-
Gezi Parkının ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Pkk'nın ilk eylemini sanılanın aksine doğuda değil, 1976 yılında Ankara'da gerçekleşmiştir.
Bilinen şu, PKK,1979'da dönemin Adalet Partisi Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Celal Bucak'ın evine baskın yapmıştır. Bu baskında Celal Bucak yaralanırken 8 yaşındaki oğlu hayatını kaybetmiştir.Temmuz 1979'da Abdullah Öcalan Şanlıurfa üzerinden Suriye'ye kaçmıştır. Bu söylenen adi suç şebekesinin ilk eylemi olarak bilinse de aslında PKK, 1976'da Ankara'da bir özel hastaneye soygun girişiminde bulunmuştur; bu eylem ilk eylemleridir. silahlı eylemlerine ise 8 yaşındaki çocuğun kanını akatarak başlamışlardır.
Bu adi suç şebekesinin ne alçak insanlardan oluştuğunu anlamak için şu önemlidir:
Alıntı:
20 haziran 1987 tarihinde pkk terör örgütü tarafından, mardin ili ömerli ilçesi, pınarcık köyü katliamı gerçekleştirilmiştir. 16 çocuk, 6 kadın, 8 erkek, toplam 30 kişi katledilmiştir.
Apo, bu katliamın ardından "öldürelim otorite olalım" açıklamasını yapmıştır. (hasan cemal, kürtler, sayfa: 83).
Bugün şöyle bir olay gerçekleştirilmeye çalışılıyor:
Çoğunluğu yine pkk sempatizanı olan güruh tarafından yazılan, "Ben pkk karşıtıydım ama anladım ki pkk aslında çok da kötü bir örgüt değilmiş" gibi bu ve buna benzer ifadelerle çakallar gezi parkından maksimum istifade ile ayrılmaya çalışıyorlarmış. "Ben pkk'yı terörist zannediyordum ama aslından onlar çok iyi insanlarmış" gibi ifadelerle propoganda yapmaya çalışıyorlar fırsattan istifade.
Önceden yediriyorlardı ama şimdi pek uyan yok ama biz yine de hatırlatalım. Aldatılır ve bu pkkyı aklama kampanyasına dahil olursanız. Aşağıdaki göründüğü gibi yolsa yürüyen iki uzman çavuşumuzu arkadan vuran kalleşlerle aynı kefeye girmiş olacaksınız. Tercih sizin.
http://icube.milliyet.com.tr/YeniAna...t-1460921.Jpeg
Bu rezilliğe mahkum etmeyin kendinizi.
Sakın ha "Kürtler haklıymış" gibi çakalların ayrıştırmak ve pkk denen adi sıç şebekesinin Kürt kökenli vatndaşların temsilcisiymiş gibi göstermeye çalışmasına, çakalların; pkk ile yapılan mücadeleyi Kürt kökenli insanlarla yapılmış gibi göstermeye çalışmasına hem ortak hem de pkk'ya da hak vermiş insan konumuna kendinizi düşürmeyin.
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Sokak ortasında, lokantada yemek yerken, karakolda görev yaparken polisimize saldıran şehit eden diğerlerini de aynı kefede değerlendiriyorum.
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Elbette, polisi şehit edenler de aynı insanlar.
Biraz garip bir ifade olmuş yazdığınız.
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Garipliği isimlerini buraya yazmaktan tiksinmemden kaynaklanıyor. Asker polis sivil insanımızı katledenler sadece kürtçü terör örgütü değil gezi olaylarında bunu çok açık gördük polis meydandan paçavralarını topluyor yerine dönüyor bunlar hurraaa koşuyorlar tekrar asıyorlar.
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Gezi Parkı bizlere gösterdi ki" Menfaatler söz konusu olunca,Ulusalcıyım,milliyetçiyim diyerek vatan-millet naraları atan kişiler,terör örgütleri yandaşlarıyla aynı safta yer alabiliyorlarmış."
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Yanılıyorsun birader onları oraya akp sürmüş hele şu olaylar kapansın üzerinden zaman geçsin akp nin gezi kurgusu diye anlatılır.
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Alıntı:
Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı
Yanılıyorsun birader onları oraya akp sürmüş hele şu olaylar kapansın üzerinden zaman geçsin akp nin gezi kurgusu diye anlatılır.
Aynen katılıyorum. Şu açılım meselesini başa bela eden AKP, bunun altından nasıl kalkacak? Kürt açılımı değil, PKK açılımı oldu basbayağı.
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Alıntı:
litigation rumuzlu üyeden alıntı
Aynen katılıyorum. Şu açılım meselesini başa bela eden AKP, bunun altından nasıl kalkacak? Kürt açılımı değil, PKK açılımı oldu basbayağı.
AÇILIM:
PKK veya KÜRT. Görünen gerçek bu ülkede kendini KÜRT hisseden insanların oranı 100 kişiden 14 ü dir.
Bazen müvekkil çoğunluğun iyi görmediği bir vekil atayabilir. Bu durumda gerek iddia makamı ve gerekse karşı taraf ve yargıçların bu seçime müdahalesi olamaz.
Tabidir ki vekilin bireysel suçları ayrı bir davanın konusudur. (Şiddet ile korku ile veya gönüllü) Burada karıştırmamamız gereken bu olgulardır. iktidarın şiddeti durdurması için gereken eylem enstrümanları iki bilemediniz üç adettir. Güç, diyalog ve sonrasında referandum.
Mezhepsel farklılıklar da benzer bir konudur. DHKPC nin PKK dan farkı nedir?
Tarihin geçmiş sayfalarına bakarsak sadece ANADOLUnun geçmişinde onlarca devlet mezarı olduğunu görürüz.
Ajite toplumların yönlendirilmesinde kullanılan en etkin yöntemdir korkudan sonra. Oysa aklı selim düşünen her birey arşimetin dediği gibi gerekli sağlamlıkta bir kaldıraç ve kuvvete sahip olursa dünyayı yerinden oynatabilir. Demek ki, olmaz! Pembe çizgimiz! Teklif dahi edilemez! Ünlemleri aslında bir temennidir. Uğruna mücadele amacıdır.
Kurulmuş cumhuriyetin çağın gerekleri şeklinde evrilmesi gerekir. Yaşadıklarımız bunlarıdır.
Bu gün gezide direndiğini söyleyenlerin gerçekte DHKPC VE PKK eylemine zemin hazırladıkları konusunda şahsımda şüphe yoktur.
T.C sıfatını korumak için sosyal medyada kıyameti koparanların iki gün içinde ÇAPULCU sıfatını isteyerek alması kitlelerin bilinç altına gönderilen gizli mesajlardır.
Ana senaryo muazzam şekilde ilerlerken su ve şekerin karışımı işte bu GEZİ OPERASYONU ile sağlanmıştır.
Tank motoru gücünü palet çarklarına verirken çarklar paleti döndürür. Tank bu şekilde istenilen istikamete gider. Bütüne baktığınızda TÜRKİYE bir tank ise motor iktidar çarklar REYHANLI, GEZİ vsr. PALETde halktır. Her parça işin kendi kontrolünde olduğunu düşünerek mutlu ve mesuttur. Unutmayalım "En iyi köleler kendisini özgür zannedenlerden çıkar"
Sahi Tankın şoförü kim?
...
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Alıntı:
Atilda09 rumuzlu üyeden alıntı
AÇILIM:
kendini KÜRT hisseden
İfade edemiyorsun, demek istediğini ifade edemiyorsun.
Kendini ingiliz, fransız, rum hissetme ne demektir?
Bu bir his midir?
Eğer hisse zaten hiçbir değeri yoktur. İnsanın kendi beyanından başka hiçbir şey değildir demektir.
"Ben fenerbahçeliyim". Eee.. "Şimdi de Galatsaraylıyım" Eee?. A şimdi de kendimi ingiliz hissettim. Eee?
Kavim kavramı his değildir.
Peki ulus kavramı nedir.
Kavramları öğrenelim ondan sonra yazalım sevgili atilda.
Kavramları yerli yerine oturttuktan sonra zaten yazmayı gerektirecek hiçbir şey olmadığı gözükecek.
Ayrıca;
Akp ne kürt açılımı ne de pkk açılımı yapmamıştır. hiçbir şey yapmamıştır. Yaptığı hiçbir şey yoktur.
Zaten yapmasını gerektirecek de birşey yoktu.
Tekrardan yaıyorum;
Zaten yapmasını gerektirecek de birşey yoktu.
Sadece nerde ne konuşacaklarını bilemedikleri için sadece batırdılar.
Aynı diğer bütün konularda olduğu gibi, ne yapacağını bilemez bir halde, sadece ellerine yüzlerine bulaştırdılar.
Bunun bir yansıması da görüldü.
Taksim'de kısa süreli de olsan apo posteri açıldı. Bu direnişçilere karşı kullanılamaz mıydı? Elbette, mükemmel bir fırsattı.
Ama çoktan o hakkını kaybetti. Ve ağızlarını bile açamadılar.
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Alıntı:
rotorcliy rumuzlu üyeden alıntı
İfade edemiyorsun, demek istediğini ifade edemiyorsun.
Kendini ingiliz, fransız, rum hissetme ne demektir?
Bu bir his midir?
Eğer hisse zaten hiçbir değeri yoktur. İnsanın kendi beyanından başka hiçbir şey değildir demektir.
"Ben fenerbahçeliyim". Eee.. "Şimdi de Galatsaraylıyım" Eee?. A şimdi de kendimi ingiliz hissettim. Eee?
Kavim kavramı his değildir.
Peki ulus kavramı nedir.
Kavramları öğrenelim ondan sonra yazalım sevgili atilda.
Kavramları yerli yerine oturttuktan sonra zaten yazmayı gerektirecek hiçbir şey olmadığı gözükecek.
Ayrıca;
Akp ne kürt açılımı ne de pkk açılımı yapmamıştır. hiçbir şey yapmamıştır. Yaptığı hiçbir şey yoktur.
Zaten yapmasını gerektirecek de birşey yoktu.
Tekrardan yaıyorum;
Zaten yapmasını gerektirecek de birşey yoktu.
Sadece nerde ne konuşacaklarını bilemedikleri için sadece batırdılar.
Aynı diğer bütün konularda olduğu gibi, ne yapacağını bilemez bir halde, sadece ellerine yüzlerine bulaştırdılar.
Bunun bir yansıması da görüldü.
Taksim'de kısa süreli de olsan apo posteri açıldı. Bu direnişçilere karşı kullanılamaz mıydı? Elbette, mükemmel bir fırsattı.
Ama çoktan o hakkını kaybetti. Ve ağızlarını bile açamadılar.
Sevgili Rotorcily;
Hissetmek herşeydir...
Kendimi İfade etmeye gelince siz ne bilirseniz bilin. Ne anlatırsanız anlatın değeri karşındakinin anladığı kadardır.
Sizi tenzih eder ayrı tutarım. Kendini ifade etmek zor bir zanaatır. Oysa kitleleri yönlendirmek başka birşey.
Kitleleri yönlendirmek sosyal mühendislik gerektirir. Kendinizi ifade etmek yerine isteklerinizi uygulatmanızdır. Ben kendimi ifade ederken çoğunluk kitleleri yönlendirmek çabasında.
Hissetmeye dönersek bir gay kendini kadın hisseder. Çünki tüm vücudu erkek yapısında olmasına rağmen beyinde algı kadın olduğu yönündedir. Onu erkek gibi davranmaya zorlaman sonucu değiştirmez. Kişinin özgür iradesinin seçimi değildir gay olması. Hava sıcaklıklarında da bu böyledir. Derecenin gösterdiği ile hissettiklerimiz farklıdır.
Protagoras “Her şeyin ölçüsü insandır. Her şey bana nasıl görünürse benim için öyledir. Üşüyen için rüzgar soğuk, üşümeyen için soğuk değildir. Her şey için birbirine tümüyle karşıt iki söz söylenebilir” demiş.
Şimdi bir filmi izlerken film olduğunu bile bile ağlar veya güleriz. Sıradan kontroller ile bilinçsiz kitlelerin yönlendirilmesi bilimsel veriler ile ispatlanır.
KOYUNDAN FARKIMIZ YOKMUŞ
Bir insan topluluğuyla koyun sürüsü arasındaki fark nedir? Üstünüze alınmayın ama "çok da fark yok" diyor uzmanlar. Her ikisinde de, bir iki birey grubu yönlendiriyor. "İnsanlar toplu halde iken, davranış açısından, koyun sürüsünden yahut göçmen kuşlardan pek de farkları yok." Bu iddianın sahibi Leeds Üniversitesi araştırmacıları.
Bir insan topluluğuyla koyun sürüsü arasındaki fark nedir? Üstünüze alınmayın ama "çok da fark yok" diyor uzmanlar. Her ikisinde de, bir iki birey grubu yönlendiriyor. "İnsanlar toplu halde iken, davranış açısından, koyun sürüsünden yahut göçmen kuşlardan pek de farkları yok." Bu iddianın sahibi Leeds Üniversitesi araştırmacıları.
Yapılan testler, insan gruplarında yüzde 5’lik bir azınlığın, genelde manipüle edildiğinin farkında bile olmayan yüzde 95’lik çoğunluğu etkilediğini hatta yönlendirdiğini ortaya koyuyor.
Bilim insanlarının bu sonuca varmasına sebep olan testlerden biri mesela şöyle: Büyük bir salonda çok sayıda deneğe "kuralsız bir şekilde yürümeleri" söyleniyor. Bunların içinden bir kaçına ise (diğerlerinin bilgisi dışında) ne şekilde ve hangi hat üzerinde yürüyecekleri önceden bildiriliyor. Ve bir süre sonra, salondaki hemen bütün bireylerin aralarında konuşmalarının yasak olmasına rağmen, bu "bilinçli" hareket edenlerin peşine takıldığı gözleniyor. Ve tabii yönlendirildiklerinin farkında bile olmadan.
Grup davranışıyla ilgili benzer deneyler, farklı büyüklükteki farklı gruplar üzerinde ve farklı oranlarda "bilinçli denek" ile yürütülmüş. Ve neticede grup ne kadar kalabalıksa, yönlendirmek için gereken birey oranının o kadar düştüğü ortaya çıkmış. 200 kişiyi aşan grupları yönlendirmek için yüzde 5 oranında "bilinçli birey" yeterli imiş.
Sonuçları Animal Behaviour adlı bilimsel dergide yayımlanan bu araştırmanın - insan toplulukları ve demokrasi konusunda moralimizi bozmak dışında - pratik bir kullanım alanı var elbette. Bilim insanları, doğal veya insandan kaynaklanan afetlerde ve terör saldırılarında, stadyum, fuar alanları, okullar, alışveriş merkezleri, sinema salonları gibi alanların güvenle ve süratle boşaltılması konusunda bu çalışmalardan elde edilen bulguları kullanmayı umuyorlar."
Kendi yaşam tarzıma müdahele diyorsunuz ya işte sizin de direndiğiniz nokta burası. Düşüncelerinizin dışındaki her farklı düşünce sizi irrite ediyor.
AKP ye gelince; ben araç ile uğraşmıyorum. Hedefe giden amaç vardır. Amacınızı anlatırsanız ve eğer kitlelerin hoşuna gidiyorsa daha çok insan size inanacaktır. Bahs ettiğiniz her iktidarın yozlaşmasından kaynaklanan sorunlar. Güç yozlaştırır. Mutlak güç ise mutlaka yozlaştırır. Kaçınılmaz olan ile uğraşmanız tartışmanın ana fikrinin hep çöp olmasına sebep oluyor.
Hitlere benzetiyordunuz ya ERDOĞAN'ı ben size bu benzeşmedeki ortak noktayı söyleyeyim. Er Sennheiser (Şınayzır okunuyor)
Hitler kitleleri yönlendirecek hitabetlerini bu en saf askere anlatır o anlayınca kitlelere yayarmış.
ERDOĞAN'da aynı taktiği kullanıyor. Basit ve net.
Siz ne kadar haklı olursanız olun dediğiniz gibi zararını bile bile alkol kullanıyor ve buna karışmalarını istemiyorum diyorsanız halkda aynı düşüncede. "Daha iyisi yok o zaman bu" dediği müddetçe halkın tercihlerine saygı duyacağız.
;)
Necati ŞAŞMAZ'ı geçtim sanırım ama artık algılamak ve anlamak sizin yetiniz ve tasarrufunuzda.
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Alıntı:
Atilda09 rumuzlu üyeden alıntı
"Daha iyisi yok o zaman bu" dediği müddetçe halkın tercihlerine saygı duyacağız.
İşte bu nedenle yapılıyor yürüyüşler. Halkın tercihlerine saygı duymayan bir hükümet olamaz! Şu anda benim düşünceme ters bir çok yazı görmeme rağmen onaylıyorum. Eğer sayın Başbakan bu siteyi yönetseydi, aykırı görüşte olanların yazıları silinir, üyelikten atılırlardı. Hala şu anda halka yapılanlar doğrudur, hukukidir diyen varsa isterseniz biz de aynı hukuka aykırı hukuk(?) kurallarını uygulayalım...
Ayrıca PKK ile anlaşma yapan AKP hükümetidir. Basın organlarının her karesinde mevcuttur. Şimdi dezenformasyon yapmanın anlamı nedir?
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Alıntı:
admin rumuzlu üyeden alıntı
İşte bu nedenle yapılıyor yürüyüşler. Halkın tercihlerine saygı duymayan bir hükümet olamaz! Şu anda benim düşünceme ters bir çok yazı görmeme rağmen onaylıyorum. Eğer sayın Başbakan bu siteyi yönetseydi, aykırı görüşte olanların yazıları silinir, üyelikten atılırlardı. Hala şu anda halka yapılanlar doğrudur, hukukidir diyen varsa isterseniz biz de aynı hukuka aykırı hukuk(?) kurallarını uygulayalım...
Ayrıca PKK ile anlaşma yapan AKP hükümetidir. Basın organlarının her karesinde mevcuttur. Şimdi dezenformasyon yapmanın anlamı nedir?
Sevgili admin..Ben 5000 kişiyi örgütleyip ,Gezi Parkı'nı işgal etsem ve desek ki" Buraya Toplu Kışlası yapılacak,tek isteğimiz budur".Sonra polis gelse hepimizi duman etse.Oldu ya bize destek olanlar yürüyüşler yapsa,aramıza marjinal gruplar katılsa .Yaksa yıksa.Biz senin gözünde ne olurduk merak ediyorum.
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Alıntı:
admin rumuzlu üyeden alıntı
İşte bu nedenle yapılıyor yürüyüşler. Halkın tercihlerine saygı duymayan bir hükümet olamaz! Şu anda benim düşünceme ters bir çok yazı görmeme rağmen onaylıyorum. Eğer sayın Başbakan bu siteyi yönetseydi, aykırı görüşte olanların yazıları silinir, üyelikten atılırlardı. Hala şu anda halka yapılanlar doğrudur, hukukidir diyen varsa isterseniz biz de aynı hukuka aykırı hukuk(?) kurallarını uygulayalım...
Ayrıca PKK ile anlaşma yapan AKP hükümetidir. Basın organlarının her karesinde mevcuttur. Şimdi dezenformasyon yapmanın anlamı nedir?
Sayın Admin;
Ya siz hukuk bilmiyorsunuz ya da kökten partizansınız.
Karşıt görüşü onaylıyorum derken yazıma ihtiyacınız var. Bakın sayın Oğuz'a gönderdiğim serzenişlere bu konuya yazdığım en az iki yorum yayımlanmadı.
Belki dedim sistem kaynaklıdır. Ancak artık şüpe duymaya başladım.
İş çıktı çığırından farkında değilsiniz. Hala meleklerin cinsiyeti ile kanatlarının olup olmadığını tartışıyorsunuz.
Ülkeme geçmiş ola. Artık sözün bittiği yerdeyiz. Yakıp yıkmanız, Emrivakileriniz, mağdur edebiyatınız en sağ duyulu beni bile çileden çıkarıyor.
Seçim ile olmayacak belli. Kan istiyorsunuz. Can istiyorsunuz. Birileri ezilmiş zanneder yardım gönderir. Osmanlı'nın düşmanı çoktur diyorsunuz.
RESTİNİZİ GÖRÜYORUM.
Saygılarımla.
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Alıntı:
istanbul since 1453 rumuzlu üyeden alıntı
Sevgili admin..Ben 5000 kişiyi örgütleyip ,Gezi Parkı'nı işgal etsem ve desek ki" Buraya Toplu Kışlası yapılacak,tek isteğimiz budur".Sonra polis gelse hepimizi duman etse.Oldu ya bize destek olanlar yürüyüşler yapsa,aramıza marjinal gruplar katılsa .Yaksa yıksa.Biz senin gözünde ne olurduk merak ediyorum.
Sizin yazılarınızdan alıntı yaparak yanıt yazacağım ve kullandığınız kelimeleri büyük yazacağım...
ÖRGÜTLEME yoktu gezi parkında. Hatta hatırlarsanız https://www.hukuki.net/showthread.php...-Polis-devleti linkideki yazınızda siz onlara 3-5 çapulcu diyerek başbakandan hızlı davranmıştınız. Parkta yatan 3-5 kişiye sonradan insanlar katıldı. Yani 3-5 kişinin işgalini konuşuyorsak komik oluruz. Sonra POLİS gelse sizi dağıtsa dediniz. Polis sizi niye dağıtsın ki. Dediğiniz gibi mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı vardı. Hem de daha Polis müdahalesi başlamadan yazdığım yazıya bakarsanız kanunsuz emri uygulamamaları gerektiği, gücü abartmamaları gerektiği, bu çerçevede güvenliği sağlamalarını dilediğimi yazmıştım. Ama maalesef YİNE uyulmadı. Aranıza marjinal guruplar (bunu açmak gerek ama ben şimdilik PKK diyorum) karışırsa onları dışlayacaksınız. Ama nasıl? Polisten yakayı kurtarmaya çalışan insan bir de bu guruplarla mı uğraşsın. Korkarlar çünkü polis onları korumaz marjinallerden. Korkarlar çünkü organize değiller, ÖRGÜT değiller. Sade vatandaş demokratik olarak sesini duyurmaya çalışmıştır. Marjinaller yakmadan yıkmadan önce gazı, copu yediler. Maalesef emniyetimiz hiç gereği yokken aşırı kuvvet uygulamasa belki hiçbir vukuat da olmayacak. Hukukta buna ağır tahrik diyoruz.
Özetlemek gerekirse; Siz insanları örgütleyip, burası topçu kışlası olsun diye yürüyüş yapsanız buna asla laf söyleyemem. Demokratik tercihinize tecavüz olur. Ama siz 1923 te büyük bedellerle kurulmuş modern TÜRKİYE CUMHURİYETİ rejimini yıkmak veya yönetim şeklini şeriat vs olarak değiştirmek veyahut ülkeyi bölmek isteyen PKK terör örgütü için bu yürüyüşü yapsaydınız size bakış açım hoş olmazdı. Çünkü artık atalarımızın kanıyla imzalanmış misak-ı milli sözleşmesine tecavüze müsaade edemezdim. Biliyorsunuz Kurtuluş savaşı başlamadan önce yapılan kongrelerde (Amasya Sivas Erzurum) özetle 2 şeye karar verildi. 1- HALK bu ülkeyi düşmana terk etmeyecek. 2- Sınırlar çizilecek buradan bir karış toprak verilmeyecek... Bu vatanı oluşturan KURUCU İRADENİN sahibi hepimizin dedeleri, nineleridir. İçlerinde Türk, Kürt, Laz, Çerkez ve sair millet vardır... Zatan bu olayların nedenine inilirse, çapulcu olarak nitelendirilen insanların tüm savaşı da bu milli irade içindir. Konunun parti ile alakası olmadığı, insanların bazı özgürlüklerine dokunulmasından duydukları rahatsızlıktır. Emin olun ki insanlarımıza bu yasak ve engellemelerin kaldırıldığını söyleseler, Taksime 8 tane topçu kışlası yapılmasına ses çıkarmazlar.
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Alıntı:
Atilda09 rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Admin;
Ya siz hukuk bilmiyorsunuz ya da kökten partizansınız.
Karşıt görüşü onaylıyorum derken yazıma ihtiyacınız var. Bakın sayın Oğuz'a gönderdiğim serzenişlere bu konuya yazdığım en az iki yorum yayımlanmadı.
Belki dedim sistem kaynaklıdır. Ancak artık şüpe duymaya başladım.
İş çıktı çığırından farkında değilsiniz. Hala meleklerin cinsiyeti ile kanatlarının olup olmadığını tartışıyorsunuz.
Ülkeme geçmiş ola. Artık sözün bittiği yerdeyiz. Yakıp yıkmanız, Emrivakileriniz, mağdur edebiyatınız en sağ duyulu beni bile çileden çıkarıyor.
Seçim ile olmayacak belli. Kan istiyorsunuz. Can istiyorsunuz. Birileri ezilmiş zanneder yardım gönderir. Osmanlı'nın düşmanı çoktur diyorsunuz.
RESTİNİZİ GÖRÜYORUM.
Saygılarımla.
İlkel ülkelere baktığınızda Silahlara ne kadar düşkün, kavgaya ne kadar meyilli olduklarını görürüz. Bugünkü hükümetin bir parçası olsaydım ben de sizin gibi "RESTİNİZİ GÖRÜYORUM" derdim. İşte milletimizin bütün galeyanının nedeni bu ucuz kabadayılık ve kendini üstün görme hastalığıdır. Aynısını da sizde gördüm. Kimsenin can, kan istediği yoktur. Şahsen benim de birşey yakıp yıktığım söz konusu değildir. Demek ki siz olsanız yakıp yıkacaktınız. Osmanlı konusunu ise buraya ne amaçla sıkıştırdığınızı bilemiyoruz. Ama sonuç şu, Osmanlı bitti, TC kuruldu.
Yazınıza ihtiyacım olduğunu söylüyorsunuz. Başbakan olsaydım herhalde şöyle söylerdim ve çok hoşunuza da giderdi (Allahtan başbakan değilim);
- Ananı da al git,
- Çapulcu
- Sen bana yazma git, senin yazılarına ihtiyacım yok...
Neyse ki demiyorum bunları. Terbiyem, kültürüm, eğitimim müsait değil!
Not: Hukukçu olmadığım gibi partizan da değilim. Ama psikologum. Anlayacağınız deli doktoru. Yani doğru kişiyle konuşuyorsunuz. Sizden para almayacağım.
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Yeni bir gençlik var gözlemlediğim kadarı ile:
Bu gençlik, değerler ile değer yargılarını ayrıştırmış, içini onun bunun doldurduğu kavramlara paçavra muamelesi yapan bir gençlik.
Ne muhafazakarlık ne de karşıtlığına dair üretilmiş kavramları iplemeyen, kendine özgü terminolojisi olan yeni bir gençlik, bu gençlik.
İdeoloji cikletini sıcak asfaltta eğlence niyetine kullanan bu gençlik, terminolojiye zil takmış göbek attırıyor...
Topyekün siyaset terminolojinin de ruhuna fatiha okuyup, siyasilere helva dağıtan bu gençlik, kendini tanımayanları ise hiç tanımıyor.
Toplum mühendisleri şaşırdılar. Nemalanmaya çalışanlar elbette olacak; fakat bu gençlik, kimseye varlığını ve duruşunu yedirtmeyecek görünüyor...
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Alıntı:
İsmail Arslan rumuzlu üyeden alıntı
Yeni bir gençlik var gözlemlediğim kadarı ile:
Bu gençlik, değerler ile değer yargılarını ayrıştırmış, içini onun bunun doldurduğu kavramlara paçavra muamelesi yapan bir gençlik.
Ne muhafazakarlık ne de karşıtlığına dair üretilmiş kavramları iplemeyen, kendine özgü terminolojisi olan yeni bir gençlik, bu gençlik.
İdeoloji cikletini sıcak asfaltta eğlence niyetine kullanan bu gençlik, terminolojiye zil takmış göbek attırıyor...
Topyekün siyaset terminolojinin de ruhuna fatiha okuyup, siyasilere helva dağıtan bu gençlik, kendini tanımayanları ise hiç tanımıyor.
Toplum mühendisleri şaşırdılar. Nemalanmaya çalışanlar elbette olacak; fakat bu gençlik, kimseye varlığını ve duruşunu yedirtmeyecek görünüyor...
Bu fikre destek veriyorum.
Ancak dirayet gerekmektedir. Erdoğan'dan daha inançlı, perinçekten daha ulusalcı Bahçeli'den daha milliyetçi olduklarında bende yanlarında olacağım. Polisi hedef alan, hukukun dışına çıkan her eylemlerinde karşılarında...
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Alıntı:
admin rumuzlu üyeden alıntı
İlkel ülkelere baktığınızda Silahlara ne kadar düşkün, kavgaya ne kadar meyilli olduklarını görürüz. Bugünkü hükümetin bir parçası olsaydım ben de sizin gibi "RESTİNİZİ GÖRÜYORUM" derdim. İşte milletimizin bütün galeyanının nedeni bu ucuz kabadayılık ve kendini üstün görme hastalığıdır. Aynısını da sizde gördüm. Kimsenin can, kan istediği yoktur. Şahsen benim de birşey yakıp yıktığım söz konusu değildir. Demek ki siz olsanız yakıp yıkacaktınız. Osmanlı konusunu ise buraya ne amaçla sıkıştırdığınızı bilemiyoruz. Ama sonuç şu, Osmanlı bitti, TC kuruldu.
Yazınıza ihtiyacım olduğunu söylüyorsunuz. Başbakan olsaydım herhalde şöyle söylerdim ve çok hoşunuza da giderdi (Allahtan başbakan değilim);
- Ananı da al git,
- Çapulcu
- Sen bana yazma git, senin yazılarına ihtiyacım yok...
Neyse ki demiyorum bunları. Terbiyem, kültürüm, eğitimim müsait değil!
Not: Hukukçu olmadığım gibi partizan da değilim. Ama psikologum. Anlayacağınız deli doktoru. Yani doğru kişiyle konuşuyorsunuz. Sizden para almayacağım.
Neyse en azından hukuk bilmediğiniz savım ispatlandı. Ne desem boş. Mesleğinin Doktorluk olmadığını, Deli doktoru tanımlaması ile PSİKİYATIRLARI aşağıladığınızı görüyorum.
Sayın Arslan'dan "OLMADIĞINI OLDUĞUNU SANANLARIN TEDAVİYE İHTİYACI VARDIR"
Geçmiş Olsun. Bu saatten sonra deliyle deli olmak bana düşmez. ;)
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
ABD de büyük okyonus kıyılarında şirin bir yerde üst düzey den birileri kumsalda oyun oynayıp çocuklarıyla ciddi ciddi kumdan kaleler yapıyorlar, öylesine ciddi ve sanat yapar gibi uğraşıyorlar ki , yaptıkları kum kalesi tüm görkemiyle ortaya çıktığında gururla durup seyrediyorlar.
Ve gün akşam oluyor,
Eve dönme vakti geldiğinde ailenin bütün bireyleri akşama kadar uğraşılıp yapılan o görkemli kaleyi tekmeleriyle yıkıp evlerine dönmeye hazırlanırken,
TC de Taksim in gezi parkında büyükce bir kalabalık Tayyip istifa Tayyip istifa diye bağırıyorlar...
Hayırmı şermi bekleyip göreceğiz işallah!...
ayazoglum
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Tekrar Merhaba;
Düşünce özgürlüğü, fikirleri ve inançları yayma, toplanma özgürlüğü kavramlarını YÜREKTEN DESTEKLİYORUM.
HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE İNAN DEMOKRATİK BİR ÜLKEDE HUKUK KURALLARI VARDIR.
MÜLKİ AMİRE BAŞVURUR İZİN ALIRSINIZ. İZİN VERMEDİYSE İDARE MAHKEMESİNE GÖTÜRÜRSÜNÜZ. ORADAN SONUÇ ÇIKMAMIŞ İSE ANAYASA MAHKEMESİNE, YİNE SONUÇ ALAMAMIŞ İSENİZ AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİNE ARTIK SONUÇ YOK İSE YUMUŞAK YERİNİZİN ÜZERİNE OTURURSUNUZ.
SÜREÇ UZUN MU, BU KURALLARI HEP BİRLİKTE KOYDUK.
GÜÇ YOZLAŞTIRIR. MUTLAK GÜÇ MUTLAKA YOZLAŞTIRIR. BU YÜZDEN KUVVETLER AYRILIĞI İLKESİ VAR.
MAHKEME KARARINI BEKLEYELİM. OLUMLU ÇIKMASI HALİNDE PLEBİSİT'E GİDELİM DİYEN BİR İKTİDARDAN BAŞKA NASIL BİR BEKLENTİ OLUR?
Kaldı ki, bence o toplananların hiçbir hukuk kuralımıza uymamıştır. Madem bu kadar tepki gösteren var bu tepkiyi sandığa kadar korumak için yasal çalışmalar yapınız. Çoğunluk kuralları kural dışı değiştiremez.
Kazlıçeşmedeki yüzbinler Taksim'e yürüyüp KISSAS yaparsa HUKUKİ Mİ OLUR?
Sayın admin olursa ŞERİAT kurallarına göre KISSAS yapılmış olur ki, TC NİN KURALLARI, MEDENİ HUKUKTUR, CEZA HUKUKUDUR, İDARE HUKUKUDUR, BORÇLAR HUKUKUDUR. VSR. VSR.
Ben TÜRKÜM. Orta Asya'dan Anadolu'ya her beylik ve soy geçmişimdir. Onur duyarım. Mustafa Kemal'e de saygı duyarım.
Bu gün Mustafa Kemal öncesini yok sayanların Ali'nin dışındaki halifeleri yok sayan zihniyetin devamı olmadığını inkar edenler TAKKİYE içersindedir.
Hazmedemediğim burası. Politika içersinde masum düşünceler vaadi ile bir araya getirilen masum halkın enerjisini bir kale kapısını yıkmak için kullanılan kütükler gibi iktidar devirme kütüğü yapan zihniyete KARŞIYIM.
SAYGILARIMLA..
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Sonuç kısmından başlayayım. İktidar devirmeye hiç niyetim yok. Çünkü iktidarlar böyle yıkılırsa, bir başka iktidar zamanında da aynı tehlike vardır demektir. Darbeye karşıyım, ama halkı hiçe sayan iktidara da karşıyım. Bir iktidar "daha iyiyi nasıl yaparım" diyeceğine, halkın manevi değerlerine gözyumarsa onu TC'ne yakıştırmam. Padişahlık değil, Cumhuriyet rejimi içinde her parti, her görüş değerlidir. İnsanları korkutan şeyler ise şeriat hukuku, Atatürk kindarlığı, Türkiye-Kürdistan bölünme tehlikesidir. Burada anlaşabiliyorsak en ufak sorun yoktur. Ama belirttiğim gibi başbakanımızdan ricam, insanları kul diye değil, oyveren olarak görmesidir. Bu şekilde oyunu da yükseltir. Polisten ricam ise hukuk kuralları içerisinde kalarak, karşısındaki insanlar bariz suç işlemediği sürece (suç işleme ihtimali değil) maksadı aşan müdahalelerden kaçınmalarıdır. İlk yazımda çay içtiğimi belirttiğim polis arkadaşların saçları sakallarına karışmış geziyorlar. İnanın onlar da çaresizler. Kimseye yaranamadıklarını, küçücük çocukların bile onlara laf attığından şikayetçiler. Polis adaletin ilk halkasıdır. Halkla karşı karşıya bırakılmamalı, bıraktıktan sonra da günah keçisi haline getirilmemelidir. Gelelim Yargı'ya... Yargı bağımsızlığı hakkında ciddi sıkıntılar yaşayan bir toplum olduk. Bunu bu sitenin her yerinde ve her konuda dile getiriyor halk. Yargıya Polise 4-4 lük güvenen bir toplumun sırtı yere gelmez ama maalesef şimdiye kadar gelmiş geçmiş tüm iktidarlar Yargı ile oynadılar. Polise her türlü lüzumsuz işi yaptırdılar. Şimdi diyoruz ki Mahkeme kararını bekleyelim. İnsanlar güvenirlerse beklerler. Güvenmezlerse maalesef kendi haklarını kendi aramaya kalkarlar ki işte böyle kaos olur.
Not: Hukuk bilmesem de bana cevap verdiğiniz için teşekkür ederim. Ha bu arada Anayasa diye bir şey buldum. İlgimi çeken maddeleri aşağıya yapıştırdım. Siz profesyoneller yorumlar umarım...
Bilgilendirme:
VI. Din ve vicdan hürriyeti
MADDE 24- Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.
14 üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dinî âyin ve törenler serbesttir.
Kimse, ibadete, dinî âyin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.
Din ve ahlâk eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanunî temsilcisinin talebine bağlıdır.
Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.
VII. Düşünce ve kanaat hürriyeti
MADDE 25- Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir.
Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.
VIII. Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti
MADDE 26- Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.
(Değişik: 3/10/2001-4709/9 md.) Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.(Mülga: 3/10/2001-4709/9 md.)
Haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici hükümler, bunların yayımını engellememek kaydıyla, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırlanması sayılmaz.
(Ek fıkra: 3/10/2001-4709/9 md.) Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir.
Ayrıca konu başlığındaki ÇAKALLAR kelimesi Anayasaya ve site politikasına aykırı olduğundan kaldırılmıştır...
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Alıntı:
admin rumuzlu üyeden alıntı
Sizin yazılarınızdan alıntı yaparak yanıt yazacağım ve kullandığınız kelimeleri büyük yazacağım...
ÖRGÜTLEME yoktu gezi parkında. Hatta hatırlarsanız
https://www.hukuki.net/showthread.php...-Polis-devleti linkideki yazınızda siz onlara 3-5 çapulcu diyerek başbakandan hızlı davranmıştınız. Parkta yatan 3-5 kişiye sonradan insanlar katıldı. Yani 3-5 kişinin işgalini konuşuyorsak komik oluruz. Sonra POLİS gelse sizi dağıtsa dediniz. Polis sizi niye dağıtsın ki. Dediğiniz gibi mahkemenin yürütmeyi durdurma kararı vardı. Hem de daha Polis müdahalesi başlamadan yazdığım yazıya bakarsanız kanunsuz emri uygulamamaları gerektiği, gücü abartmamaları gerektiği, bu çerçevede güvenliği sağlamalarını dilediğimi yazmıştım. Ama maalesef YİNE uyulmadı. Aranıza marjinal guruplar (bunu açmak gerek ama ben şimdilik PKK diyorum) karışırsa onları dışlayacaksınız. Ama nasıl? Polisten yakayı kurtarmaya çalışan insan bir de bu guruplarla mı uğraşsın. Korkarlar çünkü polis onları korumaz marjinallerden. Korkarlar çünkü organize değiller, ÖRGÜT değiller. Sade vatandaş demokratik olarak sesini duyurmaya çalışmıştır. Marjinaller yakmadan yıkmadan önce gazı, copu yediler. Maalesef emniyetimiz hiç gereği yokken aşırı kuvvet uygulamasa belki hiçbir vukuat da olmayacak. Hukukta buna ağır tahrik diyoruz.
Özetlemek gerekirse; Siz insanları örgütleyip, burası topçu kışlası olsun diye yürüyüş yapsanız buna asla laf söyleyemem. Demokratik tercihinize tecavüz olur. Ama siz 1923 te büyük bedellerle kurulmuş modern TÜRKİYE CUMHURİYETİ rejimini yıkmak veya yönetim şeklini şeriat vs olarak değiştirmek veyahut ülkeyi bölmek isteyen PKK terör örgütü için bu yürüyüşü yapsaydınız size bakış açım hoş olmazdı. Çünkü artık atalarımızın kanıyla imzalanmış misak-ı milli sözleşmesine tecavüze müsaade edemezdim. Biliyorsunuz Kurtuluş savaşı başlamadan önce yapılan kongrelerde (Amasya Sivas Erzurum) özetle 2 şeye karar verildi. 1- HALK bu ülkeyi düşmana terk etmeyecek. 2- Sınırlar çizilecek buradan bir karış toprak verilmeyecek... Bu vatanı oluşturan KURUCU İRADENİN sahibi hepimizin dedeleri, nineleridir. İçlerinde Türk, Kürt, Laz, Çerkez ve sair millet vardır... Zatan bu olayların nedenine inilirse, çapulcu olarak nitelendirilen insanların tüm savaşı da bu milli irade içindir. Konunun parti ile alakası olmadığı, insanların bazı özgürlüklerine dokunulmasından duydukları rahatsızlıktır. Emin olun ki insanlarımıza bu yasak ve engellemelerin kaldırıldığını söyleseler, Taksime 8 tane topçu kışlası yapılmasına ses çıkarmazlar.
Peki sayın admin, Madem gezi parkı direnişçileri özgürlük için oradalardı; 11 ay önce oyçokluğu değil de oybirliği ile onaylanmış olan projeyi, IMF borcu sıfırlandıktan ve faiz oranları rekor seviyede düştükten sonra protesto etmeleri bir tesadüf müdür? Sonuçta oraya gelen grup gezi parkına dokunulmasın diye ilk başta toplanmışlardı.Neden 11 ay önce toplanmadılar da söylediğim gelişmelerden sonra toplandılar.Mantıklı bir açıklamanız var mı? teşekkür ederim.
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Alıntı:
admin rumuzlu üyeden alıntı
Ayrıca konu başlığındaki ÇAKALLAR kelimesi Anayasaya ve site politikasına aykırı olduğundan kaldırılmıştır...
Gönlü razı olmuyor insanın tabi :DD
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Alıntı:
istanbul since 1453 rumuzlu üyeden alıntı
Peki sayın admin, Madem gezi parkı direnişçileri özgürlük için oradalardı; 11 ay önce oyçokluğu değil de oybirliği ile onaylanmış olan projeyi, IMF borcu sıfırlandıktan ve faiz oranları rekor seviyede düştükten sonra protesto etmeleri bir tesadüf müdür? Sonuçta oraya gelen grup gezi parkına dokunulmasın diye ilk başta toplanmışlardı.Neden 11 ay önce toplanmadılar da söylediğim gelişmelerden sonra toplandılar.Mantıklı bir açıklamanız var mı? teşekkür ederim.
Önce mantıklı birşey yazmak gerekiyor ki, matıklı bir açıklama istenebilsin.
IMF'ye borç ödeme mevzusu milyon kere açıklandı tekrardan açıklayalım.
IMF'ye ödenen para, vadesi geldiği için ödenen paradır.
"Aaa ekonomimiz iyiye gidiyor, hadi IMF'ye de borcu ödeyelim" diye birşey söylenmiş yada bu şekilde davranılmış değildir.
Zamanında alınmış bir borcun vadesi geldiği için, ödeme vakti geldiği için ödenmiş bir borçtur.
Fazladan ödenmiş bir para değildir.
Yine anlaşılmayacak diye, tekrardan üzerine basa basa yazalım.
IMF'ye ödenen para "hadi şu borcu da kapatalım" parası değildir. Vadesi geldiği için mecburen ödemek zorunda olduğun paradır. Mecburen ödenmiştir.
Bak bir daha yazacağım.
IMF'ye ödenen para, "amanında ekonomimiz iyiye gidiyor, dur şu borcu da kapatalım" diye ödenmiş bir para değildir. Vadesi geldiği için mecburen bir yerlerden para bulup ödemen gereken paradır.
Peki nerden bulunmuştur?
Avrupa bankalarından. Bir borç başka bir borç ile kapatılmıştır.
Türkiye'nin korkunç borç rakalamlarını da şurada belgeleri ile izah ettik:
https://www.hukuki.net/showthread.php...i-gecmis-olsun
Yine anlaşılmamıştır diye tekrardan yazıyorum.
Türkiye, IMF'ye ödemekle mükellef olduğu parayı vakti geldiği için ödemiştir. Fazladan ödenmiş birşey yoktur.
Dış borç rakamları ise 350 milyar dolar civarıdadır ve AKP, Dünya bankasından devamlı olarak borç almaya devam etmektedir.
Yani Türkiye'nin dış borcu ödenmemiştir.
Alınmış milyarlarca dolar borcun ufak bir kısmının vadesi geldiği için ödeme o kısmının ödemesi yapılmıştır. O ödeme de zaten başka bir borçla yapılmıştır.
Off yeter be.
YETER!
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Merhaba;
Konuşmak lazım.
Protagoras “Her şeyin ölçüsü insandır. Her şey bana nasıl görünürse benim için öyledir. Üşüyen için rüzgar soğuk, üşümeyen için soğuk değildir. Her şey için birbirine tümüyle karşıt iki söz söylenebilir” demiş.
Protagoras'ın Sav'ını kullanmaktan neredeyse dirilteceğim.
Yine Anistein "Problemler yaratıldıkları zeka seviyesinde çözülemezler" derken toplum kurallarını oluşturmanın güçlüğünü vurgulamaya çalışmıştır.
Ben HUKUK Profesyoneli değilim. Obsessif kişiliğimin getirdiği her konuda bilgi edinme UKALALIĞInın bir sonucudur.
Anayasamızdan ne anlam çıkarmam gerektiğini anlamadım. Yazanlara saygı duyar ve uymak için çaba sarf ederim. Değişmesi gerekiyorsa da her bir kelimesinin yeniden yapılabileceğine inanırım. (Bakınız İrak'a, Libya'ya vsr) yalnız yeni bir ANAYASA daima kanla yazılır. Korktuğum bu. Çek ve Slovaklar gibi bir çözüm olsa ne kazanır ne kaybederiz?
Öngörmemiz gereken bu.
Saygılarımla...
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Alıntı:
rotorcliy rumuzlu üyeden alıntı
Önce mantıklı birşey yazmak gerekiyor ki, matıklı bir açıklama istenebilsin.
IMF'ye borç ödeme mevzusu milyon kere açıklandı tekrardan açıklayalım.
IMF'ye ödenen para, vadesi geldiği için ödenen paradır.
"Aaa ekonomimiz iyiye gidiyor, hadi IMF'ye de borcu ödeyelim" diye birşey söylenmiş yada bu şekilde davranılmış değildir.
Zamanında alınmış bir borcun vadesi geldiği için, ödeme vakti geldiği için ödenmiş bir borçtur.
Fazladan ödenmiş bir para değildir.
Yine anlaşılmayacak diye, tekrardan üzerine basa basa yazalım.
IMF'ye ödenen para "hadi şu borcu da kapatalım" parası değildir. Vadesi geldiği için mecburen ödemek zorunda olduğun paradır. Mecburen ödenmiştir.
Bak bir daha yazacağım.
IMF'ye ödenen para, "amanında ekonomimiz iyiye gidiyor, dur şu borcu da kapatalım" diye ödenmiş bir para değildir. Vadesi geldiği için mecburen bir yerlerden para bulup ödemen gereken paradır.
Peki nerden bulunmuştur?
Avrupa bankalarından. Bir borç başka bir borç ile kapatılmıştır.
Türkiye'nin korkunç borç rakalamlarını da şurada belgeleri ile izah ettik:
https://www.hukuki.net/showthread.php...i-gecmis-olsun
Yine anlaşılmamıştır diye tekrardan yazıyorum.
Türkiye, IMF'ye ödemekle mükellef olduğu parayı vakti geldiği için ödemiştir. Fazladan ödenmiş birşey yoktur.
Dış borç rakamları ise 350 milyar dolar civarıdadır ve AKP, Dünya bankasından devamlı olarak borç almaya devam etmektedir.
Yani Türkiye'nin dış borcu ödenmemiştir.
Alınmış milyarlarca dolar borcun ufak bir kısmının vadesi geldiği için ödeme o kısmının ödemesi yapılmıştır. O ödeme de zaten başka bir borçla yapılmıştır.
Off yeter be.
YETER!
Brezilya da borcu bitirdi operasyon başladı...
http://www.ensonhaber.com/ingilizler...013-06-18.html
http://www.hurriyet.com.tr/planet/23531274.asp
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Alıntı:
rotorcliy rumuzlu üyeden alıntı
Önce mantıklı birşey yazmak gerekiyor ki, matıklı bir açıklama istenebilsin.
IMF'ye borç ödeme mevzusu milyon kere açıklandı tekrardan açıklayalım.
IMF'ye ödenen para, vadesi geldiği için ödenen paradır.
"Aaa ekonomimiz iyiye gidiyor, hadi IMF'ye de borcu ödeyelim" diye birşey söylenmiş yada bu şekilde davranılmış değildir.
Zamanında alınmış bir borcun vadesi geldiği için, ödeme vakti geldiği için ödenmiş bir borçtur.
Fazladan ödenmiş bir para değildir.
Yine anlaşılmayacak diye, tekrardan üzerine basa basa yazalım.
IMF'ye ödenen para "hadi şu borcu da kapatalım" parası değildir. Vadesi geldiği için mecburen ödemek zorunda olduğun paradır. Mecburen ödenmiştir.
Bak bir daha yazacağım.
IMF'ye ödenen para, "amanında ekonomimiz iyiye gidiyor, dur şu borcu da kapatalım" diye ödenmiş bir para değildir. Vadesi geldiği için mecburen bir yerlerden para bulup ödemen gereken paradır.
Peki nerden bulunmuştur?
Avrupa bankalarından. Bir borç başka bir borç ile kapatılmıştır.
Türkiye'nin korkunç borç rakalamlarını da şurada belgeleri ile izah ettik:
https://www.hukuki.net/showthread.php...i-gecmis-olsun
Yine anlaşılmamıştır diye tekrardan yazıyorum.
Türkiye, IMF'ye ödemekle mükellef olduğu parayı vakti geldiği için ödemiştir. Fazladan ödenmiş birşey yoktur.
Dış borç rakamları ise 350 milyar dolar civarıdadır ve AKP, Dünya bankasından devamlı olarak borç almaya devam etmektedir.
Yani Türkiye'nin dış borcu ödenmemiştir.
Alınmış milyarlarca dolar borcun ufak bir kısmının vadesi geldiği için ödeme o kısmının ödemesi yapılmıştır. O ödeme de zaten başka bir borçla yapılmıştır.
Off yeter be.
YETER!
Birincisi uslüp tarzınıza dikkat ediniz.Etmezseniz de canınız sağolsun.Sizin cevaplamanızı istediğim bir soru değildi ama olsun.Fırladınız madem.Fakat soruma cevap yok ki sizin yazdıklarınızda.Konumuz IMF borcu nasıl ödenmiş değil ki.Bunu tartışmıyoruz.Sen şuna cevap ver.Eylemciler neden 11 ay bekledi.Neden IMF borcunun bitiminde ve faizlerin rekor seviyede düşmesinden sonra ortaya çıktılar.Konu IMF değil.Onu başka forumda tartışırız dost.
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Alıntı:
istanbul since 1453 rumuzlu üyeden alıntı
Birincisi uslüp tarzınıza dikkat ediniz.Etmezseniz de canınız sağolsun.
Asıl dikkat etmesi gereken sizsiniz!!! uslup tarz demektir Türkçemizi katletmenize izin vermeyeceğiz!!! :)
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Hocam ben öyle eğitimli bir adam değilim :).Geçimini korsan cd ile sağlayan çobanın tekiyim. :). Siz eğitimli insanların ne demek istediğimi anlayacağını umarak yazmışımdır :) .
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Alıntı:
istanbul since 1453 rumuzlu üyeden alıntı
Konumuz IMF borcu nasıl ödenmiş değil ki.
Diyorsun.
Sonra da;
Alıntı:
istanbul since 1453 rumuzlu üyeden alıntı
Neden IMF borcunun bitiminde ve faizlerin rekor seviyede düşmesinden sonra ortaya çıktılar.
Arkadaş sen anlayamıyor musun.
Yazılanı anlayamıyor musun.
Türkiye'nin hiçbir yere hiçbir şey ödediği yok.
Hiçbir borcun kapandığı yok. Yapılmış hiçbir şey yok.
Yukarıda yazdık anlayamıyor musun. Türkiye'nin toplam borcu 550 milyar dolara vurmuştur. Anlatamıyor muyuz sana!
Kapatılmış, ödenmiş hiçbir şey yoktur.
Fazi maiz diye hala daha atıp tutuyorsun.
Türkiye son 10 yılda rantiye cenneti olmuştur.
Yolsuzluklar, usülsüzlükler, baskılar.
Binbir çeşit...
Hangi birini sayayım.
Daha şimdi, bugün yeni birşey patladı:
Memleket brmiş durumda.
İnsanlar, patlayacak yer arıyordu.
Gezi parkı buna vesile oldu.
Polis çok sert müdahele etmeye kalkınca halk ayaklanması çıktı. Bu kadar.
Patlayanlardan biri de benim.
Ne faizle ne başka birleyle alakam da yok.
Ne anlatıyorsun sen.
Neyi nereye bağlamaya çalışıyorsun.
Boş boş laflar.
Hayır söylediğinin de bomboş, yalan yanlış şeyler olduğunu gösteriyoruz.
Hala daha aynı teraneye devam ediyorsun.
Başka mesaj geliyor Brazilya borç ödedi diye.
Nereye borç ödemiş Brezilya hani göster bakayım.
brezilyada insanlar neden ayaklandığını da bilmiyorsun.
At tut başka birşey değil.
Enflasyonla mücadele etmeye çalışan brezilyalılar neden isyan ediyor acaba:
Alıntı:
Brezilyalıların hoşnutsuzluğu geniş bir yelpazeye yayılan sorunlarda odaklanıyor: Dünya Kupası'na ve Olimpiyatlara ev sahipliği yapılacak olmasına itirazlar, eğitim ve sağlık alanlarında daha fazla yatırımda bulunulması taleplerinin yanı sıra işitiliyor.
Her zaman olduğu gibi siyasi yolsuzluklar tepki uyandıran nedenler arasında öne çıkıyor. Başkent Brasilia'daki politikacılar kendilerine yüksek maaşlar ödenmesini sağlayıp, yakınlarını da düzmece işlerin başına getirmekle suçlanıyor.
Kimileri açısından büyük spor organizasyonları için insanların evlerinden tahliye edilmesi, aslında daha geniş bir adaletsizliğin parçası.
http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler...brezilya.shtml
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Alıntı:
rotorcliy rumuzlu üyeden alıntı
Diyorsun.
Sonra da;
Arkadaş sen anlayamıyor musun.
Yazılanı anlayamıyor musun.
Türkiye'nin hiçbir yere hiçbir şey ödediği yok.
Hiçbir borcun kapandığı yok. Yapılmış hiçbir şey yok.
Yukarıda yazdık anlayamıyor musun. Türkiye'nin toplam borcu 550 milyar dolara vurmuştur. Anlatamıyor muyuz sana!
Kapatılmış, ödenmiş hiçbir şey yoktur.
Fazi maiz diye hala daha atıp tutuyorsun.
Türkiye son 10 yılda rantiye cenneti olmuştur.
Yolsuzluklar, usülsüzlükler, baskılar.
Binbir çeşit...
Hangi birini sayayım.
Daha şimdi, bugün yeni birşey patladı:
Memleket brmiş durumda.
İnsanlar, patlayacak yer arıyordu.
Gezi parkı buna vesile oldu.
Polis çok sert müdahele etmeye kalkınca halk ayaklanması çıktı. Bu kadar.
Patlayanlardan biri de benim.
Ne faizle ne başka birleyle alakam da yok.
Ne anlatıyorsun sen.
Neyi nereye bağlamaya çalışıyorsun.
Boş boş laflar.
Hayır söylediğinin de bomboş, yalan yanlış şeyler olduğunu gösteriyoruz.
Hala daha aynı teraneye devam ediyorsun.
Başka mesaj geliyor Brazilya borç ödedi diye.
Nereye borç ödemiş Brezilya hani göster bakayım.
brezilyada insanlar neden ayaklandığını da bilmiyorsun.
At tut başka birşey değil.
Enflasyonla mücadele etmeye çalışan brezilyalılar neden isyan ediyor acaba:
Sayın rotorcycle ,hala kendin çalıp kendin oynuyorsun.Tamam Imf i boşver.Şu soruyu cevapla.Çünkü sen anlamamakta ısrar ediyorsun.Bundan tam 11 ay önce ,Oyçokluğu değil ,oybirliği ile gezi parkı projesi onaylandığında göstericiler hiçbirşey yapmadılar.Neden 11 ay sonra ortaya çıktılar.Bu zamana kadar neredelerdi.umarım şimdi soru açıklayıcı olmuştur.
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Alıntı:
istanbul since 1453 rumuzlu üyeden alıntı
Sayın rotorcycle ,hala kendin çalıp kendin oynuyorsun.Tamam Imf i boşver.Şu soruyu cevapla.Çünkü sen anlamamakta ısrar ediyorsun.Bundan tam 11 ay önce ,Oyçokluğu değil ,oybirliği ile gezi parkı projesi onaylandığında göstericiler hiçbirşey yapmadılar.Neden 11 ay sonra ortaya çıktılar.Bu zamana kadar neredelerdi.umarım şimdi soru açıklayıcı olmuştur.
hariçtengazel okumak istemem pişmiş aşa su katmak aslında olmaz ama sağırlar diyoloğuna dönen tartışmayı açmak lazım,
Bence 3. köprüye neden Yavuz Sultan Selim adı verilmiş se o direnişcilerde ondan o kadar beklemiştir .
Yani düdüklü tencerenin düdüğünü tıkayan olaylar var mirim.
Hani bardağın taşdığı o ilk damla gezi parkına denk geldi galiba,
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Alıntı:
Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı
Yanılıyorsun birader onları oraya akp sürmüş hele şu olaylar kapansın üzerinden zaman geçsin akp nin gezi kurgusu diye anlatılır.
Alıntı:
litigation rumuzlu üyeden alıntı
Aynen katılıyorum. Şu açılım meselesini başa bela eden AKP, bunun altından nasıl kalkacak? Kürt açılımı değil, PKK açılımı oldu basbayağı.
"Ayrıca PKK ile anlaşma yapan AKP hükümetidir. Basın organlarının her karesinde mevcuttur. "
Şimdi birinin çıkıp bunuda CHP yaptı demesinden korkuyorum!
AKP-PKK pazarlığı deşifre oldu
İlk Kez Adı 'Kuzey Kürdistan'
Türkiye Gezi olaylarına kilitlenirken, birileri Bebek katili Apo’nun talimatıyla Diyarbakır'da "devlet içinde devlet kurma" gayretinde...
Çözüm sürecinde yapılması öngörülen dört konferanstan ikincisi 'Kuzey Kürdistan Birlik ve Çözüm Konferansı' adıyla başladı.
Konferansımız, bu bağlamda, müzakere sürecini sağlıklı ve güvenli bir biçimde sürdürülmesi için demokratik çözüm sürecinin başat aktörü Sn. Abdullah Öcalan’ın özgürlüğünü talep eder.
2- Kürdistan halklarının kendi tercihleriyle statülerini (özerklik-federasyon-bağımsızlık gibi) belirleme hakkına sahip olduğunu, Kürdistan halklarının kendi kaderini tayin hakkının sadece Kürdistan halkının kararına ve onayına bırakılması Konferansımızda ortaklaşılan bir ilkedir. Konferansımız Kürdistanın bir statüsü olmadan Kürt sorununun nihai olarak çözülemeyeceğini karar altına almıştır.
http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr...hp?haber=85444
Kaynak: http://www.haberdiyarbakir.com/kuzey...#ixzz2WaXkvCfO
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Alıntı:
ayazoglum rumuzlu üyeden alıntı
Bence 3. köprüye neden Yavuz Sultan Selim adı verilmiş se o direnişcilerde ondan o kadar beklemiştir . Yani düdüklü tencerenin düdüğünü tıkayan olaylar var mirim. Hani bardağın taşdığı o ilk damla gezi parkına denk geldi galiba,
Ha evet bir de bu mesele var 3. köprüye neden Yavuz Sultan Selim'in adı verilmiş? Sen de bir köprü yap adını Şah İsmail koy. Neden verilmesin Yavuz Sultan Selim'in adı? çünkü alevileri katletmiş ne zaman? yüz yıllar önce bilgi belge var mı sağlam mı? ne bileyim tarih öyle yazıyor.
Peki kardeşim İstanbul Anadolu yakasına yıllar önce yapılan dev havaalanına Sabiha Gökçen ismi konuldu o niye bi tarafınızı germedi? malum 1937 de Dersim'i havadan bombalarken üstelik hiç acımadığını ifade etmişti.
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/a..._miydi-1132252
http://tr.wikipedia.org/wiki/Sabiha_G%C3%B6k%C3%A7en
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Alıntı:
ayazoglum rumuzlu üyeden alıntı
hariçtengazel okumak istemem pişmiş aşa su katmak aslında olmaz ama sağırlar diyoloğuna dönen tartışmayı açmak lazım,
Bence 3. köprüye neden Yavuz Sultan Selim adı verilmiş se o direnişcilerde ondan o kadar beklemiştir .
Yani düdüklü tencerenin düdüğünü tıkayan olaylar var mirim.
Hani bardağın taşdığı o ilk damla gezi parkına denk geldi galiba,
Heeee..11 ay önce toplanacaklardı ama biri çıktı dedi ki "Beyler acele etmeyelim 11 ay sonra 3.köprüye Yavuz Sultan Selim ismi verilecek onu bekleyelim". Buna çıkıyor sizin sonucunuz.Hem bu isme benim bildiğim alevi inançlı yurttaşlarımız karşı çıkıyorlar.O zaman sizin mantığınıza göre eylemcilerin hepsi alevi idi.Bu da bir alevi hareketiydi öyle mi?
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Alıntı:
istanbul since 1453 rumuzlu üyeden alıntı
Sayın rotorcycle ,hala kendin çalıp kendin oynuyorsun.Tamam Imf i boşver.Şu soruyu cevapla.Çünkü sen anlamamakta ısrar ediyorsun.Bundan tam 11 ay önce ,Oyçokluğu değil ,oybirliği ile gezi parkı projesi onaylandığında göstericiler hiçbirşey yapmadılar.Neden 11 ay sonra ortaya çıktılar.Bu zamana kadar neredelerdi.umarım şimdi soru açıklayıcı olmuştur.
Yahu hiçbirşey bilmiyorsun.
Bilmediğin konularda bir de biliyormuş gibi ahkam kesip, komplo kurmaya kalkıyorsun.
Bunu yaparken de "mantık bir cevap" istediğini söylüyorsun.
Daha gezi parkı projesinin ne olduğunu bile bilmiyorsun, sana söylenenlerle etrafa kafa tutmaya kalkıyorsun ve senin ağzına laf verenler sen ve senin gibileri kullanıp yalanlarını etrafa yayıyorlar.
Ya SABIR!
Alıntı:
''Taksim'in Yayalaştırılması'' projesi ile Gezi Parkı'nın imara açılmasına ilişkin planların birbirine karıştırıldığını belirten Kayhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"AKP iktidarı, bizzat Başbakan Erdoğan'ın talimatı üzerine, Gezi Parkı'na AVM ve Topçu Kışlası'nı yapmak üzere harekete geçti. Bu planın CHP'lilerin de olduğu Büyükşehir Belediye Meclisi'nden geçmeyeceğini gördükleri için, taktiklerini değiştirdiler. Bizzat Başbakan Erdoğan'ın emriyle, plan Kültür Bakanlığı'na gönderildi. Bakanlığa bağlı Korumu Kurulu, bu planları reddetti. Gerekçe olarak da Topçu Kışlası'na ilişkin ellerinde herhangi bir veri olmadığı, yapılmak istenen binanın tarihi değere uygun olup olmayacağına ilişkin kuşkuydu. Yani; Korumu Kurulu, sizin istediğiniz binanın gerçeğine ilişkin elimizde bir veri yok, dedi. Başbakan bunun üzerine planı bu kez Ankara'ya taşıdı.''
http://www.gercekgundem.com/?p=548305
Buradan oku neyin ne olduğunu, yazının tarihine bak:
Alıntı:
AK Parti’nin Gezi Parkı’nda gözü var. Bu parkı yıkıp, ağaçları kesip üzerine bina yapmak istiyor. Ama karşısına bir sorun çıkıyor. İstanbul 2 No’lu Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu onay vermiyor. Kurulun eski başkanı Prof. Dr. Mete Tapan.
Konu üst kurula geliyor. Kültür Bakanlığı’na bağlı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun kararları alt kurulları bağlıyor. Mete Hoca o zaman da üye. Orada Gezi Parkı’na Topçu Kışlası, daha doğrusu AVM yapılması konusu gündeme gelmiyor. Kararda yazan tek şey, eskiden bu parkta bir Topçu Kışlası olduğu.
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/k...erkezi-1131582
Vakit kaybı başka hiçbir şey değil. Sadece vakit kaybı.
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Alıntı:
Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı
''Ne zaman olmuş yüzyıllar evvel ''
İstanbul'da taaaa! yüzyıllar evvel, 1453 te feth edilmiş; 29 mayıs ta top yekün bayram etmiyormuyuz üstat ?
keleme gelince kütür kütür!
bibere gelince vay vay!
Yavuz Sultan Selim adı çok mu gerekli,
gerekliyse gerekçe nedir?
yap bakalım bir köprü daha ; koy bakalım adını ''Abdullah Öcalan köprüsü'' diye, rahatsız olmıyacaksan haklısın özürdilemek bana düşer.
rahatsız olacaksan enazından sessizlik te sana,
işte biz bunlara itiraz ediyoruz!
bu dayatmalara yani;
Yoksa Yavuz Selim olsa nolur olmasa bişeymi olur?
üstelik söylemem icab edermi bilmem ama alevi falanda değilim,
sabiha gökçen hava alanı için sen itiraz ettinde karşı bir söylemimmi oldu acaba?
hem ''bi taraflarımızı germek'' sözcüğü de ne oluyor? sence neremnizi germemiz gerekiyordu üstat? bilirsek bir daha oramızı germek için hazır tutarız...
ayazoglum
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Olayların başladığı zaman gürsel tekin diye bir vekil vardı.
Normal şartlarda çok konuşan,yani vara yoğa çok konuşan bir vekil,kepçe önünde görüntü verdi,okus pokus yok oldu,sesi kısıldı,dilsiz oldu gitti.
Kepçenin önünde şov yapacağına bir telefon ile arayıp bu işin aslı ne diye sorup öğrenmeliydi ki,vekillere ne diyesim geliyor.Bu belediyenin işi değilmiydi.
Görünen o ki sonraki seçimlerde % 53 üzeri oy garanti olur.Ağızlarınızı açıp bunlar nasıl bu kadar oy nasıl alıyor der,kendi kendinizi yersiniz.
Önümüzdeki seçimlerde Samsun adaylarının Trabzonlu olmasından dolayı B.B.P oy verecektim.Bu aşamadan sonra haşa ayet inmesi lazım başka partiye oy vermem için.Tabi bu seçimlik.
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Ülkeyi 7 eyalete bölmek üzere hazırlanmış ANADOLU KONFEDERASYONU nedir bir araştırın.
-
Cevap: Gezi Parkının Çakallarla ikinci Sınavı: Pkk'yı Aklama Kampanyası
Alıntı:
Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı
Ha evet bir de bu mesele var 3. köprüye neden Yavuz Sultan Selim'in adı verilmiş? Sen de bir köprü yap adını Şah İsmail koy. Neden verilmesin Yavuz Sultan Selim'in adı? çünkü alevileri katletmiş ne zaman? yüz yıllar önce bilgi belge var mı sağlam mı? ne bileyim tarih öyle yazıyor.
Peki kardeşim İstanbul Anadolu yakasına yıllar önce yapılan dev havaalanına Sabiha Gökçen ismi konuldu o niye bi tarafınızı germedi? malum 1937 de Dersim'i havadan bombalarken üstelik hiç acımadığını ifade etmişti.
http://www.radikal.com.tr/yazarlar/a..._miydi-1132252
http://tr.wikipedia.org/wiki/Sabiha_G%C3%B6k%C3%A7en
Merhaba;
ŞERİATIN ÇÖZEMEDİĞİ MİRAS SORUNUNU TC KANUNLARI ÇÖZER İSE BU ÜLKEDE TÜM SORUNLAR BİTER.
Haydi TCnin hukukçuları birde siz el atın bakalım.
Sünnî ve Şiî ayrımı İslam peygamberi Muhammed bin Abdullah'ın 632 tarihinde ölümüyle birlikte başlamıştır. Yaşadığı sürece dini rehberliğin yanı sıra siyasi önder vasfını da kendisinde bulunduran Muhammed’in artık hayatta olmayışı müslüman toplumu yeni önderin kim olacağı sorusuyla karşı karşıya bırakmıştı. Sakife denilen yerde toplanan bir grup müslüman hilafete Ebu Bekir'i seçmiş, daha sonra “Şiat ü Ali” olarak adlandırılacak olan Ali taraftarı bir grup müslüman da Muhammed'in damadı olan Ali'nin bu göreve daha layık olduğunu ve Ebu Bekir'i seçen grubun hak yoldan saptığını düşünmüştü.
Peygamberin ölümü üzerinden yaklaşık otuz yıl geçtikten sonra İslam toplumu ilk iç savaşı yaşamıştır. Bu savaş Müslümanların Emevi taraftarları, Ali taraftarları ve hariciler olarak bölünmesine yol açmıştır. Sünni yaklaşım;
Sünnîler ve Sünnîlik - Sünnîler ilk dört halifenin (Ebu Bekir, Ömer, Osman ve Ali) Kur'an ve Sünnet'e uygun hak yöneticiler olduğuna inandılar. Ancak sonradan gelen ve artık saltanata dönüşmüş olan halifeliğin öncekilerin standartlarına uymadığına inandılar. Ancak sünni ulemaya göre müslümanların sonradan gelen otoritelere de itaat etmeleri, iç savaş ve fitnelerden uzak durmaları gerekliydi.
Miras sorunu
Muhammed'in dul eşlerinin yanı sıra Ali ve Fatıma'nın da, Ebu Bekir'in hilafetinden hoşnutsuz olmalarının bir başka nedeni daha vardı. [8] Muhammed vefat ettiğinde geride önemli miktarda arazi ve mal varlığı bıraktı. Bunların en meşhuru tartışmaların da odağında olan Fedek Arazisi'dir. Ebu Bekir'e göre bu mal ve arazilerin gelirinden Peygamber halka yardımlarda bulunuyordu ve dolayısıyla devlete aitti. Ali ise "Muhammed'e gelen veraset ile ilgili vahiylerin peygamber'in mirasını da kapsadığını" iddia ederek bu duruma karşı çıkıyordu. Zira Kur'an'da vefat eden bir kişinin mirasının nasıl pay edileceği izah edilmektedir. Şiilere göre Ebu Bekir, Muhammed'in dul eşlerine devletten maaş bağlamış ancak Muhammed'in kanından olan Ali, Fatıma ve İbn Abbas'a o kadarını bile vermemişti ve Ali'nin etki ve nufuzunu kırmak için bu Fedek Hurmalığı'nın gaspı gerçekleşmişti.
Eşi Fatıma'nın ölümünden sonra Ali, Fatıma'nın Muhammed’in mirasından payını almak için tekrar başvurdu ancak başvurusu aynı nedenlerle bir kez daha reddedildi. Bununla birlikte Ebu Bekir'den halifeliği devralan Ömer, Medine'deki arazileri Muhammed'in kabilesi Haşimoğulları adına Ali ve Abbas'a verdi; Hayber ve Fedek Arazisi'ni ise devlet malı saydı. Şii kaynaklara göre bu durum Muhammed'in soyundan olanlara (Ehl-i Beyt), baskıcı halifeler tarafından yapılan haksızlıkların bir başka örneğidir.
http://tr.m.wikipedia.org/wiki/Şiîlik dan alıntıdır. İçeriğin güvenilirliği konusunda Din bilgim yeterli değildir.