Re: Erdoğan’ın Şimon Peres'e sert çıkışının yankıları
ARAP BİRLİĞİ'NDEN İLGİNÇ AÇIKLAMA
Abu Dabi'de bir araya gelen Arap ülkeleri Dışişleri Bakanları, Mahmud Abbas'ın liderliğini yaptığı Filistin Yönetimi'ne destek verdi. Yapılan açıklamada, "Arap olmayan tarafların, Arap ülkelerindeki gelişmelere, yıkıcı bir şekilde karışmasından rahatsızlık duyulduğu" ifade edildi.
Habertürk
Hadi buradan yakın...
Re: Erdoğan’ın Şimon Peres'e sert çıkışının yankıları
Alıntı:
Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı
ARAP BİRLİĞİ'NDEN İLGİNÇ AÇIKLAMA
Abu Dabi'de bir araya gelen Arap ülkeleri Dışişleri Bakanları, Mahmud Abbas'ın liderliğini yaptığı Filistin Yönetimi'ne destek verdi. Yapılan açıklamada, "Arap olmayan tarafların, Arap ülkelerindeki gelişmelere, yıkıcı bir şekilde karışmasından rahatsızlık duyulduğu" ifade edildi.
Habertürk
Hadi buradan yakın...
bu birligin amerikan ve israil yardakcisi oldugu bilinen bi sey,bu aciklama sasirtici degil,yani -bizim abilerimizin isine karismayin- demektir bu mesaj:) ,ve bu mesaj turkiyeyedir.
Toplam 1 dosya bulunuyor
Davos bandını yeniden izleyince...
Televizyonda tartışma programı yöneten biri olarak, farklı görüşten konuklara adil davranma zorunluluğunu ve ateşli bir tartışmada eşit süre ilkesine sadık kalmanın zorluğunu iyi biliyorum.
Bu gözle, Gazze oturumunu Davos’un resmi sitesinden bir kez daha, dikkatle izledim.
(http://gaia.world-television.com/wef...n=7017&lang=en)
Gözlemlerimi aktarayım:
Planlı bir çıkıştı...
1) Paneli Türkiye istemiş. Erdoğan’ın hem dünyaya hem de “içeriye” yönelik bir çıkışı önceden planladığı anlaşılıyor.
2) Oturumu, Dünya Ekonomik Forumu Başkanı Schwab’ın yönetmesi planlanmış. İki gün önce Ignatius adı ortaya çıkmış. Türkiye itiraz etmiş, ama üstelememiş. Erdoğan’ın ilk hatası, hakkaniyetinden emin olmadığı bir moderatörle yola çıkması...
3) İkinci hata; süre... Böyle netameli bir konu ve önemli konuklar için 1 saat, çok az...
4) Genelde âdet, konukları ilk turda kısa konuşturmak, ikinci turda birbirlerini yanıtlamaları için yeniden söz vermektir. Moderatör öyle yapmadı; ilk turda uzun konuşmalarına fırsat verdi; tartışmaya zaman bırakmadı.
Süre hesabı yanlış
5) Erdoğan, moderatörü haşlarken “Peres 25 dakika konuştu, ben 12 dakika konuştum” demişti.
Kronometreyle ölçtüm. Durum şu:
Ban Ki-moon 7 dakika 20 saniye konuşmuş.
Erdoğan 16 dakika konuşmuş.
Amr Musa 12 dakika 45 saniye konuşmuş.
Peres 21 dakika konuşmuş.
Yani Erdoğan kendi konuşma süresini olduğundan 4 dakika az, Peres’inkini ise olduğundan 4 dakika çok söylüyor.
8 tane “One minute”
6) Peres’in kendisini eleştiren diğer 3 konuşmacıya birden cevap vermeye çalıştığı düşünülürse bu süre adil sayılır.
7) Oturum tam 1 saatte tamamlanıyor. Moderatör, “Bu tartışma gece boyu sürebilir” diyerek kapatırken, Erdoğan söz isteyince, koluna dokunarak (evet, ilk o dokunuyor) engellemeye çalışıyor. Bunun üzerine Erdoğan da onun kolunu tutarak “one minute”lere başlıyor. Ve 8 kez (saydım; tam sekiz kez) “Bir dakika” diyerek söz istiyor.
8) Ama “1 dakika”da kalmıyor. 1.5 dakika konuşup önündeki kâğıtları açınca, moderatör “Süremiz doldu” diye uyarıyor. “Sözümü kesmeyin” diyor
Erdoğan ve 2 dakikayı buluyor. Ignatius’un eli o zaman omuza konuyor. Erdoğan bu kez ona patlıyor. Ve 3 dakika sonunda duruyor.
Tercümedeki eksik
9) Gelelim asıl sürprize:
Bandı İngilizce izleyince simültane tercümanın belki telaştan, belki diplomatik bir skandala engel olmak için bazı sert sözleri atladığı ya da dozunu düşürdüğü anlaşılıyor.
Mesela Erdoğan Peres’e, “Sesin yüksek çıkıyor. Sesinin çok yüksek çıkması bir suçluluk psikolojisiyledir” diyor. Çeviri şöyle:
“Çok güçlü bir sesiniz var. Belki de kendinizi biraz suçlu hissettiğinizden sesiniz güçlü çıkıyor.”
Erdoğan’ın “Siz insan öldürmeyi iyi bilirsiniz” sözü tercüme edilmemiş.
“Benim için Davos bitmiştir” sözü de...
Dolayısıyla, Peres ve Türkçe bilmeyen dünya, Erdoğan’ın diklenişini bizimle aynı dozda hissetmemiş.
10) Son bir gözlem:
Erdoğan paneli terk ederken Arap Birliği Genel Sekreteri Amr Musa onu ayakta tebrik ediyor, sonra da peşinden gitmeye teşebbüs ediyor. Tam gidecekken BM Genel Sekreteri’nin “Gel otur” işaretiyle koltuğuna dönüyor.
Futboldaki gibi, bazı pozisyonlarda kimin kime faul yaptığı, hakemin nerede şaştığı, bandı başa sarıp yeniden izleyince daha iyi anlaşılıyor.
CAN DÜNDAR
Re: Erdoğan’ın Şimon Peres'e sert çıkışının yankıları
*van minüt*
geldim para mı verdiniz
bir de beni gerdiniz
nedir sizin derdiniz
daha gelmem davosa
moderator akıllı ol
bana yapma el ve kol
sağ gösterdim vurdum sol
daha gelmem davosa
hava zaten soğuktu
salon tümden boğuktu
moderatör bozuktu
daha gelmem davosa
zamanımı çaldılar
beni benden aldılar
hıyar gibi kaldılar
daha gelmem davosa
ismi şimon perezmiş
sanki bana çerezmiş
az biraz da teresmiş
daha gelmem davosa
perez bana bağırdı
cinlerimi çağırdı
sözlerim çok ağırdı
daha gelmem davosa
kaşındılar kaşıdım
perez değil yaşıtım
nerde hava taşıtım
daha gelmem davosa
adamı böyle yaparım
çenenizi kaparım
gece rahat yatarım
daha gelmem davosa
gelip de ne yapacam
bakteri mi kapacam
öpsün perezi amcam
daha gelmem davosa
van minütü anlamaz
hepisi de beynamaz
bunlar beni bağlamaz
daha gelmem davosa
dünya pereze kalmaz
akıllı olsun az biraz
öper onu bülent korkmaz
daha gelmem davosa
kahraman'ım çok mutlu
gelecekten umutlu
hava bugün bulutlu
ben de gitmem davosa
Re: Erdoğan’ın Şimon Peres'e sert çıkışının yankıları
"doing a milo" bu olsa gerek:) , bunun üstüne daha yazmam bu foruma...:o
Re: Erdoğan’ın Şimon Peres'e sert çıkışının yankıları
Sayın milo, hakikaten son noktayı koymuşsunuz, tebrikler.
İster misiniz şimdi Perez alsın sazı eline, başlasınlar atışmaya... :)
Re: Erdoğan’ın Şimon Peres'e sert çıkışının yankıları
ERBAKAN'DAN ÖZÜR DİLEDİ "AKP'yi CIA KURDU" İMASINDA BULUNDU
...
Tevfik Diker, general rütbesi taşıyan arkadaşından bir bilgi edinmişti. Diker öğrendiğinde oldukça şaşırdığı bilgiyi şöyle anlattı: “ 'ABD CIA Başkanı George Tenet, Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir ve MGK Genel Sekreteri Hv. Org. İlhan Kılıç, ABD'de bir araya gelirler. Ortak bir karara varırlar. Refahyol iktidarı yıkılmalı. Bu karardan sonra malum olaylar yaşanır ve Refahyol yıkılır.' Muhterem Hocam, Başbakanım, Değerli Prof. Dr. Necmettin Erbakan, Bu olayı AKP kurulduktan sonra bizzat birinci ağızdan öğrendim. AKP'nin kuruluş günlerinde de çok önemli bilgilerim oldu.”
...
http://www.odatv.com/index.php?id=14987
////
...
Türk vatanının ve Türklük camiasının şan ve şerefini dahilî ve haricî her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan vazifeni her an ifaya hazır ve âmade olduğuna, benim ve büyük ulusumuzun tam bir inan ve itimadımız vardır. ...
...
MUSTAFA KEMAL
SON MESAJ (ORDU'YA)
////
Bu haber ve mesajın bu konu başlığının altına bulunmasının yerinde olduğunu düşünüyorum...
Bununla birlikte inan ve itimadımızın 1938'deki gibi sorgusuz ve sualsiz devam edemeyeceğini bir "Mustafa Kemal" olarak haykırmak istiyorum...
Re: Erdoğan’ın Şimon Peres'e sert çıkışının yankıları
DONNA CLARA
Dolaşıyor bahçede akşam vakti
Belediye başkanının kızı.
Davul, boru sesleri
Şatodan gelen yankı.
"Sıkıyor beni danslar,
İltifatlar aygın baygın;
Beni güneşe banzeten
Şövalyeyi gördüm göreli
Katlanamıyorum hiçbirine
Ay ışığında ezgileri
Çekti beni pencereye;
O şövalyeyi gördüm göreli
Katlanamıyorum hiçbirine
İnce, uzun, yiğit duruyordu,
Solgun, soylu yüzünde gözleri
İki ışık pınarı
Sanki Georgen'e benziyordu."
Bunları düşündü Donna Clara
Ve baktı önüne;
Kaldırdı başını, ne görsün,
Karşısında güzel, meçhul şövalye.
El ele, sevgiler fısıldaşarak
Gezindiler ay ışığında;
Okşar gibi esiyordu meltem,
Masalların selamı güllerde.
Güllerde masalların selamı,
Aşk elçileri gibi kızarmış güller-
- "Fakat, söyle güzelim, birdenbire
Yüzün böyle neden kızardı?"
-"Sivrisinekler soktu, sevgilim;
Öyle nefret ederim ki
Yaz ayları onlardan
Yahudi çeteleri sanki."
- "Bırak sinekleri, Yahudileri!"
Dedi şövalye okşayarak;
Düşüyordu badem ağaçlarından
Beyaz, yüzlerce yaprak.
Beyaz, yüzlerce yaprak
Saçıyordu kokularını-
-"Fakat söyle güzelim,
Kalbinde başkası var mı?"
- "Ben seni seviyorum, sevgilim,
Ant içerim İsa'ya;
O İsa'yı ki; Yahudiler
Öldürdüler alçakça."
- "Bırak İsa'yı, Yahudileri!"
Dedi şövalye okşayarak;
uzakta ışıklar içinde bir sürü
Rüyada gibi, beyaz zambak.
Işıklar içinde bir sürü zambak
Bakıyordu yıldızlara yukarı
"Fakat, söyle güzelim,
Ettiğin yemin gerçek mi?"
- "Bende hiç yalan yok, sevgilim,
Nasıl ki bağrımda tek damla kan
Yoksa ne pis Yahudiler,
Ne de zencilerden."
- "Bırak zencileri, Yahudileri!"
Dedi şövalye okşayarak
Ve götürdü başkanın kızını,
Mersin dallarından bir çardak,
Yumuşacak bir sevda ağıyla
Sardı onları gizlice;
Kısa konuşmalar, uzun öpüşmeler,
Kaynaştı kalpler iç içe.
Bir düğün şarkısı gibi
Tatlı baygın şakıyordu bülbül;
Kalkmış gibi meşalelerle dansa,
Sekiyordu toprakta ateşböcekleri.
Sessizleşti çardak,
Duyulmada gizli, hafif
Fısıltısı akıllı mersinlerin
Ve çiçeklerin soluması ancak.
İşitildi şatodan ansızın
Davul, boru sesleri.
Sıyrıldı kollarından şövalyenin,
Clara, uyanarak.
- "Dinle sevgilim, beni çağırıyorlar,
Fakat ayrılmadan önce,
Bunca zaman sakladığın
O güzel adını söyle!"
Neşeli, gülümsedi şövalye,
Clara'nın parmaklarından öptü,
Öptü dudaklarından, alnından,
Söyledi sonunda şu sözleri;
- "Ben, Sennora... Sevgiliniz.
O herkesin övdüğü,
Saragosalı ünlü hukukçu
Yahudi'nin oğlu."
Heinrich Heine
Çev: Behçet Necatigil
Birbirini düşman gören,yok etmek isteyen tüm insanlara ithaf ediyorum bu şiiri.
Pazar günü İlhan Selçuğun köşesinde okudum bu şiiri ve çok etkilendim.İnternette şiirin tamamını okuyup buraya kopyaladım.
Re: Erdoğan’ın Şimon Peres'e sert çıkışının yankıları
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
İlk yazımda çok hafif olarak dile getirdim. Çünkü olmamasını dilediğim bir durumdu oyüzden sadece dokundurdum. Gecenin üçünde hazır pankartlarla halk nasıl orada diye ? Ama bugün bu çok sesli olarak seslendiriliyor bu RTE nin kurmaylarıyla yaptığı bir SHOW başka bir şey değil. Yani herşey planlı programlı yapılmış havası çok ciddi gündeme geliyor.
Aynı gün öğlen saatlerinde bizim RTE ile Azerbeycan devlet başkanınında katılacağı bir panel var. Pek alışılmadık bir olay oluyor bizim RTE yi 25 dakika bekletiyorlar bizimki buna kızmıyor bile oysa DAVOS ta hele hele devlet başkanları konumunda pek alışıldık bir olay değil bu...
GAZZE konulu konferans DAVOS un gündeminde yokken bizzat RTE nin isteği ile gündeme alınıyor. Toplantıda kimin ne kadar konuşacağı ASLA belirlenmiyor. Oysa bu gelenekte DAVOS ruhunda yer alıyor. Gazze sorununun tartışıldığı bir forumda tek olmayan Filistin li yetkili! İsrail'in asla onaylanmayacak saldırısı gündemdeyken Peres haricindeki üç konuşmacıda İsrail'e yükleniyor. Dolayısı ile ortada bir dengesizlik oluyor bundan dolayı Peres in konuşması daha uzun sürüyor. Tabiiki bu Peres in bağırıp çağırmasına el kol hareketi yapmasını gerektirmezdi . Ancak burada da kafalara şu soru işareti geliyor! Yılların kurdu neden böyle yaptı ? Acaba !!!! RTE not aldı durdu yazdı yazdı. Sonra yazdıklarını okudu çekti gitti...
Sonra istanbul çorbaya döndü. O kadar pankart ne zaman yazıldı ? O koordine nasıl oldu? Aynı Pankartlardan yüzlerce nasıl vardı? O kadar otobüs şöförü ve metro vatmanı nasıl kalktı geldi ? Hangi hakla tüm otobüs ve metro bedava taşıdı? ( Yolsuzluğun büyüğüne bakın?)
Bütün bunlar ve daha fazlası bu olayın aslında bir danışıklı döğüş olduğunu düşündür müyor mu?
Türk Silahsız Kuvvetleri(!)
Amerika, Kuzey Irak’ta Türk askerinin başına çuval geçiriyor... Aynı Amerika ne diyor: Afganistan’da terörle mücadele için asker yolla...
Peki, AKP iktidarı ne diyor:
- Evet efendim.. Sepet efendim..
Ülkenin Başbakanı RTE yaman mı yaman... Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı’na posta koyuyor... Hem de az buz posta değil...İsrail Cumhurbaşkanı’na diyor ki:
“- Sen adam öldürmesini iyi bilirsin...”
Sonra bu RTE Türkiye’nin güneydoğusundaki en verimli topraklarını, bu “adam öldürmesini iyi bilen” İsrail’e yaklaşık yarım yüzyıl için satmaya çalışıyor...
Amerika’nın yeni başkanı çikolata renkli Obama AKP iktidarına talimat veriyor:
- Ermenistan ile ve de PKK ile anlaş!..
Bizimkiler ne diyorlar:
- Evet efendim.. Sepet efendim..
Ermenistan’la anlaşmaya çalışıyorlar; ama, bu kez Azerbaycan bozuluyor ve postasını koyuyor: Benim toprağım Ermeni işgali altındayken sen Erivan’la nasıl anlaşıp da sınırlarını açarsın?..
Azerbaycan da Müslüman bir ülke... Orada da cami var... Amerika’nın şamar oğlanı AKP iktidarı iki cami arasında beynamaz kalıyor...
Ya PKK?.. Deniyor ki:
- İki taraf da silahları bıraksın...
Bir taraf Türk ordusu.. Öteki taraf PKK..
Diyelim ki terör örgütü silahları bıraktı...
TSK nasıl bırakacak?..
Adı üstünde ’Türk Silahlı Kuvvetleri’değil mi?.. Yoksa bundan böyle Türk Silahsız Kuvvetleri mi olacak?..
* İlhan Selçuk / Cumhuriyet
Kaynak:
http://www.yenicaggazetesi.com.tr/a_...hp?hityaz=8658