Sonuç kısmından başlayayım. İktidar devirmeye hiç niyetim yok. Çünkü iktidarlar böyle yıkılırsa, bir başka iktidar zamanında da aynı tehlike vardır demektir. Darbeye karşıyım, ama halkı hiçe sayan iktidara da karşıyım. Bir iktidar "daha iyiyi nasıl yaparım" diyeceğine, halkın manevi değerlerine gözyumarsa onu TC'ne yakıştırmam. Padişahlık değil, Cumhuriyet rejimi içinde her parti, her görüş değerlidir. İnsanları korkutan şeyler ise şeriat hukuku, Atatürk kindarlığı, Türkiye-Kürdistan bölünme tehlikesidir. Burada anlaşabiliyorsak en ufak sorun yoktur. Ama belirttiğim gibi başbakanımızdan ricam, insanları kul diye değil, oyveren olarak görmesidir. Bu şekilde oyunu da yükseltir. Polisten ricam ise hukuk kuralları içerisinde kalarak, karşısındaki insanlar bariz suç işlemediği sürece (suç işleme ihtimali değil) maksadı aşan müdahalelerden kaçınmalarıdır. İlk yazımda çay içtiğimi belirttiğim polis arkadaşların saçları sakallarına karışmış geziyorlar. İnanın onlar da çaresizler. Kimseye yaranamadıklarını, küçücük çocukların bile onlara laf attığından şikayetçiler. Polis adaletin ilk halkasıdır. Halkla karşı karşıya bırakılmamalı, bıraktıktan sonra da günah keçisi haline getirilmemelidir. Gelelim Yargı'ya... Yargı bağımsızlığı hakkında ciddi sıkıntılar yaşayan bir toplum olduk. Bunu bu sitenin her yerinde ve her konuda dile getiriyor halk. Yargıya Polise 4-4 lük güvenen bir toplumun sırtı yere gelmez ama maalesef şimdiye kadar gelmiş geçmiş tüm iktidarlar Yargı ile oynadılar. Polise her türlü lüzumsuz işi yaptırdılar. Şimdi diyoruz ki Mahkeme kararını bekleyelim. İnsanlar güvenirlerse beklerler. Güvenmezlerse maalesef kendi haklarını kendi aramaya kalkarlar ki işte böyle kaos olur.
Not: Hukuk bilmesem de bana cevap verdiğiniz için teşekkür ederim. Ha bu arada Anayasa diye bir şey buldum. İlgimi çeken maddeleri aşağıya yapıştırdım. Siz profesyoneller yorumlar umarım...
Bilgilendirme:
VI. Din ve vicdan hürriyeti
MADDE 24- Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.
14 üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dinî âyin ve törenler serbesttir.
Kimse, ibadete, dinî âyin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.
Din ve ahlâk eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanunî temsilcisinin talebine bağlıdır.
Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.
VII. Düşünce ve kanaat hürriyeti
MADDE 25- Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir.
Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.
VIII. Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti
MADDE 26- Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar. Bu fıkra hükmü, radyo, televizyon, sinema veya benzeri yollarla yapılan yayımların izin sistemine bağlanmasına engel değildir.
(Değişik: 3/10/2001-4709/9 md.) Bu hürriyetlerin kullanılması, millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların cezalandırılması, Devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir.(Mülga: 3/10/2001-4709/9 md.)
Haber ve düşünceleri yayma araçlarının kullanılmasına ilişkin düzenleyici hükümler, bunların yayımını engellememek kaydıyla, düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin sınırlanması sayılmaz.
(Ek fıkra: 3/10/2001-4709/9 md.) Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir.
Ayrıca konu başlığındaki ÇAKALLAR kelimesi Anayasaya ve site politikasına aykırı olduğundan kaldırılmıştır...