Hukuk bürosu borçluya sürekli mesaj atabilir mi?

Merhabalar, Turkcell ile ödenmemiş faturalar nedeni ile davalık oldum.
Davayı Ankara ikametgahlı Öztürk hukuk bürosuna vermişler, iş yerime haciz yazısı gönderdiler birden fazla ve her seferinde de artıyor, sürekli mesaj atıyor arıyor ve hapse attırırız, tutuklatırız, borcu ödeyin, evinize icra göndeririz bütün bankalara tapu müdürlüklerine yazı çeker giderleri sizden alırız, hukuğu biz biliyoruz gibi ve daha pek çok şekilde tehdit ve şantaj ediyorlar borcum maaş haciz yöntemi ile ödenecek ama bunlar ne gece ne gündüz hafta sonu resmi tatil dinlemeden arayıp mesaj atıp tehdit edip duruyorlar bunun bir çözümü yok mudur benim hiç bir hakkım yok mu

Sizi iyiniyetle uyarmışlar. Çünkü bu dediklerini yapabilirler yasal olarak. Evinize haciz gelebilir, elinizdeki hemen hemen herşeyi alabilirler.

Ancak, bu konuda sizi her Allah'ın günü arıyorlarsa, arayanlara şikayetçi olacağınızı söyleyin. Daha da rahatsızlık verecek derece da ararlarsa savcılığa gidip huzur ve sükununuzu bozduklarından bahisle şikayetçi olabilirsiniz.

Savcılığa veririm, polise şikayet ederim, icraya veririm vs. şeklindeki yaklaşımlar tehdit değildir.Bir eylemin tehdit olabilmesi için kanun dışı yolların kullanılacağı söylenmelidir(öldürürüm, döverim, kaçırırım vs.).Alacaklı da alacağının peşine düşme hakkına sahiptir.Huzur ve sükunu bozmandan şikayetçi olunabilir ama daha önce benzer durumlarda bir şey çıkmadığına şahit olmuştuk.Bilginize..

Alacaklının borçluyu taciz eder şekilde arayarak ikide bir borcunuzu ödeyin diyip durması, bunu sürekli hale getirmesi halinde kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu oluşur. Yasal hakkın kullanılacağından bahsedilmesi tehdit suçunu oluşturmaz ama yasal hakkımızı kullanırız bak diyip sürekli borçlunun telefonla aranması rahatsız edecek boyuta ulaşmışsa kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu oluşmuştur. Alacaklı elinden ne geliyorsa yasa çerçevede yapma hakkı var ancak alacağım var diyip zırt pırt aramaya hakkı yok. Belirtilen şartlar altında suç oluşur. Ama 3-5 kere arandıysanız o zaman Bill'in dediği şekilde bir sonuç çıkmaz.

Borcun nasıl tahsil edileceğine Turkcell'in avukatı karar verir. İster eve hacize gelir, ister maaş haczi uygular. Tercih onundur. Görevi en hızlı şekilde alacaklıyı hakkına kavuşturmaktır. Borcunu öde demek ise ne tehdittir ne şantaj... Üstelik avukatlar kanunun kendisine verdiği yetkiyi kullanırlar. Arayanlar pazarlamacı değil, hukuk bürosu.

Alıntı:

---

litigation rumuzlu üyeden alıntı

Borcun nasıl tahsil edileceğine Turkcell'in avukatı karar verir. İster eve hacize gelir, ister maaş haczi uygular. Tercih onundur. Görevi en hızlı şekilde alacaklıyı hakkına kavuşturmaktır. Borcunu öde demek ise ne tehdittir ne şantaj... Üstelik avukatlar kanunun kendisine verdiği yetkiyi kullanırlar. Arayanlar pazarlamacı değil, hukuk bürosu.

---

Açıkcası ben de bir GSM şirketinin vekili bir hukuk bürosu ile aynı sıkıntıyı yaşıyorum.
Özetle durum şöyledir:
Bir yakınıma 2 bankadan toplam 4 dosya olmak üzere kredi kullandım ve icralık oldum. Bu durum kendi şahsi borçlarımın ödemelerinde ayrıca sorun yaşamama sebep oldu ve icra işlemleri haklı olarak başladı. Maaşımdan halihazırda 1/4 oranında kesinti yapılıyor ve sırada bekleyen 4-5 dosya daha var. Sırada bekleyen dosyaların avukatlarıyla görüştüm . Adelet önlisans ve kamu yönetimi mezunu olduğumdan ve biraz da merakımdan Borcunu ödememekten ya da ödeyememekten dolayı hapis cezası almayacağımı ancak verdiğim "Taahütü İhlal Etmem Halinde" hakkımda disiplin hapsi cezasına hükmedilebileceğini bildiğim için "Taahüt vermeden" taksitle ödemek istediğimi kendilerine söyledim. Sağolsunlar iki avukat bana yardımcı oldular ve taksit yaptılar, ben de düzenli olarak ödüyorum.Hakkımda bir GSM şirketinin başlattığı bir icra takibi sonrasında ilgili bürodan avukat olduğunu söyleyen bir hanımefendi beni aradı. Kendisine durumu anlattım. Evinize geliriz dedi, doğal olarak gelebileceklerini böyle bir hakları olduğunu bildiğimi söyledim. Daha önce başka dosyalar için icra memuru ve görevlilerin geldiklerini ancak haczi kabil menkul bir mal olmadığı için tutanak tuttuklarını isterseler onların da gelebileceklerini söyledim yani "eve davet ettim"
Bu sefer seni hapse attırırız dedi, herhangi bir taahhüt vermediğimi beni neye dayanarak hapse attıracağını sordum ve aldığım cevap çok beni hem üzdü hem kızdırdı "XXX çok büyük bir şirkettir isterse yapar" Hanımefendiye bu ülkenin kanunlarla idare edildiğini ve bu cevabın hoş olmadığını söyledim. Beyefendi bunu yapan icra memurları biz değiliz, isterseniz numarasını vereyim görüşün (sanki icra memuru o büronun maaşlı çalışanı) ". Bana bir başka avukatın numarasını verdi ben de görüştüm. Avukat hanım bir karışıklık olduğunu, o arkadaşın stajer olduğunu ve isim benzerliğinden başka bir dosya ile karıştırdıklarını söyledi. ben buna inanmadım ama uzatmadım. Durumumu tekrarladım. Ayın 15'inden sonra bir yakınımdan kredi kartı bulursam ödemeye çalışırım çünkü samimi bir arkadaşımın hesap kesimi ayın 15'i dedimve kapattık. Ama arkadaşım yardımcı olamadı. Bu gün belki 15 defa aradılar, açmadım telefonu. En son mecbur açtım. Duruumu tekrar ettim. Pazartesi arayacağız diyerek kapattılar.
Borçlarını ödemek için çırpınan biri olarak beni hapis cezası aldırmakla korkutmak isteyen, bunun dayanağını sorduğumda ise büyük şirketiz diyen birine ne diyebilirim ki. Belli ki bu hanımefendi avukat değil hatta belki stajer bile değil. Öyle olsa bunu yapmaz diye düşünüyorum. yanında çalıştığı avukat beyefendi böyle bir izin verdi ya da onun da bu durumdan haberi yok. aslında hep duyduğumuz borcunu kasten ödemeyenler gibi yapmak var. benim maaşımdaki icra 4-5 sene bitmez.
Öğrenmek istediğim;
Ben borcu ödemesem, sıralarını beklemekten ve arada sırada eve gelmekten başka ne yapabilirler ?
Bu büronun yaptığı hapse attırırız söylemi suç mudur?
Konuşmalar kaydedilmiyor diye varsayarsak, en azından devamlı surette aradıkları, mesaj yazdıkları bir şekilde GSM şirketinde kayıtlıdır. Bu durum TCK'nın 123. maddesinin "Kişilerin huzur ve sükununu bozma" kapsamına girer mi?

Cevaplar için şimdiden teşekkürler, saygılarımla

Borcu ödemeyi düşündünüz mu? Öderseniz tekrar aramazlar.

Alıntı:

---

Av.Emrah Yavuzcan rumuzlu üyeden alıntı

Borcu ödemeyi düşündünüz mu? Öderseniz tekrar aramazlar.

---

Alıntı:

---

Av.Emrah Yavuzcan rumuzlu üyeden alıntı

Borcu ödemeyi düşündünüz mu? Öderseniz tekrar aramazlar.

---

Öncelikle cevabınız için teşekkür ederim.

Sanırım durumu açıkca izah edemedim. Borcu ödersem aramayacaklarını ben de biliyorum. Benim sıkıntım zaten aramaları ve borcu ödememi talep etmeleri değil. Günde on defaya yakın aramaları mesaj yazmaları ve hapis ile tahsile çalışmaları.
Yanlış bilmiyorsam icra iflas kanununda borcunu ödeyememekten dolayı hapis cezası verilmesine dair bir hüküm yok. Olmayan bir şey ile korkutmayı hedeflemek de etik değil. Bu etikse borcu ödemeyerek sırada beklemelerini hedeflemek de doğru o zaman. Ayrıca maaşındam yapılan kesintinin haricinde ayrı ayrı iki dosyaya daha her ay ödeme yapıyorum ki bu borcu ödemekten bilerek imtina eden biri olmadığımı işaret eder. Kaldı ki benim icra işlemleri için vekalet verdiğim bir avukatım arkadaşım var. Meslek kurallarına göre beni değil onu aramaları gerekir, ben bunu konu bile etmiyorum.

Alıntı:

---

litigation rumuzlu üyeden alıntı

Borcun nasıl tahsil edileceğine Turkcell'in avukatı karar verir. İster eve hacize gelir, ister maaş haczi uygular. Tercih onundur. Görevi en hızlı şekilde alacaklıyı hakkına kavuşturmaktır. Borcunu öde demek ise ne tehdittir ne şantaj... Üstelik avukatlar kanunun kendisine verdiği yetkiyi kullanırlar. Arayanlar pazarlamacı değil, hukuk bürosu.

---

Borcu nasıl tahsil edeceğine tabi ki avukat karar verir doğru. Ama avukat gorevini yaparken yasaların gösterdiği usul ve ölçüyü gözetir. Örneğin menkul haczine gittiğinde evde ne var ne yoksa götürmez. Yasanın izin verdiği sınırları aşamaz, zaten iyi bir hukukçu aşmayı düşünmez. Vekilliğini yaptığı alacaklinin hakkını gözetirken borclunun hakkını çiğnemez. Benim tuketici kredisi dosyamda avukat bey takip sonrasi yıllık %85 faizle işlem yapmış, icra müdürlüğünün yetkilisi de imzalamış. Süresinde itiraz etmesem nu faizi ödemek zorunda kalacaktım. Bu sehven mi yoksa kasten mi kim bilir sadece bir hata değilse etik mi acaba? Siz onlar Pazarlamacı değil demişsiniz ama Hukuk bürosu çalışanlarından bazıları Pazarlamacı gibi davranıyor.

Yorumları okuyunca şaşırdım. Seni cezaevine attırım demek tehdit değil mişşş.

Bir avukatlık bürosundan arayan kişi. Bu sözü ile karşısındakini yargılamış cezasını kesmiş.

Kişiye yasal haklarını hatırlatabilirsin. Fakat kesin hükümle cezaevine gireceksin diye bir avukat karşısındakinin psikolojisini alt üst ederek borcu tahsil etme yöntemini tutması ne derece kanunidir?

Ceza evine göndermekle tehdit edebiliyor demekki ? Ve buda kanuni hak oluyor. (oldukça masumane)

Yani avukat değilde. Sanki karar veren hakim rolüne bürünmüş. Memleketin avukatları bu şekilde ise vay bu ülkenin haline

Bu tarz tahsilat büroları (ki bunlar hukuk bürosu değildir) son zamanlarda bu mesnetsiz uygulamalar ile borcu olana da olmayana da da hadlerini aşan üslupla, itibar zedeleyici aymazlıkla tehdit eden ifadeler içerir mesajları, mektupları gönderiyorlar. Öncelikle tavsiyem, avukatınız aracılığı ile bu tahsilat bürolarını hukuki dil ile uyarmanız, tekrarı halinde (ve borcunuz yok ise, daha önce ödedi iseniz, söz konusu borç size ait değilse, zaman aşımına uğramış ise, ilamsız ise vb) tacizi yapan hakkında yine avukatınız vasıtası ile ilgili Cumhuriyet Savcılığı nezdinde suç duyurusunda bulunarak ceza davası açılmasını sağlayarak; hiç bir şart, vaat, özür vb. şeyler karşısında bu davanızdaki şikayetinizi geri çekmeyerek, şahısların cezalandırılmasını sağlamanız. Devamında eğer itibarınızı zedeleyen, sizi yaşadığınız çevreye, topluluğa küçük düşüren bir olaya sebebiyet vermiş olmaları halinde maddi manevi tazminat talebi ile ikinci bir dava daha açmanız.

Alıntı:

---

litigation rumuzlu üyeden alıntı

Borcun nasıl tahsil edileceğine Turkcell'in avukatı karar verir. İster eve hacize gelir, ister maaş haczi uygular. Tercih onundur. Görevi en hızlı şekilde alacaklıyı hakkına kavuşturmaktır. Borcunu öde demek ise ne tehdittir ne şantaj... Üstelik avukatlar kanunun kendisine verdiği yetkiyi kullanırlar. Arayanlar pazarlamacı değil, hukuk bürosu.

---

Eğer borç, tahsili mümkün olmayan hale gelmiş veya daha önce ödenmiş veya taciz edilen kişiye ait değil veya zaman aşımına uğramış ise; bu konuda kararı kimin vereceği bellidir. Mesleğin yüzkarası olan, "her ne olursa olsun tahsilat bürosu"nun muhatabı TCK dır.

Bir hukukçu ve avukat olarak ben de aynı muameleye maruz kaldım.

Defalarca seviyesiz bir üslupla beni rahatsız ettiler. Aramayın, ben sonuçlarını biliyorum, siz yasal yollarınızı kullanmaya devam edin dedim. Tahsilatçı arkadaşın gözü kararmış olsa gerek durmadan aradı. Bir keresinde yetkili avukatla görüşmek istediğimi söyleyince olanlar oldu. Arkadaş çıldırdı, avukatla görüşemezsiniz "TEK YETKİLİ BENİM" dedi. Şaşırdım. Bir daha aramayın, ben borcumu da başvuracağınız yasal yolları da biliyorum dedim, nafile. Beyefendi diyor ki: "BORCUNU ÖDE BİR DAHA ARAMAYALIM." Bu lafı kullandı, şaka değil. Benim haberim yoktu borcumu ödeyince beni bir daha aramayacaklarından! Bu lafı kullanmasını ben neredeyse hakarete sokarım, affınıza sığınarak ifade ediyorum bana salak, embesil gibi bir kelime söylese bu kadar ağırıma gitmezdi. Herkes hayat savaşı veriyor arkadaş, kimse keyfinden borcunu ödememezlik yapmaz! İstisnaları müstesna tutmayıp herkesi aynı kefeye sokup, bu keyfinden ödemiyor, zorlasak öder zihniyetiyle insanların gururuna, huzuruna saldıramazsın arkadaş! Konu başlığı altında bir meslektaş da aynı cevabı vermiş dikkatimi çekti. Yorumsuz. Neyse ofisi genel numarasından arayıp alacaklı vekili ile görüşmek istediğimi ifade ettim. Sekreter hanım da atarlı: "BÜROMUZDA AVUKATLARLA GÖRÜŞEMEZSİNİZ." dedi. Ne münasebet! Bir hukuk bürosu, beni borcumdan dolayı arıyor, ben avukatla görüşemiyorum. Konuşmaya devam edip avukat olduğumu ifade ettim ve meslektaşımla mesleki bir konu hakkında görüşmek istediğimi ifade ettim. Cevap yine olumsuzdu. Daha sonraki günlerde tahsilatçı arkadaş aramalarına devam etti. En sonunda ailemi arayıp borcum hakkında bilgi vermiş. Üstelik borcum hakkında benim bilgim varken! Ailemden bu durumu öğrenir öğrenmez tahsilatçı kardeşi aradım. Çok keyifli ve çocuk azarlarcasına: "YA SİZE BÖYLE ULAŞIRIM" edasıyla konuşmaya başladı. Telefonu kapattım. Sinirden ter attım, elim ayağım titredi. Barodan avukatın cep telefonu numarasını istemeyi akıl edemediğimden kalktım Bakırköy'deki ofisimden Çağlayan'daki alacaklı vekilinin ofisine gidip ofisi resmen bastım. Sonunda alacaklı vekiline ulaşmıştım. Halimi gördüklerinde çok şaşırdılar ve hemen yakından ilgilenip çay kahve ikramı yaptılar. Onlara şu soruyu sordum: "HADİ BEN MESLEKTAŞIM, SİZE BİR ŞEKİLDE ULAŞIP SİNİRİMİ BOŞALTIP BANA ÜSLUPLU VE USULÜNE UYGUN MUAMELE YAPACAĞINIZI GARANTİ ETTİM. BORCUMDAN HABERİM VARKEN, BANA ULAŞILAMIYOR DİYE AİLEMİ ARAYIP BİLGİ VERMENİZ KONUSUNDA SİZİ ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNİ İHLAL SUÇUNU İŞLEDİĞİNİZ VE DEVAM EDERSENİZ YASAL YOLLARA BAŞVURACAĞINIZ KONUSUNDA UYARDIM VE SİZ DE ANLAYIŞLA KARŞILADINIZ. HUZURUM ARTIK BOZULMAYACAK, ONU DA GARANTİ ETTİK. SİZİ BAROYA DA ŞİKAYET ETMİYORUM, MESLEKİ SORUŞTURMA DA GÖRMEYECEKSİNİZ O DA TAMAM HADİ BENDNE KURTULDUNUZ. PEKİ YA DİĞER VATANDAŞLAR NE OLACAK." Cevap beklediğim gibiydi: "MESLEKTAŞIM BURADA KAÇ DOSYADA VEKİL OLDUĞUMUZU BİLSEN BİZE HAK VERİRDİN. ÇOK SAYIDA DOSYA VAR BİZ ARTIK İŞİ PERSONELLERE HAVALE ETTİK. HEPSİYLE TEKER TEKER Mİ İLGİLENELİM" Bu cevabı sizin yorumlarınıza bırakmakla beraber buranın bir hukuk bürosu olarak nitelendirildiğini hatırlatırım. Bu arada beni arayan ve rahatsız eden personeli özellikle alacaklı vekilinin odasına çağırmasını ve onu karşımda uyarmasını istedim. İstediğim oldu, içimin yağları eridi. Telefondaki aslan parçası, süt dökmüş kedi oluverdi.

Genel olarak toplu icra takibi yapan bürolar açısından borç hakkında uyarı ve borçlu lehine bilgilendirme yapmanın bir ölçüsü vardır. Bu ölçüyü aşan, yöneticisi ve iş sahibi avukat olan bürolara ben şahsen hukuk bürosu demiyorum. Bunlar olsa olsa tahsilat servisi olarak adlandırılabilir. Hukuk bürosu, hukuka ve topluma hizmet edip kamu yararına çalışma kriterlerini esas alan, hukuk mesleğinin saygınlığını zedelemeyerek mesleğini icra eden ve esasında birinci önceliği asla maddi değerler olmayan ve gerçek hukukçuların kendine mesken tuttuğu, mesleğini layıkıyla icra ettiği yerlere denir. Kocaman bir ofisi bilgisayar ve telefonlarla donatılan, vasıflı vasıfsız ayırt etmeden personelleri işe alan, bu personelleri üslup ve teknik bilgi konusunda nitelikli ve personeli caydırıcı eğitim vermeden bilgisayar ve telefonların başına oturtan ve önlerine konulan dosyaların kendilerine verilen telefon numaralarına ulaşarak tahsil edilmesini sağlamalarını öğütleyen bürolara tahsilat bürosu denir. Bu tür bir işin hukuk mesleğiyle bağdaşması mümkün olamaz. Bu tür işleri kurumlar istese kendi bünyelerinde bir birim oluşturarak görebilirler. Bir avukata bu dosyaları vermeleri şart değil. Ancak "icra takibi karşı vekalet ücreti" çok tatlı bir pastadır. Bu pastayı yıllar önce fark eden referanslı sayın meslektaşlar sırf bu vekalet ücretinin sahibi olabilmek için mesleği ayağa düşürmüşlerdir. Piyasada çok avukat var. Ama bu tür dosyalar hep belli avukatlara ve sayıca çok yüksek miktarda gönderilir ve tahsili istenir. Bu isteğin oluşması da zamanında bir kısım avukatların hukukçu kimliğini unutup bu mesleğin vekalet usulü iş görme avantajından yararlanarak mesleği ayak altına düşürmelerindendir.

Toplu icra takibi yapan ve hukukçu kimliğinden sıyrılmayan sayın meslektaşlarımı tenzih ediyorum.

Saygılar sunuyorum.

Alıntı:

---

dedelekk rumuzlu üyeden alıntı

Açıkcası ben de bir GSM şirketinin vekili bir hukuk bürosu ile aynı sıkıntıyı yaşıyorum.
Özetle durum şöyledir:
Bir yakınıma 2 bankadan toplam 4 dosya olmak üzere kredi kullandım ve icralık oldum. Bu durum kendi şahsi borçlarımın ödemelerinde ayrıca sorun yaşamama sebep oldu ve icra işlemleri haklı olarak başladı. Maaşımdan halihazırda 1/4 oranında kesinti yapılıyor ve sırada bekleyen 4-5 dosya daha var. Sırada bekleyen dosyaların avukatlarıyla görüştüm . Adelet önlisans ve kamu yönetimi mezunu olduğumdan ve biraz da merakımdan Borcunu ödememekten ya da ödeyememekten dolayı hapis cezası almayacağımı ancak verdiğim "Taahütü İhlal Etmem Halinde" hakkımda disiplin hapsi cezasına hükmedilebileceğini bildiğim için "Taahüt vermeden" taksitle ödemek istediğimi kendilerine söyledim. Sağolsunlar iki avukat bana yardımcı oldular ve taksit yaptılar, ben de düzenli olarak ödüyorum.Hakkımda bir GSM şirketinin başlattığı bir icra takibi sonrasında ilgili bürodan avukat olduğunu söyleyen bir hanımefendi beni aradı. Kendisine durumu anlattım. Evinize geliriz dedi, doğal olarak gelebileceklerini böyle bir hakları olduğunu bildiğimi söyledim. Daha önce başka dosyalar için icra memuru ve görevlilerin geldiklerini ancak haczi kabil menkul bir mal olmadığı için tutanak tuttuklarını isterseler onların da gelebileceklerini söyledim yani "eve davet ettim"
Bu sefer seni hapse attırırız dedi, herhangi bir taahhüt vermediğimi beni neye dayanarak hapse attıracağını sordum ve aldığım cevap çok beni hem üzdü hem kızdırdı "XXX çok büyük bir şirkettir isterse yapar" Hanımefendiye bu ülkenin kanunlarla idare edildiğini ve bu cevabın hoş olmadığını söyledim. Beyefendi bunu yapan icra memurları biz değiliz, isterseniz numarasını vereyim görüşün (sanki icra memuru o büronun maaşlı çalışanı) ". Bana bir başka avukatın numarasını verdi ben de görüştüm. Avukat hanım bir karışıklık olduğunu, o arkadaşın stajer olduğunu ve isim benzerliğinden başka bir dosya ile karıştırdıklarını söyledi. ben buna inanmadım ama uzatmadım. Durumumu tekrarladım. Ayın 15'inden sonra bir yakınımdan kredi kartı bulursam ödemeye çalışırım çünkü samimi bir arkadaşımın hesap kesimi ayın 15'i dedimve kapattık. Ama arkadaşım yardımcı olamadı. Bu gün belki 15 defa aradılar, açmadım telefonu. En son mecbur açtım. Duruumu tekrar ettim. Pazartesi arayacağız diyerek kapattılar.
Borçlarını ödemek için çırpınan biri olarak beni hapis cezası aldırmakla korkutmak isteyen, bunun dayanağını sorduğumda ise büyük şirketiz diyen birine ne diyebilirim ki. Belli ki bu hanımefendi avukat değil hatta belki stajer bile değil. Öyle olsa bunu yapmaz diye düşünüyorum. yanında çalıştığı avukat beyefendi böyle bir izin verdi ya da onun da bu durumdan haberi yok. aslında hep duyduğumuz borcunu kasten ödemeyenler gibi yapmak var. benim maaşımdaki icra 4-5 sene bitmez.
Öğrenmek istediğim;
Ben borcu ödemesem, sıralarını beklemekten ve arada sırada eve gelmekten başka ne yapabilirler ?
Bu büronun yaptığı hapse attırırız söylemi suç mudur?
Konuşmalar kaydedilmiyor diye varsayarsak, en azından devamlı surette aradıkları, mesaj yazdıkları bir şekilde GSM şirketinde kayıtlıdır. Bu durum TCK'nın 123. maddesinin "Kişilerin huzur ve sükununu bozma" kapsamına girer mi?

Cevaplar için şimdiden teşekkürler, saygılarımla

---

Evinize gelerek Hacze kabil mal olması kadıyla Haciz işlemi uygulama, üzerinize kayıtlı Menkul ve Gayrimenkul olup olmadığını İcra müdürlüğü vasıtasıyla araştırma isteminde bulunma; Taahhütname imzalamanız yönünde ciddi derecede telkinlerde bulunmak dışında herhangi bir Hukuki işlemi/uygulamayı devreye sokamazlar. Ancak sözel olarak asılsız beyanlarda bulunarak alacağı tahsil etmeye çalışabilirler. Kanuni dayanağı olmayan cümleye, kesinlikle itibar etmeyiniz.

İzinsiz ortam dinlemesi yapmak, TCK göre suç kapsamındadır. Diğer yandan delil olarak öne sürülemez. Fakat, Sesi algılayan (Ses ile görüntüyü birlikte algılayan) kameralar marifetiyle gerekli izlemeyi ve dinlemeyi yapmakta Hukuken sakınca yoktur. Sakınca olsaydı, Polis arabalarında izinsiz bir şekilde ses ve görüntü kaydı yapılamazdı.

Öte yanda size sürekli, borcunuzu ödeyin şeklinde mesaj atılması; hem TCK 123 kapsamında savcılığa şikayet etmeye, Hemde Hukuksuz bir şekilde Huzurunuzu bozmak suretiyle kişilik haklarınıza saldırılması nedeniyle ayrıca manevi tazminat istemi cihetine gitmeye Hakkınız var. Şu noktayı belirtme ihtiyacı hissettim: Gerek Savcılık aşamasında, gerekse Tazminat isteminde bulunurken; mutlaka delil sunmak gerekir. Örneğin size gönderilen mesaj kayıtlarının dökümünü çıkarak gerekli işlemlerde kanıt olarak sunabilirsiniz. Bu sayede beyanlarınız kanıtlanmış oluyor.
Ayrıca Belirtiğim Hukuki işlemleri uygulamak babında bir hususu belirteyim: Önceliklikle karşı tarafın, TCK 123 kapsamında Hüküm/Ceza almasını bekleyiniz ki, elinizde Ceza Hakimliğinden çıkmış huzurunuzu bozduğuna dair kesin nitelikte kanıtınız olsun. Manevi tazminat talebinde bulunurken, az önce Belirtiğim kanıtı, mesaj kanıtına ek olarak öne sürebilirsiniz.

Saygılarımı, Sevgilerimi iletirim.
Dip not : Gelişmeler Hakkında bu yere, bilgi mahiyetinde cevap yazmanızı önemle rica ederim. :ok

Merhabalar,

Benim de başıma gelen bir durum ile alakalı ne yapabilirim diye bakarken yorumları görüp sizlere danışmak istedim. Benim babama ait bir telefon hattından kalma borç nedeniyle şuan adını vermeyeceğim ve hakkında oldukça şikayet olan bir hukuk bürosu tarafından rahatsız ediliyorum. Bu hat yıllarca önce babam arkadaşı üzerine alamadığı için maalesef gidip yardımcı oluyor ve alıyor. Sonrasında o kişi ile de irtibat bir şekilde kopuyor. Adam hattın borcunu ödemiyor ve hat babamın üzerine gözüküyor. Bu süreçte babama bu hukuk bürosu ulaşıyor, yani kendilerinde babamın şuanki numarası var. Sonraki gidişatı bilemiyorum, zaten bunları da bilmiyordum. Yaklaşık son 1,5 aydır bu hukuk bürosu benim numarama sürekli taciz / tehdit vb mesajlar gönderiyor, hiçbir şeyden haberim olmadığı için ilk aradığımda bana kızı mısınız diye kendileri soruyor ve hatta babamın numarasını söylüyorlar. Kendisi ile görüşebilirsiniz vs diyorum bana mesaj atılmamasını istiyorum. 1 hafta geçiyor, yine mesaj geliyor ve yine arıyorum. Siz beraber yaşamıyor musunuz diyorlar. Kızı olduğumdan emin değiller, beraber yaşamadığımızı bilmiyorlar, konuyu bilip bilmemem umurlarında değil, ben başka bir şehirde çalışıyorum, bu mesajları alıyorum, günlük bütün motivasyonum düşüyor, olayları bunlar aracılığıyla öğreniyorum ve babamla da fazla görüşmüyorum. Ve bu hukuk bürosu az önce yeniden mesaj gönderdi, aradım irtibat ben olduğum söylendi, üstelik en son babam tekrar arayarak kendisiyle irtibat kurmalarını özellikle belirtmesine rağmen. İşin en kötü tarafı ise bunları öğrenmek için her aradığımda hukuk bürosunun iiş bilmez telefona bakan kişileri tarafından telefon yüzüme kapatılıyor. Sinirlenip bağırıyorum elbette, "sen kimsin be? konuşmayı öğren öyle ara" diyip tekrar kapatıyorlar.

Şimdi ben bu kadar mı haksız konumdayım sormak istiyorum. Taciz ediliyorum, borç benim değil, konuyu dahi bilmiyordum. Yüzüme telefon kapanıyor, saygısızca bağırılınıyor ve her defasında birbirini tutmayan yanıtlar alıyorum. Ben bu hukuk bürosu ile ne yapabilirim? Gerçekten kaybedecek şeylerim olmasa evet gidip o kızların saçını yolabilirim. Böyle bir muameleyi hazmedemiyorum, hazmetmeyeceğim. Lütfen bir öneri de bulunun bana ne yapabilirim?

arkadaşlar bende 26 yıllık esnafım benimde işlerim çok güvendiğim birileri sayesinde bozuldu 1 yılldır kötü durumdayım ancak yılmadım hala iş arıyorum benim söylemek istediğim kimse kim olursa olsun borcu sözleşme de olsa senette de olsa hapis kararı verilememz bu yasamızda sabittir işin olursa sgk kaydında avukat veya alacaklı görür maaş kesme yazısı gönderiri kestirir ancak maaşında haciz varsa sıraya girer sıradan sıkılıp senden tahhatüt almak isteyen avukat veya avukat vekili sana telefonda ulaşmaya çalışır ve hacize gelecez yok hapis kararı çıkartırırz gibi şeylerle seni etkilemeye çalışır bilmeyen biri isen korkarsın zaten ödeyemeyecek durumda isen aman hapis çıkmasın diye tıpış tıpış gider tahahhüt verir imza atarsın iste o zaman o imzayı sorumluluğu yerine getirmessen senin hakkında tahattüt ihlal davası açar senin haberin olur veya olmaz sna hapis çıkartır onun haricinde asla kimseyi sözleşmeden doğan yükümlülüklerini yerine getirmeden dolayı hapse atamaz işiniz olursa ihşallah olur benimde olacak ihşallah ödeyeceğiz geçen merkez hukuk bürosu istanbul şişli ayrı yaşadığım kızlarıma ulaşmış babanıza ulaşamıyoruz demiş kızımda babam işsiz söylediği halde arkadan bir ses yakalmam kararı çıkarın demiş hemen kapatmış telefonu kızım daha ufak ağlaya ağlaya hastanelik olmuş ığne vurulmuş istanbul barosuna barolar birliğine anayasa mahkemesine yargıtaya adaley bakanlığına cumhurbaşkalığına online şikayet mailleri attım sizde rahatsız oluyor ve gerçekden borcunuzu ödeyecek durumunzu yok ise dilekçe ile başvurmak şart değil bir mail adresi alın aşağıda yazdığım adreslere şikayetinizi bildirin dijitürk birde yasal takip merkezi aynı terbiyesizliği yapmış geçen merkez hukuk bürosunu face sitesine girdim kim daha çok ödetecek diye yazı asmışlar yarısışıyorlar insanları üzerek birşey kazanacaklarını zannediyorlar saygılarımla

not paranız varsa veya çalışıyorsanız sırasıyla hayat şartlarınızı düşünerek tahahüt vermeden ödeyin ÜZÜLMEYİN
bilgi@anayasa.gov.tr
vatandas@adalet.gov.tr
thd@tuketicihaklari.org.tr
info@adalet.gov.tr
barobirlik@barobirlik.org.tr
http://www.istanbulbarosu.org.tr/Iletisim.aspx

Arkadaşların yakınmalarını ve verilen cevapları okuduğumda inanın çok üzülüyorum. Uzun yıllardır bu sitenin üyesiyim adam hukuk bürosunun yasal olmayan tavrını yazıyor, dertleşiyor ama hukukçu bir arkadaş çıkıyor borcu ödemeyi düşündünüzmü diye soruyor. Adam yazmış turkiyede bir çok vatandaşın durumunda ödeme çalışıyor, kaçmıyor çalışıyor ikameti ortada. Kimse kusura bakmasın herkes yetkisi dahilinde hukuk kuralları içerisinde davranmak zorunda hiç bir hukuk bürosunun, avukatın, alacaklının borçluyu 7/24 rahatsız etmek hakkı yok. Yasal hakkın neyse onu yaparsın bulursan hacizsedecek mal edersin bulamasan girersin sıraya beklersin . Kimse kendini yargıç yerine koyup yargılamasın kimseyi.

Alıntı:

---

Engin Ünalmış rumuzlu üyeden alıntı

Savcılığa veririm, polise şikayet ederim, icraya veririm vs. şeklindeki yaklaşımlar tehdit değildir.Bir eylemin tehdit olabilmesi için kanun dışı yolların kullanılacağı söylenmelidir(öldürürüm, döverim, kaçırırım vs.).Alacaklı da alacağının peşine düşme hakkına sahiptir.Huzur ve sükunu bozmandan şikayetçi olunabilir ama daha önce benzer durumlarda bir şey çıkmadığına şahit olmuştuk.Bilginize..

---

Değerli Editör,

Mahkemeye veririm, polise şikayet ederim gibi sözler de kanununda tehdit olarak geçiyor sanırım.

Saygılar...

Alıntı:

---

ferayweb rumuzlu üyeden alıntı

Değerli Editör,

Mahkemeye veririm, polise şikayet ederim gibi sözler de kanununda tehdit olarak geçiyor sanırım.

Saygılar...

---

Şu yaptığından dolayı seni şikayet ederim, hapislerde süründürürüm lafı tehdit değildir.

Alıntı:

---

Av.Emrah Yavuzcan rumuzlu üyeden alıntı

Borcu ödemeyi düşündünüz mu? Öderseniz tekrar aramazlar.

---

Yani bir kişi birine küfür ediyor. Karşı taraftaki kişide buna karşılık başka bir hukuksuzluk yaparak adamı dövüyor.

Sizin hukukcu olarak vereceğiniz tavsiye "küfür etmezseniz sizi dövmezler" mi olacaktır?.

Emrah bey burasının bir hukuk forumu olduğunu sanıyorum. Genel bir forum değil sanırım doğru mudur?

Arkadaş buradaki yorumlari okuyunca dehsete duşüyor insan,Siz ne sanıyorsunuz Alacaklı olmak borcluyu devamlı taciz etmek aramak rahatsiz etmek aslı olmayan kanun maddeleri ile hapse attırmak gibi sacma sapan konusmalar
1. Taahüt vermedikce kimse borcundan dolayı cezaevine girmez
2. Hiç bir avukat takip başladiktan sonra avukatlık meslek kuralı 134 ,34 TBB 3,4 .Kurallari gereği borclu menfaatine bile olsa borcluyu arayamaz yazışmalari icra mudurlügü kanalı ile yapar
3- TCK 123 . Maddesi geregi sukunu bozmaktan savcıliga suc duyrusunda bulunabilirsiniz.

SM-G955F cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi

Çok zeki avukatlar var gerçekten bu sitede... Borcunu ödeyince bir daha aranmayacağını milyon kişi toplansak aklımıza getiremezdik. Neyse savcılık vs uğraşmak istemeyip "en azından maddi olarak yaptıklarının karşılığını ödesinler" diye düşünüyorsanız reklam kuruluna şikayette bulunabilirsiniz. 30 bin TL'cik cezası var. Ödeyiversin hukuk bürosu arkadaş...


"Reklam Kurulu, son yıllarda bazı avukatlık büroları tarafından vatandaşlara icra tehdidiyle gönderilen SMS'ler için hem para cezası kesti hem de reklam durdurma cezası verdi. Bir tüketicinin şikayeti üzerine bu tarz SMS gönderen bir avukatlık bürosuna kurul tarafından 31 bin 176 lira idari para cezası kesilirken, reklam durdurma cezası da verildi. TÜDEF Genel Başkanı Aziz Koçal konuya ilişkin açıklamasında "Reklam Kurulu'nun kararıyla bu SMS'lerin yasal olmadığı, 'taciz' niteliği taşıdığı tescillenmiş oldu" dedi."