-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
KILIÇDAROĞLU ESPRİLERİ
Ben bunu karikatür dergilerine havale ediyorum.
Bir oyla evetçiler kazanırsa, en çok Kılıçdaroğlu üzülür.
BDP’den yeni açıklama: Kılıçdaroğlu’nun boykot edeceğini bilseydik seçim ittifakı yapardık.
Bana memur Kemal deyin, bana vatandaş kemal deyin, bana unutkan Kemal deyiiiin! :DD
Kılıçdaroğlu oy kullanmaya HAYIR dedi.
Kılıçdaroğlu'nun oy kullanamaması. Espri falan yapmıycam. Böyle komik... :DD
Boykotcular var.Hayırcılar var.Evetciler var.Birde Kilicdaroglu var (Nerede durdugu anlaşılmayan,kendi de bilmeyen) :DD
BDP’den son dakika açıklaması: Kılıçdaroğlu’na oy kullanmaması yönünde herhangi bir baskıda bulunmadık!!!
Türk Siyasal Hayatı seni hiç unutmayacak Kılıçdaroğlu ve aylarca meydanlarda coşan oy sandığına koşamayan genel başkan olarak biz de unutmayacağız..
CHP referandumun iptali için Anayasa Mahkemesi’ne gidecekmiş. “Bizim başkan oy veremedi sayılmaz” diyolarmış..
Kemalin dediğini yap yaptığını yapma :DD
Şimdi Recep bey demez mi, “daha oy kullanmayı bile beceremeyen adam ülke yönetimine talip oluyo” diye… haksız mı yani?
Sayın Kılıçdaroğlu ne yapıp yapın sandığa gidin deyip de,kendin sandığa gidemeyişini hangi mizah dergisine havale edeceksin?
Kılıçdaroğlu ve eşi evdelerdir. eşi elma portakal soyuyordur. KK: Soy da ver hanım. Eşi: Sus bi oy bile veremedin, yok sana elma melma!
Kılıçdaroğlunun oy kullanamamasını CHP Hayır diyerek yalanladı, Kılıçdaroğlu ise bu konuyu arkadaşlarım araştırıyor rapor hazırlanacak, çözeriz dedi.
Acaba Kılıçdaroğlu dünkü maçtan çok etkilenip son salisede oy kullanarak kahraman olacağınımı sanıyo
Kılıçdaroğlu'na gelsin bu şarkı: oy oy oy oy oyyy oyy aman!
Akepe nasıl bi partidir ya! Kemalime oy kullandırmadılar.
Kılıçdaroğlu hayırsız çıktı!
Kılıçdaroğlu'nun bu şekilde oy kullanamaması Türk demokrasisinin hali açısından da çok üzücü..CHP’de birileri hesabını verse bari..
İyi güzel de bu Kılıçdaroğlu oy kullanamadığını bugün mü keşfetti? nerde benim seçmen kağıdım demedi mi?
Sen o kadar hayır mitingi yap bir hayır’ı esirge, hayır’sız insan.
BU NE PERHİZ BU NE LAHANA TURŞUSU.....?
O kadar meydanlarda hayır oyu verin verin dedi.. kendi bile hayır diyemedi
Vatandaş listesinde olsun yeter.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/15761721.asp?top=1
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Hakan GÖKSEL'in haberi
Cüneyt Özdemir: Aranıyor.. Kemal Kılıçdaroğlu ortada yok. Cidden yok... Nerede olduğunu bilen de yok.. 62 yaşında.. Parti lideri... Hayırcı... Kendisinden haber alınamıyor...
Ahmet Hakan: Kemal bey'in oy kullanamamasini naifligine versek.... Çok uyanık liderdense biraz naif lider her zaman daha iyidir. Ben İzmir'e yerleşmeye karar verdim. Ben aslında "evet" oyu verdim... Dermisim...
Ezgi Başaran: Kılıçdaroğlu'nun oy kullanamaması CHP için guven oyu oldu.. Haha
Ahu Şen: KK'nin durumuyla alay etmeyecegim. Çünkü komikten ziyade üzücü. Turkiye'nin Ana Muhalefet partisinin başındaki insan oy veremiyor. Rezalet! Gunlerce şehir şehir gez,"Haydi sandıga" de sandığa gideme. Olacak sey degil. KK'nin oy verememesini "insani hata" olarak yorumlayanlara inanamiyorum...Hakikaten hayret içerisindeyim
Gülben Ergen : Vardır gizli bir koşesi ,vardır gizli gelen haberleri,vardır senden benden fazla bir bildiği..
Canan Barlas : Evetler arttıkça bazıları acındırarak işin içinden çıkmaya calışıyor.
Miraç Zeynep (Milliyet) CHP'den açıklamalar: "en son İstanbul'daydı", "belki İzmit'te kullanır", "Ankara'ya gidiyor galiba". Benim çıkardığım sonuç şu: adam kayıp
Yahya Gür: Kılıçdaroğlu sandığı bulmadı İstanbul'da kayboldu
Özge Uzun: Hayır diye bağıran lider, Hayır diyemiyorsa, kendi söküğünü dikemiyorsa seçmen şimdi ne yapsın?.. KK'nın oyunu kullanamamasının ardında aslında daha büyük bir skandal var.. Bunun hesabını kim verecek?Hadi bakalım yeni polemiğimiz...
Erdil Yaşaroğlu: Bir oyla evetçiler kazanırsa, en çok Kılıçdaroğlu üzülür. Kılıçdaroğlu'nun oy kullanamaması. Espri falan yapmıycam. Böyle komik...
Ferhat Esnek: Kılıçdaroğlu BDP'nın boykot kararına uydu oy kullanmadı
Ahmet Tezcan: CHP; Twitter'da seçim yasağına uyulmadığı gerekçesiyle referandumun iptalini istemiş, YSK konuyu görüşüp karara bağlayacakmış. Referandum yenilenirse, oy verme günü internet ve cep telefonları off hale getirilecekmiş. CHP'de sadece Berhan Şimşek buna itiraz etmiş. Açıklamaya bak.. İnceleme vakti olmamış.Eşi, oğlu, torunu yok mu Kemal Kılıçdaroğlu'nun. İtiraf yerine İftira geçerli mazeret olabilir mi? Kendi oyuna sahip olamayan bir lider, milleti nasıl oy kullanmaya yönlendirdi" diyor Cengiz ÇandarKK; "Biz Başbakan gibi söz verip sözünün arkasında duran biri değiliz" derken doğru söylüyormuş. Bühtan ettik adama... Öz hakiki Gandi'nin ahı tuttu demek ki. Ona buna ulu orta isim takmak da iyi bir şey değil hakkaten. Yaktı adamı Nişantaşı mafyası. Önder Sav ekibi,Kılıçdaroğlu'nu komik duruma düşürüp genel başkanlıktan uzaklaştırmak için seçmen kaydı işini sümenaltı etmiş olabilir mi? Eşi oy kullanabilen bir Genel Başkan'ın kendisi oy kullanamıyorsa, "suçlu" CHP'nin içindedir, Baykal'ı deviren, Kemal Beyi de "yok" saydırır Baykal; Türkiye'nin en çok Başbakan olamayan genel başkanı idi, Kılıçdaroğlu oy kullanamayan tek genel başkanı oldu. CHP Yönetim İstifa!
İhsan Aydın: Benim havuzlu villam yok...
Elif Key: Gandhi'likten indiragandi'liğe koşarken
Hakan Göksel: Hayırlı referandumun 'hayır'sızı Kılıçdaroğlu oldu
Kerem Görsev: Pek çok vatandaş oyunu kullanmak için uzun yollardan gelip oy verdi CHP lideri adres degişikliğinden oy kullanmazsa halk ne yapsın ??
Oray Eğin:A.tal CHP
Yaşar İliksiz: N'ayır n'olamaz n'ayırlı olsun
Yiğit Karaahmet: Mantilerimden tesadüfen seçeceğim biri bile chp'den daha iyi muhalefet yapar
Levent Kazak: Yıldırım Akbulut'un üzerine kimse çıkamaz zannediyordum, yanılmışım! Yeni fıkra kahramanımız Kılıçdaroğlu! bi 50 sene rahat gider!
Ersin Çelik: Kemal Kılıçdaroğlu: Soruyoruz size Recep Bey. Ben neden oy kullanamadım. Bu ülkenin başbakanısın bul... Şey pardon... Bulma. Dur. Hayır.
Fatma Özdemir: Söz veriyorum bir dahadaki referandumda oy kullanıp bu ülkenin Başbakanını götüreceğim...
Haber7
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Hüseyin KELEŞ'in haberi
Referandumun sonuçları belli olmadan harekete geçen CHP, sandıklardan 'evet' çıkması ihtimaline karşı sayları 10 binleri bulan üç çeşit itiraz dilekçesini partisinin İstanbul'daki ilçe başkanlıklarına gönderdi.
Günler öncesinden halkoylamasına itiraz dilekçelerini ellerinde bulunduran CHP İstanbul Örgütleri, dilekçelerle halkoylamasında usulsüz uygulamaların olduğu iddialarına zemin hazırladı. Sandık kurulları başkanlıklarına gönderilmesi düşünülen itiraz dilekçelerinde tutanakların iptali ve yeniden sayım döküm yapılması isteniyor. Ayrıca yapılan itirazın reddedilme ihtimali de unutulmamış. Bu ihtimale karşı yeni bir itiraz dilekçesi de hazır bulunduruluyor.
Hazırlanan dilekçelerin birincisinde 'Sandık Kurullarının Sonuçlarını Gösteren Tutanaklarına Karşı İtiraz' ibaresi yer alırken, diğer dilekçenin üst başlığında 'Sandık Kurulunun Ret Kararlarına Karşı İtiraz' yazısı yer alıyor. Üçüncü dilekçe örneğinin başlığı ise 'Sandık Kurullarının Sonuçlarını Gösteren Tutanaklarına Karşı İtiraz' edilmesi şeklinde. İtiraz dilekçeleri günler öncesinden ilçe örgütlerine dağıtılırken, CHP İstanbul İl başkanlığında ise 10 binlerce stok bulunuyor. Üç itiraz dilekçesinde de boş bırakılan 'Olay' kısmının altında şu yazı yer alıyor: "... şeklinde yapmış olduğu uygulama usule, Yasaya, YSK Karar ve Genelgesine aykırıdır. Halkoylaması sonuçlarını da etkilemiştir. Bu nedenle Yapılan İşleme/Sayıma/Sonucu belirleyen tutanağa itiraz ediyoruz. İtirazımızın kabulü ile anılan tutanağın iptalini, yeniden sayım ve döküm yapılmasını diliyoruz. Hukuksal Dayanak: (298 Sayı. Kanun Md. 110, 111, 112, 113, 114, 115)"
Zaman
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Kürt kadınlar metres olsun diyen AKP’li başkan değil miydi?
Sabahattin Önkibar
8 Eylül 2010
Kameraların karşısına geçip “Şimdi sıra bizde, onları şimdi biz fişliyoruz” diyen AKP Kahramanmaraş Milletvekili Avni Doğan’ın bu sözleri partisini bağlamıyor, Avni Bey’in şahsını bağlıyor!
Keza aynı şekilde “AKP’ye karşı çıkan kanı bozukların kanlarını tahlile göndermeli” diyen AKP Çorum Milletvekili Ahmet Aydoğmuş’un ifadeleri de yine AKP’yi bağlamıyor, sadece milletvekilini bağlıyor.
Bitmedi;
Kürt hanımları kuma ya da metres olsun mealinde sözler eden AKP’nin Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı’nın sözleri de aynı şekilde partisini hiç alakadar etmiyor!
Ve fakat:
CHP’li Avcılar Belediye Başkanının bir danışmanının alel acele hazırlattığı bir afiş CHP’yi temsil ediyor öyle mi?
Bırakın parti militanlarını, bir Başbakan’ın böyle bir şeye sığınması ve oradan vurması belden aşağı saldırı değil de nedir söyler misiniz?
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Benim bundan haberim yok, biz böyle bir afiş bastırmadık ve bastıran için savcılığa suç duyurusunda bulunduk” derken!
CHP Genel Merkezi, afişten ve hazırlayandan haberimiz yok derken!
CHP İstanbul İl Başkanı da aynı tavrı takınırken Başbakan’ın mal bulmuş mağribi misali alel acele yapılan bir yanlışa sığınarak hücum etmesi kabul edilebilir bir şey midir?
Yukarıda örneklerini verdim, AKP’li bir milletvekili ya da Belediye Başkanı bir yanlış yapınca partiyi bağlamıyor, ama aynı şeyi kazara bir CHP’li yapsa kıyamet koparılıyor!
Hatırlayın; o AKP’liler o rezil sözleri edince, ne o zaman CHP’in lideri olan Baykal, ne genel başkan olduktan sonra Kılıçdaroğlu, ne de Bahçeli, istismar yoluna gitti ve o yanlış sözleri diline doladı!
Oysa ülkenin Başbakanı konumunda olan biri, CHP lideri televizyonlardan “Bize ait değil, haberimiz yok, savcılığa suç duyurusunda bulunduk” demesine rağmen bile ertesi gün meydanlarda istismarını sürdürebilmiştir!
Bu feci tablo AKP güruhunun hem siyaset ahlakını hem de içine girdikleri çaresizliği gözler önüne seriyor!
Her şey açık ve net:
AKP’nin muhalefeti eleştirmek için, CHP Genel Başkanlığı ve Genel Merkezinin habersiz olduğu ve onaylamadığı bir afişten başka bir argümanı yok!
Daha önce de yazdık, Kılıçdaroğlu’na edecek menfi bir söz bulamıyorlar!
Öyle olunca da bir gün boyuna, ertesi gün soyuna laf ediyorlar!
Kılıçdaroğlu devletin kayıtları ile sabit ki Türkoğlu Türk, yani Horasan kökenli de, bu AKP’nin beyin takımı hangi kökten onu Ergun Poyraz’a sormalı!
Evet boy-soy saldırıları da sonuç getirmeyince meçhul bir afişe sığınıyorlar!
Sadece bu hadise bile AKP ile Tayyip Erdoğan’ı açık olarak anlatmıyor mu?
Eğer CHP’li Avcılar Belediye Başkanı danışmanının hazırlattığı bir afiş, CHP’nin kurumsal yapısını bağlıyorsa, Kürtçe konuşan hanımefendilere metreslik teklifinde bulunan AKP’li Rize Belediye Başkanının sözleri de sizi bağlar Recep Bey!
Cevap verin, o saygıdeğer hanımefendiler size göre de metres ya da kamuflajlı ifadeyle kuma mıdır Recep Tayyip Sultan?!
http://www.yg.yenicaggazetesi.com.tr...hp?haber=14800
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Alıntı:
mehmet emin sezen rumuzlu üyeden alıntı
Kürt kadınlar metres olsun diyen AKP’li başkan değil miydi?
Sabahattin Önkibar
Sebahattin bey olmasını istediği gibi yorumlamış. AK partili başkanın dediği; karşılıklı olarak evlilikler arttırılsın önerisi idi ki tek yanlışı bunu - eskiden var olan - kuma olarak dile getirmesi olmuştu.
Yoksa kürt veya türt kadınları metres olsun şeklinde değildi, Sebahattin amcamız abartmasın o kadar da, dönüp geçmişine bir bakıversin de önce, bakalım varmıymış yokmuymuş o kuma olayı !
Günümüzde olması mümkün olmayan bir söylemde bulunduğu için de İHRAÇ edildi mi edilmedi mi?
Edildi ise daha ne!
Gündem ile bu konunun alakası ne?!
Ayrıca kürt ve türkler de zaten evleniyor ve evlenmekteler..
Boş laflar bunlar, geçiniz...
Çirkefleşmesinler boşuna !!!
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Alıntı:
çoban rumuzlu üyeden alıntı
Sebahattin bey olmasını istediği gibi yorumlamış. AK partili başkanın dediği; karşılıklı olarak evlilikler arttırılsın önerisi idi ki tek yanlışı bunu - eskiden var olan - kuma olarak dile getirmesi olmuştu.
CEVİR GAZI YANMASIN
Yoksa kürt veya türt kadınları metres olsun şeklinde değildi, Sebahattin amcamız abartmasın o kadar da, dönüp geçmişine bir bakıversin de önce, bakalım varmıymış yokmuymuş o kuma olayı ! Söyleyenin agzından çıkanı kulaklarınız işinize geldiği gibi duydunuz herhalde...
Günümüzde olması mümkün olmayan bir söylemde bulunduğu için de İHRAÇ edildi mi edilmedi mi?
Edildi ise daha ne! Bende size soruyorum CHP Parti olarak gerekeni yaptıysa daha ne!
Gündem ile bu konunun alakası ne?! Formun konusu ne duyduklarınız sizi rahatsız mı etti gündemi siz mi belirleyeceksiniz meydanı boş buldunuz...
Ayrıca kürt ve türkler de zaten evleniyor ve evlenmekteler..
Boş laflar bunlar, geçiniz...
Çirkefleşmesinler boşuna !!!
Kötü söz saybine yakışır olan bir şeyden bahsetmek işinize gelmeyince çirkefleşmek ha..
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
BDP'yi küplere bindirdi!
AKP Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı’nın Kürt sorununun çözümü için açıkladığı öneri, BDP cephesinde sert tepkiyle karşılandı.
Güncelleme:30 Haziran 2010 15:00
Haberin Tamamı:http://haber.mynet.com/detay/guncel/...indirdi/519488
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Kılıçdaroğlu twitter'da alay konusu oldu
Referandum öncesi "Hayır'da hayır vardır" sloganı ile Türkiye'yi karış karış gezerek vatandaşlardan 'hayır' oyu isteyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu bugün oy kullanamayarak bir skandala imza attı...
CHP'den yapılan açıklamaya göre adres değişikliği beyanını unuttuğu için seçmen kaydı bulunmayan Kemal Kılıçdaroğlu sandık başına bile gidemedi.
Sanal Alem'in en popüler sitelerinden olan Twitter'da gazeteciler de Kemal Kılıçdaroğlu ile dalga geçti.
İşte medyadan tanınan isimlerin yolladığı Kılıçdaroğlu mesajları:
Özge Uzun
* Hayır diye bağıran lider, Hayır diyemiyorsa, kendi söküğünü dikemiyorsa seçmen şimdi ne yapsın?.
* KK'nın oyunu kullanamamasının ardında aslında daha büyük bir skandal var.. Bunun hesabını kim verecek?Hadi bakalım yeni polemiğimiz..
* Kilicdaroglu kendine Hayri yok
Yıldıray Oğur
* Kılıçdaroğlu'nun bile HAYIR diyemediği bir pakete hayır demek...
* kılıçdaroğlu oy veremediyse komik ya bu, gülün kasmayın bu kadar.
* Aylardır herkesi Hayır oyu vermeye çağırmasına rağmen kendisi Hayır oyu veremeyen bir Başbakan..
Erdil Yaşaroğlu
* Bir oyla evetçiler kazanırsa, en çok Kılıçdaroğlu üzülür.
Ahmet Tezcan
* "Kendi oyuna sahip olamayan bir lider, milleti nasıl oy kullanmaya yönlendirdi" diyor Cengiz Çandar.
* Önder Sav ekibi,Kılıçdaroğlu'nu komik duruma düşürüp genel başkanlıktan uzaklaştırmak için seçmen kaydı işini sümenaltı etmiş olabilir mi?
* Eşi oy kullanabilen bir Genel Başkan'ın kendisi oy kullanamıyorsa, "suçlu" CHP'nin içindedir, Baykal'ı deviren, Kemal Beyi de "yok" saydırır.
* Baykal; Türkiye'nin en çok Başbakan olamayan genel başkanı idi, Kılıçdaroğlu oy kullanamayan tek genel başkanı oldu. CHP Yönetim İstifa!
* Kim demiş Allah'ın sopası yok diye?
* Genel Başkanı oy kullanamayan CHP Yönetimi'nin tamamı istifas etmelidir. Sorumlu Kılıçdaroğlu değil, yönetimdekilerdir. Başta İstanbul İl.
Candaş Tolga Işık
* Bir daha soyleyeyim: Kemal Bey'in etrafındaki danışman, yardımcı, v.s... arkadaşların birer 'kereste' olduğundan şüphem kalmadı.
Cüneyt Özdemir
* Aranıyor.. Kemal Kılıçdaroğlu ortada yok. Cidden yok... Nerede olduğunu bilen de yok..
* 62 yaşında.. Parti lideri... Hayırcı... Kendisinden haber alınamıyor...
Fuat Uğur
* Kemal bey sözünde duramayacağından korktuğu için sandık başına gitmemiş olabilir mi? Mesela hayır yerine Evet vermek gibi...
Ahmet Hakan
* Kemal bey'in oy kullanamamasini naifligine versek....
* Çok uyanık liderdense biraz naif lider her zaman daha iyidir.
* Tayyip Erdogan oyunu kullanamayacak denli bir zayıflık gösterseydi, hemen onun yanında yer alırdım ben... Zayıflık çeker beni kendine....
İŞTE DİĞER YORUMLAR
* BDP'den son dakika açıklaması: Kılıçdaroğlu'na oy kullanmaması yönünde herhangi bir baskıda bulunmadık!!!
* BDP'den yeni açıklama: Kılıçdaroğlu'nun boykot edeceğini bilseydik seçim ittifakı yapardık.
* Türk Siyasal Hayatı seni hiç unutmayacak KK ve aylarca meydanlarda coşan oy sandığına koşamayan genel başkan olarak biz de unutmayacağız..
* CHP referandumun iptali için Anayasa Mahkemesi'ne gidecekmiş. "Bizim başkan oy veremedi sayılmaz" diyolarmış..
* Kemalin dediğini yap yaptığını yapma :)
* şimdi recep bey demez mi, "daha oy kullanmayı bile beceremeyen adam ülke yönetimine talip oluyo" diye... haksız mı yani?
* sayın KILIÇDAROĞLU ne yapıp yapın sandığa gidin deyip de, kendin sandığa gidemeyişini hangi mizah dergisine havale edeceksin?
* KK ve eşi evdelerdir. eşi elma portakal soyuyordur. KK: Soy da ver hanım. Eşi: Sus bi oy bile veremedin, yok sana elma melma!
* Kılıçdaroğlunun oy kullanamamasını CHP Hayır diyerek yalanladı, KK ise bu konuyu arkadaşlarım araştırıyor rapor hazırlanacak, çözeriz dedi.
* KK oy kullanmaması (doğruysa) siyasal intihara yakın bir olay. Nasıl yani ya? Meydanlarda bağır çağır sonra sandığa gitme...
* acaba KK dünkü maçtan çok etkilenip son salisede oy kullanarak kahraman olacağınımı sanıyo:S
* KK'ye gelsin bu şarkı: oy oy oy oy oyyy oyy aman!
* KK hayırsız çıktı! Madem oy kullanmayacaktın niye meydanlarda nutuk attın o zaman. Soyadını Kılıçdaroylu olarak değiştirebilirsin
* KK'nın bu şekilde oy kullanamaması Türk demokrasisinin hali açısından da çok üzücü.. CHP'de birileri hesabını verse bari..
* oy'una sahıp cıkamayan kk, bir ülkeye nasil sahip cıkabilir allah askına
* iyi güzel de bu KK oy kullanamadığını bugün mü keşfetti? nerde benim seçmen kağıdım demedi mi?
* Ama sabah Ankara'da oy kullanacak dediler KK için, olmadı yani. Sen o ka hayır mitingi yap bir hayır'ı esirge, hayır'sız insan.
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Sayın mehmet emin sezen;
İşime gelip gelmeme olayı hiç değil , türk olsun kürt olsun bunlar vatandaş mı değil mi?!
Yerel yönetimdeki saf vatandaşın biri kendince bir çözüm önerisinde bulunmuş, medya da bunu diline doladığı için asıl işine gelenlerin ağzında sakız oldu. Asıl söylenmek istenen o değildi, aklı selim biri zaten öyle bir şeyi ileri sürmez ama gel gelelim ki adamcağız kendini ifade edemedi. Ben o insanı suçlayamam. Kötü niyetli değildi çünkü.. Aklı sıra çözüm üretiyor. Çözüm üretmeye çalışmanın da kötü bir yanı yok ; ama iyi, ama kötü..
Dolayısıyla Avcılar Belediye Başkanı'ın yaptığı ile onunkisi aynı şey değildir. Biri safça söylenmiş bir söz, diğeri resmen pankart hırsızlığı gibi birşey.. Sonuçta parti içi disiplinine ters tutum ve davranışlar olduğu için ikisi de görevlerinden alındılar ki olması gereken de bu değil midir? Kalkıp da bunu bir partiye mal etmenin gereği ne?!
BDP de tepkisinde haklı da olsa beni ilgilendirmez, hak verir geçerim o ayrı fakat burada asıl çirkin olan; olaydan habersiz ve de alakasız kişilere "metres" yakıştırmasının yapılıyor olmasıdır.
Öncelikle kuma ve metres sözcüklerinin arasındaki farkı bi zahmet öğrenin !!!
Söylemek istemem ama madem istediniz hatırınız için bir iki hatırlatma yapayım; Mesela Baykal ın her tutum ve davranışını CHP ye mi mal etmek gerekir ki kürt kadınları şu bu deniliyor. Eğer öyle ise de inanın ki zorunlu göç ile her 10 kürt kadının bir türk kuması olmuştur..
Al birini vur ötekine ama kuma ile metres arasında dağlar kadar fark var..
Bilmem anlatabildim mi !!!
Ayrıca kadına dil uzatmak çirkeflik değilde nedir!!! :k ayıp ayıp..
Konuyu saptırmanın da gereği yok dedim ona da kızmışsınız ben n'apim!
Sizi anlıyorum anlaşılan o ki referandumun hıncı benim başıma patladı DA , bu saldırma hakkını nasıl buluyorsunuz kendinizde işte onu anlayabilmek mümkün değil ne yazık ki..
Not: 1- Deyil "değil" olarak ; 2- Sayibine değil "sahibine" olarak yazılır :ok
Saygılarımla..
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
"AKP'nin karşısında dikilmeye devam edeceğiz"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Anayasa değişikliği referandumundan yüzde 58 oranında evet çıkmasına ilişkin yaptığı ilk değerlendirmede, "CHP olarak AKP'nin yargı üzerinde baskısını artırmaya yönelik tüm adımların karşısına dikilmeye ve bu konuda yurttaşlarımızı uyarmaya bundan sonra da aynı sorumluluk ve kararlılıkla devam edeceğiz" dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Anayasa paketi referandumu sonrası ilk değerlendirmesini CHP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında yaptı. Konuşmasına Dünya Basketbol Şampiyonası'nda ikinci olan Türkiye Basketbol A Milli Takımı'nı kutlayarak başlayan Kılıçdaroğlu şöyle konuştu:
"Uzun bir halk oylaması süreci bugün sonuçlandı. Demokrasilerde nihai karar mercii halktır. Ve halkın iradesine saygı göstermek her siyasetçi için temel bir görev hem de ahlaki bir sorumluluktur. Bu duygu ve düşünceyle yurttaşlarımızın ortaya koyduğu iradeyi saygıyla karşılıyor, bu referandum sürecinden çıkarılacak derslerin, Türkiye'de demokrasinin gelişimi açısından yararlı olmasını diliyorum. Bu arada bir konuya dikkat çekmek istiyorum.
"AKP demokrasi açısından sınıfta kaldı"
Halkın iradesine saygı gösterilmesinin çok önemli bir koşulu, bu iradenin serbestçe şekillenmesi için uygun ortamın yaratılmasıdır. Bütün devlet olanaklarının taraflı bir biçimde kullanıldığı, 'Bitaraf olan bertaraf olur' zihniyetiyle kamuoyunun yoğun baskı altına alındığı bir süreci yaşadık. İktidar gücünden yararlanılarak yurttaşların özgür iradeleri üzerine ipotek konulmaya çalışıldı, baskıyla yönlendirildi. Ne yazık ki AKP iktidarı demokrasi açısından hiç de iyi bir sınav veremedi, kampanya sırasında sınıfta kaldı.
"AKP'nin karşısında dikilmeye devam edeceğiz"
Alınan sonuca baktığımızda görüyoruz ki bu Anayasa değişiklikleriyle AKP iktidarı tamamen kendisine bağlı bir yargı mekanizması kurma yolunda çok önemli bir adım atmış olmaktadır. CHP olarak AKP'nin yargı üzerinde baskısını artırmaya yönelik tüm adımların karşısına dikilmeye ve bu konuda yurttaşlarımızı uyarmaya bundan sonra da aynı sorumluluk ve kararlılıkla devam edeceğiz.
"Referandum demokrasiyi zayıflatıyor"
Bugün ortaya çıkan sonuç, referandumun demokrasiyi zayıflatan, iki kutuplu bir siyasete hizmet ettiğini ortaya koymuştur. Kutuplaşmaya dayalı bu gergin siyasi ortamdan çıkmadan sağlıklı bir demokrasiye kavuşmamız mümkün değildir. Referandumda oy kullanan yurttaşlarımızın yüzde 42'si bu Anayasa paketine 'hayır' oyu vermiş, seçmenlerin yüzde 23'ü de oylamaya katılmamıştır. Bu, azımsanacak bir oran değildir.
"Hayır'da CHP'nin büyük payı var"
Referandumdan elde edilen yüzde 42'lik hayır oranında elbette ki partimizin çok büyük bir payı vardır. 2 ay içinde 70 ilde, 201 ilçede mitingler yaptık ve halkımızla buluştuk. Bu sonucun alınmasında emeği geçen herkese, örgütlerimize, gönüllülerimize, gençlerimize, kadınlarımıza, seçmenlerimize ve bize güvenenlere şükranlarımı sunuyorum. Elbette bu akşam ortaya çıkan halk iradesine saygı gösteriyoruz. Ama bilinmelidir ki Türkiye yalnızca 2 kişiden birini memnun eden kararlar ve düzenlemelerle yoluna devam edemez ve etmemelidir. Biz ülkemizin açlık, yoksulluk, eğitim, sağlık, güvenlik, adalet gibi bu ülke insanının gerçek sorununa çözümler üretecek somut politikalara odaklanmak zorundayız. CHP olarak bu bakış açısıyla siyasi mücadelemize daha büyük bir heyecan, güç ve kararlılıkla devam edeceğiz. Türkiye'yi karış karış gezme, halkla bütünleşme, yurttaşlarımızın dertlerine yurttaşlarımızla birlikte çözümler geliştirme çabalarımız artarak devam edecektir. Bu kararlılığımızı özellikle belirtirken evet ya da hayır diyen, şu ya da bu nedenle sandığa gidemeyen yurttaşlarımıza da saygı ve sevgilerimi sunuyorum."
"Partilileri üzdüysem özür dilerim"
Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından oy kullanamamasıyla ilgili bir soru üzerine kendisinin İstanbul'da kaydının olduğunu, son seçimlerde orada oy kullandığını anımsatarak "Ama benim bilgimin dışında, hangi gerekçeden olduğunu bilemediğim bir gerekçeyle gidiliyor ve oradan adresimin değiştirildiğine dair tutanak tutuluyor ve kaydım siliniyor. Ve ben bunu çok sonradan öğreniyorum. Oysa ben de her yurttaş gibi kaydımın olduğunu, gidip oy kullanacağımı düşünüyordum" dedi. Ortaya çıkan tablonun güzel bir tablo olmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Bu konuda eğer gerçekten partili arkadaşlarımı üzdüysem buradan da özür dilerim. Ama şunu açık yüreklilikle söyleyeyim: Benim de çalışmam lazımdı. Ama bu yoğun trafik içerisinde seçmen kütüklerine bakamadım. Ben de nüfus cüzdanımla gidip oy kullanacağımı düşünmüştüm, öyle hareket ettim" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, kendisine bir komplo kurulup kurulmadığıyla ilgili bir soru üzerine ise "Oraya giden polis arkadaşlar kimin talimatıyla gitti? Kaydım siliniyor, bana bilgi verilmiyor, muhtarın haberi yok, nasıl oluyor bu tablo?" diye sordu.
http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=172646
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Acaba yöneticilerden rica etsek bu başlığı mizah bölümüne taşırlarmı?
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
'CHP hem kendini hem Kemalizm'i yenilemeli'
ABD'nin en önemli gazetesi New York Times'a konuşan analistler CHP'nin bugünden itibaren çalışmalara başlayarak önümüzdeki yıl seçime kadar hem partinin duruşunu hem de Kemalizm anlayışını yenilemesi gerektiğini savundu. Uzmanlar CHP'nin önümüzdeki yıl yapılacak seçimlerde AK Parti karşısında güçlü bir rekabet yaratabilmesinin tek yolunun bu olduğunu söyledi.
Dünya gündeminin nabzı Planet'te atıyor
Geçtiğimiz Pazar günü Türkiye’de yapılan anayasa değişikliği referandumunda kullanılan söylemler o kadar sertleşti ve toplumdaki kutuplaşma o kadar derinleşti ki iş dünyasından bazı kesimler bunun sonucunun şiddet olaylarına kadar varabileceğinden endişe etmeye başladı.
Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (TÜSİAD) Brüksel’de bulunan uluslararası koordinatörü Bahadır Kaleağası, “Bu çok tehlikeli bir durumdu” dedi.
Referandum kampanyası sırasında bir noktada Ak Parti lideri Recep Tayyip Erdoğan TÜSİAD’ı “taraf olmazsanız bertaraf olursunuz” diyerek eleştirdi.
MUHALEFET KAYGILI
Erdoğan ordunun siyasetteki etkisini sonlandırmak, yargının konumunu gözden geçirmek ve bireysel hakları güçlendirmek için referandum çağrısı yaptı. Ancak TÜSİAD’a yöneltilen bu sözler muhalefetin Erdoğan’ın aslında etkili kurumlar üzerinde kontrol sağlamak istediği yönündeki korkularını güçlendirdi.
Oyların yüzde 58’ini elde eden iktidar partisi referandumun önümüzdeki yıl yapılacak genel seçimler öncesinde bir popülerlik testi olduğunu kabul etti. Ancak analistler oylamanın çok daha temel bir noktaya değindiğine de işaret ediyor.
ABD’nin ünlü düşünce kuruluşlarından German Marshall Fund’ın Ankara Bürosu Direktörü Özgür Ünlühisarcıklı, “Referandum muhafazakarlar ve laiklerin ortaya koyduğu farklı kültürel değerlerle, ülkenin gelecekteki kimliğiyle ilgiliydi” dedi.
CHP-AK PARTİ ÇATIŞMASI
Türkiye, Ak Parti’nin 2002 yılında iktidara gelişinden bu yana ciddi değişiklikler yaşadı. Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinde ekonomik ve siyasi değişiklikler yapılırken dış politikada da önemli bir kayma yaşandı. NATO’nun bu en önemli ülkelerinden bir tanesi Avrupa, ABD ve İsrail’e odaklanmaktansa çatışmalar ve tarihi kederlerin pençesindeki Ortadoğu’da bölgesel bir güç olmayı yeğledi.
Her şeyin ötesinde Ak Parti muhalefetteki Cumhuriyet Halk Partisi’yle toplumun nasıl modernleşeceği konusunda çetin bir mücadele halinde.
Tabanı kırsal kesim nüfusu ve varlıklı girişimcilerden oluşan Ak Parti sosyal açıdan daha muhafazakar bir toplum isterken, CHP kendisini Kemalizm’in doğrudan mirasçısı olarak görüyor.
CHP'NİN KEMALİZMİ MODERNLEŞTİRMESİ GEREKİYOR
Brüksel’de bulunan Carnegie Uluslararası Barış Vakfı misafir araştırmacısı Sinan Ülgen, “AK Parti Kemalizme meydan okuyor. CHP’nin ise Kemalizm’i modernleştirmesi gerekiyor. Bu yüzden bu referandumdan sonra kritik bir dönüm noktasındayız” dedi.
Almanya Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi’nin muhafazakar başkanı ve Türkiye’nin AB’ye girmesi fikrinin en büyük destekçilerinden Ruprecht Polenz, “Endişe verici olan yasama ve yürütme arasında kontrol ve denge mekanizmasının olmaması” dedi.
Muhalefet anayasa değişikliklerinin Ak Parti’nin yargının bağımsızlığını zayıflatmak ve hukuku hükümetin kontrolü altına almak için bir girişim olarak görüyor.
SEÇİMLERE KADAR ZAMAN VAR
Analistler yargı bağımsızlığı meselesinin iki parti arasındaki çatışmanın merkezinde yer aldığı konusunda hemfikir. Ancak CHP’nin referandum yenilgisinden bahsetmek ve anayasa değişiklikleri hakkında şüphelerini gündeme getirmek yerine bugünle, önümüzdeki yıl yapılacak seçimler arasında geçecek süreyi Kemalizm’i modernleştirip Ak Parti’ye karşı güçlü bir rekabet sunmak için kullanması gerektiğinden yana.
Ülgen, ordunun da etkisinin zayıflamasıyla CHP’nin toplumun daha geniş kesimlerine ulaşmak ve daha Avrupa yanlısı bir tavır takınmaktan başka seçeneği kalmadığını belirtti. Ülgen ayrıca partinin merkezi, devlet kontrolündeki ekonomi yaklaşımını da terk etmesi gerektiğini savundu.
Ülgen, “Eğer CHP Türkiye’nin laik değerlerini korumaya ve demokrasiyi güçlendirmeye kararlıysa Kemalizmi modernleştirmesi gerekiyor. Pazar günkü referandumdan alınacak ders budur” dedi.
Hürriyet
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Önder Sav'dan Baykal'a ağır yanıt
CHP Genel Sekreteri Önder Sav, CHP eski Genel Başkanı Baykal'a ağır yanıt verdi: Grubumuzla, parti örgütümüzle uyumlu bir şekilde çalışarak seçime hazırlanıyoruz. Başka bir şeyle uğraşmıyoruz. Kurultay fantazileriyle uğraşacak vaktimiz yok. Yapılan çağrıyı kişisel hırs olarak görüyorum.
Tüzük kurultayının yapılmasını isteyen ve "İki anahtarla açılan kasa olmaz" diyen CHP'nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal'a, CHP Genel Sekreteri Önder Sav, "Son açıklamaları kişisel hırs olarak görüyorum. Kurultay fantezileriyle de meşgul olacak değiliz. Bugünlerde 100 tane falan anahtar var galiba, anahtarların kimde olduğunu bilmiyorum. Koleksiyon meraklılarına sorun" diye yanıt verdi.
"Kişisel hırs"
CHP Genel Sekreteri Önder Sav, Deniz Baykal'a, NTV'nin canlı yayınında yanıt vererek, şöyle dedi:
"Son açıklamaları kişisel hırs olarak görüyorum, bunun dışında CHP yöneticileri olarak bir makinenin ahenkli dişlileri gibi çalışarak geleceği süratle hazırlamakla meşgulüz. Bunun dışında da hiçbir şeyle meşgul değiliz, kurultay fantezileriyle de meşgul olacak değiliz.
Bunun ötesinde herhangi bir kişiye söyleyecek sözüm yoktur, hele hele CHP'de geride bıraktığımız 10 yılla ilgili değerlendirme yapmak bana yakışmaz. Herhangi bir kişiyle ilgili değerlendirme yapmayı ben kişiliğime uygun bulmuyorum."
"Tüzük değişikliğine ben engel değilim"
"Tüzük değişikliğine karşı çıktığınız söyleniyor?" sorusuna da Sav, "Ne zamandan beri ben gösterildim, 21 Aralık 2008'de tüzük değişti, o zamandan 22 Mayıs Kurultayına kadar o değişen tüzük hükümleri uygulanmadı, şimdi de uygulanmıyor, değişen bir şey yok" diye konmuştu.
"Anahtar meraklısı değilim"
Baykal'ın anahtar sözüne de Sav, "Bugünlerde 100 tane falan anahtar var galiba, anahtarların kimde olduğunu bilmiyorum. Anahtar meraklılarına, koleksiyon meraklılarına sorun, bana sormayın" dedi.
"Baykal'ın kuşkusu olmasın"
Baykal'ın, "Yeni yıldızlar çıkabilir" sözüne ise Sav, "Sayın Baykal'ın yıldız tabirinden neyi kastettiğini anlamadım. CHP'de görev verildiği zaman her arkadaşımız Sayın Baykal'ın kastettiği şekilde yıldızlaşabilir. O bakımdan Sayın Baykal'ın da kimsenin de kuşkusu olmasın" diye karşılık verdi.
Komitacı sözüne yanıt
CHP Konya Milletvekili Atilla Kart'ın, "Komitacı" sözüne de Sav, "Bunu ciddi bir milletvekilinin ağzına yakıştıramadım, Atilla Kart'ı da muhatap almak istemem" dedi. Atilla Kart'a yönelik parti içinde bir değerlendirme yapılıp yapılmayacağına yönelik soruya da Sav, "Kullandığı sözü ve yerin anlamına bağlı bir iştir, henüz onu değerlendirmedik" dedi.
http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=174164
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin CHP'nin oy hedefini açıkladı
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, ''İktidar, sivil toplum kuruluşları, iş çevreleri, medya ve çeşitli toplum kuruluşları üzerindeki baskısından vazgeçerse, Türkiye'de normal bir seçim olur. Bunun sonucunda da CHP'nin iktidarını görürüz, 2011 seçimlerinde hedefimiz yüzde 40 oy'' dedi.
Son yapılan MYK'de Genel Başkan Yardımcılığı görevine atanan Gürsel Tekin soruları yanıtladı.
Genel Başkan Yardımcılığı görevinin partiye bir hareket kazandırması temennisinde bulunan Tekin, partisinin iktidar olması için elinden gelen gayreti göstereceğini söyledi.
Referandum sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Tekin, ''Her seçim siyasi partiler için ciddi bir sınavdır, mutlak kazanan da kaybeden de bir muhasebe yapar. 'Nerede eksiklik yaptım, ne demem gerekiyordu, ne dememem gerekiyordu?' bunları değerlendirir bu gayet doğaldır'' dedi.
''Hayır'' oylarında alınan yüzde 42'lik sonuç hakkında herkesin farklı yorum yapabileceğini belirten Tekin, şöyle konuştu:
''Biz yorumdan öte özellikle Türkiye'nin önemli coğrafyasında, orta Anadolu'da, doğuda, güney doğuda kısmen Karadeniz'de oylarımızı artırmak zorundayız. Onunla ilgili ciddi çalışmalar yapmamız gerek. Ne yüzde 42 hezimettir, ne de yüzde 57-58 başarıdır. Bunu böyle kabul etmek lazım. Siz seçmen sayısına baktığınızda 52 milyon yurt içinde, 2 milyonda yurt dışında olmak üzere toplam 54 milyon kayıtlı seçmen var. 54 milyon seçmenin 21 milyon küsuru 'evet' demiştir, buda şunu gösteriyor, anayasa çok önemli biliyorsunuz, keşke ortak bir zemin içerisinde olabilseydi en azından vatandaşlarımızın yüzde 70'i 80'i kabul edebileceği bir anayasa paketi olabilseydi hepimiz memnun oldurduk. Sonuç itibariyle bu Türkiye'de her vatandaşı ilgilendiren bir sorundur, siyasi parti seçimi değildir, siyasi parti seçersiniz 5 yıl sonra kararınızı değiştirirsiniz, ama anayasa paketleri 40-50 yıl sonra da önünüze gelir.''
Eşit bir seçim yapılmadı
Halk oylamasında, devletin kurumlarının önemli bir kısmının taraf olduğunu ileri süren Tekin, ''Kentlerde daha bağımsız özgür oy kullanmıştır, ama kırsal ağırlıklı olarak 'evet' çıkmıştır. Özellikle Anadolu da yoksulluğun sefaletin yoğun olarak yaşandığı yerlere baktığımızda orada geçimini sadece ve sadece devletin ayırmış olduğu ufacık tefecik yardımlarla sürdürmeye çalışan vatandaşların tercihi ne yazık ki bağımsız olmuş değildir. Anadolu'nun bir köyünde bir kadın hayatında ilk kez parayla buluşmuştur, 100 lira 200 lira neyse, o paranın kesilmemesi için tercihini çok net kullanmış değildir'' dedi.
İktidarın referandum kampanyası süresince olağanüstü bir harcama yaptığını iddia eden Tekin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Miktarları çok büyük rakamlar, sadece İstanbul ve Ankara'ya baktığımızda, bilboard, megaboard, gazete ilanları, duvar ilanlarına baktığımızda dehşet rakamlar çıkıyor. Sadece bunlar değil, üzücü olan başka bir şey ise dernekler. Özellikle büyük kentlerde çok sayıda dernek var, bakıyorsunuz 'falan ilin derneği kararını verdi 'evet.' Bunlar çok yanlış şeyler, derneklerin taraf olması tercih koyması, onların dernek olmaktan çıkması demektir. Elbette düşünceleri olacaktır ama baskıcı bir unsurla karar vermek doğru değil. İstanbul'da 300-400 bin seçmeni etkileyen dernekler var, bütün bunlar belediyelerin ve iktidarın baskısı sonucu yapılmıştır. Ama bunlar, bize önümüzdeki süreçte ne yapacağımızın nasıl davranacağımızın, vatandaşla nasıl iletişim kuracağımızın önemli argümanı oldu.''
"Bu süreçte CHP'yi, Mustafa Kemal Atatürk'ün partisini kapatmışlardır"
Hükümetin yeni bir anayasa hazırlığında olduğunu ifade eden Tekin, yeni bir Anayasayı 30 yıldır zorlayan ve çok talep eden kesimin ise CHP'de siyaset yapanlar olduğunu söyledi.
12 Eylül anayasasından en çok mağdur olan kesimin kendileri olduğunu savunan Tekin, şöyle konuştu:
''Bu süreçte CHP'yi, Mustafa Kemal Atatürk'ün partisini kapatmışlardır, bütün mal varlıklarına el konulmuştur. Partinin yöneticilerin çoğu gözaltına alınmış, cezaevinde kalmıştır. Bunların hepsine baktığımızda CHP'nin özgürlükçü, demokratik bir anayasa talebi her zaman olmuştur ama keşke iktidarın sayın Başbakanın söylediği gibi özgürlükçü bir anayasa talebi olsa. Görüyoruz ki tamamen sadece bir parti anayasası gibi. Nitekim 2 maddeyi ayırın 24 maddeyi Meclise getirin diyen CHP'dir. Ama iktidar partisi özellikle HSYK ve Anayasa Mahkemesi ile ilgili gerçekten yargı denetimini ortadan kaldıracak 3 tane maddeyi paketin içine koydu.
Doğal olarak da bizim uzun süredir kaygı duyduğumuz maddelerle ilgili olarak dün hangi noktadaysak bugün de aynı noktadayız. Gelecekte uygulamalarını da göreceksiniz. Eğer siz adaleti siyasallaştırırsanız, bu Türkiye'ye yapacağınız en büyük kötülüklerden biridir. Bugün AK Parti iktidardır, yarın başka bir siyasi parti iktidar olur, oda kendi adaletini kullanmaya başlar o zaman adaletin dengesi bozulur.''
''Uzun uzun inceleme ve değerlendirme yapacağız"
Son yapılan MYK toplantısında kendisinin de aralarında bulunduğu 7 kişilik bir Seçime Hazırlık Komitesi'nin kurulduğunu anımsatan Tekin, bu komitenin önümüzdeki günlerde seçim çalışmalarına başlayacağını anlattı.
Tekin, ''Uzun uzun inceleme ve değerlendirme yapacağız. Ona göre kamuoyunda bu sonucun nerelerden kaynaklandığı, bizim eksiklerimizin neler olduğunu ya da kaygıların olup olmadığını hep beraber göreceğiz'' dedi.
2011'de CHP'nin iktidar olmasını talep ettiklerini belirten Tekin, şunları kaydetti:
''Bu sadece bizim değil toplumun önemli kesiminin de beklentisi. Uzun süredir AKP iktidarının ciddi şekilde yıprandığını, yıpranmanın da ötesinde ciddi şekilde bir korku yarattığını görüyoruz. İktidarın kendisini gözden geçirmesi gerek, 'şimdi ne olacak kaygısı' çok kötü bir kaygıdır. Bu kaygılar niye ortaya çıkıyor? Sayın Başbakanın tavrından kaynaklanıyor. 'Taraf olmazsan, bertaraf ederim' baskı unsuru oluşturulduğu için insanların bu tür kaygıları yaşıyor. İnşallah uygulamalarda iktidar partisi akli selim davranır ve toplumun bu kaygılarını ortadan kaldırır. İktidar sivil toplum kuruluşları, iş çevreleri, medya ve çeşitli toplum kuruluşları üzerindeki baskısından vazgeçerse Türkiye'de normal bir seçim olur bunun sonucunda da CHP'nin iktidarını görürüz, 2011 seçimlerinde hedefimiz yüzde 40 oy.''
Başbakanlık sisteminin de yeni bir tartışma konusu olmadığını ifade eden Tekin, 'Sayın Özal'la, Demirel ile başlayan süreçte 25 yıldır tartışma devam ediyor. Ama Türkiye bugünkü konjektürde ona hazır değildir. Bu tartışmanın ötesine geçmez'' dedi.
"Sayın Kılıçdaroğlu eksikliği kabul etti"
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun referandumda oy kullanamaması konusunun çok tartışıldığını vurgulayan Tekin, şöyle konuştu:
''Elbette bir eksiklikti, Sayın Kılıçdaroğlu eksikliği kabul etti, kamuoyundan özür diledi. Ama şimdi düşünün anamuhafelet lideri, herkes tarafından bilinen birinin kütükte isminin silinmesini devletin kurumları yapıyorsa, burada büyük bir zafiyet vardır. Sayın İçişleri Bakanı, 'Polisler sayın Kılıçdaroğlu'nun ikametinde olup olmadığını araştırdı' diyor. Sayın İçişleri Bakanı İstanbul'da bütün milletvekilleri için mi bu uygulamayı yaptılar? Eğer öyleyse itiraz etmeyeceğim ama niçin sadece Kılıçdaroğlu. Diyelim ki yapıldı, sayın Kılıçdaroğlu'nun ikametinden ayrıldığını tespit ettiler. Nezaketen devletin kurumları polis, emniyet ya da YSK'nın sayın Kılıçdaroğlu'na bildirmesi gerekmiyor muydu? Sayın Kılıçdaroğlu bilinmeyen bir isim miydi? Biz devletin görevlilerine güvenmeyecek miyiz? Derhal YSK ya da İçişleri Bakanlığı'nın özür dilemesi gerekiyor.''
YSK'nın herkes için bu hassasiyetle çalıştığını düşünmediğini belirten Tekin, ''Eğer bu hassasiyetle çalışıyorsa, elimde 21 yıl önce ve 18 yıl önce ölmüş iki vatandaşın seçmen kağıdı var. Kütük hassasiyetini gösteren ve bu konuda hassas olan YSK, bu vatandaşların kütüğünü düşürmüyor da, sayın Kılıçdaroğlu'na Türkiye'nin anamuhalefet liderine niye böyle özel bir çalışma yapıyor. Bunlar insafsızca şeyler, biz kimlere güveneceğiz, devletin kurumlarına güvenmeyecek miyiz? Lütfedip, CHP'ye bir telefon edemediler mi? Bu eksiklik değil mi? Bütün bunların sorgulanması gerekir'' diye konuştu.
Baykal'ın açıklamaları
Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın açıklamalarını gazetelerde okuduğunu belirten Tekin, ''Eski genel başkanımdır, hiç bilmiyorum, tabi ki kendinin böyle bir demeci yok ama bir gazetecinin yorumu ile bu söylenmiştir. Bu konuda bir şey söyleme yetkim yok sayın genel başkanımız cevabını verdi. Kurultayların olup olmayacağının kararını Genel Başkan verir. Elbette delege de karar verir ama Genel Başkanın talep edip etmediği de çok önemlidir'' dedi.
Tekin, Genel Başkan Yardımcılığı konusunda da bazı çevreler tarafından ''CHP'de Tekin düğümü'' şeklinde açıklamalar yapıldığını anımsatarak, ''Bu konu çok abartıldı, biz sosyal demokrat bir partiyiz, bizi var eden farklı düşüncelerin olmasıdır. Partimizde farklı düşüncelerin olması bir kavga gibi değil, aksine bir zenginlik olarak algılanmalıdır. Eğer öyle algılıyorlarsa bu düşünceler devam edecektir'' diye konuştu.
Tekin, Anayasa değişikliğinin onaylanmasının ardından 12 Eylül askeri darbesini yapanlara yönelik açılan davalara ilişkin ise ''Olmuşla ölmüşün davası olmaz. Hiç bir şey çıkacağı yok, amaç kamuoyunu başka şeylerle meşgul etmek'' yanıtını verdi.
http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=174062
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Alıntı:
Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı
Yaşar Nuri hocayı kaçırmasalardı fetvaları da hazırdı :)
CHP'nin türban sorununun çözümü için başlattığı çalışmayı yürüten CHP Bilim Yönetim ve Kültür Platformu Başkanı Prof. Dr. Sencer Ayata'nın, görüş olarak Zekeriya Beyaz ve Yaşar Nuri Öztürk fikirleri tartışılan isimlere başvurduğu öne sürüldü.
Vakit gazetesinde Fatih Akkaya imzasıyla yayınlanan habere göre CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun talimatıyla harekete geçen CHP Bilim Yönetim ve Kültür Platformu Başkanı Prof. Dr. Sencer Ayata'nın görüşüne başvurduğu isimlerin Kur'an'da başörtüsünün olmadığını savunan Prof. Dr. Zekeriya Beyaz, Prof. Dr. Şahin Filiz ve Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk gibi ilahiyatçılar olduğu kaydediliyor. Ayata'nın görüşlerine başvurduğu bir diğer isim ise, Kılıçdaroğlu ile birlikte CHP Parti Meclisi'ne giren Beyoğlu eski Müftüsü İhsan Özkes.
Vakit'in iddiasına göre Prof. Ayata'nın İhsan Özkes, Zekeriya Beyaz, Yaşar Nuri Öztürk ve Şahin Filiz gibi bazı görüşleri tartışılan ilahiyatçılara danışan CHP'nin çalışması için Diyanet'e ise başvurmadığı öğrenildi. Edinilen bilgilere göre CHP'li Ayata, başörtüsünün İslam'ın bir emri olduğu yönünde fetvaları olan Diyanet'ten görüş talebinde bulunmadı.
Geçtiğimiz günlerde çalışmaları hakkında bilgi veren Ayata, “Saçın tamamen kapatılması şart değil” tezini ortaya sunmuş ve tepki çekmişti. Kemal Kılıçdaroğlu da katıldığı bir televizyon programında sorunun nasıl çözüleceğine ilişkin soru üzerine yaptığı yorumda, bugün başını kapatanların açılmayacaklari gibi bir durumun olmadığını söylemişti.
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Alıntı:
carsambalıfaruk rumuzlu üyeden alıntı
CHP'nin türban sorununun çözümü için başlattığı çalışmayı yürüten CHP Bilim Yönetim ve Kültür Platformu Başkanı Prof. Dr. Sencer Ayata'nın, görüş olarak Zekeriya Beyaz ve Yaşar Nuri Öztürk fikirleri tartışılan isimlere başvurduğu öne sürüldü.
Vakit gazetesinde Fatih Akkaya imzasıyla yayınlanan habere göre CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun talimatıyla harekete geçen CHP Bilim Yönetim ve Kültür Platformu Başkanı Prof. Dr. Sencer Ayata'nın görüşüne başvurduğu isimlerin Kur'an'da başörtüsünün olmadığını savunan Prof. Dr. Zekeriya Beyaz, Prof. Dr. Şahin Filiz ve Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk gibi ilahiyatçılar olduğu kaydediliyor. Ayata'nın görüşlerine başvurduğu bir diğer isim ise, Kılıçdaroğlu ile birlikte CHP Parti Meclisi'ne giren Beyoğlu eski Müftüsü İhsan Özkes.
Vakit'in iddiasına göre Prof. Ayata'nın İhsan Özkes, Zekeriya Beyaz, Yaşar Nuri Öztürk ve Şahin Filiz gibi bazı görüşleri tartışılan ilahiyatçılara danışan CHP'nin çalışması için Diyanet'e ise başvurmadığı öğrenildi. Edinilen bilgilere göre CHP'li Ayata, başörtüsünün İslam'ın bir emri olduğu yönünde fetvaları olan Diyanet'ten görüş talebinde bulunmadı.
Geçtiğimiz günlerde çalışmaları hakkında bilgi veren Ayata, “Saçın tamamen kapatılması şart değil” tezini ortaya sunmuş ve tepki çekmişti. Kemal Kılıçdaroğlu da katıldığı bir televizyon programında sorunun nasıl çözüleceğine ilişkin soru üzerine yaptığı yorumda, bugün başını kapatanların açılmayacaklari gibi bir durumun olmadığını söylemişti.
Bence CHP türban konusunda Okyanus ötesine uzanıp Fethullah Hoca'ya sorsa iyi eder. Hoca bir ara "türban teferruattır" demişti. Tam da CHP'ye göre bir açıklama değil mi? CHP bu önerimi ihmal etmesin, kendisine destek bulacaktır. Her ne kadar Hanefi Avcı farklı yazsa da kaset konusunda da Baykal'a destek çıkmıştı hoca...
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
http://www.milliyet.com.tr/dayakci-k...78/default.htm
Adam hem İzmir'li,
Hem de CHP'li.
Yani "elit",
Yani "seçkin",
Yani sıradan biri değil,
Yaptığın yakıştı mı sana kardeşim..
Bu hareketin İzmir'liliğe de CHP'iliğe de yakışmadı.
Bu yaptığını ancak %58'in içindeki eğitimsizler yapabilir.
Hemen düzelt kendini..
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/yuk...acak_sok_iddia
Önder abimiz cumhurbaşkanlığına hazırlanıyormuş ey millet..
Duyduk duymadık demeyin.
Yakışır Önder abimize...
Ancak, küçük bir sorun var;
Cumhurbaşkanlarını artık asker baskısı altında seçmiyoruz.
Cumhurbaşkanını şimdi halk seçiyor.
Acaba bidon kafalı, karnını kaşıyan admalar Önder abimizi seçer mi?
Bir önerim var;
Cumhurbaşkanlığı seçimişnde yüksek tahsillilere iki oy hakkı tanınsın.
Adamlar o kadar okumuş dirsek çürüttmüş..
Onların oyunu dağdaki çobanla bir tutmak anayasanın "eşitlik" ilkesine de aykırı..
Yine küçük bir sorun var;
Ben (övünmek gibi olmasın) iki fakülte mezunuyum,
Verdiğim oyun, tek fakülte mezunları ile eşit kabul edilmesi beni kırar.
Benim bu küçük sorunuma da çözüm bulmak lazım.
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Alıntı:
Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı
http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/yuk...acak_sok_iddia
Önder abimiz cumhurbaşkanlığına hazırlanıyormuş ey millet..
Duyduk duymadık demeyin.
Yakışır Önder abimize...
Ancak, küçük bir sorun var;
Cumhurbaşkanlarını artık asker baskısı altında seçmiyoruz.
Cumhurbaşkanını şimdi halk seçiyor.
Acaba bidon kafalı, karnını kaşıyan admalar Önder abimizi seçer mi?
Bir önerim var;
Cumhurbaşkanlığı seçimişnde yüksek tahsillilere iki oy hakkı tanınsın.
Adamlar o kadar okumuş dirsek çürüttmüş..
Onların oyunu dağdaki çobanla bir tutmak anayasanın "eşitlik" ilkesine de aykırı..
Yine küçük bir sorun var;
Ben (övünmek gibi olmasın) iki fakülte mezunuyum,
Verdiğim oyun, tek fakülte mezunları ile eşit kabul edilmesi beni kırar.
Benim bu küçük sorunuma da çözüm bulmak lazım.
2 Oy kabul olsun onların bütün oyları, ne mezunu olurlarsa olsunlar... Yine de seçim kazanma olasılığından uzaklar.
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
:)
Oyumu ite kaka bi yere sığdıramadılar ya, ahımı alan yandı valla
Bu arada,
Avcılar Belediye Başkanı "kesin ihraç kararıyla disiplin kuruluna verildiği" için biz de burada o varsayımla yorumda bulunduk ancak hala herhangi bir işleme tabi tutulmadığı gibi çıt da yok?
Bu nedenle ihraç edildi/ edilecek sözümü geri alıyor bir daha - hiç yapmadığım halde - kimsenin sözüne kanarak ve bilhassa emin olmadan yorum yapmamam gerektiğini öğrenmiş oldum.
Bunu da CHP ye borçluyum :) kendilerine teşekkür ederim.
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Alıntı:
çoban rumuzlu üyeden alıntı
:)
Oyumu ite kaka bi yere sığdıramadılar ya, ahımı alan yandı valla
Bu arada,
Avcılar Belediye Başkanı "kesin ihraç kararıyla disiplin kuruluna verildiği" için biz de burada o varsayımla yorumda bulunduk ancak hala herhangi bir işleme tabi tutulmadığı gibi çıt da yok?
Bu nedenle ihraç edildi/ edilecek sözümü geri alıyor bir daha - hiç yapmadığım halde - kimsenin sözüne kanarak ve bilhassa emin olmadan yorum yapmamam gerektiğini öğrenmiş oldum.
Bunu da CHP ye borçluyum :) kendilerine teşekkür ederim.
Sayın Önder Sav ın Hac pot u vardı.Ondan ne sonuç çıktı ki,bundan çıksın.Belki böyle davranışlar CHP de konum güçlendiriyordur.
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Kılıçdaroğlu: Baykal'a cevap
Berlin'de bulunan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eski Genel Başkan Deniz Baykal'ın açıklamalarıyla ilgili olarak partililerini uyardı. Kılıçdaroğlu, medya üzerinden Baykal'la tartışmayacağını söyledi.
Berlin'de temaslarda bulunan Kemal Kılıçdaroğlu, partililere "Baykal'a cevap vermeyin" mesajı verdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, eski Genel Başkan Deniz Baykal'ın açıklamalarına yanıt vermemeleri konusunda partililere talimat verdi.
Almanya temaslarına başlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal'ın referandum sonrasında açıklama yapmasını anlayışla karşıladığını söyledi.
Bu konuların medya üzerinden tartışılmasını doğru bulmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Eğer Baykal'a yanıt verilmesi gerekirse ben veririm" dedi.
CHP lideri, Almanya'nın başkenti Berlin'de gerçekleştirdiği ziyaret kapsamında, Türkiye'nin Berlin Büyükelçiliği ile Alman Sosyal Demokratların ünlü lideri Willy Brandt'ın mezarını ziyaret etti.
Kılıçdaroğlu, yarın da Alman Sosyal Demokrat Partisi ve Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkanı ile biraraya gelecek.
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Kullanılmayan 'oy'un suçlusu bulundu
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, referandumda oy kullanamamasının yankıları parti içinde sürüyor.
Kılıçdaroğlu'nun oy kullanamamasının faturası Özel Kalem Müdürü Hamret Erdemiş'e kesildi. Kılıçdaroğlu, yeni özel kalem müdürü ve danışmanın belirlenmesi için düğmeye bastı. CHP Genel Merkezi, genel seçimler öncesi Kılıçdaroğlu'nun birlikte çalışacağı bir özel kalem müdürü ve bir danışman kadrosu için arayışa geçti. Yeni ekip arayışı, "güvenilir bir isim" olması için de, sadece yakın çevreye haber verildi. Kılıçdaroğlu ile bire bir çalışacak iki kişilik kadro için aranan kriterler arasında "en az iki yabancı dil bilme ve genç olması" koşulları dikkat çekiyor.
12. kat kapandı
Genel merkezin "yabancı dil" şartına karşılık özellikle Erdemiş ile örgüt ve milletvekilleri arasında yaşanan tartışmalara dikkat çekilerek, "örgütü ve siyaseti iyi tanıyan bir ismin" getirilmesi gerektiği dile getiriliyor. Erdemiş'in görev başlamasından bu yana, genel başkanlık makamının bulunduğu 12. kat ile örgüt, milletvekilleri ve medya arasında yaşanan kopukluk dikkat çekiyor.
2 günlük suçlama
Erdemiş'in yanı sıra Kılıçdaroğlu genel başkan seçilince bir süre beraber çalıştığı eski genel başkan Deniz Baykal'ın özel kalem müdürü Nilgün Şahin'e de sorumluluk yüklendi.
Kılıçdaroğlu, bir süre Şahin ile çalışmış, ancak daha sonra Erdemiş görevlendirilmişti. Erdemiş, 11 Haziran'da göreve getirilirken, seçmen listeleri askıya Şahin'in görev aldığı 9 Haziran tarihinde çıktı. Listeler 22 Haziran'da askıdan indi. Yani listeler 2 gün Şahin'in özel kalem müdürlüğü sırasında, 11 gün ise Erdemiş'in görev yaptığı sürede askıda kaldı. Parti yönetimi, iki özel kaleme de Kılıçdaroğlu'nun ismini listede kontrol ettirmedikleri için tepkili.
Yönetim sorumlu
Konuyla ilgili ilk kez BUGÜN'e konuşan Şahin, "Eşyalarımı topladığım bir süreç. Görevimi bırakırken bu kontrolü yapmam beklenemez. Benden çok Hamret Hanım'ın sorumluluğunda. Eşyalarımı topladığım 2 gün için konu benim üzerime yıkılmaya çalışılmamalı" dedi. "Kaldı ki Hamret Hanım da bu konularda deneyimsiz" diyen Şahin şöyle devam etti:
"Asıl sorumluluk parti yönetiminde. Listeler 11 gün kadar askıda kaldı. 15 Temmuz'a kadar itiraz süresi vardı. Ben o tarihte de yoktum. Niye itiraz edilmedi bu sürede. Ortada sorumluluk ya da kabahat varsa kendilerinin."
Bizde hata olmaz
CHP Ankara Milletvekili Nesrin Baytok'un özel kalem müdürlüğü döneminde de özel kalem müdür yardımcısı olarak görev yaptığını ve Deniz Baykal'ın evrak işlemleri ile bire bir kendisinin ilgilendiğini de anlatan Şahin, "Biz bu işleri bilen insanlarız. Deniz Bey de Oran'dan Angora'ya taşındı. Bütün işlemleri takip ettik. Deniz Bey'i bırakın, Deniz Bey'in torununun 2009 yerel seçimlerindeki kaydını da ben takip ettim. Bizim dönemimizde asla problem yaşanmazdı" dedi.
Yeşiller ile yeni sayfa açtık
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Berlin'deki temasları çerçevesinde Yeşiller Partisi Eş Başkanları Claudia Roth ve Cem Özdemir'le bir araya geldi. CHP lideri, Yeşiller Partisi ile ilişkilerde yeni bir sayfa açıldığını söyledi.
CHP'nin çağdaş demokrasiden yana tavır koyan bir parti olduğunu belirterek Yeşiller'in çevre konusundaki duyarlılıklarını paylaştıklarını söyleyen Kılıçdaroğlu, Yeşiller Eş Başkanları'nı Türkiye'ye davet etti.
AB için destek
Cem Özdemir ise görüşmenin ardından CHP ile Yeşiller arasında güzel bir diyalog sürecinin başladığını belirtti. Özdemir, "Bizim desteğimiz iktidara yönelik bir destek değildir. Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine yönelik bir destektir" dedi. Claudia Roth ise CHP'nin Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne giriş sürecinde daha net bir tutum sergilemesi gerektiğini söyledi.
http://www.bugun.com.tr/haber-detay/...su-haberi.aspx
-
Edip Safter GAYDALI...
Siyaseti yakından takip edenlerin hemen tanıyacağı ünlü eski ANAP milletvekili Kamran İNAN ın yeğeni.
Ailesi 4 kuşak öteden Bitlis in en güçlü aşiretidir.
Edip Safter GAYDALI 22 Temmuz 2007 seçimlerine, CHP Bitlis milletvekili adayı olarak girmiştir.
Edip Safter GAYDALI seçim propagandası için Bitlis te köy köy dolaşırken halkla aralarında şöyle bir diyalog geçer.
"Bey biz bugüne kadar hep sağ partiye oy verdik,bu CHP de neyin nesidir?Bu 6 ok da ne anlama gelir".
GAYDALI' nın cevabı şöyle olmuştur;
"Ben bu konuyu iyi araştırdım...CHP demek Cenab-ı Hakkın Partisi demektir.6 oka gelince o da imanın 6 şartı...Her ok imanın bir şartının işaretidir".
Halk cahil dediysek o kadar da değil:).Seçim gelir ve Sayın GAYDALI yüzde 1 oy alarak hezimet yaşar.Bu olay Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi tarafından bilindiği halde,resmen laiklik ilkesine aykırılığı ve göz göre göre yalan ihtiva etmesine,insanların dini duygularının sömürülerek siyaset yapılmasına rağmen sayın GAYDALI ya hiçbir uyarı ve kınama cezası dahi verilmemiştir.Zaten beklenen bir davranışta olmazdı:).
Madem 6 ok imanın şartını simgelemekte.Kadere iman da bunlardan bir tanesi olduğuna göre söylenecek tek söz kalıyor.İlelebet muhalefet olmak senin kaderin CHP:)
-
Alıntı:
bartelmi diaz rumuzlu üyeden alıntı
Edip Safter GAYDALI...
Siyaseti yakından takip edenlerin hemen tanıyacağı ünlü eski ANAP milletvekili Kamran İNAN ın yeğeni.
Ailesi 4 kuşak öteden Bitlis in en güçlü aşiretidir.
Edip Safter GAYDALI 22 Temmuz 2007 seçimlerine, CHP Bitlis milletvekili adayı olarak girmiştir.
Edip Safter GAYDALI seçim propagandası için Bitlis te köy köy dolaşırken halkla aralarında şöyle bir diyalog geçer.
"Bey biz bugüne kadar hep sağ partiye oy verdik,bu CHP de neyin nesidir?Bu 6 ok da ne anlama gelir".
GAYDALI' nın cevabı şöyle olmuştur;
"Ben bu konuyu iyi araştırdım...CHP demek Cenab-ı Hakkın Partisi demektir.6 oka gelince o da imanın 6 şartı...Her ok imanın bir şartının işaretidir".
Halk cahil dediysek o kadar da değil:).Seçim gelir ve Sayın GAYDALI yüzde 1 oy alarak hezimet yaşar.Bu olay Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi tarafından bilindiği halde,resmen laiklik ilkesine aykırılığı ve göz göre göre yalan ihtiva etmesine,insanların dini duygularının sömürülerek siyaset yapılmasına rağmen sayın GAYDALI ya hiçbir uyarı ve kınama cezası dahi verilmemiştir.Zaten beklenen bir davranışta olmazdı:).
Madem 6 ok imanın şartını simgelemekte.Kadere iman da bunlardan bir tanesi olduğuna göre söylenecek tek söz kalıyor.İlelebet muhalefet olmak senin kaderin CHP:)
Gördünüzmü ?
Takiye CHP nin hiç beceremediği bişey olduğunu. O yüzden tek başına iktidar olma şansı şimdilik sıfır.
Ama olsun, Nasılsa bir gün o insanlarda ''rüyadan'' uyanacaktır.
-
"Borsada büyük operasyon
SPK borsada manipülatif işlemler yaptığı gerekçesiyle toplam 24 kişi için suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusunda bulunulan isimler arasında CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal da bulunuyor
SERMAYE Piyasası Kurulu’nun hakkında suç duyurusunda bulunduğu Çetin Soysal, Tekel işçilerinin direnişlerinde de gündeme gelmişti. İşçilerin direnişi sırasında çıkan olaylarda polis CHP İstanbul Milletvekili Çetin Soysal’ın gözüne de biber gazı sıkmıştı." VATAN
CHP kasasından çeteye 150 bin TL
İstanbul Cumhuriyet Savcısı tarafından yürütülen soruşturmada, çetenin finansörlüğünü yaptığı iddia edilen S. Serbes'le ilgili iddialar ortaya çıktı. Sakarya İl Başkanlığı'nın kasasından 'çetenin üyesi olmak' suçundan tutuklanan Serbes'e 150 bin TL aktarıldığı tespit edildi. İnternethaber
...
Camiye kılıf uydurmak kolay.. Daha da beceremediği ne kalmış ki.. Dönüp geriye bakıldığında takiyesini de görürüsünüz. Beceriksizliği becermekte üzerine parti yok gibi görünüyor fakat görmek istemeyen ne yaparsa yapsın yine görmez çünkü görmek istemiyordur.
Halkın partisi halktan gücünü alamamışsa, bunun kusurunu da kendinde aramıyorsa , eh artık kusura bakmasın kimse..
Ama bu sefer unutluyum, bilemiyorum , tahmin etmek güç ve henüz çok erken.
Sayın Kılıçdaroğlu nun işi bayağı zor; İşe temizlikten başlamalı bence..
-
Alıntı:
ayazoglum rumuzlu üyeden alıntı
Gördünüzmü ?
Takiye CHP nin hiç beceremediği bişey olduğunu. O yüzden tek başına iktidar olma şansı şimdilik sıfır.
Ama olsun, Nasılsa bir gün o insanlarda ''rüyadan'' uyanacaktır.
Siz eğer bu yazıdan bu sonucu çıkarıyorsanız şaşarım sizin aklınıza.AKP den bir tane bu şekilde örnek gösterin kaynak göstererk seçimde bir daha asla oy vermeyeceğim.
-
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun bugün (26 Temmuz 2010) Ordu mitinginde gündeme getirdiği "Dubai Anlaşması" ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı "ihanet" ile suçladı.
Daha önce Onur Öymen ve Deniz Baykal’ın da gündeme getirdiği ve Devlet Bakanı Ali Babacan ile dönemin ABD Hazine Bakanı John Snow tarafından 22 Eylül 2003’te imzalanan “Dubai Anlaşması” dokuz ay sonra ABD Başkanı Georg W. Bush’un Türkiye’yi ziyaretinde (27 Haziran 2004) Başbakan Tayyip Erdoğan ile görüşmesinin hemen ardından, anlaşmanın askıya alındığını kamuoyuna açıklanmıştı.
Hiç yürürlüğe girmemiş ve üzerinden de yedi yıl geçmiş Dubai Anlaşması için gizli deniliyor, birileri birilerini kandırıyor, birileri de “bulanık suda balık avlıyor,” yada “gündemi başka yöne çekmek isteyenlerin” oyununa geliyor. Bu malzemeyi kim, hangi danışman ve niye CHP liderlerinin önüne ikide bir servis ediyor? (Gizli denilen belgelerin internet adresleri aşağıdadır.)
Yürürlüğe girmemiş bu anlaşmada doğru ve etik olmayan “tüccar” zihniyeti ile Türkiye Cumhuriyetinin küçük düşürülmesi ile TBMM alacağı bir kararı, bakanlık düzeyine indirgenmesi “düşünülmeli” ve “sorgulanmalı”dır.
Bu kargaşada ne hikmetse(!) o dönemde ve dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile ABD Dışişleri Bakanı Colin Powell´ın imzaladığı anlaşma nasıl hükümler içeriyor, kimse bunu sorgulamıyor.
Anlaşmanın tam metni şöyle:
FROM THE OFFICE OF PUBLIC AFFAIRS
September 22, 2003
JS-747
United States - Turkey Financial Agreement
Joint Statement Following Signing of the Agreement
September 22, 2003
Dubai, UAE
Turkey and the United States signed a Financial Agreement today by which the United States is making available as much as $8.5 billion in loans to Turkey.
The purpose of the Financial Agreement is to support Turkey’s ongoing economic reform process.
The loan disbursements will be used to service Turkey’s external and domestic debts.
The loan will have a 10-year maturity with a 4-year grace period for repayment of principal.
The loan will be disbursed over a period of about 18 months in 4 equal disbursements.
Under the Financial Agreement, each disbursement is conditioned on Turkey meeting the conditions set forth in U.S. law. The two conditions are: (1) Turkey is implementing strong economic policies; and (2) Turkey is cooperating with the United States in Iraq.
The contribution of Turkish troops for peacekeeping and stability operations in Iraq is not a necessary condition for determining Turkish cooperation in Iraq.
The Turkish Treasury will decide on the timing of the request for each disbursement, taking into account cash flow, and internal and external debt service.
The United States will reply within 8 business days of a request for a disbursement as to whether it considers that Turkey meets the conditions.
The last two disbursements can be converted into a grant, if Turkey wishes.
Turkey may pre-pay the loan.
The Financial Agreement will become effective once remaining legal and technical procedures are completed.
İşte ilgili belgenin yayınlandığı:
USA (ABD) adresi: JS-747: U.S.-Turkey Financial Agreement - Joint Statement
T.C. adresi: http://www.hazine.gov.tr/iro_files/N...i-20030923.pdf
hazine_belge.pdf
-
Bu foruma yazanların %80 i CHP ye karşı, yani CHP ile ilgileri yok. Dolayısı ile aslında CHP hakkında (parti iç işleri uygulamaları v.s) konuşmaya da hakları yok... Hele hele temelsiz nereden geldiği belli olmayan geri zekalı anektotlarla bu siteyi kirletmeye kimsenin hakkı yok.
Sözde ilim irfan yuvası bir site olan İHH destekçisi EVET kampanyası güden çoğu yazısı irticai ve gerçek dışı olan bir dümbük sitede bir dümbük kişinin yazdığı yazıyı burada varmış gerçekmiş gibi yazmak çok ama çok ayıp. Ayıp ötesi terbiyesizliktir. Bu akla zarar iletilere onay veren site yöneticilerininde dikkatlerine helal olsun... İlke olarak alıntının kaynağı ve yazarının belirtilmesi belirtilemiyorsa yayımlanmaması gerektiğini biliyorum . Nerededir bu dikkat ?
24 Aralık 2007 de Yavuz Donat'ın köşesinde bir anlatımın son bölümünde ''gelelim hikayeye'' diyerek ''mış'' muş'' lu anlatılan tebessümden öteye gerçekliği olmayan.. ve hatta 26 aralıkta yalanlanan bir yazının kaynağı ve tamamı verilmeden yazılması hiç hoş değildir.
CHP yi sevmeyebilirsiniz, nefret te edebilirsiniz, onun toplumsal yönünü eleştiri hakkı siyasi bir parti olduğu için herkese açıktır doğal olarak ama iftira atmak ''gülümseme öyküsü'' diye anlatılanı gerçekmiş gibi buralara yazmak terbiye sınırlarını zorlamaktır.
Kaldıki CHP yi eleştirebilmek için asgari bir yakınçağ tarihi TC nin gelişimi olaylar bilinmelidir. CHP 1923 ten beri TC nin çimentosu olmuş bir köklü partidir. Ebediyete akıp giden zaman içerisinde elbette bir çok yanlışları, abuk sabuk kişileri, yolsuzluk yapanı, arsızlık yapanı çıkmıştır ve maalesef çıkacaktırda. Ancak CHP kişilerle kaim olmayan bir partidir. Sanırsam hatanız RTE sonrasında AnNAP a dönecek AKP ile karıştırmanızdır.
Ya efendi gibi ölçülü bilgili dikkatli eleştiri yapalım yada susalımki adam sansınlar.
-
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Bu foruma yazanların %80 i CHP ye karşı, yani CHP ile ilgileri yok. Dolayısı ile aslında CHP hakkında (parti iç işleri uygulamaları v.s) konuşmaya da hakları yok... Hele hele temelsiz nereden geldiği belli olmayan geri zekalı anektotlarla bu siteyi kirletmeye kimsenin hakkı yok.
Sözde ilim irfan yuvası bir site olan İHH destekçisi EVET kampanyası güden çoğu yazısı irticai ve gerçek dışı olan bir dümbük sitede bir dümbük kişinin yazdığı yazıyı burada varmış gerçekmiş gibi yazmak çok ama çok ayıp. Ayıp ötesi terbiyesizliktir. Bu akla zarar iletilere onay veren site yöneticilerininde dikkatlerine helal olsun... İlke olarak alıntının kaynağı ve yazarının belirtilmesi belirtilemiyorsa yayımlanmaması gerektiğini biliyorum . Nerededir bu dikkat ?
24 Aralık 2007 de Yavuz Donat'ın köşesinde bir anlatımın son bölümünde ''gelelim hikayeye'' diyerek ''mış'' muş'' lu anlatılan tebessümden öteye gerçekliği olmayan.. ve hatta 26 aralıkta yalanlanan bir yazının kaynağı ve tamamı verilmeden yazılması hiç hoş değildir.
CHP yi sevmeyebilirsiniz, nefret te edebilirsiniz, onun toplumsal yönünü eleştiri hakkı siyasi bir parti olduğu için herkese açıktır doğal olarak ama iftira atmak ''gülümseme öyküsü'' diye anlatılanı gerçekmiş gibi buralara yazmak terbiye sınırlarını zorlamaktır.
Kaldıki CHP yi eleştirebilmek için asgari bir yakınçağ tarihi TC nin gelişimi olaylar bilinmelidir. CHP 1923 ten beri TC nin çimentosu olmuş bir köklü partidir. Ebediyete akıp giden zaman içerisinde elbette bir çok yanlışları, abuk sabuk kişileri, yolsuzluk yapanı, arsızlık yapanı çıkmıştır ve maalesef çıkacaktırda. Ancak CHP kişilerle kaim olmayan bir partidir. Sanırsam hatanız RTE sonrasında AnNAP a dönecek AKP ile karıştırmanızdır.
Ya efendi gibi ölçülü bilgili dikkatli eleştiri yapalım yada susalımki adam sansınlar.
Beyefendi Yavuz DONAT kaleme aldı diye bu olay onun yazısıdır anlamına mı gelir.CHP her zaman yaptığı olayları inkar etmiştir.Bu olayın sadece Bitlis te olduğuna mı inanıyorsunuz siz.Üniversiteden arkadaşlarımız Doğu ve Güneydoğu da CHP nin her zaman bu tarz olaylarla oy avcılığı yaptığını yaşayarak söylüyorlar.CHP yi sevmiyor değilim ,görüşlerini yanlış buluyorum.Bu yazı da iftira değildir.Anlamadığım konu bu ülkede ne zaman bir olumsuz olay yaşansa ,CHP liler hemen aman kesin AKP nin işidir,kesin onlar yapmıştır derler ama işin derinine indiğinizde hep CHP nin parmağı ortaya çıkar.Örnek verecek olursak afiş skandalı,Danıştay saldırısı,Kocaelinde oy yaksın diye para verilen şahıs...Daha sayacağımız bir sürü olayda hep AKP yi suçladınız ama araştırılınca altından CHP çıktı.Aman biz kime laf anlatıyoruz ki.İftira iftira:)
-
Sayın commodore1tr'ın yazısında belirttiği hususlar bir süredir benimde dikkatimi çekmekte.
Bu forum bölümünün aççılış amacı değerli üyelerimizin düzeyli bir tartışma fikir alışverişinde bulunmasını amaçlamaktadır. Özelliklede kendi özgün fikirlerini yazmasıdır. Başka bir deyişle kendi fikrini düşüncesini bilgisini ortaya koymasıdır. Yoksa kopyala yapıştır değil. Hele hele kopyalayıp yapıştırılan kaynağı belirtilmeden kullanılması hiç değil. Elbette bir yazardan bir eserden alıntı yapılabilir, buda kaynağı belirtmek suretiyle ve özellikle kendi savunduğunuz fikri yada düşünceyi desteklemek amacıyla olmalıdır. Yoksa kaynak dahi belirtmeden yapılan ileti ileti değeri taşımayacağı gibi hukuki sorumluluk taşıması bir yana hiç etik değildir.
Sayın commodore1tr'ın yazısından sonra şöyle bir baktığımda dört kişiden bahsettiğini hissediyorum kendisi belirtmemiş ama bu apaçık ortaya çıkıyor.
Bunlardan Bartelmi Diaz hanımefendi (kendisini yukarıda ifşa ettiği için ki oda kendi üzerine alınmış benimde tahminimdeki dört kişiden birisi olarak) çok dikkat çekici.
Kesinlikle Hasan Cemal'e ait olan bir yazıyı kendisininmiş gibi yazması, ikaz edilince ''ben kaynağını bulamamıştım'' deme yerine gereksiz polemiklere girerek tartışma yaratması buna temel bir örnektir.
Aynı şekilde ''aziz Nesin ve %60 polemiği'' diye adlandırdığı forumunda da bu durum göze çarpmaktadır. İzmir'in Torbalı ilçesini ''TORBA'' yaparak yazmasıda Allah'ın taktiri olsa gerek ! Çünkü bana bu hata ''elelemin ağzı torba değilki büzesin''i anımsattı. Gerçektende Aziz Nesin 1982 anayasasına karşıdır muhtemelen yazıdaki tek doğru budur. Gerçi o yazısı beni kızdırmaktan çok güldürmüştü ancak tepki üzerine doğrusunu yazmak gerekir diye düşünüyorum.
Yazı beni güldürdü çünkü Sayın Diaz yazısının başında ''Bu kadar koyu siyaseti seven kızlar bir araya gelirse siyaset konuşmakta kaçınılmaz olurdu'' diyor. Ancak anında bu kadar siyaseti seven kızların ''hepimiz ne bir eserini okumuştuk ne bir yazısını'' diyerek Aziz Nesin'den aslında bi haber olma ayıbını ifşa ediyor. Maşallah. Bu aslında ne siyaseti ne edebiyatı ne yazınsal sanatları ne de yakın tarihi bilmemenin en güzel itirafıdır. E gerisini okumanın değeri var mıdır ? Aslında yoktur. Aslında sayın Diaz'ın siyaseten söylediği hiç bir şeyinde değerinin olmadığı itirafıdır bu ki doğrusuda budur. Ama merak edenler için yazayım. Bende bu polemiği daha önce duymuştum. Bizzat Müjdat Gezen'e hemde bu Cumartesi sordum. Sadece gülümsedi ve ''tangör sen biliyorsun ne soruyorsun?''dedi. Yanıtımı almıştım.
Buradaki yazıya gelince buda bir anektottur gülmece için Yavuz Donat tarafından yazılmıştır. (Bartelmi diaz hanım bunada karşı çıkmış.) Zaten adıda Safter değil Safder'dir. CHP karşı çıkmamıştır bu yazıya bizzat Edip bey çıkmıştır. Doğruluğuda hiç bir zaman kanıtlanmamıştır. O yüzden de hiç bir yerde kendisine yer bulamamıştır.
Özetle Bartelmi hanım dikkat ediniz.
-
Alıntı:
Tangör Evren rumuzlu üyeden alıntı
Sayın commodore1tr'ın yazısında belirttiği hususlar bir süredir benimde dikkatimi çekmekte.
Bu forum bölümünün aççılış amacı değerli üyelerimizin düzeyli bir tartışma fikir alışverişinde bulunmasını amaçlamaktadır. Özelliklede kendi özgün fikirlerini yazmasıdır. Başka bir deyişle kendi fikrini düşüncesini bilgisini ortaya koymasıdır. Yoksa kopyala yapıştır değil. Hele hele kopyalayıp yapıştırılan kaynağı belirtilmeden kullanılması hiç değil. Elbette bir yazardan bir eserden alıntı yapılabilir, buda kaynağı belirtmek suretiyle ve özellikle kendi savunduğunuz fikri yada düşünceyi desteklemek amacıyla olmalıdır. Yoksa kaynak dahi belirtmeden yapılan ileti ileti değeri taşımayacağı gibi hukuki sorumluluk taşıması bir yana hiç etik değildir.
Sayın commodore1tr'ın yazısından sonra şöyle bir baktığımda dört kişiden bahsettiğini hissediyorum kendisi belirtmemiş ama bu apaçık ortaya çıkıyor.
Bunlardan Bartelmi Diaz hanımefendi (kendisini yukarıda ifşa ettiği için ki oda kendi üzerine alınmış benimde tahminimdeki dört kişiden birisi olarak) çok dikkat çekici.
Kesinlikle Hasan Cemal'e ait olan bir yazıyı kendisininmiş gibi yazması, ikaz edilince ''ben kaynağını bulamamıştım'' deme yerine gereksiz polemiklere girerek tartışma yaratması buna temel bir örnektir.
Aynı şekilde ''aziz Nesin ve %60 polemiği'' diye adlandırdığı forumunda da bu durum göze çarpmaktadır. İzmir'in Torbalı ilçesini ''TORBA'' yaparak yazmasıda Allah'ın taktiri olsa gerek ! Çünkü bana bu hata ''elelemin ağzı torba değilki büzesin''i anımsattı. Gerçektende Aziz Nesin 1982 anayasasına karşıdır muhtemelen yazıdaki tek doğru budur. Gerçi o yazısı beni kızdırmaktan çok güldürmüştü ancak tepki üzerine doğrusunu yazmak gerekir diye düşünüyorum.
Yazı beni güldürdü çünkü Sayın Diaz yazısının başında ''Bu kadar koyu siyaseti seven kızlar bir araya gelirse siyaset konuşmakta kaçınılmaz olurdu'' diyor. Ancak anında bu kadar siyaseti seven kızların ''hepimiz ne bir eserini okumuştuk ne bir yazısını'' diyerek Aziz Nesin'den aslında bi haber olma ayıbını ifşa ediyor. Maşallah. Bu aslında ne siyaseti ne edebiyatı ne yazınsal sanatları ne de yakın tarihi bilmemenin en güzel itirafıdır. E gerisini okumanın değeri var mıdır ? Aslında yoktur. Aslında sayın Diaz'ın siyaseten söylediği hiç bir şeyinde değerinin olmadığı itirafıdır bu ki doğrusuda budur. Ama merak edenler için yazayım. Bende bu polemiği daha önce duymuştum. Bizzat Müjdat Gezen'e hemde bu Cumartesi sordum. Sadece gülümsedi ve ''tangör sen biliyorsun ne soruyorsun?''dedi. Yanıtımı almıştım.
Buradaki yazıya gelince buda bir anektottur gülmece için Yavuz Donat tarafından yazılmıştır. (Bartelmi diaz hanım bunada karşı çıkmış.) Zaten adıda Safter değil Safder'dir. CHP karşı çıkmamıştır bu yazıya bizzat Edip bey çıkmıştır. Doğruluğuda hiç bir zaman kanıtlanmamıştır. O yüzden de hiç bir yerde kendisine yer bulamamıştır.
Özetle Bartelmi hanım dikkat ediniz.
Sevgili Tangör bey birincisi Hasan CEMAL yazısıyla ilgili çok yakında sizlere bir kanıt sunacağım ve umarım o zaman benden özür dilersiniz.İkincisi Aziz NESİN i ilahlaştırmışsınız resmen.Aziz NESİN i tanımıyor takip etmiyor olmak neden siyasetten bihaber olmak olsun ki.Siz bütün edebi eserleri olan şair ve yazarları tanıyor musunuz.Eserlerini okudunuz mu?Hem Aziz NESİN in her söylediği laf doğrudur diye bir kaide mi var.Üçüncü mesele Müjdat GEZEN bu açıklamayı bir televizyon kanalında yapmış.Size inkar mı etti söylediklerini.Siz bunu mu anladınız.Her neyse konuyu bölmek istemiyorum.Cumhuriyet Halk Partisi düşmanı değilim.Önceden belirttiğim gibi ben de bir solcu gibi yaşar ama siyasi görüşüm sağdır.Cumhuriyet Halk Partisi ni mağdurmuş gibi göstermeye çalışmasın kimse.Her türlü haksızlığın ,adaletsizliğin başını çekmiştir.Verdiğim örnekler iftira mıydı? Yapmadı mı bunları partiniz.
Alıntı:
bartelmi diaz rumuzlu üyeden alıntı
Edip Safter GAYDALI...
Siyaseti yakından takip edenlerin hemen tanıyacağı ünlü eski ANAP milletvekili Kamran İNAN ın yeğeni.
Ailesi 4 kuşak öteden Bitlis in en güçlü aşiretidir.
Edip Safter GAYDALI 22 Temmuz 2007 seçimlerine, CHP Bitlis milletvekili adayı olarak girmiştir.
Edip Safter GAYDALI seçim propagandası için Bitlis te köy köy dolaşırken halkla aralarında şöyle bir diyalog geçer.
"Bey biz bugüne kadar hep sağ partiye oy verdik,bu CHP de neyin nesidir?Bu 6 ok da ne anlama gelir".
GAYDALI' nın cevabı şöyle olmuştur;
"Ben bu konuyu iyi araştırdım...CHP demek Cenab-ı Hakkın Partisi demektir.6 oka gelince o da imanın 6 şartı...Her ok imanın bir şartının işaretidir".
Halk cahil dediysek o kadar da değil:).Seçim gelir ve Sayın GAYDALI yüzde 1 oy alarak hezimet yaşar.Bu olay Cumhuriyet Halk Partisi yönetimi tarafından bilindiği halde,resmen laiklik ilkesine aykırılığı ve göz göre göre yalan ihtiva etmesine,insanların dini duygularının sömürülerek siyaset yapılmasına rağmen sayın GAYDALI ya hiçbir uyarı ve kınama cezası dahi verilmemiştir.Zaten beklenen bir davranışta olmazdı:).
Madem 6 ok imanın şartını simgelemekte.Kadere iman da bunlardan bir tanesi olduğuna göre söylenecek tek söz kalıyor.İlelebet muhalefet olmak senin kaderin CHP:)
Yaşanmış bir olayın bir yazar tarafından kaleme alınması o olayın yazara ait olduğunu göstermez.Dikkat ettiyseniz ben olaya yorum yaptım.Son cümleme bakınız.
Alıntı:
Tangör Evren rumuzlu üyeden alıntı
Sayın commodore1tr'ın yazısında belirttiği hususlar bir süredir benimde dikkatimi çekmekte.
Bu forum bölümünün aççılış amacı değerli üyelerimizin düzeyli bir tartışma fikir alışverişinde bulunmasını amaçlamaktadır. Özelliklede kendi özgün fikirlerini yazmasıdır. Başka bir deyişle kendi fikrini düşüncesini bilgisini ortaya koymasıdır. Yoksa kopyala yapıştır değil. Hele hele kopyalayıp yapıştırılan kaynağı belirtilmeden kullanılması hiç değil. Elbette bir yazardan bir eserden alıntı yapılabilir, buda kaynağı belirtmek suretiyle ve özellikle kendi savunduğunuz fikri yada düşünceyi desteklemek amacıyla olmalıdır. Yoksa kaynak dahi belirtmeden yapılan ileti ileti değeri taşımayacağı gibi hukuki sorumluluk taşıması bir yana hiç etik değildir.
Sayın commodore1tr'ın yazısından sonra şöyle bir baktığımda dört kişiden bahsettiğini hissediyorum kendisi belirtmemiş ama bu apaçık ortaya çıkıyor.
Bunlardan Bartelmi Diaz hanımefendi (kendisini yukarıda ifşa ettiği için ki oda kendi üzerine alınmış benimde tahminimdeki dört kişiden birisi olarak) çok dikkat çekici.
Kesinlikle Hasan Cemal'e ait olan bir yazıyı kendisininmiş gibi yazması, ikaz edilince ''ben kaynağını bulamamıştım'' deme yerine gereksiz polemiklere girerek tartışma yaratması buna temel bir örnektir.
Aynı şekilde ''aziz Nesin ve %60 polemiği'' diye adlandırdığı forumunda da bu durum göze çarpmaktadır. İzmir'in Torbalı ilçesini ''TORBA'' yaparak yazmasıda Allah'ın taktiri olsa gerek ! Çünkü bana bu hata ''elelemin ağzı torba değilki büzesin''i anımsattı. Gerçektende Aziz Nesin 1982 anayasasına karşıdır muhtemelen yazıdaki tek doğru budur. Gerçi o yazısı beni kızdırmaktan çok güldürmüştü ancak tepki üzerine doğrusunu yazmak gerekir diye düşünüyorum.
Yazı beni güldürdü çünkü Sayın Diaz yazısının başında ''Bu kadar koyu siyaseti seven kızlar bir araya gelirse siyaset konuşmakta kaçınılmaz olurdu'' diyor. Ancak anında bu kadar siyaseti seven kızların ''hepimiz ne bir eserini okumuştuk ne bir yazısını'' diyerek Aziz Nesin'den aslında bi haber olma ayıbını ifşa ediyor. Maşallah. Bu aslında ne siyaseti ne edebiyatı ne yazınsal sanatları ne de yakın tarihi bilmemenin en güzel itirafıdır. E gerisini okumanın değeri var mıdır ? Aslında yoktur. Aslında sayın Diaz'ın siyaseten söylediği hiç bir şeyinde değerinin olmadığı itirafıdır bu ki doğrusuda budur. Ama merak edenler için yazayım. Bende bu polemiği daha önce duymuştum. Bizzat Müjdat Gezen'e hemde bu Cumartesi sordum. Sadece gülümsedi ve ''tangör sen biliyorsun ne soruyorsun?''dedi. Yanıtımı almıştım.
Buradaki yazıya gelince buda bir anektottur gülmece için Yavuz Donat tarafından yazılmıştır. (Bartelmi diaz hanım bunada karşı çıkmış.) Zaten adıda Safter değil Safder'dir. CHP karşı çıkmamıştır bu yazıya bizzat Edip bey çıkmıştır. Doğruluğuda hiç bir zaman kanıtlanmamıştır. O yüzden de hiç bir yerde kendisine yer bulamamıştır.
Özetle Bartelmi hanım dikkat ediniz.
Ah beyefendi ah.AV.Engin OĞUZ beyefndi nin söylediği gibi siz de olmasanız insanlar TORBA 'nın aslında TORBALI olduğunu nerden bilecekti
Bundan 3 sene önce ,o zamanlar Çıkarma Filosunda görev yapan binbaşı abimi ziyarete gitmiştim.Gittiğim gün Atatürk ün Manevi kızı Ülkü ADATEPE de ziyaret maksadıyla filoda bulunuyordu.15 dakika tanışma fırsatımız oldu.O bile bugünkü CHP yöneticilerinin ilkeler çizgisinin dışında siyaset yaptıklarını,bu durumu düzeltmeleri gerektiğini söylemişti.Başka söz söylemiyorum
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Sayın Bartelmi Diaz ;
Yazdıklarımı net anlamadığınızı son iletilerinizden anlıyorum. Son kez olarak tüm iletilerinizi birleştirerek onay verdiğimide biliniz. Aslında iletimin son satırını okusaydınız yanıt vermezdiniz bana. Ben size sadece dikkat ediniz dedim. Neyse.
1.
Alıntı:
''Sevgili Tangör bey birincisi Hasan CEMAL yazısıyla ilgili çok yakında sizlere bir kanıt sunacağım ve umarım o zaman benden özür dilersiniz.''
demişsiniz. Öncelikle özür dilemekten asla ve kata çekinmem hatalı iken özür dileyebilmek beni küçültmez tam tersine yüceltir. Yaşamım boyunca daima doğrunun yanında, haksızın yanında olmaya çalıştım hata yaptığımda da özür dilemesini bilirim. Özür dilemek ayrıcalıklı bir erdemdir. ANCAK!!! sunacağınız kanıt her ne ise ve bu yazının Hasan Cemal'e ait olmadığını kanıtlar nitelikteyse benim özür dilememden önce aldatılmış yanıltılmış olmamın çözümü gerekecektir. Buradaki ben aslında binlerce kişidir. Eğer Hasan Cemal hiç bir açıklama yapmadan bu yazıyı kendi yazısı gibi yazdıysa ve sizin kanıtınızla bu ispat olursa HasanCemal'in 40 senelik meslek kariyeri rezil olur, hukuki.net tavan yapar. Ben ve bir çok kişi aldatılmış olur Hasan Cemal tarafından AMMA ben buna rağmen sizden özür dilerim. Yeterki hırçınlaşmayın, hırçın bir kızı bu yaştan sonra hiç çekemem. Ama size bir tavsiye ''h.cemal@milliyet.com.tr'' adresine yazıyı tarihini belirten bir mail atınız ve yazının kaynağını sorunuz. Böylece gerçeğe veya yalana daha yaklaşırsınız. Elinizdeki kanıta rağmen eğer Hasan Cemal ''yazı benim'' derse kişilik olarakta biter. Bu savaştada sonuna kadar yanınızda olurum. O vakte kadar bu konuyu kapatalım.
2.
Alıntı:
'' Aziz NESİN i ilahlaştırmışsınız resmen.Aziz NESİN i tanımıyor takip etmiyor olmak neden siyasetten bihaber olmak olsun ki.Siz bütün edebi eserleri olan şair ve yazarları tanıyor musunuz.Eserlerini okudunuz mu?Hem Aziz NESİN in her söylediği laf doğrudur diye bir kaide mi var.''
demişsiniz. Öncelikle ben Aziz Nesin'i ilahlaştırmadım. Kaldıki Aziz Nesin bana muhtaç değildir. Keşke bu yazıyı yazmadan önce ''Aziz Nesin kimmiş?'' diye araştırsaydınız. O zaman ne demek istediğimi anlardınız. Tan gazetesinden başlayan ve gerek yazınsal gerek siyasal yaşama yön veren bir kilometre taşı olan Marko Paşa mizah gazetesi 6-7 eyllül olayları hapse girip çıkması çok önemlidir. Örneğin 1949 yılında İngiltere Prensesi Elizabeth, İran Şahı Rıza Pehlevi, Mısır Kralı Faruk birlikte Ankara’daki elçilikleri aracılığıyla Türkiye Dışişleri Bakanlığı’na resmen başvurarak, bir yazısında kendilerini aşağıladığı iddiasıyla aleyhine dava açılan DÜNYADAKİ TEK YAZARDIR. Üç devlet başkanını birleştirmiştir! İşin komiği HAKLI BULUNUP DIŞ POLİTİKA GEREĞİ ALTI AY CEZA alan dünyadaki TEK HÜKÜMLÜ OLMA İMTİYAZINA SAHİPTİR. ( Bunları iyi öğrenin bulamazsınız bir yerlerde) Siyasi tarihimize geçen Sivas madımak otelinin de önde gelenidir. Özetle 1944 sonrası vardır Aziz Nesin. Pen Türkiye nin kurucusu Uluslararası PEN kulubünün onursal başkanıdır. Yazıları bir çok dile çevrilmiştir. İnternet gibi teknoloji olmayan bir dönemde adına Fan Kulüp kurulmuştur. Aldığı ödüllerin haddi hesabı yoktur. Her ilgili ilgisiz olayda mutlaka içeri alınan ilk olmuştur. Bakın size bir TORPİL geçeyim hiç bir yerde bulamayacağınız iki gerçek anı anlatayım.
1944 II. Dünya savaşı Üsteğmen Aziz Nesin Birliğinin başındadır. Ekmek Karneli yıllardır yaşanan yıllar, er mevcudu kadar gramajında ekmek gönderilmektedir. Takım komutanlarından biriside yeni üsteğmen olmuş Kenan Evren'dir. Bölüğündeki erlerden birisinin hanımı doğum yapmıştır. Üsteğmen Aziz Nesin izin verilmesi savaş durumıundan dolayı yasak olmasına karşın eri izine göndermiştir. Ancak erin ''istikhakını''unutmuştur. Yani günlük karneye bağlı olan ekmek hakkını silmeyi. Dolayısı ile O er için birliğe ekmek gelir durur. Aziz Nesin de ekmeği bölün isteyen askere verin der geçer gider. Ancak bu askerliğine mal olur. Denetlemede askerin olmadığı ancak ekmek karnesine göre ekmeğinin geldiği tespit edilir. Aziz Nesin Günlük 490 gram ekmeğin hesabını veremez (Bölükteki 170 erden birileri yemiştir doğal olarak) ve ''görev ve yetkisini kötüye kullandığı'' gerekçesiyle ordudan atılır hapse girer. Hiç gocunmaz ama birileri gibi. ( Anladınız umarım.)
12 Eylül 1980 1. Ordu Komutanı Orgeneral Necdet Üruğ Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Kanan Evren'e ihtilal le ilgili bilgi verirken ''asayişin berkemal huzurun tam olduğunu hiç bir direniş olmadığını tam kontrol olduğunu'' belirttikten sonra işlemleri anlatırken ''Çatalca Nesin Vakfından Aziz Nesin'i de tutukladıklarını '' belirtir. Orgeneral Kenan Evren ''derhal salın ne ilgisi var beni yaptırdı sanır'' der. Özür dilenir Çatalca'ya geri götürülür. Yıllar sonra 1984 te 70 yaşım merhaba da Aziz Nesin bunu anlatırken ''İşin garibi ben ihtilal olduğunu bile bilmiyordum. Çatalca'da Tv radyo yoktur.'' diye anlatacaktır.
Aziz Nesin i okuyun.
Aziz Nesin i bir çok şair ve ediple karıştırmayın. Elbette her dediği doğru değildir.
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Alıntı:
bartelmi diaz rumuzlu üyeden alıntı
Bundan 3 sene önce ,o zamanlar Çıkarma Filosunda görev yapan binbaşı abimi ziyarete gitmiştim.Gittiğim gün Atatürk ün Manevi kızı Ülkü ADATEPE de ziyaret maksadıyla filoda bulunuyordu.15 dakika tanışma fırsatımız oldu.O bile bugünkü CHP yöneticilerinin ilkeler çizgisinin dışında siyaset yaptıklarını,bu durumu düzeltmeleri gerektiğini söylemişti.Başka söz söylemiyorum
Sizi takip ediyorum, bu söylemninizden sizin de AKP çizgisinden çıkarsa bundan hoşnut olmayacağınızı, parti değiştireceğinizi çıkarabilir miyiz?
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Uzadı diye böldüm..
3. '' Müjdat GEZEN bu açıklamayı bir televizyon kanalında yapmış.Size inkar mı etti söylediklerini.Siz bunu mu anladınız.'' demişsiniz. Sevgili Müjdat Gezen bu konuda gereğinden fazla konuştuğu kesin. Odatv ve bir kaç tv de buna yakın sözleri dile getirdiğini biliyorum. Kaldıki bende Aziz Nesin'in 1982 anayasasına açık karşı olduğunu biliyorum. İçeriğine değil yapılışına yaptıranlara karşıydı onuda biliyorum sizin anlamadığınız noktalardan birisi bu. Buradaki en önemli nüans Azin Nesin'in bu sözü neşeyle dalga geçmek için hakaret için söylemediğinin üzüntü ile söylediğinin bilincine varmaktır. Gelişmiş demokratik ülkelerde Aziz Nesin ve benzerleri pamuk içinde korunurken bizde hapislerde çürütülmekte öldürülmeye çalışılmaktadır. Zaten türkü sözümüzde de öyle değil mi ? ''Güzeli Ağlatırlar Aman Çirkini Söyletirler '' Aziz Nesin'leri ağlatıp oeli yakanları söyleten biz değil miyiz? 20 Aralık 1984 te Şan sinemasında 70. doğum günü kutlaması yapıldı. 70 yaşım merhaba da piyasaya çıkmıştı yada çıkmak üzereydi. İşte burada Aziz Nesin le konuşma olanağı bulmuştum. Müjdat Gezen de oradaydı aslında demek istediği şuydu Aziz ustanın ''düşünmeden çıkar uğruna yada anlamadan kandırılarak şapşallaşanlar'' yüzde altımış tı. Ama zorlarsanız 12 eylül 1980 e evet diyenlerde aynıdır 12 eylül 2010 da evet diyenlerde.
4.''Cumhuriyet Halk Partisi düşmanı değilim.Önceden belirttiğim gibi ben de bir solcu gibi yaşar ama siyasi görüşüm sağdır.Cumhuriyet Halk Partisi ni mağdurmuş gibi göstermeye çalışmasın kimse.Her türlü haksızlığın ,adaletsizliğin başını çekmiştir.Verdiğim örnekler iftira mıydı? Yapmadı mı bunları partiniz.'' demişsiniz. CHP düşmanı olmadığınız pek anlaşılmıyor. ''Önceden belirttiğim gibi ben de bir solcu gibi yaşar ama siyasi görüşüm sağdır.'' cümleniz anlamsız. Yani bozuk bir cümle solcu gibi yaşarım ama siyasi görüşüm sağcıdır demek istiyorsanız pes bu ne iki yüzlülük derim. Dünyayı sol geliştirir ama genelde sağ yönetir. O ayrı ama böyle iki yüzlülük olmaz. Bir birey olun ne olacaksanız o olun. CHP benim partim değildir. Ne üyesiyim ne kayıtlıyım nede körü körüne bir değere bağlanırım. Benim tek değerim vardır oda Atatürktür. Verdiğiniz örnekleri çok istiyorsa commodore1tr yanıtlasın. onun dayanıtlayacağını sanmam ayrıca cididye almayacaktır nedeni ise oratda kalmasıdır iddialarınızın. Danıştayın ne olduğu belli olduda haberimiz mi yok ? Siz dua edin commodore1tr yazmasın size. yoksa olası ikinizide siteden uzalaştırırız.
4.''Yaşanmış bir olayın bir yazar tarafından kaleme alınması o olayın yazara ait olduğunu göstermez.Dikkat ettiyseniz ben olaya yorum yaptım.Son cümleme bakınız.'' Dünyanın geoid olduğu ve kendi ekseni etrafında döndüğü de biliniyor günümüzde ama nedense bunu bulannla anılır. işin komiği o kişi bunu bulmadan binlerce yıl öncede dünya dönüyordu!!! Yaşanmış olduğu kabul edilen bir olayı kaleme alan yazarındır o yazı. Ona aittir. Ne biçim mantık bu? Aynı sözcükler aynı isim hatası aynı yazın dizisi ama ona iat değil !! Kime ait ? Bana mı? Size mi? Kaldıki olayın yaşanmamış oldğunu seçim fıkrası esprisi olduğunu anlattı sayın Donat daha sonra ve özür diledi. Yaşanmamış olduğu daha sonra bizzat hikaye edence kabul edilen bir yazıya yorum yaparak yaşanmış gibi davranmak pek akla uygun değildir. Daha da ötesi yorumunuzda yorum değildir.
Kaldıki bu olay doğru olsa bile mantıklı bakış açısı olayı sizin gibi yorumlamaz. Çünkü olayın kahramanı bellidir. Önceki sonraki milletvekillikleri geldiği geleneğin göstergesidir. Yalanın , takiyenin, din tacirliğinin CHP de tutmadığını kim olursa olsun üzerinden aktığını gösterir. Aynı zihniyetteki kişi daha sonra sizin zihniyetinizin milletvekili olmuştur. Düşünün bakalım ne dedi?
5.''Ah beyefendi ah.AV.Engin OĞUZ beyefndi nin söylediği gibi siz de olmasanız insanlar TORBA 'nın aslında TORBALI olduğunu nerden bilecekti'' demişsiniz. Bir satır hiç hoş olmayan yazı yazıyorsunuz bari imla hatası yapmayınız. Uzun yazıda hata hoş gürülür ama bir satırda iyice ayıp oluyor. Av. Engin Oğuz u bilmemde size böyle sagısız ukalaca hatta biraz terbiyesiz uslup yakışmamış. Hatayı kabul edeceğinize ukalalık yapmak mantıklı değil. Kaldıki Muğla'nın Bodrum ilçesinin en meşhur yerlerinden birisidir Torba! Sizin aklınızda oraya gitmiş olmasın . Nede olsa sol yaşayıp sağ oy veriyorsunuz. Huzur kumsalda yaşasın kırsal. Ne mantık ?
6.Abinize selam söyleyin muhtemel yarbaydır şimdi.!
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Bartelmi Diaz Avealı değil galiba ona çok yükleniyorlar :)
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici partisinden istifa ederek sandalye sayısını düşürdü :
AK Parti 336--- CHP 101--- MHP 70--- BDP 20---Bağımsız 7--- DSP 6---DP 1---TP 1--- Boş 8--- Toplam 550
Bir istifa daha düşünemiyorum bile :)
Sopa gelmeden kaçayım ama ,
MHP deki istifaları anlayabiliyorum fakat CHP ye noluyor işte onu anlayamıyorum!
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'ndan CHP'ye tüzük uyarısı
Bugün toplanan CHP MYK toplantısında 1 numaralı gündem maddesi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından gelen mesajdı. CHP kulislerini karıştıran mesajda başsavcı şu uyarıyı yaptı:
Aldığınız tüzük kararı doğrultusunda yeni tüzüğünüzle ilgili yaptığınız çalışmaları bir bilgi olarak gönderin.
Bu mesaj kulislerde şöyle yorumlandı:
"Deniz Baykal'ın genel başkanlığı sırasında oluşan yeni tüzük ve 15 genel başkan yardımcısı uygulaması Kılıçdaroğlu'nun genel başkan seçildiği kurultay sonrasında işleme konmadı. Şimdi eğer Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bu tüzüğün geçerli olması gerektiğine karar verirse, Genel Sekreter Önder Sav'ın teşkilattaki tek hakimiyet yapısı, Genel başkan yardımcılarının yönetimine geçecek."
Kulislerdeki bir başka bilgi ise şöyle:
"Deniz Baykal'ın, Kılıçdaroğlu'na yaptığı ziyaretin asıl gerekçesi budur. Baykal, Kılıçdaroğlu'na 'tüzüğü bir an önce uygulayın' demiştir. Bu da Genel Sekreter Önder Sav'ın yetkilerinin alınması anlamına gelir. Yani Baykal, tüzüğü hatırlatarak kendisine karşı gelen Önder Sav'ın yetkilerinin 15 genel başkan yardımcısına dağıtılmasını istemiştir. Bu bir anlamda Baykal'ın, Önder Sav'a karşı intikam girişimi olarak yorumlanabilir."
RANDEVUYU BAYKAL MI KILIÇDAROĞLU MU İSTEDİ
Ankara kulislerindeki bir başka önemli soru işareti ise şöyle:
- Kılıçdaroğlu Baykal görüşmesi için talep kimden geldi?
Baykal, görüşmeden sonra talebin Kılıçdaroğlu'ndan geldiğini söyledi.
Oysa kulislerdeki bilgi tam tersi doğrultuda.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/15909618.asp
-
Cevap: N'olacak Bu CHP'nin Hali?
Alıntı:
bartelmi diaz rumuzlu üyeden alıntı
Beyefendi Yavuz DONAT kaleme aldı diye bu olay onun yazısıdır anlamına mı gelir.CHP her zaman yaptığı olayları inkar etmiştir.Bu olayın sadece Bitlis te olduğuna mı inanıyorsunuz siz.Üniversiteden arkadaşlarımız Doğu ve Güneydoğu da CHP nin her zaman bu tarz olaylarla oy avcılığı yaptığını yaşayarak söylüyorlar.CHP yi sevmiyor değilim ,görüşlerini yanlış buluyorum.Bu yazı da iftira değildir.Anlamadığım konu bu ülkede ne zaman bir olumsuz olay yaşansa ,CHP liler hemen aman kesin AKP nin işidir,kesin onlar yapmıştır derler ama işin derinine indiğinizde hep CHP nin parmağı ortaya çıkar.Örnek verecek olursak afiş skandalı,Danıştay saldırısı,Kocaelinde oy yaksın diye para verilen şahıs...Daha sayacağımız bir sürü olayda hep AKP yi suçladınız ama araştırılınca altından CHP çıktı.Aman biz kime laf anlatıyoruz ki.İftira iftira:)
Chp nin parmağı çıkar ne demek sayın Bartelmi diaz,kesinleşmiş bir mahkeme kararı varmı?Elinizde bir kanıt varmı.Yok öyle 3 kuruşa bir simit.Maliye kıskacından korkup yandaş diye adlandırılan medyada yazılanlara göremi söylüyorsunuz bunları.O bunu demiş bu şunu demişi bırakın.Köşe yazarlarından alıntılarıda bırakın.Sallıyacaksanız bir kuruma elinizde belge olmalı.Burası hukuk sitesi.Dedikodulara dayanarak ileti yazmayın lütfen.