Sayın Phantom of law;
Sayın sdt23'e E Terör Örgütü dedirtmeye mi çalışıyorsunuz? :) Onun da bu hileli sorunuzu yutacağını mı sandınız! :)
Dilerim herşey en kısa sürede açıklığa kavuşur da , bu kavga da biter...
Saygı ve selamlarımla,
Printable View
Yıllarca zeki ve akıllı olduğum yalanına kendimi çok inandırdım.
En azından orta düzey anlama değerlendirme kabiliyetim var sanıyordum.
Yanılmışım hemde nasıl yanılmışım.
Tam üç darbeyi fiilen yaşamış kısa süreli de olsa mağdur dahi olmuş bir hukukçu olarak bir halttan anlamadığımı yeni yeni öğreniyorum.
Yahu bizim yaşadığımız darbeler hiç böyle olmadı ki.!! " Bu kadar yürekten çağırma beni, Bir gece ansızın gelebilirim şarkısı ile" Ansızın gelip oturdular paşalar.
Lav silahları mayın benzeri mühimmat depolayıp sakladıklarını ve bu darbelerde kullandıklarını da hiç duymadım ben... Üstelik hiçbir akil adamda böyle bir iddiada bulunmadı. Bizim Mehmetcikler ve ellerindeki mühimmatlar yetti onlara.
Madem bu işler ve İEETÖ çok eskilere dayanıyor. EEE o zaman bu darbeyi fiilen yapanlar belli. Hiç tereddüt, makul şüpheye bile gerek yok. Ben bile yeminli tanık olurum. Gizlenmeye saklanmaya gerek görmeden hemde. Çıkar yüzlerine açık açık söylerim herşeyi.Bizim Netekim Kenan paşa ve saz arkadaşları bu işi yaptılar. Vallahi yeminle 12 Eylül 1980 de darbe yaptılar. Kaos ortamının hası vardı ortalıkta ama Allah için Lav silahı ile yapılan eylem hiç duymadım bu güne kadar. Netekim Kenan paşa nın bitmez bilmez rivayet söylemleri kulaklarımda hala. TRT de Sağolsun Kenan paşa geldi namus kurtuldu programları olurdu.
Şimdi anlıyorum herşeyi ama neden bu tutuklananların arasında " netekim" yok onu hala anlayamıyorum. Bir tek şık kalıyor. Onlar fiilen darbe yaptılar. Bunlar yapmayı düşünmüş hatta planlamışlar İEETÖ sanığı olmuşlar. Yapanlar ise Cumhurbaşkanı olmuş. O zaman suç olan darbe yapmak değil galiba...
İtiraz etmedim ki... İEETÖ, İOETO benim için fark etmiyor. Sizi bilmem. Farkında değilsiniz ama siz hala savunma yapıyorsunuz.
Siz açıkça ne yazarsanız yazın bu sadece sizi bağlar. Şurda kaç kişiyiz fikrimizi ve zikrimizi biliriz artık.
Siz iddia olunan derken bile zorlanıyorsunuz. Bence asıl sorun burada.
Sayın phantom of law,
Ben 27 mayıs ile 12 martı görmedim, 12 eylülde ise bebektim.
Ama üçünün de öncesinde darbecilerin "şartların olgunlaşmasını" beklediklerini hatırlamıyorum, diyorsanız!
Üçünün de öncesinde faili meçhul cinayetlerin, değişik fraksiyonlar arasındaki çatışmaların artmadığını söylüyorsanız o günlere ait gazete kayıtlarını bulup okuyunuz.
Üçünde de, hele en sonuncusunda kimse ansızın gelip oturmadı.
LAW silahı darbe yapmak için kullanılmaz, darbeye zemin hazırlamak için kullanılır.
Darbenin en büyük gerekçesi bazı şeylerin kontrolden çıkması, huzur ve güven ortamının sarsılmasıdır. Darbeci kurtarıcı olarak gelir ve geldiğinde ansızın tüm yurtta herşey sütliman olur.
Yaşım küçük ama eskilerin terör yerine tedhiş dediğini biliyorum. Tedhiş, halkı dehşete düşüren, korku salan her türlü şiddet eylemidir. Terörün amacı bir kurşun veya bir bombayla belli bir kişiyi öldürmenin yanı sıra, kalan herkese de gözdağı vermek, korku salmaktır.
Bir Danıştay cinayeti, faili meçhul olarak kalsaydı, veya ardındaki komplo ortaya çıkarılamasaydı, geçmişte örneği çokça görülmüş faili meçhuller gibi kimbilir nasıl bir kaos ortamına neden olacaktı.
Eski darbecilerin LAW silahı yoktu, demeden önce bunları da düşünün.
LAW silahı sadece bir araçtır. Darbeye giden yoldaki binlerce araçtan biri.
Bugün LAW silahı olur, yarın bir başkası.
LAW silahı ile ortalık karıştırılır diyenlere şu CNNTURK haberini öneriyorum:
http://www.cnnturk.com/2009/turkiye/...5.0/index.html
1992 Amerika'nın İstanbul Başkonsolosluğu'na saldırı
1992 Cağaloğlu Emniyet Müdürlüğü'ne saldırı
1993 Jak Kamhi'ye suikast girişimi
1997 İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne saldırı
1997 Harbiye Orduevi'ne saldırı
Birinci iddianamenin ek klasörlerinde yer alan belgelere göre Ermeni ve Rum patrikleri, Alevi önderleri ve Başbakana suikast planlanmış. Bu saldırılardan bazıları için LAW silahının kullanılması mümkün.
Ama tabii LAW silahına takılıp kalmamak lazım.
Amaç: Ortalığı karıştıracak ses getirecek eylem yapmak
Araç: LAW silahı da olur, TNT de, Glock da ... başka bir patlayıcı veya silah da...
Bu arada hapisteyken düşerek (?) yaralanan, daha sonra GATA'ya sevk edilen ve tutukluluğu kaldırılan sanıklardan E. Org. Şener Eruygur dün Bağdat Caddesi'ndeki Cafe Crown'da görüntülenmiş. Arabadan indikten sonra yürüyerek girdiği Cafe'de bir süre oturmuş, ardından Fenerbahçe Orduevi'nin içindeki lojmanına geri dönmüş. Hafıza kaybı (?) dışında gözle görünür başka bir rahatsızlığının olmayışı sevindirici.
Kaynak: atv haber
(?) ile ifade edilen kısımlardan önceki kısımlar kesin olmayan ifadeler.
Olayın özünü yine kaçırmışsınız. Ben terörist lav silahı kullanır yada kullanmaz demiyorum ki? Terörörist bu ne bulursa onu kullanır. Kenan paşayı sorguluyorum sadece. Madem diyorum 12 eylül öncesinin kaos ortamında da bu iddia edilen malum örgütün payı var. O zaman diyorum bizim Kenan paşa nın konumu ne oluyor onu anlayamadığımı söylüyorum.
Üstelik 12 eylül de şüphe bile yok eylem var eylem.
12 eylül de bebek olduğunuzu söylüyorsunuz. Aramızdaki farkda burada zaten biz darbeyi yaşadık. Diğerlerinde evet bende çocuktum ama 12 eylülde delikanlı idim. Neyin nasıl yapıldığı teorilerini değil, biz 12 eylül ü yaşadık.
Ortalığın nasıl sütliman olduğunu hiç sormayın isterseniz.
Çok haklısınız Sayın Sdt 23. Eruygur paşanın yürümesi üstelik bir kafede oturması çok çok önemli bir işarettir. Onu neden dışarda tutarlar anlamam. Hasta dediğiniz Kuddisi Okkır gibi olur. Gider yatar ve adam gibi ölür.
Madem ölmüyor öyle ise hasta bile değildir. Hele bir kafede oturup kafe içebiliyor üstelik birde sedye bile değil yürüyorsa şüpheye mahal yoktur.
Bu işte açık bir şaibe vardır.
Bu adam beyin kanaması geçirdi hanım efendi. Bilmem hiç bilirmisiniz uzun ve zor bir süreçtir bu. İnanın çok zordur. Yaşayan bilir. ? işareti ile ifade ettiğiniz bölümler arasında kameralarile gözetlenen hapishanede düşmesi var. Kameraları unutmuşsunuz. Nasıl düştüğü derseniz onu bilmem . Bu kadargüvenlikli bir hapishanede ölümün eşiğine gelmesi Eruygur paşa nın değil başkalarının ayıbıdır.
"11 eylül günü akan kan, 12 eylül günü nasıl durdu?" sorusunu hiç duymadınız mı?