-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Yer: Ankara Kızılay Gima'nın önü
Zaman: 90lı yıllar
Bir arkadaşımın yaşadığı gerçek bir olay;
arkadaşım o zaman seçkin bir üniversitede son sınıfta. Ve mini eteği ile yürüyor Güven Parka gidecek.
Trafik lambalarına yaklaştığı sırada iki adet türbanlı hanım kızımız bunun eteğine şöyleeeee bir bakıyorlar ve birisi;
"git git bu etekleri biz iktidar olunca giyemeyeceksin, geliyoruz" diyor.
Benim arkadaşımda şöyle bir cevap veriyor;
"gelin gelin, siz geldiğinizde bende senin üstüne kuma olarak gelicem kocanla bana hizmet edeceksin"
Ve yürümeye devam.
Bir kadın başka bir kadına bunu yaparsa, bunu hak görürse, kendine bu muameleyi doğru bulursa "tehlike çanları" senfonik bir konser vermiyormudur sizce.
Biri bana izah etsin. Varsa tabii.
Haa bir izahat daha isteyeceğim sizden;
Nişantaşı'nda Loıs Vuiton'dan alışveriş yapan saçının yarısı görünen türbanlı ile
Fatih'te ki kadın arasında neden bu kadar fark vardır?
Eğer amaç yeknesaklıksa; bu ne çelişkidir Ya rabbim...
Şekerim çıktı yine....
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
http://www9.gazetevatan.com/newpics/...6109701994.jpg
Kanada’da yaşayan Pakistan asıllı Müslüman bir ailenin kızı olan 16 yaşındaki Aksa Pervez, türban takmayı reddedince ağabeyi tarafından öldürüldü. Genç kızın okuluna türbanlı gelip daha sonra okulda başındaki örtüyü çıkarıp dar kot pantolonlar giydiğini tespit eden aile meclisi “infaz” kararı aldı. Baba Muhammed Pervez, 27 yaşındaki oğlu Wakas’a ‘kardeşini öldürme’ görevi verdi. Kardeşini boğarak öldüren Wakas ile ölüm kararını veren baba tutuklandı. Haklarındaki soruşturma biten baba-oğul birinci dereceden cinayetten yargılanacak.
TV’lere konuşan okul arkadaşları, başını örtmeyi reddettiği ve tesettüre uygun giyinmediği için Aksa’nın babasından sürekli dayak yediğini söyledi. Sıra arkadaşı ise “Ailesinin istediğinden farklı bir şekilde giyinmek ve yaşamak istiyordu.
Kendi yolunu çizmek arzusundaydı. Ancak babası buna izin vermedi” dedi. Aksa’nın geçen yıla kadar okula tesettüre uygun gittiği, birkaç aydır okulda kıyafetini çıkarıp kot pantolonla dolaştığı öğrenildi.
Vatan
***
Bu olay ülkemizde yaşanmamış olsa da, çok üzücü... Aynı zamanda kaygı verici. Olamaz böyle bir şey...
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Sayın C_ Selin ;
Benim ne anlattığım önemli değil karşımdakinin ne anladığı çık önemli. Her ne kadar bu forumda anlatmaya çalıştığım temel olarak o olmasada o gayeye azıcık hizmet ederse dahi mutluluk duyarım.
Sayın sadivarol son derece açık sözlülükle saldırmadan düzeyi bozmadan kendi durumunuda çok güzel izah ederek kendince tespitte bulunmuş buna saygı duymak boynumun borcu. Aslında temelde bakıldığında en azından yanlış anlamamış kendini direk ilgilendiren bölümünü almış. Bana gelen mailleri bir görseniz...
Bir üye mail atmış . Demiş ki
'' Bana bak ben araştırdım, zaten biliyordum elhamdülüllah ben Müslümanım senin gibi ne olduğu belli olmayan birisi değilim. Yazında salladığın Sahih-i Buhari Tercemesi, Kitabu't Tefsir diye bir eser yok. Sen onu bilmiş görünmek için salladın. Yazacaktım ama rezil olmanı istemedim. ''
Bende adama 11 tane link gönderdim. Diyanet linki dahil. İslam hakkında yazılmış en büyük 13 ciltlik kitabı inkar eden bir müslümanıda kutladım...
Başka birisi de mail atmış.
'' Bu zırvalamalarınla islamı öldürüyorsun...''
Onada aynıt verdim.
'' İslam canlı değil ki ölsün. Ortadan kaldırmaya çalışıyorsun demek istediyseniz benim ona gücüm yetmeyeceği gibi asla da öyle bir şey düşünmedim. Ama İslam ın o kutsallığının anlaşılmasını istemekte hakkım '' dedim...
'' Senin gelmişini gçmişini..... '' diye başlayan saygılı bir yanıt aldım.
'' Teşekkür ederim benim müslüman geçinen yobazım '' diyede yanıt verdim.
Bir diğeri de yazmış.
'' AKP ve yandaşları hakkında ne düşünüyor bilmek ister misin ?'' Onada yanıt verdim.
'' Ben iyi bir müslümanım her daim benim hakkımda ne düşünüyorsan ALLAh sana iki katını versin diye düşündüğümü bilin ve yandaşlarınıza söyleyin...''
Daha ne tehtitler küfürler. Kuranda olmayan sureler. Bir ara vakit olsada bu sallayanların sure diye yazıp durduklarını yayımlasak inanın dört kitap daha çıkar ortaya...
Denk geldi cuk dedi yerine oturdu. mmutlu@gazetevatan.com Yutmadık, yutmayacağız! Susmadık, susmayacağız!
Türkiye’de muhalif gazeteciliğin köküne kibrit suyu dökmek isteyen, bu yüzden hâlâ muhalif kalmayı başaran birkaç gazeteciyi boy hedefi haline getiren kör karanlığın tetikçileri...
Her gün gönderdiğiniz yüzlerce tehdit, binlerce hakaret, bir o kadar aşağılama mektubu hayatımızın bir parçası oldu.
Tehdit telefonlarınızın azaldığı günlerde, “Acaba bugünkü yazımız kötü mü” diye kendi kendimizi sorgulamaya başladık...
Peki suçumuz ne?
Bayat numaraları yutmamak!
Ülkeyi bölmek ya da din devletine dönüştürmek isteyenlere karşı susmamak!
Yutmadık beyler, yutmayacağız...
Susmadık beyler, susmayacağız!
***
İstediğiniz yerde cirit atıyorsunuz ama o kadar arsızsınız ki bu bile yetmiyor size...
“Demokrasi ve özgürlükler”den dem vurup, sizin gibi düşünmeyenleri yok etmeye soyunuyorsunuz...
Her yazımızı gün ışımadan okuyup, bilgisayarın karşısına geçiyor ve sahte isimlerle tüm kutsal değerlerimize küfürler yağdırıyorsunuz.
Öfkeniz o kadar büyük ki; ağızlarınızdan akan salya, kurduğunuz cümlelere karışıyor...
Tek derdiniz sizi rahat bırakmamız...
Bırakalım ki istediğiniz gibi din üzerinden ticaret ve siyaset yapın, keselerinizi doldurun... Kara düzeninizi kurup, egemenliğinizi ilan edin...
Bu; o kadar kolay değil beyler, hanımlar!
Ne yaparsanız yapın, “dindar”la “dinci” arasındaki farkı yazacağız bu sütunlarda...
Gerçek dindarların samimi inançlarını sömürmenize her zaman olduğu gibi bundan sonra da isyan edeceğiz...
Dini tekelinize alma çabalarınıza karşı çıkacağız...
Din üzerinden makam ya da para hesabı yapmayanları “kâfir” ilan etmenize sessiz kalmayacağız...
Cumhuriyetin temel ilkelerini yok edemeyecek, laikliğin içini boşaltamayacaksınız...
Dışarıda demokrasiden söz ederken evinizde karılarınızı dövdüğünüzü, başlarından aşağıya b.k kavanozu döktüğünüzü tüm dünyaya anlatmaya devam edeceğiz...
Yutmadık beyler, yutmayacağız...
Susmadık beyler, susmayacağız!
***
Arkanıza kimi zaman Araplar’ı aldınız, kimi zaman ABD’yi, Avrupa’yı...
Sırf sizi desteklesinler, güç versinler diye yapmadığınızı bırakmadınız...
Kendi vatandaşınızı darbeci, Ergenekoncu ilan edip, bu ülke üzerinde planları olanların ayaklarına kapandınız...
Hukuku yok saydınız...
Bilimi yok saydınız...
Rahat rahat semirebileceğiniz bir düzene kavuşmak için, babanızı, dedenizi
yok saydınız!
Bu ülkeyi kuranlara hakaret etmeyi özgürlük diye yutturmaya kalktınız...
Yutmadık beyler, yutmayacağız...
Susmadık beyler, susmayacağız!
***
Öldürdüğünüzü sandığınız Bahriye Üçok, bugün çağdaş Türk kadınının simgesi...
Yok ettiğinizi düşündüğünüz Uğur Mumcu rehberimiz...
İstediğiniz kadar çirkinleşin, kabalaşın, haydutlaşın; boşuna...
Bu ülkeyi size bırakmayacak kadar çok seviyoruz!
Yutmadık beyler, yutmayacağız...
Susmadık beyler, susmayacağız!
29/6/2008 Mustafa Mutlu. VATAN
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Sayın sdt23 ;
Mantığınızı çok fazla yalanlamayacağım çünkü demogojiyi sevmem girmeyide sevmem. Sadece yazdıklarınızın değerini anlatabilmek için bir örnek ve söz yazacağım o kadar.
Burada ben çıktım Commodore1tr sallıyor yakaladım sizide uyandırıyorum. Diyorsunuz diğerlerine!!
Hatice Nermin Erbakan 1943 yılında Balıkesirli saatçi oğullarının kızı olarak dünyaya geldi.
TOBB liğinde uzman olarak görev yaparken tanıştığı Necmettin Erbakanla 10 Ocak 1967 de evlendi. 1968 yılının başlarına kadar başı açıkken 1968 yılında önce Türban taktı daha sonra da tesettür pardösüsünü giydi....
Demekki neymiş Rahmetli Nermin Erbakan 1968 yılına kadar yani 25 yaşına kadar başı açıkmış ne zaman örtünmüş? Evlendikten sonra. Kızlarını filanda anlatırım ama neyse rahatsız etme hakkımız yok.
Diğer gerçeklerinizde tıpkı bunun gibi.
Unutmayın kör halkın lideride kör olursa hepsi aynı kuyuya düşerler... Kör kör dolaşmayalım....
Ananıda al git diyen de bu belediye başkanının partisinin genel başkanı bilmem ne iş yapıyor şimdi bilir misiniz.?
Ben size göre özgürlük yasak listesi çıkaracağım merak buyurmayınız .
Sayın commodore1tr,
Nermin Erbakan, Necmettin Erbakan'ın kızı mı? Evlenmeden önce başının açık olduğunu vs. ben de biliyor ve saklamıyorum.
Erbakan'ın kızının ODTÜ'den 1997 yılında başörtülü olarak babasının elinden diplomasını aldığına da tanığım.
Görmezden geldiğiniz konuları bir kez daha tekrar edeyim:
1. Türkiye'de kadınların azımsanmayacak bir kısmı evlendikten sonra işi bırakırlar. Evlendikten sonra çalışmama konusu sırf daha sonra başını örten kadınların sorunu değildir.
2. Türkiye'de diploma alıp çalışmayan kadınlar kadar sırf kısa dönem askerlik için üniversite okuyan insanlar da vardır. Diplomasına uygun işte çalışmayan pek çok kişi vardır.
3. Daha önce başı örtülü bir şekilde okumuş kadınların çalışması için nasıl bir formül öneriyorsunuz? (Hala Avusturya, Almanya, Amerika'da başı örtülü okuyan pek çok Türk vatandaşı var.) Yoksa nasıl olsa bunlar çalışmayacaklar, çalışamayacaklar diye okumasınlar mı diyorsunuz? Açık konuşalım.
4. Ayrıca bunun tam tersi de söz konusu. Geçenlerde star habere çıkan yıllar sonra başını açmış dişçi hanımımız veya Milli Görüş teşkilatının üst düzey yöneticisinin kızı gibi başı kapalı olarak okuyan, ve yıllar sonra açanlar.
İnsanların tercihleri yıllar içinde değişebilir. Yıllar sonra başını örtmek de, yıllar sonra açmak da çok normal bir tercih. Bunda tenkit edilecek bir şey yok.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Erdem53 ;
Eleştirileriniz banaysada değilsede bazı yanıtlar vermek istiyorum. Sonra konuma devam edeceğim izniniz olursa tabiiki.
Konu sadece AKP nin dini siyasete alet etmesi olarak algılanmamalı çağlar boyu gerçek inananları aynı günümüzde AKP nin yaptığı gibi dini kullanarak sömüren zihniyete. Kendi çıkarları doğrultusunda hurafeler uyduranlara dincilik yapanlaradır. Bu bir bütün olarak görülmedikçe bence çözümsüzlük kalacaktır. AKP gider FTP gelir Ampul gider güneş gelir ukala ukala ''Güneşi söndüremezsiniz'' sloganları çıkar. İnsanlara Güneş diye '' Kara Delik'' dayatmasına karşıyım.
Dini hiç bir şekilde eleştirmedim. Kuran ayetleri yorumlanmak için vardır zaten yorumlamadan anlayamazsınız. Yorumlamak başkadır eleştirmek başka. Kur an a inanmayadabilir insan Ateizm var bırakın Kur'an ı Allah a inanmıyor insan onada saygı duymak gerekir. Tabiiki oda Kuran ı kendince yorumlayabilir ancak toplu bir yerde hakaret edip dalga geçemez. Zaten dinci kesimin en büyük tarafları Kur an ı kendilerine göre yorumlayarak dayatmaları hemde sadece işlerine gelen kesimlerini. Buna karşı Kur an yorumunu doğru yaparak dincilerin oyunlarını bozmaya kızmamak gerekir diye düşünüyorum.
Laik devletin temelinde çok farklı bir yorum vardır. Devletin dine müdahalesi olabileceği ama dinin devlete müdahalesinin olamayacağı esası bunun temelindedir. Baş örtüsü ile Türbanı birbirine bilerek karıştırmak dine yapılan en büyük hakaret olduğu gibi Türban takma yasağıda Türkiye Cumhuriyetinde yoktur. Devlet dairelerinde laiklik yani herkesin işini bir din kısvesi altında girmeden yaptırabilme hakkıdır. Bakın AKP ye Türbansız bir kişi işe giremediği gibi Türbansız eşi olan ihale dahi alamamakta ve bunu pişmiş kelle gibi sırıtarak söyleyebilmektedirler. İşte bu yüzden laiklik devletin temelidir.
Bu gün tüm islam aleminin Türbanı benimsediği görüşünüze katılmak mümkün değil. Humryni öncesi İran Müslüman değil miydi ? Herkesin başı açıktı isteyen örtüyordu. Niçin bugün Ahlak polisi marifetiyle İranlı kadınlar dövülüp fişlenip örtülüyor Demekki pek benimsenmemiş Erkek çarpık zihniyeti dinin tam aksine yaparak zorluyor. Hani islam dinini temeli ZORLAMA OLMAMASIYDI Jopla sopayla hapisle yapılan davranışa zorlama demiyorsanız bilemem. Afganistan islam değil mi? Taliban öncesi neden rahattı ? Siz her şeyi bırakında islam konferansında Başta Mısır olmak üzere islam devletlerinin liderlerinin başları açık son derece sıkken Bizim laik Türkiye Cumhuriyetinin 11. si ve 60. Başının eşleri bohça gibiydi ? Rüküşlük diz boyuydu ? Bizi küçük düşürmeye hakları var mı?
ALP bunu nasıl siyasi simge görüyor sorunuzun yanıtı kişisel tartışmalara girme yerine forumu birkez daha okumanızda yatıyor. Türban şeriat irtica aşkıyla yanan kesimlerin bayrağıdır. Dinde Türban diye bir şey olmamasına karşın hurafe ve zorlamalarla dini siyasi bir simge haline getirilmiştir. Dini simge değildir asla değildir. Çünkü dinde yoktur. Tam tersine siyaseten yaratılan dinde baş köşededir. Gerçi AKP her türban deyişte ülkenin bir değerini sattı arada malı götürdü ama oda ayrı bir hikaye ve bu forumun akışında olacaktır.
Sayın commodore1tr; yukarıdaki yazınızda dinci kesimin Kuran'ı kendilerine göre yorumladığından bahsediyorsunuz.
Öncelikle şunu merak ediyorum;
DİNCİ KESİM kim oluyor?Ben Müslümanım diyen mi acaba?
Müslümanlığa hurafe karıştırmış olsa bile insanları dinci veya başka bir gurup olarak adlandırmak; toplumda ayrımcılık ve ikilik oluşturmaktan başka işe yaramayacak tehlikeli bir tutumdur bence.
Kuranı yorumlamaktan bahsediyorsunuz ve başörtüsünün dinde ve kuranda olmadığını söylüyorsunuz.Peki;
Bazı insanlarda kendilerine göre yorumlayıp baş örtüsü örtünmek gerektiğini düşünemezler mi?
Sadece siz ve sizin gibi düşünenler mi Kuran'ı doğru yorumluyor?
Yoksa sadece siz mi kültürlü ve ileri görüşlüsünüz de, sizin gibi düşünmeyenler irticacı, yobaz ve rüküş...?
Ateizm var, inanmayabilir insan, onlara saygı duyalım diyorsunuz.Bende katılıyorum, daha önceki yazılarımda da belirttim herkesin inancına saygı duymak gerekir.
Peki; ateizme sagı duyuyorsunuz da neden baş örtüsüne saygı duymuyorsunuz?
Hadi diyelim baş örtüsü; Kuran da yok,Dinde yok,Hurafe, yobazlık veya nasıl derseniz deyin... Peki ateizm Kuran da mı var?, Dinde mi var?.. Ateizme saygı duyulması gereken görüşünüze göre saygılı olmanız gerekmezmi?
İnsanların inançlarına saygı duyuyorsak hepsine duymamız gerekiyor.İşimize gelene veya istediğimize değil. İslamiyet herkesin inancına saygılı olmayı gerektiriyor.Tabii ki sizin İslamın temsilcisi olarak gördüğünüz İran da veya Afganistan da bulamazsınız bunu.. Onlar İslamı temsil edemezler.Devlet zoruyla insanların başı kapatılması tabii ki İslamda yoktur.
Bende Kuran'ı yorumluyorum ve başörtüsü örtünmek gerektiğine inanıyorum(tabii ki siyasi simge olarak görülmesine de şiddetle karşıyım).Benim gibi düşünen bir sürü de insan var.Peki neden saygı gösterilmiyor.Bu şekilde düşünen insanlar çoğunlukta da olsa azınlıkta da saygı duyulması gerekmez mi.
Diyelim ki insanlar yanlış biliyor; Yeni bir inanç, yeni bir din ortaya çıktı ve o dine inananlara baş örtüsünü emrediyor.Ateizme saygılı oluyoruz da diğerlerine neden olamıyoruz?..
Lütfen herkesin inancına saygılı olalım.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
deniz02 rumuzlu üyeden alıntı
http://www9.gazetevatan.com/newpics/...6109701994.jpg
Kanada’da yaşayan Pakistan asıllı Müslüman bir ailenin kızı olan 16 yaşındaki Aksa Pervez, türban takmayı reddedince ağabeyi tarafından öldürüldü. Genç kızın okuluna türbanlı gelip daha sonra okulda başındaki örtüyü çıkarıp dar kot pantolonlar giydiğini tespit eden aile meclisi “infaz” kararı aldı. Baba Muhammed Pervez, 27 yaşındaki oğlu Wakas’a ‘kardeşini öldürme’ görevi verdi. Kardeşini boğarak öldüren Wakas ile ölüm kararını veren baba tutuklandı. Haklarındaki soruşturma biten baba-oğul birinci dereceden cinayetten yargılanacak.
TV’lere konuşan okul arkadaşları, başını örtmeyi reddettiği ve tesettüre uygun giyinmediği için Aksa’nın babasından sürekli dayak yediğini söyledi. Sıra arkadaşı ise “Ailesinin istediğinden farklı bir şekilde giyinmek ve yaşamak istiyordu.
Kendi yolunu çizmek arzusundaydı. Ancak babası buna izin vermedi” dedi. Aksa’nın geçen yıla kadar okula tesettüre uygun gittiği, birkaç aydır okulda kıyafetini çıkarıp kot pantolonla dolaştığı öğrenildi.
Vatan
***
Bu olay ülkemizde yaşanmamış olsa da, çok üzücü... Aynı zamanda kaygı verici. Olamaz böyle bir şey...
http://w9.gazetevatan.com/haberdetay...9&Categoryid=7
12/12/2007 tarihinde Voice of America'da yer alan bu haber ne kadar üzücü ve kaygı vericiyse, altı ay sonra bir psikolojik savaş taktiği olarak tekrar ısıtılıp gündeme getirilmesi de o kadar kaygı verici.
http://www.voanews.com/turkish/archi...2-12-voa20.cfm
http://arsiv.sabah.com.tr/2007/12/13...E932934DF.html
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Sayın commodore1tr;
Aslında bu forumda konuyu İslamiyette başörtüsü var mıdır-yokmudur tartışmasına yönlendirmenizin yerine, baş örtüsü sorununun hukuksal boyutuna yönlendirmenizin daha faydalı olacağı kanaatindeyim.
HUKUKİ.NET sitesine yakışacak baş örtüsü konusu; hukuksal açıdan başörtüsünün üniversitelerde, devlet kurumlarında, toplumsal alanlarda takılıp takılamayacağının tartışılıp yorumlanması olmalıydı bence.
''don ve kurufasulye..'' içerikli başlık hem tartışılıp yazılan yazılara hemde bu siteye yakışmıyor.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Sayın commodore1tr;
Karabük Belediye Başkanı'nın yasakçılığının benim savunduğum "özgür düşünce" ile bir ilgisi yok. Daha önce de defalaeca belirttim, AKP ile bir ilgim yok, yakınlık da duymuyorum. Benim düşüncelerime uygun düştüğü ölçüde savunurum, ters düştükleri ölçüde de eleştirirm. AKP'nin tutumu başörtüsü konusunu çözümsüzlüğe sürüklediğinden yanlış yaptıklarını düşünüyorum. Ben baş örtüsünün üniversitelerde serbestliğini savunuyorum. Dünyanın hangi üniversitesinde böyle bir yasak olduğunu da siz yüksek bilgilerinizle izah ederseniz memnun oluruz.
Aslında AKP'li belediye başkanının yazar Latife Tekin'e uyguladığı yasakçılık ile bazılarının bir başka yazar Elif Şafak'a söyledikleri yasakçılığın bir başka versiyonu değil mi? Yasakçılık bir zihniyet problemidir. Bunu uygulayan aktörler; ulusalcı, islamcı, faşist, komunist, kemalist vs olabilir.
Diğer ideolojilerin radikalleri ile aynı çizgide (yasakçılıkta) buluşmak istemiyorsak bizim gibi düşünmeyenlere ve bizim gibi giyinmeyenlere de biraz hoş görü gösterelim derim.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı
Sayın commodore1tr;
Yasakçılık bir zihniyet problemidir. Bunu uygulayan aktörler; ulusalcı, islamcı, faşist, komunist, kemalist vs olabilir.
Diğer ideolojilerin radikalleri ile aynı çizgide (yasakçılıkta) buluşmak istemiyorsak bizim gibi düşünmeyenlere ve bizim gibi giyinmeyenlere de biraz hoş görü gösterelim derim.
Sn Bilgili, 'yasakçı' zihniyeti tanımlarken pekala 'emsal'leştirmişsiniz de, idealize ettiğiniz 'zihniyet'i de üç beş misal ile örneklerseniz daha iyi anlaşılacak.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
diabetusmelitus rumuzlu üyeden alıntı
Yer: Ankara Kızılay Gima'nın önü
Zaman: 90lı yıllar
Bir arkadaşımın yaşadığı gerçek bir olay;
arkadaşım o zaman seçkin bir üniversitede son sınıfta. Ve mini eteği ile yürüyor Güven Parka gidecek.
Trafik lambalarına yaklaştığı sırada iki adet türbanlı hanım kızımız bunun eteğine şöyleeeee bir bakıyorlar ve birisi;
"git git bu etekleri biz iktidar olunca giyemeyeceksin, geliyoruz" diyor.
Benim arkadaşımda şöyle bir cevap veriyor;
"gelin gelin, siz geldiğinizde bende senin üstüne kuma olarak gelicem kocanla bana hizmet edeceksin"
Ve yürümeye devam.
Bir kadın başka bir kadına bunu yaparsa, bunu hak görürse, kendine bu muameleyi doğru bulursa "tehlike çanları" senfonik bir konser vermiyormudur sizce.....
istisnalar kaideyi bozmaz. toplumda yaşayan tüm kesimlerin biribirine karşı bu şekilde baktıklarını düşünüyorsanız, yanlışınız var demektir. eğer bir toplum biribirine bu kadar düşman olsa idi, bugüne kadar çoktan kargaşa ve çatışma çıkardı.
siz bazı münferit olay ve insanların işinize gelen düşüncelerini öne sürerek bunu tüm topluma mal ediyorsunuz. her toplumda uçlarda dolaşan aykırı fikiriler insanlar olabilir. ama bunu tüm opluma mal edemezsiniz.
bu düşünceleriniz ile tüm topluma korku ve vehamet salamazsınız.
bu düşünceleriniz ile tüm türban takan insanları aynı kefeye koyamazsınız.
ayrıca onlar iktidar olalı 6 yıl oldu ama, ben hala mini etkeli kızları görüyorum.
sakın bana demeyin şurada burada şu olaylar oldu. kezzap attılar, laf attılar.
kaç tane oldu böyle olay?
günde kaç mini etek giyen kızın başına bu geliyor ?
bu tip olaylar bu hükümetten önce hiç olmazmıydı?
akp'ye karşı bir şeyler yapmak istiyorsanız,
sosyal politikalarından, ekonomik politikalarından, tarım politikalarından bahsedin. yanlışları varsa eleştirin.
yok mini etek, yok şeriat vs.. ile akp'Yi yıpratmak yerine halk nezninde daha da yukarılara çıkarıyorsunuz. çünkü bu halkın çoğunluğu muhafazakar. bunu unutmayın. sayın tayyip erdoğan'ın hapse girişinden itibaren bugüne kadar gelinen noktada akp nin yüselişini bir düşünün. akp ye karşı olanların politikalarını bir düşünün.
akp ye muhalefet yapaların nerede yanlış yaptıklarını anlamaya çalışın.
bence akp ye karşı olanlar bu değerlendirmeyi 23 temmuz 2007 de yaptılar. vardıkları sonuç biz ne yaparsak yapalım akp yi indiremiyoruz. başka bir çözüm ürettiler.
yazık diyorum, türkiyemizde bir tane siyasi oluşum çıkamadıki , bana muhafazakar akp ye seçenek olsun. ona inanayım, ona oy vereyim.
şimdi düşünüyorum,
akp mi bu kadar iyi ?
yoksa türkiyedeki siyasi yapı ve insan kaynakları bu kadar zayıf ?
daha henüz karar veremedim.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
erdem53 rumuzlu üyeden alıntı
Bende Kuran'ı yorumluyorum ve başörtüsü örtünmek gerektiğine inanıyorum(tabii ki siyasi simge olarak görülmesine de şiddetle karşıyım).Benim gibi düşünen bir sürü de insan var.Peki neden saygı gösterilmiyor.Bu şekilde düşünen insanlar çoğunlukta da olsa azınlıkta da saygı duyulması gerekmez mi.
Diyelim ki insanlar yanlış biliyor; Yeni bir inanç, yeni bir din ortaya çıktı ve o dine inananlara baş örtüsünü emrediyor.Ateizme saygılı oluyoruz da diğerlerine neden olamıyoruz?..
Lütfen herkesin inancına saygılı olalım.
sizinle aynı görüşteyim sayın erdem 53.
elinize sağlık duygularıma düşüncelerime tercüman olmuşsunuz. :iyi:
türbana eleştiri getirenlerin, sizin bu sorulara ne yanıt vereceklerini merakla bekliyorum.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
erdem53 rumuzlu üyeden alıntı
Sayın commodore1tr;
Aslında bu forumda konuyu İslamiyette başörtüsü var mıdır-yokmudur tartışmasına yönlendirmenizin yerine, baş örtüsü sorununun hukuksal boyutuna yönlendirmenizin daha faydalı olacağı kanaatindeyim.
HUKUKİ.NET sitesine yakışacak baş örtüsü konusu; hukuksal açıdan başörtüsünün üniversitelerde, devlet kurumlarında, toplumsal alanlarda takılıp takılamayacağının tartışılıp yorumlanması olmalıydı bence.
''don ve kurufasulye..'' içerikli başlık hem tartışılıp yazılan yazılara hemde bu siteye yakışmıyor.
bende aynı görüşteyim. sizi destekliyorum :iyi:
ancak şunu bilmeniz lazım sayın erdem 53,
türbanı islama uygun olup olmadığını tartışmak en rehat tartışılıcak ve yorum farkı sebebi ile istenilen yerlere çekilebilecek bir konu.
ama eğer laikçiler bahsettiğiniz hukuki, sosyal ve toplumsal konular bağlamında türbanı tartışırlarsa duvara toslayacaklarını ve sonuçta karşı tarafın haklı çıkma ihtimali olduğunu bizden daha iyi biliyorlar. çünkü onlarda insan haklarına inanıyor, çünkü onlarda demokrat ... ama görünen o ki sadece sözde...
buradan tüm laikçilere sesleniyorum,
yüksek öğrenimde türban takılırsa laiklik nasıl elden gider? sorusunun cevabını olarak bekliyorum.
bana sakın avrupa insan hakları mahkemesi demeyin!!!
ahim'in böyle bir düşüncesi olsaydı avrupanın hiç bir ülkesinde dini semboller ile üniversiteye girilemezdi ?
ahim'in kararı şudur:
sizin yüksek yargı kararlarınıza göre türban ile üniversiteye girilmesinin yasaklanması doğrudur. bu yüzden türbanlı kızalrın bana gelen itirazlarını geri çeviriyorum.
yani eğer sizin yüksek yargı kararlarınız , yorumlarınız üniversitede türbana imkan tanısaydı , o zaman üniversitede türban giymek isteyipte giyemeyen kişilerin bana gelen itirazlarını değerlendirir ve türkiyeyi suçlu bulurdum.
demek istiyor.
ama laikçi kesim ve medya bu yorumu yapmıyor.
ahim türbanın üniversitelerde yasaklanmasının doğru bir karar olduğuna karar verdi diye yorumluyor.
bugün yüksek yargı kararlarını değiştirsin, yorumlarını değiştirsin, türbana yeşil ışık yaksın, siz ondan sonra bazı üniversitelerde yasak getirin. bunun üzerinide türbanlı kızlar ahim'e baş vursun. bakın ahim deki aynı yargıçlar ne karar verecek ?
artık türkiye eskiye göre daha eğitimli, heşeyi daha iyi anlıyor ve algılıyabiliyor, eskisien göre dünyada neler oluyor bitiyor farkında , internet ve görsel medya sayesinde herşeyden anında haberdar oluyor. dolayısı ile eskisi gibi yanlış yönlendirmeler ile, tahrik ile , korku senaryoları ile insanları kitleleri etkilemeniz, baskı altında tutmanız, beğenmediğiniz siyasi oluşumları yok etmeniz çok zor. en azından eskiye göre zor. ama görülüyorki imkansız diye bir şey yok !!!
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı
Sayın commodore1tr;
Karabük Belediye Başkanı'nın yasakçılığının benim savunduğum "özgür düşünce" ile bir ilgisi yok. Daha önce de defalaeca belirttim, AKP ile bir ilgim yok, yakınlık da duymuyorum. Benim düşüncelerime uygun düştüğü ölçüde savunurum, ters düştükleri ölçüde de eleştirirm. AKP'nin tutumu başörtüsü konusunu çözümsüzlüğe sürüklediğinden yanlış yaptıklarını düşünüyorum. Ben baş örtüsünün üniversitelerde serbestliğini savunuyorum. Dünyanın hangi üniversitesinde böyle bir yasak olduğunu da siz yüksek bilgilerinizle izah ederseniz memnun oluruz.
Aslında AKP'li belediye başkanının yazar Latife Tekin'e uyguladığı yasakçılık ile bazılarının bir başka yazar Elif Şafak'a söyledikleri yasakçılığın bir başka versiyonu değil mi? Yasakçılık bir zihniyet problemidir. Bunu uygulayan aktörler; ulusalcı, islamcı, faşist, komunist, kemalist vs olabilir.
Diğer ideolojilerin radikalleri ile aynı çizgide (yasakçılıkta) buluşmak istemiyorsak bizim gibi düşünmeyenlere ve bizim gibi giyinmeyenlere de biraz hoş görü gösterelim derim.
bu konuda başka bir forumda yazdığım görşümü burada da tekrarlamak istiyorum,
akp'ye düşmansınız ya, olayları sadece taraf gözüyle değerlendiriyorsunuz. tarafsız olamıyorsunuz.
ben size daha tarafsız bir yorum yapayım ;
kültürel bir etkinlikte davet edilen yazarlar oturmuşlar, kültürel ve sanatsal konular hakkında görüşlerini bildiriyorlar. daha sonra bir yazar çıkıp , gayet saldırgan bir biçimde akp yi ve politikalarını eleştirmeye başlamış. başbakan ve cumhurbaşkanı hakkında ön isimleri ile hitap ederek ortamı daha da gerginleştirmeye başlamış.
ben size soruyorum; kültürel bir etkinlikte bu tip siyasi tartışmalar yapmak, hele bu tartışmaları akp ye yönelik saldırgan bir tutum ile yapmak, bazı devlet büyüklerine ön isimleri ile hitap etmek doğru bir hareketmidir ?
eğer bu soruma evet yazarın yaptığı gayet doğrudur diyorsanız, sizinle tartışacak bir şeyim yok. ayrı dünyaların insanlarıyız zaten. siz militan düşünceli , kendinize göre her şeyi mübah sanan bir düşüncenin insanız.
gelelim akp'li başkanın tavrına, bu tip provakatif bir durum karşısında kontrolünü kaybederek, gereksiz yere provakatör olduğu belli olan o an için sözde bir yazar durumunda olan kişi ile tartışmaya başlıyor. yapıkları söyledikleri yanlış ve gerkesiz. demokratlığa sığmayan bir davranış. eleştirilmeli.
peki bu tip provakatif bir durumda başkan ne yapmalıydı? o seviyesiz lafları ve eleştirileri sonuna kadar dinlemeli idi. provakatörün lafı bitince , kürsüye gelip başkan olarak mikrofonu eline almalıydı ve
"sayın misafirler , belediyemiz adına sizden özür diliyorum, yazar sıfatıyla çağırıdığımız bu şahıs kültür şenliğimizde provakatif amaçla siyasi konulara girmiş, hiç yeri ve zamanı değilken bu tip konuşmalarda bulunmuştur. burası yeri olmadığı için bu şahsa şu an cevap vermeyi uygun bulmuyorum. ancak belediyemiz adına yazar zannetitğimiz bu provakatörü kültür şenliğmize çağırma gafleti içine düştüğümüz için sizlerden tekrar özür diyorum"
demeli idi...
sizlere sesleniyorum, ey akp düşmanı insanlar ve medya,
birilerini sevmeye bilirsiniz ama bu kadar taraflı ve çarpıtılmış haberler yapmayın. sadece başkanı suçlamak kendinizi kandırmaktan başka bir şey değildir. insanları yanlış yönlendiriyorsunuz, kültür şenliğine provakatif amaçla geldiği belli olan bu şahıs gibi amacınız ortalığı karıştırmak, toplum içinde gerginlik yaratmak ve akp yi köşeye sıkıştırmak.
ama yanlış yoldasınız.
bu olayı madımak ile aynı kefeye koymak mı? tek kelimeyle yazık ki yazık...
orada belli bir amaç uğruna toplanmış bir grup insan vardı. ne söyleyecekleri ve ne hakkında konuşacakları belli idi. olay sonucundada kitlesel bir tepki olmuş ve sonucunda bu tepki eyleme ve son olarakta vahşete dönmüştü.
1- burada yazarın konuştuğu ortam siyasi değil kültürel bir ortamdı
2- tepki sadece başkandan gelmiş ve bireysel olmuştur. orada bulunan kitleler bu tip bir tepkide bulunmamıştır.
3- kişisel verilen tepki sadece tepkide kalmış , fiili bir olaya dönüşmemiş, eylem hele hele vahşet denecek bir olay olmamıştır.
bu olayı madımak olayına benzeten düşünce yapısına sahip insanların kendilerine iyice bir bakmaları ve nasıl böyle bir düşünce yapısında olduklarını iyice bir sorgulamalarını istiyorum. çok fazla uçtasınız. merkezden ve aklı selimden uzaklaşmışsınız. akp yi sevmemek bu kadar yanlış düşüncelere sahip olmanızı gerektirmiyor.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
cognis rumuzlu üyeden alıntı
Sn Bilgili, 'yasakçı' zihniyeti tanımlarken pekala 'emsal'leştirmişsiniz de, idealize ettiğiniz 'zihniyet'i de üç beş misal ile örneklerseniz daha iyi anlaşılacak.
türbanla yüksek öğrenim görmek doğru mu değilmi?
doğru değil diyorsanız , yasakçısınız demektir.
baş örtülü annelerin okul bahçelerine, mezuniyet törenlerine alınmasın diyorsanız, yasakçısınız demektir.
kızlar başını niye örtüyor , kuranda yokki diyorsanız, örtmesin diyorsanız yasakçısınız demektir.
herkezin kendi özgür iradesine karışmaya ne hakkınız var. o yada bu sebeple bir şeye inanmış
o bireyi yargılama hakkını size kim veriyor. inancına saygı göstermeniz gerekmiyormu ? illa herkes sizin düşündüğünüz gibi mi yaşamalı, öyle mi düşünmeli ? yasakçılığın en büyüğü bu değilmi ?
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
cognis rumuzlu üyeden alıntı
Demokrat olmak zorunda değilim,
Müslüman olmak zorunda değilim,
Laik olmak zorunda değilim,
Türban takanlara saygı göstermek zorunda değilim,
Velhasıl herkes kadar bende özgürüm,,,
Türban takanlar;
kimileri belki dini sebeplerle türban takıyorlar.., BANA NE??? Diyelim 'türban' takanlar cennetlik, takmayanlar cehennemlik...faraza böyle de bir 'farz' varmış diye gerçek dışı bir varsayım türetelim.., sahiden BANA NE??
"Türban takanlar irticai sebeplerle takıyorlar'sa" bu mühim bir hadisedir. Bunun kabulü/reddi aksi fikri dikte edenlerin 'demokratlığının, laikliğinin, müslümanlığının' yokluğunun ikrarına mı endeksli??? Vahim çooook vahim!!!!
Burda mevzuu başka....,
Türban TAKTIRANLAR'dan BAHSEDİYORUZ....
elbette hiç bir şey olmak zorunda değilsiniz.
ama olduğunu savunanların çelişkilerini yazmakda boyunumuzun borcu.
türban takıtranlardan bahsetmişsiniz, hemde irticai amaçla...
size bir sormak istiyorum;
siz fikir özgürlüğünün neresindesindesiniz ?
"her insan görüşü ne olursa olsun başkasının özgürlüğünü kısıtlamadan savunabilir" diye düşünenlerdenmisiniz ?
yoksa
"her hangi bir kuralla (toplumsal, ahlaki,hukuki vs..) uymayan hiç bir görüş savunulamaz, konuşulamaz" diyenlerdenmisiniz ?
varsayalım ki (velev ki) bazı insanlar irticai amaçla bu kızlara zorla türban taktırıyorlar.
1- o zaman bu kızlar türban yasak olan ünversiteye koşa koşa gitmek istemezlermi?
2- okula girer girmez türbanlarını çıkarmak istemezlermi?
3- irticai amaçla zorla türban taktıran aile hiç çocuklarını çağdaş bir yer olan üniversiteye göndermek ister mi?
ama ben hiçte öyle bir durum görmüyorum. türban yasağı yüzünden okuluna gidemeyen , ağlayan, isyan eden öğrencile rgörüyorum, peruk takan öğrenciler görüyorum, o türbanı çıkarmak zorunda olan kızalrın yüzlerindeki ifadeyi görüyorum.
hiçta bana zorla türban taktırılmış izlenimi vermiyorlar. hiçte siyasi bir parti uğruna türnban takmış birisi izlenmi vermiyorlar.
dolayısı ile türban takmada bir zorlama yok. ama inanış var... inançlar her zaman belli kuralları kendiliğinden otomatik olarak getirir.
siz laikçi olan arkadaşlar, sizinde kendi toplum hayatınızd farkında olmadan belli kurallara alışkanlıklara uymak zorunda olduğunuzun farkında değilmisiniz ?
bunları yapmadığınız zaman o toplumdan inanışlarından uzaklaşmış olmuyormusunuz?
mesela kravatı şık olduğu içinmi takıyorsunuz, işiniz gereğimi. bıyıklı ve sakallı işe alınmayan büyük şirketler olduğunu varsayarsak, neden sakal bırakıp o işe girmeyi düşünmüyorsunuz?
toplumsal kurallar , sosyal davranışlar , örf ve adetlerimiz olduğu gibi , dini inanış ve kurallarımız olamaz mı? bazı insanlar dini inanışlarına göre davranamaz öyle yaşayamaz mı? bu kurallara göre türban takan kızlara birileri zorlamı taktırmış oluyor? onların inancı böyle. zaten o inançta olmayan bir kzı zorla türban takmış olsa bir gün o türbanını çıkaracaktır. örnekleri var.
yazılarım hep bir noktada toplanıyor.
sayın erdem53 'ün de söylediği gibi , herkesin inancına saygı gösterin. yeterki sizin özgürlüğünüzü kısıtlamasınlar.
kısıtladıklarını ispat edin, bende burada sizin en büyük savunucunuz olacağım.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
cognis rumuzlu üyeden alıntı
Samimi olmak lazım ise;
AÇIKÇASI;
*İslami/dini/muhafazakar/türban vs. tüm kavramlardan SIKILDIM.
*İçinde bunların geçtiği tartışmalardan daha da SIKILDIM.
*Uzun zamandır T.C. Hükümetini temsil(!) eden kimliklerin beyanatlarını dahi dinlemek istemiyorum,,,
herkesin inancına eşit ölçüde saygılı olmayıp , inaçları uğruna eşittilik isteyenleri hor gören , yok sayan , öteleyen bir anlayış sürdükçe;
siz daha şok bu beyanatları , bu kavramları ve bu tartışmaları duyacaksınız...
eğer onların inancı benim özgürlüğümü kısıtlıyor diyenlerdenseniz,
lütfen bugün yaşadığınız bu kısıtlamarı açıklamanızı rica ediyorum.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Sayın sadivarol;
Ben yasakçı zihniyete olan tavrımı açıkça belli ederken, bu yasakçılığın AKP'den veya kimdem gelirse gelsin; bunların "yasakçılık" anlamında aynı çizgide buluştuklarını ifade etmeye çalışmıştım. Bu bağlamda Karabük Belediye Başkanı'nın yazar Latife Tekin'in konuşmasını engellemesini de "yasakçılık" olarak yorumlamıştım.
Analadığım kadarı ile "türban yasakçılığı" konusunda oldukça duyarlısınız ve türbanın yasaklanmasına karşısınız. Ben de başörtüsünün üniversitelerde serbest olmasını bir çok defa bu sitede savundum ve savunuyorum. Ama siz AKP'li belediye başkanının yasakçılığını pek de yasakçılık olarak kabul etmiyorsunuz. Üstelik bizim bu belediye başkanına "yasakçı" dememiz size dokunmuş görünüyor.
İşe bu tavrınız çifte standadınızı gösteriyor. Siz türbana özgürlük isterken, öbür taraftan bir yazarın konuşmasının engellenmesini "kerameti kendinden menkul" gerekçelerinizle savunursanız samimiyet sınavında notunuz düşük olur.
Gerçi, belediye başkanı, başka türlü davranmalıydı vs diyorsunuz ama bu yorumlarınız içinde de; anılan yazarın ifade özgürlüğünün kısıtlanmasının bir başka şekli görünüyor. Bir belediye başkanı bir yazarı oraya çağırdıysa, o yazarın konuşmalarına da müdahale etmemeli idi. Anılan yazar AKP politikalarını da eleştirebilir, orası bir kültürel toplantı da olsa, sonuç itibariyle belediyenin yaptığı bu "kültür festivali" de aslında bal gibi bir politikadır. Orada politika konuşmanın hiç bir sakıncası olmamalı.. Düşünce ve ifade özgürlüğü bunu gerektirir.
Fazla politik olmak, bir partiye angaje olmak bizi gereçekleri görmekten alıkoymamalı. AKP'ye toz kondurmayan satırlarınızı yeniden okuyup düşünmenizde yarar var. Nerede hata yaptık diye insanlar kendilerini sorgulayabilmeli.
Selamlar.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Okay Gönensin ogonensin@gazetevatan.com29.06.2008 Sen mecbursun o değil
http://www9.gazetevatan.com/pics/yazarlar/11.jpg.
Latife Tekin’in, boynunun kırılması tehlikesiyle karşı karşıya kalmasınKarabük’te küçük gibi görünen bir olay oldu. Belediye bir şenlik düzenlemiş ve bazı yazarları davet etmiş. Latife Tekin’in bir panelde konuşması AKP’li Belediye Başkanı’nın hoşuna gitmeyince de asıl şenlik başlamış. AKP’li Belediye Başkanı hemen Latife Tekin’e hücuma geçmiş, sonra mikrofonunu kapattırmış.
Belediye Başkanı’nın adamları hoşlarına gitmeyen şeyler söyleyen konuşmacılara “boynunuzu kırarız” diye saldırmış...
Bu şahıslar AKP’li, yani dini referanslarla yaşayan, mütedeyyin ve muhafazakâr kişilera neden olan sözleri ise bu şahısların kolay anlayamayacağı bir konuda. Tekin, mevcut hükümetin nükleer enerji yerine ülkemizdeki su, rüzgâr ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmesini öneren “çevreci” sözler söylemiş.
Demek ki Latife Tekin’in boynunu kırmaya sıvanan şahıslar herhangi bir çevreci duyarlılığa sahip değil. Boyun kırma tehdidine davranmadan önce biraz durup o sözleri dinleseydiler belki de anlayabilecek ve böylece kendileri için bir aşama kaydetmiş olacaklardı.
***
Bu şahıslar herhalde türban yasağının kalkması için de çalışıyorlardır. O yolda da boyun kırmaya hazır olduklarını, bu kadar basit bir eleştiri üzerine giriştikleri saldırı gösteriyor.
Türban meselesini basit bir özgürlük olayı olarak almak, Türkiye’de Müslümanların dinlerini yaşamakta zorlukları olduğunu iddia etmek, bu Karabüklü belediye başkanı ve boyun kırıcı arkadaşlarının temel insan haklarını savunmak mümkün. Bu çifte standardı Karabüklü AKP’liler ve ülkemizde niceleri yaşıyor ve dayatıyor.
Öyle bir dayatma ki, sen eğer kendine demokrat diyorsan, her ne istiyorsa onun yanında olacaksın. Farklı bir görüşte olamazsın, eğer farklı bir görüş ileri sürersen demokratlığın düşüverir.
Ama onlar en küçük bir çevreci eleştiriye bile tahammül etmeme hakkını kendilerine görüyor ve bir insanın fikirleri dolayısıyla boynunu kırmaya kalkabiliyorlar.
***
AKP’nin üstündeki her şahıs sürekli olarak “demokrasi” deyip duruyor. AKP’nin altı ise anlamadığı bir fikir dolayısıyla boyun kırmaya kalkıyor.
AKP’nin üstünden bu olayla ilgili bir ses dün çıkmadı. Hatta CHP de bu olayı önemsemedi. Karabüklü belediye başkanı ve adamları aynı şekilde yaşamaya devam edecek, başka boyun kırma olaylarına hazırlanacaklar, çünkü kimse çıkıp kendilerine “nasıl böyle bir hıyarlık yaparsın” bile demeyecek. Kimse bu olayın bir demokrasi dersi olduğunu onlara ve bütün ülkeye anlatmayacak.
Ne demişti bir önemli siyasi kişi: “Ne demokrasisi ulan...”
Hak Eylemlerimiz'de Erdoğan toplumun diyer kesimlerine seslenip
"Bunlar verilen haklarıda beğenmez...
İş olmadığı için evde oturan milyonlarca insan var, bunlar yıllar sonraki emeklilik haklarındaki değişikliği bahane edip önümüzü kesiyorlar...
(Bizim Gemi paramız yok çocuklarımız matap alaçak)
Aslında halkın önünü kesiyorlar" diye çıkışa bilir.
Unutmamalıki toplumun bir keşimine uygulanan olumsuzluk bilesik kaplar yasası örneği her alana yansır.
Hükümet kayıt dışından besleniyor
Onlara el atmak iştemiyor
Çalışanın
Emeklinin Haklarına yöneliyor.
Örnek: İş Kazasıyla sakat kalan bir kişiye daha önce 420 YTL Aylık bağlanırken AKP Deformuyla bu 175 YTL ye indiriliyor.
Bir sakatın hakkına göz dikmekten daha Sakat durum varmıdır?
Ortada hem yalancılık hemde Sakatlık var!
Maustafa Balbay Cumhuriyet Mart 2008
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Türk halkı kurtuluş savaşı mücadelesi ile toplumsal anlaşmasını imzalamıştır. Hem de kanıyla!
Şimdi atalarının, dedelerinin, ninelerinin, hatta anne ve babanız kanı ile sulanmış bu topraklarda, Atatürk'ü de laikliği de tartışmak "abovo"dur, abesle iştigaldir, gafletin dik alasıdır.
FRANSA'da; Din adamları tarafından devletin yönetilemeyeceğine UYANAN halk Bastil isyanı çıkardı, ardından FRANSIZ İHTİLALİ geldi. Sene kaç mı? 1789-1799
Biz kaç senesindeyiz? 2008
İŞTE bu kadar geride kalınmış!
Sonra da Gutenberg’in 1454’teki icadından 273 yıl sonra, 1727’de ülkeye gelen matbaa için hayıflanıp durmayın.
NE KADAR GERİYE BAKARSANIZ O KADAR İLERİYİ GÖRÜRSÜNÜZ.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
Av.Feyz Pazarbaşı rumuzlu üyeden alıntı
Türk halkı kurtuluş savaşı mücadelesi ile toplumsal anlaşmasını imzalamıştır. Hem de kanıyla!
Şimdi atalarının, dedelerinin, ninelerinin, hatta anne ve babanız kanı ile sulanmış bu topraklarda, Atatürk'ü de laikliği de tartışmak "abovo"dur, abesle iştigaldir, gafletin dik alasıdır.
FRANSA'da; Din adamları tarafından devletin yönetilemeyeceğine UYANAN halk Bastil isyanı çıkardı, ardından FRANSIZ İHTİLALİ geldi. Sene kaç mı? 1789-1799
Biz kaç senesindeyiz? 2008
İŞTE bu kadar geride kalınmış!
Sonra da Gutenberg’in 1454’teki icadından 273 yıl sonra, 1727’de ülkeye gelen matbaa için hayıflanıp durmayın.
NE KADAR GERİYE BAKARSANIZ O KADAR İLERİYİ GÖRÜRSÜNÜZ.
Bu yazının altına imzamı atıyorum, Feyz bey..
Teşekkürler..
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Humble ;
1921 in Türkiyesinde bırakın halkı okuma bilmeyen mutasarrıf katmakam doluydu. Hurafeler üfürükçüler doluydu. Hangi kitaptan bahsediyorsunuz ? Okuma bilen varmıydı da kitap olsun anadolu da ! Osmanlı İmparatorluğu anadoluyu ve Türkleri asırlar boyu görmezden gelmiş eğitimsiz bırakmıştır. Bakın bakalım matbaanın bize giriş tarihine birde Avrupa'ya... Fransız devrimini 150 sene sonra haber alan bir topluluktan söz ediyorsunuz .
Bu ülke ATATÜRK ile birey oldu daha önce reaya idi. Reaya nın da hakkı yoktur .Hangi özgürlük... Memalik_i osmani denen bir yerde yaşayan reaya idi herkes evet bundan birey olmak zor oldu hatta hala olamayanlar ille birisine tabii olmak isteyenler var. Yıl da 2008....
Ezan 1932 yılında Atatürk ün emriyle ve çok uzun çalışmalar sonucu Türkçeleştirildi. Bundan Müslümanlığa ne helal geleceğini hala anlayabilmiş değilim. DP hükümeti dindarlıktan çıkıp dincilik yoluna ilk adımı atarak ezanı tekrar arapça yapmıştır. Buna CHP de oy vermiştir. Bu sitede onunla ilgili bir forum var okuyunuz. Ezan ın Türkçe okunması Dinin baskı altına alınması DEMEK DEĞİLDİR. Bunu böyle yorumlayan da zaten bir şey biliyor demek değildir. Ya Kur'an siyu kabilesine inseydi ne yapacaktık ? Siyu'ca mı okuyacaktın ezanı ? ALLAHIN DİL SORUNU OLAMAYACAĞINA GÖRE BU BEŞERİDİR. HALKIN YÜZDE YÜZÜNÜN BİLDİĞİ TÜRKÇE DURURKEN YÜZDE BİRİN BELKİ ANLADIĞI DİLDE EZAN OKUNMASI TAMAMEN DİNCİLİK OYUNUDUR.
Ben size bir şey diyeyim mi ? Hz. Hamza ve islam peygamberi o kadar zekilermişki günümüzde yaşasalar ezan filan değil saat alarmını kullanırlardı diyebilirim. Eğer o günleri incelediyseniz. Çan mı çalsak duman mı yapsak boru mu üflesek tartışmaları arasında İNSAN SESİNE karar verilmiştir. Ezan daki tek amaç ÇAĞRI dır. Yani İNSANLARIN ANLAMASI NAMAZ VAKTİNİN GELDİĞİDİR. İnsanlara hadi Camiye hadi Namaza diyeceksiniz kimsenin anlamadığı bir dilde gerçek şudur ki günümüzde ezan insanlar için zamanı anımsatmadır ki aslıda zaten budur. Dilinin önemi kendi dilinin olmasıdır aslında da neyse bu apayrı bir forum ve tartışma konusudur.. 1930 lar dinin en güzel yaşandığı anlaşıldığı çağlardır. Ama maalesef karanlık dinciler sindikleri köşeden beklemekte ve saldırmaktadır. Bu sıkıntı aslında odur.
Sayın commodore1tr;
Lütfen dini konuları eleştirmeden biraz bilgi edininiz.Yazmış olduğunuz konuları okuduğumda İslam dini hakkında pek bilgili olmadığınızı görüyorum.Tabii siz Kuran ı kendinize göre yorumlayınca bunlar ortaya çıkıyor.Belki başka bir din konusunda olabilir ama İslamiyet hakkında yeterince (''AMA ŞU KESİNDİR Kİ EZANIN TÜRKÇE OKUNMASI DİNE BASKI DEĞİLDİR'' yazacak kadar) bilgili olmadığınız kesindir.
Öncelikle Atatürk'ü yüceltiyor ve Osmanlıyı kötülüyorsunuz.Haklısınız Atatürk çok büyük bir lider, devlet adamı, komutan..... bu özellilklerini çoğaltabiliriz.Sonuna kadar katılıyor ve destekliyorum. Ancak şunu unutmayınız ki; Atatürk de OSMANLI DEVLETİ'NİN BİR SUBAYI idi ve OSMANLI ÜNİFORMASINI GURURLA TAŞIYOR VE OSMANLI KOMUTASINDA SAVAŞIYORDU. Lütfen Atatürk'ü yüceltirken Osmanlı'yı küçümseyip kötülemeyiniz.
Atatürk'ün büyüklüğü, Osmanlı'nın ne kadar büyük bir devlet olduğunu gösterir.Aslımızı inkar edemeyiz.Osmanlı olmasaydı bu gün bizler olmazdık.Ama tarihi sizin gibi yorumlayanlar malesef hadlerini aşarak Osmanlı'yı lekelemeye çalışıyorlar.Osmanlı balkanlarda kaybetti, Kafkaslarda kaybetti, Filistinde kaybetti, Irakda kaybetti ama biz Çanakkale'de düşmana geçit vermedik.Yok öyle şey; Çanakkale'yi de Osman'lı kazandı Kurtuluş savaşını da Osmanlı kazandı.Bütün halk ve askerler Osmanlı'nın askeri ve Osmanlı'nın halkı değilmiydi? Aslını inkar edenler zaten sırtından bıçaklamıştı.Unutmayınız ki ATATÜRK'DE BİR OSMANLI SUBAYI idi.O olmasaydı başka bir komutan olacaktı.(Bu yazdıklarımdan Atatürk'ü küçümsediğim yorumunu çıkarmayınız aksine belirttiğim gibi büyük bir liderdir.)
Gelelim EZAN'ın TÜRKÇE okunması meselesine: Aslında bu konunun cevabını anlamayarak yazınızda siz yazmışsınız zaten. Yazınızda ''ALLAHIN DİL SORUNU OLAMAYACAĞINA GÖRE BU BEŞERİDİR. HALKIN YÜZDE YÜZÜNÜN BİLDİĞİ TÜRKÇE DURURKEN YÜZDE BİRİN BELKİ ANLADIĞI DİLDE EZAN OKUNMASI TAMAMEN DİNCİLİK OYUNUDUR.'' diye yazmışsınız. Çok doğru, Allah'ın dil sorunu yok bu sorun beşeridir.İnsanların dil sorunu vardır.Farklı dilden insanlar bir araya geldiğinde ne yapıyorlar ortak bir dilden konuşmuyorlar mı? Örneğin günümüzde uluslararası toplantılarda ve anlaşmalarda çoğunlukla İngilizce benimsenip konuşulup yazıldığı gibi..
Konumuza göre örnek verecek olursak; Müslüman olan bir Alman, Fransız, İngiliz, Arap, Çinli...... nin Türkiye'ye geldiğini veya Türkiye ye yerleştiğini düşünün. Ezan vaktinde Türkçe ezan okunduğunu düşünelim.. Saat farkı olduğundan namaz saatini de bilemeyecektir. Hadi siz ezanı Tükçe'den kendi dillerine tercüme ettiniz.Ya sonrası... Camide cemaatle nasıl Namaz kılacaklar. Kuran'ı yorumlayacak kadar bilginiz varsa; eğer orada Arapça olmazsa kimsenin namaz kılamayacağını da bilirsiniz.
Ezanın ve namazın Arapça olması demek dinin evrenselliği demek.Nereye giderseniz gidin uzaya da çıksanız hiç zorluk çekmeden cemaatle de Namazınızı kılarsınız.Çünkü İslam alemlere hitap ediyor.Çünkü o Alemlerin rabbidir.
Halkın yüzde birinin anladığı dilde okunuyor diyorsunuz.Aslında TÜRKİYE DE HALKIN YÜZDE BİRİNİN ANLAMADIĞI DİLDE OKUNUYOR. Çünkü halkın yüzde 99 u Müslüman... Siz bırakın Türkiye'yi dünyada neredeyse sayıları 1,5 milyara ulaşmakta olan bütün Müslüman lar anlıyor.Hiç bir Müslümanın da bundan rahatsız olduğunu zannetmiyorum. Tabii ki Kuran'ı kendilerince yorunmlayanlar müstesna...
Lütfen insanların inançlarına saygılı olalım.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
İnsanların inançlarına saygı duyalım... Çok doğru...
Evet demin TV de toplu dua ayini için kişi başı 10 YTL verip, kongre salonlarını dolduranları gördüm. Din bezirganlığı yapıp, inançlara saygı duyalım diyen bazılarının takiyye yaptığını da görüyor bu toplum. Yoksa mesele dine saygı değil. Hepimiz Müslümanız (Elhamdülillah) ve Peygamberimiz Hz.Muhammed'tir (S.A.V). Bunun da tartışılır hiç bir noktası yoktur.
İnanç dediniz değil mi? Sokağa çıkın ve gördüklerinize sorun: Size %99'u şu cevapları verecek!
1- S: Müslüman mısın? C: Elhamdülillah
2- S: Atatürk'ü sever misin? C: Evet
3- S: Laiklik? C: Olmalı
4- S: Türk müsün? C: Türk'üm
5- S: Cumhuriyet ve Demokrasi? C: Seviyorum.
Şimdi şu 1,2,3,4,5 deki değerleri hangi partilerin SLOGAN olarak aldığını da bir görün... Bizi biz yapan değerlerin hiçbirisi ile uğraşılmasından hoşlanmıyorum! Eskiden bir partinin dini alet etmesi ayıp olarak karşılandığından, siyasi partiler buna yeltenmezlerdi. 1982'den sonra sağ/sol konuşmak yasak olunca, birileri hepimiz için önemli olan ve o anda BOŞTA olan değeri sahiplendi... Onları biliyorsunuz.
Onun için DEZENFORMASYON çalışmalarında bulunanlara asıl günahı siz işliyorsunuz diyorum!
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
HTML Kodu:
Lütfen insanların inançlarına saygılı olalım.
Kibiri de inanç şovenizmi de KINIYORUM.
Türkiye'ye, Cumhuriyet'e, Atatürk'e 'koşulsuz' bağlılığı İNANÇSIZ MI ZAN'nediyorsunuz?
Kimsenin inancı kimseyi ilgilendirmiyor.
Daha fazla dindar olabilmek için tüm 'topluma' ihtiyaç yok. Muhtaç olduğunuz kudret vicdanınız ve fıtratınızda mevcuttur. Kanaat ediniz,,,
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Klavyenize sağlık Feyz Bey,
Bu arada bugün bir reklam gördüm. Bize has değil (Vahhabi kökenli) ama yakında bizde de yoğun kullanılacağına eminim.
Açılmamış (türbanlı) lolipop ve açılmış (başı açık) lolipop...
Sinekler üşüşüyormuş açılmışa... Bizim din anlayışımız iyi ki (şimdilik) bu değil...
İslam'ı evrensel din olmaktan çıkaranlar İslam tarihinden bu yana bellidir, Vahhabi kafası da bu Dinin iyice dibe vurmasını sağlamıştır ne yazık ki...
Domuz bağları, kafa kesenler, lolipopçular bizim dindense ben onlardan değilim. Televoleler ile pompalanan, hergün ekranlardan izlediğimiz yoldan çıkmış, yozlaşmış birkaç bin kişi de beni temsil etmiyor.
İslamı Türk'ün, Alman'ın, Fransız'ın , Çinli'nin kendi dilinde layıkıyla ve aracısız öğrendiği bir Dünya böyle mi olurdu?
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
Av.Feyz Pazarbaşı rumuzlu üyeden alıntı
İnsanların inançlarına saygı duyalım... Çok doğru...
Evet demin TV de toplu dua ayini için kişi başı 10 YTL verip, kongre salonlarını dolduranları gördüm. Din bezirganlığı yapıp, inançlara saygı duyalım diyen bazılarının takiyye yaptığını da görüyor bu toplum. Yoksa mesele dine saygı değil. Hepimiz Müslümanız (Elhamdülillah) ve Peygamberimiz Hz.Muhammed'tir (S.A.V). Bunun da tartışılır hiç bir noktası yoktur.
İnanç dediniz değil mi? Sokağa çıkın ve gördüklerinize sorun: Size %99'u şu cevapları verecek!
1- S: Müslüman mısın? C: Elhamdülillah
2- S: Atatürk'ü sever misin? C: Evet
3- S: Laiklik? C: Olmalı
4- S: Türk müsün? C: Türk'üm
5- S: Cumhuriyet ve Demokrasi? C: Seviyorum.
Şimdi şu 1,2,3,4,5 deki değerleri hangi partilerin SLOGAN olarak aldığını da bir görün... Bizi biz yapan değerlerin hiçbirisi ile uğraşılmasından hoşlanmıyorum! Eskiden bir partinin dini alet etmesi ayıp olarak karşılandığından, siyasi partiler buna yeltenmezlerdi. 1982'den sonra sağ/sol konuşmak yasak olunca, birileri hepimiz için önemli olan ve o anda BOŞTA olan değeri sahiplendi... Onları biliyorsunuz.
Onun için DEZENFORMASYON çalışmalarında bulunanlara asıl günahı siz işliyorsunuz diyorum!
Sayın Av.Feyz Pazarbaşı;
Benim sıkıntım da zaten din bezirganlığı yapıp takiyye yapanlarla.Bunu da defalarca belirttim. Ancak; bu takiye yapanların yaptıklarını fırsat bilip onları eleştireceğine, dini eleştiren ve bu maske altında din düşmanlığı yapan insanlar da çok.
Forumdaki önceki yazılara bakarsanız bu durum açıkça ortada.AKP nin başörtüsünü siyasi simge olarak görmesini eleştireceğine İslam inancındaki baş örtüsünü eleştiriyorlar.Kuran da yok, İslam da yok....gibi.. Eğer bir DEZENFORMASYON varsa burada da aramak gerek miyor mu?
Peki; takiyye yapmayan, siyasi simge olarak görmeden, inancından dolayı başörtüsünü savunanlar ne olacak? Onların bu toplumda yeri yok mu?
Yukarıda bahsettiğiniz soruları sokakta sorarsanız halk artık cevap vermeye korkuyor.''Elhamdulillah müslimanım'' derse irticacı olmaktan, ''Atatürkçü-Laik'' derse solcu olmaktan, ''Türküm'' derse sağcı olmaktan korkuyor...
Zaten toplumumuzun geçmişten gelen geleneğidir.Eğer bir siyasi görüş bir şeyi sahiplendi mi, karşıt siyasi görüş de ne olduğuna bakmadan ona düşman kesilir. Birisi laiklik deyince diğeri onu sevmemeye başlar solcu der.Birisi Türklük deyince diğeri onu sevmemeye başlar sağcı der. Şimdi de Dinci sıfatı konulmuş artık karşısına ne koyarsanız koyun ben isim bulamadım...
Kimsenin dini siyasi simge yapmaya hakkı yoktur.İnsanlara dinci demekde yanlış.Eğer birileri biz dinciyiz diye ortaya çıkmışsa da onlara düşmanlık yapalım derken din düşmanlığı yapmak da yanlış.
DEZENFORMASYON çalışmalarında kim bulunuyor kim günah işliyor.....
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
DEZENFORMASYON çalışmalarında kim bulunuyor kim günah işliyor.....
Şakirtler, abiler, imamlar, kıta imamları desek, günah işlemiş olur muyuz?
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
AKP iktidara gelene kadar her cuma günü camilerde karaçarşaflılar "tekbir" diye bağırırlar, türban yasağını protesto ederlerdi.
Daha sonra AKP geldi. Birden kesildi bu Cuma olayları. O günden bu günlere kadar da hiç olmadı. Oysa türban yasağı daha kısa zaman önce kaldırılmıştı. Neden o tarihe kadar Cuma protestoları olmadı?
Demek ki bunları organize eden iktidardaydı da ondan!!!
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
çilek rumuzlu üyeden alıntı
AKP iktidara gelene kadar her cuma günü camilerde karaçarşaflılar "tekbir" diye bağırırlar, türban yasağını protesto ederlerdi.
Daha sonra AKP geldi. Birden kesildi bu Cuma olayları. O günden bu günlere kadar da hiç olmadı. Oysa türban yasağı daha kısa zaman önce kaldırılmıştı. Neden o tarihe kadar Cuma protestoları olmadı?
Demek ki bunları organize eden iktidardaydı da ondan!!!
İşin özü burada işte!;)
Teşekkürler; sayın çilek..
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Sn Erdem53, yazınıza turistik bir şehirde yetişmiş ve çokça müslüman turistle konuşmuş, cami yolunu müsülam turistlere belki de onlarca kez tarif etmiş biri olarak katılamayacagım. Nasıl olur da düşüncelerinize bu kadar kolay kılıf uydurursunuz, hayret ediyorum...
Eğer namaz kılmak istiyorsanız, saati de kurarsınız, güneşe de bakarsınız ya da teknolojiyi, gazeteyi vs de kullanırsınız...Ne yazık ki bu toplum, bırakın ezanda ne söylendiğini bilmeyi, mevlütü sünnet ya da Kuran-ı Kerim'in bir ayeti sanıyor, nikahta eller çapraz yapılmaz diyor, geline 3 kere kuşak diyor, sayılara manevi anlam yüklüyor falan da filan... Camiden cevşen alıyorsunuz, küçük poşetini açıyorsunuz, içinden küçük bir kağıt çıkıyor. Depremden korur, hastalıktan korur, cinlerden korur ve daha bir sürü şeyden korur yazıyor...Diyanet kontrolündeki Allah'ın evinden aldıgınız kagıtta yazıyor bu safsatalar...
Türk insanının en yumuşak oldugu konu din... Okullar kapatılacak deseniz yanınıza 3-5 kişi gelir-gelmez ama din elden gidiyor deseniz yıgnları arkanıza alırsınız. Üstelik bu yıgınlar, ne oldugunu bile sorgulamazlar... Alın size AKP... Benim endişe ettiğim konu bu, Türk insanı dinini bilmiyor, bilmek dahi istemiyor, cehaletinden bile bihaber. Farzlar, sünnetler ve hurafeler birbirine karışmış gidiyor ve siz hala Arapçayı savunuyorsunuz. Bırakın da insanlar en azından ezanda ne söylendiğini bilsinler. İş o kadar cıvıdı ki, 2 hafta önce Avrupa kupasındaki maçta Türkler'in favori tezahuratı Ya Allah bismillah Allahuekber oldu. Şimdi tartışaduralım, zeytin ağacının dalında zeytin, yerden yüksekliği 187, siz topuklarınızın üstünde durup ellerinizi uzattıgınızda parmaklarınız 185 cm'e kadar yükseliyor. Açlıktan öleceksiniz, yanınızda ise sadece Kuran'ı Kerim var ve kalınlıgı 3 cm. Kuran'ı Kerim'in üstüne basarak zeytini alıp yemeli mi yoksa ölmeli mi.. Bu soruyu Yaşar Nuri Öztürk'e sordular... Dinimizle ilgili merak ettiğimiz konular bu kadar vahim yani...
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
En son turban sunnettir diyeni gordum,acikcasi uzuldum o kisi adina..
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı
Sayın sadivarol;
Ama siz AKP'li belediye başkanının yasakçılığını pek de yasakçılık olarak kabul etmiyorsunuz. Üstelik bizim bu belediye başkanına "yasakçı" dememiz size dokunmuş görünüyor.
sayın bilgili,
kendimi yanlış ifade etmişim herhalde. bu durumdan dolayı herkesden özür dilerim. yazdığım yazıdan alıntı ile devam edeyim.
Alıntı:
sadivarol rumuzlu üyeden alıntı
gelelim akp'li başkanın tavrına, bu tip provakatif bir durum karşısında kontrolünü kaybederek, gereksiz yere provakatör olduğu belli olan o an için sözde bir yazar durumunda olan kişi ile tartışmaya başlıyor. yaptıkları söyledikleri yanlış ve gerkesiz. demokratlığa sığmayan bir davranış. eleştirilmeli.
alıntı yaptığım yazımda başkanın yaptıklarının yanlış olduğunu ve davranışa katılmadığımı belirtmiştim.
ancak yazımın hiç bir yerinde konuşma yapan yazarın konuşmasının kesilmesini, mikrofonunun kapatılmasını savunmadım , savunmuyorum.
benim düşüncem şu;
yazar konu kültür ve sanat olamsına rağmen siyasi konulara girip , istediği şekilde, ama saldırgan ama tehditkar konuşabilir. kimse bu konuşmayı engelleyemez. engellememeli...
benim şahsi fikrime göre yanlış yapan, doğru hareket etmeyen kişi zaten bulunduğu toplum içinde kendi kendine küçük düşmeye ve ayıplanmaya mahkumdur. cezayı zaten toplum kendi keser. onu ayıplar, eleştirir ve değersiz bulur. ama demokrat bir toplumda başkasının haklarını gasp etmedikçe herkes söylediklerinde yaptıklarında özgürdür.
o yazar hanıma bir konuşma hakkı verilmiştir. bu konuşmayı istediği şekilde yapmakta özgürdür.
ama kullandığı bu özgürlüğü eleştirmek ve ayıplamakda benim özgürlüğümdür.
işte söylemek istediğim de tam bu...
başkanın konuşmanın bitmesini beklemesi gerekiyordu. daha sonra mikrofona gelerek demokratik eleştiri hakkını kullnarak benim ilk mesajımda yazdığım konuşmayı yapması daha doğru olurdu.
gelelim eleştirilerime,
ben sadece başkanın yapığını eleştiren , o yazarın yaptıklarının yanlış olduğunu söyleyemeyen, hatta doğru yapmıştır diyenleri eleştiriyorum. sizin bana atfettiğiniz gibi çifte standart yaptıklarını söylüyorum.
şimdi size soruyorum sayın bilgili,
1- ben konumun neresinde başkanı savunmuşum, yaptığının doğru olduğunu yazmışım ?
2- yazarın ifade özgürlüğünün yasaklanması hangi cümlerle savunmuşum ?
fazla politik olmak diye beni eleştirmişsiniz ama "kültür festivali de bal gibi politikadır" diyerek en büyük çifte standartı siz yapmışsınız.
açıkçası ben kültür festivallerinin "bal gibi politakadır" olduğunu ilk defa sizden duyuyorum. meğer ne kadar politik bir ülkede yaşadığımın farkında değilmişim.
eğer kültür'ün politika ile nasıl ilişkilendirdiğinizi , kültür festivallerinin nasıl bal gibi politika olduğunu açıklarsanız sevinirim.
eğer o kültür festivali bir politika gereği olsaydı, akp li bir başkan, gidipte kültür festivalinin organizasyonunu sol görüşlü olduğu herkesçe bilinen bir gruba vermezdi. bu konu ile ilgili başkanın açıklaması var. eğer okumadı iseniz size gerekli alıntılar ile bu açıklamayıda yazabilirim. başkan politika yapmak istese gider kendi görüşünden insanları oturturdu oraya.
yazarın demokratik haklarının engellenmesini savunmak için, kültür etkinliğini "bal gibi politika" diye nitelerseniz yanlış yaparsınız.
velev ki;
siz eğer hukuk konuşulan bir ortamda , magazin konularını anlatmaya başlayan ve her hangi bir şarkıcı hakkında ileri geri konuşan birini dinleseniz, ne yapacaksınız ?
onu haklı mı bulacaksınız ?
yoksa haksız mı?
onun konuşmasını engellemek elbette yanlıştır.
siz hukukçu olmanıza rağmen yazar-başkan ikilisinin olayında olduğu gibi hukuk kongresinde popçulara ağır eleştiriler getiren, onların şarkılarına aşağılık diyen birinin konuşmasını kestirmezsiniz herhalde ? ama eleştiririsiniz her halde ?
her halde diyorum, emin değilim çünkü... yazarın konuşmalarını eleştirmediğiniz onu haksız bulmadığınız için...
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
çilek rumuzlu üyeden alıntı
AKP iktidara gelene kadar her cuma günü camilerde karaçarşaflılar "tekbir" diye bağırırlar, türban yasağını protesto ederlerdi.
Daha sonra AKP geldi. Birden kesildi bu Cuma olayları. O günden bu günlere kadar da hiç olmadı. Oysa türban yasağı daha kısa zaman önce kaldırılmıştı. Neden o tarihe kadar Cuma protestoları olmadı?
Demek ki bunları organize eden iktidardaydı da ondan!!!
Buradaki bir yanlış algıyı düzeltmek için yazıyorum.
AKP seçmeni içinde başörtüsü yüzünden mağduriyet yaşayan büyük bir kitle olsa da, başörtüsü eylemleri AKP iktidarında da devam etti, ama basının ilgisi azaldı. Bir olay basın büyütürse gündem oluşturur, küçük görürse oluşturmaz.
Şöyle bir iddiada bulunsak (doğru demiyorum ama) daha inandırıcı olabilir:
"AKP basın üzerinde baskı kurdu, başörtüsü eylemleri haberlere çıkmaz oldu."
Google'da "başörtüsü eylemleri" dedim, karşıma çıkan linklerden biri şu:
Akyazı'da 72. başörtüsü eylemi
http://www.haksozhaber.net/news_detail.php?id=3745
Altında da 2006, 2007, 2008 yıllarındaki diğer eylemlerle ilgili pek çok link var.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
bazı insanların çağdışı olduğunu savunuyoruz , din adına inanç adına yanlış davranışlar içinde olduğunu savunuyoruz , gerici olduklarını , çok hukukluluğu istediklerini söylüyoruz.
doğru... doğru söze yanlış mı diyeceğim. elbette hayır.
ama olaya biraz daha yukarıdan, tarafsız bakarsanız başka bir tespit yapmakda mümkün.
çağdaş adını verdiğimiz, laik devleti savunan , müspet ilimi çağre gören toplumlar... onlarında yanlışları eksikleri yokmu ?
1- sanayi devirmi ile başlayan , bugünlerde tavan yapan doğamızın katledilmesi
2- kapitalizim adı altında çok parası olanları daha da zengin yapan, düşük gelirli insanları daha da fakir yapan düzen
3- para uğruna her şeyi cinsel bir metea haline getirmek ve insanların zayıf noktası olan cinsiyet kavramı üzerinden menfaat sağlamak
gibi sayabileceğim başka olumsuzluklar...
bunlar çağdaş adını verdiğimiz toplumlarında en önemli sorunları değil mi ?
buradan şu sonuca gelmek istiyorum;
evet her kesimin kendine göre yanlışları ve eksiklikleri olabilir.
bunları tespit etmek ve yapıcı eleştiriler getirmek herkesin hem hakkı, hemde en önemli görevi. evrim , gelişme bu şekilde olur zaten...
ama maalesef bugün türkiyede islami kesim diye tabir edilen kesime karşı yapılan eleştiriler yapıcılık ve hakkaniyetten uzak bir şekilde olmaktadır.
bu eleştirilerin yapanların amacı nedir ?
türk toplumunu daha yaşanır ve ileri bir toplum haline getirmek mi ?
yoksa düşünce ve görüşlerini beğenmediğimiz insanları ötelemek , yok saymak ve toplumdan soyutlamak mı? onların bazı haklarını ellerinden almak mı?
bana göre şu anda yapılan , eleştiri adı altında bazılarını yok saymak ve onları toplumdan soyutlamak.
yani bağcıyı dövmek ile uğraşıyoruz , niye üzüm yemek hiç aklımıza gelmiyor.
dolayısı ile görüşlerini beğenmediğimiz o toplum ile nasıl bir arada yaşarız, onları nasıl daha çağdaş ve hurafelerden uzak , okumuş bir toplum haline getiririz , bunun üzerinde çalışmak gerekiyor.
benim bu konuda bazı tezlerim var. bu düşüncelerimi bir sonraki yazımda ele alacağım.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
bazı tespitler yapmadan önce , kendi profilim ile konuya başlamak istiyorum.
48 yaşında istanbul doğumlu ve erkeğim. ailem 3 kuşaktır istanbulda bulunuyor. ailemde hiç baş örtülü bayan yok. annem amerikan koleji mezunu sanat tarihi okumuş akademik bir insan. babamda avrupada yüksek öğrenim görmüş yine akdemik bir insan. bende makina mühendisiyim. istanbulda kendi firmam var. akp'nin muhafazakar ve islami tabanı ile görüşlerim uyuşmaz. kendimi tanımlamak gerekirse demokrat,liberal ve sosyalist bir görüşüm var.
kendi görüşümü en iyi ifade eden açıklama ise liberal tanımından geçiyor;
Liberaller ; farklı dilleri, dinleri, felsefeleri benimseyen, değişik insanî özelliklere sahip bireyleri ve insan topluluklarını hak ve özgürlük sahibi özneler olarak görürler. Farklılıkları çatışma ve birbirini yok etme gerekçesi olarak kullanmazlar. Herkesin barış içinde bir arada yaşamasının yol ve yöntemlerini araştırırlar.
bu görüşe demokratlık , sosyal adelet ve çalışan kesimlerin hakları başlıklarını da eklersek , benim hayat görüşümü yansıtmış oluruz.
belki yazdığım yazılar ile bu hayat görüşümü bağdaştıramıyabilirsiniz, ama bakın o liberal tanımından sonra sn. muhsin abay ne demiş;
Ülkeyi Müslümanlara yaşanmaz kılmaya çalışan Lâikçiler, bu yüzden onları sevmezler. Halkımızın gerçek liberallere her zaman ihtiyacı var.
http://www.tumgazeteler.com/?a=2584775
tabii ben bu görüşteki kadar katı düşünmüyorum. laikçilerin dini bütün insanlara yaşam hakkı bırakmadıkları gibi uç bir düşüncem yok. ama her şey beyaz veya siyah değil. gri yerlerde var. dolayısı ile bazı hak ihlalleri ve acımasız eleştiriler yapıldığı ve yok saymanın yaşandığı bir gerçek.
siz irticai kesimin bizim gibi liberal düşünceli insanları kullanarak şeriatı getirmeyi istediklerini düşünüyor olabilirsiniz. ama yanılıyorsunuz. bir hak verilmeden yargılama yapamazsınız. varsayımlar üzerinden onları suçlayamazsınız.
eğer yüksek öğrenimde herkese eşit yaklaşılıp türban serbest bırakılırsa ve bunun üzerine başı açık kesimler üzerinde belli baskılar oluşursa, başı açık olnaların en büyük savunucusu ben ve benim gibi liberaller olacaktır. ancak hakkı vermeden varsayım yürütmek ve yasak getirmek günümüzün toplum anlayışına ters düşmektedir. çağ dışılıktır.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Kentin en merkezi yeri Pirireis Mahallesi'nde 1967 yılında kurulan ve bazı eski bakanlar, siyasiler, emekli savcı, bürokrat ile mimar-mühendislerden oluşan 240 faal üyesi bulunan Mersin Mühendis-Mimar ve Teknikerler Derneği, 4 katlı Özel İdare Lojmanları binasının zemin katında yaklaşık 40 yıldır faaliyet gösteriyor.
AKP'nin 2002 seçimleriyle iktidara gelmesinden sonra lise felsefe öğretmenliğinden Valilik İl Dernekler Müdürlüğü’ne atanan Erol Özdemir, iddiaya göre kentteki diğer içkili yerlerde olduğu gibi Mühendis- Mimar ve Teknikerler Derneği Lokali'ne de ‘alkolsüz lokal’ dayatması yapmaya başladı. 13 Ağustos 2005’te derneğin tüm belgeleri incelemeye alındı ve gönderilen yazıda, lokal bahçesinde geç saatlere kadar içki içildiği belirtilip, bunun önlenmesi istendi. Bu önlenmediği takdirde yasal yollara başvurulacağı belirtildi.
İl Dernekler Müdürü Erol Özdemir, 21 Şubat 2006’da polis eşliğinde lokali denetledi. Bu denetimde, o an lokalde bulunan 50 kişiden 12’sinin üye olmadığına ilişkin tutanak düzenlenip, 8 Mart 2006’da 5 gün süreyle kapatıldı. Uygulamayı protesto için açılan imza kampanyasında 200’ün üzerinde imza toplanıp, detaylı bir yazı içeren dilekçe, İçişleri Bakanlığı ile Mersin Valiliği’ne gönderildi. Dilekçede, keyfi tutum sergilendiği, gelişmelerin ‘alkolsüz lokal’ dayatması nedeniyle yaşandığı öne sürüldü.
Dernek Başkanı Fehmi Tosun, o dönemde makamında görüştükleri İl Dernekler Müdürü Erol Özdemir’in, “Alkolsüz lokal yönergesini örnek alın, hazırlayın” dediğini de öne sürdü. Alkollü içecek servisine devam edilen lokal, 28 Mart 2008’e kadar sık sık denetlendi. 2 kez daha 5’er gün süreyle çeşitli nedenlerle kapatma cezası verildi.
14/05/2008 Radikal
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
sadivarol rumuzlu üyeden alıntı
alıntı yaptığım yazımda başkanın yaptıklarının yanlış olduğunu ve davranışa katılmadığımı belirtmiştim.
ancak yazımın hiç bir yerinde konuşma yapan yazarın konuşmasının kesilmesini, mikrofonunun kapatılmasını savunmadım , savunmuyorum. ..
Olayın videosunu hurriyetin internet sayfasından izledim. Başkanın yaptıgı ayıp ama bir kişi de çıkıp neden yazar haddini aşmış demiyor?
Kulaktan dolma bilgilerle nükleer enerji gibi bir konuyu kendince bağrış çığrış tartışmak, bir yazarın "haddine" mi? Başkanın yaptıgını onaylamıyorum ama bir yazarın bilgi sahibi olmadıgı konuda ileri geri konusması demokrasiyle, toleransla açıklanamaz. Yazar da, başkan da hatalıdır, tek taraflı bakmanın, kuru gürültünün anlamı yok.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
gelelim farklı yaşayan ve farklı inanan 2 toplumun aynı ortamda sorunsuz ve aynı haklara sahip olarak yaşamasına...
düşüncelerime tercüman olması sebebi ile biraz kendi yaşantımdan bahsetmek istiyorum;
ailem bana hiç bir dini bilgi öğretmedi , hiç camii ye götürmedi , evimizde oruç tutulmadı , orucun manevi ve fiziksel faydalrından bahsetmedi , zekat konusunda hiç konuşulmadı , sadece kurban kesitiğimizi hatırlıyorum (oda toplumun gözü önünde olduğu için zannediyorum). ayrıca kurbanın neden kesildiği ve ne amaçla dağıtıldığı hakkında hiç bir bilgi verilmedi.
okuldaki din derslerinde 2-3 dua öğrettiklerini hatırlıyorum.
eğer dedem olmasa idi, şu an aklımdaki 3-4 dua'yı hiç bilmeyecektim. cenazeler haricinde hiç camiye gitmiş olmayacaktım. onun bilgi dağarcığı sayesinde manevi konularda hiç bilgim olmayacaktı. benim elimden tutup camiye götürdüğünü, bana dua ezberlettiğini , çeşitli dini konularda akademik bilgiler verdiğini hatırlıyorum. nur içinde yat sevgili dedeciğim.
o zamanlar dedemin bu yaptıkları benim için bir şey ifade etmiyordu ama bugün o günlere ve bugün yaşananlara baktığım ve belli analizler yaptığım zaman , dedemin o zaman bana anlatıkları daha bir önem kazanıyor.
birlikte yaşadığım ortamda bulunan arkadaşlarımın ve ailelerininde benim yaşadığım hayattan çok daha farklı yaşamadıklarını biliyorum. yani dini bilgilerden uzak...
dolayısı ile bugüne kadar yaşadığım hayatı değerlendiğim zaman karşıma şöyle bir manzara çıkıyor;
laik cumhuriyet adına ve dindar insanların bazı çağdışı düşünceleri ve hurafelere inanmaları sebebi ile
toplumumuzu dini konulardan , gerçek dini eğitimden , islamın gerçek anlamından uzak tutmuşuz. laiklik dinsizliktir diyecek kadar uç bir insan değilim. böyle olmadığını gayet iyi biliyorum.
ama;
bazı korkularımız yüzünden bize islamın gerçek anlamı , dinimizin önem verdiği konular öğretilmedi. evet çağdaş , okumuş , elit bir topluluk yaratıldı. ama maneviyat ve dini konular eksik kaldı. bu iki önemli sac ayağını bir araya getirememişiz.
bu çağdaş , okumuş elit topluluk ne diyor? herkezin inancı kendine, sen benim inancımın nereden bileceksin? benim inançsız olduğumu nasıl anlayacaksın?
doğru...
ama inanç dediğiniz şey nedir? neye inanıyorsunuz? müslümanlığın gerekliliklerini yerine getirmek sizin inancınızın neresine düşüyor ?
diyebilirsiniz ki herkes kendi inancında özgürdür, müslümanlığı kendimize göre uygulamak ve yorumlamak bizim kendi özgür hakkımızdır .
evet buda doğru...
ama kendinizinden farklı görüdüğünüz insanlarda farklı inanıyor. onların sizi acımasızca eleştirdiğinde nasıl rahatsız oluyorsanız, onlarda siz eleştirince rahatsız oluyorlar.
bu eleştiriler olmalı ancak herkesin hakları ve özgürlüklerinide yaşamasına izin verilmeli.
gelelim benim çözümüme,
eğer bizim gibi çağdaş , okumuş elit bir toplum, çocukluktan itibaren çağdaş ve hurafelerden uzak gerçek bir dini eğitim almış olsaydı , bugün eleştirdiğimiz irticacı dediğimiz o toplum ile çok daha fazla ortak yanımız olurdu.
onlara yanlışlarını öğretmek , hurafe ve yanlış düşüncelerini düzeltmek çok daha kolay olurdu.
düşününki toplumundaki çağdaş kesim(laikçiler) dini konularda çok bilgili , kuranı nerdeyse ezbere biliyor , islamın gerçek manasını hurafelerden uzak bir şekilde kavramış. camiye gidiyor , ama çağdaş hukuka inanıyor , tek eşliliğe inanıyor, kadın haklarına inanıyor, şekilciliğe şiddetle karşı vs. vs..
karşılarında hurafelere inanan bugünkü kızdıkları eleştirdikleri insanlar var.
bu insanlar sizin bugünkü durumunuzdaki halinizlemi size inanıp daha çağdaş olur?
yoksa çocukluğundan itibaren gerçek din eğitimi almış , gerçek dini bilgilerle donatılmış çağdaş dini bütün bir insan olarak onların karşısına çıkarak mı ?
özetle demek istediğim şu;
biz çağdaş ve laik olarak tanımladığımız kesim, dini bilgilerden o kadar uzak yetişmişizki ;
dini konuları ve din ile ilgili herşeyi o kızdığımız irticacı diye nitelediğimiz insanlara bırakmışsız.
ne adına ? şeriat düzeni gelmesin diye...
eğer biz dini konularda daha bilgili olsaydık, daha din ile iç içe yaşıyor olsaydık, savunduğumuz düşünceleri dinimiz ile birlikte yorumlayabiliyor olsaydık
bugün o irticacı dediğiniz insalar bize daha çok inanırlardı. bizim görüşlerimize daha çok değer verirlerdi. yanlışlarını daha kolay görürlerdi.
en azından ortak bir noktada buluşma şansımız olurdu.
bu kadar kutuplaşmaz, biribirimizi bu kadar acımasızca eleştirmezdik.
çağdaş bir din anlayışını toplumumuzda yerleştirmek için , önce dinimizi öğrenmemiz , dini eğitim almamız ve hayatımızda dinimize de yer vermemiz gerekiyor.
dini yok sayıp , herkesin inancı kendine düşüncesi ile bu kutuplaşma bitmez.
din ile çağdaşlığı aynı potada eritmemiz lazım.
eli kalem tutan belli bir düşüncesi olan herkesin bu ülkü adına çalışması ve çözüm üretmesi lazım. türkiye ve mutluluğumuz adına,
çok beğendiğim bir yazı ile sözlerimi bitiyorum;
http://www.stargazete.com/politika/t...yor-110721.htm
---------------------------
Türkiye rönesansını yaşıyor
Türk solunun önemli ismi Nabi Yağcı Cumhuriyet’in aydınlanmadan modern olduğunu söyledi. ‘Artık
bize ait düşünceler üretiyoruz’ diyen Yağcı ‘Farkında değiliz ama kendi rönesansımızı yaşıyoruz’ dedi
UZUN yıllar yurt dışında sürgün yaşayıp Turgut Özal döneminde Türkiye’ye dönebilen eski Türkiye Komünist Partisi’nin Genel Sekreteri Nabi Yağcı, ‘Kaygının önünde beğenelim beğenmeyelim AKP var. Bugün devlet solun üstüne gitmiyor’ dedi. Taraf Gazetesi yazarı Neşe Düzel’in sorularını yanıtlayan Yağcı, Türk soluna yüklendi. ‘Sol Türkiye’de demokratik, yapısal bir değişim istemeli’ diyen Yağcı, ‘Ama tabi yapısal ve demokratik değişim korkutucudur. AKP’li Dengir Fırat, ‘Devrimler, travmalar yaratır’ derken gerçeği söyledi. Türkiye şuanda bir Rönesans, bir devrim yaşıyor ve bu devrim de travmalar yaratıyor. Ve değişimden çok korkuluyor’ dedi.
SEVİNDİRİCİ GELİŞMELER
YAĞCI sözlerini şöyle sürdürdü: ‘Bugün Türkiye’de müthiş sevindirici bir gelişme var. Şu anda tarihi süreçteyiz fakat farkında değiliz. Her şeyi öyle hızlı yaşıyoruz ki, içinden geçtiğimiz tarihi dönemin farkına varamıyoruz. Türkiye bugün gecikmiş Rönesans’ını yaşıyor. Gecikmiş diyorum çünkü Cumhuriyet, aydınlanması olmayan bir modernizmdir. Aydınlanması olmayan bir modernizm olamaz, zaten olmadığı için de Cumhuriyet sıkıntılar içinde bugün. Cumhuriyet aydınlanmadı ama modern oldu.’ Türkiye’nin artık kendi düşüncelerini kendisinin ürettiğini belirten Yağcı, ‘Oysa bugüne kadar biz düşünceyi hep ithal ettik. Şu anda müthiş bir düşünce potansiyeli var’ şeklinde konuştu
--------------------------------------------------------------
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Konu durulsada ben kaldığım yerden devam etsem diye sessiz kaldım ama kesileceği yok. Ama okurken gülümsediğim '' yahu bunlarda hiç bir şey bilmiyor kulaktan dolma sallıyor ''dediğim bazı kişilere nezaket ve letafet adına bunu yazmazken bu kişilerden birisinin bunu bana yazmış olması beni bu sıcakta gülümsetmeye başardı .
Gerçekten yanıt vermeyecektim yada kısacık ''görüşlere saygılıyım ama bu başlıktada gördüğünüz gibi ''öykü'' tartışma değil'' notuyla geçiştirecektim. Ama gördümki iyi niyetle susma saçmalamalara engel olamıyor. Onun için son bir kez yanıt vermeyi düşündüm .
Ama baştan bir kaç deyim atasözü üzerinde duralım.
Allah adamı: Hile, kötü bilmeyen; hak yol üzerinde olan, Allah`a ibadette kus dini bütün kimse."Allah adamı olmalısın dünya da, hem de ahrette iyilik görebilesin."
Allah`a emanet: Herhangi bir şeyi Yüce Allah`ın korumasına ve esirgemesine terk etmek."Seni Allah`a emanet ederek gidiyorum oğlum."
Allah Allah!: Daha çok şaşkınlık ve hayret hâllerini anlatır."Allah Allah! Nasıl oldu bu iş, aklım almıyor?"
Allah aratmasın: Yakınılacak bir durumda, bir şeyin hiç bulunmaması hâlindeki sıkıntı anında "Allah daha kötüsünü göstermesin" anlamında kullanılır.
Allah aşkına: Yemin vermek veya yalvarmak için "Allah`ını seversen" anlamında şaşma, usanç bildirir."Allah aşkına şu işi bir daha yapma!"
Allah bilir: 1. Belli değil, Cenab-ı Hak`tan başka kimse bilmez."Allah bilir bu sırrın iç yüzünü."2. Bana öyle geliyor ki."Allah bilir esrar da alıyordur bu çocuk."
Allah`ın belâsı: Varlığı üzüntü veren, varlığından huzursuz olunan şey."Allah`ın belâsı adam yine çıktı ortaya."
Allah versin: 1. Dilenciyi savmak için "bekleme, sadaka vermeyeceğim" anlamında söylenir. 2. İyi şey elde edenlere memnunluk bildirmek için, kimi zaman da takılma ve şaka için söylenir."Allah versin, işlerin gayet iyi görünüyor.
Allah yarattı dememek: Kıyasıya dövmek, çok hırpalamak."Adamlar yabancıya bir giriştiler ki Allah yarattı demediler."
Allah "yürü ya kulum" demiş: Az zamanda çok para kazanan ve işinde çok çabuk ilerleyenler için söylenir."Cenab-ı Hak bir kimseyi zengin etmek isterse ona, `yürü ya kulum` demesi yeter."
Birde önemli üçtane yazalım ayrı
Allah Utandırmasın : Yeni iş yeri açana söylenir. Umarım pişman olmazsın aAllah yardım etin i içerir
Allah 'ın sopası Yok :Mağdur eden bir kişinin başına hiç umulmadık bir iş geldiğinde söylenir.
Allah Şaşırtmasın :Yanlış yola sapmayasın. Aman ha !!!
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Bu deyimleri öylesine verdim. Bakan olur diye...
Sayın Erdem53 demiş ki
Alıntı:
Bende Kuran'ı yorumluyorum ve başörtüsü örtünmek gerektiğine inanıyorum(tabii ki siyasi simge olarak görülmesine de şiddetle karşıyım).Benim gibi düşünen bir sürü de insan var.Peki neden saygı gösterilmiyor.Bu şekilde düşünen insanlar çoğunlukta da olsa azınlıkta da saygı duyulması gerekmez mi.
Diyelim ki insanlar yanlış biliyor; Yeni bir inanç, yeni bir din ortaya çıktı ve o dine inananlara baş örtüsünü emrediyor.Ateizme saygılı oluyoruz da diğerlerine neden olamıyoruz?..
Sayın sadivarol da bunu çok beğenmiş ve oda
Alıntı:
sizinle aynı görüşteyim sayın erdem 53.
elinize sağlık duygularıma düşüncelerime tercüman olmuşsunuz.
türbana eleştiri getirenlerin, sizin bu sorulara ne yanıt vereceklerini merakla bekliyorum.
demiş.
Böyle diyerek beni eleştirmişler saygılı olmamı istemişler ki en büyük saygıyı benim duymam kendilerinin hiç bir saygı kuralını tanımadan sadece kendilerine istemelerine rağmen.
Eğer bir gün bir ateist toplumun önüne çıkıp inananları rencide eder konuşma yapar hakaret eder kendi dediğinin kabulu için baskı yaparsa ona da ilk karşı çıkanlardan olurum. Tıpkı size olduğu gibi. Ama ateistler genelde tüm dinleri bilip sonra bir karara varmış ve sadece kendilerini bu kararla bağlamış insanlardır. Genelde konuşmazlar ve asla saygısızlık yapmazlar. Ama nedense onlara karşı her türlü abukluk fırsat bulunduğu an yapılır . Bu da ayrıdır.
Şimdi sizin yazınızdan asıl gizli düşüncenizi kalın olarak bir kez daha sizin ağzınızdan görelim.
Alıntı:
Yeni bir inanç, yeni bir din ortaya çıktı ve o dine inananlara baş örtüsünü emrediyor.Ateizme saygılı oluyoruz da diğerlerine neden olamıyoruz?..
Breh breh breh işte sizin gerçek yüzünüz.... Emin olun ki ben gene gülümseyerek saygı duyarım ama bunu İSLAM DİYE YUTTURMANIZA KENDİNİZİNDE İSLAM OLDUĞUNUZA İNANMAMI İKNANIZA KARŞI ÇIKARIM. Benim tüm yazılarımla sizin yazınızı gönderin bakalım fetva veren bir ülkeye ne oluyor. Anında KATLİ VACİP fetvasını yersiniz. Bana da 50 adet falaka sopası düşer. Kesin düşer. Çünkü ben onlarıda eleştiriyorum. Siz islam inancının temeline dinamit koyuyorsunuz. Eyyy beni islamı bilmemekle suçlayan yani din mensubu iyi oku :
İslam dini temelde iki temele dayanır. Bu diğer dinlerle olan farklılıklar haricindeki iki temeldir.
1. Allah a Peygamberlerine ve onların getirdiği kitaba inanmak
2. İslam peygamberinin ve kitabının son kitap ve peygamber olduğuna inanarak Allah ın tek olduğuna Hz. Muhammedin onun son ve İslam peygabberi olduğuna inanmaktır.
Zaten bu ikincisine Kelime i Şahadet denir ki İslam ın temelini oluşturur.
Dolayısıyla ben İSLAM ım diyen hiç bir kişi YENİ BİR DİN ORTAYA ÇIKTI diyemez. Bu Allah ı Peygamberi inkardır. Şirktir büyük günahtır. Ve sizler bunu bana İslam diye yutturmaya kalkarsanız tepki alırsınız.
Şimdi siz islamda asla olmayacağı belirtilen yeni bir din olduğunu ve benim ona saygı duymamı istiyorsuuz. Hay hay duyarım tabiiki ben abd deki bilmediğim garip tarikatlarada saygı duyuyorum. Neden sizlere duymayayım ? Ama sizlerde dürüst olun buna İSLAM demeyin . Değil bak kendinizde söylüyorsunuz !!
Kaldıki bana saygıdan söz eden kişi olarak benim cümlelerimi ''TAG'' layıp sonra altına başörtüsü diye devam etmeniz o alıntı içinde bir kere başörtüsü yazmazken bunu yapmanız en basit deyimi ile saygısızlıktır ayıptır.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Evet yeni bir din İslam bu diye dayatılmaya çalışılıyor işin özü bu aslında. CİA destekli Fethullah Gülen önderliğinde ve onun Tütkiyede ki çok bilinen işbirlikçileriyle yapılmak istenen aslında bu. Bunu ÖZGÜRLÜK diye savunurken Bu adamnın ve yandaşlarının İslam la ilgisi olmadığını amaç Türkiye nin parçalanması yolunda ilerlerken abd ve ab ye tampon olacak bir ILIMLI İSLAM MODELİ yaratılmak olduğunu ve tüm çalışmaların bu dayanak üzerinde gittiğini söylemek YASAKÇILIK OLUYOR. Aslında benim dediğimi diyebilmek çok daha zor bu ülkede ...
Salya sümük ağlayıp duran Feto'nun ''Türkiye özlemiyle tutuşuyorum memleketin her şehrinden toprak getirttim'' demesine karşık beş kez Green Card a başvurması ve referanslarınında ilginç olması yanı sıra red gerekçesi bile insanların gözünü açmaya yetmiyor. Ne kadar açık bir şekilde yazmış aslında Federal Savcı GreenCard isteminin reddinin gerekçesini..
Gülen cemaatinin, iş yapma biçimi şeffaf olmayan, okullar, gazete, üniversite, sendikalar ve televizyondan meydana gelen 25 milyar dolarlık güce sahip bir ekonomiye hükmettiğini belirterek şu değerlendirmeyi yapıyor:
“(...) Kullanılan paraların büyüklüğü nedeniyle Suudi Arabistan, İran ve Türk hükümetleriyle gizli anlaşma içinde olduğu iddiaları dile getirilmektedir.
CIA’in de bu projelere finansal ortaklık ettiği şüpheleri bulunmaktadır.”
“Kendisini akademisyenlerle çevreleyip para karşılığı görüşlerinin tartışıldığı konferanslarda konuşturuyor veya görüşlerini yazdırıyor!”
Biz bunu anlamıyor muyuz ?
Yani federal savcı diyor ki.
Bu adam bir takım kara işler içerisinde ve bu yüzden kara para deposu. Bu paranın gücüyle okullarında buna yönelik eğitim yapmaktadır. CİA buna göz yummuş ve bu kişiden yararlanmıştır. Ama Başka bir çıkar uğruna da abd yi satacağı karıştıracağı kesindir . Greencard alamaz... Ve alamıyor...
Bu kişinin ne yapmaya çalıştığını ise herkes biliyor. saklamaya gerek yok. Kıvırmayada gerek yok. Kendisini nerede gördüğünü bilmeyenler araştırıp öğrensizler bu kişiliğin ne olduğunu ki inananların bildiğini ve maalesef öyle kabul ettiğini görüyoruz.
Feto'nun islam diniyle ciddi bir ilgisinin olmadığı gün gibi ortada. Sadece kandırma amacı olarak kullanıyor. Yoksa en basit islam bilgisi dahi olan birisi ''dinler arası uzlaşma'' deyiminin İslam ın kabul etmeyeceği bir deyim olduğunu bilir. Ya İslamsındır yada değil. Ben şundan vaz geçeyim sen şunu yap deme hakkı yoktur kimsede... Bunu söylemek yasakçılıktır sizlere göre evet ben yasakçıyım. İslam dininin korunmasını düşünen bir yasakçı...
Genç kızlarımıza alenen '' Bir tarikat yada cemiyete girip başını örteceksin yoksa dinden çıkmış olursun '' baskısı yapmak özgürlükçülük değil mi? Yada RTE nin dediği gibi ''ikna yolları vardır' ı uygulamak özgürlükçülük ... Ne özgürlük ne özgürlük Faşizm derler buna siyasi terim kıtlığı çekmeyelim... Kaldıki aynı RTE kızlara okumaları için türbanlarını çıkarmaya ikna etmeye çalışanlara ateş püskürmüşken ... Örtmek için ikna özgürlük çıkartmak için ikna yasakçılık.. Seveyim sizin özgürlüğünüzü...