Re: Yargının Siyasallaşması ve Yargı Bağımsızlığı
Yargı bağımsız mı? Yargı siyasallaşıyor mu?
Tarih 5 Aralık 2007, bir TV kanalında aynı konu tartışılıyor. Konuklardan biri YARSAV (Yargıçlar-Savcılar Birliği) Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, yargının nasıl siyasallaştığını, YARSAV'ın neden kapatılmak istendiğini anlatıyor, ilk kez neden Anayasa Mahkemesi'ne gittiklerini açıklıyor...
Programın sunucusu soruyor; 9 Aralık'taki mitinge katılacak mısınız? Sayın Eminağaoğlu, ne evet diyor ne de hayır... Konuyu ustalıkla değiştiriyor... Sunucu tekrar soruyor, bu mitinge önayak olan derneklerden birisi de sizsiniz değil mi?.. Konu yine ustalıkla değişiyor...
Tarih 9 Aralık 2007, Tandoğan'da miting başlamk üzere, konuşmacılar arasında Sayın Eminağaoğlu da sayıldı... Zaman ilerliyor, konuşmacılar birer birer mikrofonu ele alıyor... Sayın Eminağaoğlu ne oluyorsa konuşmasını yapmıyor, hiçkimse bir açıklama yap(a)mıyor...
Şimdi bu tabloya bakın, takkelerinizi önünüze koyun düşünün ve cevap verin.
Yargı bağımsız mı?..
Re: Yargının Siyasallaşması ve Yargı Bağımsızlığı
Dilek Hanım;
Sizi miting meydanında çok aradım ama bulamadım. Telefonunuz da kapalıydı. Selamlar.
Re: Yargının Siyasallaşması ve Yargı Bağımsızlığı
Ben bir hukuk personeli olmamama rağmen;hukukun üstünlüğüne çok önem veren bir vatandaşım.Hukuk herkesin ihtiyaç duyacağı önemli bir işlev ;toplulukların ise, KAN VE SUYA olan, gereksinmeleri gibi vazgeçemiyeceği tek ANA UNSURDUR.Yargının kontrol altına alınarak topluma baskı ve korku vermek:telafisi imkansız yaralar açar ve sonuç;HÜSRAN olur.Lütfen yargıya dokunmıyalım.ÇOK HEMDE PEK ÇOK DÜŞÜNELİM.
Re: Yargının Siyasallaşması ve Yargı Bağımsızlığı
Alıntı:
Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı
Dilek Hanım;
Sizi miting meydanında çok aradım ama bulamadım. Telefonunuz da kapalıydı. Selamlar.
Sormayın Abbas Bey (Madem sordunuz düşme hikayemi bir de size anlatayım :) ), cumartesi günü tüm hazırlıklarımı yapmıştım ama akşam üzeri işhanındaki temizliğin gazabına uğradım. Merdivenlerden kayarak düşünce maalesef miting hayal oldu, orada değildim ama gönlüm sizlerleydi...
Re: Yargının Siyasallaşması ve Yargı Bağımsızlığı
Mehmet Ali Şahin/Adalet Bakanı
''Ben niye bu düzenleme eleştiriliyor, neden bundan dolayı efendim yargı siyasallaşıyor, kadrolaşma yapılıyor deniyor anlamakta güçlük çekiyorum. Bu söylemlerin tamamını siyasi buluyorum.''
''Şimdi işte Pazar günü meydanda son kalemizi teslim etmeyeceğiz. Allah aşkına yargı kimin kalesi olabilir ya? Yargı sadece milletimizin kalesi olabilir. Hangi siyasi parti yargıyı kalesi olarak gösterebilir veya görebilir? Bunları tamamen reddediyorum. Bunu söyleyenler eğer yargıyı kaleleri olarak görüyorlarsa o kalenin ellerinden gideceğini düşünüyorlarsa yargıya en büyük siyasi gölgeyi düşürüyorlar demektir. Yargı hiç kimsenin kalesi olamaz, sadece milletimizin kalesidir.''
11 Aralık 2007'de NTV'de yayınlanan Neden programının,ntvmsnbc.com adresindeki program netninden alıntıdır.
Re: Yargının Siyasallaşması ve Yargı Bağımsızlığı
Mulakatları TBMM TV den canlı yapsınlar dönmessem namerdim.
Re: Yargının Siyasallaşması ve Yargı Bağımsızlığı
Nabcaz şimdi! Neyseki Hükümet karari deyil.
Mülakat Sınavları 'GÖZETLENECEK'
ANKARA 6. İdare Mahkemesi,Sağlık Bakanlığı Müfettiş yardımcılığı mülakat sınavını ve mülakat sonucu yapılan atama işlemlerinin yürütmesini ilğinç bir gerekçeyle durdurdu.
Olay,2007'de gerçekleşti...Yücel Aygörmez,14-15 Nisan 2007'de ÖSYM'nin yaptığı yazılı sınavda 90.74, yabancı dilde 90,00 puan alarak sınavda 2,oldu.
Ancak Aygörmez sözlü sınavda 59 alarak,47.sırada başrısız sayıldı.
Davacı ne dedi?
Aygörmez,sözlü sınavın iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle Ankara 6. İdare Mahkemesi'nde dava açtı.
Dilekçesinde adaylara mülakat öncesinde uzun bir"öngörüşme" yapıldığını ve görüşmede,"dini,ideolojik ve siyasi düşünçelerini öğrenmeyi hedefleyen sorulara maruz kaldığını belirtti.
Aygörmez,daha sonra girdiği mülakat sınavında müfettiş yardımcılığı göreviyle hiç ilgisi olmayan bazı soruların sorularak hemen dışarı çikarıldığnı belirtti.
Bakanlık nasıl savundu?
Sağlık Bakanlığı ise savunmasında, "Davacının kurumu yıpratma çabası içerşinde olduğu"nu ileri sürdü.
Bakanlık, mülakat sınavında meslekle ilgili sorular sorularak adayın genel kültür,dış görünüş,tutum ve davranış yönünden göreve engel bir halin bulunup bulunmadığı değerlendirilerek, puan verildiğini idda etti.
KARAR NE?
Mahkeme,dava konusu işlemin yürütmesini oy çokluğuyla dudurdu.
Mahkeme Kararında,BİLĞİ EDİNME HAKKI KANUNU ve ELEKTTRONİK İMZA KANUNU'nda, ELEKTRONİK KAYITLARIN BELGE SAYILDIĞINI DİKKAT çekilerek, özetle şöyle dendi.
Her ne kadar benzer davalarda mülakat sınavlarının tekrarı mümkün olmaması sebebiyle yargı yerince denetlenmediği yolunda verilmiş kararlar mevcutsa da gerek ANAYASA'nın idarenin her türlü işlemine karşı yargı yolunun açık olduğu yolundaki amir hükmü, gerekse zaman içinde olusan teknik gelişmeler ile Hukuka uygun ve etkin yargısal denetimin gerçekleştirilmesi yönündeki arayış sonucu mevzuatla getirilen yeni düzenlemeler karşısında idarenin bu tarz sınavlarla ilgili olarak somut dayanaklarını sesli ve görüntülü kayıt cihazlarıyla sağlayarak Mahkemelere ibraz edebileceği sonucuna varılmaktadır.
Böylelikle kamu gücü ile tesis edilen tek yanlı işlemlerin Hukuka uygunluğuna duyulan kuşku ve kamu kudreti ayrıcalıklarının şahsi veya siyasi nedenlerle taraflı olarak kullanıldığı yönünde ortaya atılan ulumsuz söylentilerin giderilmesi sağlanarak tüm bireylerin eşitlikle değerlendirildiği, objektif, adil, şeffaf idare temin edilebilecektir.
Sınav yapan idare karşısında böyle bir donanıma sahip bulunmayan davacının mülakatla başarılı veye diğerlerinden başarısız olduğunu ispatla yükümlü kılınması adil değildir.
ilğilinin yazılı sınavda almış olduğu 90.74 puanla 2. olması suretiyle liyakatını büyük ölçüde kanıtlamasına ramen, atanacak müfettiş sayısının 3 katı kadar kişnin sözlü sınava çağrılması ve gerek davacının sözlü sınavdaki başarısızlığını, gerekse diğer adayların başarılı olmalarını somutlaştıracak belgenin idarece dosyaya ibraz edilmemesi, ayrıca mülakat değerlendirme ölçeğinde yer alan ve adayların değerlendirilmesinde göz önünde bulundurulan kriterlerin subjektif değerlendirmeye imkan verebilecek nitelikte bulundukları hususları da dikkate alındığında, davalı idarece somut delillerle kanıtlanamayan mülakat sınavında ve bu sınav sonucundaki başarı durumuna göre müfettiş yardımcılığına yapılan atamalarda Hukuka uygarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Danıştay'a Gidecek
Saglık Bakanlıgı, karara itiraz ederse dosya Ankara Bölge İdare Mahkemesi'ne gidecek. Kararın temyiz incelemesi DANIŞTAY'ca yapılacak.
8/OCAK/2008/ VATAN. G.
Re: Yargının Siyasallaşması ve Yargı Bağımsızlığı
Sayın Mehmet Emin Sezen,
Fethullahtan ve Sağlık Bk.lığı müfettişlik sınavlarından verdiğiniz örnekler, somut durumda amaçları ve sonuçları açıklamaktadır.
Hayal aleminde olayın aslını unutturup, datayı tartışmadan herşey açıklanıyor.
Ben, arz-talep dengesizliği ile sınavlar döneminin 18 tercih ilk yılında üniversite sınavına girenlerdenim ve ilk 1500 içinde puanıma karşın, tercih yanlışlığı ile farklı bir alanda eğitim gördüm. O zaman, Danıştaya'a dava açıp kayıt olduğum Üniversite yönetimine karşı dava kazanmama rağmen, belki önlem olarak o yıl dava sonuçlanıncaya kadar koydukları 1 ders yüzünden 1 yıl eğitimimin uzaması nedeniyle, tehir-i icra davası açmadığım için girdiğim fakülteyi bitirdim.
Geçen 4 yıl içerisinde, mülakat sınavından size bir somut örnek te ben vereyim.
A.Ü.nin önemli bir fakültesinden okul derecesi ile mezun olmuş kızımın 2 kere denediği,1.sinde yapılan 2 aşamalı yazılı sınavda 1.de,13000 kişiden
6., 2.de 17 000 kişiden 8. olmasına karşın mülakatta elenmesi durumunda bana kimse bu kararın kasıtlı olmadığını söyleyemez, savunamaz, inandıramaz.
Bu forumda üstelik yargı gibi herkese gerekli olan çok hassas olunması gereken bir konuda, mülakatı öngörenler, bunun savunuculuğunu yapanlar da umarım benim yaşadıklarımı yaşar ve sonra ya demek öyle değil böyleymiş derler.
Re: Yargının Siyasallaşması ve Yargı Bağımsızlığı
4 ilde 51 hâkimle Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Eylem Ümit Atılgan’ın yaptığı görüşmeler yargının karar verici konumundaki isimlerin “yargı bağımsızlığına inanmadığını” gösterirken “Yargı bağımsızdır ama baskı altına alınmak isteniyor” görüşünün de öne çıktığını ortaya koydu. Hâkimler, karar verirken sürgün korkusu yaşadıklarını belirterek Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’ndan (HSYK) Adalet Bakanı ve müsteşarının çıkarılmasını istiyor.
Hürriyet / Gündem - 13 Mayıs 2009
Prof. Dr. Mithat Sancar ve Dr. Suavi Aydın’ın “derinlemesine mülakat” tekniği kullanarak hazırladığı “Biraz Adil, Biraz Değil. Demokratikleşme Sürecinde Toplumun Yargı Algısı” adlı kitap yurttaşların yargıya güvenmekte zorlandığını gösteriyor.
Yurttaşlar adaletsizlik yapıldığına, arkası ya da parası olanın suçlarının cezasını çekmeden kurtulduğuna inanıyor. Bir yurttaş Türkçede yer alan “hâkimi bağlarız” gibi bir terimin bile mahkemelerin güvenilir olmadığını ortaya koyduğunu belirtiyor.
‘Yargı bağımsız ama baskı altına alınmak isteniyor’
TESEV’in çeşitli kuruluşlarla ortaklaşa yürüttüğü çalışma kapsamında Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mithat Sancar ve aynı üniversiteden Yrd. Doç. Atılgan’ın hazırladığı, “Demokratikleşme Sürecinde Hâkimler ve Savcılar - Adalet Biraz Es Geçiliyor...” başlıklı kitap, çarpıcı ayrıntılar ortaya koydu.
Atılgan’ın, Ankara, İstanbul, Diyarbakır ve Trabzon’da toplam 51 hâkim ve savcıyla yaptığı yüz yüze görüşmelerin yer aldığı kitapta, görüşülenlerin isimleri yayımlanmadı, yalnızca görüşme numaraları verildi. Görüşmelerden, hâkimlerin çeşitli konulara ilişkin dikkat çekici değerlendirmeleri şöyle:
Yargı bağımsızlığı
• Görüşme 30: Hukukun üstünlüğünün hissedilmediği andan itibaren, artık anayasada şu yazıyordu, bu kanunda şu yazıyordu falan bunların çok anlamı kalmıyor. Daha doğrusu uygulanabilirliği kalmıyor. Onun için ben de hissetmiyorum yargı bağımsızlığını ya da hâkim bağımsızlığını.
• Görüşme 26: Ben cüppeyi giydiğim zaman hiç kimse bana talimat vermedi 31 yıldır, veremez de... Orada bağımsızım ben. Onun dışına indiğim zaman baktığımda; sizin gibi gazete okuduğum, haberleri izlediğimde, sanki yargı bağımsız değilmiş gibi hissediyorum. Ama ben öyle demiyorum; yargı bağımsızdır ama etki altına alınmak isteniyor. Benim inancım yine bağımsızlık devam ediyor fakat baskı var, baskı altına alınmak isteniyor...
• Görüşme 6: Yargı bağımsızlığının olmazsa olmazı, yargıçların kendilerini bağımsız hissetme arzusu, duygusu, gücüyle bağlantılıdır. Mesela bakıyorum, yargı bağımsızlığı konusunda yürütmenin müthiş bir gücü var. Yürütme çok güçlü ama yargı da kendi gücünün farkında olmalı. Önce sen gücünün farkında olacaksın ki millet senin farkına varsın.
• Görüşme 28: 30 yıllık yargıcım, hiçbir şekilde hiçbir bakandan, hiçbir müsteşardan, hiçbir kurul üyesinden şu dosyayı şu şekilde yönlendir diye bir şey duymadım.
• Görüşme 44: Türkiye’de gerçekten yargı bağımsız değil. Bunda organik problemler dışında zihniyetin de çok önemli rolü var. Türkiye bir kere hukuk devleti değil ki yargı bağımsız olsun.
Devlete bakış
• Görüşme 5: Devletin selametine, geleceğine kötü yönde etkisi olacaksa, alabildiğine düşünce özgürlüğüne karşıyım. Bireyin özgürlüğünü önde tutan görüşler var, katılmıyorum. Evvela devletim!
• Görüşme 42: Devletin kendini koruması gerekiyor, mutlaka gerekiyor da bu hassasiyetleri de abartmamak lazım. Yani o kadar keyfi bir millet değiliz herhalde. 700 yıldır süren bir devlet sonuçta, ufacık şeylerden çökecek değil. Paranoyamız var.
• Görüşme 24: Ben öncelikle günümüzde Cumhuriyetin temel ilkelerinin korunması kanaatindeyim. Diğerleri zaten kendiliğinden geliyor. Ben cumhuriyet savcısıyım. Bence cumhuriyet savcısı her zaman Cumhuriyetin tarafında olmak zorundadır. Yani işin içine devlet girdiği zaman taraf olmak zorundayım.
HSYK’nin yapısı
• Görüşme 6: HSYK’nin konumu önemli ama bence siyaset işin içinde olmamalı. Adalet Bakanı ve müsteşar olmamalı.
• Görüşme 42: Bakanlık devreden çıkacak. Her şeyimiz kurula bağlanacak. Kurulun kendi işleyişi, sekretaryası olacak, oturacak bu.
Sürgün korkusu
• Görüşme 21: Bence yargı bağımsız değil. İstanbul’a gelmişsiniz, düzeninizi kurmuşsunuz, çocuklarınız okulda okuyor ve siz lojmanda oturuyorsunuz. İster istemez bu her dönemde olmuştur, yani siyasal iktidarın görüşleri doğrultusunda kararlar verilmiştir. Sadece alt dereceli mahkemede değil, Yargıtay’da da maalesef bu tür şeyler olmuştur.
• Görüşme 24: Mevcut uygulamalardan, hâkimi, savcıyı en çok korkutan tayin olayları; onun dışında bağımsızlığa sahibiz.
• Görüşme 36: Yargı bağımsızlığı, hâkimlerin tayin olmama korkusuyla olmalı. Verdiği bir karardan dolayı, “Acaba yetkim değişir mi, tayinim çıkar mı” diye düşünüyor... Çünkü bunu yaşıyoruz, yani “Verdiğim karar sonucu birileri ayağımı kaydırır mı” diye düşünce oluşuyor.
Cevap: Yargının Siyasallaşması ve Yargı Bağımsızlığı