Kemal Kılıçdaroğlu'nun Melih Gökçek'le düelloyu iki kez ertelemiş olması da dikkat edilmesi gereken bir diğer husus.
17 aralık çarşamba gününü merakla bekliyorum.
Printable View
Kemal Kılıçdaroğlu'nun Melih Gökçek'le düelloyu iki kez ertelemiş olması da dikkat edilmesi gereken bir diğer husus.
17 aralık çarşamba gününü merakla bekliyorum.
Sayın Phantom of low,
İ.Melih Gökçek'e Ankara suyunun kalitesini neden bozduğunu, neden sorumsuz davrandığını sorduklarında İzmir ve Eskişehir suyuna maydonoz olup yanıtladığı günlerde, Prof.Dr.Yılmaz Büyükerşen'e karşı seviyesiz, anlamsız ne amaçladığı belli olmayan saldırılarını Habertürk'te izledim.
Bu siyasi anlayışın temeli takiyyeye dayanmakta ve her yerde bunu kullanmaktadırlar.Gerçek dışı belgelerle Emin Ağaoğlu ve nicelerine devletin gizli belgelerini ele geçirerek, suç işleyerek dil uzatmadılar mı?
Umarım Kılıçdaroğlu, her konuda yaptığı ayyuka çıkmış, hala bizim ödediklerimizle afişler bastırıp kendini överek cehaletten istifade yolunu bulan, dünyanın en borçlu belediyesi haline gelen kişiyle böyle bir polemiğe girmez. Sadece belgelerle konuşur.
Sorulan soruya aldığınız yanıt farkı, Kılıçdaroğlu'nun üslubuna devlet terbiyesine uyarlı değil. 99 doğru iş yapsa da bir yalan yanlış bulur, suç ta olsa söylerler.
Çabalarınzı saygıyla karşılıyorum. Ancak bu tümör halini almış gerçeği görme özürlü yapılara çok fazla anlatılacak birşey yok ne yazık ki.
Sayın SDT23
Sizi gayet iyi anlıyorum. Artık yavaş yavaş tanıyorum da.
Bir insan için 99 kişi iyidir bir kişi kötüdür derse buna pek aykırı fikir denmez. Aykırı fikirin tartışılacak bir yeri olur. Malum olduğu üzere %99 iyi bir kanıt oranıdır.
Bir tartışma programının ertelenmesinde şüphe arayan zihniyet aynı şüpheciliği başka hiçbir konuda nedense gösteremiyor.
Ne oldu SSK nın neden açık verdiği konusunda kafanızda soru kalmadı mı?
Yoksa ben yazınca birden mi anladınız!!!!
Yoo zaten biliyorsunuz bence bilmeyen varmı ki?
Ama Her konuda olduğu gibi bu konuda da saldırmak için Nazlı hanımın yazısı size kaynak ve dayanak oldu.
Sahi Nazlı Ilıcak demişken. Bu hanımların eski gazete maceraları yani televizyon, buzdolabı paraları için ne düşünüyorsunuz? Hani derler ya "Dinime söven bari müslüman olsa" Ilıcak kendi ve oğlunun kul hakkını ödemiş mi? İç ettikleri paraları sizde unuttunuz mu? Size dost tavsiyem hayat klavuzunuz karga olmasın.
Saygılarımla.
Dikkat ederseniz
Alıntı:
sdt23 rumuzlu üyeden alıntı http://images.hukuki.net/images/buttons/viewpost.gif
Acaba Kılıçdaroğlu Nazlı Ilıcak'ın da gündeme getirdiği şu iddialardan mı korkuyor? diyerekYok ki? hem siz demiyorsunuz Nazlı hanım diyor
------------------------------------------------------------------------
Bende yazıyı okuduğumda dikkatimden kaçmıştı Alıntı yapılan yazılar konun içine sıkıştırılarak saklanıyorlar gaaliba birden büyümüş!
Bu mantıkla yazıları yüklersek çok kişi yazıyı yazanın başkası olduğunu zor anlar... Sitemizde toplumun her kesiminden okuyucularımız oldugunu gözden kaçırmamalıyız.
Toplumla, sosyal yaşamla, kültürle igili yönlerimiz ait olmayı ifade eden yönlerimizdir: Annemizin dediğini yapmak, komşularımızı küstürmemek, toplumda saygı duyulacak bir meslek seçerek geçim temin etmek, fedakarlık yapmak gibi şeylerin tümü 'ait olma' gereksinimimizdir..
İstegimiz için oyun oynamak, eğlenmek,istediğimiz için cinsel ilişkide bulunmak, istediğimiz için kampa gitmek, doğayla ilişki kurmak, hayal kurmak, kısacası kendi özümüz, canımız istediği için yaptığımız şeyler işe 'birey olma' gereksinimimizden kaynaklanır.
-Bu dedikleriniz her toplum ve her kişi için geçerli mi?
-Evet, bu söylediklerim evrenseldir; her kültürdeki, her bir insan için geçerlidir.Savaşcı kitabında bahsedildi gibi
-Peki ait olma, birey olma dengesi nasıl oluşuyor? Daha doğrusu nasıl oluşmuyor?
-En önemli neden çocuğun içinde yetişdiği aile.
Bir süre sustum. Dediğimi düzeltme gerksinimini duydum.
-Doğru söyledim. En önemlisi çocuğun içinde yetişdiği aileyi biçimleyen kültür. Husserl'in tabiriyle kültürün niyeti'. Örneğin dört yaşındaki çocuk arkadaşlarıyla oynamak için sokağa çıkarken annesi ona, " hırkanı giy. "der.
"Neden çocuğuna 'hırkanı giy' der, anne? Tabii, annelik görevini iyi yapmak istediği için.
Çocuğunun hasta olmasını istemediği için.
Ayrıca, komşularından, kendi annesinden, kayınvalidesinden. Oldumu.....
Saygılarımla
Bu konuyu bu yönüyle tartışmaya açmak için buraya eklememiştim. Buraya varmaması için ifade seçimine özen göstermeye çalıştım ve sadece bir niyet bildirerek noktaladım. Ancak konuya yapılan ekleri okuyorum ve kaçındığım şeyi yaratmayı amaçlayan ısrarlı bir tavır olduğunu görüyorum.
Bunu buraya yazılanlar için söylemiyorum o nedenle lütfen yanlış anlaşılmasın ama bu tavrın adı, bilinmediği halde sonucu önceden belirleyerek kaynakları ve hatta hukuku belirli bir amaca hizmet edecek şekilde yorumlamak, bu önceden belirlenen sonuca maksatlı gerekçeler üretmektir.
Bu kaynakların ve bu yolu tercih eden yorumların benim açımdan hiç bir değeri yok.
Nedense RTE nin Melih Gökçek i Ankara adayı yapmayacağı kanısına kapıldım.
Bu adam mevcut hali ve tavrı ile AKP için çok zararlı. Adaylığının bu güne kadar açıklanmaması da bu şüphemi kuvvetlendiriyor.
Adam kelimenin tam anlamı ile ağız ishali olmuş. Acil şifa dilemekten başka yazabilecek bir yorum bulamıyorum.
İ.Melih Gökçek her zamanki üslubunu kullandı,sıkışınca konu dışı ve kişilere saldırılarda bulundu.Muhatabı olmadığı kişiye suçlamalarıyla, Kılıçdaroğlu'na sorular yönelterek aynı zamanda fena halde terledi de.
Başka birşey daha yaptı, "bana söylediklerinizin dışında sorular " falan dedi ama % 23 karla doğalgaz satıp halkı kazıklayıp, % 50 si ile yatırım yaptığını, diğer % 50 sini kendi ağzıyla, hortumladığını ifşa etti.
300+ 150 $ hesabına hiç dokunmadı.EPDK kararları ile mahkumiyetine hiç aldırmadı.
Tüm hamle ve marifetlerine rağmen bu kez zeytinyağı olamadı,çuvalladı.
Ankara halkı yeni döneme bizlerin parasıyla hazırlattığı 800 000 adet yiyecek paketine oy verdiğinde nasıl geri alınıyor anlamadıysa yapılacak birşey yok, yola devam.
Fakat Melih Gökçek'in devre dışı bırakılacak olması partinin yolsuzluklara tahamülü olmadığı şeklinde yorumlanmamalı.Bu büyük bir yanılgı olur.Bu kararı aldıran ancak, bu kadar gözler önüne serilmesinden, kamuoyunda bu kadar yüksek seste yer almasından duyulan rahatsızlık olabilir.
Ben yolsuzluk iddiaları nedeni ile aday yapılmayacağını iddia etmedim. Çünkü adı üstünde bunlar iddia. Tavrı, kişiliği ve partide duyulan rahatsızlığı kast ettim.
Botaş a ödenmeyen tutarların bile ciddi bir sıkıntı yarattığı malum çok konuşuluyor.