Yaparlar bunlar herşeyi yaparlar şaşırmıyorum artık hiçbirşeye.....Ergenekona bir kurban daha verildi bu arada Erhan Göksel kaldığı otel odasında ölü bulundu.
Printable View
Erhan Göksel hayatını kaybetti
GÜNCEL.
Cumartesi, 22 Mayıs 2010 00:18
Araştırmacı ve Strateji Uzmanı Erhan Göksel, ABD'de kaldığı otel odasında yaşamını yitirdi.
New York polis kaynaklarından edinilen bilgiye göre, "Verso" adlı siyasi araştırmalar şirketinin sahibi Erhan Göksel (51), New Jersey'de, Edge Water kentindeki "Comfort Inn" adlı oteldeki odasında ölü bulundu. Kaynaklar, Göksel'in ölüm nedeni ile ilgili bilgi olmadığını söylediler.
Erhan Göksel
Ankara'da 1959'da dünyaya gelen Göksel, 1976'da Hacettepe Tıp Fakültesi'ne girdi. Ardından ekonomi doktora eğitimini yaptı. Politik psikoloji üzerine çalıştı. 1987'de çalışmakta olduğu Ankara Numune Hastanesi'nden istifa etti. Politik danışmanlık hizmetlerine, 1989'da Verso Siyasal Araştırmalar Merkezi'ni kurarak Adnan Kahveci ile birlikte başladı.
Göksel, Turgut Özal, Süleyman Demirel, Tansu Çiller, Aydın Güven Gürkan, Hikmet Çetin, Deniz Baykal, Mesut Yılmaz, Melih Gökçek gibi siyasilerei danışmanlık yaptı. 1996'da Bulgar Başbakanı Kostov'un, 1999'da Kazakistan Devlet Başkanı Nazarbayev'in başkanlık kampanyalarını yürüten Göksel, 1998-2000 arasında ABD'de Başkan Yardımcısı Al Gore'a Ortadoğu danışmanlığı yaptı. Göksel, Ergenekon soruşturması kapsamında da gözaltına alındı ve tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. (Cumhuriyet)
Ergenekon savcılarını hedef gösterene 18 yıl hapis istemi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Turan Çolakkadı, Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü olan Osmaniye Valisi Celalettin Cerrah'ı hedef gösteren sanığa 6 ile 18 yıl arasında hapis cezası istemiyle iddianame düzenlendi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Turan Çolakkadı, Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü olan Osmaniye Valisi Celalettin Cerrah ile 3 emniyet yetkilisini ''terör örgütlerine hedef gösterdiği'' öne sürülen birinci ''Ergenekon'' davasının sanıklarından Selim Akkurt için 6 ile 18 yıl arasında hapis cezası istemiyle iddianame düzenlendi.
Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Hakan Karaali tarafından hazırlanan 2 sayfalık iddianamede, bazı gazetelerin 27 Ocak 2010 tarihli sayılarında ''Beni Kuvayı Milliye'ye polisler soktu'' ile ''Cerrah, Çolakkadı ve Öz'e komplo suçlaması'' başlıklarıyla haberler yayımlandığı ve haberlerde tahliye olmadan önce birinci ''Ergenekon'' davası kapsamında ''terör örgütüne üye olmak'' suçundan Silivri L Tipi Kapalı Cezaevi'nde tutuklu bulunan Selim Akkurt'un açıklamalarına yer verildiği ifade edildi.
Söz konusu haberlerde, ''şüpheli Akkurt'un tutuklanmadan birkaç ay önce İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde eski Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Turan Çolakkadı ve savcı Zekeriya Öz ile görüştüğü ve bu kişilerin 'görevini başarıyla yaptın' gibi cümlelerle kendisini onore edecek sözler sarf ettiği''nin ileri sürüldüğünün anlaşıldığı belirtilen iddianamede, Akkurt hakkında ''kişileri terör örgütlerine hedef göstermek'' ve ''iftira'' suçlarından soruşturma başlatıldığı kaydedildi.
İddianamede, yapılan inceleme sonucu ''Ergenekon'' davası kapsamında 11 Mart 2008 tarihinden beri tutuklu olan Akkurt'un Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde 26 Ocak 2010'da yapılan 131. duruşmada, ''İtirafçı olmadan Ergenekon'dan çıkılmıyor. Ben de itirafçı olmaya karar verdim. Ben kaçak yaşadığım yıllarda, yıllarca polisin bilgisi dahilinde gezdim, dolaştım. Polis bana ne görev verdiyse onu yaptım. Kuvayı Milliye ve Fikri Karadağ ile onların teşvikiyle bağlantı kurdum'' dediği belirtildi.
İddianamede, söz konusu duruşmada İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti Başkanı Köksal Şengün'ün ''Kim onlar?'' diye sorması üzerine Akkurt'un, ''İsmail Erçelik, Mutlu Ekizoğlu, Ali Fuat Yılmazer denen ... beni aldattı. Bana dediler ki, 'biz PKK, DHKP/C ve Hizbullah'a operasyon yapacağız. Ancak onlar TSK'ya operasyon yaptı. Turan Çolakkadı ile de Celalettin Cerrah ve Zekeriya Öz oradayken görüştüm. Bunların da bilgisi var her şeyden. İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde görüştüm bunlarla. Bana sözde onore edici şeyler söylediler. Tahminime göre birisini öldürtmeyi düşündüler ama baktılar o yeteneğim yok. Benim talebim şudur başkan. Turan Çolakkadı, Zekeriya Öz, İsmail Erçelik, Mutlu Ekizoğlu, Ali Fuat Yılmazer gelsin, burada dinleyin'' şeklinde cevap verdiği kaydedildi.
Şüpheli Akkurt'un kamuya açık yargılama sırasında sarf ettiği bu sözlerle Çolakkadı, Cerrah ve Öz ile o dönem İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde görevli emniyet müdürleri Mutlu Ekizoğlu ve Ali Fuat Yılmazer ile komiser İsmail Erçelik'in yönlendirmesi doğrultusunda Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) yönelik bir komplo planlandığını ileri sürdüğü kaydedilen iddianamede, Akkurt'un bu şekilde 6 kişiyi iddia olunan ''Ergenekon'' terör örgütünün diğer üyelerine hedef gösterdiği ifade edildi.
Akkurt'un ''mahkemede verdiği ifadesinde heyecanlanarak bu şekilde ifadeler kullandığı''nı söylediği belirtilen iddianamede, bu şüphelinin ''terörle mücadelede görev almış kişileri terör örgütlerine hedef göstermek'' suçundan 6 kamu görevlisi için toplam 6 ile 18 yıl arasında değişen hapisle cezalandırılması talep edildi.
Birinci ''Ergenekon'' davası kapsamında tahliye olan Selim Akkurt, halen ''cinayet'' suçundan cezaevinde hükümlü bulunuyor.
http://www.haber7.com/haber/20100528...pis-istemi.php
Orgeneral Iğsız'a soruşturma!..
Ergenekon soruşturmasını yürüten Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz, Genelkurmay Başkanlığı 1'inci Bilgi Destek Şube Müdürlüğü tarafından hazırlandığı ve dönemin Genelkurmay 2'ınci Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız'ın imzasını taşıdığı öne sürülen "internet andıcı"na ilişkin soruşturma başlattı.
(DHA) -- Soruşturma kapsamında YAŞ'ta Kara Kuvveteleri Komutanlığı'na atanması beklenen 1'inci Ordu Komutanı Hasan Iğsız ile Balyoz davası sanığı olan ve hakkında yakalama emri bulunan Kuzey Deniz Saha Komutanı Mehmet Otuzbiroğlu ve İrtica ile Mücadele davasının tutuklu sanığı Albay Dursun Çiçek'in de arasında bulunduğu 19 kişinin ifadeye çağrıldığı ve 5 ayrı adreste arama yapıldığı belirtildi.
Orgeneral Hasan Iğsız'ın ifadeye çağrılmasına gerekçe gösterilen "İnternet Andıcı", İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nın orjinalinin gönderen isimsiz sunbayın ikinci ihbar mektubu ile ortaya çıkmıştı.
İhbar mektubunda, Genelkurmay'ın 'kara propaganda' yapmak ve hükümeti yıpratmak için internet siteleri kurduğu ve bunları işlettiği ileri sürülmüş ve her birinin internet adresleri belirtilmişti.
Genelkurmay Başkanlığı 1'inci Bilgi Destek Şube Müdürlüğü tarafından hazırlanan ve dönemin Genelkurmay 2'inci Başkanı Orgeneral Hasan Iğsız'ın imzasını taşıyan belgede, kamuoyunu yönlendirmek maksadıyla kurulan internet sitelerinin yanı sıra günlük takip edilmesi maksadıyla fişlenen internet sitelerine de yer verilmişti.
İrtica ile Mücadele Eylem Planı iddianamesi'nde 'kara propaganda' yapmak amacıyla kurulan internet siteleriyle ilgili bilgilere verilmişti. Soruşturmayı yürüten savcıların talebi doğrultusunda araştırma yapan TR.NET Ortadoğu Yazılım Hizmetleri AŞ, Milli Savunma Bakanlığı'na ait IP numaralarını kullanan bu sitelerin Genelkurmay'a ait olduğunu tespit etmişti.
Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılara meçhul subay tarafından gönderilen ihbar mektubunda, İrticayla Mücadele Eylem Planı'nın, ordudaki cuntanın kilit ismi olduğu iddia edilen Org. Iğsız'ın emri ve iki generalin katkısıyla hazırlandığı öne sürülmüştü.
CNN Türk
Baykal'a Ergenekon fezlekesi
Ergenekon kapsamındaki 'Adil yargılamayı etkileme' soruşturmasında dinlemeye takılan eski CHP lideri Deniz Baykal hakkında fezleke hazırlanıyor. Savcı Zekeriya Öz hazırlanan fezleke TBMM'ye gönderilecek.
Adil yargıyı etkileme soruşturması kapsamında gözaltına alınan eski Adalet Bakanı Seyfi Oktay'ın, anayasa paketinin iptal edilmesine ilişkin, Anayasa Mahkemesi üyesi Fulya Kantarcıoğlu'yla görüşmesini, CHP Genel Başkanlığı'ndan istifa eden Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın istediği iddiası üzerine Savcı Zekeriya Öz harekete geçti. Ergenekon soruşturmasını yürüten Özel Yetkili Savcı Zekeriya Öz, eski CHP lideri Deniz Baykal hakkında fezleke hazırlıyor. Savcı Öz'ün emniyetten beklenen yazının gelmesinin ardından fezlekeyi tamamlayarak Meclis'e gönderileceği ifade edildi.
Akşam
Ne de olsa avukat, kendini savunsun bakalım imdi :ok
Baykal'ı inceleme tartışması
A.A 5 Ağustos 2010
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin, milletvekilleri hakkında inceleme, soruşturma yapmak ve fezleke düzenlemek yetkisinin bizzat Cumhuriyet Başsavcısı veya onun görevlendireceği Başsavcı Vekiline ait olduğunu belirterek, “Bu sebeplerle İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ün herhangi bir milletvekili ve dolayısıyla Sayın Baykal hakkında inceleme, soruşturma yapması ve fezleke düzenlemesi söz konusu olamaz” dedi.
Başsavcı Engin, İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz'ün, “Ergenekon” soruşturması kapsamında adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs iddiasına ilişkin eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal hakkında inceleme başlattığının sorulması üzerine yaptığı açıklamada, Adalet Bakanlığının 20.01.2006 tarihli “yasama dokunulmazlığının kaldırılması ile ilgili işlemler” başlıklı genelgesini hatırlattı.
Genelge gereğince milletvekilleri hakkında inceleme, soruşturma yapmak ve fezleke düzenleme yetkisi ve görevinin bizzat Cumhuriyet Başsavcısı veya onun görevlendirdiği Başsavcı Vekiline ait bulunduğunu belirten Engin, “Bu sebeplerle adı geçen Cumhuriyet Savcısının herhangi bir milletvekili ve dolayısıyla sayın Baykal hakkında inceleme, soruşturma yapması ve fezleke düzenlemesi söz konusu olamaz” diye konuştu.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/15490387.asp?gid=373
"Bu yolun sonu ucurum"
"Türkiyeye örtülü faşizim geliyor"
Bu günlerde hava sıcak insanlarda unutkanlıklar coğalıyor mu acaba :alala
NE de olsa bu davanın savcısıyım diyen SİYASETCİ KİM Dİ? bu olanlar normal...
Teoman Ekşioğlu tanık olarak ifade verdi. Ekşioğlu, Danıştay cinayetinden bir hafta önce Alparslan Arslan’a cin çıkarma seansı uygulandığını iddia etti.
Birinci Ergenekon davasında 155. duruşmasında Danıştay saldırısı tetikçisi Alparslan Arslan’ın ev arkadaşı avukat Teoman Ekşioğlu tanık olarak dinlendi. Ekşioğlu, Orhan Kadı’nın kendisine Alparslan Arslan’dan cin çıkarma seansı yapıldığını söylediğini ifade etti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi‘nde görülen davada Ekşioğlu, Alparslan Arslan, Fethullah Kaya ve Orhan Kadı ile 4 yıl birlikte aynı evde kaldıklarını belirterek, okulda ülkücü grup olarak arkadaşlık yaptıklarını, başörtüsü konusu da dahil birçok ülke meselesi hakkında oturup sohbet ettiklerini ifade etti. Ekşioğlu, bu sohbetlerde hararetli tartışmalar olduğunu belirterek, “Kuzey Irak‘ta askerlerimizin başına çuval geçirilmesi olayı yaşandı. Alparslan buna sert çıkarak intikamının alınması gerektiğini söyledi. Ancak bunun devlet tarafından olması gerektiğini ifade etti. Kendisi de bir ara Çeçenistan‘a gitmek istediğini söyledi" dedi.
“ALPARSLAN DİNİ BÜTÜN BİRİSİYDİ"
Alparslan Arslan‘ın önceden de dini bütün bir kişiliğe sahip olduğunu belirten Ekşioğlu, ‘Ancak 5 vakit namaz kılmazdı. Son zamanlarda namaza da başlamıştı‘ dedi. Savcı Pekgüzel, ‘Süleyman Esen‘in, Alparslan Arslan‘ın üzerinde bir yaptırım gücü var mıydı?‘ diye sordu. Bunun üzerine Ekşioğlu, ‘Alparslan Arslan okul döneminde ülkücü camiada reis yani sağ görüşlü grupta ağabey veya lider olarak bilinirdi. Olsa olsa Alparslan‘ın Süleyman üzerinde bir yaptırımı olabilir‘ diye konuştu.
“DÜŞMANLARI TANIMAK İÇİN OLABİLİR"
Alparslan Arslan‘ın evinde 6 adet Aydınlık dergisi bulunduğunu belirten savcı Pekgüzel, Arslan‘ın devamlı Aydınlık dergisi alıp almadığını sordu. Ekşioğlu bu soruya da “Düşmanlarını tanımak için alıyor olabilir" yanıtını verdi. Alparslan Arslan‘ı kimsenin korkutarak cinayet işletemeyeceğini belirten Ekşioğlu, ‘Böyle bir yapısı yoktu. Kafasına koyduğunu kendisi yapan biriydi. Önce cinayeti kendi iradesiyle işlemiş olabileceğini sandım. Ancak hal ve hareketlerindeki tuhaflıklar nedeniyle bu işin içinde başka bir şeyler olabileceğini düşündüm‘ diye konuştu. Pekgüzel'in, "Sizin Danıştay ve Cumhuriyet Gazetesi saldırılarından haberiniz var mıydı?" sorusu üzerine Ekşioğlu, Haberim olsaydı, kendisini kesinlikle durdururdum. Bir şekilde bir odaya kilitleyip durdururduk. Arslan, savaşçı ruhlu bir insandır ama eminim şu anda pişmandır" şeklinde konuştu.
DANIŞTAY CİNAYETİNDEN BİR HAFTA ÖNCE ALPARSLAN ARSLAN’DAN CİN ÇIKARMA SEANSI
Muzaffer Tekin’in avukatı Selin Deviren Tahtabiçen Teoman Ekşioğlu’na, Alparslan Arslan’a hipnoz yapıldığı konusunda bir bilgisi olup olmadığını sordu. Ekşioğlu, Alparslan Arslan’a hipnoz yapıldığı konusunda bir bilgisi olmadığını ancak birlikte yaşadıkları öğrenci evinde Arslan’a Danıştay saldırısından bir hafta önce cin çıkarma seansı uygulandığını iddia etti. Bu olayı kendisinin görmediğini ancak yakın arkadaşı Orhan Kadı’nın kendisine anlattığını ifade etti. Ekşioğlu, “Orhan Kadı eve gittiğinde Alparslan’ın yatar vaziyette ve sıkılıp darlandığını ve Salih Kunter’in yardımcısı Salih Yaşar’la birlikte birkaç kişinin sert bir şekilde yüksek sesle dua okunduğunu görmüş. Salih Yaşar’a ne yaptıklarını sorduğunda ‘Cin çıkarıyoruz’ demiş" diye konuştu. Ancak daha önceki duruşmada tanık olarak dinlenen Orhan Kadı’nın duruşmada bulunmaması nedeniyle bu konu kendisine sorulamadı. Ardından söz alan avukat Vural Ergül’ün, “Salih Yaşar ile birlikte 100 kadar kişinin İsmailağa cemaatinden kopup Salih Kurter’in yanına gitmiş. Bu konuyu biliyor musunuz?ö sorusuna Ekşioğlu, “Hayır bu konuda bir bilgim yokö diye cevap verdi. Teoman Ekşioğlu’nun sorgusu devam ediyor. Ekşiolu’nun ardından Alparslan Arslan’ın tanık olarak ifadesinin alınması bekleniyor.
http://haber.mynet.com/detay/guncel/...c-iddia/529331
Suçlananlar davayı sulandırdılar, diğerleri de izin verdiler. Biz mi?? Artık umursamıyor, gülüp geçiyoruz...
Ergenekon davasında slogan atanlara dava
Birinci ''Ergenekon'' davasında İşçi Partili sanıkların avukatlarından Mehmet Cengiz'in gözaltına alınarak tutuklanmasını sloganlar atarak protesto eden 119 kişiye dava açıldı.
Silivri Cumhuriyet Savcısı Orhan Biçicioğlu tarafından hazırlanan iddianamede, ''Ergenekon'' davalarına bakan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti Başkanı Köksal Şengün, üye hakimler Hasan Hüseyin Özese ve Sedat Sami Haşıloğlu ile davaya giren İstanbul Cumhuriyet Savcıları Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın ''müşteki'' olarak yer aldı.
İddianamede, birinci ''Ergenekon'' davasının 149. duruşmasının görüldüğü 7 Haziran 2010 tarihli oturumunda izleyici olarak bulunan çoğunluğu İP üyesi 119 kişinin, ''Kahrolsun Amerikan emperyalizmi'', ''Perinçek çıkacak, hesap soracak'', ''Haklıyız kazanacağız, güçlüyüz kazanacağız, direne direne kazanacağız'' şeklinde slogan attıkları belirtildi.
Sanıkların, bu şekilde duruşma düzenini bozarak mahkeme heyetinin yargı faaliyetinin yürütülmesine engel oldukları, savcı ve hakim olarak görev yapan müştekilere hitaben ''Hainler'' dedikleri öne sürülen iddianamede, sanıkların tek eylemle birden fazla müştekiye zincirleme olarak, yerine getirdikleri kamu görevi nedeniyle hakaret ettikleri kaydedildi.
İddianamede, deliller arasında duruşma tutanakları ve sanıkların beyanlarının yer aldığı anlatılarak, 119 kişinin ''kamu kurumunun faaliyetlerinin engellenmesi'' ve ''memura görevinden dolayı hakaret etmek'' suçlarından 2 yıl 2 ay ile 5 yıl 4 ay arasında hapisle cezalandırılması istendi.
İddianamenin Silivri 2. Asliye Ceza Mahkemesince kabul edilmesi üzerine sanıkların 24 Aralık 2010 tarihinde yargılanmalarına başlanacak.
Birinci ''Ergenekon'' davasının 149. duruşmasında İşçi Partili sanıkların avukatlarının, soruşturma kapsamında tutuklanan sanık avukatlarından Mehmet Cengiz'in gözaltına alınarak tutuklanmasını eleştirerek duruşmayı terk etmelerinin ardından çoğunluğu İşçi Partili bir grup sloganlar atarak mahkemeyi protesto etmişti.
http://www.ntvmsnbc.com/id/25143112/
Haberal’ın odasından telsiz çıktı
Ergenekon sanığı Prof. Mehmet Haberal'ın hastanedeki odasında internet bağlantısı olan bir laptop ve telsiz bulundu. Haberal'ın dinlemelere yakalanmamak için telsiz kullandığı belirtildi.
Ergenekon tutuklusu Prof. Mehmet Haberal'ın odasında yasak olduğu halde iletişim cihazları olduğunu öğrenen emniyet yetkilileri bunun için bir operasyon planladı.
Haberal’ın dinlemeye yakalanmamak için telsiz ile haberleştiği, polisin geldiğini hastane girişinde bekleyen birileri tarafından telsizle bildirildiğinin belirlenmesi üzerine jammer'lı önlem alındı.
Haberal'ın hastane odasında 19 Ocak akşamı İstanbul Terörle Mücadele ekipleri, Adalet Bakanlığı'nda dört müfettiş ve savcı nezaretinde arama gerçekleştirilmişti.
Yaklaşık 6 saat süren aramanın, Haberal'ın yattığı hastanede gerekli güvenlik şartlarının sağlanmadığı internet ve bazı iletişim araçlarını kullandığı yönündeki bilgi üzerine 'Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı' hakkında Adalet Bakanlığı müfettişlerince yürütülen soruşturma kapsamında yapıldığı kaydedilmişti.
Akşam gazetesinin haberine göre Polis baskın öncesi hastane ve çevresini adeta abluka altına almış. Haberal'a baskından hastane önünde bekleyen bazı kişilerce telsizle haber verileceği bilgisi üzerine polisin hastaneye jammer'la gittiği ortaya çıktı.
Jammer'ın tüm iletişim araçlarını polis ve müfettişler Haberal'ın odasına girene kadar kestiği belirtiliyor. Aramada, Haberal'ın odasında yasak olmasına rağmen internet bağlantısı bulunan bir laptop ve telsiz bulunmuştu.
Telsizin Haberal'ı uyaran kişilerle irtibatta kullanıldığı öne sürüldü. Yetkililer, telsizin teknik takibe takılmamak için tercih edildiğini belirtiyor. Odada bulunan evrak, CD ve dokümanın incelenmesi sürüyor.
ntvmsnbc.com