bişey soracam günlük emir defteri hakkında bizi aydınlatabilirmisiniz?
Printable View
bişey soracam günlük emir defteri hakkında bizi aydınlatabilirmisiniz?
Kışladaki tokada Meclis incelemesi
Komisyon, Savunma Bakanlığı’ndan inceleme istedi
Kışladaki tokada Meclis incelemesi Şubat ayında terhis olan C.E. terhisinden hemen önce askerliği sırasında kendisini tokatlayan bölük komutanı üsteğmen S.A’yı TBMM İnsan Hakları Komisyonu’na şikayet etti. Komisyon, Savunma Bakanlığı’ndan inceleme istedi
Askerliğini İstanbul Cevizli’de 2. Zurhlı Tugay’da İstihkam Savaş Bölüğü’nde yapan C.E. adlı asker, Şubat ayında terhis olmadan hemen önce askerliği sırasında kendisini tokatlayan bölük komutanı üsteğmen S.A.’yı, TBMM İnsan Hakları Komisyonu’na gönderdiği dilekçe ile şikayet etti. Hem kendisinin hem de olaya tanık olan bölük arkadaşlarının psikolojisini bozan bu olayı bir türlü içine sindiremediğini belirten C.E. bölük komutanının cezalandırılmasını istediğini bildirdi. C.E. 17 Şubat 2011 tarihli dilekçesinde, yaşadığı olayı ve şikayetlerini özetle şöyle dile getirdi:
Esas duruşta tokat
“2011 Şubat ayı içerisinde terhis oluyorum. Yaklaşık 6 ay kadar önce Temmuz ayının ortalarında bölük komutanımız Üsteğmen S.A. tarafından, öğlen içtiması sırasında güldüğüm gerekçesiyle tüm bölüğün önünde sert tokat darbeleri aldım. Bölük komutanının iddia ettiği gibi fiili işlemediğim halde bana bakarak ‘Neden gülüyorsun?’ diye sert bir şekilde seslenmesinin ardından, kendisine ‘Gülmüyorum komutanım’ diyerek yanıt vermeme rağmen, yanıma geldi. ‘Sen bana yalancı mı diyorsun?!’ diyerek karşısında esas duruşta savunmasız bir şekilde dururken, birden suratıma sağlı sollu tokat darbeleri savurdu.
Psikolojisi bozuldu
O anda duyduğum fiziksel acı bir yana, olayın tüm bölüğün önünde gerçekleşmiş olması beni kelimelerle ifade edemeyeceğim kadar rencide etti. Askerliğim boyunca o anı hiç unutamadım ve bu olay içimde bir yara olarak kaldı. Bölük komutanının bölüğü her azarlayışında aynı olayın yeniden başıma gelebileceği aklıma veliyor ve ‘Ya tekrar tokat yersem’ endişesini taşıyordum. Bu olay sadece beni değil, bölükteki tüm askerlerin gözü önünde olmasından ötürü bölükteki diğer arkadaşlarımın psikolojisini de etkiledi. Onlar da benzer bir olayın başlarına gelebileceği endişesi yaşadılar.”
Artık korkmuyorum
Olayın ardından askerliğinin daha da zor geçeceği endişesiyle komutanını şikayet edemediğini belirten C.E. dilekçesinde daha sonra şöyle dedi:
“Artık terhis olacağım için başıma bir şey gelmesinden korkmuyorum ve yaşadığım manevi sıkıntının biraz da olsa ortadan kalkması için bana tokat atan Üsteğmen S.A’nın cezalandırılmasını ve sonucun tarafıma tebliğ edilmesini talep ediyorum.”
C.E. dilekçesinde, olaya tanık olan bazı bölük arkadaşlarının isimlerini de ekledi. TBMM’nin tatil döneminde de çalışma izni alan TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Zafer Üskül, C.E.’nin dilekçesini işleme aldı. Üskül, Milli Savunma Bakanlığı’na resmi yazı ile başvurarak, olayın incelenip sonucun komisyona bildirilmesini istedi. Üskül yazısında şöyle dedi:
“Komisyonumuza başvuruda bulunan C.E. dilekçesinde bölük komutanı tarafından içtima sırasında müessir fiile maruz bırakıldığını iddia etmekte ve bu olayla ilgili içtimada bulunan askerleri tanık göstermektedir. Komisyonumuz karşılaşılan her türlü kötü muamele iddiasını ciddiyetle araştırılmasına önem atfetmektedir. Bu nedenle dilekçede yer alan iddialara ilişkin gerekli incelemenin yapılarak, incelemenin sonuçları hakkında İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Kanunu uyarınca, komisyona bilgi verilmesi hususunda gereğini rica ederim.”
Ve bu habere yorum yapanlar..
Uğur Şener
ne olmuş yani askerlik yapıpda dayak yemeyen varmı.
7 · Beğen · Yanıtla · 3 saat önce
Erko Kolic · Top Commenter · İzmir, Turkey
bakalım arkadaşların şahitlik yapacakmı
halil şener - (131 yorum)
dava eden zat resmen cemaatin adamı.orası ana kucağı değil asker ocağı.tsk çok zayıflarsa hoş geldin ırak,mısır,libya,suriye,yemen vs...
10.04.2011 12:03:00
haylaz velet - (166 yorum)
devletin tüm kademelerini cemaat elegeçirdi ya, orduyu şamar oğlanına çevirdiler. Yakında generaller nefes alıyor diye bile dava açar bunlar.
10.04.2011 11:43:09
yalnız savaşçı - (177 yorum)
şimdide dayağı savunuyorsunuz bu kaar iki yülü olmayın.oğlunuz dayak yese onada aynı şeyleri söylermiydiniz
cahit erdem - (335 yorum)
bu şikayet akp nin orduya vurduğu tokat gibidir orduyu kağıttan kaplan yaparsanız olacağı budur benim oğlum ıraka dar girip gazi olmuştur vatanıma helal olsun komtanını şikayet edenede yuh olsun
10.04.2011 11:34:3
can pazarı - (673 yorum)
Neymiş psikolojisi bozulmuş, bizde dayak yedik, başbakanda yemiştir. Biz neysede Başbakan bozuk psikoloji ile ülkeyi yönetiyor. bizimde, Başbakanında tedavi görmesi gerekmiyormu?
10.04.2011 11:23:55
erhan akcan (429) [Tüm Yorumları]
10.04.2011 11:14:47
Ey Allahım, Doguda bınlerce genc mermı yıyıyor-Gece cukurda uyuyor 15-20 kg agırlıkla ayagında postalıyla uyuyor-Beyefendı ıctımada guldu dıye tokat yemıs psıkolojısı bozulmus zavallının, bunu dava edıyor.Hanım evlatlarının ve Askerlıkden sogutan zıhnıyetın urunlerınden bırı daha.
fikret koçer (309) [Tüm Yorumları]
10.04.2011 10:24:45
Asker ocağında yenilen dayak kutsaldır.İki tokatla ne gurur incinir nede bir şey olur.Ordumuzu yıpratmayalım arkadaşlar.
nusret işbilir (11) [Tüm Yorumları]
10.04.2011 10:24:43
omzuna bir yıldız takılan adam kendini Allah sanıyor. böyle ruh hastaları maalesef ülke yönetiminin her kademesinde, her kurumunda var.
hulusi akkurt (5749) [Tüm Yorumları]
10.04.2011 10:01:42
DAYAĞIN BİR SEBEBİ OLMALI. ASKERLİKDE DAYA HEP VARDIR. BUNDAN SONRA DA OLACAKTIR. YANLIZ ZEVK İÇİN ADAM DÖVENLER VAR. ONLARI AYIKLASINLAR.
Tarık GÜÇ (512) [Tüm Yorumları]
10.04.2011 09:18:51
İyi yapmış evde karısına laf geçiremeyen lavuklar taburda sanki babalarının oğlu gibi asker tokatlar.Ayaklarını denk alsınlar dayak yemeye mi gidiyor elalemin oğlu askere?
http://haber.gazetevatan.com/kislada...70128/1/Gundem
yld19sm
Kıdemli Üye
AİHM kararı oda hapsiyle ilgili göz hapsine karşı dava açılamaz.Açılırda bir şey çıkmaz.Askerlik hizmeti süreklilik arzettiği için vazifeye devam cinsinden bir disiplin uygulaması.Tatbikata çıkanların özgürlüğü kısıtlanmış oluyormu?
cevap : sayın yld19sm göz hapsi de adı üzerinde hapis olarak kişiyi genişte olsa (kışla içi) hapsetmektir ve hürriyeti bağlayıcı cezalar içerisine girer.Dolayısı ile aihm kararındaki
"AİHM, 5§1 maddesinin -a bendinin hükümlerine riayet etmek için, özgürlükten
mahrum bırakma, yargı kararından ileri gelmelidir. Bu mahrumiyet kararı, davaya bakmak
için gerekli yetkiye sahip, yürütmeden bağımsız ve uygun yargı teminatlarını sunan yetkili
mahkeme tarafından verilmelidir (sözüedilen Engel ve diğerleri). AİHM, askeri yaşam
koşullarını göz ardı etmemektedir. Bir sivile uygulandığında özgürlükten mahrum bırakılma
olarak değerlendirilen bir ceza yada disipline ilişkin tedbir, askere uygulandığında aynı
niteliği taşımayabilir. Silahlı kuvvetler bünyesindeki normal yaşam koşullarından tamamen
ayrılan bir kısıtlama olarak ortaya çıktığında, özgürlükten mahrum bırakılma 5. madde alanına
girmektedir. Ayrıca, sözkonusu madde, Devlet’in iç hukukunun cezai yada disiplin alanına
giren özgürlüğü kısıtlatıcı her türlü “mahkumiyet kararına” uygulanmaktadır. "
konuya uygundur.
bartelmi diaz
Sayın teferruat asteğmen ve teğmenlerin disiplin amirliği sıfatı yoktur.Tabloda dikkat ettiyseniz müfrez bulundukları durumlarda diyor.Neyse konuyu dağıtmak istemiyorum.Endişelerinizi anlıyorum.Ancak mevcut şartlarda isteklerinizin olmasının da mümkün olmayacağını bilmenizi isterim.Elbette astsubaylarımızın da uzman çavuşarımızın da sıkıntıları mevcuttur.Bunları duymayan kulaklar utasın ne diyeyim.
cevap : asteğmenlerin müfrez olduğunda ceza verme yetkisi var.Sivilde muhasebe okuyan bir asteğmen askeri hukuk ta ceza veriyor...... garp bir olay... Ayrıca tsk içinde asteğmenlerin müfrez olduğu bir çok birlik ve özellikle askerlik şubeleri ile jandarma karakolları mevcut.
bartelmi diaz
Kim ne derse desin şahsi görüşüm Askeri ceza kanunumuz bir şaheserdir.Anayasaya hiçbir maddesi aykırılık gözetmemiştir.Aykırıymış gibi gözüken maddeleri de alt maddelerle tamamlanmıştır.Elbette şiddetle insan haklarına aykırı bulduğum maddeler var ama onlar da bir şekilde anayasamıza uygun hale getirilmiş.Şimdi geçmişiçok eskiye dayanıp, geleceği çok iyi tahmin eden bir ceza kanunu şaheser değil de nedir?
cevap :
T.C. ANAYASASI MADDE 90
Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve milletlerarası kuruluşlarla yapılacak andlaşmaların onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır.
Ekonomik, ticarî veya teknik ilişkileri düzenleyen ve süresi bir yılı aşmayan andlaşmalar, Devlet Maliyesi bakımından bir yüklenme getirmemek, kişi hallerine ve Türklerin yabancı memleketlerdeki mülkiyet haklarına dokunmamak şartıyla, yayımlanma ile yürürlüğe konabilir. Bu takdirde bu andlaşmalar, yayımlarından başlayarak iki ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgisine sunulur.
Milletlerarası bir andlaşmaya dayanan uygulama andlaşmaları ile kanunun verdiği yetkiye dayanılarak yapılan ekonomik, ticarî, teknik veya idarî andlaşmaların Türkiye Büyük Millet Meclisince uygun bulunması zorunluğu yoktur; ancak, bu fıkraya göre yapılan ekonomik, ticarî veya özel kişilerin haklarını ilgilendiren andlaşmalar, yayımlanmadan yürürlüğe konulamaz.
Türk kanunlarına değişiklik getiren her türlü andlaşmaların yapılmasında birinci fıkra hükmü uygulanır.
Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek cümle: 7.5.2004-5170/7 md.)Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır
yukarıdaki anayasa maddesinden de anlaşılacağı üzere 18 Mayıs 1954'de (R.G. 19 Mart 1954-8662) Türkiye tarafından onaylanıp resmi gazetede yayınlanan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi anayasa eşidindedir.İnsanın insan olarak en temel haklarını koruma altına alan insan hakları sözleşmesinin
5-1-a maddesinde
Herkesin kişi özgürlüğüne ve güvenliğine hakkı vardır. Aşağıda belirtilen haller ve yasada belirlenen yollar dışında hiç kimse özgürlüğünden yoksun bırakılamaz.
- Kişinin yetkili mahkeme tarafından mahkum edilmesi üzerine usulüne uygun olarak hapsedilmesi;
6-1 maddesinde
Herkes, gerek medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili nizalar, gerek cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamalar konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından davasının makul bir süre içinde, hakkaniyete uygun ve açık olarak görülmesini istemek hakkına sahiptir.
7-1 maddesinde
Hiç kimse, işlendiği zaman ulusal ve uluslararası hukuka göre bir suç sayılmayan bir fiil veya ihmalden dolayı mahkum edilemez. Yine hiç kimseye, suçun işlendiği sırada uygulanabilecek olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.
hürriyeti bağlayıcı cezaların mutlaka mahkemeler tarafından verilmesi gerektiği, bir olayın suç olabilmesi için onu suç sayacak bir kanunun olması gerektiği hükmü amirdir ve bu hüküm ülkemizde bir kanundur.
şimdi sizin şaheser diye bahsettiğiniz askeri ceza kanunu kişilere hapsetme yetkisi verdiği ve yazılı olmayan suçlar için ceza verilmesini müsade ettiği için AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİNE aykırı durumdadır.Yani bu kanun ANAYASA ya aykırıdır.
bu durumda sanırım siz askeri ceza kanununu güncellenmeye ihtiyac olmadığını düşündüğünüz için tüm çağdaş medeniyetlerin insan haklarını güvence altına aldığı bu sözleşmeyi kabul etmiyorsunuzdur :)
Değerli site müdavimleri Commodore1tr ve Bartelmi diaz;
Bir kurumu eleştirenleri neredeyse zamanında vatan haini gibi göstermeye çalışacağınıza şu gerçek araştırmaya bir cevap verin..Bu araştırma hakkındaki yorumlarınızı yapabilirseniz merak ediyorum.Sayın commodore1tr,şunu bilin şahsım olarak boş yere hiç bir kurumumuzu eleştirmem.Haklıysam da kralını eleşriririm.Haberiniz ola.....
İNTİHAR EDEN ASKER SAYISINDA KORKUNÇ ARTIŞ
Son 10 yılda kışlada intihar olayları şehit sayısını geçti.
TBMM İnsan Hakları Komisyonu Başkanı, AK Parti Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün, "Son on yılda intihar olayları şehit sayısını geçmiş durumda. Bu kabul edilemez. Bunun üzerine hep birlikte gitmesi lazım" dedİ.
Komisyon Başkanı Üstün, son 2,5 buçuk yılda 175 er ve erbaş, son 10 yılda ise toplam 934 erbaş ve erin intihar ettiğini ifade ederek, "Son 2,5 yılda iç güvenlik olaylarında 233 şehit, son 10 yılda ise 818 TSK personeli şehit olmuş. Son on yılda intihar olayları şehit sayısını geçmiş durumda. Bu rakamlar kabul edilemez. Bunun üzerine hep birlikte gitmesi lazım" diye konuştu.
http://www.posta.com.tr/turkiye/Habe...ticleID=150244
Sayın faysallar,dikkat etmediğinize göre tekrar açıklayayım.Asteğmen ve teğmenlerin müfrez bulunmaları dışında disiplin ve sicil amiri olamayacaklarını belirttim .Yanlış birşey mi yazmışım bu konuda merak ediyorum.Daha açıklayıcı olayım o zaman.Bir asteğmen ya da teğmen kendisinden kıdemli subayların oldukları birliklerde bölüm amirliği ya da disiplin amirliği görevlerinde bulunamazlar.Astlarına ceza verme selahiyetinde değillerdir.İkincisi gelelim askeri ceza kanununa.Madem ki bu kanun şaheser değil,Avrupa İnsan Hakları mahkemesine açılan davalarda ,dava türü bakımından devlet lehine karar verilen tek davalar askeri suçlardır.Örnek veriyorum firar suçu işleyip AİHM ye başvuran hangi personel haklı bulunmuştur.Bir tane örnek gösteremezsiniz.Demek ki bu kanun ANAYASAYA da İNSAN HAKLARINA da aykırı değil ki bu sonuç çıkmıştır.Şaheser derken kanunu övdüğüm için şaheserdir demiyorum.Yapanlar anayasayada ,insan haklarına da öyle güzel uydurmuş ki,içimden şaheser demek geçiyor.
Neymiş efendim şahasermiş.Şaheser olmadığını herkes biliyor da kimse cesaret edip söyleyemiyor diyelim ona.
Değerli hamfendi bir üyenin bir buçuk yıl önceki iletisini cevaplamış.Yani anlayınız yazdıklarınızı dikkate almıyorum.Yada sizi muhattap görmüyorum anlamında.Canınız sağolsun önemli değil.
Zaten ben belirtmiştim buna bir yorum getirebilirseniz diye. Nasıl getirsinler ki,eleştiremedikleri bir kurum,sahaser dedikleri kanunları bir tarafta,intihar ve kaza sonucu yaşamını yitiren ana kuzuları.Hemde kahrolası terörün verdiği zarardan fazla.Bende olsam söyleyecek söz bulamazdım.Asteğmenin ceza verme yetkisi var mı? Yüreğiniz yetiyorsa o bunalıma sokulup intihar eden evladın anasına anlatın bunu sayın Diaz.Gücünüz yeterse.
Askerde dayak iddiası
Denizli’de bir baba oğlunun vatani görevini yaptığı Kars’taki birliğinde bir komutanı tarafından dövüldüğünü iddia etti.
Honaz’ın Kaklık beldesine bağlı Yokuşbaşı Köyü’nde yaşayan Ünal Şimşek (50) oğlu Haydar Barış Şimşek’in vatani görevini yaptığı Kars 14. Mekanize Piyade Tugayı Hafız Hakkı Paşa Kışlası 2. Tabur 5. Bölük’te yaşanan bir tartışmanın ardından bir komutanı tarafından dövüldüğü gerekçesiyle savcılığa suç duyurusunda bulundu. Evli ve Eda adında bir kız çocuğu bulunan Haydar Barış Şimşek’in Yokuşbaşı Köyü'ndeki evinde ise meraklı bekleyiş devam ediyor.
http://gundem.milliyet.com.tr/askerd...36/default.htm
KKTC’de askerlik yapan 20 yaşındaki Ertuğrul Dokuyucu’nun ailesine oğullarının intihar ettiği söylendi. Ancak baba Dokuyucu, “G-3 gibi ağır bir tüfeği nasıl kafasının üstüne kaldırsın” diye isyan etti.
Lefkoşa Derboyu’nda Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı 3. piyade taburu 10’uncu bölükte askerlik görevini er olarak sürdüren 8 aylık asker Ertuğrul Dokuyucu’nun (20) 4 Kasım tarihinde intihar ederek yaşamına son verdiği açıklandı. Ancak Ertuğrul’un ailesi oğullarının intihar etmeyip cinayete kurban gittiğini öne sürdü. Çünkü intihar ettiği iddia edilen Dokuyucu’nun çenesinden çıkan kurşun başından girmişti. G-3 tüfeği ile bir askerin kendisini kafasının üst tarafından vurmasının imkansız olduğunu söyleyen ve VATAN’a konuşan acılı baba Tayyip Dokuyucu, oğlunun öldürüldüğünü iddia etti:
http://haber.gazetevatan.com/bu-nasi...03227/7/Manset
Kim ne derse desin bu hiyerarşide sıralı amirlerde generale kadar olan kısımda sırası gelen...!!! yönetici oluyor tabiiki disiplin olacak tabiiki kurallar ve kontrolönörler olacak ama arada konuşmalarda geçen sözleşmeli subaylar askeri lise kaynaklılar harp okullular gibi kendi aralarında farklılaşan subayların işini çok iyi bilmesi işini çok sevmesi kişiliğinin oturmuş ve saygın olması YÖNETİCİLİK özelliğinin bulunması anlamına gelmez gelemez.İlk anlatılan olayda cezayı verme yetkisi olan Yarbayımızın ne derece yöneticilik özelliği ve eğitimi vardır ?? bununla ilgili meslek ve okul hayatında ne aldı ?? Ki kaldı ceza verme yetkisi kendisine atandı... Burada sıkıntı budur.Ceza çekeceksem ve buna Hakim karar veriyorsa sonuna kadar kabulümdür(kaldı ki buna da itiraz hakkın var) ama HERHANGİ bir sıralı amir veriyorsa o amirin ceza verme yetkisi ;
Teğmen,Üsteğmen,Yüzbaşı = 3 gün Binbaşı = 7 gün Yarbay, Albay,General = 21 gün'müdür???
Bunun Adaletle, Hukukla, İnsan Haklarıyla ne alakası vardır ???
Kışlada iki intihar birden Manisa'nın Turgutlu ilçesinde, MP-5 otomatik tabancayla kendini vuran Jandarma Er Selim Kara hayatını kaybetti.
Sarıgöl ilçesindea ise 12 aylık er A.K., nöbet tuttuğu kulübede, G-3 piyade tüfeğini başına dayayıp tetiğe bastı. Manisa'nın Turgutlu ilçesi Jandarma Komutanlığı'nda vatani görevini yapan ve bunalıma giren 92/2 tertip Jandarma Er S.K., nizamiye nöbeti tuttuğu sırada elindeki otomatik tabancayı çenesinin altına dayayıp ateşledi.
Ağır yaralanan 21 yaşındaki S.K. kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Olay, Turgutlu İlçe Jandarma Komutanlığı girişinde bugün saat 15.30 sıralarında meydana geldi. Bir süredir İlçe Jandarma Komutanlığı'nda vatani görevini yapan Jandarma Er S.K., henüz bilinmeyen bir nedenle bunalıma girdi. Nizamiyede nöbet tutan asker, yanındaki MP-5 otomatik tabancayı çenesinin altına dayayıp tetiğe bastı. Ağır yaralanan S.K., birliğindeki diğer askerlerin haber vermesi üzerine gelen sağlık görevlileri tarafından ambulansla Turgutlu Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı.
Tedaviye alınan S.K.'nın burada kalbi durdu. Doktorlar tarafından yapılan masajla kalbi çalıştırılan S.K., ambulansla Manisa Merkez Efendi Devlet Hastanesi'ne sevk edildi. Jandarma Er S.K, Manisa Merkez Efendi Devlet Hastanesi'ne sevk edilirken yolda yaşamını yitirdi.
Bir olay da Sarıgöl'de
Öte yandan Manisa'nın Sarıgöl ilçesi Jandarma Komutanlığı'nda vatani görevini yapan 12 aylık er A.K., yalnız başına nöbet tuttuğu kulübede, G-3 piyade tüfeğini başına dayayıp tetiğe bastı. Ağır yaralanan A.K. hastanede tedaviye alındı.
Sarıgöl İlçe Jandarma Komutanlığı'nda vatani görevini yapan jandarma er 21 yaşındaki A.K., dün gece saat 22.00 ile 24.00 arasındaki nöbetini tutmak üzere, üstleri tarafından Sarıgöl Kapalı Cezaevi'ne bırakıldı. Nöbet yerine giden 12 aylık asker A.K., bilinmeyen bir nedenle bunalıma girip yanındaki G-3 piyade tüfeğini başına dayadı ve tetiğe bastı. Silah sesi üzerine nöbet kulübesine koşan diğer askerler durumu sağlık ekiplerine bildirdi. Ağır yaralı olduğu tespit edilen er A.K., ambulans helikopterle Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) Hafsa Sultan Hastanesi'ne kaldırıldı.
Buradaki ilk müdahalenin ardından jandarma er A.K., ambulansla İzmir'deki Ege Üniversitesi Hastanesi'ne sevk edildi. Hayati tehlikesi devam eden A.K.'nın Tekirdağ'da yaşayan ailesine de konuyla ilgili bilgi verildiği öğrenildi. Olayla ilgili başlatılan soruşturma sürüyor.
http://www.sabah.com.tr/Yasam/2013/0...intihar-birden