-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
https://www.hukuki.net/forum/showthre...t=19608&page=2
sevgili commodore1tr,
yukarıdaki linkteki yorumumdan da anlaşılacağı üzere ben "NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE" sözleri ile Mustafa Kemal'in aslında bambaşka birşeyi kastettiğine inananlardanım.
Bu nedenle yukarıda alıntılamış olduğun "lale anısı"nın aslında "NE MUTLU TÜRK'ÜM DİYENE" sözlerinin asıl anlamını gizlemek ve unutturmak amacıyla uydurulan bir anı olduğunu düşünüyorum...
Son iletinde işlemiş olduğun ve malum kişiler ve onların taaaa buralara kadar sızmış "işçi"leri tarafından sık sık dile getirilen "İNANÇLARA SAYGI" hususunda OJT :) yapmak istiyorum izninle...
"...
«Cumhuriyet» kelimesini ağızlarına almaktan bile çekinenlerin, Cumhuriyet'i doğduğu gün boğmak isteyenlerin, kurdukları partiye «Cumhuriyet» ve hem de «Terakkiperver Cumhuriyet» adını vermiş olmaları, nasıl ciddîye alınabilir ve ne dereceye kadar samimî sayılabilir.
Rauf Bey ve arkadaşlarının kurdukları bu parti «Muhafazakâr» adı altında ortaya çıkmış olsaydı, belki bir anlamı olurdu. Fakat bizden daha çok cumhuriyetçi ve bizden daha çok ilerici olduklarını iddiaya kalkışmaları elbette doğru değildi.
«PARTİ, DiNi DÜŞÜNCE VE İNANÇLARA SAYGILIDIR» ilkesini bayrak olarak eline alan kimselerden iyiniyet beklenebilir miydi? Bu bayrak, yüzyıllardan beri cahilleri, bağnazları ve hurafelere inananları kandırarak özel çıkarlar sağlamaya kalkmış olanların taşıdıkları bayrak değil miydi?
Türk milleti, yüz yıllardan beri, sonu gelmeyen felâketlere, içinden çıkabilmek için büyük fedakârlıkların gerekli olduğu pis bataklıklara, hep bu bayrak gösterilerek sürüklenmemiş miydi:
Cumhuriyetçi ve yenilikçi olduklarını zannettirmek isteyenlerin, yine bu bayrakla ortaya atılmaları, dini bağnazlığı coşturarak, milleti, Cumhuriyet'e, ilerlemeye ve yenileşmeye karşı kışkırtmak değil miydi? Yeni parti, DiNi DÜŞÜNCE VE İNANÇLARA SAYGILI perdesi altında: «Biz Hilâfet'i yeniden isteriz; biz yeni kanunlar istemeyiz; bize Mecelle yeterlidir; medreseler, tekkeler, cahil softalar, şeyhler, müritler biz sizi koruyacağız; bizimle birlikte olunuz! Çünkü, Mustafa Kemal'in partisi Hilâfet'i kaldırdı. İslâmiyet'e zarar veriyor; sizi gâvur yapacak, size şapka giydirecektir» diye bağırmıyor muydu? Yeni partinin kullandığı slogan bu gerici haykırışlarla dolu değil miydi?
..."
http://www.atam.gov.tr/index.php?Pag...k&IcerikNo=415
Mustafa Kemaller,
dini düşünce ve inançlara değil
sizler gibi Allah ve peygamber 'avukat'larına
sizler gibi Allah ve din pazarlayıcılarına karşıdır...
Sizler, işin ilginci, inancınıza göre de 'en büyük yargıç' olan Allah'a avukatlığı bir onur, bir şeref olarak gören ama aslında O'nun büyüklüğüne ortak olmak isteyenlerin ve ona şirk koşanların önünde gidenisiniz...
Biz Mustafa Kemaller,
tanımlayamadığımız, bilemediğimiz her noktada karşılaştığımız bu varlığı, iddia edildiği gibi bizlere vermiş olduğu ve aslında Mustafa Kemal'in de işaret ettiği akıl ve bilimle aramayı sürdürerek ona saygı ve sevgimizi, sizlerin dili ile ibadetimizi sürdüreceğiz...
Şimdi git o patronlarına söyle, sana TEKKEde başka iş versinler...
TEKKElerin hali mafiş...
MEDENİYETLER İTTİFAKIndan gelen KREDİler de olmasa sert bir DEVALÜASYON kaçınılmaz!
Sahi en son ne zaman DEVALÜASYON olmuştu TEKKElerde? :)
Hatırlayanınız var mı?
...:)
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Sayın erdem53 ;
...........
Fikirleriniz ve konuşmanız tipik bir AKP Feto tarzı. Her türlü haltı yiyip sonra sanki farklı konuşmayla zeytinyağı olma durumu... Eee lideriniz RTE de ....
................
Evet islamda tek gerçek değer ve doğru kaynak KUR'AN'dır. Hadisler ve söylenceler eğer Kur'an la örtüşüyorsa değer ifade eder. Yoksa sadece şüpheli ''karine'' olmaktan öteye geçmez. Kur'an da namazla ilgili kesin belirleyici bir şart yani kesin hüküm olmaması buna en güzel örnektir. Bundan dolayı çok kısa bir sürede Namazın şekli ve zamanı konusunda tartışma çıkmış günümüzde bile kesin bir karara varılamamıştır. Oysa Kur'an beş vakit yazsaydı asla böyle bir tartışma olmazdı. O yüzden basit bir mantık bile tartışmalı olayların Kur'an kelamı değil Kul kelamı olmasındandır. Bunun Halife ya da sahabe olup olmamasıda Kul vasfını değiştirmez!! Eğer değiştirseydi Halife olan ALi'nin başına o işler gelmez bölünmeler olmazdı...
Sayın commodore1tr;
itiraf etmeliyim ki; doğruları örtmek için hiç üşenmeden bu kadar uzun yazılar yazmanıza ve neticede kocaman bir sıfırı anlatmanıza hayran kaldım.
Yine nereye saldıracağınızı şaşırmışsınız. Size akp li olmadığımı veya -ocu-bucu olmadığımı defaatle söyledim. Amacınız; konuyu saptırmak ve başkalarının yanlışlarını göstererek sizde onlardansınız diyerek işin içerisinden sıyrılmak. Bu kadar çaresiz kaldıysanız bari bir kez olsun düşünün. Bir acaba deyin.....
Şimdi de başka bir tartışma konusu açmaya çalışıyorsunuz. Herhalde diliniz sürçtü. Kuran'da namazla ilgili kesin belirleyici yani kesin bir hüküm olmaması mı?.. İnşallah yanlış yazmışsınızdır. Namazın şekliyle ve zamanıyla alakalı çok kısa bir sürede tartışma çıkmışmış... Yapmayınız sayın commodore1tr, bu gidişle memlekette karga kalmayacak. Gülmekten ölecek zavallılar. Yazıktır onlarında doğada bir görevi var, onlarda ekolojik dengenin bir parçası...
Kuran'da namazın farz olunması, dosdoğru kılınması, huşu ile kılınması, vakitleri, nasıl abdest alınacağı ve diğer hususlarla alakalı onlarca ayet vardır. Namazla alakalı Diyanet mealinde 86 adet, Elmalılı Hamdi Yazır mealinde 78 adet ... ayet vardır.
Ha direkt şu saate şu namazı kılın diye arıyorsanız bulamazsınız tabii ki. Şekli konusunda da tam anlamıyla açıklama bulamayabilirsiniz. Ancak Peygamberimiz (s.a.s.) yaşadığı sürece cemaatine imamlık etmiş ve namaz kıldırmıştır. İnsanlar namazın nasıl kılınacağını, şeklini ve Kuran'da ki aytelerden vakitlerini direkt Peygamberimizden öğrenmişlerdir. Zamanla ufak tefek ayrılıklar olmakla beraber farz olan kısımda değişiklik olduğuna kolay kolay rastlayamazsınız. Tutupta namazın beş vakit olması kul kelamındandır sonucuna nasıl ulaşabilirsiniz.
Size çok basit bir soru: Siz tek kaynak Kuran'ı kabül ediyorsunuz. Peki siz Kuran'ı orjinal arapça metninden okuyarak anlayabiliyormusunuz? Kuran'ı anlayabilmek için arapça bilmenin yanında bazı bilgi ve ilimleri de bilmeniz gerektiği aşikardır. Kaldı ki araplar bile anlayamamaktadırlar. Burada araya kul zaten giriyor. Peki siz kul olduklarından Halife ve Sahabe'nin kelamlarını, açıklamalarını, bilgilerini kabül etmiyorsunuz... Ne yani size vahiy mi geliyor (haşa). Kuran'ı neye göre kaynak kabül ediyorsunuz, arada hiç kul açıklaması karışmadan anlayabiliyormusunuz. Halife ve Sahabeler'den üstün bir ilmi derinliğiniz mi var?... Eyvah.. eyvah...
Nasıl bu gün Kuran'ı tefsir eden alimler vasıtasıyla Kuran'ı anlamaya çalışıyorsak, geçmişten günümüze, ta Peygamberimizden bu yana Sahabeler ve İslam alimlerinin sayesinde aydınlanmaktayız. Neticede Kuran'ı Türkçe'ye Peygamberimiz (s.a.s.) çevirmemiştir. Peygamberimiz' de bir kul Peygamberdir. Kul kelamı diye hadisleri de mi kabul etmiyorsunuz. Eğer Kuran'ın arapça orjinalini okuyupta ne denildiğini anlayabiliyorsanız bir zahmet Türkçe'ye çevirin de bir de sizin yazdığınızı okuyalım. Siz hiç baştan sona Kuran'ı (Türkçe)okudunuz mu? Okumuş olsaydınız Namazla alakalı ayetleri okumuş olmanız gerekirdi.
Hadisler ve Peygamberimizin sünnetleri de Sahabeler ve İslam alimleri kanalıyla yazılı olarak günümüze ulaştırılmıştır. Bazı art niyetli kişilerin hadis uydurmaya çalıştıklarını söylerseniz size katılırım.Ama tutupta hadisleri sünnetleri gözardı etmenin de yanlış olacağı kanaatindeyim. Kaldı ki Hadisleri ve Peygamberimizin sünnetlerini ise Sahabeler ve İslam alimleri yazarak günümüze ulaştırmışlardır.
İnançlara saygılı olunması sözünden neden bu kadar rahatsız oluyorsunuz? Saygısız olmak mı lazım? Kişiler dinlerini bilmiyor mu ki siz öğretmeye kalkıyorsunuz? Şimdi namaz mı yok diyeceksiniz. Aslında 5 vakit değilmiymiş?
Diğer yazdıklarınıza şimdilik cevap yazmıyorum. Okuyanlar anlamakta zaten.
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Erdem53 ;
Sizden gerçekten özür diliyorum. Hani bir çok konuda bilgisiz olduğunuz yarım yamalak kulaktan dolma bilgilerle konuştuğunuzu biliyordum hatta birileri gibi internetten bakıp çoğu yanlış bilgileri paldır küldür yazdığınızında farkındaydım ama içimden bir ses en azından temel din konularını bildiğinizi söylüyordu. bende ondan size birşeyler anlatmaya çalılıyordum. Ama gördüm ki sizin dini bilginizde sıfıra sıfır elde var sıfır. Kur'an dahil olmak üzere hep kulaktan dolma bilgilerle dolusunuz... O yüzden sizi zaman zaman ciddiye aldığım için özür dilerim.
Zaten Türkiye de siz gibiler çok fazla körler sağırlar birbirini ağırlar diye devam edin.
Tüm iletinizi bir bütün olarak değerlendirdiğimde siz bir çok sizin gibi olan kişi gibi ''ALLAH'' kavramının bile ne olduğunu anlayamamış yanına parantez içinde (CC) yazıp geçenlerden ve Kullarda takılıp kalanlardansınız. Zaten DİN den önce ALLAH ı anlayabilseniz normalleşirsiniz de ... Nerde..
Çok ciddi din adamlarının görüşü..
'' Kur’an’da kılmakla yükümlü tutulduğumuz namaz üç vakit olarak gösterilmiş ve adları verilmiştir:
1- Fecir namazı (sabah namazı) (şafak sökmesinden güneşin doğuşuna kadar),
2- Vüsta (orta namaz) (günün ortasında öğle yada ikindi adıyla kılınan namaz),
3- İşa (günün batışından sonra akşam yada yatsı adıyla kılınan namaz) (Güneşin batışından şafağın söküşüne kadar)
Ancak Peygamberimiz, bu üç vakte müekked (pekiştirilmiş) sünnet olarak iki namaz daha ekleyerek kılmıştır.Yani bir miktar sevap namaz eklemiştir. Ama çoğunlukla namazlarını üç vakitte toplamıştır. Günün ortasında ve gün batışından sonra kılınan namaza değişik adlar verilmiş olması bu gerçeği değiştirmez. '' olarak açıklanmakta...
Aynı şekilde gene ciddi bilim adamlarınca
''"Gündüzün iki ucunda ve gecenin bir kısmında namaz kıl. Doğrusu iyilikler kötülükleri giderir." (Sad suresi : 114)
Gündüzün iki ucu akşam ve sabah namazı, bir kısmında da yatsı namazı vardır. Üç vakit bu ayette.
"Güneşin batıya yönelmesinden gece karanlığına kadar namazı kıl. Tanyeri ağarırken de sabah namazını kıl. Zira bu namaz görülmeye değerdir." (İsra Suresi :78)
Güneşin batıya yönelmesinden gece olana kadar kılınan namaz ikindi namazıdır. Sabah namazı tekrar edilmiştir.
"Ey Muhammed! Onların dediklerine sabret. Güneşin doğmasından önce ve batmasından sonra Rabbini tesbih et (namaz kıl) geceleyin ve gündüzün yanlarında da tesbih et (namaz kıl)." (Taha suresi : 130)
Güneşin doğmasından önce sabah namazı, batmasından önce ikindi namazı, geceleyin yatsı namazı, gündüzün yanlarında akşam ve öğle namazı kılınacak. Bu ayetle beş vakit namaz sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazları sabit oluyor.''
Şeklinde yorumlanmaktadır. Bu İslamda mezhep ayrılıklarına bile yol açmış bir gerçekken sizin bi haber olmanız helal olsun valla...
Kaldı ki Allahümme salli ve barik duaları, sübhaneke ve ettahiyyat gibi dualar da sonradan eklenmiştir. Bazıları Kur'an da bile yoktur. Siz HANGİ KÖYÜN DAVULUNU ÇALIYORSUNUZ?
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Çok ciddi din adamlarının görüşü..
'' Kur’an’da kılmakla yükümlü tutulduğumuz namaz üç vakit olarak gösterilmiş ve adları verilmiştir:
Bu "çok ciddi" din adamlarının adlarını verelim de eksik bir konu kalmasın:
Yaşar Nuri Öztürk
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Beklenen oldu.
Yine acele yine zamansız çok ciddi ve bilgi içeren yanıta alakasız yanıt geldi ve Yaşar Nuri Öztürk ten alıntı olduğu desteksiz sallaması yapıldı.
23 Kasım 2006 İnternet Haber Perşembe 12:49
Diyanet İşleri Eski Başkanı Süleyman Ateş'ten çok tartışılacak sözler. Ateş, namaz vakti üçtür görüşünü savunmadığını, aksine Kur'an'da namaz vaktinin üç olduğunun altını çizdi. Kuran'da namaz vakitlerinin 5 olduğuna karşı çıkan Vatan gazetesi yazarı Ateş, Kur'an'da anılan namaz vakitleri 3'tür dedi..
Aksini iddia edenleri Kur'an'da namaz vaktinin 5 olduğuna dair net ayet getirmesini istedi. Bu ilahiyatçıların kendisini ikna etmesi halinde elllerini öpeceğini de sözlerine ekledi. Bir okurun bu yöndeki sorusunu yanıtlayan Ateş, ayrıca bu görüşünü eleştiren Mustafa Karaosmanoğlu’da şu açıklamayı yaptı:
"Kur'an’da namaz için 3 vakit belirtilmiştir. Sabah, akşam ve gece yarılarında kılınan namaz. Peygamberimiz kendi ictihadıyla öğle ve ikindi namazlarını da kıldırmıştır. O sürekli kıldırdığı için bunlar da terim olarak farz kategorisindedir."
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
YAŞAR NURİ ÖZTÜRK le HİÇBİR ALAKSI OLMAYAN BAŞKA NAMAZ VAKİTLERİNE DAİR ALINTI.
(Vallahi Yaşar Hoca ve Süleyman Ateş den değil)
Hud; 114: Ve gündüzün iki tarafında ve gecenin yakın saatlerinde namaz kıl; çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu, ibret alanlara bir öğüttür.
Bu ayette peygamberimize gündüzün iki tarafında (yani sabah ile akşam) ve gecenin yakın zamanlarında (yani “yatsı”) olmak üzere toplam üç vakitte namaz kılması emredilmiştir.
İsra; 78, 79: Güneşin dülûkundan (batmasından, kaybolmasından) gecenin kararmasına kadar namaz kıl ve sabah Kur’an’ını da. Çünkü sabah Kur’an’ı görülecek şeydir.
Ve geceden de. Ayrıca, sana özgü bir nafile olarak sen, onu (gece namazını) teheccüd et (uyanıp kıl)! Rabbinin, seni güzel bir makama ulaştıracağı umulur.
Bu ayetlerde de aynı şekilde peygamberimize, güneşin batmasından gecenin karanlığına değin (akşam), tan yeri ağarırken (sabah) ve geceden bir bölümde (yatsı) namaz kılması emredilmiştir. Yani, emredilen vakitler; sabah, akşam ve gece (“yatsı”)dir. Ayrıca peygamberimize özgü bir ayrıcalık olarak nafile olmak üzere (asıla ziyade olarak, yani ek görev olarak) onu (gece namazını) teheccüd etmesi (gece uyuyup uyanarak kılması) emredilmiştir.
Dikkat edilirse, Hud suresinin 114. ayeti ile İsra suresinin 78. ve 79. ayetlerinin ifadeleri aynı olup, bu ayetler namazın vakitlerini belirtmektedir. Ancak bu vakitler, Kur’an’ın genel üslûbuna uygun olarak; aynı anlamın, değişik üslûp ve özdeş kelimelerle ifade edilmesi suretiyle belirtilmiştir.
Bu ayetlerde, akşam, sabah ve gece namazı olmak üzere üç vakit namaz emredilmekte olup, bu ayetlere göre öğle ve ikindi namazlarının farz olduğunu söylemek mümkün değildir. Peygamberimizin bazı uygulamalarından, özellikle de öğle ve ikindi namazını bazen beraber kılmasından da, öğle ve ikindi namazlarının farz olmadığı, yani namazın aslının beş vakit olmadığı kesin olarak anlaşılmaktadır. Ama işin aslı, bu konuda ortalıkta dolaşan rivayet dalgaları arasında kaybolmuştur. Oysa, namazı beş vakit olarak ifade eden rivayetlerin bazıları uydurma, bazıları da namaz vakitlerini düzenleyen ayetlerin inişinden evvelki uygulamaları içeren rivayetlerdir.
Meselenin aslını öğrenebilmek için bu ayetleri iyi anlamak, ayetleri iyi anlamak için de, ayetlerde geçen “dülûkuşşems”, “kur’an-el fecr”, “taraf”, “teheccüd” ve “nafile” sözcüklerinin ne demek olduklarını iyi bilmek gerekmektedir.
“Dülûkuşşems”; “Güneş’in batması, gözden kaybolması” anlamındadır. Ama bazı yorumcular buna “eğilmesi” anlamını vermişlerdir. Tac-ül Arus ve Lisan-ül Arab’ın verdikleri bilgiye göre “dülûk sözcüğüne “eğilme” anlamının verilmesi, namazı beş vakit olarak anlayabilme amacı gütmekteymiş. (!) (Tac-ül Arus, c: 13, s: 560, 561 ve Lisan-ül Arab, c: 3, s: 398, 399)
“Dülûk” sözcüğünün gerçek anlamına göre “dülûkuşşems” tamlaması; akşam vaktini ifade eder. Nitekim, dördüncü halife Ali, Abdullah ibn Mesûd, Said ibn Cübeyr, Nehâî, Mükatil, Dahhâk, Süddî, İbn Abbas ve Mücahid bu anlamı tercih etmişlerdir.
Buna karşılık “dülûk” sözcüğüne “eğilme” anlamı vererek sözcükten öğle vaktini anlayanlar da olmuştur. Klâsik kaynaklarda, İbn Ömer, Cabir, Atâ, Katâde ve Hasan’ın bu görüşü benimsedikleri bildirilir.
İsra suresinin 78. ayetinde yer alan bu sözcükten, her iki anlamın birden anlaşılabileceği ileri sürülse de, namazın vakitlerini belirleyen diğer ayet olan Hud suresinin 114. ayetindeki ifadeler, “dülûküşşems” tamlamasından, “Güneş’in eğilmesi” anlamının çıkarılmasına ve bu anlamdan da ayette öğle namazının kastedildiğinin sanılmasına engel olur. Çünkü, Hud suresinin 114. ayetinde peygamberimize “Gündüzün iki tarafında ve geceye yakın bir zamanda namaz kılması” emredilmiş ve anlam netleşmiştir. Çünkü, Hud suresinin 114. ayetinde geçen “zülefen” sözcüğü, İsra suresinin 78. ayetinde geçen “ğasak” sözcüğü ile aynı anlamda olup; “ortalığın karardığı zaman, gecenin ilk saatleri” demektir. Yani, her iki sözcük de “yatsı” vaktine karşılıktır. Bu durumdan kesin olarak anlaşılmaktadır ki, İsra suresinin 78 ve 79. ayetlerinin emri ile Hud suresinin 114. ayetinin emri aynıdır ve bu ayetlerde, namaz kılınacak vakitler, özdeş kelimeler kullanılmak suretiyle değişik üslûplarla ifade edilmiştir.
Diğer taraftan, bir çok yorumcu da “dülûkuşşems” ile “ğasakılleyl” tamlamalarının ayrı zamanları ifade ettiğini ileri sürmüştür. Oysa bunlar, ayrı zamanları değil, bir vaktin başını ve sonunu ifade etmektedirler. İsra suresinin 78. ayetinde “güneşin batmasından itibaren karanlığa kadar” namaz kılınması emredilmiştir. Bu ifade, iki namazın değil, bir tek namazın, yani akşam namazının vaktini belirlemektedir.
Ayette geçen “kur’an-el fecr”; sabah okuması, yani sabah namazıdır.
“Taraf”; “nahiye, yan bölge” demektir. Bir şeyin “taraf”ından söz edildiği zaman, o şeyin içi değil, dışı anlaşılır. Nitekim Fıkıh’ta “İnsanın iki tarafı” ifadesinden; bir taraf olarak insanın anası, babası, dedesi, yani atası, diğer taraf olarak da çocukları ve torunları anlaşılır. Benzer şekilde “masanın iki tarafı” denildiğinde de; masanın ikiye ayrılmış hâldeki iki parçası anlaşılmaz, masanın sağında ve solundaki şeyler anlaşılır.
“Taraf” sözcüğünün çoğulu “etraf” sözcüğü olup, bu sözcük Türkçeye, aynen Arapçadaki anlamı ile geçmiştir. “Etraf” sözcüğü de yöneltildiği şeyin dışı ile ilgilidir. Meselâ, bir kimseye “Etrafına bak” dendiği zaman, o kişi eline, yüzüne, vücuduna değil, sağına, soluna, önüne ve arkasına bakar. Bu örneği “ülkenin etrafı” dendiğinde ülkenin dışının kastedildiği ve anlaşıldığı, “Dünya’nın etrafı” dendiğinde Dünya’nın dışının kastedildiği ve anlaşıldığı şeklinde çoğaltmak mümkündür.
Ayetteki “Gündüzün iki tarafı” ifadesinden de, “gündüz”ün dışında kalan “sabah” ve “akşam” vakitleri anlaşılır. Yoksa bu ifade, “gündüz”ün kısımları, birer parçası olan “kuşluk” ve “ikindi” vakitleri demek değildir.
“Teheccüd” sözcüğünün kökü olan “hecd” sözcüğü, “ezdat”tan olup, iki zıt anlamı da ifade eder. Yani hem “uyumak” hem de “uyanmak” demektir. “Hecd” sözcüğünün bazı türevleri şöyle meşhurlaşmıştır: “Hâcid”; “uyuyan”, “tehcid”; “uykuyu gidermek, uyandırmak”, “teheccüd”; “uykudan uyanıp namaz kılmak”, “müteheccid”; “geceleyin uyanıp namaz kılan kimse”.
“Nafile” sözcüğü; “asıl üzerine yapılan ziyade (ek)” demektir. Buradan da anlıyoruz ki peygamberimiz, gece namazını herkes gibi karanlık bastıktan başlayıp tan ağarıncaya kadar olan zaman içinde kılmayacak, uyup uyanarak kılacaktır.
Sözcük anlamlarının tahlili neticesi de bize göstermektedir ki, bu ayetlere göre öğle ve ikindi vakitlerinde namaz kılınması söz konusu değildir. Ayetlerden anlaşılan, sabah, akşam ve gecenin bir kısmında namaz kılınması ve peygamberin ise bu gece namazını teheccüd etmesidir.
Kur’an’a göre üç vakit olarak vakitlenmiş olan namazların ikisi, bir başka ayette isimleriyle de anılmıştır:
Nur; 58: Ey iman edenler! Elleriniz altında bulunanlarla, sizden erginlik yaşına gelmemiş olanlarınız üç durumda; sabah namazından önce, öğle vaktinde elbisenizi çıkardığınızda, ışa (akşam) namazından sonra izin istesinler. Bunlar sizin için üç avrettir (açık ve korumasız, üç zamandır).Bunlar dışında ne size ne de onlara bir günah yoktur. Aranızda dolaşırlar, birbirinize bakabilirsiniz. Allah, ayetleri size işte böyle açıklıyor. Allah Alim’dir, Hakim’dir.
Sonuç olarak, İsra suresinin 78, 79. ayetlerinde üç vakitte; sabah, akşam ve gece vaktinde üç namaz emredildiği gibi, Hud suresinin 114. ayetinde de aynı şeyler emredilmiş; üç vakit (sabah, akşam ve yatsı) namaz kılınması bildirilmiştir.
Vakitleri bildiren ayetlerde ilk muhatap peygamberimiz olmasına rağmen, emir tüm ümmeti kapsamaktadır. Çünkü ümmete verilen emirler, ümmetin örneği, rehberi, imamı olmak sıfatıyla önce onun şahsında yer tutmakta, ümmeti de onun her yaptığını yapmakla yükümlü bulunmaktadır:
A’râf: 158: De ki: “Ey insanlar! Şüphesiz ben, göklerin ve yerin mülkü kendisinin olan, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayan, hem dirilten hem öldüren Allah’ın size, hepinize gönderdiği elçiyim. O hâlde Allah’a ve O’nun sözlerine iman eden, ümmî peygamber olan elçisine iman edin ve ona uyun ki, doğru yolu bulmuş olasınız.”
Bu noktada hemen belirtmek gerekir ki, peygamberimize uymayı emreden bu ayet, peygamberimizin öğle ve ikindi vakitlerinde namaz kıldığı hakkındaki rivayetlere dayandırmak suretiyle, öğle ve ikindi vakitlerinin de namaz kılınması emredilmiş vakitlerden olduğu yolunda ileri sürülen iddiaları destekler mahiyette bir ayet değildir.
Bir çok yazımızda açıklamıştık ki, dinimizdeki namaz, oruç, hacc ve zekât görevleri, İbrahim peygamberden sonra gelmiş peygamberlerin şeriatlarında da mevcuttur. Mâûn suresinden ve Enfal suresinin 35. ayetinden, Mekkelilerin de namaz kıldıkları anlaşılmaktadır. Hatta Alak suresinin 9, 10. ayetlerine göre peygamberimiz de peygamber olmazdan evvel eski dinî inancı gereği namaz kılmaktadır. Fakat bu namazlar, Kur’an’dan öğrendiğimiz kadarıyla, özelliğini yitirmiş namazlardır. Dinimiz, sehivle, el çırparak kılınan bu namazları düzeltmiş, namazı huşu ekseni üzerinde yeniden şekillendirmiştir. Peygamberimizin de, Kur’an tarafından belirlenen bu şekle ne bir ilâve ve ne de bir eksiltme yapması mümkün değildir. Bu durumda A’râf suresinin 158. ayetinin, Hud suresinin 114. ve İsra suresinin 78, 79.ayetleri ile açık bir çelişki arz ederek rivayetleri desteklediğini değil, rivayetlerin Kur’an ayetlerine uymadığını düşünmek, daha mantıklı ve dinimize uyan bir davranıştır. Zaten yukarıda da belirttiğimiz gibi, namazı beş vakit olarak ifade eden rivayetlerin bazıları uydurma, bazıları da namaz vakitlerini düzenleyen ayetlerin inişinden evvelki uygulamaları içeren rivayetlerdir.
Özetlemek gerekirse; sabah, akşam ve gece (yatsı) namazı vakti (üç vakit), Kur’an ile sabittir. Öğle ile ikindi, -eğer rivayetler doğru ise- peygamberimizin kendi uygulamalarıdır, Allah tarafından emredilmemiştir.
Vakitleri Hud suresinin 114. ve İsra suresinin 78, 79.ayetleri ile belirlenmiş olan namazın rekât sayısı ise Nisa suresinin 101-103. ayetlerinde belirlenmiştir. Nisa suresinin 101. ayetinde korku hâlinde namazın kısaltılabileceği bildirilmiş, 102. ayette de kısaltılmış namaz tarif edilmiştir. Buna göre, namaza duranlar secdeden sonra arkada bekleyenlerle yer değiştireceklerdir. Yani kısaltılmış olarak kılınacak namaz, kıyam, rükû ve secdeden ibarettir; bir rekâttır. 103. ayette ise, korku hâlinin geçmesinden sonra namazın tam bir biçimde yerine getirilmesi istenmektedir. Nisa suresinde verilen bu bilgilerden, namazın iki rekât olduğu anlaşılmaktadır.
Namaz vakitleri, Hud suresinin 114. ve İsra suresinin 78, 79. ayetleri ile, namazın rekât sayısı ise Nisa suresinin 101-103. ayetleri ile, MEDİNE DÖNEMİNDE son şeklini almış, ve bu konuya ilgili ayetlerle son nokta konmuştur. Biz, peygamberimizin ve sahabenin bu konularda farklı uygulamalarda bulunduklarını söyleyen rivayetlerin, onların bu ayetler inmezden evvelki uygulamalarını aktardığını düşünüyoruz.
Hud ve İsra surelerinin başlarında MEKKÎ oldukları yazsa da, Hud suresinin 12, 17 ve 114. ayetleri ile İsra suresinin 72-80. ayetleri MEDENÎdir. Hatta her iki surenin tamamının MEDENÎ olduğunu ileri sürenler de vardır.
Bir çok yorumcu, bu ayetlerdeki kesin ifadelere karşı çıkamamışlar, ama namazın “beş vakit” olduğuna dair rivayetlerde yer alan iddiaları meşrulaştırabilmek için pek çok yol denemişlerdir.
Namazın beş vakit olduğunu ispat için sarf edilen gayretlerden bir tanesi; bu ayetlerin Mekkî oluşundan yola çıkarak, rivayetlerin Medenî olduğu (Miraç rivayetlerindeki gibi), dolayısıyla bu ayetlerin mensuh olduğu iddiası, diğer bir tanesi de; aşağıdaki ayetlerin anlamlarının bozulmak suretiyle mesnet olarak kullanılmak istenmesidir:
Kaf; 39, 40: O nedenle, sen onların söylediklerine karşı sabret. Ve güneşin doğmasından önce ve batmasından önce Rabbini hamd ile tesbih et
ve geceden bir bölümde. Ve secdelerin artlarında da O’nu tesbih et.
Ta Ha; 130: Artık onların söylediklerine sabret, güneşin doğuşundan önce de batışından önce de Rabbini tesbih et. Gecenin bazı saatleriyle gündüzün iki ucunda da tesbih et ki, hoşnutluğa erebilesin.
Rum; 17, 18: O hâlde tesbih Allah için. Akşama erdiğinizde de sabaha erdiğinizde de...
Göklerde ve yerde hamd de O’na, gece sırasında da öğleye erdiğinizde de...
Leyl; 1, 2: Ant olsun bürüyüp örttüğü zaman geceye
Ve parıldadığı zaman gündüze,
Şems; 1-4: Güneş’e ve onun parıltısına ant olsun ki,
onu izlediği zaman Ay’a,
ona parlaklık verdiği zaman gündüze,
onu sarıp örterken geceye,
Dikkat edilirse, bu ayetlerde namaz vakitlerini ve namaz sayısını belirleyen bir ifade yoktur. Bu ayetlerde; gündüz ve gecenin belli başlı zamanlarında (ki ifadelerden “her an” anlamı çıkar) Allah’ı anmak, O’nu unutmamak, O’nu tesbih etmek emredilmekte ve Allah’ı anmanın, gönlü huzura kavuşturacağı vurgulanmaktadır. Bu ayetlerden namaz kılınacağını anlamak ve iddia etmek, tamamen hatalı bir davranıştır.
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Alıntı:
sdt23 rumuzlu üyeden alıntı
Bu "çok ciddi" din adamlarının adlarını verelim de eksik bir konu kalmasın:
Yaşar Nuri Öztürk
Hah bir sen eksiktin sdt23 gözüm yollarda kalmıştı.. Sırf sen gelebilesin diye sadece yaşar hocanın internete düşen yazısını aldım... ende <internete baktın koştun geldin.. ne iyi ettin... İhya ettin sağol varol...
Her şeyin kabulde Yaşar Hoca'nın din bilgisini küçümser gibi ''çok ciddi'' yi tırnak içine alman hiç hoş olmadı. Bence Türkiye'nin en ciddiye alınacak din adamlarından birisidir....
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhammet Nur Doğan, Prof Dr. Ali Köse,Prof. Emrulllah Yüksel,Prof. Abdullaziz Bayındır, Prof.Dr. Süleyman Ateş, Prof.Dr. İsmet Şirin..... Daha yazmaya gerek yok... Tüm İran din adamları ve İran.... Aslında karşısında ciddi görüş yok. sunni geleneği ama onu yazmadım o da var dedim...
Ah ah ah...
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Bu alıntının Yaşar Nuri Öztürk'ün web sitesinin soru cevap arşivinden alınmadığını mı söylüyorsunuz?
Yoksa Yaşar Nuri Öztürk'ün ciddi din adamı olmadığını mı?
http://www.yeniboyut.com/uye.asp
veya
http://www.yasarnuriozturk.com/
adresine gidin.
Üye olun ve soru cevap arşivine tıklayın.
Üyelik gerektirdiği için doğrudan linki vermemin anlamı yok.
Üye olmadan göremezsiniz.
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
çok ciddi din adamlarınca
'' Kur’an’da kılmakla yükümlü tutulduğumuz namaz üç vakit olarak gösterilmiş ve adları verilmiştir:
1- Fecir namazı (sabah namazı) (şafak sökmesinden güneşin doğuşuna kadar),
2- Vüsta (orta namaz) (günün ortasında öğle yada ikindi adıyla kılınan namaz),
3- İşa (günün batışından sonra akşam yada yatsı adıyla kılınan namaz) (Güneşin batışından şafağın söküşüne kadar)
Ancak Peygamberimiz, bu üç vakte müekked (pekiştirilmiş) sünnet olarak iki namaz daha ekleyerek kılmıştır.Yani bir miktar sevap namaz eklemiştir. Ama çoğunlukla namazlarını üç vakitte toplamıştır. Günün ortasında ve gün batışından sonra kılınan namaza değişik adlar verilmiş olması bu gerçeği değiştirmez. '' olarak açıklanmakta...
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Alıntı:
sdt23 rumuzlu üyeden alıntı
Bu alıntının Yaşar Nuri Öztürk'ün web sitesinin soru cevap arşivinden alınmadığını mı söylüyorsunuz?
Yoksa Yaşar Nuri Öztürk'ün ciddi din adamı olmadığını mı?
http://www.yeniboyut.com/uye.asp
veya
http://www.yasarnuriozturk.com/
adresine gidin.
Üye olun ve soru cevap arşivine tıklayın.
Üyelik gerektirdiği için doğrudan linki vermemin anlamı yok.
Üye olmadan göremezsiniz.
Size sadece ''hönk'' diye bir ses çıkartıyorum. Nerede yazmışım ondan almadığımı? Tam tersine onun yazısından esinlenme diyorum.
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Sayın Comodore 1 TR nin yazısı Yaşar Nuri Öztürk ten aynen alıntı olamaz. Çünkü Sayın Commodore 1 Tr dayanak olarak sad suresi 114 (Bu surede yanlış olmuştur. Doğrusu Hud 114 olmalıdır. Hud 114 Gündüzün iki tarafında ve geceye yakın saatlerde namazı/duayı yerine getir. Güzellikler kötülükleri silip süpürür. İşte bu, Allah'ı ananlara bir öğüttür.) Isra suresi 78 ve Taha suresi 130 a atıfta bulunmakta ve dayanmaktadır.
Oysa Yaşar Nuri Öztürk ise bu yoruma katılmaz ve ret eder. (Sitesinden alıntı:Tâhâ 130’da sözü edilen namaz yani salât değil tespihtir. Namazla ilgisi yoktur. Üç vakti belirleyen ayetler, Bakara 238 ve Nur 58’dir.) Ona göre namaz vakitlerini belirten sureler Bakara 238 ve Nur 58 ayetleridir.
Bakara 238 "Namazları/duaları ve orta namazı/orta duayı koruyun. Tam bir saygıyla Allah'ın huzurunda kıyam edin."
Nur 58 "Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunanlarla, ergenlik yaşına gelmemiş olanlarınız sizden üç vakitte izin istesin: Sabah namazından/duasından önce, öğlen vaktinde elbiselerinizi çıkardığınızda, gün battıktan sonra yerine getirilen namazdan/duadan sonra... Kaygılanacağınız üç vakittir bunlar. Bunlar dışında size de onlara da bir günah yoktur. Aranızda dolaşırlar, birbirinize bakabilirsiniz. Allah, ayetleri size işte böyle açıklıyor. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir."
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Alıntı:
sdt23 rumuzlu üyeden alıntı
Bu "çok ciddi" din adamlarının adlarını verelim de eksik bir konu kalmasın:
Yaşar Nuri Öztürk
"çok ciddi" din adamının Yaşar Nuri Öztürk olması/olmaması neyi değiştirir???
Sn Sdt23 mevzuuları 'kimliklendir'me gibi bir handikapınız var farkında mısınız???
Bu handikapınız yüzünden bir türlü bakış açınızı dapdaracıklıktan kurtaramıyorsunuz...
Oysa; konudan misal vereyim,,, ya namaz 3 vakit ise?? ya ezberiniz uyduruk bir kul safsatası ise?? ya bu ve bunun gibi bin türlü safsata allah ile aranızda aşılmaz duvarlar ördü ise?? ya ilim Çin'de ise?? ya Çin'e gidecek bir yol da var ise??
imdi sen niye oturduğun yerde kaldın diye sormazlar mı adama??
siz ne diyeceksiniz tam da o zaman???
"kılavuzum hakkında dapdaracık zihnimi doldurmuş bidolu önyargım vardı" mı???
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Erdem53 ;
............................
Çok ciddi din adamlarının görüşü..
'' Kur’an’da kılmakla yükümlü tutulduğumuz namaz üç vakit olarak gösterilmiş ve adları verilmiştir:
1- Fecir namazı (sabah namazı) (şafak sökmesinden güneşin doğuşuna kadar),
2- Vüsta (orta namaz) (günün ortasında öğle yada ikindi adıyla kılınan namaz),
3- İşa (günün batışından sonra akşam yada yatsı adıyla kılınan namaz) (Güneşin batışından şafağın söküşüne kadar)
Ancak Peygamberimiz, bu üç vakte müekked (pekiştirilmiş) sünnet olarak iki namaz daha ekleyerek kılmıştır.Yani bir miktar sevap namaz eklemiştir. Ama çoğunlukla namazlarını üç vakitte toplamıştır. Günün ortasında ve gün batışından sonra kılınan namaza değişik adlar verilmiş olması bu gerçeği değiştirmez. '' olarak açıklanmakta...
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Hah bir sen eksiktin sdt23 gözüm yollarda kalmıştı.. Sırf sen gelebilesin diye sadece yaşar hocanın internete düşen yazısını aldım... ende <internete baktın koştun geldin.. ne iyi ettin... İhya ettin sağol varol...
Her şeyin kabulde Yaşar Hoca'nın din bilgisini küçümser gibi ''çok ciddi'' yi tırnak içine alman hiç hoş olmadı. Bence Türkiye'nin en ciddiye alınacak din adamlarından birisidir....
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhammet Nur Doğan, Prof Dr. Ali Köse,Prof. Emrulllah Yüksel,Prof. Abdullaziz Bayındır, Prof.Dr. Süleyman Ateş, Prof.Dr. İsmet Şirin..... Daha yazmaya gerek yok... Tüm İran din adamları ve İran.... Aslında karşısında ciddi görüş yok. sunni geleneği ama onu yazmadım o da var dedim...
Ah ah ah...
Sayın commodore1tr;
Türkiyenin en ciddiye alınacak din adamlarından birisi mi? Nasıl bir insanın AYDIN diye adlandırılması kalbini karanlıktan çıkaramadığı gibi; din adamı veya Prof. olarak adlandırılması da ciddiye alınacak adamlardan birisi olduğu sonucuna ulaştırmaz.
Nasıl sözde AYDINLAR diyorsak sözde din adamları da vardır. Gelelim sizin Kuran konusunda en güvendiğiniz isme... Kaldı kı bende güvenirim.
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
''Buda en güvenilir tercüme Elmalılının''
perki neden en güvendiğiniz kaynaktan alıntı yapmıyorsunuz.İşinize gelmediği için mi? Çok tehlikeli bir oyun sizinkisi...
Peki ben birkaçını yazayım (Elmalılı):
Hud. 114. Gündüzün iki tarafında ve gecenin gündüze yakın saatlerinde namaz kıl! Çünkü iyilikler, kötülükleri giderir. Bu, algılaması olanlara bir öğüttür.
Bakara.238. Namazlara, özellikle orta namaza devam edin ve kalın Allah için divan kurun!
Nur. 58. Ey iman edenler, sahibi olduğunuz köleleriniz ve henüz erginlik çağına girmemiş olan çocuklarınız,(odanıza girmek için) sizden üç vakitte izin istesinler; sabah namazından önce, öğle sıcağında elbisenizi çıkardığınız sırada ve yatsı namazından sonra. Bunlar, sizin için üç eksikli (açık bulunabileceğiniz) vakittir. Bunların dışında ne size, ne de onlara bir günah yoktur; çevrenizde dolaşırlar, birbirinizle iç içesinizdir. İşte böyle, Allah size ayetlerini açıklıyor. Allah , herşeyi bilendir, hikmet sahibidir.
Rum. 17.O halde akşama girdiğiniz zaman da sabaha girdiğiniz zaman da Allah'ı tesbih edin.
Rum. 18. Göklerde ve yerde, ikindileyin ve öğleye erdiğiniz zaman da hamd O'na mahsustur.
İsra. 78. Güneşin kaymasından, gecenin kararmasına kadar namazı güzel kıl; bir de kıraatıyle seçkin olan sabah namazını; çünkü sabah Kur'an'ı gerçekten şahitlidir.
İsra. 79. Gecenin bir bölümünde de sana mahsus fazla bir namaz olarak uykudan kalk. Kur'an ile teheccüd kıl; yakındır ki Rabbin seni övgüye değer bir makama ulaştıra.
Yukarıdaki Ayetlerle 5 vakit namaza ulaşmak mümkündür herhalde. Ha yine de anlaşmazlık olduğunu iddia ediyorsanız, bir kaç ayet daha yazayım. Anlaşmazlık durumunda Peygamberimizin yol gösterici olduğunu belirten(Elmalılı):
Nisa……….59. Ey iman edenler, Allah'a itaat edin, peygambere de itaat edin, sizden olan yetkililere de. Sonra bir şeyde anlaşmazlığa düştünüz mü, hemen Allah'a ve Peygamberine arz edin onu, eğer Allah'a ve ahiret gününe gerçekten inanan müminler iseniz. Bu hem hayırlı hem de netice itibariyle daha güzeldir.
İbrahim….. 4.Ve biz her gönderdiğimiz peygamberi, ancak bulunduğu kavminin diliyle gönderdik ki, onlara iyice açıklasın; sonra da Allah dilediğini sapıklık içinde bırakır, dilediğini de hidayete erdirir. Ve O, öyle herşeye galip, tam hüküm sahibidir.
Mücadele..20.Allah'a ve peygamberine hudud yarışına (onların koyduğu sınırlardan başka sınırlar koymağa) kalkanlar, en alçaklar arasındadırlar.
Ama siz ne yapıyorsunuz Peygamberimiz üç vakte iki tane daha sünnet eklemiştir. Pekiştirilmiş sünnet.. Sevap namaz... Hemde çoğunlukla namazlarını üç vakitte toplamıştır...
Peygamberimiz döneminden bu yana Namazlar 5 vakit farz olarak kılınmıştır. Bahsettiğiniz prof. lar din adamları falan; Kuran'ı Peygamberimizden daha iyi mi tercüme ve tefsir ettiler de namazın 3 vakit olduğunu söylüyorlar.
Karıştırmışsınız ki hemde ne karıştırmak. O sizin dediğiniz 3 vakit olayı Hac da yapılan Cem' olayıdır. Hanefi Mezhebine göre Arafat'ta Cem-i takdim (Öğle ve İkindi namazlarını Öğle vaktinde), Müzdelife de ise Cem-i Tehir (Akşam ve Yatsı namazlarını Yatsı vaktinde) şeklinde uygulanmaktadır. Peygamberimizin ise bazı hallerde (çoklukla değil, çok az) cem' ederek kıldığı namazları ise, Suri Cem' olarak adlandırılmıştır. İhtilaf konusuna gelince Cem'in hangi hallerde yapılacağı konusunda Mezhepler arasında bazı değişik uygulamalar olabilir. Yolculuk (sefer), yağmur, çamur, kar, dolu ve hastalık durumlarında Mezhepler arasında cem yapılması hususunda mazeret kabül edilmesi açısından değişik kabüllenmeler olabilmektedir. Arzu ederseniz detaylı da bilgi yazabilirim. Ancak namazın cem olarak kılınması yukarıda belirttiğim gibi mazeret olduğunda söz konusu olabilmektedir.
Son olarak birkaç ayeti daha yazıyorum (Elmalılı):
Tevbe…….65. Şayet kendilerine sorsan "Biz, sadece lafa dalmış, şakalaşıyorduk." derler. De ki: "Siz Allah ile, ayetleriyle ve peygamberiyle mi eğleniyordunuz?"
Tevbe...... 66. Sakın boşuna özür dilemeyin, siz iman ettiğinizi söyledikten sonra küfrünüzü açığa vurdunuz. İçinizden bir kısmınızı bağışlasak da, bir kısmına suçlarında ısrar etmelerinden dolayı azap edeceğiz.
Kısacası bu konular hassas konular. Her işi uzmanına bırakmak lazımdır. İnsanlar dinlerini öğretmek bizim işimiz değildir. Şu alim diye adres göstermek de bize düşmez. Hani arada kul beyanlarını kabül etmiyorsunuz ya; zaten alim olarak bir kul giriyor bir de siz girmeyiniz.
Başörtüsü dedik Namazı da işin içine karıştırdınız. Yoksa 5 vakit olması Laikliğe aykırı mı? İnsanlar yüzyıllardır yanlış biliyor da siz mi doğruyu bildiniz?
Yukarıda ki ayetlerle açıkça görüldüğü üzere Kuran'ı bize anlatacak açıklayacak anlaşmazlık durumunda müracaat edeceğimiz tek merci Peygamberimizdir. Namaz, abdest, Örtünme.... v.b. Peygamberimiz aracılığı ile bizlere açıkça anlatılmıştır.
Siz en doğrusunu ben bilirim insanlar dinini yanlış biliyor diyorsanız... o da sizin görüşünüz.. ona da saygı duyalım.
Saygılar.
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Alıntı:
horasan rumuzlu üyeden alıntı
..............
Son iletinde işlemiş olduğun ve malum kişiler ve onların taaaa buralara kadar sızmış "işçi"leri tarafından sık sık dile getirilen "İNANÇLARA SAYGI" hususunda OJT :) yapmak istiyorum izninle... ....
Bakınız horasan;
kendisine saygısı olmayan kişiden başkalarına veya başkalarının inançlarına saygılı olmayı beklemek abesle iştigal etmek olur. Sizin kendinize saygınız olsaydı, yukarıdaki tabiri kullanmazdınız.
Forumda bir konuyla veya insanların sıkıntıları ile alakalı yazı yazılmaktadır. Sizin de fikriniz varsa karşıtta olsa yazıp tartışabilirsiniz. Tabii ki belli bir kurallar çerçevesinde. (Türkçe imla, genel ahlak, kanun,.....)
Sizi birkez ciddiye alıp yazdığım da da yine aynı üslüpla yanıt yazmıştınız. İletilerinizde sözde Tarih içerikli birşeyler yazıp sonunda ESSELAM, VESSELAM yazıp kendi kendinize kasılıyorsunuz. Sanki tarihle alaklı herşeyi siz ortaya çıkarmışsınız edasıyla, sizin haricinizdekiler tarihten bihabermiş gibi yazmanız da saygısılık zaten. Bilginiz varsa yazınız, bilmeyen varsa faydalanır.Ancak yukarıda alıntı yaptığım iletinizdeki üslüpla, başka bir yerinizle değil de; ağızınızdan ses veya klavyenizden yazı çıkararak.
Yazılarınızı okuyunca, Mehmet Akif Ersoy'un kendisine hakaret eden bir gence vermiş olduğu cevap geldi aklıma. Bir kısmını yazayım:
Ne gördün, söyle evladım, ne duydun, lütfen izah et?
Hayır, hacet de yok izaha, pek meydanda mahiyyet!
O mahiyyet fakat iğrenç, o mahiyyet fakat çirkin!
''Niçin'' dersen, sıkılmak hissi insanisi yok ilkin!
Evet, beynim sağırdır... Kainatım, çünkü, hep feryad...
İşitmem başka bir ses milletim eylerken istimdad.
Gözüm görmez, evet, zira mühitim kapkaranlıktır;
Fakat sinemde imanım müebbed fecr-i sadıktır.
Kör olmaz ağlayan gözler, sağırlaşmaz tutuşmuş beyin;
Yaşarmaz gözle yanmaz beyni hilkat addeder bir şeyn!
Geçilmez kahkahadan her taraf yangın içindeyken...
Yanan bir sineden, lakin, ne istersin? Nedir öfken?
Beraber ağlamazsın, sonra, kör dersin, sağır dersin.
Bu hissizlikten insanlık hem iğrensin, hem ürpersin!
Ne ibret, yok mu, bir bilsen kızarmak bilmeyen çehren?
Bırak tahsili, evladım, sen ilkin bir haya öğren!
Mehmet Akif Ersoy.
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Bay erdem53,
Bu sanal alemde horasan'ın "ciddiye alınma" gibi bir derdi olmamıştır...
Horasan'ın derdi karşısındakilere hakettikleri yanıtı üslup dahil verip verememektir...
Anlaşılan sen ve senin gibiler yanıtlardan bir hayli nasibinizi almışsınız...
Sen ve senin gibilerin tipik tepkisidir bu hallar...
İçerik olarak gıkınızı çıkaramayacağınız bilgileri hele bir de kıvıramıyorsanız hemmeenn üslup diye birşeyler uydurup tartışma ortamından kaçmaya araç olarak kullanırsınız... Bu durum, peşine takıldığınız siyasi anlayışın ele başları tarafından, satın alınmış medya desteği ile sık sık başvurulan bir durumdur...
Üslup eleştirinizin konusu olan İNANÇLARA SAYGIya gelecek olursak algılatma yönündeki sinsi çabalar ortaya balkabağı gibi çıkmaktadır...
Mustafa Kemal'den alıntıladığım İNANÇLARA SAYGI konulu sözler ile sen ve senin gibilerin kastettiği "İNANÇLARA SAYGI" örtüşüyorsa ve sizler bundan gocunup üslubumu bir saygısızlık olarak algılıyor ve algılatmaya çabalıyorsanız ÜSLÜPTAN ÖTE şeyleri hakettiğinizi bilesiniz...
Horasan, sen ve senin gibilerin İNANÇLARA SAYGI anlayışına, tarihine ve atasına sahip çıkan bir anlayışla şiddetle karşıdır...
Bununla birlikte tarihim ve atalarım, sen ve senin gibilerinin peşine takıldıkları tarih ve atalarına İNANÇLARA SAYGIyı elinden geldiğince öğreten, bunu o atalarının çarpık inançlarına yerleştirmeye çalışan insanlardır...
Devşirilmiş, geçmişini bilmeyenlerle bu ve benzer konuları tartışmaktan inanın ben de zul duyuyorum...
Ama en azından meraklılar ise geçmişlerine, konu başlığını, o başlığa hizmet etmekten uzak tefsirlerle boğmak yerine, sormuş olduğum soruyu tartışarak ve günümüze taşıyamayı nacizane öneriyorum...
Ama üslup konusunda kimseye de güvence vermem... Hele bel altından ve sinsice vurmaya kalkışanlara... :)
AMMMAN DİKKAT!
(Konu dışı bir soru bay erdem53: Mehmet Akif, "MİLLET" sözünden neyi anlar?)
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Alıntı:
cognis rumuzlu üyeden alıntı
Oysa; konudan misal vereyim,,, ya namaz 3 vakit ise?? ya ezberiniz uyduruk bir kul safsatası ise?? ya bu ve bunun gibi bin türlü safsata allah ile aranızda aşılmaz duvarlar ördü ise?? ya ilim Çin'de ise?? ya Çin'e gidecek bir yol da var ise??
imdi sen niye oturduğun yerde kaldın diye sormazlar mı adama??
siz ne diyeceksiniz tam da o zaman???
"kılavuzum hakkında dapdaracık zihnimi doldurmuş bidolu önyargım vardı" mı???
Sayın cognis,
Bir kişi "namazın 3 vakit olduğuna inanıyorum, o yüzden öyle kılıyorum." derse buna saygı duyarım. Ama bir kişi "namazın 3 vakit olduğuna inanıyorum, siz niye 5 vakit kılıyorsunuz?" derse buna katılmam.
Din bir imtihandır. Namazın 3 veya 5 vakit olması konusunda herkesin aklı fikri var. Herkes aklına yatana inanır.
Yaşar Nuri gündeme geldiğinde aklıma Al Pacino'nun Devil's Advocate filmindeki muhteşem repliği gelir: "Vanity, definitely my favorite sin."
Bir önceki (sayın commodore1tr'ın alıntısının Yaşar Nuri'den olmadığını mı iddia ediyorsunuz konulu) mesajım sayın commodore1tr'a değil, bu alıntının Yaşar Nuri'den olmadığını iddia eden sayın phantom of law'aydı. Sayın Commodore1tr da zaten Yaşar Nuri'den alıntıladığını zaten onaylamış. Ben mesaj yazarken commodore1tr'ın mesajı yoktu.
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Sayın erdem53 ;
Bana yönelik yazmış olduğunuz son yazı bir bütün olarak sizin ''inançlara saygılı olalım'' diyip dururken ne demek istediğinizi anlatan bir yazı olduğu için öncelikle teşekkür ederim. Zaten ben baştan beri sizin böyle olduğunuzu söyleyip duruyordum. Yüzlerce örneğiniz vardı bunuda yeni eklediniz..
Benden ileti olarak aldığınız yazının bir bölümünü alarak aslında büyük saygısızlık ve terbiyesizlik yapıyorsunuz. Hafif kibar uslubunuz da bunu gölgelemeye yetmiyor. Sadece belki birilerini kandırabilirsiniz ama sanırım oda bu siteden değil..
Konuyu açmadan önce yazmış olduğunuz
Alıntı:
Türkiyenin en ciddiye alınacak din adamlarından birisi mi? Nasıl bir insanın AYDIN diye adlandırılması kalbini karanlıktan çıkaramadığı gibi; din adamı veya Prof. olarak adlandırılması da ciddiye alınacak adamlardan birisi olduğu sonucuna ulaştırmaz.
Nasıl sözde AYDINLAR diyorsak sözde din adamları da vardır.
sözüne Yaşar hoca çok üzülmüş vah vah vah diyor... Yaşar Nuri Öztürk gibi birisi hakkında pervasızca böyle konuşacak kadar terbiye özürlü olduğunuzu umarım sizi kibar sananlar anlar... Gerçek yüzünüzün ne olduğunu aslında görürler.
Çok ciddi din adamları olarak Sadece yaşar Nuri Hocayı saymadım eğer okuma yeteneğiniz kısmi değilse okumuş olmanız gerekirdi. En azından
Alıntı:
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhammet Nur Doğan, Prof Dr. Ali Köse,Prof. Emrulllah Yüksel,Prof. Abdullaziz Bayındır, Prof.Dr. Süleyman Ateş, Prof.Dr. İsmet Şirin...
bölümünü okuyabilirdiniz...
Sizin yanıt diye yazdığınız o kadar yazı aslında benden ileti olarak aldığınız kısmın hemen altında
Alıntı:
Aynı şekilde gene ciddi bilim adamlarınca
''"Gündüzün iki ucunda ve gecenin bir kısmında namaz kıl. Doğrusu iyilikler kötülükleri giderir." (HUD suresi : 114)
Gündüzün iki ucu akşam ve sabah namazı, bir kısmında da yatsı namazı vardır. Üç vakit bu ayette.
"Güneşin batıya yönelmesinden gece karanlığına kadar namazı kıl. Tanyeri ağarırken de sabah namazını kıl. Zira bu namaz görülmeye değerdir." (İsra Suresi :78)
Güneşin batıya yönelmesinden gece olana kadar kılınan namaz ikindi namazıdır. Sabah namazı tekrar edilmiştir.
"Ey Muhammed! Onların dediklerine sabret. Güneşin doğmasından önce ve batmasından sonra Rabbini tesbih et (namaz kıl) geceleyin ve gündüzün yanlarında da tesbih et (namaz kıl)." (Taha suresi : 130)
Güneşin doğmasından önce sabah namazı, batmasından önce ikindi namazı, geceleyin yatsı namazı, gündüzün yanlarında akşam ve öğle namazı kılınacak. Bu ayetle beş vakit namaz sabah, öğle, ikindi, akşam ve yatsı namazları sabit oluyor.''
olarak durmaktadır.
Yani ben ikisinide almış iki dini görüşüde yazmışım. Siz ne yapmışsınız ??? Kaldı ki Phantom of law isimli üyemiz ise uzun uzun tüm bunların ne anlama geldiğini anlatan bir bilim adamının yazısını da eklemiş ''görmek istemeyen göz görmez'' örneği görmemişsiniz...
Özetle size baştan beri söyleyip durduğum söz olan inançlara saygılı olalım dan sizin anladığınız sadece sizin inandığınız ve dediğinize saygılı olmak başka fikir varsa susturmak olarak algılanmaktan öteye gitmez. Yani özetle siz inançlara saygı konusunda saygısızlık abidesisiniz. Bense her iki görüşüde alarak yazmış ikisinin de kendi inanç dünyası içinde doğru olabileceğini belirtmişim... Hangimizin ki inanca saygı erdem efendi ?
Kapalı gözlük baktığınız dünyanızda aslında dediğiniz dışında bir sistem kabul de etmiyorsunuz saygıda duymuyordunuz. Sadece ''sıkıştığınız için '' ona da saygı duyarım diye geçiştiriyorsunuz. Kabulünüz sadece son iletideki düşünce gerisi değil ... Bu görüş sunni ağırlıklı görüştür ki ilginç bir şekilde onca saçmalamalarınıza rağmen cidden saygı duyabileceğim tek görüşünüzdür. İnşallah bu görüş sizin iç görüşünüzdür... Ama şunuda söyleyeyim ki bu görüşünüzü diretirken İslam aleminin yaklaşık yüzde 21 ini oluşturan şiileri yada alevileri ve gene büyük bir grup olan haricileri bir anda din dışına itiyorsunuz. Onlarda müslüman ve inançlarına göre namaz 3 vakittir ama isteyen beş kılabilir... O yüzden siz siz olun İnançlara saygılı olalım demeyin.. Çünkü bu sitede inançlara hiç saygısı olmayan hali hazırda atılmamış olarak bildiğim dört kişiden birisiniz... Sizin inanca saygınız yok... Kendi dediğinize var... O kadar.
Hiç söylemediğim sözcükleri kullanarak laf salatası içersinde beyhude çabanız beni aslında hiç ilgilendirmiyor. Çünkü ben sizin içinizi görebiliyorum.
''Başörtüsü dedik Namazı da işin içine karıştırdınız. Yoksa 5 vakit olması Laikliğe aykırı mı? İnsanlar yüzyıllardır yanlış biliyor da siz mi doğruyu bildiniz?''
Benim hangi yazımda beş vakit namaz laikliğe aykırıdır sözü var ??? Bulup gösteremezsiniz islamda sizin için güzel bir sözcük var kendi kendinize o yaftayı boynunuza yapıştırınız. Benide bilgisizliğinize karanlık irticanıza daha fazla bulaştırmayınız. Acaba İran da doğan bir şafi olsaydınız ne derdiniz merak ediyorum. Yüzyıllardır temel öğretileri islam ve namazın üç vakit olduğuna inanan biri olsaydınız ve birisi size sizin ki gibi bir hitapla konuşsaydı ne yapardınız !!! Çünkü onlarda 600 lü yılların ortalarından beri doğrusu bu diye devam ediyorlar !!! Amma inanca saygılı kişiymişsin ha tebrik ederim...
Her görüşü eşit olarak değerlendiren ve buna göre davranıp yazan mı inançlara saygılıdır ? Yoksa sizin gibi dediğim dedik çaldığım düdük diyenin mi? Tek taraflı ve bencil bakış açınızla siz inanca saygılı olamazsınız. Zaten de değilsiniz.
Ben yazdığım her forumda olayların tarihi gelişimini neyin ne olduğunu nasıl olduğunu anlatmaya çalışırım. Bunu yaparkende kendi görüşümüde yazdığım gibi gerçek anlamda inananları asla rencide etmemeye çalışırım. Kör bir bağnazlık aşırı yobazlık içerisinde debelenen sizin gibiler ise bu yazıları zaten kaldıramaz.
Bir çok yerde '' inancı olan örtünür'' söyleminiz var !! Sonra sıkışınca başka türlü konuşuyorsunuz. Bu inanca saygılı birisinin yazabileceği bir yazı mı? Tepki görünce hemen DİNE sığınma aczinizde var türevlerinizde olduğu gibi... İnancı olan örtünür lafının içersinde örtünmeyen inançsızdır sözü gizlidir. Hem bunu hiç utanmadan diyeceksiniz hem tepki görünce ''inançlara saygılı olalım'' hele sen bir ol dürüst ol bir şey ol da sonra ahkam kes..
Her türlü dayatmayı yapıp en sonunda
Alıntı:
Siz en doğrusunu ben bilirim insanlar dinini yanlış biliyor diyorsanız... o da sizin görüşünüz.. ona da saygı duyalım.
demeniz ise ayrı bir saygısızlıktır... Çünkü yukarıdan okuyarak geldiğinizde ne dediğiniz anlaşıldığından en doğrusu sizin yukarıda dediğiniz olduğu anlaşılıyor yemezler...
Ha gerçektennnn... İnançlara gerçekten saygılı olalım... Bize ters gelsede olalım.. Yoksa zaten saygı denmez sizinkine körler sağırlar birbirini ağırlar derler...
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Sayın editörler tarafından önceki iletim neden yayınlanmadı bilmiyorum...
Ama herşeyden önce alınganlığın itiraf noktasında buluşanlar için ibret verici yanıtlara tanık olduğumuz bu konu başlığı yeniden yanıt vermeyi gerektirmektedir...
Bu tip insanlar alınganlık özelliklerinden gayri ve çok daha önemli olan bir başka özelliğe de sahiptirler...
SIKIŞINCA ONURLUCA KENDİNİ SAVUNMAK VEYA ONURLUCA KAÇMAK YERİNE 'BAK KUŞ UÇUYOR' BENZERİ HİLELERLE RİNGDE KALMAYA ÇALIŞMAK...
Onlar ve öğretmenleri için en kolay "BAK KUŞ UÇUYOR" hilesi, ÜSLUPu ön plana çıkararak mağdur edebiyatına göndermeler yapıp halkın ezilenlere karşı beslediği o kadirşinas hislerine hitap etmektir...
Bizler havadaki kuşları vurup sadede gelmeye çalıştıkça hep bir başka kuş uçuruluyor taaa UTAHdan, BROOKİNGSden... Yine aynı edebiyat...
Nacizane önerim dünyada hırçınlığın giderek artacağı bir yüzyılın başında atış sporlarının halk tarafından yakından ve takdirle izleneceği bir döneme giriyoruz... Lütfen ring de kalmak için okuyun... AMA ANLAYARAK OKUYUN...
Bizler, havada kuş göstererek ringde kalmaya çalışanlara değil mertçe ve açık açık ringde kalanlara saygı göstererek saygınlığımızın artacağının bilincinde insanlarız...
Bizler, ağzımızdan çıkanların kimlere, çok afedersiniz ama, bir tarafımızdan çıkanların da kimlere melhem olduğunu çok iyi bilen insanlarız...
Bizler, millet kavramını bildiği yalnız ümmet kavramı ile eşleştirmeye çalışanların değil, tarih, dil, kültür, vatan gibi nesnel ve daha kutsal olduğuna inandığımız kavramlarla bir araya getirmeye çalışan aydınlarımızın peşinden gidenlerdeniz...
Bizler, özgürlüğü, ümmetin özgürce ibadetinde arayanların değil milli egemenlikte, siyasal ve ekonomik tam bağımsızlıkta arayanların peşinden gidenlerdeniz...
Bizler, kimin şeyh kimlerin de mürit olduğunu çok iyi tahlil edebilen MUSTAFA KEMALLERİZ!
İnadına VESSELAM!
***
Yönetim Notu: 54 nolu ileti-niz yayında, sizden biraz sabırlı olmanızı diliyoruz. Saygılarımızla,
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Namaz mevzuunu tartışırken gerçekçi olmayı da hele bir denesek! Bugünkü yaşam şartlarında 5 vakitten vazgeçtim, 3 vakit bile mümkün değil. Bunun için ya maddi ve manevi refahlık içinde ya da 70 inde olmanızdan başka bir yol yok.
Şimdi kalkar hayatın doğal akışını organize ederken islami değerlerden nasiplenilmezse vaziyet tabii böyle olur denilebilir??? En azından çalışan kadın için islami değerlerden nasiplenilse de hiçbir fayda sağlamayacağı açık oysa. İşten eve gelmiş bir kadının ailesi ve kendine yemek hazırlamayı bir yana bırakıp şahsi ibadetine ve şahsi ahiret hayatına yatırım yapması ile çocuklarını açbilaç bekletmesi arasında tuhaf bir paradosk mevcut. Yahut ailesi ile geçireceği son derece kısıtlı saatleri akşam ve yatsı namazlarına, bunların abdestlerine vs. ortalama en az bir saat de aynı paradoksun bir başka sarkacı... O halde gelsin aperatif, bol karbonhidrat, yarı hazır mamül gıdalar..., gitsin birbirine ev içinde koşuşturma esnasında rastlaşma ihtimaline dayalı sıcak islami yuva motifleri???
Şimdi kadın çalışmak zorunda mı diye tuhaf bir çıkış olmaz umarım. Çalışmayacak kadına neden örtülü bir üniversite diploması için bunca kıyamet kopartılır? bu da bambaşka bir paradoks. Çalışan bir müslüman kadından islamın talep ettiği yüksek annelik v.s. vazifelerden müslüman koca neden feragat eder? bu da bilmem kaçıncı paradoks... Galiba bunca feragat ve imkansızlık arasında en kolayı bir bez parçasını şöyle en cafcaflısından seçip altını da tepesi yüksek bir tasla gösterişleyip kadının kafatasını sardırıp sarmalamak en kısasından bu itikat işini kotarmak...
Neyse namaz demişken; müslüman namaz kılacak diye global çalışma saatleri vs. pek ehemmiyet vermez. Müslüman da açıkçası misal avukat diyelim ezan okundu diye duruşmasını kaçırmaya pek tevessüt etmez. E bu müslüman ne yapsın?? kaza mı etsin?? her gece en azından 3 vakti (öğle/ikindi/akşam diyelim) kaza etmeye kalksa geriye insani yaşamla ilgili birşey yapmaya zaman kalmaz, yatsı vakti de gelir zahir:mahcup:
Yani bu işin 3 ü 5 i karavana tartışma sanırım. Günlük yaşam ortada. Eee kitap da ortada???? O halde biri birine uymuyor.., eğer ki 5 vakit ise bu kitapın sonsuza dek islam ümmetine kafi gelecek bir sistematiğe oturmadığını bugünden gösterir.
Kabahat islam ümmetinde ise; burda biraz radikal ve anarşist olmak da müslümana düşer. O halde mesleki ve maddi kaygıları bir kenera bırakacak, hatta dünyevi zevklerini ya vaktinde ya da geceleri saatlerce natamamlarını tamam edecek, her güne 5 vakti çentikleyecek.., herşeye ragmen. En azından namaz vakti pc başında oturup oraya buraya laf yetiştirmeyecek,,, namaz 5 vakit farz diye bas bas bağırırken kulağı seste, kendisi abdestte olacak...
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Alıntı:
cognis rumuzlu üyeden alıntı
Namaz mevzuunu tartışırken gerçekçi olmayı da hele bir denesek! Bugünkü yaşam şartlarında 5 vakitten vazgeçtim, 3 vakit bile mümkün değil. Bunun için ya maddi ve manevi refahlık içinde ya da 70 inde olmanızdan başka bir yol yok.
Başka sorum yok ... :)
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Alıntı:
Phantom of law rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Comodore 1 TR nin yazısı Yaşar Nuri Öztürk ten aynen alıntı olamaz. Çünkü Sayın Commodore 1 Tr dayanak olarak sad suresi 114 (Bu surede yanlış olmuştur. Doğrusu Hud 114 olmalıdır. Hud 114 Gündüzün iki tarafında ve geceye yakın saatlerde namazı/duayı yerine getir. Güzellikler kötülükleri silip süpürür. İşte bu, Allah'ı ananlara bir öğüttür.) Isra suresi 78 ve Taha suresi 130 a atıfta bulunmakta ve dayanmaktadır.
Oysa Yaşar Nuri Öztürk ise bu yoruma katılmaz ve ret eder. (Sitesinden alıntı:Tâhâ 130’da sözü edilen namaz yani salât değil tespihtir. Namazla ilgisi yoktur. Üç vakti belirleyen ayetler, Bakara 238 ve Nur 58’dir.) Ona göre namaz vakitlerini belirten sureler Bakara 238 ve Nur 58 ayetleridir.
Bakara 238 "Namazları/duaları ve orta namazı/orta duayı koruyun. Tam bir saygıyla Allah'ın huzurunda kıyam edin."
Nur 58 "Ey iman edenler! Ellerinizin altında bulunanlarla, ergenlik yaşına gelmemiş olanlarınız sizden üç vakitte izin istesin: Sabah namazından/duasından önce, öğlen vaktinde elbiselerinizi çıkardığınızda, gün battıktan sonra yerine getirilen namazdan/duadan sonra... Kaygılanacağınız üç vakittir bunlar. Bunlar dışında size de onlara da bir günah yoktur. Aranızda dolaşırlar, birbirinize bakabilirsiniz. Allah, ayetleri size işte böyle açıklıyor. Allah Alîm'dir, Hakîm'dir."
Ben kendi düşüncemi yazdım ve gerekçesi de yukarıda somut olarak delilleri ile anlatılıyor. Madem Yaşar Nuri Öztürk ten birebir alıntıdır. Neden fikirler çok farklıdır?
Sayın Commodore 1 Tr kendisi gerek görürse detayını yazar sanıyorum.
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Sayın commodore1tr;
Komodor olduğunuza inandım.Çünkü dümeni o kadar ustaca çeviriyorsunuz ki normal bir kaptan yapamaz bunu anca sizin gibi usta bir dümenci olması lazım. Saygısızlık ve terbiyesizlik yapıyorsunuz diye yazmışsınız. Size cevap olarak kötü söz sahibine iade edilir diyeceğim.
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
..........
Çok ciddi din adamları olarak Sadece yaşar Nuri Hocayı saymadım eğer okuma yeteneğiniz kısmi değilse okumuş olmanız gerekirdi. En azından ........
Okuma yeteneğim yerinde çok şükür, fakat siz bir görme yeteneğiniz konusunda doktora müracaat ediniz. Çok ciddi görme probleminiz var. Alıntı yaptığınız iletimde bakarsanız bahsettiğiniz prof.larında isimleri orada alıntı yapılmış vaziyette duruyor. Gözleriniz mühürlenmişse ben ne yapayım…
Sizin çok ciddi dediğiniz din adamlarının tercümelerine bir bakınız. Namaz/dua diye geçer. Amaç ne ola ki. Hani en güvendiğiniz Elmalılı’dan o yüzden alıntı yaparak özellikle yazdım. Amacım da kimseye 5 vakit olduğunu ispatlamak değil, sadece sizin gerektiğinde kimi güvenilir bulduğunuzu açığa çıkartmaktı.
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
..........
Kapalı gözlük baktığınız dünyanızda aslında dediğiniz dışında bir sistem kabul de etmiyorsunuz saygıda duymuyordunuz. Sadece ''sıkıştığınız için '' ona da saygı duyarım diye geçiştiriyorsunuz. Kabulünüz sadece son iletideki düşünce gerisi değil ... Bu görüş sunni ağırlıklı görüştür ki ilginç bir şekilde onca saçmalamalarınıza rağmen cidden saygı duyabileceğim tek görüşünüzdür. İnşallah bu görüş sizin iç görüşünüzdür... Ama şunuda söyleyeyim ki bu görüşünüzü diretirken İslam aleminin yaklaşık yüzde 21 ini oluşturan şiileri yada alevileri ve gene büyük bir grup olan haricileri bir anda din dışına itiyorsunuz. Onlarda müslüman ve inançlarına göre namaz 3 vakittir ama isteyen beş kılabilir... O yüzden siz siz olun İnançlara saygılı olalım demeyin.. Çünkü bu sitede inançlara hiç saygısı olmayan hali hazırda atılmamış olarak bildiğim dört kişiden birisiniz... Sizin inanca saygınız yok... Kendi dediğinize var... O kadar....
Size tek cevap yazacağım. Bu ülkenin büyük çoğunluğunun kabül ettiği ve sizin tabirinizle İslam dünyasında yüzde 79 kabül gören 5 vakit namazın 3 vakit olarak kılınmasına saygılısınız da neden aynı saygıyı başörtüsü konusunda göstermiyorsunuz. Onlar da Müslüman ve inançlarına göre başörtüsü takıyorlar ama isteyen takmayabilir.. diyemiyorsunuz. Neden başörtüsü söz konusu olunca çifte standart, sabit fikirle önyargılı yaklaşım.???
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
........
Özetle size baştan beri söyleyip durduğum söz olan inançlara saygılı olalım dan sizin anladığınız sadece sizin inandığınız ve dediğinize saygılı olmak başka fikir varsa susturmak olarak algılanmaktan öteye gitmez. Yani özetle siz inançlara saygı konusunda saygısızlık abidesisiniz. Bense her iki görüşüde alarak yazmış ikisinin de kendi inanç dünyası içinde doğru olabileceğini belirtmişim... Hangimizin ki inanca saygı erdem efendi ?...
Sırf siz bu cümleleri kurabilesiniz diye 5 vakitle alakalı yazıp 3 vakit iddialarına yer vermedim. Ben hiç şüphesiz sizin de dediğiniz gibi İslamın büyük çoğunluğu gibi; namazın beş vakit olduğuna inanıyorum, ama tutupta 3 vakit kılana da neden üç vakit kılıyorsun diye birşey demedim, dememde. İşte insanların inançlarına saygı bu. Ama siz ne yapıyorsunuz 3 vakit kılanın inancına saygı, ateizme saygı ama başörtüsüne yok, öyle mi ? Başörtüsü söz konusu olunca dinde böyle bir şey yok diyorsunuz. Madem din konusunda bu kadar hassasınız; diğer konularda ve namazın 5 vakitmi 3 vakitmi olduğu konusunda da fikrinizi yazıp insanları eleştirin. Dinde yok deyin. Maske düşüyor commodore bey. (Ateist olan kişinin de inancına saygılı olmalı müdahale etmemelisiniz, Müslümanın da)
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
.........
Ha gerçektennnn... İnançlara gerçekten saygılı olalım... Bize ters gelsede olalım.. Yoksa zaten saygı denmez sizinkine körler sağırlar birbirini ağırlar derler...
Bu saygınızı başörtüsü takanlara da göstermeniz dileğiyle, mutlu yıllar dilerim.
(birkez saygı duyuyorum diye yazmak üzereyken eliniz varmamış ''aygı'' yazmışsınız. Acaba kaygı mı duymaktasınız saygı mı?)
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Alıntı:
cognis rumuzlu üyeden alıntı
.... En azından namaz vakti pc başında oturup oraya buraya laf yetiştirmeyecek,,, namaz 5 vakit farz diye bas bas bağırırken kulağı seste, kendisi abdestte olacak...
Hayretle okuduğum bu iletiye hiç mi hiç cevap yazmayacaktım ama ''namaz 5 vakit farz diye bas bas bağırırken kulağı seste, kendisi abdestte olacak'' kısmının bana hitaben yazıldığını düşünerek kısaca cevap yazmak istedim.
İleti yazdığım saatlerle nazmaz saatlerini bir karşılaştırınız. Namaz saatlerinden bihaber olacaksınız ki bu şekilde yazmışsınız.
''En azından namaz vakti pc başında oturup oraya buraya laf yetiştirmeyecek'' burada da kendi durumunu anlatmış herhalde. Hem nazmaz kılamamak tan yakınacak vaktim, imkanım yok diyeceksiniz hemde ''pc başında oraya buraya laf yetiştireceksiniz''. İnsan kendisini anca bu kadar özetleyebilir.
Alıntı:
sdt23 rumuzlu üyeden alıntı
Başka sorum yok ... :)
Çok haklısınız sayın sdt23... Karar: Cezayi ehliyeti olmadığına...:)
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
.... Çünkü bu sitede inançlara hiç saygısı olmayan hali hazırda atılmamış olarak bildiğim dört kişiden birisiniz... Sizin inanca saygınız yok... Kendi dediğinize var... O kadar.
..............................
Bir çok yerde '' inancı olan örtünür'' söyleminiz var !! .....İnancı olan örtünür lafının içersinde örtünmeyen inançsızdır sözü gizlidir....
Sayın commodore1tr;
bu siteden atılmasını istediğiniz 4 kişiden birisiyim demek. İnançlara saygınız zaten buradan belli oluyor. Evet kendime saygı duyarım, kendisine saygısı olmayanın başkalarına saygısı olmaz diye düşünüyorum. Kendime saygı duyduğumdan da tartıştığım insanlara; saygısızlık yapıyorsun, terbiyesizlik yapıyorsun, ukalalık yapıyorsun ... diye hitab etmem. Fikirlerim ve bildiklerimle cevap vermeye çalışırım.
Bir çok yerde ''inancı olan örtünür'' demişim. Bunu birçok değil de bir yerde dediğimi ispatlarmısınız?
İnsanlar inancından dolayı örtünüyorsa saygı duymak gerekir diyorum. İnancı gereği örtünmeyene de saygı duymak gerekir diyorum. Bir çok yerde de kapalı olanın açıktan, açık olanın kapalıdan üstün olacağını söyleme hakkının kimsede olmadığını dile getirdim. Kısaca insanların inançlarına saygı duyalım diyorum. Bu kelimenin artından olur olmadık anlamlar çıkarmak resmen ikilik yaratma çabasıdır. Art niyetttir. Nasıl oluyor da ''örtünmeyen inançsızdır'' hükmünü veriyorsunuz. Benim ailemde hem başı açık hem de kapalı olanlar vardır. Böyle bir şey söylemem ve düşünmem asla söz konusu değildir. Amacınız ne? Kusura bakmayınız ama bu yaptığınız iftiradan ve bölücülükten başka birşey değil.
Lütfen; olmayan kelimelere, olmayan anlamlar yükleyerek gereksiz tartışmalara ve insanların yanlış anlaşılmasına yol açmayınız. Bu sitede iletileri okuyan herkesin, ne denilmek istediğini rahatlıkla anlayabileceği aşikardır. Siz neden tercümanlık yapmaya çalışıyorsunuz, hem de kasıtlı olarak yanlış tercüme ederek.
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Alıntı:
horasan rumuzlu üyeden alıntı
(Konu dışı bir soru bay erdem53: Mehmet Akif, "MİLLET" sözünden neyi anlar?)
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal;
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal!
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal.
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hak'ka tapan milletimin istiklal!
MEHMET AKİF ERSOY
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
ÇÖL YANIYORDU,
GÖK YANIYORDU,GÖNÜLLER YANIYORDU,DİLLER HAYKIRIYORDU;SU....SU.....SU......
İMAM HÜSEYİN BAŞINI KALDIRDI "BU NE TUFANDIR YARAB" DEDİ.
GÖNÜLLER SUSMUŞ, YÜREKLER SUSMUŞ, VİCDANLAR SUSMUŞTU.
BİR AVUÇ İNSAN, İNSANLIK DEĞERLERİNİN YAŞATILMASI İÇİN KANLA MESAJ YAZIYORDU...EHL-İ BEYT KADINLARININ FERYADI ARŞ-I ALAYI İNLETİYORDU.KEFENSİZ ŞEHİTLER KANLAR İÇİNDE YATIYORLARDI.
İŞTE MİNİ MİNİ ALİ ASKER...SANKİ HALEN PARMAĞINI EMİYORDU.İŞTE KARDEŞİ YİĞİT ABBAS.KANLAR İÇİNDEYDİ YÜZÜ SEÇİLMİYORDU.KOLLARI YOKTU.İSYANI BİTMEMİŞTİ.İŞTE 18 YAŞINDAKİ FİDAN BOYLU ALİ EKBER'İ...
YUMRUKLARI SIKILIYDI,GÖZLERİ AÇIKDI.SANKİ KENDİSİNE BAKIP GÜLÜMSÜYORDU...
İMAM HÜSEYİN İNİLERCESİNE "YARAB! BANA SABIR VER, SABIR VER. "DEDİ...
FIRAT MASUM MASUM AKIYORDU....ÇÖL YANIYORDU...İNSANLIK FERYAT EDİYORDU: SU... SU... SU...
VE YÜRÜDÜ İMAM HÜSEYİN...GÜNEŞ YAKIYORDU...İMAM HÜSEYİN TEK TEK YÜZLERİNE BAKTI. AAAAAHHHHHH YİĞİT KARDEŞİM ZEYNEP! NE OLMUŞ SANA...NE HALDESİN BÖYLE...SANA EMANETTİR EHL-İ BEYT KADINLARI YILMA YIKILMA SEN.SANA MUHTAÇTIR ZEYNEL ABİDİNİM...
ZEYNEBİN SABRI KALMAMIŞTI...KARDEŞİ HÜSEYİN İN YÜZÜNE BAKTIĞINI GÖRÜNCE
FERYADINI YER GÖK İNLEMEYE BAŞLADI:
ARTIK KAYBEDECEĞİ BİR ŞEY KALMAMIŞTI.YAKINLARININ VE EVLATLARININ ACISI İLE ÖLÜMÜ MİLYON KEZ TATMIŞTI... ÖLÜM NEDİR Kİ?... KAVUŞMAKTIR...
DEDESİYLE, BABASIYLA KARDEŞLERİYLE VE SEVDİKLERİ İLE BİRLEŞMEKTİ...DEDESİNİN KILICINI ALDI, BABASININ SARIĞINI TAKTI VE DEDESİNİN HEDİYE ETTİĞİ ZÜLCENAH İSİMLİ ATINA BİNDİ.VE ÖLÜM MEYDANINA GELDİ.AT ÜZERİNDE SANKİ BABASI ALİYE BENZİYORDU...
TÜM METANETİ İLE SESLENDİ...
"GELDİM İŞTE... BİR BEN KALDIM...BEN VE SİZLER...
10 EKİM 680 GÜNLERDEN CUMA
BİR OK ATARLAR DEDESİNİN ÖPÜP KOKLADIĞI AĞZINA GELİR VE ARDINDAN KILIÇ DARBELERİ İLE KOLLARI KESİLİR...BİR ÇOK ÖLÜMCÜL YARADAN SONRA İMAM DÜŞER ATINDAN...............................
10 MUHARREM GÜNLERDEN CUMA....SONSUZLUĞU AYDINLATMAK İÇİN GÜNEŞ BATMIŞTI O GÜN KERBELADA...
YASSI MATEMİMİZ........
Lanetler olsun Şimr ile Yezid'e,
Nasıl kıydılar Resul'ün gülüne.
İsmini anar yer gök hasret ile,
Seni çok özledim Şah Hüseyin'im.
Yezide hazret diyen süni zihniyeti anlamış değilim....
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Sayın erdem53 ;
Ciddi idrak sorununuz olduğu kesin. Hatta idrak olmadığı yönünde bende ciddi bir düşünce var. Yeni yıla başladığımız bu günlerde sizin için Allahtan şifa ve akıl fikir dilemekten başka yapacak hiç bir şey yok anlaşılan.
Taraftarı olmadığınız AKP nin başkanı RTE de hemen hemen aynı tip laflar ediyor sonra da ''bizi kimse tartışmanın taraftarı yapamaz'' diyor... Yani ortalığı saçma sapan laflarla karıştırıp sanki kendisi yapmamış gibi davranıyor ondan mı örnek alıyorsunuz ne ? Bu foruma getirip ezanı soktunuz forumu kirlettiniz sonra durduk yere dönüp suçladınız aklınız fikriniz türbanda diye ses etmedik geçiştirdik kendi halinize bıraktık belki yararı olur diye ama heyhat... İlgisiz bir şekilde gelip gene türbana daldınız. Ben size anlatmaktan bıktım siz kapalı gözlük koşucusu olduğunuzdan anlamadınız...
Aslında beş yaşında ki çocuklara benziyorsunuz. Hani onlar gelir sizi yakalar
'' Bak şimdi ben ne dersem sen ''gene diyeceksin'' derler ya onlar gibisiniz...
Ben bunu çocuklara hep yaparım ne derlerse ''gene'' derim...
Göl gene
çöl gene.... böyle böyle gider sonra bir yerde
Çin der ''gene'' dersin sevinir bir anda
AAAA Çingene dedirttim diye...
Bende yemiş gibi yapıp aaa nasıl dedim aaa ooo vah ohh gibi garip nidalarla şebeklik yapar o bebeklerin yüzündeki gülücüğe sevinmeye tav olurum... Ve bu tuzağa hep düşerim...
Aslında hiç bir zaman ben ''çingene'' dememişimdir. Sadece Gene demişimdir ama o çocukla bunun kavgasına girmem !! Ne de bizi seyredenler benim için '' Ulan bu ne şapşal adam her çocukta bu numarayı yiyiyor '' demezler... Çünkü onlarda yemektedir bu numarayı bu numarayı yapanda bütütünce bol bol yiyecektir bu numarayı....
Ama siz en azından fiziki yapı olarak çocuk değilsiniz. O yüzden size gene diyip durmama gerek yok.... Siz de garip garip sözcükler söyleyip durmaktan kendinizi tekrardan vaz geçin!!!
Hiç bir şeye saygı duymadığınız için kendi görüşünüz dışında saygıyı anlayamazsınız siz. Hatta bu iletinizden okuduğumda bir anladığımda sizin ne dediğinizden de haberiniz pek yok...
Elmalılı Hamdi'ye sarılma nedeninizide anlayabilmiş değilim. Elmalalı aleyhine bir laf ettim mi? Dini en iyi anlayan anlatan Kur'an ı Kerim i en iyi tercüme eden çok kıymetli bir bilim adamımızdır kendileri... Bunun aksine bir şey demedim ki ben... Ben zaten namazın beş vakit olduğunu söyleyenlerin olduğunu büyük bilim adamları olduğunu söyledim. Ve anlayamadığınız beş vaktin nasıl olduğunu özetleyen cümlelerim Elmalı'nındır!! Onu inkar etmiş değilim ki.. Hangi köyün davulunu neden çaldığınızı anlayamadım ben ...
Anlayamadığınız ve asla anlayamayacağınız nokta zaten burası ki anlama şansınız zaten yok. Siz ki tüm dini bilim adamlarının red ettiği cevşen i zikirdir duadır kabul edilmeli diyip bunu bile ''inançlara saygılı olalım'' kisvesi altında yutturmaya kalkıyorsunuz... Hala söyleyemediniz burada bu hangi İnanç? İslam olmadığı kesin!!! E sizde gerçek anlamda islamı savunmadığınıza göre... Şu savunduğunuz inancın adını koyun helede öyle konuşalım.... İslamı işinize geldiği gibi döndürüp yutturmaya çalışmaya saygı duymam ben ....
Burada forum kirliliği yarattığınızdan beri namaz la ilgili dediğim tek şey var. Siz inatla başka şey söyleyip en sona ''saygı duyarım'' ekliyiveriyorsunuz... Ben açık ve net diyorum ki ... Namaz İslamda net uzlaşması olmayan bir konudur. Üç ve beş olmak üzere iki ayrı görüş vardır ve iki görüşte yorumunu Kur'an dan alır. Teki Kur'anı yorumlarken hadislerde yer alan bazı unsurları iki namaz daha kabul ederek beşe ulaşır, diğer görüş Kur'an da sıkça rastlanan anlamı ve kavramı pekiştirmek için gelen hadislerdir bunlar namaz üçtür der. Buradan kesin anlaşılacak tek şey şudur. En az üç namaz vakti olduğundan herkes hemfikir. Bundan dolayı üç kılana da beş kılana da sen doğru yapıyorsun sen yanlış yapıyorsun demek hakkımız ve haddimiz değildir. Israrla tekinin doğru olduğunu söylemek SAYGISIZLIKTIR . Bu kadar...
Sizin yazınızdan baktığımızda ise ezanın beş olduğunun kesin olduğu ama üç kılanada ''saygı'' duymak gerektiğidir.... Böyle bir hakkın yok kardeş... Kimse senin saygına muhtaç değil. Bu konuda yazdığın tüm yazılar istisnasız namazın beş vakit olduğu kesin şartına ve gerçekliğine dayanırken bir kıvırmayla '' üçe saygı duyma'' hakkın yok. O da bir inanç sisteminin tam temelinde oturuyor ... Bunu bile anlayamıyorsun değil mi?....
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Erdem53 ;
Türban konusuna girip durmayın. Dinen türban takmanın gerekliliğine inandığınız saygı kadarını dinen türban takmanın zorunlu olmadığına inananlarada göstermek zorundasınız eğer azıcık bahsettiğiniz saygı ya haizseniz... BEN İNANÇ OLARAK TÜRBAN TAKMAYA KARŞIYIM. DİNİMİZDE TÜRBAN ÇARŞAF GİBİ KAVRAMLARIN OLMADIĞINI SAVUNUYORUM. AÇTIĞIM FORUMLARDA DA TARİHSEL GELİŞİMİNDEN BU YANA BUNUN NEREDEN GELİP NEREYE GİTTİĞİNİ ELİMDEN GELDİĞİNCE ANLATIYORUM. TERSİNİ YAPAN D BİNLERCE SİTE VAR HİÇ BİRİNE GİDİP İNANÇLARA SAYGILI OLALIM SAÇMALIĞINI ETMEDİM . İNANÇLARA SAYGILI OLALIM YOBAZLIĞINIZ VE BAĞNAZLIĞINIZ ALTINDA BENİM FİKİR VE DÜŞÜNCELERİME MÜDAHALE EDİP DURMAKTAN SİZİ MEN EDERİM. YA ADAM GİBİ YAZIN YADA EN İYİSİ YAZMAYIN.
Alıntı:
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
........
Özetle size baştan beri söyleyip durduğum söz olan inançlara saygılı olalım dan sizin anladığınız sadece sizin inandığınız ve dediğinize saygılı olmak başka fikir varsa susturmak olarak algılanmaktan öteye gitmez. Yani özetle siz inançlara saygı konusunda saygısızlık abidesisiniz. Bense her iki görüşüde alarak yazmış ikisinin de kendi inanç dünyası içinde doğru olabileceğini belirtmişim... Hangimizin ki inanca saygı erdem efendi ?...
Sırf siz bu cümleleri kurabilesiniz diye 5 vakitle alakalı yazıp 3 vakit iddialarına yer vermedim. Ben hiç şüphesiz sizin de dediğiniz gibi İslamın büyük çoğunluğu gibi; namazın beş vakit olduğuna inanıyorum, ama tutupta 3 vakit kılana da neden üç vakit kılıyorsun diye birşey demedim, dememde. İşte insanların inançlarına saygı bu. Ama siz ne yapıyorsunuz 3 vakit kılanın inancına saygı, ateizme saygı ama başörtüsüne yok, öyle mi ? Başörtüsü söz konusu olunca dinde böyle bir şey yok diyorsunuz. Madem din konusunda bu kadar hassasınız; diğer konularda ve namazın 5 vakitmi 3 vakitmi olduğu konusunda da fikrinizi yazıp insanları eleştirin. Dinde yok deyin. Maske düşüyor
Bu ne biçim bir cümle bu ne biçim bir mantık ? Sırf ben cümle kurabileyim diye yazmadınız ha... İNANMADIĞIN ŞEYLERİ YAZMA BARİDE SAYGINLIĞINA GÖLGE DÜŞÜRME.. Namazı üç vakit kılana bir şey demem demişsiniz ya deme hakkın zaten yok ki... Ah arada ki farkı anlayabilsen YOBAZLIKTAN KURTULMA YOLUNDA Kİ BİR UFAK ADIMI ATMIŞ OLACAKSIN...
Alıntı:
3 vakit kılanın inancına saygı, ateizme saygı ama başörtüsüne yok,
Bu ne ? Hoppala Hasan dayı mı? Namaz üç vakit beş vakit derken türban nereden giriverdi araya ? Hani hep biz konuyu türbana getirirdik? SANCILARINIZI ZIRT PIRT İLGİLİ İLGİSİZ ORTAYA DÖKMEYİNİZ... bırak içinde kalsın ...
Alıntı:
diğer konularda ve namazın 5 vakitmi 3 vakitmi olduğu konusunda da fikrinizi yazıp insanları eleştirin. Dinde yok deyin. Maske düşüyor
Gibi akla zarar bir cümleniz var... Ne dediğim her yerde yazılı ama siz anlamıyorsunuz. Namazın üç mü beş mi olduğu konusunda görüşümü yazdım. İkiside beni rahatsız etmiyor. İstedikleri gibi kılabilir insanlar. Sadece buralarda ki bir Camiinin müezzinini sesini sevmiyorum. Sabahleyin onun sesi hiç çekilmiyor.. Ama sanırım yeni caminin müezzini çok güzel tam makamında okuyor ezanı... Bu kadar da detay vereyim. Bence o müezzine ezan okumak yasaklanmalı...Ben bile ondan güzel okurum kesinlikle... Dinimizde NAMAZ VARDIR. Kesinlikle vardır hemde Kur'an ı Kerim de bu açıkça görülüyor.
Sizin karın ağrınız Türban ise YOKTUR. kara çarşaf hiç yoktur. Ezan ve namaz ile TÜRBANI AYNI KEFEYE KOYMAK DİN SÖMÜRÜSÜNDEN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR. İKİ YÜZLÜ BİR TAKİYECİ KANDIRMACASIDIR. KENDİNİ BİLMEZ BİR TAKIM ERKEKLERİN KENDİ BACAK ARALARINA HAKİM OLAMAMALARININ HESABINI KADINLARA KESMESİDİR TÜRBAN, ÇARŞAF.
Üç dört yaşında ki kızını çarşafa sokan daha yedi yaşında türban ve çarşafla ilahiler okutan ama çağdaş eğitim almasını engelleyen, sizaltı etek giyen kızlara kezzap atan , her türlü taciz yapmakta sakınca görmeyenlerin zihniyetini bana din diye yutturmayın...
Kadının saçının teli erkeği ''tahrik'' eder diye kapanmalıymış kadın...Bakın hele bu çağda kadının saç telinden tahrik olana sapık derler sapık... Ne zamandan beri sapıklar rahat etsin diye diğerleri içeri alınıyor ? Kaldı ki kültür geçmişine baktığında çok ciddi bir bulduğu her dört ayaklı hayvana azan (özellikle eşek) bir erkek toplumun var ! O zaman bu hayvanların oralarınıda örtmemiz gerekmez mi? Erkek milleti azmasın diye ? Benze azan erkeklerin gözlerine mil çektirmek en doğrusudur!!!!!!
İnsanlara çağdaş eğitimini verirsin laik demokratik sosyal hukuk devletinin kurallarını öğretirsin. Çağdaş birer birey olurlar ve 18 yaşına kadar devlet korumasında herkes açık olur... O zaman dersin ki Kur'an ı böyle yorumladı örtündü saygı duyarım... Baba mahalle tarikat ve mevcut hükümetin baskısıyla örtünme nin dinin gereği olduğu nereden çıkıyor ?
Hele gel nsanlara dinlerini inançlarını baskısız zulmsüz doğru ve çağdaş öğretelim sonra gerisine bakarız bana üç yaşında çarşafa sokulanların dini inanç gereği örtündüğü ile gelme ayıp oluyor...
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Alıntı:
Kendime saygı duyduğumdan da tartıştığım insanlara; saygısızlık yapıyorsun, terbiyesizlik yapıyorsun, ukalalık yapıyorsun ... diye hitab etmem. Fikirlerim ve bildiklerimle cevap vermeye çalışırım.
Demiş sayın saygılı feylesof erdem53 ; Amma hemen altında da
Alıntı:
Alıntı:
sdt23 rumuzlu üyeden alıntı
Başka sorum yok ...
Çok haklısınız sayın sdt23... Karar: Cezayi ehliyeti olmadığına...
Vecizesini söyliyivermiş... Birisine saygısızlık yapıyorsun ukalalık yapıyorsun terbiyesizlik yapıyorsun demek hakaret değildir biraz sert te olsa uyarıdır. Erdem53 bunları yapmaz... Direk hakaret eder ''inançlara saygılı olalım'' terennümü eşliğinde... Ceza ehliyeti yokmuş bir üyemizin... Akli melekeleri yerinde değil.. Psikolog erdem53 karar verdi... Hakim erdem53 hükümü koydu... Aynı RTE o da ne olduğuna karar veremedi buda !!! Gerçi RTE önce savcı sonra doktor sonra psikolog oldu amma bu arkadaş hülüm sevdiğinden hakimliğe karar verdi...
Sayın erdem53 ;
Bari dediğinizi bir kaç yazı uygulayın.. Sakın gülücük attım o şaka demeyin çünkü sizin sayın cognis e şaka yapabilecek ilişkide olmadığınız çok açık..
Sayın sdt23 ün bir çok fikrine katılmam ben ama onun bile sizin anladığınız bu manada '' Başka sorum yok..'' demediğine eminim. Siz haddinizi çok ama çok aşıyorsunuz hemde bu kara cehaletinizle. Ama neye seviniyorum biliyor musunuz ? Bana cevap yetiştirme derdindeyken doğru yanlış okuyorsunuz ya ona . umarım bir gün olur okuduklarınızı anlama yetinizde gelişir . Allah bu yetiyi size de ihsan eder...
Benim size sorduğum bir soruyu ters çevirip bana sormanız ve hiç yanıt vermemeniz ne kadar manidar değil mi? Eğer inanç örtünmeyi gerektiriyorsa örtünmeyen ne oluyor ? Szi yazarsanız eğer oraya kendi isteği ile örtünüyor ha o tartışılır. İnanç gereği ki burada inanç İslam ! Bunun gereği örtünülüyor ise örtünmeyenler islamın gereğini yapmamış olmaz mı? Laf oyunlarına girmeyin... Nazlı ılıcakta garip garip sırıtarak aynını der ... Sahtekar oğluda... Bu sayede parayı vurup dincilik oynuyorlar onlar peki siz ?
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Başlığı ben yanlış mı görüyorum?Baş örtüsünün bu konuda ne işi var?
Sayın Erdem;saygıdan bahsetmişsinizde aleviliğe ne kadar saygınız var?
Bu konudaki bilginiz nedir?Sizde sapmış bir topluluk gözüyle mi görüyorsunuz?
Semahı çalgı,çengi,eğlence olarak mı algılayanlardansınız?
Peki siz hiç "krık sabun eskitilmeli bunların başında ancak temizlenirler" diyenleri bilirmisiniz?
Daha çoğu varda soracaklarımın.. şimdilik en azından konu başlığına yönelmeniz adına bunları hatırlattım..BU KONUDA NAMAZ BAŞÖRTÜSÜ TÜRBAN ÇARŞAF BUNLARIN NE ALAKASI VAR?KONUYU AÇAN ARKADAŞA SAYGISIZLIK ETMİŞSİNİZ GİBİ GELDİ BANA.TABİİ SAYGIYI BAŞKASINA GÖSTERMEYİ BİLİYORSANIZ.SANIRIM SADECE SİZ,SİZE SAYGI BEKLİYORSUNUZ...PEKİ YA BİZ?
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Küçük bir kasabada, Egenin şarkı denilen bir şehirde doğdum.
Baba dedem Darülfunun mezunudur. ninem ise Rüştiye mezunu.
Kuranı bu kadar iyi bilen, Kuran ı kendine rehber edinen dedem gibi biri ile yüz yüze hiç konuşma şansım olmadı. Dedemin kendi el yazısı ile yazdığı din üzerine notları bendedir.
Ben dinimi ilk onlardan öğrendim. Ben dinimi onlarla sevdim.
Bana kuran okur, sonra okuduğunun ne anlama geldiğini ne anlatıldığını kendi yorumlardı. İnanırmısınız hiçbir gün sıkılmadım. Çünkü o saatler keyif saati idi. Zorunlu mecbur saatler değildi.
Duaları öğrenmemiz için gönderildiğimiz cami imamını gizlice dinlemiş sonrasında iyice kalaylayarak asla bir daha o imama göndermemişti. İmamın Papağan gibi ezberletmeye çalışmasına, sonrasında cezalandırmasına çok bozulmuştu.
"Senin gibiler adamı dinden soğutur" demişti. O zamanlar pek anlayamamıştım ne demek olduğunu. Dinden Allah tan soğumak çok garip gelmişti bana.
Sabah ezanı rahmetli dedemin biillur gibi bir sesle şehirin sessizliğinde yankılanırken içimi kaplayan o duygu ile dinimi çok sevdim.
Dedemin ezan okuyacağı günler erkenden uyanabilmek için uyumak istemezdim.
O ezan sesi ile şah damarından daha yakın olan Allah ın varlığını sanki tüm bedenimde hissediyordum. Tüylerim diken diken olur, içim ürperir ama inanılmaz bir mutluluk duyardım. Dedem ezan okurdu. İmam olduğu için değil. Kendi istediği için okurdu. Yıllar önce makaralı bir teybe babam tarafından kaydedilen o kendi sesinden doyumsuz ezanı bugünün tekniği ile cd ye aktardım.
Çok içim daraldığında yapayalnız olduğumu hissettiğimde dinlerim. Aynı hisleri duyarım. İçimde çok yakınımda olduğunu hissettiğim Allahıma şükürler ederim. Dualar ederim. Sahip olduğum herşey için şükrederim. Hatta anlatamadıklarımı kendi dilim ile Yaradanıma anlatırım.. Çünkü dedem yapabilirsin dedi bana.
Ben dedemin hiç yalanını duymadım. Dedem Atam dedi ise Anayasa kadar geçerlidir benim için. Dedemin dinden bir menfaati de olmadı. Din Allahı ile onun arasındaki yol idi sadece. Bana mevlit okutmayın derdi. Ben kendi duamı yaptım siz sadece toparlayın diye vasiyet etti. 7, 40, 52 gibi anmalara dualara inanmadı. Bana aklına geldiğimde kuran oku derdi.
Son nefesine kadar kendi Kuran'ını yanından hiç ayrılmadı. Kuranın arasından çıkan El yazısı ile yazdığı Vasiyeti ile o el yazması kuran bana kaldı. Hayatta sahip olabileceğim en büyük hazinemdir. Benden sonra ölmeden oğluma büyük bir özenle teslim edeceğim.
Ben ondan öğrendiklerimle MÜslüman ım. Kimsenin nasıl olmamı istediği gibi değil, kendi gördüğüm doğrular ile Müslüman ım.
Beni yargılayacak ise o gün geldiğinde sadece Yaradanım yargılayacaktır.
Hiç kimsenin Allah adına konuşma yorum yapma hakkı yoktur.
Şİmdi gördüklerime bakıyorum. Anlatılanlara, yaşananlara çok içim acıyor.
Minicik çocuk iken ne kadar çağdaş ve ileri gördüğüm dinime giydirilen kisveye kızıyorum ve diyorum ki; Ben kendi inandıklarım ile kendi öğrendiklerim gibi Müslüman kalacağım. Dileyen dilediğini yaşasın, İsteyen 3 vakit namaz kılsın isteyen 5.Kİme ne?
Hesap sahibi kim? İsteyen adına türban dediklerini giysin. Ben minicik kasabamda türbanla büyümedim. Anneannem hafız idi. Sokağa çıkarken kara çarşaf giyerdi. Evin içinde ise eşarbı olurdu. Tek telini geçtim, eşarptan taşan ve görünen koyu kestane saçları için hesabına günah yazıldımı bilemem ama bana göre Müslüman ın hası idi. Ama annemin başı açık idi.Hafızın kızının başı 55 sene önceki bu minik şehirde çekilen genç kız resminde bile açık idi.
Birşeyler bana göre yanlış ama bana ne. Ben yanlış isem sana ne?
Benim yanlışım bana senin yanlışın sana değil mi?
Ben ne sana benzeyeceğim ne de sen bana.
Hoşgörü dediğimiz aslında bu değil mi?
İster Sünni olsun İsterse Alevi, dilerse Şafi.
Asıl olan içindeki doğru yürek değil mi?
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
...
Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal;
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal!
Ebediyen sana yok, IRKıma yok izmihlal.
Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, Hak'ka tapan milletimin istiklal!
MAE
/////////
İyi de ırkı ne imişşşş bu şairin?
Bir ulusal marş güftesi olan şiirin koskoca 10 kıt'asında
nasıl olmuş da yer bulamamış ırkını yazmaya bu şair?
Birazcık tarih bilgisi olsa idi insanoğlunun
bu ittihatçıların panislamist parçalarının ve osmanlı "aydınlanma" döneminin bir çok "aydın"ının
IRK ve MİLLETten ne anladığını anlamış olurlardı...
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Sayın banu79;
Alıntı:
banu79 rumuzlu üyeden alıntı
Yezide hazret diyen süni zihniyeti anlamış değilim....
demişsiniz.
Kerbela ile ilgili duyarlılığınızı aynen paylaşıyorum. Alevi değilim ama bu olayla ilgili bir alevi kadar duyarlıyım. Aslında bu konu hakkında duyarlı olmak için alevi ya da sünni olmaktan çok insan olmak gerekir.
Alevilerin tarih boyunca mağdur edildiklerini düşünüyorum.
Alevilik hakkında okuduğum çok sayıda kitaptan ve yakın çevremdeki alevi dostlarımdan dolayı aleviliği biraz tanıdığımı zannediyorum.
Çok özür dileyerek, yukarıda alıntıladığım "Yezide hazret diyen sünni zihniyeti anlamış değilim" cümlenize itiraz etmek istiyorum. Yezit'e "hazret" diyen sünni olup olmadığını bilmiyorum, ama benim sünni çevremde bırakın "hazret" demeyi, "Yezit" kavramı oldukça olumsuz ve kötü anlamda kullanılır. Hatta rahmetli dedem sevmediği, kötülük yapan kişiler için "bre hay yezit" diye küfür ve kötüleme anlamında kullanırdı.
Bu eleştirimden dolayı umarım beni anlayışla karşılarsınız.
Selamlar, saygılar.
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Alıntı:
erdem53 rumuzlu üyeden alıntı
Sizin çok ciddi dediğiniz din adamlarının tercümelerine bir bakınız. Namaz/dua diye geçer. Amaç ne ola ki. Hani en güvendiğiniz Elmalılı’dan o yüzden alıntı yaparak özellikle yazdım. Amacım da kimseye 5 vakit olduğunu ispatlamak değil, sadece sizin gerektiğinde kimi güvenilir bulduğunuzu açığa çıkartmaktı.
Size tek cevap yazacağım. Bu ülkenin büyük çoğunluğunun kabül ettiği ve sizin tabirinizle İslam dünyasında yüzde 79 kabül gören 5 vakit namazın 3 vakit olarak kılınmasına saygılısınız da neden aynı saygıyı başörtüsü konusunda göstermiyorsunuz. Onlar da Müslüman ve inançlarına göre başörtüsü takıyorlar ama isteyen takmayabilir.. diyemiyorsunuz. Neden başörtüsü söz konusu olunca çifte standart, sabit fikirle önyargılı yaklaşım.???
Sırf siz bu cümleleri kurabilesiniz diye 5 vakitle alakalı yazıp 3 vakit iddialarına yer vermedim. Ben hiç şüphesiz sizin de dediğiniz gibi İslamın büyük çoğunluğu gibi; namazın beş vakit olduğuna inanıyorum, ama tutupta 3 vakit kılana da neden üç vakit kılıyorsun diye birşey demedim, dememde. İşte insanların inançlarına saygı bu. Ama siz ne yapıyorsunuz 3 vakit kılanın inancına saygı, ateizme saygı ama başörtüsüne yok, öyle mi ? Başörtüsü söz konusu olunca dinde böyle bir şey yok diyorsunuz. Madem din konusunda bu kadar hassasınız; diğer konularda ve namazın 5 vakitmi 3 vakitmi olduğu konusunda da fikrinizi yazıp insanları eleştirin. Dinde yok deyin. Maske düşüyor commodore bey. (Ateist olan kişinin de inancına saygılı olmalı müdahale etmemelisiniz, Müslümanın da)
Sayın commodore1tr;
yazdıklarınızın hepsinin cevabı önceki iletimde zaten mevcüt. Biraz okuma zahmetine katlanırsanız ben de aynı şeyleri tekrar tekrar yazmam, emin olunuz. alıntı yaptığım kısımları okumamışsınız anlaşılan. Pardon, işinize mi gelmiyor du?..
Saygılar.
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Alıntı:
cognis rumuzlu üyeden alıntı
............
Kabahat islam ümmetinde ise; burda biraz radikal ve anarşist olmak da müslümana düşer. O halde mesleki ve maddi kaygıları bir kenera bırakacak, hatta dünyevi zevklerini ya vaktinde ya da geceleri saatlerce natamamlarını tamam edecek, her güne 5 vakti çentikleyecek.., herşeye ragmen. En azından namaz vakti pc başında oturup oraya buraya laf yetiştirmeyecek,,, namaz 5 vakit farz diye bas bas bağırırken kulağı seste, kendisi abdestte olacak...
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Birisine saygısızlık yapıyorsun ukalalık yapıyorsun terbiyesizlik yapıyorsun demek hakaret değildir biraz sert te olsa uyarıdır. Erdem53 bunları yapmaz... Direk hakaret eder ''inançlara saygılı olalım'' terennümü eşliğinde... Ceza ehliyeti yokmuş bir üyemizin... Akli melekeleri yerinde değil.. Psikolog erdem53 karar verdi... Hakim erdem53 hükümü koydu... Aynı RTE o da ne olduğuna karar veremedi buda !!! Gerçi RTE önce savcı sonra doktor sonra psikolog oldu amma bu arkadaş hülüm sevdiğinden hakimliğe karar verdi...
Sayın erdem53 ;
Bari dediğinizi bir kaç yazı uygulayın.. Sakın gülücük attım o şaka demeyin çünkü sizin sayın cognis e şaka yapabilecek ilişkide olmadığınız çok açık..
.........
Sayın commodore1tr;
yazma hızınıza kimsenin yetişemeyeceği aşikar. Ee kolay değil neredeyse 8.500 ileti yazmak. Belli ki sadece yazmakla meşgülsünüz. Çünkü hiç okumadığınız aşikar, bir de iletilerin tamamını neyin neye cevap yazıldığını ıdark edebilecek kadar okusaydınız.
Ben cognis rumuzlu üyeye şaka yaptım, gülücük attım demedim. İletisinden alıntı yaptığım yukardaki kısmının beni ilgilendirdiğini düşündüm. İletisini bütünüyle okuyup değerlendirdiğinizde ise; kendi içerisinde tamamen tezat oluşturduğunu görürsünüz. Kendisi namaz kılmak için vakit bulammaktan şikayet etmiş ve sonra da ''En azından namaz vakti pc başında oturup oraya buraya laf yetiştirmeyecek'' diye bağlamış. Kendisine cevap yazmış aslında. Sayın sdt23 de bu çelişkiyi görmüş olacak ki ''başka sorum yok diye'' ileti yazmış. Benim iletimde ise sizin deyiminizle gülücük veya şaka kısmı sayın sdt23 e yönelik olup kastedilen diğer üyenin iletisindeki tezattır.
O zaman sayın commodore1tr; ben sizi, bana yapmış olduğunuz uyarıların şiddetlisi ile uyarıyorum. Sizin yazdıklarınıza tamamen cevap vermeme rağmen siz hiç bir soruma cevap vermeden dolambaçlı bir şekilde çevirip, aynı şeyleri tekrar etmeme sebebiyet veriyorsunuz. İletilerimi okumanızı rica ediyorum. İllede iletilerimi okumak zorunda değilsiniz ancak cevap yazacaksanız lütfen okuyunuz.
Saygılar.
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Sayın banu79;
''Yezide hazret diyen sünni zihniyet'' ten bahsetmektesiniz. Av. Abbas Bilgili size gayet güzel cevap yazmış aslında. Eğer yine de bu konuda bir şüpheniz varsa bir sünniye yezid diye hitab etmeyi deneyiniz. Bakalım tepkisi nasıl olacak; hazret mi algılayacak hakaret mi görürsünüz. (tavsiye etmem)
Haklı olduğunuz nokta ise; konunun dağılması. Benim konuya dahil olma nedenim; ''Neticede din özellikle İSLAM dini direk bireyle ALLAH arasında ki bir inanç bütünüdür. Buna BİREYSEL OLARAK KARIŞMAK ASLINDA ALLAHA KARŞI ÇIKMAKTIR.'' diyen birisinin ne kadar samimi olduğunu kanıtlamaktı.
Alevilik konusunda ise; yeterli bilgim olmadığını düşünerek, saygı duyduğumu belirtmek istiyorum. İnançları konusunda kendilerinin düşünceleri daha önemli olduğu gibi; dindir değildir tartışmasına girmeden kendilerini nasıl görüyorlarsa saygı duymak gerekir diye düşünüyorum.
İstemeyerek konuyu farklı yönlere taşımış olduysam özür dilerim.
Saygılar.
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Abbas bey; teşekkür ederim ki bir yanlışımı bana fark ettirdiniz ben oraya suni zihniyet yazacakken,süni yazmışım.Ama gerçekten çok enteresandır ki siz muaviye'ye hazret diyenlerle nasıl karşılaşmadınız hayret ettim doğrusu.Bu kişiyi ehli beytten sayanlar var:deli:
Saygı benden.
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
6 yaşındaydım;
Büyük gündü; annem aşure pişirecekti sık sık tekrarladığım söz anne Sedalarada vereceğiz değilmi?
Büyük bir heyecanla annemi izliyordum geceden beri aşure günü yarın, annem aşura yapacak ve ben Sedalarada götüreceğim diye içim içimi yiyip bitiriyordu...ve nihayet aşura kazanda pişiyordu..Bolluktu aşura bereketti,paylaşılmalıydı bereketi artmalıydı..
Ben dikkatlice izlerken bir yandanda;
-üzerine narda dök,potakalda rendele,tarçında dök......Ben Sedaya söyledim annem çok güzel yapar...
Heyecanlıydım..
Seda komşumuzun kızı ve benim en samimi arkadaşımdı.Bize verilen harçlıklarla bakkaldan bir şey alsak ortak yerdik..Aşurada öyle olacaktı..
Annem dikkatlice hazırladığı kaseyi elime verdi "al bakalım küçük hanım götür,annesinede selamımı söyle"dedi..
Ben büyük bir itina ile taşıdığım kaseyi elim titremesin yana bir tarafa dökülmesin diye heyecanla Sedaların kapısını çaldım...
Seda ve annesi kapıyı açtı;
-Teyze annem gönderdi selamda söyledi..deyip
kaseyi büyük bir hazine teslim edercesine Sedanın annesinin eline bıraktım.O aradada Sedaya aşura deyip gülücük fırlattım..
İçeri giden Seda ve annesinin sadece sesleri geliyordu
-Seda aaa anne neden döktün?Diye bir çığlık attı.
-Annesi kızım onların yaptıkları yenmez ben sana sonra pişiririm..
Yıkılmış ben çocuk aklımla anlamaya çalışıyordum ki,Sedada aynı yıkılmışlıkla neden amaaa diye sorguluyordu..
Birazdan bizim kase yıkanmış bir kağıt havlu ile kurulanmakta olarak geldi..Kapıda bekleyen bana;
-Çok teşekkür ederim annene selam söyle...
Ben bunu anneme söyleyemedim.. Çünki içimdeki sızı kalbimdeki kırılmışlık o çok özen gösterip,emek veren anneme geçerse....Sonunu getiremiyorum umarım anlarsınız..
onların pişirdiği yenmez????
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Namaz
İbadetlerle ilgili kimi çelişkiler;
Sünni inanca mensup dört büyük ameli / fıkhi mezhep vardır; Hanefilik, Şafiilik, Malikilik ve Hanbelilik.
Bu dört mezhep ibadetler konusunda derin ihtilaflara gömülmüş durumdadır. Oysa dört mezhep de Hazreti Muhammed’in sünnetine uyduklarını yani Sünni olduklarını iddia ediyorlar. Ancak ne hikmetse peygamberin sünnetinin ne olduğu konusunda kendi aralarında bir türlü görüş birliğine varamıyorlar. Birinin sünnet dediğine diğeri mekruh
( dinen çirkin ) diyebiliyor.
Sözgelimi, namaz kılarken fatiha suresini okumadan önce “ besmele “ çekmenin hükmü konusunda Hanefiler sünnet, Malikiler mekruh, Şafiiler farz demektedirler.
Bir başka örnek;
Sünni inanca göre Namaz için abdest almak şarttır. Peki tüysüz bir delikanlıya değen bir erkeğin abdesti bozulur mu ? Sünni bilginler bu konuda da kafa yormuşlar ve sözüm ona sünnete uygun bir yanıt aramışlar. Şaşırtıcı ama bu konuda Sünni mezheplerden Malikilik, tüysüz bir delikanlıya değen bir erkeğin abdestinin bozulacağı hükmüne varmış. Diğer üç Sünni mezhep ise bu durumda abdestin bozulmayacağı yönünde bir hükme sahip.
Bir başka örnek daha;
Her ikisi de Sünni ekol olan Hanefilik ve Şafiilik arasında namazlar konusunda aslında pek görülmese de çok derin başkaca ayrılıklar da vardır. Sözgelimi farz namazları cemaat halinde kılarken “fatiha suresi”ni namazı kıldıran imamın okuması yeterli midir, yoksa imamla birlikte cemaattekiler de içlerinden bu sureyi okumak zorunda mıdırlar, şeklinde bir tartışma mevcuttur. Bu basit bir tartışma değildir. Çünkü Şafiiler, Hazreti Muhammed’den rivayet edildiğine inanılan bir söze / hadise dayanarak “fatihasız namaz, namaz değildir.” anlayışıyla cemaatteki herkesin içinden bu sureyi okuması gerektiği, sadece namazı kıldıran imamın okumasının yeterli olamayacağı düşüncesindedirler. Oysa Hanefiler sadece imamın okumasını yeterli görmektedirler. Hatta cemaattekilerin okumasının mekruh / dinen çirkin olduğunu savunmaktadırlar. Buna göre Şafiiler, Hanefilerin cemaat halinde kıldıkları namazları, cemaattekilerin söz konusu sureyi okumamalarından ötürü geçersiz görmektedirler. Yine bir diğer fark da bayram namazları konusundadır. Bayram namazları Hanefilerde “ vacip “ iken Şafiilerde ve Malikilerde “ sünnet “ tir.
İbadetlerle ilgili çarpıcı ve yürek yakıcı bir örnek daha;
Sünni mezheplerin en yaygını olan Hanefi mezhebine göre kişi namaz kılmıyorsa zorla kıldırılır ve zorla oruç tutturulur. Namaz kılmayan kişi dövülür ve kılmaya başlayana kadar hapsedilir. Ama Hanefi mezhebi yine de insaflı çünkü diğer üç Sünni mezhebe göre bu ibadetleri yapmayanlar öldürülür.
Sünni mezheplerin namazın dili konusundaki çelişkileri de son derece ilgi çekicidir.
Sünni mezheplerden taraftar sayısı en fazla olan Hanefiliğin kurucusu Numan Bin Sabit yada künyesiyle söyleyecek olursak Ebu Hanife, Arapça dışındaki dillerle de namaz kılınabileceği yönünde bir fetva vermiş ve bu fetvasını da bir takım akli ve nakli delillere dayandırmış, dahası bu yönde Hazreti Muhammed’in sükut ederek verdiği bir onayı da temel almıştır.
Hanefi mezhebinin imamlarından es- Serahsi, “ el- Mebsut “ adlı yapıtında Ebu Hanife’nin söze konu fetvasına genişçe yer vermiştir.
Fatiha suresinin Farsça çevirisiyle namaz kılmak isteyenlere peygamberce onay verildiğini nakleden Ebu Hanife, Kur’an’da asıl olanın anlam olduğunu, lafzın yani sözün önemli olmadığını, dolayısıyla anlamca karşılandığı sürece Kur’an ayetlerinin başka dillerdeki çevirileriyle namaz kılınabileceğini belirtmiştir.
Ebu Hanife’ye göre kişi, ister Arapça bilsin, isterse bilmesin kendi anadiliyle namaz kılabilir. Ancak Ebu Hanife’den sonra gelen ve onun öğrencileri olan İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed, bu fetvayı ters yüz ederek; kişi Arapça okumayı yahut Arapça telaffuzu öğreninceye kadar ana diliyle namaz kılabilir fakat en kısa sürede Arapça telaffuzu / okumayı öğrenmelidir, şekline sokmuştur.
Öbür Sünni mezhepler ( Şafiiler, Malikiler, Hanbeliler ) Arapça dışında bir dil ile asla namaz kılınamayacağını, Arapça telaffuzu bilmeyenlerin sadece Allah diyerek namaz kılmalarını fakat asla Arapça dışında bir dil ile ayet okumamalarını, aksi takdirde bu namazın caiz / geçerli olmayacağını ileri sürmüşlerdir.
Adı geçen dört mezhebin dördü de Sünni olmakla birlikte Ebu Hanife’ye göre caiz olan namaz, diğerlerine göre caiz değildir. Bu derin çelişki Sünniliğin en sıkıntılı noktalarından birini oluşturmaktadır.
Sünni inanca göre kadın ve erkek bir arada ibadet edemez. Hatta bir kadınla bir erkek normal zamanda da bir arada bulunamazlar. Sünni bilginler bunu şer’an caiz görmemişlerdir. Özellikle ibadet sırasında kadın ve erkeğin birlikte bulunmaları kesinlikle caiz görülmemektedir. Kadınlar namaz sırasında erkeklerin arkasında ve farklı bir safta bulunabilirler. Yan yana ve aynı safta bulunamazlar. Zira Sünni bilginler düşünür ki ibadet sırasında kadın ve erkeğin bir arada bulunması fitneye ve namazın fesada uğramasına neden olur. Bu tutum gösteriyor ki, ibadet için bir araya gelen kadın ve erkeğe karşı bir güvensizlik söz konusudur. Sünnilikte İbadet etmek, kişilerin gönüllü tercihine bırakılmış değildir. İslam’ı kabul edip etmemek hususunda özgür olan insanlar, dini kabul ettikte sonra Sünni inanca göre ibadet etmeye mecburdurlar.
Tekraren belirtelim ki, Hanefi mezhebine göre namaz kılmayan kişiye zorla namaz kıldırtılmalıdır. Namaz kılmayan kişi dövülür ve kılmaya başlayana kadar hapsedilir. Ama Hanefi mezhebi yine de insaflı çünkü diğer üç Sünni mezhebe göre bu ibadetleri yapmayanlar öldürülür.
Zorla ibadete gelen kişilerin yada zorla ibadet ettirilenlerin ibadet sırasında fitne ve fesada neden olacak tutum ve davranışlar sergilemeleri yahut içlerinden bu anlama gelecek duygulara kapılmaları beklenebilir. Bu nedenle Sünni inancın kadın erkek bir arada ibadeti caiz görmemesi tutarlı gibi görünmektedir. Ancak Sünni bilginler bu konuda da ilginç bir çelişki içerisindedirler. Camilerde kadın erkek bir arada ibadete cevaz vermeyen Sünnilik, Kabe’de özellikle hac sırasında kadınların ve erkeklerin bir arada hatta iç içe, aynı safta, önlü arkalı ibadet etmelerine itiraz etmemekte ve bu şekilde kılınan namazın sıhhati konusunda şüphe etmemektedir.
Sünni inanca göre İslam’ın en kutsal ibadet yeri olan Kabe’de / Mescid – i Haram’da kadın erkek bir arada bulunulmasının mahsuru yokken değer bakımından daha alt düzeyde olan diğer ibadethanelerde ise bu durum son derece mahsurlu görülmektedir.
Tanrı katında kadın erkek ayrımı olmadan bütün insanların eşitliği dinsel bir ilke iken Sünnilikte bu eşitlik yadsınarak kadınların ibadet yöneticisi olmaları da caiz görülmemektedir. Kaldı ki Sünnilikte kadın toplum yöneticisi, devlet başkanı bile olamaz. Bu da önemli bir çelişki olarak durmaktadır. Alevi inancında ise kadın ve erkek hayatın her alanında eşittir. İbadet ederken de, idarecilikte de kadın ve erkeğin eşitliği Alevilikte temel bir ilkedir. Bu konuda Hazreti Hünkar Hacı Bektaş – ı Veli şöyle buyurmaktadır:
“Erkek, dişi sorulmaz muhabbetin dilinde
Hakkın yarattığı her şey yerli yerinde
Bizim nazarımızda kadın erkek farkı yok,
Eksiklik, noksanlık senin görüşlerinde…”
Sünni inancın ibadetle ilgili bir diğer çelişkili tutumu da ibadet sırasında örtülmesi gerekli yerlerin neler olduğu konusundadır. Çelişki, erkeklerin nasıl örtünecekleri konusundadır. Kadınların ibadet sırasında nasıl örtünecekleri konusunda ise görüş ayrılığı yoktur. Buna göre kadınlar; el, yüz ve ayak hariç tüm bedenlerini bol / geniş giysilerle örtmelidirler. Buna karşın Ebu Hanife’ye göre kadınların saçlarının bir kısmının namazda görünmesi namazı bozmamaktadır. Öbür Sünni mezhepler ise bir tel saçının bile görünmemesi gerektiği fikrindedirler.
Namazda örtülmesi gereken yerlere avret yeri denilmektedir. Erkeklerin avret yerinin neresi olduğu konusunda Sünni mezhepler farklı görüşlere sahiptir. Hanefi, Şafii, Hanbeli mezhepleri erkeğin göbek ile diz kapağı arasının avret yeri olduğunu belirtirken Maliki mezhebi sadece cinsel uzuvlarının ve kaba etinin avret yeri olduğunu ileri sürmektedir. Yani Malikilere göre kişi ön ve arka organlarını örten bir çamaşırla namaz kılabilmektedir. Diğer Sünni ekoller ise diz kapağı ile göbek arasını örtmeyi şart görmektedir.
Günlük namazların kaç vakit olduğu konusunda da Sünnilikte ilginç bir görüş mevcuttur. Bu görüş Miraç olayı ile ilintilendirilmektedir.
Buna göre peygamber Hazreti Muhammed, Miraç'ta Tanrı'dan inananlar için günde elli vakit namaz buyruğu almış fakat dönüşte yolda Hazreti Musa'ya rastlamış, Hazreti Musa, Hazreti Muhammed'e günde elli vakit namazın inananlara ağır geleceğini söyleyerek Tanrı'dan bunu indirmesini istemiştir. Hazreti Muhammed, Hazreti Musa'nın öğüdüyle yeniden Tanrı katına gidip günlük namaz vakti sayısının indirilmesini talep etmiştir. Her gidişinde beş vakit indirilmiştir. Her seferinde Hazreti Musa, Hazreti Muhammed'e daha da indirmesi için Tanrı katına tekrar gitmesini istemiştir. En son beş vakte indiğinde bile Hazreti Musa aynı isteği yinelemiştir. Fakat Hazreti Muhammed, bundan daha az sayıda vakit için Tanrı'dan ricada bulunamayacağını belirtmiştir. Böylece Sünni teolojiye göre günlük beş vakit namaz kesinleşmiştir. Bu anlatı Sünni teolojinin en güvenilir kaynakları arasında kabul edilen Buhari'nin hadis derlemesinde ve diğer kimi derlemelerde de mevcuttur.
Bu noktada Sünni bilginlere şu soruları yöneltmek gerekmektedir;
1. Tanrı peygamber bile olsa birilerinin isteğiyle sürekli görüş değiştiren ve karar veremeyen bir varlık mıdır ki elli vakti kademe kademe beşe kadar indirmiştir ?
2. Hazreti Muhammed, günlük elli vakit namazın kendi inananları için katlanılamayacak / yerine getirilemeyecek derecede zor olduğunu akıl edemeyen biri midir ki Hazreti Musa'nın akıl vermesiyle hareket etmektedir ?
3. Tanrı ve Hazreti Muhammed namaz vakitleri konusunda pazarlık mı yapmışlardır ?
4. Hazreti Musa, Tanrı ile Hazreti Muhammed arasındaki pazarlıkta aracılık mı yapmıştır ?
5. Hazreti Musa, namaz vakitleri konusunda hem Hazreti Muhammed'e hem de Tanrı'ya etkide bulunan gerçek bir belirleyici midir ?
6. Yoksa Sünni İslam'daki günlük beş vakit namaz uygulamasının kaynağı Hazreti Musa mıdır ?
7. Sünniler günde elli vakit namaz yerine beş vakit namaz kıldıkları için Hazreti Musa'ya şükran ve minnet borcu içerisinde midirler ?
8. Tanrı, günlük elli vakit namazın insanlar için güç olduğunu Hazreti Musa olmasa anlamayacak mıydı ?
4 hak mezhep içinde alevilik asla mezhep olamamıştır..Hak mezhep onayı kime ait????
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Alıntı:
banu79 rumuzlu üyeden alıntı
Yezide hazret diyen süni zihniyeti anlamış değilim....
Biraz klasik bir cevap olacak ama; pek çok sünni ailenin çocuklarına Ali, Hasan, Hüseyin isimlerini verdikleri ve kimsenin Yezid ismini vermediği düşünülürse Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin ile Yezid'e sünni müslümanların nasıl baktığı anlaşılabilir.
http://www.milliyet.com.tr/1997/08/3.../livaneli.html
(...)Oğlunuza Yezit adını koyar mıydınız?
Ya da şöyle bir soru: Bir kişi diğerine seni yezit seni dese, bu söz hakaret kapsamına girer mi girmez mi?
* * *
EVET; Muaviye'nin oğlu Yezit, altıncı İslam halifesidir.
Ne var ki bu kişinin adı halife olarak değil, hakaret anlamında kullanılır.
Sünniler de böyle kullanır, Aleviler de!
Çünkü Yezit, Kerbela'da Peygamberin torunu Hazreti Hüseyin'i ve soyundan gelenleri büyük bir zulümle öldürmüştür.
Bu yüzden de bir İslam halifesi olmasına rağmen, katil olarak anılır.
Alın size Alevilerle Sünniler arasında bir ortak payda daha!
(...)
-
Re: Alevilik Din Değil... Gerisi Ne?
Alıntı:
erdem53 rumuzlu üyeden alıntı
Sayın commodore1tr;
Ben cognis rumuzlu üyeye şaka yaptım, gülücük attım demedim. İletisinden alıntı yaptığım yukardaki kısmının beni ilgilendirdiğini düşündüm. İletisini bütünüyle okuyup değerlendirdiğinizde ise; kendi içerisinde tamamen tezat oluşturduğunu görürsünüz. Kendisi namaz kılmak için vakit bulammaktan şikayet etmiş ve sonra da ''En azından namaz vakti pc başında oturup oraya buraya laf yetiştirmeyecek'' diye bağlamış. Kendisine cevap yazmış aslında. Sayın sdt23 de bu çelişkiyi görmüş olacak ki ''başka sorum yok diye'' ileti yazmış. Benim iletimde ise sizin deyiminizle gülücük veya şaka kısmı sayın sdt23 e yönelik olup kastedilen diğer üyenin iletisindeki tezattır.
O zaman sayın commodore1tr; ben sizi, bana yapmış olduğunuz uyarıların şiddetlisi ile uyarıyorum. Sizin yazdıklarınıza tamamen cevap vermeme rağmen siz hiç bir soruma cevap vermeden dolambaçlı bir şekilde çevirip, aynı şeyleri tekrar etmeme sebebiyet veriyorsunuz. İletilerimi okumanızı rica ediyorum. İllede iletilerimi okumak zorunda değilsiniz ancak cevap yazacaksanız lütfen okuyunuz.
HTML Kodu:
Çok haklısınız sayın sdt23... Karar: Cezayi ehliyeti olmadığına...
Erdem53 iletiniz de gülücük atmış mısınız?? atmışsınız. Atınız mesele yok, zaten müdahil de olmuş değilim, Sanırım sdt23 ile gülüşmüşsünüz,,, espri anlayışınız hakkında ne diyeyim YORUM YOK!!!
İletim iye ilgili açıklama yapmam da şart oldu, paradoks nedir önce onu araştırınız, iletimde zarif ve keskin bir algı içeren ironi mevcuttur. Anlayamadığınızdan izah edeyim...
*Hayatın bugünkü hatta bu yüzyıl ki doğal akışı içinde 5 vakit namaz kılmak/kıldığını iddia etmek hiç inandırıcı değil. Kaldı ki mümkün değil. Nasıl mümkün olabilir?? Bakınız; ilgili iletim...
*İlla nicelik, illa nicelik derseniz ne olur?? Nitelikten feragat edersiniz... Bu da mutluluk getirmez. Günlük namaz randımanını tutturmayı ilke edinen, küçük çocukları da olan, çalışan müslüman bir anneden örnekle daha anlayabileceğiniz biçinme bu soruya cevap arayalım.., evet ne olur??? Bu kere kendini, kendi kadınlığını, ailesini ve anneliğini ihmal eder. Etmek zorundadır. Zira gün kadın için de, erkek için de, çalışan için de, çalışmayan için de 24 saattir...
*O halde hangisini toplum olarak istiyoruz? Kendini kendi ahiret dünyasına hazırlamayı öncelikli ilke edinmiş bireyi mi? Yoksa insana ve kendine değer veren bireyi mi? Kendini ve çevresini mutlu etmeyi öncelik edinmiş, zamanını buna kanalize etmiş bireyi mi? Hatta İSLAM HANGİSİ İSTİYOR??
*Günün 24 saat, günlük çalışma saatlerinin asgari 8 saat, trafik vs ekstra zaman kayıpları, e bu zatın uykusu, aile saadeti, kişisel günlük bakımı, ihtiyaçları ha bir de namaz saatleri biraraya geldiğinde 5 vakit namaz kılınmasını şiddetle buyuran bilumum müslümanlar buna nasıl vakit bulurlar?? Bu iddia fizike, matematiğe, meterolojiye, vs. ilimlere külliyen aykırı.
*E kendi yapamadığını eyleme diğer insanları neden zorlarlar?? Bunu da psikoloji açıklasın.
*Aslında İSLAMİ doktrin özellikle 20 yüzyılda hayatın içinde varolma sıkıntısı yaşıyor; Müslümanlar da islami öğeleri hayatın içinde barındıramama sıkıntısı. O halde burda AKSAYAN BİR ŞEY VAR?? Bu aksaklığı Allah'ın gözardı etmesi, sonsuza kadar güncelliğini ve icra edilebilir varlığını koruyacağını iddia ederken bugünkü yaşam biçimini öngörmemesi, buna yönelik tedbir/alternatifler üretmemesi mi islamın yumuşak karnı mı?
Sn commodore1tr ile birbirinizi şiddetle uyarmanız üzerine kurulu ilişkiniz de egsantrik!!!
Sn commodore1tr günlük yaşamı içinde zaman ayıracak, okuyup, düşünecek, bilgi ve belge ile kendini donatacak,,, bu ve benzeri bilumum forum konularını açacak, fikirlerini hızına akıl sır erdiremeyeceğiniz bir ivedilikte; gerekçeli, izahatlı ortaya koyacak forum konuları oluşturacak..., kazı çevirip çevirip yakmama maharetiyle defaten tartışılmış konuları defaten yazacaksınız???? Hiç adil değil...