Tüm hakim ,savcı ve avukatların unutmaması gereken bir gerçek!!!
Printable View
Tüm hakim ,savcı ve avukatların unutmaması gereken bir gerçek!!!
Bazan sizin hayat dediğiniz şey birilerinin kuaföre gitmesini, maç izlemesini engelleyen, başnı şişiren yada jipini değiştirmesini sağlayan bir dosya olabilir. :)
Türkiyede aile mahkemeleri aileyi korumak icin degilde evlenen erkegi cezalandirmak icin var.
Evlenirsin haaaaaaaaaa seni gidi seni.
Simdi ömür boyu nafaka öde.
Evlenmeyin resmi islem olmadan birlikte yasayin demek istiyorlar.
Az kaldi aile kurumunu yok edecekler böyle giderse.
Ben Aile mahkemelerinin erkekleri cezalandirmak icin verdikleri ömür boyu nafakalar sebebiyle evlilik karsiti oldum.
Zaten tüm uğraşlar bunun için değil mi?evlenmekten soğutma ,korkutma...zinaya teşvik,toplumu yozlaştırma,bazen de boşanmadan korkmadan dolayı şiddet ortamında çocuk büyütme ve topluma hırsız ,katil ve şiddet yanlısı hasta birey yetiştirme!!!elbette bütün bunlar dolaylı olarak buna bağlıdır...tetikler,toplumu cinnet getirme haline sokmuşsunuz,adalet terazisi yazar kasa altında ezilmiştir,vicdanlar öyle sızlar ki ,elbette ki %100 her insanın hep beklenti için de olduğu ve hiç anlam veremediği o ruhun daralması aslın da bizim anlamadığımız ,anlamak istemediğimiz vicdanın isyanıdır...vicdan en büyük mahkemedir ve en rahat yastık tır!şimdi siz yastıkları rahat olanlardan mısınız ?hiç düşündünüz mü?bugün kaç kişinin HAYATINI MAHVETTİM ,KAÇ KİŞİ BANA BEDDUA EDİYOR..KARARIM İLE AH İLE ZARDIR...HİÇ DÜŞÜNDÜN MÜ?HADİ SİZE RAHAT YASTIĞINIZ DA İYİ GECELER
Ben olaya farklı açıdan bakıyorum.
Evlenmemiş herkesin artık bazı şeyleri bilmesi gerekiyor.Yasalar artık net şekilde diyor ki, evlilik çok ciddi bir hayat boyu ortaklık antlaşmasıdır.Yani o kişiyle sadece geleneklerden ibaret kalmayan hukuki olarak ta, mal rejimi olarak ta çok ciddi bir anlaşmaya imza atıyorsunuz.Yarın bu işten cayarsanız ve kusurlu tarafsanız bu durumun bir bedeli olacak.Kimse yanlış anlamasın ama eğer evlenmeler kimsenin bir sorumluluğu olmadan ben vazgeçtim deyip bitse evliliğinde suyu çıkacak.Herkes olaya kendi açısından bakmakta maalesef.Erkek tarafı, ''adam boşandı hala devlet kadına nafaka altında para ödetiyor'' diye konuşurken, aynı durumda kızı, kız kardeşi olan ise ''kızımızı dul bir şekilde bıraktı kardeşimin onuru gururu 750 lira mı ne biçim devlet'' demekte(boşanmış kadına yapılan hoş olayan yaklaşım ve mahalle baskısı ülkemizde çok belirgin).Yani herkes olaya kendi penceresinden bakmakta.
Buradan tüm evlenmeyi düşünen bey arkadaşlara da duyuralım.Ben ayda 50 bin TL kazanıyorum, evlenirim baktım olmadı boşanır başkasıyla evlerin baktım anlaşamaz gibi oldum başka yöne ilerlerim tüm dul bıraktığım bayanlara da 5 er 10 ar bin nafakamı veririm sıkıntı yok diyorsanız eyvallah.Onun dışında normal bireylerin normal şartlarda 1 defa eş seçme hakkı var.Ona göre çok iyi düşünerek karar versinler.Evliliği beceremeyeceklerse uzak dursunlar.Yoksa daha çok, maaşımın yarısını eski eşime veriyorum bu nasıl iş ben nasıl yeniden yeniden evlenicem diye yazar durular buraya.Bunun doğruluğu yanlışlığı tartışılır ancak ülkemizde son gelinen durum bunu söylemekte.Bakalım orta vadede bu durumun evlilik sayısına nasıl bir etkisi olacak hep beraber göreceğiz.
Ne yanİ nafaka ödeme tehdidi ile evliliğin ömrünü uzatma önlemi mi ÖMÜR BOYU NAFAKA ödemek?hakikaten çok çok ilginç bir yaklaşımınız var...yukarıda yazdıklarınızın hiçbiri evliliğin uzun ömürlü ya da sağlıklı olabilmesi için bir tedbir değil!!!dulluk kusur ya da mağduriyet mi?(çocuk yoksa)acaba sadece kadın için mi kusur?ve işte kendiniz de ne güzel dile getirmişsiniz "kızımı dul bıraktı" biz de onun için ÖMÜR BOYU NAFAKA ÖDEMEYE mahkum ettirelim ..dikkatinizi çekerse MAHKUMİYET dedik...boşanmanın kazanan tarafı yoktur...hiç kimse (hasta bireyler hariç)boşanmak istemez..çünkü hayalini gerçekleştirir ve geleceğini inşa eder...hayatında ki her şey yeniden şekillenir ...yetişkin insanların evlenince bunun bilincinde olmadığını kimse iddia edemez değil mi?ADALET iki taraf içinde , boşanma da her iki tarafta mağdurdur ,ya da hiçbiri değildir,eşitlik lütfen .biri mağdur oluyorsa nasıl olur da karşı tarafın mağduriyeti gideriliyor?ya ikisi de mağdurdur yada hiçbiri!!! ben ce asıl her mağduriyeti her iki tarafa da yaşatan yasanın tarafları birbirine düşman ettirme çabasıdır...evet boşanma esnasında her iki taraf ,birbirini daha çok nasıl ipini pazara çıkarırım daha nasıl yerin dibine koyarım yarışına sokulur avukatlar ve de hakimler tarafından..bunun adı da "İSPATLA" dır...karşı ..bir zamanlar sevdiğin ,belki çocuğun babası hatta belki akraba ,ezeli düşman ilan ediliyor...bana sorarsanız evlilikleri bitiren de bu yasaların uygulayış biçimidir....kadın nafaka alabileceği ve her halükarda mağdur olmayacağı düşüncesi ile evliliğinin bitmesi halinde kaybetmeyeceğine avukatlar tarafından ikna ediliyor ..bu bir gerçek kimse inkar etmesin...erkekte evliliğin sona ermesi sonrasın da bekar hayatına geri döneceğine ve hiç bir şey kaybetmeyeceğine hatta yeniden bekar evlenmemiş biri ile tekrar evlenebileceğine toplum tarafından ikna edilmekte ,bunu da kimse inkar edemez...görüldüğü üzere sorun tek değil bir den çok sorun var...bence bütün bu yaslar yeniden gözden geçirmeli ve nafaka tehdidi altında olmadan,nafaka ile rahat yaşayacağı bilincine kapılmadan evliliğin bitmesine sebep olan ya da evlilikler öncesi toplum bilincini yeniden şekillendirecek ,insan hak ve hukukunu çiğnemeden ,toplum menfaati adına hastalığa teşhisi doğru konulmalı ve doğru tedavi uygulanmalı...yukarıda yazdıklarınızdan dolayı çok üzüldüm çok olaya bakış açınız ....çaresizliğin insanı getirebileceği en son noktadır..selametle..
- - - Updated - - -
Neden hep bir şey göz ardı ediliyor?
Şikayetler hep şöyle:
"Ben bu parayla evimi yeni eşimi, yeni eşimden olan çocuğumu mu geçindireceğim yoksa eski eşime nafaka mı ödeyeceğim"
Yani ben hiç "Boşandık, eski karım evlendiği için artık nafaka ödemiyorum, ben de evlenmediğim için her yer parayla doldu taştı" diyeni duymadım.
Yani kadın evlenmiyor ama erkek evleniyor hep. Neden?
Eğer iki taraf birlikte evlenip birlikte boşanmışsa, erkek de, kadın evlenmeden evlenmeyi aklından geçirmeyecek.
Ancak eski karısı evlendikten sonra evlenmeyi düşünecek.
750 tl dediğiniz bir asgari ücretlinin ailesine bakma mücadelesine girip bir ayda benzin pompasında 12 saat mesai ile kazandığı miktar olmasın kızı dul kalmış elbetteki üzücü ama dahada üzücü olan bu dul kızın baba evine sığınma adı altında emeğinden istifade etmek amacı ile evlenmesini engelleyen tutum içine girilmesi çıta konulması, buradan 750 tl nafaka asgari ücretliye gidince nolacak iyi düşün ben bu rezilliği bir daha yaşayamam yaklaşımı. Peki bu insanın bu bayanın arzuları yok mu var sonuç
1-Boşandığı erkeğe daha bir kinle yönelmesi helede erkek evlenmiş ve mutluysa çünkü anlarki kabahat kendinde dahada bir kinlenir.
2-Evli bir erkeği baştan çıkarır evli olmalı çünkü erkek boşanmadan korktuğu için susun inkar etsin.
Belkide zaten bu kız yuva kurmak için değilde kalkınma planı yaptığı için evlendi aslında ilgi alanı kadınlar.
Son ihtimalde bu kızı yanılıp biri aldı fırsat bu fırsat kopardığımıza bakalım.
Kızımıza zulmetti bedelini ödedi diyerek kızını karşısına alıp kızım seninde nefsin var tekrar evleneceksin bu Allahın emri diyenlerde var işte örf adetin gereği bu dini yönlere girmiyorum zaten memleketin %9o nı müslüman olduğunu sanıyor Kuranıda TMK ile karıştırıyor :)
Sayın Demir anladığım eşiniz üç nüfusa 2500 tl ile bakarken eski eşe 1500 tl (kalan 1000tl civarı) nafaka ödemeye mahkum diyorum ödemezse demiyorum ödeyemezse disiplin hapsi memuriyetten çıkarmaya gidecek bir süreç doğrumu anladım çocuk ta 18 -20 yaşında değil bebek TMK ya göre de nafaka belli bir yardımdan ibaret
şimdi siz madur olarak tabi bu bir düşünce sayın hakimeye eda davası açabilirmisiniz acaba yani hatırladığım eda davası bir kişinin bir şeyi yapması yada yapmaması üzerineydi tabi bu dava tazminatla birlikte açılacak sizin ödediğiniz miktarca yani hanesine giren gelirin üçte ikisini bu bayana bir yıl boyunca ödemesi yönünde bu bir yıl boyuncada maaşınız size kalacak :DD
Bayanlar evlenmeyi finansal ekonomik olarak erkekden istifade etme gelecegini finansal güvence ye alma olarak yorumluyorlar.
Gelismis ülkelerde hic bir bayan finansal gelecek icin bir erkekle evlenmez.
Seviyorsa evlenir.
Evlenme sevgiye dayali olmali.
Finansal beklentilerle degil.
Ayrica Türkiyede aile mahkemeleri hakimi neden hep BAYAN hakime lerden olusuyor?
Lütfen olayı kişiselleştirmeyin.Benim mevzuyla bir alakam yok.Mutlu bir evliliği olan bir bey olarak olaya tam ortadan yaklaşıyorum.Olaya bazı kimseler o kadar taraflı bakıyor ki bir şey anlatmak, fikir paylaşımında bulunmak imkansız.Bir konuya nereden bakarsanız oradan görürsünüz.Böyle bir platformda Yargıtay'a ve üyelerine hakaret edecek kadar dolmuş bir arkadaşta tarafsızca yazdığım fikirlerimi ve devletin bu konuya bakışını ''nafaka tehdidiyle evliliği uzatmak'' gibi hiç yazmadığım bir şey olarak yorumlamış.Anlaşılıyor ki beyin fırtınası yapmak, devletin yaklaşımını tartışmak, olaya her iki açıdan ele almak gibi şeylere sizin tahamülünüz yok.Tek duymak istediğiniz %100 haklısınız deyip sizle oturup sanki bir şey değişecek gibi hukuka saydırmamız.Benden bu kadar.Siz kendi kendinize tartışmanızı yapın.Hiç bir kişisel münakaşanın bir yerinde olmak istemem.Kolay gelsin..
H. Ö. ile karısı M. Ö arasındaki boşanma davasının yapılan muhakemesi sonunda tarafların boşanmalarına dair verilen hükmün temyizen murafaa icrası suretiyle tetkiki davalı tarafından istenilmekle duruşma için tayin olunan günde temyiz eden adına vekili AV. İ. A. ve karşı taraf adına vekili Av. H. A. geldiler. Gelen avukatların konuşmaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için başka güne bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1. Taraflardan birinin sakat olması duruşmanın gizli yapılması için sebep değildir. Buna rağmen gizli duruşma yapılması usulün 149. maddesine aykırıdır. Ancak bu yanlışlık hükmün sonucuna etkili bulunmadığından keyfiyet bozma sebebi sayılmamıştır.
2. Yapılan soruşturmaya, toplanan delillere, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere, taraflar arasında ortak hayatı çekilmez hale getirecek derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte şiddetli bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olmasına, olayların akışı karşısında davacının dava açmakta haklı bunulmasına, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine binaen esasa ait itirazları yerinde değildir.
3. Ana yanında kalmasının çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki gelişimine engel olacağı yolunda ciddi ve inandırıcı deliller bulunmadığı ve hemen meydana gelmesi mümkün tehlikelerin varlığı ispat edilmediği halde ve özellikle baba sakat olduğu için çocukla doğrudan doğruya ilgilenemiyeceği de tabii iken 1969 doğumlu olup ana bakımına da muhtaç çağdaki çocuğun velayetinin babaya verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
4. Koca çocukların ve eşinin geçimini sağlamakla yükümlüdür. ( M.K. 152 , 137 ) Geliri olmadığı zaman nafaka ödemesi için servetine bile başvurulabilir, Yani, koca her şeyini karısı ve çocukları ile paylaşmak zorundadır. Kural bu olmakla beraber, tam bir imkansızlık halinde nafaka yükümlüğü ortadan kalkar. (Prof. A. Egger, İsviçre Medeni Kanunu şerhi, Aile Hukuku, Tahir Çağa tercümesi, 1943 Cilt l, Sh. 293) Nitekim 12.12.1966 günlü ve 5/11 sayılı içtihadı birleştirme kararı bir misal olmak üzere askerlik görevi yönünden bir imkansızlığı ön görmüştür. Beden tamlığı ve sağlık şartları da imkansızlık açısından üzerinde durulacak bir konudur. Davacı babanın sakat olduğu ve bedenen çalışıp gelir sağlıyamıyacağı konusunda uyuşmazlık bulunmadığı gibi, kişisel başka bir gelirinin olmadığında da anlaşmazlık mevcut değildir. Halen babanın Pariste yüksek Tahsil yaptığı gözetildiği takdirde hayatın olağan akışına göre fikir mesaisi ile para kazanabilmesinin mümkün olup olmadığı araştırılmak, buna göre tedbir nafakası bakımından hüküm verilmek icap ederken, açıklanan şekilde yeterli bir inceleme yapılmadan sırf babanın sakatlığı esas alınarak tedbir nafakasının reddedilmesi bozmayı gerektirir.
Sonuç: Temyiz edilen kararın gösterilen sebeplerle (BOZULMASINA) ve duruşma için takdir olunan Bir lira vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine 12.11.1974 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
- - - Updated - - -
Ben mağdurum içimi döküküyorum sayın demir mağdur içini döküyor ne yapalım içimize atıp adaleti kendimiz mi yerine getirelim cinnet mi geçirelim siz yargıtay üyelerinin avukatı mısınız yoksa onlar kendilerini savunamıyorlar mı ? burası kamuya açık gelsinler cevaplasınlar buradaki feryadı duysunlar ? Münakaşanın kişiselliğine gelince Bu bir münakaşa değil insan hakları anayasa ve yasa ihlali yorumlanması düşünce açıklaması at gözlüğünün numarası olur mu bilmiyorum ? ben dilerim ki evliliğiniz uzun ve mutlu sürer ama her kişi benim gibi de olmaz sonuçta bu yazılanlar toplumun bir bölümünün sesi bunu da küçümseyip susturmaya çalışmayın bırakın insanlar içlerini döksünler feryat bile bir rahatlamadır
saygılarımla.....
Ben neyi susturacam kardeşim.Ben sadece devletin yaklaşımını yazdım.İstediğiniz kadar yazın.Ama fikir paylaşımı yapanlara öfkenizi yönlendirmenizi doğru bulmuyorum.Sea deniz isimli üye bir önceki başlığında adi ve satılmış gibi ifadeler kullanmıştı Yargıtay için.Her ne kadar uyarılar gelince birini değiştirmiş de olsa hepsi kayıtlı.Yarın bir kişi bunla alakalı suç duyurusunda bulunsa(buradaki herhangi biri) ceza alacak.Bizde burada hakaret duymak istemeyen üyeler olarak elbette bunu söyleyeceğiz.Bir diğer taraftan da söylemeliyim ki, sizi anlamaya çalışıyrom, maaşın yarısını ömür boyu bir insana ödemek çok zor.Belli ki çok dolusunuz.Figan feryat içindesiniz.Size birinin çıkıp, olaya başka açıdan da bakın demesine bile tahamülünüz yok.Benim kafamda aslında bir fikir var.Böyle bir şeyi birileri yapacak.Bu neden buradan biri olmasın.Nafaka mağdurları altında bir dernek kurulsa veya ezilen erkekler derneği gibi.Şu an sanıyorum böyle bir dernek kurulsa 100bin civarı(en az) çok kısa sürede destek bulur.Bu sayıda sizi bölük pörçük kalmak yerine meclise gidip direk sesini duyuracak kadar güçlü bir kitle haline getirir.Sosyal medyada ufak tefek girişimler oldu.Ama düşünüyorum ki yakın gelecekte böyle bir örgütlenme ve daha adaletli bir medeni hukuk için kamuoyu baskısı yapma yolu ortaya çıkacak.
- - - Updated - - -
Şu an ki kadına şiddet, ezilen kadın, mağdur kadın anlayışı devem ettikçe zor gözükse de orta vadede bunun gerçekleşebileceği ihtimalini görüyorum.Saygılarımla..
Sayın Demir zaten konu başlığını değiştirmiş (amaç hakaret olsaydı değişmezdi diyebiliriz ki bir anlık yoğuşmuş feryat) o konu ile ilgili yorumlarınızı orada yapın ayrıcada özür dilemek isterim bende bazan yoğunlaşabiliyorum sonuçta hakimin karşısına çıkıp bu karar bir zulümdür diyerek düşüncemizi aksettirip içimizi boşaltma imkanı yok
bu cinayet işleyenlerin bitaneside demiyor ki nafaka magduruyum.ben yaparsam nafaka magdurumum diyecem.belki medyada yer bulur.insana gına geliyor ben karakol yolu bilmezdim lşimdi kapımda icra memurları var olcak işmi nerde adalet yok olcagınıda zanetmiyorum.1 sene evli kal kaç git sonra magdurum
neymiş kadın hakları neyin hakkı kardeşim erkek magdur olmuyormu.hakimlerin umrundamı yasa ol degiştiren yok.degiştirecek adamda yok.sonra kadın cinayetleri iç soruyorları neiçin yaptın diye.sormazlar sen namus uygruna adam vurursun 20 yıl adam seni taciz eder gasp eder 1 yıl adalet bu türkiyede olcak iş degil ama oluyor malesef.
Böyle bir şeyi aklından bile geçirme kendine yazık etme bir anlık öfke hayatını bitirme sen hiç düşünmedin mi dersen kendimi dahil düşündüm ailem sağ olsun beni yalnız bırakmadı kutu kutu hap ilaç şimdi ilaç kullanmıyorum bazen ani sinirlenmeler olsa da artık bir konuya odaklanmıyorum yada odaklanamıyorum.
"Sea deniz isimli üye bir önceki başlığında adi ve satılmış gibi ifadeler kullanmıştı Yargıtay için.Her ne kadar uyarılar gelince birini değiştirmiş de olsa hepsi kayıtlı.Yarın bir kişi bunla alakalı suç duyurusunda bulunsa(buradaki herhangi biri) ceza alacak.."
çok eminsiniz böyle bir girişimim var deseniz daha isabetli olurdu,o kadar çok eminsiniz ki...hatta nerdeyse hükmü açıklayacaksınız ,farkında mısınız ? her yorumunuz da üstüne basa basa bunu öne çıkarmışsınız!hüsnü zanım bana bir şeyler anlatmaya çalışıyor ama ben dinlemiyorum..HAKLIYIM ve de HAKLIYIM bildiğim tek gerçek bu!!!
yukar da bir fikirden bahsetmişsiniz..bunun öncüsü olun .siz girişimde bulunun ille de nafakazede olmanız gerekmez..sevabına toplum menfaati ve yardımcı olmak adına ..sizi davet ediyorum...kanaatimce bilginiz buna fazlası ile yeter...
Burada insanların birbirine hakaret ettiği bir ortam istenmiyor.Yargıtaydaki kimse kimsenin babasının oğlu da değil.Eminim ki verdiği kararlara kimi kişinin ziyadesiyle canını yakmıştır.Doğrudur, yanlıştır tartışılır.Yarın nafaka alan bir kişi sizi beğenmeyip buradan size de alenen hakaret etse emin olun oda tepkiyle karşılanacak.İçiniz çok yanıyor belli.Ben ısrarla sizin pencerenizden bakmaya çabasındayım her şeye rağmen.Sonuçta belki evladınızdan kıstığını karşı tarafa veriyorsunuz.Bahsettiğim fikir ise elbette gerçekleşecek.Bunun öncüsü olacak kişi bu işten mağdur olmadıkça kitleleri nasıl peşinden sürükleyecek.O yüzden bunu yapacak nafakadan çok çekmiş bir arkadaş, hikayesiyle ve durumuyla da bu durumda olan kişileri peşine takabilecek biri olmalı.Bende son zamanlarda kadına karşı yapılan aşırı pozitif ayrımcılığında kadın cinayetlerinde etkisi olduğunu düşünenlerdenim.Ama basınında olağan üstü kadın mağduriyeti işlemesini ve bence yer yer bunu abartmasını da görmekteyiz.Elbette mağdur olanlar var ancak bu durumu kötüye kullanıp ''eşşek gibi bana para ödeyeceksin'' diyenler de var.Ben fikri de bunun mutlaka er geç biri tarafından yapılacağını da söyledim.Çünkü çok mağdur olan var ve bir örgütlenme oluşacak.Bunlar kendi tahminlerim.Herkese sabır diliyorum zira ihtiyacımız var.İyi forumlar.
Öfkeyle kalkan zararla oturur. Çok basit bir kural bu.
Amaç kendinize daha çok zarar vermek değil sanırım.
İçinde bulunduğunuz ve haksız olduğunu düşündüğünüz durumdan kurtulmak.
O halde yapacağınız her hareket, atacağınız her adım buna uygun olmalı.
Buraya bir mesaj yazarken bile, "bu mesaj beni hedefime yaklaştırıyor mu" diye hesap yapmalısınız.
Sayın üye Bill187 çok güzel bir öneride bulunmuş.
Bu enerjinizi sinirlenip kendinize zarar vermek yerine, önerideki gibi bir yolda veya sizin bulacağınız bir yolda harcasanız daha iyi değil mi?
Geçenlerde gazetenin birinde ilginç bir haber vardı. Kayseride 2012 nin ilk yarısında açılan boşanma davalarının yüzde 80 ni kadınlar açmış. Sanıyorum Türkiye genelinde de boşanma davalarının çoğunluğu kadınlar tarafından açılıyor.
Benim anlamadığım nokta şu: Eğer boşanma gerçekten kadını toplum içinde sosyal olarak sıfırlıyıp, neredeyse insan altı bir statüye düşürüyorsa, neden boşanma davalarının çoğunluğu kadınlar tarafından açılıyor?
- - - Updated - - -
Ben de merak ettim, google da taradım fakat Türkiye için her hangi istatistik bulamadım. Fakat batıda bu konuda yapılmış bir çok araştırma var. Cinsiyet, boşanmadan sonra, kimin tekrar evleneceğini belirleyen bir fakör değil. Mesala Amerikada genç kadının boşanmadan sonra tekrar evlenme olasılığı genç erkeğe göre daha yüksek. Fakat yaş ilerledikçe erkeğin tekrar evlenme olasılığı kadına gore yükseliyor. Boşanma yaşı, çocuk sayısı, hatta ırk (zenciler arasında tekrar evlenme beyazlara göre daha düşük) cinsiyetden daha önemli faktörler.
Türkiyede de boşanan nüfus homojen bir grup değil. Genelleme yapmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Mesela 35 yaşının altında çocuksuz olarak boşanan üniversite mezunu bir kadının (herhalde en büyük alt kategorik grup bu olsa gerekir) tekrar evlenme olasılığının aynı gruptaki erkekten fazla farklı olacağını zannetmiyorum.
+++güncel +++++++++++++++++++++++++++++++++++++
Peki şimdi ben kime ne davası açabilirim?hakkımı nasıl arayabilirim...ben ve oğlum mağduruz biz kime dava açalım..bir fikri ya da bildiği olan var mı?
Yasalar canımı sıkıyor..bir şey yapmalı!
ömür boyu çalışmayıp nafaka talep edecek bir eş yerine mesleği ve geliri olan bir eşiniz olursa sanırım boşanırsanız nafaka stresi altına girmezsiniz. geliri olmayan bir kadını evliyken bakıp gözetmek sorun olmuyor ancak evlilik bitince sorun oluyorsa burada bir çelişki var demektir!
Bu söylediklerinize siz inanıyor musunuz? Bu bakış açısı peşinen erkeği haksız görmekten öte geçmez. Mantığınızda erkek doğuştun suçlu... Allah aşkına öyleyse kadın da erkeğe versin.. İnan yazacak o kadar çok şey varki; bu sığ düşünceye cevap vermek bile saçma geliyor bana özür....