 2006 da yürürlüğe girmesi beklenen,daha çokta halk arasında maaş bağlama oranlarındaki düşüş nedeniyle ilgi çeker oldu.Ve hatta çıkmasından çekinen çalışanlar 2006 gelmeden emekliliğini istediler.(Emekli maaşlarının düşeceğini zannettiler, gazetelerdeki bu tür başlıklar detayı bilmeyenler açısından vahimdi ve hemen emeklilik işlemlerini yaptırmalıydı. Aslında Tasarıda bu yönde korkulacak bir şey olmamasına rağmen Mecliste uğrayacağı değişikliği bilemem dolayısıyle hiç kimsenin kararlarına müdahele etmedim fakat kazanılmış hakların korunacağına eminim. (Tasarı dokunmuyor) Yinede bildiğimi anlattım.
2000 senesindede aylık bağlama sisteminin değiştiğini fakat bu değişimin sadece 2000 sonrası çalışmaları etkilediğini.Yeni çıkacak yasanında 2006 dan sonraki çalışmaları etkiliyeceğini ,korkulacak bir şeyin olmadığını dileyene anlattım.
Anlattım ama şimdi sizlerden aşağıdaki maddenin anlaşılır şeklini rica ediyorum.
Madde 39. ...........
Ortalama aylık kazanç, sigortalının her takvim yılına ait prime esas kazancı, kazancın ait olduğu takvim yılından itibaren aylık talep tarihine kadar geçen takvim yılları için, her yıl gerçekleşen ortalama prime esas kazançta değişim oranının % 50#8217;si ve Aralık ayına göre Devlet İstatistik Enstitüsü tarafından açıklanan en son temel yıllı kentsel yerler tüketici fiyat indeksindeki değişim oranının % 50#8217;si toplanarak bulunacak oran kadar artırılarak bulunan kazançlar toplamının, toplam prim ödeme gün sayısına bölünmesi suretiyle bulunacak ortalama günlük kazancın otuz katıdır.
Şu anki sistemde 2000 sonrası her takvim yılına ait prime esas kazancı bir sonraki yıl oluşan enflasyon ve GH ile çarpılıyordu.
Sn: mbas67,
Tasarı yasada bu ve bunun gibi dikkat çeken, anlaşılmasında güçlük çekilen bir çok madde var.Bazı maddeler var ki, konunun uzmanlarının bile anlaması güç.
Verdiğiniz örnek yine de az çok anlaşılanlardan.Eğer açıklamaya çalışacak olursak, emeklilik için başvuran kişinin maaşı hesaplanırken, her yıla ait ödenmiş olan prime esas kazancı, sigorta primine esas kazanç ile tüfede meydana gelen artışlar dikkate alınarak arttırılacak ve prim ödenen tüm yılların ortalamasına göre de emekli maaşı hesaplanacaktır.
İşte kazanılmış hakları korumayan yönlerden biri de bu. Nasıl mı? Dikkat ederseniz, GSMH artışlarından bahsedilmiyor. Bunun da emeklinin aleyhine olacağını söylemeye sanırım gerek yok.
Sayın yyln
Ben konuyu daha çok ,şu an emekliliği dolmuş kişiler açısından değerlendirerek "korkulacak bir şeyin olmadığından" bahis ettim.Sizinde belirtiğiniz gibi sistemin bugünkü duruma göre bakıldığında GSMH olmaması maaş bağlamada çok büyük kayıplara neden olacaktır.
Sistem şu anda düzenleniyor.Emeklilik için prim ödeme gün sayısı 9.000 olacak deniliyor.Aynı zamanda Bagkurlularda sigortalı sayılacak.
Yani demek olan işci de işvereni de 25 yıl bir fiil prim yatırmalı. Peki devlet memurluğunda veya bağkurda bile bazen sorun olan bu prim oranını sigortalı nasıl dolduracak.Türkiyede gerçek bir işgüvencesi mi var.Birde kazanılmış haklardan kasıtın kanunun yürürlük tarihinden sonrakileri kapsayacağı sonucuna nasıl varıyorsunuz.Emekli oluncaya kadar bir insan emeklilik hakkını kazanamaz ve kural olarak şartlarda yapılan değişiklikler de onu bağlar.
Daha önce de halk dilinde sigortalılara yaş ve gün vurmuştu.Kademeli emeklilik sistemi hatırlatırım.
Tasarının 26 maddesine göre,iş kazalarına bağlı SSk"nın işveren aleyhinde açtığı rücu davalarında,işveren sorumluluğu, Kurum lehine düzenlenmiş olup,işverenin suç sayılır hareketi yada kasıtlı tutumu dışında sorumluluğu yoluna gidilmesi,hiçbir Avrupa Ülkesinde kabul edilmemektedir. Sigorta primini ödeyen işveren kasıtlı yada suçlu değilse,oluşacak kazada,kuruma karşı rücuan sorumlu olamaz.Ne sigorta hukuku ne de çağdaş hukuk devleti böyle bir uygulamayı haklı görür.Devlet kayırma,kurum kayırma adına hukuksuzluk yapılamaz.İşveren bu ülkenin eli bıçaklı düşmanı değildir.Acımasız ve çağdaş görüşlere aykırı bir anlayış zaten vardı.Tasarının 26. maddesine de aynı anlayış alınmıştır.Sadece bu hüküm nedeniyle- tüm tasarıyı incelemediğim halde- çağdışı anlayışların devam ettiğini söylemeliyim.İlgi duyanlar,Avrupa Ülkelerinde durumu araştırsınlar.....
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu#8217;nda görüşülen Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasa Tasarısı#8217;nın, yaş ve prim gününe ilişkin emeklilik koşullarına ilişkin hükümleri kabul edildi.
Buna göre, yasa yürürlüğe girdikten sonra sigortalı sayılacak olan kadınlar 58, erkekler 60 yaşını doldurmuş olmaları ve en az 9 bin günlük malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olmaları şartıyla yaşlılık aylığından yararlanabilecek.
Emeklilik yaşı 2036#8217;dan itibaren kademeli olarak artırılacak. Emeklilik yaşı 2048#8217;de kadın ve erkek için eşitlenerek 65 olacak.
Emeklilik yaşı, 1 Ocak 2036 ila 31 Aralık 2037 tarihleri arasında kadın için 59, erkek için 61;
1 Ocak 2038 ila 31 Aralık 2039 tarihleri arasında kadın için 60, erkek için 62;
1 Ocak 2040 ila 31 Aralık 2041 tarihleri arasında kadın için 61, erkek için 63;
1 Ocak 2042 ila 31 Aralık 2043 tarihleri arasında kadın için 62, erkek için 64;
1 Ocak 2044 ila 31 Aralık 2045 tarihleri arasında kadın için 63, erkek için 65;
1 Ocak 2046 ila 31 Aralık 2047 tarihleri arasında kadın için 64, erkek için 65;
1 Ocak 2048 tarihinden itibaren kadın ve erkek için 65 olacak.
Fondan destek
CHP milletvekillerinin verdiği önergenin kabul edilmesiyle; sigortalıların, işsizlik sigortası ödeneği aldıkları süre içerisinde malullük, yaşlılık ve ölüm sigortası primi, prime esas asgari kazanç üzerinden hesaplanarak işsizlik sigortası fonundan karşılanacak. Tasarının görüşmelerine devam edilecek.
http://sondakika.milliyet.com.tr/200...n/sonsiy06.asp
Daha onceden(2005) SSK'ya girisi yapilmis ve sadece 8 gun sigortali olmus ve su an primi yatmayan birisi daha onceden girisi yapildigi icin 9000 yerine 7000 gun mu prim oder?
Sözkonusu tasası aynen yasalaşırsa, geçici 27. maddesinin ilk fıkrasına göre, 8.9.1999 taihi ile yasanın yürürlüğe girdiği tarihler arasında sigortaya girişi yapılan kişiler, kadın ise 58, erkek ise 60 yaşını doldurmak 7000 gün prim ödemek suretiyle emekli olabileceklerdir. Öte yandan, aynı yaş şartlarını yerine getiren kişiler 25 yıl sigortalılık süresini doldurmaları halinde, 4500 gün prim ödemek suretiyle de emekli olabileceklerdir.
Yasanın yürürlüğe girdiği tarihTE calismasak da 7000 gun o zaman?
Toplumun tüm kesimlerini ilgilendiren tasarıyla Sosyal Güvenlik alanında bir çok düzenlemeye yer verilmiştir.
Ancak, bu forumda da olduğu gibi, toplumun fazla dikkatini çekmemiş ve yeterli bir tartışma alanı bulamadan TBMM'de kabul edilmiştir.
Bundan böyle tasarı ile ilgili görüşlerin önemi kalmayacağından, anket sona erdirilmiş olup, TBMM'de kabul edilen yasanın Sn: Cumhurbaşkanımızca da kabul edilerek yürürlüğe girecek olması halinde, uygulamasının iyi yapılmasını ve herkese yararlı olmasını dilerim. Saygılarımla....
...
Bu yasa yürülüğe girdiğinde yeni sigortalı olanları kapsayacak.Yani çocuklarımızı...30 Nisan 2008 tarihine kadar sigortalı olanlar eski sisteme tabi sayılacaklarındn(gazetelerde böyle yazıyor.) çocuğumuzu sigorta ettirmemiz bir çözüm olarak düşünülebilir.
Çocuğumun bu yasa kapsamında sigorta ettirebilmem için yaş sınır var mıdır?
Ya da daha 6 yaşındaki çocuğumun geleceğini ipotek altına alınmasını engellemenin başka bir yolu var mıdır?
Üniversitede öğrenciyim. Televizyonda gösterilen dizide rol almaktayım. Ajans beni sigortalı yapmıyor. 30 Nisan'da süre doluyor ne yapabilirim. Acil yardım.
dul yetim maaşları alınması ile ilgili kanun kötü oldu ...
1977 yılında Topkapı - Cevizlibağ da Fırat oto Tofaş servisinde ssk lı olarak işe başladım. Daha sonra SSK kartımı kaybettim. 1990 yılında Parsan adlı firmada işe başladım fakat eski ssk numaram gözükmedi yeni numara verdiler. Eski SSK numaramı bulunduğum ilçedeki (istanbul/ Pendik - kaynarca ssk müdürlüğü) sigorta müdürlüğüne gittiğimde eski numaram orada da çıkmadı, firma topkapıda olduğundan unkapanı ssk müdürlüğüne gideceksiniz dediler. Unkapanı ssk müdürlüğüne gittiğimde numaram orada da çıkmadı. Bu konu hakkında nerelere müracat edebilirim yardımlarınızı bekliyorum.
Topkapı - Cevizlibağ da Fırat oto Tofaş servisinin muhasebe müdürüne gidip ricacı olsanız; Personel kayıtları birçok işyerinde ilanihaye saklanır. Oradan çıkma ihtimali olabilir belki.
Fakat Fırat oto daha sonra el değiştirmiş eski evraklar nerede tutulur?