Beraat Eden de Memur Olamıyor

Arkadaşlar çok önemli bir soru.Adalet bakanlığına pedagog olarak atmam çıkmıştı ancak ilgili amir 1993 yılında başımdan geçen ve sonucunda mahkemenin benim o evde misafir olmama yönelik savunmama itibar ederek verdiği beraat kararını delil yetersizliğinden beraat tam aklanma anlamına gelmez diyerk iptal etti.Yaş 35 belkide bu benim son fırsatımdı memur olabilmek için görüşlerinizi ve başınızdan böyle bir olay geçti ise sonuçlarını paylaşmak isterim.Olay şu anda yargıya intikal etmiş durumdadır..

Alıntı:

---

sadgur31 rumuzlu üyeden alıntı

Arkadaşlar çok önemli bir soru.Adalet bakanlığına pedagog olarak atmam çıkmıştı ancak ilgili amir 1993 yılında başımdan geçen ve sonucunda mahkemenin benim o evde misafir olmama yönelik savunmama itibar ederek verdiği beraat kararını delil yetersizliğinden beraat tam aklanma anlamına gelmez diyerk iptal etti.Yaş 35 belkide bu benim son fırsatımdı memur olabilmek için görüşlerinizi ve başınızdan böyle bir olay geçti ise sonuçlarını paylaşmak isterim.Olay şu anda yargıya intikal etmiş durumdadır..

---

İdare mahkemesinin sonucunu beklemelisiniz eğer anlattığınız gibiyse %99.9 işe iade edilirsiniz.Adamdaki mantıkta gerçekten düşündürücü.Mahkeme kararı beğenmeyip kendi hüküm kuranlardan desene.Dava sonucuna müteakip kişi hakkında özel hukuk ve tazminat haklarınızı sonuna kadar kullanmanız önerilir.

size isnat edilen suç 657 saylı kanun 48/A-5 madde de sayılanlardan mı..
isnat ne idi tam olarak..
sevgi ve saygılarımla..

Alıntı:

---

erdiken rumuzlu üyeden alıntı

size isnat edilen suç 657 saylı kanun 48/A-5 madde de sayılanlardan mı..
isnat ne idi tam olarak..
sevgi ve saygılarımla..

---

Beraat ettiği suçun nevi önemi değildir.Kişi sonuçta beraat etmiştir.Devlet aleyhine işlenen suçlardan dahi olsa beraat kararı kişinin o suçu işlemediğinin göstergesi olup devlet memurluğuna engel değildir.

Alıntı:

---

erdiken rumuzlu üyeden alıntı

size isnat edilen suç 657 saylı kanun 48/A-5 madde de sayılanlardan mı..
isnat ne idi tam olarak..
sevgi ve saygılarımla..

---

Adalet bakanlığı arşiv araştırması sonucu olumsuz diyerek redetti savunmasında ise kaçak elektrikten yargılanmamın sonucunda beraat etmemi delil yetersizliği tam aklanma anlamına gelmez mahkeme kalemlerinde çalışan personel seçimi çok hassas olmalı diyerek red yoluna gitti.benim vergi borcundan dolayı yurt dışı çıkış yasağım vardı ancak onu kaldırdım ve mahkemeye sundum.zaten savunmalarını elktrik olayına dayandırdılar

Alıntı:

---

elvancetinkaya rumuzlu üyeden alıntı

İdare mahkemesinin sonucunu beklemelisiniz eğer anlattığınız gibiyse %99.9 işe iade edilirsiniz.Adamdaki mantıkta gerçekten düşündürücü.Mahkeme kararı beğenmeyip kendi hüküm kuranlardan desene.Dava sonucuna müteakip kişi hakkında özel hukuk ve tazminat haklarınızı sonuna kadar kullanmanız önerilir.

---

bu arada idare ve bölge idare her ikiside yürütmeyi durdurmadılar.şimdi esası bekliyorum

Kanun önünde aksi sabit olana kadar herkes masumdur. Yargılama sonunda suçlu olduğuna kanaat getirilenlere caza verilir.
Bu nedenle, beraat kararları, suçlu olmasına karar verilecek delil olmadığı için beraat etmiştir diye verilir. Yani bir keimsenin suçsuzluğuna mahkeme karar veremez. Ancak suçlu olduğuna ilişkin kanıt varsa ceza verilir.
Amirinki işgüzarlık. Beraat karar verildiyse uymak zorunda. Ancak, eskidenberi, Türkiye de uygulanan "güvenlik " denen garabete takıldığınız belli. Bu konudaki en açık örnek, Uğur Mumcu'nun Sakıcalı Piyade sidir.

Sayın sadgur31,
devlet memurları kanunu;

Madde 48-(Degisik 12/5/1982-2670/14 md.)
Devlet Memurluguna ali- nacaklarda asagidaki genel ve ozel sartlar aranir.
A) Genel Sartlar:
1. Turk vatandasi olmak, (1)
2. Bu Kanunun 40 nci maddesindeki yas sartlarini tasimak,
3. Bu Kanunun 41 nci maddesindeki ogrenim sartlarini tasimak,
4. Kamu haklarindan mahrum bulunmamak,
5. (Değişik: 10.1.1991-3697/1 md.) Taksirli suclar ve asagida sayilan suclar disinda tecil edilmis hukumler haric olmak uzere, agir hapis veya 6 aydan fazla hapis veyahut affa ugramis olsalar bile Dev- letin sahsiyetine karsi islenen suclarla, zimmet, ihtilas, irtikap, rusvet, hirsizlik, dolandincilik, sahtecilik, inanci kotuye kullanma, dolanli iflas gibi yuz kizartici veya seref ve haysiyeti kirici suctan veya istimal ve istihlak kacakciligi haric kacakcilik, resmi ihale ve alim satimlara fesat karistirma, Devlet sirlarini aciga vurnma suclarindan dolayi hukumlu bulunmamak.
6. Askerlik durumu itibariyle;
a) Askerlikle ilgisi bulunmamak,
b) Askerlik cagina gelmemis bulunmak,
c) Askerlik cagina gelmis ise muvazzaf askerlik hizmetini yapmis yahut ertelenmis veya yedek sinifa gecirilmis olmak,
7. 53 ncu madde hukumleri sakli kalmak kaydi ile gorevini devamli yapmasina engel olabilecek vucut veya akil hastaligi veya vucut sakatligi ile vucut sakatligi ile ozurlu bulunmamak.
B) Ozel Sartlar :
1. Hizmet gorecegi sinif icin 36 ve 41 nci maddelerde belirtilen ogretim ve egitim kurumlarinin birinden diploma almis olmak,
2. Kurumlarin ozel kanun veya diger mevzuatinda aranan sartlari tasimak. --------------------------------------------------------------------------- (1)
Bulgaristan'dan Turkiye'ye mecburi goc eden Turk soyundan olanlardan bu sartin aranmayacagi 27.6.1989 tarih ve 375 sayili KHK'nin gecici 5 nci maddesi ile hukme baglanmistir.
böyle bir durumda kurumun müdürü kim oluyoda sanki hukuk yaratma yetkisi varmış gibi kafasından hüküm veriyo şaşılır yani. siz hakkınızı kazanmışsınız adalet yerini bulcaktır.

Sayın erdiken ;
Beraat kararı varken ne şartı aradığınızı anlayabilmiş değilim. Orada gereksiz bir işlem yapıldığı açıkça görülüyor. Yada başka bir nedenle olumsuzluk olduğu ama bu olumsuzluk oluşma nedenini mahkemenin beraat kararına dayandırmak anlamsızdır.

sn. Elvanbey çok bol kese'den sallıyorsun gibi geliyor bana.Bu memur (Meslekten veya Memuriyetten ihrac) olmuş anladıgım kadarıyla ve (yüz kızartıcı bir fiil işlemiş veya adı karışmış)İdare,mahkeme kararına uyacak diye bir madde yok.Bu arkadaş çalıştıgı kuruma yakışmıyacak bir eylemde bulunmuş bu işin geri dönüşü yok.

Alıntı:

---

ekremiyican rumuzlu üyeden alıntı

sn. Elvanbey çok bol kese'den sallıyorsun gibi geliyor bana.Bu memur (Meslekten veya Memuriyetten ihrac) olmuş anladıgım kadarıyla ve (yüz kızartıcı bir fiil işlemiş veya adı karışmış)İdare,mahkeme kararına uyacak diye bir madde yok.Bu arkadaş çalıştıgı kuruma yakışmıyacak bir eylemde bulunmuş bu işin geri dönüşü yok.

---

Sayın Ekremiyican sizi gerçekten tebrik ediyorum.Bir bakışta olayı çözdünüz.Mükemmel analiz yeteneğiniz var.Bizde günlerce boşuna tartışıyorduk bu konuyu.Bak olayın aslını siz biliyormuşunuz meğer.Demek bu arkadaşımız daha memur olamadan ihraç edilmiş.Sanırım biz o bölümü kaçırdık.

Alıntı:

---

ekremiyican rumuzlu üyeden alıntı

sn. Elvanbey çok bol kese'den sallıyorsun gibi geliyor bana.Bu memur (Meslekten veya Memuriyetten ihrac) olmuş anladıgım kadarıyla ve (yüz kızartıcı bir fiil işlemiş veya adı karışmış)İdare,mahkeme kararına uyacak diye bir madde yok.Bu arkadaş çalıştıgı kuruma yakışmıyacak bir eylemde bulunmuş bu işin geri dönüşü yok.

---

Sanırım size cvp verme hakkım doğdu birincisi bu benim KPSS ile kazandığım ilk atama durumudur.Şu ana kadar hep özelde çalıştım ikincisi ise beraat kutsal bir kavramdır hukuk dilinde delil yetersizliğinden beraat çalışan memurda sadece disiplin soruşturmasını engellemez o nuda sanırım sonuçta mahkeme şahsın lehine bozar.
ARKADAŞLAR BURADA BİR KADROLAŞMA OYUNU VAR!!!

MİLLETVEKİLİ OLUYOR PEDAGOG OLAMIYOR:)

ELİMDE bir belge. Hatay’ın Dörtyol İlçesi Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından düzenlenmiş bir iddianame. Savcılık, Asliye Ceza Mahkemesi’nde dava açmış.
Aynen okuyalım:

‘Hazırlık No. 2002/2075. Esas No. 2002/1029. İddianame No. 2002/538.

Davacı: Kamu Hukuku

Şikayetçi: TEDAŞ Dörtyol İşletme Başmühendisliği

Sanık: İsmail Soylu. Mustafa ve Hatice oğlu, 1955 doğumlu.

Suç: Hükümetçe mühür altına alınmış şeyler hakkında hırsızlık.

Suç tarihi: 7 Temmuz 2002. (Tutanak tarihi)

Sevk Mad: TCK 492/2, 522 maddeleri.

Deliller: Kaçak cereyan kullanma tesbit tutanağı, sanık ifadesi, vd.

HAZIRLIK EVRAKI İNCELENDİ.

Olay tarihinde TEDAŞ görevlilerince yapılan kontroller sırasında sanığın, evindeki hat üzerinde mühürlü bir şekilde bulunan elektrik saatini, film takarak diski durdurmak suretiyle devre dışı bıraktığı ve bu suretle kaçak elektrik kullandığı tesbit olunmuştur.

Yapılan incelemede sanığın hükümetçe mühür altına alınmış şeyler hakkında hırsızlık suçunu işlediği yukarıda belirtilen delillerle anlaşıldığından, sanığın Mahkemenizce yargılamasının yapılarak suçunun subutu halinde yukarıda belirtilen sevk maddeleri uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi kamu adına talep ve iddia olunur. 14 Ağustos 2002. Bilgin Bakır. Dörtyol Cumhuriyet Savcısı.’

* * *

Şimdi ‘kim bu sanık İsmail Soylu’ diye soracaksınız. Kaçak elektrik kullandığı, iddianamedeki deyimle ‘hırsızlık’ yaptığı iddia edilen bu kişi, o günlerde tüccarlık yapan bir vatandaş.

Şimdi ise AKP Hatay milletvekili!

Yakalanıyor ve hakkında dava açıldıktan yaklaşık 2.5 ay sonra AKP’den milletvekili seçiliyor.

Peki bu dosya ne oluyor? İsmail Soylu, milletvekili seçilince otomatik olarak dokunulmazlık kazanıyor! Dolayısıyla yargılanması mümkün değil.

Bir iktidar düşünün ki, pek çok milletvekilinin dosyaları bu ‘dokunulmazlık zırhı’ arkasına sığınmış bekletiliyor ve haklarında hiçbir yasal işlem yapılamıyor!

Yargıdaki suç dosyalarında zimmet, irtikap, kalpazanlık, yolsuzluk, ihaleye fesat karıştırma, naylon fatura, hırsızlık gibi nice suçlar varken, adına dokunulmazlık denilen bu tuhaf ve yüz kızartıcı nesneyi kaldırmaya, milletvekillerini yargıya göndermeye AKP’nin eli varmıyor!

Hem de seçim beyannamesinde ‘dokunulmazlığı kaldıracağız’ ifadesi varken!..

Ve evinde kaçak elektrik kullandığı iddiasıyla hakkında dava açılan bir şahıs, şu anda ‘vekilimiz’ sıfatıyla bizi Meclis çatısı altında temsil ediyor. Ne hoş, ne güzel, helal olsun!

* * *

Ve çok gariptir ki geçmiş karaları okuduğumda adam sapıklıktan girmiş çıkmış sonra memnu haklarını iade etmişler ve memur olmuş...
Bir başkası kaçak elektrik kullanmış yakalanmış suçu sabit MİLLETVEKİLİ olmuş,
Bir diğer kaçak elektrik kullanmış suçu sabiz 6 ay komşuya gitmeme cezası almış,
Birilerine gidip yakınır derdini anlatırsın,şöyle bir bakış sembolik bir üzülme, sonra 2007 T.C sinde çok garip bir soru:kardeş sende solculuk, koministlik falan var mıydı,
Evet var kardeşim ben ilerici demokrat ve üstüne üstlük ADLİ SİCİL KAYDI tertemiz bir vatandaşım.
Namus ve dürüstlük için ise can verir can alırım,
Şimdi soruyorum size ilgili amir bir AKP bürokratı kanun koyucumu yoksa KANUN UYGULAYICIMI?
Ben ANAYASADAN doğan haklarıma hala inanıyorum.
Önemli not:Hala AB ye biz demokrat olduk demek sanırım kocaaaaman ve kuyruklu bir yalan...AHİM de görüşürüz sayın Bürokrat
SAYGILARIMLA

Arkadaş,
Benim daha önce sorduğum,"yeni TCK ile 657 arasındaki çelişki nasıl çözülür"soruma cevap bulamadan sizin probleminize aklınızın almayacağı bir örnek vereceğim,konu çok tazedir.Biliyorsunuz eski TCK anlayışı ile yeni TCK anlayışı farklıdır.Yeni TCK kamu görevi haklarında "süresiz mahrumiyet"anlayışı taşımaz.Eski TCK ise "suç işlersen seni doğduğuna pişman ederim.atanma veya seçimle göreve gelmeyi,görevdeysen kalmayı unut"anlayışındadır.Yeni TCK dan önceki bütün mevzuat bu paralelde düzenlenmiştir.Şimdi konuya geliyorum.Eski TCK anlayışında düzenlenmiş olan 2839 s.Milletvekili Seçimi kanunun da yeni TCK paralelinde hiçbir değişiklik yapılmamıştır,yani eski TCK mantığıyla yazılmıştır.Şu anda yürürlükte olan 2839 sayılı kanunun "Kimler milletvekili seçilemezler"başlıklı 11/f maddesini yazıyorum.
Affa uğramış olsalar bile;
1-Basit ve nitelikli zimmet,irtikap,rüşvet,hırsızlık,dolandırıcılık,sah tecilik,inancı kötüye kullanma,dolanlı iflas gibi suçlar ile istimal ve istihlak kaçakçılığı dışında kalan kaçakçılık suçları,resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma veya devlet sırlarını açığa vurma suçlarından biriyle mahkum olanlar,
2-TCK.nun ikinci kitabının,birinci babında yazılı suçlardan veya bu suçların işlenmesine aleni olarak tahrik etme suçundan mahkum olanlar,
3-Terör eyleminden mahkum olanlar,
4-TCK 536.maddesinin birinci,ikinci ve üçüncü fıkralarında yazılı eylemlerle aynı kanunun 537.maddesinin 1.,2.,3.,4., ve 5. fıkralarında yazılı eylemleri siyasi ve ideolojik amaçlarla işlemekten mahkum olanlar...milletvekili seçilemezler diye yazmaktadır.(Sizinle ilgisi yok,mahkum olmuşluğunuz olmadığı gibi affa uğramışlığınız da yok)
Şimdi geliyorum -eski TCK anlayışına göre inanılmaz,ama yeni TCK anlayışına göre gayet normal olan- Yüksek Seçim Kurulu Kararına:
Karar tarihi:19.05.2007
Karar No:268
Madde:3
"5237 s.TCK uyarınca,taksirli suçlar hariç 1 yıl ve daha fazla veya 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 11/f maddesinde belirtilen suçlardan kesinleşmiş hapis cezası bulunanların bu cezalarını infaz ettiklerine veya etmiş sayıldıklarına ilişkin belge getirmeleri halinde milletvekili olabilecekleri...(Kararı daha detaylı olarak YSK sitesinde bulabilirsiniz.)Demek istediğim memlekette neler oluyor,sizin başınıza neler geliyor.Baştan aşağı saçmalık. O sorumluyu hukukla yok edin.Selamlar..
Not:YSKnın bu kararının2839 s.kanuna açıkça aykırı olduğu,ama yeni TCK.nun 53.maddesindeki hakları kullanma bakımından 53.maddenin gerekçesine uygun olduğu açıktır.(Benimde "Hukukta Facia"diye bahsettiğim,ama kimseye anlatamadığım konu buydu.)

Arkadaş,
Benim daha önce sorduğum,"yeni TCK ile 657 arasındaki çelişki nasıl çözülür"soruma cevap bulamadan sizin probleminize aklınızın almayacağı bir örnek vereceğim,konu çok tazedir.Biliyorsunuz eski TCK anlayışı ile yeni TCK anlayışı farklıdır.Yeni TCK kamu görevi haklarında "süresiz mahrumiyet"anlayışı taşımaz.Eski TCK ise "suç işlersen seni doğduğuna pişman ederim.atanma veya seçimle göreve gelmeyi,görevdeysen kalmayı unut"anlayışındadır.Yeni TCK dan önceki bütün mevzuat bu paralelde düzenlenmiştir.Şimdi konuya geliyorum.Eski TCK anlayışında düzenlenmiş olan 2839 s.Milletvekili Seçimi kanunun da yeni TCK paralelinde hiçbir değişiklik yapılmamıştır,yani eski TCK mantığıyla yazılmıştır.Şu anda yürürlükte olan 2839 sayılı kanunun "Kimler milletvekili seçilemezler"başlıklı 11/f maddesini yazıyorum.
Affa uğramış olsalar bile;
1-Basit ve nitelikli zimmet,irtikap,rüşvet,hırsızlık,dolandırıcılık,sah tecilik,inancı kötüye kullanma,dolanlı iflas gibi suçlar ile istimal ve istihlak kaçakçılığı dışında kalan kaçakçılık suçları,resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma veya devlet sırlarını açığa vurma suçlarından biriyle mahkum olanlar,
2-TCK.nun ikinci kitabının,birinci babında yazılı suçlardan veya bu suçların işlenmesine aleni olarak tahrik etme suçundan mahkum olanlar,
3-Terör eyleminden mahkum olanlar,
4-TCK 536.maddesinin birinci,ikinci ve üçüncü fıkralarında yazılı eylemlerle aynı kanunun 537.maddesinin 1.,2.,3.,4., ve 5. fıkralarında yazılı eylemleri siyasi ve ideolojik amaçlarla işlemekten mahkum olanlar...milletvekili seçilemezler diye yazmaktadır.(Sizinle ilgisi yok,mahkum olmuşluğunuz olmadığı gibi affa uğramışlığınız da yok)
Şimdi geliyorum -eski TCK anlayışına göre inanılmaz,ama yeni TCK anlayışına göre gayet normal olan- Yüksek Seçim Kurulu Kararına:
Karar tarihi:19.05.2007
Karar No:268
Madde:3
"5237 s.TCK uyarınca,taksirli suçlar hariç 1 yıl ve daha fazla veya 2839 sayılı Milletvekili Seçimi Kanununun 11/f maddesinde belirtilen suçlardan kesinleşmiş hapis cezası bulunanların bu cezalarını infaz ettiklerine veya etmiş sayıldıklarına ilişkin belge getirmeleri halinde milletvekili olabilecekleri...(Kararı daha detaylı olarak YSK sitesinde bulabilirsiniz.)Demek istediğim memlekette neler oluyor,sizin başınıza neler geliyor.Baştan aşağı saçmalık. O sorumluyu hukukla yok edin.Selamlar..
Not:YSKnın bu kararının2839 s.kanuna açıkça aykırı olduğu,ama yeni TCK.nun 53.maddesindeki hakları kullanma bakımından 53.maddenin gerekçesine uygun olduğu açıktır.(Benimde "Hukukta Facia"diye bahsettiğim,ama kimseye anlatamadığım konu buydu.)

evet malesef başka bir yolu

Ekremiyican Kardeş;
Sizce Anayasanın 138.maddesi ne işe yarar?

Avukat Ragıp Bey,bişey sormak istiyorum.Siteye acemiyim,yanlışım olursa affedin lütfen.Ben 6 sene evvel,suç işlenen bir ortamda bulundum ve kurtulamadım.Salıverildik.Bu,1 sene sonra sabıka kaydıma işlendi.5 sene sonra silineceği söylendi.Şimdi ben de memur olamayacak mıyım?Yani sabıka kaydı silinse bile,arşivde hep gözüküp,benm karşıma mı çıkacak?Beni cvplarsanız çok mutlu olacağım.Çok mutsuzum..

:) herşey pürüzsüz bir şekilde olup gitmiyor bazen..

Size bir taktik vereyim. Şayet beraat eden memur olamıyorsa, bu yolu deneyin.

Ufak bir suçla hükümlü sıfatı alırsanız beraat edenden daha avantajlısınız. Yasalar ööööyle diyor, ne yapalım. Burası demokratik hukuk devleti, sakın aklınızdan çıkarmayın, olur mu.

Kamunun özürlü % 3 ve eski hükümlüleri % 2 oranında çalıştırma zorunluluğu var. Sanırım işçi statüsünde oluyor. 657 ye tabi çalışmanın da bir avantajı yok.