Printable View
İsmail Türüt'ün "Plan Yapmayın Plan" isimli türküsü ve klibi konusu basında sürekli tartışılırken bizim sitede es geçildi gibi geldi bana. Ayrıca, bir Baro Başkanı da Türüt'e ve söz yazarına (Ozan Arif'e) destek çıktı. Sanıyorum bu desteğin de hukukçular tarafından irdelenmesinde yarar var.
Plan yapmayın plan gitmez Karadeniz’de
Kahpelik yalan dolan tutmaz Karadeniz’de
Ne Conisi ne Rusu pusu kurmasın pusu
Bölücülük borusu da ötmez Karadeniz’de
Bırakın çan çalmayı Ermenici olmayı
Millet böyle dolmayı yutmaz Karadeniz’de
Ogün böyle desinler bugün böyle desinler
Fatihalar Yasinler bitmez Karadeniz’de
Şerefini şanını ortaya koy canını
Hiçkimse vatanını satmaz Karadeniz’de
Vatan satsa bir kişi anında biter işi
Türk ve İslam güneşi batmaz Karadeniz’de
Bizde varken bu duruş emiceniz olsa Bush
Alayınız beş kuruş etmez Karadeniz’de
Anladık var gocunuz belli kuyruk acınız
Kargaşaya gücünüz yetmez Karadeniz’de.
Şiirin yazarı sanırım Ozan Arif... Dünya görüşlerimiz birbirine tamamen zıt... Bugün o görüşü temsil eden siyasi partinin kimlerin payandası haline gelmiş olduğu da bilinen bir gerçek. Gerçi 80 öncesinde de farklı değillerdi...
Şiirde koyulaştırdığım ve altını çizdiğim bölüm eğer malum şahısları kastediyorsa, bu asla kabul edilemez. Bu, suçu ve suçluyu övmek demektir.
Youtube'da Hırant Dink cinayeti destekli video klip ise tam bir faciadır. En temel insan hakkı yaşama hakkıdır ve her ne sebeple olursa olsun bu hak çiğnenemez, bunu Devlet de çiğneyemez, idam cezalarının kaldırılması bu düşüncenin eseridir. Gerçi türkücü bu klibin kendileri ile ilgili ve bağlantılı olmadığını açıklamıştır.
Terör örgütünün Karadeniz'e ulaşma çabaları , bu noktada dış destekli Rum Pontus'u canlandırma ve o yöre insanını ajite etme gayretleri bilinen gerçeklerdir.
Koyulaştırılmış alan dışında şiir tekrar okunursa, bazı nüanslar saklı kalmak kaydıyla sanırım hepimiz altına imza atarız.
Konuyu değerlendirecek olanlar Cumhuriyetimizin Savcılarıdır.
Selamlar,
Bırakın çan çalmayı Ermenici olmayı
Bunun da mı
Bence koyu yazılması gereken yerler bayağı fazla. Ama ben tamamı koyu yazılsa bile gene de altına imza atmazdım. Hadi biraz milliyetçili ya da ulusalcı olsa anlaşılır ama bu şiir tam anlamıyla faşist duygularla yazılmış.
Hele hele ilerici bir şehir olan İzmir'in baro başkanının bu faşist şiiri desteklemesi anlaşılabilir birşey değil. Demek ki başkan şehri geriden takip ediyor.
Bazı nüanslar saklı kalmak kaydıyla dediysek, o kadar da demedik. :)Alıntı:
Bırakın çan çalmayı Ermenici olmayı Bunun da mı
Bir de bu var.Alıntı:
Vatan satsa bir kişi anında biter işi
Kanımca bu şarkının genel itibarı ile savunulacak bir yanı yok, hukuki boyutuyla değerlendirdiğimizde de pek masum gibi gelmedi bana ama hariçten yorum yapmanın çok sağlıklı olmayacağı kanaatindeyim.
Etki-tepki meselesidir. Bir kesim (buna A'lar diyelim) için her şey mübahtır, ahlak, gelenek, görenek, yasa, demokrasi, cumhuriyet, vatan, özgürlük konusunda her şeyi yazıp çizebilirler, herşeyi ve herkesi satın alabilirler, hertürlü kavram tahrifat,tahribat ve kargaşası yaratıp zihinleri bulandırabilirler. Herşey bunlar içindir, ne yaparlarsa ne söylerse kayıtsız şartsız doğrudur, haklıdır.Alıntı:
Plan yapmayın plan gitmez Karadeniz’deKahpelik yalan dolan tutmaz Karadeniz’deNe Conisi ne Rusu pusu kurmasın pusuBölücülük borusu da ötmez Karadeniz’deBırakın çan çalmayı Ermenici olmayıMillet böyle dolmayı yutmaz Karadeniz’deOgün böyle desinler bugün böyle desinlerFatihalar Yasinler bitmez Karadeniz’deŞerefini şanını ortaya koy canınıHiçkimse vatanını satmaz Karadeniz’deVatan satsa bir kişi anında biter işiTürk ve İslam güneşi batmaz Karadeniz’deBizde varken bu duruş emiceniz olsa BushAlayınız beş kuruş etmez Karadeniz’deAnladık var gocunuz belli kuyruk acınızKargaşaya gücünüz yetmez Karadeniz’de.
Bir kesim, öteden beri belli kurallar, gelenekler ve ahlak anlayışıyla yetişmiştir, kutsalları vardır. A' lar B'lerin kutsallarına karşı her türlü olumsuzluğu yazıyla, çiziyle, eylemle ortaya koyabilirler de, doğanın ve diyalektiğin yasaları olan etki-tepki meselesini hep es geçtikleri gibi B'leri de üstelik faşist-statükocu vb. kavramların ardına sığınarak suçlarlar.
Koyu yazılan benim anladığım budur. A'lar ogün böyle derler, bugün böyle derler,Alıntı:
Ogün böyle desinler bugün böyle desinlerFatihalar Yasinler bitmez Karadeniz’de
Karadeniz en çok şehit veren bölgelerdendir ve orada fatihalar yasinler de sürekli okunmaktadır.
Açıkçası ben bu şiirde/türküde suçlanacak/eleştirilecek bir şey bulamadım. Zorlamayla farklı anlamlar çıkarılmak isteniyorsa eğer ona da bir şey diyemem, bir görüştür der geçerim.
Sayın Gür;
Türkünün sözlerini yazanla "dünya görüşlerimiz tamamen zıt" diyorsunuz ve arkasından da "sözlerdeki bir iki yer hariç altına imza atarım" diyorsunuz. Buradan, dünya görüşlerinizin hayli yaklaştığı sonucunu çıkarabilir miyiz? Ayrıca, şu Pontus meselesi de bana düşman yaratma paranoyasının bir ürünü gibi geliyor.
Sayın Yüksel;
"Hariçten yorum yapmanın pek sağlıklı olmayacağı" şeklindeki düşüncenizi anlayamadım. Bizler bu türküyü eleştirirken hariçten gazel okuyanlar mı oluyoruz? Yoksa ben mi yanlış anladım sözlerinizi? Eleştirmeyelim mi demek istiyorsunuz? O zaman bu türküyü üstü kapalı da olsa onaylamış olmuyor muyuz?
Sayın milo;
Sözlerdeki koyu ve altı çizili kelimelerdeki anlamı sizin kadar masum anlamak için dünyadan habersiz olmak gerekir. Sizin kadar uyanık birinin buradaki gerçek kastedileni anlamaması mümkün mü? Ama bizden de sizin anladığınız şekilde anlamamızı bekliyorsanız; kusura bakmayın biz sizin kadar kıvrak bir zekaya sahip olmadığımızdan sizden farklı anlıyoruz. Bu türküde katillere övgü var. Siz bunu anlamıyorsanız ben de sizi anlamıyorum. Kutsal kitabımız Kur'anı Kerim'deki en önemli ve surelerden birinin adıdır "Yasin". Ama bu türküde bu kutsal isim bir katilin maskesi olarak takdim ediliyor ve bizden de bu maskeyi yutmamız bekleniyor.
Ayrıca, bu türküyü söyleyen adam, bir zamanlar Atatürk'e hakaret ettiği için Türkiye'den kaçmak zorunda kalan Şevki Yılmaz isimli bir Refah Partili milletvekilini öven bir türkü daha okumuştu yıllar önce. Farkında olmadan Atatürk düşmanları ile aynı çizgiye düştüğünüzü de anımsatmak isterim.
Bu adamları savunan Baro Başkanı'nı ise hiç mi hiç anlamıyorum. İzmir gibi bir yerin Baro Başkanına hiç yakıştıramadım.
Türkünün orijinalinde de altı çizili sözler mi var???
Sayın Bilgili,Alıntı:
Sayın Yüksel;
"Hariçten yorum yapmanın pek sağlıklı olmayacağı" şeklindeki düşüncenizi anlayamadım. Bizler bu türküyü eleştirirken hariçten gazel okuyanlar mı oluyoruz? Yoksa ben mi yanlış anladım sözlerinizi? Eleştirmeyelim mi demek istiyorsunuz? O zaman bu türküyü üstü kapalı da olsa onaylamış olmuyor muyuz?
Konunun hukuki boyutuyla ilgili olarak sarf ettiğim sözleri galiba yanlış anladınız. Bilirsiniz bir dosya hakkında yorum yapmadan önce dosya kapsamını incelemek gerekir, taraflar ne demiş, delil durumu nedir gibi... kast ettiğim sadece buydu. Öncesinde türkünün masum olmadığına dair yaptığım yorum, türküyü kabullenemediğimi, onaylamadığımı ifade etmeye sanırım yetmiştir. Lütfen yazdıklarımı bir kez daha okuyunuz.
Selamlar.
Sayın Yüksel;
Elbette yazdıklarınızı dikkatle okudum. Sözlere katılmadığınızı belirttiğinizin de farkındayım. Ama eleştirdikten sonra da hemen arkasından "hariçten gazel okumayalım" deyince, eleştirinizi sanki "gönülsüz bir eleştiri" gibi anladım. "Dosya kapsamı için tarafların ne dediğine bakmak gerekir" şeklindeki düşüncenize gelince; tarafların ne dediği basında yazıldı çizildi. Ozan Arif "sözlerimin arkasındayım" diyor, İsmail Türüt ise bütün şaklabanlığı ile aynen Sayın milo gibi düşünerek, bizleri aptal yerine koyuyor.
Sayın milo'ya bir tavsiyem olacak. Artık arabasının müzik çalarında bol bol İsmail Türüt dinleyebilir. Yakışıyor (mu?) ona... Ayrıca benim ülkücülük yıllarımdan kalma Ozan Arif kasetlerini de milo'ya göndermeyi düşünüyorum. Tepe tepe kullansın.
Aşk olsun Sayın Bilgili, şimdiye kadar gerçek düşüncelerimi tüm samimiyetimle ortaya koydum ve yazdıklarımın hep arkasında durdum, bundan sonra da böyle olacak, kuşkunuz olmasın. :)Alıntı:
eleştirinizi sanki "gönülsüz bir eleştiri" gibi anladım.
Konuya gelince, hala bu türkünün masum olmadığı kanaatindeyim. Vatan hainliğine, bölücülüğe, emperyalizme ve emperyalist oyunlara ben de karşıyım ama tepkilerin bu şekilde dillendirilmesine de karşıyım. Eğer söz konusu insan hayatı ise, bir insanın hayatına her ne sebeple son verilirse verilsin affedilecek ve desteklenecek bir tarafı olmadığını düşünüyorum.
Yeterince tatmin edici oldu mu bilemem artık... ;)
Saygılar.
Anlaşılan bize uyku uyutmayacaksınız bu gece sayın Bilgili,Alıntı:
Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı
Aslını inkar eden haramzadedir. Müzikalite olarak her ikisini de sevmem, dünya görüşlerimizn uyuştuğu da pek söylenemez sadece aynı noktaya farklı yerlerden bakıyoruz.
Bakın sayın Bilgili BİZ DİYORUZ Kİ LÜTFEN ÇİFTE STANDART YAPMAYIN.
Alın size bir örnek,
Adı ÇAĞDAŞ olan hukukçuların derneği,Alıntı:
BASIN AÇIKLAMASI
Değerli Meslektaşlarımız,
Değerli Basın Mensupları,
Bugün burada, kendisinin sanıp kendisinin saydığı mekanda ettiği avukatlık yeminini [1] ve Avukatlık Kanunun kendisine yüklediği "hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını korumak" [2] görevlerini unutarak; konumunu ve sıfatını şoven, ırkçı, ayrımcı, suçu ve suçluyu öven eylemler için kullanan İzmir Barosunun Başkanı Nevzat Erdemir'i kınamak için toplandık.
İsmail Türüt ve Ozan Arif müstear adını kullanan kişinin Hrant Dink cinayeti sanıklarını ve cinayeti öven, şiddet çağrısı yapan, Ermenileri ve Hıristiyanları aşağılayan şiir ve şarkıları ile bu şarkıya hazırlanan çok sayıda kliple ilgili olarak basında çıkan haber ve yorumların artmasının etkisiyle İstanbul Cumhuriyet Savcılığınca soruşturma açıldığını biliyoruz. İzmir Barosu Başkanı Nevzat Erdemir, bu şiir ve şarkı ile izlediğini söylediği klipleri "yurtseverce ve kutlanması gereken" davranışlar ve ifade özgürlüğünün kullanılması olarak değerlendirmiş, İsmail Türüt'e karşı karalama kampanyası yürütüldüğünü iddia ederek, ona sahip çıkmıştır.
Açıklamaları manşet olan Nevzat Erdemir, dün de basına verdiği demeçlerde açıklamalarının arkasında olduğunu ifade etmiştir.
Şiir, şarkı ve klipler ile ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Savcılığınca başlatılmış ve devam eden bir soruşturma varken, yani İsmail Türüt ve diğer şüphelilerin eylemleri suç olarak görülüp soruşturma açılmışken, bu kişilerin eylemlerinin yurtseverce ve kutlanması gereken davranışlar olduğunun iddia edilip, gerek soruşturmanın gerekse bu konudaki yayınların "İsmail Türüt'ü karalama kampanyası" olarak değerlendirilmesi; TCK'nın 215. maddesindeki suç ve suçluyu övme, 217. maddesindeki halkı kanunlara uymamaya tahrik ve 288. maddesindeki adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs suçlarını oluşturmaktadır.
Üç yıldan uzun süredir yürüttüğü Baro Başkanlığı süresince, hukuk ve adalet adına olumlu, çağdaş, demokratik bir açıklama ve refleksini görmediğimiz Nevzat Erdemir'in, ilk kez "ifade özgürlüğünden" bir cinayeti meşrulaştıranların ve övenlerin korunup yüceltilmesi istemi ile bahsetmesi utanç vericidir. Hırant Dink ve Rahip Santoro Cinayetileri ile Malatya Katliamını açıkça kınamaktan imtina eden İzmir Barosu ve Başkanının, ilk utanç verici eylemi de değildir bu.
Nevzat Erdemir'in Barodaki geçmişine kısaca göz attığımızda başlıca şu eylemleri görünüyor:
n Yönetime gelir gelmez İşkenceyi Önleme Grubunu kapatarak, bu grupta çalışan meslektaşları aleyhinde karalama kampanyası düzenlemek,
n Kerinçsiz ile birlikte Patrik'i "denize dökme" eylemi tertiplemek,
n Irkçı, Faşist bir örgüt olan Türkçü Toplumcu Budun Derneğinin yöneticisini baro yöneticisi olarak ekibine dahil etmek
n Doğu Perinçek ve ekibi ile birlikte Lozan'da Talat Paşa yürüyüşü tertiplemek,
n Çete davası sanıklarının ırkçı yazılarına Baro Sitesinde yer vermek,
n Genel Kurulda kendisinin yanında meslektaşlarına silah çeken avukatı korumak,
Hrant Dink davasının sanıklardan Yasin Hayal'in avukatlığını yapan kişi de İzmir Barosu üyesi olup, Nevzat Erdemir'in ekibinde yer almaktadır. Bu kişinin genel kurul toplantılarında Nevzat Erdemir'i savunurken meslektaşlarına hakaretler ettiğini hatırlatıp, Dink Davasının ilk duruşması sırasında da Rakel Dink'e, ailesine ve katılan avukatlarına hakaretlerde ve tehditlerde bulunduğunu, buna karşı İzmir Barosu Yönetim Kurulu ve Başkanı tarafından bugüne kadar re'sen sonuç alıcı bir şey yapılmadığını anımsatmak isteriz.
Değerli Meslektaşlarımız,
Değerli Basın Mensupları,
Hrant Dink cinayetini ve bu cinayetin sanıklarını öven kişilerin eylemlerini kutsayan, yücelten ve yurtseverlik olarak gören bu zihniyeti kınıyoruz ve Nevzat Erdemir hakkında İzmir Cumhuriyet Savcılığı'na TCK'nın 215, 217 ve 288. maddelerini ihlal etmekten suç duyurusunda bulunuyoruz.
İzmir Barosu Başkanı Nevzat Erdemir'i bu açıklamalarından dolayı Dink Ailesinden, insanlıktan ve hukukçulardan özür dilemeye davet ediyoruz. Ve ettiği yemini ve avukatlık yasasının kendisine yüklediği görevleri unuttuğu için İstifaya davet ediyoruz.
Saygılarımızla. 19.09.2007
ÇAĞDAŞ HUKUKÇULAR DERNEĞİ
İZMİR ŞUBESİ
le suçluyor Baro Başkanını,Alıntı:
Yönetime gelir gelmez İşkenceyi Önleme Grubunu kapatarak, bu grupta çalışan meslektaşları aleyhinde karalama kampanyası düzenlemek,
Bu adı Çağdaş olan grup İzmir'de neler yaptı biliyormusunuz? Anılan grubu Başkan kapatır kapatmaz, Baro merkezini bastılar, ortalığı dağıttılar, geçmişten gelen alışkanlıkla bilgisayarlara oraya buraya içeriği yasa dışı olan "pul afişler" yapıştırdılar. Bu grup üyeleri, Önceki Baro Yönetiminin AB Fonlarından sağladığı imkanlarla çoğu edepsizce abartılmış işkence raporları düzenleyerek her rapor için AB Fonundan yüzlerce Avro gelir elde ettiler. Bu grubun işlevini sanırım anlamışsınızdır.ÇAĞDAŞLARIN ESKİ DÜZENİNİ SÜRDÜRMEK İLERİCİLİK OLACAKTI, GRUP KAPATILINCA BAŞKAN FAŞİST OLDU.
Suçlamaya bakar mısınız? Baro Yönetiminde Kürtçü üye yer alırsa bu demokratlık olur, Türkçü yer alırsa faşistlik.Alıntı:
Irkçı, Faşist bir örgüt olan Türkçü Toplumcu Budun Derneğinin yöneticisini baro yöneticisi olarak ekibine dahil etmek
Doğu Perinçek iktidarın yapması gerekeni gitti yaptı İsviçrede. Malum orada Ermeni soykırımı yapılmamıştır demek suçtu ve bu suçu işledi ve yargılandı.Siz neler yapıyordunuz o zamanlar sayın Bilgili???Alıntı:
Doğu Perinçek ve ekibi ile birlikte Lozan'da Talat Paşa yürüyüşü tertiplemek,
Ermeni soykrırmı yoktur demek bizim ülkede de suç bu ÇAĞDAŞLARA GÖRE
2. Cumhuriyet,AB-ABD yanlılarının ve bölücülerin yazılarını yayınlamak olağan, doğru ve demokratik bir duruştur ama başka fikirler dergide yayınlanamaz. Ne kadar demokrat, özgürlükçü meslektaşlarınız var böyle sayın Bilgili, bu gidişle siz de oraya kadar ulaşacaksınız sanırım.Alıntı:
Çete davası sanıklarının ırkçı yazılarına Baro Sitesinde yer vermek,
Kerinçsiz adı geçiyorsa eğer, adamın yaptığı her iş ve eylem yanlıştır öyle mi? İstanbul' u patrikhanenin başkenti yapmaya çalışan bir anlayışı desteklemek dinler arası uzlaşmanın gereği olur, buna karşı çıkan faşisttir öyle mi?Alıntı:
Kerinçsiz ile birlikte Patrik'i "denize dökme" eylemi tertiplemek,
Bu olaydan haberim yok ancak eğer o silah çekildiyse bence çok haklı ve geçerli bir bölücü neden vardır.Alıntı:
Genel Kurulda kendisinin yanında meslektaşlarına silah çeken avukatı korumak,
Yani sayın Bilgili, burada serdettiğiniz görüşleriniz size ileriki yıllarda mutlaka bir siyasi ikbal sağlacaktır hiç şüphesiz. Ama aslınızı bu denli KÜLLİYEN İNKAR EDERKEN biraz insaflı ve vicdanlı olabilirsiniz. Eski zamanların hatırına ha?? Ne dersiniz???
O şarkı ? türkü? Ne desem doğru olmuyor. Öncelikle müzik adına bir facia. Kültürel müzik öğrelerini böyle tahrip etmekten, foklorik birikimimizi kirletmekten ayrıca bir cezayı hak ediyor.
İçeriğine gelince. Klibi izlemeden sakin bir ortamda iki kez dinledim. Sonra klibi izledim. Klible şarkının mesajı arasında en ufak bir çelişki yok.
Şidetle kınıyorum. Açıkça suça övgü ve teşvik var.
Ozan Arif'i severek dinlerim özellikle toplumcu mesajlar veren türküleri şiirleri dinlenmesi dinletilmesi öğretilmesi gerekir.Bu benim ülkücülüğümden kaynaklanan bir durum değil bu dinleyince diğer ideolojilere mensup insanların da farkına varacağı bir durumdur.Yalnız bu türkünün Ozan Arif'in bir hatası olduğunu düşünmek istiyorum.İnsanlar bazen hatalar yaparlar ve onlara bir şans vermek bizim boynumuzun borcudur.Gün gelecek ve sevgili ozanım bu hatasından dönecektir.
Saygılar
bir hukukçu olarak gerçekten utanç verici bir durum...
zamanın hızlı solcularının bugünkü tavır değişikliğini ibretle izliyorum, dünya tersine döndü. ırkçı milliyetçi gruplarla solun! organik bir bağlantıya gireceğini ben dahil birçok insan hayal bile edemezdi. ülkenin geleceğinin sözkonusu olduğu durumlarda sağı solu bütün gruplar bir dayanışma içine girebilir ama onlar gibi olarak değil kendi görüşünü, kendi değerlerini koruyarak. hele bütünsel bir dünya görüşü olan ve çok sağlam bir ideolojik,doktrinel altyapıya sahip olan sol için doğru dürüst bir ideolojik altyapısı bile olmayan ırkçı milliyetçilerin dümen suyuna girmek kabul edilebilir birşey değil. ayrıca bu türkü demeye dilimin varmadığı şeyin savunulması insani açıdan da kabul edilebilir değil. sözkonusu şarkıcıyla söz yazarının da adliyeye amerikan hamuruyla gelmeleri de ironikti.
Son derece iddialı ve ağır bir itham.Aynı zamanda duygusal.Aynı zamanda çok subjektif.Alıntı:
hele bütünsel bir dünya görüşü olan ve çok sağlam bir ideolojik,doktrinel altyapıya sahip olan sol için doğru dürüst bir ideolojik altyapısı bile olmayan ırkçı milliyetçilerin dümen suyuna girmek
Sol'un, ırkçı milliyetçilerin dümen suyuna girdiğini neye dayanarak iddia edebiliyorsunuz? Bu iddia fazlasıyla genelleme içeriyor. Bir kaç örnek olaydan yola çıkarak bu sonuca varılamaz.
Neden hep biz bir utanç durumu içine sokuluyoruz??? Neden başkaları Ata'ya, Cumhuriyete, Türklüğe söverken utanmıyorlar??? Utana utana yerin dibine girdiniz zaten, üstünüzdeki toprakları eller sürmekte. Her türlü melanetlik yalnız bize özgü bir durum mu? Elektrik, telefon borçlarını hiç ödemeyenler, elektriği kaçak kullananlar, kayıt dışı ekonomiye hakim olup elde ettikleri kara paralarla fabrikalar alan devasa inşaatlar yapan, paranın bir kısmını da bilinen yerlere gönderenler de bu topraklarda yaşıyorlar ama yaptıklarından hiç utanmıyorlar, üstüne "devlet bana baksın" diye feryat ediyorlar.Alıntı:
bir hukukçu olarak gerçekten utanç verici bir durum...
Vazgeçin artık şu utanmak kompleksinden( yada utandırılmak güdüsünden). Kaldırın başınızı, gerçekten utanılacak işler yapmadan, gerçekten utanılacak işler yapanların yüzlerine tükürerek şu ülkenin sahibi olduğunuzu gururla gösterin. Ata' nın çocukları olun, vatansever olun. ADAM OLUN.
Neye dayanarak solu bu şekilde eleştirdiğinizi anlayamadım. Eski solculardan bazıları deseniz belki anlaşılabilirdi fakat sizin solu yani bir görüşü bu şekilde yargılama hakkınızın olmadığını düşünüyorum. Konu hakkında olumsuz düşünce yazanların birçoğunun da aynı zamanda solcu olduğunu unutmamak gerekir.Alıntı:
taylan_666 rumuzlu üyeden alıntı
Abbas Bey,
Hatırladığım kadarıyla sizinle bir konuda mutabıktık.
Muhalefet ettiğimiz insanların her sözü yanlış değildir. Herşey ak ve kara değildir. Gri de vardır. Bunlar sizin, benim de katıldığım sözleriniz ve zaman zaman bunu dile getirip haklıya hakkını teslim ettiğimi gözlemlemişsinizdir.Konuda sözü geçen şair ve türkücüden hazetmiyorum ve siyaseten de taban tabana farklı görüşlere sahibiz. Buna rağmen bu hal, bu adamların her dediğinin yanlış olduğuna karine teşkil etmez. Şiirin bazı bölümlerinde yer alan ifadeleri savunmak mümkün değildir. Bunu daha önce de ifade ettim, çekincelerimi dile getirdim. Bir bütün olarak değilse bile, 2 satırı bile doğruysa , bu iki satırın doğru olduğunu söylemek geçmişte sizce demokratlık sayılırken şimdi nasıl , bu adamlarla aynı kefede olmakla suçlanırız o da ayrı...
Liberal demokrat olduğunuzu dile getirirken sizi doğru bulduğunuz AKP uygulamalarını dile getirdiğiniz için o görüşte olmakla itham edenlere bundan sonra ne yanıt vereceksiniz , merakla bekliyorum. :)
Bildiğim kadar sizin oraların bir lafı vardır: "Doğru söze hacı emmin ne desin"; demişler, ne dersiniz?:)
Selamlar,
ilkine arkadaşım yazımı bir daha okuyun. ben burada solu eleştirmiyorum. sol zaten kendi başına tutarlı ve bütünsel bir ideolojidir onun için karşılaştığımız her olayda sol kendi başına bu olayları analiz etmeye ve sonucunda bir duruş sergilemeye muktedirdir. ama bazıları bir ırkçı gibi olayları analiz eder ve duruş sergilerse solla alakaları kalmamış demektir. bunu birçok solcuyum diyen insan veya eskiden solcu bildiğimiz insanlar yapmaktadır.bir de son zamanların popüler bir sloganı var :"ideolojilerin devri bitti". bu aslında yeni kapitalizmin, emperyalizmin sloganıdır. onların istediği, dünyada istedikleri gibi at oynatmak onun için bu yanılsamayı yaratıyorlar ve maalesef de tutmuş görünüyor.
Alıntı:
Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı
Pontus AB'ye gidiyor
Yunanistan'daki Pontus Cemiyetleri Federasyonu'nun Başkanı Parharidis, Milliyet'e soykırım iddialarını Yunan hükümetinin de desteğiyle AB gündemine taşımak için yoğun çaba içinde olduklarını açıkladı
Taki Berberakis - Atina
Yunanistan'da hazırlığı tamamlanan "Pontus Rumları soykırımı" dosyası, Türkiye-Avrupa Birliği (AB) üyelik müzakerelerine malzeme olması amacıyla Brüksel'de AB yetkililerine sunulacak. Pontus Cemiyetleri Federasyonu (PCF), Yunan hükümetinden konuyu AB gündemine taşımasını talep ettiklerini açıkladı.
PCF Başkanı Yorgo Parharidis, Milliyet'e yaptığı açıklamalarda, hedeflerinin, "Pontus soykırımının uluslararası alanda tanınması" olduğunu belirterek, "Pontus Helenizminin soykırımı tarihi bir olay. Türkiye için en iyisi bunu kabullenmesi. Atalarının yaptığı bir şey için özür dilemek kötü değildir" diye konuştu. "Türk ve Yunan halkları arasında iyi ilişkiler istiyoruz, halkları ayıran bir şey yok" diyen Parharidis, "Bu tarihi bir olay, özür dilenirse, tarihimiz teyit olacak" ifadesini kullandı.
Erdoğan özür dilesin
Parharidis sözlerini, "Almanya başbakanı Yahudi halkından soykırım için özür dilemişti. Bugünkü Türk Başbakanı da özür dilesin" diye sürdürdü. Parharidis, "Bu talebimizi Yunan hükümeti nezdinde gündeme getiriyoruz. Talebimizi Brüksel'de de gündeme getireceğiz ve oraya dosya göndereceğiz" dedi. "Sunulacak dosyada Pontus soykırımını kanıtlayan belgeler olduğunu" öne süren PCF Başkanı, Türkiye ile AB arasında üyelik müzakerelerinin yapıldığı şu sıralarda, böyle bir girişimde bulunarak AB'yi uyarmaya çalışacaklarını da iddia etti.
Haziranda dünya kongresi
Parharidis, önümüzdeki haziran ayında Atina'da "Dünya Pontus Helenizmi Kongresi" yapılacağını açıklayarak, "Bu kongrede soykırım ele alınacak ve kongrenin alacağı karar BM'ye götürülecek" dedi.
Yunan merceğinden 'Pontus soykırımı'
Yunanlılar "Pontus soykırımı" iddialarıyla, 1914-1923 yılları arasında Doğu Karadeniz'de yaşayan 353 bin Pontuslu Rum'un Osmanlılar tarafından öldürüldüğünü ileri sürüyor. Parlamento kararıyla resmi bir nitelik kazanan iddialar çerçevesinde Türkiye'nin de "Pontus soykırımı"nı tanıması isteniyor. Yunan basınında yer alan yorumlarda, "Pontus soykırımı, Ermeni soykırımından sonra 20. yüzyılın ikinci soykırımı. Ne yazık ki ilkinin gölgesinde kaldı. Soykırımlar ister büyük, ister küçük olsun, rakam-muhasebe işi olmamalı" deniyor. Ortaya atılan iddialara göre "Pontus Rum soykırımı" ile ilgili kronoloji ve öteki ayrıntılar şöyle:
1914: 1. Dünya Savaşı'nın patlak vermesiyle Pontuslu Rumlara karşı sistematik baskı başlıyor. Pontuslular Almanya'nın yanında savaşmak üzere seferber ediliyor fakat çoğu dağlara kaçıyor.
1915: "Ermeni soykırımı"nın zirveye çıktığı dönemde, Rum gayrimenkulleri yağma ediliyor.
1916: Samsun ve Bafra'daki Pontuslular Anadolu içlerine sürgün ediliyor.
1918: 250 bin Rum'un öldüğü hesaplanıyor, ilk soykırım safhası tamamlanıyor.
1919: Soykırımın ikinci safhası başlıyor. Atatürk'ün 19 Mayıs'ta Samsun'a çıkışı bunu simgeliyor.
1920: Kısa ömürlü Pontus-Ermeni devleti kuruluyor. Ermeniler, Mustafa Kemal'e Erzurum'da yenilince Pontuslular, Türkler karşısında yalnız kalıyor.
1921: Türkiye, Sovyetler'le sınırlarını garantiye aldıktan sonra sistematik olarak Pontus soykırımı yapıyor.
1922: Yunan ordusunun Anadolu faciasından sonra Pontus soykırımı zirveye çıkıyor.
1923: Pontuslu Rumlardan ilk grup Samsun'dan Yunanistan'a gidiyor.
1924: Kalan Pontuslular da Yunanistan'a gidiyor.
Türkiye'de karşı eylem
Yunanistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu önünde geçen pazar toplanan bir grup, Selanik'teki "Pontus soykırım anıtı"nı protesto etti. Grup, konsolosluğa siyah çelenk bıraktı.
Soykırım Günü Yasası 1994'te çıktı
Yunanistan'da "Pontus soykırımı" iddiaları ilk kez 1992'de dönemin ana muhalefet lideri Andreas Papandreu tarafından gündeme getirildi. Papandreu, "19 Mayıs Pontus soykırımı günü olmalıdır" önerisinde bulundu. Papandreu, başbakan olduktan sonra önerisini 1994'te Yunanistan Parlamentosu'na taşıdı. Şubat 1994'te ele alınan öneriyle parlamento 19 Mayıs'ı "Pontus Rumlarının soykırımını anma günü" olarak tanıdı. Şimdiki Başbakan Kostas Karamanlis'in amcası olan dönemin cumhurbaşkanı Konstantin Karamanlis'in imzaladığı yasa 8 Mart 1994'te Yunan resmi gazetesinde yayımlandı.
Yunan resmi gazetesinde yayımlanarak yürürlüğe giren Pontus soykırımı yasası şöyle:
Madde 1: 19 Mayıs Pontus Yunanlılarının soykırımını anma günü olarak kabul edilir.
Madde 2: Anma törenlerinin karakteri, içeriği, düzenleyecek mercii ve düzenleme türü, yasal Pontus cemiyetlerinin görüşü alındıktan sonra, İçişleri Bakanı'nın önerisiyle yayımlanacak bir kararname belirlenir.
Madde 3: Kanunun geçerliliği, resmi gazetede yayımlanma tarihinden başlar.
İmzalar: Cumhurbaşkanı Konstantin Karamanlis, İçişleri Bakanı Akis Çohacopoulos, Adalet Bakanı Yorgo Kuvelis. 8 Mart 1994.
Milliyet
Olaylara tek taraflı bakmayın, konular hakkında biraz bilgilenin!!!
Rahip Santaro cinayeti, Hırant Dink cinayeti, küçük küçük yeraltı yapıları, mafyanın para kaynaklarının Karadeniz mafyasından (belli odaklarca bunlar etkisiz hale getirilerek) Kürt mafyasına akıtılması ve ortaya çıkan muazzam para!!! Bu paranın kullanıldığı yerler!!! Her pis taşın altından bir Trabzonlunun çıkması, pıtrak gibi çoğalan Karadenizli türkücüler (hepsi aynı kefede değil elbette) , farklı kültür vurguları.
Yok yok, durduk yere düşman yaratıyoruz. Bunları yapanlar, Karadenizlileri çok seviyor. Türkiye'ye hayranlar, aşklarından kuduruyorlar.
Sayın Gür, Sayın milo, meseleye farklı bir bakış açısı getirdiğiniz için sizi kutlarım. "At izi it izine karıştı", doğrudur ama en azından her ikisi de 4 ayaklıdır!!!
Atız ya, 4 ayaklı olduklarını söylemeyelim, ne de olsa onlar it!!! Yok yok bu memlekete, insanlara olan güvenimi kaybediyorum!!!
başka türlü bir şey benim istediğim
ne ağaca benzer, ne de buluta
burası gibi değil gideceğim memleket
denizi ayrı deniz,
havası ayrı hava..
bir başka yolculuk dalından düşmek yere
yaşadığından uzun
bir tatlı yolculuk dalından inmek yere
ağacın yüksekliğince
dalın yüksekliğince rüzgarda
ve bir yeni ömür
vardığın çimen yeşilliğince
nerde gördüklerim
nerde o beklediğim
rengi başka
tadı başka..
Can Yücel
Bu tez doğruysa en büyük ayıbı Atila İlhan, Aslan Bulut ile buluşmakla yapmış mı oluyor?Alıntı:
taylan_666 rumuzlu üyeden alıntı
Sayın taylan bey bu forum konusunu bir solcu olarak bir de sizden dinlesek?
Sayın Gür;
En azından bazı konularda mutabık olduğumuza sevindim. Bu sitede bir çok defa değişik vesilelerle dünyanın iki renkten ibaret olmadığını, siyah ve beyaz dışında gri tonlar da olduğunu yazmıştım. Siz de bu konuda aynı şeyleri yazıyorsunuz.
Ancak, İsmail Türüt denen adamın okuduğu parçadaki sözlere kısmen katılmanızı eleştirmemin, benim yukarıdaki görüşümle çeliştiğini ifade ediyorsunuz. Ben o şiiri bir bütün olarak düşünüyorum . Hiç katılmadığımız bir makalenin, bir şiirin içinden zararsız bir kaç kırıntı alarak, bunlara katılmak mümkün olabilir. Ama sonuçta, bu şiirin savunduğu, ima yoluyla da olsa gönderme yaptığı bir maksat var ve ben buna karşıyım.
Hiç katılmadığım, beğenmediğim bazı yaarların çok beğendiğim bazı yazıları da olabiliyor. Toptan karşı çıkmak veya toptan beğenmek gibi total düşüncem yok.
Selam.
Alıntı:
Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Abbas bey hoş görünüze sıgınarak.Abi depoyu kurşunlumu,kursunsuzmu doldurayım? Total pompacısı!
Türkçe sözlük:Fıransızca işim total
Sayın Abbas Bilgili'ye katılıyorum lakin şair burada edebi sanat yapmış yasin iki anlamda dolayısıyla açılacak dava sonuçsuz kalır zaten ha açıkça konuşalım İsmail Türüt'ün kim olduğu aşikar... anlatmaya lüzum yok ha bu ülkede A B hatta C olmak suç mu ? tabiki hayır bu şiiri bilmem ama ben Abbas Bey'in söylediklerinin altıma imzamı atarım çünkü bizler hukukçuyuz meseleye hep derinden bakmak zorundayız,bu ülkenin teminatı bizleriz onun için diğer meslek gruplarına ait vatandaşlarımız olaya farklı bakabilir.
(Bu arada ne A yım ne B ne de C ben sadece T.C'yim.Milliyetçiliğe kem gözle bakan bir toplumdan ne bakleyebilirsiniz ki? Bir çift sözümde İsmail Türüt gibi milliyetçilere...
MİLLİYETÇİLİK: Vatanı seven,ülke değerlerini üstün tutan bu uğurda kendinden fedakarlık eden Türk milletine karşı beslenen derin sevginin ifadesidir
Sayın İsmail Türüt milliyetçilikte ülkesine zarar verme yoktur,bu türküyle ülkemiz kötü izler bırakmaktadır o halde siz bu eylemle milliyetçiliğinize gölge düşürüyorsunuz bırakın bu Atatürk milliyetçiliği,Türrk milliyetçiliği,ulusalcılık işlerini lütfen milliyetçilik tektir prof.Ünsal Oskay'ın da hususiyetle belirttiği gibi;bizim asıl meselemiz kavram kargaşasıdır,bizler daha kelime anlamını bilmediğimiz sözcüklerin alt ve üst kavramlarıyla uğraşıyoruz...''
Sayın Yasin Dilbaz,
Sayın Bilgili'ye katıldığınızı söylemişsiniz ama sanırım sayın Bilgili'nin konu hakkındaki tüm yazılarını okumadan bu kanıya vardığınızı düşünüyorum. Tek son yazdığına bakarak bir yorumda bulunmanız ve altına imza atmanız biraz garip. Çünkü zaten o yazıyı da yanlış anlamışsınız.
Sayın Bilgili ben de sizin adınıza yorum yaptım ama kızmazsınız umarım.
Saygılarımla.
Tam bir " körler sağırlar birbirini ağırlar " muhabbeti.
Alın size bir tane daha. Sırada Erzurum Baro Başkanı Naci Turan var.
Gazetelerden alınmıştır.
Erzurum Baro Başkanı'ndan Türüt'e destek
Erzurum Barosu Başkanı Naci Turan, ''Plan yapmayın plan'' adlı şarkıda suçun ve suçlunun herhangi bir şekilde övülmediğini savunarak, ''Yerli Ermeni diasporası ve dışardan beslenen medyanın kışkırtmaları sonucu İsmail Türüt ile şarkının söz yazarı 'Ozan Arif' hakkında soruşturma açılmıştır'' dedi.
Turan, ''Plan yapmayın plan'' adlı şarkının sözlerini dikkatli bir şekilde incelediğini ancak suçu ve suçluyu öven herhangi bir ibareye rastlamadığını söyledi.
Söz konusu şarkının yargıya ve gazete manşetlerine taşınmasına anlam veremediğini ifade eden Turan, ''Ülkemiz çok karanlık bir dönemden geçiyor. Ozan Arif, türküsünde 'Karandeniz'de oyun oynamayın tutmaz' diyor. Ben ise artık bu oyunların ülkemizde tuttuğuna inanıyorum'' diye konuştu.
Şarkıdan dolayı, İsmail Türüt ve Arif Şirin'in (Ozan Arif) herhangi bir şekilde ceza almasının söz konusu olamayacağını savunan Turan, şöyle konuştu:
''Türküde 'iyi yapmış Hrant'ı öldürmüş' denmiyor ki ceza alsın. Yerli Ermeni diasporası ve dışardan beslenen medyanın kışkırtmaları sonucu İsmail Türüt ile şarkının söz yazarı Ozan Arif hakkında soruşturma açılmıştır. Parçada 'Ogün ve Yasinlerin bitmeyeceği' telaffuz ediliyor. Doğru, ülkemizde ne Ogünler ne de Yasinler bitmez.''
-''TÜRKÜM DİYEMEZ OLDUK''-
Özellikle medyanın söz konusu olayı işleyişini ve sürekli gündeme getirişini şaşkınlıkla izlediğini belirten Turan, şöyle devam etti:
''Bu tür olaylara medyanın yaklaşımı nedeniyle artık Türküm diyemez olduk. Medya, Türk kelimesine, vatanseverliğe, milli bütünlüğe, kutsal değerlere dayanamıyor. Dışardan beslenen medya şimdi de İsmail Türüt'ün 'Karadeniz'de oyun oynamayın' cümlesine tahammül edemiyor.
Ülkede, 'Vatanımı seviyorum' diyenler artık cezalandırılmaya başlandı. Buna karşın vatana kurşun sıkanlar ile vatanı ihbar edenler ödüllendiriliyor.
Orhan Pamuk, Türk coğrafyasına ve devletine hakaret etmeseydi, Nobel Edebiyat Ödülü'nü alamazdı.''
İzmir Baro Başkanı Nevzat Erdemir'in şarkıda suç ve suçlunun övülmediğini söylediğini anımsatan Turan, ''Nevzat Erdemir, doğruyu söyledi diye hakkında söylenmeyen kalmadı. Nevzat Erdemir'i sonuna kadar destekliyorum. Şimdi benim hakkımda da denmedik kalmasın'' şeklinde konuştu.
Desteklerin ardı arkası kesilmiyor. Son destek faşistliğinden hiçbirşey kaybetmeyen Muhsin Yazıcıoğlu'ndan.
Sayın Bilgili herhalde biz yanlış anlıyoruz sözleri. Adamlar masum, ülkelerini çok seviyorlar. Bizim gibi bazı fırsatçılarda bunun üzerinden prim yapmaya çalışıyor.:p
ANKARA Milliyet
Yazıcıoğlu: Ozan Arif millete tercüman oldu
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı, Sivas Milletvekili Muhsin Yazıcıoğlu, Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink cinayetinin katillerinin övüldüğü iddia edilen "Plan Yapmayın Plan" isimli şarkıyı yazan Ozan Arif'in, Türkiye'nin birliği ve beraberliğine kastedecek ve bölücü, hain emellerle faaliyet yapanlara karşı milletin duygularına tercüman olduğunu söyledi.
Ben bu adamları masum bulanları ve destek çıkanları anlamakta zorlanıyorum. Demek ki bizde bir arıza var..
O GÜN ve YASİNler bitmez karadenizde sözlerine takılıp kalmamak lazım . zaten bu sözler genel içeriğiyle çok fazla milliyetçi bir söylem. herkesi düşman ederek bir yere varamayız. bu ülkemizi savunmayacağız anlamına gelmesin ülke savunması ayrıca şiirlerle türkülerle olmaz. artık devir değişti bilimle, sanatla, üretmekle, sporla ülke savunuluyor. ülkemizi savunmanın yolu içe kapanmaktan değil ülke için birşeyler üretmekten geçiyor.
Dink türküsü hala tartışılan İsmail Türüt bu kez aydınlar için bir şiir yazdı
Haber3 - 08 Mayıs 2009
Karadenizli şarkıcı İsmail Türüt, katıldığı bir programda aydınlara yönelik ağır dizeler içeren bir şiir okudu. Türüt, aynı programda Hrant Dink cinayetini övdüğü ve halkı düşmanlığa tahrik etmekten yargılandığı ‘Plan yapmayın plan’ türküsünün de nakaratını değiştirerek ‘Vatan satsa bir kişi, leşi serilir leşi’ dedi.
İsmail Türüt, Rize’den uydu aracılığıyla ulusal yayın yapan Kaçkar Televizyonu’nun düzenlediği ve İstanbul’dan canlı olarak yayınladığı müzik eğlence programına katıldı. Türüt, burada Türkiye’deki aydınlara hitaben yazdığını söylediği şiiri okudu.
Büyük alkış alan şiirin ardından Türüt, ‘Plan yapmayın plan’ adlı türküsünü okudu. İsmail Türüt, türküsünün ‘Vatan satsa bir kişi, anında biter işi’ şeklindeki nakarat bölümünü de ‘Vatan satsa bir kişi, leşi serilir leşi’ şeklinde değiştirdi.
Sizin gibi aydının 7'den 70'ini !
Sahte aydın gömleği giyenler kulak versin
Mesul diyen şu halkı yiyenler kulak versin
‘Hepimiz Ermeniyiz’ diyenler kulak versin
Kıbleye karşı yaptı alayınız çişini
Sizin gibi aydının 7’den 70’ini
Alayınız Nobellik bir Orhan Pamuk’sunuz
Ve hatta bana göre ondanda yamuksunuz
Türk’ün canı yandı mı, gözleri yumuksunuz
Kör olur görmezsiniz, Ermeni’nin geçmişini
Sizin gibi yazarın 7’den 70’ini
Meşhur bir Atasözüdür, domuz gönü post olmaz
Ermeni’den dost olur ama sizden dost olmaz
Bir ülkede ihanet bu kadar serbest olmaz
Ah dostum bulmak zor Türkiye’nin eşini
Sizin gibi aydının 7’den 70’ini.
Abbas Bey,Alıntı:
Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı http://images.hukuki.net/images/buttons/viewpost.gif
Ayrıca, şu Pontus meselesi de bana düşman yaratma paranoyasının bir ürünü gibi geliyor.
Sizin her konuda olduğu gibi Pontus konusunda yazdıklarınızla da iyiniyetli olduğunuza eminim.
Pontus konusunda yazdığınız "bunun bir paranoya olduğu" özetli fikrinizi okuyunca yanıt vermek istemiş ancak üyelerimizden Sn. turkuaz1923'ün iletisi sonrasında buna gerek görmemiştim. Aşağıdaki haber yeni tarihli :
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/11601544.asp
Evet bu ülkede birileri hep bir paranoya ile yaşıyor. Sonra bir bakıyorsunuz ki; o paranoya bir hastalık değilmiş de, adım adım ilerlenen merdivenlerdeki ayak seslerinin koridorlardaki yansımalarıymış.
Sanırım liberalizm bizlere kör olmanın yanında sağır olmayı da uygun görmüş ki bu sesleri duymaktan aciziz.
Tekrar etmek gerekirse; konu başlığındaki adama da , savunduğu görüşe de taban tabana zıttım. Ancak liberallerin AKP'ye verdikleri sınırsız destekten de destek alarak, bu taban tabana zıt olduğum adamların 10 lafından biri bile olsa doğruya doğru demekten çekinmem. Yoksa bu adamların isminin geçtiği bir foruma yazmak bile bana zul gelir.
Bence sağı ile solu ile cümleten :o uyanma vakti geldi de geçiyor...
Hukuki Boyut:
Ceza hukukunun en temel ikelerinden biridir: "Şüpheden sanık yararlanır". Şiiri yazan ve okuyan bu açıdan bakılınca hukuk önünde cezalandırılamaz. Ortada fiili bir eylem yok, şiirden tahrik olup etrafı kıran döken yok.
Bu şiirden cezai sorumluluk çıkartmak için art niyetli olmak gerekir.
Sosyal Boyut:
Eğer bu şiirle bir mesaj verilmişse, "Hepimiz Ermeniyiz" pankartları ile ne verilmiştir. Öküzün altında buzağı aramaya gerek yok. Şiirin mesajı gayet açık ve net. Ne Ogün Samast ne de Yasin Hayal övülmüştür. Benim bildiğim Ozan Arif lafı kıvırmadan, eğmeden, bükmeden söyler. Kelime oyunlarına tenezzül etmez.
Sayın Bilgili, Ozan Arif'in eski kasetlerine sahip olduğunuzu söylüyorsunuz. Ozan Arif'in eski kasetlerinde de dinlediğiniz üzere söyleyeceğini açık ve net söyler. Küfürünü de açıkça eder.
"Vatana ihanet edenin anında biter işi" ile Atatürk'ün "Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır" sözü arasında nitelik olarak ne fark var.
Bırakın Ermenici olmayı. Ağzına sağlık derim ancak.
Adam şiirinin bir yerinde ogün demiş (o gün mü yoksa Ogün mü o bile belli değil) ne var bunda. Ölünün arkasından Fatiha okunur, Yasin okunur. Adam da bunu yazmış ne var bunda.
Eğri oturup doğru konuşalım. Deniz Gezmiş hakkında kaç şiir yazılmış ve bestelenmiştir. Bir, iki, üç... Onlarca... Belki yüzlerce... Hadi o şiirlerde de suç ve suçlu övülüyor diyerek karşı çıksanıza. Deniz gibi bir suçluya şiir yazan şarkı söyleyen kişinin şairliğini, sanatçılığını, insanlığını, faşistliğini sorgulasanıza.
Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan herkes Türk'tür deyince ben faşist olacağım; ama birileri Hepimiz Ermeniyiz deyince demokrat olacak. Ne güzel İstanbul...
Faşizm ile Milliyetçilik arasında nasıl bir rabıta kurulur anlamıyorum. İkisi çok farklı. Hitler'e bile faşist demiyorlar mı. Adam sosyalistti be. Diğer sosyalistlerden tek farkı sosyalist sıfatının önüne milliyetçi (nasyonal) kelimesini kullanmaktı. Ama milliyetçilere faşist demeye gelince Hitler gibi bir cani de faşist yapılır.
Çarpıtmadan, eğmeden, bükmeden söylüyorum. Her iki şiir de güzel.
http://i0905.hizliresim.com/2009/5/12/624.jpg
Kendisi gibi düşünmeyen 'aydınlara' küfür eden İsmail Türüt, mizah dergilerine kapak oldu...
TERÖR
Dinleyin bu feryadı kan akıyor kan beyler!
Yetmedi mi 30 yıl verdiğimiz can beyler!
Hemen hemen her köyde ya bir şehit var ya gazi..
Teröristin affına olmaz bu millet olmaz razı!
Bitirin bu terörü artık bıktık usandık.
Dağda bitmeyen terör düzde bitecek sandık..
Otuz yıldır aldandık siyasilere kandık..
Otuz bin şehit verdik yandık Allah’ım yandık!
Vatan bizim yurt bizim Zaza bizim Kürt bizim.
Otuz yıldır bitmeyen terör denen dert bizim..
Şehit bizim can bizim şu dökülen kan bizim!
Şırnak Hakkari Bingöl Diyarbakır Van bizim..
Lazı Kürdü Çerkezi Gürcüsü Abazası..
Avşar Yürük Arnavut Alevisi Zazası..
Aramıza girenin olmalı bir cezası!
Beraber devlet kurduk düşmanı yurttan sürdük
Yedi düvele karşı omuz omuza durduk..
Düşmanın oyununu beraber bozmadık mı?
Çanakkale Sakarya destanlar yazmadık mı?
Bırakın takiyeyi riya yapan namerttir!
“Kürt sorunu var” demek Kürtlere hakarettir!
Türkiye’ye sevdalı ne Türk ne de Kürt biter.
Bölücülük biterse Türkiye’de dert biter!
Gene terör gene kan gene yanıyor vatan!
Alçaktır şerefsizdir askere kurşun sıkan!
İSMAİL TÜRÜT
20 TEMMUZ 2010 Mehmet ŞEHİRLİ-SÖZCÜ
Ülkemizin "Çok Ünlü Şairlerinden" (ÇÜŞ) olan üstad İ. Türüt yine döktürmüş. Bizleri yine aydınlatmış.. Sağolsun, varolsun.. Katillere düzdüğü methiye bazı "yeni müritlerini" çok sevindirmişti. Bu defa da yine müritler eminim çok sevinecekler. Çok büyük bir "Filozof Olan Smail" (FOS) aydınlatamaya devam ediyor.. Anadolu aydınlanması denilen şey bu olsa gerek. Ha gayret üstad.. Memleket senden çok şey bekliyor... Aydınlatın, sizi dinleyen ve anlayan müritlerinizi...
Çok hoş bir şiir olmuş.Günümüzde iyice huzursuzluk çıkarmakta olanlara, inatla ülkeyi birleştirmeye eski bütünlük zamanlarına döndürmeye çalışanları görmezden gelenlere ve hatta bu insanları engelleyenlere, yaptıkları her işi körü körüne kötülüyenlere onlara iftira ve hakaret edenlere rağmen hala ülkesi için uğraşan birilerinin olması çok güzel.Alıntı:
mehmet emin sezen rumuzlu üyeden alıntı
Kimisi över terörü hak olur kimisi sever halkını suç olur.