-
Re: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
[QUOTE=banu79;226186]Kızlarını 19 kez hamile bıraktı
İngiltere sapık babayı konuşuyor. Kızlarını 19 kez hamile bıraktı. Dokuz bebekleri oldu.
İngiltere'de iki kızına tecavüzle suçlanan korkunç baba, 19 kez hamile kalan kızlarının dokuz bebek doğurduğunu itiraf etti.
Bodruma kapattığı öz kızına 24 yıl tecavüz edip, ondan yedi çocuk sahibi olan Avusturyalı korkunç baba Josef Fritzl unutulmadan, gözler bu kez İngiltere'deki sapık babaya çevrildi. Sheffield kentinde yaşayan 56 yaşında ismi açıklanmayan adam, iki kızına defalarca tecavüz ettiğini itiraf etti.
Yedi çocuk yaşıyor
İngiliz polisi, korkunç babayla ilgili detayları sır gibi saklıyor. Ancak mahkemenin görüldüğü bölgede yayımlanan Sheffield Telegraph isimli gazete, ifadeleri ele geçirdiğini iddia etti. Haberde, adamın öz kızlarına defalarca tecavüz ettiğini ve onları hamile bıraktığını itiraf ettiği belirtildi.
Kızlarına 25 defa tecavüz ettiğini söyleyen adam; küçük kızını 12, diğerini yedi kez hamile bıraktığını kaydetti. Bu ilişkilerden dokuz çocuğun doğduğunu söyleyen korkunç baba, bebeklerin ikisinin birkaç saat içinde öldüğünü ifade eti. Babanın kızlarından biri "Nefretle doğan çocuklarımızı yine de çok seviyoruz" dedi.
dikkat alıntıbu
adama nasıl ceza vermişler merak ettim hapisanede ömür boyu yan gelip yatacak mı? 2 hayat söndürmüş
-
Re: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
Alıntı:
Hürrem Sultan rumuzlu üyeden alıntı
adama nasıl ceza vermişler merak ettim hapisanede ömür boyu yan gelip yatacak mı? 2 hayat söndürmüş
Sadece 2 hayat mı? Ya doğan 7 çocuk onların hayatı ..... düşünmek bile istemiyorum.
-
Re: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
Bence konu başlığından dolayı özür dinecek bir durum yok, konunun psikolojik, sosyolojik ve ahlaki yönü oldugu kadar hukuki boytuda var...
Önceleri susmayı tercih eden bireylerin bilinçlenerek, yıllardır gizli kalan sorunları gün yüzüne çıkardığı bir gerçektir, bunun için adliyelerde yazılan iddaname sayısına bakmakta fayda var, konuşulmasında ve ceza miktarlarının azlıgını tartısmakta fayda var diye düşünüyorum...
-
Re: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
İnternette de bu konu çok yaygın ve adult sitelerinde ensest ilişki adeta özendiriliyor. Ensest hikayeleri diye başlıklar buldum konuyu araştırırken. Çünkü ensest olayını yaşamış ve bundan çok keyif almış aile bireyi ağzından yazılmakta ki;bu yalandır... Bana kalırsa bir kişi oturup yazıyor bunları. Tamam girip okumayabilir ama hasbelkader okumuşsa azıcık da eğilimi varsa artıyor işte... Şahsi kanaatim bunun da bu konu üzerinde etkili olduğu yönündedir.
-
Re: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
gercekten cok büyük sapkınlık.....
-
Re: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
Türkiye'nin ensest raporu!
Mağduru her yaştan kız ve erkek çocuk. Saldırganlar tanıdık; en sık yaşanan baba-kız ve baba-oğul arasındaki istismar. Yüksek gelir grubunda örtbas etmek daha kolay. Gerçek boyutları saptanamıyor. Ensesti önleme ve çözmede annelerin dikkati hayati önem taşıyor.
Ensest nasıl açığa çıkıyor, neden gizli kalıyor? Ensestin açığa çıkmasıdan sonra hangi sorunlar yaşanıyor, mağdur yaşadığı şeyi niçin dile getirmez? Ensest evin dışına çıktığında: Bağırsa dünya duyar mı? Soruşturma ve yargı sürecinde yaşananlar, ensest sonucu doğan bebekler... Nüfusbilim Derneği ve Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu tarafından hazırlanan "Türkiye'de Ensest Sorununu Anlamak" raporununun yanıt aradığı sorulardan birkaçı...
Saha çalışması Adana, Ankara, Diyarbakır, Erzurum, İstanbul ve Kocaeli'de gerçekleştirilen rapor; ensest vakaları ile farklı alanlarda karşılaşan rehber öğretmen, sınıf öğretmeni, psikiyatr, çocuk doktoru, çocuk cerrahı, adli tıp uzmanı, halk sağlığı uzmanı, ebe, polis, hâkim, savcı, avukat, psikolog, sosyal hizmet uzmanı, sosyolog ve sivil toplum kurumu çalışanlarından oluşan toplam 98 kişi ile yapılan derinlemesine görüşmelere dayanıyor. Ensest sorunuyla karşılaşan farklı meslek ve kurumlarda çalışan kişilerin deneyimlerini, çözüm arayışlarını ve önerilerini kamuoyuna iletme amacı taşıyor.
Haberin Devamı İçin Tıklayınız
ALO 183 HATTI İYİ TANITILMALI
Ensest mağdurlarının ve yakınlarının ensesti açığa çıkarmak için güvenebilecekleri ve kolay ulaşabilecekleri yollara ihtiyaç duyulduğuna vurgu yapılan raporda, ALO 183 Aile, Kadın, Çocuk ve Özürlü Sosyal Hizmet Danışma Hattı'nın çok iyi tanıtılması gerektiği belirtiliyor. Aile içi şiddet ve cinsel istismarla mücadele konusunda çalışmaları olan STK'ların tanınması, tanıtılması ve desteklenmesi isteniyor.
www.ntvmsnbc.com
-
Re: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
global dünyamızda teknolojinin en üst seviyelerde olduğu şu devirde insanlar ve toplum kendini modern göstermek ve çağdaş toplum rolüne bürünmek çabasıyla aile içi sevgi saygı ve en önemlisi şevkat duygularını kaybetmiş düzeyde yozlaşmaya doğru ivme kazanmıştır. seksüel duyguların aile içinde küçük olan çocuğa karşı aile büyüğü olmanın verdiği güçle kullanılıp çocuğun derin bir psikolojik travmaya maruz kalmasına sebep olacak şekilde kullanılması aile kurumunu bitirip çocuğun psikolojik travma içinde hayata hükmen mağlup başlamasına neden olmaktadır. Burda ensest denen insanlık dışı olaydan ancak aile içi saygı kurumunu yerleştirmek ve bilinçli bireyler oluşturmakla başaçıkılabilir kanaatindeyim...
-
Cevap: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
Bu başlık altındaki konuyu yeni gördüm.
Öncelikle bu konuyu açan Duygu hanıma çok teşekkür ederim(diğer tüm eleştirilere rağmen!!!)
Bu konunun mağduru pek çok insan var.Fakat ne yapabileceklerini dahi bilmiyorlar.Kendileri dışında kimseyle paylaşamıyorlar bile.Nasıl bir psikoljiyle yetiştikleri ve zamanı gelince nasıl bireyler yetiştirebilecekleri psikologlara bırakmak doğru ancak hukuki anlamda aydınlanacağımı beklerken hukukçuların bu konunun kendilerini değil psikologları ilgilendirdiğini sölemelerine çok üzüldü.
Şimdi ben bu konuda mağdur biriysem hukuksal anlamda yapabileceğim birşey yokmu? Bir psikoloğa giderek kurtulabilirmiyim.
Beni aydınlatırsanız çok sevineceğim.
-
Cevap: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
Alıntı:
esra1912 rumuzlu üyeden alıntı
Bu başlık altındaki konuyu yeni gördüm.
Öncelikle bu konuyu açan Duygu hanıma çok teşekkür ederim(diğer tüm eleştirilere rağmen!!!)
Bu konunun mağduru pek çok insan var.Fakat ne yapabileceklerini dahi bilmiyorlar.Kendileri dışında kimseyle paylaşamıyorlar bile.Nasıl bir psikoljiyle yetiştikleri ve zamanı gelince nasıl bireyler yetiştirebilecekleri psikologlara bırakmak doğru ancak hukuki anlamda aydınlanacağımı beklerken hukukçuların bu konunun kendilerini değil psikologları ilgilendirdiğini sölemelerine çok üzüldü.
Şimdi ben bu konuda mağdur biriysem hukuksal anlamda yapabileceğim birşey yokmu? Bir psikoloğa giderek kurtulabilirmiyim.
Beni aydınlatırsanız çok sevineceğim.
Türk Ceza Kanunu aile içi cinsar istismara ciddi cezalar getirmişti. Bu günlerde bu cezaların daha da arttırılması için çalışmalar sürmektedir.
''Madde 102 - (1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle işlenmesi durumunda, yedi yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.
(3) Suçun;
a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
b) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı,
d) Silâhla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
İşlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.
(4) Suçun işlenmesi sırasında mağdurun direncinin kırılmasını sağlayacak ölçünün ötesinde cebir kullanılması durumunda kişi ayrıca kasten yaralama suçundan dolayı cezalandırılır.
(5) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, on yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
Çocukların cinsel istismarı
Madde 103 - (1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar deyiminden;
a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar, anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Cinsel istismarın üstsoy, ikinci veya üçüncü derecede kan hısmı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, sağlık hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, onbeş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
(7) Suçun mağdurun bitkisel hayata girmesine veya ölümüne neden olması durumunda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
Reşit olmayanla cinsel ilişki
Madde 104 - (1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikâyet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Fail mağdurdan beş yaştan daha büyük ise, şikâyet koşulu aranmaksızın, cezası iki kat artırılır.
Cinsel taciz
Madde 105 - (1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Bu fiiller, hiyerarşi veya hizmet ilişkisinden kaynaklanan nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle ya da aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlendiği takdirde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur işi terk etmek mecburiyetinde kalmış ise, verilecek ceza bir yıldan az olamaz. ''
Her ne kadar TCK ensest i ayrı bir katagoride ele almamışsada her bir kanun maddesinde ''alt soy üst soy'' olarak bu suç işlendiğinde cezanın daha da arttırılacağı hükme bağlanmıştır.
Aslında ensest açık bir insanlık suçudur. Hele mağdur ne olduğunu anlayamayacak durumda ise daha vahimdir. Bu suçun erkek kız denmeden işlenmesi de ayrıca düşündürücüdür.
Ensest ilişki doğu ya doğru gittikçe yaygınlaşmaktadır. Bu da bize aslında ipuçları vermektedir. Eğitimsizlik, cinsel bilgi eksikliği, cinsel baskılar çok belirliyici olmakla birlikte en önemli hususlardan biriside hanede ki kalabalık nüfustur...İki göz oda da karı koca ve 10 çocuk yaşarsa ve bunlar aynı yatakta yatar durursa çevre ensesti tetiklemiş olur. 19 yaşında ki bir genç kızın dört erkek kardeşiyle aynı yatakta yatması ensest i neredeyse kaçınılmaz yapar.
Bunun yanında bir de gerçekten sapkınlıktan kaynaklı ensest olduğunu düşünüyorum. Bu tip kişilerde ise eğitim ve sosyal çevrenin öneminin bulunmadığı ortaya çıkmaktadır. Gelişmiş toplumlarda az rastlanan ama rastlandığında da büyük olay olan toplumu sarsan boyutu ele alındığında ülkemizde sıradan olay kategorisine girmesi içimi parçalamaktadır.
Şu yada bu şekilde erkek olsun kız olsun ailesinden normal olmayan bir cinsel davranış gördüğünde kişi durumu diğer aile bireylerine bildirmelidir. Aslında devletinde bu konuda yapacağı çok şey vardır. Öncelikle en az üç çocuk saçma söylemini bırakıp yetiştirebileceğiniz kadar düzgün çocuk ilkesini benimsemelidir.
-
Cevap: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
Ensest ve çocuk istismarı ile ilgili ilginç örnekler veriyim sizlere .
Bir bölgeye gıda döküyoruz ve karınca olmasın diyoruz . Gıda atık vs dökersen karınca yada benzeri şeyler olacaktır . Biz karıncalar gelmesin diye o bölgeyi temizleyeceğimize gelen karıncaları nasıl caydıracağımızı düşünür dururuz . Psikiyatriler doktorlar polise devlete ihtiyaç duyar görevlerini azcık daha hassasiyetle yerine getirmelerini düşünür yakınırız . Oysaki yapmamız gereken şey ortada .. Temizlik yapmak ..
Müsadenizle ben karıncalarla yapılmaması gereken mücadele yöntemleri üzerinde ısrarla biraz daha durmak istiyorum . Bizim döktüğümüz artıklar hala bize sırıtarak bakarken biz nefretle karıncalara bakmaya devam ediyoruz . İlaç sıkıyoruz ölüyorlar . Sonra gene geliyorlar vs .. Hay allah bunlardan nasıl kurtulurum diye düşünüyoruz . Ama hala gözümüz gıda maddelerini görmüyor .. Kimimiz akıllı davranıp bunların nereden geldiğini tespit etmeye çalışırız ve buluruz . Deliklerini tıkıyoruz ve ertesi gün bakıyoruz o karıncalar varolmaya devam .. Meğerse başka bir geçit bulmuşlar kendilerine .
Karıncalara nefretle bakarak onlara ....... diyerek onları suçtan caydıramazsın .
Sevgili yurdum türkiyede karınca savma yöntemiyle hiç bir suçla başedilemez .. Eğitimle kesinlikle alakası yoktur bunuda ekliyim !
Türkiyemde hiç kimse kötü değildir onu o suça teşvik eden nedir onu bulmak lazım . Misal bakıyoruz tv lerde ben bir ara okudum evet hak verdim reklamlar çocuk bezleri vs . Okullarda uzun etek giymeyeceksin diye uyarı alan kızlarıda duymuşum ben . Yani yaşayış tarzı haaa demekki bak islam imdada yetişiyor o zaman islamı uygulayalım .
Yok kızıyla aynı odada yatmakmış yok sebebi fakirlikmiş . Yok öyle kardeşim alakası yok . Önce yemi ortadan kaldıralım 23 nisandaki kıyafetlere dikkat edelim . Çocuğumuzun sokaktaki giyimine dikkat edelim çocuktur diyip geçmeyelim . Sonra bakın sonuç nasıl alınıyor ..
Hepimiz birer erkek çocuğuyduk bazılarımız belki beni anlıyordur yani çoğumuz erkek sanırım burada.. Kız - erkek çocukların teke tek oynamalarınında yanlış oldugunu düşünüyorum belki birileriniz yadırgayacaksınız ama ben görüşüm bu yanlış .
Fazla başınızı ağrıtmıyım :) Suçlunun suçu , suç unsuruyla suç olur . Biz o unsura meydan vermeyelim . Bütün çocuklar çocuklarımızdır diyip çevremize bu tür açıklamalar yaparsak iyi niyetli ailelerimizinde çocuklarınında canı yanmaz .
Haddimi aştıysam affola ..
-
Cevap: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
Ensest Nedir?
Çocukta cinsel istismar yüzyıllardır bilinen bir konudur. Bununla beraber son yıllarda çocukluk cinsel istismarında bir artış söz konusudur. 1998'de Amerika Birleşik Devletleri'nde çocuk ve ergenlerin binde 1.6'sının cinsel istismara uğradığı bildirilmiştir. Ülkemizde ise Trakya Üniversitesi'nde yapılan bir çalışmada, aile içi cinsel istismarın %1.4 oranında olduğu bulunmuştur.
Ensest; evlenmeleri hukuksal, ahlaki ve dini açılardan yasaklanmış yakın akraba olan kadın ile erkeğin cinsel ilişkide bulunmaları anlamında kullanılmaktadır. Cinsel sapkınlık olan ensest "akraba aşkı" olarak da tanımlanmaktadır. Ensest yasakları, toplumsal bir kural oluşturduğundan sosyal ve kültürel bir olgudur. Toplum tarafından ayıplanması ve büyük çoğunlukla çok yakın akrabalar tarafından gerçekleştirilmiş olması gizli tutulmasına neden olmaktadır. Ensest geleneksel olarak biyolojik akrabalığı olan aile bireyleri arasındaki ilişki olarak değerlendirilmektedir. Bu ilişki türü tarihte hep yasaklı bir tabu olarak görülmüştür. Klasik ensest ilişki sadece kan bağına dayanmaktadır. Yakın ilişkilerin kurulduğu, ebeveyn bağının ve güvenin oluşmuş olduğu veya ebeveynlerle olan ensest ilişki uzun yıllar boyunca görülmezlikten gelmiştir. Bu nedenle son yıllarda ensestin daha genel bir yaklaşımla çocukta cinsel istismar olarak değerlendirilmesi ve sadece cinsel ilişki dışında daha geniş anlamda cinsel içerikli davranışları da içermesi gerektiği görüşü ağırlık kazanmaktadır.
Ensest İçin Risk Faktörleri:
*Alkolik baba,
*Annenin hasta olması veya evi terk etmesi,
*Yetişkinlerin çocukla aynı odayı ya da yatağı paylaşmaları,
*Kız çocuklarının babalarından ayrı yaşamaları,
*Aile bireylerinde görülen psikiyatrik bozukluklar,
*Annenin gece çalışmak zorunda olması sebebi ile çocuklara baba ya da üvey babanın bakması,
*6-8 yaşlarından ve kız çocuk olmak,
*Küçük kızda aniden gelişen baştan çıkarıcı tavırların varlığı,
*Anne ya da babanın her ikisinin ailesinde daha önce ensest ilişkinin varlığı,
*İktidarsızlık ve psikopat kişilik özelliği.
Ensestin Çocuk Üzerindeki Bazı Etkileri
Ensestin çocuk üzerindeki etkileri; çocuğun saldırganla olan ilişkisine, seksüel aktivitelerin şekline, şiddet kullanımına, fiziksel zararın varlığına, çocuğun işbirliğine, yaşına gelişim basamağına ve travma öncesi psikolojik gelişimine bağlı olarak değişebilmektedir.Genel olarak şu etkilerden bahsedilebilir:
*Korku
*Depresyon
*Hiperaktivite bozukluğu
*Enürezis(alta kaçırma) ve enkoprezis(alta bırakma)
*Davranış problemleri
*Okul problemleri
*Cinsel problemler
*Karşı gelme bozuklukları ve öfke tepkileri
*Parmak emme, tırnak yeme
*Fobiler, uyku bozuklukları gibi etkilerden bahsedilebilir.
Psikolog Beyhan BUDAK
-
Cevap: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
Bizim ülkemizde çok fazla yaşanmadığını zannettiğimiz "ensest", maalesef tahmin ettiğimizden çok daha fazla yaşanıyor.Yurtdışında yaşanılan olayları çok fazla duyuyoruz.En son Avustralyada ki "sapık babayı" hepimiz medya yoluyla öğrendik.
Bizim ülkemizde bu tarz durumların çok fazla konuşulmaması, gün yüzüne çıkmaması, aile içi cinsel istismarın az olduğu anlamına gelmiyor.
İşim gereği, bazı durumlarda aile içi cinsel istismar vakalarıyla karşılaşabiliyorum.Ne yazık ki, cinsel istismarın kesinleştiği durumlarda bile aile olayı kabullenmek istemiyor.Ya da cinsel istismarın faili konumundaki kişinin, ailevi yakınlığından dolayı küçük çocukların yalan söylediğini düşünüyor aileler.
Bazı durumlarda ise, aile fertleri, durumu görmezden gelmeye kadar vardırabiliyorlar işi.
Sonuç olarak, olan ensest mağduru olan çocuğa oluyor.Cinsel istismara uğrayan çocukların, içindeki bulundukarı zamanda ve geleceklerinde başetmesi çok zor olan çok büyük psikolojik zararlarla başbaşa bırakıyorlar.
-
Cevap: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
Alıntı:
fischherz rumuzlu üyeden alıntı
Ensest ve çocuk istismarı ile ilgili ilginç örnekler veriyim sizlere .
Bir bölgeye gıda döküyoruz ve karınca olmasın diyoruz . Gıda atık vs dökersen karınca yada benzeri şeyler olacaktır . Biz karıncalar gelmesin diye o bölgeyi temizleyeceğimize gelen karıncaları nasıl caydıracağımızı düşünür dururuz . Psikiyatriler doktorlar polise devlete ihtiyaç duyar görevlerini azcık daha hassasiyetle yerine getirmelerini düşünür yakınırız . Oysaki yapmamız gereken şey ortada .. Temizlik yapmak ..
Müsadenizle ben karıncalarla yapılmaması gereken mücadele yöntemleri üzerinde ısrarla biraz daha durmak istiyorum . Bizim döktüğümüz artıklar hala bize sırıtarak bakarken biz nefretle karıncalara bakmaya devam ediyoruz . İlaç sıkıyoruz ölüyorlar . Sonra gene geliyorlar vs .. Hay allah bunlardan nasıl kurtulurum diye düşünüyoruz . Ama hala gözümüz gıda maddelerini görmüyor .. Kimimiz akıllı davranıp bunların nereden geldiğini tespit etmeye çalışırız ve buluruz . Deliklerini tıkıyoruz ve ertesi gün bakıyoruz o karıncalar varolmaya devam .. Meğerse başka bir geçit bulmuşlar kendilerine .
Karıncalara nefretle bakarak onlara ....... diyerek onları suçtan caydıramazsın .
Sevgili yurdum türkiyede karınca savma yöntemiyle hiç bir suçla başedilemez .. Eğitimle kesinlikle alakası yoktur bunuda ekliyim !
Türkiyemde hiç kimse kötü değildir onu o suça teşvik eden nedir onu bulmak lazım . Misal bakıyoruz tv lerde ben bir ara okudum evet hak verdim reklamlar çocuk bezleri vs . Okullarda uzun etek giymeyeceksin diye uyarı alan kızlarıda duymuşum ben . Yani yaşayış tarzı haaa demekki bak islam imdada yetişiyor o zaman islamı uygulayalım .
Yok kızıyla aynı odada yatmakmış yok sebebi fakirlikmiş . Yok öyle kardeşim alakası yok . Önce yemi ortadan kaldıralım 23 nisandaki kıyafetlere dikkat edelim . Çocuğumuzun sokaktaki giyimine dikkat edelim çocuktur diyip geçmeyelim . Sonra bakın sonuç nasıl alınıyor ..
Hepimiz birer erkek çocuğuyduk bazılarımız belki beni anlıyordur yani çoğumuz erkek sanırım burada.. Kız - erkek çocukların teke tek oynamalarınında yanlış oldugunu düşünüyorum belki birileriniz yadırgayacaksınız ama ben görüşüm bu yanlış .
Fazla başınızı ağrıtmıyım :) Suçlunun suçu , suç unsuruyla suç olur . Biz o unsura meydan vermeyelim . Bütün çocuklar çocuklarımızdır diyip çevremize bu tür açıklamalar yaparsak iyi niyetli ailelerimizinde çocuklarınında canı yanmaz .
Haddimi aştıysam affola ..
Öncelikle selamlar..
Bu yazınızı içerik bakımından kınamak zorundayım... Evet haddinizi aştınız, affedecek mercii konusunda yardımcı olamam orası başka..
Ben Adölesan (ergen-gençlik) danışma merkezinde görev alan bir hekimim. Bir büyükşehirde hizmet vermekteyim. Anlaşılacağı üzere hizmet kapsamımız 10-24 yaş arası tüm bireylerdir. Aile içi problemler, sorunlu ergenlik dönemleri, sınav stresleri vs. gibi bir çok konuda danışmanlık hizmeti vermemizin yanında çocuk istismarı da hizmet kapsamımızda bulunmaktadır.Bu konu da hem klinik gözlemlerimiz hem de sosyolojik açıdan bakışımızla farkettiğimiz en önemli nokta şu ki istismarda bulunan şahıslarda çok yüksek oranlarda bir kişilik bozukluğu mevcuttur. Kişilik bozukluğu olarak tanımladığımız gruptada özellikle anti-sosyal(psikopat),şizoid tip kişilik bozukluğu ve sınırda diye tanımlanacak borderline bozukluklar yer almakta. Yani işin biraz daha türkçesi istismar edenlerde genetik olarak tanımlanmış (yapısal-doğuştan) sorunlu tiplerdir. Tabiki bir kısım vatandaşta da kendi içsel sorunları ve ya kendi ergenliğinde istismara uğramış olması gibi edinsel-edinilmiş-sonradan kazanılan bozukluklar da görülmektedir.
Yani 23 Nisanda gösteri yapan kız çocuklarımıza yan gözle bakan tipler aslında kişilik bozukluğu olan tiplerdir. Bu nedenle 23 nisanda kıyafetleri sizin tabirinizle "kapalı" hale getirmek çözüm olmaktan ziyade hedef değişikliğine neden olacaktır ki niyet kısmı devreye girdiğinde zaten o şahıslar bu çocukları gözleriyle de soymaktadırlar. Bakınız 19 Mayıs gösterilerinde ki kız çocuklarımızdan bahsetmiyorum dikkat ettiyseniz. Çünkü 19 Mayıs Lise çağı çocukları açısından değerlendirileceğinden ergenliğin ileri aşaması olarak görülecek bir gruptur ve kadınsı/erkeksi vücut hatlarına kavuşmuş/şekillenmiş bireylerdir. Zaten kanun kapsamında da (bu kadar hukukçu arasında yanlış yapmak istemem ama) yasal yaş sınırı 17 dir. 17 üstü ile 17 altında istismarlar arasında yasal olarak işleyen süreç farklıdır.
Konuya dönecek olursak.. Özellikle sizin vurgu yaptığınız konular bunca klinik vaka ile karşılaşmış olan bana çok abzürd geliyor. 23 Nisan çocuklarını kapatalım, sokakta kız-erkek ÇOCUK ların bir arada oynamasına izin vermeyelim tarzı yaklaşımlar maalesef işin sosyal boyutunu zedeliyor. Sağlıklı toplum - sağlıklı bireyler esas alındığında her iki cinsin birbirini ve kendilerini tanıması,ayıp,yanlış,ahlaksızlık gibi kavramların oturması en başta aile içi eğitimle geliyor. Siz eğitimle alakası yok diyerek bu kısmıda kesip atmışsınız. Bu nedenle aile içi öğrettiğiniz doğrularla beraber bu iki cinsin çocuk yaşta tanışıp büyüme sürecinde farklılıklarını kavraması en sağlıklı ve kabul edilen yol olmakta. Yoksa kadının göbek deliğinden cinsel ilişkiye girmeye çalışan ve kadınlık organını idrar yapmaya yarayan bir organ olarak bilen ve netice deçocuğumuz olmuyor diye kapımıza gelen 20 yaşında ki evli çiftlerden fazlaca türemesi kaçınılmaz oluyor. Çalıştığım birim aynı zamanda cinsel sağlık ve üreme sağlığı üzerine okullarda eğitimler veriyor. Ağaç yaşken eğilir mantalitesi ile hareket edip henüz ortaokul çağındayken cinsel bilgileri dığru ve güvenilir kaynaklardan alınması gerçeği de bu konuda yetişen jenerasyonların sağlıklı bireyler olması açısından fazlaca önem arz ediyor.
Cinsel kimliklerin oturmaya başladığı ergenlik yaşlarında kız ve erkek çocukların oyunlarla vs ile karşılaşması cinsel kimliklerin oturmasında çok daha faydalı oluyor.Onları tecrit etmeden ancak denetimsizde bırakmadan serbest bırakmak yapılacak en mantıklı harekettir.
Son söz.. Ben kız-erkek karışık okullarda okuyup kız-erkek oyunlar oynayan bir çocuktum.Bundan dolayı şimdi geriye bakınca zarar değil yarar gördüm. Bu neden Sizin ifade ettiğiniz gibi "YEMİ ORTADAN KALDIRMAK" deyimini şiddetli kınıyorum. Yem olarak tabir ettiğiniz anladığım kadarıyla çocukların birlikteliğidir. Bir kez daha KINIYORUM. Ve üzülerek söylüyorum ki bu tür bir bakış açısından ziyade çözümü insanların cinsel tecritle ayrılması, çocukların kapatılması olarak sunduğunuz için sizi ne söylediğiniz ve ya ne ima ettiğiniz konusunda dikkat etmeye davet ediyorum. Bir hekim gözüyle hele ki istismar konusunda kendince klinik ve psikolojik tecrübe edinmiş bir hekim gözüyle samimiyetimle söylemeliyim ki şayet önüme bir istismar suçlaması ile gelip ifadelerinizde çocuklar tecrit edilmeli ya da 23 nisan çocukları kapalı giyindirmeli gibi fikirlerle gelseydiniz hakkınızda ciddi şüphelerim olurdu. En baştan dediğim gibi çocuk istismarı yapanlarda kişilik bozukluğu mevcuttur. Bu nedenle giyinik yahut soyunuk farketmeksizin bu insanlar istismarda bulunmaya meyilldir. Yine bu nedenle toplumumuzun "sağlıklı" kesimi 23 nisan çocuklarının cinsel çağırışımları konusunda bir düşünce içerisinde değildirler. Sizi tekrar ve tekrar şiddetle kınıyorum ve ifade ettiğiniz cümlelerin iyi niyetli ancak derinlemesine irdelenmemiş ifadeler olmalarını umuyorum.
-
Cevap: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
Ve eklemek zorunda olduğum bir başka konuda şu ki sayın fischherz "imdada yetişen islam"dan kastınız sanırım kapalı giyim olup mahremiyet adı altında kapanmaktır. Ancak maalesef ki istatistiksel olarak yansıyan görüntü özellikle baskıcı ve mutaassıp olarak değerlendirebileceğimiz ve kendilerince islamın gerekliliğini uygulayan ailelerde bu tür cinsel istismarlar daha fazladır. Öyle ki bu tip ailelerde cinsel istismar fazla iken; daha çok okumuş ve sosyal olarak belli bir seviyeyi aşmış ailelerde de duygusal istismarlar mevcuttur.
Bu nedenle tekrar tekrar vurgu yapmakta fayda var ki "YAYINLANAN BEBEK BEZİ REKLAMLARININ DEĞİŞTİRİLMESİ, 23 NİSAN ÇOCUKLARININ KAPALI GİYİNDİRİLMESİ, KIZ-ERKEK ÇOCUKLARININ BİR ARADA OYNAMASINA İZİN VERİLMEMESİ" gibi çözümden uzak hatta bence sapık kişiliklerce ortaya atılan bu fikirler çözüm olmaktan ötedir.
Bu tür olayları bir "SUÇ UNSURU" olarak gören zihniyetinizi tekrar kınıyorum. Daha önce dediğim gibi bütün bunların iyi niyetli ancak düşüncesizce ortaya atılmış fikirlerinizden ibaret olduğunu duymak istiyorum. Bahsettiğiniz çocuktur ÇOCUK!! Bu konularda islamın arkasına sığınmak, islamın örtünme ya da namahrem gerekliliklerini çocuklara uygulatmak düşünceleri dini açıdan da sapkınlıktır. Sizi kınaya kınaya bir hal oldum farkındayım ancak fikirlerinizin ısrarlı bir biçimde sürdüğünü görecek olursam burada yazdıklarınızı bir delil olarak kullanıp en azından hakkınızda bir inceletme başlatmaktan yana elimden geleni yapacağımı bilmenizi isterim.
Yıllardır savaştığım zihniyeti (çocukların cinsel istismara kendilerinin neden olduğu saçmalığı) burada böyle değerli bir hukuk platformunda görmek beni hayal kırıklığına uğrattı. Hadi oldu da böyle fikirler duyan siz saygıdeğer hukukçuların böylesine tepki vermemiş olması da ayrıca bir garip geldi.
Sayın AV. DUYGU TEKAY hanımefendi aslında "Genel inanışa göre" başlığı ile olaya vurgu yapmış ancak heyhat..!
Cinsel istismarda asıl suçlu olan istismara yol açacak davranışlarda bulunan çocuklardır.
Alın size bu inanışa dayanarak çıkarımlarda bulunan bir zihniyet! Tepki almamış olması çok enteresan..
-
Cevap: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
Alıntı:
drrae rumuzlu üyeden alıntı
Öncelikle selamlar..
Bu yazınızı içerik bakımından kınamak zorundayım... Evet haddinizi aştınız, affedecek mercii konusunda yardımcı olamam orası başka..
Ben Adölesan (ergen-gençlik) danışma merkezinde görev alan bir hekimim. Bir büyükşehirde hizmet vermekteyim. Anlaşılacağı üzere hizmet kapsamımız 10-24 yaş arası tüm bireylerdir. Aile içi problemler, sorunlu ergenlik dönemleri, sınav stresleri vs. gibi bir çok konuda danışmanlık hizmeti vermemizin yanında çocuk istismarı da hizmet kapsamımızda bulunmaktadır.Bu konu da hem klinik gözlemlerimiz hem de sosyolojik açıdan bakışımızla farkettiğimiz en önemli nokta şu ki istismarda bulunan şahıslarda çok yüksek oranlarda bir kişilik bozukluğu mevcuttur. Kişilik bozukluğu olarak tanımladığımız gruptada özellikle anti-sosyal(psikopat),şizoid tip kişilik bozukluğu ve sınırda diye tanımlanacak borderline bozukluklar yer almakta. Yani işin biraz daha türkçesi istismar edenlerde genetik olarak tanımlanmış (yapısal-doğuştan) sorunlu tiplerdir. Tabiki bir kısım vatandaşta da kendi içsel sorunları ve ya kendi ergenliğinde istismara uğramış olması gibi edinsel-edinilmiş-sonradan kazanılan bozukluklar da görülmektedir.
Yani 23 Nisanda gösteri yapan kız çocuklarımıza yan gözle bakan tipler aslında kişilik bozukluğu olan tiplerdir. Bu nedenle 23 nisanda kıyafetleri sizin tabirinizle "kapalı" hale getirmek çözüm olmaktan ziyade hedef değişikliğine neden olacaktır ki niyet kısmı devreye girdiğinde zaten o şahıslar bu çocukları gözleriyle de soymaktadırlar. Bakınız 19 Mayıs gösterilerinde ki kız çocuklarımızdan bahsetmiyorum dikkat ettiyseniz. Çünkü 19 Mayıs Lise çağı çocukları açısından değerlendirileceğinden ergenliğin ileri aşaması olarak görülecek bir gruptur ve kadınsı/erkeksi vücut hatlarına kavuşmuş/şekillenmiş bireylerdir. Zaten kanun kapsamında da (bu kadar hukukçu arasında yanlış yapmak istemem ama) yasal yaş sınırı 17 dir. 17 üstü ile 17 altında istismarlar arasında yasal olarak işleyen süreç farklıdır.
Konuya dönecek olursak.. Özellikle sizin vurgu yaptığınız konular bunca klinik vaka ile karşılaşmış olan bana çok abzürd geliyor. 23 Nisan çocuklarını kapatalım, sokakta kız-erkek ÇOCUK ların bir arada oynamasına izin vermeyelim tarzı yaklaşımlar maalesef işin sosyal boyutunu zedeliyor. Sağlıklı toplum - sağlıklı bireyler esas alındığında her iki cinsin birbirini ve kendilerini tanıması,ayıp,yanlış,ahlaksızlık gibi kavramların oturması en başta aile içi eğitimle geliyor. Siz eğitimle alakası yok diyerek bu kısmıda kesip atmışsınız. Bu nedenle aile içi öğrettiğiniz doğrularla beraber bu iki cinsin çocuk yaşta tanışıp büyüme sürecinde farklılıklarını kavraması en sağlıklı ve kabul edilen yol olmakta. Yoksa kadının göbek deliğinden cinsel ilişkiye girmeye çalışan ve kadınlık organını idrar yapmaya yarayan bir organ olarak bilen ve netice deçocuğumuz olmuyor diye kapımıza gelen 20 yaşında ki evli çiftlerden fazlaca türemesi kaçınılmaz oluyor. Çalıştığım birim aynı zamanda cinsel sağlık ve üreme sağlığı üzerine okullarda eğitimler veriyor. Ağaç yaşken eğilir mantalitesi ile hareket edip henüz ortaokul çağındayken cinsel bilgileri dığru ve güvenilir kaynaklardan alınması gerçeği de bu konuda yetişen jenerasyonların sağlıklı bireyler olması açısından fazlaca önem arz ediyor.
Cinsel kimliklerin oturmaya başladığı ergenlik yaşlarında kız ve erkek çocukların oyunlarla vs ile karşılaşması cinsel kimliklerin oturmasında çok daha faydalı oluyor.Onları tecrit etmeden ancak denetimsizde bırakmadan serbest bırakmak yapılacak en mantıklı harekettir.
Son söz.. Ben kız-erkek karışık okullarda okuyup kız-erkek oyunlar oynayan bir çocuktum.Bundan dolayı şimdi geriye bakınca zarar değil yarar gördüm. Bu neden Sizin ifade ettiğiniz gibi "YEMİ ORTADAN KALDIRMAK" deyimini şiddetli kınıyorum. Yem olarak tabir ettiğiniz anladığım kadarıyla çocukların birlikteliğidir. Bir kez daha KINIYORUM. Ve üzülerek söylüyorum ki bu tür bir bakış açısından ziyade çözümü insanların cinsel tecritle ayrılması, çocukların kapatılması olarak sunduğunuz için sizi ne söylediğiniz ve ya ne ima ettiğiniz konusunda dikkat etmeye davet ediyorum. Bir hekim gözüyle hele ki istismar konusunda kendince klinik ve psikolojik tecrübe edinmiş bir hekim gözüyle samimiyetimle söylemeliyim ki şayet önüme bir istismar suçlaması ile gelip ifadelerinizde çocuklar tecrit edilmeli ya da 23 nisan çocukları kapalı giyindirmeli gibi fikirlerle gelseydiniz hakkınızda ciddi şüphelerim olurdu. En baştan dediğim gibi çocuk istismarı yapanlarda kişilik bozukluğu mevcuttur. Bu nedenle giyinik yahut soyunuk farketmeksizin bu insanlar istismarda bulunmaya meyilldir. Yine bu nedenle toplumumuzun "sağlıklı" kesimi 23 nisan çocuklarının cinsel çağırışımları konusunda bir düşünce içerisinde değildirler. Sizi tekrar ve tekrar şiddetle kınıyorum ve ifade ettiğiniz cümlelerin iyi niyetli ancak derinlemesine irdelenmemiş ifadeler olmalarını umuyorum.
Sn. drrae siz hekimmisiniz yoksa "kınama" memuru mu tam anlayamadım....muhafazakar ya da dini içerikli bir yaklaşım ,fikir ortaya atılınca bazı arkadaşlarımız neden hasmane bir tutum içerisine girerler anlamakta zorluk çekiyorum....kınanan arkadaşımızı hassasiyetinden dolayı kutluyorum ancak hastalığa gösterdiği reçete çok yüzeysel kaldığı gibi verdiği örneklerde mevcut sistemin tasarrufunda olan olaylardır....reçete olması babından yüce dinimizin yaklaşımını özetlersek...
1.Evlenmeyi/evlendirmeyi teşvik etmiş ve kolaylaştırmıştır.....bugün aksine evlenme yaşı yukarı çekilmiş olup ; durumu ekonomik olarak müsait olanlar da evlenmemektedir...
2.Her ne kadar boşanmayı teşvik etmeyip kerih görse de evlilik birliği temelinden sarsıldığında cevaz vermiş ve kolaylaştırmıştır....bugün için boşanma öncesi ve sonrasında tam bir eziyet vardır...
3.Mahrem ve namahremler arasında kılık kıyafet yönetmeliğini belirlemiştir.....çıplaklığın , şehveti ve sapkınlıkları artırdığı aşikardır...
4.Eşler arasında ki muhabbeti özendirmiş ;diğer namahremlere karşı ve ev içi mahremiyetlere gerekli özenin gösterilmesini tavsiye etmiştir....gelin-kayın;gelin-enişte;amca çocukları ve teyze çocukları arasındaki "biz kardeşiz" polemiği bir vakıadır...ebeveynle çocukların oda ve yatak paylaşımı; kardeşler arası yaşam tarzı sınırları belirlenmiştir....bizde , akrabaya karşı iyi niyetten olsa gerek bir namus anlayışı vardır...ancak karşındaki aynı hassasiyetleri göstermeyebilir...
Bu din müslümanlara gönderilmiştir ve ikazlar da onlaradır....yani bir müslüman sapkın davranışa girebilir mi evet girer...
Peki yaptırımı nedir..?...her ne kadar bekarlara uygulanmasa da evli olduğu halde kasden zina yapan kadın ve erkeğe "recm" cezasını uygun görmüşken aile içi sapkınlıklara ne ceza verir gerisini siz düşünün...?...
Önce sapkınlıklara giden yolları tıkamak, ardından caydırıcı cezalar....haa biter mi ?. bitmez , belki azalır...
-
Cevap: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
Sayın HUKUKÇULAR KRALI,
Bahsettiğiniz şeyler gayet doğru ve belki tartışmaya kapalı şeylerdir. Konuyu bu açıdan değerlendirmenize saygı duymakla beraber bana ne gibi bir cevap verdiğinizi anlamış değilim. Bahsettiğiniz konular ergenlik yaşı ve üstü kişiler ile ilgili dini yaklaşım ve ya toplumsal bakışı yansıtmaktadır. Ancak benim bahsim ÇOCUK İSTİSMARI'dır. Ve dini temel alarak ÇOCUKLARIN KAPATILMASI FİKRİ dinen bir hüküm değildir. Altını çizmekte fayda var. ÇOCUK! Yani dinen akıl bali olmayan, tıbben ergenliğe girmemiş olan yaş grubu (10 nyaş ve altı kabaca) Sanırım sizde akılbali olmayan ÇOCUKLARIN 23 Nisan bayramında tessettüre kapatılmasını savunmuyorsunuzdur. Tepkinizi anlıyorum ancak benim kınama ile odaklandığım noktadan uzak olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle dikkat ederseniz Lise yaş grubunu kapsayan 19 Mayıs etkinliklerine söz söylemedim. Tekrar ve tekrar söylüyorum ki bahsi geçen yaş grubu 1-10 yaş arası ergen olmayan -akıl bali- olmayan yavrucaklarımızdır.
TEPKİM DİNİ İÇERİKLİ YADA MUHAFAZAKAR YAKLAŞIMA değildir. Tepkim dinen "muaf" sayılabilecek bir grubun uğradığı istismar konusunda bu yaş grubuna yani çocuklara dini hükümlerin uygulatılmasınadır. Yani tepkim, çocuk bezi reklamından ya da 23 nisan çocuklarından "azan" zihniyetin, çocuklar çıplak olursa tabi ki azanlarda olur diyerek mübahmış gibi gösterilmesinedir. Nüansı kavrayıp öyle yorumlasak daha anlamlı olacaktır. Din, akıl bali yaş grubuna hükmeder bundan gerisi için bağlayıcılığı yoktur.
Sizin bahsettiğiniz dinde evlilik,boşanma,mahrem-namahrem konuları erişkin/ergenler içindir. Çocuklar için tartışacak bir durum yoktur. "Çocuğum insanlarda şehvet duygusu uyandırmasın da ben onu sıkıca paketleyeyim" zihniyetinin dinde de yeri yoktur. Zaten "çocuk"tan azan bir insanın da normal olmadığını en başta söylemiştim. Bu nedenle hassasiyet gösterdiğiniz konunun erişkinleri ilgilendirdiğini vurgulamam gerekiyor.
Benim dinden bahseden insanlara tepki gösterdiğim falan olmamakla birlikte bunun kişisel bir özgürlük olduğuna dair inancım tamdır. Referansım Kur'an-Kerim olup ilgili içerik ise "Leküm Diniküm Veliyedin" "Senin dinin sana benim dinim banadır" ayetinde apaçık durmaktadır.
Saygılar.
-
Cevap: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
En ince noktayı atladığımı farkettim. Bazen çocuğuna cinsel istismarda bulunan/bulunduğundan şüphe edilen anne-babalar ile görüşmelerimizde ilginç detaylar yakalamaktayız. Fakirlik yahut evin fiziki imkanlarının yetersizliğinden dolayı aynı yatağı paylaştığını bunun bir taciz olmaması gerektiğini söylediklerinde ve bunun arkasına sığındıklarında cevabımız "aranıza birşey koysaydınız? Neden koymadınız? Bir yastık ya da ince bir örtü... vs " şeklindedir. Çünkü insanlar çocukları ile aynı yatağı paylaştıklarında normalde böyle birşeye gerek duymamaktayız. Ancak istismar edilen çocukların aileleri de bu olağan durumun normalliğine sığınarak aradan sıyrılmayı hedeflemektedirler. Ancak mevzu derinlemesine hikayelere ve hatta çapraz sorgulara girince aydınlamaktadır. MEvzu daha dallanmadan söylenecek şey aslında çocuk tacizi yapanların "normal bireyler" olmadıklarıdır. Bu konuda en azından herkes hemfikirdir diye düşünüyorum.
-
Cevap: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
Merhabalar,
"Hukukçular Kralı" rumuzlu üyemizin yazdıklarını üzülerek okudum.Olaylara uzaktan ve ahkâm kesen bir bakış söz konusu yazıda.Bu tür hassas konularda, bu tarz konuşmalar yapmak, cinsel istismardan mağdur olmuş insanları rencide edebilir, üzebilir.Bu nedenle, daha hassas olunmalı diye düşünüyorum.
Yaşanan her olayın nedenleri vardır.Cinsel istismar gibi bir durumda da elbette nedenler mevcuttur.Bu nedenlere örnek olarak, cinsel istismarı uygulayan kişinin geçmiş yaşantıları, kişilik özellikleri, varsa psikiyartik bozuklukları, yaşanılan ortamın özellikleri, sosyoekonomik durumuları, aile yapısının özellikleri sayılabilir.Bu nedenler belki onlarca nedenden sadece bir kaçıdır.İnsani ilişkilerde "2+2=4" kesinliğinde ve basitliğinde sebep-sonuç ilişkisi aramak yersiz ve boşa çaba harcamaktır.En basit insani ilişkilerde bile, yeri geldiğinde insanların davranışlarını yönlendiren yüzlerce faktör olabilir.En basit ilişkilerde bile bu kadar çok faktör söz konusuyken, bir aileyi düşünelim lütfen.Bir aile, o kadar karışık bir yapıdadır ki, bilmeden ve kalıp yargılarla aile hakkında konuşmak bizi yanıltacaktır.
Cinsel istismar konusuna gelirsek, cinsel istismar olaylarının artmasını, 23 Nisan törenlerinde giyilen kıyafetlere, kız ve erkek çocuklarının beraber oynamalarına, çocuk bezi reklamlarına bağlamak en hafifinden basitliktir.
Bu durum, şuna benziyor; açık giyindiği için tecavüze uğrayan bir kadına, açık giyindiğin için bunlar oldu deyip, olanların bütün sorumluluğunu kadının üzerine yıkmak gibi.
Çocukların kişilik gelişimlerinde, sosyalleşmek çok önemli bir yere sahiptir.Yapılan çalışmalar göstermiştir ki, çocukların hem hemcinsleriyle hem de karşı cinsleriyle oyunlar oynaması, etkileşimde bulunması, kişilik ve cinsiyet rolü gelişiminde çok büyük rol oynamaktadır.
Ayrıca 23 Nisan törenlerinde giyilen kıyafetlerin ya da çocuk bezi reklamlarındaki bebeklerin bir takım kişilerin cinsel iştahını kabartması, giyilen kıyafetlerle ya da reklamlardaki bebeklerle ilgili değil, iştahı kabaran kişinin kişilik bozukluğundan kaynaklanmaktadır.Emin olun aynı kişi, çarşaf giymiş bir çocuğu da görse yine cinsel iştahı kabaracaktı.
Ayrıca, çocuğa yönelik cinsel istismar ve ensestin, son yıllarda arttığını tam olarak ispatlayamıyoruz.Çünkü, hala tam anlamıyla ortaya çıkan cinsel istismar vakalarının, çıkmayanlara oranla çok az olduğu tahmin edilmektedir.Belki de geçmişte de bu kadar çok çocuğa yönelik cinsel istismar ve ensest vakası vardı fakat sosyal ve ekonomik sebebplerden dolayı ortaya çıkmıyordu.Yaptığımız kıyaslamalar, ortaya çıkan vakaların kıyaslamasıdır.
Cinsel istismarın sebepleri olarak, değişen ve modernleşen toplumun, televizyon ve internetin olumsuz anlamda hayatımıza etki etmesinin etkisi de inkâr edilemez.
Sonuç olarak, çocuk istismarına sebep olarak gösterilen durumlar, yüzeysel ve bir o kadar rencide edicidir.
-
Cevap: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
Sn.BEYHAN;ortaya koyduğumuz ya da benimsemiş olduğumuz fikirleri yüzeysel ve rencide edici bulmuşsunuz ama "ensest risk faktörleri" ni sıralarkende çok ta uzak olmayan şeyler söylemişsiniz...."23 Nisan,bez reklamı" polemiğini ;piskolojik hastaları ve sapıkları bir tarafa bırakırsak ; konuya , bir psikolog gözüyle getirdiğiniz ,değerli çözüm öneriniz nelerdir..?...tenkid ettiğiniz fikre alternatif getireceksiniz.....
-
Cevap: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
10 YAŞ ALTI! YANİ FİZİKSEL VE ZİHİNSEL AÇIDAN TAM BİR ÇOCUK. NE ERKEĞE ÖZGÜ KAS YAPISI VE CİNSEL GELİŞİMİ NE DE KADINA ÖZGÜ YAĞ GELİŞİMİ VE CİNSEL ERGİNLİK DÖNEMLERİNE ULAŞMAMIŞ İNSAN EVLADI! Bu tanımı daha kaç kez yapacağız??
Psikolog Hanım da aynen dediğim şeyleri söyleyerek hem bir hekimin hem de psikologun farklı gözlerinden aynı yorumu getirmek suretiyle synı sonuca bağlsndı. Bu yaş grubu çocukları KAPATMAK çözüm değil sorun yaratıyor. Bu yaş grubuna tenezzül eden hasta ruhlar o çocuk üstü başı kapalı iken de bu çocuğa karşı haz duyuyor. Siz daha neyi savunuyorsunuz Allah aşkına? Çözüm diye çocukların giyimine müdahale etmeyi düşünen zihniyete nasıl şüphe ile yaklaşılmaz? Sormazlar mı adama daha cinsiyeti bile belli olmayan bir insan evladını kapatmayı düşünüyorsan sen de kötü gözle mi bakıyorsun bu yavrucaklara diye?
Peki bu insanlar için çözüm ne? İşte burada hukukun yaptırım gücü devreye giriyor. Yanlış-doğru kavramları ile içine düştüğü durumun oluşturduğu baskı bu işi sonlandırıyor. Maalesef bu br kişilşk yapısı sorunu olduğu için bu insanların çocuklara karşı olan hazzı geçmiyor ama kanunlar ve toplumsal baskıyla bir çocuğun ya da çocukların maruz kaldığı tacizlerin tekrarlanması son buluyor. İnsanların beynine girip çözüm üretmek henüz mümkün olmadığı için günümüzde en etkin çözüm kanunların yaptırım güçlerini kullanmak oluyor. Yoksa bu konu için kesin bir çözüm var demek zaten yanlış. O yüzden özel birimler kurulup özel incelemelerden geçiyor bu vakalar. Analizleri yapılıyor. Bu sebeple biz nasıl HUKUK ile ilgisi olmayan insanlar HUKUSAL olaylarda "tahmini" çözümler önermiyorsak ya da "kafadan" yorumlar yapmayıp işi "ehli"ne bırakıyorsak; bu konularda da SAĞLIK/RUH SAĞLIĞI çalışanlarının dışında kalanlarda aynı şeyi yapmamalılar. Yani konu ile ilgili eğitimi olmayanlar ya da bu platformda ki hulukçu arkadaşlar olayın sadece hukuki boyutuyla ilgilenmeliler. Psikosoyal yahut ruhsal gelişim aşamaları ile bırakın biz ilgilenelim, bırakın biz çözüm üretelim. Bilmem anlatabildim mi?
-
Cevap: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
Bu konuda, farazi konuşmak çok anlamlı değil.Bu sebeple, Nüfus Bilim Derneği ve Birleşmiş Milletlerin "Türkiye'de Ensest Sorununu Anlamak" adlı çalışmanın raporunun linkini veriyorum.İlgilenenler inceleyebilirler.Bu araştırmanın saha çalışması Adana, Ankara, Diyarbakır, Erzurum, İstanbul ve Kocaeli illerinde yapılmıştır.Ensest vakaları ile karşılaşan rehber öğretmen, sınıf öğretmeni, psikiyatr, çocuk doktoru, çocuk cerrahı, adli tıp uzmanı, halk sağlığı uzmanı, ebe, polis, hâkim, savcı, avukat, psikolog, sosyal hizmet uzmanı, sosyolog ve sivil toplum kurumu çalışanlarından oluşan toplam 98 kişi ile yapılan derinlemesine görüşmelere dayanıyor.Enseste dair kapsamlı bir inceleme.Sayın HukukçularKralı, bu raporu incelemenizi öneririm.
-
Cevap: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
merhaba arkadaşlar ben öğretmenim bir öğrencim ailesinde ensest ilişkiye maruz kalmış, savcılığa bildirmeyi düşünüyoruz; ancak şikayetçi olacağımız kişi kızın ağabeyi ve 15 yaşında bir çocuk.Merak ettiğimiz bu çocuğun ceza alıp almayacağı bu konuda yardımcı olabilir misiniz? Lütfen ACİL
-
Cevap: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
Yargılanır, suçu sabit olursa ceza alır, cezasını ıslah evinde geçirebilir, bu yargılamalar genellikle uzun sürmektedir, ceza kesinleştiğinde reşit olmaktadırlar ve cezaevlerinde çekerler. Tutuklu yargılanmaları da söz konusu olmaktadır.
-
Cevap: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
-
Cevap: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
Ensesti konuşma vakti geldi
DEVLET Bakanı Selma Aliye Kavaf, Türkiye genelinde ensest (aile içi cinsel istismar) verilerini elde etmek amacıyla özel bir araştırma yapacaklarını açıkladı.
CHP Milletvekili Nevin Gaye Erbatur, “Sessizliğe gömülü bu sorun gün yüzüne çıkmalı ve konuşulmalıdır” diyerek ensest konusunu TBMM gündemine taşıdı. Kavaf da şu bilgileri verdi: “15 yaşından önce yaşanan cinsel istismarın yüzde 30’unun erkek akrabalar tarafından uygulandığı tespit edilmiştir.”
Hürriyet
-
Cevap: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
Alıntı:
feresen rumuzlu üyeden alıntı
merhaba arkadaşlar ben öğretmenim bir öğrencim ailesinde ensest ilişkiye maruz kalmış, savcılığa bildirmeyi düşünüyoruz; ancak şikayetçi olacağımız kişi kızın ağabeyi ve 15 yaşında bir çocuk.Merak ettiğimiz bu çocuğun ceza alıp almayacağı bu konuda yardımcı olabilir misiniz? Lütfen ACİL
Hocam ne yaptınız savcılığa bildirdiniz mi merak ettim ? Bizleri bilgilendirirseniz seviniriz. Benzer durumda olan kişiler var ise gelişmeler emsal teşkil edecektir. Böylece onlarda mağdur olmaktan kurtulurlar..
-
Cevap: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
Konu ile ilgili gelişme var mıdır. _
Bizi bilgilendiriniz.
-
Cevap: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
KOCAELİ'nin Çayırova İlçesi'nde 11 yaşındaki öz kızına tecavüz ettiği ileri sürülen 40 yaşındaki S.G. tutuklandı
N.G. adlı kadın Emek Mahallesi'nde oturan ve günlük işlerde çalıştığı belirtilen S.G.'nin öz kızına tecavüz ettiğini öne sürerek şikayet etti. Tecavüzün daha önce gerkeçleştiğini, eşini kızının yatağında yakaladığını, ancak olayın duyulmasından korktuğu için söylemeye çekindiğini belirten anne, çocuğunun bu olayın etkisiyle sık sinir krizleri geçirmesi nedeniyle dayanamadığını ve polise gittiğini anlattı. N.G. eşinin kendisi ve çocuğunu kimseye söylemeleri halinde kendilerini öldüreceğini söylediğini öne sürdü.
Gözaltına alındığında verdiği ifadesinde, pantolonunun cebinden para kaybolduğunu bu bu yüzden kendisine eşinin ve çocuğunun iftira attığını iddia eden baba S.G. yapılan doktor muayenesinde çocuğa tecavüz bulgusuna rastlanınca tutuklandı.
Milliyet
Bu ne ya sapıklık had safhada ..
-
Cevap: Re: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
-
Cevap: Re: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
ülkemizde malesef bu konu üzerinde etkin çalışma ve doğru sonuçları alabilecek bir akademik çevre bulunmamaktadır.konu hayli hassas bir konu olmasından dolayı fabrikasyon (kurgu /üretme)istismar davaları ile gerçek davalar birbirine bu konularda akademik çevreler çalışma yapmadığından karışmaktadır. elbette aile içi ve ya dışı tüm istismarları lanetliyorum burada bulunan arkadaşlarımı bu konuda biraz daha başlarını kumdan çıkarıp araştırma yapmaya davet ediyorum .benim bu konuyla direk olmasada bağlantılı ve çokçada bilinmeyen bir hastalıkla mahkemelerimizde görülmeye başlayan fabrikasyon cinsel istismar davalarıyla alakalı olarak yazdığım diğer forum bölümlerinide kapsayan makalemi buradanda yayınlamak istedim .çocuk haklarıyla çalışan tüm arkadaşlarımın bu konuyla alakalı çalışma yaptıklarında bir çok olayın farklı bpyutlarınıda görebileceklerine inanıyorum saygılarımla...
Medea komplexi -boşanmada art niyetli anne sendromu -ebevyne yabancılaştırma sendromu
medea komplexiyle veya pariental alienation syndrome ile ilgili hiç kimsenin çalışma yapmadığını farkettim . akademisyenlerin hiç ilgilenmediği ama toplumsal yara olarak bir çok vakaanın ardında gizli kalmış bir durumdur.bu konuyla alaklı çalışma grubu kurmak adına bilinirliğini artırmak bile yeterlidir.medea komplexi :yunan tragedyalarından epiclos un medea tragedyasından köken alan bir hastalıktır.kısaca aldatıldığını düşünen kadın (yıkık hüsran ve kızgın)eski kocasından intikam alabilmek amacıyla çocuklarını öldürerek ona gösterir.günümüz modern dünyasında anlamsız gelen bir çok davanın ardında bu komplexin paranoya ve histeriye ittiği kadınlar mevcuttur.özellikle boşanma davalarında büyük oranda kendini gösterir fakat boşanma davaları bittikten sonra da boşanma hükümleriyle alakalı gerek velayet gerekse nafaka bakımından boşanmada kötü niyetli anne sendromu olarak tanımlanan amerikan hukuk sisteminde canada hukuk sişteminde yeri olan bir vakanın köklerini oluşturur. DIVORCE RELATED MALICIOUS MOTHER SYNDROME Ira Daniel Turkat, Ph.D. (http://www.fact.on.ca/Info/pas/turkat95.htm ) örnek olarak verilebilicek bir sitedirboşanmada art niyetli anne sendomu işin maddi kısmında nafakayla alaklı art niyet sergilerken velayet kısmında yabancılaştırıcı rolune burunerek çocuk veya çocuklarını babaya karşı kışkırtmaya yabancılaştırmaya ve kullanmaya kalkar bu durumda çocukları ciddi bir duygusal tacize maruz bırakarak hırpalar ki bu durum travma sonrası stress sendromu olarak bilinecek ruhsal durumu doğurur.ülkemizde henüz yeni yeni şiddeti giderek artan bir çok davanın kökleri bu duruma kadar uzanır.duygusal taciz o kadar şiddetlenebilirki annenin babayı fabrikasyon (üretme/kurgu )bir cinsel istismar davasına dahi dönüştürebilir .bu duruma yabancı olan çocuk psikaytrları gerçek istismar veya kurgu istismar tanımlamalarının yapıldığı makaleleri okumamışlarsa uzun süren bu duygusal tacizin birer parçası olurlar ve mahkemeler uzadıkçada kötü niyetli anne sendomu başarılı bir yabancılaştırıcı olarak çocukların gözünde baba imajının yok edilmesi sağlanmış olur.boşanmada art niyetli anne sendoromunun en ağır şekli istismar suçlaması günümüz ülkemizde bir salgın gibi büyümektedir. hukuki ve tıbbı çalışmalar geri olduğundan bir çok vaka sürüncemede bırakılarak hem çocuk hemde babalar açısından maduriyet çok büyümüştür.işin ilginç yanı gerçek istrismar davaları bile bazen arada kaybolabilecek kadar hukuki vahemet bir hal almıştır. ülkemizde velayet kontrolu yapan herhangi bir resmi kurumun olmaması velayet sahibi annenin her türlü duygusal tacizine açık çocukları koruyabilecek bir mekanizmanında kurulamamasından çocuk hakları bakımından ciddi bir risk oluşturmaktadır.bu konuyla alakalı bir çok çalışma mevcuttur bunlardan bir kaçının sitesini veriyorum: http://www.fact.on.ca/Info/pas/walsh99.htm makaleler incelendiğinde olayın vahameti daha çok gözler önüne serilmektedir. http://www.fact.on.ca/Info/pas/gard01b.htmhatta işin daha ileriki aşamalarında adli tıp makaleleri işin ciddiyetini gözler önüne sermektedir.http://www.ipt-forensics.com/journal/volume2/j2_3_1.htm bu konulardan habersiz basma kalıp bir sistemle raporlar alınarak yaratılan bir çok mahkumiyetin vicdanları rahatsız eden kısmı işin uzmanı diye ortalara çıkan gerek akademik gerekse hukuk kısmını dolduran kişilerin aslında hayatlarında bir kaç makale okumaktan ve toplasanız üç makaleyi geçmeyen yayınlarla ortalarda dolanmasıdır.1985 yılında salem cadı davalarına benzetilerek tanımlanan bu hastalıklar 2011 türkiyesinde hala bilinmemekte birkaç insanın kişisel mücadeleleriyel tanımlanıp hukuk sistemi içine alınmaya çalışılmaktadır. bu konuda bu makaleleri çeviren arkadaşlarımın bu konu altında bu konunun madurlarına yardım edebilmek adına buradan yayınlamaya davet ediyorum. saygılarımla
-
Cevap: Re: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
Alıntı:
erkuterdogan rumuzlu üyeden alıntı
ülkemizde malesef bu konu üzerinde etkin çalışma ve doğru sonuçları alabilecek bir akademik çevre bulunmamaktadır.konu hayli hassas bir konu olmasından dolayı fabrikasyon (kurgu /üretme)istismar davaları ile gerçek davalar birbirine bu konularda akademik çevreler çalışma yapmadığından karışmaktadır. elbette aile içi ve ya dışı tüm istismarları lanetliyorum burada bulunan arkadaşlarımı bu konuda biraz daha başlarını kumdan çıkarıp araştırma yapmaya davet ediyorum .benim bu konuyla direk olmasada bağlantılı ve çokçada bilinmeyen bir hastalıkla mahkemelerimizde görülmeye başlayan fabrikasyon cinsel istismar davalarıyla alakalı olarak yazdığım diğer forum bölümlerinide kapsayan makalemi buradanda yayınlamak istedim .çocuk haklarıyla çalışan tüm arkadaşlarımın bu konuyla alakalı çalışma yaptıklarında bir çok olayın farklı bpyutlarınıda görebileceklerine inanıyorum saygılarımla...
Medea komplexi -boşanmada art niyetli anne sendromu -ebevyne yabancılaştırma sendromu
medea komplexiyle veya pariental alienation syndrome ile ilgili hiç kimsenin çalışma yapmadığını farkettim . akademisyenlerin hiç ilgilenmediği ama toplumsal yara olarak bir çok vakaanın ardında gizli kalmış bir durumdur.bu konuyla alaklı çalışma grubu kurmak adına bilinirliğini artırmak bile yeterlidir.medea komplexi :yunan tragedyalarından epiclos un medea tragedyasından köken alan bir hastalıktır.kısaca aldatıldığını düşünen kadın (yıkık hüsran ve kızgın)eski kocasından intikam alabilmek amacıyla çocuklarını öldürerek ona gösterir.günümüz modern dünyasında anlamsız gelen bir çok davanın ardında bu komplexin paranoya ve histeriye ittiği kadınlar mevcuttur.özellikle boşanma davalarında büyük oranda kendini gösterir fakat boşanma davaları bittikten sonra da boşanma hükümleriyle alakalı gerek velayet gerekse nafaka bakımından boşanmada kötü niyetli anne sendromu olarak tanımlanan amerikan hukuk sisteminde canada hukuk sişteminde yeri olan bir vakanın köklerini oluşturur. DIVORCE RELATED MALICIOUS MOTHER SYNDROME Ira Daniel Turkat, Ph.D. (
http://www.fact.on.ca/Info/pas/turkat95.htm ) örnek olarak verilebilicek bir sitedirboşanmada art niyetli anne sendomu işin maddi kısmında nafakayla alaklı art niyet sergilerken velayet kısmında yabancılaştırıcı rolune burunerek çocuk veya çocuklarını babaya karşı kışkırtmaya yabancılaştırmaya ve kullanmaya kalkar bu durumda çocukları ciddi bir duygusal tacize maruz bırakarak hırpalar ki bu durum travma sonrası stress sendromu olarak bilinecek ruhsal durumu doğurur.ülkemizde henüz yeni yeni şiddeti giderek artan bir çok davanın kökleri bu duruma kadar uzanır.duygusal taciz o kadar şiddetlenebilirki annenin babayı fabrikasyon (üretme/kurgu )bir cinsel istismar davasına dahi dönüştürebilir .bu duruma yabancı olan çocuk psikaytrları gerçek istismar veya kurgu istismar tanımlamalarının yapıldığı makaleleri okumamışlarsa uzun süren bu duygusal tacizin birer parçası olurlar ve mahkemeler uzadıkçada kötü niyetli anne sendomu başarılı bir yabancılaştırıcı olarak çocukların gözünde baba imajının yok edilmesi sağlanmış olur.boşanmada art niyetli anne sendoromunun en ağır şekli istismar suçlaması günümüz ülkemizde bir salgın gibi büyümektedir. hukuki ve tıbbı çalışmalar geri olduğundan bir çok vaka sürüncemede bırakılarak hem çocuk hemde babalar açısından maduriyet çok büyümüştür.işin ilginç yanı gerçek istrismar davaları bile bazen arada kaybolabilecek kadar hukuki vahemet bir hal almıştır. ülkemizde velayet kontrolu yapan herhangi bir resmi kurumun olmaması velayet sahibi annenin her türlü duygusal tacizine açık çocukları koruyabilecek bir mekanizmanında kurulamamasından çocuk hakları bakımından ciddi bir risk oluşturmaktadır.bu konuyla alakalı bir çok çalışma mevcuttur bunlardan bir kaçının sitesini veriyorum:
http://www.fact.on.ca/Info/pas/walsh99.htm makaleler incelendiğinde olayın vahameti daha çok gözler önüne serilmektedir.
http://www.fact.on.ca/Info/pas/gard01b.htmhatta işin daha ileriki aşamalarında adli tıp makaleleri işin ciddiyetini gözler önüne sermektedir.
http://www.ipt-forensics.com/journal/volume2/j2_3_1.htm bu konulardan habersiz basma kalıp bir sistemle raporlar alınarak yaratılan bir çok mahkumiyetin vicdanları rahatsız eden kısmı işin uzmanı diye ortalara çıkan gerek akademik gerekse hukuk kısmını dolduran kişilerin aslında hayatlarında bir kaç makale okumaktan ve toplasanız üç makaleyi geçmeyen yayınlarla ortalarda dolanmasıdır.1985 yılında salem cadı davalarına benzetilerek tanımlanan bu hastalıklar 2011 türkiyesinde hala bilinmemekte birkaç insanın kişisel mücadeleleriyel tanımlanıp hukuk sistemi içine alınmaya çalışılmaktadır. bu konuda bu makaleleri çeviren arkadaşlarımın bu konu altında bu konunun madurlarına yardım edebilmek adına buradan yayınlamaya davet ediyorum. saygılarımla
http://www.aktuelpsikoloji.com/haber.php?haber_id=8481
-
Cevap: Re: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
çocukların anne baba ve kardeşleriyle cinsel ilişkiye girmesi çocuk olmaları hasebiyle kandırılmaları ve cinsel obje olarak kullanılmaları açısından doğru değildir ama yetişkin kişilerin histedikleriyle cinsel ilişkiye girme hakları olduğu için yani kendi kararlarını kendi verme hakları olduğu için mesela 25,30yaşına gelmiş kişiler kendi istekleriyle anne,baba yada kardeşleriyle beraber olabilirler çünkü yetişkindirler ve istedikleriyle beraber olabilirler bu manada buna hiç bir hukuki yaptırım söz konusu değildir.
aile içi ilişki eski tarihylerden bu yana vardır mesela mısır fravunları kardeleriyle evlenirdi anneleriyle evlenen toplumlar vardı.
-
Cevap: Re: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
Alıntı:
raif bostan rumuzlu üyeden alıntı
çocukların anne baba ve kardeşleriyle cinsel ilişkiye girmesi çocuk olmaları hasebiyle kandırılmaları ve cinsel obje olarak kullanılmaları açısından doğru değildir ama yetişkin kişilerin histedikleriyle cinsel ilişkiye girme hakları olduğu için yani kendi kararlarını kendi verme hakları olduğu için mesela 25,30yaşına gelmiş kişiler kendi istekleriyle anne,baba yada kardeşleriyle beraber olabilirler çünkü yetişkindirler ve istedikleriyle beraber olabilirler bu manada buna hiç bir hukuki yaptırım söz konusu değildir.
aile içi ilişki eski tarihylerden bu yana vardır mesela mısır fravunları kardeleriyle evlenirdi anneleriyle evlenen toplumlar vardı.
Siz saçmaladığınızın farkındamısınız?
-
Cevap: Re: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
Bir toplumda düzen sadece yazılı kurallarla yani mevzuatla bir diğer deyişle kanunlarla sağlanmaz. Yazılı olmayan kurallar da vardır ki çoğu zaman yazılı kurallardan kanunlardan çok daha etkin ve caydırıcıdır. Söz gelimi hiç bir yazılı kural veya kanunla yalan söylemek yasaklanmamıştır ancak toplum içinde yalan söyleyen insanlar sevilmez, sözlerine itibar edilmez bu kimselere toplum tarafından aşağılar mahiyette "yalancı" denir ve hiç bir normal insan bu sıfatla anılmak istemez hatta ana babasının kardeş ve diğer yakınlarının da bu şekilde tanınmasından son derece rahatsız olur değil mi?
Çağdaş yasalar aile içi ilişkiyi yasaklamıyor olabilir ama siz toplum içinde ben annemle kız kardeşimle ilişki kuruyorum diyebilirmisiniz? Toplumun size yapıştıracağı "ahlaksız, sapık" gibi sıfatlara da en azından Türk toplumu içinde kulak tıkamak kolay olmayacaktır.
Öte yandan ister Allah vergisi deyin ister doğa eseri deyin insanlar etten kemikten robotlar değillerdir. Duygular vardır. Analık duygusu evladı ile ilişkiye girince yok olur gider. Evlat anasına babasına kızkardeşine cinsel dürtülerle yaklaştığında evlatlık kardeşlik duygusu da tükenir yerini bu yüce duygulardan daha aşağıda anlık zevkleri giderme duygusu alır. Bir anne ilişkiye girdiği evladının başını okşayıp yavvrumm diyebilirmi? derse ne kadar yürekten ne kadar inandırıcı ve samimi olur? Bir evlat da elini öpeceği ana babasıyla iğrenç bir ilişki içinde olursa anam babam diyebilirmi yüreğinin derinlerinden gelen duygularla?
Tarihten verdiğiniz örnekler lanetlenmiş ve helaka uğramış ibretlerdir hasılı kelam.
-
Cevap: Re: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
yalan söylemek hukuki olarakta suçtur çünkü hukuk kuralları insan haklarına göre koyulur bir kişi hakkında yalan söylemek o kişiye zarar vermek yada doğruyu saptırmak demektir ve suçtur ayrıca toplumsal kurallara gelince toplumda töre diye bir bela vardır ve buda toplumsal kuraldır ve bu kurallar insan haklarına aykırıdır mesela yetişkin örenk olarak 25,30 yaşında kadın ve erkek istediğiyle cinsel ilişkiye girer ama töreye göre kadın yetişkin dahi olsa cinsel ilişkiye giremez girerse öldürülür ama erkekse başkasıyla cinsel ilişkiye girdiğinde hiç bişiy olmamakta aksine erkeklik sayılmaktadır işte bu toplumsal kuralların insan haklarına aykırı olmasına bir örnektir ama hukuk toplumsal kurallara göre değil insan haklarına göre şekillenir ve doğrusuda budur yani insan haklarına göre hareket etmektir.
insan hakkı insanın hayatını başkalarına zarar vermeden istediği gibi yaşamasıdır hukuk kuralları çıkarılırken bu temel prensibe dikkat edilerek çıkarılır çünkü bu insan hakkının en temel tanımıdır ve insanların özgürlüğüdür ve hakkıdır şayet böyle olmazsa insan özgür olamaz ve özgürlüğün olmadığı yerde insan hakkı olmaz diktatörlük ve zorbalık olur.
-
Cevap: Re: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
ayrıca toplumlar helaka uğraması gibi inanışlar saçmalıktır dünya üzerinde gelmiş ve yokolmuş yüzlerce toplum vardır bunlar tarihsel olaylar neticesinde yokolmuşlardır tanrının onalara ceza verdiği için değil bilimsel düşünelim lütfen inançları işe sokmayalım çünkü eşcinsellik yada yetişkinler için ensest ilişki kötü bişiy değildir çünkü yetişkin her insanın istediğiyle cinsel ilişkiye girme hakları vardır kimseye tecavüz etmedikleri sürece.
-
Cevap: Re: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
Yargı önünde bile yalan tanıklık ve kimlik bilgisi hakkında söylemek dışında yalan söylemek suç değildir. Her gün yüzlerce belki binlerce suçlu mahkemeye çıkar ve suçsuzum beraatimi istiyorum der. Sanığın yalan söylemesinin suç teşkil etmeyeceği hakkında Yargıtay kararları dahi vardır.
Özgürlik kişinin dilediği kişi ile cinsel ilişkiye girmesi değildir. Hayatta hiç bir şey anlamsız değildir. Cinsel ilişkiden beklenen fayda neslin devamıdır. Su içerken de lezzetli bir yemek yerken de haz duyarız ama bu hazzı duymaktan ziyade yemek yememiz sağlıklı bir şekilde hayatımızı idame ettirmek içindir. Nasıl ki başkalarının yemeğine göz dikmek ayıpsa suçsa başkalarının ırzına namusuna da göz dikmek ayıptır sosyal manada suçtur. İnsan sadece bir birey değildir sosyal bir varlıktır. Raif Bostan sadece kendi değildir birinin oğlu birinin kocası, babası, kardeşi, abisi, dayısı, amcası, eniştesi koca bir toplumun da vatandaşıdır. Yasal olarak suç teşkil etmese bile bir başkasının kızkardeşine, annesine, halasına, teyzesine o istese bile el uzatmamalıdır. Bu saydığımız vasıfları bize veren toplumun rızası da bu noktada bir anlam taşır. İnsan her ihtiyacını giderirken haz duyar ancak haz duymak için yapmaz bunu ihtiyacı giderip sağlıklı kalmaktır maksat. Cinsel ilişkiden insanların sağlıklı olarak çoğalması beklenir. Ana oğul ilişkiye girip bir çocuk dünyaya gelirse bu çocuk babasına ne diyecektir abi mi baba mı? Baba kız ilişkiye girer de bir çocuk dünyaya gelirse bu çocuk babasına dede mi diyecek baba mı? Bunların ne önemi var diyebilirsiniz ama dayı, dede, amca, teyze, hala vs. akrabalıklar insan hayatında çok güzel hatıralar bırakan sevgi sıfatlarıdır. Doğanın ve toplumun red ettiği bir ilişkiden dünyaya gelenler için böyle bir mutluluk yaşanabilirmi?
Eşcinsellik bir başka ters durum. Nesnelerde bile aynı kutuplar birbirini iterler. Aynı cinsin birleşmesinden çoğalma gerçekleşmeyeceğine göre toplum için faydasız ilişkilerdir. Bir toplumu düşünün karşı cinsi bırakıp aynı cinsler arasında ilişkiyi toptan tercih ettiklerinde ne olur? yok olup giderler değil mi? E canım herkes eşcinsel olmasın karşı cinsle de ilişkiler olsun çoğalma onlardan olsun bizim gibi anormaller de arada kaynasın demek ne derece akılla izah edilebilir? Yani başkalarının normal ilişkilerinden dünyaya gelip anormal ilişkisine de kötü bişi değil demek kendini avutmaktır. Doğru olan nedir? Toplum olarak aynı şeyi yaptığınızda toplumun sağlıkla devamı mümkün oluyorsa bu doğrudur. Hele ki bu eşcinsellik aile içinde normaldir, kötü bir şey değildir diyebiliyorsanız sağlıklı bir toplumdan dışlanmanızdan doğal bir şey olamaz. Kimse her an dilediği kişi ile ailesi karşı cinsi eş cinsi fark etmez cinsel ilişkiye hazır, bunu hak gören bu hakkıda ne zaman nerde kullanacağı belli olmayan birini yakınlarında görmek istemez. Evine misafir etmek istemez çocuğunu teslim etmek istemez.
-
Cevap: Re: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
arkadaşım toplumsal değerler doğrudur diyorsun ama insan hakkı toplumsal değerlere bakmaz inasan hakkı insanın isteklerine yani özgürlüğüne bakar,özgürlük nedir özgürlük insanın mümkün olduğunca serbest bırakmasıdır bu mümküniyette başkalarına zarar vermediği sürecedir yani kişi başkalarına zarar vermeden hayatını istediği gibi yaşar insan eşcinselde olabilir travesti yada lezbiyen olur yada iki yetişkin insan ensest ilişkiye girebilir buna hakları vardır ama toplum bunu hoş karşılamıyabilir ama buna hakları vardır.bir düşünün bakalım hukuktra bir kişi şcinsel diye cezalandırılabilirmi yada iki yetişkin insan ensest ilişki yaşadığında elbetteki hayır bu kişinin özgürlüğünde olan bişiydir ve kendini ilgilendirir biz buna karışamayız biz aslında yetişkin hiç bir insana karışamayız bu hukukun en temel kavramıdır ayrıca suç işlediği zaman yalan söyleyen bir kişi suçu ıspatlanamadığı için doğru söylediği farzedilir onun için ilk anda ceza verilmez ama suçu ıspatlandıktan sonra yalan beyandan dolayıda ayrıca bizr ceza yer yani yalan söylemekte suçtur ama tabiki kimseye zararı olmayan küs olan kişileri barıştırmak için söylenen zararsız yalanlar istisnadır.
-
Cevap: Re: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
Aile bireylerinden biri veya birkaçı tarafından istismara uğrayan bir çocuğun yetişkin bir birey olup hakkını aramayı idrak edebildiği dönemde elinden hiç mi bir şey gelmez? Yani suçlular cezalarını çekmeden mi yaşayacaklar? Ensestin önüne nasıl geçilebilir vaziyet böyleyken!
İstismara uğrarken ses veya görüntü kaydetmeyi aklına getirememiş (!) bireyler yaşadıkları acıyla hayatlarına bir şey olmamış gibi devam etmek zorunda mıdır?
Yok mu bunun başka çaresi?
Yaşadığı tacizi tecavüzü bırakın hakime inandırmayı annesine dahi inandıramayan ve kötü damga yiyen bireylerin sayısı her geçen gün artmak zorunda mıdır?
Evet, taciz ve tecavüze uğradığını iddia ederek yalan söyleyen tezgah hazırlayan onlarca insan var.
Hatta İstanbul Valiliği insan hakları komisyonunun incelemiş olduğu bir olay var; anne ve kız birlikte anlaşıyorlar, anne eşinin spermini şırıngaya çekip kızının cinsel organına enjekte ederek tecavüze uğradığına dair iddialarda bulunmuştur..
Delil olmadan müdahale etmek sağlıklı değil elbette fakat yapılacak hiç mi bir şey yok?
Medet!
-
Cevap: Re: ENSEST (Aile İçi Cinsel İstismar)
Toplumun değer yargıları teknoloji ve ekenomik gelişimle ters orantılı olarak değişiyor kanaatindeyim.Aile içi ve aile dışı bu tür olaylarda güçlü olan kişilerin sosyal gelişimlerine ve psikolojik durumlarına göre sınır tanımaz davranışları, güçsüz olan (ekenomik ve kültür) kişiler üzerinde hakimiyet kuruyor. Yaptıkları her davranış olabilir görülüyor. Buna göre;
Hukuk devletinin, aile hukukunda bir takım düzenlemeye gitmesi gerekir diye düşünmekteyim. Toplumu oluşturan aile de yaşanan olumsuzluklar topluma yansıyacağından Olaylara sessiz kalmak demek olayları onaylamak anlamına gelir. Fertler olarak bizlerin devletimizden taleplerimiz olacak ki; Kanunlar, toplumun talebi doğrulsunda Ahlak, Din ve gelenek görenek kurallarına uygun düzenlenecektir.
Konunun açılması yerinde olup, Platform oluşturularak kamoyuna bilgi verilmesi, Konunun yasakçı zihniyetle değil, konuşulabilir ve tedbir alınabilir aynı zamanda bilgilendirilebilir hale gelmesi temennisindeyim.
başarılar dilerim.