Keşke ödeme emrine veya borca dava açacağınıza. Hakkınızda düzenlenen rapora dava açsaydınız zamanında. Kazanma ihtimaliniz çok daha yüksek olurdu.
Printable View
Keşke ödeme emrine veya borca dava açacağınıza. Hakkınızda düzenlenen rapora dava açsaydınız zamanında. Kazanma ihtimaliniz çok daha yüksek olurdu.
Rapor düzenliyen vergi kontrolörü hakkında suç duyurusunda bulundum.
Çünkü ceza davası süresinde banka ödeme dekontunun olmasıyla ve arada yakın bağ olmadığı durumda iş ilişkisinden dolayı faturaların tarafımızca araştırma ve sorgulama yapma gibi bir işi bize yükleyemeceklerinden dolayı bilirkişi raporuyla tespit edilmiş ve beraat kararı vermiş ve karar yargıtay nezdinde kesinleşmiştir.
şirketimizi taraflı davranarak ve belgeleri yok sayarak zor duruma sokmaktan hakkımızda yurtdışı çıkış yasağı konulmasına ticari bağlantıları bozan alacaklarımızı tahsil edememize ve mecburi olarak şirketi tesfiye etmemize sebep olmaktan bulunduğum suç duyurusu sonucuna göre tüm belge ve bilanço ve daha önce ödediğim kurumlar vergileri bilançolarıma göre uğradığım zararlar içinde dava açacağım.
Artık her önüne gelen kamu yetkisiyle kafasına göre hareket etmemeli.
mevcut durumum ticaret yapamayacağım bir duruma geldiğinden kaybedecek bir durumumda yok zaten. Bari benim maruz kaldığım bu haksızlıkları başkaları yaşamasın.
Burada size hak vermemek mümkün değil .Bazen vergi denetim elemanları kraldan fazla kralcı olarak karşısında ki mükellefi çok zor durumlara sokabilmektedirler. Üstelik olay yargıdan dönse bile hatalarını kabul etmemektedirler. Bu bizim maliye idaresinin en büyük eksikliklerinden biridir. Her işlem yapan memura yaptığı işlemin hatalı sonucu bildirilmelidir. Özellikle vergi denetim elemanlarının düzenledikleri raporların yüzde kaçı tahsil edilebiliyor yüzde kaçı vergi yargısından geri dönüyor bu gösterilmelidir.
Selçuk Bey; Yapmış olduğunuz yorumlarla vergi denetim birimlerini itham altında bırakmış olduğunuz için cevap veriyorum
1- Hiçbir vergi denetim elemanı kraldan fazla kralcı olmaz. Kendisine verilen görev emrini yerine getiriyordur.
2- Mükellefi zor duruma düşüren denetim birimi değil, mükellefin kendisidir. Yapılmayan bir hata veya işlenmeyen bir suç için kimse kafasına göre rapor tanzim etmez.
3- Unutmayinki denetim birimleri sadece sıradan vatandaşı değil, Türkiye'nin en bilinen holdinglerini, avukatları, SMMM leri Ve YMM'leride incelmekte ve tarhiyat yapmaktadırlar. Bunları örnek vermiş olmamım nedeni, bu şirketlerin veya meslek gruplarının vergi veya denetim karşısındaki kanuni haklarına vakıf olmalarıdır.
Buna rahmen denetim birimlerinin "kafsına göre iş yapıyorlar" düşüncesinin hiçbir mantıklı izahı yoktur.
4- (Her işlem yapan memura yaptığı işlemin hatalı sonucu bildirilmelidir) Neye ve kime göre hatalı, bunu daha net ifade etmeniz gerekiyor.
5- (Özellikle vergi denetim elemanlarının düzenledikleri raporların yüzde kaçı tahsil edilebiliyor yüzde kaçı vergi yargısından geri dönüyor bu gösterilmelidir.)
Bu son derece yanlış ve yönledirci bir ifadedir. Önce şunu sormanız gerekir. Denetim birimlerinin düzenlemiş olduğu raporların yüzde kaçı yargıya gidiyor. Yüzde kaçı yargıya gitmeden tahsil ediliyor. Bunları yazın, yazarken, lütfen kaynak gösterin. "ben söyledim oldu" demekle olmaz.
Son olarak şunu ifade etmek istiyorum. Özellikle denetim birimlerine yüklenmenizin arkasında başka nedenler olabilirmi.
Sayın Ramses,
Burada polemik yaratmak için bulunmuyoruz sanırım bilgilerin paylaşılması ve yapılan hataların düzeltilmesi için deneyimlerimizin paylaşılmasını amaçlıyoruz.
Sizin mesleki konumunuzu doğrusu bilmiyorum ama yazılarınızdan taraflı bir yaklaşımı sezebiliyorum.
Somut bilgi istiyormusun Bende var somut bilgi Çümkü yaptıkları işlemlerde ne kadar yasadan uzak kendi yorumuna göre işlem yaptığını ve bunu mahkemede savunma cesaretini göstermeyen idarenin kalkanına bürünerek ispat ediyorum.
Bundan başk ne kanıt isteyebilirsinki...
Bu arada İşini düzgün yapan kamu görevlilerini tenzih ediyorum gerçekten çok iyi bulundüğü mevkinin hakkını veren idareci ve yöneticilerde olmasa vay bu milletin haline. Şimdi size Bir hukukçu verdiği kararların sonucunda isabetsiz verdiği her karar ileriki görevinde değerlendiriliyor, ama bir vergi kontrolörü yazdığı rapor ve inceleme sonucunda hiç bir sorumluğu yok işte bütün mesele burda.
maalesef vergi inceleme raporlarından davalık olanlarının % 90 civarındaki rapor mahkemelerce ya terkin edilmekte ya da tadilen tasdik akararı verilmekte.
ancak bunun bir çok nedeni var.
1.mevzuatta belirtilen kanun maddesinin yoruma açık bırakılması ve bu nedenle mahkeme ve maliyenin bunu farklı yorumlaması. örneğin belge alınmamasından dolayı % 10 özel usulsüzlük cezasında maliye tek taraflı tespiti yeterli görüyor , mahkemelerse iki taraflı tespit istiyor. bakanlık bu maddeyi değiştirmedikçe (inceleme elemanı buna ceza kesmek zorunda) bu ve benzeri tarhiyatlar mahkemeden dönecektir. bu inceleme elemanının değil bakanlığın uygulamasından kaynakalanan birşeydir
2.inceleme elemanının inceleme olanakları (teknik imkan) çok kısıtlıdır.bu kısıtlılık evrak üzerinde inceleme yapma nedeni olurki bu da günnün ekonomik, sosyal koşullarını doğru tespit etmeye engeldir. örneğin bir beyaz eşya fabrikası üzerinde inceleme yapılsın.denetmenin buradaki teknik konuları bilme şansı olmadığı için odalarla yazışma yaparak bu tür fabrikanın ne kadar üretim yapacağını hesaplar mesela.olması gereken bu denetmenin gerekli mühendisleri temin ederek yerinde bir üretim raporu tespit etmesi gerekir.ama ne mümkün. bırakın böyele bir tespiti, denetmen bir araç bile isterken elli yerle yazışarak taşıt görev emri çıkarır. halbuki parayı maliye toplar ama buna rağmen satış yapan her mümessildebile benzin sınırsız araç bulunur.
3. maliye genelde vergileri dolaylı olarak aldığı için dolaylı vergileri önemsemez
4.inceleme elemanlarının mahkemeden dönen tarhiyatlarde bir sorumluluğu yoktur.bu nedenle kraldan fazla kralcı olması ona bir zarar vermez.kraldan fazla kralı olanlarda vardır
5. işin özü bunlar çok arttırılabilir. ama düzgün bir sistem oluşturulması istenmez zaten. çark böylece herkese yarar.dolaylı vergi bütçeye yeter. siyasiler genelde işadamıdır.yasalarda boşluk ve eksiklik kime yarar anlayın.düzen bozukluğu halka zarar başkalarına kar olarak döner
Sayın Meltyapı burda taraflı davrandığımı hiç zannetmiyorum. Siz, bir mükellef olarak, işin gereği başınıza gelen durumla ilgili savunma da bulunuyorsunuz. Bu en doğal hakkınız. İdarenin yaptığı hiçbir işlem nihayi değildir. İdare Mahkemeleri bu yüzden vardır. Adı üzerinde: İdare Mahkemesi İdarenin yaptığı işlemleri hukuka uygunluğu açısından inceler.
Diğer taraftan, sizin karşılabileceğiniz olası durumları realist bir bakışla (mavi boncuk dağıtmadan) anlatmaya çalıştım. Eğer sizi eleştirmek gibi bir niyetim olsaydı. İnanın o kadar konu bulurdum ki işin sonu nereye varırdı bilemiyorum.
Ayrıca, yukarıda alıntı yaparak eleştirdiğim hususların sizinle veya konunuzla hiçbir alakası yok. Zannederim sizde denetim elemanına, düzenlemiş olduğu rapordan dolayı suç duyurusunda bulundunuz.(Rapor düzenliyen vergi kontrolörü hakkında suç duyurusunda bulundum.) Sonucunu merakla bekliyoruz. Bakalım savcı dava açacakmı?
Birde şu hakkınızda düzenlenen rapor hakkıda daha detaylı bilgiler veririseniz, Daha sağlıklı yorum yapılabilir,
Hangi gerekçe ile incelmeye alındınız, Firmanızın o yılki cirosu neydi, Şayet konu sahte belge kullanmma ise (ben öyle sanıyorum. Çünkü ceza davasından bahsediyorsunuz) kullandığınız toplam tutar ne kadardı. Bu belgeler ile aldığınız emtia veya hizmetlerin ödemesini ne şekilde yaptınız, bunlar olmmda yorum yapmak çok zor olur.
Sayın molyer bey; Bahsettiğiniz özel ususüzlük cezasınının %90-95'ni tarhiyat öncesi uzlaşmada zaten kaldırılır.
Mahkemelerin özel usulsüzlük cezasını kaldırması doğaldır. Benim önemle vurgulamak istediğim noktayı atlıyorsunuz. önce şunu tespit edelim. Düzenlenen raporların yüzde kaçı dava ediliyor. Yüzde kaçında uzlaşılıyor.
Mükellef dava yolunu seçmiş ise bu, bence 2 nedenden kaynaklanmaktadır.
a- Tarhiyat çok tartışmalı bir konuda yazılmıştır. Her iki taraf (Maliye ve mükellef, dikkatinizi çekerim denetim elemanı değil, maliye) kanunu farklı yorumlamaktadır.
b- Mükellefin davadan başka çıkış youlu yoktur. Uzlaşma müessesi çalıştırılması kanuni olarak mümkün değildir. Daha da önemlisi, hakkında Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunulmuştur.
Dolaylı vergilerin en büyük kalemlerinden biri KDV'dir. Malesef birçok mükellef KDV'ye gözünü dikmiştir. Toplam bazda incelemelerin en az %50-60'nı sahte belge oluşturmaktadır.
Denetim elemanı yaptığı ve imzaladığı herşeyden bizaati kendisi sorumludur. kanuni dayanağı olmayan bir işlemde mahkemeye gerek kalmadan önce maliye bakanlığı tarafından cezalandırılır. Ancak düzenlediği bir rapor, mahkemeden döndü diye denetim elemanına yaptırım uygulamak hayatımda duyduğum en saçma şeydir. Bu söylediğiniz şeyi uygulamanız durumunda bırakın vergiyi, Türkiye'deki hiçbir kuruma iş yaptırmanız mümkün değildir.
Şimdi ayrılmam gerekiyor. yazıma kaldığım yerden devam edeceğim